#Yerli Korku Hikayesi
Explore tagged Tumblr posts
Link
#korku hikayeleri#Türk Korku Hikayeleri#Korkunç Hikayeler#Kısa Korku Hikayesi#Yerli Korku Hikayesi#Korku Hikayeleri Oku
0 notes
Text
13- James Cameron,
Kanadalı yönetmen, yapımcı, senarist ve film yapımcısıdır, 16 Ağustos 1954 doğumludur. Cameron, özellikle bilim kurgu ve aksiyon türlerindeki yapımlarıyla tanınır ve çağdaş sinemanın en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilir. Yüksek bütçeli projelerdeki yönetmenliği ve teknik yenilikçi yaklaşımı ile tanınan Cameron, sinema tarihinin en büyük gişe başarılarına imza atmıştır. James Cameron’ın sineması, yüksek teknik bilgi, yaratıcı görsel efekt kullanımı ve geniş kapsamlı hikayeleriyle tanınır. Aynı zamanda büyük bütçeli projelerdeki yönetmenliğiyle Hollywood’un en başarılı isimlerinden biri olmuştur.
İşte James Cameron’ın en bilinen filmleri:
1. The Terminator (1984) – Cameron’ın sinemadaki çıkış filmi olan The Terminator, gelecekte makinelerin yönetimde olduğu bir dünyada geçen distopik bir hikâyeyi anlatır. Arnold Schwarzenegger’in efsanevi “Terminator” rolüyle tanınır.
2. Aliens (1986) – Aliens, 1979 yapımı Alien filminin devamı olarak çekilmiştir ve Cameron bu kez daha aksiyon odaklı bir yapım ortaya koyar. Sigourney Weaver’ın Ellen Ripley karakteriyle tekrar başrolü üstlendiği film, bilim kurgu ve korku türlerinde önemli bir dönüm noktasıdır.
3. Titanic (1997) – Cameron, Titanic ile büyük bir gişe başarısı elde etti ve En İyi Yönetmen ve En İyi Film dahil olmak üzere 11 Oscar kazandı. Film, gerçek bir deniz felaketini anlatırken, dramatik aşk hikayesi ile birleşir.
4. Avatar (2009) – Cameron’ın 3D teknolojisini ve görsel efektleri en ileri düzeyde kullandığı Avatar, tüm zamanların en yüksek gişe hasılatı yapan filmi olarak kayıtlara geçmiştir. Pandora adlı hayali bir gezegende geçen film, çevrecilik ve yerli halkların korunması gibi temalarla dikkat çeker.
5. True Lies (1994) – Arnold Schwarzenegger’ın başrolünde olduğu bu aksiyon-komedi filmi, bir casusun normal bir aile hayatı sürerken gizli görevlerde bulunmasını konu alır. Film, aksiyon sahneleri ve mizahi yönleriyle dikkat çeker.
6. The Abyss (1989) – Derin denizlerde geçen bir bilim kurgu filmi olan The Abyss, Cameron’ın görsel efektleri kullanma konusundaki ustalığını sergileyen önemli bir yapımdır. Film, denizin derinliklerinde bir keşif yapan bir grubun karşılaştığı bilinmeyen varlıkları anlatır.
7- Piranha II: The Spawning (1982) – Cameron’ın yönetmenlik kariyerine ilk adım attığı film, korku ve doğaüstü öğelerle harmanlanmış bir B filmi olarak tanınır. Piranha II Cameron’ın sinemaya olan ilgisini ortaya koysa da, film genellikle “Cameron’ın en kötü filmi” olarak anılır.
8- Avatar: The Way of Water (2022) – Avatar serisinin devamı olan bu film, Pandora’nın deniz altı dünyasına odaklanır. Yüksek teknoloji ve görsel efektlerin kullanımı, Cameron’ın stilini yansıtır.
9- The Terminator 2: Judgment Day (1991) – Terminator serisinin en çok beğenilen devam filmi olan Judgment Day, bilim kurgu ve aksiyon türlerinde önemli bir kilometre taşıdır. Arnold Schwarzenegger’in “Terminator” rolü tekrar efsaneleşmiştir.
10- Strange Days (1995) – Cameron’ın yapımcı olarak yer aldığı, Kathryn Bigelow’un yönettiği bu film, sanal gerçeklik temalı bir distopyayı anlatır. Film, 1990’ların teknolojik korkularını ele alır.
11- Battle Angel (2024) – Cameron, yapımcı olarak yer aldığı bu film, Japon manga serisi Gunnm’dan uyarlanmıştır. Film, bir cyborg kadının kimlik arayışını ve kendi geçmişini keşfetme mücadelesini konu alır.
Cameron’ın sineması, görsel açıdan çarpıcı ve ileri teknolojilere dayalı görsel efektlere sahip olmalarıyla tanınır. 3D teknolojisi ve aksiyonun ön planda olduğu büyük bütçeli yapımlar, onun sinemadaki en önemli izlerini bırakmıştır.
0 notes
Text
Vizyondaki Filmlerde Bu Hafta! (16 Haziran 2023)
Bu hafta vizyona aralarında, Disney'in heyecan verici animasyonu "Elementals: Doğanın Güçleri", Wes Anderson'ın yıldız kadrolu son filmi "Asteroit Şehir" ve merakla beklenen DC filmi "The Flash"de olduğu 3'ü yerli 7 film vizyona girdi. The Flash Süre: 144dk Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Macera Yönetmen: Andrés Muschietti Senarist: Christina Hodson Oyuncular: Ben Affleck, Ezra Miller, Michael Keaton "The Flash", annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen'ın, zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alıyor. Barry, geçmişteki olayları değiştirmek amacıyla zamanda yolculuk yapmak için süper güçlerini kullandığında The Flash’te dünyalar çarpışır. Ancak ailesini kurtarma girişimi istemeden geleceği değiştirdiğinde Barry, General Zod'un yok etme tehdidiyle geri döndüğü ve sığınacak süper kahramanların olmadığı bir gerçeklikte hapsolur. Hapsedilmiş bir Kripton'luyu kurtarmak için, her ne kadar aradığı kişi olmasa da alışılmışın dışında olan bu çok farklı Batman'i emeklilikten vazgeçmeye ikna etmesi gerekmektedir… Nihayetinde, içinde bulunduğu dünyayı kurtarmak ve bildiği geleceğe dönmek için Barry'nin tek umudu hayatı için yarışmaktır. Ancak yaptığı tüm fedakârlıkları evrenin başa dönmesi için yeterli olacak mıdır? Asteroit Şehir (Asteroid City) Süre: 105dk Tür: Bilim Kurgu, Komedi, Romantik Yönetmen: Wes Anderson Senarist: Wes Anderson , Roman Coppola Oyuncular: Jason Schwartzman, Scarlett Johansson, Tom Hanks Asteroid City, 1955 yılında Amerika'daki kurgusal bir çöl kasabasında gerçekleşen Junior Stargazer kongresini anlatıyor. Benim Babam bir Kahraman Tür: Aile, Dram Yönetmen: Orçun Benli Senarist: Orçun Benli , Şükrü Üçpınar , Alptekin Öztürk Oyuncular: Ufuk Bayraktar, Mehmet Emin Güney, Mahir İpek, Kaan Turgut, Nilay Deniz, Mert Turak Belediyede çalışan bir temizlikçi işçisi olan Altan, İstanbul'un zengin semtlerine yakın bir gecekondu mahallesinde oğlu Can ile yaşamaktadır. Eşinin zamansız ölümünün ardından oğlu Can ile kendisine küçük, zorlu ama eğlenceli bir dünya kuran Altan, etrafındakileri en üzgün anlarda bile güldürmeyi başarır. Elemental: Doğanın Güçleri (Elemental) Süre: 103dk Tür: Animasyon, Komedi, Macera Yönetmen: Peter Sohn Senarist: John Hoberg , Kat Likkel , Brenda Hsueh , Peter Sohn Disney'in yeni animasyonu Elemental; ateş, su, kara ve hava elementleri sakinlerinin bir arada yaşadığı bir şehirde Ember (Ateş) ve Wade'i (Su) konu almakta. Bu şaşırtıcı ikili, yolculukları sırasında aslında ne kadar çok ortak noktaları olduğunu keşfedeceklerdir. Joyland Süre: 127dk Tür: Dram, Romantik Yönetmen: Saim Sadiq Senarist: Saim Sadiq , Maggie Briggs Oyuncular: Ali Junejo, Rasti Farooq, Alina Khan Bulundukları durumdan mutlu ataerkil bir aile olan Rana ailesi dünyaya erkek bir bebek getirmek için can atarken, Rana erkeklerinin en küçüğü gizlice erotik bir dans şovuna katılır ve son derece hırslı bir trans yıldıza aşık olur. Onların imkansız aşk hikayesi, tüm Rana ailesinin cinsel bir isyana olan arzusunu yavaş yavaş aydınlatır. Film aynı zamanda Cannes'da gösterilmiş ilk Pakistan yapımı filmdir. Obsesyon Süre: 92dk Tür: Gerilim, Gizem Yönetmen: Eray Altay Senarist: Eray Altay Oyuncular: Ekin Mert Daymaz, Ege Kökenli, Sarp Can Köroğlu Mert, başarılı bir iş insanıdır ve çevresi tarafından çok sevilir. Fakat düzen konusunda takıntısı olan Mert, obsesif bir kişiliğe sahiptir. Beren'e aşık olduktan sonra da en büyük takıntısı Beren'i elde edebilmek olur. Beren ise geçmişinde kimsenin bilmediği sırlar saklıyordur. Hüddam 3: Lamia Süre: 96dk Tür: Korku Yönetmen: Utku Uçar Senarist: Utku Uçar Oyuncular: Hakan Erkuran, Şeyda İpek Baykal, Musa Has Asaf, babasının intiharı ile sarsılır. Gerçeği öğrenmek ve kan bağının üzerinde olan lanete son vermek için babası Davut gibi Hüddam ilmine başvurur. Fakat Asaf bir şeyi bilmiyordur. Lamia, şimdiye kadarki diğer hizmetkârlardan çok daha kudretlidir. Asaf zorlu gerçekle yüzleşecektir. Read the full article
#AsteroitŞehir#BenimBabamBirKahraman#DoğanınGüçleri#Elemental#ElementalDoğanınGüçleri#Hüddam#Hüddam3#Hüddam3Lamia#Joyland#Obsesyon#OrçunBenli#TheFlash#UfukBayraktar
0 notes
Text
⭐⭐⭐⭐⭐
Kaptırıp gitmişken dünyanın keşmekeşine birden bir şey olur, özellikle çocuklara, ne ki en zayıf noktamız onlar degil mi?. Elden hiç ama hiçbir şeyin gelmediği, sadece seyirci kaldığımız bir zamandır bu. Önce geçer zannederiz hemen, fakat heyhat, süregider uzunca bir süre. Zaman ilerler, ilerler... Öyle olur ki, o çok bilirim diyen 'ene' küçüldükçe küçülür, eğilir önünde o yüce Kudretin ve Kuvvetin. İliklerime dek aczimi hissettiğim, haddimi ve yerimi bildiğim bu anlarda bir garip lezzet duyarım zira o tek Hakim'in, tek Sahib'in Varlığını ve Kudretini kuvvetle duyumsarım. Gök gürlemesinin göğün zikri olması gibi, sarsıcı ama zevkli.
Der ki O'nu tanıyan yanım, Bildin mi yerini şimdi? Bilirim; çocukların ve yaşlıların sahibi değilim, benimle de dönmüyor bu devran.
🎐
Koronavirüs bunları hatırlatıyor bana.
Bildik değil mi dünyanın bir sahibi olduğunu? Durmaz sandığımız sistem durayazıyor, karbon salınımı umurumda değil diyenler uçak kaldıramıyor, işyerleri, okullar kapatılıyor. Temiz olmaya zorluyor şimdiki durum, temiz beslenmeye zorluyor. Bazı ülkelerde Restoranlarda polisler masaları ölçülü biçimde ayırıyor, böylece insanların arasına saygılı bir mesafe zorla da olsa koyduruluyor.
Eli kalbe götürüp selam vermek gibi bir güzellik yayılıyor.
Öte yandan bu virüs turnusol kağıdı görevi yapıp, bireylerin ve toplumların ne olduklarını açığa çıkartıyor.
Ben diyenler, sen diyenler, biz diyenler; korku içinde kendini kaybedenler; fırsatçılar, tellallar; hayata ve hizmete devam edenler; virüsten en çok etkilenecek olan yaşlıları bu tehlikeye maruz bırakmamak için temassız ihtiyaçlarını gideren gönüllüler, sokakta kağıt havlu, kolonya ikram edenler, neler neler... Freni boşalmış kamyon gibi giden modern dünyaya, O'ndan başka kim, hangi güç yaptırabilirdi bunları ya Hu?
🎐
Bir o yandan, bir bu yandan duyuruyor Mevla ve pekiştiriyor: endişeyi, vesveseyi bırak, her şey yerli yerinde, her şey merkezinde. Her şey ama her şey, her şeyin Sahibi'nin kontrolünde..
🎐
Diyor ki dedem:
"Kişi taze fidan veya buğday sapı gibi olur ve tecelli rüzgarı estiğinde eğiliverirse, rüzgar geçtikten sonra yine doğrulur." .
