#Uluslararası Ticaret ve Finansman
Explore tagged Tumblr posts
uluslararasiuniversite · 2 years ago
Text
Uluslararası Ticaret ve Finansman
Uluslararası Ticaret ve Finansman, farklı ülkeler arasında mal ve hizmetlerin alım-satımının gerçekleştiği, uluslararası piyasaların ve ekonomik ilişkilerin yönetildiği bir alandır. Bu alan, uluslararası işletmelerin, hükümetlerin ve finansal kurumların faaliyetlerini kapsar. Uluslararası ticaret, dış pazarlara erişim, ihracat ve ithalat süreçlerini içerirken, uluslararası finansman, işletmelerin ve yatırımcıların uluslararası projeleri finanse etme, risk yönetimi, döviz kurları ve faiz oranları gibi konularla ilgilenir. Bu alanda çalışanlar, küresel ekonomik trendleri takip eder, uluslararası ticaretin ve finansmanın yasal ve düzenleyici yönlerini anlar ve uluslararası iş yapma süreçlerini yönetir. Uluslararası Ticaret ve Finansman, küresel rekabetin arttığı günümüzde işletmelerin başarıya ulaşmasını sağlayan stratejik bir öneme sahiptir ve küresel ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkıda bulunur.
0 notes
egitim-ve-is-hayati · 22 days ago
Text
Çağrı Koray Öztopçu Kimdir? Çağrı Koray Öztopçu, 26 yıllık bankacılık tecrübesiyle Türkiye finans sektörünün önde gelen isimlerinden biridir. 2020 yılından bu yana Garanti BBVA Tüketici F...
0 notes
gecedenkalmayiz · 4 months ago
Note
Hangi bölüm okuyorsun
Uluslararası ticaret ve finansman
0 notes
paravesiyaset · 5 months ago
Text
Tumblr media
Osmanlı'nın neden çöktüğü, biraz tarih bilgisi olanlar tarafından zaten bilinmektedir. Osmanlı'nın çöküş sebepleri nelerdi?  çoğunluğumuz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz ve Amigo gibi taraf tutuyoruz, ancak kaderimiz değişmiyor. Türkiye neden sürekli olarak engellere çarpıyor? Bu yazıyı okumak için birkaç dakikanızı ayırmanızı rica ediyorum.
Osmanlı nasıl battı batma sebepleri nelerdi:
Ekonomik ve siyasi çöküşümüzün kronolojisi nasıl mı oldu? Geriye dönüp baktığımızda, Osmanlı Devleti'nin son iki yüz yılı sürekli yenilgilerle geçti. Her yenilginin ardından "barış" adı altında bir anlaşma imzalanırdı. Bu anlaşmalar, toprak kayıplarını kabul etmek ve askeri, ekonomik ve politik alanda dayatmalara boyun eğmek zorunda kalmak anlamına geliyordu.
Her barış anlaşması aslında bir sonraki savaşın kaybını ve yeni tavizlerin verilmesini hazırlıyordu. Osmanlı'nın yenilgilerinin temel sebebi, bilim ve teknoloji alanında çağın gerisinde kalmasıydı. Bu alanda geri kalmak, verimli üretimden uzaklaşmaya ve uluslararası rekabette geride kalmaya, dolayısıyla dışa bağımlılığa yol açtı. Dış güçler de bu zafiyetimizden faydalanıyordu.
Osmanlı'da enflasyon, 16. yüzyıldan itibaren para değerinin düşmesi, fiyat artışları ve yüksek enflasyonla kendini gösterdi. Halk bu durumun yükünü omuzlarında hissetti ve devlet, para bulabilmek adına vergileri sürekli artırdı.
Osmanlının batma sebepleri bütçe açıkları:
Böylelikle, toplumu destekleyen köylüler ezilmeye başladı ve Osmanlı İmparatorluğu 17. yüzyılda büyük bütçe açıklarıyla karşı karşıya kaldı, bu açığı kapatmak için borç aramaya başladı. 1784'te Fas'tan, 1789'da ise Hollanda'dan borç talep ettiler, ancak bu çabalar sonuçsuz kaldı. Parasızlık, Osmanlı'yı diz çöktürdü. Borç bulamayınca, Osmanlı paradaki altın ve gümüş oranını azaltarak paranın değerini düşürdü; adeta para basıyordu ve gümüş miktarı azalan paralar o kadar inceydi ki, halk arasında "paraya pul oldu" tabiri ortaya çıktı. Nihayetinde, para sıkıntısı Osmanlı'yı Batı'ya karşı diz çökmeye zorladı.
1838'de İngiltere ile yapılan Baltalimanı Ticaret Anlaşması, Osmanlı'yı bir açık pazar haline getirdi. Açık pazara dönüşen Osmanlı, giderek üretimden uzaklaştı ve bir tüketim toplumuna dönüştü, bu da kötü gidişi daha da hızlandırdı.
Osmanlının batma sebepleri Galata bankerleri:
Sultanlar, çözümü Galata Bankerleri ve dünya çapında ünlü tefeci Rothschild ailesinden borç almakta buldular. Bankerler, büyük devletlerin garantisi ve denetimi olmaksızın yeni borç vermeye isteksizdiler; bu nedenle 1854'ten itibaren İngiltere ve Fransa gibi Avrupa devletleri sahneye çıktı. Her borç alışımızda yeni ödünler vermek zorunda kalıyorduk; 1856'da yabancı sermaye yatırımlarına izin verildi ve böylece yabancılar ülkede değerli ne varsa satın almaya başladılar. Bu da yetersiz kalınca, Osmanlı 1867'de yabancılara toprak satışına izin verdi. 1876'da II. Abdülhamit tahtta oturduğunda, devlet zaten iflas etmiş ve borç ödemelerini durdurmuştu.
Osmanlı batma nedenleri Duyun-u umumiye:
Abdülhamit'in tahttan indirilme veya ruhi çöküntü bahanesiyle hapsedilme endişesi, finansal kaynak bulunamazsa bu sonun kaçınılmaz olduğu düşüncesini doğurmuştu. Bu endişeyle "Ulu Hakan", Batı'ya boyun eğdi ve 20 Aralık 1881'de Avrupalı alacaklılarla Duyunu Umumiye İdaresi'ni oluşturan Muharrem Kararnamesi'ni imzaladı.
Doğu Rumeli'den elde edilen tuz, tütün, alkol, ipek, balıkçılık ve damga vergilerinin tahsilatı Duyunu Umumiye İdaresi'ne bırakıldı. Avrupalı devletler, Osmanlı'nın ana gelir kaynaklarını ele geçirdiklerinde, borç ödemelerini garanti altına alan bu denetim mekanizması sayesinde finansman musluklarını yeniden açtılar. Bu durum, II. Abdülhamit'in 1877'den 1908'e kadar olan dönemde tam 13 kez daha borç anlaşması imzalamasına yol açtı. Her yeni borç, devletin durumunu daha da kötüleştirdi ve "Ulu Hakan"ın 33 yıllık iktidarında Osmanlı Devleti, Tunus, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ ve Romanya'yı içeren bugünkü Türkiye'nin iki katı büyüklüğünde toprak kaybetti.
Osmanlı'nın temel sorunu, bilim ve teknolojiyle bağını koparması ve bunun sonucunda yaşanan üretimsizlikti. Üretimsizlikten kaynaklanan dışa bağımlılık, kaybedilen savaşlar, artan vergiler, hayat pahalılığı ve enflasyon gibi sorunlar halkın omuzlarına yüklenmekteydi. Dayanılmaz şartlar altında, isyanlar patlak verir ve zaman zaman Yeniçeriler, halkın isyanlarına öncülük ederdi.
Osmanlı batma nedenleri, Osmanlı yönetim sistemi tek adam rejimiydi.
Meşrutiyet, yani meclisli yönetim denenmiş ancak başarısız olunca hızla tek adam rejimine geri dönülmüştü. Her ortaya çıkan krizde, halk doğal olarak sorumluluğu iktidardaki tek adama yüklüyordu. Tek adam, iktidarını korumak için zaman zaman bazı vezirlerini feda ederken, çoğu zaman tahtıyla birlikte hayatını kaybediyordu. Bu nedenle, özellikle II. Abdülhamit gibi padişahlar, ekonomik isyanları önlemek amacıyla sürekli borçlanmayı tercih etmişlerdi. İktidarda kalabilmek adına yapılan yeni borçlanmalar, krizi sadece ertelemekte ve borç yükü gelecek nesillere aktarılırken devlet giderek zayıflamaktaydı.
"Dış güçler den borç almak zorunda kalındığı için onlarla iyi ilişkiler kurmak ve dayatmalarına boyun eğmek gerekiyordu. Bu yüzden devlet, savaşmadan toprak kaybetmeye başlamıştı. Kötü gidişat, dönemin en eğitimli kişileri olan din alimleri tarafından dinden uzaklaşmaya bağlanmıştı. Herkes, Müslümanların refah içinde yaşadığı Asr-ı Saadet'e geri dönmeyi arzuluyordu. Bu amaçla, Peygamber döneminin örf ve adetleri ile hukuk ve devlet düzenine dönülmesi gerektiği düşünülüyordu.
"Allah'ımız var" düşüncesiyle, daha çok dua edilerek sorunların çözüleceği sanılıyordu. İnsanlar, kendi hatalarını dua yoluyla Allah'a havale edip çözümü O'ndan bekliyorlardı. İslam dininin bu yanlış yorumu, halkı taassuba sürükleyerek toplumun bilim, eğitim ve üretimden kopmasına neden olmuştu.
Bu durumda, "dış güçler"den alınan borçlar verimli bir şekilde kullanılamamıştı. Paranın büyük bir kısmı önceki borçları ödemek için harcanıyordu. Geri kalan para ise, üretim odaklı yatırımlara yönlendirilemiyordu. Çünkü padişah, tahtını koruyabilmek için etrafında kendisini destekleyecek yandaşları beslemek zorundaydı.
Osmanlı batma nedenleri rüşvet, yolsuzluk, komisyon, adam kayırma, israf:
Rüşvet, yolsuzluk, komisyonculuk, adam kayırma ve israf, Osmanlı Devleti'nde hızla yayılmıştı. Devletin görkemini sergilemek için borçlanılarak Boğaz'da saraylar inşa ediliyor ve para adeta betona gömülüyordu. Sonuç olarak, azaltılması gereken borçlar, yeni borçlarla sürekli artıyor ve Osmanlı, borçlarının faizlerini ödeyemez hale geldiğinde iflas etti. Osmanlı Devleti, 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Barış Antlaşması ile tarih sahnesinden çekildi. Sevr Barış Antlaşması'nda "Osmanlı Devleti" ifadesine yer verilmezken, tüm hükümlerde "Türkiye" ifadesi kullanılmıştır.
Genç Türkiye borç batağından nasıl çıktı:
Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki bir grup kahraman, Anadolu halkının fedakarlıklarıyla Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandırarak, yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Lozan Antlaşması ile yabancılara tanınan imtiyazlardan ve kapitülasyonlardan kurtulduk. Gümrüklerimizi ve ticaretimizi kendi kontrolümüze aldık. Kalkınmamız için hayati öneme sahip olan bankaları ve demiryolları gibi stratejik kurumları millileştirdik. Tarımsal üretimi artırarak gıda güvenliğini sağladık ve aç halkımızı doyurduk. Olabildiğince az borçlanarak ve çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almadan, Osmanlı'dan devraldığımız borçları ödemeye başladık. Yeni sanayi yatırımlarıyla yerli ve milli üretime geçiş yaptık. Ancak en önemli başarımız; "Tek adam" yönetiminden kurtulmaktı. "Tek adam" rejimi, dış güçlere karşı en zayıf yönetim biçimiydi; tek bir kişinin kişisel çıkarları için taviz vermesi, tüm bir ulusu zayıflatabilirdi.
Atatürk, çözümü mecliste buldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın tüm kesimlerini temsil ederek, dış baskılara karşı direnişimizin en güçlü dayanağı oldu. Ülke artık Cumhuriyet ile yönetiliyor, halk kendi kaderini belirleme hakkına sahipti. Atatürk'ün belirlediği ilkeler (6 Ok) etrafında kenetlenen halk, büyük bir azimle çalıştı. Hep birlikte toplumsal bir başarı elde ettik ve ülke, 15 yıl içinde yüz yıllık bir sıçrama yaptı. Fakat ne yazık ki bu parlak dönem, Atatürk'ün yaşamı ile sınırlı kaldı.
