#arap yarımadası
Explore tagged Tumblr posts
Text
2020 Yılı Mart Ayında Suudi Müftüsü: “Türk’ler Mevalidir, İslamı Temsil Edemezler” Diye Fetva Verdi...
Mevali Ne Demek?
İslamiyetten önce Araplar “Azad edilmiş kölelere” Mevali diyordu.
İslamiyetten sonra, Mevali kavramı, Arap olmayan Müslüman Milletler için kullanıldı. Kullanılıyor.
Arap geleneğine göre; Mevali'nin malı, parası, karısı, kızı Araba helal sayılıyor.
Mevaliden doğan çocuk veliaht olamıyor.
Arap tarihinde, Mevali denildiği zaman akla Türk’ler geliyor.
Türk’ler, islamiyet dünyaya indiği 612 yılından, üç asır sonra, 934 yılında Müslüman olmuşlardı.
Onlara göre Kuran “Mekke ve etrafında yaşayan insanları uyarmak için, arapça inmiş” bir kitaptı ve bu ayet ile sabitti. O dönemde, Mekke etrafında Araplar yaşadığına göre mekanın sahibi onlardı.
“Her millete bir peygamber gönderdik” şeklindeki Kuran hükmünü, Araplar, “Hz. Muhammed Araplar için gelmiş Peygamberdir” diye anladılar.
Arap olmayanların Müslümanlığını kabul etmediler.
Sonradan Müslüman olan başka milletleri MEVALİ diye tanımladılar.
Emevi döneminde başlayan, İslamdaki ayrıcalığa ilk karşı çıkan Hanefi Mezhebinin kurucusu Ebu Hanife (699-767) olmuştur. Büyük İmam diye tanımlanan Ebu Hanife, mevali geleneğine karşı çıkması yüzünden, arapların hışmına uğramıştır.
Sonradan Müslüman olan Türklerin Hanefi Mezhebini seçmeleri tesadüf değildir.
Mevali kavramı, sadece Emevilere mahsus değildi. Abbasiler’de aynı geleneği devam ettiriler. Bağdattaki Abbasi Halifesi, kendini kurtaran Selçuklu Sultanı Tuğrul Beye kızını vermedi. Gerekçe, Tuğrul Bey'in Türk olması ve Mevali sayılmasıydı.
Tarihin hiç bir döneminde, Araplar, Türklerin İslami liderliğini ve egemenliğini tanımadılar. İlk fırsatta Türklere karşı isyan ettiler...
Hilafeti temsil eden Osmanlıya karşı, İngilizlerle beraber savaşan Arap isyancılar binlerce Mehmetçiğimizin vahşice kanını akıttılar...
Bu anlayışın gerisinde MEVALİ geleneği yatıyordu...
Nitekim;
- Osmanlıya isyan eden Arapların başındaki isyancı Şerif Hüseyin İstanbul doğumluydu. Ve Haşimi soyundan geldiği için Mekke Şerifi tayin edilmişti. Hain Şerif Hüseyine göre, Türkler Mevali idi. Mevaliden Halife olamazdı...
Mevali'nin iktidarına karşı gelmek, İslama karşı durmak anlamına gelmezdi...
Bu anlayış, Arapların Türklere karşı isyan etmelerine yeterli gelmiştir...
-
2020 yılı Mart ayında Suudi Müftüsü: “Türkler mevalidir, İslamı temsil edemezler” diye fetva verdi...
Türklere karşı Suudilerin, Yunan tarafını tutması ve PKK'ya para yardımı yapmasının gerisinde Mevali anlayışı yatıyor...
Tarihin hiç bir döneminde Araplar (yöneticiler), Türkleri kendileri ile eşit Müslüman saymadılar...
Zira, Arap kültürüne göre, Mevali'nin iktidarı meşru sayılmıyor. Türkler ise ısrarla tüm bunlara rağmen Araplara layık olmadıkları sevgiyi göstermişler, siyasi ümmetcilik yaparak, arapları bile kendilerine güldürmüşlerdir...
