#ay niye böyle oldu ki
Explore tagged Tumblr posts
cayindibindekipiskevit · 4 months ago
Text
sizin de dua ederken aglayasiniz geliyo mu ya
13 notes · View notes
cayircimengezegezeoy · 2 months ago
Text
insan hiçbir şey yapmamayı da özler
uzun süre yoğun bir tempoda çalışıyorum yaşıyorum bu nedenle kendime alan yaratıp nefes almak için bile nasıl özlem duyuyorum.
bu durum biraz beni yıpratıyor. hayal ettiğim konumla alakam olmayan bir yerdeyim bu fazlasıyla üzüyor beni bunun yanısıra hobi veyahut kendimi geliştirmek adına hiçbir şey yapamıyorum.
istiyorum ki tercümanlık işaret dilimi geliştireyim bunun için adım dahi attım online kursa yazıldım fakat derslere katılım sağlayamıyorum. sebebi ise akşamları yorgun geliyorum vakit bulamıyorum vakit yaratamıyorum.
yine dil mevzusu ingilizce öğrenmek istiyorum ama istemekle kalıyorum.
hem güçlenmek hemde fiziksel anlamda kendimi tatmin etmek için spora yazılmak istiyorum ama türlü bahanelerle erteliyorum.
bedensel ağrılarım için pilatese gitmek istiyorum ama yine yok maddi gücüm bu ay yine yetmedi diye erteleme yapıyorum.
bağırsak ve mide soranlarım zirvede şuan onun için beslenmemi düzenlemek istiyorum ama akşamları yine yorgun olduğum için çok kötü besleniyorum.
çeyiz dizmeye başlamam lazım ama maddi planlamamı yönetemiyorum o yüzden sürekli kalıyor.
bakanlıkta işe başladığım için sürekli takım ve resmi giyinmem gerekiyor ve ben işe başlamadan önce bile ne kadar minimal yaşıyordum maddi gücüm olmadığı için fakat şuan evet en düşük memur maaşı almama rağmen yetemiyorum çünkü her şey çok pahalı. kıyafet alsam arkadaşlarımla buluşsam temel ihtiyaçlarımı alsam zaten param ucu ucuna yetiyor ve kıyafet birikimim olmadığı için bu durum beni daha çok sıkıyor çünkü taksit olayına girmek istemiyorum ucu bucağı olmaz öyle olunca da. yani kısacası paramı yönetemiyorum bu miktarından dolayı mı yoksa benim yüzümden mi emin değilim.
canımı sıkan konular başında para, evlilik için hazırlıklar döngüsü, hiçbir hobi eğlence şu bu vakit ayıramıyorum en önemlisi psikolojik destek almak isterken bunu bile yapamadım erteledim.
bilemiyorum altan işin içinden çıkamıyorum.
mesela bakın evde bomboş durmayı bile özlemişim, tumblra girmeyi gönderilerinize bakmayı, yazı yazmayı, film belgesel izlemeyi bu kadar basit şeyleri bile yapmayı çok özledim.
bir rutin oluştu böyle monoton bir düzen bu çok sıkıcı ve bunaltıcı sadece ye iç yaşa işe git çalış gel yat böyle hayat döngüsü mü olur maalesef oluyor.
hayatımda hiç tatmadığım şeyleri canım istiyor misal gece boyunca deniz kenarında/ sahilde oturmak belki ayaklarını denize sokmak ay ışığını izlemek, bisikletle bir şehri turlamak, gezmek gezmek gezmek canım bunları istiyor daha doğrusu ruhum istiyor.
yarın kpss gireceğim niye giriyorsam boşuna yani öylesine. dgs girmiştim öylesine geçen sene ankara odyoloji geliyormuş ama ben dkt istiyorum. ee ama bu konuda ayrıca kafamı yoruyor üzüyor beni. ben bu sene dgs çalışsam fakat evlilik istiyoruz bunun aşamaları da gerçekleşse nasıl yürütcem hı şuan aklıma geldi bir müzik aleti de çalmak istiyorum ama hep istemekle kalıyorum.
hep istemekle kalıp üzülüyorum.
şuanda da yatıyorum zaten.
öyle boktan bir şey oldu ama kimse ses çıkarmadı giibi bi vaziyet altan abi.
24 notes · View notes
saklinotlarim · 9 months ago
Text
Bu konuda (evlilik) buzamana kadar, okadar çok kapılar açıldı ki.. ama gönlüm ısınmadı konuşmak isteselerde kaçarcasına uzak durdum..
Çocukken annemin verdiği öğüdü hatırlayıpta..
Ondandır ki
Çekindim.. umut veripte vebalde kalmaktan.. sığındım Allah'a C.c
"Nasip diye birşey var.. ve her nasip vaktine esirdir.." diye bir sözde duymuştum, gönlümde baş köşede kendine yer edinen..
Buzamana kadar farklı farklı sohbetlerde güzel bilgiler ve duâlarda öğrendim Elhamdülillah..
Ve bir sohbette.. şuna benzer bir konuşma, beni çok etkiledi..
Rabbimiz C.c bizim neleri sevdiklerimizi ve neleri sevmediklerimizi.. Gönlümüzün ne istediğini..
Bizim, çoğunu kendimizin bile bilmediği.. ama nasıl çok mutlu olacağımızı, en ince detayına kadar bilendir Rabbimiz C.c
O sebeple duâ ederken, edeple içten samimi.. dikkatli ve rikkatli şekilde detaylı duâ etmekten çekinmeyiniz..
Ve duâ ederkende "hayırlısıyla" demeyi ihmal etmeyiniz..
Rabbimiz C.c hayırlı eş nasip eylesin.. Bizleri ve neslimizi en sevdiği kullarından eylesin.. Evliliği, şüküre vesile olupta cennetine girenlerden eylesin.. 🤲
Eğer gördüğünüz bir iyilik imkanı oluşmuşsa ve iş size kalmış gibi görünüyor ise.. imkanınızda varsa..
Allah C.c razı olsun.. kazancı elde edeceğiniz iyiliği, Allah'ın izniyle yapmaya gayret göstermek gerekir..
Şeytanın "ama o niye yapmıyor, asıl onun şunun bunun yapması lazım.. amannn boş ver" vesveselerine kapılmadan yapmak mühimdir..
Birgün akrabalardan birine böyle bir iyilik yapma fırsatı imkanı verdi Rabbim C.c
Ve şeytan yukarıdaki vesveseleri fısıldadı..
Lakin çok şükür ki imkan oldu ve yardımcı oldum.. çok duâda aldım Elhamdülillah..
Ve fakat, şöyle garip bir durumda oldu..
Bu iyiliği yaparken mi.. yaptıktan sonra mı.. hatırlamıyorum..
ama büyük ihtimalle yaptıktan sonra diye hatırlıyorum.. emin değilim.. herneyse..
Sonra kalbimden şöyle, şuna benzer birşey geçirdim
" ...... " ( hayırlısıyla, bir duâ ettim.. )
Sonra gariptir ki birkaç ay geçmedi.. ilginçtir ki, şaşıracağım şekilde kalbimden geçen sanki adım adım olmaya başlıyordu o iyilik vesilesi ile..
Sonra aklıma Serdar abinin yıllar evvel anlattığ��, aşık çobanın hikayesindeki son kısım aklıma geldi.. Tebessüm ettim.. 😊
Hakikaten dahaca, Allah C.c için yapmanın kıymetini değerini anlayamadık tam manası ile..
Rabbim C.c hayr eylesin.. 🤲
Selam Ve Duâ İle..
