#akademik yönetim
Explore tagged Tumblr posts
Text
Trakya Üniversitesi’nde Yeni Dönem: Jet Atamalar ve Genel Sekreterlik Beklentisi
Trakya Üniversitesi’nde yapılan yeni akademik atamalar, fakültelerden yüksekokullara kadar birçok birimde görev alacak akademisyenleri içeriyor. Profesyonel ve çalışkan isimler, üniversitenin geleceğini şekillendirecek. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, hızlı atamalarıyla dikkat çekiyor. Fakültelerden enstitülere, yüksekokullardan araştırma merkezlerine kadar birçok…
#akademik atamalar#akademik yönetim#jet atamalar#Prof. Dr. Mustafa Hatipler#Trakya Üniversitesi#Trakya Üniversitesi araştırma merkezleri#Trakya Üniversitesi dekanlıkları#Trakya Üniversitesi enstitüler#Trakya Üniversitesi Genel Sekreterlik#Trakya Üniversitesi yüksekokullar
0 notes
Text
Kocaeli Üniversitesi'nde Yönetim Krizi ve Akademik İhlaller
Kocaeli Üniversitesi’ndeki Yönetim Krizi ve Akademik İhlaller 2018 – 2022 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Genel Sekreter Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri; Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dr. Güray Kılıç, Dr. Osman Öztürk, Dr. Murat Ekmez ve Dr. Recep Koç, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü tarafından “görevi kötüye kullanma”…
#İstanbul Tabip Odası#akademik özgürlük#akademik ihlaller#Barış Akademisyenleri#disiplin soruşturması#ifade özgürlüğü#KHK#Kocaeli Üniversitesi#Prof. Dr. Sadettin Hülagü#yönetim krizi
0 notes
Text
UNİALMANYA
Almanya'da İngilizce yüksek lisans programları arayışında mısınız? O halde doğru yerdesiniz! UniAlmanya, Almanya'daki prestijli üniversitelerdeki İngilizce yüksek lisans fırsatlarını keşfetmenize yardımcı olmak için burada. Eğitim hayatınızı bir üst seviyeye taşımak ve uluslararası alanda geçerli bir diploma almak için en uygun adreslerden biri olan Almanya, eğitim kalitesi ve yenilikçi yaklaşımıyla ön plana çıkıyor. Özellikle Köln ve Hamburg üniversiteleri, sundukları çeşitli programlar ve dünya standartlarındaki eğitim sistemleri ile dikkat çekiyor. Bu makalede, eğitim fırsatlarını, programların detaylarını ve Almanya'da yaşamın avantajlarını ele alacağız.
Almanya'da İngilizce Yüksek Lisans
Almanya, yüksek kalite eğitim sisteminin yanı sıra, İngilizce programları ile dünya genelinden öğrencilerin ilgisini çekmektedir. Özellikle Almanya'da İngilizce yüksek lisans programları, uluslararası öğrencilere geniş bir yelpaze sunmakta ve çeşitli disiplinlerde eğitim imkanı sağlamaktadır. Almanya'daki üniversitelerin çoğu, Almanca bilmeyen öğrenciler için İngilizce dersler ve programlar sunarak, eğitimlerini kolaylaştırmaktadır.
Almanyada İngilizce yüksek lisans yapmayı düşünen öğrenciler, Köln üniversitesi ve Hamburg üniversitesi gibi köklü kurumların sunduğu engin fırsatlardan yararlanabilirler. Bu üniversitelerde yüksek lisans programları genellikle bir yıl veya iki yıl sürmektedir ve öğrencilerin akademik becerilerini geliştirmelerine olanak tanımaktadır.
Köln üniversitesi, özellikle sosyal bilimler ve mühendislik alanlarında sunduğu İngilizce yüksek lisans programları ile ön plana çıkmaktadır. Hamburg üniversitesi ise, iş ve yönetim alanındaki programları ile dikkate değer bir tercih olmaktadır. Her iki üniversite de, öğrencilere araştırma fırsatları ve staj imkanı sunarak, mezuniyet sonrası kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamaktadır.
Sonuç olarak, Almanya'da İngilizce yüksek lisans programları, uluslararası öğrenciler için eşsiz bir eğitim deneyimi sunmakta ve bu fırsatlar, Köln üniversitesi ve Hamburg üniversitesi gibi prestijli okullarla daha da zenginleşmektedir. Almanya'da eğitim alarak, dil becerilerinizi geliştirebilir ve farklı kültürlerle etkileşime geçme fırsatı bulabilirsiniz.
Köln Üniversitesi
Köln üniversitesi, Almanya'nın önde gelen yüksek öğrenim kurumlarından biridir ve uluslararası öğrenciler için birçok Almancanın yanı sıra İngilizce yüksek lisans programı sunmaktadır. Almanya'da İngilizce yüksek lisans yapmak isteyen öğrenciler için Köln Üniversitesi, sunduğu çeşitli disiplinlerle dikkat çekmektedir. Özellikle sosyal bilimler, mühendislik ve işletme alanlarında sunmuş olduğu programlar, mezunların global iş gücü pazarında rekabetçi avantaj elde etmelerine yardımcı olacaktır.
Almanyada ingilizce yüksek lisans Köln üniversitesi programları, sadece akademik bilgi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda öğrencilere kültürel bir deneyim de sunar. Üniversite kampüsü, şehrin büyüleyici kültürel atmosferiyle harmanlanmış modern bir öğrenme ortamı sağlar.
Yüksek lisans programları genellikle iki yıl sürmektedir ve öğrenciler, seçtikleri programa bağlı olarak yoğun bir akademik çalışma sürecine gireceklerdir. Köln Üniversitesi'nin güçlü araştırma olanakları, öğrencilere proje bazlı çalışmalarda bulunma imkânı tanır, bu da mezuniyet sonrası kariyerlerine büyük katkı sağlar.
Ayrıca, Köln Üniversitesi'nin uluslararası ilişkileri sayesinde, dünya genelindeki çeşitli üniversitelerle yürütülen ortaklıklar sayesinde öğrencilere değişim programları ve daha fazla uluslararası deneyim fırsatları sunulmaktadır. Almanya'nın dinamik toplumu içerisinde yer almak; hem akademik hem de sosyal anlamda zengin bir deneyim yaşayabilmeyi mümkün kılmakta.
Köln'de İngilizce yüksek lisans programına başvurmayı düşünen öğrencilerin, öncelikle ilgili programın gerekliliklerini ve başvuru tarihlerini dikkatlice gözden geçirmeleri önerilmektedir. Tüm bunlar dikkate alındığında, Almanyada ingilizce yüksek lisans Hamburg üniversitesi kadar, Köln Üniversitesi de önemli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.
Hamburg Üniversitesi
Hamburg Üniversitesi, Almanya'nın önde gelen araştırma üniversitelerinden biridir ve Almanya'da İngilizce yüksek lisans programları sunan en prestijli eğitim kurumlarından biridir. Öğrencilerine sunduğu uluslararası ortam ve kaliteli eğitim ile dikkat çekmektedir. Almanyada ingilizce yüksek lisans düşünenler için ideal bir seçenek olan Hamburg Üniversitesi, bir dizi farklı alanda yüksek lisans programları sunmaktadır.
Hamburg üniversitesi, insan bilimleri, sosyal bilimler, doğa bilimleri ve mühendislik gibi çeşitli disiplinlerde İngilizce yüksek lisans programları aracılığıyla öğrencilere geniş bir yelpaze sunmaktadır. Programlar, akademik bilgi ve uygulamalı deneyimi bir araya getirerek öğrencilerin kariyer gelişimlerine katkıda bulunur.
Ayrıca, Hamburg’un kültürel zenginlikleri ve dinamik yaşam tarzı, öğrencilere hem akademik hem de sosyal açıdan zengin bir deneyim sunmaktadır. Uluslararası bir öğrenci topluluğuna sahip olması, platformda farklı kültürlerden gelen bireylerle etkileşime girebilme fırsatı tanır.
Berlin’e yakınlığı ile de avantaj sağlayan Hamburg, çeşitli iş fırsatları ve networking imkanları sunarak öğrencilerin mezuniyet sonrası kariyer hedeflerine ulaşmalarını destekler.