Bu tarihi gerçeği her Türk insanı bilmeli, ona göre hareket etmelidir...! (Alıntı)
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/suudi-arabistanda-ingiliz-seyyah-philbynin-anisina-arap-yarimadasi-col-gezisi-yapiliyor.html
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan Abdullah Philby’nin anısını canlandırıyor.
Riyad makamlarının sponsorluğunda “Arap Yarımadasının Kalbi” sloganıyla 16 Ocak Pazartesi günü başkent Riyad’dan başlayan 1300 kilometrelik seyahat, Arap Yarımadası çölü ve ülkenin batısındaki Taif kentinden sonra Cidde’de tamamlanmış olacak.
Yaklaşık 2 hafta sürmesi beklenen gezide çöl koşulları ve tarihi yerlerle ilgili bilimsel çalışmalar yapmayı hedefleyen İngiliz keşif ekibinde, Suudi Arabistan vatandaşı Abdullah Philby’nin torunu Rim Philby de yer alıyor.
Geceleri çölde konaklayan ve gündüzleri yollarına devam eden keşif ekibi, 15 Kasım 2022’de Suudi Arabistan’ın doğusundan başkent Riyad’a gerçekleştirdiği ilk aşamanın devamı olarak gezisini tamamlamayı planlıyor.
“Çölde yıldızlar altında uyuyoruz”
Ekibin lideri İngiliz kaşif Evans, Suudi devlet televizyonu Al-Ekhbariya’ya yaptığı açıklamalarda, “Şu anda Riyad-Cidde arasında gerçekleşecek seyahatimizin ikinci aşamasındayız. Bazen yürüyerek, bazen develer sırtında ve bazen de araçlarla yolumuza devam ediyoruz. Muhteşem manzaralar görüyor ve çölde yıldızlar altında uyuyoruz.” dedi.
Cidde’ye ulaşarak tamamlayacakları gezileriyle Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına kadar çölle ilgili verileri toplamayı hedeflediklerini söyleyen Evans, “Keşif ekibi, çölle ilgili verilerin zenginleştirilmesi için bu geziyi uluslararası araştırma projelerinde kullanacak.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı, bu gezinin ayrıca Suudi Arabistan ile İngiltere arasındaki “tarihi ve kesintisiz” ilişkilere de ışık tuttuğunu kaydetti.
Abdullah Philby kimdir?
1885 doğumlu İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby veya Suudi Arabistan’da kullandığı adıyla Abdullah Philby, İngiltere’nin Hindistan’daki koloni yönetiminde memur olması hasebiyle Farsça ve Arapça’nın yanında Urdu, Pencabi ve Belüci dillerini öğrendi.
Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan İngiliz ve Hint birliklerine katılmak üzere 1915’te Irak’ta görev alan Philby, 1917-1918 yıllarında Arabistan’a gönderildi.
Kasım 1921’de İngiltere’nin Ürdün temsilciliğine tayin edilen Philby, 1930 yılında Müslüman olduğu ve adını Abdullah olarak değiştirmesiyle Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz bin Suud’un kendisine olan güvenini artırdı.
Arap Yarımadası’nı doğudan batıya kapsayan gezinin yanı sıra birçok uzun mesafeli seyahatler yapan Philby, gezilerinde bir dönem bölgenin İslam öncesi tarihi üzerine araştırmalarda yoğunlaştı.
Philby, seyahatlerinde topladığı arkeolojik kalıntıları, çok sayıda jeolojik bulguyu, flora ve fauna örneklerini çeşitli müzelere, tarih ve coğrafya derneklerine bağışladı.
Biri İngiliz ve biri Arap olmak üzere iki evlilik yapan Philby, 1960’ta öldüğü Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yer alan Müslümanların mezarlığında toprağa verildi.
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan…
View On WordPress
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/suudi-arabistanda-ingiliz-seyyah-philbynin-anisina-arap-yarimadasi-col-gezisi-yapiliyor.html
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan Abdullah Philby’nin anısını canlandırıyor.
Riyad makamlarının sponsorluğunda “Arap Yarımadasının Kalbi” sloganıyla 16 Ocak Pazartesi günü başkent Riyad’dan başlayan 1300 kilometrelik seyahat, Arap Yarımadası çölü ve ülkenin batısındaki Taif kentinden sonra Cidde’de tamamlanmış olacak.