Menderes dönemi
Lord Curzon, Lozan görüşmeleri sırasında İsmet İnönü'ye, masada verdiklerini ekonomik zorluklar içindeyken geri alacaklarını söylemişti. Gerçekten de öyle oldu. İsmet İnönü, 1939'da İkinci Dünya Savaşı'nın başında güvenlik endişesiyle İngiltere ve Fransa ile üçlü ittifak anlaşması imzaladı ve savaş sonrasında Sovyet tehdidi altında ABD'ye yakınlaştı. 14 Şubat 1947'de Türkiye Dünya Bankası'na, 11 Mart 1947'de ise IMF'ye katıldı.
Truman Doktrini ve Marshall Planı kapsamında ABD ile yapılan ikili anlaşmalarla askeri, ekonomik ve eğitim alanlarında tavizler verilerek emperyalizme kapı aralandı ve Menderes Hükümetleri bu kapıdan hızla geçti.
Menderes döneminde Türkiye, ABD'nin sadık müttefiki olurken, aynı zamanda borç altında ezildi. 1956'da Rockefeller'ın ABD Başkanı Eisenhower'a yazdığı mektupta Türkiye'nin "oltada yakalanmış balık" olduğunu ve bu nedenle yem ihtiyacının olmadığını belirtmesiyle borç para akışı kesildi ve Türkiye, Osmanlı dönemindeki gibi yeniden para krizine sürüklendi. Menderes'in para bulmak için Sovyetlere yönelmesi, yaşanan ekonomik kriz ve otoriterleşmenin yarattığı memnuniyetsizlik, 1960 darbesiyle sonuçlandı.
Türkiye, Menderes'le birlikte emperyalizmin oltasına bir kez daha takıldıktan sonra bir daha kurtulamadı. Dünya devletler arasındaki ilişkiler, siyasi olduğu kadar ekonomik temelli çıkar çatışmaları üzerine kuruludur.
İkinci Dünya Savaşı da dahil olmak üzere, öncesinde devletler ekonomik çıkarları için silaha başvurabiliyordu. İkinci Dünya Savaşı'nın yarattığı yıkım, savaşı devletler arası mücadelenin dışına çıkardı. Ancak mücadele hiçbir zaman bitmedi, sadece boyut değiştirdi. 
Günümüzdeki mücadelede, savaşı kaybettiğinizi ve yenildiğinizi yaşanan ekonomik krizlerle anlıyorsunuz. Her ekonomik kriz sonrası galipler, Osmanlı'ya yapılanların benzeri olarak, ekonomik krizden çıkışın reçetesi altında bir barış anlaşmasını önünüze koyuyorlar. Bu reçeteyle sizden koparılanlar oluyor.
Türkiye de devletçiliğin sonu:
Türkiye, 1970'lerde sürekli ekonomik krizlerle mücadele etti. 1980 öncesinde bir ekonomik savaşı daha kaybettik ve galip taraf, 24 Ocak kararlarını önümüze koydu. Turgut Özal tarafından hazırlanan 24 Ocak kararları, ancak 12 Eylül 1980 Darbesi'nin yarattığı baskıcı ortamda uygulanabildi. Devlet korumasının (sübvansiyonların) tarım ve diğer stratejik sektörlerden çekilmesi ve yapılan devalüasyonla varlıklarımızın %32,7 oranında ucuzlaması, 'kapitalist sisteme entegrasyon' yalanıyla emperyalizme sunuldu.
Böylece, Cumhuriyet tarihinin devletçilik dönemi sona erdi. 1996 yılında, dönemin başbakanı Tansu Çiller, Avrupa Birliği'ne girmiş gibi Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladı ve gümrük duvarlarımız delindi.
24 Ocak kararları ve Gümrük Birliği, 2001 yılında yaşanan ciddi ekonomik krizin temellerini oluşturdu. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan anayasa kitapçığı fırlatma olayı, Türkiye'nin 2001 yılında bir ekonomik savaşta daha yenildiğini kabul etmesine neden oldu. IMF adına Kemal Derviş geldi ve Türkiye'ye 15 adet yasa ile gönderildi:
- Uluslararası Tahkim Yasası - Merkez Bankası Yasası - Bankacılık Yasası - Telekom Yasası - Şeker Yasası - Tütün Yasası gibi;
Bu yasalar, vatandaşı ve üreticiyi dış güçler karşısında zayıflatırken, aynı zamanda onların önünü açtı. Ancak Atatürk'ün mirasının etkisiyle Türkiye'de hâlâ direniş gösteren odaklar vardı.
Emperyalizmin önünde iki engel Ecevit ve Erbakan:
Siyaset sahnesinde, o dönem Altı Ok'un temsilcisi olan Bülent Ecevit liderliğindeki Demokratik Sol Parti (DSP) ve Millî Görüş geleneğinden gelen Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi (RP), emperyalizme karşı siyasi engeller olarak görülüyordu. Bürokraside ise, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri ve Yargı'da görev yapan vatansever personel, savunma alanında önemli bir direnç noktası oluşturuyordu. Savunmanın en son hattında ise Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bulunuyordu.
Türkiye'de yapılan kamuoyu yoklamaları, milliyetçi-muhafazakâr eğilimdeki İslamcı oyların artışını gösteriyordu. Millî Görüş çizgisindeki bir hükümetin gelecekte tek başına iktidara gelme ihtimali, dış güçler için ciddi bir endişe kaynağıydı.
Erbakan'ın liderliğindeki Millî Görüş, sadece ABD'ye karşı değil, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve küresel sermayeye de karşı çıkıyordu. Milli ekonomi yanlısı bir tutum sergiliyordu. Erbakan, siyasal İslam'ın etkisinde olmasına rağmen, Atatürk'ün talimatıyla yazılan Lise Tarih Kitabı'ndan eğitim almış, Osmanlı'nın çöküş nedenlerini ve Cumhuriyet'in nasıl kurulduğunu bilen bir liderdi. Böyle bir yönetimin yeniden iktidara gelmesi, dış güçlerin Türkiye'yi bir sonraki ekonomik savaşta yenilgiye uğratma planlarını zorlaştırabilirdi. Ayrıca, Erbakan'ın Gülen Hareketi'ni onaylamaması, FETÖ'nün Türkiye'deki faaliyetlerini sınırlayacaktı.
Amerikan istihbaratının önde gelen Ortadoğu, Türkiye ve İslam uzmanlarından Graham Fuller, 1990'ların başından itibaren "ılımlı İslam" projesi üzerinde çalışmaktaydı. Fuller, Ortadoğu'da anti-Amerikan radikal İslamcı hareketleri engellemenin ve geriletmenin yolunun, laik sistemleri desteklemek yerine, radikal İslamcı partileri küresel kapitalist sisteme entegre edecek ve onları dönüştürecek bir yaklaşım benimsemek olduğunu savunuyordu. Fuller ayrıca, 1990 yılında Kemalizm'in artık geçerliliğini yitirdiğini ve piyasacı-küreselleşmeci İslam'ın ön plana çıkması gerektiğini öne sürmüştü.
Ilımlı İslam tarih sahnesinde:
Türkiye'deki sol laik partiler Atatürkçülükten koparılıp Milliyetçi-muhafazakâr partiler ise Batı'ya uşak haline getirilip. Atatürkçülükten uzaklaştırılarak  emperyalizmin hizmetine sokulmaları amaçlanıyordu. Erbakan, bu niyeti "ılımlı Müslüman" kavramıyla açıklamaya çalışmıştı. Sonuç olarak, Erbakan liderliğindeki RP-DYP koalisyonu 28 Şubat darbesiyle, Ecevit liderliğindeki DSP-MHP-ANAP koalisyonu ise 2001 krizi sayesinde devrildi.
AKP Dönemi başlıyor: 
AKP, "dış güçlerle" uyumlu çalışacağına söz veren kadrolar tarafından, ılımlı İslam ekseninde, bir proje partisi olarak kuruldu ve iktidara getirildi. AKP, kendi önündeki engelleri yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başladı. TSK, milli menfaatleri ve ülke güvenliğini gerekçe göstererek Hükümete sert muhalefet yapıyordu. AKP, FETÖ ile işbirliği yaparak TSK'daki ulusal güvenlik konusunda hassas duruş gösteren askerleri sistemden uzaklaştırdı. Benzer bir operasyon yargı kurumlarına da yapıldı. Böylece ülkede hükümeti denetleyebilecek bağımsız yargı ortadan kalkmış oldu.
Erdoğan'ın Seçimle gelen TBMM Darbesi:
Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) yetkilerini elinden aldı. 24 Haziran seçimleriyle Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçildi ve TBMM işlevsel açıdan tamamen etkisiz hale geldi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ülkeyi tek başına yönetebiliyor. Böylece Osmanlı'nın "tek adam" sisteminin günümüz versiyonu hayata geçmiş oldu. Ülkede denge ve fren mekanizması kalmadı. Erdoğan, kendi önündeki engelleri kaldırdığını zannederken aslında emperyalizmin önündeki engelleri kaldırıyor.
BOP Projesi Erdoğan ile start alıyor:
Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) eş başkanı olarak yanlış dış politikalar izlemeye başladı. 2003'te Irak'ın ABD tarafından işgaline ve parçalanmasına yardımcı oldu. Irak'ı kaybedince Musul-Kerkük petrollerinden faydalanmak için Barzani'ye sarıldı. Irak'da Barzani hükümeti: Barzani, referandumla bağımsızlığını ilan etti. Irak ve İran ile işbirliği sayesinde şimdilik zor bela bağımsız Barzanistan'ın önü kesilebildi. Benzer bir hatayı Libya'da yaptı. Kıbrıs Barış Harekatı'nda en büyük destekçimiz olan Kaddafi'ye ihanet ederek Libya'nın parçalanma operasyonu NATO'nun İzmir'deki karargahından idare edilmesine izin verdi. Libya ile olan tarihi bağlarımızı kopardı.
Tek adamın en büyük hatası Suriye:
Erdoğan'ın Suriye politikası ağır hatalarla dolu olmuştur. Suriye'nin parçalanmasına destek vermiş, PKK kantonlarının oluşmasına izin vermiş ve 10 milyona yakın mülteciyi ülkeye kabul etmek zorunda kalmıştır. Tüm bu hatalar Türk ekonomisine ağır yük bindirmiştir.
Erdoğan ve açılım süreci:
Erdoğan, PKK ile açılım sürecini başlatarak büyük bir hata yaptı. Bu süreçte PKK'nın şehirlerde güçlenmesine göz yumuldu. PKK, Suriye'nin kuzeyinde kantonlaşma sürecini Türkiye'de de başlatmak istedi ancak güvenlik güçlerinin çabasıyla bastırıldı. Erdoğan, iç ve dış politikada yaptığı hatalardan sonra Avrasya'ya yöneldi, ancak FETÖ tarafından 17-25 Aralık 2013'te "Yargı Darbesi" ve 15 Temmuz 2016'da askeri darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Erdoğan, darbe girişimini savuşturarak kahraman oldu ve önceki hatalarının unutulmasını sağladı.
Türkiye'yi batma nokrasına götürecek olan Sıcak paraya bağımlılıktır.
Erdoğan'ın en büyük hatası ekonomi yönetimindeydi. Denetim mekanizmalarından kurtulurken, emperyalizmin önerdiği ultra-neo-liberal politikaları uygulamaya başladı. Özelleştirme adı altında kamu varlıkları yandaşlara ve yabancılara devredildi. Üretimden kopan ekonomi, tüketime dayalı hale geldi. Borçlanma ve inşaat sektörüne yönelindi. Ekonomi dış kaynaklı sıcak paraya bağımlı hale geldi ve her kriz döneminde kaçınılmaz oldu. Erdoğan'ın iktidarı da dışarıdan bulacağı paraya bağımlı hale geldi, ülkede her şey satılıktı.
Erdoğan iktidarında toprak satışı:
Atatürk, Osmanlı Devleti'nin Batı kaynaklı felaketlerinden ders alarak Türkiye Cumhuriyeti'nde yabancıya toprak satışını son derecede zorlaştırmıştı. 1924 yılında çıkarılan köy kanunu ile yabancıların köylerde arazi ve emlâk almaları yasaklanmıştı. Erdoğan ise 2005 yılında Tapu Kanunu'nda yaptığı değişiklikle yabancılara toprak satış limitini 2.5 hektardan 30 hektara (300 dönüm) çıkarmıştı.
