Tumgik
#YÖK Denetleme Kurulu
korkutkalkan · 2 years
Text
YÖK: KPSS’de sorular sızdırılmadı
YÖK: KPSS’de sorular sızdırılmadı
Sosyal medyada, 31 Temmuz’da yapılan KPSS’de çıkan soruların, sınavdan önce bir yayınevinin deneme kitaplarında yayımlandığı yönünde yoğun şekilde paylaşımlar yapıldı. Bunun üzerine Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 2022-KPSS’ye yönelik iddialarla ilgili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine savcılık tarafından soruşturma başlatılırken, YÖK de idari inceleme…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yoktrcom · 2 years
Text
Gazi Üniversitesi’nden Atama İzin Sayılarını Aşan Kişiye Özel 216 Öğretim Üyesi İlanı
Üniversitelerde her yıl akademik personel alımları Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen atama izinlerinin Üniversite bazında dağıtımından sonra yapılmaya başlanmaktadır. Bu doğrultuda 28/01/2022 tarihli ve 2022/28 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Devlet Üniversitelerine 2022 yılı içerisinde atama yapabilecekleri ÖĞRETİM ÜYESİ (Profesör, Doçent, Doktor Öğretim Üyesi) ve ÖĞRETİM ÜYESİ DIŞINDAKİ…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siradisi · 4 years
Photo
Tumblr media
“Üniversite Hastanesi Çalışanları Ek Ödeme Düzenlemesi Bekliyor” Türkiye Kamu Sen Denetleme Kurulu Üyesi Ömer Çeker,  “Sağlık Bakanlığının Ek Ödemeler hakkında almış olduğu kararla örtüşen kararı çok hızlı bir şekilde alması gereken YÖK, sağlık çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır” dedi.
0 notes
millisura-blog · 4 years
Text
Şehir Üniversitesi Kapatıldı.
YENİ HABER https://millisura.com/sehir-universitesi-kapatildi-3618/
Şehir Üniversitesi Kapatıldı.
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, kurucu vakfına kayyım atanan ve garantör üniversitesi tarafından yapılan denetimler sonucunda mevcut mal varlığıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceği tespit edilen ve bu durumu Yükseköğretim Kurulu’nca onaylanan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izni kaldırıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile AK Parti arasında anlaşmazlığa sebep olan İstanbul Şehir Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı kararı ile kapatıldı. Konuyla ilgili bir açıklama da Yüksek Öğretim Kurulu’ndan (YÖK) geldi. YÖK’ten yapılan açıklamada “Gelir açığını karşılama kabiliyetinin bulunmadığı, personel maaşlarının ödenemediği, faaliyetin geçici olarak durdurulması sürecinin uzamasının öğrenci, akademik, idari personel ile kamu ve özel hizmet sağlayıcılarının mağduriyetini arttıracağına ve eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceği tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
  YÖK’ten Açıklama
“FAALİYETLERİNİ SÜRDÜREMEYECEĞİ TESPİT EDİLMİŞTİR”YÖK’ten İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına ilişkin açıklama geldi. Yapılan açıklamaya göre, “Yükseköğretim Kurulu’nun 25 Haziran 2020 tarihli Genel Kurul toplantısında; garantör üniversite olan Marmara Üniversitesi’nin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne ilişkin “Gelir açığını karşılama kabiliyetinin bulunmadığı, personel maaşlarının ödenemediği, faaliyetin geçici olarak durdurulması sürecinin uzamasının öğrenci, akademik, idari personel ile kamu ve özel hizmet sağlayıcılarının mağduriyetini arttıracağına ve eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceğine” dair tespitleri, Yükseköğretim Denetleme Kurulunun raporları ile birlikte değerlendirilmiş; 2547 sayılı Kanunun Ek madde 11/14 fıkrası gereği: “garantör üniversitenin bu konuya ilişkin tespiti” Yükseköğretim Kurulu tarafından onanarak Cumhurbaşkanlığı Makamına arz edilmiş ve söz konusu üniversitenin faaliyet izni Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kaldırılmıştır.”ÖĞRENCİLERİMİZİN EĞİTİMİNE DEVAM ETMESİ İÇİN GEREKENLERİ YAPACAĞIZ”Bilinmelidir ki öğrencilerimizin eğitim ve öğretimi önceliğimizdir. Bu hususta öğrencilerimizin, eğitim ve öğretimlerine dün olduğu gibi bundan sonra da en uygun şartlarda devam etmeleri için gerekli her türlü tedbirin vakit geçirmeksizin alınacağını bilmelerini isteriz.Öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için azami hassasiyetin gösterileceği hususu başta öğrencilerimiz ve aileleri olmak üzere kamuoyuna duyurulur” ifadelerine yer verildi.
0 notes
severteknoloji · 4 years
Text
YÖK, Corona Virüsüne Karşı Alınan Tedbirleri Açıkladı
Tumblr media
Tüm dünyada etkisini gösteren corona virüsü (Kovid-19), ülkemizde de şu ana kadar 5 kişide görüldü. Virüs ülkemizde görüldükten sonra da üniversitelerin 3 hafta tatil edildiği açıklandı. Bu kararın ardından bugün, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, corona virüse yönelik alınacak tedbirler için açıklamada bulundu.  3 haftalık tatil kararının tedbir amaçlı olduğunu belirten Saraç, “Kararın amacına ulaşması için bu sürecin akademimizde sükunetli ve dikkatli bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda münferit söylem ve uygulamalara yer verilmemelidir.” şeklinde açıklamada bulundu. Devletin aldığı tedbirlere tamamen uyulmasının önemli olduğunu belirten Saraç, YÖK’ün devletin alacağı kararlara tamamen uyacağını belirtti.