Yaklaşık 2 hafta sürmesi beklenen gezide çöl koşulları ve tarihi yerlerle ilgili bilimsel çalışmalar yapmayı hedefleyen İngiliz keşif ekibinde, Suudi Arabistan vatandaşı Abdullah Philby’nin torunu Rim Philby de yer alıyor.
Geceleri çölde konaklayan ve gündüzleri yollarına devam eden keşif ekibi, 15 Kasım 2022’de Suudi Arabistan’ın doğusundan başkent Riyad’a gerçekleştirdiği ilk aşamanın devamı olarak gezisini tamamlamayı planlıyor.
“Çölde yıldızlar altında uyuyoruz”
Ekibin lideri İngiliz kaşif Evans, Suudi devlet televizyonu Al-Ekhbariya’ya yaptığı açıklamalarda, “Şu anda Riyad-Cidde arasında gerçekleşecek seyahatimizin ikinci aşamasındayız. Bazen yürüyerek, bazen develer sırtında ve bazen de araçlarla yolumuza devam ediyoruz. Muhteşem manzaralar görüyor ve çölde yıldızlar altında uyuyoruz.” dedi.
Cidde’ye ulaşarak tamamlayacakları gezileriyle Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına kadar çölle ilgili verileri toplamayı hedeflediklerini söyleyen Evans, “Keşif ekibi, çölle ilgili verilerin zenginleştirilmesi için bu geziyi uluslararası araştırma projelerinde kullanacak.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı, bu gezinin ayrıca Suudi Arabistan ile İngiltere arasındaki “tarihi ve kesintisiz” ilişkilere de ışık tuttuğunu kaydetti.
Abdullah Philby kimdir?
1885 doğumlu İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby veya Suudi Arabistan’da kullandığı adıyla Abdullah Philby, İngiltere’nin Hindistan’daki koloni yönetiminde memur olması hasebiyle Farsça ve Arapça’nın yanında Urdu, Pencabi ve Belüci dillerini öğrendi.
Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan İngiliz ve Hint birliklerine katılmak üzere 1915’te Irak’ta görev alan Philby, 1917-1918 yıllarında Arabistan’a gönderildi.
Kasım 1921’de İngiltere’nin Ürdün temsilciliğine tayin edilen Philby, 1930 yılında Müslüman olduğu ve adını Abdullah olarak değiştirmesiyle Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz bin Suud’un kendisine olan güvenini artırdı.
Arap Yarımadası’nı doğudan batıya kapsayan gezinin yanı sıra birçok uzun mesafeli seyahatler yapan Philby, gezilerinde bir dönem bölgenin İslam öncesi tarihi üzerine araştırmalarda yoğunlaştı.
Philby, seyahatlerinde topladığı arkeolojik kalıntıları, çok sayıda jeolojik bulguyu, flora ve fauna örneklerini çeşitli müzelere, tarih ve coğrafya derneklerine bağışladı.
Biri İngiliz ve biri Arap olmak üzere iki evlilik yapan Philby, 1960’ta öldüğü Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yer alan Müslümanların mezarlığında toprağa verildi.
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan…
View On WordPress
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan…
View On WordPress
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/suudi-arabistanda-ingiliz-seyyah-philbynin-anisina-arap-yarimadasi-col-gezisi-yapiliyor.html
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan Abdullah Philby’nin anısını canlandırıyor.
Riyad makamlarının sponsorluğunda “Arap Yarımadasının Kalbi” sloganıyla 16 Ocak Pazartesi günü başkent Riyad’dan başlayan 1300 kilometrelik seyahat, Arap Yarımadası çölü ve ülkenin batısındaki Taif kentinden sonra Cidde’de tamamlanmış olacak.
Yaklaşık 2 hafta sürmesi beklenen gezide çöl koşulları ve tarihi yerlerle ilgili bilimsel çalışmalar yapmayı hedefleyen İngiliz keşif ekibinde, Suudi Arabistan vatandaşı Abdullah Philby’nin torunu Rim Philby de yer alıyor.
Geceleri çölde konaklayan ve gündüzleri yollarına devam eden keşif ekibi, 15 Kasım 2022’de Suudi Arabistan’ın doğusundan başkent Riyad’a gerçekleştirdiği ilk aşamanın devamı olarak gezisini tamamlamayı planlıyor.
