#araba çekme
Explore tagged Tumblr posts
Text
Silivri Bulgaristan tampon Bölgeye Oto Çekici hizmeti
0532 473 00 90
Silivri 7/24 oto çekici 0532 473 00 90
1 note
·
View note
Text
araba sevdası•
11 notes
·
View notes
Link
Eski model veya hasarlı araçlar hakkında bilgilendirici bir içerik yazdık. Çekme belgeli araç nedir? Çekme belgeli araba trafiğe çıkabilir mi? İnceledik.
0 notes
Text
Henüz yayınlanmamış "Düşük İhtimalli Şeyler" adlı romanımdan bir bölüm.
Üç ay sonra, Ocak ayında bir işimi halletmek için tekrar gelmiştim Büyükşehre. Gündüzden halletmiştim her şeyi ve Büyükşehrin en işlek caddesinde yürüyorum. Yürüyüşlere inanan biriyim. Yollar araba, kaldırımlar insan kaynıyor. Betonun içinden adeta insan fışkırıyor. Boğuluyorum. Hiçbirinin hikâyesi yok. Hepsinin hikâyesi var. Hikâyelerinin içinde masumiyet olmadığı için bomboş görünüyor. Masumiyet kolay bulunabilen bir şey değil artık. Fabrikada üretilen ve satın alınabilen bir mal değil. Bu korkunç kalabalıkta insanın kendisi olabilmesi mümkün mü acaba?
Havanın neredeyse sıfıra yakın olmasına rağmen üşümüyorum. Bunun nedeni sıkı giyinmiş olmam değil, birbirine değip geçen insanlar yüzünden. Her dokunuş bir çürüme bırakıyor değdiği yere. Çürüme ateş hissi veriyor insanın ruhuna. Çürümeyi hissetmek ve açıklanamayan kayıtsızlık duygu uygarlığının bittiğini gösteriyordu. Duygu önceliği yitirilmiş kız kardeş gibidir. Onca yazar, felsefeci, onca yürek insanı ve onca bilim insanı deliler gibi, parçalanırcasına haykırıyor olmasına rağmen, yitirilen sevgi derinliğinin önümüze koyduğu bu renksiz görüntünün içinde çırpınıp duruyoruz. Kendimize benzeyen bir yürek insanını arıyoruz. Bulduğumuzda da onun peşine takılıp çıkmaz sokaklar eşliğinde düşlere dalıyoruz. Düşler tutkunun, sevginin ve aşkın yegâne galerisidir artık. Karaya vurmuş düşünceler için güvenilir bir sığınaktır.
Cadde boyunca park edilmiş, içinde öykü ve sevgi barındırmayan arabaların arasından geçiyorum. Bir delikanlı ince ve uzun bir kâğıt tutuşturuyor elime. Önce ne olduğunu anlamıyorum ama o incecik kâğıdın üzerindeki minyatür yazıyı okuyunca anlıyorum, üzerinde “lütfen koklayınız” yazıyor. Koklayınız; bir çağı koklamak, bir çağın çırpınışını içine çekmek… Oldukça etkileyici bir koku... Artık parfüm reklamları böyle de yapılabiliyor. Parfüm reklamları yalnızlığa itilmiş insana yeni bir gösteri olanağı sunar. Gülümseyerek geçiyorum kokulu kâğıtlar uzatan delikanlının yanından. Gülümsemeyi unutmamışım hâlâ. Gülümsemek; kar ve tipi yağarken hemen ileride kulübe şeklinde bir hayal bulup içine sığınmak gibi bir şey.
Hava yavaş yavaş ışığını kaybetmeye başlıyor. Eski tanıdıklarımla –para babalarıyla- yüz yüze geliyorum: Bankamatikler… Paranın sahnesinde yan yana sıralanmış patronların elleridir onlar. Yaşamın asla düşmeyen patronları… Her yerdeler: İşyerlerimizde, yürüdüğümüz yollarda, düşlerimizde. Bir bankamatiğin önünden geçerken mutlaka yolunuzdan çevirir sizi dostane bakışı. Öyle sempatik davranır ki karşı koyamazsınız. Durdum, bu geleceği biçme makinesinden “birkaç banknot gelecek çekme isteğimi” frenledim. Ona sırtımı döndüm kararlılıkla. Bunun provasını yapmıştım daha önce. Bu koskoca zaaf imparatorluğunda zaaflarıma yenik düşmemeyi öğrendim acı tecrübelerle. Tam karşımda, nemli kaldırımın üzerinde oturmuş birkaç liseli genç gitar çalıp eğleniyorlar. Hem eğlenip hem para kazanıyorlar. Giyimleri kuşamları da fena sayılmazdı. Gitarın tellerinde çürümenin notaları geziniyor. Çürüme her yerde. Tamamlanamayan, kısa kesilen şarkılar, gülüşmeler ve anlam arayışını bırakmış sözcükler yüzlerine yapışıyor liseli gençlerin. Ters döndürülmüş bir şapka var önlerinde. Mendil yerine şapka konmuş. “Biz dilenmiyoruz, müzik yapıyoruz, bize o yüzden para vermiş olacaksınız” ın mesajıdır bu oradan gelip geçenlere. Gerçekten öyle mi? Yoksa bu bir duygu buharlaşması mı? Şapkanın içinde fena sayılmayacak derecede ufak banknot ve bozukluklar var. Harçlıklarını böyle çıkarıyorlar. Ne de olsa gitar çalabilmek yetenek işidir. Bu yetenekleri sayesinde para kazanıyorlar. Belki ileride iyi birer müzisyen olurlar. Belki de çürümenin çağına karşı direnip duygunun buharlaşmasına izin vermeyen çağrılar gönderirler evrene.
Gitarcı çocukların beş altı metre ilerisinde iki siyah çukurla karşılaşıyorum. İki çözümsüz soru: Ben kimim? Siz kimsiniz? Yüzünde iki esmer deniz taşıyan ve yaklaşık on üç-on dört (belki de on beş) yaşında olan bu kız çocuğunun yüzündeki o bulanık ülkenin içinde kayboluyorum. Donuyorum ıssızlıktan. Onun olduğu yere doğru ilerliyorum. Ona yaklaştıkça kendimden uzaklaşıyorum. Üzerinde kapüşonlu eski bir switshirt, altında ince kirli bir kot, başında da yünden yapılmış gri bir şapka vardı adı olmayan bu kızın. Sağında solunda kolilerden kesilmiş kartonlar ve kartonların üzerinde düzgünce, iri iri yazılmış yazılar ve rakamlar var.
Sarılmak: 1 YTL
Beraber resim çekilmek: 1 YTL
Dert dinlemek: 2 YTL
Dedikodu yapmak: 2 YTL
Karşılıklı bakışmak: 5 YTL
Oturup el ele tutuşmak: 10 YTL
Bunun gibi daha birçok tanımlanmış eylemin ve fiyatlarının yazıldığı kartonların arasında bırakılmış, bu ruhu paramparça edilmiş kızın karşısında, utanç bir anıt gibi dikilmişti büyükşehrin küçük kalbinde. Kimsenin üzerine alınmadığı bir utanç… Büyükşehrin kalbi mızrak deposuydu. Kızın önünde ne mendil ne de ters çevrilmiş şapka vardı. Onun yerine yüreğini ters çevirip koymuştu ortaya. Düşünüyorum, düşünüyorum ellerim yanıyor. Ellerim susuyor. Belleğim susuyor. Varlığım sessizleşiyor. Sessizlik; haykırışın o büyük okulu. Yutkunarak düşünüyorum, başkaldırı ihtiyacı duyuyorum ve soruyorum, bütün bunlar ne, bütün bunlar ne? Bütün bunlar, halk ihlali.
Koşmaya başlıyorum yaşlı bir ülkenin karnında, en hızlı koşumu yapıyorum. Burnumdan buharlar çıkıyor. İçimden resimler düşüyor. Geçmişin ve geleceğin resimleri… Unutulmuş resimler… Önceliği yitirilmişlerin resimleri… Arayı açmış olan merhamet konvoyuna yetişmeye çalışıyorum. Nefes nefese koşuyorum. Ön yargı ordusunun yarattığı bu cehennemde çarparak düşürdüğüm insanlar öfkeyle arkamdan bakıp küfrediyorlar. Ağza alınmayacak küfürler ediyorlar bana. Ben de aynı öfkeyle dönüp onlara küfrediyorum: Hepiniz orospu çocuğusunuz!
İşsizlik, hissizlik, yoksulluk, adaletsizlik, kalitesizlik ve sömürü düzeninin lanetini getirip bu ülkenin alnına kalın puntolarla yapıştırmışlardı. Görüp de bir şey yapamamak, elinden bir şey gelememek hançer gibi batıyor göğsüme. Sadece lanet okumayla hiçbir şeyin düzelmeyeceğinin farkındaydım. Sömürücüler kamarasını kökünden yok etmek istiyorum ama elimde onları yok edecek hiçbir silaha sahip değilim, bir gün hayal gücünün iktidara el koyacağına olan inancımdan başka. Yerinde duramayan başkaldırı ihtiyacımı ve varoluş sancısı çeken ruhumu küçük bir odaya kapatıp; öfkemi ve yalnızlığımı ellerim yoruluncaya kadar yazıyordum. Boşluğa anlatıyordum içimdeki çıkışsızlığı. Küçük bir an bile olsa huzurla karşılaşıyordum. Çünkü havada uçuşan sözcükler bu küçük odanın hazinesiydi.