Sonuç olarak, Almanyada ingilizce yüksek lisans fırsatları arayanlar için Hamburg Üniversitesi, kaliteli eğitim, uluslararası ortam ve güçlü bir akademik altyapı sunarak önemli bir tercih olarak öne çıkmaktadır.
127 notes
·
View notes
Text
MAASİNEKADAR
2024 yılı, hem yurtiçinde hem de yurtdışında çeşitli maaş düzenlemeleri ve artışlarıyla gündeme damga vuracak. Bu yazımızda, Türkiye'deki bakan maaşlarının ne kadar olacağına dair güncel bilgiler paylaşırken, ayrıca Avrupa'nın önemli ülkelerinden biri olan İsviçre'deki asgari ücretin 2024 yılında nasıl değişeceğine de değineceğiz.
Bakan Maaşı 2024
2024 yılı itibarıyla, bakan maaşları önemli bir konu haline gelmiştir. Hükümetin bütçesi ve ekonomik koşullar, bakanların aldığı maaşları etkilemektedir. Bakan maaşı 2024 yılında bazı değişikliklerle birlikte gündeme gelebilir.
Ülkemizde bakanların maaşları genellikle kamu sektöründeki diğer üst düzey yöneticilerle karşılaştırıldığında oldukça yüksektir. Bu yükseliş, kamuoyu tarafından sıkça tartışılan bir mesele olmuştur. Öte yandan, Avrupa'daki durumla karşılaştırıldığında, İsviçre asgari ücret 2024 yılında oldukça yüksek bir seviyeye ulaşacaktır. Bu durum, ülkeler arasındaki ekonomik farklılıkları gözler önüne sermektedir.
Rektör maaşları da dikkat çekici bir diğer konudur. Üniversiteler, eğitim ve araştırma alanında önemli bir rol oynadığı için rektör maaşlarının ne olacağı da gündemde kalmaktadır. Rektör maaşı ile ilgili düzenlemeler, akademik dünyanın gelece?
İsviçre Asgari Ücret 2024
İsviçre, yüksek yaşam standartları ve güçlü ekonomisi ile bilinen bir ülkedir. Bu nedenle, İsviçre asgari ücret 2024 yılı için de büyük bir merak konusu olmuştur. 2024 yılı itibarıyla asgari ücretin artırılması bekleniyor. Bu artış, özellikle düşük gelirli çalışanlar için önemli bir destek sağlayacaktır.
İsviçre'de asgari ücretin belirlenmesinde birçok faktör göz önünde bulundurulmaktadır. Yaşam maliyetleri, enflasyon oranları ve ekonomik büyüme gibi etmenler, asgari ücretin belirlenmesinde kritik rol oynamaktadır. 2024 yılı için yapılacak düzenlemeler ile birlikte, ülkede çalışanların alım güçlerinin artması hedeflenmektedir.
Ayrıca, Bakan maaşı 2024 ve Rektör Maaşı gibi diğer maaş düzenlemeleri de dikkat çekici konular arasında yer alıyor. Bu maaşların belirlenmesi, sadece devlet otoriteleri tarafından değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinden gelen taleplerle şekillendirilmektedir. Sonuç olarak, İsviçre asgari ücret 2024 düzenlemeleri, kamuoyunun ve işçi sendikalarının yoğun ilgisini çekmektedir.
Rektör Maaşı
Ülkemizdeki üniversitelerin yönetim yapısı ve rektörlerin görevleri her geçen gün daha da önem kazanıyor. Rektör maaşı, eğitim kurumlarının bütçeleriyle doğrudan ilişkilidir. 2024 yılı itibarıyla Rektör Maaşı ile ilgili merak edilen birçok detay bulunuyor.
Rektörlerin maaşları, yükseköğretim kurumlarının kurumsal politikaları ve devlet düzenlemelerine göre değişiklik göstermektedir. Özellikle öğretim görevlilerinin ve akademik personelin maaşları ile kıyaslandığında, rektör maaşları genellikle daha yüksek seviyelerde olmaktadır. Eğitimde kalitenin artırılması hedefiyle, rektörlerin maaşlarında da belirli bir standartla oluşturulması gerektiği yönünde tartışmalar devam etmektedir.
Diğer yandan, farklı ülkelerdeki eğitim sistemleri de karşılaştırılmaktadır. Örneğin, İsviçre asgari ücret 2024 yılından itibaren belirli bir artış gösterecek. Bu durum, ülkelerin eğitim sistemleri ve akademik liderliğin değer görmesi açısından önemli bir faktördür. Türkiye'de rektör maaşlarının belirlenmesinde de uluslararası standartların göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesi yaygındır.
112 notes
·
View notes
Text
sabahın köründe olan sınavımı unutmusum 5de uyandim tatilden sınava girmek için dönüyorum.. benim akademik yönetim.. hayretler icindeyim kendime karsi..
5 notes
·
View notes
Text
bu kadar kimsenin cesaret edemediği kadar kalbimi olduğu gibi dökmeye cesaretim varsa bu sefer yds olursa hiç başlamadığım yeni bir hayata başlamaya da cesaretim olur olmazsa yine inadına akademik kariyer için daha çok çalışmaya da. Elinde bir şey olmadan kimseler seni görmeden yaşayabilmek de bir cesaret belki de. Ve ben yıllarca yolumdan şaşmadan öğrenme aşkımı kaybetmeden ama mantıklı ve bilimsel sevgiye odaklı yanlarımla zıt ama hayatı da yumuşatan kalbimin aklımı bulandırmalarıyla baş etmeye çalışarak her şeye çok çalıştım çok çabaladım. Hayatın içinde sağlam güzel başarılı ama en önemlisi iyi kalbini yitirmeyen bir hayat olarak kalma çabası. Aynı şeyleri sayıklayınca değersizleşmesin lütfen. Kalpten çıkan böyle hep. Kalp aynı şeyleri sayıklayınca hatta sadece kalp değil akıl, ruh her şey. Yani her şey hani resmin içinde resim olur ya. Şöyle düşünelim tablonun içinde bir de o tabloya bakan insanların resmi var. İşte o baktığı tabloyu da bakan kişinin resimde görünmese de yüreğini de güzel tutma ferah tutma çabası. Çok karışık anlattım belki de. Tek tek açmak en iyisi olacak. Diyelim ki kalp görünmüyor ama nasıl bir kalbi olduğu şapkasından ne biliyim, kıyafetinden, saçının renginden bir renkle yani rengin ruhuyla yansıtılabilir. Ben de anlamıyorum içimden geliyor bu şekilde yazmak. Durduramıyorum. Durdurmak da istemiyorum. Durdurmak istesem durdururdum. Durdurunca yaşayamıyorum. Böyle seviyorum. Böyle yaşadığımı hissediyorum. Resim içinde resim yani biz buna edebiyatta hikaye içinde hikaye yani helezonik olay örgüsü diyoruz her ne kadar ekonomi ve yönetim, uluslararası ticaret, işletmecilik, pazarlama, müşteri ilişkileri yönetimi, küreselleşme vs. öğrenim alanlarıyla yeni bir dünyaya başlamış olsam da edebiyat çalıştığım dünyamdan bazı bilgiler de hafızamda kalıcı kalmış iyi ki de kalmış. Zaten bence sancı da burada başlıyor. Çok şey var ve ifade edemiyorsun bir odanın içine tıkılıp kalmışsın ama şükredip o odada da sürekli kendine yeni bir evren ütopya adı her neyse yaşanabilir sevilebilir kendi dünyam haline getirmişim bir şekilde. Ne diyordum resim içinde resim. Tabloya baktığında da yüreğinin güzel olduğunu ve hayatında hiçbir şeyi harcamadığını, hayallerini, hedeflerini gerçekleştirdiğini ama yine en başındaki kalple kalarak gerçekleştirdiğini görmek çabası hem de tabloya bakan kalbin baktığı tablo gibi ferah olma çabası. Belki yine de anlatamadım. Zihnim çok karışık olduğundan. Metaforlarla ve imgelerle örülü olduğundan ya da sembolleştirmeden anlatamadım işte. Anlaşılsam da anlaşılmasam da benim anlatma şeklim böyle. Ben kendimi keşfetmek için yazıyorum. Keşfetmek dedim discover dedim kelime tekrarı yaptım beynimin içinde keşke sadece yetse böyle bilmek soru çözerken birleştiremeyince hevesim kuruyor. Dedim ya dün kayboldum. Kaybolduysam en başa dönmek tek çare. O yüzden belki de en başından başlamayalım kelime tekrarından sonra gramer tekrarından sonra belki denemeler yetişmezse yetişmediği halde sınavda bir mucize olur mu bu sefer ne biliyim olmazsa yine en başından başlarım daha uzun sürede bir yandan yüksek lisans dersleri var diye üzülüyorum ama belki o beni kamçılar bir an önce dersin yapıldığı merkezde olmak isterim. Daha çok çalışırım. Bilmiyorum ama Rüya nereye dalsa neyin içine girse hep sevecek bir şey buluyor. Hem uyumsuzu hem uyumlusu oluyor. Anlıyor ve dürüst oluyor her şeyde. Hiçbir işte çalışmazken evde de mutluydu. Hayatında ilk defa hiçbir zorunluluğu olmadan dayatılan şeyler olmadan rahat rahat hem ders çalıştı aceleye getirmeden, hem kitap okudu istediği kendi seçtiği kitapları hem filmler, diziler izledi. Yoga yaptı, online kurslar aldı. Aslında hiçbir zaman durmadı. Sohbet sitesinde bile boş boş takılmadı. Sevdiğini bulduğunu onun da onu bulduğunu en başından bağlantı kurduğu her şeyin tamamlandığını hissedene kadar ondan sonrası zaten boş değil. Sevmek, sevdiğinle güzel vakit geçirmek neden boş olsun. Bir de ben meydan okuyucu bir karakter olduğum için inadına her şeyi denedim ve zamanla seve seve yaptım. Beni boğan benim dışımda şeyler. Hayatın klişe zorunlulukları.