“Çölde yıldızlar altında uyuyoruz”
Ekibin lideri İngiliz kaşif Evans, Suudi devlet televizyonu Al-Ekhbariya’ya yaptığı açıklamalarda, “Şu anda Riyad-Cidde arasında gerçekleşecek seyahatimizin ikinci aşamasındayız. Bazen yürüyerek, bazen develer sırtında ve bazen de araçlarla yolumuza devam ediyoruz. Muhteşem manzaralar görüyor ve çölde yıldızlar altında uyuyoruz.” dedi.
Cidde’ye ulaşarak tamamlayacakları gezileriyle Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına kadar çölle ilgili verileri toplamayı hedeflediklerini söyleyen Evans, “Keşif ekibi, çölle ilgili verilerin zenginleştirilmesi için bu geziyi uluslararası araştırma projelerinde kullanacak.” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı, bu gezinin ayrıca Suudi Arabistan ile İngiltere arasındaki “tarihi ve kesintisiz” ilişkilere de ışık tuttuğunu kaydetti.
Abdullah Philby kimdir?
1885 doğumlu İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby veya Suudi Arabistan’da kullandığı adıyla Abdullah Philby, İngiltere’nin Hindistan’daki koloni yönetiminde memur olması hasebiyle Farsça ve Arapça’nın yanında Urdu, Pencabi ve Belüci dillerini öğrendi.
Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan İngiliz ve Hint birliklerine katılmak üzere 1915’te Irak’ta görev alan Philby, 1917-1918 yıllarında Arabistan’a gönderildi.
Kasım 1921’de İngiltere’nin Ürdün temsilciliğine tayin edilen Philby, 1930 yılında Müslüman olduğu ve adını Abdullah olarak değiştirmesiyle Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz bin Suud’un kendisine olan güvenini artırdı.
Arap Yarımadası’nı doğudan batıya kapsayan gezinin yanı sıra birçok uzun mesafeli seyahatler yapan Philby, gezilerinde bir dönem bölgenin İslam öncesi tarihi üzerine araştırmalarda yoğunlaştı.
Philby, seyahatlerinde topladığı arkeolojik kalıntıları, çok sayıda jeolojik bulguyu, flora ve fauna örneklerini çeşitli müzelere, tarih ve coğrafya derneklerine bağışladı.
Biri İngiliz ve biri Arap olmak üzere iki evlilik yapan Philby, 1960’ta öldüğü Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yer alan Müslümanların mezarlığında toprağa verildi.
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan…
View On WordPress
0 notes
Text
Hz. Ebu Hureyre anlatıyor.. Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurdu....
Mal çoğalıp,kapıdan taşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O derecede ki: bir adam malının zekâtını çıkaracak.
Fakat onu kabul edecek hiçbir kimse bulamayacak....
Hatta Arap toprağı Arap yarımadası.. (ziraat, mera, bağ-bahçe ile) ırmakların aktığı.
Yemyeşil bir hale dönmedikçe kıyamet kopmaz...
Müslim zekât, 60 ahmed b.hanbel 2/370 417 mecmau’z....
Peygamberimizin bildirdiği hâdiseler... Zuhur etmiş mekke'de...
Kıyamet çok çokk yaklaştı...ALLAH 'ım korkuyorum...😔😔
59 notes
·
View notes
Text
Ben, Sina Dağhan Sağyaşar.
Bu size uzun geldiyse bana kısaca Sina diyebilirsiniz. Ancak "Siğna" şeklinde uzatarak okumazsanız gerçekten sevinirim. Bu konuda biraz takıntılıyım.
Ismimi babam vermiş. Annem abim Sinan'la da uyumlu olacak bir kız ismi düşünürken babam bana Sina demek istediğine karar vermiş. Genellikle erkek ismi olarak kullanılmasına rağmen babam bana en uygun ismin bu olduğunu düşünüyormuş. Üç günlük bir bebeğin karakter analizini yaparak ona doğru ismi seçtiğini iddia etmesi her ne kadar gerçekçi olmasa da babam istemiş ve adım Sina olmuş.
