Tumgik
#andonis samarakis
edebiyatsoylesileri · 4 years
Text
Andonis Samarakis / Umut, onun hâlâ yok olmamış olması
Tumblr media
Andonis Samarakis edebiyat alanında umutlarını 1954'te yayımladığı öykü kitabı "Umut Aranıyor" ile aramaya başladı. (Bu kitap Cem Yayınları arasında çıkıyor). O zamandan bugüne, tüm eserlerinde bu umut arayışı onun temel heyecanı olma niteliğini yitirmedi. Eserleri -insanların haysiyetiyle oynayan insanlık dışı ve paranoyak bir dünyanın korku sahneleri- en korkunç anlarında bile, insan umuduna güvenle bağlı kaldı. Samarakis'in korkunç dünyası derinlerinde umudun şefkatli yüzünü saklıyor...
Andonis Samarakis edebiyat alanında umutlarını 1954'te yayımladığı öykü kitabı "Umut Aranıyor" ile aramaya başladı. (Bu kitap Cem Yayınları arasında çıkıyor). O zamandan bugüne, tüm eserlerinde bu umut arayışı onun temel heyecanı olma niteliğini yitirmedi. Eserleri -insanların haysiyetiyle oynayan insanlık dışı ve paranoyak bir dünyanın korku sahneleri- en korkunç anlarında bile, insan umuduna güvenle bağlı kaldı. Samarakis'in korkunç dünyası derinlerinde umudun şefkatli yüzünü saklıyor...
Naziler tarafından ölüme mahkûm edildi
İlk kitabınız siz 86 yaşındayken yayımlandı. Neden bu kadar geç başladınız yazmaya?
- Doğru, geç başladım ama bu benim suçum değil. Ben yaşlarda insanların yaşadığı trajediler dizisinde arayabiliriz nedeni: 1919'da doğdum, yani Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde. İki dünya savaşı arasındaki ağır atmosferde ve tabii Yunanistan'ı çalkalayan toplumsal, politik, ekonomik maceralar arasında büyüdüm... Taa 11 yaşımdan beri şiir yazardım. Yıllar geçti... Direnişe katıldım... Naziler tarafından ölüme mahkûm edildim... İnanılmaz maceralar sonucu paçayı kurtardım... Hiç yazar olabileceğimi düşünmemiştim. İçimde işlediğim bazı konular vardı. Demek ki 1953'te ilk öykülerimi yazdım. "Umut Aranıyor" kitabımdaki öyküler bunlar.* 152 Yunanca ve 91 yabancı baskıyı düşünürsek, kuşku yok ki eseriniz büyük bir uluslararası yankı buldu. Nedeni nedir sizce bu yankının?- İlk başta bunun bir şans meselesi olduğunu düşünüyorum. Bunun ötesinde ise, 1954'ten beri yaklaşmaya uğraştığım konuların, dünyanın bütün ülkelerinde okuyucuları ilgilendiren konular olduğunu düşünüyorum; barış, savaş korkusu, toplumsal sorunlar, özgürlük, kendilerini otoriter bir sistemin çarkının dişlileri arasında bulan insanların mücadelesi dünyanın her bir tarafında yaşayan insanları bugün de -belki de özellikle bugün- ilgilendiren konular sanıyorum.
Umut, onun hâlâ yok olmamış olması
İçinde yaşadığımız ürkütücü bir dünya. Sizce bu insanlık dışı dünyanın ne gibi umutları olabilir?- Etrafımızı çeviren dünya gerçekten de korkunç. Umut onun hâlâ yok olmamış olması. Ve her şey kaybolmamış olduğu sürece her şey kurtarılabilir! Benim düşlediğim özgürce nefes alabileceğimiz bir dünya. Atina Üniversitesi'nin duvarına bir çocuk elinin yazmış olduğu slogandır düşüm: "Yasaklamak yasaktır." İnsanların içinde olan ve onları direnmeye iten gizli güçtür umudum. Tabii umut süpermarkette satılmıyor ki gidip "yarım kilo umut sarıver" diyesin. Umut var ve mücadelededir...* Böyle bir dünyada edebiyatın rolünü nasıl düşünüyorsunuz?
