#azerbaycan türkiye dostluğu
Explore tagged Tumblr posts
Text
Azerbaycan Türkiye Dostluğu
Gemiden içeriye girer girmez bizi kapıda karşılayan, Azerbaycan ve Türk bayraklarının eşsiz ahengiydi. Ve gözüme ilk takılan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz portresiydi. Oldukça kalabalıktı…Protokolü, oldukça renkli yüzler aydınlatıyordu. Siyasiler, milletvekilleri, büyükelçiler, ressamlar, yazarlar ve şairler… Sanatçılar ve muhteşem Azerbaycan Korosu, dostluk…
0 notes
Text
Azerbaycan Başbakanı Külliye'de
https://pazaryerigundem.com/haber/169851/azerbaycan-basbakani-kulliyede/
Azerbaycan Başbakanı Külliye'de
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Başbakanı Asadov’u kabul etti. Başbaşa görüşmeler sonrasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza töreni yapıldı.
ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov’u, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti.
Türkiye ve Azerbaycan arasında 11. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Protokolü ve bu kapsamda 4 anlaşma imzalandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bulundu.
Görüşmelerin ardından, Yılmaz ve Asadov’un başkanlığında, Türkiye-Azerbaycan Karma Ekonomik Komisyonu 11. Dönem Toplantısı düzenlendi.
Toplantı sonrasında iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.
120 maddelik KEK Protokolü’nü imzalayan Yılmaz ve Asadov’un huzurunda, komisyon kapsamında ayrıca şu anlaşmalar imza altına alındı:
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Azerbaycan Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Kalkınması Ajansı (KOBİA) Arasında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı Arasında Ticaretin Kolaylaştırılması Ortak Çalışma Grubu Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Su Alanında İşbirliği Anlaşması
Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Gıda Güvenliği Ajansı Arasında Hayvan Hastalıkları ile Mücadelede İşbirliği Hakkında Niyet Beyanı.
“İKİLİ İLİŞKİLERİMİZE PEK ÇOK BAŞLIKTA İVME KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
İmza töreninin ardından Asadov ile birlikte basın açıklaması yapan Yılmaz, iki ülke arasındaki işbirliğinin bu seviyelere gelmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dirayetli liderliği, dostluğu ve kararlılığının büyük rolü olduğunu söyledi. İki kardeş ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi yönünde KEK mekanizmasına önem verdiklerini dile getiren Yılmaz, 10. dönemde imzalanan 86 maddelik eylem planındaki eylemlerden yüzde 74’ünü, 64 adedini gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yeni eylem planımızda ise ticaret, yatırım, sanayi, teknoloji, dijital dönüşüm, tarım, orman, su, gıda güvenliği, enerji, madencilik, çevre, şehircilik, eğitim, bilim, kültür, turizm, gençlik ve spor, sağlık, afet-acil durum, finans, göç ve diaspora gibi başlıklarda 120 adet eylem maddemiz bulunuyor. 11. Dönem Eylem Planımızda, KOBİ’ler arasında iş birliğinin geliştirilmesi, kamu-özel sektör iş birliği alanında tecrübe paylaşımı yapılması, yeni kara yolu anlaşmasının imzalanması, Orta Koridor’da iş birliğinin güçlendirilmesi, Enerji Forumu’nun 4. toplantısının düzenlenmesi, üniversiteler arası iş birliğinin geliştirilmesi, gençlik forumu düzenlenmesi, işgalden kurtarılan bölgelerin kalkınması alanında iş birliğinin güçlendirilmesi, Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması yönünde çalışmaların yapılması gibi eylemler bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde, bu eylem maddelerini Azerbaycanlı kardeşlerimizle koordinasyon içerisinde hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirerek ikili ilişkilerimize pek çok başlıkta ivme kazandırmayı hedefliyoruz.” dedi.