Sina, Arap Yarımadasının Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen oluşturan yarımadanın adı. Bu yarımadada bulunan ve Hz. Musa’ya Tanrı sözlerinin burada geldiğine inanılan dağ. Aslında ismimin anlamında beni kendine çeken tek detay, üçgen oluşturan bir yarımadadan gelmesi. Iki farklı kültürü bir üçgenin içine sığdıran Sina Yarımadası, birkaç farklı zihni de benim içimde birleştirmek için ismim olmuş.
Isimlerimiz kaderimizi oluşturur derlerdi de inanmazdım.
Aslında ne kadar da doğruymuş.
Bunu son dönemde daha iyi anlıyorum.
Bunca zamandır size 2020 yılından sesleniyordum. O dönemde hastalığımı net olarak bilmesemde Uraz'ın, yani eski kocamın, bu konu hakkında bir teorisi vardı. Bende çoklu kişilik bozukluğu olduğunu düşünüyordu, ki haklıydı. Terapistim de bunu onayladı.
Işte bu yüzden de şimdiye kadar size anlattıklarımın ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış bilmiyorum. Ama bundan sonra anlatacağım her şeyi, unutmamak için günü gününe not ediyorum. Aslında mayıs ayından önce yaşananları da anlatmak isterdim. Bizi boşanacak duruma getiren şeyin ne olduğunu, ilk çatlaklarımızı, birbirimize söylediğimiz dönüşü olmayan yalanların başlangıcını da bilin isterdim. Artık bu mümkün değil.
Çünkü geçmişime dair hiçbir şey hatırlamıyorum.
Kim olduğumu bile bilmiyorum.
Tanıdığınız kişi, gerçekten ben olan ben miyim bilmiyorum.
Ben, S... Ben... Ben Sin... Ben Sina...(?)
Ben gerçekten ben miyim bilmiyorum.
3 notes
·
View notes
Text
Son yağmurların ardından Mekke’de dağlar yeşilliklerle kaplandı..
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular:
“…Arap yarımadası (ziraat, mera, bağ-bahçe ile) ırmakların aktığı yemyeşil bir hale dönmedikçe kıyamet kopmaz.” (bk. Müslim, Zekât, 60; Ahmed b. Hanbel, 2/370, 417)
10 notes
·
View notes
Text
Dış ticarete denizyolu damgası
https://pazaryerigundem.com/haber/180565/dis-ticarete-denizyolu-damgasi/
Dış ticarete denizyolu damgası
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin dış ticaretinin tonaj olarak yüzde 87,5’inin, değer olarak ise yüzde 54,8’inin denizyolu ile gerçekleştiğini bildirdi.
İSTANBUL (İGFA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tersane İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nin açılış programında konuştu.
1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile yabancı devletlerin Türk Deniz Ticaretindeki hâkimiyetinin sona erdiğini anımsatan Uraloğlu, “Dün 98. yıl dönümünü coşkuyla kutladığımız Denizcilik ve Kabotaj Bayramı da aziz milletimizin Mavi Vatanı olarak gördüğü denizlerine ve denizciliğe ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, tarih boyunca Türkiye’nin hem coğrafi hem de kültürel olarak kıtaların, medeniyetlerin ve kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında yer aldığını belirterek, Türkiye’nin, Tarihi İpek Yolu’nun devamı olarak büyük öneme sahip olan Orta Koridor hattının kilit ve Avrupa’nın başlangıç noktası olarak çok etkili bir konumda olduğunu belirten Uraloğlu, “Dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip Arap Yarımadası, Orta Doğu ve Hazar Havzasının da merkezi olmasıyla uluslararası enerji koridorunun da tam ortasında bulunmaktadır. Tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Türk Boğazlarının kontrolünü elinde tutan ülke olarak Akdeniz Havzası ve Karadeniz Havzasındaki ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından da anahtar konumdadır. Bu sebeple, doğal bir yarımada olan, kara sınırlarının üç katı kadar deniz sınırlarına sahip ülkemiz için attığımız her adımda denizlerimizden en yüksek faydayı sağlamak ve dünya denizciliğine katkı yapmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, denizcilik sektörünün, bir denizcinin oğlu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve kaptanlığında son 22 yılda çok önemli gelişmeler kaydettiğini söyleyerek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde denizyolu taşımacılığının ve ticaretinin gelişmesi, denizlerimizde güvenliğinin sağlanması ve çevre duyarlılığıyla ilgili tüm gereklilikleri yerine getirerek uluslararası standartlara uygun çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz proje ve çalışmalar Türkiye’nin, uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açmış ve ülkemizi denizcilik alanında karar verici ülkeler arasında saygın bir konuma yükseltmiştir. Geçen yıl Türkiye’nin, Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyeliğine 143 ülkenin desteğiyle bugüne kadar ki en yüksek oyunu alarak üst üste 13. kez seçilmesi de bunun en güzel kanıtıdır.” diye konuştu.