- Trajik bir soru. Kendimizi aldatmamalıyız. Güç iktidarı ellerinde tutanlarda, silahları ellerinde bulunduranlardadır. Edebiyat bu şiddet karşısında tepkisiz kalmamalı, gördüğünü korkusuzca tam olarak kaydetmelidir. İnsanların yanında olup aynı zamanda kalitesinden, içeriğinden ve stilinden de ödün vermeyen bir edebiyattan bahsediyorum. Yazar sesi olmayanların sesi olmak zorundadır. Ve iyimser olalım: Edebiyat rolünü oynamıştır - Dostoyevski'nin, Remarque'ın, Orwell'in ve daha birçok yazarın kitapları geliyor aklıma bunu söylerken.
Ben patates çuvalı mıyım ki birilerine ait olayım?
Politikayla ilişkinizden bahsedelim...- Politikayla ilişkim şu: Kimseye "ait" değilim. Yahu ben bir patates çuvalı mıyım ki birilerine "ait" olayım? Buna rağmen, George Orwell'in makalelerinden birinde okumuş olduğum çok önemli bir cümleyi hatırlarım hep; "Sanatın politikayla ilişkisi olmadığını söyleyen bile politika yapıyordur..." Partilere ve politikaya karşı bir tiksinti duyuyorum. Ama her şey politikadır. Bu anlamda politik bir yazarım.* Türkiye ile ilişkiniz nedir bugün Yunanlı bir yazar olarak?
- Türkiye'nin önemli bir edebiyatı ve şiiri olduğunu biliyor ve bunları Yunanca, İngilizce ya da Fransızcaya çevrildikleri ölçüde ilgiyle izliyorum. Diğer sanat alanlarındaki -özellikle de müzik ve sinema alanlarındaki- başarılarını biliyorum. İlk ilişkim bu. Sonra da fakir kitaplarım..."Çatlak" (Yanlış) üç baskı yapmış. "Umut Aranıyor" ve "Tehlike Kolu" da çok yakında çıkıyormuş.* 
Yunanlıların Türkiye'yi ne ölçüde tanıdığını düşünüyorsunuz?
- Yeterli ölçüde tanımıyoruz Türkiye'yi. Ben iki ülke halkını ayıran herhangi bir şeyin olmadığını hissediyorum. Yüzyıllar boyunca birlikte yaşamış insanlar. Türkiye'ye seyahatlerimde -sahi en azından on kez ziyaret etmişimdir Türkiye'yi- Türklerin ne kadar canlı, temiz yüzlü insanlar olduğunu gördüm onlarla sokakta, dükkânlarda, köylerde konuşarak.Burada tabii iki ülkenin ilişkisi üzerinde politikacılar ve dış müdahalelerin oynamış olduğu yıkıcı rolden bahsetmeden geçmeyelim. Bu dış müdahaleler Yunanistan'da -sanırım Türkiye'de de- her zaman büyük ve kötü olmuştur. Yazarların ve özellikle gençlerin dahil olmak üzere, hepimizin görevi iki ülke arasındaki pürüzleri gidermek için çalışmaktır. Aralarındaki çeşitli sorunlar, Kıbrıs dikeni, her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüme ulaştırılmalıdır artık.
Nefret edebilsem, şu çeşit çeşit liderciklerden nefret ederdim
Şimdiye kadar yazmak isteyip yazamamış olduğunuz şeyler var mı?
- İki üç ay sonra yeni bir öykü kitabım çıkacak. Ondan sonra da ömrüm izin verirse, o kırk yıl önce yazmaya başlamış olduğum romanı bitirmeyi düşünüyorum. Tabii yaşım daha genç (ancak 27 yaşındayım - neden gülümsüyorsunuz, yedi ile iki sondan başlayarak okunamaz mı?) 
Bir de dostlarım çöpçüleri yazıp yırtıp attığım tonlarca kâğıttan mahrum etmeyi de göze almam gerekecek...