“HEDEFİMİZ, 15 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNİ EN KISA SÜREDE YAKALAMAKTIR”
Toplantı vesilesiyle iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri güçlendirme yollarına, mevcut iş birliklerinin derinleştirilmesine, yeni iş birliği alanlarının ortaya konulmasına ve ortak projeler geliştirilmesine yönelik görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Yılmaz, 2023 yılında Azerbaycan ile ikili ticaret hacminin 7,5 milyar doları bulduğunu, Türkiye’nin Azerbaycan’ın ihracatında ikinci, ithalatında ise üçüncü sırada yer aldığını hatırlattı.
Ulaşım imkânlarını geliştirme, gümrüklerde sadeleştirme, gümrük kapılarında iyileştirme gibi tedbirlerle ticareti çok daha kolay ve hızlı hâle getirmeyi hedeflediklerini belirten Yılmaz, Türkiye’nin Azerbaycan’daki yatırımlarının 13 milyar dolar seviyesine ulaştığını, üçüncü ülkelerden giden yatırımların eklenmesiyle bu rakamların daha yükseleceğini dile getirdi.
Cevdet Yılmaz, Azerbaycan’ın Türkiye’deki yatırımlarının 21 milyar dolar seviyesinde olduğunu bildirerek “Müteahhitlerimiz, Azerbaycan’da bugüne kadar 19,3 milyar dolar değerinde 526 proje üstlenmiştir. Bundan sonraki süreçte de Azerbaycan’daki yatırımlarımızı arttırmaya ve başta işgalden kurtarılan bölgeler olmak üzere Azerbaycan’ın alt ve üstyapısının geliştirilmesine yönelik tüm projelere katkı sunma konusunda hazır ve istekliyiz.” diye konuştu.
Türkiye Yüzyılı’nı Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin de yüzyılı yapmak için omuz omuza çalışmaya devam edeceklerini anlatan Yılmaz, “Her zaman iyi günde, kötü günde, rahat ve sıkıntılı zamanlarda kader birliği içinde tek millet iki devlet anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz.” dedi.
Toplantıda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Azerbaycan Dijital Kalkınma ve Ulaştırma Bakanı Reşad Nebiyev ve Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Emrullayev de hazır bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
AZERBAYCAN Hakkında Hiç Bilmediğiniz 25 İNANILMAZ GERÇEK AZERBAYCAN Hakkında Hiç Bilmediğiniz 25 İNANILMAZ GERÇEK
#azerbaycan#AZERBAYCAN Hakkında Hiç Bilmediğiniz 25 İNANILMAZ GERÇEK#azerbaycan hakkında ilginç bilgiler#azerbaycan kızları#azerbaycan otelleri#azerbaycan türkçesi#azerbaycan türkiye dostluğu#azerbaycan türkiye ilişkileri#azerbaycan türkleri#azerbaycan uçak#azerbaycan uçak bileti#azerbaycan vizesi#azerbaycana hızlı bir yolculuk#azeriler#bakü#bakü hakkında ilginç bilgiler#bakü otelleri#otel#türkiye azerbaycan#uçak bileti
0 notes
Text
Ezberler Yaşamı Çalarken
Ezberler arasında seyrine devam ediyor bir menzil. Düpedüz, yalın ve kesintisiz bir biçim ve halde yalan ve riyanın refakatinde kotarılmış her tür ezberle bir menzilin dönüşümü bu sahnede var ediliyor. O ya da bu biçimlerde bir devinim sürdürülüyor. Biyopolitik cerahat sarmalına dönüşmüş yerde, her günü apayrı sınavlara dönüştürülen, günü, anı, şimdiden de yarınları rehin alınmış, ipoteklenmiş, karanlığa demirlemiş bir menzilde ezber hallerin sözcükleri sayıklanmaya devam olunuyor. Bir biçimde, binbir türlü halde / yönelim ve tavırla mutlak iktidar için yalanlar, edilen ezberler her dem yeniden kullanıla geliyor. Ol demokrasi gibi bir meselle bağı olmayan, derdi de olmayan, yıkım ve felaket mimarlığı üstünden ustalık dönemi denilen güncellik yepyeni yıkımları işaret ediyor. Duraksamadan imal olunan cerahat her güne içkin, tahakküm, bitimsiz denetim, gözetim ve yıldırı ile bir ve beraber bu sahnede kalıcı kılınıyor. Ezber yollar, ezber bozmaya hazır / nazır yepyeni cerahatleri imal ediyor onların sayesinde. Ezberden çıkagelen her yönelim bir biçimde bu aleni ve mutlak tahakküm ile tehdit dilinin şekli şemaili bu döngüyü tamamlıyor. Bir ülke bir yerin dönüşümü, mutlak çürümeyle ilintisi kesintisiz bir hakikat haline dönüştürülüyor artık. Yeni eskidir artık.