2004 yılında yürürlüğe giren 5177 sayılı kanunla yabancıların maden çıkarması serbest bırakıldı. Artık yabancı gerçek kişiler ve yabancı ülkelerde kendi kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketler de tapu sahibi olabiliyor. Yabancı şirketler, Tüpraş, Telekom, bankalar, maden alanları, limanlar, enerji tesisleri ve derelerin tapularını alabiliyorlar. Bugüne kadar yabancı şirketler, Türkiye'nin yüzölçümünün %17'sine tekabül eden 150 bin kilometrekarelik maden alanı işletme hakkına sahip oldu ve 2002-2011 yılları arasında yabancılara satılan toprak miktarı 18,4 milyon metrekareyi buldu
Arap sermayesine muhtaç bırakılan Türkiye:
Arap sermayesine bağımlı hale geldik, ülkemizin toprakları Araplar tarafından işgal edilmeye başlandı. Erdoğan'ın tarım politikaları nedeniyle Türkiye artık kendi kendine yeten bir ülke değil, temel gıda ürünlerini ithal etmek zorunda. Ekonomik kriz nedeniyle ülkenin dış borcu üç kat artarak 453,2 milyar dolara ulaştı, dolar 30 TL'yi geçti ve enflasyon kontrolden çıktı.
Erdoğan'ın dış güçler masalı: 
Erdoğan, ekonomik krizin dış güçlerin saldırısından kaynaklandığını iddia ederek sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalışmaktadır. Ancak gerçekte Türkiye, üretimden koparak tüketim toplumuna dönüşmesi nedeniyle tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşamaktadır. Enflasyon, işsizlik, yoksullaşma ve ekonomik durgunluk gibi sorunlar hayatlarımızı olumsuz etkilemektedir. Erdoğan, yenilgisinin farkında değildir ve ekonomik krizin geçici kur dalgalanmalarından kaynaklandığını düşünmektedir.
Türkiye'de ekonomik kriz bitti mi?
Ülke ekonomisi sağlam temeller üzerine kurulmadığı için kriz derinleşerek devam edecek. Erdoğan, siyasi geleceğini kurtarmak için yeni borçlar bulmak zorunda kalacak ve bu borçları gelecek kuşaklara aktaracak. İktidarı kaybettiğinde ise geçmiş icraatları sorgulanacak. Türkiye, küresel sermayenin dayatmalarına boyun eğmek zorunda kalacak. Yabancı sermayenin istedikleri gibi reel sektöre yatırım yapmasına karşı değiliz, ancak ucuzlayan varlıklarımıza el koymaları ve iş adamlarımızın iflas etmesi, işçilerimizin ve köylülerimizin yabancı şirketlerde sömürülmesi kabul edilemez. Ülke olarak çok tehlikeli bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Kriz sebebi ile daha da otokratikleşen Bir Erdoğan:
Bir kişinin kendi geleceği için taviz vermesi, bir ülkeyi dize getirebilir. Ekonomik krizle birlikte siyasi kriz de söz konusu. Ekonomik krizin yarattığı yokluk ve çaresizlik, toplumsal hareketleri tetikleyecektir. Bu süreçte Erdoğan'ın daha da otoriterleşme ihtimali yüksektir. Erdoğan, kendisine destek olmayanları "vatan hainliği" ile suçlayabilir. Ülke, bu gerilimli ortamda iç karışıklığa sürüklenebilir. Erdoğan'ın Türkiye'yi düze çıkarması mümkün gözükmemektedir. 22 yıllık icraatın sonunda bu noktaya gelinmişse, bundan sonra da bir şeylerin değişeceğini ummak akıllıca olmaz. Kişinin işi, sözlerine bakılmaz.
Erdoğan iktidarını nasıl koruyor.
Erdoğan'ın 13 seçim kazanmasının temel nedenleri; karizması, medya kontrolü, tarikat ve cemaatler ile muhalefet yokluğudur. Ekonomik krizlerden çıkış ve altyapı yatırımları dar gelirli seçmeni Erdoğan ile özdeşleştirmiştir. Erdoğan'ın yaptığı hatalar göz ardı edilmiş,  Her seçim zaferi iktidarın denetimden kopmasına yol açmıştır.
Türkiye'de medya kontrolü.
Erdoğan, medyayı kontrol altına alarak muhalif sesleri kıstı ve vatandaşların farklı görüşlere ulaşmasını engelledi. Ayrıca, diğer siyasetçilerin yapmadığı şekilde her gün en az bir yerde konuşma yaparak, hazırlanan konuşma metinlerini okuyarak, kalabalıkları büyüledi ve yenilmez bir kahraman imajı yarattı. Buna ek olarak, hakkında yazılan her şeye dava açması ve yazarları işten çıkartması, muhalif kesimin oto-sansür uygulamasına neden oldu.
Tarikat ve cemaatlerin katkısı.
Erdoğan, namaz kılan bir liderdi ve bu halkın hoşuna gitmişti. Tarikat ve cemaatler, Erdoğan'ın liderliğinde büyük bir hareket serbestisi yakaladılar. Artan imam hatip okulları sayesinde kadrolarını genişletiyorlardı. Tarikat ve cemaatlere göre Erdoğan, desteklenmesi gereken bir Osmanlı idi. Atatürk'ün şeriatı ve hilafeti kaldırması, tarikat ve cemaatlerin din anlayışına göre çok büyük bir hataydı. Dış güçler, Atatürk sembolüne saldırılmasını istismar ederek, Orta Asya kaynaklı bir Türk tarikatı Nakşibendiliğin içine sızmayı başarmıştı. Böylece Atatürk'ün emperyalizmle mücadelesi ve Batı'nın karşısında dimdik durması unutturuldu. Bu süreçte, Atatürk'ü karalayan kitaplar çıkmaya başladı. Cumhuriyet karşıtları aniden kahraman ilan edildi.
Sonuçta Atatürk'e "20'nci yüzyılın gördüğü en büyük şeytan" diyen öğretmenler ortaya çıktı. Bu zavallılar Atatürk'e küfür ettiklerini sanırken aslında kendi milletine, kendi devletine küfür ettiğinin, emperyalizmin uşağı olduğunun farkında bile değildi.
Televizyonlar Osmanlı dizileri ile Osmanlı'nın büyüklüğünü vurgulamaya başladı. Örneğin Payitaht dizisinde II. Abdülhamit'in büyük bir lider olarak gösterildiği ancak hatalarından hiç bahsedilmedi, Türkiye'nin 2 katı büyüklüğündeki toprağın nasıl kaybedildiği sorgulanmadı ve "Ulu Hakan"ın milletin topraklarını Yahudilere bile sattığı ifade edilmedi.
II. Abdülhamit, Bağdat-Berlin demiryolu yapımı için rayların geçtiği alanın sağ ve sol yanındaki toprakların mülkiyetini ve buralardan çıkan kaynakların işletim haklarını yabancılara vermişti. Ulu Hakan döneminde demiryolları, madenler, bankalar, su, hava gazı, elektrik, telefon, tramvay, tünel, sanayi kuruluşları, limanlar ve ticaretle ilgili her şey imtiyazlı yabancı şirketlere devredilmişti. Payitaht Dizisi bu hataları kamufle ediyor ve Erdoğan'ın yaptığı benzer hataların görülmesini engelliyordu.
Nakşibendiler Osmanlı'ya benzemeyi çok istiyordu ve sonunda buna kavuştular. Cumhuriyet bir anlamda ortadan kalktı, tek adam sistemine geri dönüldü ve ülkenin ekonomik durumu Osmanlı'nın son dönemlerini andırıyor.
Bu gün Türkiye'de muhalefet partisi yoktur.
Maalesef, bu süreçte en büyük destek muhalefet partilerinden geldi; umut vadeden bir politika veya yol gösterici bir lider ortaya çıkaramadılar. Devlet Bahçeli'nin, her zor durumda Erdoğan'a destek olan MHP'si üzerinde tartışmaya gerek yok. Bahçeli, "Cumhur İttifakı'na katılarak Erdoğan'ın tüm politik mirasını benimsemiş durumda. CHP'ye gelince, dönüşümü Cumhurbaşkanlığı vaadiyle Erdoğan'ın önünü açan Deniz Baykal başlattı. Ardından bir gladyo (FETÖ) operasyonuyla (kaset skandalı) Baykal'ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu geçti.
Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde partideki dönüşüm ivme kazandı. CHP, YENİ CHP projesi aracılığıyla Batı tipi bir sosyal demokrat partiye evrilirken, "6 OK" köklerinden uzaklaştı ve milliyetçi-muhafazakâr seçmenlerden oy kazanma çabası, bu oyların asıl sahibi olan AKP'ye kalmasına neden oldu. HDP'nin meclise girmesinin AKP'yi koalisyona zorlayacağı düşüncesi yanılgılıydı. PKK'nın etkisinden kurtulamayan bir partiye oy verilmesi teşvik edildiğinde, AKP'den ayrılması beklenen oylar ya yerinde kaldı ya da MHP'ye geçti.
Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde, CHP'nin giderek bir kimlik partisine dönüştüğü düşüncesi halk arasında yaygınlaşmaya başladı. Kılıçdaroğlu'nun başlattığı YENİ CHP projesi başarısız oldu. Kılıçdaroğlu, dokuz yılda dokuz seçim kaybetmesine rağmen, bütün kongreleri kazanarak liderlik koltuğunu korumayı başardı.
CHP, sıradan vatandaşlardan iş çevrelerine kadar geniş bir kesimin haklarını temsil ediyordu. CHP'nin kayıpları aslında bu geniş kesimin kaybıydı. CHP yöneticileri, İngiltere Muhafazakâr Partisi'nin benzer durumda yaptığı gibi Kılıçdaroğlu'na aynısını yapamadılar, ya da Kılıçdaroğlu, cömertçe koltuğunu başkasına bırakmadı. CHP'nin seçimleri kaybetmesiyle, seçmenin güveni ve kazanma inancı azaldı. Nihayetinde, seçmen duygusal olarak partiden uzaklaştı.
Taksiciler, berberler, esnaf ve çarşı pazar herkesle konuştuğunuzda aynı şeyleri işitiyorsunuz; "Abi kime oy verelim?" diye soruyorlar. Erdoğan'dan umutlarını kesmişler. Eğer bir umut ışığı görseler, ona sıkı sıkıya sarılacaklar. Hatta Erdoğan'ın yakın çevresi de durumun ciddiyetinin farkında. Hem dış hem de iç politikadaki hatalar ile ekonominin yanlış yönetilmesinin ülkeyi uçurumun kenarına getirdiği görülüyor. Ancak hiç kimsenin lider hakkında konuşmaya cesareti yok; herkes korkuyor.
Öte yandan, Erdoğan'ın çevresi yavaş yavaş boşalıyor ve kendisi de ciddi bir endişe içinde. Artık hiç kimseye güvenmiyor. Otoriter yönetimler zor zamanlarda genellikle aynı çözümlere başvurur. Osmanlı İmparatorluğu da son günlerinde güveni damatlara bırakmıştı. Acil çözümler gerekmektedir; Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük krizle yüz yüze. Erdoğan, 20 yıllık yönetiminin en zayıf dönemini yaşıyor ve iktidarda kalmak için her yolu deneyebilir.
Bu dönemde daha ne tür tavizler verileceğini, nelerin satılacağını veya satılmayacağını hep birlikte göreceğiz. Aslında satılacak pek bir şey kalmadı. Yeni borçlar alarak krizi geçiştirmek, Osmanlı'da olduğu gibi devleti hasta adam pozisyonuna düşürebilir. Atatürk'ün belirlediği çözüm yolu olan 6 Ok'a geri dönüşten başka bir çare görünmüyor. Kendi kaynaklarımızla ayakta durmak zorundayız.
Bu nedenle, siyasi yelpazenin sol kanadında Yeni CHP'yi bir kenara bırakıp, YENİDEN CHP'yi kurmalıyız. Siyasi yelpazenin sağ kanadında ise, içinde ABD bağlantılı finansörlerin bulunmadığı, tamamen milli bir partiye ihtiyaç var.
Sonuç:
Erdoğan döneminin sona ermesi ve devletin temellerinin daha fazla zarar görmemesi gerekmektedir. Tek adam rejimi sonlandırılarak TBMM'nin yeniden işlevsel hale getirilmesi önemlidir. Cumhuriyetin yeniden kurulması için herkesin seçimlerde bu hedefi göz önünde bulundurarak oy vermesi gerekir. En önemlisi ise tarihten ders almaktır. Vatandaşın deyimiyle, tecrübe yenmiş kazıkların toplamıdır. Yediğimiz kazıkları iyi bilmediğimiz sürece daha çok kazık atan çıkabilir. Çözüm ise zaferleri değil, yenilgileri bilmekten geçmektedir.
