#anakronizm nedir
Explore tagged Tumblr posts
semrasnl · 5 years ago
Link
Anakronik Nedir?
0 notes
kelimebulmaca · 3 years ago
Text
anakronizm
anakronizm ne demek!
Tumblr media
⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬
anakronizm ne demek!
anakronizm anlamı nedir? Kelime Bulmaca
0 notes
sizekitap · 7 years ago
Text
İbn Haldun'un Düşüncesi Asabiyet ve Devlet
İbn Haldun’un Düşüncesi Asabiyet ve Devlet Muhammed Abid el-Cabiri Mana Yayınları
İbn Haldun ve onun düşünceleri hakkında çok fazla kitap ve makale yazılmışken, yazar “İbn Haldun Düşüncesi: Asabiyet ve Devlet” başlıklı bir eserle çıkıyor okurun karşısına. Ancak yazarın burada yapmak istediği şey, kendinden önce devasa bir birikime ulaşan İbn Haldun araştırmalarına bir yenisini eklemekten ibaret değil elbette. Aksine İbn Haldun düşüncesine yönelik çalışmalarda ortaya çıkan birtakım karmaşa ve sorunlar, onu böyle bir gayrete sevk etmiştir.
İbn Haldun birçok araştırmacının iddia ettiği gibi, birdenbire ortaya çıkmış selefsiz bir dahi miydi, yoksa İslam siyaset düşüncesindeki gelişim çizgisinin belli bir safhasını mı temsil ediyordu? Yine İbn Haldun bazılarının iddia ettiği gibi siyasi entrikalarla makam peşinde koşan bir aktör müydü acaba? Yoksa tam tersine, onu yaşadığı çağın gerçekliği içinde anlamak, ilimle siyaset arasında gidip gelen sıkıntılı yaşamını görmek ve katlandığı acıların izini sürmek mi gerekiyor kendisini anlamak için? Hayatının bir bölümünde rasyonel bir bölümünde irrasyonel miydi bazılarının dediği gibi? Zamanının İslam coğrafyasında yaptığı tüm seyahatler ne anlama geliyordu? Felsefeye, ilimlere ve tasavvufa karşı tutumu neydi tam olarak? Mukaddime gerçekten de kimilerinin zannettiği gibi gerekli-gereksiz birçok konunun ilgisizce bir araya getirildiği ansiklopedik bir karaktere mi sahiptir, yoksa tam aksine tüm bölümleriyle birlikte belli bir düşüncenin savunulması için ustaca örülmüş, uyumlu, mantıksal ve sistematik bir yapıya mı sahiptir? Mukaddime’nin zengin içeriği, herkesin aradığı şeyi onda bulabilmesine ve dilediği gibi onu yorumlayabilmesine imkan sağlıyor; peki ama gerçekte “umran ilmi”nin konusu, gayesi ve meseleleri neydi acaba? “Umran ilmi” tam olarak neyi ifade ediyordu? Tarih ilmini değerlendiren bir kıstas olması açısından “umran ilmi”nin kıymeti nedir? Bu ilmin temellerini oluşturan İslam düşüncesi, tabiat tasavvuru ve varlık anlayışı nedir? Umran ilmi kimilerinin iddia ettiği gibi sosyoloji miydi aslında, yoksa bir tarih felsefesi ya da başka bir şey mi? Kendi döneminde İslam dünyasının içinde bulunduğu durum İbn Haldun’u nasıl etkilemişti? Karamsar mı yoksa gerçekçi miydi İbn Haldun? Zannedildiği gibi Arapları mı eleştiriyordu o; Mukaddime’deki “Araplar ve onların hükmünde olanlar” ne anlama geliyor? İbn Haldun, bazılarının söylediği gibi bir medeniyet karşıtı mıydı, yoksa onun yaptığı şey, umranın tüm olay ve olgularını tavsif etmekten mi ibaretti? Asabiyet döngüsü ne anlama geliyor ve iktisadi amilin bu döngüdeki rolü nedir? Zannedildiği gibi tarihsel materyalizmin öncülerinden biri midir İbn Haldun? Kaderci ya da determinist midir o? İbn Haldun düşüncesi ışığında baktığımızda İslam medeniyet tecrübesindeki etken amiller nelerdir? Üretime dayanmayıp, sadece hazır servetin tüketilmesine dayanan İslam ülkeleri nasıl bir döngüye mahkum idiler? İbn Haldun’un düşüncesi günümüz açısından ne ifade ediyor?
Muhammed Âbid el-Câbirî, hayatının oldukça erken bir döneminde yazdığı bu eserinde, İbn Haldun’un kişiliğine ve düşüncesine yönelik tüm aşırıya kaçmış, abartılmış, çarpıtılmış ve anakronizme düşülmüş tutumların karşısına çıkıyor; İbn Haldun’u ve onun düşüncesini, İbn Haldun’un kendi çağdaş gerçekliği dahilinde ve “olduğu gibi” aktarmaya ve ona gerçek kimliğini kazandırmaya çalışıyor. Bu eserde İbn Haldun’un düşüncesindeki piramidal-sistematik yapı açık bir şekilde ortaya konulmuş ve bu düşüncenin ana eksenini oluşturan “asabiyet ve devlet” unsurları diğer tüm unsurlarla olan ilişkileri bağlamında incelenmiştir. İbn Haldun düşüncesi söz konusu olduğunda genellikle ihmal edilen bir şey var; o da “bu düşünceye bir bütün olarak bakmak”tır. İşte bu eser, ihmal edilen bu bakışı yakalamaya yönelik ciddi bir çabanın ürünüdür. Eserin sonundaki “ıstılahlar sözlüğü”, Mukaddime’deki bazı kavramların kendi gerçekliği içinde nasıl anlaşılması gerektiği konusunda bize yardımcı oluyor. Zira İbn Haldun’un da dediği gibi “bir ıstılah ancak kendi asrında ona yüklenen anlamıyla anlaşılmalıdır.”
Hiç şüphe yok ki İbn Haldun düşüncesinden hareketle ivme kazanan toplum ve tarih araştırmaları durmayacak, yoluna devam edecektir; fakat her şeyden önce İbn Haldun düşüncesinin kendi gerçekliği içinde ve “olduğu gibi” anlaşılması gerekiyor. İşte bu eser, söz konusu anlama etkinliğinin başlangıç noktasını teşkil edecek hayati bir öneme sahiptir. Ayrıca Câbirî’yi diğer eserlerinden tanıyan okurlar, bu erken dönem eseri sayesinde onun düşünsel macerasındaki arka planı daha yakından tanıyacaklardır.
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
devamı burada => https://is.gd/oENXzX
0 notes
boylesiyokcom-blog · 8 years ago
Text
Anakronizm Hakkında Bilgi - Böylesi Yok!
Anakronizm Hakkında Bilgi https://goo.gl/tXmqxt
Anakronizm Hakkında Bilgi
Anakronizm Nedir? : değişik çağları birbirine karıştırma, bir vakaın çağı ile ilgili yanılma; örnek olarak Fatih’in Papa’yla telefonla görüştürülmesi bir anakronizmdir.
  Anakronizm adı Yunancadan gelir. Yunanca “ana” geri manasına “khronos” vakit anlamında gelir; sözcüğün tam manası da “zamanda gerilik, zamanın geriye akması” olarak verilir.
TDK Güncel Sözlük’te kelime “Tarih Yanılgısı” olarak geçmektedir. Ana  Britanica Ansiklopedisindeyse “ kronolojik ilişkinin isteyerek veya bilmeden dikkate darılmaması veya değiştirilmesi” olarak tanımlanır. Bu anlamın Türkçe bir terim ismi yoktur ama Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz, bu soruna bir çözüm olması maksadıyla bir köşe yazısını bu adlandırma sorununa değinmiş, terim tavsiye edilerinde bulunan okurlarının terim tavsiye edilerini köşesinde göstermiştir. En sonunda da kendisi de bu terim için “zaman bozum” önerisini getirmiştir. Yalnız halen TDK terimler hafızasında Anakronizme Türkçe bir terim yerleştirilememiştir.
Anakronizm En Çok Tarih, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarında Görülür…
Anakronizm, bir sanat akımı deyildir; yazılan makalelere baktığımızda bunun genellikle yanlış bir kullanım olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Bu bakımdan da özellikle tarihi metinlerde kurgunun sağlam yapılmaması olarak da değerlendirilebilir. Nitekim son günlerde çekilen ve konusunu tarihten alan diziyle filmlerin fazla olması ve bu film veya dizilerde tarihi hataların fazla olması bu konuyu yeniden gündeme getirmiştir.
Anakronizm konusunu tarihten alan çağdaş dizi ve film alanında  verilen yapıtlarda çok sık görülür. Özellikle bu durum bir hata olarak değerlendirilir. Son zamanların en fazla tartışılan dizisi olan “Muhteşem Yüzyıl” için bu hatalar üstüne onlarca makale yazılmıştır. Muhteşem Yüzyıl dizisinde en fazla tartışılan hatalar şunlardır:
15.yy’da geçen vakalarda o zamanlar Diyar-ı Bekir olan şehrin şimdiki ismi olan “ Diyarbakır” diye bahsedilmesi
Sarayda domates doğranması (Domates Amerika’nın keşfiyle bulundu ve Osmanlı mutfağına 1835 yılından sonra girdi)
Osmanlılarda Abdülmecid zamanına kadar masa yoktu. Adı geçen dizide Pargalı İbrahim’in evinde yemek masası vardı ve kendisi de sürekli masada çalışıyordu.
