Tumgik
#başur
dontletthemknoww · 2 years
Text
Ez hevala te me, sed malbat û hezar evindar im 🖤
Tumblr media
0 notes
dougielombax · 11 months
Text
Just leaving a few articles here.
Feel free to reblog.
Fuck Erdogan and his cronies for this shit.
1 note · View note
seslimeram · 1 year
Text
İnsani Olan Tarumar Edilirken
Tumblr media
İnsani olanın tarumar edildiği bir eşikten geçiyor bir kere daha işte bu modern zamanlar. Hissiyatın zayi edildiği, empatinin sıfırlandığı, gücü yetenin gücü kalmayana olabildiği kadar açık bir biçimde hayatı dar ettiği bir sahnede insani erdem, akım, söz ve eylem yer ile yeksan ediliyor. Topyekun düzlemin genel geçer değil doğrudan doğruya var ettiği her hamlede belirgin bir biçimde bu tarumar etme sürekliliği var ediliyor. Didaktik, sabık ola gelen aklın tezahürü her durumda kendini tekrar eden pragmatist tavırlarla insani olanın yitimi belirli bir aksiyona kavuşturuluyor. Süreklilik arz eden her eylemde yıkım kalcı bir sonucu simgeliyor. İnsani olanın lügatten çıkartıldığı bir yerde zorbalık / terör ve iltisaklı olagelen hemen her türden devlet mekanizmasının üretimi tahayyüller sahneyi kapsıyor. O eşikten bir kere geçildiğinde bir daha geri dönülmeyecek olduğu unutturulup, yaraların çoğaltılması söz konusu ediliyor. Yeni ülke diye var edilen, yeni liberalizmin sularından ilerleyen, adım adım despotizmi bina eden baş amirin liderliğindeki yönetim anlayışının her fırsatta var ettiği şey bu yıkım hamlelerine haniliktir.
İnsani olanın çürümeye terk edildiği yerde zulmün binbir türlü tezahürü ardıl sıra güncel bir meseleye dönüştürülür. Yeni yüzyılını arşınladığı söylenen bir ülkenin her gününde bu cerahat halidir tek yönelim / tek istikamet olarak güncellenen. Demokrasi idesinin yıkıma rehin edildiği bir yerde hayat ehven olandan zaten ayrıştırılmıştır. Bir fasit döngü içinde, cerahat ve cürmün etrafında sadece tüketen bir yer hakikat kılınır. Tümüyle nobran alenen akla seza hallerin / eyleme dönüştürüldüğü zeminde insani mefhumun yıkımı sınırsız bir halde var edilendir. Tek millet, bayrak, vatan, din, iman, sermaye diye dört dolanıp afaki bir yönlendirmeyi mutlak ve katı bir otokrasinin var edildiği zeminde o insani mefhumun köküne çoktan kibrit suyu dökülmüştür zaten. Biteviye yirmi bir yıllık iktidarın başı her sıkıştığında suna geldiği savaşalım / yıkalım / yok edelim bahsinin Bakur Kürdistan’ından Rojava’ya, Başur Kürdistan’ından daha yepyeni bir yıkımın imal edilip 120 bin insanın bir ihtimal ilelebet sürüldükleri Artsakh / Nagorno Karabağ’a saldırganlık cüretiyle aleni bir insani olanın cürümlerle boğdurulması kesintisiz kılınır. Bırakın yüzyılın yenisini daha halen dününde, dünün kötülüğünde yaşamakta ısrarcı bir ülkenin geleceğinden hemen hiç bahis açılabilir mi, sahiden? İnsani olanın toptan tarumar edildiği / olunduğu bir zeminde bir hayat geriye kalır mı, sahiden?
Gazete Duvar’dan iliştirelim: “Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde 1 Ekim Pazar günü düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin açıklama yaptı. Fidan, saldırganların 'Suriye'den geldiğini' söyledi, sınır ötesi operasyon mesajı verdi.
KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile bir araya gelen Hakan Fidan, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Fidan, konuşmasında Ankara'daki bombalı saldırıyı gerçekleştirenlerin ikisinin de 'Suriye'den geldiğini ve Suriye'de eğitim gördüklerini' söyledi. Fidan, Irak ve Suriye'ye operasyon mesajı vererek şunları kaydetti:
'Üçüncü Tarafların Uzak Durmasını Tavsiye Ediyorum'
"Silahlı Kuvvetlerimizin bu terör saldırısına cevabı son derece net olacak, böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerine pişman olacaklar. Irak ve Suriye'de PKK ve YPG'ye ait olan bütün alt yapı üst yapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekün meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK/YPG’li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye ediyorum."”
Bu açıklamayı müteakiben birbiri ardına bir saldırganlık hamlesi çıkagelir, onu da şuraya iliştirelim: “Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine dün başlattığı hava saldırılarında, 29 alan ve köy, 3 elektrik istasyonu, 4 petrol, 2 su ve bir benzin istasyonunu bombaladı. Bu saldırılarda yine 6 yurttaş ve 6 İç Güvenlik Güçleri üyesi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ankara saldırısı sonrası hedef gösterdiği Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlatılan hava saldırıları devam ediyor. Dün başlayan saldırılarda özellikle sivil alanlar hedef alınırken, çok sayıda kişi de hayatını kaybetti.
12 kişi hayatını kaybetti
Saldırılarda 6 yurttaş ve 6 İç Güvenlik Güçleri üyesi hayatını kaybetti. 2 İç Güvenlik Güçleri üyesi ise yaralandı. Yine saldırılarda çok sayıda gaz, petrol ve su istasyonları hizmet dışı kaldı.
Türkiye’nin saldırılarında hedef aldığı alanlar ve köyler ise şu şekilde:
Hesekê Kantonu
*Hesekê’nin kuzeybatısındaki Mişêrfê Himê köyünde hedef alınan bir fabrikada çalışan üç yurttaş yaralandı.
*SİHA’nın Mişêrfê-Hesekê arasındaki yol güzergâhında hedef alınan sivil araçta can kaybı meydana geldi.
*Kentteki Himê su istasyonu defalarca hedef alındı.
*Kent kırsalındaki Serêkaniyê mültcilerin kaldığı Waşûkanî kampı çevresine 5 hava saldırısı düzenlendi.
*Hesekê kantonunun Til Temir ilçesinin batısındaki Tewîla köyü bombalandı.
*Til Temir ilçesinin güneyindeki Rikuba köyüne yakın alanda bulunan su istasyonu SİHA ile hedef alındı. Saldırı sonucu su istasyonunda ağır hasarlar meydana geldi.