25 notes · View notes
cuy-i-ruh · 5 months ago
Text
eveeeet ben geldim (: oyuncak hikayesi gibi araba hikayesi olmuş benim hikaye de (: merak edenler olmuş.
pazartesi 6 saat 15 dk süren yolculuğun ardından 16.20 gibi indik otobüsten. daha önce bayi biz sizi aldırırız dediği için aradım, müsait araç varsa yönlendiriyorum dedi A. hanım(satış danışmanım) tamam dedim yoksa taksiyle gelirim bi şekilde. tabi bu ihtimalden telefonda hiç bahsedilmemişti. neyse geldi bi adam aldı bizi bıraktı bayiye. vay arkadaş ne karşılayan var ne ilgilenen. neyse mavi bi tane fabia gördüm. dedim bu herhalde benimki. gittim videolarını fotoğraflarını filan çektim. teslim öncesi önemli demişti kuzenim. bekle Allah bekle kimse yok. en son danışmaya dedim ki araç teslim almaya geldim A. hanımı arıyorum açmıyor. ilgilenebilir misiniz? ödemeden sonra bi haller oluyor bu satıcılara. Bu insanlar niye böyle? gerçi atalarımızın var bi bildiği işte. klasik dereyi geçene kadar ayıya dayı deme meselesi.
neyse sonunda A. hanım geldi. yoğunlarmış başka müşterisi varmış ondan açamamış falan filan. bi önceki senenin aracıyla bi test sürüşüne çıktık, geldik. Bi kaç imza vs derken ruhsat için noter yetişmedi tabi. Benden önce araç alan arkadaş onu onlar karşılıyor iste demişti. belirttim. tabi siz dekontu gönderin biz hesabınıza iade ederiz dediler. ama haziranda aldığım için ilk dönem mtv sini ödemekten kaçamadım 🥲. hayır sattığım aracınkini de ödemiştim. Bi dahaki ay 2. taksit yine ödeyeceğim. habire mtv ödüyorum. neyse efendim bayiye dair tek güzel şey uğurlarken şu güzelleri elime vermeleri oldu☺️
Tumblr media
sonra madem Samsuna geldik pide yiyelim dedik. navigasyon takır tukur arka bi yoldan merkeze çıkardı bizi. Atakum sahile 500m mesafede bi yerde yedik. sonra sahile indik. Allah'ım sanırım bu yolculuğun beni eeeennn mutlu eden tarafı buydu. deniz💙 o kadar güzeldi ki. ruhum dinlendi yarım saatte sanki. hemen ayakkabıları çıkarıp ayağımızı kuma suya soktuk tabi 😂 ahvalim ektedir (:
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
akşam okunmadan 8e doğru çıktık yola. sonra namaz için, su almak için, bi de çorum a yakın kahve almak için durduk, totalde 3 kere. çorum'dan sonra hiç durmadan geldik. Eve girdiğimizde saat 1'di. Yani velhasıl kelam, deniz özlemim bi nebze olsun huzur buldu elhamdülillah. ama eve vardığımda çok yorulmuştum. bacaklarımın ağrısından uyuyamadım. 2 gün kas ağrısı çektim. Allah a şükür bugün normale döndüm. ama bi yandan da bana cesaret oldu. sanırım artık yazın Trabzon a yolculuğa çıkmaya daha hazırım (:
mutlu gün batımları dünya.. 💙
çiçek verenlerin çok olsun 💐
9 notes · View notes
benmisim · 2 months ago
Text
şimdiki aklım olsaydı arkadaşlıklarımda daha yapıcı olurdum. insanları hatalarıyla, eksikleriyle, yapamadıklarıyla kabul ederdim. bu dün gece bahsettiğim arkadaş, son konuşmamızda benim destansı tripli mesajlarıma karşılık noktayı "ben artık senin arkadaşlık beklentilerini karşılayabileceğimi sanmıyorum" diyerek koymuştu. ben de "zaten bir şey beklemiyorum artık" deyip kestirip atmıştım. bugün aklıma geldi bu konuşma. galiba çok şey bekliyordum insanlardan. ya da aslında beklediğim gerçekten yüzde yüz haklı ve makul bir beklentiydi ama ben bazen beklentilerimin karşılanamayacağı gerçeğine okey değildim. evet her zaman her yerde en doğruyu yapamazdı arkadaşlarım ve benim buna tahammül veya anlayış göstermem gerekirdi. ama o kadar kırgın çocuk modunda yaşıyordum ki, benimle ilgilenilmemesi beni çok öfkelendiriyordu ve kaçıp gidiyordum hep. ne oldu peki? otuz yaşımda, arkadaşlığın hiç de kolay elde edilen bir şey olmadığı gerçeğiyle kalakaldım. biriyle yakınlık kurmak, biriyle dost olmak, allah'ın bir lütfu arkadaşlar, bu öyle bi başınıza çabalayarak elde edebileceğiniz bir şey değil. tamam her şey zaten allah'ın lütfu da, hani allah ilmi dileyene zenginliği istediğine verirmiş ya, insanlar da zenginlik gibi. doğru zamanda doğru yerde allah karşınıza birini çıkarıyor. şans, tevafuk, her neyse. bu birine gidip de "hadi seninle arkadaş olalım, dost olalım, karşılıklı anlayış, ortak bir dil, hemdertlik geliştirelim!" diyerek kurabileceğiniz bir şey değil. o insan, o insanlar hayatınızın belli dönemlerinde bir şans, bir fırsat, bir zenginlik olarak sunuluyor size, işte orada bu nimetin farkına varmak ve kıymetini bilmek gerekiyormuş. he benim bu arkadaş çok mu "nimetten"di, mükemmel bir arkadaş mıydı, hayır, kıymet bilmekteki mesele zaten mükemmeli aramamak ve kıymetli tarafını görmek işte. -ki o sorun yaşadığımız yerlerde de kendi gelişimimiz için büyük fırsatlar var. büyüme dediğimiz şey bu krizleri yöneterek, zorluklarla başa çıkarak gerçekleşiyor. neyse işte. dediğim gibi şimdiki aklım olsa yapıcı olurdum. şimdiki aklım dediğim de bu arada daha bir iki haftadır bu bilinçteyim fghfh önce dört ay önce küstüğüm en yakın arkadaşıma yazdım, ayşe'ye. güya onu da net hayatımdan çıkarmıştım böyle bir arkadaş istemiyordum falan. yapan kendine yapıyor arkadaşlar sgsd niye kendime bunu yapıyorum bilmiyorum. neyse aklım başıma geldi yazdım işte. ama bu altı yıldır konuşmadığım arkadaşa bir şey yazabilir miyim bilmiyorum. biz küstükten neredeyse bir yıl sonra ömer'i aramıştı, benimle ilgili konuşmuştu, küslüğümüzden üzgün gibiydi. ama bana bir adım atmadı, ben de ona atmadım. 1.5-2 yıl sonra da arkadaşımız osman var, biz ömer'le onu görmeye gitmiştik, buluştuğumuzu gördükten sonra osman'ı arayıp beni sormuştu falan. özlediğini söylemişmiş. ama bana yine bir adım atmıyordu. ona buna soruyordu. ki ben o sıralarda zaten aman bana yazmasın diye dua eder vaziyetteydim, reddetmek durumunda kalmak istemiyordum. hâlâ çok tepkiliydim... bari o zamanlarda yazsaydım kıza ya :d neyse gelmiş geçmiş olsun hilalcim.... gelmiş geçmiş olssuuuuunnn....
