Tumgik
#Yavaşça
bilaldemirkr · 3 months
Text
Çokonat Kaplamalı Muzlu Rulo Pasta
New Post has been published on https://bilaldemirkr.com.tr/cokonat-kaplamali-muzlu-rulo-pasta/
Çokonat Kaplamalı Muzlu Rulo Pasta
Tumblr media
Çokonat Kaplamalı Muzlu Rulo Pasta Tanımı İçin Malzemeler
Pandispanya için:
4 adet yumurta
Yarım su bardağı şeker
4 yemek kaşığı sıcak su
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 su bardağı dolusu un
1 dolu yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Kreması için:
3 su bardağı süt
1 adet yumurta sarısı
Yarım su bardağından biraz az şeker
2 yemek kaşığı un
Yarım su bardağı nişasta
1 dolu yemek kaşığı tereyağ/margarin (Piştikten sonra eklenecek)
50 gram beyaz çikolata (Piştikten sonra eklenecek, isteğe bağlı)
1 paket vanilya (Piştikten sonra eklenecek)
Krema soğuduktan sonra:
2 yemek kaşığı toz krem şanti
Su bardağı ölçüsü: 200 ml
İçi için;
Muz ya da istenilen meyve
Dış kaplaması için:
Yarım paket (100 ml) süt kreması
160-180 gram sütlü çikolata
1 avuç dolusu kırılmış fındık
Çokonat Kaplamalı Muzlu Rulo Pasta Tanımı Nasıl Yapılır?
Not EkleTarifi Yazdır
İlk evvel kremayı yapalım. Ben kremaları bir gece evvelden yapıp dinlendiriyorum vaktiniz azsa en az 5-6 saat evvelce yapılması gerekiyor.
Tüm materyallerde kullandığım bardak ölçüsü 200 ml. Bilhassa buna dikkat edelim büyük bardak kullanılırsa ölçü tutmayabilir.
Yumurta sarısı, şeker, un ve nişastayı derin bir tencereye koyalım. Sütü yavaşça ek ederken bir yandan karıştıralım materyaller uygunca karıştığında ocağın altını açalım.
Muhallebi kaynayana kadar daima hiç bırakmadan karıştıralım. Kaynayıp katılaşınca altını kapatalım.
Altını kapattıktan sonra tereyağ, beyaz çikolata ve vanilyaları ekleyip, eriyinceye kadar karıştıralım.
Malzemeler eksiksiz karıştıktan sonra mikserle 1-2 dakika çırpalım.
Muhallebinin üstüne değip yapışacak biçimde streç sinemayla üzerini kaplayalım ki kabuk tutmasın.
Soğuduktan sonra buzdolabına kaldıralım ve 1 gece bekletelim. O kadar vakit yoksa en az 5 saat kalmalı.
Bekleme etabından sonra muhallebimizi çıkaralım ve karıştıralım baya katı kıvamlı olacak bu çok olağan tarife devam edelim. Toz kremşantiyi ekleyip düzgünce kıvam alana kadar çırpalım.
En az 6-7 dakika ipek kıvamına gelip güzelce karışana kadar yüksek devranda çırpalım. Kremamız hazır. Pastanın hem içine hem dışına kullanabilirsiniz.
Pandispanya için tüm materyaller oda sıcaklığında olmalı. Bir fiske tuz ile yumurtaları evvel çırpalım.
Daha sonra şekerini ilave ederek krema kıvamına gelene kadar en yüksek zamanda 5 dakika çırpalım.
Bu kısım çok değerli. Sıcak suyu yavaşça 3 seferde olacak biçimde karışıma ek edelim çırpmaya devam edelim.
Bu kademede 7-8 dakika mayonez kıvamına gelene kadar çırpılması lazım.
Sıvıyağ ve vanilyayı da ekleyip karıştıralım.
Un, nişasta ve kabartma tozunu mümkünse eleyip az az ek ederek karışımı söndürmeden yavaşça karıştıralım.
Tamamen karıştıktan sonra yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dökelim.
Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında altı üstü hafif kızarana kadar yaklaşık 15 dakika pişirelim.
Temiz bir bezi tezgaha serelim üzerine pak bir yağlı kağıt serelim ve pişen pandispanyayı fırından çıkarıp beklemeden bu yere aykırı çevirelim.
Pandispanyaya yapışık olan yağlı kağıdı yavaşça çıkaralım.
Altta kalan örtü ve yağlı kağıtla yardımı ile kırmadan rulo formunda saralım.
Bu halde 10-15 dakika pandispanyanın oda sıcaklığına gelmesini bekleyelim. Soğuduktan sonra yavaşça açalım.
Üzerine kremamızı çokça sürelim her yerine gelecek formda yayalım.
Krema bekledikçe emdiği için bol sürmekte yarar var.
Kremanın üzerine orman meyveleri yahut istediğimiz bir meyveyi serpiştirelim. Sarmaya başlayacağımız yere muzları tüm halde koyalım.
Daha sonra pastayı yavaşça yine rulo yaparak saralım.
Bir tepsiye koyduktan sonra dışına kalan kremadan sürerek süsleyelim.
Bu etapta dışına kremşanti de sürülebilir. Buzdolabına dinlenmesi için koyalım.
Daha sonra yarım paket kremayı kaynatmadan yalnızca kaynama noktasına kadar ısıtalım.
Isınınca altını kapatalım ve 160 gram istediğiniz çikolatayı içine kıralım ve hepsi eriyene kadar karıştıralım.
Çikolatalar eriyince bir avuç kırılmış fındığı içine ek ederek karıştıralım. Bu etapta çikolata kaplamasını ortada karıştırarak bir kenarda soğutalım hatta buzdolabında bir yarım saat kalıp düzgünce koyu kıvam almasını sağlayalım.
Sosun akışkanlığı gidince pastamızı dolaptan çıkaralım ve pastanın üzerine yavaşça sıvayalım. Sos çok akışkansa dolapta biraz daha bekletebilirsiniz.
Sonra tekrar dolaba kaldıralım ve birkaç saat yahut tercihen bir gün dinlendikten sonra servis edelim. Afiyet olsun.
Kremayı sayfamda bulunan (İpek kıvamlı pasta kreması) tanımından yaptım. Tanımdaki kremadan 2 rulo pasta çıkıyor. 2 adet yapmak isterseniz o tarife bakabilirsiniz. Tek pasta için gereçleri yarıya indirelim.
Çokonat Kaplamalı Muzlu Rulo Pasta Tanımı Fotoğraflı Yapılışı
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
fallenfromabovee · 11 months
Text
.
2 notes · View notes
applee--pie · 1 year
Text
kişisel gelişime bu aralar çok fazla odaklandım ve mutlu ediyor
1 note · View note
saksibitkisiyim · 2 years
Note
İnsanlarla buluşup görüşmek istiyorum hep bahane uyduruyorlar neden böyle anlamadım
kötü tesadüflerle gerçekten meşgul olabilirler veya maalesef ki seninle görüşmek de istemiyor olabilirler
0 notes
umutlarayolverdik · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Hayat kısa anların tadını çıkar..
Kolay affet, yavaşça öp, kalpten sev, kahkahalara boğul.
Yüzünü güldürmeyi başaran hiç bir şeye sırtını dönme...
Hayırlı Cumalar..🌹
140 notes · View notes
Text
Yengemi Arabada Sikilecek Kıvama Getirdim! (Ahmet 30 Y., Erzurum)
Yengem (amca oğlumun karısı) kendimi bildim bileli hastası olduğum ve her görüşümden sonra mutlaka 31 çekerek rahatladığım biri. Yengem 46 yaşında olmasına rağmen, hele de o götü yok mu, onun o götünü görüp te dayanabilecek erkek tanımam. Yengemlerin askerden yeni gelen oğlu, komşu ilçeden kız kaçırınca, ortalığa aniden düğün bayram havası yerleşti. Bu en çok benim işime yaradı, çünkü yengemle ne kadar çok aynı ortamda bulunursam, onu o kadar çok elleme fırsatı buluyordum. Yengemi defalarca elledim. Kocasının, ya da oğlunun, ya da kardeşlerinin, ya da kayınlarının yanında ellenmedik yer bırakmazdım. Amı hariç! Oraya ellememe her seferinde bir şekilde engel olurdu. Yengemi bir türlü anlayamazdım, çünkü bazen ellememe izin vermesine rağmen, bir türlü ileriye gitmezdi...
Artık ilk fırsatta, bedeli ne olursa olsun yengemi sikme kararı aldığım bir dönemde, işlerimin ters gitmesi canımı epey sıkmıştı. O gün evlerinin önünden geçerken, pencereden yengemin seslenişiyle irkildim ve kafamı kaldırdığımda yengem beni çay içmeye çağırdı. Gittiğimde evde hiç kimsenin olmaması beni heyecanlandırdığı gibi ateşledi de. Biraz sohbet ve moralden sonra, yengem mutfağa çayları tazelemeye gidince, ben de birşeyler atıştırmak bahanesiyle arkasından gittim. Yengem çay doldururken etrafından geçme bahanesiyle hafif elledim. Tepki gelmeyince arkasına geçip götünü avuçladım. Yengem aniden irkildi ve döndüğü gibi tokadı yapıştırdı. Bunu hiç beklemediğim için sersemledim ne yapacağımı şaşırdım, utanarak evi terk ettim. Bu olayın üzerine birkaç ay evlerine gitmeyince, amca oğlunun dikkatini çekmişti. Ama her davetinde bir bahaneyle atlattım. Ta ki oğlu kız kaçırıncaya kadar...
Bu durumda mecbur ilgilenmek zorunda kaldım ve mahkemeydi, dava, düğün derken epey yoruldum. Bu yorgunluğuma karşılık, amca oğlum, "Erzurum'a gidilecek, alış-verişe..." diyerek beni de davet edince kabul ettim. Beni almaya geldiklerinde taksinin önünde her iki amca oğlum oturuyordu, arkada ise kız kaçıran yeğenim ve yengem vardı. Yengemi görünce utanmama rağmen tepki gösteremedim. "Hadi çabuk bin!" dedikleri için direk yengemin yanına oturdum. Yolda amca oğullarının sohbeti git gide hararetlenince, farkında olmadan yengemle bacaklarımızın yapışık olduğunu hissettim. Yengemi daha önce böyle yakaladığımda, birçok kez mutlaka ellememe rağmen, şimdi bir türlü cesaret edemiyordum. Ama ikimizin de terlediğinin farkına varınca, tekrar şansımı denemek istedim. Ve yavaşça elimi yengemin bacaklarında gezdirmeye başladım. Hem bir taraftan milleti daha hararetli tartışmaları için kışkırtırken, bir taraftan da yengemi iyice ellemeye başladım. Ama tam ısınınca Erzurum'a vardık...
Erken dönüp, düğün grubuna yetişmek isterken, alış-veriş, gezme, yemek derken epey geç döndük. Karanlık daha çok işime yarayacaktı. Ama ya yengem yanıma oturmazsa hiçbir işime yaramazdı. Korktuğum olmadı ve en son binen benim yanıma yengem düştü. Yeni aldığım eşya poşetlerini bacaklarını kapatacak şekilde yengemin kucağına koydum, ki rahat çalışayım diye. Ve Erzurum'dan itibaren yengemi ellemeye başladım, çünkü kaybedecek hiçbir saniyem yoktu. Yengemin bacaklarında ve götünde elim gezerek, elimi amına doğru hareket ettirdim. Elim yengemin amının kıllarını hissederken, yengem koluyla engel olmak istedi. Kocası, oğlu ve kaynı varken ses çıkartamaması beni daha çok heyecanlandırıyordu. Bu esnada elimi yengemin karnında ve meme ucunda gezdirince, yengemin kendini serbest bırakmaya başlaması beni hemen aşağıya, yani amına yönlendirdi. Ve okşaya okşaya amına geldim ve amını herkesin içinde parmaklayıp okşamaya başladım...
Acayip tahrik oldum. Yengeme bakınca ise, gözlerini kısmış, dudağını ısırmakla meşguldü. Bunu fırsat bilerek amını iyice parmakladım ve inanılmayacak kadar kısa bir süreçte ıslanınca, orgazm olduğunu anladım ve parmaklarımı geri çektim. Ve yarağımı dışarı çıkararak yengemin eline verdim. Yengemin eli değer değmez eline boşaldım. Yengem temiz eliyle çantasından kağıt medil çıkardı. Ben sikimi temizlerken yengem de elini temizlendi. Sonra ikimiz de yolculuğun kalanını dinlenerek geçirdik...
Eve vardığımızda millet toplanmış, davul zurna çalıyordu. Kalabalığa hoşgeldiniz dedikten sonra yengeme yanaştım ve kulağına fısıldayarak, "Hoşuna gitti mi?" diye sordum. Yengemin cevabı beni epey şaşırttı, "Hayır! Çünkü ben yarağını amıma istiyorum!" dedi. Bunun üzerine plan yapmaya başladım. Damadın malzemelerinin olduğu odanın anahtarı sadece bende olduğu için, bilinçli olarak odanın ampulünü gevşettim ve yengeme yardımcı olmasını, orada üstümü değiştireceğimi söyledim. Yengem ampülü değiştirmek için benden anahtarı aldığında, yengeme sessizce, "Külodunu çıkartıp orada beni bekle!" dedim. Yengemden birkaç dakika sonra da ben, "Üstümü değiştirip geleceğim..." diyerek kalabalıktan ayrılıp peşinden gittim. Yengem karanlık odada beni bekliyordu...