Nedir en çok sevdiğiniz şey?
- Çocuklar ve yalnız insanlar.* 
Nefret ediyor musunuz bir şeyden?
- Nefret edebilsem, şu çeşit çeşit lider ve liderciklerden nefret ederdim.* 
Çocuklar ve gençler hayatınızın orta noktası. Onlara geçtiğiniz başlıca mesaj nedir?
- Mümkün olduğunca uzun süre "genç" kalmalarını salık veriyorum. Ve... -kaçınılmaz olarak- büyüdüklerinde mücadelelerini, onlara yapılmış olanları unutup, lütfen büyüklerin hatalarını tekrarlamasınlar...
* Söyleşiyi Türkçeye çeviren Yunanlı dostumuz Niki'ye teşekkür ederiz. (Frango Karaoğlan - Atina / Cumhuriyet Kitap / 31 Ekim 1991 / Sayı 88 / Sayfa 17)
0 notes
neufelt · 5 years
Photo
Tumblr media
Helen Samaraki and Panayiotis Neufelt,  A Tribute to Andonis Samarakis. Hellenic Centre, London November 20.
1 note · View note
Text
Yanlış
Yanlış Gerçek bir şaheser! Andonis Samarakis; dehası, hayal gücü ve muhteşem tekniğiyle, totaliter bir rejimin iki Gizli Servis elemanı ve tutukladıkları zanlı arasındaki psikolojik mücadeleyi anlatıyor. Günümüzde absürt bir piyesin aktörleri gibi yaşamaktayız ve YANLIŞ’ı çok beğenmemin sebeplerinden biri, içinde yaşadığımız bu absürt dünyayı şiirsel bir mizah duygusuyla derinlemesine irdeleme gücüne sahip olmasıdır. Graham Greene
Çok sarsıcı! Demokrasi kavramını istismar edenlerin YANLIŞ’ı okumalarını ve savundukları fikirlerin günümüzde ne anlama geldiğini görmelerini dilerim. Kelimelerin gerçeklerle bağlantılarının kalmadığı, hiçbir anlam taşıyamayacak derecede içlerinin boşaldığı bir dönemde yaşmaktayız. Arthur Miller
Muhteşem, psikolojik açıdan son derece başarılı. Samarakis’i tebrik ederim. Hayal gücüne ve gerçek bir özgünlüğe sahip yazarların sayısı gün geçtikçe azalıyor. YANLIŞ’ı çok sevdim. Agatha Christie
Totalitarizme ağır bir tokat! YANLIŞ okurun tüylerini diken diken ederken, aynı zamanda ona dayanma gücü de veriyor. Samarakis’in sanatı eserin hiçbir yerinde gösterişe başvurmadan okuru zorlamayacak bir akıcılıkla ilerliyor. Raymond A. Sokolov. ?HE NEW YORK TİMES
Totaliter bir rejim, varlığını sürdürebilmek uğruna, akla gelebilecek her türlü baskıyı acımasızca sergilemektedir. Gizli Servis, aleyhinde hiçbir delil bulunmayan bir şüpheliyi itirafa zorlamak için iyi tasarlanmış psikolojik bir Plan’ı yürürlüğe sokar. Şüpheliye dostluk gösterilecek, sıkı bir gözetim altında olduğu belli edilmeden kaçması için fırsatlar yaratılacak ve kaçmaya yeltendiği anda kıskıvrak yakalanacaktır. Ama Gizli Servis’in hazırladığı bu kusursuz Plan beklenmedik bir Yanlış’a kurban gidecektir. Belli belirsiz bir insancıl duygu kıvılcımı, bunca özenle yürürlüğe konan nobranlığa, nefrete galip gelerek beklenmedik bir sona yol açacaktır.      Samarakis, polisiye kurguyla yazdığı, insanı ve insanlığı yücelten bu romanıyla klasik Yunan tragedyalarını, özellikle de Sophokles’i anımsatıyor. Hitckock’un tekniğini kullanarak Kafka’nın kâbus dolu atmosferini canlandırırken dehşetengiz ile gülüncü ustaca harmanlıyor. Orwell’e özgü totaliter bir ortamı ince mizahıyla betimlerken insanlığın geleceğine ilişkin iyimser mesajını vermekten de geri kalmıyor. 33 dilde 114 farklı çevirisi yayımlanan, usta polisiyecilerin olduğu kadar edebiyat eleştirmenlerinin ve geniş kitlelerin beğenisini kazanan Yanlış, Fransa’da “La Faille” adıyla filme çekilmiştir.