7 notes
·
View notes
Text
Medyanın Cinayetleri Gösterme Taktiği: Reyting, Algı Yönetimi ve Toplumsal Korku Üzerinden Psikolojik Oyunlar
Medyanın Cinayetleri Gösterme Taktiği: Reyting, Algı Yönetimi ve Toplumsal Korku Üzerinden Psikolojik Oyunlar
Sevgili dostlar,
İçinde bulunduğumuz dönemde, neredeyse her gün farklı bir cinayet, ana akım medya tarafından yoğun bir şekilde işleniyor. Televizyon dediğimiz zaman algı yönetimi devreye giriyor ve ben de ikinci kitabımda (Algı Yönetimi ve Propaganda) bu konuyu derinlemesine işlemiştim. Şimdi bu tür yayınları algı yönetimi açısından değerlendirmek istiyorum.
Ana akım medyanın ve televizyonların cinayet haberlerine yoğun ilgi göstermesi, algı yönetimi ve psikolojik etkiler açısından duygusal bakış açısıyla değerlendirilmezse, oldukça stratejik bir davranış olarak yorumlanabilir.
Medyanın hepimizi üzen ve neredeyse her gün "gündemimize fırlatılan" bu tür trajik olaylara yönelmesinin ve halkın dikkatini bu şekilde çekmesinin altında yatan sebepler ve kullanılan teknikler şunlar olabilir:
1. Duygusal Bağ Kurma (Emotional Appeal)
Medya, insanları duygusal olarak harekete geçirmek için çocuk ölümleri gibi olaylara geniş yer verir. Bu tür olaylar, toplumda doğal olarak güçlü duygusal tepkiler yaratır; öfke, üzüntü ve korku uyandırır. Bu duygular, izleyicilerin dikkatini çeker ve onları olayın takipçisi haline getirir. Duygusal bağ kurmak, medya için güçlü bir araçtır çünkü izleyicilerin duygusal tepkileri daha yüksek reyting ve izlenme oranlarına yol açar.
Algı yönetiminin temeli, duygular üzerinden dikkat çekmek ve eylem oluşturmaktır. Güçlü duygular uyandırma potansiyeli olan her konu, izleyiciyle duygusal bağ kurar ve onların dikkatini hızlı bir şekilde çeker. Dikkat çekildikten sonra istenilen mesajı vermek kolaydır. Örneğin, bir kadının yolda yürürken düşüp bacağını kırması haber niteliğinde değildir; ancak "Tacizcilerden kaçmak isteyen kadın yolda koşarken düşüp bacağını kırdı" şeklinde bir haber yaparsanız, kadın tacizine duyarlı kitlenin hemen dikkatini çekersiniz. Burada önemli olan olayın kendisinden çok, nasıl verildiğidir.
2. Empati Üretimi ve Dramatizasyon
Cinayet gibi olaylar, "empati" yaratmak ve izleyicinin kendini kurbanın yerine koymasını sağlamak amacıyla dramatik bir şekilde sunulur. Bu, izleyicilerin daha fazla haberi takip etmelerine ve olayla daha derin bir şekilde ilgilenmelerine neden olur. Olayın dramatize edilmesi, toplumsal tartışmaları da artırarak medya içeriklerinin geniş kitlelere ulaşmasını sağlar.
Burada "empati" duygusu şu şekilde işler eğer sizin aynı yaşlarda bir çocuğunuz varsa bir çocuğun öldürülme haberine karşı beyniniz sanki size ve çocuğunuza yönelik bir tehdit varmış gibi algılar ve konu üzerindeki her tür bilgiyi edinmek ister. Böylece konuyla alakalı her tür haber radarınıza girer üstelik konuyla alakalı günlük hayatınızda yaptığınız konuşmalar da dikkatinizi daha yoğunlaştırır. Burada önemli olan dramatizasyondur aynen bir dizi senaryosu yazılırken ve yönetmen çekerken hangi sahnede yüksek duygu üretileceği önceden planlanıyor ve tam da bu sahnelerde reklam konuyorsa bu tür haberlerde aynı şekilde kullanılır.
3. Korku ve Güvensizlik Yaratma (Fear Appeal)
Medya, bu tür olayları ele alırken, güvenliğin tehlikede olduğunu ima eder. Özellikle çocuklara yönelik suçlar, toplumda güvensizlik duygusu yaratır. Bu güvensizlik, medyanın olayla ilgili daha fazla haber yapmasını ve izleyicilerin çözüm arayışına yönelmesini sağlar. Korku uyandırma, halkı pasif izleyici olmaktan çıkartıp, olaya müdahil olma ve daha fazla bilgi talep etme davranışına sevk eder.
Korku en etkili ve eyleme geçirici duygudur. Arabayla giderken güzel bir manzara gördünüz diye arabayı durdurmak için frene basmazsınız ama yan tarafta yanan bir araba görürseniz ayağınız hemen frene gider. Beyin aldığı görüntüleri tehdit sıralamasına göre değerlendirir. Bu sebeple her tür korku ve güvensizlik yaratan haberin ilgi çekme ve tık alma gücü yüksektir. Korkan insanlar daha fazla bilgi edinmek ve aktif olarak duruma müdahale edebilmek isterler.
4. Toplumsal Dikkat Dağıtma (Distraction Technique)
Medya, zaman zaman bu tür olayları, toplumsal ve politik sorunların önüne geçmek veya başka konularda kamuoyunun dikkatini dağıtmak amacıyla kullanır. Bir cinayet vakası, gündemde olan ekonomik ya da siyasi bir krizin üzerini örtmek için uzun süre gündemde tutulabilir. Böylelikle halkın dikkatini başka konulardan uzaklaştırma işlevi görür.
Her tür sorunun problemin stres oluşturması ve huzursuzluk üretmesi o konunun gündemde konuşulması oranına bağlıdır.
Örneğin denizler kirliyse ve balıklar ölüyorsa ve bu konu her gün gündeme gelirse çok ciddi etkiler üretebilir ama bu etkiler bir takım çıkar gruplarının işine gelmiyorsa dikkatleri balıklardan uzaklaştırmak lazımdır o zaman daha bir iki sene önce insanları korkutmuş "virüs tehlikesi" şeklinde haberler üretilebilir ve balık algısı ufaltılır. Bu tür infial yaratan cinayetlerde de mantık aynıdır. Birisi oraya bakmanı istiyorsa başka yere bakma ihtimalin yoktur. Ben sana havaya bak dersem aynı anda ayakkabılarına bakamazsın dostum.
5. Suçlunun İmajını Kötüleme (Demonization of the Perpetrator)
Olayla bağlantılı kişilerin, özellikle zanlıların medyada kötülenmesi ve "şeytanlaştırılması", halkın öfkesini artırır. Bu, medya için reyting getiren bir tekniktir. Suçlu olarak görülen kişiler hakkında spekülasyonlar yapılır ve toplumda bu kişilerden nefret edilmesi sağlanır. İnsanlar ve toplumlar ortak düşmanlar isterler. Onların önüne öfkelerini yönlendirebilecekleri düşmanların atılması hem duygusal tepkileri arttırır ve hem ilgiyi sürekli istenen olaya çeker.
Örneğin "Peynir fiyatları artıyor vatandaş peynir alamıyor" cümlesinde belli bir sorumlu olmadığı için tepki ülkenin genel ekonomik duruma akar o zaman şöyle yapmak lazımdır " Okulların açıldığı dönemde ve çocuklarımızın beslenmeye en ihtiyaç duyduğu zamanda "kötü niyetli peynir üreticileri" yaptıkları zamlarla haksız kazanç elde etme peşindeler" şeklinde haberi verirsen burada hedef "kötü niyetli ahlaksız üreticiler" olarak önüne konur. İnsanlar konuları derinlemesine araştırmaz ve önlerine konan ilk hedefe "vurun konuşturmayın" diye saldırır. Sosyal Medya Linçlerinde aynı psikoloji etkilidir.
6. Reyting ve Ticari Kazanç
Cinayet, tecavüz gibi şiddet olayları medyanın reytinglerini yükseltir. Trajik olaylar, haber bültenlerinin izlenme oranlarını artırır ve bu da medyanın daha fazla reklam geliri elde etmesine yol açar. Medyanın finansal çıkarları, bu tür olayların sıklıkla haber yapılmasının temel sebeplerinden biridir.
Medya kurumlarının ve her tür Internet platformunun temel amacı para kazanmaktır. Televizyonlar reklam satma derdindedir, sosyal medya hesapları da tıklanma ve izlenme sayılarını arttırmak. Bu genelde insanlar tarafından hep unutulur bu sebeple her tür korkunç olay önceki maddelerde anlattığım sebeplerden ötürü ciddi para kazanma imkanları sunar bu tür medya platformlarına bu sebeple olaylar ne kadar gündemde kalırsa para kazanma imkanları artar.
7. Toplumsal Linç ve İnfial Yaratma
Medya, olayları bazen belirli bir şekilde sunarak toplumsal infial yaratır. Bu, hem sosyal medyada hem de kamuoyunda geniş tartışmaların çıkmasına neden olur. Halkın belirli kişiler veya kurumlar üzerinde baskı kurması sağlanır. Toplumsal linç, olayın büyümesine ve uzun süre gündemde kalmasına yol açar. Grup psikolojisi özellikle öfke ve korku üstünden kurulursa aklını devreye sokmayan yüzbinlerce insanın yönlendirilmesini sağlar.