Osmanlılarda parke kullanılmıyordu; zaten parke ilk 17. yy’da 1684 senesinde Fransa’da ilk kez ortaya çıktı. 15. yüzyılda Osmanlılarda olmasının olanağı yoktu.
Anakronizm resim sanatında da sık sık hatalara neden oluyor. Resim sanatında oluşturulan bu durumların kasten mi yoksa bilmeden mi oluşturulduğu halen bilinmiyor; çünkü bahsi geçen ressamlardan birçoğu yaşama gözlerini kapatmışlardır. Kimi  düşünürlere göre o vakitde olmayan nesneler, resmedilerek o nesneye ilgi çekilmek istenmiştir. Ana  Britanica Ansiklopedisinde bu duruma şu açıklamayı getirmektedir: “Anakronizm, değişik dönemlerle has farklı düşünce ve hayat biçimlerinin göz önünde tutulmamasından veya tarihsel gerçeklerin bilinememesinden kaynaklanır”. Anakronizm görünen bazı resimler şöyledir:
Raffaeollo tablolarında bu duruma sık sık rastlanır.
14. – 18.yy arasında hüküm devam eden Barok dönemi ressamı olan Cesare Gennari’nin “Orfe o“ isimli tablosunda keman kullanılması ki bu tablo Yunan tarihini ele alıyordu ve ele aldığı dönemde keman olmamalıydı.
Yine garip bir örnek ki Leonardo da Vinci’nin meşhur resimlerinden olan “Son Akşam Yemeği” isimli tablosunda Havariler’in portakal yemesidir. Oysaki tablo 1498 senesinde yapılmıştı ve o zamanlar o dönemde o yerde portakal halen bilinmiyordu.
Ulusların dini kimliklerinin de önce kendi ulusları ile şekillendirildiği ortadadır. Birçok Meryem Ana tablosunda Meryem Ana farklı ulusların bayanlarının kılığındadır. Flaman ressamlar Meryem Ana’yı güzel bir Flaman bayanı gibi resmeder. Fransız ressam Fouquet, Meryem Ana resminde Meryem Ana’yı Germen tiplerine benzetir. Alman ressam D��hrer’in resimlerinde Meryem Ana bir Alman güzelidir. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. (Nihad Sami Banarlı; Edebiyat Sohbetleri, Bölüm : Resim ve Milliyet; İstanbul 2007, Kubbealtı Neşriyat)
Anakronizm, tiyatrolarda da  çok sık rastlanan bir durumdur. Elbette şimdiki  oyunlardan kısaca tarihi oyunlardan bahsediyoruz. Lakin bazan de eski dönemde yazılan bir oyun aynen bugün oynanmak istendiğinde anakronizm görülebiliyor. Örneğin Shakspeare’in Julius Caesar aldı oyununda başrol oyuncunun kolunda bir saatin olması buna örnek gösterilebilir. Sanıyoruz ki bu durum bir nesneye ilgi çekmekten ziyade bir “hata” olarak nitelendirilmeli. Büyük İskender aslen bir Makedon olmasına karşın Fransız sahnelerinde – ta ki Voltaire gelene kadar – hep Fransız kralı XVI. Louis giysileri içerisinde görülmüştür mesela.
Anakronizm, tarih konulu filmlerin çağdaş hayatta yeniden kurgulanmasıyla de ortaya çıkar. Yapımcılar veya bu kurgucular, tarih bilgisi eksikliğinden, bilimsel tarih yaklaşımının yoksunluğundan veya düşünce – yaklaşım tutumları ön plana tutulmadığından kaynaklı olarak anakronist hatalar yapabilmektedirler. Örneğin çok meşhur bir örnektir; Cecil B. De Mile’nin “On Emir” filminde firavunun emrinde olan figüranlar tenis ayakkabısı giymişlerdi.
Ders Kitaplarında Yapılan Anakronizm Daha Tehlikeli…
Yukarıda bahsedilen sanat ve edebiyat dalları idi. Aslına bakarsak bunları zaten belli bir yaşın üstündeki insanoğlu takip ettikleri  ve bunların öğretici bir yanı olmadığı yalnızca sanatsal bir hata olarak kabul edilip sineye çekilebilir. Ama şayet anakronizm ilkokul ve ortaokul seviyesindeki tarih kitaplarına yansıyarak öğretim durumuna geçerse?..