*Hesekê kenti ile ona bağlı çok sayıda köylere elektrik sağlayan Xerbî barajı elektrik istasyonu hedef alındı.
*Kantonun Til Temir ilçesinin kuzeyindeki Dirdara köyü bombalandı.
*Kantonun Zirgan ilçesine bağlı Dad Ebdal köyündeki bir okulu, Bobî köyündeki Şam hükümeti güçlerine bağlı bir üssü ve Esediye köyünü hedef aldı.
Qamişlo Kantonu
*Qamişlo’nun Çilaxa ilçesindeki baraj çevresi bombalandı ve ağır maddi hasarlar meydana geldi.
*Amûdê ilçesinin 3 km güneyindeki Til Hebeş köyüne düzenlenen hava saldırısında 6 İç Güvenlik Güçleri üyesi hayatını kaybetti, 2’si de yaralandı.
*Kantonun Tirbespiyê ilçesinin güneyindeki Gir Dahol köyüne yakın bir petrol istasyonu hedef alındı.
*Kantonun Çilaxa ilçesinin Al Qews köyündeki bir petrol istasyonu hedef alındı.
*Tirbespiyê’nin kırsalındaki Seîda petrol istasyonu hedef alındı.
*Tirbaspiyê’nin Ziraba petrol istasyonunu hedef alındı.
*Qamişlo’nun anayol yakınındaki Cirnk Mahallesi’ndeki elektrik santrali ile kuzeyindeki elektrik santralleri hedef alındı.
*Kantonun Amûdê ilçesindeki elektrik santrali bombalandı.
*Tirbespiyê ilçesindeki Ewda gaz istasyonu hedef alındı.
*Gece yarısı onlarca stratejik bölge ağır bombardımana tutuldu. Yine Qamişlo kuzeyindeki ana yolunda 2 kez hava saldırısı düzenlendi.
*Tirbespiyê’nin ilçesindeki Ewde gaz istasyonu, Aliyan köyüne yakın petrol istasyonu ve ilçenin doğusunda bulunan bir başka petrol istasyonu ağır bombardımana tutuldu.
*Dêrik’in Teqil Beqil köyündeki elektrik santrali ile Girkê Legê ilçesinin Sê Gira Dero köyündeki elektrik santrali savaş uçakları tarafından bombalandı.
*Qamişlo kantonunun Girbawi beldesindeki fabrika bombalanırken eş zamanlı olarak kantonun Çilaxa ilçesindeki El Qews istasyonu ve Amûdê ilçesinin güneyindeki Xirbê Xoy köyü hedef alındı.
Fırat Bölgesi
*Kobanê kentinin güneyindeki Sirîn ilçesinin güneybatısındaki Qesif köyündeki oto tamirhanesini 3 kez hedef aldı.
*Kobanê kentinin 45 km güneydoğusundaki Xirab Îşkê köyü ve M4 yolu üzerindeki motosikleti bombalaması sonucu 2 sivil hayatını kaybetti.
*Eyn Îsa ilçesinin kuzeyindeki Seyda köyü ağır silahlarla bombaladı.
Efrîb ve Şehba
*Efrin kantonunun Şerawa ilçesine bağlı Meyase köyündeki Şam hükümet güçlerine ait nokta iki kez bombaladı. Saldırıda 2 Şam askeri yaralandı.
*Şehba’nın Zîwanê köyü ağır silahlarla hedef alındı.
*Şehba kantonunun Til Rifetê ilçesi bombalandı.
*Efrîn kantonunun Şerawa ilçesine bağlı Dêr Cemal köyleri ile Ziyaret köyleri arasındaki Meranaz köyleri bombalandı.
*Kantonun Şerawa ilçesinin Meyase, Gundê Mezin, Kilotê, Hişr Soxanekê, Bênê köyleri ile Şera ilçesinin Merenaz, Şewarxe, Keştar köyleri ağır silahlarla bombalandı.
*Gece geç saatlerde Efrin’in Malikiye köyünü hedef aldı.
Minbic
*Minbic kuzeyindeki Hemam, Toxar, Hoşeriye, Ewn Dadat, Dendeniye ve Seyade köyleri gece saatlerinde hedef alındı. Elde edinilen bilgilere göre ölü ve yaralılar var.”
“Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Basın İrtibat Merkezi, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının ikinci gününün bilançosunu açıkladı. Hawar Haber Ajansı’nda (ANHA) yer alan açıklamaya göre 7 petrol istasyonu, 2 elektrik santrali, bir su istasyonu ve 2 hastane bombalandı. Açıklamada, Şam hükümeti güçlerinin 4 noktasına da saldırı düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, “7 savaş uçağı saldırısı, 14 İnsansız Silahlı Hava Aracı (SİHA), 74 ağır silah saldırıları, 1 doçka silahı saldırısı, 1 suikas” gerçekleştiği bilgisi paylaşıldı. Şam’a ait 4 noktanın da hedef alındığı belirtildi.”
İnsani olanın tarumar edildiği bir eşikten geçiyor modern zamanlar. Modernliğini eskinin var ettiği açmazları / çıkmazları görerek, bilerek ilerlendiği bildirilen bir zaman aralığında yıkıcılıkla yeniden hem hal olunuyor. Tümüyle muğlak / mübalağasız bir biçimde nasıl var edildiği muamma bir saldırının hemen arkasından çıkagelen cüretle / itham ve yaftalar ile Rojava’daki imece hayat tahayyülü hedef kılınır. Terörle mücadele denilirken bir kırk küsur yıldır kendini tekrar eden milliyetçi / aşağılayan cerahatli tavrın bir biçimde bomba ve silahlara tutunarak yönünü geliştiren bir aklın suna geleceği yegane şey olarak yıldırı tam tekmil var edilir. Kentlerin elektriği suyunu var eden tesisler, binalar yerle bir olunur. Dümdüz bir hattın üstünde yaşamsal olan şeylerin hedef kılınmış örgütlere aitmiş olarak duyurulması neticesinde köyler, yaşam sahaları, üretim alanları tastamam yıkılır. Arasız, fasılasız bir cerahat yükseltimi söz konusudur. Kendisinden saymadığı, üstünde hak iddia edemeyeceği bir yerdeki yaşamsal ortaklığı, ışid nam terör çetesinin daha yakın zamanda yaptığı kıyıcılığı sahiplenen bir ülkenin bir hışım saldırısı çözümsüzlüğün nasıl da güncel bir mefhuma dönüştüğünü göstere gelir. Bu satırlar yazılırken Maxmur kampının hedef kılındığı, ateş altında olduğu bilgisi geçmekteydi. İnsani olanın zehirlendiği bir güncellik içinde daha nereye kadar yaşama erdemi hedef kılınacak, buna henüz bir yanıt bulunamıyor.