TÜRKİYE DENİZ TAŞIMACILIĞINDAN 11 MİLYAR DOLAR PAY ALIYOR
Türkiye’nin dış ticaretinin tonaj olarak yüzde 87,5’inin, değer olarak ise yüzde 54,8’inin denizyolu ile gerçekleştiğini kaydeden Uraloğlu, Dünyada deniz taşımacılığının navlun değerinin 380 milyar dolar olduğunu Türkiye’nin ise bundan 11 milyar dolar pay aldığını belirtti. Uraloğlu, 2002 yılı öncesinde neredeyse sadece İstanbul Tuzla’ya sıkışmış olan bir tersanecilik faaliyeti söz konusu olduğunu söyleyerek, “Gemi inşa sanayimiz can çekişiyordu. Türk bayraklı gemiler Paris Mou’da kara listedeydi. Denizcilik faaliyetleri üzerindeki vergi yükünden bıkmış denizcilerimiz vardı. Ama biz Bakanlık olarak hayata geçirdiğimiz denetim ve uygulamalarla Paris Mou’da 2008 yılında beyaz listeye geçtik ve o günden bu yana beyaz listedeyiz. Türk Bayrağı dünyanın en prestijli bayrakları arasında yer almaktadır.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin gemi inşa sanayi yüksek katma değerli ürünleri ile ülke ekonomisine döviz girdisi sağlayan önemli bir değer olarak yükseldiğini söyleyerek, çevrenin ve denizlerin korunması adına atılan her adımın gelecek nesillere daha güvenli bir dünya bırakma yolunda önemli bir adım olduğunu belirtti ve Bakanlık olarak denizlerde seyir emniyeti, can, mal güvenliğiyle birlikte çevre güvenliğini artırmaya yönelik yatırımları tüm hızıyla sürdürdüklerini kaydetti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Göç ve Sosyal Hizmet 2022-2023 Bütünleme Soruları
Göç ve Sosyal Hizmet 2022-2023 Bütünleme Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi uluslararası koruma statülerinden biri olan sığınmacı statüsünün Türk mevzuatındaki karşılığı sayılabilir? A) Düzensiz göçmen B) Mülteci C) Geçici koruma D) Şartlı mülteci E) Göçmen Cevap : D) Şartlı mülteci 2. Türkiye yalnızca aşağıdakilerden hangisinden mülteci kabul etmektedir? A) Avrupa B) Asya C) Arap Yarımadası D)…
View On WordPress
0 notes
Link
0 notes
Text
Doğu anadolu da deniz olsun veya arap yarımadası komple ayrılsın o da olur.
Dünya ve dinler yok oldu başlangıç noktası kalmadı
Bi sürü ada sulak ülkesi var da ne oluyo
0 notes
Text
Suudi Arabistan'da İngiliz seyyah Philby'nin anısına Arap Yarımadası çöl gezisi yapılıyor
İngiliz keşif ekibi, Suudi Arabistan’da 106 yıl önce yaşayan İngiliz seyyah ve siyaset adamı Harry St. John Bridger Philby’nin (Abdullah Philby) anısına deve sırtında Arap Yarımadası’nda 1300 kilometrelik çöl turuna çıktı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, İngiliz kaşif Mark Evans ve ekibi, 1917 yılında Arap Yarımadası’nın doğusundan batısına keşif gezisi yapan…
View On WordPress
0 notes