Özellikle Sosyal medya gibi anonim ortamlarda bu daha da kolay yapılır. Sıkıntıya ve strese sokmak istediğiniz her türlü varlığı "linç teknikleri" kullanarak sıkıntıya sokabilirsiniz.
Örneğin pamuk üretiyorsunuz ama ülkeye dışarıdan gelen pamuktan rahatsızsınız medyada üreteceğiniz "Çin'den gelen zehirli pamuklar bebek ölümlerine sebep oluyor" şeklinde sahte bir haber hemen dikkat çeker, insanlar korkmaya ve bebeklerine aldıkları kıyafetlerin hangi pamuktan yapıldığını sorgulamaya başlar üstelik zihnin çalışma şekli yüzünden bebeğinin geçirdiği normal bir rahatsızlığı yeni aldığı bir elbisenin pamuğuna bağlı olduğuna inanabilir. Olay günlerce konuşulur, linç başlar hatta iş pamuk ithalatının kısıtlanmasına kadar gidebilir ama kimse olayı ilk başlatan "yerli pamuk üreticisini" fark etmez. (hayali bir örnektir aman ciddiye almayın)
8. Gündem Oluşturma (Agenda Setting)
Medya, bu tür olayları sıklıkla gündemde tutarak toplumu belli bir konuya odaklar. Bu da siyasi ya da toplumsal tartışmaların belirli bir yöne evrilmesine neden olabilir. Cinayet vakaları, genellikle medya tarafından uzun süre gündemde tutulur ve toplumun çözüm arayışlarına odaklanması sağlanır. İnsanlar korktukları zaman hemen çözüm isterler.
Örneğin bir kelebek sürekli kafan konsa pek ciddiye almayabilirsin hatta hoşuna bile gidebilir ama bir eşek arısı aynı şeyi yapsa hemen harekete geçer ve önlem almaya çalışırsın çünkü eşek arısı bir tehdittir. Korkunç bir olayın arka planında sana sunulan hikaye ve suçlamalar seni belli bir alanda "önlem" istemen için motive edici olabilir.
Başka bir örnek verirsem mesela "sokak hayvanlarının toplanması eylemi" oluşturmak istiyorsan "sokak hayvanları tarafından saldırıya uğrayan insanların" haberleri yoğunlaştırılır. Formül korku üret + dikkat çek+ hedef göster+ çözüm arayışına yönlendir + çözüm sun şeklindedir
9. Psikolojik Sağaltım Aracı Olarak Kullanma
Medya, toplumsal bir travmanın ardından halkın bu travmayla başa çıkmasına yardımcı olmak için haber yapabilir. Ancak bu yardım, genellikle medya kanallarının reyting ve ticari kazanç hedefleri doğrultusunda şekillenir.
İzleyicilerin travmatik olaylar hakkında bilgi sahibi olması, onları olayla başa çıkmak için medya içeriklerine daha fazla bağlanmalarına neden olabilir. Burada çapraz etkisi olarak çeşitli uzmanların yer aldığı programlar ortaya çıkar ve normalde ilgi çekmeyecek bu tür röportajlara ve tartışma programlarına reyting kazandırılır.
Sonuç olarak, ana akım medya bu tür olayları ele alırken, psikolojik manipülasyon tekniklerini kullanarak izleyici davranışlarını ve toplumsal algıyı yönlendirmektedir. Hem duygusal hem de ticari çıkarlar, bu sürecin arkasında yatan en önemli motivasyonlardır. Algı Yönetimi konusunda buna benzer bir çok konuyu You Tube kanalımda analiz ettim. İstersen bir göz at derim."
İşte Kanal:
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
0 notes
Text
Kripto sigortası, borsaların ve yatırımcıların hırsızlık yahut protokol kusuru durumunda kayıplarının bir kısmını geri almalarını sağlar. Merkezi olmayan kripto para sigortası ekseriyetle akıllı mukavele güvenlik açıklarını, devalüasyonu ve saklama riskini kapsar.Kripto Para Sigortası Nedir?Merkezi olmayan kripto sigortası, çoklukla belli bir vakit çerçevesi ve makul bir ölçü için teminat sunar, lakin ne kadar teminatın satın alınabileceğini belirleyen bir kapasite hududu olabilir. Nezaret kurumları, kullanıcıların fonlarının bir kısmını hırsızlık ve siber güvenlik ihlallerinden kaynaklanan kayıplara karşı koruyan hata sigortası sunabilir. Yatırımcılar için, Nexus Mutual üzere, kişisel bir protokolün başarısızlıklarını kapsayan, faiz getiren tokenleri de-pegging olaylarına karşı koruyan ve hatta borsalarda ve saklama cüzdanlarında hack’lere ve durdurulan para çekme süreçlerine karşı müdafaa sağlayan merkezi olmayan sigorta platformları bulunur.Aktif sigorta planlarınız, bilhassa sıhhat ve araba sigortanız olma ihtimali yüksektir. Sigorta şirketleri, sigortalanabilir kuruluşlar kapsamında geniş kapsamlıdır ve listelerinin büyümeye devam etmesi mümkündür.Bir varlık için bir sigorta poliçesi geliştirme mümkünlüğü, niteliğine bağlıdır. Sigorta poliçeleri, sigortalının şanssız olaylara karışması durumunda kurtarma yolları sağlamak üzere tasarlanmıştır. Kripto alanında bir kapsama gereksinimi olsa da, büyük ölçüde düzenleme eksikliği ve ayrıyeten kripto varlıklarının nispeten yeni olması nedeniyle kripto sanayisinde sigorta poliçeleri oluşturmak sıkıntı hale gelmiştir.Kripto Sigortası Nasıl Çalışır?Hisse senetleri, tahviller ve nakit mevduatların tersine, kripto varlıklar gri bir alanda bulunur ve bu nedenle federal sigorta poliçelerine dahil edilmez. Örneğin, Binance ve Coinbase’in USD bakiyeleri Federal Deposit Insurance Corporation (FDIC) tarafından 250 bin dolara kadar sigortalıyken ve saklama hesaplarında tutulurken, kripto bakiyelerinin sigortası onların takdirine bırakılmıştır.Bireysel kullanıcılar için merkezi olmayan sigorta platformlarından sigorta planları satın alabilirler. Planlar, Nexus Mutual kelam konusu olduğunda, muhakkak bir teminat mühleti boyunca muhakkak bir teminat meblağıyla muhakkak bir teminat için olabilir yahut inSure DeFi’de olduğu üzere, birden fazla teminat için makul bir meblağı kapsayan bir toplu ödeme planı da olabilir. Protokol, değişim yahut token’a özel planlar için, her protokol için ne kadar teminat alınabileceğini belirleyen bir kapasite seti de vardır.Kullanıcılar bu planları muhakkak sayıda protokolün lokal belirteçleriyle satın alabilir; örneğin, inSure DeFi’de bulunan en düşük plan 2 bin 500 MÜDDET token gerektirirken, Nexus Mutual aracılığıyla Aave’de 1 ETH’yi sigortalamak için 0,0692 NXM gerekir.Kripto Para Borsaları Sigortalı Olabilir mi?Bankalar ve öteki ana akım kurumlarla karşılaştırıldığında, bir kripto borsasını sigortalamak kolay değildir. Bunun esas nedeni, nezaretleri altındaki varlıkların tabiatı ve sistemlerine güç sağlayan teknolojidir. Ne olursa olsun, merkezi kripto para borsaları çok âlâ bir formda sigortalanabilir.Londra merkezli sigorta şirketi Lloyd’s, Şubat 2020’de yaptığı bir basın açıklamasında, sıcak cüzdanlarda tutulan kripto varlıkları için sigorta hizmetleri sağlamak üzere kripto sigorta şirketi Coincover ile iştirak kurduğunu duyurdu. Açıklamaya nazaran, sigorta planı bin Euro kadar düşük cüzdan bakiyeleri için mevcuttur. Bir Lloyd’s lisanslı sigorta komitecisi, kripto işletmelerini fidye yazılımı akınlarına, kasıtsız telif hakkı ihlaline ve iş kesintisine karşı sigortalayan bir kripto sigorta eseri olan Daylight’ı da piyasaya sürdü.Binance’in SAFU planı birebir vakitte aynalanabilir bir mevduat sigortası sistemidir. Verimliliği tam olarak test edilmemiş olmasına karşın, şirket gelirlerinin bir kısmını müşteri mevduat müdafaası için ayırmak, merkezi borsalar ve başka rastgele bir saklama kurumu için doğaçlama bir sigorta planı fonksiyonu görebilir. Öteki mevcut
seçenekler de bu manada keşfedilebilir ve kripto alanı geliştikçe, mevcut olanlar daha güzel hale gelirken daha fazla sigorta tahlili ortaya çıkacaktır.
0 notes
Text
Tesla Model 3 Fiyatları
Tesla Model 3, elektrikli araç piyasasında oldukça popüler olan bir araçtır. Yüksek performansı, çevre dostu özellikleri ve ileri teknolojisiyle dikkat çeken Tesla Model 3, otomobil tutkunları tarafından oldukça beğenilmektedir. Bu yazıda, Tesla Model 3 fiyatları ve özellikleri hakkında bilgi vereceğiz.