"Sert ve dirençli ağaçlar, ne kadar sağlam olursa olsun Allah'la oyun oynanmayacağı, O'na karşı gelinemeyeceği için kuvvetli bir tecelli rüzgarı karşısında direnemez ve kökünden sökülüverir. Kavimlerin helâki de böyle olmuştur".
🎐
Demek diyorum şimdilerde bize düşen eğilivermek. Olacak olan olacak. Inşaallah bu virüs, bize yerimizi ve hakiki insan olmayı hatırlatsın ve biz eğilirken o işini yapıp gidiversin hayırla, amin..
🎐
Hani Efendimiz'le savaşa gitmiyor kimi, ölürüz, ailemize kim bakar vs diyorlar, ayet iniyor sonra; orada ölecek olan gitmese dahi oraya o vakitte gidecek ve ölecek mealinde. Sonra Hz.Süleyman'a gelen o adamın hikayesi. Azrail'i gördüm, canımı alacak diye korktum, beni başka yere gönder diyor hani. Hz.Süleyman da onu Hindistan'a gönderiyor rüzgarla. Daha sonra Hz.Azrail'i görünce, o adamı neden korkuttuğunu soruyor ve şu cevabı alıyor: "Ey dünyanın sultanı, ben ona hayretle baktım. Allah bana onun canını Hindistan'da almamı emretmişti, ben onu burada Kudüs'te görünce şaşırdım." Meğer koşa koşa ve paşa paşa yerine gitmiş adam ya Hú!.😞
🎐
Yunus as'ın kör çocuğa ettiği dua hani.
🌺 Enbiya suresi
Bunu da okuyunca netleşir gibi oldu içimde dönenler. Çoook zamandır genel ya da özel, şu şöyle olsun, bu böyle diyemiyorum duada, hatta çoğu zaman öylece kalıyorum huzurda. Selamet ve afiyet, iyilik ve güzellik diliyorum genellikle konuşabildiğimde. Tüm dünya yangınları için de, diğer felaketlerde de çoğunlukla bu kadarına döndü dilim. Iyi mi değil mi bu hal pek de bilmezken buna da cevap verdi bu örnekle Dedem. Biz bilmiyoruz ki ne hayır ne değil. Hem buyurmuyor mu Mevla, hayır bildiginiz şer, şer bildiğiniz hayır olabilir, siz bilmezsiniz Allah bilir!
Biz yine selamet dileyelim, afiyet dileyelim. Diyor ya yine dedem, afiyet duası iyidir. Insanlığa da dünyamıza da vesselam..
Cumamız Mubarek Olsun...🌺
Selâm ve Dua ile ...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
11 notes
·
View notes
Text
‘Dr. Beyin,’ Yeni Güney Koreli TV Aşkınız
“Dr. Brain”, önemli bir Güney Koreli film yapımcısı tarafından yapılan bir mini dizi için beklediğiniz lansmanı almadı; bu, Apple TV+'ın uluslararası içeriğini yükseltme girişiminde önemli bir yapı taşı. Gösterinin Perşembe günü ilk gösterimi iki haftadan daha kısa bir süre önce duyuruldu ve o zaman bile Amerika Birleşik Devletleri'nde gösterime gireceği gerçek tarih konusunda kafa karışıklığı vardı. Salı günü duyurulan oyuncular ve ekiple ritüel basın günü bir hafta içinde gerçekleşiyor sonra prömiyeri.
Görünüşe göre bu planlama eksikliği, Apple'ın dikkatini gösterinin Güney Kore'de yayınlanmasına odaklamasının bir sonucu olabilir; "Dr. Kim Jee-woon tarafından yaratılan Beyin, hizmetin o ülkeden ilk orijinal dizisidir. Ancak başka bir suçludan şüphelenmemek zor: Netflix'in “Squid Game”i ve Güney Kore televizyon dizisine getirdiği ani ilgi çığı. Belki Apple'dan biri uyandı ve "Hey, bizde de onlardan var!" dedi.
Ve sahip oldukları, nispeten sessiz ve sadece biraz sansasyonel şekilde daha iyi. “I Saw the Devil” ve “The Good, the Bad, the Weird” gibi filmlerde aşırı kanlı ya da abartılı eylemlerde bulunmaktan mutlu olan Kim ile her zaman ilişkilendirilen sessiz ve sansasyonel olmayan nitelikler değildir. "Dr. Brain", en iyi çalışması olan cilalı korku filmi "A Tale of Two Sisters'ı anımsatan daha sakin, daha incelikli bir modda oynuyor. ”
Kim, kariyerinde bir tür-hopper olmuştur ve altı bölümlük “Dr. İlk televizyon dizisi Brain, daha önce çalıştığı formatları harmanlıyor. Beyin bilimcisi Sewon Koh (Lee Sun-kyun) gömdüğünü düşündüğü ama hayatta olabilecek oğlunu ararken, ana hatlarıyla bu basit bir gizemdir; Başta şüpheci olan ancak kendi tarafına geçen bir polis memuru olan Teğmen Choi (Seo Ji-hye) ona yardım eder.
Ama aynı zamanda bir bilimkurgu hikayesi: Koh, yakın zamanda ölenlerin anılarına erişmesine izin veren "beyin dalgalarını senkronize etmek" için bir süreç geliştirdi. Oğlunun kaderi, bu teknolojiyi içeren bir komployla sarılır ve "Dr. Brain” en uçta Dr. Frankenstein'a, 1980'lerin ortalarındaki kask ve elektrot gerilim filmleri “Brainstorm” ve “Dreamscape” alt uçta.
Koh'a da yardım eden özlü bir özel gözün (Park Hee-soon) şahsında bir kara film nakışı yapın ve bir tür güveci elde etmiş olursunuz. Ve bu, Koh'un cinayet kurbanlarının, rastgele cesetlerin ve bir komik sekansta ölü bir kedinin kafalarının içine girdiği, zihin-birleştirme sekanslarına gelmeden önce. Kim bunları, genel olarak natüralist mizansere giallo ve Asya-korku motifleri biçiminde görsel pizazz enjekte etmek için fırsatlar olarak görüyor. Son olarak, kediyle kaynaşmanın Koh'a ara sıra kedilerin görme ve çeviklik güçlerine erişmesini sağlayarak onu yarı zamanlı bir süper kahraman yaptığını söylememek ayıp olur.
Bu, “Dr. Beyin" kulağa bir karışıklık gibi geliyor, ama şaşırtıcı derecede tutarlı. Kim sıkı bir şekilde kontrol altında - göze batmayan profesyonelliği, şokların, geri dönüşlerin ve ifşaların pürüzsüz, modüle edilmiş bir sürüşün parçası olmasını sağlıyor. Ve bu akıcılık sizi, çoğunlukla birinin neden bariz olanı yapmadığını içeren, bu tür hikayelerin ortaya çıkma eğiliminde olduğu dırdırcı soruların ötesine taşır.
Bazı izleyiciler için girişin önündeki asıl engel, sezonun başlangıcı ve bitişinin duygusallığı olabilir - Kore TV dizilerinin yerli izleyicilerin beklentilerini karşılamak için kendilerini pembe diziler olarak gösterme ihtiyacı. Ancak Kim, normdan daha az şurup döküyor ve koşusunun çoğu için “Dr. Brain” klas ve sürükleyici bir eğlencedir.
HaberSeçimiNet
1 note
·
View note
Text
Usta sinemacı Andersson'un son filmi 'Sonsuzluk Üzerine sinemaseverlerle buluşacak
Sinema salonlarında bu hafta 4'ü yerli 9 film vizyona girecek. Leigh Whannell'in yönettiği; Elisabeth Moss, Storm Reid, Oliver Jackson-Cohen ve Aldis Hodge'nin başrollerinde oynadığı "Görünmez Adam" izleyici ile buluşacak. H.G. Wells'in aynı adlı ünlü eserinin yeni bir uyarlaması olan film; zengin bir bilim insanı olan eşinden kendisine taciz ve şiddet uyguladığı için boşanan Cecilia Kass'in, eşinin intiharı sonrası kendisine yüklü bir miras bıraktığının bildirilmesiyle yaşadığı olayları çevresine kanıtlama ve bu durumdan kurtulma mücadelesini anlatıyor.
"Kelly Çetesi'nin Gerçek Hikayesi" Justin Kurzel'in yönettiği "Kelly Çetesi'nin Gerçek Hikayesi", tarihin en ünlü kanun kaçağı ve haydutlarından Ned Kelly ile çetesinin hikayesini konu ediniyor. Avustralya'nın ünlü kanun kaçağı Ned Kelly'nin hayatını odağına alan biyografi türündeki film; bir ülkenin karanlık geçmişini, daha önce hiç anlatılmayan kısımlarıyla gözler önüne seriyor. Senaryosu Shaun Grant'a ait olan yapımda George MacKay, Essie Davis, Nicholas Hoult, Charlie Hunnam, Russell Crowe ve Orlando Schwerdt rol aldı.
"Jexi" Adam Devine, Alexandra Shipp, Ron Funches, Charlyne Yi, Michael Pena, Wanda Sykes ve Justin Hartley'in oynadığı "Jexi"nin yönetmenliğini Scott Moore ve Jon Lucas üstlendi. Komedi türündeki film, bir adamın yeni aldığı akıllı telefonda bulunan işletim sistemi Jexi ile birlikte değişen hayatını beyaz perdeye yansıtıyor.
"Sonsuzluk Üzerine" Usta sinemacı Roy Andersson'un yeni filmi "Sonsuzluk Üzerine"; hayatın hem hayallerde görülebilecek kadar güzel hem de bir o kadar acımasız tarafını anlatıyor. Roy Andersson'un Binbir Gece Masalları'nın anlatıcısı Şehrazad'ın öykü anlatımından ilham alarak çektiği film, seyirciyi insanlığın varoluş öyküsünde rüya gibi bir gezintiye çıkarmayı amaçlıyor. Dram ağırlıklı İsveç, Almanya ve Norveç ortak yapımın başrollerinde Bengt Bergius, Anja Broms, Tatiana Delaunay, Jan-Eje Ferling ve Lotta Forsberg gibi isimler yer alıyor. "Acı Kiraz" Serdar Akar'ın yönettiği "Acı Kiraz", birbirinden farklı zorlu hayatların bir noktada kesiştiği bir hikayeyi odağına alıyor. Film, kiraz yetiştiricisi yaşlı bir çiftçiyi, gırtlağına kadar borca batmış sahtekar bir nakliyeciyi, umuda yolculuklarında ihanete uğrayan göçmenleri ve lösemi hastası çocuğunu kurtarmak için çırpınan bir babanın hikayesini anlatıyor. Erdal Beşikçioğlu, Belçim Bilgin, Ertan Saban, Bülent Şakrak, Luran Ahmeti ve Halil Ergün'ün başrollerinde yer aldığı filmin senaryosu Oliver Romevski imzası taşıyor.
"Geçerken Uğradım" Onur Bilgin'in yönettiği "Geçerken Uğradım", ülkenin görülmesi gereken yerlerini görmek adına bir tatile çıkan Cavit ile ailesinin, Afyon'da Cavit'in askerlik arkadaşı Cemil'e uğramalarıyla gelişen olaylar etrafında dönüyor. İstanbul'dan Antalya'ya uzanan komedi türündeki hikayenin başrollerinde Selahattin Taşdöğen, Mihriban Er, Emre Ertunç, Mustafa Ertunç Alıcı, Hilal Anay ve Ahmet Taşpınar yer alıyor. "Semur 2: Cinlerin Büyüsü" Burak Çelik'in yönettiği; Furkan Karaca, Bora Altınışık, Cansel Aydos ve Ülker Su Osmanoğlu'nun rol aldığı haftanın yerli korku filmi "Semur 2: Cinlerin Büyüsü", arkadaşlarıyla birlikte dedesinden gelen bir mektubun peşine düşen Alesia'nın, geçmişinde yaşadığı olaylarla yeniden yüzleşmesini konu ediniyor.
"Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina’nın Günlüğü" TRT Çocuk kanalında yayınlanan Su Elçileri adlı çizgi dizinin sinema uyarlaması olan "Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina'nın Günlüğü", sera gazları ve küresel ısınma yüzünden buzulların erimesi neticesinde kaybolan arkadaşlarını ararken türlü maceralara atılan Kaptan Pengu, Misket, Pelik ve Mandalina'nın hikayesini anlatıyor. Nurullah Yenihan ve Engin Baştürk'ün yönetmenliğini üstlendiği animasyonun seslendirmelerini Onur Orhan Akgülgil, Emin Yaraç, Ufuk Yüksel, Ezel Kalkan ve Başak Arslan yaptı.
"L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede" Haftanın bir diğer animasyonu "L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede", influencer Tahani ve Mykal-Michelle'in sinema maceralarını anlatıyor. Read the full article
0 notes
Text
Mutlaka İzlemeniz Gereken Yabancı Dizi Önerileri
Mutlaka İzlemeniz Gereken 13 Yabancı Dizi Önerisi
Her yıl onlarca yeni yerli ve yabancı dizi hayatımıza girmektedir. Yerli dizilerde ki zengin kız fakir oğlan edebiyatından bıkanlar arasındaysak bizi senaryo ve oyunculuklarıyla etkileyen yabancı dizileri izlemeye tercih ederiz. Çünkü bu kadar yabancı dizi yığınının içinde öneri almadan bir diziye başlamak samanlıkta iğne aramaktan farksızdır. İşte burada yabancı dizi öneri listeleri önemli yere sahiptir. Sizler için seçtiğim ve hepsini mutlaka kendimin de izlediği yabancı dizi önerileri listesi.