0 notes
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
BTSO Başkanı İbrahim Burkay:“Pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacağız”
https://pazaryerigundem.com/haber/186844/btso-baskani-ibrahim-burkaypay-ihrac-sureclerine-kisa-sure-icinde-baslayacagiz/
BTSO Başkanı İbrahim Burkay:“Pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacağız”
Tumblr media
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, TEKNOSAB’da, Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle hayata geçirmeyi planladıkları Lojistik Park projesinin Sermaye Piyasası Kurulu’ndan onay aldığını açıkladı. Başkan Burkay, proje kapsamında pay ihraç süreçlerine kısa süre içinde başlayacaklarını söyledi.
BURSA (İGFA) – BTSO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, toplantıda yaptığı konuşmada, yatırım ortamının iyileştirilmesi, finansman seçeneklerinin artırılması ve girişimcilik destek mekanizmalarının geliştirilmesinin önemine değindi. Türkiye’de işletme sermayelerinde ve yeni yatırımlarda ihtiyaç duyulan finansmanın ağırlıklı olarak bankalar tarafından karşılandığını belirten Başkan Burkay, “Bankacılık sektörünün toplam finans içindeki payının çok yüksek olması, finansmana erişimden finansal sistemin sağlığına kadar birçok faktörü etkiliyor. Oysa gelişmiş ekonomilerdeki gibi konvansiyonel yöntemlerin dışına çıkıp fonlamayı çeşitlendirmek önemli. Bu çeşitlilik içinde de Girişim Sermayesi Yatırım Fonları en önemli araçlardan biri.” dedi.
Tumblr media
DÜNYADAKİ DEĞİŞİME GÖRE İŞ MODELİ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak dünyadaki değişimi ve iş yapma modellerini okuyarak, en iyi şekilde uygulamaya çalıştıklarını belirten İbrahim Burkay, Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’yla TEKNOSAB’da Lojistik Park kurulması için başlattıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Geçen hafta Sermaye Piyasası Kurulu tarafından fonun kuruluşu için gerekli onayların alındığını kaydeden Başkan Burkay, önümüzdeki süreçte üyelere yönelik bilgilendirme toplantıları ve en yakın zamanda da pay ihraç süreçlerine start vereceklerini söyledi.
TEKNOSAB’DA DATA CENTER PROJESİ Teknolojinin tüm dünyada hızlı bir değişime neden olduğuna işaret eden Başkan Burkay, “Şirketlerin en büyük sıkıntısı siber güvenlik. Hızlı değişen bir teknoloji. Şirketimizdeki altyapıyı beş yılda bir, yenilememiz gerekiyor. Aksi takdirde zamana ve piyasaya ayak uyduramıyorsunuz. Yine Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle TEKNOSAB’da planladığımız DATA Center projemizi de bu vizyonla kurguladık. TEKNOSAB’taki şirketlerimizin bilgilerini depolaması için alana ihtiyacımız var. Burada ürün değil bilgi depolaması yapacağız. Bu yeni yapı inşallah Türkiye’nin belki en büyük data merkezlerinden birisi olacak. Bilgi İşlem ve Otomasyon Konseyi’mizin de katkılarıyla Bursa’mızı bu alanda da uluslararası bir oyuncu yapacağız.” dedi.
Tumblr media
“HÜCRE ÜRETİMİNDE SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORUZ” Türkiye’nin ve Bursa’nın yenilenebilir enerji alanındaki rolünü güçlendirmek amacıyla yaklaşık 2 yıl önce BB Solar şirketini kurduklarını hatırlatan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “BTSO Enerji Konseyimiz ve komitelerimiz ile istişare ederek yatırımımızı hayata geçirerek, özellikle hücre üretimi konusunda söz sahibi bir konuma yükselmeyi hedefliyoruz. Her üç projede de üyelerimiz girişim sermayesi fonu aracılığıyla yatırımlarını yapabilecekler” dedi.
“REEL SEKTÖRÜN TALEPLERİNİ HER PLATFORMDA İLETİYORUZ” Reel sektörün başta yüksek girdi maliyetleri, finansmana erişim ve rekabetçilikten uzak döviz kurları olmak üzere, mevcut zorluklar karşısında bu dönemi en az hasarla atlatmanın gayreti içinde olduğunu kaydeden Burkay, enflasyon düzeltmesinin firmalara yeni bir vergi yükü getirmeden uygulanmasının kritik önemde olduğunu ifade etti. BTSO olarak üyelerin taleplerini her platformda dile getirdiklerini ifade eden Burkay, “Çözüm yolları bulmak için var gücümüzle çalışıyoruz. TOBB Yönetim Kurulu olarak, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanımız İbrahim Şenel ile yaklaşık 7,5 saat süren bir toplantı gerçekleştirdik. Bu önemli toplantıda, başta enflasyon muhasebesi ve finansmana erişim olmak üzere, reel sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerimizi istişare etme fırsatı bulduk.”
“KONKORDATO TİCARİ ALACAKLARI ETKİLEMEMELİ” Başkan Burkay, bölgesel teşvik düzenlemesinde değişiklik yapılarak 1. bölgede yer alan mevcut firmaların, teknoloji, tevsii, modernizasyon ve otomasyon yatırımlarının desteklenmesinin iş dünyası olarak öncelikleri arasında bulunduğuna işaret etti. Son dönemde konkordato ilan eden firmaların sayısında önemli bir artış olduğunu söyledi. İbrahim Burkay, “Bu kapsamdaki işletmelerin tüm borç ödemeleri donduruluyor ancak bu durum, söz konusu firmanın ticari alacaklıları için farklı sorunlara yol açıyor. Bu durumda ticari alacakların bu sürecin dışında tutulmasını tavsiye ediyoruz. Enflasyon ile mücadele sürecinde sıkılaştırma politikalarının en azından önümüzdeki yılın sonuna kadar süreceği öngörmekteyiz. İşletmelerimiz için 2025 sonuna kadar kısa çalışma ödeneğinin de gözden geçirilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Tumblr media
“KOBİ’LER İÇİN YENİ KGF PROGRAMLARI BAŞLATILMALI” Özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların ihtiyaç duydukları krediye, hem yüksek faiz oranları hem de miktar sınırlamaları nedeniyle ulaşmakta zorluklar yaşadığını dile getiren Başkan Burkay, KOBİ niteliğindeki şirketlerin ayakta kalması için ticari krediler üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını beklediklerini belirtti. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Burkay, küçük ve orta ölçekli işletmeler için Kredi Garanti Fonu bünyesinde yeni garanti programlarının başlatılmasını, kamu borçlarının da yeniden yapılandırılmasını istediklerini söyledi. Türk Eximbank tarafından kullandırılan kredi faiz oranlarının ihracatçıyı destekleyecek şekilde revize edilmesi gerektiğini ve söz konusu kredilerde banka teminat mektubu uygulamasının kaldırılmasının firmalar için kritik önemde olduğuna dikkat çeken İbrahim Burkay, “Özel sektör yatırımlarını teşvik etmek ve sermayeyi doğru alanlara yönlendirmek, finansal sistemimizin de gücünü artıracaktır. Bu perspektifle iş dünyası olarak yatırım önceliklerinin belirlendiği, kaynakların etkin, üretimin verimli, katma değerin yüksek, ticaretin rekabetçi olduğu yapısal reformlara zemin hazırlayan bir Orta Vadeli Programın hazırlanmasını ve uygulanmasını arzu ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.
“KFA FUARCILIK BAŞARI ÇITASINI YÜKSELTİYOR” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yaklaşık 10 yıl önce Türkiye’nin ihracat vizyonunu geliştirmek amacıyla hayata geçirdikleri KFA Fuarcılık projesinin bugün dev organizasyonları gerçekleştiren bir yapıya kavuştuğunu söyledi. İbrahim Burkay, “Bugüne kadar birçok organizasyonu başarıyla gerçekleştiren KFA Fuarcılık olarak şimdi de dünyanın en büyük savunma sanayii buluşmaları arasında yer alan IDEF 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın organizasyonunu üstlendik. Gelecek yıl 22-27 Temmuz tarihinde düzenlenecek fuar, dört farklı alanda eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Yeni yeri ve uluslararası işbirliklerine imkan sağlayacak yapısıyla IDEF, inşallah Türk savunma sanayinin gurur tablosu olacak. KFA Fuarcılık şirketimiz, Bursa markası olarak adını, ulusal ve uluslararası alanda daha da yukarı taşıyacak.” dedi.
Tumblr media
“ŞİRKETLERİMİZİN RİSK YÖNETİMİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, artan küresel ve bölgesel risklerle birlikte ekonominin zorlu bir süreçten geçtiğini belirterek, yakın coğrafyada gelişen ve tüm dünyayı etkileyen savaşların ekonomik etkisinin tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve yüksek enflasyonun oluşturduğu ağır tahribatın iş dünyasının önündeki belirsizlikleri artırdığını ifade etti. Ali Uğur, risk yönetiminin finansmana erişim ve kaynakların etkin kullanımının işletmeler için hayati önem kazandığını da sözlerine ekledi. Meclis toplantısında Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, enflasyon düzeltmesi uygulaması ve iş dünyasına etkilerine ilişkin sunum gerçekleştirdi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
hesaplidukkan1 · 7 months ago
Text
Vozol Toptan Satış İstanbul
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi İhracatçılar
İstanbul'un hareketli ticaret merkezinde, Vozol Toptan Satış, ihracatçılar için güvenilir bir ortak olarak öne çıkıyor. Şirket, Türkiye'nin en iyi ihracatçılarından oluşan seçkin bir ağa erişim sağlayarak müşterilerine dünya çapında rekabet avantajı sağlıyor.
buradan al :
Vozol Toptan Satış, tekstil, ev eşyaları, gıda ve daha fazlası dahil olmak üzere çok çeşitli ürünlerde uzmanlaşmıştır. Müşterilerine, ihtiyaçlarına özel olarak uyarlanmış kapsamlı ihracat çözümleri sunarlar. Şirketin deneyimli ekibi, lojistik, gümrük işlemleri ve uluslararası ticaret düzenlemeleri konusunda rehberlik sağlayarak müşterilerin sorunsuz bir ihracat süreci yaşamasını sağlar.
Vozol Toptan Satış'ın en önemli özelliklerinden biri, müşteri odaklı yaklaşımıdır. Her müşteriye özel bir hesap yöneticisi atanır ve bu da kişiselleştirilmiş hizmet ve sürekli destek sağlar. Şirket, müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara özel çözümler sunmak için zaman ayırır.
Ayrıca Vozol Toptan Satış, rekabetçi fiyatlar ve esnek ödeme seçenekleri sunarak müşterilerine değer katar. Şirket, müşterilerinin bütçelerine uygun çözümler bulmalarına yardımcı olmak için çeşitli finansman seçenekleri sunar.
İstanbul'un ihracat merkezi olarak önemi göz önüne alındığında, Vozol Toptan Satış, küresel pazarlara erişmek isteyen işletmeler için ideal bir ortak haline gelmiştir. Şirketin kapsamlı ihracat çözümleri, müşteri odaklı yaklaşımı ve rekabetçi fiyatları, onu ihracatçılar için güvenilir bir seçim haline getirmektedir.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi İthalatçılar
İstanbul'un hareketli toptan satış sektöründe, Vozol Toptan Satış, ithalat alanında öne çıkan bir isim olarak karşımıza çıkıyor. Şirket, dünya çapındaki güvenilir tedarikçilerle kurduğu sağlam ilişkiler sayesinde, müşterilerine geniş bir yelpazede yüksek kaliteli ithal ürünler sunuyor.
Vozol Toptan Satış'ın en önemli özelliklerinden biri, müşteri odaklı yaklaşımıdır. Şirket, müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara özel çözümler sunmak için özveriyle çalışır. Uzman ekibi, müşterilere ürün seçimi, sipariş verme ve teslimat konularında rehberlik ederek sorunsuz bir alışveriş deneyimi sağlar.
Vozol Toptan Satış'ın ürün yelpazesi, ev eşyalarından elektronik eşyalara, giyimden aksesuarlara kadar çok çeşitlidir. Şirket, en son trendleri takip ederek müşterilerine en popüler ve aranan ürünleri sunar. Ayrıca, özel siparişler için de esnek bir yaklaşım benimser ve müşterilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışır.