Tumblr media
YÖK Yürütme Kurulu, bugün yaptığı toplantı sonrası, üniversitelere de gönderilen kararları açıkladı.  "1. Yükseköğretim üst kuruluşlarında Başkan, Başkan Vekili, yürütme kurulu üyeleri, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ile Hukuk Müşaviri hariç olmak üzere 60 yaş ve üzerinde bulunanlar ile hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren on iki gün idari izinli sayılmasına, 2. Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelden Rektör, Rektör Yardımcısı, Dekan, Enstitü, Yüksekokul, Konservatuar, Meslek Yüksek Okulu ve bağımsız Vakıf Meslek Yüksekokulu müdürleri hariç olmak üzere 60 yaş ve üzerinde bulunanlar ile hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren on iki gün idari izinli sayılmasına,; okul öncesi ve ilköğretimde çocuğu bulunan kadın akademik ve idari personelin yıllık izin taleplerinin karşılanmasına, yıllık izin hakkı bulunmayanlar için mazeret izinlerinin kullandırılmasına; diğer akademik ve idari personelin izin talepleriyle ilgili olarak mer'î mevzuat çerçevesinde işlem yapılmasına, 3. Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelin önceden planlanmış olanlar dahil olmak üzere tüm yurtdışı çıkışlarının ikinci bir duyuruya kadar iptal edilmesine; zorunlu ve ivedi durumlarda talebin Üniversite Yönetim Kurulu kararı ekinde, 12 Mart 2020 tarih ve 2020/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelge uyarınca değerlendirilmek üzere Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderilmesine, 4. Yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim, akademik değişim programları, sosyal ve kültürel faaliyetler, spor müsabakaları vb. çeşitli kapsamdaki, akademik veya idari personel ya da öğrenci katılımlı bütün yurtdışı faaliyetlerinin (önceden planlanmış olanlar dahil) ikinci bir duyuruya kadar iptal edilmesine, 5. Örgün eğitim programlarına devam eden tüm ön lisans ve lisans öğrencileri gibi sağlık, öğretmenlik, fen ve mühendislik programlarından staj, intörnlük ve uygulamalı eğitimleri olan ön lisans ve lisans öğrencilerinin de eğitimlerine ara verilmesine, 6. Tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık öğrencileri hariç tüm lisansüstü öğrencilerin de bu kapsamda değerlendirilmesine, 7. Uzaktan öğretimle ilgili usul ve esaslara göre açılmış, hâlihazırda uzaktan eğitimle yürütülmekte olan programların, uygulamalı ve yüz yüze eğitimleri hariç olmak üzere, eğitimlerine devam etmesine, 8. Yabancı dil hazırlık sınıflarındaki eğitimin uzaktan erişim yoluyla sunulmakta olan kısmının sürdürülüp sürdürülmemesi hususunun yükseköğretim kurumlarınca değerlendirilmesine, sınavlarının ise eğitim-öğretime ara verme kararının kaldırılmasından sonra planlanmasına, 9. Öğrencilerin (Türk ve yabancı uyruklu) yurt dışına çıktıkları takdirde, dönüşte pandeminin durumuna göre sorun yaşayabilecekleri, uçuşlarının iptal olabileceği, döndüklerinde en az 14 gün eğitime devam edemeyebilecekleri ve başkaca sorunlar yaşayabilecekleri hususunda yükseköğretim kurumlarınca bilgilendirilmesine, 10. Mevlana veya Erasmus gibi değişim programları kapsamında yurtdışında olup yurda dönen öğrencilerin ders intibakları hususunda mağduriyet yaşamamaları için gerekli tedbirlerin yükseköğretim kurumlarınca alınmasına, ​ 11.Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan Yurtdışı Yabancı Dil Eğitimi, Mevlana, Proje Tabanlı Mevlana programları ile ilgili çağrıların iptal edilmesine, 12. Tıp Fakültesindeki intörnlerin gerektiğinde, gönüllü olarak talep etmeleri ve üniversitece uygun görülmesi halinde sağlık hizmet sunumunda görev alabilmesine, 13. Yükseköğretim kurumlarında süreçlerin etkin ve dinamik olarak yürütülebilmesi için konuya ilişkin belirlenmiş olan rektör yardımcılarının başkanlığında komisyon oluşturulmasına; öğrencilerle iletişim ve takip sisteminin gözden geçirilerek güncellenmesine; akademik ve idari personel ile öğrencilerin kurumlarınca düzenli olarak gelişmeler hakkında bilgilendirilmesine, 14. Dünyadaki yükseköğretim sistemlerindeki gelişmelerle paralel olarak özellikle son yıllarda başlattığımız “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamındaki deneyimlerimiz, 120 üniversitemiz bünyesinde bulunan uzaktan eğitim araştırma ve uygulama merkezlerimiz ile 2 milyondan fazla öğrenciye uzaktan eğitim imkânı veren üniversitelerimizin yetkinlikleri ve bunun için gerekli olan altyapıları dikkate alınarak dijital ortamda dersler verilebilmesine imkân sağlamak için üniversitelerin talep ve tekliflerinin alınmasına karar verilmiştir." Read the full article
0 notes
egitimgazetesi · 5 years
Text
YÖK'ten yabancı öğrenci kararı
Tumblr media
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) en fazla %50 olan yabancı öğrenci sınırlamasının kaldırıldığını bildirdi. YÖK tarafından yapılan açıklamada : "Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının yurtdışından öğrenci kabul kontenjanları ile ilgili yeni bir karar alındı." ifadelerine yer verildi. Buna göre; Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda yer alan “ programların kontenjanlarının en fazla %50'sine kadar yurtdışından öğrenci kabul etme sınırlaması” ortadan kaldırıldı. Bu yeni düzenleme Devlet–Vakıf bütün üniversiteler için geçerli olacak. Bundan sonra üniversitelerin program bazında yurt dışından öğrenci kabul kontenjan talepleri, her eğitim ve öğretim yılı başlangıcından önce belirlenecek bir tarihe kadar bu kısıta tabi olmadan Yükseköğretim Kurulu’na bildirilecek. Bu taleplerYÖK tarafından değerlendirilerek, karar verilecek ve üniversitelere duyurulacak. Tıp ve Diş Hekimliği programları için bazı istisnalar var “Tıp ve Diş Hekimliği programları" içinse bu alanların özelliklerinden dolayı bazı istisnai şartlar getirildi. Bu iki programın yurt dışı öğrenci kontenjanı, YKS Kılavuzundaki bir önceki yıla ait kontenjanının %50'si ile sınırlandırılıyor. Bununla birlikte belirli koşulları ve kriterleri sağlayan üniversiteler, uluslararası öğrenciler için” ayrı bir sınıf açarak” bu iki programa bu oranın üstünde de öğrenci kabul edebilecek. Bu ayrı sınıf için gerekli staj ve klinik uygulamalar, laboratuvarlar ve teçhizatlar için yükseltilmiş belli şartlar ve mekan kriterleri aranacak, ayrıca vakıf yükseköğretim kurumları için bir önceki yılın denetleme raporu ve müeyyide uygulanıp uygulanmadığı da dikkate alınacak. Devlet ve Vakıf üniversitelerinde açılan bu ek sınıflar her yıl en az bir kere denetlenecek. Yapılan açıklamada Tıp ve diş hekimliği için bu istisnai şartların getirilmesinin gerekçesi olarak; geçmiş yıllara bakıldığında bir sınıfta bulunan Türk öğrencilerden daha fazla yurtdışı öğrenci talebinin en çok bu iki program için söz konusu olduğu, dolayısıyla ilgili sınıftaki Türk öğrencilerin bu sınıflarda uluslararası öğrencilerden daha az sayıda olmalarının bu öğrencilerimizin nitelikli eğitim almalarını riske sokabileceği gösterildi. Ayrıca bu iki programın dışında kalan diğer programlar için de eğitimin niteliği ve alt yapı bakımından değerlendirme ve denetlemelerin yapılacağı ifade edildi. Konuyla ilgili YÖK Başkanı Yekta Saraç bir açıklama yaptı: “ Kaliteden ödün vermeden ülkemizi yükseköğretimde bir cazibe merkezi haline getirmek için adımlar atıyoruz, başarılı sonuçlar alıyoruz.” “Ülkelerin yükseköğretim kurumları arasında tesis edilecek olan akademik ve bilimsel işbirlikleri, bilimsel araştırmaların düzeyini yükseltmenin, insan kaynaklarını geliştirmenin ve toplumsal kalkınmayı sağlamanın önemli araçlarından biridir. Bundan dolayı “Yeni YÖK" olarak, ülkemiz yükseköğretiminin uluslararasılaşmasına büyük önem veriyoruz. YÖK’te “Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı" ilk olarak bu dönemde kuruldu. Yine Türkiye'de ilk defa “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi" hazırlanıp kamuoyu ile paylaşıldı. Bu belgede ortaya koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmeye yönelik adımlar atıyoruz ve başarılı bir süreç sürdürdüğümüze inanıyoruz. Nitekim kamuoyu ile paylaştığımız sonuçlar da bunu gösteriyor. Bu başarı ciddi bir gayretin ürünü. YÖK'ün kuruluşu olan 1982 yılından 2014 yılına kadar geçen 32 yılda 15 ülke ile ilgili bakan ve YÖK Başkanı düzeyinde yükseköğretim alanında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı imzalanmışken, son dört yılda bu yönde imzalamış olduğumuz mutabakat zaptı sayısı 34'e ulaşmıştır. Bir başka ifade ile “son dört yılda imzalanan mutabakat sayısı 32 yılda imzalananın iki katını aşmıştır. " Bu protokoller sembolik faaliyetler değildir; ülkemize gelen öğrenci sayısını artmasında en önemli faktördür. Komşu ülkelerde az sayıda tanınan üniversitelerimizin tanınırlığını girişimlerimizle sürekli artırıyoruz. Afrika ve Balkan açılımlarımız da önemli sonuçlar doğuruyor. Ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, ülkemizdeki büyükelçilerle yapmış olduğumuz yoğun toplantılar, ülke ziyaretleri ve ikili görüşmeler neticesinde Türk Yükseköğretimine olan güven ve ilgide de hamdolsun bir azalma yaşanmamış, artış çizgisi yükselmeye devam etmiştir. Bundan 4 yıl önce 40 binli rakamlarda olan ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısının bugün 148 bin’e ulaşmış olması Yeni YÖK'ün izlediği bu uluslararasılaşma politikasının açık bir başarısıdır. Üniversitelerimizle koordinasyon halinde uluslararası öğrenci çekme bağlamında son yıllarda yıl ölçeğinde yakaladığımız artış oranlarının, Batı Avrupa ülkelerinde bile benzeri görülmemekte. Bu rakamlarda sadece bir artış değil, adeta bir sıçrama yaşanmıştır. Bu gurur tablosunun arkasında ciddi bir planlama ve gayretin olduğunun altını çizmek isterim. Daha önceki dönemlerde olmayan ve Yeni YÖK olarak “yeni” olarak kurguladığımız öğrenci ve öğretim üyesi değişim programı türlerini sisteme sokmamız, ortak diploma mevzuatını güncellememiz, yine daha önce örneği görülmeyen “yeni” tür burs programlarını hayata geçirmemiz, nitelikli yabancı uyruklu öğretim elemanlarını çekmeye önem vermemiz yabancı uyruklu öğrenci sayısındaki büyük sıçramanın diğer amilleri arasındadır. Devlet – Vakıf bütün üniversitelerimiz için yurt dışı öğrenci kontenjan kısıtının kaldırılmasına yönelik aldığımız bu karar da bu sürece büyük katkı sağlayacaktır. Bu süreç devam edecek ve önümüzdeki günlerde uluslararasılaşma konusunda önemli bir adım daha atacağımızı söylemek isterim. Son olarak konu ile ilgili şunu ifade etmek isterim ki; “Yeni YÖK" olarak ülkemizi yükseköğretimde bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışırken, bunu kaliteden ödün vermeksizin gerçekleştirmenin ne denli önemli olduğunun da çok iyi bilincindeyiz. Bu kapsamda yükseköğretimdeki kalite odaklı pozitif algımızın negatife çevrilmemesine de dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz." Read the full article
0 notes
hasanakbas72 · 5 years
Text
İş bu Protokol Listesinde Mezkur Edilmiş Saygın Şahsiyetler Bundan önce ve Bundan sonra davet edilenlerden Öncelik Hakkına sahiptirler.