Yengeme sarıldığımda, yengem biri görecek diye korkuyor, "Yapmayalım!" diyordu. Eteğini kaldırıp bacaklarını elleyince, yengemin hazırlanıp külotsuz beklemesi, dudaklarına yapışmama sebep oldu. Sonra bacaklarını aralayıp, hafif kıllı amına yumuldum. Her dil darbemle yengem başımı daha çok sıkıyor, daha çok inliyordu. Yakalanma riskimiz olduğundan hemen yarağımı amına sokmalıydım, daha sonra geniş zamanda her türlü zevki yaşatacağıma dair söz verdikten sonra, yengemi sırtüstü damadın yatağına uzatıp, bacaklarını açtım. Yarağımı amının dudaklarında gezdirince, içine sokmam için yalvardı. Yarağımı hafif hafif amına sokup çıkarınca, gözleri döndü. Ve beklemediği bir anda aniden yarağımı tamamen amına kökledim. Ve amını kökleye kökleye siktikten sonra içine boşaldım...
Yengem tam kalkıp külodunu giymek için domalınca, arkasına geçip yarağımı götüne sürttüm. "Ordan olmaz, hiç yapmadım!" demesine rağmen götünü sikmek için ikna ettim ve hem yarağımı hem de göt deliğini iyice tükürükledim. Yengemin yaşına rağmen çok dar bir göt deliği vardı, ama bu o götü sikmeme engel olmayacaktı. Hayalimdeki kadını köpek duruşuna getirerek, yavaş yavaş yarağımı götüne soktum. Ve sikmeye başladım Çok dar olmasından dolayı acayip bir zevkleniyordum. Kısa bir hırpalamadan sonra götünün içine boşaldım. Ayak seslerini duyunca toparlandık. Yengem kıçına külodunu giyip, odadan çıkamadan dudağımı öperek, "Devamını isterim!" dedi. "Ben de isterim yenge!" deyip gönderdim yengemi. Sonra ben de hazırlandım ve çıktığımda kalabalıkta yengem hiçbir şey olmamış gibi gülerek karşıladı beni...
Gecenin ilerleyen saatlerinde gülerek koluma girdi ve "Götüm çok acıyor, ama umurumda değil, müsait bir anda o yarağı tekrar istiyorum!" dedi. Dört gün geçti ve ben müsait anı sabırsızlıkla bekliyorum. Yengem, seni seviyorum, senin amını ve götünü :)
[Ahmet]
193 notes · View notes
noor-kazem · 7 months
Text
Tumblr media
أدق ببطء في صرير الأزمنة، امتص اللون الفضي في الضوء البارد، أتقدم بالتناضح، أي معرفة معينة، أسكن القواعد بمجمل الوضوح.
I slowly chime in the creak of time, I absorb the silver color in the cold light, I advance by osmosis, a certain knowledge, I inhabit the rules with total clarity.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Zamanın çıtırtısına yavaşça uyum sağlıyorum, soğuk ışığın gümüş rengini özümsüyorum, belirli bir bilgiyle geçişerek ilerliyorum, kuralları tam bir açıklıkla yaşıyorum.
203 notes · View notes
tipitip213 · 22 days
Text
Jet ski ve Ablalarım
Yaz gelmişken eski bir hikaye ile azmak güzel olur.
Merhabalar. Ben istanbul'dan Serdar. 22 yaşında iyi vücutlu bir erkek sayılırım. üç tane ablam var ve çocukluğumdan beri ben 2 ablama hasta olurum. 33 yaşındaki en büyük ablam Selda hem biraz kilolu olduğu için ona karşı pek bişey hissetmedim bugüne kadar ama 29 yaşındaki ortanca ablam Yelda ve 26 yaşındaki küçük ablam Yeliz tam birer afet. Yelda ablamın o jennifer lopez'inki gibi çıkık kalçaları,Yeliz ablamın da dolgun göğüsleri beni oldum olası azdırır.
Yelda ablam 2 sene önce evlendi kazmanın tekiyle. Kazma ama zengindi adam. Ablam evlenmeden hamile kaldığı için düğün aceleye geldi. Evlendiklerinden beri ablamı görmem zorlaşmıştı. Ara sıra onlara kalmaya gittiğimde banyodaki kirlik sepetindeki harika külotlarıyla 31 çekmeye devam ettim tabi.
Bu yaz Yelda ablam Fethiye'deki yazlıklarına bizi de çağırdılar. Ev dublex olduğundan ailece doluşup gittik. Eniştemin senelik izni bittiğinden bizim gittiğimiz gün o istanbul'a dönmek zorunda kaldı. Yelda ablam da bizimle beraber dönecekti. Ilk günümüz yerleşmeyle geçti. şansa bakın ki Yeliz ablamla bana en üstte Yelda ablamın yatak odasının karşısındaki oda düştü. Gece geç saatlere kadar oturduktan sonra herkes odasına çekildi. Yeliz ablam duş almaya gitmişti.
Tam ben giyiniyorken kapım tıkladı ve hemen ardından açıldı. Yelda ablam "yattın mı Serdar" diye sorarak içeri girdiğinde benim üzerimde sadece külotum ve elimde de t-shirtüm vardı. Ablamda da kısacık mavi saten bir gecelik vardı. Ablam herşey normalmiş gibi beni tepeden tırnağa süzdü ve "külotla mı yatacaksın,haklısın hava sıcak" deyince ben "neden olmasın" diye düşünerek şort giymekten vazgeçtim ve t-shirt'ümü giyip yatağıma oturdum,ablamda yanıma oturup bana sarıldı. "canım çok özledim" derken göğüsleri göğüslerime değdi,süperdi.
Az sonra Yeliz ablam da banyodan çıktı,biz sohbet ederken de uyudu. Gece 3 gibi yelda ablam odasına gitti. Ben de banyoya gidip Yeliz ablamın yeni çıkardığı külotla 31 çektim ve odama geçip uyudum. Ertesi gün,gün boyunca yüzdük ailecek çok eğlendik. Yelda ablamın pembe bikinisini görünce iyice azdım üzerine bir de Yeliz ablam siyah bir bikiniyle gelince şok oldum. Plajda iki yavruyla dolaşıyordum bütün erkeklerin gözü ablamların üzerindeydi. yeliz ablam da bekar olduğundan etkilemeye çalışıyordu plaj azmanlarını.
Ama avuçlarını yalarlar bu yavruların ikisi de benim. Yeliz ablam bir ara güneş yağı sürmemi isteyince memnuniyetle kabul ettim. Kaygan yağı baldırlarına ve sırtına sürdükçe sikim kazık gibi oldu. Az sonra hareketlerim okşamaya dönüştü. çok tahrik oldum. Yeliz ablam Yelda ablama seslenerek "abla sana da serdar sürsün çok iyi sürüyor" dedi. Yağ sürmenin de iyisi mi olur diye geçirirken içimden hayatımın kadını yelda ablam "gel bakalım sıra bende" demez mi. Sanki "sırada ben varım şimdi de beni sik" der gibi söyledi. Kalktım ve uzun uzun yelda ablamı da yağladım. özellikle kalçalarını yoğurdum adeta ve sonra denize gidip açılarak 31 çektim.
Akşam ben biraz dışarıda takıldım ve eve geç geldim herkes yatmıştı. Odama giderken birden Yelda ablamın odasının kapısının açık olduğunu farkettim. Yaklaşıp kafamı uzattığımda ne göreyim. Ablam küçük kızı Zeynep'le yatmış,dün gece üzerinde olan geceliği de poposuna kadar sıyrılmıştı. Biraz izleyip şok halinde odama girince ikinci şoku yaşadım. Bu sefer Yeliz ablam yüzüstü yatmış,altındaki taytla götü kabak gibi meydanda yatıyordu. Sanki bu iki kaltak beni tahrik etmek için sözleşmişlerdi.
Soyundum ve külotla yatağıma girdim. Yelda ablamın görüntüsü yeliz ablamın şu an karşımdaki götünün görüntüsüyle birleşip aklımı yiyip bitiriyorlardı. Sonunda dayanamadım ve kalkıp Yeliz ablamın yatağının yanına gittim emekleyerek. Usulca kafamı götüne yaklaştırdım ve koklamaya başladım. Harika kokuyordu. Sonra yavaşça dudaklarımı değdirdim taş gibi götüne,ardından dilimi sürttüm her yerine.
Elimle de ağır ağır yokladım kalçalarını,taş gibiydi yarabbim. O ara gözüme bişey takıldı. Masanın üzerinde iki tane bardak ve boş bir viski şişesi vardı. Anladım ki iki ablam bu odada babamlardan gizli içmişlerdi gece kız kıza. Bu da demek oluyorduki ikisi de sarhoştu. Tabi şişe ağzına kadar dolu muydu boşalmadan önce bilemem.
Bunun üzerine Yeliz ablamı bişey soracakmışım gibi sarstım biraz. Tık yoktu. Biraz daha sert salladım ve seslendim ama ölü gibiydi. O cesaret ve heyecanla hemen götünü ellemeye başladım. Adeta sıkıyordum. Daha sonra sert bir şekilde yalamaya başladım taytının üzerinden. O an kafama dank etti. Yelda ablam da sarhoştu. Hemen kalkıp onun odasına geçtim. Aynı taktikle Yelda ablamı da sarstım. Onda da tık yoktu.
Bişey soracakmış gibi sert sert salladım omuzundan tekrar ama taşta hayat vardı Yelda ablamda yoktu. Fırsat bu fırsat diyerek odanın kapısını kapadım ve bacaklarını yalamaya başladım. Yalaya yalaya yukarıya götüne kadar çıktım. Geceliğini sıyırdım ve o müthiş çıkıntıyı beyaz saten külotunun üzerinden okşamaya ve yalamaya başladım. Ablamın ayık olsa bunları hissetmemesi mümkün değildi.
Daha sonra külotunu yavaşça aşağı sıyırdım. Amıyla hiç ilgilenmiyordum. Benim tek derdim o yusyuvarlak götüydü. göt yanaklarını ayırdım,tertemiz göt deliğini ortaya çıkardım ve adeta yumuldum. Kafamı yarığına gömüm ve deliğini dilimle zorlamaya başladım,harika bir duyguydu. Ablamın sarhoşluğundan cesaret alarak hareketlerimi sertleştirmiştim ama Zeynep'i hesaba katmamıştım. Kıpırdanarak döndü ve gözlerinin açık olduğunu gördüm. Usulca yanağını okşadım ve "pışş,pışşş" dedim ama kapamadı gözlerini. "olsun" dedim ses çıkarmadıkça problem yoktu benim için azmıştım bir kere.
Ardından kalktım ve külodumu çıkardım. Yavaşça ablamın üzerine uzandım. Zeynep'in gözünün önünde sikimi annesinin yarığına yerleştirdim. Işte tarihi andı bu. Yıllardır beni azdıran göt yarağımın altındaydı. Taş gibiydi ablamın götü ve soğuktu. aslında içine girmek istiyordum ama o kadar da cesaretli değildim.
Zeynep'i kontrol ederek ileri geri yapmaya başladım. Bir iki git-gelden sonra bütün ağılığımla ablamın götüne yüklenerek hayatımdaki en şiddetli boşalmamı gerçekleştirdim. Iyice boşaldıktan sonra ablamın götünün battığını gördüm ve hemen tuvalet kağıdı getirip temizledim. Ardından da odama gidip uyumaya koyuldum.
Ertesi gün biraz korku biraz heyecanla uyandım. Acaba ablamda değişik davranışlar olur mu diye ama herşey normaldi demek ki bişey hissetmemişti gece. öğlene doğru denize indiğimizde yelda ablam tutturdu muza binelim diye. Biraz sonra 6 kişi hazırdık. Muz iskeleye yanaşınca ne göreyim ablam pembe mayolu götünü kabak gibi gerdirerek geriye çıkararak oturdu ve bana "hadi atla arkama" demez mi. Iskeledeki bütün erkekler o an ablamın arkasında olmak için milyarlar verirdi ama ben bedava bindim.
Ablam ben binince "belimden sıkıca tut" diye emretti. Ben de iki elimi attım beline. Az sonra müthiş hızlanmıştı. Bir sağa bir sola çok sert dönüşler oluyordu az kalsın düşecektim. "sana sıkı sıkı tutun dedim değil mi" diye azarlayınca o ana kadar sabırla bekleyen kazık gibi sikimi götüne yapıştırdım ablamın ve kollarımı beline dolayarak kendime iyice çektim. Ablam bu hareketim karşısında bir an duraklar gibi oldu ama daha sonra devam etti. Bu halde adam sağa sola viraj yaptıkça benim sik de bayram ediyordu tabi. O sağ-sol yaptıkça ablamın sikime yapışık götü bir o yana bir bu yana oynuyordu.
Iyice açılmıştık,sahil bir çizgi halinde gözüküyordu. Ablam iyiden iyiye kaptırmıştı kendini. Ben de fırsattan istifade şortumun kenarından sikimi dışarı çıkardım ve tekrar yaslandım ablama. Dönüş yolu boyunca o şekilde geldik. Kıyıya az kala sürtüne sürtüne biraz da korkarak şiddetli bir şekilde boşaldım ablamın mayosunun üstüne. Nasıl olsa denize girecek diye düşünüyordum,o yüzden rahattım.