İthalat konusundaki uzmanlığıyla Vozol Toptan Satış, müşterilerine rekabetçi fiyatlar ve hızlı teslimat süreleri sunar. Şirket, lojistik operasyonlarını optimize ederek ve verimliliği artırarak maliyetleri düşürür ve bu tasarrufları müşterilerine yansıtır.
Vozol Toptan Satış, İstanbul'un toptan satış sektöründe güvenilir ve saygın bir isimdir. Müşteri odaklı yaklaşımı, geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve hızlı teslimat süreleriyle şirket, müşterilerinin ithalat ihtiyaçları için ideal bir çözüm ortağı olmaya devam etmektedir.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Tedarikçiler
İstanbul'un hareketli toptan satış pazarında, Vozol Toptan Satış, güvenilir ve kapsamlı bir tedarikçi olarak öne çıkıyor. Şirket, geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve olağanüstü müşteri hizmetleriyle tanınıyor.
Vozol Toptan Satış, tekstil, ev eşyaları, elektronik ve daha fazlası dahil olmak üzere çeşitli sektörlere hitap ediyor. Ürünleri, yüksek kalite standartlarını karşılamak için özenle seçiliyor ve en son trendleri yansıtıyor. Şirket, müşterilerine en iyi fiyatları sunmak için tedarikçileriyle güçlü ilişkiler kurmuştur.
Müşteri memnuniyeti Vozol Toptan Satış için en önemli önceliktir. Deneyimli satış ekibi, müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara özel çözümler sunmak için özveriyle çalışır. Şirket, siparişlerin zamanında ve eksiksiz teslim edilmesini sağlamak için verimli bir lojistik sistemi uygulamıştır.
Vozol Toptan Satış, İstanbul'daki toptancılar için güvenilir bir ortak haline geldi. Şirketin kapsamlı ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve olağanüstü müşteri hizmetleri, onu sektörde lider bir tedarikçi yapıyor.
İster yeni bir iş kuruyor olun ister mevcut işletmenizi büyütmek istiyor olun, Vozol Toptan Satış, ihtiyaçlarınızı karşılayacak güvenilir bir tedarikçidir. Şirketin uzman ekibi, size en iyi ürünleri en iyi fiyatlarla sunmak için sizinle birlikte çalışmaya hazırdır.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Perakendeciler
İstanbul'un hareketli ticaret merkezinde, Vozol Toptan Satış, perakendeciler için bir cennettir. Şehrin kalbinde yer alan bu devasa tesis, her ölçekteki işletme için geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır.
Vozol Toptan Satış, giyimden aksesuara, ev eşyalarından elektronik eşyalara kadar her şeyi bünyesinde barındırır. Perakendeciler, en son trendleri ve en çok satan ürünleri rekabetçi fiyatlarla bulabilirler. Tesisin geniş koridorları ve iyi aydınlatılmış sergileri, alışveriş deneyimini kolay ve keyifli hale getirir.
Vozol Toptan Satış'ın en büyük avantajlarından biri, çok çeşitli tedarikçilerle olan güçlü ilişkileridir. Bu, perakendecilerin farklı ürün kategorilerinden yüksek kaliteli ürünleri tek bir çatı altında bulmalarını sağlar. Ayrıca, Vozol Toptan Satış, müşterilerine özel indirimler ve promosyonlar sunarak maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olur.
Perakendeciler ayrıca Vozol Toptan Satış'ın mükemmel müşteri hizmetlerinden de yararlanabilirler. Personel, ürün bilgisi konusunda bilgilidir ve perakendecilerin ihtiyaçlarına göre özel çözümler sunmaya hazırdır. Tesis ayrıca, perakendecilerin siparişlerini kolayca vermelerini ve takip etmelerini sağlayan çevrimiçi bir platform sunmaktadır.
Vozol Toptan Satış, İstanbul'daki perakendeciler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve mükemmel müşteri hizmetleri ile perakendecilerin işlerini büyütmelerine ve karlılıklarını artırmalarına yardımcı olur. İster yeni bir işletme kuruyor olun ister mevcut işletmenizi genişletiyor olun, Vozol Toptan Satış, perakende ihtiyaçlarınız için en iyi çözümdür.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Satış Sonrası Hizmetler
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşterilerine olağanüstü satış sonrası hizmetler sunmasıyla tanınır. Müşteri memnuniyetine olan sarsılmaz bağlılıkları, onları sektörde öne çıkarıyor.
Vozol'un satış sonrası ekibi, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaya ve sorunlarını hızlı ve verimli bir şekilde çözmeye kendini adamıştır. Ürün kurulumundan teknik desteğe kadar her konuda yardım sunarlar. Müşteriler, Vozol'un uzman ekibinin her zaman yanlarında olduğunu bilerek rahatlayabilirler.
Ayrıca Vozol, müşterilerine kapsamlı bir garanti programı sunar. Bu program, müşterilerin satın aldıkları ürünler konusunda gönül rahatlığıyla alışveriş yapmalarını sağlar. Herhangi bir sorun ortaya çıkarsa, Vozol ekibi sorunu en kısa sürede çözmek için çalışacaktır.
Vozol'un satış sonrası hizmetleri, müşterilerin uzun vadeli ilişkiler kurmalarını sağlar. Müşteriler, Vozol'un güvenilirliğine ve desteğine güvenebilirler. Bu güven, tekrar eden işlere ve olumlu müşteri referanslarına yol açar.
Vozol'un satış sonrası hizmetleri, müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır. Müşteriler, ihtiyaçları karşılandığında ve sorunları çözüldüğünde memnun kalırlar. Bu memnuniyet, Vozol'un itibarını güçlendirir ve sektördeki lider konumunu pekiştirir.
Sonuç olarak, Vozol Toptan Satış İstanbul, olağanüstü satış sonrası hizmetleriyle bilinir. Müşteri memnuniyetine olan bağlılıkları, onları sektörde öne çıkarıyor. Kapsamlı garanti programları, uzman destek ekipleri ve uzun vadeli ilişkiler kurma konusundaki kararlılıkları, Vozol'u müşteriler için güvenilir ve değerli bir ortak haline getiriyor.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi İndirimler ve Promosyonlar
Vozol Toptan Satış İstanbul, toptancılar ve perakendeciler için en iyi indirimleri ve promosyonları sunan önde gelen bir toptan satış merkezidir. Geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve olağanüstü müşteri hizmetleri ile bilinir.
Vozol Toptan Satış İstanbul, ev eşyalarından kırtasiye malzemelerine, gıda ürünlerinden temizlik malzemelerine kadar çok çeşitli ürünler sunar. Ürünleri, Türkiye'nin en iyi üreticilerinden ve tedarikçilerinden özenle seçilmiştir ve en yüksek kalite standartlarını karşılar.
Şirket, müşterilerine önemli ölçüde tasarruf etmeleri için düzenli olarak indirimler ve promosyonlar sunar. Toplu alımlarda özel indirimler, sadakat programları ve sezonluk satışlar, müşterilerin bütçelerini korumalarına yardımcı olur.
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşteri memnuniyetine büyük önem verir. Deneyimli satış ekibi, müşterilerin ihtiyaçlarını anlamalarına ve doğru ürünleri seçmelerine yardımcı olmak için her zaman hazırdır. Şirket ayrıca hızlı ve güvenilir teslimat hizmetleri sunarak müşterilerin siparişlerini zamanında almalarını sağlar.
İstanbul'un kalbinde elverişli bir konumda bulunan Vozol Toptan Satış İstanbul, toptancılar ve perakendeciler için ideal bir alışveriş merkezidir. Geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları ve olağanüstü müşteri hizmetleri ile şirket, müşterilerine başarılı işletmeler kurmaları ve büyütmeleri için ihtiyaç duydukları her şeyi sunar.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Ödeme Yöntemleri
Tumblr media
Vozol Toptan Satış İstanbul'da alışveriş yaparken, güvenli ve uygun ödeme yöntemleri sunuyoruz. Nakit ödeme, banka havalesi ve kredi kartı gibi çeşitli seçenekler arasından seçim yapabilirsiniz.
Nakit ödeme, en basit ve en doğrudan ödeme yöntemidir. Mağazamıza gelerek ürünleriniz için nakit ödeyebilirsiniz. Bu yöntem, hızlı ve kolaydır, ancak büyük miktarlarda nakit taşımanın risklerini de beraberinde getirir.
Banka havalesi, güvenli ve güvenilir bir ödeme yöntemidir. Siparişiniz için ödeme yapmak üzere bankanız aracılığıyla bize para transfer edebilirsiniz. Bu yöntem, büyük miktarlarda ödemeler için uygundur, ancak işlem tamamlanması biraz zaman alabilir.
Kredi kartı, çevrimiçi ve mağazada alışverişler için yaygın olarak kullanılan bir ödeme yöntemidir. Visa, Mastercard ve American Express gibi büyük kredi kartı şirketlerini kabul ediyoruz. Kredi kartı kullanmak, hızlı ve kolaydır, ancak işlem ücretleri uygulanabilir.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da, müşterilerimize en iyi ödeme deneyimini sunmaya kararlıyız. İhtiyaçlarınıza ve tercihlerinize uygun bir ödeme yöntemi seçmenize yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız. Güvenli ve uygun ödeme yöntemlerimizle, alışveriş deneyiminiz sorunsuz ve keyifli olacaktır.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Teslimat Seçenekleri
Tumblr media
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşterilerine en iyi teslimat seçeneklerini sunarak sektörde öne çıkıyor. İstanbul'un kalbinde yer alan Vozol, hızlı ve güvenilir teslimat hizmetleriyle tanınıyor.
Müşteriler, siparişlerini İstanbul'un her yerine aynı gün teslim alabilirler. Bu, acil ihtiyaçları olan işletmeler için idealdir. Ayrıca, Vozol, İstanbul dışına da teslimat yapmaktadır ve siparişler genellikle 1-2 iş günü içinde teslim edilmektedir.
Vozol, müşterilerine esneklik sağlamak için çeşitli teslimat seçenekleri sunar. Müşteriler, siparişlerini Vozol'un kendi teslimat araçlarıyla, anlaşmalı kuryelerle veya kendi taşıyıcılarıyla teslim alabilirler. Bu seçenekler, müşterilerin kendi programlarına ve bütçelerine en uygun seçeneği seçmelerine olanak tanır.
Vozol'un teslimat hizmetleri, müşteri memnuniyetini sağlamak için tasarlanmıştır. Şirket, siparişlerin zamanında ve hasarsız teslim edilmesini sağlamak için sıkı kalite kontrol önlemleri uygulamaktadır. Ayrıca, Vozol, müşterilerine siparişlerinin durumunu gerçek zamanlı olarak takip etme olanağı sunar.
Vozol'un en iyi teslimat seçenekleri, İstanbul'daki işletmeler için önemli bir avantajdır. Hızlı, güvenilir ve esnek teslimat hizmetleri, işletmelerin verimliliğini artırmalarına ve müşteri memnuniyetini sağlamalarına yardımcı olur. Vozol Toptan Satış İstanbul, müşterilerine en iyi teslimat deneyimini sunmaya kararlıdır ve bu da onları İstanbul'daki toptancılar arasında öne çıkarmaktadır.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Ürün Çeşitliliği
Vozol Toptan Satış İstanbul, geniş ürün yelpazesi ile toptancılar için bir cennettir. İster ev eşyaları, ister kırtasiye malzemeleri, ister elektronik aletler arıyor olun, Vozol'da ihtiyacınız olan her şeyi bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Vozol'un en büyük avantajlarından biri, çok çeşitli ürün kategorilerine sahip olmasıdır. Ev tekstilinden mutfak eşyalarına, kişisel bakım ürünlerinden oyuncaklara kadar her şeyi bulabilirsiniz. Bu, tek bir yerden çok çeşitli ürünler satın alarak zamandan ve paradan tasarruf etmenizi sağlar.
Ürün çeşitliliğinin yanı sıra Vozol, yüksek kaliteli ürünler sunmasıyla da bilinir. Tüm ürünler, dayanıklılık ve güvenilirlik sağlamak için özenle seçilmiştir. Vozol, müşterilerine en iyi ürünleri en uygun fiyatlarla sunmaya kendini adamıştır.
Vozol'un bir diğer önemli özelliği de mükemmel müşteri hizmetleridir. Personel, bilgili ve yardımseverdir ve her türlü sorunuza veya endişenize yanıtlamaya hazırdır. Ayrıca, Vozol hızlı ve güvenilir teslimat seçenekleri sunar, böylece siparişleriniz zamanında ve hasarsız bir şekilde teslim edilir.