1-A. Sayın Cumhurbaşkanı
1-B. Sayın Başbakan
2-A. Sayın TBMM Başkanı
2-B
3. Genelkurmay Başkanı
4. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı
5. Eski Cumhurbaşkanları
6. Anayasa Mahkemesi Başkanı
7. Yargıtay Birinci Başkanı
8. Danıştay Başkanı
9. Bakanlar Kurulu Üyeleri
10. Türk Silahlı Kuvvetleri Kuvvet Komutanları
11. Orgeneraller ve Oramiraller
12. YÖK Başkanı
13. TBMM Başkan Vekilleri
14. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Genel Başkanları
15. TBMM Kâtip Üyeleri ve İdare Amirleri
16. TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Genel Başkanları
17. TBMM Siyasi Partiler Grup Başkanları Ve Başkan Vekilleri
18. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Genel Başkan Yardımcıları
19. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Genel Sekreterleri
20. TBMM üyeleri
21. Sayıştay Başkanı
22. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı
23. Danıştay Başsavcısı
24. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili
25. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı
26. Anayasa Mahkemesi Üyeleri
27. Yargıtay Birinci Başkan Vekilleri
28. Danıştay Başkan Vekilleri
29. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili
30. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili
31. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı
32. Yüksek Hakem Kurulu Başkanı
33.
34. TBMM Genel Sekreteri
35.
36. Bakan Yardımcıları
37. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı
38. Kamu Başdenetçisi
39. Ankara Valisi
40. Yükseköğretim Kurulu Üyeleri
41. Ankara’daki Üniversitelerin Rektörleri
42. Ankara Garnizon Komutanı
43. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
44. Korgeneraller/Koramiraller
45. MGK Genel Sekreteri/Bakanlık Müsteşarları/AB Genel Sekreteri/ Emniyet Müdürü(Vali)
46. Atatürk, Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı
47. Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı
48. Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı
49. Merkez Bankası Başkanı
50. Rekabet Kurumu Başkanı
51. Özelleştirme İdaresi Başkanı
52. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı
53. Diyanet İşleri Başkanı
54. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcıları
55. TBMM Genel Sekreter Yardımcıları
56. Tümgeneraller/Tümamiraller
57.
58. Yargıtay Daire Başkanları ve Üyeler
59. Danıştay Daire Başkanları
60. Sayıştay Daire Başkanları Ve Üyeler
61. Devlet Personel Başkanı
62. Atom Enerjisi Kurumu Başkanı
63. TÜBİTAK Başkanı
64. Ankara’daki Üniversitelerin Rektör Yardımcıları
65. Yüksek Seçim Kurulu Üyeleri
66. Merkezde Görevli Türk Büyükelçileri
67. Merkezde Görevli Valiler
68. Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri
69. Tuğgeneraller/Tuğamiraller
70. Yüksek Denetleme Kurulu Üyeleri
71. YÖK Genel Sekreteri
72. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı
73. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü
74. Anadolu Ajansı Genel Müdürü
75. TRT Genel Müdürü
76. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü
77. Vakıflar Genel Müdürü
78. Tapu ve Kadastro Genel Müdürü
79. Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Genel Müdürü
80. Bakanlıklar Genel Müdürü
81. Ankara’daki Fakültelerin Dekanları, Yardımcıları
82. Ankara’daki Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları Başkanları
83. Sivil ve Askeri Dernek Başkanları
0 notes
tvhaberlerim-blog · 6 years
Text
YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Güran, vakıf üniversitelerini topa tuttu!
YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Güran, vakıf üniversitelerini topa tuttu!
YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Cahit Güran, 73 vakıf yükseköğretim kurumu bulunduğunu belirterek, “Yarısı ticari amaçla kurulmuş eğitim kurumlarıdır. Öğrenci başına 20 bin-30 bin TL gibi ücret alırken öğrenci başına hizmet maliyeti 4 bin-5 bin lira” dedi
Yükseköğretim Kurulu ( YÖK) Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cahit Güran, Anayasa’ya göre yükseköğretim…
View On WordPress
0 notes
mehmetkali · 6 years
Text
STAJYER MÜHENDİS PROGRAMI KAPSAMINDA 16 ÜNİVERSİTE İLE DEV İŞ BİRLİĞİ http://ift.tt/2FlxiCH
16 ÜNİVERSİTE İLE DEV İŞ BİRLİĞİ İMZALANDI
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI) “Stajyer Mühendis Programı” kapsamında 16 üniversite ile imza töreni düzenleyerek program protokolü imzaladı. Geçtiğimiz aylarda açılan program, yeni mühendisler yetiştirmeyi ve üniversite sanayi işbirlikleri kapsamında yeni yetenekleri eğitimleri sırasında kazandırmayı amaçlıyor. Programda öğrenciler haftada en az 1 gün TAI’de burslu stajyer olarak görev alabilecek. TAI’deki çalışmaları için de ücret ödenecek.
  Stajyer Mühendis Programı için 16 üniversitenin katılımı ile Türkiye’nin en önemli işbirliğine imza atan TAI, Türkiye Savunma Sanayine doğrudan katkı sağlamak için önemli bir aşama daha kaydetti. TAI, mühendislerden en kısa sürede verim alabilmek ve gelecek projelerin gerçekleşmesini sağlamak için Türk üniversitelerden yetişen en parlak öğrencilere ulaşarak üniversiteler ile işbirliğine gitti. Stajyer Mühendislik Programı ile üniversitelerin kapısını çalan TAI böylece alanında öne çıkan 16 üniversiteyle protokol imzaladı.
  Protokol, 13 üniversite rektörü ve TAI Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Borat ve TAI Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil arasında imzalanırken, düzenlenen imza törenine YÖK Denetleme Kurulu Üyesi ve Başkan Danışmanı Prof. Dr. Orhan Aydın’da katıldı. İmzalanan protokole ilişkin konuşma yapan Genel Müdür Doç. Dr. Temel Kotil, stajyer mühendis programının önemine vurgu yaptı.