Yeni eskidendir artık. Ezberleriyle gününü geçiren muktedirin köşeleri hep ama her dem o muğlak kılınmış olagelen demokratik ülke tahayyülünü de kenara sallamasının ardından çıkagelen cerahatli yapının sunduğu şey bildiğimiz tüm anlamlarıyla eksikliktir. Eksikli bir menzilin var edilmesinin yol haritası güncellenirken olmakta olan / olsun diye açıktan dört dolanılan hallerle hayat hakkı yerle yeksan ediliyor artık. Ezberden kurumsallaşan ol dönüşüm çabalarının sunduğu eşikler artık mot-a-mot bir daraltımı bildiriyor. İki satır tüm o yaralara dair bir şeyler söylemenin önü alınıyor. Daha geçtiğimiz haftanın yaralarından birisi olarak var edilen Ermenistan topraklarındaki Azerbaycan devletinin sessiz patırtısız savaş pratiğinin yankısı, haydut devletler işbirliği toplantısında baş amirin suna geldiği ol iş bitti cümlesinden sonra kesilir. En azından işgal edilmiş Syunik’teki 4-5 km’lik bir alan dışında bir varlığı yoktur ol iki devlet tek millet ordusunun. Şimdilik iki yüzü aşkın Azeri ve Ermeni’nin canına mal olmuş, geçip gittiği zikredilen bir yıkımın artçı şoklarında tüm o ezberlerin nasıl yeniden şekillendirildiği de gözler önüne serilir. Ermeni her dem kötü, bet ve fecidir o algıya göre. Daha birkaç gün öncesinde içişleri nazırının huzurunda bir araya getirdiği ülkeli Ermeni temsiline güvence bahşettiği bir zeminde, hem kendi tabanı hem de bbp gibi ne idüğü belirsiz bir şablon / sülük sürüsü, hem de iyiden iyiye ivmesini sağlama almış ırkçı zafer mafer takımının küçük tefek ırkçılarının elinde bir sanal savaşın sürdüğü görülür.
Her ezberden vaazla, iki ülkedeki yaşanan kıyametin ta kendisi sorguya düşülmesin istenir. Bir hışımla Ermeni hizaya geçirilirken, Azeri petrolünden faydalanma gailesiyle kardeşlik naraları yeniden bildirilir. Oysa ne birisi ilelebet düşman, ne diğeri hiç kesintisiz dosttur. Devletlerin dostluğu, düşmanlığı çıkarlara kadardır. Biteviye süre giden bir linç döngüsünden sonra çıkagelen derin sessizlikte ne Ermeni, ne Azeri ne Türk ne o ne de buna tek bir iyi gün var edilmeyeceği artık bir kere daha kanıtlanır ki bu da zaten ezberciliğin kıyısında dolaşıma çıkan nefretin yönünü, keskin sirkenin küpüne zarar halini bir kere daha kanıtlar. Kim nasıl verecektir ki her kimlikte açılmış ol onca yaranın hesabını! Geçip gitmeyen bir ezberler sarmalı içerisinde Ermeni’nin daim düşman kılınması halini, alaşağı eden bir avuç Türkiyeli ve bir avuçtan fazla Azeri’nin varlığını kayda düşmek de lazım gelir. Her ne olursa olsun, bir biçimde ortak yolun aklın / fikrin barıştan gayrısından geçmediğini kanıtlayan teşebbüs ve tahayyüllerle bu döngüsü, yazgısı, algısı her şeyiyle o ezberciliği kırmaya çabalayan insanların varlığı söz konusuyken, iletişim için mucizeler lazım değilken var edilmiş karanlığa karşı seslerle, itirazlarla, doğrudan eylemlerle bütün o ezberci şablonlara karşı hayat mücadelesine devam olunur.