İstanbul'da toptan alışveriş için en iyi seçeneklerden biri Vozol Toptan Satış'tır. Geniş ürün yelpazesi, yüksek kaliteli ürünleri ve mükemmel müşteri hizmetleri ile Vozol, toptancılar için ideal bir ortaktır. İster işletmeniz için ürün arıyor olun ister kişisel kullanım için, Vozol'da ihtiyacınız olan her şeyi bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Müşteri Hizmetleri
Tumblr media
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşteri hizmetlerine verdiği önemle tanınır. Müşterilerine en iyi deneyimi sunmak için özveriyle çalışırlar. Müşteri hizmetleri ekibi, müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak ve beklentilerini aşmak için her zaman hazırdır.
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşterilerine kişiselleştirilmiş bir deneyim sunar. Her müşteriye özel bir müşteri temsilcisi atanır ve bu temsilci müşterinin tüm sorularını ve endişelerini ele alır. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, müşterilerin kendilerini değerli ve desteklenmiş hissetmelerini sağlar.
Ekip, müşterilerin ihtiyaçlarına hızlı ve verimli bir şekilde yanıt verme konusunda kararlıdır. Sorulara e-posta, telefon veya canlı sohbet yoluyla anında yanıt verirler. Ayrıca, müşterilerin siparişlerini ve teslimatlarını takip etmelerine yardımcı olmak için çevrimiçi bir portal sunarlar.
Vozol Toptan Satış İstanbul, müşteri geri bildirimlerine büyük önem verir. Müşterilerden düzenli olarak geri bildirim alırlar ve bu geri bildirimleri hizmetlerini iyileştirmek için kullanırlar. Müşteri memnuniyetini sağlamak için sürekli olarak süreçlerini ve prosedürlerini gözden geçirirler.
Müşteri hizmetlerine olan bağlılıkları, Vozol Toptan Satış İstanbul'un sektördeki itibarını güçlendirmiştir. Müşteriler, güvenilir ve destekleyici bir ortak olarak onlara güvenirler. Müşteri hizmetlerine verdikleri önem, onları İstanbul'daki toptan satış sektöründe lider bir sağlayıcı haline getirmiştir.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi Fiyatlar
İstanbul'un kalbinde yer alan Vozol Toptan Satış, toptancılar ve perakendeciler için en iyi fiyatları sunan önde gelen bir toptan satış merkezidir. Geniş ürün yelpazemiz, ev eşyalarından kırtasiye malzemelerine, kozmetikten gıda ürünlerine kadar her şeyi kapsar.
Vozol Toptan Satış'ta, müşterilerimize en rekabetçi fiyatları sunmaya kararlıyız. Toplu alımlarımız ve güçlü tedarikçi ilişkilerimiz sayesinde, rakiplerimizden önemli ölçüde daha düşük fiyatlar sunabiliyoruz. Bu da işletmelerin maliyetlerini düşürmelerine ve karlılıklarını artırmalarına olanak tanır.
Ürün kalitemizden asla ödün vermeyiz. Tüm ürünlerimiz, güvenilir tedarikçilerden özenle seçilir ve en yüksek standartları karşılar. Müşterilerimiz, her zaman kaliteli ve dayanıklı ürünler aldıklarından emin olabilirler.
Vozol Toptan Satış'ta, müşteri memnuniyeti bizim önceliğimizdir. Deneyimli ekibimiz, müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara en iyi çözümleri sunmak için her zaman hazırdır. Hızlı ve verimli teslimat hizmetlerimiz, müşterilerimizin siparişlerini zamanında almalarını sağlar.
İstanbul'da toptan satış ihtiyaçlarınız için Vozol Toptan Satış'tan daha iyi bir seçenek yoktur. En iyi fiyatları, yüksek kaliteli ürünleri ve olağanüstü müşteri hizmetlerini bir araya getiriyoruz. İşletmenizi bir sonraki seviyeye taşımak için bugün Vozol Toptan Satış ile iletişime geçin.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da Alışveriş İpuçları
Vozol Toptan Satış İstanbul'da alışveriş yapmak, işletmeniz için kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla bulmak için harika bir yoldur. Ancak, bu devasa pazarda gezinmek zorlu olabilir. İşte Vozol Toptan Satış İstanbul'da alışveriş yaparken aklınızda bulundurmanız gereken bazı ipuçları:
Öncelikle, ne aradığınızı belirleyin. Vozol Toptan Satış İstanbul, çok çeşitli ürünler sunmaktadır, bu nedenle zamanınızı ve enerjinizi daraltmak için önceden bir liste hazırlamak faydalı olacaktır. Ayrıca, ürünlerin kalitesini ve fiyatlarını karşılaştırmak için farklı satıcıları ziyaret etmeyi unutmayın.
İkincisi, pazarlık yapmaya hazır olun. Vozol Toptan Satış İstanbul'da pazarlık yaygındır, bu nedenle fiyatlar konusunda satıcılarla görüşmekten çekinmeyin. Ancak, saygılı ve profesyonel olun ve satıcıların da geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını unutmayın.
Üçüncüsü, toplu olarak satın alın. Vozol Toptan Satış İstanbul'da toplu olarak satın almak genellikle daha iyi fiyatlar almanızı sağlar. Ancak, yalnızca ihtiyacınız olanı satın aldığınızdan emin olun, aksi takdirde ürünler boşa gidebilir.
Dördüncüsü, nakit taşıyın. Vozol Toptan Satış İstanbul'da birçok satıcı nakit ödemeleri tercih etmektedir. Bu nedenle, alışverişe çıkmadan önce yeterli nakit bulundurduğunuzdan emin olun.
Son olarak, güvenilir satıcılarla çalışın. Vozol Toptan Satış İstanbul'da güvenilir satıcıları bulmak için çevrimiçi incelemeleri okuyun veya diğer işletme sahiplerinden tavsiyeler alın. Güvenilir satıcılarla çalışmak, kaliteli ürünler aldığınızdan ve iyi bir müşteri hizmeti aldığınızdan emin olmanıza yardımcı olacaktır.
Bu ipuçlarını takip ederek Vozol Toptan Satış İstanbul'da başarılı bir alışveriş deneyimi yaşayabilirsiniz. Bu devasa pazarda gezinmek ve işletmeniz için en iyi ürünleri bulmak için zaman ayırın.
Vozol Toptan Satış İstanbul'da En İyi 10 Ürün
Tumblr media
Vozol Toptan Satış İstanbul, İstanbul'un en büyük toptan satış merkezlerinden biridir. Geniş ürün yelpazesi ve uygun fiyatlarıyla bilinir. İşte Vozol Toptan Satış İstanbul'da bulabileceğiniz en iyi 10 ürün:
Giyim: Vozol, erkek, kadın ve çocuk giyiminde geniş bir yelpaze sunar. En son trendlerden klasik parçalara kadar her şeyi bulabilirsiniz.
Aksesuarlar: Vozol, mücevherler, çantalar, kemerler ve şapkalar gibi çeşitli aksesuarlar sunar. Her kıyafeti tamamlamak için mükemmel parçaları bulabilirsiniz.
Ev eşyaları: Vozol, eviniz için her şeyi sunar. Mobilyadan dekorasyon eşyalarına kadar her şeyi bulabilirsiniz.
Elektronik: Vozol, akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve televizyonlar gibi çeşitli elektronik ürünler sunar. En son teknolojiyi uygun fiyatlarla bulabilirsiniz.
Oyuncaklar: Vozol, her yaştan çocuk için çok çeşitli oyuncaklar sunar. Peluş hayvanlardan aksiyon figürlerine kadar her şeyi bulabilirsiniz.
Kırtasiye malzemeleri: Vozol, kalemler, defterler ve kağıtlar gibi çeşitli kırtasiye malzemeleri sunar. Okul, iş veya ev için ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.
Kozmetik: Vozol, makyaj, cilt bakımı ürünleri ve saç bakım ürünleri gibi çeşitli kozmetik ürünleri sunar. En sevdiğiniz markaları uygun fiyatlarla bulabilirsiniz.
Gıda: Vozol, atıştırmalıklar, içecekler ve temel gıda maddeleri gibi çeşitli gıda ürünleri sunar. Toplu alımlar için mükemmeldir.
Hediyelik eşyalar: Vozol, hediyelik eşyalar, hediye paketleri ve hediye kartları gibi çeşitli hediyelik eşyalar sunar. Her durum için mükemmel hediyeyi bulabilirsiniz.
Mevsimlik ürünler: Vozol, bayram süsleri, okul malzemeleri ve bahçe malzemeleri gibi mevsimlik ürünler sunar. Her mevsim için ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.Vozol Toptan Satış İstanbul: En İyi Toptancılarİstanbul'un hareketli metropolünde, Vozol Toptan Satış, toptancılar için bir cennettir. Şehrin kalbinde yer alan bu devasa tesis, her sektörden işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır.
Vozol Toptan Satış İstanbul, tekstil endüstrisinin merkezi olarak bilinir. Kumaşlar, iplikler ve aksesuarlar dahil olmak üzere her türlü tekstil malzemesini bulabilirsiniz. Ayrıca, ev eşyaları, elektronik eşyalar, gıda ürünleri ve daha fazlasını da kapsayan çok çeşitli diğer ürünler de mevcuttur.
Toptancılar, Vozol Toptan Satış İstanbul'da rekabetçi fiyatlar ve yüksek kaliteli ürünler bulabilirler. Tesis, güvenilir tedarikçilerle uzun süreli ilişkiler kurmuştur ve bu da müşterilerine en iyi ürünleri en uygun fiyatlarla sunmalarını sağlar.
Vozol Toptan Satış İstanbul'un bir diğer avantajı da uygun konumudur. Şehir merkezine yakınlığı, toptancıların kolayca ulaşmasını ve ihtiyaç duydukları ürünleri hızlı bir şekilde almasını sağlar. Ayrıca, tesis, toplu taşıma araçlarına ve ana yollara kolay erişim sunmaktadır.
Vozol Toptan Satış İstanbul, toptancılar için sadece bir alışveriş merkezi değil, aynı zamanda bir iş ağı kurma merkezidir. Tesis, sektördeki diğer profesyonellerle bağlantı kurmak ve iş fırsatlarını keşfetmek için mükemmel bir yerdir.
Sonuç olarak, Vozol Toptan Satış İstanbul, toptancılar için vazgeçilmez bir kaynaktır. Geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyatları, yüksek kaliteli ürünleri ve uygun konumu ile Vozol Toptan Satış İstanbul, işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak ve başarıya ulaşmak için ihtiyaç duydukları her şeyi sunmaktadır.
1 note · View note
egitim-kariyer-haber · 9 months ago
Text
Tumblr media
PaybyMe, E-Ticaret’in Fintek Odaklı Dönüşümünde Yenilikçi Çözümleriyle Öne Çıkıyor Son yıllarda ödeme yöntemlerindeki hızlı dönüşüm, finansman kolaylığı, veri analitiği, güvenlik önlemleri ve uluslararası ticaret kolaylığı gibi faktörler, e-t...
Tumblr media Tumblr media
0 notes
gelmeyin · 1 year ago
Text
Ticarette En Çok Para Kazandıran Meslek Lisesi Bölümleri ve İş İmkanları
Meslek liseleri, gençlerin geleceğe yönelik kariyerlerine hazırlanmalarında önemli bir rol oynar. Özellikle ticaret alanında eğitim gören öğrenciler, çeşitli sektörlerde kendilerine yer bulma ve kazançlı kariyerler oluşturma fırsatına sahiptir. Bu bağlamda, meslek liselerindeki belli başlı bölümler ticaret dünyasında en çok kazandıran işleri sunma potansiyeline sahiptir.
Bunlardan biri olan Muhasebe ve Finansman Bölümü, iş dünyasının temel taşlarından birini oluşturur. Şirketlerin finansal durumunu takip eden, bütçe planlaması yapan ve vergi işlemlerini yürüten muhasebeciler, her sektörde aranan nitelikli profesyonellerdir. Bu alandaki mezunlar, özellikle deneyim kazandıkça ve belirli sertifikalara sahip olarak finansal danışmanlık yaparak oldukça yüksek gelir elde edebilirler.
Dış Ticaret ve Lojistik Bölümü, küresel ticaretin gelişmesiyle birlikte büyük önem kazanmıştır. Dış ticaret uzmanları, uluslararası ticaret süreçlerini yönetir, ihracat ve ithalat işlemlerini gerçekleştirir. Bu alandaki uzmanlar, uluslararası pazarlarda iş yapma fırsatları sunar ve yüksek düzeyde kazanç elde etme potansiyeline sahiptir.
