#TolkienRoad
Explore tagged Tumblr posts
Text
P.5. Tolkien Road Podcast İncelemesi
JRR Tolkien sadece İngiliz değil dünya edebiyatı içinde oldukça önemli bir mihenktaşı. Yalnızca önemli bir akademisyen değil aynı zamanda, belki de yaşarken çok da değeri bilinmeyecek, bir yazardı. Genel okuyucu kitlesi kendisini Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi gibi kitaplarıyla tanırken, daha derinlemesine takip etme eğiliminde olan okurları öncelikle Silmarillion ile Orta Dünyanın yaratılışına ve binlerce yıllık tarihine hakim olurken, önce ki iki hikayeye ek olarak devasa sayıda yeni karakter mekan ve olay hakkında bilgi edinirler. Bu Silmarillion okunurken kimi zaman öyle bir noktaya gelir ki bazı okuyucular, bir iki tanıdığım da dahil, bir deftere şemalar çizerek ve notlar alarak hikayenin akışını takip edebilmeye devam etmeye çalışmıştır.
JRR Tolkien’in mükemmeliyetçi duruşu ve özellikle kendisi yaşarken yayın evlerini Silmarillion’u basmaya ikna edememesinden kaynaklı, Orta Dünya tarihi ve mitolojiyle ilgili yazdığı metinleri dağınık kopyalarda defalarca elden geçirmiş karakter ekleyip çıkartmış, hikayenin akışını değiştirmiş ve hatta bazı hikayelerde, Hurin’in Çocukları gibi, düz yazıdan manzume şekline çevirip kafiyelerden faydalanarak metinine ayrı derinlikler katmıştır.
Lakin, ömrü vefa etmediği için bu notların epey bir kısmını yayınlayamadan terk-i diyar eylemiştir 1973 yılı güzünde. O vakitten beridir de, kendisi gibi yazarlık ve editörlük işlerine bakan oğlu Christopher Tolkien babasından kalan el yazması notları okuyup, ayırıp, sıralayıp yayınlanabilir hale getirmiştir. Ve aslında bu da JRR Tolkien’e ve Orta Dünya’ya çok büyük katma değer eklemiştir. Christopher Tolkien 1975 ve 2018 yılları arasında babasının notlarından 26 adet kitabın editörlüğünü yapıp basıma hazır hale getirmiş ve Tolkien okuyucularına okuyacak yeni materyaller sağlamaya devam etmiştir. Özellikle düzenlemesini yaptığı son iki kitabın, Beren ve Lúthien, Gondolin’in Düşüşü, önsözlerinde artık, sırasıyla, 93 ve 94 yaşında olduğunu dile getirip bunların elinden çıkacak son çalışmalar olduklarını dile getirmiştir. Nitekim Christopher Tolkien’de bu sene Ocak ayında aramızdan ayrılıp Gri Limanlarda babasının ve diğer Elf Lordlarının yanına katılmıştır.
Tolkien’in çalışmaları yeni bir edebiyat türü yaratmasının yanında, ulaştığı geniş takipçi sayesinde ilginç işlere de sebep olmuştur. Bu ilginç işlerden birisi de bu yazının konusu olan ilk başta ‘Talking Tolkien’ adıyla başlayan fakat şu an ‘The Tolkien Road’ adıyla devam eden ve karı koca olan John ve Greta tarafından Şubat 2015′ten bugüne devam eden bir podcast serisi. Bu seriye John ve Greta başında hobi olarak başlıyorlar ve ‘Silmarillion’daki her bölümü bir veya duruma göre iki bölümde detaylıca inceliyorlar. Silmarillion bitince, sırasıyla, ‘Yüzüklerin Efendisi’ ve ‘Hobbit’ ile devam ediyorlar podcaste. Şu an ise ‘Unutulmuş Diyarlardan Öyküler’ kitabındaki hikayelerle devam ediyorlar.
John ve Greta’nın kurdukları yapı ise oldukça ilginç bir yapı. Sıkı bir podcast dinleyicisi olarak diyebilirim ki genelde böyle daha bilgilendirme içerikli podcastler (tarih, mitoloji, edebiyat vs) bir sunucu ile yapılır ve o kişi hikaye anlatıcısı görevini görür. ‘Talkin Tolkien’de ise John’un Greta’nın Orta Dünya tarihi ve mitolojisi konusundaki eğitmeni gibi bir rol üstlendiğini görüyoruz. Bu yapının tesadüfen mi yoksa taktik olarak mı böyle kurulduğunu bilemiyorum. Lakin, Greta’nın bu hikaye evreni hakkında çok az şey biliyor olması dinleyici olarak kaybolup cesaretiniz kırılmaya başlayacak gibi olursa, sizin moralinizi korumak için güzel bir örnek oluyor. Ve aynı hikayeler ve karakterler arasındaki ilişkiler ve bağlantılar defalarca tekrar edildiği için kafanızda yer edinmeye başlıyor.
Çok keyifli ve olumlu bir diyalog ortaya koyan çift dinlerken sizin de modunuzu olumlu yönde değiştirmenin yanında eğlenceli bir hikaye anlatımıyla sizi bölümün başından sonuna podcastin içinde aktif olarak tutmayı başarıyorlar. Yapabileceğim tek eleştiri, ki buna da eleştiri demek ne kadar doğru tartışılabilir, bölümlerin 30, 40 dakika ile 2.5 saat alışılmışın dışında uzunluklarda sürebilmesi. Belli bir noktadan sonra, ki benim için bu 40-45 dakika civarında, insan ne yapılırsa yapılsın ya kafa yorgunluğundan ya da sıkılıp anlatıdan kopmaya başlıyor. Dediğim gibi bu genel geçer bir eleştiri olmaktan ziyade, bireysel bir serzeniş.
An itibariyle 187 bölüm yayınladılar. Ve Tolkien külliyatını düşünecek olursak 300 bölümü görmeleri işten değil. Buna bir de ‘Amazon’un üzerinde çalıştığı ve tahminimce çekimleri yakında başlamış veya başlayacak olan ‘Orta Dünya’ dizisini de ekleyince 400-450 gibi hafzalaları zorlayacak sayıda bölüme ulaşmaları olası görünüyor. Daha önce sizlere tanıttığım podcastlerde olduğu gibi bu podcast de İngilizce olarak yayınlanıyor. İnternette Türkçe olarak oldukça fazla içerik olmakla beraber, olan kaynakların çoğunun İngilizce olduğunu düşününce aslında imkanlar el veriyorsa, daha geniş bir bilgi yelpazesine ulaşmak ve farklı kaynaklardan okumalar/dinlemeler yapmak için İngilizce bilmek zaruri bir hal alıyor.
Tolkien özellikle Lise yıllarımda çok içine düşmüş olduğum fantastik kurgu edebiyatı için kurucu öge olmanın yanında halen zirveyi temsil etmektedir bir sürü sebepten ötürü ve O’nun yaptığı işlere güzel insanlar tarafından bu şekilde saygı duruşlarını görmek de beni bir okuyucusu ve hayranı olarak fazlasıyla mutlu ediyor. Tolkien hakkında çok daha detaylı ve uzun bir yazı ilerleyen aylarda gelecek. Beklemeye devam edin.
Bu hafta ki yazının da sonuna geldik, umarım keyifli bir okuma olmuştur. Haftaya görüşene kadar esenlikler ve keyif sizinle olsun.
tmg
#Tolkien#TolkienRoad#TalkingTolkien#ChristopherTolkien#JRRTolkien#Silmarillion#LordofTheRings#Hobbit#YuzuklerinEfendisi#tmg#the_mustache_guy
2 notes
·
View notes