İnsani olanın tarumar edilmesi meselinin kökeni daim bir biçimde 1915’e çıkıyor. Öncesi ve sonrasıyla bir kırılma halini süreğen kılan, onunla yol / yön açan bir temellendirme hal ve istemiyle zaten var olan açmazlar artık kalıcı bir kördüğüm kılınır. Bilindik şeyleri hep baştan, en baştan, ta ilk cümlesinden anlatmaya gerek kalmıyor. Bunca yaşanmışlık içinde her defasında kendini tekrarlayan bir hayata kasıt sürekliği bilinse yeterlidir. Demokrasiyi hiçbir zaman kendisine uygun görmeyen bırak sorunları konuşabilmeyi, yaralarla yüzleşip onları bir kere daha var etmeme için çabalamayı her şekilde kendini yeniden imal eden bir fasit döngünün esiriyiz. Hissiyatın zayi edildiği, bir video oyunu gibi her şeyin paldır küldür imal edildiği, geçilip gidilecek sanıldığı bir zeminde “game over” hepimizi kuşatmaya devam ediyor. Dipsiz bir karanlığın sularında ilerlerken bu ülkenin yönetim katı, ne sağına, ne soluna, ne içine ne dışına tek bir hayat imgesi bırakmıyor. Umut yerle bir edilmek istenirken bir kere daha, hedefin sadece Rojava olmadığı artık açıktır. Alenen biteviye bir tarumar etme hevesinde yol / yön aranmaktadır. Bunca badire, bu kadar eza hep ama her dem yıkımın kıyısında sahiden bir yaşam ihtimali söz konusu edilebilir mi? İnsani olan zayi edilirken, yerlere çalınıp, ezilip geçilirken dostluk neyi / kimi / ne şekilde kapsar. Herkese hayatı dar ettirirken her anlamda, ana karanın yaşamının iyiye gidebilecek olduğu sanrısından uyanmak ne zamandır, sahiden ne zaman?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: A Man Who Lost His Eye In The Turkish Attack That Killed His Neighbor Yusef Abed – Mauricio CENTURION – The Nation
0 notes
rojinfo · 1 year
Text
536 Kolbars tués en 10 ans par le régime iranien
536 Kolbars ont été tués par les forces armées du régime iranien au courant des 10 dernières années.  Selon une étude effectuée par le site Kolbarnews, 536 kolbars ont été tués entre les frontières du Rojhilat (Kurdistan iranien) et du Başur (Kurdistan irakien).  Kolbarnews annonce également que 1249 kolbars ont, par ailleurs, été blessés par balles dans cette région frontalière.  Selon les…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
warpicshistory · 7 years
Photo
Tumblr media
"Eeny, meeny, miny, moe..." Kurdish soldier with the remains of an ISIL (Daesh) fighter. Thanks to @ehmed_dornexi_ for showing my this account. Some incredible footage and photos from the front in Kusdistan / Iraq / Syria. @soldier_kurdistan @soldier_kurdistan @soldier_kurdistan #Repost @soldier_kurdistan (@get_repost) ・・・ قطع میکنیم پای کثیفی که به خاکمان وارد شود.💪💪💪💪💪 منفجر شدن داعشی در محاصره پیشمرگه ها👊👊👊👊 بژی پیشمرگه♥♥♥♥ #kurdistan #peshmerga #hawler #qamişhlo #mahabad #amed #kobane #kirkuk #rojava #bakur #başur #rojhelat #kurdishgirl #kurdmusic #kurdishman #ypg #kurdistanofficiel #kurdishinsta #kurdbook #kurdland #kurdtube #kurdis #kurdistan_is_not_iraq #peshmerganor #kermanshah #ilam
11 notes · View notes
asimanezer · 7 years
Text
Just when I thought Kurds have been suffering enough... A huge earthquake has hit Kurdistan, 207 (!!!!) people dead in Rojhilat, 12 people dead in Başûr. May Xwedê protect Kurdistan 🌌
1 note · View note
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
On bad days, for example, when what was built in Rojava over five years was destroyed by Turkey in a few days, I feel that we are the Sisyphus of the Middle East. We struggle to build a homeland where we are not persecuted, but as soon as we build it, it is all undone and our boulder rolls back down from the top of the mountain. It feels as if we are destined to do this forever. On good days, when I think about how we have survived despite the odds, how by all standards we should have gone extinct, but have not, then I think that we are the Phoenix. We arise from our ashes and are reborn each time we get killed.
We defy the colonisation and destruction of our land and culture with all our might. We fight, laugh, dance, sing, and picnic alongside the traumas we carry. We reclaim our divided land and rename it. What they call “south-east Turkey” is our Bakur (the north of Kurdistan), “northern Iraq” is Başur (the south), “western Iran” is Rojhelat (the east), and “north-east Syria” is Rojava (the west). We insist that Kurdistan exists, no matter how much denial we face.
11 notes · View notes
zeyh · 3 years
Text
rêya meşa me tarî ye.
Ji Başur Barana Helbestê, Şêrko Bêkes
27 notes · View notes
bagokligenc · 3 years
Text
PAJK Koordinasyonu, YBŞ komutanlarından Sait Hesen ve arkadaşlarının Türk devleti tarafından şehit edilmesi üzerine yazılı açıklama yaptı.
PAJK tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Değerli YBŞ Komutanlarından Seîd Hesen ve arkadaşlarının TC faşist rejiminin alçakça saldırısı sonucu şehit düşmesi bizleri derin bir üzüntüye boğmuştur. Şengal halkımızın kanaat önderlerinden olan Seîd Hesen, Şengal halkının özgürlüğü için uzun yıllara dayalı bir emeğin ve mücadelenin sahibidir. Halkın gönlünde taht kuran Seîd Hesen’i Êzidî inancına bağlı derin yurtseverliği ve Kürt ulusal birlik tutumuyla dört parçadaki halkımız tanımaktadır. Seîd Hesen Êzidî halkımızın örgütlülüğü ve özgürlüğü için canla başla mücadele etmiş, en zor koşullarda fedakarca, özverili bir katılımın sahibi olmuştur.  DAİŞ’e karşı özgürlük savaşında yerini alarak Êzidî gençlerin direniş cephelerine seferber olmalarını sağlayan Said Hesen, katliam ve savaş zoruyla göçertilen Êzidî halkın kutsal topraklara dönüşünde ve Şengal’in özerklik ilanında büyük bir çabanın sahibi olmuştur. Şengal halkımız ve Kürt halkı için şehadeti büyük bir kayıptır. Ancak biliyoruz ki Êzidî halkımızın gençleri Seîd Hesen’in onurlu mücadelesini sürdürecek, düşmana, sömürgecilere asla boyun eğmeyecek ve soykırım karşısında varolma mücadelesini zafere ulaştıracaktır. Êzidî  halkımız soykırımcı düşmandan ve bu katliamın önünü açan güçlerden hesap soracaktır.