2 notes
·
View notes
Text
50 üniversiteye 50 milli atölye
https://pazaryerigundem.com/haber/191225/50-universiteye-50-milli-atolye/
50 üniversiteye 50 milli atölye
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Törenine katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “İlk etapta 50 üniversitemizde kuracağımız milli teknoloji atölyeleri, öğrencilerimize yeni alanlar oluşturacak ve yeni imkanlar sunacak. Bu atölyeler Türkiye’nin geleceğe çok daha güçlü yürümesini sağlayacak, pek çok büyük işin başlangıcına vesile olacak” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Törenine katılarak ilk dersi verdi. Törene Esenler Kaymakamı Süleyman Özçakıcı, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürü Feyzullah Sert ile Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, rektör yardımcıları, dekan ve bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Akademik yıl açılış dersi veren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin Ar-Ge insan kaynağının 20 yıl öncesine göre 29 binlerden 272 binlere çıktığını belirterek, 2002 yılında 1 yılda yapılan patent başvurusu sayısının 414 olduğunu, şimdi ise yılda 9 bin patent başvurusu yapıldığını söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, “Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarında özel sektör payı yüzde 30’un altındayken şimdi yüzde 60’ın üzerine çıktı. Bu dönemde bilimsel yayın kapasitemizi yükselttik. Türkiye’de 1 yılda gerçekleşen bilimsel yayınların sayısı son 17 yılda 16 binden 50 bine yükseldi. Türk sanayii, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinden aldığı güçle bugün dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyor. Özellikle son dönemde yüksek teknoloji sanayi üretiminde ciddi gelişme kaydettik. İhracatımız 262 milyar dolara ulaştı. Bundan 20 yıl önce 36 milyar dolar ihracattan söz ediyorduk ve bu ihracatın yüzde 95’ten fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyor. İmalat sanayimiz yani üreten gücümüz bugün ihracatımızın öncüsü konumunda. Bu alanda dünya ticaretinde Türkiye’nin payı binde 5 seviyesinden yüzde 1,07 seviyesine yükseldi. Yani adeta dünyada bir Türkiye üzerine Türkiye daha ilave ettik. Bunu kendi insanımızın emeğiyle, gayretiyle başardık. Bugün Türkiye, Çin’den Avrupa kıtasına kadar en fazla sayıda ürünü en fazla ülkeye rekabetçi şekilde ihraç edebilen ülke konumuna geldi. Bu geniş coğrafyanın ihracatta lider ülkesi Türkiye’dir” dedi.
“İnsansız hava aracı üretiminde dünya lideriyiz”
Bugün Türkiye’nin güneş paneli, ticari araç, beyaz eşya, demir çelik ve çimento üretiminde Avrupa’da lider olduğunu vurgulayan Bakan Mehmet Fatih Kacır, insansız hava araçları üretiminde dünyada lideri olduğunu ifade etti. Bakan Kacır, “Otomotiv sektörümüzün ihracatı 35 milyar dolara ulaştı. Kimya sektörümüzün ihracatı 30 milyar doları aştı. Makine sektörümüzün ihracatı 25 milyar doları yakaladı. Bütün bunlar katma değerli yönetim yaptığımız alanlar. Aslında savunma sanayiinde yerleşme ve millileşme Türkiye için bir tercihten öte bir zorunluluktur. Bugün savunma sanayinde yıllık ihracatımızı 250 milyon dolardan 5,5 milyar doların üzerine çıkarabilmişsek, savunma ve havacılık alanında faaliyet gösteren firmalarımızın yıllık gelirini 1 milyar dolardan 12 milyar dolara yükseltebilmişsek, proje sayısını 60’dan bin üzerine çıkarabilmişsek, yürüttüğümüz projelerin sayısı 5.5 milyar dolardan yaklaşık 100 milyar dolar düzeyine yükseltebilmişsek, bütün bunlar bu alanda kurduğumuz ekosistem sayesinde mümkün olmuştur. Bugün Türk Savunma Sanayi’nin 3 bin 500 firmamızda 90 binden fazla arkadaşımız çalışıyor. Geçtiğimiz hafta TUSAŞ’a bir terör saldırısı oldu. TUSAŞ bizim gözbebeklerimizden biri. Tabii şunu çok iyi görüyoruz, anlıyoruz. Türkiye’nin savunma sanayindeki hızlı yükselişi ve kazandığı iddia, Türk savunma sanayi sistemlerinin dünyada harp paradigmalarını değiştiriyor olması, sadece topraklarımızdan söküp attığımız terör örgütlerine değil onların arkalarındaki şer odaklarını da fazlasıyla rahatsız ediyor. TUSAŞ’ta bir mühendis kardeşimizin hemen o saldırı gününde, söylediği sözler aslında bizim tavrımız. Mühendisimizin ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla öğreteceğiz’ demişti. Bu önemli bir yaklaşımı ortaya koyuyor” dedi.
“50 üniversiteye 50 milli teknoloji atölyesi kuracağız”
Türkiye’de ilk etapta 50 üniversitede kurulacak olan milli teknoloji atölyeleri hakkında bilgi veren Bakan Kacır, “Bu atölyeler, öğrencilere yeni alanlar oluşturacak ve yeni imkanlar sunacak. İlk yılımızda 50 milli teknoloji atölyesinin 50 üniversite kampüsünde kurulmasını hedefliyoruz. Bu projeler, Türkiye’nin geleceğe çok daha güçlü yürümesini sağlayacak, pek çok büyük işin başlangıcına vesile olacaktır. Milli teknoloji atölyeleri, öğrencilere uygulamalı eğitim fırsatları sunarak, onların teknoloji alanındaki yetkinliklerini artırmayı ve Türkiye’nin teknolojik kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor. Bu atölyelerin, gençlerin bilgi ve becerilerini güçlendirmek için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum ve ülkemizin milli hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak projeler arasında yer alacağına inanıyorum” diye konuştu.
