#Thomas Hobson

[veryslowreader]

The Purple Rose by Christi R. Walsh

I'll Be Watching

[furryprovocateur]

let's do the election of 1972 on tumblr

[sporadiceagleheart]

4th of July edit and tribute to angels and missing kids Sirita Jimmina “BooBoo” Sotelo, Emma Ochsner, Saffie-Rose Brenda Roussos, Lily Peters, Lucy Morgan, Star Hobson, Olivia Pratt Korbel, Elizabeth Shelley, Sara Sharif, Charlotte Figi, Jersey Dianne Bridgeman, Sidra Hassouna, Sloan Mattingly, Audrii Cunningham, Ava Jordan Wood, Skylar Annette Neese, Lily Rose Diaz, Riley Faith Steep, Angela Bugay, Madeleine McCann, Inga Gehricke, Summer Wells, Haleigh Cummings, Morgan Nick, Shirley Temple, Judy Garland, Judith Barsi, Heather O'Rourke, Caroline Previdi and Catherine Violet Hubbard, Louis XVII, Emily Grace Jones, Makenna Lee Elrod, Eliahna Torres, Maite Rodriguez, Jackie Cazares, Layla Salazar, JonBenèt Ramsey, Destiny Riekeberg, Johnny Cash, John Denver, Michael Jackson, Alan Rickman, Gene Wilder, Jack Albertson, Toby Keith, Bing Crosby, Abraham Lincoln, Dr. Martin Luther King Jr., Dr. Seuss, Andre the Giant, Terry Funk, Bray Wyatt, Tristyn Bailey, Andy Griffith, Don Knotts, Lee Williams, Matthew Perry, Michael Gambon, Avicii, Young Dolph, Colonel Sanders, Fred Rogers, Christopher Plummer, Ed Asner, Ana Ofelia Murguía, Paul Newman, Madge Sinclair, Robert Guillaume, Emily Grace Navarra, Lois Janes, Rose Pizem, Gracie Perry Watson, Eybymia "Effie " Babanatsou, Lily, Katelyn Nicole Davis, God told Noah it's gonna rain, Ark, Serenity Gail Elmore, Ava Cole Nichols, Emilie Alice Parker, Bella Bond, Kaylee Jade Gonsalves and Madison and Rachel Joy Scott, Barney and friends, SpongeBob SquarePants, PAW Patrol, Annie, Uncle Sam, Lord Jesus Christ, Thomas Jefferson, Assassin's creed Brotherhood, come on sunshine let these wonderful fireworks down here happen today this is for all of the missing kids and angels in heaven right now get down here lord Let us Let you know what God told Noah it's gonna rain come on angels come on saffie rose has a birthday party up in heaven now she's happy with all of the support Aubreigh Wyatt case was sad about the court but this here is for saffie rose Roussos Y'all like that? Come on let's hear it for saffie rose now I got another edit after this one more time

[movies-to-add-to-your-tbw]

Title: EXmas

Rating: NR

Director: Jonah Feingold

Cast: Leighton Meester, Robbie Amell, Michael Hitchcock, Kathryn Greenwood, Veronika Slowikowska, Steven Huy, Thomas Cadrot, Donna Benedicto, Daniel Bacon, Lucas Chadwick, Emily Schoen, Sofia Irene Worsley, Eleanor Walker, C.J. Wilkins, Brittany Hobson

Release year: 2023

Genres: romance, comedy

Blurb: When Graham decides to surprise his family by travelling home for Christmas, he is shocked to discover them already celebrating with an unexpected guest of honour: his ex-fiancée, Ali. The two exes battle it out to see who the family will pick to stay through Christmas Day...and who must go.

[lboogie1906]

Pearl Hobson (July 7, 1879 - June 4, 1919) became the most popular African American dancer and singer in Imperial Russia. Her Russian stage name was “Mulatto Sharpshooter,” Hobson captivated elite audiences from St. Petersburg to Moscow, she lived much of this period in Odessa, Ukraine.

She was born in Lisbon, Virginia. She left the US to escape the racism in the country at that time and hoped to take advantage of the growing curiosity about African American culture through performance art.

Official records show she arrived in Copenhagen, Denmark by April 1904 as part of an African American dance troupe. The troupe toured St. Petersburg. They were not alone in the city. The Creole Belles and the Darktown Entertainers had taken up residence (1904-16). They were joined by the Black Troubadours in 1907, the Black Diamonds, in 1912, and Minnie Brown.

She was “discovered” by Mississippi-born entertainment impresario Frederick Bruce Thomas who arrived in Moscow in 1899 as a waiter but who by 1904 had become the owner of Yar. Thomas acquired Russian citizenship and changed his name to Fyodor Fyodorovich Tomas, took note of her beauty and talent, and featured her in his restaurant and in his nightclub, the Aquarium, which he purchased in 1911. She became a local sensation.