Özgürlük ve demokrasi savaşçısı, mücadeleci Seîd Hesen’i asla unutmayacağız. Başta ailesi, Êzidî halkımıza, PADE ve Êzidxan halk meclisine ve tüm Kürdistan halkına baş sağlığı diliyoruz. Katliamcı zihniyet sahiplerini bu topraklardan söküp atıncaya dek her daim halkımızı savunma, özgürlük mücadelesini kesin başarıya ulaştırma sözümüzü yineliyoruz.
ABD VE BM’YE TEPKİ
Êzidî halkımızın 73. fermanının acıları tazeyken, yaraları sarılmamışken Seîd Hesen ve YBŞ savaşçısı İsa Xwededa’nın soykırımcı Türk devleti tarafından katledilmesi uluslararası güçlerin Êzidî halkına dönük politikalarını ifade eder. Bu katliamın esas sorumlusu Irak hava sahasını saldırılara açarak uluslararası hukuku işletmeyen ABD’dir ve Birleşmiş Milletler’dir. Paranoyak bir ruh haliyle durmadan terörist üreterek katliamcı, soykırımcı amacını gizlemeye çalışan Erdoğan-Bahçeli-Soylu iktidarı, savaş suçu işlemektedir. Şengal merkezinde Seîd Hesen’in aracında hava saldırısıyla vurulması bir savaş bile değildir. Açıktan infazdır.  Şengal merkezinde cinayet işlenmiştir, işlenmektedir. Seîd Hesen’in katledilmesinin hesabı güçlü sorulmazsa Şengal için mücadele eden, savaşan, siyasi-askeri irade tek tek imhayla ortadan kaldırılıncaya kadar Türkiye’deki üçlü faşist ittifak bu soysuz, alçakça saldırılarını sürdürecektir. Bu katliamı, Şengal halkımız da, Rojava, Başur, Bakur ve Avrupa halkımız da birkaç kitlesel eylem tepkisiyle karşılayıp geçiştiremez. Yapılması gereken, soykırımın devamı olan bu saldırının hesabını sormak, Şengal’in özerkliğini sağlamak ve Êzidî halkımızın kültürel değerlerini koruyarak toplumsal yaşamını garantilemektir.   
Saldırının büyük bir plan ve komplo dahilinde gerçekleştiği açıktır. Faşist Türk devletine sınırsız katliam alanı açan, Êzidî halkımızı, tüm Kürt halkını soykırım cenderesinde tutan başta uluslararası güçler, ABD ve Almanya devletleridir. Amerika NATO üyesi olarak faşist Türk Devletinin her türlü hukuk, insanlık dışı saldırı yöntemlerine onay vermektedir. Ekonomik çıkarlar temelinde anlaşmalar yapan Almanya devletidir. Almanya devleti yıllardır, bu toprakları yaşanmaz kılıp Êzidîleri göçertme politikası uygularken diğer taraftan Êzidîleri Avrupa’da himaye etme politikasını sürdürmektedir. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki, Rusya’daki Êzidî halkımız bu katliama en büyük cevabı vermelidir.  Söz konusu devletler bu katliamın ortağı değillerse, Türkiye’ye karşı açıktan tutum alıncaya kadar tüm halkımız her yerde tepki ve protestolarını yükseltmelidir.
‘IRAK VE KDP KATLİAMIN ORTAĞIDIR’
Bu katliamların ortağı, Türkiye’yle anlaşma yaparak Şengal özerkliğinin ve öz savunma güçleri olan YBŞ, YJŞ’nin ortadan kaldırılmasına evet diyen Irak ve KDP’dir.  KDP’nin Kürt düşmanı çizgisi kendini en fazla Êzidî düşmanlığında ortaya koymaktadır. DAİŞ saldırısında Êzidîleri bırakıp kaçan KDP bugün de Êzidîlerin katledilmesine açıktan destek vermektedir. Bunu, yapılan kirli ittifaklar kanıtlamaktadır. Aynı zamanda faşist Türk devletinin Êzidî  halkımıza saldırısını meşru gösteren, Êzidîleri hedef gösteren, iktidarcı ve TC destekçisi KDP menşeli yayın organları da bu kirli amaçlar için kullanılmaktadır. Bu vesileyle yayınlarda Êzidî düşmanlığı yapan K24’ü kınıyoruz.
AFGANİSTAN HALKIYLA DAYANIŞMA ÇAĞRISI
DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasından bu yana defalarca demokratik çözüm projesini sunan demokratik özerklik statüsünün tanınmasını isteyen Şengal ve Rojava halkımızın siyasi iradesini Batılı güçler tanımamakta ve savaşı derinleştirmekteler. Benzer bir dramı Afganistan halkı da yaşamaktadır. Kuzey Doğu Özerk Suriye sistemini başta Rusya ve ABD’nin resmen tanımaması Kürtlere karşı soykırımı, her türlü katliamı, cinayeti, talanı, yıkımı sürdürme stratejisidir. Taliban’ın Afganistan yönetimine el koyduğu ilk gününde Rusya devletinin tanıması siyasi muhatap alması halklara ve kadınlara yönelik alçakça bir komplo siyasetidir.  Rusya devletini bu tutumundan dolayı kınıyoruz. Taliban’ı resmi yönetim olarak tanıyan zihniyet DAİŞ zihniyetidir. Tüm Kadın Hareketlerini Rusya’ya karşı tepkisini göstermeye, Afgan kadınlarıyla dayanışmaya çağırıyoruz.
Ezilen halklara ve kültürlere karşı yürütülen soykırım saldırılarını bir kez daha kınıyoruz. Soykırıma karşı varlık ve özgürlük mücadelesi yürüten Êzidî halkımızın direnişini selamlıyor, İsa Xwedada, Berivan Şengali ve babası Seîd Hesen şahsında tüm şehitlerimizi saygıyla selamlıyor, anılarına özgür ve özerk Ezidxan’ın inşasında öncülük görevlerimizi layıkıyla yerine getireceğimizin sözünü veriyoruz.”