Yanlış
0 notes
guncelpdfindir-blog · 7 years
Text
Yanlış
Yanlış Gerçek bir şaheser! Andonis Samarakis; dehası, hayal gücü ve muhteşem tekniğiyle, totaliter bir rejimin iki Gizli Servis elemanı ve tutukladıkları zanlı arasındaki psikolojik mücadeleyi anlatıyor. Günümüzde absürt bir piyesin aktörleri gibi yaşamaktayız ve YANLIŞ’ı çok beğenmemin sebeplerinden biri, içinde yaşadığımız bu absürt dünyayı şiirsel bir mizah duygusuyla derinlemesine irdeleme gücüne sahip olmasıdır. Graham Greene
Çok sarsıcı! Demokrasi kavramını istismar edenlerin YANLIŞ’ı okumalarını ve savundukları fikirlerin günümüzde ne anlama geldiğini görmelerini dilerim. Kelimelerin gerçeklerle bağlantılarının kalmadığı, hiçbir anlam taşıyamayacak derecede içlerinin boşaldığı bir dönemde yaşmaktayız. Arthur Miller
Muhteşem, psikolojik açıdan son derece başarılı. Samarakis’i tebrik ederim. Hayal gücüne ve gerçek bir özgünlüğe sahip yazarların sayısı gün geçtikçe azalıyor. YANLIŞ’ı çok sevdim. Agatha Christie
Totalitarizme ağır bir tokat! YANLIŞ okurun tüylerini diken diken ederken, aynı zamanda ona dayanma gücü de veriyor. Samarakis’in sanatı eserin hiçbir yerinde gösterişe başvurmadan okuru zorlamayacak bir akıcılıkla ilerliyor. Raymond A. Sokolov. ?HE NEW YORK TİMES
Totaliter bir rejim, varlığını sürdürebilmek uğruna, akla gelebilecek her türlü baskıyı acımasızca sergilemektedir. Gizli Servis, aleyhinde hiçbir delil bulunmayan bir şüpheliyi itirafa zorlamak için iyi tasarlanmış psikolojik bir Plan’ı yürürlüğe sokar. Şüpheliye dostluk gösterilecek, sıkı bir gözetim altında olduğu belli edilmeden kaçması için fırsatlar yaratılacak ve kaçmaya yeltendiği anda kıskıvrak yakalanacaktır. Ama Gizli Servis’in hazırladığı bu kusursuz Plan beklenmedik bir Yanlış’a kurban gidecektir. Belli belirsiz bir insancıl duygu kıvılcımı, bunca özenle yürürlüğe konan nobranlığa, nefrete galip gelerek beklenmedik bir sona yol açacaktır.      Samarakis, polisiye kurguyla yazdığı, insanı ve insanlığı yücelten bu romanıyla klasik Yunan tragedyalarını, özellikle de Sophokles’i anımsatıyor. Hitckock’un tekniğini kullanarak Kafka’nın kâbus dolu atmosferini canlandırırken dehşetengiz ile gülüncü ustaca harmanlıyor. Orwell’e özgü totaliter bir ortamı ince mizahıyla betimlerken insanlığın geleceğine ilişkin iyimser mesajını vermekten de geri kalmıyor. 33 dilde 114 farklı çevirisi yayımlanan, usta polisiyecilerin olduğu kadar edebiyat eleştirmenlerinin ve geniş kitlelerin beğenisini kazanan Yanlış, Fransa’da “La Faille” adıyla filme çekilmiştir.
Yanlış
0 notes