Kıyıya vardığımızda muzu hemen bizden sonraki grup devraldı. Bizimkilerin yanına gitmeden ablama defalarca kez yalvarmama rağmen denize girmedi. "ayvayı yedik" dedim içimden çünkü pembe mayosunun üzerinden spermlerim dikkatle bakıldığında belli oluyordu. Bizimkilerin yanına gittiğimizde biraz konuştuk ben hemen bir köşeye sindim. Az sonra Yeliz ablam Yelda ablama bişeyler söyledi usulca. Sonra beraber ağaçlıkların oraya yöneldiler. Ben ikisini izliyordum.
Yelda ablam Yeliz ablama arkasını döndü ve yeliz ablam iyice incelemeye koyuldu mayonun üzerindeki sıvıyı. Daha sonra yelda ablam elini değdirdi ve burnuna götürerek kokladı. Anlamışlardı. Acayip utandım. Ilerleyen saatlerde yanlarına uğradım. Ablamlarda abes bir durum yok gibiydi. Arkadaşlarla takılacağımı söyleyip ayrıldım. Akşam tekrar geç saatte gelip direk yatağıma girip uyudum.
Ertesi sabah kahvaltıda ablamların yüzüne bakamıyordum. Ama onlar gayet normal hareket ediyorlardı bişey olmamış gibi. Yalnız Yelda ablam bir ara "bugün de jet-skiye bineceğiz" demez mi. Ben şok oldum. Denize giderken "abla ben bilmem sürmesini" diye vazgeçirmeye çalışıyordum. Ablam da "merak etme usta şoför ablan var" diye cevapladı. Iskelede heyecanla beklerken adam getirdi jet-skiyi ve iki de can yeleği verdi,ablam öne ben arkaya muza biner gibi bindik. Ben dünden dersimi aldığım için daha temkinli oturuyordum. Ablam gazladığı gibi direk açıklara sürdü.
Bir ara sert bir şekilde sağa manevra yapınca zaten korkarak tutan ellerim ablamın belinden kaydı ve kendimi suda buldum. Ablam kahkahalarla gülüyordu. Ben de gülmeye başladım ve ablam elini uzatarak "bak,çok sıkı tutunman gerek iyice sarıl" diyerek imalı imalı gözlerime baktı ve beni yukarı çekti. Ben de artık yapacak bişey yok diyerek muzdaki gibi yapıştım ablama sıkıca da sarıldım.
Ablam hala açılıyordu "abla çok açılmadık mı" diye sorduğumda "noldu korktun mu" diye cevapladı ve sert bir manevra daha yaptı. O manevra yaptıkça ben fena oluyordum. Sikim gene taş gibi oldu,bu siki hissetmemesi mümkün değildi. "korkmadım da kıyı gözükmüyor artık" deyince gazı daha bir kökledi ve kendini öne eğdi ata binen jokey gibi. üzerimizdeki çamaşırlar olmasa tam bir sikişme pozisyonuydu. Ablam resmen domalmıştı önümde benimde vücudum ona yapışıktı. Bu halde biraz daha gittik ve ablam yavaşlayıp motoru stop ettirdi.
"heh!Inşaallah benzin bitti!" dedim. "yooo" dedi ablam. "niye durdun öyleyse" dedim. "eee. Marifetini görelim bakalım" dedi. "abla valla süremem ya" dedim. "ne sürmesi be,ben o marifetten bahsetmiyorum" diyerek jet-skiye iyice yattı ve sikime yapışık götünü oynatmaya başladı yukarı aşağı. Baktı ben şok halindeyim "dün muzda 4 kişinin önünde yapacaktın utanmasan şimdi noldu" demez mi.
Ben duyduklarıma ve gördüklerime inanamıyordum. Sadece "nasıl yani abla" diyebildim. "ne nasılını soruyorsun lan. önceki gece odamda Zeynep'in yanında yaptığın gibi işte" deyince benim kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Ablam tekrar götünü oynatmaya başlayınca zıvanadan çıktım. Ellerimi göğüslerine götürerek okşamaya başladım. Bikinisinin üstünü beline kadar indirdim ve tekrar elime aldım iri memelerini. Adeta yoğuruyordum. Sonra ablamı jet-skinin direksiyonunun üzerine yatırdım ve mayosunu yana sıyırıp amını ve göt deliğini yalamaya başladım. Ablam inlemeye başlamıştı.
Dilimi sokup çıkarıyordum amına. Ardından şortumun kenarınsan sikimi çıkardım ve biraz tükürükleyip ablamın amına dayadım. Yavaş yavaş soktum. Az sonra tamamen içindeydim,ablamın amı fırın gibiydi. Ileri geri yapmaya başladığımda ablam da kendini geri doğru ittirmeye başladı. Biraz hızlandırdım git-gelleri ve ablam "ohhh,ohhh" demeye başladı. Ani bir hareketle çıkınca ablam "noldu" diye sordu.
Sonra hızlı bir hareketle mayosunu indirip göt deliğini yalamaya başlayınca neler olacağını anlamış olacak ki sorusunu tekrarlamadı. göt deliğini iyice yumuşattıktan sonra sikimi tekrar tükürükledim. Ablamın ellerini arkada sırtında kelepçe pozisyonunda birleştirdim ve tek elimle bileklerinden kavradım. Ben böyle yapınca ablam bir "vaaayyy" çekti. Diğer elimle sikimin başını dayadım göt deliğine ve ittirmeye başladım. Başı kolayca girdi. Biraz daha tükürükledim ve dayanmaya başladım. Ağır ağır kayıyordu sikim ablamın daracık götüne. Yarısına gelince sert bir hareketle ittirdim ablamdan bir "oaaw" sesi geldi. Ittirmeye devam ettim.
Biraz geri çekip tekrar bastırmaya başladım. Derinliklere inerken ablam kasıldı "oğlum ne sokuyorsun lan bitmeyecek mi bunun sonu yok mu" diye inledi. "olmaz mı ablacığım" diye tekrar sert bir yüklenince ablam "ahhh" diye acı bir çığlığın ardından "Serdar o ne öyle nerede büyüttün oğlum bu kadar" diye sızlandı. Ben de "senin için ablacığım" dedim. Ardından sert hareketlerle yarısına kadar çıkarıp sokmaya başladım ablama.
Kızgın temmuz güneşi altında bırakın karayı tek bir geminin bile gözükmediği engin ege açıklarında terden sırılsıklam olmuş vücutlarımızla şap şap vuruyordum öz ablama. Annem bizi böyle görse kalpten giderdi herhalde. çünkü çok acı sikiyordum ablamı. O kadar hızlanmıştım ki ablam artık çıldırmış "evet Serdar ohhh,karnıma değiyor sanki aayyyy,sok sok daha derinlerime sok erkeğim hadi ohh.
Erkeğimsin benim. Hep böyle sik beni ohhhh" diye inleyerek götünü yarrağımın ritmine uydurmaya çalışıyordu. Bunun üzerine "abla geleceğim" diye uyardım. Ablam gelecegimi duyunca ellerini elimden kurtardı ve benim arkama kalçalarıma atarak kendine doğru çekmeye başladı beni kendini de geri doğru bastırmaya başladı. Sanki çivi gibi çakmamı istiyordu.
Bu hareketi beni iyice azdırdı,sarı saçlarını tutarak çekmeye başladım bir elimde göğüslerindeydi. "hadi erkeğim parçala ablanı hadi boşal içime ohhh,doyur ablanı hadi aohhh" diye çılgınca bağırıyordu kimsenin duyamayacağını bilerek. Ben de "ohhh Yelda harikasın ohhh taş gibisin karıcığım geliyorum oahhhhh. " diye yüksek sesle bağırarak ablamın derinliklerine boşaldım.
Sikim iyice inene kadar çıkarmadım. Ablam da itiraz etmedi. Zaten hali kalmamıştı,gözleri kaymıştı sanki. şunları sor duyabildim bitkin sesiyle "ohhh. Serdar bitirdin beni,nereden öğrendin böyle sikmeyi,kaç kez boşaldım sayamadım nerede büyüttün onu öyle" diye sızlanıyordu. Ardından toparlanıp döndük.
İskeleye yanaştığımızda Yeliz ablam Yelda ablamın halini görünce "hayırdır abla ne bu hal,nasıl geçti?" diye heyecanla sorunca Yelda ablam "süperdi,harikaydı Yeliz. Kesinlikle sen de binmelisin" diyerek imalı imalı baktı Yeliz ablama. Sonra Yeliz ablam "hadi bakalım serdar bey,bir de biz görelim marifetini diyerek ben daha inmeden atladı jet-skiye. Sonra motoru çalıştırıp elini ufka doğru uzatıp bağırdı "istikamet ege açıkları. "
Yeliz ablama da hiç acımadım. Açıklarda jet-skiye domaltıp iki kez de ona çaktım. İlerleyen günlerde işi abarttık tabi. Bu sefer üçümüz tekne kiralayıp ıssız koylara çektik. Açıklara demir atıp teknede iki ablamla grup yaptım. Evde de boş durmadık tabi,bütün geceler bizimdi.
93 notes · View notes
sezginer35 · 3 months
Text
"Cennetin işlemeli kumaşlarına sahip olsaydım,
Altın ve gümüş ışıkla işlenmiş,
Mavi ve loş ve koyu kumaşlar
Gecenin, ışığın ve yarı ışığın;
Ben olsam ayaklarının altına bez sererdim:
Ama ben fakirim, sadece hayallerim var;
Hayallerimi ayaklarının altına serdim;
Yavaşça yürüyün çünkü hayallerime basıyorsunuz."
-----------------------------------------
Hätt ich des Himmels reichbestickte Tücher,
bestickt aus Golden- und aus Silberlicht,
die dunklen, die blauen und die hellen Tücher,
aus Nacht, aus Tag und aus der Dämmerung,
legt ich die Tücher dir zu Füßen.
Doch ich bin arm und habe nichts als Träume,
so leg ich meine Träume dir zu Füßen.
Tritt leise, denn du trittst auf meine Träume.
Wiliam Yates
------------------------------------------
Had I the heavens' embroidered cloths,
Enwrought with golden and silver light,
The blue and the dim and the dark cloths
Of night and light and the half light,
I would spread the cloths under your feet:
But I, being poor, have only my dreams;
I have spread my dreams under your feet;
Tread softly because you tread on my dreams.
Tumblr media
42 notes · View notes
pandoraebru · 4 months
Text
Pubg oynarken sikildim (31 Y) Bolu
Merhaba, hikaye severlerim uzun zamandır işsiz olduğum için bir kaç yere form vererek hem haber bekliyordum hemde evde Pubg ‘ye sarmıştım sürekli oyun oynuyordum. Karabüklü bir arkadaşım vardı oda memleketinde ehliyet için uğraşıyor son sınavını 20 gün sonraya atmıştı, ben şuralara form verdim istersen gel sende ver diyerek konuşmuştuk oda onaylayıp ertesi gün hemen bilet alıp gelmişti. Biraz sohbet muhabbet derken sabah erken kalkmak için haberleşip uykuya çekildik arkadaşım 27 yaşında uzun boylu atletik ve yakışıklıydı.
Sabah erken uyanıp elimi yüzümü yıkayıp bunu uyandırmaya gittim salona üzerinden yorganı düşürmüş eli boxserin altında kalkmış aletini kavramış aletinin kafası dışarı çıkmış mışıl mışıl uyuyordu sanırım birini sikiyordu rüyasında bizimki ağzım sulanmıştı bile o aletini görünce bir süre izledikten sonra artık dürtmeye başladım uyansın diye ama oralı bile olmuyordu bende hafif boxseri elimle kaldırıp aleti tamamen çıkmıştı dışarı yaklaşık 18 19 cm biraz kalındı tekrar denedim uyandırmayı gözleri yarım açıp bana bakıyordu kalk aslanım sabah oldu diye seslendim o esnada benden kalkık aletini saklamaya çalışıyordu, yaklaşık 4 senedir tanıyorum çok utangaç biriydi kendisi.
Hazırlanıp evden çıktık yolda giderken sohbet ediyoruz ama benim aklım hala o aletindeydi içimdeki orospuluk alevlenmişti bile işlerimizi halledip tekrar eve döndük saatte zaten 2 olmuştu ben duşa giriyorum dedim tamam diyerek banyoya atmıştım kendimi, hemen soyunup deliğime su pompalayamaya başlamıştım yaklaşık 2 saat banyoda kalıp tamamen tertemiz olmuştum arada bir popoma şaplak atıyor ve kurulanıyordum banyodan çıktım, bizimki uzanmış kanepeye Pubg oynuyordu kendinide kaptırmış bende odama geçtim deliğime ve pipime krem sürüp deliğime masaj yapıyordum kapıyı kapatmadım ama gelmez diye ümit etmiştim bir yandan da çok istiyordum onu boy aynasının önünde domalmış deliğime bakıyor ve hafif hafif parmaklıyordum kendimi, ben tamamen evde onun olduğunu unutmuş kendime odaklıydım artık 2 parmağım deliğime girerken hafif hafif ayna karşısında inlerken birden kapıda onun silüetini farkettim ama o benim onu farkettiğimi görmemişti, üzerinde sadece boxser olup kaldırmış aletini sıvazlıyor kapı arasından da aynadan doğru kalçalarıma bakıp deliğimi izliyordu resmen erkeğimi azdırmıştım artık.