Anush Apetyan 36 yaşında, 3 çocuk annesidir. #Jermuk yakınında ölür. Güldüklerini duyduğumuz bir video yayınlayan Azerbaycan askerleri tarafından tecavüze uğradı (bacaklar ve parmakları kesildi, gözleri oyuldu). Sumgayit’ten Xocalı’ya süreğen bir kırım iklimine, otuz yıllık bir ayrışma ve eksiltme tahayyülünün, artık İrevan bizimdir bahsini açıkça dillendiren bir rövanşist tahayyülle çıkagelen son kırım, kırılma halinin belki de adı en çok duyulanı olur Apetyan. Katledilen bir düşmanın, ardından can vermiş olanın naaşına taarruz edilir. Hınçla canı çalınanın ruhu yaralarla bezenir. Tecavüz vardır, işkence edilmiş, bütünlüğü bozulmuş bir vücut vardır. Ne de olsa ötekidir. Ne de olsa bir cansız kadındır. Anush Apetyan gibi iki kadın askerin daha işkenceye tabi olduğu açıktan dillendirilir. Yaşatılan kör döğüşünden kimsenin faydasına dokunmayacak yaralar var edilir. Her şey yirmi dört saatte unutuşa mahkum edilirken, bunca can kırığına dair sözü, sesi ve nihai anlamda bu son olsun bahsini kim dillendirecektir sahi ne zaman? Bir kader değil kederin ta kendisine dönüştürülen kafkas coğrafyasında umalım ki geleceği bugünün ezberleriyle kotarılan o kirli / karanlıktan çok daha iyi, çok daha yaşanabilir bir hülyayı beraberinde getirsin umalım. Hakikat kılabilsin. Yas nihayet tutulabilsin. Bu defa cidden son olsun! Bir defa cidden yaraya merhem olmanın yolları var edilebilsin.
Bianet’e bağlanalım: “İran'da kadınların tesettüre uygun giyinerek başörtüsü [hicab] takıp takmadıklarını denetleyen "ahlak polisi"nce gözaltına alındıktan sonra komaya giren 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin öldürülmesine Tevgera Jinên Azad’dan (TJA) tepki geldi.
“Bu düzeni tanıyoruz"
TJA açıklamasına şunları söyledi:
“Şeriat kanunu adı altında, İslami kurallar adı altında kadına yönelik bu yasakçı zihniyeti yakından tanıyoruz; Şeriata göre düzenlenen hükümlerle kadın iradesini bastırarak onları belli kalıplara sığdırmaya çalışan, kadınların verdiği kimlik mücadelesini görmezden gelerek onları adeta üzerlerinde düzenleme yapılan birer nesneymiş gibi gören İran’daki erkek egemen gerici zihniyete boyun eğmeyen biat etmeyen kadınlar daima var olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
“Maç izlediği için yargılanan ve yargı önünde kendisini yakan Seher Hüdayari’nin isyanını;
Bir türbe önünde muska satan kişiyle tartışmaya girince ‘Kuran-I -Kerim’i yaktığı yalanı yayıldığı için linç edilen Ferhunde Melikzade’yi ve bu linçi izleyen İran ‘güvenlik’ güçlerinin sessiz tutumunu ve yalnızca saçları gözüktüğü için İran polisince işkence edilerek katledilen sevgili Mahsa Amini’nin ortaya koyduğu kadın iradesini; bağımsız birey olma ve vermiş olduğu kimlik mücadelesini unutmuyoruz!