Tumblr media
2 notes · View notes
conte-olaf · 3 years
Text
🇩🇪🚔 ARRESTATI IN GERMANIA MEMBRI DELLA DELEGAZIONE INTERNAZIONALE PER LA PACE
🔴 6 membri della Delegazione Internazionale per la Pace e la Libertà in Kurdistan sono stati arrestati ieri all'aeroporto di Francoforte. In viaggio da Sulemania, gli attivisti sono tutti cittadini tedeschi.
⚠️ Al momento 5 di loro sono sotto interrogatorio da parte della polizia federale tedesca, mentre una persona è stata rilasciata.
‼️ La Germania continua la sua politica di connivenza nei confronti della dittatura turca, portando avanti repressione sui suoi stessi cittadini in missione diplomatica di pace in #Kurdistan Başur, zona che attualmente sta subendo una pesante occupazione da parte dello Stato Turco, con il benestare del governo #Barzani del Governo regionale del Kurdistan iracheno
#DefendKurdistan
Fonte: rojava resiste telegram
1 note · View note
hevalenroje · 4 years
Text
Ekim Ayı Değerlendirmesi-
Yayınlayan LEKOLİN 5 Kasım 2020
Ekim Ayı Değerlendirmesi-Editör
Öncelikle Orta Doğu özelinde gelişip hem Batı’yı hem de Uzak Doğu’nun politikalarını doğrudan etkileyen savaştaki öncü aktör, sahada savaşanlar haricinde görüş, tutum ve değerlendirmelerine ihtiyaç duyulan ismin Önder Apo olduğu geçtiğimiz ay özelinde yaşanan olaylarda somutluk kazandı. Önder Apo’nun savaşın çözüm gücü olduğu herkesçe anlaşılır bir nitelik kazanıyor. Önderliğin özgürlüğünü talep eden kampanyalar birçok Avrupa ülkesinde başlatılmışken, önderliğin özgürlüğünü talep eden ve isteyen Avrupalı kurum ve kuruluş sayıları artış gösteriyor. Aynı zamanda hükümet yetkililerinin yaptığı ziyaretlerin yanında Kürt Özgürlük Hareketine karşı son dönemlerdeki mahkemelerde alınan kararlar değerlendirildiğinde, önümüzdeki süreçte PKK öncülüğünde yürütülen demokrasi mücadelesinin Avrupa nezdinde desteklenen ve Avrupanında rol sahibi olabileceğine gebe olduğu söylenebilir. İngiltere’de işçi sendikasının Önderliğin özgürlüğünü talep eden kampanyasından tutup İsveç Dış İlişkilerine bağlı bir heyetin Kuzey Doğu Suriye Hükümetini ziyaret edişi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un Kürtlerin DAİŞ karşısında geliştirdiği direnişe minnet duydukları açıklamaları bu yönlü yorumlara kapı aralamaktadır.
Avrupa ve Rusya’ya Bakış
Ülke dışındaki gelişmelerden Kürtleri etkileme kapasitesine sahip olaylar; Fransa’daki bıçaklı saldırılar, Viyana’da silahlı saldırı ve Almanya’da araçlarla kalabalığın içine dalarak yapılan saldırılardır. Bu saldırılar Tayyip Erdoğan’ın başta Fransa karşıtı söylemlerinin Avrupa’daki yansıması oldu. Bu saldırılarda her ne kadar Macron’un Ilımlı İslam açıklamaları ve Charlie Hebdo dergisinin Erdoğan üzerine yaptığı karikatür’ün manipüle edilerek gerçekleştirildiğine inanılıyor. Fakat saldırıların Avrupa’nın son dönemlerde Özgürlük Hareketine karşı kısmi olumlu yaklaşımlarına cevap olduğu açıktır. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaş’ta da Rusya Başkanı Putin’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “Türkiye barış masasında olmalı” açıklaması, bir takım yorumlara sürüklemektedir. Bunlardan ilki, Rusya’nın Suriye’nin İdlib kentinden bir türlü temizleyemediği çetelerin arka bahçesine getirilip orada savaştırılması Rusya’yı rahatsız ediyor. Ancak Karabağ sorununun çözüme kavuşturulmaması ile Azerbaycan’ın Rusya’ya ciddi bir tehdit oluşturacağı da çok açık. Rusya’nın Ermenistan’ın yardım çağrılarına verdiği cevaba özet niteliğinde yine Kremlin’den yapılan şu açıklama hafızamızda yer almıştır “Saldırılar Ermenistan sınırları içine taşarsa, müdahale ederiz.” Rusya, Karabağ’ı Ermenistan sınırları içerisinde görüyormu? Hayır! Karabağ savaşına karşı Rusya’nın bu tutum sahibi olması Irak Savaşında ABD’nin talebi ile Irak’a resmi asker gönderip, mevcut durumda da ABD üslerini ülkesinde barındıran Azerbaycan’ı Türk Devleti’ne Suriye’de yaptığı gibi göz yumup yanına çekmek istediği, Rusya’nın neden Karabağ savaşına müdahale etmediği sorusuna verilebilebilecek bir cevap oluyor. Aksi vaziyette ki Rusya bu savaşta doğrudan Ermenistan’ı destekleyecek olursa Azerbaycan’ın bir çete üssü ülkesine dönüşüp sınırında bulunan diğer islam ülkesi Özbekistan üzerinden yıllardır Rusya ile savaşan Çeçenistan’a ulaşması ile ABD’nin Rusya etrafına örmek istediği yeşil kuşak, tohumunu patlatıp filizlenir.