Yavaşça ayağa kalkıp arkamı döndüğümde kapıda yoktu tekrar gidip kanepeye uzanmıştı bile, bazamın altından kırmızı tangamı giyip altına beyaz bir eşofman giydim üstüme sporcu atleti giyip bende salona geçmiştim yan kanepeye,
- çokmu beklettim yoksa
+ yok sadece merak ettim nerede kaldığını
- benim duşum uzun sürer biraz yaa diyerek gülüp geçmiştim oda tebessüm ederek yüz üstü uzanmış hala Pubg oynuyordu kimle oynuyorsun dedim kızlarla ama sarmıyor dedi, “içimden sarmaz tabi gördün kabak gibi götü “ diyerek geçirdim sadece kendime kahve yaparken arkamı döndüğümde ara ara götüme baktığını farketmiştim bile bu iş tamam dı diyerek cesaretlendirmem lazımdı onu bana açılması için diye düşünüyordum içimden, kahveyi yapıp balkona çıktım sigara içip içeri girdim bende kanepeye uzanmıştım oda benim yanımdaki kanepede çaktırmadan kalçalarıma bakıp sanki kanepeyi sikiyordu hadi beraber oynayalım mı dedim çok iyi olur dedi, bir yudum kahvemden alıp birde ona bakıyordum sanırım aleti hala kalkık tı ;) ben geliyorum diyerek kalkıp lavaboya girmişti kalkarken sanki aleti boxserini yırtıp çıkacakmış gibi kalkıktı galiba 31 çekmeye gittmişti, bende o esnada eşofmanımı hafif aşşağıya indirip tangam ve kalçalarım meydan daydı atlet biraz uzun olduğu için onunla kapatmıştım kalçalarımı göbeğimede yastık koyup popom tamamen çıkmıştı artık, geri geldiğinde aleti inmişti ve rahatlamış gibiydi ama beni öyle görünce yine arzuları alev yapmıştı.
Oyunda o ölmüştü bende oyun telaşına dalıp içime giydiğim tangamı unutmuştum zaten benim atlet belime kadar sıvanmış popom tangamla beraber kabak gibi açılmış meydandaydı arkadaşımla bir an göz göze geldik ve gözlerini kaydırarak benim popoma bakıp duruyordu sanırım cesaretini toplayıp yavaşça yerinden kalkıp yanıma kadar gelmişti kalkmış aletiyle üzerime uzanıp kalçalarıma sürtmeye başlamıştı bile inanılmaz bir duygu yavamıştım sert aleti kalçamda geziyor dudakları ensemde kulak mememi öpüyor ve yalıyordu artık oyunu falan bırakıp tamamen ona odaklanmıştım üzerimden kalkıp eşofmanımı çekip çıkarmıştı elleriyle kalçalarımı okşuyor ve öpücükler konduruyordu bende kalçalarımı biraz daha kaldırmıştım eliyle tangamı sıyırıp deliğime kafasını gömmüş yalamaya başlamıştı bile gözlerimi kısıp altında inliyordum artık diliyle belime kadar çıkmış deliğimi parmaklıyor en son siktiğim kızın götünden daha temizsin kanka diye iltifat ettiğini duyuyordum elimden tutup kaldırmıştı beni kucağına oturtup dudaklarıma yapıştı bir anda hem ısırıyor hemde dilimi emiyordu.
Atletimden kurtulmuştum göğüslerimi emerken bende üzerinden hafif kalkıp boxserini çıkarmasına yardımcı oluyordum ve aleti temas etmişti artık tenime kalçalarımla baskı uyguluyor ve aletine sürtünüyordum benim pipim hala inikti ve tangamı çoktan ıslatmıştım bile zevkten eliyle aletini kavrayıp deliğime sürtmeye başlamış hafif kalkıp oturduğumda kafası artık içimdeydi bir ohhh çekip yavaş yavaş sokmuştu bile tamamını göğüslerimi emerken kucağında zıplıyor ve inliyordum hayalim olan alet içimdeydi artık ben zıplamayı bırakıp içimde gezdirirken hızlı bir şekilde kendisi pompalamaya başlamıştı taşşakları kalçama vuruyor şaplama sesleri sarmıştı salonu kucağından inip önünde diz üstü çöküp ağzıma alıp sakso çekmeye başladım gözlerini kısıyor eliyle saçlarımı okşuyor harikasın aşkım diye söyleniyordu bana, tekrar kanepeye çıkıp domalttı önünde ıslak deliğime birden girip sikmeye devam ediyor bir yandan da kalçalarıma şaplak atıyor inletiyordu beni kendimden geçmiştim defalarca boşalmıştım bile sikilirken ayaklarımı havaya kaldırıp tekrar deliğime gömülmüş yalamaya başlamıştı dilini deliğime sokuyordu resmen. Bu çocuğun bu kadar sikişken olduğunu tahmin etmemiştim harikaydı resmen sırt üstü uzanıp geliyorum aşkım diyerek ağzımı açıp gelmesini beklerken patlamıştı artık yüzüme boşalmıştı aletini ağzıma alıp son damlasına kadar somurmuştum sikini üzerime yığılıp kalmıştı … :)
58 notes · View notes
dankett-i · 2 years
Text
belirsizlik insanı yavaşça tüketen iğrenç bir şey
593 notes · View notes
yusuf-krk · 1 year
Text
Tumblr media
Gönül Hanem ❤️
Tumblr media
“Gülmek sana çok yakışıyor”dedi adam..
Başını öne eğdi yavaşça kadın...
Biraz mahçup biraz mutlu..
Ve dedi ki ;
“Senin eserin bu gülüş ..
Sen geldin kalbim gülümsedi”.❣️
🌸💕🌸
Seni Seviyorum ❤️
Tumblr media
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️ 🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
182 notes · View notes
master1wayne · 9 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B12.2
Uyarı1: Diğer karakterlerin bakış açısı da eklenmiştir! Buna göre okuyunuz!
Uyarı2: Pek iyi yazdığımı düşünmedim ama umarım bu bölümü beğenirsiniz! Uzun süredir yoktum ve biraz yoğunum. Daha vakti anca bulabildim.
Uyarı3: Bölüm sonu yazdığımı okuyunuz lütfen!
BÖLÜM 12.2
[EN ÇARESİZ DÜŞÜNCELER VE İÇ KARMAŞA]
Sikim girdikten sonra, Ayla'nın kalçasına ellerimi attım ve darbeli matkap misali sokmaya başladım.
Her sikimi içine soktuğumda daha derinlere iniyor gibi hissediyordum.
Ablamın bir süre sonra altımda inlemelerini ve koca götünün yanaklarını şaplaklamak adeta:
`Müthişti`
Bu geceden sonra artık sikim sadece ablam ve Derya için kalkmayacak. Kendime bir iyilik borçluyum o da şu, kesinlikle çıktığım deliği bağırta çağırta, eze eze sikeceğim!
Ablamın inlemeleri koridorda yankı yapıyor ve ses tonajı gittikçe artıyor.
==
Ayla:
Aras'ın siki götümün derinliklerinde giderken kendimi bir kadından fazlası gibi hissediyordum.
Kendi kardeşimin koca siki ve sikini soktukça am dudaklarıma çarpan ve zevkle emdiğim koca taşakları...
“DAHA SERT ARAS! HAYDİ BENİM TEK AŞKIM! CANIM KARDEŞİM AMIMA GÖTÜME İSTEDİĞİN GİBİ, İSTEDİĞİN POZİSYONDA SOK!”
Aras'a bunları söyledikçe elleri yumuşacık kalçalarıma sertçe tokatlar atıp sonra da kavrarken, bir yandan da sikini götümün içine hiddetle sokması beni mahvediyordu.
Tam sikini sokarken, iki ayağımdan tuttu ve beni bildiğin yere şak diye yapıştırmıştı.
Terli memelerim yere çarptığında "şap" diye bir sesle birlikle yere yapıştı.
Aras üstüme yatar pozisyonda, ağırlığını sadece kalça kısmına vererek üstüme yattı ve boynuma öpücükler kondurarak sikmeye başladı.
Öpücükleri boynumu, sırtımı ve ensemi rahatlatırken içime giren bu sik ne kadar güzel hissettiriyor.
Pardon daha doğrusu kendi kardeşimin siki desem, daha doğru olacaktır. Bir süre önce nefret duyduğum kardeşime, şimdi inanılmaz ve sonu olmayan bir aşk duyuyordum.
Birazcık üstümeden kalktı ve saçlarımı eline dolayarak beni kendine çekti.
Sırtım göğüs kafesine değdi, kafamı yana doğru çevirdiğimde, göz göze gelmiştik. Dudakları açıldı ve dudaklarıma buluştu, dillerimiz birbirimizin ağzında hareket ederken.
Aşağıdan elini amıma atmış ve sırayla içeri sokmaya başlamıştı.
Bir deliğimde yarak, birinde parmakları ve dudaklarımda sıcacık dudakları vardı beni öpen.
Vücut ısılarımız birbirini sararak terletirken, Aras yavaştan sikini daha da sert ama aralıklı sokarak yavaştan nefesleri sıklaşmıştı.
Tabi ben de ondan geri kalır durumda değildim neticede.
İkimizde, yarınımız yokçasına sikişirken artık amıma soktuğu parmakların ve götümdeki sikin etkisi beni yavaşça amımın ıslanmasını sağlamıştı.
==
Aras:
Ablamın amına parmaklarımı sokarken, gözlerini kapatmıştı dilim ağzının içinde hareket ederken, tek yaptığı kendini serbest bırakmaktı.
[5 dakika sonra]
Yavaştan taşaklarımdaki sıcaklığın artmaya ve sikime doğru yol aldığını farketmiştim.
O andan sonra biraz darbelerimi sert ama aralıklı atarak Ayla'yı çok fazla sarsarak, sikmeye devam ettim.
Tabi sadece sikimi kullanmıyordum! Bu süre zarfında parmaklarımı iyice amının derinliklerine soktuğum için, artık parmak ucuma ıslaklıklar gelmeye başlamıştı.
Parmaklarımı çıkardım öpüşmeyi bırakıp, Ayla'nın ağzına kendi suyunun bir kısmını yalatmaya başladım.
Aynı sikimi emdiği gibi emerken, artık onunda titremeleri artmaya ve sesi değişmeye başladı, ağzını bazen tamamen açıp "Iğğm, ayyhh" diyerek sinyalleri veriyordu.
Elime doladığım saçını bıraktım ve iki elimi de memesine atıp uçlarını sıkıp ikisini de elimden geldiğince yalamaya çalışıyordum.
Ay: Ge-geliyorum ooooğğğğfff!
Ağzımdaki meme ucunu bırakıp sadece yarım yamalak bir şekilde;
“b-ben de!”
Diyebilmiştim.
Titremelerimiz ve seslerimiz tamamen arttığında, taşaklarım amının dudaklarına son kez çarptı.
Ve götünün derinliklerine sikimi hiddetle iktirip, ikimiz de sarsıla sarsıla büyük bir boşalma yaşamıştık.
İkimizde kaşık pozisyonunda yere uzandık. Sikim kendi kendine içinden çıktığında biraz da olsa kendimi iyice toparlayabilmiştim.
Kafamı kaldırdım ve Ayla'yı iktirip ayağa kalkmayı denedim. Yalpalamış olsam da, ayağa kalkabilmiştim.
Ayla yerde uzanırken, suratında tatlı bir gülümseme vardı, göt deliğinden akan spermlerim biraz yere damlamış ve Ayla'nın zevk sularına karışmıştı.
Ay: Nasıldım?
“Olman gereken orospuyu oldun Ayla, aferin sana!”
Ay: Şu spermleri yalayayım en iyisi boşa gitmesin.
Ayla biraz kalktı ve tam yerde duran spermlerime dilini uzattığında saçından tuttum ve geri çektirdim.
“Daha işimiz bitmedi! Odama geçiyoruz ablacığım!”
Ayla sevinçle ayağa kalktı ve odama girdi. Kendisine beklemesini söyledim ve odasına gidip, ışığı yaktığım gibi boxerimi aramaya başladım.
Fazla bakınmama gerek kalmamıştı. Yerden aldığım gibi koridora geçtim ve yerde duran sperm damlalarımın üstüne boxerımı sürttüm.
Ablamın zevk sularıyla birlikte hepsi benim boxerıma bulaşmış ve yerde tek bir damlası bile kalmamıştı.
Boxerı aldığım gibi masamın üstüne bıraktım ve Ayla'ya yöneldim. Ayla bıraktığım boxerı görünce “neden getirdin?” diye sorsa bile cevap vermeden, kolundan tuttuğum gibi banyoya geçtik birlikte.
Bu sefer jakuzinin içine geçtik ve suyu sıcağa ayarladım. Su dolduktan sonra, ilk baş ben uzandım ve Ayla'ya gelmesini söyledim.
Sıcak suyun için ayağını uzattı ve omzumdan destek alıp, üstüme uzandı.
Ay: Rahatsız olmuyorsun değil mi?
Kendi ablamı sikiyorum amk? Üstüme uzamasından niye rahatsız olayım, ablam olduğunu unutuyor galiba amcık...
“Yok, hayır!”
Ay: Bir şey mi yap-...
“Hayır sadece uzan ve bana ayak uydur, sonrasını biliyorsun zaten!”
Ayla tamamen üstüme uzandı ve ikimiz de suyun içinde birbirimizi okşuyorduk. Kafasını omzuma dayadı ve yanağımı öpmeye başladı.