Bir diğer önemli bölüm ise Pazarlama ve Perakende Bölümüdür. Günümüzde her işletmenin olmazsa olmazı olan pazarlama, ürün ve hizmetlerin doğru bir şekilde tanıtılmasını sağlar. Perakende sektörü de sürekli büyüyen ve gençlere iş imkanı sunan bir alandır. Bu alandaki mezunlar, satış, reklam, marka yönetimi gibi farklı kariyer yollarını takip ederek kazançlı pozisyonlarda çalışabilirler.
Bilgisayar Destekli Muhasebe ve Ofis Yönetimi Bölümü, teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte büyük bir önem kazanmıştır. Bilgisayarlı muhasebe ve ofis yönetimi alanında eğitim gören mezunlar, şirketlerin dijitalleşme süreçlerinde aktif rol alır ve genellikle iyi bir gelire sahip olabilirler.
Ticarette en çok para kazandıran işler arasında meslek lisesi bölümleri, gençlerin gelecekteki kariyerlerini şekillendirmede önemli bir role sahiptir. Bu bölümlerde eğitim alan bireyler, sektördeki değişen ihtiyaçlara cevap vererek kendilerine başarılı ve kazançlı bir gelecek inşa edebilirler.
0 notes
85-ee · 1 year ago
Note
Uluslararası ticaret ve ..... ne devamı
Finansman
0 notes
adaptedijital · 1 year ago
Text
Dış Ticaretin (Uluslararası Ticaret) Genel İşleyiş Mekanizması
Uluslararası ticaret, farklı ülkelerin sınırları ötesinde ürün ve hizmet alışverişi olarak tanımlanabilir. Bu kompleks süreç, dünya ekonomisinin genişlemesini teşvik eder ve uluslararası ilişkiler ağında hayati bir role sahiptir. Günümüz global ekonomisinde, dış ticaret faaliyetleri sadece ulusal ekonomiler için değil, aynı zamanda şirketler ve tüketiciler için de önem arz eder. İhracatın ve ithalatçının birbirine bağımlı etkinlikleri, ülkelerin ekonomik büyüme oranlarını, istihdam seviyelerini ve tüketici seçeneklerinin çeşitliliğini doğrudan etkiler.
Uluslararası ticaretin işleyişi, hem teorik hem de pratik olarak, piyasa mekanizmasının işleyişi ile derinden bağlantılıdır. Piyasa mekanizması, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımını, fiyatların arz ve talep tarafından belirlendiği bir ortamı ifade eder. Bu durum, fiyat mekanizmasının işleyişine ve dolayısıyla dış ticaret kazançlarına doğrudan yansır.
İhracat ve ithalat yapma aşamaları şu şekilde sıralanabilir:
Pazar Araştırması: İhracatın ve ithalatçının ilk adımı hedef pazarları belirlemektir.
İlke ve Kurallar: Uluslararası ticaret yasaları ve düzenlemeleri anlaşılmalıdır.
Ticaretin Finansmanı: Ürünlerin alımı veya satımı için gereken finansal kaynaklar sağlanmalıdır.
Anlaşmalar ve Kontratlar: Alıcılar veya satıcılar ile ticari anlaşmalar yapılmalıdır.
Gümrük İşlemleri: Ürünlerin ülkeler arası hareketi sırasında gümrük prosedürlerine uyulmalıdır.
Lojistik Planlama: Taşıma ve dağıtımın etkin bir şekilde planlanması gerekmektedir.
Ödeme ve Teslimat: Karşılıklı güvene dayalı ödeme ve teslimat şartları netleştirilmelidir.
Bununla birlikte, bir ülkenin uluslararası rekabet stratejisi, o ülkenin dış ticarette nasıl konumlandığı ve hangi sektörlerde rekabet avantajı sağlayacağını belirler. Örneğin, bazı ülkeler doğal kaynaklar açısından zengin olabilirken, diğerleri yüksek teknoloji ürünlerinde ya da hizmet sektöründe rekabet üstünlüğüne sahip olabilirler.
Bankayla Finansal Sözleşmenin Yapılması
Bankayla Finansal Sözleşmenin Yapılması süreci, ihracat operasyonlarının finansal yönünü sağlama almak için kritik öneme sahiptir. İhracatın finansmanı, genellikle ihracatçı ve ithalatçının ihtiyaçlarına ve risk profillerine bağlı olarak belirlenir. İşte bu süreçle ilgili dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar:
Ödeme Koşulları: İhracatta kullanılacak ödeme yöntemleri (akreditif, havale, mal mukabili ödeme vb.) belirlenmelidir.
Banka Seçimi: İhracat operasyonu için çalışılacak banka, sunduğu hizmetlerin genişliği ve uluslararası ticaret tecrübesi açısından titizlikle seçilmelidir.
Finansman Yapısı: İhracat operasyonunun finanse edilmesi amacıyla gerekli kredilerin, finansman oranlarının ve vadelerinin belirlenmesi.
Kredi Sözleşmesi: Banka ile kredi kullanım şartlarını içeren resmi sözleşme hazırlanmalıdır.
İhracat Gümrük İşlemleri: Bankayla yapılan finansal sözleşme, ihracat gümrük işlemleri sırasında gerekebilecek gümrük garantileri ve diğer finansal belgeleri kapsamalıdır.
Risk Yönetimi: Kur dalgalanmaları, faiz oranları ve diğer finansal risklere karşı koruma sağlayacak türev araçların (opsiyonlar, vadeli işlemler vb.) kullanılması.
Ödeme Akışı: Ödemenin ihracatçıya zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasını garanti altına alacak mekanizmaların kurulması.
Gerekli Belgelerin Hazırlanması: Banka sözleşmesi için gerekli olan bütün resmi belgelerin, bankanın istekleri doğrultusunda hazırlanması ve onaylanması.
Pazar Değerlendirmesi: Sözleşme şartlarının, ihracat yapılacak pazarın ekonomik koşullarıyla uyumlu olmasını sağlamak.
Bankayla finansal sözleşmenin yapılması aşaması, ihracat operasyon aşamaları içinde ihracatçının likidite yönetimi, ödeme güvenliği ve maliyet kontrolü gibi önemli unsurları kapsar. Bu anlaşma, aynı zamanda, ihracatın başarıya ulaşması için kritik bir alt yapıyı oluşturur ve ihracata dönüşmesi için gereken mali destek ve güvenceyi sağlar. Dolayısıyla, ihracat operasyonlarındaki her aşamanın mali yansımaları ve gereklilikleri doğru bir şekilde planlanmalı ve yönetilmelidir.
İthalatçı Olmak
İthalatçı olmak, bir ülkeye yabancı malları veya hizmetleri getirmeyi ve bu ürünlerin yerel pazarda satışını veya dağıtımını yapmayı içeren bir iş sürecidir. İthalat işine girmek, iyi bir pazar araştırması, güçlü bir lojistik ağ ve sağlam bir finansal plan gerektirir. İşte bu sürecin temel aşamaları:
Pazar Araştırması ve Pazar Değerlendirilmesi: İthalat yapmak isteyen kişi ya da kurum, öncelikle hedef pazarı ve potansiyel rekabeti analiz eder. Bu, hangi ürünlerin talep gördüğünü, pazar büyüklüğünü ve trendleri anlamak için kritiktir.
İthalat İçin Gerekli İlke ve Kuralların Öğrenilmesi: İthalatçı adayı, yerel ve uluslararası ticaret kanunları, vergi düzenlemeleri ve ithalat kotaları hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Tedarikçi Bulma ve Ön Görüşmeler: İdeal tedarikçilerin belirlenmesi ve fiyat, teslimat koşulları, ödeme şartları gibi konularda müzakereler yapılır.
İhracatçı ve İthalatçı Arasında Sözleşme Hazırlanması: Satın alma sözleşmesinin detaylarının yazılı olarak belirlenmesi, her iki tarafın da haklarının ve sorumluluklarının netleştirilmesi önemlidir.
Finansman ve Ödeme Yöntemlerinin Belirlenmesi: İthalat işlemleri genellikle büyük miktarda sermaye gerektirir. Ödeme yöntemleri, örneğin akreditif veya ödeme emri gibi güvenli ödeme metotları üzerinde karar kılınmalıdır.
Lojistik ve Taşıma İşlemlerinin Planlanması: Ürünlerin güvenli ve verimli bir şekilde tedarikçiden alıcıya taşınması için lojistik şirketleri ile anlaşmalar yapılır.
Gümrük İşlemleri ve Belgelendirme: İthal edilen malların gümrük işlemleri için gerekli belgelerin hazırlanması ve gümrük idaresine sunulması gereklidir.
Pazarlama ve Dağıtım: Ürünlerin pazarda tanıtılması ve dağıtım kanallarının kurulması.
İthalatçı olmak için, ürünün hedef pazardaki potansiyelini doğru bir şekilde değerlendirebilmek, tedarik zincirinin her bir halkasını anlamak ve yönetmek, ayrıca uluslararası ticaretin işleyişi hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekir. Her adım titizlikle ele alınmalı ve uluslararası ticaretin dinamiklerine ve mevzuatına uygun hareket edilmelidir. Ayrıca ithalat yapmaya karar veren kişiler veya şirketler, karşılaşabilecekleri riskleri azaltmak için ticaretin finansmanı ve sigorta gibi konularda da dikkatli olmalıdırlar. https://adaptedijital.com/y/dis-ticaretin-genel-isleyis-mekanizmasi/
0 notes
universitenitanit · 1 year ago
Link
Uluslararası Ticaret ve Finansman bölümü nedir, Uluslararası Ticaret ve Finansman iş olanakları nelerdir, mezunları ne iş yapar sorularını cevapladık.