Tesla Model 3 Fiyatları
Tesla Model 3, farklı modellere sahip olmakla birlikte, Türkiye'de 3 farklı modeli satılmaktadır. İşte Tesla Model 3 fiyatları:
Tesla Model 3 Standart Menzil Fiyatı
Tesla Model 3 Standart Menzil, en uygun fiyatlı modeldir. İşte Tesla Model 3 Standart Menzil fiyatı: - Tesla Model 3 Standart Menzil (2021): 725.000 TL
Tesla Model 3 Standart Menzil Fiyatı
Tesla Model 3 Long Range Fiyatı
Tesla Model 3 Long Range, daha uzun menzile sahip bir modeldir. İşte Tesla Model 3 Long Range fiyatı: - Tesla Model 3 Long Range (2021): 835.000 TL
Tesla Model 3 Long Range Fiyatı
Tesla Model 3 Performance Fiyatı
Tesla Model 3 Performance, en yüksek performanslı modeldir. İşte Tesla Model 3 Performance fiyatı: - Tesla Model 3 Performance (2021): 935.000 TL
Tesla Model 3 Performance Fiyatı TOGG Elektrikli Arabanın Kullandığı Elektrik Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi
Tesla Model 3 Özellikleri
Tesla Model 3, yüksek performansı ve ileri teknolojisiyle dikkat çeken bir araçtır. İşte Tesla Model 3'ün bazı özellikleri: Performans - Tesla Model 3 Standart Menzil, 0-60 mph (0-97 km/saat) hıza 5.3 saniyede, Long Range ise 4.2 saniyede, Performance ise 3.1 saniyede ulaşabilir. - Tesla Model 3 Standart Menzil, 140 mph (225 km/saat), Long Range ise 145 mph (233 km/saat), Performance ise 162 mph (261 km/saat) maksimum hıza sahiptir. Menzil Tesla Model 3 Standart Menzil, 263 mil (423 km), Long Range 353 mil (568 km), Performance ise 315 mil (507 km) menzile sahiptir. Çekme Karavan Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi Şarj Süresi Tesla Model 3, Supercharger hızlı şarj istasyonlarında, 15 dakikada yaklaşık 150 mil (241 km) menzil elde etmenizi sağlayacak kadar şarj edebilir. İç Tasarım Tesla Model 3, ferah bir i�� mekana sahiptir ve standart olarak premium malzemelerle donatılmıştır. Ayrıca, 15 inç dokunmatik ekranlı bir bilgi-eğlence sistemi, yüksek kaliteli ses sistemi ve akıllı telefonlarla uyumlu bir Bluetooth sistemi de mevcuttur. Amie Fiyatları Fiyatinedir.net Tavsiyesi Güvenlik - Tesla Model 3, 5 yıldızlı güvenlik değerlendirmesi alan bir araçtır. - Otomatik Acil Frenleme (AEB), Şerit Takip Asistanı (LKA) ve Otomatik Sürüş gibi özellikler de dahil olmak üzere çeşitli güvenlik özellikleri sunar. Otomatik Pilot Tesla Model 3, tam otomatik sürüş özelliği olan Otomatik Pilot sistemine sahiptir. Bu özellik, sürücünün aracı tamamen kontrol etmesine olanak tanır ve otomatik park, şerit takip, hız kontrolü ve otoyol sürüşü gibi özellikler sunar. Togg Araba Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi Çevre Dostu - Tesla Model 3, tamamen elektrikle çalışan bir araçtır ve sıfır emisyonlu bir sürüş deneyimi sunar. - Model 3, enerji verimliliği konusunda oldukça başarılıdır ve yakıt tasarrufu sağlar. Sonuç olarak, Tesla Model 3, yüksek performansı, çevre dostu özellikleri, ileri teknolojisi ve ferah iç mekanıyla dikkat çeken bir araçtır. Farklı modelleriyle değişen fiyat aralığına sahip olan Model 3, Türkiye'de satışa sunulmaktadır. Umarım bu yazı, Tesla Model 3 fiyatları ve özellikleri hakkında bilgi edinmenize yardımcı olmuştur. Tesla Model 3 Fiyatları gibi Tesla Model Y Fiyatları listemize de bakabilir, dilerseniz Araba fiyatları kategorimizden dilediğiniz araç fiyatlarını inceleyebilirsiniz. Fiyat Araştırma sitemizde güncel fiyatları sizler için paylaşmaktayız. Hyundai Fiyat Listesi fiyatinedir.net Tavsiyesi
Tesla Model 3 Fiyatları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Tesla Model 3 Fiyatları Hakkında Sıkça Sorulan Soruları sizler için derledik. Paylaştığımız sorulardan hariç merak ettiklerinizi yorumlar kısmından sorabilirsiniz. Model 3 Tesla kaç TL? Tesla Model 3 Fiyatını standart model üzerinden vermek gerekirse, Tesla Model 3 Standart Menzil (2021): 725.000 TL'dir. Tesla sıfır ne kadar? Tesla Model 3 Sıfır Fiyatı Türkiye'de ortalama 2,500,000 TL'dir. Tesla Türkiye Web Sitesi https://www.youtube.com/watch?v=1JvTR_1fCdw Tesla Model 3 Fiyatları Read the full article
#tesla#teslafiyatlistesi2023#teslamotorstürkiye#teslaönsipariş#teslaonlinesipariş#teslasipariş#teslatr#teslatürkiye#teslatürkiyewebsitesi
0 notes
Photo
⛰️ Olympos dağı eteklerinde lezzetli bir deneyime davetliyiz: Olympos Mountain Lodge a Rabbit Hole Getaway. ( @olymposmountainlodge ) Orman yolunda ilerlerken sanki ‘’Alice in Wonderland’’ hikayesinde gibiyim. Zevkine düşkün, hayatın inceliklerini doğa içerisinde yaşamak isteyen herkesi kucaklayan, Akdeniz'i tepeden izleten bir konumda müthiş bir yer burası. Mis gibi Olympos’un doğasında, oksijeni bol bol içine çekmeli, üşüdüğünde sıcacık şöminesine sığınmalı, restoranında çıkan leziz tatların içine düşmeli, geldiğiniz andan itibaren ‘’adınızla’’ size seslenen, toplam 7 odası ile sıcacık, samimi bir işletme burası. Yaz mevsiminde gelirsen Phaselis ve Çıralı sahilleri araba ile sadece 20 dk. uzaklıkta. Tesisin içerisinde yer alan The Rabbit Hole adlı restoran oldukça iddialı. Çok özel bir şef, Mehmet Ali Börtücene. Günün her saati çıkan müthiş lezzetlerin imza ismi. Sabah kahvaltısında bottarga ya da deniz kestaneli omleti başka nerede yiyebilirsiniz ki? Günlük değişen ve özenle hazırlanan tadım menülerinin müptelası olacaksınız. İmza kokteyller arasında ‘’Ra Ra Rabbit’’ ve dünyanın dört bir tarafından gelen içki koleksiyonunu bulabileceğiniz bar hizmeti ile de tesis en güzel anlarınıza her daim eşlik etmeye hazır. ✏️ Olympos gezilecek yerler; Buralara kadar gelmişken hazırla sepetini ve Adrasan Gelidonya Feneri'ne doğru bir gün batımı keyfi yaşa. Likya yolu, Phaselis Antik kentinin nefes kesen doğasında tarihin derinliklerine doğru keşfe çık, Sedir Ormanları arasında Tahtalı Dağı manzarasının enfes seyrine dal. ✏️ Mutlaka yap; Tahtalı Dağı'na karşı fine dining konseptinde bir gastronomi deneyimi, tüm tembelliğine sığınarak kendini yormadan bir aktivite ya da dağ, dere tepe gezdiren "Hiking and Adventure" gibi paketler hakkında tesisten detaylı bilgi alabilirsin. ✈️ Antalya Havalimanı sadece 90 km. ✨ 14 yaş üzeri misafirler için uygun. Tesis evcil hayvan kabul etmiyor. 🗝️ Süper bir kahvaltının dahil olduğu odaların geceliği 3250 TL'den başlıyor. 2 gün ve üzeri konaklamalarda tesisin özel indirimi var. @kucukoteller'den selamımızı söylerseniz tesis %10 indirim sağlıyor. 📞 Tel No: +905330422062 / Bu özel mekanı aradığınızda bizden selam iletin👐 (Olympos Mountain Lodge a Rabbit Hole Getaway) https://www.instagram.com/p/Cp1p9UEt3D0/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note
·
View note
Photo
Taşdelen Oto Kurtarıcı Taşdelen Oto Kurtarıcı Firmaları Merhabalar sizlere şimdiki yazımızda belirteceğimiz Taşdelen Oto Kurtarıcı hizmetlerimizden bahsedeceğiz. Oto Kurtarıcı
#Acil Oto Kurtarıcı#Araba Çekme#Oto Çekici#Oto Kurtarıcı#Oto Kurtarma#Taşdelen Çekici#Taşdelen Çekme#Taşdelen Kurtarıcı#Taşdelen Kurtarma#Taşdelen Oto Çekici#Taşdelen Oto Kurtarıcı#Taşdelen Oto Kurtarma#Yol Yardım
2 notes
·
View notes
Text
Küçüksu oto çekici hizmetleri.
#küçüksu oto çekici#küçüksu yol yardım#küçüksu çekici#küçüksu oto kurtarıcı#küçüksu oto kurtarma#küçüksu araba çekme
2 notes
·
View notes
Text
İşarkadaşım Önce Komşum Oldu Sonra Sikicim! (Nergiz 44 Y., Kocaeli)
Selam 31Seks Hikayeleri sitesinin azgın sakinleri. Adım Nergiz, 44 yaşındayım, 1.67 boyunda, hafif balık etli bir yapım var. İzmit'e yakın bir beldede oturuyorum. Kocam Osman 58 yaşında. İzmirde üniversite okuyan bir kızım var. Bu yüzden 5 yıldır çalışıyorum. Zaten kocamın kendine hayrı yok, aldığı parayı içkiye, at yarışına yatırır. Bizim burada evler bahçe içinde, genelde 2 kat ve birde çekme katlıdır. Çalıştığım şirkete yeni gelen Selçuk adındaki teknisyen ev arıyordu. Yan komşumun çatı katını Selçuk'a kiraladık ve artık işe sabah akşam beraber gidip geliyorduk. Selçuk 32 yaşında, 1.75 boylarında bir delikanlı.