Öperken diliyle yanağımı yalıyor ve sikime uzanan eliyle de yukarı aşağı sıvazlayarak sikimi demir gibi yapmak için çabalıyordu.
Sikimi, iki sıvazlamayla birlikte dimdik yapmıştı. Güldü ve sikimi kökünden kavrayıp biraz sıktı, sonra da sanki sikim bir portakaldı da, suyunu çıkarmak istiyordu.
Elimi, bir anda amına attım ve diğer elimi de boğazına attığım gibi, elimle am dudaklarını ayırıp sikimi sertçe soktum.
Ay: (Boğuk bir sesle) OOOOĞĞĞHHH
Elinde sadece taşaklarım vardı ve yapabildiği tek şey, hafifçe sıkıp bırakarak taşaklarımı rahatlatmaktı.
Sikim amına girdikçe, vücudum hareket ettiği için dışarıya sular sıçrıyor ve yeri kayganlaştırıyordu.
==
Annem: (BIRAZ GERİDEN GELECEK)
Yatağa yattıktan sonra, gözlerimi biraz kapatmış ve günü gözden geçirmek istemiştim.
Ama o an, sadece Aras ile olan yakınlaşmam gelmişti! Ne kadar ona karşı bir sevgim olmasa bile, bugün yaşadıklarımız ne gece klübünde, ne de hiç bir zaman aklımdan çıkmayacak gibi geliyordu bana.
Sırf o istiyor diye, aldığı kıyafetleri bile giymeye başladım. Sırf onun istediği olsun diye, kendimi köle konumuna düşürmüştüm ve neden, yani neden bu durumdan rahatsız olmadım?
Ahmet olsaydı, ona karşı her zaman dik durur ve gerektiği yerde kendi ağırlığımı, kendim koyardım. Ama, şimdi sadece Aras'ın istediklerini yaparak, kendimi ezdiriyordum.
Hatta en basit örnek: Bugün bütün benliğimle karşısındaydım, beni çırıl çıplak bıraktı ve oyuncak gibi oynadı benimle ve fazla zevk aldı bundan.
Garip bir şey vardı, bunca olanlara rağmen, beni ellemesi hatta alkollü olduğum zaman bile bana dokunuşları varken ileri gitmedi?
Evet garipsediğim şey! O da, bu kadar istediği hale soktu beni ve hiç ileri gitmeden, konuyu kapattı! Yoksa beni istemedi mi?
Benim gibi güzel bir kadını?
Hah! Hiç te bile, o da biliyor ona yakınlaşmayacağımı! Sadece yüz vermemi istiyor ama ona asla böyle bir fırsat vermeyeceğim!
(Kendi içinde ikinci bir ses, daha doğrusu alev gibi yanan kendi Arzusu ve azgınlığı ona seslenir)
A: Cidden mi?
A: Bugün, sana masaj esnasında dokunuşları ve götünün yanakları arasında kendi oğlunun sikini öylece hissetmen? Ve buna rağmen ileri gitmen ne olacak?
“Ha-hayır ona direndim!”
A: Bırak bu palavraları! Kendi içinde kocanın yokluğunu ve hiç sevmediğin oğlunun, onu ezişine bayıldın! Hatta, kendini bir it gibi ona ezdirmek istiyorsun! Bunu istiyorsun!
“O benim öz oğlum! Aklımdan bile geçirmem bunları, asla ve asla!”
A: Az önce için içini yiyordu, oğluna kendini beğendirtemediğin için neredeyse üzülecek gibisin!
A: Sen dokunmasını istedin ama hâlâ kendi kendine çelişiyorsun!
“Hayır çelişmiyorum!”
A: Kızının kendi öz oğlun tarafından ilk sikildiği zamanı ne ara unuttun ha?
“Unutmadım ama hatırlamakta istemiyorum!”
A: Hahahahah, ne kadar komiksin sen ya! Ah canım benim...
A: Sen yıllardır Ahmet tarafından el üstünde tutuldun, yıllardır o nasıl istiyorsa öyle ona ayak uydurdun!
A: Ona iki tane evlat verdin ama hiç bir zaman, ona karşı doğru dürüst bir şey hissetmedin!
“Kendi kocama olan sevgimi nasıl bileceksin ki haa?”
A: Benim sen olduğumu hâlâ mı anlayamıyorsun? Ben senin neler istediğini bile biliyorum, nelerden zevk alıyorsun, nelerden hoşlanıyorsun. Bunların hepsini!”
“Ney ki benim istediğim?”
A: Kadın gibi hissetmek, seni asıl zevklerinin kölesi olarak görmek istiyorsun!
A: Ahmet seni sevdi, ancak sen sadece sana verdiği parayı sadece araç olarak görmedin mi?
A: Kendini gerçekten bir kadın gibi görmek istemedin mi?
“Ha-hayır yanılıyorsun!”
A: Ben senim ve yanılmıyorsun! Bunu istiyorsun, ezilmek ve aşağılanmak hoşuna gidiyor!
A: Sen hiç dominant olmadın! Sadece Ahmet öyle sevdiği için, öyle davrandın!
“...”
A: Sen neler istersen iste, onun sana öyle davranabilecek ve bunu içten yaşatacak bir karakterde olduğuna, asla ama asla inanmadın Arzu!
A: Hayalindeki erkek Ahmet değil, onun altında inlerken ne zaman rahatladın ki?
“Hep rahatlamıştım!”
A: Aras'ın siki kafandan çıkmıyor! Etrafında o kadar yakışıklı ve genç erkekler varken, neden onlara gitmiyorsun o zaman?
“Ben Ahmeti seviyorum!”
A: Kendini bu yalana inandırman ne kadar acizce bir şey! Arası istiyorsun, hatta Ayla ve Derya'yı kıskanıyorsun.
“Onları mı? Ben onları!”
A: Kızının yediği ve Derya'nın da tattığı bu şeyi tatmak o kadar istiyorsun ki! Ama sadece Aras'ın sana adım atmasını istiyorsun!
“He-hepsi yalan bunların, hiç biri gerçek değil!”
A: Gözlerini aç ve parmağının nerede olduğuna, kendi gözlerinle bak! O zaman Arzu, bütün bu olanları sadece böyle öğrenebilirsin!
“Ne demek istiyorsun se-...”
(Gözleri açılır)
BÖLÜM 12.2 SONU
YAZARIN ÖZEL UYARISI:
Gelipte “Yazar bu ne amk” vb. deme lütfen! Amacım başlıkta yazdığı gibi bir iş çıkarmaktı. Annenin kararsız ama istekli olan ruh halini yansıtmak istemiştim. Diğer bölüm buradan devam edip, Aras'ın banyo sahnesine geçecektir...
(yorum+beğeni=Yeni bölüm!)
93 notes · View notes
tanrininarmagani · 4 months
Text
Herkese selam🙋‍♀️Dün yazamadığım için özür dilerim🤕Bu gönderiyi sanki dün yazmışım gibi yapalım olur mu?Başlayalım!Bu sabah ders zili çalmadan kantine uğramıştım,iyiki de uğramışım o da kantindeydi.Sıraya girip beklemeye başladım o sırada arkasını dönüp bana"günaydın,naber?"dedi."Günaydın,uykum var biraz senden naber?"dedim."Benimde uykum var dün gece uyku tutmadı"dedi.Bende gülümsedim.Sıra ona gelmişti ve arkasını dönmeden önce burnumun ucuna yumuşakça vurup"hava o kadar soğuk sanırım,zaten fındık kadar burnun var bir de kızarmış"dedi.O an o kadar mutlu oldum ki,çünkü burnumu sevmiyorum,sevemiyorum.Onun dediğinin aksine burnum bence fındık kadar değil ceviz kadardı.Dokunmak için kırk takla attığım sakalları yine uzamış,beni çileden çıkarıyordu.Bir şekilde işi çaktırmadan o sakallara dokunmam lazımdı ama nasıl?Öğleden önceki son ders müzikti ve arkadaşlarımın getirdiği yiyecek ve içekcekleri yerken hocamız ile sohbet ediyorduk.Geçen hafta bize bunun sözünü vermişti.O sohbette çok dedikodu öğrendim.Mesela TED İZMİR KOLEJİ'nin bahçesinde kenevir yetiştiriliyormuş.Ayrıca çoğu öğrenci de zorbaymış.Sınıftan Eda adında bir arkadaşım var ve puff içme gibi kötü bir alışkanlığı var.Ama bu çok fazla ileri gitti,derslerde lavaboya gitmek için izin alıyor orada ders bitene kadar puff içiyordu.Ve bir gün hocalar onu yakaladılar.Öğrenci kayırma her okulda da olduğu gibi bizim okulda da var.Hiç bir ceza almadan çıktı müdürün odasından.Bizde onun iyiliği için bir plan yaptık.Bana güvendiği için puffu okula getirdiği bir gün gizlice hocalara haber verecek ve elindeki son puffun da hocaların eline geçmesini sağlayacaktık.Umarım işe yarar çünkü yaşımız bunun için henüz çok küçük.Son teneffüs arkadaşımın aklına dahiyane bir fikir geldi.Bir konu bulacak ve ona yavaşça tokat atacaktım sonra üzülmüş gibi yapıp yanağını sevecektim.Açacağım konu da o geçen günlerde gizem adında bir kız ile konuşuyordu,onu anlatmasını isteyecektim.Zil çaldığı gibi sınıflarının kapısına gidip ona seslendim.Yanıma geldiğinde köşeye çekip "hani bir kızla konuşuyordun ya ne oldu sevgili oldunuz mu?"diye sordum içim acıyarak."Yok ya,ben soğudum ondan kestim konuşmayı"dedi.Resmen havalara uçtum!"Hmm anladım"diyince"Başka bir şey yoksa gidiyorum o zaman"dedi ve gitti bende boş koridorda öylece kala kaldım.Gidiyorum dedi ve gitti.Bu kadar.Bense hiçbir şey diyemeden öylece kafa sallamıştım.Akşam eve geldiğimde biraz rahatlamıştım,daha 2 gün vardı ama değil mi?Onunla olan küçük anlarım ve okulda yaşananlar birazda olsa ilginizi çekti ise takipte kalın canlarım🩰🐰
46 notes · View notes
cninzihni · 4 months
Text
Tumblr media
>Sakin bir çalma listesi orta-kısık tonda açılır (örn) >Işık kapatılılır >Gözler kapatılarak arkadaki hafif ritme odaklanılır ve yavaşça düşüncelerden arınarak uykuya geçiş tamamlanır @tartillo @kayipbirruh
(siz tabi böyle şeyleri bilmezsiniz, buraların yaşlısı olarak hemen şeapayım istedim fjdgjfgjd)
37 notes · View notes
Text
Cuckold Arkadaşımın Azgın Karısı! (Sezgin 28 Y., İstanbul)
Selamlar, adım Sezgin, 28 yaşında ve bekarım. Herşey çalıştığım iş yerine Erdal adında yeni evli birisinin işe başlamasıyla başladı. Erdal benden iki yaş büyük, karısı Gül ise benimle aynı yaştaydı. Erdal ile kısa sürede samimiyetimiz arttı, kafalarımız uyuyordu, ama Erdal'da garip bir huy vardı. Bana sürekli karısıyla olan yatak odası ilişkilerini anlatıyordu. "Kanka, benim karı çok azgın!" , "Eve girer girmez üzerime atladı!" , "Şu pozisyonda siktim!" , "Şöyle soktum!" , "Böyle inledi!" , "Kasıla kasıla orgazm oldu!" , "Doymak bilmiyor!" gibi sürekli karısıyla nasıl seks yaptığını anlatması ilk başlarda bana tuhaf gelse de, sonradan bunları anlatmasını bekler oldum.
Zamanla Erdal bu olayı iyice ilerletti, artık karısıyla seks yaparken fotoğraflar ve videolar çekip bana gösteriyordu. Karısına sakso çektirirken, onu altına iki büklüm almış sikerken, sexy iç çamaşırları giymişken veya çırıl çıplakken, bir erkeği delirtebilecek bir sürü fotoğraf ve videolar. Erdal'ın karısı Gül 28 yaşında, 1.70 boylarında, çok sexy, biraz zayıf, bembeyaz teni olan biri, ama özellikle tahrik edici sesi resmen insanın sikini kaldırmaya yetiyor...
Fotoğraflarda ve videolarda Erdal'ın sikinin küçük bir şey olduğunu gördükten sonra benim artık bütün odağım Gül olmuştu. Fırsat buldukça (güya) Erdal'la sohbet etmek ve birşeyler içmek için onlara gidiyordum. Resimlerinden ve videolarından o kaymak gibi amcığının her ayrıntısını bildiğim, sakso çekerken kocasının küçük sikini boylu boyunca kavrayışını, o narin dudakların hırsla emişini, orgazm olurkenki zevk çığlıklarını bildiğim, ama karşımda hanım hanımcık duran bu azgın kadının hep yakınında olmak istiyordum...
İki ay önce ev sahibim kiramı aşırı yükseltmişti ve ben kirası daha uygun başka bir kiralık ev arıyordum. Bir gün Erdal karşılarındaki dairenin boşaldığını, kirasının da uygun olduğunu, kaçırmamamı söyleyince hemen tuttum ve oraya taşındım. Artık hep birlikte yaşıyor gibi olmuştuk. Fırsat buldukça akşam yemeklerini beraber yiyor, içiyor, TV'den dizi, film izliyor, beraber bolca zaman geçiriyorduk. Tabii ben sürekli Gül'ü dikizliyor, adeta gözlerimle sikiyordum.