3 notes · View notes
isimsizyildiz · 3 months ago
Text
Kaybettiğiniz biri varsa yazdıklarımı okumak çok iyi gelmeyebilir. Eğer kötü hissettirceğini düşünüyorsanız okumadan geçin <3
Vefat eden arkadaşımın aldığı ve hiç çıkarmadığım bilekliğim 2 gün önce koptu. Onda da aynı bileklik vardı ve kazada da bileğindeydi. Bunun düşüncesi bile beni çok zorluyor. Kendimi hala toplamış sayılamam. Aslında ben hiç toplarlanamadım o günden sonra. Sadece 3 ay olmuş ama bir ömür geçti gibi. Artık benim için zaman daha yavaş akıyor. Bu zamana kadar aklımı oyalayacak hep bir şeyler oldu ama artık beynimi susturamıyorum. Normalde duygularımı bastırmam derdim ama bu öyle bir şey ki ben sadece eskiden onla geçirdiğim zamandaki hislerimi geri istiyorum. Hissettiğim yeni şeyler beni korkutuyor. O yüzden kaçıyorum.
Her ölüm kabullenilmez illa ki ama genç yaşta daha hiçbir hayalimizi gerçekleştiremeden gitmesi çok yaralıyor beni. Mesela planladığımız 18. yaş gününü kutlayamadık. Hep içinde 7 var diye nefret ettiği yaşta kaldı. Kendi mezuniyetine katılamadı. Oysa elbisesi falan hazırdı. O biraz spontane biridir ama ben kontrol manyağı olarak son dakikaya kalmasın diye aldırmıştım. Keşke yapmasaydım. Mezuniyette adı okunurken belki daha az ağlardım. Sınav yerlerimiz aynı üni çıktı diye çıldırdığımız o gün mesela sınav günü aklımdan hiç çıkmadı. Hukuk okuyamadı. Başım sıkışsa gideceğim  “tek avukatım” yok. Yalnızım. 
Biz beraber büyüdük. Koskoca 8 yıldan bahsediyorum. Her şeyimize şahitlik ettik. Artık onun hakkında öğrenebileceğim bir şey kalmadı diye düşünürdüm. Ama şimdi çok merak ettiğim sorular aklıma geliyor Saçma sorular sorup uzun uzun sesli mesajlar alamayacağım. İyi ki bir sürü sesli mesaj atmış. Sesini unutma düşüncesinden çok korkuyorum. Ama o mesajların Hemen bitmesin diye eski mesajlarımızı bile tekrar okuyamıyorum. 
Birini kaybetmek çok farklıymış. Bir arkadaşlığın bitmesiyle alakası yok. Ölüm var küslükleri unutun lafına katılmıyorum. Aksine onu üzen hiç kimseyle konuşmak istemiyorum. Daha fazla öfkeleniyorum. Onun kısacık hayatını niye böyle harcadınız diye. Biraz fevriydi. Duygularını en üstte yaşardı. (İyi ki beni buna alıştırdı) Deneyimlemediği bir duygu kaldı mı diye de çok düşündüm? Hiç aşık olmadı galiba. Birinden çok hoşlanmıştı. Gece gündüz bana onu anlat��yordu. O gün umarım aşık olmamışsındır diye başının etini yemiştim. Şimdi dua ediyorum umarım aşık olmuşsundur.
Şuan bunları niye yazdım hiçbir fikrim yok. Ki yazdıklarımdan anlamışsınızdır düşüncelerimi toparlayamıyorum. Bu bileklik olayı içimdeki kalp kırıklarını sadece daha çok acıttı. Ondan kalan bir parçayı daha yitirmek korktuğum duygularla beni yüzleştirdi. İzmir’i çok severdi. Sürekli deniz kenarında yürürdük. Şimdi bu şehri bi süreliğine arkada bırakacak olmak, onu burada bırakacak olmak ihanet gibi geliyor. Ama şuan karşımda olsa da gitmemi isterdi. Bunu çok iyi biliyorum. Farklı şehirlerde okuma düşüncesine karşın sürekli kendini hazırlıyordu. Belki böyle bir durum olsa daha ayrı hissederdim. Çünkü her an aklımda. Hep yanımda. Öyle de kalacak. (Playlistine eklediği son şarkı bu. Eklemek istedim)
3 notes · View notes
zayiflamamlazim · 9 months ago
Text
Başım ağrıyor, gözüm daha doğrusu. Başparmağım acıyor. Bir çok şeyi yazmak anlatmak istiyorum. Anlatmaktan da yorulur muyum, rahatlar mıyım bilmem. Ş ile olan yolumuza son sürat devam ediyoruz. Neydik, ne olduk? Bu süreçte ailem o kadar yıprattı ki beni. Malum kışın zaten benim evimde kaldılar. Babama banka kartımı verdim. Evin ihtiyaçlarını alsınlar diye. Biraz da sus payı olarak gördüm bence. Her akşam eve geldiğimde bir çok boş sorular ile beynimi yediler. O niye böyle şu niye şöyle 50 tane gereksiz ve saçma sorular ile muhattap oldum. Bana sürekli savunma yaptırmak zorunda bıraktılar. Her günden nalet ettim, eve gelirken içim huzursuz oldu. Ş ile aram bozulacak diye endişelendim. Kafama saçma sapan düşünceler ektiler. Daha ortada bir şey yok düğün takısı konuşmaya başladılar. Karşı taraf da yapmayacak insanlar değil. Bunu söyleyince sen onların kızı olmuşsun, bizi silmişsin, zaten kafanda bitirmişsin, biz kimiz ki diye yalandan tribe giriyorlar. Ben ise kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Babam sürekli para hesabı yaptıkça midem bulandı. Evdeki iğneyi dahi kendi kazandığım para ile ben aldım, aylarca kredisini ödedim her şeyin. Ama şimdi sanki evimi onlar düzmüş gibi karşı taraf onu bunu yapsın diye bekliyorlar, bir de "yapmaz isem değersiz olurmuşum" masraf edince mi değerli olacağım? Bir insan evladına nasıl böyle bir öğüt verebilir. Gittiklerinde tekrar gelmemelerini söyledim. Annem de iki de bir Ş ile beraber olacağımdan korkuyor. Zamanında cinsel eğitimi bırak regl olmanın ne demek olduğunu bile öğretmeti akıl edemeyen annem zevk alırım diye o kadar korkuyor ki kaç kere utanmadan babamın yanında saçma sapan cümleler kuruyor. Tövbe estağfurullah. Bu bilinçaltıma işleyecek ve ileride bundan dolayı psikolojim daha çok etkilecenek diye çok korkuyorum.
Her şeyin haricinde, kendi kendilerine mekan bakıp bana 4 5 saat içerisinde karar vermem konusunda çok büyük baskı yaptılar. Alternatif nedr diye bile bakamadan ayarlandı. Sonra karşı tarafı aramışlar hemen siz de ayarlayın diye. İnsanları zorda bıraktılar. Şimdi ise "Ne güzel işte ayarlandı" diyebiliyorlar.
Annemin babamın çocuk, evlat yetiştirmekten hiç haberi olmadığını biliyordum, görüyorum. İnsan bir şeyler öğrendikçe daha çok anlam verebiliyor. Zaten ergenliğe kadar büyük hatalarınız var bir de bu süreçte aynı kalıpları neden tekrarlıyorsunuz? Babam hala evlenince ona para gönderip göndermeme derdinde. 30 yıldır yaptıramadığı ev var. Kendimi bildim bileli bu öyle. Benim 15 16lı yaşlarıma kadar her gün ayyaş gezen babamın şimdi aklı başına geldi. Geçen aklıma bir anım geldi, ağlamamak elde değil ki?