Selçukla komşu olalı 3 ay geçmişti. Yaz aylarındaydık. Bir akşam işten çıktık, min��büs tıka basa geldi, zor bindik. Selçuk arkamda, kapı zor kapandı. Selçuk resmen kalçama yapışmıştı. Az bir zaman geçti ki, kalçalarımın arasında yavaş yavaş bir sertlik hissetmeye başladım. Bir an tedirgin oldum, ancak ne diyeyim adama, araba tıkış tıkış. Önce aldırış etmedim, ancak ince kumaşlı eteğimden o kadar çok hisediliyordu ki. Kalçamı öne çekeyim dedim, ama olmuyordu, önümde yer yoktu. Bir müddet sonra kendime bile inanamadığım birşey oldu, bu temas beni müthiş tahrik etmeye başladı. (Zira en az 5 yıldır kocamla sikişmiyorduk. Hele son 2 yıldır hiç dokunmuyordu bile bana. Zaten ben de çalışmak ve eve para yetiştirmekten kadınlığımı bile unutmuştum). Neyse, bu arada ben de kendimi salınca, Selçuk biraz daha dayandı. Şimdi yarağı tam kalçamın arasına oturmuş, minibüs sallandıkça sürtünüyordu. Adamakıllı tahrik olmuştum ve külodum bile ıslanmaya başlamıştı. Unuttuğum kadınlığım aklıma gelmişti.
Minibüsten inip evlerimize yöneldiğimizde, sanki hiçbir şey olmamış gibi, iyi akşamlar dileyip ayrılmıştık. O akşamdan sonraki akşamlarda bu minübüs macerası hep devam etti. Resmen ikimiz de birbirimizi tahrik eder olmuştuk, sanki aramızda sözsüz bir anlaşma var gibiydi. Yine bir akşam tam minübüsten inerken, kocam da bahçe kapısındaydı ki, Selçuk iyi akşamlar demeden, "Nergiz abla, eve internet bağlattım, eğer Oya ile (İzmirde okuyan kızım) görüntülü konuşmak istersen, akşam yemeğinden sonra gelebilirsin!" dedi. Kocam da bana, "Nergiz bak ne güzel birşey ya, istiyorsan git, zaten ben kaveye çıkıyorum!" dedi. Mendebur herif zaten her akşam kahveye çıkıyorum der, gecenin bir yarısı kör kütük gelir. Neyse, ben Selçuğa, "Bakalım, evişleri azsa gelirim!" diyerek geçiştirdim. Ama hep aklımda minibüsteki halimiz vardı ve işin sonunun nereye varacağını biliyordum.
Yemekten sonra hava kararmıştı, ama halen gidip gitmemeye karar veremiyordum. Sonunda gitmeye karar verdim ve duşumu alıp, iç çamaşırlarımı değiştirip Selçuğun evine çıktım. Kapıyı çaldım, ama heyecandan yaprak gibi titriyordum. Kapı açıldı, "Buyur gel Nergiz abla!" dedi. Ben içeri girer girmez Selçuk belimden yakaladığı gibi kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Kendimi çekmek istedim, "Yapma Selçuk..." diyordum. Ama daha çok kendine çekip, boynuma gerdanıma öpücükler kondurmaya başladı. O arada ellerini de kalçalarıma indirip, biraz daha kendine çekti, sertleşmiş yarağını hemen göbeğimin altında hissetmeye başladığımda, benim ellerim de Selçuğun belinden yakalamış, birbirimize kenetlenmiş hale gelmiştik. Artık bir anda dudaklarımız dillerimiz birbirine girmiş, Selçuğun alt dudağını ısırmaya başlamıştım. Bu vaziyette hemen odaya sürüklendik ve yatağa yuvarlandık.
Selçuk bir anda üzerimdeki tişörtü çıkardı ve dudaklarını göğüs çatalıma yapıştırdı. Bir eli südyenimin üzerinden göğüslerimi okşarken, diğer eli eteğimin altından apış arama girmiş, külodumun üzerinden amımı okşamaya başlamıştı. Ben iki elimle Selçuğun penye şortunu sıyırdım. İçinde külot yoktu. Elime direkt sertleşmiş yarağı gelmişti. Selçuk birden kalktı, eteğimi külotumla beraber sıyırıp çıkarttı ve ağzını amıma gömdü. Amımın dudaklarını emiyor, dilini içime sokup çıkarıyordu. Ben de ters dönüp Selçuğun yarağını yakalayarak, dondurma yalar gibi yalıyor, kafasına öpücükler kondururken sıvazlıyordum. Okadar güzel bir duyguydu ki, bir anda titreyerek ve inleyerek orgazm olmaya başlamıştım. Kalçamı yukarı kaldırıp, amımı Selçuğun ağzına doğru bastırıyordum ki, Selçuk ta inleyerek, elimle sıvazladığım yarağından lav gibi fışkıran menilerini suratıma ve göğüslerime doldurmuştu.
Selçuk dönerek yanıma uzandı ve çarşafla üzerimdeki döllerini sildi. Birer sigara yaktık. Terden su içinde kalmıştık. Ama başımı göğsüne çekerek, önce alnımdan sonra dudaklarımdan öperek, "Sevgilim müthiş güzelsin, bir harikasın!" diyerek her yerimden öpmeye başladı. O arada südyenimi de çözerek sıyırdı, dikleşmiş göğüsuçlarımı öpüp, elleri ile de göğüslerimin altından okşamaya başlamıştı. Ben, "Çok uzun zaman oldu, sevişmeyi neredeyse unutmuştum!" dediğimde, Selçuk, "Artık sen benim kadınımsın!" dedi. "Sen de benim erkeğimsin!" derken, tekrar Selçuğun yarağını sıvazlamaya başlamıştım bile. Selçuk ta boş durmuyor, her yerimi okşayıp, göğüslerimden aşağılara doğru yalıyordu. Eli de amımı bulmuştu. Parmaklarını kullanarak deliğime girip çıkmaya başladığında, benim inlemelerim duvarlarda yankılanırken, "Hadi sok! Sookk!" diye inliyordum.
Bacaklarımı açtığımda, Selçuk ta yerini almış, yeniden sertleşmiş yarağının başı amımın dudaklarını aralayarak deliğimi bulmuş, ayak bileklerimden tutup bacaklarımı yukarı kaldırırken, yarağı da kayganlaşmış amımın derinliklerine birden bire girivermişti. Oohh ne muhteşem bir şeydi! Amımın duvarları yarağını öyle bir sarmıştı ki, tüm damarlarını hissediyordum. Yine birden kalçamı yukarı doğru kaldırarak amımı kastığımı hatırlıyorum. Selçuğun yarağını sanki içimde hapsetmek ister gibi, aynı anda nasıl bir "Aaahhh!" çektim bilmiyorum, Selçuk birden ağzımı kapattı ve girip çıkmaya başladı. Artık kendimden geçmiş gibiydim. Rahat bir 10-15 dakika girip çıktı amıma. Amıma her girişinde, zevkten resmen bağırıyordum. Selçuk birden bire hızlandı, nasıl basıyor amıma öyle! Ben yine inleyerek kasılmaya ve orgazm olmaya başlamıştım. Selçuk ta fazla dayanamadı ve içime fışkırmaya başladı. Üüüüffff, müthiş bir şehvet içinde ikimiz de boşalmıştık.
Bir müddet yatıp dinlendikten sonra, ben giyinip eve gittim. Ama ikimiz de ertesi akşamı zor yaptık. Ertesi akşamki sevişmelerimizde artık hiç sınır ve sikilmedik deliğim kalmamıştı. Böylece 5 yılın hasretini çıkarıyorum!
[Nergiz]
147 notes
·
View notes
Text
araba arkası yazıları çekme hastalığım varrr..!
5 notes
·
View notes
Text
Üç ay sonra, ocak ayında bir işimi halletmek için tekrar gelmiştim Büyükşehire. Gündüzden halletmiştim her şeyi ve Büyükşehrin en işlek caddesinde yürüyorum. Yürüyüşlere inanan biriyim. Yollar araba, kaldırımlar insan kaynıyor. Betonun içinden âdeta insan fışkırıyor. Boğuluyorum. Hiçbirinin hikâyesi yok. Hepsinin hikâyesi var. Hikâyelerinin içinde masumiyet olmadığı için bomboş görünüyor. Masumiyet kolay bulunabilen bir şey değil artık. Fabrikada üretilen ve satın alınabilen bir mal değil. Bu korkunç kalabalıkta insanın kendisi olabilmesi mümkün mü acaba?