İlerleyen haftalarda birbirimize iyice kaynaşmış ve bunun neticesinde Gül ile iyice samimi olmuştum. Artık yanımda başörtüsü takmıyor, kısa ve açık şeyler giymekten çekinmiyordu. O bembeyaz güneş görmemiş teni canlı canlı gözlerimin önündeydi, bazen el şakası bahanesiyle dokunuyordum ve o tazeliği, pürüzsüzlüğü beni kendimden geçiriyordu.
Bir hafta sonu onlarda akşam yemeği yeyip, yemeğin üstüne de Erdal'ın açtığı Viskiden içtiğimiz birkaç duble ile gece yarısını etmiştik. TV'de film izlerken içim geçmiş ve kanepede uyuklamışım. Erdal'ın beni dürtmesiyle uyandım. Gül yoktu yanımızda. Erdal, "Kanka, birazdan Gül'ü sikeceğim. Yatak odasının kapısını aralık bırakayım, izlersin!" deyip pis pis sırıtıyordu. Gerçekten tuhaf bir insandı bu Erdal, benim birşey dememe fırsat vermeden karanlıkta süzüldü gitti yatak odasına.
Biraz sonra içerden belli belirsiz fısıltı ve şapurtu sesleri gelmeye başladı. Yavaşça yatak odasının önüne gittim. İçerisi gece lambasının loş kırmızı ışığıyla aydınlanıyordu, ama Gül'ün çıplak beyaz teni ay gibi parlıyordu. Yatağın önündelerdi, Gül ayakta duran Erdal'ın önüne diz çökmüş, benimkinin yarısı kadar büyüklükte olan sikini iştahla yalıyordu. Sikim bir anda kalkmıştı onu böyle görünce. Gül bir süre Erdal'ın sikini yalayıp emdikten sonra, Erdal Gül'ü ayağa kaldırıp dudaklarına yumuldu. Deli gibi şehvetli öpüşüyorlardı. Erdal Gül'ün dolgun dudaklarını öpüp emerken, elleriyle de götünü avuçluyordu. Onları böyle izlemek kafamı allak bullak etmiş, sikim kazık gibi olmuştu.
Erdal, ayağa kaldırdığı Gül'ün arkasına geçip çömeldi. Yüzünü Gül'ün götünün yanakları arasına soktuğunda, Gül çıldıracak gibi oldu ve "Ohhhhh!" diye inledi, sonra da yalvarırcasına, "Yala hadi beni! Hadi yala, ne olursun..." demeye başladı. Erdal Gül'ün götünün yanaklarını iki eliyle iyice ayırıp ağzını Gülü'n amına yapıştırmış, şapırtılı sesler çıkararak amını götünü yalıyordu. Gül ise gözleri kaymış, Erdal'ın götünün yanaklarına yaptığı destekle ayakta durabiliyordu...
Biraz daha yaladıktan sonra Erdal ayağa kalktı, yüzü Gül'ün zevk sıvılarıyla iyice ıslanmış, parlıyordu. Gül yatağa sırt üstü uzanırken, Erdal sinsi bir bakış attı kapıya, beni görünce sırıtarak göz kırptı. Deliydi bu Erdal ve beni de kendine uydurmuştu. Ben de pantolonumu indirip zonklayan sikimi serbest bıraktım ve tekrar içeriyi izlemeye başladım. Erdal, zevkten iyice ıslanmış olan Gül'ün amının girişine dayamıştı sikini. İyice kendinden geçmiş olan Gül iki eliyle Erdal'ı belinden asılarak içine istiyordu, ama Erdal sikini sürekli yukarı aşağı sürtüp Gül'ü delirttikçe delirtiyordu.
Gül, "Hadi aşkım sok içime, hadi yar beni!" deyince sonunda Erdal var gücüyle bastırdı. "Ohhhhh!" diye bir inleme koptu Gül'den. Erdal'ın sikini amında hissetmekten müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum saklandığım yerden. Gül Erdal'ın boynuna sarılıp dudaklarına hırsla yumuldu. Erdal belini oynatmaya, yavaşça pompalamaya başladı. Gül'ün zevkten gözleri kaymış, bacaklarını Erdal'ın beline dolamış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak amına girip çıkan sikin verdiği zevkle inliyordu. Erdal da, "Aşkım... Güzel amcıklım benim... Dar amcıklı orospum benim!" diyerek var gücüyle Gül'ün kaymak gibi amını sikiyordu.
Dakikalarca sürdü bu sahne. Hırsla, vahşice sikişiyorlardı. Gül bacaklarını Erdal'ın bacaklarına sarmıştı şimdi. Kocasının acımasız köklemelerine zevk çığlıkları ile karşılık veriyor, dudakları titriyor, iki eliyle Erdal'ın belini tutmuş, amına daha çok köklemesini istiyordu. "Ohhhh!" diye bir çığlık kopardı Gül, sonra da, "Dayanamıyorummm... Geliyorumm..." diye kıvrandı. Erdal da ona homurtularıyla eşlik ediyordu. Ve birden o videolarında defalarca izlediğim Gül'ün kasılması başladı. Amının o anda Erdal'ın sikini sağdığına emindim. Zaten Erdal da daha fazla dayanamadı ve var gücüyle son bir kez altında çırpınmakta olan Gül'ün amına kökleyip kasılmaya başladı. Erdal boşalmıştı.
Manzara mükemmeldi. Hayvanlar gibi sikişen bu çifti izlerken 31 çekerek deli gibi asılıyordum. Gül'ün o pürüzsüz amının kenarından dışarıya taşan zevk sıvıları ve kocasının dölleri kendimden geçmeme yetmişti. Hiç boşalmadığım kadar boşalıyordum avucuma. Döllerimi yerlere damlatmamaya özen göstererek banyoya gidip temizlendim. Geri geldiğimde içeriye bir bakış attım, çırıl çıplak ve sarmaş dolaş uykuya dalmışlardı. Ben de geri salona döndüm. Artık kafama koymuştum, bir yolunu bulup Gül'ü sikmem lazımdı...
Ertesi gün birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, Erdal Gül'e çaktırmadan benimle konuşmak istediğini söyledi. Benim eve geçip birer bira açtık ve anlatmaya başladı. Uzun zamandan beri Cuckold olayına ilgi duyduğunu ve bu olayın kendisini aşırı tahrik ettiğini söyledi. Şimdi anlaşılmıştı bu değişik davranışlarının sebebi. "Eee, benden ne istiyorsun?" dedim. Erdal, çok düşündüğünü, artık işi bir adım daha öteye taşıyıp karısını sikmemi istediğini söyledi. Zaten fırsat kollayan ben, ağzım kulaklarımda kabul ettim bu teklifi.
Ama ufak bir sıkıntı vardı, Erdal karısının bu konulardan haberi olmasını istemiyordu. Gül, benimle kocasını aldattığını sanmalıydı, en azından şimdilik. Erdal, elinden geldiğince beni Gül'e anlattığını, Gül'ün zaten beni çok sevdiğini söyledi. Erdal ile oturup iyi bir plan yaptık. Öncelikle Erdal yorgun ve keyifsiz olduğunu söyleyip Gül'e bir hafta hiç dokunmayacak, sonra da memlekete gidecekti...
Öyle de oldu. Bir hafta sonra Erdal memlekete diye benim eve geldi saklandı. Plamımıza göre ben de o gün akşam yemeklik malzemeleri alıp, Gül ile birlikte yemek için kapısını çaldım. Kapıyı açtı ve içeri davet etti. Üzerinde göğüslerini belli eden beyaz ince bir tişört vardı. Altında ise siyah renkte tayt vardı. Eli yüzü kıpkırmızıydı, sanki ateşi varmış gibi bir hali vardı. Onu biraz tanıyorsam ben kapıyı çaldığımda kesin masturbasyon yapıyordu. Erdal iki haftadır elini sürmemişti ve Gül kesin azgınlıktan duvara tırmanıyordu.
Birlikte mutfağa geçtik. Ona bu gün güzel bir yemek hazırlayacağımı söyledim. Yine o sik kaldıran şuh kahkahasını attı ve sonra dilini çıkarıp, "Mmmm, desene bu gün tıka basa doyacağım!" dedi. İçimden (Doyuracağım seni yavrum, hem karnını yemeğe, hem amını yarağa!) dedim. Yemekleri hazırlarken mutfakta bana yardım etti. Arada ona sürtünmeyi ve dokunmayı ihmal etmiyordum. Mutfak dardı ve mecburen sürekli birbirimize sürtünmemiz gerekiyordu. Bilerek her seferinde onu önümden geçmeye mecbur bırakıyor ve o güzel götüne önümü bastırıyordum. Gül hiç tepki vermiyor, aksine o geçişlerini elinden geldiğince yavaşlatıyordu. Gerçekten iyice kızışmıştı, benim birşey yapmama gerek kalmadan o üzerime atlayacaktı anlaşılan.
Yemeği masaya servis ederken gecenin biraz daha ısınması için getirdiğim Viskiyi de masaya koydum. Bunu yapmamı Erdal istemiş, içkinin onu daha da isterik bir orospuya çevirdiğini söylemişti. Erdal ile içerken bazen Gül bize eşlik ederdi zaten. Küçük yemek masasında çok yakın oturmuştuk, bacaklarımız birbirlerine değiyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Gül Viskinin verdiği gevşemeyle bacaklarımı okşamaya başlamıştı. Hiç konuşmuyor, sadece birbirimizi süzüyorduk. Kafamdan onun Erdal ile sikişirkenki sesleri ve orgazm kasılmaları geçiyordu. Ve bu gece o güzelliğin tadına bakma fırsatını bana bizzat kocası olacak pezevenk sunmuştu. Ama işi dayanabildiğim kadar uzatmak ve Gül'ü adeta kudurtmak istiyordum. Ne kadar kudurtursam o kadar ateşli sevişeceğini biliyordum.
Yemekten sonra yine elimden geldiğince götüne sürtünerek gelip geçtim. Artık Viski onu iyice gevşetmiş, bilerek gelip önümde oyalanır olmuştu. Götünün o sıcaklığını ince taytının üzerinden hissedebiliyordum, o da götünü iyice bana yaslayıp adeta sikimi içine davet ediyordu. Artık iş o kadar uzamaya başladı ki, nerdeyse boşalacaktım. Neyse ki mutfaktaki işimiz bitmişti, ama ikimizde de artık film koptu kopacaktı. Ben lavaboya giderken, Gül de terlediğini ve üzerini değiştirmesi gerektiğini söyleyip kendini yatak odasına zor atmıştı.
Ben ondan önce lavabodan çıkıp mutfağa geçtim, ikimize birer kadeh daha Viski hazırlayıp salona geçtim. Artık son noktayı koymanın vakti gelmişti. Biraz sonra Gül de salona gelince dilimi yutacaktım, göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran minik bir gecelik giymişti. Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama anca kendi kocasının yanında yatak odasında giyilebilirdi. Başka bir yerde giyilecek bir giysi değildi. Gül'ün yüzünde de heyecan ve karışık duygular belirmişti. Şeffaf gecelik kumaşından minicik tanga külodunu görebiliyordum. Geceliğin boyu o tanga külodun hemen altında bitiyordu zaten, kısacıktı. Sütyen yoktu içinde. Meme uçlarının pembemsi koyuluğu ve kabarıklığı belli oluyordu.
Gülümseyerek, "Geceliğin çok sexy imiş!" dedim. O da, "Sen yabancı sayılmazsın, iyice sıcak bastı!" dedi. Gerçekten beni istiyordu, onu sikmemi istiyordu. İncecik şeffaf kısa geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı, uzun ve çıplak bacaklarını, güzel götünü zor kapatıyordu. Eline içkisini tutuşturdum. Hemen çaprazıma oturdu. Otururken özenle geceliğinin eteğinin sıyrılmasına dikkat etti. Bacak bacak üstüne atmıştı. Götünün bir yanağına kadar görünse de o beni delirten tazecik şeftalisini bacakları kapatmaktaydı.
Sohbet havadan sudandı, ama oda seks yüklüydü. Tıpkı hayvanların çiftleşmeden önce yaptığı gibi birbirimizi tava getirmeye çalışıyorduk. Bacağını diğer bacağından indirip sürekli hareket ettirmeye başlamıştı. Tangasından taşmış amı bir görünüp bir kayboluyordu. Onun gözleri de önümdeki kabarıklıktaydı. Birden kumandaya uzanıp, "Hadi film izleyelim!" diyerek TV'yi açtı, sonra da kalkıp salonun ışığını dimerden kısıp geldi, yanıma oturdu. O baştan çıkarıcı kokusu kendimi kaybetmeme sebep olmuştu. Bana dönüp, "Ne izleyelim?" dediğinde burunlarımız birbirine değecek kadar yakındı ve birden dudağına yapıştım...
Öyle iştahla öpüşüyordu ki nerdeyse dilimi kopartacaktı. Dudağına bir ısırık atıp kendimi kurtardım. Erdal'a söz vermiştim, karısını sikerken onun da izlemesini sağlayacaktım. Ama Gül, "Seni istiyorum!" deyip açtığı gömleğimden vücuduma öpücükler kondurup aşağılara iniyordu. Öyle azmış bir hali vardı ki, kendini kaybetmiş, zaman kaybetmeden pantolonum ve boxerimden de kurtulmuştu. "Offf, ne kadar büyük sikin!" diyerek 20 santime yakın sikimi eline almış, gözleri parlayarak inceliyor, sikimin başına küçük öpücükler konduruyordu.