0 notes
darkyayincilik · 1 year ago
Link
https://habersakarya.com/boztas-afrika-2-soguk-savasin-zemini-olacak/
0 notes
elazigsurmanset · 2 years ago
Text
Başkan Çınar’dan İşletmelere Ekonomik Kriz Yönetimi Önerisi
Tumblr media
Başkan Çınar; “Ekonomik kriz şartlarında, işletmelerin ayakta kalabilmesi için bir dizi yapısal önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Ancak mevcut konjonktürde kamu otoritesi desteği olmaksızın işletmelerin bu konularda sağlıklı süreç yönetimini gerçekleştiremeyeceği gerçektir. Nakit yönetimi, maliyet kontrolü, alternatif finansman kaynaklarını araştırma, ihracata odaklanma, finansal danışmanlık, dijital dönüşüm, rekabetçiliği artırıcı tedbirler ve hükümet desteklerinden yararlanma gibi adımlar, işletmelerin krize karşı direncini artıracaktır. Aynı zamanda, işletmelerin Net Çalışma Sermayelerinin korunmasına yönelik tedbirler, öngörülemez piyasa koşullarına karşı esnek ve hızlı bir şekilde tepki verebilmelerini sağlayacağından kritik öneme sahiptir. İlimizde yer alan mikro, KOBİ ve büyük işletme ayrımı yapmaksızın tüm işletmelere yönelik olarak finansal eğitim ve seminerlerin yanı sıra yazılı ve görsel medyada organize edilecek kamu spotları, yörede bulunan STK’lar aracılığı ile işletmelerin bilinçlendirilerek farkındalık oluşturulması önem arz edecektir” dedi. Nakit Yönetimi Ve Maliyet Kontrolü ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar işletmelerin gereksiz harcamalardan kaçınması gerektiğini belirterek; “İşletmelerin kriz dönemlerinde likit kalabilmesinin en önemli koşulu nakit yönetimi ve maliyet kontrolüdür. İşletmeler, nakit akışlarını sürekli olarak izlemeli, gereksiz harcamalardan kaçınmalı ve verimliliği artırmak için maliyetlerini gözden geçirmelidir. Özellikle üretim süreçlerindeki verimliliğin artırılması ve israfın önlenmesi önemli bir adımdır” dedi. Finansal Tablolara İlişkin Önlemler ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar yaptığı açıklamada; “İşletmelerimizin çok büyük bölümü finansal okuryazarlığa sahip olmadığı için işletmenin karnesi niteliğindeki mali verilerin hazırlanması, değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik finansal projeksiyon oluşturulması konularında yetersiz kalmaktadırlar. Bu da yanlış yatırım kararlarının alınmasına ve yanlış işletme yönetimi nedeniyle özellikle işletme skor notunun düşük çıkmasından kaynaklı, finansal kurumların kreditasyon prosedürlerinden dolayı kaynak bulmalarını zorlaştırmakta hatta imkânsız hale getirmektedir. Bu durum işletmelerin ticari faaliyetlerinin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu konuda akredite olmuş uzmanlardan destek alınmasının sağlanması için gerekli mevzuatlara işlerlik kazandırılması hem lokal hem de global olarak ticari hayatın sağlıklı işleyişi açısından hayati öneme sahiptir” dedi. Farklı Finansman Kaynaklarının Araştırılması Başkan Çınar, işletmelerin finansal uzman desteği alması gerektiğini ifade etti. Çınar; “Kredi imkanlarının daraldığı dönemlerde işletmelerin alternatif finansman kaynaklarına yönelmeleri doğaldır. Örneğin, özel sermaye yatırımları, iş ortaklıkları veya hibe programları işletmeler için potansiyel seçenekler olabilir. İşletmeler, yerel ve uluslararası fonları inceleyerek kriz dönemlerine özel destekleri araştırmalıdır. Bu minvalde profesyonel finansal uzman desteğinin sağlanması ve teşvik edilmesi işletmelerin bu kaynaklara ulaşmasını sağlayacak ve firmalarımıza sürdürülebilir bir mali yönetim refleksi kazandıracaktır” şeklinde konuştu. İhracata Odaklanma ve Yeni Pazarlara Açılma Başkan Çınar, döviz kurlarının işletmeleri olumsuz etkilediğini belirterek; “Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, işletmeleri olumsuz etkilemektedir. Bu durum, işletmelerin ihracata yönelerek döviz geliri elde etmeyi ve risklerini çeşitlendirmeyi Aynı zamanda, yeni pazarlara açılarak gelir tabanlarını genişletmeyi düşünmelerini zorunlu kılmaktadır. Ancak işletmelerimiz; uygulanmakta olan mevcut para, maliye ve vergi politikaları nedeniyle yeni pazarlara açılmak bir tarafa, mevcut ticari performanslarını bile koruyamamakta ve işletme sermayeleri her geçen dönem erimektedir” dedi. Dijital Dönüşüm ve E-Ticaret ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar, E-Ticaretin önemine değindi. Çınar; “Teknolojik altyapı ve e-ticaret platformları, işletmelerin kriz dönemlerinde ayakta kalmasına yardımcı olabilir. Dijital dönüşüm süreçleri, işletmelerin iş yapış biçimlerini daha verimli ve etkili hale getirebilir. E-ticaret ise mevcut müşterilere ulaşmanın yanı sıra yeni müşterilerle ilişkiler kurmak için önemli bir fırsat sunar. Dijital dönüşüm içinde bulunduğumuz yüzyılın ve geleceğin olmazsa olmaz bir değişim süreci olacaktır. Bu nedenle işletmelerin bu alanlarda bilinçlendirilmesi, bu konudaki istisna ve muafiyetlerin tabana yayılması da önemli bir çözüm yolu olacaktır” dedi. Rekabetçiliği Artırıcı Tedbirler ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar yaptığı açıklamada; “İşletmeler, kriz dönemlerinde rekabetçiliklerini artırmak için çeşitli tedbirler almalıdır. Müşteri sadakatini güçlendirecek müşteri ilişkileri yönetimi, kalite standartlarını yükseltme, markalaşma ve ürün/hizmet çeşitlendirmesi gibi stratejiler işletmelerin krize karşı dayanıklılığını artıracaktır. Ancak son dönemlerde işletmelerin reklam ve pazarlama giderlerindeki azalışlar bu konudaki çabaların da yetersiz kaldığını göstermektedir. İşletmelerin Satış Pazarlama ve reklam faaliyetlerinde yapılacak mali teşvikler rekabetçiliğin artırılmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Destek Programlarından Faydalanma ASKON Elazığ Şube Başkanı Abdullah Çınar, işletmelerin teşvik edici desteklerden faydalanmaları gerektiğini ifade etti. Çınar; “Kamu otoritesi, ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri desteklemek amacıyla çeşitli teşvik ve destek programları uygulayagelmektedir. İşletmelerin, vergi indirimleri, faizsiz kredi olanakları ve istihdamı teşvik edici destekler gibi hükümet politikalarından faydalanmak için bu düzenlemeleri takip etmeleri sağlanmalı bu konularda STK lar bünyesinde özel birimler kurulmalı hatta gerekirse var olan birimlerin işlevselliği artırılmalıdır. Bu konuda özellikle Devlet Teşvikleri, KOSGEB hibe ve destekleri başta olmak üzere kullandırılacak hibe ve kredilerin amacına uygun kullandırılmalarının sağlanması, vade yapıları ve geri ödeme koşulları, bu desteklerden faydalanabilecek işletmelerin kapsamının genişletilmesi ve işletmelerin bu konularda bilinçlendirilmesinin yanında iş süreçlerinin sadeleştirilmesi de önem arz etmektedir” dedi.     Read the full article
0 notes
gecedenkalmayiz · 11 months ago
Note
Üniversiteyi kastetmiştim
Uluslararası ticaret ve finansman öğrencisiyim
1 note · View note
mehmetkali · 2 years ago
Text
TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Akdeniz Eğitim Programı
TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Akdeniz Eğitim Programı
TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı hedefleri doğrultusunda, ihracatçı, üretici ve girişimcilerimizi Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik sürecine ilişkin bilgilendirmek amacıyla düzenlenen “TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Eğitim Programı” 20 Temmuz 2023 Perşembe günü 10.00-16.00 saatleri arasında çevrimiçi olarak Akdeniz Bölgesi’ne yönelik gerçekleştirilecektir.
TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Akdeniz Eğitim Programı Çevrimiçi 20 Temmuz 2023 Perşembe 10.00 – 10.45 Açılış Konuşmaları Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sn. Refik Onur KILIÇER Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Birol CELEP Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Sn. Bülent ÖZCAN *İbrahim GÜNEŞ moderatörlüğünde 10.45-13.00 Çevre ve İklim Değişikliği Alanında Bakanlık Uygulama ve Destek Programları
İşletmeler İçin Sıfır Atık Uygulamaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sıfır Atık Uygulamaları Daire Başkanlığı Eğitim ve Farkındalık Şube Müdürü, Hülya ÇAKIR Emisyon Ticaret Sistemine Yönelik Güncel Çalışmalar
Emisyon Ticaret Sistemine Yönelik Güncel Çalışmalar İklim Değişikliği Başkanlığı, Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanlığı, İklim Değişikliği Uzmanı, Okan UĞURLU
Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi (YEK-G) Enerji Piyasaları İşletme A.Ş., Çevresel Piyasalar Yönetmeni, Taha TAŞDEMİR
Sürdürülebilir Tarım Tarım ve Orman Bakanlığı, Veteriner Hekim, Doğuş Gökhan ÇEVİK
Yeşil Mutabakat Eylem Planı Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü, Ticaret Uzmanı, Özge ÖKTEM
Uluslararası Finansman ve Birlik Programları Dışişleri Bakanlığı, Proje Uygulama Daire Başkanlığı, AB İşleri Uzmanı, Yıldırım GÜNDÜÇ
Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı Dışişleri Bakanlığı, Sınır Ötesi İşbirliği Dairesi Başkanlığı, AB İşleri Uzmanı, Kubilay SİTRAVA
13.00-13.45 Öğle Arası 13.45-14.45 Panel: İyi Uygulama Örnekleri
Tosyalı Holding – Pazarlama Departmanı Yöneticisi Selda ÇELİK
Kıvanç Tekstil – Elektrik Şefi Hakan ALICI
Bossa Ticaret ve Sanayi İşletmeleri T.A.Ş. – İleri Araştırmalar ve Sürdürülebilirlik Şefi Deniz Civan YİĞİT
14.45-15.15 İhracatçı Firmalar için Sera Gazı Hesaplama TSE, Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet ERGÜN 15.15-16.00 Akdeniz Bölgesi Sürdürülebilirlik Oturumu
Mersin-Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TUİOSB), Gül Akyürek BALTA, TÜİOSB YK Başkanı
Adana Sanayi Odası (ADASO), Bora KOCAMAN, ADASO Genel Sekreteri
The post TİM Bölgesel Sürdürülebilir İhracat Seferberliği Akdeniz Eğitim Programı first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/tim-bolgesel-surdurulebilir-ihracat-seferberligi-akdeniz-egitim-programi/
0 notes
pazaryerigundem · 6 months ago
Text
Halkbank ilk yarıda 2,6 trilyon TL aktif büyüklüğe ulaştı
https://pazaryerigundem.com/haber/185997/halkbank-ilk-yarida-26-trilyon-tl-aktif-buyukluge-ulasti/
Halkbank ilk yarıda 2,6 trilyon TL aktif büyüklüğe ulaştı
Tumblr media
Halkbank, yılın ilk yarısında da büyüme ivmesini sürdürerek aktif büyüklüğünü 2,6 trilyon TL’ye taşıdı.
İSTANBUL (İGFA) – Halkbank, 86. yılının ilk yarısına dair finansal sonuçlarını açıkladı.
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, yaptığı açıklamada, değer odaklı finansman modelleriyle müşteri portföyünü büyütmeye devam eden Halkbank’ın, 2024’ün ilk yarısında 1,2 trilyon TL’ye ulaşan ticari nitelikli kredilerinin yüzde 55’ini Türkiye ekonomisinin itici gücü olan KOBİ’lere tahsis ettiğini belirtti.
Banka 2024 yılının ilk yarısında, aktif büyüklüğünü yüzde 18,9 artırarak 2,6 trilyon TL’ye yükseltirken, nakdi kredilerini ise yüzde 7,6 artırarak 1,4 trilyon TL’ye ulaştırdı. Halkbank’ın 2024 yılının ilk yarısında toplam kredileri yüzde 11 oranında artarak 2,1 trilyon TL’ye ulaştı. Bankanın mevduatı, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 15,4 artarak 2,2 trilyon TL’ye, öz kaynakları ise yüzde 6 oranında artış göstererek 136 milyar TL’ye ulaştı.  
Tumblr media
KOBİ’LERE GÜÇLÜ FİNANSAL DESTEK
Osman Arslan, “2024 yılının ilk yarısında KOBİ kredilerinde yüzde 7,2 büyüyerek sektörde KOBİ kredileri pazar payındaki liderliğimizi sürdürdük. İkinci çeyrekte KOBİ kredilerinin bireysel krediler hariç nakdi krediler bakiyesi içindeki payını yüzde 55’e taşıdık. Esnaf ve sanatkârın ekonomik gücünü artıran yenilikçi finansal çözümler ve kredi destekleri ile ülkemizin üretkenliğine ve ticari hayatına değer katan öncü Banka olarak, esnaf kredi kullandırım tutarımızı bu yılın ilk yarısında 61 milyar TL’ye ulaştırdık” dedi.
Halkbank’ın kadın girişimcilere sağladığı desteklere de değinen Osman Arslan, yeni dönemde kadın girişimcilerin ihracata katılımını daha güçlü bir biçimde destekleyeceklerini belirterek, “Özellikle kadın girişimcilerin rekabet gücünü artırmak ve ihracat ailesine yeni firmalar kazandırmak için İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) iş birliği ile İGE İhracatta Kadını Destekleme Kredisini hayata geçirdik. Bu kredi ile kredibilitesi olan fakat teminat yetersizliği nedeniyle finansmana erişmekte zorlanan ihracatçı kadın girişimcilere finansman imkânı sağlayacağız” dedi.
Yine ihracatçı kadın girişimcilerimizi desteklemek adına İhracatta Kadın İzi Projesi’ni de başlattıklarını da belirten Arslan, “Projemizle kadın kooperatiflerine e-ticaret eğitimi, mentorluk ve uluslararası pazar yerlerine entegrasyon desteği vermeyi hedeflemekteyiz. Son olarak, ülkemizde toplumsal cinsiyet odaklı yatırım yaklaşımının gelişimine katkı sağlama hedefiyle yeni bir fon oluşturduk. Bu kapsamda; yatırımcılara, cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlenmesini önceliklendiren şirketlere yatırım yapma fırsatı sunmak amacıyla, Halkbank Üreten Kadınlar Değişken Fon’unu halka arz ettik. Önümüzdeki dönemde kadın girişimcilerimizi, kişisel gelişim ve eğitim ihtiyaçlarından, ilgili iş kollarında güncel bilgiye ulaşmalarına kadar birçok alanda desteklemeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes