Tumgik
#ama rahatsız edici
applee--pie · 6 months
Text
arkadaşlar etkinliklerde beni görünce mutlu mu oluyorsunuz yoksa bu kim awk mı diyorsunuz
8 notes · View notes
lalebahcesi · 7 months
Text
Şu dizilere niye bu kadar yüksek sesli müzik koyuyorlar ya? İnsanın kafası çatlıyor
10 notes · View notes
Text
Niye herkes şu sıralar bir şeyleri (en çok kştabı biz görüyoruZ, an ağır dersler bizim,en çok diziyi ben izledim falan ) kıyaslamaya çalışıyor ya herkes yaptığı şey kedi çapında zordur ve değerlidir bence niye insanları hele hele çalılma arkadaşlarınızı küçümseyesinizki
2 notes · View notes
bozusuruz · 2 years
Text
Yasinin ne yapmaya çalıştığını hiç anlamıyorum
9 notes · View notes
cizgi · 2 years
Text
allahim nolr erkeklere özellikle de cishet erkeklere akilver susma orucumu bozdurdular bana sonunda
4 notes · View notes
cokuntu · 2 years
Text
Mesajlarda cümlelerimi sürekli eksik bırakıyorum
3 notes · View notes
mel-inoe · 2 years
Note
Rahatsız ediyorum, akıl almak istiyorum sizden sevgilisi olan biri var sınıfımda,ciddi ilişkisi olmasına rağmen bana bakıyor benden uzaklaşması ve bakmaması, konuşmaması için ne yapabilirim?
estağfurullah ne rahatsızlığı, muhtemelen sana baktığını gör diye bakıyodur. başlangıçta tamamen yok sayabilirsin, eğer tavrımı net görsün diyorsan yok saymanın yanında mesafeli ve normalde davrandığından çok daha soğuk davranabilirsin. bi baktığında hayırdır tarzında bir soru sorarsan muhtemelen işi yokuşa sürmene karşılık geri adım atacaktır diye tahmin ediyorum ya da derdinin ne olduğunu söyleyecektir, o zaman yaklaşmamasını ve bi daha seni rahatsız etmemesini söyleyebilirsin. eğer fırsatını yakalarsan onun yakın olduğu bir yerde ilişkisi olup başkasına sünen erkeklerden (?) tiksindiğini falan yüksek sesle söyleyebilirsin belki bu da iş görür 🤔
2 notes · View notes
vaveyal-blog · 5 months
Text
Tumblr media
KANATLARINIZI KORUYUN..!
Yaptığım şey "kendinliği" seçmek dedim bir anda.
Kendinlik.. ağzımdan ne güzel çıkıvermişti kendiliğinden.
İşte, diye düşündüm.. "Çabasız" oluverdiğinde herşeyin en güzeli oluveriyor.
Kendim olmakla yargılanıyorum evet ama anlatmak için nefes tüketmekten vazgeçeli çok oldu.Kimin ne düşündüğü aklımı meşgul edemiyor artık ve bu çok doğallıkla ilgimi çekmez oldu. Etrafındakiler için çok rahatsız edici bir durum bu,
Çünkü toplum alışık olduğu insan tipini istiyor. Konfor alanları bozuluyor çünkü.. İnsanlar onlara hep bağlı hatta bağımlı olmanızı ve öyle kalmanızı istiyorlar. (Egoları doyuma ulaştırmak kolay olmuyor tabi..) Ve siz tüm bağları kesip önlerine attığınızda korkutucu oluyorsunuz. Niteliğiniz hastalıklı.. Uyumsuz.. Aşırı.. Aykırı.. Vesaire vesaire.. olup çıkıveriyor.
Bizi biz yapan yaptıklarımızdır. " Rağmen" yaptıklarımız..
Korkuya rağmen.. Belirsizliğe rağmen.. Hatta kendimize rağmen..
107 notes · View notes
selcandy · 6 days
Text
Iıığ burunla ilgili şeyler sizi de diğer “şeyler”e kıyasla daha bi’ fena ediyor mu? Mesela birisinin burnunun kanaması, parmağının kanamasından daha iç gıcıklatıcı veya burun kırılmasını düşünmek kol kırılmasını düşünmekten daha rahatsız edici bence.
O sebeple ilerleyen satırları içim rendelenerek yazacağım, siz de KÖTÜ OLCAKSANIZ OKUMAYIN ama “burnundan fitil fitil getirmek” deyimin fena bi’ hikayesi varmış ya. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde geçiyor; eski yıllardaki işkence yöntemlerinden biri, üzerinde birkaç düğümün olduğu ince bir ipin burundan sokulup ağızdan çıkarılmak suretiyle iki ucundan tutulup devamlı ileri geri çekilmesi ve o düğümlerin içerideki kanala sürte sürte burnu kanatmasıymış. Dirhemin dörtte birine fitil denirmiş, yani fitil 0,0125 grama denk düşen bir ölçü birimiymiş. Bu yolla insanın burnunun damla damla kanatılması, burnundan fitil fitil getirmek deyiminin doğmasına yol açmış. Hangi kafa böyle bir şeyi akıl edebildi bilmiyorum ama izninizle ben şimdi biraazck baygınlık geçirmeye gidiyorum.
41 notes · View notes
japonyamesken · 2 months
Text
27 Temmuz. Hollanda'da ilk polis şikayetimi yaptığım tarih oldu.
Tren istasyonundaki bisiklet parkından çıktım, birkaç dakika sonra yanımdan bir bisikletli geçti ve üstüme bir sıvı sıçradı. Bir yerden geliyor sandım önce ama baya rahatsız edici miktardaydı. Sonra onun arkasından gelen bir motorlu geçerken tekrar daha fazla miktarda fışkırtıldı. O zaman onların yaptığını anladım. Beni geçip gittiler ve ışıkta bekleyen iki yayanın üstüne daha sıktıklarını görünce emin oldum. Arkalarından bağırdım ama çoktan gitmişlerdi.
Aşırı sinirlendim. O sıvı saçıma ve şakağıma yüzüme geldi. Ve içeriği ne bilmiyoruz, idrar mı su mu başka bir şey mi??? Benim bu ülkede güvende hissetme hakkıma en ufak bir ihlalde bulunanı çıplak ellerimle boğabilirim. Şakaymış gençlermiş vs hiçbir şey kabul etmiyorum.
Eve gelince hemen polisi aradım ama acil hattan aramadığım için telefonda bekledim bir sürü. Beklerken durumu anlatan mail de yazdım.
Sonra kadın bir yetkiliyle konuştuk. Uzun uzun anlattım. Arada ben yükseldikçe beni sakinleştirdi sağolsun.
THEY ATTACKED ME WITH LIQUID, AND THE SUBSTANCE IS UNKNOWN!!! IS IT URINE, WATER OR A HARMFUL CHEMICAL?? I DONT KNOWW. I URGE YOU NOT TO ALLOW THESE PEOPLE TO TAKE AWAY MY RIGT TO FEEL SAFE IN THIS CITY diye biraz abartmış olabilirim ama olsundkdlddlld
Almanya'da sokakta video kayıtlarına ulaşmanız neredeyse imkansız, privacy privacy diye saçmalıyorlar. O yüzden buradq da polisin istasyon kayıtlarına ulaşma yetkisini sordum', yok dedi. Belediyeninmiş kayıtlar... Hayy privacy kadar başınıza taş düşsün. Privacy over security diye bir mantık nasıl kurulabilir ya?
Kadın bütün Hollandalı netliğiyle sorularıma cevap verdi, kamera kayıtlarına bakamıyoruz ve bulunmaları çok zor dedi. Adresimi falan aldı. Sonuçtan da beni haberdar etmeyeceklermişfkffklf.
Neyse duş aldım, sakinleştim ve şimdi belediyeye mail göndereceğim. En ufak bir rahatsız edilmeye dahi tahammülüm yok, evet.
Tüm bunları yaparken bi anda aklıma Engin Günçe'nin şiiri geldi, edebiyat çok tuhaf bi şey gerçekten.
"Poliste kaydım varmış hohho,
Poliste kaydı olmanın çiçeği"
Hollanda polislerinin muhteşem ingilizce becerilerine de şapka çıkartıyorum. Hiç tereddüt etmedim İngilizce konuşurken. İnsanın anlaşılmak diye bi ihtiyacının olduğunu ay başında Almanya'da feci şekilde idrak etmiştim.
Neyse... 50 dakika içinde yaşadığım duygular, öfkeyle başlayıp şimdi elimden geleni yapmış olmanın rahatlığı ve telefondaki "bi de bayıl istersen feriha" dedirtecek yükselmelerimin komikliğiyle son buldu.
44 notes · View notes
Text
Sevgilimin Amına Boşalırken Annesi Gördü! (1) (Ertunç 24 Y., İzmir)
Lisenin son senesinde sevgilimle güzel bir ilişkimiz vardı. Yaşına göre oldukça olgundu sevgilim, ben de öyle bir yapıya sahip olduğum için ilişkimiz çok güzel gidiyordu. Üniversite sınavları açıklandığında, sevgilim yaşadığımız şehirde kalmış, ben İzmir'in yolunu tutmuştum. Ailemle de tanışıyordu sevgilim, ama ailem bu şekilde bir ilişkiyi devam ettireceğimi düşünmüyordu.
Tek başıma ev tuttum İzmir'de. Üniversite hayatıma alışmaya çalışıyordum, ama çok tanıdığım yoktu. Üstelik yalnız yaşamaktan sıkılıyordum. Sevgilim geliyordu İzmir'e, bir gece bende kalıp ertesi gün dönüyordu geri. Bazen ben gidiyordum, görüşüyorduk sevgilimle. Ancak, uzun mesafe ilişkileri yürümez diyen ailem haklı çıkmıştı. Telefonda bitmek tükenmek bilmeyen kavgalarımız sonucu, bir gün sevgilimin yanına gittim. O gün ayrılık kararı almıştık, İzmir'e geri döndüm.
Günlerim derslere girmekle geçiyordu. Okul ve ev arasında gidip geliyordum. Gerçekten etkilemişti ayrılık beni. Bir süre sonra, yavaş yavaş ister istemez arkadaş edinmeye başladım. Davet edildiğim bir arkadaş ortamında Ekin'le tanıştım. Ekin'de sanki ayrıldığım sevgilimi buluyordum, inanılmaz derecede olan benzerliği yüzünden beni kendine çekmişti. Aynı esmer yüz, aynı boy, gören kardeş sanırdı Ekin'le eski sevgilimi. Ekin'le flört etmeye başladık, bir süre sonra artık el ele geziyorduk her yerde. Çıkma teklifine gerek bile kalmadan sevgili olduğumuzu bir arkadaş ortamında öpüştüğümüzde anlamıştım. O günün devamında Ekin bende kalmıştı. O gece çok ateşli bir seks yaptık, ama sanki seks yaptığım kız Ekin değil, eski sevgilimdi.
Okulum yaz tatiline girdiğinde ben İzmir'de kalmaya karar vermiştim. Psikolojik olarak kendimi Ekin'i sevmeye zorluyordum. Annemler her ne kadar çağırsa da, gitmek istemiyordum. Çünkü o şehir zaten küçüktü ve her yerde eski sevgilimle anılarımız vardı, o anılardan korkuyordum belki de. Ekin'le ilişkimiz (en azından onun açısından) gayet güzel gidiyordu. Yavaş yavaş Ekin'le vakit geçirmekten zevk almaya başlamıştım, ama bir şeyler halen eksik gibiydi. Ekin çocuksuydu, sanki halen olgunlaşamamıştı. Liseli kızlar gibi trip atıyordu, ama kendini affettirmeyi bir şekilde başarıyordu. O günlerde, eski sevgilimin yeni sevgilisi olduğu haberi beni iyice mahvetmişti. Artık Ekin'i sevmeye çalıştığımı anlıyordum, ama kendime bile söyleyemiyordum bunu. Her sorana, "Ekin'i seviyorum!" diyordum, sanki eski sevgilimden intikam alırcasına.
Evet Ekin'le iyi anlaşıyorduk, gülüyorduk, eğleniyorduk ve yatakta harika zamanlar geçiyorduk. Ekin'in, her erkeğin hastası olduğu fantazileri vardı. Benim fantazim ise anal seks, inanılmaz derecede tahrik edici buluyorum anal seksi. Hatta o kadar ki, ilk gittiğim orospuya vizitenin iki mislini verip, götünden sikmiştim. Orospu bile ilk başta anal seksi istememiş, ancak bir seanstan iki misli para kazanınca, sırf para için vermişti hiçbir müşterisine vermediği daracık götünü.
Ekin'den zevk almamın sebebi sanırım oydu, anal seksi çok severek ve isteyerek yapıyordu. Enteresan bir şekilde, anal seksle bağlanmıştım kıza. Benim evde bol bol götten sikiyordum Ekin'i. Ancak kiranın, öğrenci bütçemi sarsmasından dolayı, yanıma mecburen bir ev arkadaşı aldım. Ev arkadaşım evde olunca, Ekin'le çok sık seks yapamaz olduk. Ben rahatsız oluyordum ve Ekin de çekiniyordu. Sonuçta ne kadar rahat sikişebilirsiniz ki, yan odanızda ev arkadaşınız otururken?
Benim açımdan, Ekin'le birlikteliğimiz, tamamen seks partnerliğine dönüşmüştü. Ama Ekin benle ciddi düşünüyordu. Ben de artık eski sevgilimi asla unutamayacağımı düşünüyordum. Kaderime razı bir şekilde Ekin'le gün geçtikçe daha da ciddileşen bir ilişki yaşamaktaydım. İlişkimden ailemin haberi vardı. Annemler geldiğinde, Ekin'le tanıştılar. Annemler İzmir'den ayrılırken çok mutlulardı, Ekin'i gelinleri olarak görmeye başlamışlardı. Ben ise mutlu görünmeye çalışıyordum.
Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin'in beni annesiyle tanıştırmasıyla başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından, Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda doyasıya seks yapıyorduk. Bir gün, öğlen vakti, Ekin'in evinde buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik seksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş halde Televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle tanışmış oldum. Annesi Şennur Hanım, 40'lı yaşlarda bir kadındı. Ekin'e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00'e kadar oturduk, sohbet ettik. Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek te, o gün çok güzel sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece orda kalmama karar verildi.
Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş yatmıştı. İçerde annesi halen Televizyon izliyordu. Derken Televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına girdiğini gördüm. Yaklaşık 10 dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda yürüyerek odama girdi. Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi. Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına dönüyordum. Ekin'in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle inlemeye başlamıştı bile. Sertleşen sikimi eşofmandan çıkardı, kendi eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı amının içine aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu sikimin üstünde, çok kısık bir şekilde inleyerek. Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı, göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, amının içindeki sikin zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin'in, ben de oluruna bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım.
Yaklaşık 20 dakikadır kucağımda sikişiyorduk, artık zirveye geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan amına pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. İkimiz aynı anda boşalacaktık. Ekin, "Sakın içime boşalma ne olur!" diye inliyordu, ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum, ancak döllerimle çoktan Ekin'in amının içini doldurmuştum. Gözlerimi açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım. Ekin'in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi birşey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı.
Ekin'e bu durumdan bahsetmedim. İçimde çok büyük bir korku oluşmuştu. Ekin'in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı, külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi. Büyük bir ihtimalle içindeki döllerimi çıkartmaya gitti. İlk seksimizden beri hep korunuyorduk, ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin'in. Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin'i sikerken görmüştü, "İçime boşalma!" diye inleyen Ekin'i de...
Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o anı düşündüm. Yaklaşık bir saat sonra evdeydim. Eve girince hemen elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuya kalmışım.
Uyandığımda öğlendi. Kalktım, birşeyler yedim. O sırada telefonum çaldı. Ekin evden arıyordu. İçimde büyük bir korkuyla açtım, ama telefondaki Şennur hanım'dı. Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu. Cüzdanımı orda unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da haberim yoktu tabii. Gidip almam gerekiyordu, yapacak birşeyim yoktu.
Evlerine gittiğimde, Şennur hanım kapıyı açtı, "Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!" deyip beni içeri davet etti. "Yok girmeyeyim, gitmem lazım..." gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım, yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu ortalarda, "Ekin uyuyor mu?" diye sordum. "Hayır canım, bir işi varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti." dedi. O gün Ekin'in bir kampanya için okula gideceğini unutmuştum, "Hatırladım..." dedim. Şennur hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu.
Sessizliği Şennur hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi, belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an. Ama emindim, kadın resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin'in içine boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa götürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı çıkacakmış, "Nereye gidiyorsan bırakayım! İki dakika bekle, hemen hazırlanırım!" dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri gitti.
10 dakikadır koridorda bekliyordum. Gelmeyince meraklanmıştım, "Şennur hanım?" diye seslendim. "Geliyorum, bir dakika!" diye cevap geldi, ama bir 5 dakika daha geçti. Odasına doğru yürüdüm, kapının önüne geldim, ses yoktu. İçimden kapı deliğinden bakmak geçti. Eğilip baktığımda, Şennur hanım yatağın kenarında oturuyordu. Ne yapıyor bu kadın diye düşündüm, çünkü üstünde sadece bir külotla öylece oturuyordu. Biraz sonra ayağa kalktı, külodunu çıkardı. Çırılçıpalktı şimdi. Uzun kıllarla kaplı bir amı vardı. Aynadan kalçalarına baktı, sıktı kalçlalarını. Gözlerime inanamıyordum, müthiş tahrik olmuştum, ama anlam veremiyordum tabii ki. Sonra gardrobun alt çekmecesinde bulunan külotlarından birini almak için domalınca, kısa bir süreliğine de olsa, göt deliğini de görmüş oldum. Çekmeceden pembe bir külot aldı, giydi. Sütyenini taktıktan sonra, üzerine elbisesini giyinirken, ben de ordan uzaklaşıp koridora gittim, önümdeki kabarıklığı indirmeye çalışarak.
Az sonra odadan çıktı, "Hazırım, çıkabiliriz!" dedi. Kadının gözlerine bakamıyordum. Birlikte evden çıktık. Arabasına atladık. Nereye gideceğimi sordu, adresi tarif etmemi istedi. Eve gideceğimi söyleyip, yolu tarif ettim. Eve dönerken aklımda tek bir soru vardı, neden yatakta öylece oturuyordu?
Beni evimin önünde indirdikten sonra, kendisi gideceği yere devam etti. Evde sürekli Şennur hanım'ı düşünüyordum, kadınla aramda enteresan bir çekim olmaya başlamıştı, üstelik tanışalı daha bir gün olmasına rağmen. Sevgilim dediğim bir kızın annesinin bu kadar özeline girmiş olmak beni utandırıyordu, aynı zamanda çok heyecanlandırıyordu. Ama anlamadığım tek bir şey vardı, kadın yatakta o kadar dakika oturup ne yapmıştı? Birşeylerle mi uğraşmıştı? Yoksa... Evet, beni beklediği ihtimalini de düşünüyordum, ama neden yapsın ki böyle bir şeyi? Sonuçta daha bir gün olmuştu tanışalı. Ama bu sürede, görülmemesi gereken herşeyi görmüştü.
Ekin'i merak etmiştim, evlerinden apar topar ayrılmıştım. Ekin'i aradım. "Efendim aşkım?" diye herzamanki ses tonuyla açtı. "Seni merak ettim canım..." dedim. "Ertesi gün hapı kullandım, sorun yok, ama bir dahakine dikkat et! Sen nerdesin, görüşelim!" dedi. "Evdeyim..." dedim, ama şu anda onu görmek istemiyordum nedense. "Hastayım..." diye bir bahane uydurdum, belki görüşmekten vazgeçer diye. Ama umduğum gibi olmadı ve akşam bana bakmaya geldi. Ekin'e biraz soğuk davranıyordum, aslında ondan da utanıyordum. Bana çorba yaptı. Biraz kaldıktan sonra evine gitti.