Ayağa kalktım ve üzerimdekileri tamamen çıkardım. Çıplak vücudumu hayranlıkla izleyen Gül'ü de ellerinden tutup ayağa kaldırdım ve tekrar dudaklarına yumuldum. Onun üzerindeki gecelikten de kurtuldum. Sonra da ondan yatak odasına geçip jartiyer çorap giymesini istedim. İstemeye istemeye yatak odasının yolunu tuttu Gül. Ben de o arada benim evde beklemekte olan Erdal'a mesaj atıp gelebileceğini söyledim. Garip bir duyguydu, ben karısını sikecektim ve o bizi izleyecekti. Bu durum beni daha da tahrik ediyordu. Artık sikim zonklamaya başlamıştı ve yatak odasına gidip bir an evvel sikimin o sızısını geçirmek istiyordum.
Yatak odasının kapısına geldiğimde, Gül arkası kapıya dönük, siyah dantelli bir jartiyer giyiyordu, zevkli kadındı. Üzerindeki son bez parçası olan tangadan da kurtulmuştu. Gece lambasının loş ışığında kabarmış ve ıslaklıkla parlayan amı ve siyah jartiyerin vücuduyla oluşturduğu kontrast çok tahrik ediciydi. Onu jartiyerini giyene kadar izledim ve arkadan yaklaşıp o dolgun memelerini bir elimle mıncıklayıp boynuna öpücükler kondurmaya başladım. Elini arkaya atıp sikimi avuçladı ve "Mmhhhh!" diye inledi. Gül'ü yavaşça yatağa sırt üstü uzattım. O da beraberinde beni bacaklarının arasına çekmiş, hırsla boynuma sarılmıştı. Dudaklarıma, boynuma her yerime öpücükler konduruyor, elleri sabırsızca omuzlarımda, kollarımda, sırtımda, belimde dolaşıyordu.
Sikim taş gibi olmuş, hareket ettikçe Gül'ün ıslak amına sürtünüp duruyordu. Dudaklarımı öpmüyor, adeta yiyor, somururcasına emiyordu. Dillerimiz birbirini okşuyordu. Dudaklarımı kurtarıp, "Ağzına al yavrum!" diyerek üzerinden kalktım. Doğruldu ve hiç vakit kaybetmeden etli dudaklarını araladı. Kalın sikimi ağzına almaya çalışıyordu. E tabii, Erdal'ın minik boy sikine alışkın olduğundan, benim sikimi almakta zorlanıyordu. Kırmızı loş ışıkta Gül'ün açılıp kapanan o narin dudakları harika görünüyordu...
Birden kapı aralığından bizi izleyen Erdal'ı fark ettim. Benim yönüm kapıya dönüktü, Gül'ün ise sırtı. Erdal sırıtarak bizi izliyordu, küçük sikini çıkarmış bizi izleyerek sıvazlıyordu. Deliydi bu adam, bana karısını ikram etmişti. Birazdan onun taze karısının tadına bakacaktım, var gücümle sikmi onun o narin amına kökleyecek, altımda zevkten bayıltana kadar sikecektim ve bu imkanı bana kocası olacak pezevenk sağlamıştı. Bunu düşünmek bile beni delirtiyordu. Sikimi karısının ağzına kökledikçe duyulan boğuk sesler, nefessiz kalan karısının çırpınmaları, beni daha da kendimden geçiriyordu.
Gül'ün başını tutup sikimi ağzından çıkardım. Dakikalarca sikimi yalayan ıslak dudaklarına yumuldum. Vahşice öpüşmeye başladık. Tekrardan yatağa uzattım ve memelerini yalayıp aşağıya indim, o ıslanıp kabarmış şeftalisine yumuldum. Tadı, kokusu harikaydı, amını şapırtadarak yalıyor, o akan zevk sularını büyük bir iştahla yutuyordum. Gül kendinden geçmiş, saçlarımı çekiştirip duruyor, bir taraftan da kıvranıyor, "Ohhh, çok güzelll, harikaaa!" diye inliyordu. Beni gazladıkça daha bir iştahla yalıyordum, dilimi amının en dibine kadar sokup orda dolandırıyor ve geri çıkarıyordum. Arkadaşımın karısını resmen dilimle sikiyordum.
Biraz sonra o adım gibi bildiğim kasılmaları başladı, orgazm oluyordu. Zevk feryatları eşliğinde beni bacaklarıyla sıkıştırarak dakikalarca kasıldı. Neden sonra durulunca ayağa kalktım ve bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Gül başını kaldırmış sikime bakıyordu. Biraz önce yalaya yalaya zevk sularını akıttığım amcığına bu kez kol gibi kalın, kavisli sikimi dokundurdum. "Ohhhh!" diye bir inleme kopardı, müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum. Arkadaşımın karısı altımda onu sikmem için kıvranıyordu. "Hadiii!" diyerek bana ellerini uzatıp üzerine çekmeye çalışıyordu.
"Beni mi istiyorsun?" diye sordum. "Evet seni istiyorum!" dedi hırsla, ardından şehvet dolu bir sesle, "Sikini istiyorum... Beni sikmeni istiyorum!" diye ekledi. Bunları kocasının da dinlediğini bilmek beni çileden çıkartıyordu. "Hadi içime sok artık şunu... Sik artık beni... Dayanamıyorum!" diye feryat edip kıvranıyordu. Sikimi gövdesinden tutup o ıslak amcığına sürttüm biraz, klitorisine bastıra bastıra ileri geri yaptım. Jartiyerli dizlerinden tutup bacaklarını ikiye ayırdım. Şimdi amı tam anlamıyla önümde serili vaziyetteydi.
Yavaş yavaş yüklenmeye başladım çizgi gibi duran tazecik amına. O kadar dardı ki, girmekte zorlanıyordum. Olanca gücümle bastırınca nihayet sikimin başını sokabildim. Kalanını da sokacağımda, Gül, "Ahhh, acıyor, acıyor!" diye altımda ciyaklıyor, elleriyle de yüklenmemi engellemeye çalışıyordu. Biraz bekledikten sonra sikimin başıyla yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Rahatlaması için kilitorisini okşuyor, eğilip memesine ve dudağına şehvetli öpücükler konduruyordum. Sikim Gül'ün amında milim milim ilerliyordu. Zevkten gözleri kaymış, belimi tutan elleri kasılmış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak içine giren sikime dayanmaya çalışıyordu. Amcığı ateş gibiydi, daracıktı ve tazecikti.
Dayanacak gücüm kalmamıştı artık, bir hamlede kalanını kökleyiverdim amına. Kasıklarımız birleşince Gül bir çığlık kopardı, "Aaahhhh! Yandııımmm!" diye. "Ahhh! Yavaş... Yavaş sik ne olur... Yardın beni... İkiye ayrıldım sanki... İçim yanıyor... Amım yanıyor!" diye feryat ediyordu. Üzerine uzanıp iyice altıma aldım, yavaş yavaş gidip gelmeye devam ediyordum. Biraz sonra acının yerini zevk çığlıkları almaya başladı. "Ohhhh, devam et aşkım, sik beni, daha hızlı sik!" diye inliyordu.
Kocaman sikimi arkadaşımın karısına hırsla sokup çıkarıyordum. Gül bacaklarını açabildiği kadar ikiye ayırmış, ellerini belimin kaba etlerinde dolaşıtırıyor, kasılmış, sürekli inliyor, çığlıklar atıyordu. Kendinden iyice geçmiş, gözleri kaymıştı. Teni sıcaktan ve şehvetten kıpkırmızı olmuştu. Yine o defalarca videolardan izlediğim orgazmına ulaşmaya yaklaşmıştı ve bu sefer benim altımdaydı, içindeki benim sikimdi. Hırsla sikiyordum, kapıda bizi izlemekte olan kacasına kadın nasıl sikilirmiş göstermek istercesine, sikimi dibine kadar kökleyip çıkarıyordum...
Gül elektrik çarpmış gibi sarsılmaya başladı. Aslında kendimi kasmasam ben de onunla birlikte boşalabilirdim, ama elimden geldiğince ilk sikişimizi uzatmak istiyordum. Sikimi dibine kökleyip dudaklarına hırsla yumuldum. Gül orgazm olurken ker tarafı titriyordu. Dakikalarca sürdü titremesi.
Titremesi bitip kendine gelince ben de kendimi biraz toparlanmıştım. İçinden çıkıp yana devrildim ve "Hadi bakalım Gül hanım, sıra sizde!" dedim. Zevkten kaymış gözlerle tebessüm ederek kalkıp üstüme çıktı. O koca sikimin kafasını amının girişine hizalayıp yavaş yavaş alçalmaya başladı. İkimiz de yeni bir zevk dalgasının içine giriyorduk. Gözlerim kapıya ilişti yeniden. Erdal da çoktan boşalmıştı, inik sikiyle oynayarak karısını nasıl siktiğimi izliyordu. Göz göze gelince, eliyle 'Süper' işareti yapıp memnuniyetini belli etmeyi de ihmal etmedi...
Artık kasıklarım sızlamaya başlamıştı, ama dayanabildiğim kadar dayanıp Gül yeniden orgazm olurken birlikte gelmeye çabalıyordum. Gül kalın sikimin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini göğsüme dayamış vaziyette, yavaş hareketlerle götünü indirip kaldırıyordu. Amcığı sikimi öyle sıkı sarıyordu ki, delirtiyordu beni. Koca sikim bir görünüp bir kayboluyordu, her kaybolduğunda Gül'den bir inleme sesidir yükseliyordu. "Ohhh... Çok güzelll..." diye mırıldanıyordu arada, "Başını hissediyorum, yumurtalıklarıma dayandı, en derinlerimi okşuyor sikin..." diyordu...
Ben de, "Harikasın Gül! Aşkım! Çok güzel sikişiyorsun bebeğim!" deyip bu kez sımsıkı beline sarıldım, boynunu, memelerini hırsla öperken, üstten sabitlediğim Gül'e alttan hızlı hızlı köklüyordum şimdi. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu. Gözleri kaydı zevkten, inlemeleri sıklaştı, zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Orgazmın eşiğindeydi, iyice yükselmiş, gelmek üzereydi tekrar. Bir hamlede içinden çıkmadan altıma aldım onu, artık benim de dayanacak gücüm kalmamıştı, transa girmiştim, var gücümle pompalıyordum...
Kızarmış, ter ve zevk sıvılarımızla ıslanmış kasıklarımızdan çıkan ses ikimizin homurtusuna eşlik ediyordu. "Geliyorum!" dediğimde, "İçime gel, korunuyorum!" diye inledi. Son gücümle sikimi dibine kadar kökleyip hayvan gibi böğürerek boşalmaya başladım. İlk defa böyle iştahla boşalıyordum! Sanki taşaklarım birbiri ardınca kasılıp içindeki yükleri boşaltıyordu. Gül de titreyip kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Amı kasılıyor, içindeki sikimi adeta sağıyordu. "Ohhh, içimi yakıyor döllerin, hissediyorum, rahmime ulaşıyor döllerin, ohhhh!" diye mırıldanıyordu halen.
Sonra ikimiz de durulduk. Doğrulup, içinden halen çıkarmadığım ve yavaş yavaş sertliğini kaybeden sikimin olduğu amına baktım. Manzara müthişti. Sevgili arkadaşımın karısının sikilmekten kızarmış, açılmış, kaymak gibi amının etrafından süzülen zevk sıvıları ve benim döllerim. Çıkardığımda ölü bir yılanı andıran ve amıyla mükemmel bir tezatlık oluşturan koyu renk sikim!
Kendine gelen Gül doğrulup dudaklarıma şehvetli bir öpücük kondurdu ve "Çok iyiydin aşkım, kocam beni hiç böyle sikemez!" dedi. Sonra hınzırca gülümseyip omuzlarımı okşayarak, "Kocam ikinci postayı da atamaz, eminim sen sabaha kadar rahat durmazsın!" dedi ve yeniden yatağa uzandı...
O gece uyku çökene kadar sikiştik. Bu böyle bir hafta devam etti. Erdal (güya) memleketten dönünce Gül ile yatakta başbaşa sabahlama olayımız bitse de, sevgili arkadaşımın karısını artık ortak kullanır olmuştuk. Daha doğrusu ben ondan çok kullanır olmuştum. Gül, kocasının bilmediğini sansa da herkes durumundan gayet memnundu. Erdal evin her yerine gizli kameralar kurmuş, benim Gül'ü sikişilerimi gizli gizli izlediği yetmiyormuş gibi bir de kaydedip izliyordu. Niye bize katılmadığını sorduğumdaysa, büyünün bozulmasını istemediğini, karısının o aldatma şehvetini sürekli yaşamasından haz aldığını söyledi. Garip bir adamdı Erdal, ama bu garipliği hiç tahmin edemeyeceğim kadar zevk almama yarıyordu...
Günler böyle geçerken yaz mevsimi geldi. Erdal ile ortak bir tatil planladık. Gül'e anlattığımızda o da çok sevindi. Tatil günü gelip çattığında herşey hazırdı, benim arabayla gidecektik. Erkenden eşyaları yükleyip tam yola koyulacakken, Erdal başka bir firmadan ek iş kabul ettiğini, kıramayacağı biri olduğunu söyledi. Bize, önden gidebileceğimizi, bir hafta sonra kendisinin de geleceğini söyledi. Yine Erdal'ın kafasında tilkiler dolaşıyordu, ama pek birşey demeden Gül ile yola çıktık.