Ben lisedeyim, lise 1 olması lazım. Annem yok o ay evde. Babam gece 2de kendisi ile beraber 2 sarhoşu daha eve getirmişti. Abim de vardı, uyuyordu. Babam beni çağırdı, o 3 sarhoş adama kahve yaptırdı. Tepside servis yaptırdı. Sonraki gün de sakın bunları annene anlatma diye tembih etmişti. O zaman her gün kavga ettikleri için yine öyle olacak diye günlerce çok korkup hiçbir şey dememiştim. Şimdi ise kendisinin 10 yıl major depresyonda olduğunu o dönemleri hiç hatırlamadığını felan söylüyor. Öyle ya da değil. Bunun ceremesini abimle ben çektik. O dönem kendisi gezip tozup har vurup harman savurdu. Şimdi ise sanki yatırım borsası hesabıymışız gibi bizden beklenti içerisine giriyor. Annem ise zaten her gün ya babaannem ile ya da babam ile kavga ederdi. Bizi de çok döverdi. Karşılık verip gücümün yettiği güne kadar beni dövdü. Tabi ki karşılık verecektim. Sırtımda odun kırıldığını zamanı ben biliyorum. Burda oldukları süre boyunca, beraber kaldığımız süre boyunca zaten iş yerinde full stresli olan günümün gecesini de zehir ettiler. Gizli gizli yürüyüşe çıkıp kalıp kalıp çikolata yedim. Ona da çok karışırlar çünkü. "giydiğin hiçbir şey olmaz, çok yeme" "çirkin görünürsün yeme" "elbise giyceksin yeme" "böyle gelin olmazz yeme" bir kere bile kızım sen her halinde çok güzelsin cümlesini duymadım ki..
Sevilmeye alışmam çok zor oluyor. Bazen gerçek mi? Ş beni seviyor mu? Ben sevilecek biri miyim? Tüm bunları nasıl geride bırakıp bir aile kuracağım? Vücudumu beğenir mi? Karnım, göbeğim, ameliyat kaza izlerim? Ailemle iletişim şeklim sadece kavga etmek. Bu yüzden asla bir arada kalamıyoruz.
Kendimi iç kavgada sakinleştirip Şye bunların hiçbirini yansıtmıyorum. Ağlıyorum, gözlerim doluyor. Ş bana sesini yükseltince gözlerim doluyor hemen, ağlıyorum. Kimbilir kafamda hangi dönemi yeniden yaşıyorum?
5 notes · View notes
34-ist-34 · 2 years ago
Text
Chp'li komşum (78) der ki:
Bayram bey.!
Madem bu doğalgaz bedava olacaktı niye 21 senedir yapmadılar.?
Seçime giderken yaptılar.
1-Dedim abi bu doğalgaz yakaşık 4 yıl önce bulundu.36 ay gibi kısa zamanda verildi bu bile müthiş başarıdır.
2-Bu doğalgazı araman bulman için sondaj gemin olmali bu gemiler yaklaşik 10 yıl önce planlandı.gaz 4 yıl önce bulundu
3-Velev ki, bulsan bile sondaj gemi olsada savunma sanayin güçlü olmazsa onu koruyamazsan oradan çıkaramazsın.!
4-Ben bahçeme ağaçları sulamak için 42 metre 150 cm pimaş sondaj vurdurdum, bu suyu çıkarmak bahçeye vermek için dalgıç pompa hortum bir sürü takim taklavat lazım oldu bir sürü maliyet çıktı.
Şimdi metro geçti suyumda gitti.
o da,ayrı konu bu doğal gaz 2.2 km deniz içinden çıkıyor 170 km karaya ulaşıyor bu kadar kolay mı?
5-Madem bu işler bu kadar kolay oluyordu 80 yıldır bi gaz lambasına yetecek gaz veya petrol niye bulmadılar.?
5- Her gün fox ve halk tv izlersen böyle inanirsin sende haklısın
12 notes · View notes
cayircimengezegezeoy · 2 years ago
Text
bu iş hayatı konularında çok üzülüyorum vallahi.. lisede ailemin isteği ile acil tıp teknisyenliği okudum ne olduğunu bilmeden oysaki ortaokulda İngilizcem iyiydi ve Anadolu lisesine puanım yetiyordu birinci yanlış burda oldu zaten.. hiç bilmediğim bir şeyin içine girdim staj dönemleri başlayınca zaten patlak verdim panik ataklarım başladı son iki sene sürekli atak geçirdim.. sonra mezun oldum çoğu arkadaşım zaten liseden atandı ben ilk yıl sınavdan bir şey yapamadım.. sonra üniversite sınavına hazırlanıyorum ama ne istediğimi bilmeden ailem bölümümü önlisans ile tamamlamamı istiyor ben istemiyorum sağlıkçı ol diye ısrarlar ediyorlar neyse lisede birileri bölüm üniversite tanıtımına geliyordu orda odyometri aklımda kalmış ama lisansı için ısrar ettim ikinci senede tabi lisansı olmadı üçüncü sene şok altı ay evden çıkmadan ders çalıştım sınavda panik atağım mrb sonra sınav sonucu geçen senenin aynısı öyle şok yaşadım ki diyorum nasıl geçen senenin sonucuna mı bakıyorum diye siteye kaç kere girdim sonra kabulleniş türk dili ve edebiyatı öğretmenliği geliyordu ailem yok dedi sosyal hizmet ucu ucuna geliyordu yok dediler neymiş sağlık oku kaybın oldu iki yıl zaten hemen atanırsın dediler ve şartları Ankara dışı olmazmış odyometri zaten iki üniversitede vardı biri özel biri devlet ve ısrar kıyametle ilk sıraya odyometri sonra paramedik yazdık zaten odyometri geldi.. ee üniversite hayatı yaşamak istiyorum ama ankaradayım ve iki yıllık okul ve paaatt pandemi patladı okula üç ay gittim sonrası hep online eğitim.. tabi bölümü seviyorum çok çalışıyorum sınavları saçma sapan zorlayıp güvenlik yöntemleri alıyorlar falan derken bölüm birincisi olarak mezun oldum fakat belgem yok 🤣 diplomayı verdiklerine şükrettik zaten üniversite yeni açıldı diye ne mezuniyet oldu ne belgeler verildi bu da hüsrandı yani sonra dinlenmeden etmeden iş hayatına atıldım altı ay çalıştım sağolsun iğrenç bir deneyim yaşadım ve bölümden soğudum. yine istemeye istemeye kpss hazırlandım 90 ile atanan bölümüm ve çok az alımı olan bölümüm ile başa çıkamam dedim ama çalıştım 80 aldım sağlık bakanlığı dışında bir şeye başvuramıyorum 4 ay olacak 200e yakın ilan oldu ben sadece 4 tanesine başvurabildim biri olmayan sağlık bakanlığı diğeri darphaneydi ve merkezi atamaya başvurdum olmadı şimdi de milli savunma bakanlığına başvurdum ama şans çok az niye direk herhangi bir önlisans mezunu alıyorlar.. bu serüvende böyle üzünçlü oldu.. kendimi çok kayıp yaşamış gibi hissediyorum.. polislik ikm zabıta katiplik falan istemiyorum yapamam diye.. gerçi ben ne yapabilirim ne severim bilmiyorum ama artık devir bir işin olmak zorunda karın tokluğu bile olmadan çalışmak mecburiyetin olduğu.. bilmiyorum yolun sonu ne olacak nereye gidiyorum kayıp olarak gördüğüm yılları artık güzel bir taçlandırma yapmak istiyorum umarım bu yıl bana güzel yollar sunar mümkünse şöyle çayırlı çimenli çiçekli böcekli güneşli ağaçlı bir yol olsun..