Görünüşe göre, Şennur hanım kızına o konudan bahsetmemişti...
[Ertunç]
135 notes · View notes
grun-geist · 4 months
Text
Dostluk ilişkisi kolay kurulmuyor evet ama insan dediğin hep bir değişim, dönüşüm içinde. Haliyle ilişki de dönüşüyor ve zamanla insanları bunaltan ya da rahatsız edici boyuta ulaşan olaylar yaşanabiliyor. İki tarafa da fayda sağlamayan samimiyetini yitirmiş hallerin öylece beklemesine gerek yok. O belirsizlik insanı geriyor. Öte yandan "O benim dostum ya, beraber nelerin üstesinden geldik?" kafasında romantizm içinde boğulmanın da alemi yok. Bitsin gitsin.
21 notes · View notes
no-463 · 1 year
Text
"Gittiğim hiçbir yere ait değilim gibi. Bazen tamam diyorum, burası. İyiyim burada. Sonra rahatsız edici bir yabancılık çöküyor üzerime. Yıllardır tanıdığım herkes yabancı gibi, çekiniyorum yaklaşmaya. Tedavisi yok. Yavaş yavaş tükendiğimi hissediyorum. Suyun içindeyim, çırpınıyorum. Sanki ölmüyorum ama sürekli boğuluyorum."
95 notes · View notes
katakullii · 17 days
Text
Yine kendimle ilgili bir rahatlama yaşadım. Ben pek dışadönük bir insan değilim ve eskiden bu beni çok rahatsız ederdi, ben niye böyleyim, insanlar hakkımda ne düşünür vs vs kendimi yer dururdum. Ama yani dışdönük değilim işte ve olmak zorunda da değilim, ay bunun farkındalığına varınca bir rahatladım sormayın. Zorlamak daha da rahatsız edici oluyor çünkü, benim için yani, kendimi sıkımış, olmadığım biri gibi hissetmeme sebep oluyor.
8 notes · View notes
terapistcagatay · 19 days
Note
Merhaba, insanların beni dış görünüşüme bakarak yargılamalarından nefret ediyorum. Ama aynı zamanda biriyle duygusal bir ilişki yaşayacağım zamanda önceliğim o olmasa da ister istemez ben de onların dış görünüşüne bakıyorum bu durum hoşuma gitmiyor. Bununla ilgili yapabileceğim herhangi bir şey var mı? Şimdiden teşekkür ederim.
Merhaba, insanlar seni dış görünüşünle yargılıyorsa bu durum rahatsız edici ve gurur kırıcıdır. İlk görüşte ve ilk buluşmada dış görünüş önemli etkendir ama birlikte zaman geçirdiğin dönemlerde dış görünüş faktörü ortadan kalkacaktır. Sohbet etmeyi elden bırakmaman gerek, dış görünüşe eğer sende bakarsan onlardan farkın kalmaz. Benim düşüncem dış görünüş zamanla değişebilir. ( kaza vs gibi şeyler ) önceliğimizin her zaman bi insanın dürüst ve şefkatli düşüncesi olmalı. Sana yaklaşımı, seni ne kadar koruyor, seni ne kadar düşünüyor gibi durumlar göz önünde bulundurulmalıdır kardeşim. Umarım dış görünüşüne bakmayan insanlar çıkar karşına ve hayatın boyunca hep mutlu olursun.
7 notes · View notes
Text
Birini sevmenin cesaret gerektirdiğini biliyordum,sevmek başlı başına bir devrimdi ama bana kalırsa bir insanın asıl savaşı sevdiği kişiyi terk ettiğinde başlıyordu.Buda benim gibi kendiyle kafayı bozmuş insanların yapacağı türden bir şeydi.Hayatla baş etme şeklimiz buydu.
Düşündüğüm zaman,sevdiğim birinden vazgeçmek bile beni ratsız etmiyordu;rahatsız edici olan hayatın boyunca verdiğin bu kararla yaşamak zorunda olmaktı diğerlerinin anlamadığı da buydu.
00.00 Biri Sizi Düşünüyor N.G.Kabal
Tumblr media
10 notes · View notes