“Öğrencilerimiz sanayi ile iç içe çalışma gayretinde olsunlar”
Gençlerin ve öğrencilerin sanayiye dahil olmalarının önemini vurgulayan Bakan Kacır, öğrencilerin özellikle staj programlarıyla sanayi tecrübesi kazanmalarını ve Türkiye’nin üretim gücüne katkıda bulunmalarını arzu ettiklerini belirtti. Bakan Kacır açılış dersini öğrencilere tavsiyelerde bulunarak tamamladı:
“Arzu ediyoruz, ümit ediyoruz ki, öğrenci kardeşlerimiz özellikle öğrenim hayatları içerisinde staj programları ile sanayiyle iç içe çalışmalar yürütmek konusunda gayret içinde olsunlar. Sanayi tesislerinde staj programlarına katılsınlar, kendilerini Türkiye’nin üretim gücüne güç katmaya, öğrencilik döneminden itibaren daha kuvvetli bir şekilde hazırlasınlar. Yeni nesil teknoloji girişimcilerimizin başarılarını önemsiyoruz. Bu alanın ekonomide yeni öncü alanların başında geldiğine inanıyoruz.”
“Değişime liderlik eden eğitim yaklaşımımızla öncü bir rol üstleniyoruz”
YTÜ’nün geleneği olan 113 yıllık bir çınar olduğunu ve Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Yıldız’ı olarak hedeflerine emin adımlarla yürüdüğünü belirterek konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Eyüp Debik “2 bin 424’ü yabancı uyruklu olmak üzere toplamda 40 bin 907 öğrencimizle köklü ve aynı zamanda yenilikçi bir üniversite olarak eğitim öğretime devam ediyoruz. YTÜ olarak sadece mühendislik, mimarlık, ekonomi, sanat ya da işletme alanındaki kaliteli eğitimimizle değil değişime liderlik eden eğitim yaklaşımımızla öncü bir rol üstleniyoruz” dedi.
YTÜ’nün YÖK Araştırma Üniversiteleri Performans Listesi ile TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Endeksi’nde devlet üniversiteleri arasında ilk dörtte yer aldığını belirten Rektör Debik, YTÜ’nün Erasmus ve diğer öğrenci değişim programlarında Türkiye lideri olduğunu vurguladı. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarına göre 3 alanda dünyada ilk 100’de yer aldıklarını belirten Prof. Dr. Debik, “Dünyada temiz enerjide 20’inci, kaliteli eğitimde 26’ıncı, inovasyonda ise 69’uncu sıradayız” diye konuştu.
“Kapsamlı bir AR-GE kültürü geliştirme programı başlatıyoruz”
Rektör Prof. Dr. Eyüp Debik, “Yeni dönemde yapay zekâ tabanlı Kalite Güvence Sistemleri ile dijital dönüşüm gerçekleştirerek üniversitemizi ‘sistemlerle yönetilen güçlü ve örnek bir üniversite’ haline getireceğiz. Üniversitemizin bilimsel araştırma ve yenilik potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için kapsamlı bir AR-GE kültürü geliştirme programı başlatıyoruz. Akademisyenlerimizi disiplinler arası araştırma grupları etrafında bir araya getirerek sinerji oluşturacağız. Yıldız öğrencilerimizin TÜBİTAK 2209-A ve B Programları kapsamında kabul edilen 292 projesiyle üniversitemiz Türkiye’de birinci oldu. Her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu başarının yeni Yıldız öğrencilerimizin katkılarıyla artarak devam edeceğine inanıyorum. YTÜ olarak Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e ve Avrupa İstatistik Kurumu EUROSTAT’a tam üyeliğimiz bulunuyor. Öne çıkan uluslararası üniversite ağlarına da başvuracağız. TEKNOFEST ile diğer ulusal ve uluslararası bilimsel ve teknolojik etkinlikler, öğrencilerimizin potansiyellerini ortaya çıkarmaları bakımından çok önemli. Öğrencilerimize her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Öğrencilerimize iş hayatını deneyimle imkânı sunan KO-OP modelimizi daha da geliştireceğiz” dedi.
“YTÜ, Türkiye’nin yıldızı olarak parlamaya, çevresini aydınlatmaya devam edecek”
Türkiye’nin ilk Temiz Enerji Teknolojileri Enstitüsü’nün Yıldız Teknik Üniversitesi’nde kurulmuş olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Debik, “Yenilenebilir enerji ve batarya teknolojilerinin tasarım ve test süreçlerinde söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Ayrıca, sürdürülebilirlik, savunma sanayi, biyomedikal, yapay zekâ ve dijitalleşme gibi alanlarda öncü ve özgün projelere ağırlık vereceğiz. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da inovasyonun adresi olmayı amaçlıyoruz. Uluslararası yeşil kampüs sıralamasını belirleyen Green Metrics’e göre dünyadaki “Sürdürülebilir Üniversiteler” listesinde 63. sıradayız. Hedefimiz ilk 50’de yer almak. Yakın zamanda öğrencilerimizin kampüs içi ulaşımını elektrikli otobüslerle sağlayacağız. Türkiye Yüzyılı’nda deneyimli akademik ve idari personelimizle, hedefleri olan öğrencilerimizle ve 140 bini aşan mezunlarımızla Türkiye’nin Yıldızı olarak parlamaya, çevremizi aydınlatmaya devam edeceğiz. Yeni akademik yılın başarılı, verimli ve ilham dolu geçmesini diliyorum” dedi.
Tören, Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinin müzik dinletisiyle sona erdi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici ve 8 kelimeyi geçmeyecek başlık yazar mısın. Html etiketlerini dahil etme
Son 3 yıldır İlahiyat Fakültesinde Dekanlık yapan Prof. Dr. Ali Kaya’nın yerine Prof. Dr. Adem Apak getirildi. Düzenlenen devir-teslim törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftci, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Prof. Dr. Zekariyya Arı, önceki dönem Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, dekanlık yöneticileri ve akademisyenler katıldı.
Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yürüttüğü başarılı çalışmalardan ötürü önceki yönetimde görev alan herkese teşekkür etti. Atamaların bir nöbet değişimi olduğunu aktaran Rektör Yılmaz;“ Görev süresi içerisinde Prof. Dr. Ali Kaya hocamızla ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirdik. Araştırma üniversiteleri sıralamasında gelecek yıllarda üst sıralara tırmanabilmek adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İlahiyat Fakültemizin çalışmaları bu anlamda çok önem taşıyor. Prof. Dr. Adem Apak hocamıza ve ekibine yeni dönemde üstün başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu.
Son 3 yıldır dekanlık görevini üstlenen Prof. Dr. Ali Kaya ise kendisine katkı veren tüm ekip arkadaşlarına ve üst yönetime teşekkür etti. Dekanlık olarak öncelikli olarak iç huzurun sağlanması ve akademik başarıların elde edilmesi adına çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Kaya; “Güzel bir dönem geçirdik. Bizlere bu süreçte yardım eden herkese teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de Adem hocamıza başarılar diliyorum” dedi.
İlahiyat Fakültesinin yeni Dekanı Prof. Dr. Adem Apak da kendisini bu göreve layık gören herkese şükranlarını iletti. Apak, yeni dönemde devraldıkları bayrağı çok daha yukarılara taşımak için ekip olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerinin altını çizdi.
bu haberi özgün bir içerik olacak şekilde yeniden yaz. Haber dili kullan ve metne bağlı kal. pragraflar arasında boşluk olsun. on paragrafta “sonuç olarak” demeni istemiyorum. sonuç ola https://bursahabermedya.com/web-sitesinde-haber-muhabirisin-bu-icerige-gore-dikkat-cekici-ve-8-kelimeyi-gecmeyecek-baslik-yazar-misin-html-etiketlerini-dahil-etmeson-3-yildir-ilahiyat-fakultesinde-dekanlik-yapan-prof-dr-al/ #BursaHaberleri #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
Text
THY ile Fırat Üniversitesi Arasında Önemli Konular Ele Alındı..
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat’ın Elazığ ziyaretinin ardından, THY Teknik A.Ş. yöneticileri Fırat Üniversitesi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. THY Teknik A.Ş. ve Fırat Üniversitesi arasındaki bu görüşmede, çeşitli iş birlikleri üzerine anlaşmalar yapıldı. THY Teknik A.Ş.'nin İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Aydın, İnsan Kaynakları Başkanı Kenan Şahan ve diğer yöneticilerin katıldığı ziyarette, öğrenci kabulü, malzeme desteği, teknik geziler ve akademik gelişim gibi konular ele alındı.