12 notes · View notes
benmisim · 1 year ago
Text
ayşe bizdeydi iki gün. son zamanlarda samimi olduğu bir arkadaşından bahsederken “en yakın arkadaşım olarak senden sonra onu sayarım mesela, o derece” falan dedi. sonra içimden düşündüm, “ben ayşe’den sonra kimi sayarım?”. hiç kimseyi. ahaha. resmen 1 tane arkadaşım var. gerisi merhaba-merhaba veya tanıdık kategorisi. cidden bir şeyler paylaştığım tek bir arkadaşım var. çünkü hiçbir zaman uzak mesafe arkadaşlığı sürdüremedim :D ayşe dışında işte. bazıları mesela üniversiteden sonra oradaki yakın arkadaşlarıyla irtibatı kesmez, telefonlaşır mesajlaşır bir şey olduğunda paylaşır yaşadığı şehre gider görüşür vesaire. bazıları da benim gibi uzaktan sürdüremez onu. “yüzyüzeyken konuşuruz” insanıdır:D istisnalar da olur tabi. üniversiteden sonra yıllarca iletişimi sürdürdüğüm bir arkadaşım vardı, ayşe’den sonra en yakın arkadaşım olarak onu sayardım. o da yok artık. bu yılın başında kestim muhabbeti. kötü oldu. bazen çok özlüyorum, yazmak istiyorum, yazsam olumlu döneceğini biliyorum, ama en son o kadar kötü konuşmuşum gibi geliyor ki yüzüm yok sanırım. o lafları ettikten sonra yüzüne nasıl bakarım gibi bir kafadayım. kaç yıllık arkadaşımdı, yazık oldu. o kavgayı çıkardığım günlerde hamileydim, henüz kimseyle paylaşmamıştım, sonrasında kendi kendime hayret ettim nasıl ona böyle konuşabildim diye. ve hamilelikten falan ayarlarım bozuldu herhalde diye düşündüm. bir ay kadar sonra da ayşe’ye çok kötü konuşmuştum mesela. az kalsın onunla da kesecektim muhabbeti, çok kararlıydım. sonra dedim ben napıyorum noluyor ya?!? niye böyle yabanileştim? bilemiyorum. bi garip oldum. ama doğru-yanlış gibi bakmıyorum yaptıklarıma, söylediklerime. ihtiyaç hasıl oldu, yaptık gibi bakıyorum :D hani çok düşündüm çünkü o söylediklerimi söylemesem mesela ne yapabilirdim, başka türlü nasıl konuşabilirdim? yok. başka türlüsünü yapamazdım. neyse amaan. havalar çok sıcak bunaldım kesiyorum.
2 notes · View notes
moonpiece1se · 12 hours ago
Text
Ah sevdiğim nasılsın oralarda sen de özledin mi beni benim seni özlediğim kadar 10 ay oldu sevdiğim koskoca 10 ay ne sesini duydum ne yüzünü gördüm rüyalarım da sensiz çok özledim sevgilim öyle çok ki anlatamam beceremem yani böyle büyük bir özlemi anlatmayı ah sevgilim yıllarca duyarlar görürler diye korktuğum günlüğüme bile yazamadığım adını hep kalbimden fısıldadığım şimdi hiç korkmadan söyleyebiliyorum adını hiç tahmin etmediğim edemediğim büyük bir acı veriyor bana böyle mi olacaktı diyorum böyle mi olmalıydı aşkım ben yapamıyorum deliriyorun yavaş yavaş inanmıyor kimse iyisin diyorlar ama değilim geçen gün fotoğrafın bana gülümsedi bilmiyorlar her an ölmeyi diliyorum her an sana kavuşmayı diliyorum niye olmuyor isyan etmek istemiyorum ama elimde değil bunu hak etmediğimizi biliyorum biz güzel bir sonu hak etmiştik birtanem kötüde olsa birlikte bir sonu çok özledim ya çok özledim niye kimse bir şey yapamıyor niye kimse seni bana getirmiyor çok yoruldum yemin ederim çok yoruldum Rabbim sevdiği kulunu yanına erken alırmış sen daha fazla acı çekmeden aldı yanına diyorum olmuyor eninde sonunda kavuşacağız diyorum olmuyor hiçbiri dindirmiyor acımı azaltmıyor bile sürekli senin sevdiğin şarkıları dinliyorum kardeşim geçen okuldan kaçmış ona bakmak için çıktık o olsaydı böyle olmazdı dedim kendi kendime halbuki bir şey değişmezdi biliyorum ama sen olsaydın böyle olmazdı hissini bir türlü aşamıyorum ah ah sevgilim aşkım çocukluğum gençliğim acım kederim mutluluğum huzurum hem zehrim hem ilacım öyle muhtacım ki sana bu artık bir özlem olmaktan da çıktı olur da Rabbim almazsa beni çok uzun sürmez ben çıkar gelirim gibi yakında çünkü sevgilim dayanılmıyor mezar taşı yaptırmışlar adın yazıyor ilk kez adını okumak acı verdi nefret ettim orada yazan adından keşke böyle olmasaydı bizim çocuklarımız olacaktı bir fotoğraf çekecektik evimizin duvarına asacağız diye söz vermiştin niye olmadı hiçbiri ben seninle yaşamak istiyorum seninle ölmek istiyorum sensiz her şey anlamsız o kadar çok şey birikti ki sana anlatmam gereken toprak anlamıyor dilden çık gel de anlatayım sevgilim bana attığın şarkıları dinliyorum yeni yeni anlıyorum neler hissettiğini yaşadıklarını zordu her şey çok zordu da işte bu başkaymış aşkım şükürler olsun ki sen yaşamadın bu acıyı ama keşke ben de yaşamasaydım dimi omuzlarım kaldıramıyor artık herkes bi tutturmuş sen çok güçlüsün lan ben istiyor muyum güçlü olmayı soran yok değilim de zaten artık sen yoksun ne gücüm var ne takatim kimse de sen gibi değil zaten saçlarımı okşamıyor yetim öksüz kaldık saçlarım ve ben dön gel artık be yalvarırım dön gel düştüm lan düştüm kalkamıyorum hadi artık bitsin bu oyun gel ne işin var oralarda bensiz uzakta sen bilmezsin öyle yerleri belki de öğrendin bilmiyorum sevgilim çok karışığım seni çok seviyorum çok özlüyorum sen daha yakınsın söyle Rabbime alsın beni de yanınıza çünkü ben pes ettim seni özledim ölmek istiyorum ölmeekk ciğerim yanıyo ciğerimmm mahvoldum acıdan kahroluyorum yaşladım kimsesiz kaldım gülüyorum ediyorum ama her an aklımda kendimi öldürmek bugün kulağım uğuldadı öldüm sandım bir an ölmediğimi anladım yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam eğer beni biraz seviyorsan bir yolunu bul al beni yanına seni çok seviyorum çok özledim
0 notes
inaniyorumyapacagim · 4 months ago
Text
Geççek Geççek, Elbet Bu da Gitçek
Şarkıların sözlerine hiç dikkat ediyor musunuz? Ya da filmlerde yaşanan olaylara? Ben uzun bi' süredir şarkıların neden yazıldığını, filmlerin neden hep aynı konularda dönüp dönüp durduğunu anladığım bir dönemdeyim. Değişik bir dönem, çeyrek yaş krizi de diyebiliriz. 27 yaş sendromu diyordum bir hafta öncesine kadar ama 28 oldum yeni, sanki bir şeyler değişti gibi, bir şeylerin sonuna yaklaştım gibi ama işte öyle ha diyince bitmiyor, yavaş yavaş, zamanla geçiyor ve değişiyor her şey.