Kuzey Doğu Suriye ve Suriye Nabız Yoklaması
Öncelikle ENKS ve PYNK arasında devam eden görüşmeler, ENKS’nin dolaylı yoldan Türk Devleti’nin isteklerini masaya getirmesi ile ara ara tansiyonun yükselmesine neden olup bu istekler hem basın üzerinden teşhir edilip, hem de başta Rojava kürtleri olmak üzere tüm kürtlerin farklı eylemleri ile protesto ediliyor. ENKS’nin “eğitim dili Arapça olsun” ve Eşbaşkanlık sistemine karşı oluşları taleplerin gündeme girmesi ile Türk Devleti’nin kandırmaca kanalı TRT6’de yayınlanan Eşbaşkanlık sistemini konu alıp dalga geçilen skeç, aynı vakitlere denk geldi. Şöyleki ENKS Eşbaşkanlık kalksın dedi, TRT6 bunun skecini yaptı. Kürtçe Dil Eğitimine yeterli ölçüde toplum nezdinde sahip çıkılsa da Eşbaşkanlık sistemine aynı ölçüde sahiplenişin gelişmediği, bu yönlü bir boşluk yaşandığı görünürlük kazandı. Meclislerin bu konuya ilişkin yaptığı açıklamalar ortaya koyduğu tepkiler olsa da geliştirilen eylemlerde Eşbaşkanlık konusu ön plana çıkmadı. Türk Devleti’nin tekrar Rojava saldırısını gündeme alıp sınır bölgelerine askeri sevkiyat yapması ve Dêrazor’da arap aşiret liderlerine yönelik gerçekleştirilen suikastler birbirine paralel gelişen olaylardır. Türk Devleti’nin kendi sıkışıklığını örtbas etmek ve çıkış yolu için tekrar bir saldırıya yeltenmesi olarak görülmesi gereken sevkiyatlar Kürtleri tehdit ediyorken, Rejim istihbaratının Arap aşiret liderlerine yönelik gerçekleştirdiği suikastler, Kürtlerle olan ilişkileri tehdit ediyor. Öte yandan İdlib çıkmazı kendi başına bölgeyi doğrudan etkileyebilen nitelikte iken önümüzdeki süreçte tüm bölgenin Türk Devletinden temizleneceği veya Rojavaya tekrar bir saldırının gelişebileceği ihtimalleri tartışılmaktadır.
Dış ülkelerin Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik yaptığı açıklamalardan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi sıfatlı James Jeffrey bölgeye ilişkin yaptığı bir açıklamada “PKK’nin Suriye’deki varlığı, sorunlara yol açıyor” demişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un bir röportaj da SDG’ye ilişkin “DAİŞ’i onlar sayesinde yendik” açıklamaları ve İsveç Heyetinin Kuzey Doğu Suriye ziyareti geçtiğimiz ay bölgede öne çıkan konulardan birkaçıydı. Macron, Fransa ve Avrupa’nın diğer birkaç ülkesindeki terör saldırıları sonrası bunları söylemiş ve İsveç Heyeti, İsveç Dış ilişkiler Bakanı Ann Linde’nin Türkiye ziyareti sonrası Kuzey Doğu Suriye’ye geçmişti. PKK’nin suikaste kurban giden İsveç Başbakanı Olof Palme olayıyla herhangi bir ilişkisinin olmayışı kararı sonrası heyetin bölge ziyareti anlamlı olsa da söz konusu olumlu yaklaşımlar sergileyen ülkelerin hiçbiri somut adımlar atmamaktadır.
Bakur Kürdistan ve Türkiye’de Ne Oldu
KCK’nin başlattığı hamle sonrası başta HDP’ye ve kürt toplumuna yönelik gerçekleşen saldırılar, hamleye katılımın engellenmesi amacı da taşımaktadır. Toplum içinde kısmi reflekslere dahi devletin saldırısı aynı ölçüde gelişiyor. Kobanê olayları adı altında yaratılan gerekçe ile HDP’ye yönelik saldırı ve baskı yapılıyor.
Türk Devleti içerde siyasi, ekonomik ve toplumsal, dışarda da itibar ve diplomatik olarak ağır bir kriz dönemi yaşamaktadır. İktidarın kendi içinde parçalara ayrılışı söz ve pratik konusu. Başta MHP’nin kendi içindeki çıkmazları ve çıkar kavgaları birkaç olay özelinde analizcilerin dikkat çektiği bir noktadır. Bu çekişmelerin Süleyman Soylu ve Alattin Çakıcı arasında geçtiği söyleniyor. Diğer yandan uzun bir süredir tv’ye çıkmayıp herhangi bir açıklamada da bulunmayan Soylunun geçen bir kaç ay içerisinde yaptığı açıklamalar tamamen Özgürlük Hareketine ilişkindir. PKK ve topluma karşı özel savaş yürütme dışında herhangi bir fonksiyonunun kalmadığı ifade edilebilinir.
Şüphesiz Türk Devleti’nin kendi içindeki krizlerde boğulmasına kapı aralayan güç Özgürlük Hareketi gerillalarıdır. Haftanin direnişinin yansıması olan bu krizin, direnişin büyüyerek gelişmesi ile kaosa dönüşmesi işten bile değildir. Ekonomik bağlamda 1 dolar’ın 9 tl’ye dayandığı bu süreçte toplum içinde birtakım tepkiler doğmuş olsada genel itibari ile toplumun refleks göstermede sönük kaldığı görülüyor. Dış politikada Rusya ve Avrupa ülkeleri ile ciddi sorunlar yaşanıyor. Fransa ile yaşanan kriz Paris, Viyana ve Almanya’da terör saldırısı sonucu getirdi. Bu gelişmelerin Türk Devleti’ne ne şekilde döneceği merak konusu iken baskıların salt ekonomik yönde kalmayacağı da ihtimaller arasında bulunuyor.
Başur Kürdistan-Irak ve Direnen Kürtlük
Başur Kürdistan ve Irak’ta öne çıkan gündemler olarak Irak ve KDP arasında imzalanan Şengal Anlaşması ve Özgürlük Hareketine yönelik saldırı planları bulunuyor. Bu plan ve saldırılarda öncü role sahip güç KDP’nin kendisi olarak öne çıkmaktadır. KDP Türk Devletine hizmet eden politikaları yürürlüğe koymakta ısrarcı olup planlar dahilinde gerilla alanlarına askeri güç gönderip gerilla alanları arasındaki bağlantıları kopararak yeni saldırıların gelişimi için ön hazırlık yapıyor. Ekonomik krizin yaşandığı Başur Kürdistan’da toplumsal krizin örtbas edilmesi adına sürekli ön planda tutulan gündem PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığının meşru olup olmadığı konusudur. Bu açıdan KDP’nin istihbarat örgütü Parastin’a bağlı olan Kurdistan 24 ve Rudaw üzerinden yoğun psikolojik saldırılar mevcut. Kurdistan 24 kanalının genel olarak PKK’ye ve PKK’lilere karşı yaratmak istediği algı PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığının meşru olmadığı yönünde iken, Türk Devleti’nin saldırılarını meşru kılan nitelikteki açıklamaları sürdürülmektedir. “Kardeşi evde kabul etmiyor, Düşmana evi teslim ediyor!” Şengal ve Maxmur’u basın üzerinden sürekli olarak hedef haline getiren KDP, gerilla alanlarına güç yığıp kürtler arası savaşı çıkarmak istiyor.