Kotil, TAI bünyesine kazandırılan stajyer mühendislerin okul ortalamalarının bir hayli yüksek olduğunu belirtirken, yalnızca yüksek notun istihdam standartları için belirleyici olamayabileceğini anlattı. Kotil ayrıca üniversite yıllarında çalışmanın önemine dikkat çekerek, Şirket bünyesinde devam eden projelerin başarısı için istihdam rakamlarının artması gerektiğini belirtti.
STAJYER MÜHENDİS PROGRAMI NEDİR?
Programa, üniversitelerin 3. veya 4. sınıflarında makine, elektrik-elektronik/haberleşme, havacılık, uçak, uzay, endüstri, bilgisayar, metalürji ve malzeme, kimya, mekatronik mühendisliği başta olmak üzere ihtiyaç duyulan bölümlerden öğrenciler katılabilecek. Stajyer mühendis olarak çalışacak adayların haftada en az 1 tam gün TAI’de çalışacak. Şirketin faaliyet göstermediği şehirlerde ise TAI mühendisleri üniversitelere giderek öğrencilerle çalışmalar yürütecek. Öğrenciler çalıştıkları süre boyunca  üniversiteleri tarafından sigortalanacak, TAI’deki çalışmaları için de ücret ödenecek.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2rML9jL via IFTTT
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Text
KPSS soruşturmasında savcılık soruşturma izni istedi
KPSS soruşturmasında savcılık soruşturma izni istedi
Sosyal medyada, 31 Temmuz’da yapılan KPSS’de çıkan soruların, sınavdan önce bir yayınevinin deneme kitaplarında yayımlandığı yönünde yoğun şekilde paylaşımlar yapıldı. Bunun üzerine Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 2022-KPSS’ye yönelik iddialarla ilgili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine savcılık tarafından soruşturma başlatılırken, YÖK de idari…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Photo
Tumblr media
Anayasa değişikliğinin “Evet”çilerden bile saklanan içeriği  Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten geçti. Şimdi sıra referandumda. Anketlerde Anayasa değişikliğinin içeriğini “hiç” bilmeyen, “çok az” ya da “biraz” bilenlerin oranı yüzde 78. Nasıl bilinsin? Düşünce, ifade özgürlüğü ve gösteri hakkının dahi kısıtlandığı, muhalif medyanın kapatma kararları ile susturulduğu bir Olağanüstü Hal döneminde, kapalı kapılar ardında hazırlanıp, kavga dövüş Meclis’ten geçirilen bir teklif bu. Ülkenin nasıl yönetileceğini belirleyen bir Anayasa değişikliği, hakkındaki Meclis görüşmelerinin canlı yayımlanmadığı, haber bültenlerinde görüntülerin kırpılarak kendine yer bulduğu, tartışma programlarında az doğru çok yanlış “bilgi”nin halkın üzerine boca edildiği, “Hayır” diyenlerin ekranlarda yer bulamadığı bir süreçle Meclis’ten geçirildi. Üniversitelerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, hukukçuların, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin, meclis dışı siyasi partilerin, halkın özgürce Anayasa değişikliğini tartışmasına izin verilmeyen, hızıyla insanları serseme çeviren bu süreçte herkesin hemfikir olduğu bir şey var, halkın çoğunluğu bu Anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini, içeriğini bilmiyor. O zaman iş başa düşmüştür. Anlatacağız. Bu ülkenin gördüğü en büyük “konuşma seferberliği”ni yapacağız. “Kararsızım” diyen, “İçeriğini bilmiyorum ama ‘güçlü Türkiye’ için evet diyeceğim” diyen yurttaşlara seslenelim: “Sadece bu Anayasa değişikliğini önerenleri değil, “hayır” diyenlerin gerekçelerini de dinleyin”. Gerçekten dinlediğinizde neden “#TekAdamRejimineHayır” dediğimizi anlayacaksınız… Maddelere boğulmadan işin özetini versek yeterlidir, mesele “Güçlü Türkiye” değil tüm gücün bir “Tek Adam”da toplanmasıdır… Ayrıntı isteyen için ise durum aşağıdaki gibidir… Anayasa değişikliği ne getiriyor?* Kısaca özetlersek, “cumhurbaşkanlığı sistemi” diye sunulan Anayasa değişikliği teklifinin asıl hedefi dünyadaki örneklere benzer bir “başkanlık sistemi” kurmak değil kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp “kuvvetler birliği” sistemi kurarak tüm yetkiyi “Tek adam”a devretmektir. Yasama ve yürütme kuvvetlerini “Tek Adam’da birleştirmektir. Anayasa değişikliği ile bildiğimiz parlamenter sistem ortadan kalkıyor. Başbakan ve Bakanlar Kurulu ortadan kaldırılıyor. Yasama organı olarak Meclis’in ana işlevlerinden biri olan yürütmeyi dengeleme ve denetleme imkanı tamamen ortadan kaldırılıyor. Devlet organlarının kanunla düzenlenmesi kuralının terk edilmesi gibi birçok alanda Meclis’in yasa yapma yetkisi elinden alınıyor. Tek bir kişiye, oylarımızla seçtiğimiz Meclis’i feshetme, ülkeyi sürekli olağanüstü halle, kanun hükmünde kararname ile yönetme yetkisi veriliyor. Bu sistemin dünya üzerinde başka bir örneği yok. Bu sistemde tüm yetkiler bir kişinin/ Tek Adam’ın elinde toplanacak. Nasıl mı? Madde madde anlatmaya çalışalım… Tek Adam karşısında hükümsüz Meclis Anayasa değişikliğinin getirdiği sisteme göre tüm yetkileri elinde toplayacak “Tek Adam” TBMM seçimleri ile birlikte yapılacak “cumhurbaşkanlığı” seçimleri ile seçilecek. Genel seçimler 4 yıldan 5 yıla çıkarılacak. Ve Tek Adam ile Meclis’in görev süreleri mutlak biçimde birbirine bağlanacak. İki seçimin aynı anda yapılması ile Cumhurbaşkanı ile Meclis çoğunluğunun aynı siyasi partiden olması yani yasamanın yürütme güdümünde oluşması hedeflenecek. Meclis çoğunluğu, Tek Adam’ın partisinde değil de başka parti veya partilerin milletvekillerinden olsa dahi mevcut sistemde olduğu gibi bakanlar kurulu ve başbakanı seçemedikleri için, milletvekili seçimlerin yapılmasının anlamı da kalmayacak. Asıl olan tek seçim Tek Adam’ın seçilmesi olacak. Milletvekili sayısı 600’e çıkarılacak ama ana işlevleri “maaşlarını” düzenli alıp, ayrıcalıklarını korumak olacak. Tek Adam, partisinin başında yer alabilecek. Yani “cumhurbaşkanı” partili olacak, partisinin genel başkanı olabilecek. “Tarafsız” ve “bağımsız” olmayacak. Meclis’i millet değil Tek Adam seçecek Tek Adam, partisinde de egemen olduğu ve hangi milletvekillerinin seçileceğine karar vereceği için seçimleri partisi kazandığında Meclis çoğunluğu da Tek Adam tarafından belirlenmiş olacak. Meclis’in Cumhurbaşkanı karşısında bir bağımsızlığı kalmayacak. Hiç seçmediğiniz Bilal’i o koltukta görmek ister misiniz? Tek Adam, tüm bakanları ve yardımcılarını kendisi belirleyecek. Örneğin Tek Adam oğlunu cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atayabilir. Değişiklik teklifine göre cumhurbaşkanlığı makamının geçici/sürekli boşalması halinde yenisi seçilene kadar Tek Adam tarafından atanan Cumhurbaşkanı yardımcısı cumhurbaşkanının tüm yetkilerini kullanabilecek. Oğul örneğinden gidersek böyle bir durumda tüm bu yetkiler seçim olmaksızın babadan oğula devredilebilecek. Gözünüzün önüne oğlu getirmek bile yeniden düşünmek için bir neden olabilir (!) Millet bakacak, Vekilleri bakacak, Tek Adam’ın adamları yönetecek Sayısı belli olmayan bu söz konusu bakan ve cumhurbaşkanı yardımcılarının maaşlarını biz vergilerimizle ödeyeceğiz ancak onlar Meclis’e dolayısı ile halka karşı değil Tek Adam’a karşı sorumlu olacak. Onun ağzından