13- The Last Man on Earth
Imdb: 7.4 | Türler: Komedi, Kıyamet Sonrası Bilim Kurgusu | Sene: 2015-2018 İlk 2 sezonunu akıcı bir şekilde izleyeceğiniz bu dizi, işinden nefret eden ve sıradan bir insan olan Phil Miller’ın hayatının nasıl değiştiğini anlatıyor. Bir anda dünyada kalan son insan sıfatını taşımaya başlayan Phil’in yaşadığı maceralara konuk oluyoruz. Yabancı dizi önerisi listemizin 13. sırasında bulunan The Last Man on Earth 4. sezonda final yapmış durumda. Fragman
12- Borgia
Imdb: 7.8 | Türler: Biyografi, Drama, Tarih | Sene: 2011 – 2014 Yabancı dizi önerileri listemizin 16. Sırasında bulunan Borgia Türkiye’de çok fazla bilinen bir dizi değil. Neden bu diziyi izlediğimi ve nerden duyduğumu çok hatırlamasam da dizideki entrikalar insanı bir bölüm daha izlemeliyim diye diye sezonu bitirecek hale getiriyor. Borgia ailesi Rönesans döneminde öne çıkan İtalya ve İspanya asıllı Papalık Devleti ailesidir.( Papalık ve Vatikan hakkındaki şu yazımı okumanızı tavsiye ediyorum: Vatikan hakkında bilmeniz gereken 5 bilgi) . Dizide bu ailenin yaşadığı sorunları ve VI. Alexander ‘ın nasıl Papa olduğunu anlatıyor. Şunu da belirtmek isterim bu aileyi anlatan The Borgias diye bir dizi de var ama ben o diziyi izlemedim. Fragman
11- Blindspot
Imdb: 7.5 | Türler: Aksiyon, Suç, Drama | Sene: 2015 – Tartışmasız izlerken dizinin konusunun aklınıza bile gelmeyeceği, bu nasıl bir konu diyeceğiniz ve bu zamana kadar bu diziyi neden izlemediğinizi sorgulayacağınız bir dizi. Bu dizi Arrow ve The Flash dizilerinin yaratıcısı Greg Berlanti’nin bir projesidir. Jane Doe isimli bir kadın vücudunun her yeri dövmelerle kaplı bir şekilde bir bavulun içinde Times Meydanı’nda bulunur. FBI’dan Kurt Weller ve takım arkadaşları, bu dövmelerin gizemini çözmeye çalışıyorlar. İzlerken fark ettiğim şey şu, dövmeleri ne kadar çözerlerse dizi o kadar karmaşıklaşıyor. Yabancı dizi önerileri listemizin 11. sırasında bulunan Blindspot çıkacak olan 5. Sezon ile final yapıcak. Fragman
10- American Horror Story
Imdb:8.1 | Türler: Drama, Korku, Gerilim | Sene: 2011 – Aslında bu dizi hakkında bir şey yazmaya gerek yok. American Horror Story bir korku dizisi ve hala devam ettiğinden dolayı oldukça sevilen bir dizi. Bu dizinin diğerlerinden farklı bir özelliği ise her sezonda farklı bir hikâyeyi konu almakta. Bir bakmışsınız lanetli bir evdesiniz. Bir bakmışsınız akıl hastanesinde. Fragman
9- Power
Imdb: 8.2 | Türler: Suç, Drama | Sene: 2014 – Instagram’ da bir bölümünü gördükten sonra başladığım bu dizi, James “Ghost” St. Patrick’ in yaşadığı serüveni anlatıyor. Uyuşturucu satışı işinde olan James, para aklamak için gece kulübü açar. Dizi, iyi aile babası olarak görünen James’in gece kulübü ve uyuşturucu çetesi lideri olarak yaşadığı ikili çatışmayı anlatmaktadır. Fragman
8- The Walking Dead
Imdb: 8.3 | Türler: Drama, Korku, Gerilim | Sene: 2010 – Arka Sokaklar’ ı sezon olarak geçebilme potansiyeli olan bu dizi bir zombi dizisi. Açıkçası ben bu diziyi 8. Sezondan sonra izlemeyi bıraktım. Çünkü çok monotonlaştı. Ama ilk 6 sezonu rahatlıkla izleyebilirsiniz. Hikayemiz işe şöyle Rick kasabanın şefidir ve bir gün vurulur ve komaya girer. Bu koma süresinde dünyaya gelen bir salgın ile zombi istilası başlar. Çok fazla zombi filmi izlemişimdir ama görsel olarak bu kadar iyi bir dizi görmedim. Dizideki zombiler aşırı gerçekçi. Mutlaka izlenmesi gereken yabancı dizi önerileri listemizin 8. Sırasında bulunan The Walking Dead’ın yönetmeni aynı zamanda Esaretin Bedeli ve Yeşil Yol filmlerinin de yönetmeni Fragman
7- The 100
Imdb: 7.7 | Türler: Drama, Bilim kurgu, Gizem | Sene: 2014 – Arkadaşımın önerisi ile başladığım bu diziyi arkadaşımdan önce bitirdiğimi belirtmem gerekir. Normalde bilim kurgu filmlerinden ve dizilerinden nefret ederim. Ancak bu dizi ilgimi çekmeyi başardı. Ancak şöyle bir şey söylemeliyim sezonlar ilerledikçe nedensiz bir şekilde her şey Clarke karakterine bağlıymış dünya onun etrafında dönüyormuş hissi veriyor. Nükleer bir patlama sonucu dünyada uzun bir süredir yaşam yoktur. Son anda kaçmayı başarmış bir uzay aracından hapis cezasına çarptırılmış 100 kişi dünyaya yollanır ve maceraları çok uzun sürecektir. Fragman
6- La Casa de Papel
Imdb: 8.6 | Türler: Aksiyon, Suç, Gizem | Sene: 2017 – Mutlaka İzlemeniz Gereken 13 Yabancı Dizi Önerileri listemizde 6. Sırada çıktığı zaman herkesin dilinden uzun bir süre düşmeyen bir dizi var. O kadar çok konuşuluyordu ki , mecburen diziye başladım diyebilirim. Ancak diziyi izlerken neden bu kadar çok konuşulduğunu anladım. Başrolde Profesör olarak adlandırılan bir deha vardır. Bu adam kurduğu ekiple beraber belki de tarihin en büyük soygununu yapmayı planlarlar. Amaçları bir banka ya da marketi soymak değil İspanya Kraliyet Darphanesini soymaktır. Ancak içeride hesaba katlamadıkları olaylarla karşılaşırlar. Fragman
5-Breaking Bad
Imdb: 9.5 | Türler: Suç, Drama, Gerilim | Sene: 2008-2013 Breaking Bad Imdb puanı en yüksek olan diziler arasında en üst sıralarda olan bir dizidir. Konusu ise mükemmel. Gayet sıradan bir hayat süren ve lisede kimya öğretmenliği yapan Walter White bir gün kanser olduğunu öğrenir. Ailesine bırakacak hiçbir şeyi olmadığını fark eden bu kimya öğretmeni öğrencisiyle beraber uyuşturucu üretim işine girer. Piyasada hiç kimsenin yapamadığı saflıkta ürettikleri metamfetamin , onları bu karanlık dünyanın içinde hızla büyütür. Eee tabi risklerde gittikçe artar. Fragman
4- Chernobyl
Imdb: 9.6 | Türler: Drama, Tarih | Sene:2019 Öncelikle bu dizi hakkında yazdığım ve Çernobil faciasını anlattığım Nedir bu Çernobil ve Çernobil dizisi adlı yazımı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Mini dizi olarak çıkan bu dizi 5 bölümden oluşuyor.5 bölümden oluşmasına karşılık o olayları en ince detayına kadar anlatmayı başaran bu dizi yabancı dizi önerileri listemizde 4. Sırada yer almaya hak kazanıyor. Fragman
3- Sense8
Imdb: 8.4 | Türler: Drama, Gizem, Bilim kurgu | Sene: 2015-2018 Mutlaka İzlemeniz Gereken 13 Yabancı Dizi Önerileri listemizin nihayet son 3 dizisine gelebildik.Sense8 bu üçte yer almayı kesinlikle hak eden bir dizi. Aslında ilk üçü yaparken çok zorlandım. Game of Thrones, Prison Break, Black Mirror gibi monotonlaşmış dizilere listemde yer vermedim çünkü onları artık herkes izledi. Sense8 dünyanın 8 farklı yerinde yaşayan ve gizemli bir şekilde birbirleriyle bağlantı kurabilen bu 8 kişinin yaşadığı olayları anlatıyor. Dizinin konusunu ne kadar anlatsam da izlemezseniz anlamazsınız. Fragman
2- Dark
Imdb: 8.6 | Türler: Suç, Drama, Gizem | Sene: 2017 - İzlerken beyninizin yüzde yüzünü kullanmanız gereken ve her dakika ne oluyor kardeşim dedirten bir dizi düşünün. Aynı bölümü anlamak için 2 kere izlediğimi bilirim. Alman dizisi olduğu için diziye aslına biraz soğuk başladım. Diziye başlayınca ön yargının ne kadarda kötü bir şey olduğunu anladım diyebilirim. Yeni sezonun gelmesini iple çekiyorum. Umarım bir Game of Thrones vakası yaşamayız. Dark Mutlaka İzlemeniz Gereken 13 Yabancı Dizi Önerileri listemizin 2. Sırasında almayı başarıyor. Fragman
1-Vikings
Imdb: 8.6 | Türler: Action, Macera, Drama | Sene: 2011 - Yabancı dizi önerileri listemizin bence tartışmasız 1. Sırasında olması gereken Vikings, 8. Yüzyıl İskandinavya’sında geçer. Ragnar Lothbrok’un basit bir çiftçiyken uyguladığı stratejilerle ve korkusuz duruşuyla ilk önce Reisliğe yükselir. Dünya tarihinde en etkileyici ve en sevdiğim dizi karakterleri arasında direk ilk sıraya koyacağım kişi Ragnar’dır. Büyük ihtimalle diziyi izleyen herkesi aynı şekilde etkileyen bu adamın hayatı gidilmeyen yerlere gitmek için denize açılmasıyla tamamen değişecektir. Vikingler ile ilgili olan bu dizinin hikayesi Avrupa efsanelerine ve tarihsel figürlere dayanıyor. Fragman Read the full article
0 notes
Text
Bu Hafta Vizyona Giren Filmler. İşte Seçebileceğiniz 7 Yeni Sinema Filmi
Bu hafta Türkiye’de yerli ve yabancı toplam 7 sinema filmi sinema severler ile buluştu. 3’ü yerli 7 filmin vizyona girdiği bu hafta, sizlere bu filmleri kısaca özetlemeye çalışacağız. Dilerseniz gelin hep birlikte bu filmlere bir göz atalım. Bu arada lütfen bu filmleri izlediyseniz deneyimlerinizi izlemeyen arkadaşlarımız için paylaşınız. Şimdi filmlere geçebiliriz… İhtiyar Adam ve Silah (The Old Man & The Gun) David Lowery’nin yönetmenlik koltuğunda oturduğu filmin başrolünde deneyimli aktör Robert Redford var. 16 milyon Sterlinlik gişesi ile Birleşik Krallığa göre kötü bir gişe rakamı yakalasa da film, Altın Küre’de birçok ödüle layık görüldü. 2018’de Avrupa’da ve Amerika’da gösterime sunulsa da, ülkemizde 5 Nisan itibari ile sinema severler ile buluştu. 70 yaşına kadar birçok soygunu gerçekleştiren Robert Redford’un canlandırdığı Forrest Tucker, cezaevinden esrarengiz bir şekilde çıkarak jübilesini yapmak üzere son ve en büyük soygunu gerçekleştirme niyetinde. Bu film aynı zamanda Robert Redford’un oynadığı son film niteliğinde… Hababam Sınıfı Yeniden 1975’ten beri özellikle Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Tarık Akan ve Şener Şen ile özdeşleşerek birçok sinema filminde ve tiyatro oyununda izleyicilere sunulan Rıfat Ilgaz’ın önemli yapıtı Hababam Sınıfı, bu hafta izleyiciler ile bambaşka bir oyuncu kadrosu ve genişletilen öyküsü ile sunulmaya hazırlanıyor. Doğa Can Anafarta'nın yönetmenliğinde Altan Erkekli, Toygan Avanoğlu, Hande Katipoğlu, Sadi Celil Cengiz, Yusuf Çim, Özge Özacar, Giray Altınok, Sami Aksu, Nazlı Pınar Kaya ve Fırat Albayram gibi belki de ilk defa ekranlarda göreceğiniz yüzler ile izleyeceğiniz Hababam Sınıfı Yeniden filminin ana konusu ise; her zamanki Hababam Sınıfı ile hemen hemen aynı. Benden Hikayesi Beyaz Perde’nin yerli film klasmanındaki 2.filmi olan Benden Hikayesi, Onur Barış’ın yönetmenliğinde ve Mert Er’in başrolünde Türk Edebiyatı’nın usta kalemlerinden olan Sait Faik Abasıyanık’ın hayatını konu almaktadır. Adapazarı’ndan başlayan serüvenin İstanbul’da son bulması ile Sait Faik’in hayatının özellikle Lise çağında başlayan yazarlık deneyiminin tadına varacağınız filmin, sizi ne kadar etkileyeceğini şimdiden tahmin etmek mümkün… Suç Unsuru Bu hafta Beyaz Perde’nin son yerli filmi olan Suç Unsuru, Süleyman Arda Eminçe tarafından yönetilen ve oyuncu kadrosunda Bülent Çolak, Koray Erkök, Burak Sarımola; Emre Şen, Duygu Yıldız, Hamdi Alp ve Kaan Songün gibi yeni oyuncuların bulunduğu aksiyon-komedi tarzı bir film. Birlikte yaşayan iki yeni arkadaşın evine yapılan Polis Baskınından sonra gelişen olayların konu alındığı film, özellikle çenesi düşük olan Celal’in ifadeleri doğrultusunda yepyeni maceralara dönüşmektedir. Bakalım bu tatlı serüven sizleri nereye götürecek…! Shazam! 6 Güç David F. Sandberg’in yönettiği film, fantastik-macera tarzı harika bir öykü ile desteklenen Rus yapımı bir yapıt. Warner Bros tarafından piyasaya sürülen filmde, genç bir çocuğun doğaüstü güçlerine tanıklık edeceksiniz. Gücünü pelerininden alan Billy Batson’in, filmin kötü karakteri Dr. Thaddeus Sivana ile yaşadığı macera ve aksiyonu doruğa kadar tadacağınız Shazam! 6 Güç; Zachary Levi, Mark Strong, Asher Angel, Jack Dylan Grazer, Michelle Borth ve Adam Brody'nin rol aldığı güçlü bir yapıt olarak sizleri bekliyor. Hayvan Mezarlığı Endonezya-Avustralya yapımı filmin yönetmenlik koltuğunda Kevin Kolsch, Dennis Widmyer gibi iki önemli isim var. Amerikan doğaüstü korku sınıfında gösterilen filmde, Boston’da yaşayan 2 çocuk babası bir köylünün yaşadığı gerilim ve korku konu alınmaktadır. Başrollerinde Jason Clarke, John Lithgow ve Amy Seimetz gibi güçlü isimlerin bulunduğu filmde, bir mezardaki korku dolu anlara tanıklık edeceksiniz. Dumbo Bu haftanın son filmi ise; Tim Burton’un aynı isimli yapıttan esinlendiği ve Eva Green, Colin Farrell, Michael Keaton, Danny DeVito, Nico Parker, Finley Hobbins, Joseph Gatt, Alan Arkin ve Sharon Rooney gibi oyuncuların yer aldığı Dumbo filmi. Kocaman kulakları sayesinde güçlü yeteneklere sahip olan fil Dumbo’nun maceralarına bu filmde tanıklık edeceksiniz. Bu sevimli filin sirkteki karanlık sırlarına tanıklık etmeye hazır mısınız? Read the full article
0 notes
Text
battleforthesun
Egomun başıma açtığı dertlerden birinin hikayesi bu. Bilirsiniz, ego ile aşk birbirinin kan davalısıdır. Günahları kadar sevmezler birbirlerini. Ego, talep eder; aşk, teslim olur. Ego’nun cehennemidir oysa teslimiyet; herşeye hükmetmek ister, bütün iplerin elinde olmasını ister. Aşk ise, herşeyini ‘o’na teslim eder. Varını, yoğunu neyi varsa avucunun içine büyük bir şefkatle bırakır. Aşk, her zaman göstermez kendini; saklanır. Ego ise hep ön planda, hep gözler üstünde olsun ister. Aşk ürkek bir karacaya benzer, ego ise büyük pençeli beyaz bir kaplandır; hırçınlığı ile asil olduğunu zanneden. İşte içimdeki iki parçanın kavgasının hikayesidir bu.