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Yrd. Doç. Dr. İbrahim Hakkı Öztürk bu konuyu “Tarih Öğretiminde Anakronizm Sorunu: Sosyal Bilgiler ve Tarih Ders Kitaplarındaki Kurgusal Metinler Üzerine Bir İnceleme” isimli makalesinde işlemişti. Sosyal Bilimler Eğitimi Araştırma Dergisi’nin 2.2012 tarihindeki sayısında çıkan bu yazıya web üstünde de erişilebilir ve meraklılarının okuması tavsiye edilir.
İbrahim Hakkı Öztürk, bir araştırma yapma ihtiyacı hissetmiş ve kitap sayısını sınırlı tutarak 2009 – 2010 eğitim – öğretim yıllarında İlköğretim 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler , ortaöğretim 9. ve 10. sınıf tarih dersleri olmak üzere toplam dört kitabı araştırmasının  malzemesi yapmış. Varmak istediği sonuç geniş çaplı bir durum değerlendirmesi yapmak yerine konuyu derinlemesine irdelemek olduğundan dört kitap ile sınırlı tutmuş araştırmasını. Buna anakronizmi dört yönünden de bir değerlendirme yapmıştır. Oldukça hoş ve etkili bir çalışmadır ki meraklısına okumasını tavsiye edilir.
Anakronizm Her Zaman Hata Değildir; Bazen İroni için de Kullanılır…
Sanatçıların yaptıkları anakronizm de  tanım yaparken bu hataların bazan kasten bazan de kasıtlı olmadan  yapılabileceğini söylemiştik.  Yukarıda bilinmeden yapılan anakronizmden dile getirtik; şimdiyse kasten yapılanlardan bahsedeceğiz.
Sanatçı komik bir yergi veya ironi yapmak maksadıyla Anakronizmi kullanabilir.  Elbette maksadı başka bir etki yaratmak da olabilir ama en fazla ironide ve kara mizahta bu duruma sık rastlanır.  Bu halde sanatçı içerisinde bulunduğu toplumun geleneklerini, göreneklerini veya adetlerini kendi milletinin veya başka bir milletin adaletleri, gelenekleriyle karşılaştırabilir. Buna ilgi çekmek için de Anakronizmden yararlanabilir. Bu şekilde de hem bu günü hem de dünü ilgi çekici bir şekilde aynı anda kıyaslayabilir.  Sanatçının ilgilendiği sanat dalı farklı olabilir; ama her dalda bu tip bir  anakronizme rastlanabilir.  Edebiyat alanında buna Mark Twain “Kral Arthur’un Sarayında Bir Amerikalı” (A Connecticut Yankee King Arthur’s Court) isimli bir kitap yazmıştır. Bu kitabında Amerikalı olgusu yokken Kral Arthur’un sarayındaki bir Amerikalıyı işler. Resim alanındaysa James Ensor; Hz. İsa’yı Brüksel’e girerken tasvir etmiştir. Türkiye’de Ata Demirer’in yapımcılığını üstlendiği “ Osmanlı Cumhuriyeti” bu duruma örnek olabilir.
Anakronizm Nedir? (Özet)
Anakronizm , herhangi bir vaka veya varlığın içerisinde bulunduğu vakit dilimi (dönem) ile kronolojik açıdan uyumsuz olması. Anakronizm nedir ? Anakronizm , tarihi vaka veya olguların içinde geçtiği vakit ile vaka veya olguda yer alan nesne veya özelliklerin birbiri ile uyumsuzluğudur. Anakronizm En Çok Tarih, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarında Görülür…  Anakronizm konusunu tarihten alan çağdaş dizi ve film alanında verilen yapıtlarda çok sık görülür. anakronizm . şükela: tamamı Anakronizm nedir , Anakronizm ne demek.  Ama anakronizm komik bir taklit veya yergi maksadıyla veya başka bir etki yaratmak için bilerek de kullanılabilir. Anakronizm , herhangi bir vaka veya varlığın içerisinde bulunduğu vakit dilimi (dönem) ile kronolojik açıdan uyumsuz olması.  Anakronizm tanımı, manası: Tarih : Tarih dersi. Ana Sayfa > anakronizm nedir , anakronizm ne demek ( anakronizm nnd).  tarih yanılgısı (nedir ne demek). Tarihlendirmede yanılgı içerisinde bulunma, anakronizm . Edebiyat Terimi Olarak Anakronizm : 1 Meydana geliş tarihi kesin olarak bilinen bir  Anakronizm bilgi eksikliğinden kaynaklanabilir veya bir maksat için bilinçli olarak yapılabilir. Edebiyatımızda en yaygın anakronizm örneği, farklı vakitlerde yaşamış Timur’la Nasrettin Hoca’nın aynı dönemde yaşamış gibi gösterilerek anlatılan fıkralarda görülür.
Böylesi Yok!
0 notes