ne çıkarsa onu yapacak. Tek Adam atadıklarını istediği zaman görevden alabileceği için, ona itiraz etmeleri de mümkün olmayacak. Tek Adam’ın yaptığı atamalar Meclis ya da başka bir organın denetimine ve onayına bağlı olmayacak. Tek Adam, üst kademe kamu görevlilerini atayabilecek, görevlerine son verebilecek, atamalara ilişkin esaslar yine tek adamın çıkaracağı kararname ile belirlenecek. Tüm bürokrasi sadece Tek Adam’a karşı sorumlu olacak. Tek Adam sorgulanamayacak, soru bile sorulamayacak Halk yine oy verip Meclis’teki milletvekillerini seçecek ancak halkın seçtiği Meclis’in yürütme organını-Tek Adam’ı denetlemesi mümkün olmayacak. Meclis’e karşı sorumlu bir hükümet (yürütme) oluşmayacak, güven oylaması kalkacak. Doğalında milletvekilleri ortadan kaldırılan bakanlar kurulu için gensoru veremeyecek. Düzenleme ile sözlü soru ortadan kaldırılacak. Mevcut sistemde yürütmenin başı olan başbakana yazılı soru sorabilirken değişiklik referandumdan geçerse milletvekilleri Tek Adam’a soru bile soramayacak. Ancak yardımcıları ve bakanlarla muhatap olabilecek. Üstelik değişiklikte yazılı sorular cevaplanmazsa ne olacağı yazmadığı için bu uygulamanın da hiçbir etkisi olmayacak. Tek Adam sevmediği Meclis’i feshedebilecek Bugünkü gibi Mecliste basit çoğunlukla (Meclis’teki vekil sayısının yarısı) erken seçim kararı alınamayacak. Meclis’in beşte üçü bu kararı verebilecek. Seçim kararı verildiğinde “Tek Adam” seçimi de birlikte yapılacak. Ancak hazırlanan sistemde Meclis çoğunluğu Tek Adam’ın partisinden olduğunda o istemediği sürece yasal süre dolmadan ülkeyi seçime götürmek mümkün olmayacak. Tabi Tek Adam isterse her şey çok “kolay” olacak. Tek Adam Meclis seçimlerinin yenilenmesini istediğinde. Meclis’i feshedebilecek. “Ben yaptım oldu” demesi yeterli olacak. Tek Adam’a oy vermeyenlerin de temsil edilmesi gereken Meclis sadece Tek Adam’ın kararı ile yenilenecek. Halkın kolektif çıkarı değil Tek Adam’ın siyasi çıkarı belirleyici olacak. Seçim tehdidi Tek Adam’ın elinde Meclis’in üzerinde salladığı bir kılıca dönüşebilecek. Tek Adam koltuğu bırakmak istemezse… Peki ya Tek Adam koltuğu bırakmak istemezse? Değişikliğe göre cumhurbaşkanının iki kez seçilme hakkı var. Ancak ikinci dönemde yasal süre bitmeden Tek Adam Meclis’i feshedip yeniden seçime giderse iki kez sınırına takılmadan bir kez daha aday olabilecek. Tek Adam’ın yürütmeye ilişkin konularda kararname çıkarma yetkisi olacak. Ülkeyi Meclis’e hiç sormadan çıkardığı kararnamelerle yönetebilecek. Mevcut sistemde KHK çıkarma yetkisi parlamentonun kabul edeceği ve konu, amaç ve süre gibi unsurlar açısından sınırlandırılmış bir yetki yasasına dayanır ve sonrasında da parlamentonun KHK’yi onay yoluyla denetlemesini içerirken, yapılan değişiklikle TBMM’nin denetim olanakları tamamen ortadan kaldırılacak. Tek Adam yetkisini doğrudan Anayasa’dan almış olacak. Tek Adam’ın partisi Meclis’i kilitleyecek Anayasa’ya göre yasama yetkisi devredilemez, ancak Anayasa değişikliği referandumdan geçerse Tek Adam’a kanunla düzenlenmeyen bir konuyu kararnameyle düzenleme, yasal boşlukları kararnameyle doldurma yetkisi verilecek. Tek Adam, eğer yasayla düzenlenmiş bir alan varsa o konuda kararname çıkaramayacak. Ve eğer çıkardığı kararname yasa ile çatışırsa o yasa uygulanacak, ancak Meclis çoğunluğu da Tek Adam’ın partisindeyse Meclis’in kanun çıkarması engellenerek “yasal boşluk” alanlarında at koşturabilecek. Tek Adam, “cumhurbaşkanlığı kararnamesi” ile Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görev ve yetkileri, teşkilat yapısı, merkez ve taşra teşkilatlarının kurulmasını sağlayabilecek. Örneğin Aile Bakanlığı ya da örneğin Çevre ve Şehircilik bakanlığı bir gecede kapatılabilecek, bu kamu kurumlarında halkın yararına işletilebilecek tüm mekanizmalar Tek Adam’ın bir sözü ile kaldırılabilecek. Devlet Denetleme Kurulu bile Tek Adam’ın oyuncağı olacak Tek Adam örneğin Atatürk Kültür, Dil, Tarih Yüksek Kurumu, TRT, YÖK, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Üniversiteler, Devlet Tiyatroları, Türk Patent Enstitüsü, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi…“kamu tüzel kişiliği” kurma konusunda da kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine sahip olacak. Yine Devlet Denetleme Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği gibi kritik kurumların tüm işleyiş ve teşkilat yapılarında kararname ile değişiklik yapabilecek. Tek Adam, yönetmelik de çıkarabilecek. Tek Adam’ın canı sıkılırsa OHAL ilan edecek Tek Adam, olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek. Üstelik kendi bakanlarından bile görüş almasına gerek yok. Bir sabah uyanıp olağanüstü hal ilan edebilir. Yapılan değişiklikle olağanüstü hal ilan nedenleri de arttırılıyor. Savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, doğal afet, salgın hastalık ve ağır ekonomik bunalım gibi birbiri ile ilişkisiz konular OHAL ilanına gerekçe yapılıyor. Değişiklikte olağanüstü halin kaç kez uzatılabileceği konusunda bir sınır getirilmediği için, örneğin Tek Adam görevde bulunduğu süre boyunca ülkeyi sürekli olağanüstü halle yönetebilecek. OHAL ilan ettiğinde OHAL kararnamesi çıkarabilecek ve çıkardığı kararnameler “kanun” hükmünde kabul edilecek. Anayasaya uygunluk denetimi dışında bulunan bu kararnameler ile Tek Adam bu kararnamelerle Anayasa hükümleri de dahil olmak üzere hukuk düzeninde kalıcı değişiklikler yapabilecek. Yani olağanüstü ilan ettiği dönemde Anayasayı da fiilen askıya alabilecek. Tek Adam istediği suçu işleyecek, yargılanamayacak Bu kadar yetkiyi elinde toplayan Tek Adam nasıl mı yargılanacak? Bekir Bozdağ diyor ki şimdiye kadar Cumhurbaşkanı yalnız vatana ihanetten yargılanabiliyordu, değişiklikle siyasi sorumluluk veriliyor, cezai sorumluluk getiriliyor. Elbette Bozdağ tüm yürütme yetkisini Tek Adam’ın elinde topladığını, bahsedilenin aynı “cumhurbaşkanı” olmadığını söylemediği gibi, ceza almasının neredeyse imkansız olduğundan da bahsetmiyor. Şöyle ki Tek Adam hakkında ancak 600 vekilin salt çoğunluğu yani 301 vekil soruşturma açılmasını teklif edebilecek, ancak beşte üçünün onayıyla (360) bu teklif kabul edilecek ve yine ancak 400 vekil “evet” derse Yüce Divan’a gönderilebilecek. Yani Tek Adam Meclis çoğunluğunu elde tutan bir partinin genel başkanı olursa kendi partisi istemediği sürece yargılanamayacak. Tek Adam iktidarı bittikten sonra da eğer Meclis’in nitelikli çoğunluğu “evet” demezse yargılanmayacak. Hadi diyelim olmayacak şey oldu. Tek Adam Yüce Divan’a gönderildi. Yani Meclis’in üçte ikisi Tek Adam suçludur diye düşündü. Tek Adam’ın yargılanmak için gideceği yer Anayasa Mahkemesi yani üyelerinin büyük bölümünü atadığı yer. Hadi diyelim burada da olmayacak şey oldu. Tek Adam mahkum oldu. Eğer mahkumiyet “cumhurbaşkanı seçilmeye engel” bir suçtan değilse Tek Adam görevde kalmaya devam edecek. Tek Adam istemezse kimse yargılanamayacak Tek Adam’ın atadığı bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcıları eğer suç işlerlerse, yani aşina olduğumuz o “dörtlü” gibi hırsızlık, yolsuzluk yaparlarsa, rüşvet alırlarsa ne olacak? Onların da Yüce Divan’a sevk edilmeleri için yine üçte iki (400) oy gerekecek. Yani Tek Adam istemediği sürece hiçbir bakan ve yardımcısı yargılanamayacak. Görevleri bittikten sonra da yargılanmaları için aynı oran gerekecek. “Bağımsız yargı” yok, “Tek Adam’a bağımlı yargı” var Peki ya yargı? Tek Adam, Anayasa değişikliği ile yeni adı HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) şeklinde değişecek olan HSYK’nin, neredeyse yarısını kendisi seçecek. HSK Başkanı, Tek Adam tarafından atanan Adalet Bakanı olacak. Tek Adam tarafından atanan Adalet Bakanlığı müsteşarı ise tabi üye olacak. Sayısı 13’e indirilen üyelerden 4’ünü Tek Adam kendisi atayacak. Tek Adam’ın atadığı HSK üyelerinin göreve başlaması için Meclis’ten onay aranmayacak. Kalan üyeler TBMM’de, yani hâkim meclis çoğunluğu yani iktidar partisi ve değişikliğe destek veren parti tarafından belirlenecek. Yani Meclis çoğunluğu Tek Adam’ın partisindeyse HSK’nın tüm yapısını o belirleyecek. Yargı bağımsızlığı tamamen ortadan kaldırılacak. Dosta düşmana o karar verecek, sonra kandırılmışım deyip işin içinden çıkacak Tek Adam ülkenin “milli güvenlik siyaseti”ni belirleyecek. “Milli Güvenliğin sağlanması ve TSK’nın yurt savunmasına hazırlanmasından” Meclis’e karşı Tek Adam sorumlu olacak. Yani istediğini düşman istediğini dost ilan edebilecek. Ülkenin savaşa sürüklenmesine ya da ülkedeki bir toplumsal kesimin “iç düşman” olarak belirlenmesine tek başına karar verebilecek, sorun çıktığında “kandırıldım” deyip işin içinden çıkabilecek. Tek Adam, TSK başkomutanı olacak. Askerleri istediği gibi savaşa sokup çıkarabilecek. Zorunlu askerlikle TSK’ya katılan gençler Tek Adam’ın ağzından çıkan söz ve aldığı kararla ölüme gönderilebilecek. Genelkurmay Başkanı Tek Adam’a karşı sorumlu olacak. Memleketin kasası Tek Adam’a Biraz da “paradan” haber verelim. Yapılan Anayasa değişikliği ile Tek Adam bütçeyi de kendisi oluşturacak, Meclis’e kendisi sunacak. Halkın parasının nereye aktarılacağına, eğitime, sağlığa, savaşa ne kadar bütçe ayrılacağına kendisi karar verecek. Dünyadaki “başkanlık sitemlerinde” Meclis’in elindeki en önemli koz “başkanın” bütçesi üzerindeki onay yetkisiyken “Türk tipi başkanlık” diye sunulan Tek Adam sisteminde bu denetleme/denge unsuru da ortadan kaldırılacak. Tek Adam bütçesi Meclis tarafından onaylanmazsa, geçici bütçe kanunu çıkarılacak o da çıkarılamazsa eski bütçe yeniden değerlenme oranına göre arttırılarak yürürlüğe girecek. Meclis tamamen işlevsizleşecek. Tek Adam Meclis onayı dahi olmadan harcama yapabilecek. Maddeleri de örnekleri de çoğaltmak mümkün. Ama bu kadarı da referanduma götürülen Anayasa değişikliğinin temel özelliğini anlatmaya yetiyor. 80 milyonun iradesi, bu memleketin bugünü ve geleceği tek adama teslim edilebilir mi? HAYIR! * Yazıda Önce Demokrasi’nin “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine teknik ve bilimsel rapor” metninden, mecliste.org’ta yayımlanan uzman görüşlerinden yararlanılmıştır. Özge Ozan (sendika.org)
26 notes · View notes
kibrisnews · 4 years
Text
DAÜ'de Yeni Fizik Ve Kimya Lisans Programları
DAÜ'de Yeni Fizik Ve Kimya Lisans Programları #daü #fizik #kimya #lisans #üniversite
Doğu Akdeniz Fakültesi (DAÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi, KKTC Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) ile Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) onayıyla bu yıl yeni Fizik Lisans ve Kimya Lisans programları açılıyor.
DAÜ’den verilen bilgiye göre, Fizik ve Kimya Bölümleri mezunları DAÜ’de veya diğer üniversitelerin Fen Bilimleri ve Yüksek…
View On WordPress
0 notes
mansetmalatya · 4 years
Text
YÖK, 'koronavirüs tedbirlerini' açıkladı
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığında gerçekleştirilen YÖK Yürütme Kurulu toplantısında yeni tip koronavirüse ilişkin tedbirler ve kararlar alındı. YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yeni tip koronavirüse yönelik alınacak tedbirlerin görüşüldüğü dünkü toplantıda, bütün yükseköğretim kurumlarında 16 Mart'tan itibaren 3 hafta süreyle eğitime ara verildiği hatırlatıldı. Bu kararın tedbir amaçlı olduğuna işaret edilen açıklamada, "Kararın amacına ulaşması için bu sürecin akademimizde sükunetli ve dikkatli bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda münferit söylem ve uygulamalara yer verilmemelidir." ifadesi kullanıldı.Devletin aldığı ve alacağı tedbirlere ilişkin tamimlere uyulmasının önemli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, yükseköğretim kurumlarında koronavirüse yönelik süreçte YÖK'ün koordinasyonunda devletin konuya ilişkin almış olduğu ve alacağı kararlar çerçevesince hareket edileceği vurgulandı. Yükseköğretim kurumlarından koronavirüsle ilgili süreçleri yürütecek bir rektör yardımcısının belirlenmesi istendiği aktarılan açıklamada, bu kişilerin isimlerinin başkanlığa iletildiği, bu kişilerle YÖK arasında sürekli ve doğurdan ilişki tesis edildiği belirtildi. YÖK Yürütme Kurulunun bugün YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığında toplandığı, alınan kararların üniversitelere gönderildiği ifade edilen açıklamada, kararlara da yer verildi. Alınan kararlar şöyle: - Yükseköğretim üst kuruluşlarında başkan, başkan vekili, yürütme kurulu üyeleri, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, genel sekreter, genel sekreter yardımcısı, daire başkanı, basın ve halkla ilişkiler müşaviri ile hukuk müşaviri hariç olmak üzere 60 yaş ve üzerinde bulunanlar ile hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelli çalışanlar, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı gruplar (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren 12 gün idari izinli sayılacak. - Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelden rektör, rektör yardımcısı, dekan, enstitü, yüksekokul, konservatuar, meslek yüksek okulu ve bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürleri hariç olmak üzere 60 yaş ve üzerinde bulunanlar ile hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelli çalışanlar, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı gruplar (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren 12 gün idari izinli sayılacak, okul öncesi ve ilköğretimde çocuğu bulunan kadın akademik ve idari personelin yıllık izin taleplerinin karşılanacak, yıllık izin hakkı bulunmayanlar için mazeret izinleri kullandırılacak, diğer akademik ve idari personelin izin talepleriyle ilgili olarak meri mevzuat çerçevesinde işlem yapılacak.- Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelin önceden planlanmış olanlar dahil olmak üzere tüm yurt dışı çıkışları ikinci bir duyuruya kadar iptal edilecek, zorunlu ve ivedi durumlarda talebin Üniversite Yönetim Kurulu kararı ekinde, 12 Mart 2020 tarih ve 2020/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelge uyarınca değerlendirilmek üzere Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderilecek. - Yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim, akademik değişim programları, sosyal ve kültürel faaliyetler, spor müsabakaları gibi çeşitli kapsamdaki, akademik veya idari personel ya da öğrenci katılımlı bütün yurtdışı faaliyetler (önceden planlanmış olanlar dahil) ikinci bir duyuruya kadar iptal edilecek. - Örgün eğitim programlarına devam eden tüm ön lisans ve lisans öğrencileri gibi sağlık, öğretmenlik, fen ve mühendislik programlarından staj, intörnlük ve uygulamalı eğitimleri olan ön lisans ve lisans öğrencilerinin de eğitimlerine ara verilecek. - Tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık öğrencileri hariç tüm lisansüstü öğrenciler de bu kapsamda değerlendirilecek. - Uzaktan öğretimle ilgili usul ve esaslara göre açılmış, halihazırda uzaktan eğitimle yürütülmekte olan programlar, uygulamalı ve yüz yüze eğitimleri hariç olmak üzere eğitimlerine devam edecek. - Yabancı dil hazırlık sınıflarındaki eğitimin uzaktan erişim yoluyla sunulmakta olan kısmının sürdürülüp sürdürülmemesi hususu yükseköğretim kurumlarınca değerlendirilecek, sınavları ise eğitim öğretime ara verme kararının kaldırılmasından sonra planlanacak. - Öğrenciler (Türk ve yabancı uyruklu) yurt dışına çıktıkları takdirde, dönüşte pandeminin durumuna göre sorun yaşayabilecekleri, uçuşlarının iptal olabileceği, döndüklerinde en az 14 gün eğitime devam edemeyebilecekleri ve başkaca sorunlar yaşayabilecekleri hususunda yükseköğretim kurumlarınca bilgilendirilecek. - Mevlana veya Erasmus gibi değişim programları kapsamında yurt dışında olup yurda dönen öğrencilerin ders intibakları hususunda mağduriyet yaşamamaları için gerekli tedbirler yükseköğretim kurumlarınca alınacak. - Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan Yurt Dışı Yabancı Dil Eğitimi, Mevlana, Proje Tabanlı Mevlana programları ile ilgili çağrılar iptal edilecek. - Tıp fakültesindeki intörnler gerektiğinde, gönüllü olarak talep etmeleri ve üniversitece uygun görülmesi halinde sağlık hizmet sunumunda görev alabilecek. - Yükseköğretim kurumlarında süreçlerin etkin ve dinamik olarak yürütülebilmesi için konuya ilişkin belirlenmiş olan rektör yardımcılarının başkanlığında komisyon oluşturulacak, öğrencilerle iletişim ve takip sistemi gözden geçirilerek güncellenecek, akademik ve idari personel ile öğrenciler kurumlarınca düzenli olarak gelişmeler hakkında bilgilendirilecek. - Dünyadaki yükseköğretim sistemlerindeki gelişmelerle paralel olarak özellikle son yıllarda başlatılan "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamındaki deneyimler, 120 üniversite bünyesinde bulunan uzaktan eğitim araştırma ve uygulama merkezleri ile 2 milyondan fazla öğrenciye uzaktan eğitim imkanı veren üniversitelerin yetkinlikleri ve bunun için gerekli olan altyapıları dikkate alınarak dijital ortamda dersler verilebilmesine imkan sağlamak için üniversitelerin talep ve teklifleri alınacak. Açıklamada, "Yeni YÖK olarak, şeffaflığa verdiğimiz önem çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz." ifadesine yer verildi. Read the full article
0 notes
turknews · 5 years
Text
Marmara Üniversitesi'nden İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili açıklama
Marmara Üniversitesi'nden İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili açıklama
Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK)’ün Şehir Üniversitesi kararına ilişkin açıklamada bulundu.
Açıklamada, “Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 19.12.2019 tarihli toplantısında “Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun 17.12.2019 tarihli inceleme raporu ve 18.12.2019 tarihli kararı değerlendirildiğinde; İstanbul Şehir Üniversitesi’nin mevcut mali durumu itibariyle eğitim-öğretim…
View On WordPress
0 notes
haberoldu-blog · 6 years
Text
Prof. Dr. Çelik, İMÜ'ye rektör olarak atandı
https://haberoldu.com/prof-dr-celik-imuye-rektor-olarak-atandi
Prof. Dr. Çelik, İMÜ'ye rektör olarak atandı
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan kararda Medeniyet Üniversitesine rektör atamasının yapıldığına yer verildi.
    Peki İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Gülfettin Çelik kimdir? 
Prof. Dr. Gülfettin Çelik, 1987 yılında İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Osmanlı maliyesi alanındaki çalışmasıyla 1989 yılında yüksek lisans ve Osmanlı sosyo-ekonomik yapısı alanındaki çalışmasıyla da 1994 yılında doktora derecelerini aldı.
    Çelik, 1995 yılında Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak başladığı akademisyenlik hayatında, lisans ve lisansüstü eğitim programlarında iktisat tarihi, iktisadi düşünce, karşılaştırmalı iktisat tarihi, ekonomik sistemler, toplumsal tarih ve kurumlar tarihi alanlarında dersler verdi. Yüksek lisans ve doktora düzeyinde tez çalışmaları yönetti; ayrıca pek çok akademik – sosyal proje ve araştırma çalışması gerçekleştirdi.
Çelik, 2010-2011 yılları arasında Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcılığı, 2009-2010 yıllarında Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi kurucu dekanlığı yaptı. Ayrıca İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi kurucu dekanı (2011-2013) ve yine aynı üniversitede Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı (2011-2014).
2013- 2016 arasında TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyeliği, TÜBİTAK Etik Kurulu Başkanlığı, Araştırma ve Yayın Etiği Kurul Üyeliği yapan Çelik, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasındaki süreçte Dicle Üniversitesi Rektörlüğü görevini üstlendi.
2016’dan bu yana YÖK- Denetleme Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Gülfettin Çelik, 22 Kasım 2018 tarihi itibariyle, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü olarak atandı.
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
egitimgazetesi · 5 years
Text
Tıp, sağlık ve mühendislik programları her yıl denetlenecek
Tumblr media
YÖK, tıp, sağlık ve mühendislik programlarının eğitim kalitesi açısından her yıl denetleneceğini bildirdi. YÖK tarafından yapılan açıklama şöyle; "YÖK, yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için üç parametreye önem veriyor: "Girdi esaslı düzenlemeler, süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler". Son yıllarda girdi esaslı bir dizi yeniliğe imza atıldı. Toplumun bütünü tarafından kabul gören Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, Öğretmenlik Programları için ilk defa getirilen başarı sıralaması şartı, bu konuda YÖK'ün attığı en radikal adımlardan biridir. Çıktı kontrolü için başlattığı girişim ile bağımsız bir Kalite Kurulu kuruldu. 2019 yılında YÖK tarafından kalite konusunda geçmiş yıllarda alınan kararlara ilave olarak bir dizi iyileştirmeye yönelik karar daha devreye girecek.
İşlevsel Eğitim ve Asgari Kazanımlar
Yeni YÖK, lisansüstü programlarının olduğu kadar lisans programlarının da değişen akademik ve sosyal hayata uyum sağlamasını, daha işlevsel ve öğrenci odaklı sürdürülmesini istiyor. Bu bağlamda üniversitelerin ilgili lisans programlarında yeni gelişmelerin takip edilerek farklı yöntemlerle müfredatın zenginleştirilebilmesi önemlidir. Müfredatın kazanımlarının elde edilebilmesi için de öğretim üyelerinin en azından asgari sayıda kısmının ilgili alandan olması çok önemli. Bu bağlamda alınan diplomaların doğrudan meslek icrasına izin verdiği Mühendislik ve Sağlık Alanlarından başlayarak belirli programlarda öğrenci alabilmek için sağlanması gereken asgari öğretim üyesi sayısı ve bunların uzmanlık alanları, ayrıca asgari laboratuvar ve gerekli olan diğer imkanlar belirlendi. YÖK Başkanı Saraç, konuya ilişkin şunları açıkladı:
Asgari koşullar belirlendi
Mühendislik lisans programlarıyla Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık ve Sağlıkla ilgili ilişkili diğer programlarda öğrenci alabilmek ve eğitimi sürdürebilmek için gerekli asgari koşullar belirlendi. Asgari koşullar, ilgili alanda öğrenci alabilmek için gerekli olan en az öğretim üyesi sayısını ve bunların anabilim dalı veya uzmanlık alanlarını; ayrıca asgari laboratuvar, kütüphane alanları, sosyal olanaklar gibi konuları içeriyor. Asgari koşullar, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılı için kontenjan taleplerinin değerlendirilmesinde de göz önünde bulundurulacak.
Hedefimiz "Daha Kaliteli Eğitim"
Yeni YÖK olarak geçtiğimiz yıllarda kalite odaklı pek çok iyileştirmeler yaptık. Üniversitelerimizin kendi marka değerlerini oluşturması, ulusal ve uluslararası alanda kendini gösterebilmesi için pek çok düzenleme yaptık. Bütün bunlar yaşanırken lisans eğitimi için de her bir alanda bulunması gereken farklı standartlar ve bu standartların geliştirilmesi de gözardı edilemez. Çeşitlilik ve işlevsellik için bazen bir programda çok sayıda farklı alanlardan akademisyenler gerekmektedir. Bu çerçevede disiplinlerarası programlar da önemlidir ve bunun önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bununla birlikte çeşitlilik ne kadar çok olursa olsun ilgili programlarda asgari koşullar sağlanmadan programların yürütülmesi de mümkün değildir. Bu konuda en önemli unsur, yeterli sayıda "ehliyetli ve liyakatli hoca" unsurudur. Elbette bu tek başına yetmez; ilave olarak laboratuvar ve kütüphane alanları ile bunların içlerinin gereğince donatılması da gerekiyor.
Eğitim, sadece derslik ve derslerden ibaret değildir
Yeni YÖK olarak öğrencilerimizin üniversite ortamında öğretim üyeleriyle çeşitli platformlarda bir araya gelmelerini istiyoruz. Üniversite kültürünün oluşabilmesi için öğrenci ve öğretim üyesi, kampüste birlikte vakit geçirebilmeli, birlikte projeler ve toplantılar düzenleyebilmeli, sosyal faaliyetler gerçekleştirebilmelidir. Öğretim üyelerinin başka yerlerden görevlendirmeyle geldiği, öğrencilerin hiç bir sosyal olanağının olmadığı, akademik çalışmaların yürütülmediği, bir nevi yüksek lise olarak devam eden Apartman Üniversite kavramı doğru değil. Standartları geliştirirken süreçleri de takip edeceğiz. Bu bağlamda hem Yükseköğretim Kalite Kurulu hem de Yükseköğretim Denetleme Kurulu ile de birlikte çalışıyoruz. Üniversitelerimizin fiziki mekanları ve sosyal imkanları da laboratuvarları kadar önemli.
Asgari Mekan Standartları kontenjanları belirlemede rol oynayacak
Yeni YÖK olarak iki yıl önce vakıf yükseköğretim kurumlarımızın öğrenci alabilmeleri için Asgari Mekan Standartlarını yayımlamış idik. Halihazırda derslikler ve laboratuvarların yanı sıra yemekhane ve kütüphane olanakları, sosyal alanlar da yakından takip ediyor ve kontenjanları buna göre planlıyoruz. Alınan kararların süreçlere katkısını da gözlemliyoruz. Üniversitelerimiz yeni alanlar oluşturuyor, öğrencilerimizin kampüs memnuniyeti artıyor.
Dekanlar ve Öğretim Üyeleri ile çalışıldı
Her kararda olduğu gibi bazı programlar için Asgari Koşulların belirlenmesi sürecinde de çeşitli üniversitelerimizden dekanlarımız ve öğretim üyelerimizle çalıştık. Üniversitelerarası Kurul'dan da görüş alındı. Ülkemizin çeşitli yerlerindeki üniversitelerimizde yürütülen programların mevcut durumu da gözden geçirildi. Bu seneki önceliğimiz, uygulama ağırlık olan bu iki alan. Halihazırda mühendislik ve sağlıkla ilgili ve ilişkili lisans programları için yapılan düzenleme, yakın zamanda önlisans programları için de yapılacak.
Asgari Koşullar Üniversitelere bildirilecek
Asgari koşullarda gerek sağlık ve gerekse mühendislik programlarında aranan öğretim elamanı şartlarında, diğer taraftan da alt yapı ve laboratuvar şartlarında yeni tanımlamalar getiriliyor. YÖK bu şartlara uygun olmayan tekliflere olumlu yaklaşmayacak.
Sağlık ve Mühendislik programları eğitim kalitesi açısından denetlenecek
Asgari eğitime başlama ve eğitimi sürdürme koşulları yenilenen sağlık ve mühendislik programları, eğitim kalitesi açısında da her yıl denetlenecek. YÖK bu denetlemelerde Yükseköğretim Kalite Kurulu, Dekanlar Konseyi, Yükseköğretim Denetleme Kurulu ve alanlarında temayüz etmiş bilim insanlarından yararlanacağını açıkladı. Bu denetleme ve değerlendirmelerin Kamu adına ve Kamu yararı maksadıyla olacağını ifade eden YÖK Başkanı, önceliklerinin öğrencilerin "kaliteli eğitim" almaları olduğunu söyledi. Bu değerlendirme sonuçlarını kamuoyu ile paylaşılmasını hedeflediklerini ve en iyi denetlemenin sistemin kendi kendisini denetlemesi olduğunu bunun için de şeffaflığın vazgeçilmez bir koşul olduğunu ifade etti.
Eğitime başlama ve eğitime devam için asgari standartları geliştirilen programlar:
Sağlık alanlarında: Tıp Eczacılık Diş Hekimliği Acil Yardım ve Afet Yönetimi Beslenme ve Diyetetik Çocuk Gelişimi Dil ve Konuşma Terapisi Ebelik Ergoterapi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Gerontoloji Hemşirelik İş Sağlığı ve Güvenliği Odyoloji Ortez Protez Perfüzyon Sağlık Yönetimi Sosyal Hizmet Mühendislik Alanlarında: Bilgisayar Mühendisliği Bilişim Sistemleri Mühendisliği Biyoloji Mühendisliği Biyomedikal Mühendisliği Biyomühendislik Cevher Hazırlama Mühendisliği Çevre Mühendisliği Elektrik Mühendisliği Elektrik-Elektronik Mühendisliği Elektronik Mühendisliği Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Endüstri Mühendisliği Endüstri ve Sistem Mühendisliği Genetik ve Biyomühendislik Gıda Mühendisliği Hidrojeoloji Mühendisliği İnşaat Mühendisliği İşletme Mühendisliği Jeofizik Mühendisliği Jeoloji Mühendisliği Kimya Mühendisliği Kimya Mühendisliği ve Uygulamalı Kimya Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Kimya ve Süreç Mühendisliği Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Maden Mühendisliği Makina Mühendisliği Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Malzeme Mühendisliği Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Nanoteknoloji Mühendisliği Polimer Mühendisliği Tekstil Mühendisliği Yazılım Mühendisliği Read the full article
0 notes