Havanın neredeyse sıfıra yakın olmasına rağmen üşümüyorum. Bunun nedeni sıkı giyinmiş olmam değil, birbirine değip geçen insanlar yüzünden. Her dokunuş bir çürüme bırakıyor değdiği yere. Çürüme ateş hissi veriyor insanın ruhuna. Çürümeyi hissetmek ve açıklanamayan kayıtsızlık, duygu uygarlığının bittiğini gösteriyordu. Duygu önceliği yitirilmiş kız kardeş gibidir. Onca yazar, felsefeci, onca yürek insanı ve onca bilim insanı deliler gibi, parçalanırcasına haykırıyor olmasına rağmen, yitirilen sevgi derinliğinin önümüze koyduğu bu renksiz görüntünün içinde çırpınıp duruyoruz. Kendimize benzeyen bir yürek insanını arıyoruz. Bulduğumuzda da onun peşine takılıp çıkmaz sokaklar eşliğinde düşlere dalıyoruz. Düşler; tutkunun, sevginin ve aşkın yegâne galerisidir artık. Karaya vurmuş düşünceler için güvenilir bir sığınaktır.
Cadde boyunca park edilmiş, içinde öykü ve sevgi barındırmayan arabaların arasından geçiyorum. Bir delikanlı ince ve uzun bir kâğıt tutuşturuyor elime. Önce ne olduğunu anlamıyorum ama o incecik kâğıdın üzerindeki minyatür yazıyı okuyunca anlıyorum, üzerinde “Lütfen koklayınız.” yazıyor. Koklayınız; bir çağı koklamak, bir çağın çırpınışını içine çekmek… Oldukça etkileyici bir koku... Artık parfüm reklamları böyle de yapılabiliyor. Parfüm reklamları yalnızlığa itilmiş insana yeni bir gösteri olanağı sunar. Gülümseyerek geçiyorum kokulu kâğıtlar uzatan delikanlının yanından. Gülümsemeyi unutmamışım hâlâ. Gülümsemek; kar ve tipi yağarken hemen ileride kulübe şeklinde bir hayal bulup içine sığınmak gibi bir şey.
Hava yavaş yavaş ışığını kaybetmeye başlıyor. Eski tanıdıklarımla –para babalarıyla- yüz yüze geliyorum: Bankamatikler… Paranın sahnesinde yan yana sıralanmış patronların elleridir onlar. Yaşamın asla düşmeyen patronları… Her yerdeler: İşyerlerimizde, yürüdüğümüz yollarda, düşlerimizde. Bir bankamatiğin önünden geçerken mutlaka yolunuzdan çevirir sizi dostane bakışı. Öyle sempatik davranır ki karşı koyamazsınız. Durdum, bu geleceği biçme makinesinden “birkaç banknot gelecek çekme isteğimi” frenledim. Ona sırtımı döndüm kararlılıkla. Bunun provasını yapmıştım daha önce. Bu koskoca zaaf imparatorluğunda zaaflarıma yenik düşmemeyi öğrendim acı tecrübelerle. Tam karşımda, nemli kaldırımın üzerinde oturmuş birkaç liseli genç gitar çalıp eğleniyorlar. Hem eğlenip hem para kazanıyorlar. Giyimleri kuşamları da fena sayılmazdı. Gitarın tellerinde çürümenin notaları geziniyor. Çürüme her yerde. Tamamlanamayan, kısa kesilen şarkılar, gülüşmeler ve anlam arayışını bırakmış sözcükler yüzlerine yapışıyor liseli gençlerin. Ters döndürülmüş bir şapka var önlerinde. Mendil yerine şapka konmuş. “Biz dilenmiyoruz, müzik yapıyoruz, bize o yüzden para vermiş olacaksınız.” ın mesajıdır bu oradan gelip geçenlere. Gerçekten öyle mi? Yoksa bu bir duygu buharlaşması mı? Şapkanın içinde fena sayılmayacak derecede ufak banknot ve bozukluklar var. Harçlıklarını böyle çıkarıyorlar. Ne de olsa gitar çalabilmek yetenek işidir. Bu yetenekleri sayesinde para kazanıyorlar. Belki ileride iyi birer müzisyen olurlar. Belki de çürümenin çağına karşı direnip duygunun buharlaşmasına izin vermeyen çağrılar gönderirler evrene.
Gitarcı çocukların beş altı metre ilerisinde iki siyah çukurla karşılaşıyorum. İki çözümsüz soru: Ben kimim? Siz kimsiniz? Yüzünde iki esmer deniz taşıyan ve yaklaşık on üç-on dört (belki de on beş) yaşında olan bu kız çocuğunun yüzündeki o bulanık ülkenin içinde kayboluyorum. Donuyorum ıssızlıktan. Onun olduğu yere doğru ilerliyorum. Ona yaklaştıkça kendimden uzaklaşıyorum. Üzerinde kapüşonlu eski bir “swaetshirt”, altında ince kirli bir kot, başında da yünden yapılmış gri bir şapka vardı adı olmayan bu kızın. Sağında solunda kolilerden kesilmiş kartonlar ve kartonların üzerinde düzgünce, iri iri yazılmış yazılar ve rakamlar var.
Sarılmak: 1 YTL
Beraber resim çektirmek: 1 YTL
Dert dinlemek: 2 YTL
Dedikodu yapmak: 2 YTL
Karşılıklı bakışmak: 5 YTL
Oturup el ele tutuşmak: 10 YTL
Bunun gibi daha birçok tanımlanmış eylemin ve fiyatlarının yazıldığı kartonların arasında bırakılmış, bu ruhu paramparça edilmiş kızın karşısında, utanç bir anıt gibi dikilmişti büyükşehrin küçük kalbinde. Kimsenin üzerine alınmadığı bir utanç… Büyükşehrin kalbi mızrak deposuydu. Kızın önünde ne mendil ne de ters çevrilmiş şapka vardı. Onun yerine yüreğini ters çevirip koymuştu ortaya. Düşünüyorum, düşünüyorum ellerim yanıyor. Ellerim susuyor. Belleğim susuyor. Varlığım sessizleşiyor. Sessizlik; haykırışın o büyük okulu. Yutkunarak düşünüyorum, başkaldırı ihtiyacı duyuyorum ve soruyorum, bütün bunlar ne, bütün bunlar ne? Bütün bunlar, halk ihlali.
Koşmaya başlıyorum yaşlı bir ülkenin karnında, en hızlı koşumu yapıyorum. Burnumdan buharlar çıkıyor. İçimden resimler düşüyor. Geçmişin ve geleceğin resimleri… Unutulmuş resimler… Önceliği yitirilmişlerin resimleri… Arayı açmış olan merhamet konvoyuna yetişmeye çalışıyorum. Nefes nefese koşuyorum. Ön yargı ordusunun yarattığ�� bu cehennemde çarparak düşürdüğüm insanlar öfkeyle arkamdan bakıp küfrediyorlar. Ağza alınmayacak küfürler ediyorlar bana. Ben de aynı öfkeyle dönüp onlara küfrediyorum: Hepiniz orospu çocuğusunuz!
İşsizlik, hissizlik, yoksulluk, adaletsizlik, kalitesizlik ve sömürü düzeninin lanetini getirip bu ülkenin alnına kalın puntolarla yapıştırmışlardı. Görüp de bir şey yapamamak, elinden bir şey gelmemesi gerçeği hançer gibi batıyor göğsüme. Sadece lanet okumayla hiçbir şeyin düzelmeyeceğinin farkındaydım. Sömürücüler kamarasını kökünden yok etmek istiyorum ama elimde onları yok edecek hiçbir silaha sahip değilim, bir gün hayal gücünün iktidara el koyacağına olan inancımdan başka. Yerinde duramayan başkaldırı ihtiyacımı ve varoluş sancısı çeken ruhumu küçük bir odaya kapatıp öfkemi ve yalnızlığımı ellerim yoruluncaya kadar yazıyordum. Boşluğa anlatıyordum içimdeki çıkışsızlığı. Küçük bir an bile olsa huzurla karşılaşıyordum. Çünkü havada uçuşan sözcükler bu küçük odanın hazinesiydi.
(Kısa bir süre sonra çıkacak olan "Bükülen Kıyıların Çağrısı" romanımdan bir bölüm)
4 notes
·
View notes
Text
Kamyon Arkası Sözler
Kamyon arkası sözler, kamyon arkası yazıları, anlamlı kamyon arkası yazılar, felsefi kamyon arkası yazılar, ayıp kamyon arkası yazılar, küfürlü kamyon arkası yazılar gibi en güzel sözler için aliskanlik.com
Kamyon arkası sözler, trafik içerisinde ya da bir internet ortamında gördüğümüz ve bazen yüzümüzü güldürüp bazen de bu sözler ile hayata sitem edebildiğimiz sözlerdir. Kamyon arkası sözler toplumun büyük bir çoğunluğu için oldukça dikkat çekici olma özelliğine sahiptir. Kamyon arkası sözler felsefi kamyon arkası yazıları da olabilir iken ödül alan kamyon arkası yazıları da olabilir.
Bazen bu dikkat çekme özelliğine sahip olan sözler küfürlü kamyon arkası yazıları olabilir ve sıklıkla da karşımıza çıkabilir. Bazen ise bundan çok daha farklı bir şekilde kro kamyon arkası yazıları da olabilme özelliğine sahiptir. Bazen düz bir kamyon olsa bile bazen de modifiyeli kamyon arkası yazıları da görebilmemiz mümkündür.
Üstelik tüm bunların haricinde erkeklere özgü bir olay olduğu düşünülen bu duruma rağmen anlamlı kamyon arkası sözler de görebilme imkânımız vardır. Bu sözlerin birçoğu şuan günümüzde efsaneleşen kamyon arkası sözlerdirler. Kamyon arkası sözler, aslında çok fazla gözümüze batmadığı anlarda bile belki bir reklam panosunda belki de bir film sahnesinde kaşımıza çıkar ve bizi oldukça da şaşırtabilir. İşte çok beğeneceğiniz o kamyon arkası sözleri;
Kamyon Arkası Sözler
Ben de doktor değilim ama hastam çok fazla.