İlk gençlik denilen o kaoslarla, özgüven patlamalarıyla ve yenilgilerle dolu dönemde, içimdeki aşk, bir kere daha zuhur etmişti. İlk zuhur edişi değildi, yine de egomu ve benliğime ait pek çok şeyi önüne katıp erozyona uğratacak kadar kuvvetliydi. Ancak bu sefer, aşkın daha önceki zuhur edişlerinde, hazırlıksız yakalandığım ve adına o zaman ‘feci yenilgiler’ diyebileceğim yaşanmışlıklardan sonra – ki o zaman böylesi yenilgilere oldukça hazırlıksızdım- farkında olarak veya olmayarak, hissettiğim öfke ve eziklik duygularına çok fazla kapılarak egomu bir miktar beslemiştim. Semirmiş ve güçlenmişti.
Size bir şey itiraf edeyim: Hayatımda en çok pişmanlık duyduğum şeydir bu; egomu beslemek. Daha sonraları, egomun sesini kısmayı başarabildiğim, onu, sesini duyamayacağım bir kafes içerisine hapsedebildiğim zaman yaşadım ben, hayatımın en mutlu anlarını. Ama ne zaman egomu, o kafesten dışarı çıkardımsa, beni hep mutsuz etti. Başıma bir sürü dert, içime de bir sürü acı musallat etti.
Yaradılış inancında, evrenin Pazar günü yaratılmaya başlandığına inanılır. Hatırlıyorum, bu aşk da bir Pazar günü zuhur etmişti. Pazar günlerini sevmezdim aslında. Evdeki kavgalar hep Pazar günleri olurdu, ben küçükken. Oldukça tedirgin uyanırdım Pazar sabahları. Bazen kavga ben uyanmadan başlamış olurdu; kavga sesine uyanırdım. Yapmacık bir duyarlılıkla bizi –evin çocuklarını- sokağa oynamaya gönderirlerdi bazı zamanlarda da. Yapmacık bulurdum çünkü asıl samimiyetin böyle sürekli kavga etmemek olduğuna inanırdım. Aynı şeyi hala düşünürüm. Bir Pazar günü hissettim aşkı. Onun gözlerine bakarken, içimdeki aşkın gözlerine bakıyordum. Kalp atışını hissederken yatak da olabilen o eski çekyatın üzerinde, bir yandan büyük bir sükunet ve huzur, bir yandan da endişe ve korku kıpırtıları hissediyordum.
Korkumun sebebi neydi? O an tam olarak anlamlandıramıyordum. Bir duygunun, bir olayın ya da bir olgunun içindeyseniz onu anlamlandırmakta güçlük çekebilirsiniz. Baktığınız ya da şöyle söyleyeyim ‘görebildiğiniz açı’ sınırlıdır çünkü. Karşı taraftan ve yukarıdan görebildiğiniz zaman bazı şeyleri –hatta çoğu şeyi- anlamlandırabilirsiniz. Korkan kısmım egomdu. Teslim olacağından, zayıf düşeceğinden korkuyordu. Fakat, o sırada, güçlü olan, kalabalık olan aşktı. Egom, aşkın altında kalıp ezileceğinden korkuyordu. Şimdi, geçmişe bakınca anlamlandırabiliyorum bunları. Parçalar yerli yerine oturuyor şimdilerde.
Aşkın o pitoresk kalabalığı ile geçti ilk aylar. Gözlerin gözlerden hiç ayrılmaması, dilimin sözlükler tarayıp en nadide ve güzel sözcükleri seçip onları konuşması, kanımın normal zamanlardan daha deli akması, tenlerin birbirine değmek için bahane araması; bunun gibi pek çok şey. İçinde aşkın zuhur ettiği herkesin anlayabileceği pek çok şey. İçinde aşkın zuhur ettiği herkesin kolay kolay anlayamayacağı şey ise, ego’nun demir parmaklıklar ardında, bu pitoresk kalabalığa gün geçtikçe artan öfkesidir ve özgür kaldığında yapabileceği şeylerdir. Benim egom da, aynı şekilde, kesif öfkeler biriktiriyordu kendisine.
Bu aşkın zuhur ettiği günü hatırlamama rağmen, egonun demir parmaklıklar arasından ne zaman, nerede ve nasıl kurtulduğunu çok iyi hatırlayamıyorum. Birden bire olmuştu ve ben farketmemiştim. Aşk ne kadar hesapsızsa, ego da o kadar sinsiydi. Gizli gizli, ağır ağır yapmıştı. Gizli gizli, ağır ağır ele geçirmişti. Haşlanmakta olan kurbağa gibi, farketmemiştim.
Hiçbir sebep yokken, bir sözcüğe, bir bakışa, bir mimiğe, düşünmeden yapılan bir davranışa (insanın omurilik soğanı ile yaptığı) dayanarak, onu bahane ederek, çıkardığım kavgaları hatırlıyorum. Egom kontrolü eline almaya başlamış olmalı. Teker teker bütün yönetim organlarını o sıralarda derdest ediyor olmalı. Soylu bir düklüğü işgal edip şehirleri talan eden, yağmalayan barbaların yaptığı gibi istila ediyordu egom, içimde aşkın inşa ettiği bütün herşeyi. Aşkın nasıl direndiğini de hatırlıyorum. O güçsüz çırpınışlarını. Çok zayıftı. Naiflikle yoğurulmuştu çünkü aşkın hamuru. Karşı koyması çok zordu. Son kaleyi de alıp son direnişçinin de kafasını giyotinle aldıktan sonra beni de karanlık bir yalnızlığa yuvarlamış oldu. O uçurumdan kendimi, kendi ellerimle atmış oldum.
Sonrası, cehennemin içimdeki tezahürüydü. Bu cehennemden kalmadır ruhumdaki bronzluk.
29/05/2017
1 note
·
View note
Text
Türkiye için zamanı gün, TOGG'un temeli Bursa'da atıldı
https://osmaniyemhaber.com/?p=40733 Türkiye için zamanı gün, TOGG'un temeli Bursa'da atıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da 2 yıl sonrasında tamamlandığında 5 bin kişiye istihdam sağlayacak, 22 milyar lira bütçe ile Türkiye’nin otomobilinin üretileceği TOGG Mühendislik, Tasarım ve Üretim Tesisleri inşaatının temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın birçok yerinde ses getirdi. Milletimiz on senelerdir hasretini çekmiş olduğu bu projede büyük teveccüh gösterdi. Meyve veren ağaç taşlanır. Altmış yıl sonrasında da olsa insanımız için iyi mi umut olmuşsa, bazı çevrelerin kabusu oldu. Ülkemizin güçlenmesinden, öz güveninin artmasından hastalık duyanlar yoğun karalama kampanyası başlattı. Hayatlarında ülke ve millet hayrına bir tek çivi dahi çakmamış olanlar, koro halinde karacılık atma yarışına koyuldular. 83 milyonun sevincine ortak olmak yerine, gülünç gerekçelerle projede açık aramaya çıktılar. Otomobilin kaputu da, farı da var manşetleriyle aslen kendi seviyelerini, kendi cahilliklerini, aşağılık komplekslerini ortaya koydular. Tüm çabalarına karşın, hamd olsun projede hiçbir kusur bulamadılar” şeklinde belirtti. Projeye karşı karacılık kampanyası başlatanlara çatan Erdoğan, “Dalga geçmek niyetiyle attıkları manşetlerin hepsi döndü, dolaştı, atanların eline, yüzüne bulaştı. 83 milyonun tamamı, genci yaşlısıyla milletimizin her ferdi, ülkemizin enerjisini temsil eden bu projeyi sahiplendi. Senelerdir içerden ve dışarıdan sabotajlara maruz kalmış bir hayâlin gerçekleşmesi karşısında milyonlarca yürek tekrardan heyecana tutuldu. Ikimiz de milletimizin bu beklentilerini boşa çıkarmamak için koronaya karşın gece gündüz çalıştık. Tüm dünyanın yatırımları durdurduğu yada askıya almış olduğu bir dönemde, Türkiye olarak sağlıktan ulaşıma, enerji ve çevreye kadar her alanda projelerimize hız verdik. salgın döneminde hizmete aldığımız projeler, sulama tesisleri, millet bahçeleri, hizmet yarışımızın yeni nişaneleri olarak ülkemizin dört yanında terfi etti. Bugün sürekli beraber temelini attığımız Türkiye’nin otomobili fabrikası işte bu yatırım zincirimizin altın halkasıdır. Bugün burada, yalnız yeni bir yatırıma başlamanın sevincini değil, salgına karşın devasa bir projeyi hayata geçirmenin haklı gururunu yaşamaktayız. Otomobili tanıttığımızda, bunlar nerede üretilecek diye soranlara, daha tasarım aşamasında projesi söndürmeye çalışanlara en güzel cevabı veriyoruz. Bugün inşaatına başlayacağımız yalnız bir fabrika değildir. Burası, insanların zihnindeki fabrika algısını kökten değiştirecek, içinde değişik tesislerin olduğu devasa bir üretim kompleksidir. Ulusal otomobillerimizin üretim öncesinden üretim sonrasına kadar tüm süreçlerini buradan yönetim edeceğiz. Yani üretilecek tüm otomobillerin AR-GE ve tasarımı buradan yapılacak. Seri üretime gene burada geçilecek. Kontrol ve satın alan edinim parkıyla fabrikamız halkımıza direkt hizmet verecek. Çocuklar ve gençler yeni teknolojilerle burada tanışacak. Çevre hassasiyetimizi de en üst seviyede tutuyoruz. Üretim ve fabrika inşaatında çevre dostu teknolojilerle bu alanda çıtayı daha da yükseğe taşıyoruz. Büyük, kuvvetli ve yenilikçi ülke vizyonumuzun sembollerinden biri olacak bu eserin genç kuşaklara esin aşılayacağına inanıyoruz. Şimdiye kadar emeği geçenleri ve geçecek olanları da şimdiden kutlama ediyorum” diye belirtti. Dünyada tüm başarıların arkasında azim, cesaret ve savaşım bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “Unutmayalım, başarıya giden yol bir çok vakit engellerle, mayınlarla, sabotajlarla, hatta ihanetlerle dolan. Türkiye’nin bir asra yaklaşan kalkınma mücadelesinde bunların hepsi fazlasıyla yaşanmıştır. Ülkemizin bilhassa ekonomide, üretimde, sanayide, finansta, dış siyaset ve güvenlikte bağımsızlığını sağlamaya dönük tüm hamleleri, gizli saklı bir elin müdahalesiyle sürekli izin verilmemiştir. Nuri Demirağ’ın tayyare fabrikası, Nuri Killigil’in çağıl tabanca ve cephane fabrikası, merhum Erbakan Hocamızın Gümüş Motor projesi birileri tarafınca sürekli sabote edilmiştir” şeklinde belirtti. “Türkiye ��eftali yerine motor üretmeye kalkınca bunlar ayağa kalkıyor” Otomobil sanayiinde ülkemizin önünde yeni bir yol açacak Devrim otomobili teşebbüsünün de son aşama kolay sebeplerle rafa kaldırıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemesi daima birilerini endişelendirmiştir. Tasarlayan, geliştiren, üreten ve ürettiğini dünyaya ihraç eden ülke idealimiz maalesef bir türlü gerçeğe dönüşmemiştir. Başaramayız, üretemeyiz, üretsek de satamayız diyen korku lobisi Türkiye’yi dışa bağımlı kılmak için her seferinde harekete geçmiştir. Bilhassa Devrim otomobilin hepimizin bilmiş olduğu hazin hikayesi, mali ve yerli üretim hamlelerimizin serencamını bizlere tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Daha fikir aşamasında engellenmeye çalışılan bu projenin he safhası ayrı bir utanç ve öğrenek deposudur. Bu otomobilin fizibilitesinin tartışıldığı 1961 tarihindeki otomobil endüstri kongresinden çarpışı bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim. Maksadı, Türkiye’de otomobil yapılamaz düşüncesini çürüterek, yerli imkanlarla ilk otomobili üretmek olan kongreye pek fazlaca mühendis ve akademisyen katılır. Fazla mühendis Şükrü Er. karşılaştığı zorlukları adeta feryat edercesine şu şekilde konu alıyor: (Münakaşanın bir tarafınca yaparız diyen müteşebbisler, öteki tarafınca yapamazsınız diyen birkaç ithalatçı ve politikacı yer almıştı. Birinciler bilgiye, üniversiteye sığınırlar, ikinciler paraya sığınıyorlar, Hilton’da değişik gruplarla basın toplantısı yapıyordu. İthalatçılar telaş içinde. Yılda bir milyar liralık satış mevzu bahis. Propaganda için her çeşit harcaması göze alıyorlar. Belli başlı gazeteler, ithalatçıların organı halinde mevzuya karşı amansız bir harp açtılar). Şükrü Er’in söylediği şeklinde Devrim otomobilleri en başından öksüz kalmıştı, basın, siyaset ve siyasette uzantıları olan kolay gerekçelerle dönem dışı bırakılmıştı”. “60 yıl ilkin de kalemşorlarıyla bu şekilde saldırdılar” Türkiye’nin yeni otomobilini tanıttıklarında kendilerini eleştiren gazetelerin, 60 yıl ilkin de kalemşorlarıyla Devrim otomobillerine aynen bu şekilde saldırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu karacılık furyasının o zamanlar başını çekenler, tıpkı bugün olduğu şeklinde gene CHP medyası olmuştu. O devrin CHP zihniyetindeki gazetelerini açıp baktığımızda, yerli otomobil fabrikası mevzusu boş lakırdıdır. Bu şekilde diyorlar. Daha vida, kablo üretemiyoruz. Memleketimizde bir otomobil fabrikası kesinlikle kurulamaz diyen CHP’li yazarları görüyoruz. Ulusal kaynakların otomobil sanayiine yönlendirilmesi, kaynakların israfından başka bir mânâ ifade etmez diyen CHP’li siyasetçileri görüyoruz. Bunlar şeklinde daha birçok yazı, yazı ve manşet birer utanç vesikası olarak arşivlerimizde halen durmaktadır” şeklinde belirtti. “İnci çıkarmak için vurgun yemeye hazırız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Denizin dibinden inci çıkarmak talep eden vurgun yemeyi göze almalıdır. Ülkemizin bekası, milletimizin huzuru için kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda ikimiz de vurgun yemeyi göze aldık ve alacağız. Son 18 yılda neleri başardıysak. Sabotajlara, engelleme girişimlerine karşın başardık. Attığımız her adımda paradan para kazanmaya alışmış tufeylilerin, krizden ve kaostan beslenen asalakların direnişiyle karşılaştık. Yalnız vesayet odaklarıyla, bürokratik oligarşiyle, idare-i maslahatçı zihniyetle değil, bununla birlikte Türkiye’nin başına 80 yıldır musallat olan istemezükçü lobiyle de savaşım ettik. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil şeklinde vatan, millet aşıklarının projelerini sabote etmeye çalışanlar, bizim projelerimizi de sabote etmeye çalıştılar. Geçmiş dönemde insansız hava araçlarının hangi zorluklardan geçerek bugünlere geldiğinin bizzat şahidiyim. Terörle mücadeledeki başarısına karşın, SİHA ve İHA’larımız halen CHP ve ortaklarının hedefi oluyor. Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılıyorlar” şeklinde belirtti. “Hem şeytan taşladık, hem tavaf yaptık” Şeytan taşlarken tavafı da yaptıkları söyleyen Erdoğan, “Son 18 yılda tabiri caizse hem şeytan taşladık, hem da tavaf yaptık. Sıkıntıların, eksikliklerin hepsinin büyüklüğü karşısında geri adım atmadık. Asla umutsuzluğa kapılmadık. Ne dedik? Beş yiğit adam dedik. Sonunda beş yiğit insanla yola çıktı. Ölmek var, dönmek yok. Herhangi bir aksilik, şu, bu oldu. Devletimizin hazinesi, maliyesi bu mesleği bitirmeye yeter. CHP’nin takoz siyasetine karşın, sonuçta ülkemizi sanayiden üretime, sağlıktan ulusal teknolojiye kadar her alanda hayallerine kavuşturduk. Şu sebeple biz bu ülkeye, bu millete güveniyoruz.Biz Türkiye’nin potansiyeline, Türk milletinin zorluklarla savaşım azmine inanıyoruz. Biz, inanç var ise olanak da varır şiarıyla hareket ediyoruz. Milletimiz bu samimiyetimizi görüyor, destekliyor. 27 Aralık’ta kamuoyuna sunduğumuz bu proje, milletimizden fazlaca yoğun takdir topladı. Anketler milletimizin bu projeyi destekleme oranının yüzde 85’in üstünde bulunduğunu gösterdi. Salgın döneminde bir taraftan fabrika inşaatına adım atmak için tüm süreçleri tamamlarken, 78’i Türk firmalardan oluşan tedarikçi seçiminin büyük kısmını tamamladık. Tescil işlemleri sona erdi. Rusya, Cenup Kore ve ABD’daki tasarım çalışmaları sürüyor” diye belirtti. “Yerli otomobilin lityumu bor atıklarından üretilecek” Bursa’nın bununla birlikte payitaht bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “Yerli otomobili 2020’de banttan indirmeyi planlıyoruz. Vatanımızda en fazla yerlilikle üretilecek ilk otomobil olacak. 4 binin üstünde yurttaş istihdam edilecek. Ek olarak bölgedeki üniversitelerle iş birliği halinde endüstri kuruluşlarına nitelikli iş gücü kazandıracağız. Yeni fikirlerin önü açılacak. Şimdiden Türkiye’nin otomobili yola çıktı. Temiz girişimler şimdiden katıldı. Küresel girişimci olmaya potansiyeline sahipler. Yerli otomobilin alamet-i farikası elektrikli olması. Eti Maden İşletmemiz bor kaynaklarından lityum üretilmesi için çalışıyor. Bor atıkları geri kazanılarak lityum üretilecek. Durmak yok. yola devam. Türkiye’nin Eti Maden eliyle ihtiyaç duyulan lityumun tamamını üretecek potansiyeli var. Dünya liginde oyuncu olmaya hazırız. Sanayinin altın üçgeni Gemlik. Türkiye’nin projesinden de alnımızın akıyla çıkacağız. Bu hayâli gerçekleştirmek için yola çıktığımızda, bu mesleği TOBB��a verdik” şeklinde belirtti. “Devrim otomobilini müzeye mahkum edenler, devrin otomobilinin bu yollarda kullanılmasına engel olamayacaklardır” Erdoğan, “Bugüne dek dünya genelinde 600 bin insanoğlunun hayatına mal olan korona virüs salgınının yaralarını sarmaya başladık. Ekonomimiz ciddi ve süratli bir toparlanma sürecine girdi. Mayıs ayında endüstri üretimi nisana gore yüzde 17,4 arttı. Mayısta en süratli toparlanan ilk üç ülkeden olduk. ABD, Çin, Almanya ve Cenup Kore ve Rusya şeklinde ülkeleri geri bıraktık. Yalnız endekslere bakarak konuşmuyoruz. Sahadan birebir aldığımız bilgiler bunu teyit ediyor. Yurdun dört bir yanında yeni işletmeler faaliyete geçiyor. Yalnız haziran ayında bin 421 yeni endüstri işletmesi kuruldu. Geçen senenin aynı dönemine yüzde 91 arttı. Senenin ilk yarısında yalnız OSB’lerde 606 endüstri tesisi faaliyete geçti. {Özel sektör} 9 milyar liraya yakın yatırım yapmış oldu. Haziranda 859 yatırım teşvik belgesiyle teşvik tarihinde aylık belge rekoru kırdık. 129 binin üstüne vatandaşımıza yeni iş imkanı sağlanacak. Sanayideki elektrik tüketimi temmuzun ilk haftas��nda, mayıs ve haziranın aynı periyodunu şimdiden geri bıraktı. Yatırımı, üretimi, teşebbüsü ve istihdamı destekliyoruz. Firmalara da bazı sorumluluklar düşüyor. Gerçek sektörden ihracata, katma kıymeti fazla ürünlere yönelmesini istiyoruz. Bilhassa yenilikçi projelere yoğunlaşmanızı bekliyoruz. Tek sermayesi bu millete karamsarlık aşılamak olan şeamet tellallarına kulak asmayın. Yapamayız, üretemeyiz diyerek azminizi kırmaya çalışanlara asla prim vermeyin. Politika kürsüsünü karacılık kürsüsüne çevirenlerin bu ülkeye dair hiçbir imgesel, hedefi olmayanları asla dikkate almayın. Ihmal etmeyin ki inanmak başarmanın yarısıdır. Başarmak ise zahmet, sabır ve cesaretin en tatlı meyvesidir. Mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz bu millet, mazisi savaşım ve zaferlerle dolan necip bir millettir. Türkiye tarihiyle, değerleriyle, coğrafyasıyla, beşeri sermayesiyle, üretim kapasitesiyle büyük ve kuvvetli bir ülkedir. Çalışırsak devlet ve millet olarak sırt sırta verirsek aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Devrim otomobillerinden 60 yıl sonrasında gerçeğe dönüştürdüğümüz başarı hikayesi bunun en güzel örneğidir. Devrim otomobilini müzeye mahkum edenler, devrin otomobilinin bu yollarda kullanılmasına engel olamayacaklardır. Şimdiden projenin hayırlı olmasını arzuluyorum” diye belirtti. Temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Endüstri Bakanı Mustafa Varank, Ulusal Müdafa Bakanı Hulusi Akar, Çabalama ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TOBB ve TOGG Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eski Başbakan Binali Yıldırım ve Bursalı milletvekilleri ile belediye başkanları ve protokol mensupları katıldı. Bursa’nın Gemlik ilçesi Gençali Mahallesi civarındaki askeri alanda yapılacak fabrikanın inşaatında 2 bin şahıs çalışacak. İşletme aşamasında ise 2023 yılı için 2.420, 2032 yılına kadar ise 4.323 kişinin çalıştırılması öngörülüyor. Projenin arazi hazırlık ve inşaat aşamasında 50 kamyon, 10 kule vinç, beş mobil vinç, beş yerkazar, beş kazık makinesi, 20 mikser, üç beton pompası ve beş jet grout makinesi kullanılacak. Projenin inşaat aşamasında gerçekleştirilecek arazi hazırlık ve kazı çalışmaları günde 24 saat çalışılarak 25 günde tamamlanacak. ÇED raporunda, Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (TOGG) tarafınca hayata geçirilecek bu projenin toplam bedeli proje hazırlık, ön mühendislik, izinler, inşaat, makine, elektrik, döşem, ekipman, montaj, işletmeye alma, ürün geliştirme, pazarlama kalemleri dahil olmak suretiyle 22 milyar lira. TOGG Tesisi 1.2 milyon metrekarelik alan üstüne kuruluyor. İnşaatın 18 ayda tamamlanması ve 2021 yılı içinde hat montajlarına başlanılması hedefleniyor. TOGG Tesislerinde 2023 yılına kadar kademeli olarak 4 bin 300 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor. TOGG Tesisi, TOGG’un ‘Mobilite Ekosistemi’ kurulması hedefinin en mühim ayaklarından birisi olacak. Tesiste, 2022 yılı sonunda seri üretim ilk aracını banttan indirmesinin peşinden 2030 yılına kadar, fikri ve sınai iyelik hakları tamamen kendisine ilişik 5 değişik modelden toplam 1 milyon tane aracı dünya otomotiv piyasası ile buluşturacak. TOGG Tesisi’ne hususi olarak hafta içinde bir de kampanya başlatıldı ve tüm Türkiye bu heyecana ortak edildi. Bu zamanı ana iz bırakmak isteyenler için ‘yeniliktebendevarim.com’ web sitesi üstünden isimlerini yazma, görsel oluşturma ve paylaşma imkanı oluşturuldu. Şimdiye kadar yüz binlerce şahıs adını bu zamanı ana ortak olmak için kaydetti. Bu site üstünden kaydolanların adları bir kapsül vesilesiyle bu tesisin temelinde olacak. Ahmet Faruk Sarıkoç – İsmail Coşkun – Hurşit Topal
0 notes
Text
Türkiye için zamanı gün, TOGG'un temeli Bursa'da atıldı
https://osmaniyemhaber.com/?p=40733 Türkiye için zamanı gün, TOGG'un temeli Bursa'da atıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da 2 yıl sonrasında tamamlandığında 5 bin kişiye istihdam sağlayacak, 22 milyar lira bütçe ile Türkiye’nin otomobilinin üretileceği TOGG Mühendislik, Tasarım ve Üretim Tesisleri inşaatının temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın birçok yerinde ses getirdi. Milletimiz on senelerdir hasretini çekmiş olduğu bu projede büyük teveccüh gösterdi. Meyve veren ağaç taşlanır. Altmış yıl sonrasında da olsa insanımız için iyi mi umut olmuşsa, bazı çevrelerin kabusu oldu. Ülkemizin güçlenmesinden, öz güveninin artmasından hastalık duyanlar yoğun karalama kampanyası başlattı. Hayatlarında ülke ve millet hayrına bir tek çivi dahi çakmamış olanlar, koro halinde karacılık atma yarışına koyuldular. 83 milyonun sevincine ortak olmak yerine, gülünç gerekçelerle projede açık aramaya çıktılar. Otomobilin kaputu da, farı da var manşetleriyle aslen kendi seviyelerini, kendi cahilliklerini, aşağılık komplekslerini ortaya koydular. Tüm çabalarına karşın, hamd olsun projede hiçbir kusur bulamadılar” şeklinde belirtti. Projeye karşı karacılık kampanyası başlatanlara çatan Erdoğan, “Dalga geçmek niyetiyle attıkları manşetlerin hepsi döndü, dolaştı, atanların eline, yüzüne bulaştı. 83 milyonun tamamı, genci yaşlısıyla milletimizin her ferdi, ülkemizin enerjisini temsil eden bu projeyi sahiplendi. Senelerdir içerden ve dışarıdan sabotajlara maruz kalmış bir hayâlin gerçekleşmesi karşısında milyonlarca yürek tekrardan heyecana tutuldu. Ikimiz de milletimizin bu beklentilerini boşa çıkarmamak için koronaya karşın gece gündüz çalıştık. Tüm dünyanın yatırımları durdurduğu yada askıya almış olduğu bir dönemde, Türkiye olarak sağlıktan ulaşıma, enerji ve çevreye kadar her alanda projelerimize hız verdik. salgın döneminde hizmete aldığımız projeler, sulama tesisleri, millet bahçeleri, hizmet yarışımızın yeni nişaneleri olarak ülkemizin dört yanında terfi etti. Bugün sürekli beraber temelini attığımız Türkiye’nin otomobili fabrikası işte bu yatırım zincirimizin altın halkasıdır. Bugün burada, yalnız yeni bir yatırıma başlamanın sevincini değil, salgına karşın devasa bir projeyi hayata geçirmenin haklı gururunu yaşamaktayız. Otomobili tanıttığımızda, bunlar nerede üretilecek diye soranlara, daha tasarım aşamasında projesi söndürmeye çalışanlara en güzel cevabı veriyoruz. Bugün inşaatına başlayacağımız yalnız bir fabrika değildir. Burası, insanların zihnindeki fabrika algısını kökten değiştirecek, içinde değişik tesislerin olduğu devasa bir üretim kompleksidir. Ulusal otomobillerimizin üretim öncesinden üretim sonrasına kadar tüm süreçlerini buradan yönetim edeceğiz. Yani üretilecek tüm otomobillerin AR-GE ve tasarımı buradan yapılacak. Seri üretime gene burada geçilecek. Kontrol ve satın alan edinim parkıyla fabrikamız halkımıza direkt hizmet verecek. Çocuklar ve gençler yeni teknolojilerle burada tanışacak. Çevre hassasiyetimizi de en üst seviyede tutuyoruz. Üretim ve fabrika inşaatında çevre dostu teknolojilerle bu alanda çıtayı daha da yükseğe taşıyoruz. Büyük, kuvvetli ve yenilikçi ülke vizyonumuzun sembollerinden biri olacak bu eserin genç kuşaklara esin aşılayacağına inanıyoruz. Şimdiye kadar emeği geçenleri ve geçecek olanları da şimdiden kutlama ediyorum” diye belirtti. Dünyada tüm başarıların arkasında azim, cesaret ve savaşım bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “Unutmayalım, başarıya giden yol bir çok vakit engellerle, mayınlarla, sabotajlarla, hatta ihanetlerle dolan. Türkiye’nin bir asra yaklaşan kalkınma mücadelesinde bunların hepsi fazlasıyla yaşanmıştır. Ülkemizin bilhassa ekonomide, üretimde, sanayide, finansta, dış siyaset ve güvenlikte bağımsızlığını sağlamaya dönük tüm hamleleri, gizli saklı bir elin müdahalesiyle sürekli izin verilmemiştir. Nuri Demirağ’ın tayyare fabrikası, Nuri Killigil’in çağıl tabanca ve cephane fabrikası, merhum Erbakan Hocamızın Gümüş Motor projesi birileri tarafınca sürekli sabote edilmiştir” şeklinde belirtti. “Türkiye şeftali yerine motor üretmeye kalkınca bunlar ayağa kalkıyor” Otomobil sanayiinde ülkemizin önünde yeni bir yol açacak Devrim otomobili teşebbüsünün de son aşama kolay sebeplerle rafa kaldırıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemesi daima birilerini endişelendirmiştir. Tasarlayan, geliştiren, üreten ve ürettiğini dünyaya ihraç eden ülke idealimiz maalesef bir türlü gerçeğe dönüşmemiştir. Başaramayız, üretemeyiz, üretsek de satamayız diyen korku lobisi Türkiye’yi dışa bağımlı kılmak için her seferinde harekete geçmiştir. Bilhassa Devrim otomobilin hepimizin bilmiş olduğu hazin hikayesi, mali ve yerli üretim hamlelerimizin serencamını bizlere tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Daha fikir aşamasında engellenmeye çalışılan bu projenin he safhası ayrı bir utanç ve öğrenek deposudur. Bu otomobilin fizibilitesinin tartışıldığı 1961 tarihindeki otomobil endüstri kongresinden çarpışı bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim. Maksadı, Türkiye’de otomobil yapılamaz düşüncesini çürüterek, yerli imkanlarla ilk otomobili üretmek olan kongreye pek fazlaca mühendis ve akademisyen katılır. Fazla mühendis Şükrü Er. karşılaştığı zorlukları adeta feryat edercesine şu şekilde konu alıyor: (Münakaşanın bir tarafınca yaparız diyen müteşebbisler, öteki tarafınca yapamazsınız diyen birkaç ithalatçı ve politikacı yer almıştı. Birinciler bilgiye, üniversiteye sığınırlar, ikinciler paraya sığınıyorlar, Hilton’da değişik gruplarla basın toplantısı yapıyordu. İthalatçılar telaş içinde. Yılda bir milyar liralık satış mevzu bahis. Propaganda için her çeşit harcaması göze alıyorlar. Belli başlı gazeteler, ithalatçıların organı halinde mevzuya karşı amansız bir harp açtılar). Şükrü Er’in söylediği şeklinde Devrim otomobilleri en başından öksüz kalmıştı, basın, siyaset ve siyasette uzantıları olan kolay gerekçelerle dönem dışı bırakılmıştı”. “60 yıl ilkin de kalemşorlarıyla bu şekilde saldırdılar” Türkiye’nin yeni otomobilini tanıttıklarında kendilerini eleştiren gazetelerin, 60 yıl ilkin de kalemşorlarıyla Devrim otomobillerine aynen bu şekilde saldırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu karacılık furyasının o zamanlar başını çekenler, tıpkı bugün olduğu şeklinde gene CHP medyası olmuştu. O devrin CHP zihniyetindeki gazetelerini açıp baktığımızda, yerli otomobil fabrikası mevzusu boş lakırdıdır. Bu şekilde diyorlar. Daha vida, kablo üretemiyoruz. Memleketimizde bir otomobil fabrikası kesinlikle kurulamaz diyen CHP’li yazarları görüyoruz. Ulusal kaynakların otomobil sanayiine yönlendirilmesi, kaynakların israfından başka bir mânâ ifade etmez diyen CHP’li siyasetçileri görüyoruz. Bunlar şeklinde daha birçok yazı, yazı ve manşet birer utanç vesikası olarak arşivlerimizde halen durmaktadır” şeklinde belirtti. “İnci çıkarmak için vurgun yemeye hazırız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Denizin dibinden inci çıkarmak talep eden vurgun yemeyi göze almalıdır. Ülkemizin bekası, milletimizin huzuru için kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda ikimiz de vurgun yemeyi göze aldık ve alacağız. Son 18 yılda neleri başardıysak. Sabotajlara, engelleme girişimlerine karşın başardık. Attığımız her adımda paradan para kazanmaya alışmış tufeylilerin, krizden ve kaostan beslenen asalakların direnişiyle karşılaştık. Yalnız vesayet odaklarıyla, bürokratik oligarşiyle, idare-i maslahatçı zihniyetle değil, bununla birlikte Türkiye’nin başına 80 yıldır musallat olan istemezükçü lobiyle de savaşım ettik. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil şeklinde vatan, millet aşıklarının projelerini sabote etmeye çalışanlar, bizim projelerimizi de sabote etmeye çalıştılar. Geçmiş dönemde insansız hava araçlarının hangi zorluklardan geçerek bugünlere geldiğinin bizzat şahidiyim. Terörle mücadeledeki başarısına karşın, SİHA ve İHA’larımız halen CHP ve ortaklarının hedefi oluyor. Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılıyorlar” şeklinde belirtti. “Hem şeytan taşladık, hem tavaf yaptık” Şeytan taşlarken tavafı da yaptıkları söyleyen Erdoğan, “Son 18 yılda tabiri caizse hem şeytan taşladık, hem da tavaf yaptık. Sıkıntıların, eksikliklerin hepsinin büyüklüğü karşısında geri adım atmadık. Asla umutsuzluğa kapılmadık. Ne dedik? Beş yiğit adam dedik. Sonunda beş yiğit insanla yola çıktı. Ölmek var, dönmek yok. Herhangi bir aksilik, şu, bu oldu. Devletimizin hazinesi, maliyesi bu mesleği bitirmeye yeter. CHP’nin takoz siyasetine karşın, sonuçta ülkemizi sanayiden üretime, sağlıktan ulusal teknolojiye kadar her alanda hayallerine kavuşturduk. Şu sebeple biz bu ülkeye, bu millete güveniyoruz.Biz Türkiye’nin potansiyeline, Türk milletinin zorluklarla savaşım azmine inanıyoruz. Biz, inanç var ise olanak da varır şiarıyla hareket ediyoruz. Milletimiz bu samimiyetimizi görüyor, destekliyor. 27 Aralık’ta kamuoyuna sunduğumuz bu proje, milletimizden fazlaca yoğun takdir topladı. Anketler milletimizin bu projeyi destekleme oranının yüzde 85’in üstünde bulunduğunu gösterdi. Salgın döneminde bir taraftan fabrika inşaatına adım atmak için tüm süreçleri tamamlarken, 78’i Türk firmalardan oluşan tedarikçi seçiminin büyük kısmını tamamladık. Tescil işlemleri sona erdi. Rusya, Cenup Kore ve ABD’daki tasarım çalışmaları sürüyor” diye belirtti. “Yerli otomobilin lityumu bor atıklarından üretilecek” Bursa’nın bununla birlikte payitaht bulunduğunun altını çizen Erdoğan, “Yerli otomobili 2020’de banttan indirmeyi planlıyoruz. Vatanımızda en fazla yerlilikle üretilecek ilk otomobil olacak. 4 binin üstünde yurttaş istihdam edilecek. Ek olarak bölgedeki üniversitelerle iş birliği halinde endüstri kuruluşlarına nitelikli iş gücü kazandıracağız. Yeni fikirlerin önü açılacak. Şimdiden Türkiye’nin otomobili yola çıktı. Temiz girişimler şimdiden katıldı. Küresel girişimci olmaya potansiyeline sahipler. Yerli otomobilin alamet-i farikası elektrikli olması. Eti Maden İşletmemiz bor kaynaklarından lityum üretilmesi için çalışıyor. Bor atıkları geri kazanılarak lityum üretilecek. Durmak yok. yola devam. Türkiye’nin Eti Maden eliyle ihtiyaç duyulan lityumun tamamını üretecek potansiyeli var. Dünya liginde oyuncu olmaya hazırız. Sanayinin altın üçgeni Gemlik. Türkiye’nin projesinden de alnımızın akıyla çıkacağız. Bu hayâli gerçekleştirmek için yola çıktığımızda, bu mesleği TOBB’a verdik” şeklinde belirtti. “Devrim otomobilini müzeye mahkum edenler, devrin otomobilinin bu yollarda kullanılmasına engel olamayacaklardır” Erdoğan, “Bugüne dek dünya genelinde 600 bin insanoğlunun hayatına mal olan korona virüs salgınının yaralarını sarmaya başladık. Ekonomimiz ciddi ve süratli bir toparlanma sürecine girdi. Mayıs ayında endüstri üretimi nisana gore yüzde 17,4 arttı. Mayısta en süratli toparlanan ilk üç ülkeden olduk. ABD, Çin, Almanya ve Cenup Kore ve Rusya şeklinde ülkeleri geri bıraktık. Yalnız endekslere bakarak konuşmuyoruz. Sahadan birebir aldığımız bilgiler bunu teyit ediyor. Yurdun dört bir yanında yeni işletmeler faaliyete geçiyor. Yalnız haziran ayında bin 421 yeni endüstri işletmesi kuruldu. Geçen senenin aynı dönemine yüzde 91 arttı. Senenin ilk yarısında yalnız OSB’lerde 606 endüstri tesisi faaliyete geçti. {Özel sektör} 9 milyar liraya yakın yatırım yapmış oldu. Haziranda 859 yatırım teşvik belgesiyle teşvik tarihinde aylık belge rekoru kırdık. 129 binin üstüne vatandaşımıza yeni iş imkanı sağlanacak. Sanayideki elektrik tüketimi temmuzun ilk haftasında, mayıs ve haziranın aynı periyodunu şimdiden geri bıraktı. Yatırımı, üretimi, teşebbüsü ve istihdamı destekliyoruz. Firmalara da bazı sorumluluklar düşüyor. Gerçek sektörden ihracata, katma kıymeti fazla ürünlere yönelmesini istiyoruz. Bilhassa yenilikçi projelere yoğunlaşmanızı bekliyoruz. Tek sermayesi bu millete karamsarlık aşılamak olan şeamet tellallarına kulak asmayın. Yapamayız, üretemeyiz diyerek azminizi kırmaya çalışanlara asla prim vermeyin. Politika kürsüsünü karacılık kürsüsüne çevirenlerin bu ülkeye dair hiçbir imgesel, hedefi olmayanları asla dikkate almayın. Ihmal etmeyin ki inanmak başarmanın yarısıdır. Başarmak ise zahmet, sabır ve cesaretin en tatlı meyvesidir. Mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz bu millet, mazisi savaşım ve zaferlerle dolan necip bir millettir. Türkiye tarihiyle, değerleriyle, coğrafyasıyla, beşeri sermayesiyle, üretim kapasitesiyle büyük ve kuvvetli bir ülkedir. Çalışırsak devlet ve millet olarak sırt sırta verirsek aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Devrim otomobillerinden 60 yıl sonrasında gerçeğe dönüştürdüğümüz başarı hikayesi bunun en güzel örneğidir. Devrim otomobilini müzeye mahkum edenler, devrin otomobilinin bu yollarda kullanılmasına engel olamayacaklardır. Şimdiden projenin hayırlı olmasını arzuluyorum” diye belirtti. Temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Endüstri Bakanı Mustafa Varank, Ulusal Müdafa Bakanı Hulusi Akar, Çabalama ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TOBB ve TOGG Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eski Başbakan Binali Yıldırım ve Bursalı milletvekilleri ile belediye başkanları ve protokol mensupları katıldı. Bursa’nın Gemlik ilçesi Gençali Mahallesi civarındaki askeri alanda yapılacak fabrikanın inşaatında 2 bin şahıs çalışacak. İşletme aşamasında ise 2023 yılı için 2.420, 2032 yılına kadar ise 4.323 kişinin çalıştırılması öngörülüyor. Projenin arazi hazırlık ve inşaat aşamasında 50 kamyon, 10 kule vinç, beş mobil vinç, beş yerkazar, beş kazık makinesi, 20 mikser, üç beton pompası ve beş jet grout makinesi kullanılacak. Projenin inşaat aşamasında gerçekleştirilecek arazi hazırlık ve kazı çalışmaları günde 24 saat çalışılarak 25 günde tamamlanacak. ÇED raporunda, Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (TOGG) tarafınca hayata geçirilecek bu projenin toplam bedeli proje hazırlık, ön mühendislik, izinler, inşaat, makine, elektrik, döşem, ekipman, montaj, işletmeye alma, ürün geliştirme, pazarlama kalemleri dahil olmak suretiyle 22 milyar lira. TOGG Tesisi 1.2 milyon metrekarelik alan üstüne kuruluyor. İnşaatın 18 ayda tamamlanması ve 2021 yılı içinde hat montajlarına başlanılması hedefleniyor. TOGG Tesislerinde 2023 yılına kadar kademeli olarak 4 bin 300 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor. TOGG Tesisi, TOGG’un ‘Mobilite Ekosistemi’ kurulması hedefinin en mühim ayaklarından birisi olacak. Tesiste, 2022 yılı sonunda seri üretim ilk aracını banttan indirmesinin peşinden 2030 yılına kadar, fikri ve sınai iyelik hakları tamamen kendisine ilişik 5 değişik modelden toplam 1 milyon tane aracı dünya otomotiv piyasası ile buluşturacak. TOGG Tesisi’ne hususi olarak hafta içinde bir de kampanya başlatıldı ve tüm Türkiye bu heyecana ortak edildi. Bu zamanı ana iz bırakmak isteyenler için ‘yeniliktebendevarim.com’ web sitesi üstünden isimlerini yazma, görsel oluşturma ve paylaşma imkanı oluşturuldu. Şimdiye kadar yüz binlerce şahıs adını bu zamanı ana ortak olmak için kaydetti. Bu site üstünden kaydolanların adları bir kapsül vesilesiyle bu tesisin temelinde olacak. Ahmet Faruk Sarıkoç – İsmail Coşkun – Hurşit Topal
0 notes
Link
Yerli Korku Hikayesi: Cin Kabilesi Musallatı, bir kabile cinin musallat olduğu genç bir psikolog ve kız kardeşinin yaşadığı korkunç olayları anlatan bir korku hikayesidir. Hikaye, 2008 yılında Kütahya’da gerçekleşen olaylara dayanmaktadır. Nefesinizi tutarak okuyacağınız bu hikayede, yerel bir şifacı olan Cemal Hoca’nın, onları yok etmek isteyen kötü güçlerden kurtarmaya çalıştığını öğreneceksiniz.
0 notes
Text
Film Kovanı
Film Kovanı
Film izleme sayfaları arasında www.filmkovani.com sayfası film düşkünlerine farklı türlerdeki filmleri sunuyor. Film kovanı ile film izleme zevkini yaşamak isteyenler takipçiler için ayrılmış olan farklı kategorileri kullanarak film seçimleri yapabiliyorlar.
Film düşkünleri için sayfanın sunduğu film kategorileri arasında şunlar bulunuyor; bilim kurgu, gençlik, dram, psikoloji, müzik, polisiye, komedi, korku, kovboy, erotik, romantik, müzikal, animasyon, savaş, macera, biyografi ve canavar filmleridir.
Ayrıca film kovanı kategorileri arasında yerli film kategorisi de yer alıyor. Bu sayede film kovanı takipçileri yerli filmleri izleme olanağı sağlayabiliyorlar. Bunun dışında kişiler 2017, 2018 ve 2019 gibi yıllarda yapılmış filmleri tarih kategorisine göre izleyebiliyorlar.
Film Kovanı Animasyon Filmleri
Film düşkünlerine HD kalitede film izleme imkanı sunan film kovanı animasyon filmlerini izleme imkanı da veriyor. Özellikle küçük çocukların zevkine hitap eden bu filmler ailece yapılacak sinema saatlerinde izleyebiliyor. Film kovanı animasyon filmleri arasında şu filmler bulunuyor; Karlar Kraliçesi 4, Mucizeler Parkı, Angry Birds, Oyuncak Hikayesi 4, Aslan Kral ve Frozen 2 filmleridir.
Film Kovanı Savaş Filmleri
Film düşkünleri için savaş kategorilerinde birbirinden kaliteli savaş filmlerini paylaşıyorlar. Savaş filmlerine düşkün olan kişilerde HD kalitede bu filmleri izleyebiliyorlar ve yaklaşık 2 saat kadar süren filmleri izleyerek kaliteli zaman geçirebiliyorlar. Film kovanı savaş filmleri arasında The Mountain 2, Yakın Tehlike Uzun Tan Savaşı, Midway, Kesari ve Çiçero isimli filmler bulunuyor.
Film Kovanı Yönetmen Filmleri
Filmlerde yer alan oyuncuların başarıları kadar filmleri yöneten kişilerin başarıları da filmin izleyici tarafından sevilmesini sağlıyoruz. Bu sebeple yönetmenler ödüller kazanabiliyor ve filmlerin daha çok ses getirmesini sağlıyorlar. Bu durumun farkında olan film kovanı izleyicilere ünlü yönetmenlerin çektiği filmleri izleme imkanı da veriyor.
Film düşkünleri Luc Besson, Michael Lerman, Serdar Akar, Tim Burton, Jennifer Kent, Tyler Gilett ve Peter Jackson gibi ünlü yönetmenlerin filmlerini izleyebiliyorlar.
Örneğin Peter Jackson isimli yönetmenin yönettiği Yüzüklerin Efendisi seri filmleri açarak izleyebiliyorlar. Bunun dışında Türk yönetmenler arasında bulunan Serdar Akar'ın yönettiği Çiçero filmini film kovanı sayesinde izleyebiliyorlar.
youtube
0 notes
Text
Sinemalarda Bu Hafta (28 Şubat - 04 Mart 2020)
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 4'ü yerli 9 film vizyona girecek. "Görünmez Adam" Leigh Whannell'in yönettiği; Elisabeth Moss, Storm Reid, Oliver Jackson-Cohen ve Aldis Hodge'nin başrollerinde oynadığı "Görünmez Adam" izleyici ile buluşacak. Film, varlıklı ve zeki bir bilim insanıyla sürdürdüğü ilişkisinde fiziksel ve duygusal şiddet görmekte olan Cecilia Kass’ın çevresinde örülüyor. Kontrolcü ve baskıcı olan erkek arkadaşına daha fazla dayanamayan Cecilia gecenin bir yarısı kaçmanın bir yolunu bulur ve yaşadığı kabustan olabildiğince uzaklaşmaya karar verir. Eski sevgilisinin kendisini bulacağından endişe ettiği için saklanmaya karar veren genç kadın, kız kardeşi, kardeşlerin bir çocukluk arkadaşı ve onun kızından yardım alır. Ancak Cecilia’nın sorunlu eski sevgilisi intihar ettiğinde ve ona büyük servetinin cömert bir kısmını bıraktığında, Cecilia ölümünün bir aldatmaca olduğunu düşünmeye başlar. Bir dizi ürkütücü tesadüf tehlikeli hale gelmeye ve sevdiği insanların hayatını tehdit etmeye başladığında, Cecilia çaresizce kimsenin göremediği biri tarafından avlandığını kanıtlamaya çalışır. Ancak bu süreçte genç kadının akıl sağlığı tehlike altına girer. 1933 tarihli aynı adlı klasik filmin yeniden çevrimi olan yapım, yine H.G Wells’in romanından uyarlanıyor. "Kelly Çetesi'nin Gerçek Hikayesi" Peter Carey’nin 2000 tarihli aynı isimli kitabından uyarlanan Kelly Çetesi’nin Gerçek Hikayesi, Avustralya’da efsane haline gelen, dünyanın en ünlü kaçağı Ned Kelly’nin hayatının bilinmeyenlerinin anlatırken ülkenin yıkıcı geçmişine de yer veriyor. Kötü nam salmış, medeniyetten uzak yaşayan bir adam olan Harry Power tarafından yetiştirilen Ned Kelly, ailesine özellikle de annesine yapılan haksızlıkların ardından, ülkenin gördüğü en cesur isyanlardan birini planlamak için vahşi bir savaşçı grubu ile işbirliği yapar. Film işte bu çetenin hikayesini anlatıyor. Senaryosu Shaun Grant'a ait olan yapımda George MacKay, Essie Davis, Nicholas Hoult, Charlie Hunnam, Russell Crowe ve Orlando Schwerdt rol aldı. "Jexi" Adam Devine, Alexandra Shipp, Ron Funches, Charlyne Yi, Michael Pena, Wanda Sykes ve Justin Hartley'in oynadığı "Jexi"nin yönetmenliğini Scott Moore ve Jon Lucas üstlendi. Jexi, telefonunu hayatındaki her şeyden daha çok seven bir adamın hikayesini konu ediyor. Zeki ve eğlenceli bir adam olan Phil’in büyük bir bağımlılık sorunu vardır. Genç adamın sabah yatağından kalktığı andan akşam başını yastığa koyduğu zamana kadar her anı telefonuna bağlı olarak geçmektedir. Aldığı yeni telefonda bulunan Jexi adındaki dijital asistan, başlarda Phil’in hayatıı kolaylaştırsa da zamanla durum değişir. Genç adam, iş yerinde terfi etmesini kolaylaştıran, hayalindeki kızı bulmasına yardımcı olan bu dijital asistandan oldukça memnundur. Ancak Phil’in hayatının daha iyi bir hal almasına yardımcı olan dijital asistan Jexi, Phil kendisine bağımlı hale geldiğinde yardımsever tavrından eser kalmaz ve adeta bir düşmana dönüşür. "Sonsuzluk Üzerine" Usta sinemacı Roy Andersson'un yeni filmi "Sonsuzluk Üzerine"; hayatın hem hayallerde görülebilecek kadar güzel hem de bir o kadar acımasız tarafını anlatıyor. Sonsuzluk Üzerine, hayatın acı ve tatlı taraflarını gözler önüne seriyor. Roy Andersson’un Binbir Gece Masalları’nın anlatıcısı Şehrazad’ın öykü anlatımından ilham alarak çektiği filmde, kendilerini sırılsıklam yapan yağmurun altında kızını doğum günü partisine götüren bir babanın, inancını yitirmeye başlayan bir rahibin, aşkı hiç tatmamış bir adamın, bir kafenin dışında özgürce dans eden kızların hikayesini konu ediyor. Roy Andersson'un Binbir Gece Masalları'nın anlatıcısı Şehrazad'ın öykü anlatımından ilham alarak çektiği film, seyirciyi insanlığın varoluş öyküsünde rüya gibi bir gezintiye çıkarmayı amaçlıyor. Dram ağırlıklı İsveç, Almanya ve Norveç ortak yapımın başrollerinde Bengt Bergius, Anja Broms, Tatiana Delaunay, Jan-Eje Ferling ve Lotta Forsberg gibi isimler yer alıyor. "Acı Kiraz" Serdar Akar'ın yönettiği "Acı Kiraz", birbirinden farklı zorlu hayatların bir noktada kesiştiği bir hikayeyi odağına alıyor. Acı Kiraz, hayallerini gerçekleştirmek için çıktıkları yolda ihanete uğrayan göçmenleri, lösemi hastası olan evladını kurtarmak için her şeyi yapmaya hazır olan bir babayı, borç içinde yüzen sahtekar bir nakliyeciyi, kiraz yetiştiricisi olan bir çiftçiyi, çok kültürlü, çok kimlikli Makedonya’yı ulus olarak etrafında toplayan kirazın hikayesini anlatıyor. Erdal Beşikçioğlu, Belçim Bilgin, Ertan Saban, Bülent Şakrak, Luran Ahmeti ve Halil Ergün'ün başrollerinde yer aldığı filmin senaryosu Oliver Romevski imzası taşıyor. "Geçerken Uğradım" Onur Bilgin'in yönettiği "Geçerken Uğradım", ülkenin görülmesi gereken yerlerini görmek adına bir tatile çıkan Cavit ile ailesinin, Afyon'da Cavit'in askerlik arkadaşı Cemil'e uğramalarıyla gelişen olaylar etrafında dönüyor. Uzun zamandır tatil yapmayan Cavit, sonunda ailesine verdiği tatil sözünü yerine getirmeye karar verir. Aile, denize girme hayali ile İstanbul’dan Antalya’ya gider. Burada geçirdikleri tatilden sonra dönüş yolunda Türkiye’nin gezilmesi gereken yerlerine uğramaya karar veren aile, ilk molasını Afyon’da verir. Aile, burada Cavit’in askerlik arkadaşı Cemil ile ailesinin evine misafir olur. Keyifli vakit geçiren aile, akşam olup yola çıkmaya karar verdiklerinde bunu bir türlü başaramazlar. Cavit ve ailesi, Afyon’dan ayrılıp İstanbul’a gitmeyi başarabilecek midir İstanbul'dan Antalya'ya uzanan komedi türündeki hikayenin başrollerinde Selahattin Taşdöğen, Mihriban Er, Emre Ertunç, Mustafa Ertunç Alıcı, Hilal Anay ve Ahmet Taşpınar yer alıyor. "Semur 2: Cinlerin Büyüsü" Burak Çelik'in yönettiği; Furkan Karaca, Bora Altınışık, Cansel Aydos ve Ülker Su Osmanoğlu'nun rol aldığı haftanın yerli korku filmi "Semur 2: Cinlerin Büyüsü", altın değerindeki şeyleri aramak için eski bir Rum köyüne giden bir grup arkadaşın hikayesini konu ediyor. 25 yaşındaki Rum asıllı Alesia’nın hayatı, dedesinden gelen mektup ile altüst olur. Dedesi Greeg, mektupta bir Rum köyünde bulunan altın değerindeki şeylerden bahseder. Mektupta yazılanların peşine düşmeye karar veren Alesia, arkadaşlarıyla birlikte Yorgalar isimli eski bir Rum köyüne gider. Gençler, burada korkunç olaylarla karşı kaşıya kalır. Alesia, burada geçmişindeki korkunç gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. "Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina’nın Günlüğü" TRT Çocuk kanalında yayınlanan Su Elçileri adlı çizgi dizinin sinema uyarlaması olan "Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina'nın Günlüğü", sera gazları ve küresel ısınma yüzünden buzulların erimesi neticesinde kaybolan arkadaşlarını ararken türlü maceralara atılan Kaptan Pengu, Misket, Pelik ve Mandalina'nın hikayesini anlatıyor. Nurullah Yenihan ve Engin Baştürk'ün yönetmenliğini üstlendiği animasyonun seslendirmelerini Onur Orhan Akgülgil, Emin Yaraç, Ufuk Yüksel, Ezel Kalkan ve Başak Arslan yaptı. "L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede" Haftanın bir diğer animasyonu "L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede", influencer Tahani ve Mykal-Michelle'in sinema maceralarını anlatıyor. Read the full article
#AcıKiraz#BelçimBilgin#BülentŞakrak#ElisabethMoss#ErdalBeşikçioğlu#ErtanSaban#GeçerkenUğradım#GörünmezAdam#HalilErgün#Jexi#KaptanPenguveArkadaşlarıMandalina'nınGünlüğü#KellyÇetesi’ninGerçekHikayesi#L.O.L.Sürpriz!Beyazperdede#LuranAhmet#NedKelly#OnurBilgin#PeterCarey#Semur2CinlerinBüyüsü#SerdarAkar#SonsuzlukÜzerine#SuElçileri#TRTÇocuk
0 notes
Text
Dizi İzle
Dizi İzle
Toplumumuzda dizi izlemenin popülaritesi günden güne artıyor. Televizyon ekranlarına bağlı kalmadan, internet bağlantınız bulunan her mekandan sitemize bağlanarak online dizi izleme keyfini yaşayabilirsiniz. En çok sevdiğiniz dizilerden oluşan panelimizde dizi izle seçeneğimizi tercih ederek; macera, dini, savaş, aksiyon, korku ve komedi dizilerini seyir keyfini yaşayabilirsiniz. Bilgisayar, cep telefonu, tablet ve laptop gibi cihazlarınızdan sitemize bağlantı yaparak sevdiğiniz sanatçıların başrolünü oynadığı dizileri arama motorumuz aracılığıyla bulabilirsiniz. Yalnız kaldığınız anlarda sevdiğiniz ve bölümünü tekrar izlemek istediğiniz diziyi seyredebilirsiniz.
Kesintisiz Dizi İzleme Platformu
Kişiler her ne kadar televizyon ekranlarından dizi izliyor olsalar da sitemiz üzerinden dizi izlemenin keyfi bambaşkadır. Kaliteli ses efektleri, reklam bağlantısız, bağlantı kopma sorunu yaşamadan zevk alarak dizi izleyebilirsiniz. Sizler için sunmuş olduğumuz dizi izle platformumuzdan, ücret ödemeden, üye olma sorunu yaşamadan HD kalitesi ile Bir Zamanlar Çukurova, Çukur, Kadın, Kızım, Sen Anlat Karadeniz, Bir Aile Hikayesi, Avlu, Benim Tatlı Yalanım gibi yoğun izleyici kitlesine sahip olan dizileri bulabilirsiniz. Televizyon ekranında dizi izle saatini beklemek zorunda kalmadan isteğiniz her an her yerden sevdiğiniz dizileri sitemizden bulabilirsiniz. Sürekli aktif olan panelimizde dilerseniz üyelik oluşturabilir ve izlediğiniz diziler hakkında olumlu ve olumsuz görüş bildirebilirsiniz.
Kadın Reality Programları
Kadınların ev işlerinin en çok yoğun olduğu saatler sabah saatleridir. Bu durum sabah saatlerinde yayınlanmakta olan kadın programlarını izlemelerini zor bir hale getirir. Sabah kuşağının en çok izlenilen reality programlarından olan Müge Anlı ile Tatlı ve Sert gibi programları, yayınlandığı tarihe göre bölüm bölüm izleme şansı yaşayabilirsiniz. Serap Paköz Gerçeğin Peşinde, Zuhal Topal'la Sofrada, Survıvor Panorama ve Yemekteyiz gibi tüm programları izleme şansını yakalayabilirsiniz. dizi izle seçeneğimizi tercih ederek izlemekten keyif aldığınız tüm dizilere ulaşabilirsiniz. Yerli ve yabancı tüm dizi filmlere anında ulaşmanızı sağlayan platformumuza günün her saatinde erişim sağlayabilirsiniz.
Ücretsiz Üyeliksiz Dizi İzle
İnsanları dizi izlemekten soğutan en önemli detay dizinin en heyecanlı anında reklamla bölünmesidir. Reklamla bölünme sıkıntısı olmadan ve ücretsiz olarak dizi izleme keyfini yaşamak için sitemizi tercih ediniz.
youtube
0 notes
Photo
Sinemalarda bu hafta 5 film vizyona girecek Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 1'i yerli 5 film vizyona girecek. El Royale'de Zor Zamanlar Drew Godddard'ın yazıp yönettiği, Cynthia Erivo, Jeff Bridges, Dakota Johnson, Jon Hamm, Chris Hemsworth, Cailee Spaeny, Lewis Pullman ve Nick Offerman'ın rol aldığı "El Royale'de Zor Zamanlar" izleyiciyle buluşacak. Gerilim, suç ve gizem karışımı film, Nevada-California sınırındaki El Royale Oteli'nde bir araya gelen 7 gizemli yabancının, gece ilerledikçe ortaya çıkan sırlarının tetiklediği olayları konu ediniyor. Kings Deniz Gamze Ergüven'in prömiyeri Toronto Uluslararası Film Festivali'nde gerçekleşen filmi Kings'te, bir ailenin kişisel hikayesi siyasal ve toplumsal olaylarla harmanlıyor. Gerçek bir hikayeye dayanan film, 1991 yılında Rodney King'in aracıyla aşırı hız yaptığı gerekçesiyle durdurulmasının ardından başlayan tartı��ma sonunda Los Angeles Polis Departmanı polisleri tarafından dövülerek linç edilmesinin akabinde başlayan 1992 Los Angeles direnişini konu ediniyor. Fransa ve Belçika ortak yapımı filmin başrollerinde Halle Berry, Daniel Craig, Lamar Johnson, Rachel Hilson ve Lewis T. Powell oynuyor. Mirasçılar Paraguaylı yönetmen Marcelo Martinessi'nin, dünya prömiyeri Berlin Film Festivali'nde yapılan ilk uzun metrajlı filmi "Mirasçılar", iki kadının 30 yıllık birlikteliklerinin ekonomik sorunlarla nasıl yıprandığını ve yeni bir niteliğe büründüğünü anlatıyor. Ana Brun, Margarita Irun, Ana Ivanova ve Nilda Gonzalez'in rol aldığı dram türündeki filmin senaryosu da Marcelo Martinessi'ye ait. Uzun Kabus Sylvain White'ın yönetmen koltuğuna oturduğu "Uzun Kabus", gizemli bir varlığın peşine düşen bir grup arkadaşın hikayesini ele alıyor. Joey King, Annalise Basso, Javier Botet, Julia Goldani Telles, Jaz Sinclair, Alex Fitzalan ve Taylor Richardson'un rol aldığı yapım, korku filmi meraklılarının ilgisini çekmeye aday. Yol Arkadaşım 2 Bedran Güzel'in yönettiği, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak'ın başrolleri paylaştığı komedi filmi Yol Arkadaşım'ın devam filmi "Yol Arkadaşım 2", hayallerinin peşinden gitmeye çalışırken hayatın gerçekleriyle karşılaşan iki adamın yaşadığı olaylar etrafında dönüyor. https://www.instagram.com/p/Boyc0lvnB8m/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=dgjjtoumx8p7
0 notes