Görüşmede, THY Teknik A.Ş.'nin Fırat Üniversitesi'ne "Hangarım Kampüs" ve kısa dönem staj kapsamında öğrenci kabul edeceği, Sivil Havacılık Yüksekokulu'nun ihtiyaçları için malzeme desteği sağlayacağı, öğrenciler için THY Teknik A.Ş. lokasyonlarında teknik geziler düzenleyeceği ve eğitmenlerin akademik gelişimlerinin THY Teknik A.Ş. Akademi tarafından destekleneceği belirtildi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, bu iş birliğinin üniversitenin sektörel bağlantılarını güçlendireceğini ve öğrencilerin kariyer yolculuklarına katkı sağlayacağını vurguladı. Göktaş, iş birliğinde emeği geçen THY Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ve Elazığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı'ya teşekkürlerini iletti. Ayrıca, bu iş birliğinin üniversite, bölge ve ülke için önemli fırsatlar sunacağını belirtti. Read the full article
0 notes
Text
Deklarasyon Ne Demek
Dekan Ne Demek? Eğitim Kurumlarındaki Rolü ve Sorumlulukları Dekan, akademik bir kurumda kritik bir rol üstlenen üst düzey bir yöneticidir. Genellikle üniversite ve fakültelerde bulunan dekanlar, eğitim ve yönetim süreçlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesinden sorumludurlar. Bu yazıda, dekanlık görevlerinin detaylarını, bu rolün eğitim kurumlarındaki önemini ve dekan olmanın gerektirdiği…
0 notes
Text
Anaokulu Sistemlerinin Modernleşmesi: Program, Uygulama ve Bilgilendirme
Günümüzde eğitim alanındaki yenilikler, anaokullarında da kendini göstermektedir. Bu değişimlerin en önemli parçalarından biri, anaokulu programı ve bu programın destekleyici araçlarıdır. Etkili bir anaokulu programı, çocukların gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamada kritik bir rol oynar. Özellikle kapsamlı ve iyi tasarlanmış bir anaokulu programı, hem öğretmenlerin hem de velilerin çocukların eğitim sürecini daha verimli yönetmesini sağlar. Bu konuda daha fazla bilgi almak için anaokulu programı hakkında detaylı incelemeler yapılabilir.
Teknolojinin hızla gelişmesi, anaokulu yönetim sistemlerini de modernleştirmiştir. Anaokulu mobil uygulama, bu gelişimin en somut örneklerinden biridir. Mobil uygulamalar, eğitim süreçlerini daha etkili hale getirmek ve iletişimi güçlendirmek için önemli bir araçtır. Anaokulu mobil uygulama kullanımı, hem öğretmenlerin hem de velilerin çocukların günlük aktiviteleri, sağlık bilgileri ve eğitim ilerlemeleri hakkında anlık bilgilere ulaşmasını sağlar. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için anaokulu mobil uygulama üzerine yayınlanmış makaleleri inceleyebilirsiniz.
Anaokulu veli bilgilendirme sistemi de eğitim sürecinin bir diğer önemli parçasıdır. Bu sistemler, ailelerin çocuklarının okul hayatı hakkında sürekli bilgi sahibi olmalarını sağlar. Veli bilgilendirme sistemleri, öğrenci başarıları, etkinlikler ve diğer önemli bilgiler hakkında aileleri bilgilendirir. Bu sistemler sayesinde, aileler çocuklarının eğitim sürecini daha yakından takip edebilir ve gereken destekleri sağlayabilirler. Detaylı bilgi için anaokulu veli bilgilendirme sistemi hakkında çeşitli kaynaklara başvurabilirsiniz.
Anaokulu sistemleri sürekli olarak gelişmektedir ve bu gelişmeler çocukların eğitimine büyük katkılar sağlamaktadır. Anaokulu programı, mobil uygulamalar ve veli bilgilendirme sistemleri, modern eğitim anlayışının temel taşlarıdır. Her bir sistem, eğitimin kalitesini artırmak ve çocukların gelişimini desteklemek amacıyla tasarlanmıştır. Eğitimdeki bu yenilikler, çocukların hem akademik hem de sosyal gelişimlerine katkıda bulunarak daha başarılı bireyler olmalarına yardımcı olur.
0 notes
Text
Modern Eğitim İçin Anaokulu Yazılımı Seçimi
Günümüzde eğitim sektörü, teknolojinin sunduğu avantajlardan yararlanarak daha etkili ve verimli hale gelmektedir. Özellikle küçük yaş grubuna yönelik eğitim kurumları için geliştirilmiş olan anaokulu uygulaması ve kreş yazılımı gibi yazılımlar, bu dönüşümün öncüsü durumundadır. Bu yazılımlar, eğitim sürecini daha düzenli ve takip edilebilir hale getirerek, hem öğretmenlerin hem de velilerin işini kolaylaştırmaktadır.
Anaokulu uygulaması, çocukların gelişimini izlemek ve raporlamak için gerekli araçları sunar. Bu tür yazılımlar, eğitimcilerin çocukların ilerlemesini kolaylıkla takip etmelerini ve velilerle düzenli olarak bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlar. Ayrıca, öğretmenlerin ders planlarını organize etmelerine ve eğitim materyallerini yönetmelerine olanak tanır. Anaokulu uygulaması kullanarak eğitim süreçlerinizi daha sistemli hale getirebilirsiniz.
Kreş yazılımı ise, kreşlerin yönetimini ve günlük operasyonlarını daha verimli hale getirmek için geliştirilmiştir. Bu yazılımlar, çocukların gün içindeki aktivitelerini, beslenme düzenlerini ve sağlık durumlarını kaydederek, velilere düzenli raporlar sunar. Ayrıca, kreş personelinin iş yükünü hafifletir ve işlemleri daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olur. Kreş yazılımı kullanımı, kreş yönetiminde büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Anaokulu yazılımı ise, daha geniş kapsamlı bir çözümdür ve hem anaokulu hem de kreşlerin tüm yönetim süreçlerini tek bir platformda toplayabilir. Bu yazılım, çocukların akademik gelişimini, sosyal becerilerini ve genel sağlık durumlarını takip etmek için kapsamlı araçlar sunar. Ayrıca, eğitimcilerin ve yöneticilerin karar verme süreçlerini destekleyen analiz ve raporlama özelliklerine sahiptir. Anaokulu yazılımı kullanarak, eğitim kurumunuzun yönetimini daha etkin bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
Anaokulu ve kreşler için geliştirilen yazılımlar, eğitim sürecini daha düzenli ve etkili hale getirmek için büyük bir rol oynamaktadır. Her bir yazılım türü, farklı ihtiyaçlara cevap verecek şekilde tasarlanmıştır ve kurumların ihtiyaçlarına uygun olarak seçilmelidir. Bu yazılımlar sayesinde, eğitim sürecinde daha iyi sonuçlar elde edebilir ve hem öğretmenlerin hem de velilerin işlerini kolaylaştırabilirsiniz. Teknolojinin sunduğu bu imkanlardan yararlanarak eğitimde kaliteyi artırmak mümkün hale gelmektedir.
0 notes
Text
Alo Translate: Güvenilir ve Hızlı Tercüme Hizmetleri
Alo Translate, yeminli tercüme ve noter onaylı tercüme hizmetlerinde uzmanlaşmış bir tercüme bürosudur. Profesyonel kadrosu ile dünya standartlarında çeviri hizmetleri sunan Alo Translate, müşterilerine en doğru ve güvenilir çözümleri sunmayı ilke edinmiştir. Şirket, tüm dillerde kaliteli çeviri sunmayı ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedefler.
Yeminli ve Noter Onaylı Tercüme
Alo Translate, yeminli çeviri hizmetlerinde geniş bir dil yelpazesi sunarak, hukuki, teknik, tıbbi, akademik ve edebi alanlarda uzmanlaşmıştır. Noter onaylı tercüme hizmeti ile belgelerinizin resmi geçerliliğini sağlar ve müşteri memnuniyetini garanti eder.
Kolay ve Güvenli Hizmet
Online teklif alma sistemi ile hızlıca fiyat bilgisi alabilir ve tercüme sürecinizi takip edebilirsiniz. Güvenli ödeme seçenekleri ile ödemelerinizi kolaylıkla yapabilirsiniz. Alo Translate, çeviri hizmetlerinde ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi ve diğer kalite yönetim sertifikalarına sahiptir.