Kimim ben? Dünya dert şampiyonu filan mı?
Sensiz kalmak mı? Asla!
Yollar içerisinde en hızlı benim, aşk yolunda ise en yavaş.
Bakma öyle gözlerime ben Karslıyım arkadaş.
Sen şoförsün dediler, sevdiğimiz kızı vermediler.
Hayat bana hep vız gelir aşk bana anca hız verir.
Korna çalma be kardeşim, uyuyorum dedik ya.
Sen aşık olmuşsan vur saza, eğer şoför olmuş isen bas be gaza.
Baktığın bu emek miras değil, tamamen alın teri.
Nasıl ki arabasız yol olamaz, işte öyle güzelim sensiz de hayat olmaz.
Madem alem kaşar olmuş bu kadar çok, nerde kaldı o zaman tostçu abiler.
Sağlam bir şoför asla kalmaz rampada, Müslüm baba sığmaz be olum o torpidoya.
Baktın bana yetişemiyorsun, o zaman el salla bebeğim.
Sen gazla arı gibi uçabilirsin ama frenle de at gibi duramazsın.
Bazıları herkesi bazıları çekici sever.
Bak güzelim; seni sevmek ibadetim ama ben seni sevemem çünkü cenabetim.
Sen de öyle bir sihirbazsın ki be güzelim, bak beni bile kaybettin.
Bizde hiçbir zaman geri vites olmadı, gerekirse ileri alırız.
Bu araba rampada yavaş, her düzlükte savaş.
Kamyon Arkası Yazıları
Sen git al fordun dizelini, sonra da sev köyün en güzelini.
Yahu peşimden gelme artık, ben de kaybolmuş durumdayım.
Kader karpuz değil ki be koklayıp da en iyisini alalım.
Baktın beni çekemiyorsun bir de anten tak da dene.
Hatalıysam sus be güzelim, aramızda kalsın.
Sen şimdi bu yazıyı okuyorsun ya, bana baya bir yaklaşmışsın demektir.
Sana benim gibi benim dikiz aynamdan bakan tüm gözler bir bir kör olsun.
Sen benim evimde en güzel eş ben ise yollarda olmuşum çilekeş.
Dalgasız olmuş denizler içerisinde herkes kaptan.
Bu gönül bir sana bir de sabah uykusuna hasta be güzelim.
Benim bu kolumda olan üç beş jilet yarası, o da bir kahpenin en son hatırası.
Biz gecelerin yollarının en kralıyız ama sabahları da rüyalarda uçarız.
Artık boşuna dönmeyi bırak be dünya, çift okey hep bende.
Sen kapılma benim rüzgarıma tamamen toz olursun ama geçme de yanımdan sakın ha, aşık olursun.
Sen rampada geçme beni yoksa ben düzlükte yakalarsam geçerim seni.
Çekilin yoldan, babalar en önden gider.
Eğer senin gönlüne bana yer yoksa güzelim; bana fark etmez zaten ben ayakta da giderim.
Ne Müslüm babadan ne de Orhan babadan, benim en sevdiğim tek parça “yedek parça”dır.
Kule benim kalkışıma, kızlar ise inişime hasta be.
Madem babam yaşlanıyor, o zaman çekilin kral benim.
Bu araba yolların kurdu ama babanın da fordu.
Sen eğer Karslıysan vur saza, şoför mi oldun? Durma be bas gaza.
Anlamlı Kamyon Arkası Yazılar
Sen benim selvi boylum ve al yazmalım.
Benim var burma burma bıyıklarım, öyle bakma Tarkan seni de ayıklarım.
Bak ben 4 tekerim ama çok da şekerim.
Siz beni yine de Türk kebapçılarına emanet edin.
Geç dayı geç, bu yol senin kurbanın olsun.
Bak ben rampaların hastasıyım, yolların da en best kankasıyım.
Sen bana yaklaşma bak toz olurun, geçme be beni pişman olursun.
Sen benim kalbimde batan bir güneş, ben de bu yollarda artık oldum çilekeş.
Cehennemde mevsim yok be güzelim, sen hep ateşlerde yanacaksın.
İşte gerçek ve iyi mazot asla selülit yapmaz.
Ben seni uzaktan severim, hatta öyle bir severim ki senin ruhun bile duymaz.
Ben artık karayollarında değil, senin kollarında bir öleyim ben.
Sevene işte gerçekten can feda, sevmeyene ise elveda diyorum.
Benim sana gelmediğim gün, sanayiye gittiğim gün demektir gülüm.
Ben seni diğer herkes gibi İstanbul boğazında değil Angara’mın ayazında sevmişim.
Ben hayatımı yazsam şimdi, o hikaye duble yol olur.
Benim kamyonum çeker on yirmi ton ama gönlüm de çekiyor bir güzeli oy oy
Ayarla bak et kendi hızını, üzme ellerin kızlarını.
Eğer bu dünyada her şey para olmuş ise, bırak o zaman üstü kalsın.
Sen şimdi öyle birini çok sev ki, sen öldüğün zaman o hiç daha fazla yaşamazsın.
Asfaltların şövalyesiyim.
Küfürlü Kamyon Arkası Yazılar
Ferrarisini bile satabilen bilge, kamyonundan bak bir türlü vazgeçmedi.
Ben şimdi vatan için gidiyorum ama senin için döneceğim.
Ben gökyüzünde süzülen bir yıldız olsa idim ilk sana kayardım valla.
Ölürsem kabrime sakın gelme, çok kalabalık ya sıkışırız.
Otobanda sürmek istiyorum sessiz bir hayat, asıl seni seven adam da kabahat.
Bu yollar benim gidişime, kızlar ise de duruşuma hasta.
Yürü be koçum, kimseni tutabilirmiş ki?
Yürü be artık sen de, endamını göreyim. Seni seven adamın be taa…
Ben artık senin beni sollayabilme ihtimalini bile sevmiyorum be kızım.
Nescafe bile şimdi üçü bir arada olmuş, ben hala sensiz bir başıma yalnızım be kızım.
Senin için ölürüm, ölmek mühim değil de kefen giymek çok tarzım değil benim güzelim.
Bu kuzuların hepsi kurdun olmalı, bu yolları da bırakmalısın fordun olmalı.
Benim kaderim eğer bu ise, bırakın beni gideceğim.
Avrupa’nın tüm yolları ağlar altımızda, Türk şoförü kızım bu durmaz asla yollarda.
Sarı kızın nazı anca benim ford’un ara gazı olabilir.
İstedim kızı, vermedi babası, sen kamyoncusun dediler.
Alırsan eğer bir Ford marka araba, o zaman sen de olursun yolların lordu da.
Ben artık seni çekeceğime el frenini çekerim, gönlüm yanacağına madem lastiklerim yansın.
Şoförün bahtı kara olmuş, muavinin ise de gönlü yara olmuş.
Ben bu rampaların hastası oldum ama gözlerin için de yasları tuttum.
Sen bak şimdi sollama beni, ben sonra sollarım seni.
Araman için illa hata mı yapmam gerekiyor be güzelim?
4 notes
·
View notes
Text
ŞOFÖR’ÜN USTASI BÖYLE OLUR
Hani şoförün ustası olmaz, alt tarafı araba kullanıyor derler ya, ben inanmıyorum, yaşadığım bir olay bana ustalık, çabuk düşünme ve ani karar verme yeteneği gerektiğini öğretti.
Yıl 1951, yaşım 15, ilk defa ehliyetsiz olarak gündüz taksi’de çalışmaya başlamıştım, 1949 model Dodge marka yeni bir araba ile Taksim’den 5 kişi alarak Karaköy’e dolmuş yaptım, o zamanlar bütün yollar gidiş geliş çift yönlü idi. Cihangir’den Tophane’ye İtalyan hastahanesinin önünden inen çok dik bir yokuş vardır, arabalarda şimdiki gibi teknoloji yoktu, havalı fren yoktu, genelde yokuş inerken fazla benzin yakmamak için kontak kapatılırdı. Bu yokuşta freni patlayan araba bir şekilde kendini kurtaramazsa yolun karşısındaki ya İsmail efendinin aktar dükkanından ya da yanındaki kırtasiyeciden içeri dalardı, Eğer bir araba yokuş aşağı kornaya devamlı basarak geliyorsa, aşağıdakiler tehlikeyi anlar ve herkes bir tarafa kaçışırdı. Ben de yokuşun başında kontak kapattım ve fren gücüyle yokuşu inmeye başladım. Bunun farkına varan sağ arka tarafta oturan yolcu Musevi şivesi ile “şoför efendi ya yokuşu birinci vitesle in ya da beni burada indir” dedi. Aslında adam haklı idi, bize öğretilene** göre, yokuşu hangi vitesle çıkıyorsan aynı vitesle inilirdi. Buna rağmen durdum ve yolcuya korkuyorsan in dedim, indi ben de devam ettim. İtalyan hastahanesini biraz geçmiştim, birden ayağımın altında fren pedalı boşaldı ve araba hızlanmaya başladı. O an kulaklarım çınlamaya, ustalarımızın öğrettiği bütün her şey aklımdan geçmeye, başladı. Arabayı ikinci vitese ver, kontağı kapat, Debriyajı birden bırakma, kavramada tut, El frenini birden çekme, yavaş yavaş ayak freni gibi kullan Lastik yanaklarını kaldırıma veya Sağda solda duvar varsa arabanın yan tarafını duvara sürt, bunları yapamıyorsan en az hasar verecek şekilde kafadan değil, sağ ön köşeden çarpmayı dene. Bütün bunlar saniyeler içinde aklımdan geçti, tecrübe- sizliğime rağmen ikinci vitese taktım, kontağı kapattım, debriyajı kavramada tuttum, el frenini yedire yedire kullandım. Hızı azalttım ama durduramıyordum, beyaz yanaklı lastikleri kaldırıma sürtmeye kıyamıyordum, sol tarafımda Tophane sanat okulunun (şimdiki Tophane-i amire) duvarına sürtünmek istedim, olmadı, duvarın önünde yürüyen iki kişi vardı, onları tehlikeye atamazdım. Bunlar o kadar kısa zamanda oldu ki, planlasam böyle bir olayı bu kadar kısa zamanda yaşayamazdım . Yapacak bir şey kalmamıştı, kornaya sürekli basarak aşağıya iniyordum ki, ŞOFÖRÜN USTASI meydana çıktı. “Cihangirde oturduğumuz evin alt katında Recai amcamız vardı. 1939 model arabası ile dolmuş yapardı, İstanbul ehliyet numarası sadece 14 idi. Ben panik halde aşağıya doğru hızla inerken ileride yolun ortasında Recai amcanın arabasını gördüm, duruyordu, kapıyı açmış tek ayağı dışarda ve bana eliyle gel bana çarp diye işaret ediyordu, çaresizdim, dediğini yaptım, çarpmama 10 – 15 metre kalmıştı ki birden içeri girdi ve hızla hareket etti, ne yapıyor bu demeye kalmadan arabanın sağ ön köşesini iki araba da hareket halinde olduğu için hafifçe çarptım ve Recai amca kendi freni ile beni aşağıya kadar indirdi . .