Bu çeyrek yaş krizimde hayatı sorgulamadığım kadar çok sorguladım ve hala sorgulamaya devam ediyorum. Mesela 20'lerin sonu gerçekten çok enteresanmış. Uzun süredir 20'lerdesin 3'lü rakama geçmene az kalmış, bunun bir stresi var gibi üzerinde. Bir şeyleri yetiştirme, yetişmeyenleri kovalama, olmayanı oldurma, yeter ki geç kalmama gibi bir loop. Ne enteresan dimi. Halbuki tek değişen şey rakam, 29 ve 30 arasında aslında hiçbir fark yok bunu hepimiz biliyoruz.
Son 2 ama özellikle 1 yıldır tuhaf bir döngünün içine girdim. Böyle kapana kısılmış gibi hissettim, hem çok özgürüm hem de kafesin içindeymişim gibi. Geç kalmamalıyım, bak herkesin hayatında bir gelişme oluyor benimde neden olmasın, benim neyim eksik, ne zaman olacak, hiç olmayacak mı, hayır olucak hemen olucak, tamam sakinleş akışına bırak, hayır olması için bırakmamalıyım ipleri elimden bırakırsam o zaman hepten ipin ucu kaçar, hayır doğru olan olması gereken olması gerektiği zamanda seni bulacak, tıpkı daha önce olduğu gibi, ama neden herkes mutlu ben niye böyleyim... ah o kadar çok şey üretti ki kafam. Bakın ikisi de aynı insan, benim. Ama kafam o kadar karıştı ve neyi yapmam gerektiğini hep etrafıma bakarak anlamaya çalıştım. Kendime bakmaktan kaçındım, sanki herkesin yaptığı ettiği mutluluğun ya da memnuniyetin tek geçerli ve mutlak yoluymuş gibi. Hala daha kafam çok soru üretiyor ve sorgulamaya devam ediyor ama biraz daha ılımlı bir şekilde.
Geçtiğimiz Haziran ayı benim için epey zorlu geçen ve gerçekten dibe indiğim bir ay oldu. Tüm bu sorgulamalarım ve düşüncelerim katmerlendi, geleceğe umutla bakamadığım bir hale gelmiştim. Uzun süreli ilişkimde son 1 yılı da uzak mesafeden yürütmeye çalışıyorduk. Zorlandık hali ile o da ben de yorgundu. Aramızda konuşulmayan tüm konuları konuştuk. Ve bir süreliğine ilişkimizdeki iletişimimizi biraz azaltıp kendi gelişimimize odaklanmaya ve gerçekten istediğimiz şeyi keşfetmeye odaklanmaya karar verdik. Yani iletişim yoğunluğunu azalttığımız bir dönemdeyim. Ama neden bilmiyorum içimden bir ses her şey rayına girecek, bu dönem senin hayrına olucak diyor.
İçimdeki sesi dinliyorum, o beni hiç yanıltmadı. Olacak şeylere güveniyorum, büyüyorum. Ve olduğunda her şey daha güzel ve değerli olacak inanıyorum. Her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. Ve yine daha önceden olduğu gibi evet arada yoluma taşlar çıkabilir, tünellere girebilirim, düşebilirim ama kalkacağım, çünkü inanıyorum. Her şeyin, tüm güzelliklerin benimle olacağına. Buradan da güzel şeyler çıkacağına, her şeyin hayrıma işlediğine ve güzel şeylerin yakında kapıda olduğuna, sadece mucizelere ve güzelliklere daha çok inanıp daha iyi şeylere sarılmaya ihtiyacım var.
O yüzden olacağına, mucize olacağına, her şeyin yoluna girip eskisinden çok daha sağlam, çok daha iyi olacağına inanıyorum. Büyümek acı da veriyor ama acılarım geçecek ve yerine güzellikler gelecek. İNANIYORUM, HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK, HER ŞEY İSTEDİĞİM, DİLEDİĞİM, TAHMİNLERİMİN ÇOK ÖTESİNDE OLACAK.
04.07.2024
E.
#çeyrekyaşkrizi #sorgulamalar #hayat #büyümek #27yaş #geçkalmışlıkhissi #27yaşkrizi #inanmak #kendimeinanıyorum #olumludüşünce #tünelinsonuaydınlık #azkaldı #olacak #mucizeler #mucizeolacak
0 notes
turuncuastronot · 9 months ago
Text
28 Şubat 2024
selam canım, büyük sıçt*m.
Kötü şeyler yazma niyetim yoktu hiç aslında, en başından beri hiç kötü bir şey yazmamak için aşırı çabaladım. Ama galiba artık kendime bundan sonrasını gördüğüm beş yılı yazmam lazım. Burayı annem öldükten sonra felfena boşladım. Yazabilecek gücüm yoktu. Büyüdüğümde olduğum insan kötü bir insan oldu. Olmadı yani bir türlü. Böyle bir yavan oldum. Ne doğruyum ne dürüstüm ne başarılıyım ne insanlığa bir katkım var öylece yaşayıp gidiyorum. Bir de aşık oldum salak gibi. Aşk mı yoksa kabullenilme hazzına bağlı bir akıl tutulması mı bilmiyorum. İki yıldır içine düştüğüm bu buhrandan bir türlü çıkamıyorum. Dahası iki ay sonra nikahım var şaka gibi di mi? Pisi pisine evleniyorum resmen. Hem de kimle? Beni asla hak etmeyen ve muhtemelen hayatı burnumdan getirecek olan zaten neredeyse her sublortikal davranışında bana değer vermediğini gösteren üç kuruş paranın bile benden daha önemli olduğunu iliklerime kadar bana hissettiren biriyle… muhtemelen beş yıl o da en iyi ihtimalle…. Beş yıl sonra beni aldatır ve boşanırız. İnşallah beni aldattığında hemen yakalayabilirim. Yani bu insanın hayatında zibilyon tane insan olmuş, birilerini sikmiş de ben de işte ne güzel namuslu paralı akıllı uslu ailesine uygun o kızım… beynime sıçayım. Bu girdaptan çıkamıyorum. Böyle bir adamdan baba mı olur ya ben bu adamdan nasıl çocuk yapacağım… ha üstüne bir de bu adam o kızı siktiği yatağın üstünde bana evlenme teklif etmiş ahshdjajjs şaka gibi di mi ya böyle onursuz bir insan gördünüz mü benden başka. Her onlarda kaldığımda o yatakta yattım. O kızı siktiği yatakta yani… Daha ilginç olan bir versiyon geliyor şimdi, hayatım boyunca nefret ettiğim tek bir isim vardı, Beyza…. Kızın adı Beyza. Gerçi kızım ne suçu var. Ben de istesem beni de sikerlerdi yani adam olsaydı da uçkuruna sahip çıksaydı. Böyle bir adamla evlenilir mi ya? Ha ben evleniyorum işte. Niye biliyor musunuz her şey belli olana kadar anlatmadı. Neymiş bir günahı başkasına anlatmak günahmış çok pişmanmış… Sikerler yalanını oç diyesi geliyor insanın. Ama diyemiyorum. Prensip olarak küfürden uzak bir insanım ama şimdi iyi geldi. Ee ben evlenicem bu adamla midem bulanacak her saniyesinde her anında her yüzünü gördüğümde. Ben bu insanla nasıl iletletebilirim ki bir şeyleri. O da gidip başka karılara kızlara bakacak. Zaten instada da hep yarı çıplak kızları beğeniyor. Ben bu adamla niye evleniyorum ya ben bu boku niye yiyorum ya niye ya ben niye malım ya ben niye evleniyorum bu adamla? Allahım bir şey olsa da nasip etmesen keşke hayırlısı değilse.
0 notes
drmuzafferkala · 10 months ago
Text
Tumblr media
EMEKLİNİN HÂL-İ PÜR-MELÂL´İ
Emeklilerin durumu son yıllarda hiç iyiye gitmiyor.