Alo Translate ile çevirilerinizin güvende olduğunu bilerek, hızlı ve güvenilir hizmet alabilirsiniz. Tüm çeviri ihtiyaçlarınızda Alo Translate’in profesyonel çözümleri ile iletişim kurmak oldukça kolaydır.
0 notes
Text
Yurt güvenliği nasıl sağlanır?
Yurt güvenliği öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra fiziksel ve duygusal sağlığı için de büyük önem taşır. Özel NUVOLA Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı olarak Atatürk ilke ve inkılaplarından ödün vermeden güler yüzlü ve tecrübeli yönetim kadrosuyla öğrencilere evlerindeki konforu sağlayarak başarılarına katkı sağlamayı amaçlamıştır. İşte yurtlarda güvenliği sağlamak için alınması gereken bazı temel önlemler:
Güvenlik Personeli ve Teknolojileri Kullanmak
Yurt girişlerinde ve önemli alanlarda güvenlik personeli bulundurmak öğrencilerin güvende hissetmelerini sağlar. Özel NUVOLA Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu son sistem güvenlik kameraları ve 7/24 güvenlik personeli ile öğrencilerinin güvenliğini ön planda tutar. Ayrıca güvenlik kameraları ve kartlı geçiş sistemleri gibi teknolojiler yetkisiz girişleri engeller ve olası tehlikeleri hızlıca tespit etmeye yardımcı olur.
Acil Durum Planları ve Tatbikatlar
Her yurtta yangın deprem gibi acil durumlar için kapsamlı bir plan bulunmalıdır. Yurt binamız deprem ve yangın yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmiş olup Beşiktaş ilçesinin ilk ve tek öğrenci yurdu projeli ve iskanlı binasıdır.
Aydınlatma ve Fiziksel Güvenlik Önlemleri
Yurt içi ve çevresinin iyi aydınlatılması güvenlik açısından kritiktir. Özel NUVOLA Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu tam boy turnike sistemi ve betonarme yangın merdiveni ile fiziksel güvenlik önlemlerini en üst düzeyde tutmaktadır.
Sağlık ve Güvenlik Eğitimleri
Yurdumuz yangın alarm sistemleri ile öğrencilerin güvenliğini sağlayarak hızlı ve etkin korunma sağlar.
Güvenli Sosyal Alanlar
Öğrencilerin sosyalleşebileceği alanların güvenliğini sağlamak da önemlidir. Ortak alanların düzenli olarak denetlenmesi güvenli ve sağlıklı bir yaşam alanı sunar. Ayrıca bu alanlarda öğrenciler arasında dayanışma ve güven duygusunu artırmak için çeşitli etkinlikler düzenlenebilir.
İletişim Kanallarının Güçlendirilmesi
Öğrencilerin herhangi bir güvenlik sorununu hızlıca bildirebilmeleri için etkili iletişim kanalları oluşturulmalıdır. Güvenlik görevlilerine veya yurt yönetimine kolayca ulaşabilecekleri telefon hatları veya mobil uygulamalar bu anlamda faydalıdır.
Psikolojik Destek ve Danışmanlık Hizmetleri
Yurtlarda öğrencilerin duygusal ve psikolojik sağlığını destekleyecek danışmanlık hizmetleri sunulmalıdır. Bu hizmetler öğrencilerin stresle başa çıkmalarına yardımcı olur ve kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlar.
Özel NUVOLA Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu gibi yurtlar çeşitli önlemler ve stratejilerle güvenliği en üst düzeyde tutar. Güvenlik personelinden teknolojik çözümlere acil durum planlarından eğitim programlarına kadar birçok faktör öğrenci yurtlarının güvenliğini artırmak için bir araya gelmelidir. Öğrencilerin güvenli bir ortamda yaşaması akademik başarılarının yanı sıra genel sağlık ve mutlulukları için de elzemdir.
Hakkımızda daha detaylı bilgi için aşağıdan internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
https://nuvolakizyurdu.com
0 notes
Text
FOSEPTIK ULKE I
Hatay seçim savaşları-1: Gökhan Zan, TİP, şantaj montaj
Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydını, şantaj sürecini, Turgay Kocakaya’yı ve TİP’in Zan’a karşı garip tutumunu tek tek değerlendirelim
ASLIHAN GENÇAY 20.03.2024
Hafta sonu TİP, Hatay büyükşehir belediye başkan adayı Gökhan Zan’ı adaylıktan çektiğini kamuoyuna duyurdu. Gökhan Zan cephesinden ise adaylıktan çekilmediği, Ak Parti ve Ak Parti zihniyetine karşı yoluna devam edeceği, açıklaması geldi. Kısaca Zan; yasal hakkını kullandı halen aday ve seçime girecek. Tüm bu karmaşaya neden olan ise Turgay Kocakaya ve kuzeni Mihal Kocakaya tarafından TİP’e gönderilen ve Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydıydı.
Aynı gece pek çok yayın organı tarafından, henüz tarafların demeçleri dahi doğru düzgün ortaya çıkmadan Gökhan Zan direkt suçlu ve şüpheli olarak lanse edildi. Oysa kaydın ona ait olması ihtimali kadar, montaj olma ve kumpas ürünü olarak servis edilme şüphesi de vardı.
Bu tür haberlerin sahipleri; haberlerini TİP’in “Biz kaydı kriminal olarak incelettik ve montaj olmadığı ortaya çıktı” açıklamasına göre yaptıklarını belirttiler.
Ses kaydı süreci nasıl gelişti?
Şimdi karmaşaya ya da ön kabule teslim olmadan, hakikatin peşinden gidelim ve konuları tek tek değerlendirelim:
> Hataylıların cep telefonlarına yurtdışı meşeli (?) telefon numaralarından gönderilen ve televizyon kanarlarına servis edilen ses kaydında Gökhan Zan’ın Turgay Kocakaya adlı bir şahıs aracılığıyla Hatay AK Parti yetkililerinden para ve konum talep ettiği duyuluyordu. Gökhan Zan, bu iddiayı aynı gece yalanladı. Arkadaşı olarak gördüğü Turgay Kocakaya’nın çeşitli zaman dilimlerinde ve aralarındaki sohbetlerde ortam kaydına aldığı sesini, Lütfü Savaş ve yanındakilere ileterek bu montaj kaydın oluşturulmasını sağladığını, öne sürdü. Zan’ın açıklamasına göre Turgay ve Mihal Kocakaya, Şubat ayı içerisinde ona “Senin için montaj ses kaydı hazırladık.” diyerek 5 milyon TL istemek suretiyle şantaj yapmış, Zan ise bu şantaja boyun eğmeyince şahıslar farklı yollara yönelmişlerdi.
> Peki, kimdi bu Turgay Kocakaya? Zan’ın 6 Şubat depremleri sırasında tanışıp arkadaş olduğu ve arada sırada buluşup yemek yediği, kendini bazen akademisyen, bazen de coğrafya öğretmeni olarak tanıtan fakat akademik kariyeri hakkında açıklama yapmaktan imtina eden bir kişi. Zan’a göre, bu kişi ona arkadaşı olarak yaklaşmış, tuzak kurmuş, sesini kaydetmişti.
> Sonrasında ise bu kayıtlar, Kocakaya’yı Zan’ın yanına gönderenler tarafından deep fake yöntemiyle işlenmiş ve dinlediğimiz ses kaydı oluşturulmuştu.
> Zan, Turgay Kocakaya’nın başından bu yana aslında Lütfü Savaş tarafından yanına gönderildiğini ve bu oyunu Savaş’ın adamlarının tezgâhladığını da aktarıyor.
> Hataylılardan gelen bilgilere göre ise Kocakaya şantaja başladığı ilk etapta Lütfü Savaş’ın danışmanı Mehmet Güzel’in oteline yerleştirildi ve Hatayspor yönetim kurulu üyesi İbrahim Ethem Sunar’dan 15 bin TL aldıktan sonra, X platformunda hem kendi hesabından hem de bot hesaplar açmak suretiyle Lütfü Savaş’ı öven ve Gökhan Zan’ı kötüleyen iletiler paylaşmaya başladı. Üç kaynaktan gelen bu bilgileri halen araştırıyorum ve yakında sonuçları açıklayacağım.