“TJA olarak; sevgili Mahsa Amini’nin ailesine ve tüm kadınlara başsağlığı diliyor; üzüntülerini tüm yüreğimizle paylaştığımızı belirt istiyoruz.
“Ve diyoruz ki;
“Kadınların iradesini yok sayan; kadınların katledilmesini destekleyen düzenlemeleri var eden, bu düzenlemelerin arkasında duran ve ondan beslenen erkek egemen zihniyetin dayattığı ölüm politikasına karşı yürütülen kadın özgürlük mücadelesinin birbirine eklemlenerek daha da güçlenmesi tüm dünya kadınlarının kurtuluşudur. İran rejiminin tam 43 yıldır sistematik biçimde yürüttüğü kadın düşmanı politikalarını kınıyoruz. Yine tüm uluslararası insan hakları örgütlerinin ve kadın örgütlerinin bu katliamın takipçisi olmalarını talep ediyoruz.
“Tenimdeki yara izinden tekrar yeşereceğim; Varlığım için ki ben kadınım, kadınım, kadınım. Ses sese, el ele verirsek, beraber adım atarsak kurtuluruz. Başka bir dünya yaparız, eşit bir dünya, dayanışma ve kardeşlik içinde daha iyi ve daha mutlu bir dünya ne recm, ne darağaçları, ne tekrar tekrar gözyaşları, ne utanç başka bir dünya yaparız, eşit bir dünya, dayanışma ve kardeşlik içinde daha iyi ve daha mutlu bir dünya. Jin Jiyan Azadî!"
Ne olmuştu?
Doğu Kürdistan'ın Sakız kentinden başkent Tahran'a akrabalarını ziyarete gelen genç kadın erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince göz altına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, göz altına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.
Devlet televizyonu Amini'nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını "nasihat etmek ve eğitmek" üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.
Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.
Amini'nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, "Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini'nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu" reddetti.
Ancak, İran'ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini'nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.
VoA'nın haberine göre genç kadının karakolda ölümünü eleştiren sosyal medya yorumcuları arasında, sözünü sakınmamasıyla tanınan reformcu eski milletvekili Mahmud Sadıki, Ayetullah Ali Hamaney'i olayla ilgili kamuoyuna açıklama yapmaya çağırdı.”
Ezberler karşımızda yükseltiliyor. Duraksamadan bir kadının canının çalınabilmesine bir başka hazin örnek var ediliyor İran’da, Mahsa Amini’nin hayat hakkının lağvedilebilmesi devletli eliyle birörnek yurttaş profilleri var etmek isteyen bir başka ülkenin utancı alenen karşımıza çıkartılıyor. Orası, burası, ötesi berisi hep ama hep bir biçimde can çalmaların ta kendisine rehin ediliyor. Geriye ne doğru bırakılıyor ne de tek bir adalet kırıntısı. Rejim olarak zorbalığı, fundamentalist bir dizginleme halini kendine tercih eden İran yönetiminin var ettiği şey de bu sınırlarda da arzulanan günbegün kovalanan o nefretin bir başka sureti, kadına yönelik şiddetin ta kendisini faş eder. Mahsa Amini kaçıncı kurbandır o düzen eliyle. Bir coğrafyada, örtülü ya da açık bir kadının üstüne tahakkümle o olur bu olmaz bahsini var edebilen bunu yirmi birinci yüzyıl şartlarında halen bir normatif addeden aklın kaçıncı kurbanıdır, yok ettiğidir. Düzenekler, devinimi sağlanan klikler üstü bir anormallik, sürekli denetim, gözetim ve baskılarla bir menzilin idaresinde canlar ayaklar altına alınırken hangi hayat bahsi söz konusu edilebilir ki? İran’ın dört bir yanı ve yöresinde itiraz sesleri yükseltilirken, kulaklarını kapatmaya devam diyen muktedirlerin dünyasında kimler güvendedir?