Çalışan, sabah kalkıp banyoda sakal tıraşını olurken, hanımı mutfakta kahvaltısını hazırlıyordu.Kahvaltı sonrası giyinip işine giderken hanımı dış kapıya kadar uğurluyordu. Mesai çıkışı işten eve dönerken hanımının siparişlerini alıp evin yolunu tutuyordu. Kapıyı açan ya hanımı ya çocuklardan birisi kapıyı açıyordu.Elindeki siparişleri ona veriyordu Evdekiler hoş geldin diyordu. Üstünü değiştirip, pijamalarını giyerek tv’nin karşısına kurulup oturunca, gün boyu yaşadığı sıkıntılarını ,tasalarını unutuyor, dışarda bırakıyordu. Evinini,yuvasının mutluluğunu, huzurunu yaşıyordu.
Emekli olduktan sonra ilk bir ay iyiydi. Tatile çıkmış gibi hissediyordu. İkinci ayda çocuklarına sözü geçmez oldu.Üçüncü aydan sonra hanımına sözü geçmez oldu. Sabahları şöyle rahat bir gazetesini bile okuyamıyordu. Evde fazlalık gibi görülmeye başlanmıştı. Hanımı ikide bir “temizlik yapacağım, o koltuktan kalk diğerine otur, bu odadan öteki odaya git, gazeteni orda oku, en sonunda ne evi bekliyorsun, çık git be adam” demeye başlamıştı.
Emekli nereye gideceğini düşünmeden evden çıktı, bir müddet karmaşık düşünceler içinde yürüdü, elleri paltosunun cebinde yürüdü, yürüdü.yürüdü.Üşümeye başlamıştı.Soğuk emekliyi kendine getirmişti. Ne yapmalıydı?Nereye gidecekti? Eskiden olsa bir işi vardı.İşyerine gidip, ya masasına oturuyordu, ya mavi önlüğünü giyip tezgahın başına geçiyordu, yada tulumunu giyip alet adevatını alıp başlıyordu çalışmaya,. Ya şimdi öylermiydi? Gidecek bir yeri bile yoktu.
Emekliyi bu derin düşüncelerden öğle ezanı ayıktırdı. Saatine baktı, okunan öğle ezanıymış, vakitte hiç geçmiyor, ikindi ezanı sanmıştım diye düşündü. O güne Cuma namazları hariç camiye gitmemişti. Sağ eli ile ensesini kaşıdı. Gitsem mi gitmesem mi diye düşüncesin de git gel yaptı. Sonra yapacak işim yok, gidecek yerim, eve gitsem hanım koymuyor, gitmeyip ne yapacağım ki diye mırıldanarak caminin yolunu tuttu. Caninin abdeshanesinde abdesini aldı.Camiye girdi, bu sefer cami çok sıcak gelmişti. İçine bir huzur vermişti.Cuma namazlarına gittiğinde bu sıcaklığı,huzuru hiç hissetmemişti.İşe geç kalmayayaım diye farzı kılar kaçardı. Cami çıkışı ayakkabılarını giyerken artık gidecebileceğim bir yerim var dedi. Ben bunu daha önce niye düşünemedim diye kendi kendine söylendi.
Artık emeklinin bir bahanesi de vardı.Evdekilere ben camiya namaza gidiyorum diyordu.Camida vaaz, sohbet olduğu zaman onu dinliyordu.Caminin müştemiletında yada bahçesinde yaşlılarla, emekliilerle anılarını paylaşıyordu.Böylece günler geçip gidiyordu.
Genel Seçim oldu,hükümet değişti, başbakan değişti. Emekliler, yeni hükümeti sevinçle karşıladı. Her emekli gibi kahramanımız bizim emekli de umutlandı.
Emekli bir gün caminin bahçesinde oturduğu bankların yerinde olmadığını farketti. Hepsi kaldırılmıştı. Banklarda otururken arkadaş olduğu diğer emeklilere sordu, onlarda bilmiyorlardı. Emekliler ayakta kalmıştı. İmama, müezzine sordular onlarda bilmiyoruz dediler.Cami cemaatinin emeklileri Caminin son cemaat mahallinde oturmaya başlamışlardı. Kalabalık oluşturuyor, dikkat çekiyordu .Sağda solda bir takım insanlar böyle de olmaz canım,sürekli caminin içi işgal edilmez, camii ibadet yeridir, bu insanlara oturacak yer lazım, hatta içini ısıtacak sıcacık çay içebileceği bir yer gerek demeye başlamıştı. Emekli bir müddette sürekli yayılan bu söylentileri dinlemişti.
Aylar ayları kovaladı.Bir gün caminin avlusunda bir çalışma başladı. Herkes birbirine soruyordu. Kimse ne yapıldığını bilmiyordu. İşçilere sordular onlarda bilgi vermedi. Sonunda prefabrikvari bir yapı inşaa edildi.Masa sandalyalar kondu, çay ocağı açıldı. Kapısına el yazısı ile yazılmış “CAMİMİZİN ÇAY OCAĞI HİZMETE AÇILMIŞTIR” ilanı yapıştırıldı. Camii bahçesindeki banklar kaldırıldığı için son cemaat mahallinde oturan emeklilere, oturacaksanız gidin çayhanede oturun, burda oturmayın denmeye başlandı. Emekli, gidin çayhanede oturun lafını duyunca anladı bankların neden kaldırıldığını. Gelmesine sevindiği hükümet camii bahçesinde oturduğu bankı bile çok görmüştü kendisine. Yandaşını çayhane sahibi yapmak için cebindeki son liralara göz dikmişti.
Emekli, caminin helasına giriyorum para veriyorum, Cayhanesinde çay içip para ödemezsem oturtmuyorlar. Buranın huzuru kaçtı diye düşündü.
Bizim emekli,son günlerde camii cematindeki emeklilerin sayısının azaldığını farketti.Gittikleri yere emekli de gitmek için onların nereye gittiklerini araştırınca sokak kaldırımlarında oturduklarını tepit etti.
Sizce; Yarın. Öbür gün belediye de sokaklar da oturmayı emeklilere paralı yapar mı?