> X platformundaki takipçileri, o güne dek Gökhan Zan’ı destekleyen Kocakaya’ya, 180 derecelik bu dönüşünün nedenini sorduklarında ise Kocakaya Gökhan Zan’ı suçladı.
> Kocakaya’nın iletileri; Gökhan Zan’a ait bir ses kaydı olduğu ve Zan’ın Hatay Ak Parti yetkilileriyle para ilişkilerine girdiği üzerineydi.
> Zan’ın açıklamalarına göre; iletilerin ve şantajların başladığı dönemde Zan, yaşananları TİP’in Hatay’da bulunan yetkilisi milletvekili Ahmet Şık’a anlattı. Şık ise ona; “Olur böyle şeyler, iftiralar hep atılır, siyaset böyle, biz yanındayız.” minvalinde cevaplar verdi.
> Kocakaya’nın hakaret ve iddiaları devam edince Zan, 7 Mart 2024’te Kocakaya’nın iletilerinin ekran görüntülerini alarak bu kişiyi savcılığa şikâyet etti. Öte yandan belirsiz bir ses kaydı ile tehdit edilip şantaj yapıldığı, adaylıktan çekilmeye zorlandığı halde, böyle bir kaydı eline geçmediği için varsayım üzerinden ses kaydı şikâyetinde bulunmamıştı.
> Geçtiğimiz Cumartesi günü TİP milletvekili Ahmet Şık, Gökhan Zan’ı çağırarak ona ilgili ses kaydını dinletti. Zan, kaydın montaj olduğunu ve kayıtla birlikte hemen savcılığa giderek şikâyette bulunmak istediğini Şık’a iletti. Zan’ın demeçlerine göre Şık, ona kaydı vermeyi reddetti ve hem “Sen çok yoruldun, adaylıktan çekil istersen.” dedi hem de “Şikâyet için Pazartesi’ye kadar bekleyelim ve birlikte yapalım.” teklifinde bulundu. Bu teklifleri reddeden Zan, Pazar günü Şık’ın ses kaydını vermeye ikna olması sonucu avukatıyla birlikte Hatay savcılığına giderek ikinci suç duyurusunda bulundu.
> Zan, suç duyurusundan sonra yaptığı basın açıklamasında henüz partisinin kendi hakkında yaptığı açıklamadan habersizdi. Basın açıklaması bittikten sonra TİP’in onu adaylıktan çektiğine dair açıklama yaptığını öğrendi.
> Şahsi instagram hesabını TİP’in yönettiğini bildiren Zan, o gece TİP’in İnstagram hesabına erişimini ve kendini kamuoyuna karşı savunmasını engellediğini, kendi hesabına ancak VPN yardımıyla girip videoyu yayınlayabildiğini de açıkladı.
Kayıttaki şaibeler
> Mevzubahis kayıt çelişkilerle doluydu. Zan’la 24 Ocak 2024 tarihinde yani henüz TİP’in adayı olmadan önce yaptığım ve P24’te yayınlanan röportajda Zan bana; “Ak Partili spor bakanının, Mayıs seçimleri sonrası ona bakan yardımcılığı ve 81 ilde kuracakları spor tesislerinin başına geçmesi” teklifinde bulunduğunu, kendininse “Birlikte yürüyeceğim bir parti değilsiniz.” diyerek teklifi reddettiğin aktarmıştı. Bu beyana Ak Parti cephesinden bir yalanlama gelmedi. Ayrıca o dönem Zan, CHP hariç tüm partilerin ona çeşitli tekliflerle geldiğini de aynı röportajda aktarmıştı. Zan’ın gönlünde yatan ise aidiyet duyduğu CHP’ydi.
> Peki, 2023 Mayıs ayında bakan yardımcılığı teklifini ve diğer teklifleri reddeden Zan, 11 ay içinde ne olmuştu da birden bire -ses kaydına göre- Ak Parti’den para ister hale gelmişti? İşte malum ses kaydının çelişkilerinden biri buydu.
> Bir diğer çelişki ise konuşmaların akışı ve Zan’ın telefonu “Anladım” kelimesiyle açmasından verdiği cevaplara kadar kopukluklar içermesiydi. Turgay Kocakaya’nın, İskenderun’da oturdukları bir kafede sohbet esnasında sorduğu “Seçimi kazanamazsan ne yapacaksın?”sorusuna verdiği cevabı kaydettiğini ve bu bölümün malum ses kaydına montajlandığını öne sürdü Zan. Bu da kayıt açısından ciddi bir şüpheydi.
> Ses kaydında Kocakaya’nın “Şu anda Ak Parti il binasındayım, tuvaletten konuşuyorum.” dediği de duyulmaktaydı. İstanbullular ve Ankaralılar bilmeyebilir belki lakin Hatay’da partilerin il binaları yoktu. Ak Parti il binası denen yer, sadece küçük bir konteynerdi. Tuvalet de bu konteynerin içinde bulunuyordu. Herhangi biri, büyük bir binadayım ve tuvalete geçip gizli bir görüşme yapıyorum, dendiğinde bu sözlere inanabilirdi evet. Lakin bir Hataylı bu açıklamanın gerçekdışı olduğunu anlar ve sorardı elbette. Zan da bunu bildiğine göre neden Kocakaya’nın açıklamasına hiç tepki vermemiş ve normal karşılamıştı? Bu da bir şüpheydi. Ayrıca ses kaydının yayınlanmasından sonra bana ulaşan pek çok CHP ve TİP seçmeni kaynağım, aynı çelişkinin altını çizdi.
> 19 Mart günü gazeteci Enver Aysever’in Youtube yayınına canlı bağlanan Turgay Kocakaya bu defa da görüşmeyi bir villada yaptığını aktardı ve bu açıklama da ses kaydı açısından bir çelişkiydi.
> TİP’in bazı gazetecilerin haberlerine dayanak yaptığı ilk beyanına göre “ses kaydı kriminal incelemeden geçirilmiş, montaj olmadığı anlaşılmıştı.” Peki, TİP neden kaydı hangi kuruma, merciye, hangi tarihte incelettiğini ve inceleme raporunu kamuoyuna sunmuyordu? Hakikatin peşindeki gazeteciler olarak bizler bu soruyu sorarken, 19 Mart 2024’te TİP Genel Başkanı Erkan Baş “Ses kaydının gerçek olup olmadığını bilmediklerini” T24’e açıkladı. Bu açıklamaya dek TİP’e dayandırılarak yapılan haberler ise yalanlanmış oldu. Ortada ses kaydına ilişkin kriminal bir inceleme ve rapor yoktu. Bu durum ses kaydına dair şüpheleri artırdı.
TİP’e dair çelişkiler
> CHP’nin Hatay’da Lütfü Savaş’ı Hatay halkına aday olarak zorla dayatması sonucu ve Hataylıların tepkisi üzerine TİP, bence yerinde bir hamleyle, Gökhan Zan’a adaylık teklif götürmüş ve Zan da bu teklifi kabul etmişti. Lakin belirtelim; TİP teklif götürmese de Zan zaten bağımsız aday olacaktı. Peki, ortada Turgay Kocakaya ve kuzeni gibi şaibeli şahısların beyanı ve ilettikleri şüpheli bir ses kaydı dışında hiçbir delil, kanıt, belge yokken, TİP nasıl bu iddiaya dayanarak Gökhan Zan’ı adaylıktan geri çekti?
> Bu karar çok tartışıldı zira bu mantığa göre hakkında herhangi bir iddia ve iftira bulunan tüm adayların, TİP tarafından çekilmesi gerekiyordu. Hatırladığımız kadarıyla TİP İstanbul milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil hakkında da Mayıs seçimleri döneminde pek çok iddia sosyal medyada güçlü bir şekilde dile getirilmişti. Eğer sadece bir iddianın varlığı, aday çekmek için yeterliyse neden bu iki vekil o dönem adaylıktan çekilmemişti?
> Eğer adayın parti geçmişi gündem yapılacaksa Gökhan Zan’ın neden İyi Parti’ye geçmek zorunda kaldığını, özünde CHP’li olduğunu en iyi TİP biliyordu ve öte yandan hakkında iddialar bulunan Sera Kadıgil de CHP geçmişinden gelmekteydi. Anlamak güç.
> TİP’in Samandağ ve Arsuz ilçe örgütleri, adaylık sürecinin başından beri Zan’ın İyi Partili olduğunu söyleyerek, onun büyükşehir adaylığına karşı çıkmıştı. Hatta genel merkeze “Gökhan Zan bizim ilçemizde çalışma yapmasın ve adaylarımızla yan yana görülmesin.” diye taleplerini iletmişlerdi. TİP genel merkezi bu isteğe boyun eğdi. Oysa Gökhan Zan zaten ne devrimciydi ne de hızlı bir solcu. CHP kökenli, Lütfü Savaş ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından vekilliği engellenerek İyi Parti’ye itilmiş sosyal demokrat bir kişiydi sadece. Solcular için vazgeçilmez olan ‘faşizme karşı tüm halkları, kimlikleri, bireyleri kapsama ve dönüştürme’ perspektifini ilçe örgütlerine anlatmak yerine, armudun sapı, üzümün çöpü dayatmasını kabul eden TİP genel merkezi Zan’ı, Samandağ ve Arsuz’daki parti çalışmalarının ve mitinglerin hiçbirine katmama kararı aldı. Peki, o zaman Zan’ı neden aday göstermişlerdi, sesini çıkarmadan evinde otursun diye mi?
> Açıkçası TİP, Gökhan Zan’a üvey evlat muamelesi yaparak dışladı oysa Zan, Hatay’da en az TİP kadar seviliyordu.
> Geçen hafta bana ulaşan CHP seçmeni Samandağlılar; “CHP’li Belediye başkanı Refik Eryılmaz’ın, Samandağ ön seçiminde seçilememesi nedeniyle, CHP’nin değil TİP’in adayını desteklediğini, hatta TİP meclis üyeliklerine 15 kişi yönlendirdiğini, Eryılmaz’ın akrabası ilçe başkanının ise sandık görevlilerini TİP’lilerden belirlediğini” iletti. CHP seçmeni tedirgindi. Hafta sonu yaşanan ses kaydı gelişmesi üzerine Samandağlılarla tekrar görüştüm ve iddialarını yineleyerek, bana bir isim listesi sundular. Dediklerine göre TİP Samandağ, ön seçimden bu yana “İlçede TİP, Hatay’da Lütfü Savaş” diyerek çalışma yapıyor, kendi adayları Gökhan Zan’ı değil, Lütfü Savaş’ı destekliyordu.
> Hafta içi bana ulaşan Samandağ Değişim İttifakı’ndan Erkan Düzce ise “Bu iddiaların yalan olduğunu, meclis üyelerinin hepsini ittifak olarak birlikte seçtiklerini, Refik Eryılmaz’la hiçbir ilişkilerinin bulunmadığını, CHP sandık görevlilerinin TİP’lilerden oluşmadığını, Hatay’da ise Lütfü Savaş’ı desteklemediklerini” aktardı. TİP’in, Samandağ ve Arsuz’a Gökhan Zan’ı götürmeme kararını doğrulayan Düzce’ye, Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydına ve TİP’in tavrına dair düşüncesini de sordum. Düzce; “TİP kesin kanıt olmayan bir ses kaydı yüzünden değil, ‘İlçe örgütlerimiz Zan’ı istemiyor’ diyerek Zan’ı adaylıktan çekseydi daha uygun olurdu. Pusulalar da çıktığı için ortada kesin bir kanıt olmadığından adayın arkasında durmalıydı.” cevabını verdi.
> Arsuz’a gelirsek, benzer bir durum bu ilçe için de geçerliydi. TİP Arsuz ilçe örgütü başından beri Gökhan Zan’ın ilçelerinde çalışma yapmasını istemedi ve TİP genel merkezi de bu isteğe göz yumdu.
> Hal böyle olunca TİP’in kesinliği netleşmemiş ve montaj olma şüphesi yüksek bir ses kaydına dayanarak Zan’ı çekilmeye zorlaması, Zan kabul etmeyince de “adayımız değil” açıklaması yapması tartışmaya açık hale geliyor. Her ne kadar Erkan Baş, Zan’ın “kazanamazsam ne yapacağımı düşünmeliyim” beyanını kararlarına gerekçe olarak gösterse de Zan, her katıldığı yayında bu sözü Turgay Kocakaya ile dostane bir sohbetin TİP tarafından kendine sorulması üzerine söylediğini açıklıyordu.
> Şimdi Samandağ ve Arsuz’dan bana ulaşan birçok kaynak; “TİP’in Samandağ ve Gebze karşılığında Hatay’ı Lütfü Savaş’a hediye ettiğini, CHP ile TİP arasında bir anlaşma yapıldığını lakin Gebze’de Erkan Baş’ın kazanmasının mümkün olmadığını, Gökhan Zan’ı göz göre göre harcadıklarını” düşünüyor.
> Bu iddialara, Özgür Özel’in sürekli yaptığı “Biz Gebze’de TİP’in önüne aday çıkarmıyoruz ama TİP bize Hatay’da kaybettiriyor.” açıklamaları, Gökhan Zan’ın oy oranı yükselişe geçip Özel’in tekrar bu minvalde bir açıklama yapmasının ardından malum ses kaydının basına servis edilmesi trafiği de katılınca şüpheler oluşuyor.
> Hataylı yerel gazeteci Mustafa Dilek’in yorumu ise şöyle; ”TİP’in Hatay, Samandağ ve Arsuz’daki çalışmalarından, Gökhan Zan’a karşı dışlayıcı tavırlarından, Barış Atay’ın Gökhan Zan’la yan yana gelmek istememesinden zaten TİP’in Gökhan Zan’ı adaylıktan çekmek için bahane aradığı belliydi. Bence ses kaydı buna bahane oldu. Ortada kesin kanıt yokken hemen bu açıklamayı yapmaları da bu yüzden. Ben başından beri seçimden 15 gün önce TİP’in Gökhan Zan’ı çekeceğini öngörmüştüm.”
> Son olarak bu şüphelere, olaylı gecede TİP’in Gökhan Zan’ın şahsi İnstagram hesabına erişimini neden engellediği muammasını da ekleyebiliriz.
Not: Ses kaydı yayıcısı şüpheli Turgay Kocakaya’nın geçtiğimiz ay gece 03.00’te benim fotoğrafım ve kişisel verilerimin bulunduğu “terörist bağyan gasteci” başlıklı bir banner’ı X’te yayınladığını, ekran görüntülerini aldığımızı ve şahıs hakkında avukatım Tugay Bek’in suç duyurusunda bulunduğunu, şahsın bu paylaşımı X’ten sildiğini, iki bot hesabın da İçişleri Bakanlığının bana ilettiği maile göre siber suçlar masası tarafından inceleme altında olduğunu, kamuoyuna duyurmak isterim.
Yarın: Hatay seçim savaşları-2: CHP, Lütfü Savaş, paralı dosyalar
0 notes
Video
Murat Sancak - Adana Demirspor Başkanlığının Hikayesini Anlatıyor from Michael Kuyucu on Vimeo.
MT Grup Yönetim Kurulu Başkanı & Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak Akademik Bakış Programında Prof. Dr. Michael Kuyucu'nun konuğu oldu.
Murat Sandak Akademik Bakış Programında sağlık yatırımıyla başladığı iş hayatında ki evreleri yaşadığı zorlukları ve başından geçen ilginç olayları anlattı.
Murat Sancak İlk Yeni Nesil Yazarkasayı Nasıl Ortaya çıkarttı? Bu işe kaç para yatırdı? Hangi medyada yöneticilik yaptı? Neden medyayı bıraktı? Yaşadığı silahlı saldırının medyadaki yöneticilik deneyimi ile ilgisi varmıydı? Adana Demirspor Başkanlığına Nasıl Geldi? Spor kulübünün şirketleşmesinde hangi çalışmaları yaptı? Montello'yı Adana'ya Nasıl Getirdi? Montello ile neden yollarını ayırdı? Adana Demirspor Futbol Kulubü zararda mı? Türkiye'de futbolun zararda olmaması için nelerin yapılması lazım? Adana Demirsporun Süper Ligdeki hedefi nedir?
0 notes