O bana geçmiş olsun derken millet onu alnından öpüyordu.
O günden sonra, kafama yerleşmiş olan “bana bir şey olmaz” düşüncesi tamamen yok oldu, insan hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve başına her an her şeyin gelebileceğine inandım.
** O dönemde şoförler yanında muavin taşır, onlara şoförlük öğretirlerdi.
1 note
·
View note
Text
Tesla Model Y Fiyatları
Tesla Model Y, Türkiye'de 3 farklı model seçeneğiyle sunulmaktadır: Standart Menzil, Long Range ve Performance. Türkiye'de satışa sunulacak olan model Tesla Model Y'dir. Bu model Berlin'de üretilmektedir. İşte Türkiye'deki Tesla Model Y fiyatları:
Standart Menzil Fiyatı
Standart Menzil modeli, en uygun fiyatlı Tesla Model Y seçeneğidir. Standart Menzil modelinin Türkiye'deki fiyatı 850.000 TL'dir.
Long Range Fiyatı
Long Range modeli, daha uzun menzile sahip olması nedeniyle daha yüksek bir fiyatla satılmaktadır. Long Range modelinin Türkiye'deki fiyatı 950.000 TL'dir.
Performance Fiyatı
Performance modeli, en yüksek performansa sahip olan Model Y seçeneğidir. Performance modelinin Türkiye'deki fiyatı 1.050.000 TL'dir.
Tesla Model Y Özellikleri Not: Fiyatlar, 2023 yılı itibariyle geçerlidir ve vergi, sigorta ve diğer masrafları kapsamamaktadır. Tesla Model Y, diğer otomobillere göre daha yüksek bir fiyat etiketine sahip olsa da, uzun vadede benzine kıyasla daha düşük maliyetli bir seçenek olabilir. Elektrikli araçlar, düşük enerji maliyetleri ve daha az bakım gerektirmeleri nedeniyle uzun vadede daha tasarruflu olabilirler. TOGG Elektrikli Arabanın Kullandığı Elektrik Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi
Tesla Sipariş Tesla Model Y, sadece maliyet açısından değil, aynı zamanda çevre dostu olması nedeniyle de tercih edilebilir bir seçenektir. Elektrikli araçlar, fosil yakıt kullanımının olmaması nedeniyle daha az sera gazı salınımı yaparlar ve çevreye daha az zarar verirler. Çekme Karavan Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi Tesla Model Y, diğer Tesla modelleri gibi, çeşitli özellikleriyle öne çıkar. Otomatik pilotta sürüş yapabilme, uzaktan kumanda özelliği ve araç içi eğlence sistemleri, Model Y'nin kullanımını daha keyifli hale getirir. Tesla Model Y, Türkiye'de henüz yaygın bir şekilde bulunmasa da, elektrikli araçlara olan talep arttıkça bu durum değişebilir. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, daha fazla şarj istasyonunun inşa edilmesi de beklenmektedir. Sonuç olarak, Tesla Model Y, yüksek performansı, çevre dostu özellikleri ve diğer birçok avantajıyla öne çıkan bir elektrikli araçtır. Fiyatları diğer otomobillere göre daha yüksek olsa da, uzun vadede daha tasarruflu bir seçenek olabilir. Togg Araba Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi
Tesla Türkiye Fiyatı ve Özellikleri
Ayrıca, Tesla Model Y'nin teknik özellikleri de oldukça etkileyicidir. İşte Tesla Model Y'nin bazı teknik özellikleri: - Standart Menzil modeli, 244 mil (392 km), Long Range modeli 326 mil (525 km) ve Performance modeli 303 mil (487 km) menzile sahiptir. - Standart Menzil modeli, 0-60 mph hıza 5.3 saniyede, Long Range modeli 4.8 saniyede ve Performance modeli 3.5 saniyede ulaşabilir. - Standart Menzil modeli, 135 mph (217 km/saat), Long Range modeli 155 mph (250 km/saat) ve Performance modeli 155 mph (250 km/saat) maksimum hıza sahiptir. - Model Y'nin batarya kapasitesi, Standart Menzil modelinde 60 kWh, Long Range modelinde 75 kWh ve Performance modelinde 75 kWh'dir. - Model Y, 5 yetişkinin rahat bir şekilde seyahat edebileceği bir iç mekana sahiptir. Ayrıca, 68.0 ft3 (1.925 L) bagaj hacmi, Model Y'nin oldukça geniş bir yükleme alanına sahip olmasını sağlar. Tesla Model Y, ayrıca çarpışma testlerinde de oldukça başarılı sonuçlar almıştır. ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) tarafından yapılan testlerde, Model Y'nin 5 yıldızlı bir çarpışma testi değerlendirmesi aldığı rapor edilmiştir. Hyundai Fiyat Listesi fiyatinedir.net Tavsiyesi
Tesla Türkiye Sonuç olarak, Tesla Model Y, yüksek performansı, çevre dostu özellikleri, geniş iç hacmi ve diğer birçok özelliğiyle öne çıkan bir elektrikli araçtır. Fiyatları diğer otomobillere göre daha yüksek olsa da, uzun vadede daha tasarruflu bir seçenek olabilir. Tesla Model Y'nin Türkiye'deki fiyatları, standart menzil modeli için 850.000 TL, Long Range modeli için 950.000 TL ve Performance modeli için 1.050.000 TL'dir. Amie Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi Tesla Model Y Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Tesla Model Y Hakkında Sıkça Sorulan Soruları sizler için derledik. Buradaki sorular haricinde aklınıza takılanlar için yorumlar kısmından iletişime geçebilirsiniz. Tesla Model Y ne kadar? Tesla Model Y Türkiye fiyatı: Model Y Arkadan itiş - 455 km - 6.9 sn = 1 milyon 548 bin 732 TL Model Y Long Range - Çift motorlu dört çeker - 533 km - 5.0 sn - 1 milyon 619 bin 532 TL Model Y Performance - Çift motorlu dört çeker - 514 km - 3.7 sn - 1 milyon 778 bin 832 TL Tesla Türkiyede kaç TL? Paylaşacağımız fiyatlar Sahibinden üzerindeki ilan fiyatlarıdır. Tesla Model Y Long Range - Sahibinden Tesla Model Y Long Range -2.890.000 TL Tesla Model Y Performance - 2022 TESLA Model Y PERFORMANCE 534 BG_AKTİF E-SİM_OTOPİLOT_KARBON_360_K.SARJ - 2.985.000 TL Tesla Model Y Performance - Sahibinden Tesla Model Y Performance - 3.090.000 TL Tesla kaç para? Teslanın bir çok modeli, modellerinde alt modeli mevcut. Gene fiyat vermek gerekirse Tesla Türkiye'de 850.000 TL ile 1.500.000 TL arasında satılmaktadır. Hyundai Tucson Fiyatları fiyatinedir.net Tavsiyesi Tesla Türkiye Web Sitesi Tesla Türkiye Web sitesine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Şuanda sadece bayilerin bilgileri paylaşılmaktadır. Görüşülerek Tesla Ön Sipariş kurumla görüşülerek sağlanabilir. Tesla Model Y Fiyatları gibi Tesla Model 3 Fiyatları listesine de bakabilirsiniz. Tesla Fiyatları listesinin yer aldığı Araba Kategorimizden tüm araçların fiyatlarını inceleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/shorts/yTCnOWZ21lg Tesla Model Y Fiyatları Read the full article
#tesla#teslafiyatlistesi2023#teslamotorstürkiye#teslaönsipariş#teslaonlinesipariş#teslasipariş#teslatr#teslatürkiye#teslatürkiyewebsitesi#tesla.com.tr
0 notes