Dr. Muzaffer KALA
MESK
Memur ve Emekli SendikalarıKonfederasyonu
Genel Başkanı. #Mesk, #MESK,
0 notes
dilperisanimmmm · 1 year ago
Text
Ben sıkıldım yaw. Cidden sıkıldım. Hiç bir şeye başlamadan her şeyden sıkıldım. Hayatın ne olduğunu tecrübesizliklerimle kavradım. Ne nedir biliyorum. O kadar çok şeyin farkında olup bilmeme rağmen yine de bilmediğimi görünce şaşırma krizlerine girip dahhhhhaaa da çok anlamıyorum, hayatı kavrıyorum. Yaşayacağımı yaşadım keşke desem. Hiç bir şey yaşamadım ama her şeyin farkındayım.Yaşamış bir insan kadarım yani. Yani artık öldürebilirsin beni xwedê. Valla yapacağım öğreneceğim çok çok şey var. Ama yaşanmasa da olur. Yaşım küçük ha. Zaman geçiyor büyüyorum büyümek istemiyorum diye kafayı yerken yaşımın değerini de anlamıyorum. Yaşım küçük ya. Daha çok gencim. Yani hatta daha yeni genç oldum ki zaten ben. 17 yıl 1 ay 10 günlüğüm lan. Ama içimde bir şeyler oluyor. Şeyi tahmin ediyorum.. diyorlar ya Allah taşıyamayacağı yükü vermez insana.. hahh işte o malum mesele sanırım. Ya allahin benden haberi yok. Ya da bana verdiği beyinden. Farklı çalışıyor çünkü. Farklı dedigim güzel bir farklılık değil. Bok bir farklılık. Boş bir farklılık. Bi iki gün sonra bunu okusam üff yine ne saçmalamışım yawww off diyeceğime eminimm biliyorum. Bunları ama yoğun duygularla duygusallığın üzüntüyle ulan kızgınlıkla kırgınlıkları yav var ya hic bir deyle yamiuirum ve bahsettigim de bu ha. Icim bombos. Her sey bombos. Her seyin bimboslugundan sikildim. Tüm bunların sebebi doğduğum ev olan kaderimden olabilir. Yani öyledir zaten dee daha başka şeyler de var. Düşünmemek için bir şeylerle ilgilenmesem tam olarak kafayı yerim. Kafayı yeme olayını yaşarım. Tammmm olarak. İşte düşünmeyi erteliyorum. Yapmak istediğim tekkk şey var. Sadece tek şey. Uzanıp sadece düşünmek. Y da koma olmak. Ya evet ya koma olayım düşünmek de bana lazım değil. Sadece uyuyuyayim ya. Gebermiş olamanin kardeşi işte. Bok bok konuşuyorum. Bok gibi değil bildiği bok bok, boklu boklu. Şimdi bu saçmalıklara devam edeceğim. Üzerimde çok büyü bir yorgunluk var. Ahshhshshshshshh boşluktan çıkıp xirrê kerêli bir yazı oldu az önce. Ben edebiyatsevmiuirum ya. Ne diyordum. Ha yaw cidden oyl3 ha çok sıkılmışım ha eciz olmuşum. Hiç bir eye yapmax istemiyem falan. Yaw şaka maka lan cidden öyle olmuşum ha. Yemin ederim daha kaç gün öncesine kadar böyle depresif insan görünce ula oğlum git bir kitap oku bir sye. Dunyadaki bütün okutulacak kitapları izlenecek filmleri bitirmeden hayattan sıkıldım demeyin pezevenk oğli pezevenkler. He aynen öyle diyordum. Böyle üzgün insanlardan nefret ediyordum.bu arada hala n3fret ediyorum. Yani niye üzgünsün. Canın bir sye sıkıldı tamam bitti gitti. Gitmesiyle de uzlunc3 ne oluyor, gül geç 70 yıllık dünya yaaaa hey bênamûs rabe ser xwe re ev çi hal e niqot niqot. Siraaa sibêêê hat bîra min neyseeee min digot çiiiii. Welhasil ezreîl bê bê. Bê ez bende te me.
Law lawoo bîst û çar seetê rojê xewa min tê yaw.
0 notes
miyaki-san · 1 year ago
Text
Göğe Serzeniş
Saifda(4.bölüm)
-Haaa Haaa Haaa
-Ne oldu Narcis? Dünyaya ilk gidişin değil sonuçta.
-Evet , belki. AMA NEDEN AŞAĞI İNMEK İÇİN DAHA DA YUKARI GİDEN BİR MERDİVEN ÇIKIYORUZ?!
-Sızlanmaa Hesperus bile senden daha iyi durumda.
İkisi de beraber bi Hesperus'a bi de süttunn gibi vücuduna baktılar. Hesperus heykel gibi bir timsaldi. Hesperus:
-Hm?
Gözlerini anında başka yönde doğrulttular
-Ah Leydi Safidaya geldik anlaşılan.
Üçüde aynı anda yukarı baktıklarını. Karşılarında üzerinde 7 iç içe geçmiş halka işlemesi olan kapıya baktılar. Sımsıkı kapalıydı. Ve yanında duran kişide Leydi Safida idi. Khonsu:
-Leydi Safidaaaaaa
-Hm? Gözlerime inanamıyorum. Khonsu canım hoşgeldinnn seni çok özlemişim.
Diğer ikiside Leydiye başlarını eğerek selam verdi. Narcis sözü aldı:
-Görünen o ki siz eski arkadaşlarsınız
-Kesinlikle öyle, dedi Leydi. Khonsu sözünü tamamladı:
-Her ne kadar öyle görünmese de ben senden yüzlerce yaş büyüğüm.
-*alaycı bir şekilde*Ne yani. Sana abi mi diyeyim?
-Deneme bile
-Ee Khonsu buraya sırf beni görmek için gelmediğini biliyorum. Bir sorun yok umarım.
-Ah şey ehehe. Kusura bakma Safida son zamanlarımın pek iyi geçmediğini biliyorsun.
-Şaka canım a aaa hemen üstüne alınma. Hadi söyle neye ihtiyacın var?
-Leydi Selen bana bir Semavi Görev verdi veee Hermanubise, Ay-Hanıma gitmem gerek.
-Oh şeyy buna hazır mısınki?
Narcis:
-Niye ki? İnananı olsun yada olmasın o bir tanrı yeryüzüne inmek onu etkilememeli.
Khonsunun tüyleri diken diken olmuştu görünen o ki yeni tanrılardan gözü gibi sakındığı geçmişi gün yüzüne çıkacaktı. Safidayla beraber bunu saklamak için çok uğraşmışlardı. Geçmişini bilen kişiler Narcis ve Ayata gibi genç tanrıların aksine daha yaşlı tanrılardı. Bu tanrılardan birçoğu Khonsunun ötekileştirilmesi gerektiğini düşündüğünden onun hakkındaki herşeyi konuşmamak üzere Khonsuya ant içti ve bu ant Khonsunun tek emri ile bozulabilirdi. Ant içmeyen 3 tanrı vardı; Safida Selen ve Edimon. Safida:
-*tehditkar bir şekilde* Sen Selenin oğlu olmalısın. Narcis'di değil mi? Son zamanlarda sık sık aşağı iniyorsun.
-*korkarak* Sen nerden biliyosun?
-Tatlım ben geçidin gardiyanlığını yapıyorum. Ben burada olayım yada olmayayım burda gerçekleşen herşey benim hükmümdedir. Herneyse konuya dönelim. Aşağıda hep belli spesifik bir yere inmen de ayrı bir garip. Umarım babanın fanilerle tanrılar arasının nasıl olması gerektiğini biliyorsundur. Haddini bil. O insan kızın başına bir şey gelmesini istemiyosundur.
Khonsu:
-Bir dakika, ne? Narcis bir insana mı aşık oldun? Babanın bu konudaki düşüncesini biliyorsun. "fanilerle aşk yasaktır"
-*ağlayarak*BİLİYORUM... Biliyorum.. Ama
haftalardır gözüne bir gram uyku girmiyo abime olanlar yüzünden benim kaderimin mühürlenmesini istemiyorum. Anla beni.. Lütfen.
Safida:
-Dinle Narcis. İstisnalar kaideyi asla ama asla bozmaz. Az önce söylediklerim sadece blöftü ama geçmişi kucalamaman gerek. Zamana bırak. Gün gelince herşeyi zaten öğreneceksin
-Evet öyle. Ben, Khonsu bu fani ve tanrı arasında ki aşkın herzaman arkasında olacağım.
-Şeyy benim pek bi gücüm yok tanrılara da meydan okumak gibi bir şey yapamam amaa. En azından destekleyebilirim. Dedi Hesperus.
Narcis umut dolu yaşarmış gözleri ile diğerlerine baktı.
-Sağolun hepiniz. Ve söz veriyorum her ne kadar aklımı kurcalasa da geçmişi sorgulamayacağım.
-Pekala öyleyse, dedi Safida, yola çıkmaya hazır mısınız?
-Hiç bu kadar olmadık, dedi üçü bir ağızdan.
Ardından bir ışık huzmesi ve insanların toprakları
-Ahh bu ne sıcak böyle, dedi Hesperus.
1 note · View note