Ezberlerin konuştuğu bir coğrafyada yepyeni şeyler söyleyebilmenin erdeminden kaçımız haberdarız acaba? Bilindik değil, umulan ve bildirilen değil, her defasında başkalaşmış bir başka unsuru öne çıkartan, yaralara merhem olmayı tasavvur eden sözlerin, imecenin yolunda yürümek halen zor mudur uzak bir ihtimal midir? Bütünüyle ezberlerden mülhem olanın, var edilmiş katran karanlığının da mihmandarlığına vesile kılınmış olan her bir eylem / sözcenin karşısında bir biçimde insani olanı hatırlamanın vakti değil midir, hala değil midir?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Ali MIRAEE v/ Instagram
#meram#arzihal#türkiye gerçeği#yaşama istemi#direnç#kötülük makamı#azerbaycan#biyopolitika#ermenistan#sınır hakkı#hak ihlalleri#yok etme#süreğen yıkım#soykırım#cerahat#kötücül ruh#aliyev#yol nereye?#mahsa amini#iran#uprising#müştereklerimiz#isyanameram#demokrasi102#yıkım#yıldırı#çürüme#hayata ne oldu?#barışmak#anlam
0 notes
Text
Baku' den , Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü
Baku’ den , Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü
Şule Alp’e bir ödül daha Türkiye ve Azerbaycan arasındaki tarihi dostluğu, pekiştirmek amacıyla düzenlenen Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. 7 yıldır İstanbul'da yapılan ödül töreni, bu yıl Azerbaycan’da düzenlendi. İş ve sanat dünyasından başarılı isimlere ödüllerinin verildiği törende BESA Grup Satış ve Pazarlama Direktörü Şule Alp ise Yılın En İyi Satış…
View On WordPress
0 notes
Text
Baku' den , Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü
Baku’ den , Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü
Şule Alp’e bir ödül daha Türkiye ve Azerbaycan arasındaki tarihi dostluğu, pekiştirmek amacıyla düzenlenen Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. 7 yıldır İstanbul'da yapılan ödül töreni, bu yıl Azerbaycan’da düzenlendi. İş ve sanat dünyasından başarılı isimlere ödüllerinin verildiği törende BESA Grup Satış ve Pazarlama Direktörü Şule Alp ise Yılın En İyi Satış…
View On WordPress
0 notes
Photo
DÖRT DEVLET TEK MİLLET 🇹🇷 #türkiye @rterdogan #kktc @ersinrtatar 🇦🇿 #azerbaycan @presidentaz 🇵🇰 #pakiskan @imrankhan.pti #Bakü #Azadlık #BaküAzadlıkMeydanı’nda düzenlenen #ZaferGeçidiTöreni #dağlıkkarabağ #Karabağ Azerbaycan’dır ve bugün dünya Karabağ’ın Azerbaycan’ın olduğunu gördü. Yaşasın #TürkiyeAzerbaycan dostluğu (Kartal, İstanbul) https://www.instagram.com/p/CInT5sBhi_r/?igshid=1gk0ncxrmo0hg
#türkiye#kktc#azerbaycan#pakiskan#bakü#azadlık#baküazadlıkmeydanı#zafergeçiditöreni#dağlıkkarabağ#karabağ#türkiyeazerbaycan
0 notes
Text
0 notes
Photo