Gül altına mini bir etek giymişti, üzerinde askılı tişört vardı. Yolda sütyenini ve tangasını çıkarttırdım, o güzel memlerini ve amını rahat okşayabilmek için. Güzel bir yolculuk oluyordu. Bir dinlenme tesisine girdiğimde sessizde olan telefonuma Erdal'dan uzun bir mesaj geldiğini fark ettim. Gül lavaboya gidince mesajı açıp okumaya başladım. Erdal, beni çok sevdiğini, onu hiç kırmadığım için kendince bir teşekkür etmek istediğini söylüyordu. Ben, bir hafta bize alan açmasını kastediyor sanmıştım, ama satırları okumaya devam ettikçe işin öyle olmadığını anladım.
Erdal, tatilin hemen öncesinde ezcacı arkadaşıyla anlaşmış ve Gül'ün kullanacağı doğum kontrol haplarının içeriğini gizlice vitaminle değiştirtmiş. Yani Erdal benden karısını hamile bırakmamı istiyordu. Deliydi bu adam. Aslında şimdiye kadar yaptıkları da pek akıl işi değildi, ama bu tamamen delilikti. Ne yapacaktım şimdi? Prezervatif kullansam veya dışarıya boşalsam Gül şüphelenebilirdi. Baba olma fikri garip geliyordu, hem de bir başkasının karısından. Ah Erdal ah, neler açıyordu başıma. Tabii işin şehvet dolu tarafı da beynimi gıcıklıyordu. İçimdeki, dişisini döllemek için yanıp tutuşan hayvanı dizginlemek imkansızdı. Ben bunları düşünürken Gül gelip dudağıma bir öpücük kondurdu. Resmen karı koca gibi takılıyorduk. Gül'e birşey belli etmedim, kaldığımız yerden yolumuza devam ettik...
Tatil yerindeki otele vardığımızda ikimiz de odalarımıza geçip duş alıp biraz yolun yorgunluğunu atmak için birkaç saat uyuduk. Kapımın çalmasıyla uyandım. Gelen Gül idi, "Hadi uykucu, yemek vakti, ben çok acıktım!" diyerek içeri daldı. Akşam olmuştu, ben de acıkmıştım. Gül yine o sexy elbiselerinden birini giymişti. Giysisinin beyaz ipekli kumaşı incecik ve son derece kaygandı. Eteği kısacıktı. Ensesinden dolanan incecik bir bandın tuttuğu çapraz kumaş parçaları memelerini örtüyor mu, yoksa büsbütün göze batar hale mi getiriyor, tartışılabilirdi. Sırtı tüm güzelliğiyle beline kadar açıktı. Yüksek topuklu dekolte ayakkabılarının ince bantları narin ayaklarını sarıyor, renksiz bir ojeyle boyanmış tırnakları nedeniyle büsbütün sexy hale gelen ayakları azdırıcı duruyordu. Kısacası, bir gören gözünü bir daha kolay kolay ayıramazdı.
Karşımda dikilen bu güzelliği izledikçe onu bir an evvel dölleme fikri beni delirtiyordu. Kararımı vermiştim, Erdal'ın bana sunduğu bu fırsatı sonuna kadar değerlendirecektim. Sikimden geldiğince o minik amcığını dölle dolduracaktım. Ama önce yemek için otelin restoranına indik. Gül güzelliği ve elbisesinin sexyliği ile bütün dikkatleri üzerinde topluyordu. Bu beni daha da gururlandırıyordu doğrusu. Yemeklerimizi yedik. Gül birkaç kadeh içki de içmek istedi, ama ben çaktırmadan alkolsüz içeceklere yönlendirdim, ne de olsa onu hamile bırakacaktım.
Yemeğimizi bitirip tam kalkacağımızda, bütün yemek boyunca Gül'ü dikizleyen, orta yaşlı, zengin görünümlü, yakışıklı bir adam masamıza geldi. Kendini tanıttı. Adı Kenan imiş. Otelin sahiplerinden olduğunu söyleyip, meşhur tatlılarını da denememizi istedi, ikramı olduğunu özellikle belirtti. Ben mırın kırın ederken Gül çoktan kabul etmişti. Tatlılar geldi ve yerken sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu adam Gül ile kahkahalar eşliğinde sohbet ediyor, ben ise dumur olmuş vaziyette tatlımı yiyordum. Gül de adamın içine düşmüştü resmen, o sik kaldırıcı ses tonuyla kahkahalar atıyor, adamın eline ve dizine dokunuyordu sürekli. Nihayet tatlılarımızı bitirdik. Kalkmamıza yakın Gül lavaboya gidince Kenan beyle başbaşa kaldık. Kenan bey, "Direkt konuya gireceğim, belli ki sizinkisi bir kaçamak, kadının parmağında yüzük var, senin yok. Odalarınız da ayrı tutulmuş. Sana bir teklifim var..." dedi.
İçimden (Çattık!) diye düşünürken, adam lafı dolandırmadı. Gül ile sevişmek istediğini söyleyip bana 25 bin dolar teklif edince gözlerimde dolar işareti belirdi. Gül'ün bu adam tarafından sikilmesi benim için önemli değildi, ama korunmuyor olması ve hamile kalacak olması biraz canımı sıkıyordu. Ama adam zaten yaşlı görünüyordu, belki bir posta anca atar diye kendimi avuttum. Biraz kem küm edip, bir şartla kabul edeceğimi söyledim, ben de onları gizlice izlemek istiyordum. Erdal bana da bulaştırmıştı bu pezevenklik işini. Adam gülerek kabul etti. Telefonunu çıkarıp hesap numaramı istedi. Anında hesabıma geçmişti 25 bin dolar.
Adamla her konuda anlaşmıştık. Biraz sonra Gül lavabodan çıkıp yanımıza geldiğinde, ben, "Biraz midem ağrıyor!" deyip odama çıkıp yatacağımı söyledim. Kenan ise Gül'ü asla bırakmayacağını, otelin gece kulübüne götürmeyi teklif etti. Israr etmesine gerek kalmadan kabul edilmişti bu teklifi. İyi eğlenceler dileyip odama çıktım, onları beklemeye başladım. Olacakları düşündükçe kalbim deli gibi çarpıyordu.
Yaklaşık iki saat sonra Gül'ün kapısının açılma sesini duydum. Hemen balkona gizlenip beklemeye başladım. Odalarımız ve balkonlarımız yan yana olduğundan benim balkondan bakınca Gül'ün odası görünüyordu ve adamla anlaşmamıza göre perdeyi kapatmayacaktı. Gül girdi önce içeri, ardından da Kenan. İkisi de çakır keyifti. Sadece gülüşüyor ve sürekli birbirlerine dokunuyorlardı. Kenan eğilip Gül'ün dudaklarına yapıştı, hırsla emiyordu. Gül de ona şehvetle karşılık veriyordu. Sikim zonklamaya başlamış, pantolonuma sığmıyordu. Odamda pontolonumu çıkarıp, boxerimle çıktım balkona. Zaten balkon karanlıktı ve odalarımız otelin arka tarafında olduğu için ormana bakıyordu, kimse göremezdi beni.
Tekrar içeriye baktığımda Gül eğilmiş adamın haşmetli yarağını iştahla yalıyordu. Canlı canlı porno izliyordum, hem de bu seferki Erdal'ınki gibi pipi de değildi. Adam gözlerini kapatmış anın zevkini çıkarıyor, elleriyle Gül'ün kafasını hırsla bastırıp çekiyor, resmen Gül'ün ağzını sikiyordu. Ben de onları izleyerek sikimi boxerden çıkarmış sıvazlıyordum. Biraz sonra adam Gül'ü ellerinden tutup kaldırdı ve soymaya başladı. Soyarken de sürekli vücudunun çeşitli yerlerine öpücükler konduruyordu. Gül de aynı şekilde adamı soymaya çalışıyordu.
Dikkatimi çeken ilk şey adamın bir hayli kıllı olmasıydı, ama Gül o kadar iştahla adamın her yerine öpücükler konduruyordu ki, hayret ediyordum. Adam Gül'ü tamamen soyduktan sonra biraz geriye çekilip kendi de tamamen soyundu. Adamın, tıpkı göğsü ve kolları gibi, kapkara kıllarla kaplı yarağı kocaman ve dimdikti. İki adımda Gül'ün yanına sokuluverdi. Yiyeşerek birlikte yatağa uzandılar. Sonra adam iki eliyle Gül'ün dizlerinin altından tutup bacaklarını kaldırdı ve karnına doğru bastırdı. O kocaman yarağın morarmış başı hiçbir yardıma gerek kalmadan Gül'ün amını buluverdi ve sert bir hareketle, bir seferde dibine kadar giriverdi.
Çı��lığa benzer bir inleme kaçırdı ağzından Gül. Bütün vücudu kasıldı. Adamın kasıklarındaki kıllar Gül'ün amının dudaklarına, kıllı taşakları da götüne yapışmıştı. Eskiden olsa kolay kolay girmezdi diye düşündüm, Gül'ün amını sike sike ben bu hale getirmiştim, izlediğim yerden göğsüm kabarıyordu. Ahhh sevgili Gül'üm, klitorisinden başlayıp yukarı doğru çizgi gibi bir tüy bırakıyordu amının üzerinde, bunu beni çok tahrik ettiği için bırakmasını ben istemiştim. Erdal Gül'ün amını kaymak gibi seviyordu, ama yapacağı birşey yoktu. Gözüme amındaki o tüyler çarptı ve bu beni nedense daha da tahrik etti.
Amın içini alabildiğine dolduran yarak birden hareketlenip, girip çıkmaya başladığında, Gül'den daha da yüksek inleme sesleri ve zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Daha birkaç saat önce tanıştığı bir adam, onu altına almış hırsla sikiyordu. Daha karşılaştıkları andan itibaren, adam Gül'ü sikecek gibi bakmıştı. Sonunda sikiyordu işte. Hem de ne biçim sikiyordu. Çılgın bir şeydi bu. Adam Gül'ü öylesine ikiye katlamıştı ki, kımıldamasına bile imkan kalmamıştı. Gül, zevkten yarı kapanmış gözleriyle, içine bir sopa gibi girip çıkan kocaman yarağı seyrediyordu. Amının o narin dudakları yarağın çevresine sımsıkı yapışmıştı. Adam dibine kadar geçirip, ucuna kadar çıkardıkça, Gül'den de zevk çığlıkları yükselmeye devam ediyordu.
Ağzından kaçan boğuk iniltileri kontrol etmesine olanak yoktu. Artık neredeyse zevkten feryat eder hale gelmişti. "Ohhhh, çok güzel sikiyorsun!" diye söyleniyordu, "Ohhh, sikin çok güzelll..." derken birden vücudu sarsılmaya başladı. Götünün yanakları sağa sola çalkalanıyordu. Orgazm oluyordu Gül'üm. Hırsla sikildiği adamın altında sudan çıkmış balık gibi çırpınıyordu, ama adamın durmaya hiç niyeti yoktu. Olanca hırsıyla sikmeye devam ediyor, o koca yarrağı köküne kadar sokuyor, ucuna kadar çıkarıyor, yeniden sokuyordu...
Gül artık, "Hadi fışkırt içime! Hadi döllerini fışkırt içime! En dibime fışkırt, hadi boşal ne olursun!" diye yalvarmaya başladı. Bu sözler adamı daha da delirtti, şimdi daha da hırsla sikiyordu. Adamın ağzından derin bir homurtu çıktı önce. Sonra da dibine kadar geçirdi Gül'ün minik amına. Sevgili arkadaşımın karısı daha birkaç saat önce tanıştığımız bir adam tarafından dölleniyordu. O kapkara taşaklarını da sokacakmış gibi var gücüyle dibine kadar geçirmiş, döllerini rahmine bırakıyordu. Adamın boşalması Gül'ün bir kez daha orgazm olmasına neden olmuştu.
Artık ikisi de inliyor, titriyor, sarsılıyordu. Gül'ün o sikildikçe kızaran teni üstündeki hayvan gibi adamın böğürtüleri beni de daha fazla dayanamaz hale getirmişti. Müthiş bir şehvetle boşalmaya başladım. Döllerim sevgili arkadaşımın karısının gül gibi amı yerine balkona fışkırıyordu. Erdal'ı şimdi daha iyi anlıyordum, izlemenin zevki bir başkaymış...
O hafta Kenan ile paslaşarak Gül'ü siktik, amını dölledik. Tabii Gül'ün bu anlaşmadan hiç haberi olmadı. İkinci hafta Erdal'ın gelmesiyle Kenan yerine Erdal'la paslaşarak Gül'ü sikmeye ve amını döllemeye devam ettik. Tatilimiz bitip döndükten sonraki haftalarda Gül şaşkın vaziyette bana adetinin geciktiğini söyledi. Gül çok şaşırmıştı, ama sevgili arkadaşım sağolsun, ben öyle bir şaşkınlık yaşamadım.
Nihayetinde Erdal'ın arzusu gerçekleşmiş, Gül hamile kalmıştı. Ama kimden? Asıl şaşkınlığı ise ikiz olduğunu öğrenince hepimiz yaşadık :)
(Sezgin)
376 notes · View notes