Irak’da ise Türk Devleti’ninde olumlu gördüğü KDP ve Irak arasında imzalanan Şengal Anlaşması ile tansiyonun yükseldiği süreçle birlikte anlaşmanın kapsadığı diğer güç olarak İran’a bağlı Haşdi Şabi’nin de tepkisi Irak’ı zora soktu. Yapılan anlaşmanın yürürlüğe girmesinin zor olduğu henüz anlaşma yapılmışken birçok kesim tarafından dillendirildi. Mustafa El-Kazımi’nin Güney Kürdistan turu sonrası yapılan bu anlaşma ile harlanan ateş hali hazırda Şengal Güçlerinin görüşmeleri ve Şengal toplumunun tepkileri etkisi ile kısmi olarak dindirilmiş görülüyor.
Rojhilat Kürdistan ve İran;
Uzun bir süredir ekonomik buhran ile boğuşan Rojhilat Kürdistan halkından, geçimini kaçakçılık ile sağlamaya çalışanlar İran sınırında sık sık İran Pasdarlarının hedefi oluyor. Krizin başlıca sebebi ABD’nin yaptırımları iken Çin ve Rusya’nın İran’a sunduğu destek sayesinde ayakta kalmayı başarabiliyor. Bunun haricinde İran’ın Suriye ve Irak’daki varlığına yönelik ABD baskısı artmaktadır. Bilindiği üzere Şengal Anlaşmasının kapsadığı bir diğer güç de İran’a bağlı Haşdi Şabi’ydi. Suriye’de de uzun bir süredir varlığı kısıtlanıp veya yok edilmek isteniyorken durumun gerçekleşmesi için Irak ve Suriye topraklarını aşan Sudan sınırlarına varan projeler üzerinde durulduğu basında yer bulan iddialar arasında.
Editör
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
5 notes · View notes
antifainternational · 5 years
Note
I'd love to go to a solidarity demo for Rojava today, but there's no one coming with me and I suffer from terrible social anxiety, I feel so guilty... What can I do?
We’re glad you’re asking this.  Here’s what a friend in Rojava had to say about this today: A lot of people have been asking me what someone in Europe can do to help the people in Rojava so I decided to make a public post about it that you can share: 1. Absolutely the most important: Spread the message. I don't just mean retweeting my shitposting on twitter (@lapinesque) or liking my facebook posts. I mean actually speaking in person to you friends, your parents, co-workers, *everyone* about what is going on. People should be fucking livid even if they have no personal connection to the cause: A NATO state of 100 million people is literally using an army of former ISIS and Al-Qaeda militants to commit ethnic cleansing on the very people who defeated ISIS militarily. This isn't propaganda: Turkey's use of jihadist forces and gross human rights abuses are well documented and have been going on for years now with zero condemnation from the intl community. 2. Fight the social media fight. Look at any post on twitter, reddit or facebook about this war and you will see an army of Turkish nerds and their bots commenting, downvoting and generally stirring shit. We have an amazing campaign running called #RiseUp4Rojava as well as #WomenDefendRojava but we need all the help we can get. Sharing our content is great, but even better is contributing: if you get photos from demos or actions send them to us, if you know how to edit videos, offer your services, if you can translate, let us add you to our list of translators. 3. Organise. If you are not a member of a solidarity group like London Kurdistan Solidarity or YXK, join now. Go to their meetings, organise with them. One of the things that the Kurdish diaspora are great at is community organising and action and they will welcome you with open arms. 4. Act! Whenever you can, go to a demo. Whenever there is a meeting and you can go, go. Generally these are being organised under the umbrella of RiseUp4Rojava but there will be others too. 5. Even better is direct action, but to save myself another line on my arrest slip when I get back I won't make any suggestions exactly what. 6. Contact you MP, local politicians, celebrities, your trade union general sec. Ask them to use their platform to support this cause. Explain to them passionately the the international catastrophe that is happening here and how we can stop it. 7. Prepare to come to Rojava. Seriously. If you were in YPG/YPJ/IFB before, if you're a doctor, nurse or EMT, or someone with skills useful in these times (engineers, technicians, linguists, whatever), get ready At some point there will be open call by the movement for people to flood the region like there was in the time of Kobanê. They will be preparing the legal and logistical framework to get large numbers of volunteers across from Başur (Iraqi Kurdistan) now and will make the call in the near future. [please don't contact me about this as I am not involved at all and can't help] Finally, and this might sound like a sore point but I have to be honest: So many people have been telling me to 'stay safe'. I appreciate the sentiment, really, but it is not safe here. Not for anyone, and there is no way to leave.I do not know a single internationalist here who will not fight if the frontlines come to them. If you want to help prevent that scenario, you can make a big difference by following the advice above and taking the fight to the Turkish state in Europe and around the rest of the world. An serkeftin. An serkeftin. Victory or victory.
243 notes · View notes
bernamegeh · 3 years
Text
Bajarê Zaxoyê
Zaxo, yek ji qezayên Herêma Kurdistanê ye û dihête hijmartin yek ji dergehên welatî. Navenda qezayê bajêrê Zaxo ye, ku dikeve başur-xoravayê deşta Sindiya ya navdar bi axa xwe ya bi bereket. Zaxo bajêrekî cuwan e, bi ava xwe ya zelal û hewayê xweş dihêt nas kirin. Ava Xabûrê di nîva bajêrî de diburit, di nav bajarî de dibite du çek, û bajêrî dikit du qet û hinek ji bajêrî weke giravekê di nav xwe…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tarixekurd · 4 years
Text
Kürdistan kurulacak dediğimizde Türklerin: "Türkiye bölünemez, çok istiyorsanız Irakta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var oraya gidin." Demeleri çok garip. Başur(Güney) Kürdistan dediğimizde ırak'ın bölünmesine karşı olmayan halk, Bakur(Kuzey) Kürdistan desiğimizde Türkiye'nin bölünmesine karşı oluyor. Ne o? Irak ülke değilde bir tek Türkiye mi ülke? Sizin gözünüzde Irak bir bütün değil de sadece Türkiye mi bir bütün olarak kalabiliyor? Kusura bakmayın ama Irak neyse Türkiye de odur. Bugün Irak nasıl bölünebiliyorsa yarın Türkiye de bölünebilir. Ne Irak ne de Türkiye bölünemez değildir. Yıllar önce Kürdistan toprakları Suriye, Irak, İran ve Türkiye topraklarına nasıl böldülerse, Kürdistanın kurulmasında da bu tür ülkeler bölücekler. Bölünme de kastım yok etmek değil, biz sadece bizden aldıklarınızı tekrar geri alacağız.
0 notes
bagokligenc · 4 years
Text
Tumblr media
 ANF
BEHDİNAN
Cumartesi, 23 May 2020, 09:07
KCK-Halklar Ve İnançlar Komitesi, Ramazan Bayramı vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.  KCK, “Müslümanlar bu yıl daha büyük zorluklar içinde ramazan orucunu tamamladı. Büyük umutlarla bayramlarını kutlayacaklarına inanıyoruz. Bu bayramın İslam alemine ve tüm insanlığa barış getirmesini, huzurlu müreffeh ve demokratik bir yaşam kurmaya vesile olmasını diliyoruz. Başta Kürdistanlı Müslümanların olmak üzere ibadetlerinde tüm insanlık için iyilik, doğruluk, hak ve adalet temennisinde bulunan Müslümanların bayramını kutluyoruz” dedi.
“İslam'ın hakim inanç olduğu ülkelerde halklar iktidarların büyük zulüm, baskı ve şiddet politikaları altında yaşamaktadır” denilen açıklamada, “Böyle bir zulümden kurtulmanın yolu iyi ve güzel işlerde yarışırcasına demokratik bilinçle örgütlenmek ve mücadele etmekten geçtiğini belirtmek istiyoruz. Demokratik İslam çizgisinin de emri olan böyle bir mücadelenin, Müslüman halklar için ibadet kadar görev olduğuna inanıyoruz. Müslümanların içinde bulunduğu yaşamı ve adı ne olursa olsun mevcut siyasi rejimleri kabul etmemesinin ahlaki, insani ve Muhammed'i İslam'ın gereği olduğunu vurgulamak istiyoruz. İslam'ın ancak böyle bir mücadele ile mezhepçi, milliyetçi ve soykırımcı diktatörlerin elinden ve istismarından kurtarılarak temsil ettiği demokratik değerlerle buluşturulabileceğine inanıyoruz” ifadelerine yer verildi.
KCK-Halklar Ve İnançlar Komitesi açıklamasında şu hususlara da dikkat çekildi:
“Erdoğan-Bahçeli faşist rejimi Türkiye ve Kürdistan'da Ramazan ayı boyunca da halklara ve inançlara saldırılarını sürdürdü. Kürt halkının en kutsal değerlerinden olan mezarlıklarını, şehitliklerini tahrip edecek kadar alçaldı. Bir anneye evladının cenazesini posta yoluyla gönderecek kadar ahlaksızlaştı. İnanç merkezlerinin kapılarını koçbaşları ile kırıp gaz bombalarıyla saldırarak halklara ve inançlara düşmanlıkta sınır tanımadığını gösterdi. Tehlikeli salgına rağmen binlerce kişiyi hapishanelerde ölümle yüz yüze bırakacak kadar zalimleşti. Halkın seçtiği belediye eşbaşkanları yerine işgal memurlarını atayarak Kürt belediyelerini gasp etti. Diyanette birçok yalan yanlış fetva verdirerek ahlaki ve hak dinine karşıt olduğunu bir kez daha ispatladı. Özcesi Erdoğan-Bahçeli faşist rejimi tüm kirli işlerine kılıf bulmak, faşist soykırımcı ve aynı zamanda çete yönetimini aklamak için İslam’ı kullanmayı bu ramazanda da sürdürdü. İnanç değerlerini iktidarda kalmak için kirleten, Müslümanları günahlarına ortak etmek isteyen Erdoğan ve AKP'ye karşı Türkiye'deki her kesimi tavır almaya, mücadele etmeye çağırıyoruz. Türkiyeli Müslümanlar, Erdoğan-Bahçeli’nin liderliğini yaptığı çıkar gruplarının iktidarları için kendilerini korkutup sindirerek, günaha sokmasına izin vermemeleri gerektiğini belirtiyor, tavır almaya çağırıyoruz.
BU BAYRAMDA ŞEHİTLERİMİZE DAHA FAZLA SAHİP ÇIKALIM
Değerli Kürdistanlılar,
Bu yıl ki bayramda tüm yıllardan çok daha fazla şehitlerimize sahip çıkalım. Şehitliklere kitlesel giderek şehitlerimizi analım. Anılarına daha güçlü sahip çıkarak soykırımcı faşist düşmanın saldırılarına yanıt verelim. Başta şehit aileleri olmak üzere tutuklu aileleriyle dayanışmamızı da en üst düzeyde gösterelim. Bizlerde bu bayram vesilesiyle şehitlerimizin anıları önünde bir kez daha saygı ve minnetle eğiliyor hareket olarak verdiğimiz sözün gereklerini yerine getireceğimizi bir kez daha yineliyoruz.
Bu yıl ki Ramazan’da Kürt halkının demokratik birliğine ve özgür geleceğine tehdit olan bir gelişme de Türk devletinin çıkarlarına hizmet anlamına gelen KDP’nin Zînî Wertê’ye güç yerleştirmesi olmuştur. Bu tehlikeye karşı Başta Başur halkımız olmak üzere dört parça Kürdistan ve yurt dışındaki halkımızı ulusal birlik ruhu ile mücadele etmeye çağırıyoruz. Kürdistanlı alimlerin bu konudaki öncülük görevlerini yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Demokratik ulus çizgisindeki birliğimizin adaletli ve özgür bir yaşam için olmazsa olmaz olduğunu ifade etmek istiyoruz. Tüm Kürtleri, ulusal birliğin çok önemli olduğu bu süreçte, işgalci ve soykırımcı Türk devletinin Kürtler arasına sokmaya çalıştığı nifakı bozmaya çağırıyoruz. Bu fitne ve fesada karşı ortak mücadeleyi yükseltmenin gereğini bir kez daha hatırlatıyor tüm Kürdistanlı Müslümanların bayramını bir kez daha kutluyoruz.
Bu bayram münasebetiyle Türk, Arap, Fars halkları başta olmak üzere tüm Müslüman halkları halkların demokratik birliğini güçlendirmeye, kardeşlik içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Ortadoğu Müslüman halklarımız başta olmak üzere tüm halkları demokratik bilinç ve ortak inançla, insanlık düşmanı faşistlere, mezhepçilere, din istismarcısı saray ve saltanat düşkünlerine karşı mücadelelerini yükseltemeye çağırıyor, Ramazan bayramlarını kutluyoruz. Bu bayramın en başta da Ortadoğu'ya barış ve kardeşlik getirmesini diliyoruz.
3 notes · View notes
sondakika02com · 4 years
Text
Tumblr media
Siirt Başur Höyükte Bulundu, İngilterede Gündem Oldu http://dlvr.it/RgLFlT
0 notes