Şu A. B. D Diyorum; Türkleri Zamanı İçerisinde Fırsatlar Dairesinde Yeterince AHMAK Yerine Koymuş Ve O Alışkanlığı İle de Hâla Öyle Zannediyor AHMAKÇA! Bir Yandan Türk Düşmanlığına, Türkiye Ve Türkiye Üzerinden Menfaatlerine Hizmet İçin Bazen İşbirliği İle Bazen Ülke Olarak TERÖR ÖRGÜTLERİ, YIKICI TARİKATLAR VE FONLAR OLUŞTURUP, TÜRK LEHİNDE GÖRÜNEN OYSA TÜRKLÜK ALEYHİNE DEVŞİRİLMİŞ STK'LAR YARATIYOR VE ONLARI YERİNE GÖRE SOFİSTİKE ÖLÜM MAKİNELERİ VE KORKUNÇ İMKANLAR İLE DONATIRKEN, EKONOMİYİ TÜRKİYE ALEYHİNE MANİPÜLE EDERKEN VE EĞİTİMDEN, TARIMA, TARIMDAN SAĞLIĞA, SAĞLIKTAN SAVUNMAYA BİR MİLLETİ KÖLELEŞTİRME KÜRLERİNE DEVAM EDERKEN, DİĞER YANDAN; ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ SAYFALARINA VE BAZI DİPLOMATLARINA BAKTIĞINIZDA ÇİÇEK, BÖCEK LAYLAYLOM DOSTLUK MESAJLARI, EĞİTİM, İŞ, HİBE FIRSATLARI, SANAT - MÜZİK DOSTLUĞU VE TÜRKLERİN EN İYİ DOSTU TİYATROLARI, ALGI OYUNLARI İÇERİSİNDE; YANİ KUZU POSTUNDA ADETA SIRTLAN GİBİ! AYNI ŞEYİ ÇİN'E KARŞI SUUD İTLERİ İLE UYGUR TÜRKLERİNE, İRAN'A KARŞI İSRAİL İLE BİRLİKTE DİĞER YANDAN KUZEY İRAN'DA YAŞAN GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLERİMİZE KARŞI DA UYGULUYOR. YANİ YAZIK Kİ; ABD'NİN VE BİR HRİSTİYAN KULÜBÜ GİBİ ÇALIŞAN BATI BİRLİKLERİNİN MÜTTEFİKLİKLERİ, TÜRK MİLLETİNE DÜŞMANLIKLARINDA OLMAYACAK ÖLÇÜDE HASAR VERDİ; AYNI SOVYET RUSYA'SININ DA BAŞKA ŞEKİLDE YARALADIĞI GİBİ! OYSA; TÜRKLERİN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOKTU, YOKTUR, OLMAYACAKTIR DA; ANT OLSUN 🤘🏻☣️🤘🏻 #ZEKIGÜNCÜOĞLU ☣️ #KÖKTÜRÜG_MANAS 🌀 #KADİM_KÖKTUĞ_ATANMIŞLARI 🌀 https://www.instagram.com/p/BxPvFPqnw1he1tHEfiB6hTAc24mvjV5MYgJmvU0/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=2jp61d1p52g6
0 notes
Text
Nilüfer Belediyesi’nin, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliği temsil eden Nilüfer-Azerbaycan Dostluk Parkı, yenilenmiş haliyle vatandaşların uğrak yeri haline geldi.
Nilüfer Belediyesi’nin 2007 yılında açılışını gerçekleştirdiği ve Nilüfer’in en büyük parkları arasında yer alan Türkiye-Azerbaycan Dostluk Parkı, yenilenerek vatandaşların hizmetine sunuldu. Nilüfer Belediyesi ve Azerbaycan’ın Bakü Nizami Belediyesi’nin kardeş kent ilişkisi kurmasının ardından yapılan Türkiye Azerbaycan Dostluk Parkı’nda, oyun grubu ve oturma alanları yenilendi, çevre düzenlemesi yapıldı.
8 bin 950 metrekaresi yeşil alan olmak üzere toplam 14 bin 340 metrekare alana sahip parkta, seyir terasları, ana meydan, çocuk oyan alanı, oturma ve dinlenme alanları, basketbol sahası, yaya yolları, süs havuzu ve gezinti alanları yer alıyor. Park, yenilenmiş haliyle çevredeki vatandaşların uğrak yeri haline geldi.
Kentin en büyük ve en huzur veren parkları arasında yer alan Türkiye-Azerbaycan Dostluk Parkı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı tarafından tasarlandı. İki ülke arasındaki dostluk ve kardeşliği simgeleyen parktaki anıt da bu dostluğu gelecek nesillere taşıyor.
This slideshow requires JavaScript.
Nilüfer’in huzur veren parkları yenileniyor Nilüfer Belediyesi'nin, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliği temsil eden Nilüfer-Azerbaycan Dostluk Parkı, yenilenmiş haliyle vatandaşların uğrak yeri haline geldi.
0 notes
Text
Şule Alp’e bir ödül daha
Şule Alp’e bir ödül daha
Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. BESA Grup Satış ve Pazarlama Direktörü Şule Alp ise Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki tarihi dostluğu, pekiştirmek amacıyla düzenlenen Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. 7 yıldır İstanbul'da yapılan ödül töreni, bu yıl…
View On WordPress
0 notes
Text
Şule Alp’e bir ödül daha
Şule Alp’e bir ödül daha
Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. BESA Grup Satış ve Pazarlama Direktörü Şule Alp ise Yılın En İyi Satış ve Pazarlama Direktörü Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki tarihi dostluğu, pekiştirmek amacıyla düzenlenen Altın Palmiye Ödülleri (Golden Palm Awards) bu yılki sahiplerini buldu. 7 yıldır İstanbul'da yapılan ödül töreni, bu yıl…
View On WordPress
0 notes
Text
Kardeşlik ve dayanışmayı yaymaya devam edeceğiz
Son yüzyılda çok acılı şeyler yaşadık. İnşallah bir daha böyle acılı günleri yaşamayız. Bize düşen kardeşliğimizi, birlikteliğimizi, dostluğumuzu ve dayanışmamızı artırmaktır. Kültür birliğimizi, kültür kardeşliğimizi en üst seviyelere çıkarmalıyız” dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SAÜ Azerbaycan-Türkiye Kardeş Topluğu tarafından düzenlenen ‘Hocalı’yı Unutma, Unutturma’ isimli konferansa katıldı. SAÜ Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Başkan Yüce’nin yanı sıra Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Hazar Zafir oğlu İbrahim, Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Necibe Nesibova, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Ak, Gençlik ve Spor İl Müdürü Arif Özsoy, gaziler ve üniversite öğrencileri katıldı.
Kardeşliğimiz daim olsun Başkan Ekrem Yüce, “Yüreklerimizin dayanamayacağı, tüylerimizin ürperdiği ve hiçbir insanoğlunun yapmayacağı katliam gününün bir daha olmamasını diliyorum. Her ne kadar mesafeler aramızda olsa da ruh dünyamızda, inanç dünyamızda bizler biriz. Bizler bir suyun içine katılmış kardeşleriz. Sizlerin acılarını unutmuş değiliz. Bir yandan Hocalı katliamı, bir yandan Kafkaslar, bir yandan Balkanlar, bir yandan Musul, bir yandan diğer ülkeler ve diğer bölgeler. Son yüzyılda çok acılı şeyler yaşadık. İnşallah bir daha böyle acılı günleri yaşamayız. Bunun için bize düşen kardeşliğimizi, birlikteliğimizi, dostluğumuzu ve dayanışmamızı artırmaktır. Kültür birliğimizi, kültür kardeşliğimizi en üst seviyelere çıkarmamız lazım” sözlerine yer verdi.
Birlik ve beraberliğimizi güçlendireceğiz Açıklamalarına devam eden Başkan Ekrem Yüce, “Bizim kardeşlik bağlarımızı güçlendirip teknolojik gelişmeyi ön plana almamız lazım. İmkânları elinden alınmışlara da imkân sağlamamız lazım. Bunun için ilk olarak kendimizin doğrulması ve çok iyi noktalara erişmesi gerekiyor. İnşallah bu kardeşlik coğrafyasına tekrar kardeşliği, dostluğu, yardımlaşmayı, merhameti, insanlığı yayacağız. Bu duygu ve düşüncelerle kardeşliğimizin, beraberliğimizin artmasını temenni ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum” dedi.
source https://www.kocaali.com/gundem/kardeslik-ve-dayanismayi-yaymaya-devam-edecegiz-h14821.html
0 notes