She was described in the Theater and Music section of the Russian newspaper, Moscow Leaf on December 3, 1907, after a performance at Yar: “Beautiful young Miss Pearl Hobson is the best decoration of the stage. Her success grows every day, and she is beloved by the public…”

She continued to perform at Yar and transferred to Thomas’s much larger Aquarium in 1911. Black artists from that theater learned Russian and took Russian citizenship but she was not among them. On July 10, 1916, she filed her last application for the extension of her American passport and left Russia. #africanhistory365 #africanexcellence

[gundemarsivi]

Endüstrileşmiş Ahlaksızlığa Karşı Direnişe Çağrı

✍🏻 Prof. Dr. Doğan Göçmen

https://www.gundemarsivi.com/endustrilesmis-ahlaksizliga-karsi-direnise-cagri/

Ahlaksızlık artık endüstrileşmiştir ve kâr getirisi olan bir tutum olarak yayılmaya devam etmektedir. Hem de kelimenin tam anlamıyla. Sadece genel yaygın bir durum değildir toplumumuzda. Ahlaksızlık artık kelimenin gerçek anlamında para etmektedir. İstenen, arzulanan ve gerekirse pazarlanabilen bir yetenek olmuştur. Bir kişi hakkında bir dedikodu yayılacak. Elbette. Yeter ki karşılığı verilsin. Birine iftira mı atılacak, kara mı çalınacak. Tabi ki, hemen, baş üstüne! Yeter ki karşılığında istenen meblağa ödensin. Birisi hakkında bir itibarsızlaştırma kampanyası mı yürütülecek. Hiç kuşkusuz, hemen. Yeter ki gerekli peşinat ödensin ve gerisi için de yeterli teminat verilsin.

Öyleyse ahlaksızlık artık ‘alan memnun, satan memnun’ meselesi; ‘al gülüm, ver gülüm’ konusu olmuştur. Yeter ki ‘cash’ işlesin; yeter ki nakit, masanın üstüne konsun.

Ahlaksızlık her şey gibi metalaşmıştır ve her şey gibi alınıp satılır hale gelmiştir. Ahlaksızlık kâr getiren bir ticaret nesnesine dönüşmüştür. Ahlaksızlık para karşılığında icra edilen bir mesleğe dönüşmüştür. Bir şeyin metalaşması ona olan ihtiyaca işaret eder. Bu bakımdan modern toplumun gelinen aşamasında ahlaksızlık, öyle görünüyor ki, çok yaygınlaşan ve piyasa değeri olan bir ‘kara ticaret’ konusu olmuştur. Bu duruma nasıl gelindi?

Klasikleri Hatırlamak Gerekiyor

Adam Smith, 1776 yılında yayınladığı Ulusların Zenginliği’nde modern toplumun ekonomik yapısından kaynaklanan ahlaki, hukuki ve politik manipülasyon gücüne dikkat çektiğinde; bu, o zamanın okuruna muhakkak bir abartı gibi gelmiştir. Karl Marx, aynı gerçekçi bakış ile modern toplumun ahlakı çürüten yapısını ve ilişkilerini gözler önüne serdiğinde; bu, birçok 20. yüzyıl okuru tarafından dahi bir abartı olarak değerlendirilmişti. Bugün modern toplumun en derininde, deyim yerindeyse çekirdeğinde gözlemlediğimiz çürümenin kokuşmuş halini anlamak için Smith ve Marx gibi klasikler yeterli gelmiyorsa; ahlakın kapitalizmin emperyalizm aşamasında ekonomik ilişkilerde gözlemlenen parazitleşmeden kaynaklandığına dikkat çeken John Hobson’un bugüne kadar hakkı verilemeyen Emperyalism kitabı okunabilir. Lenin, emperyalizmin ekonomik ve politik yapısını analiz etmişti, Hobson ise emperyalizmin ahlaki yanını incelemişti. Bugün bu iki eserin beraber okunması gerekir.

Modern toplum, bilindiği gibi bir piyasa ve dolayısıyla rekabet toplumudur. Ünlü filozof Hegel, “burjuva toplumu” olarak tanımladığı piyasaları bir dipsiz bir kuyu olarak tanımlıyor. Hegel’e göre, dipsiz kuyuda kurulan ilişkilerin niteliği karşılıklı bir hiçleştirme ilişkisidir. Buna göre, “Burjuva toplumunda herkes kendisine amaç, başka her şey kendisi açısından hiçbir şeydir.” Eş deyişle piyasalarda insanların birbirleriyle kuruduğu ilişkilerde herkes kendisini mutlaklaştırır. Başka her şeyi bir hiç, başka herkesi basitçe hiç değerinde varlıklar olarak görür. Piyasaların yapısı ilişkileri herkesin iradesinden bağımsız olarak bu şekilde belirler.

Rekabet Vasattan Daha Kötüsünü Var Ediyor

Rekabet, Thomas Hobbes’tan beri bildiğimiz üzere güçler çatışmasıdır. Adam Smith, alışveriş ilişkilerini karşılıklı hükmetme, karşılıklı tahakküm ilişkisi olarak tanımlar. Halk arasında da zaten “alım gücünden” bahsedilir. Hatta insanlar alım güçlerini bir gurur konusu olarak temaşaya dahi sunarlar. Piyasa ilişkilerinin bu şekilde karşılıklı bir güçler savaşı olarak tanımlanmasından hareketle Marx ‘ekonomik ilişkiler politik ilişkilerdir’ demiştir.

Rekabette güçlü ve kurnaz olan, iyi yalan söyleyebilen kazanıyor, akıllı, dürüst, zeki ve ahlaklı olan değil. Diğer bir deyişle, Hobbes’un işaret ettiği gibi, nasıl ki savaşta adil olmak bir erdem değil ise, piyasa ilişkilerinde, yani rekabet ve güç ilişkilerinde de dürüstlük bir erdem değildir. Piyasa ilişkilerinde en yüce “erdem” ahlaksızlıktır. Piyasalar, sürekli çürümüş, yalanı ve aldatmayı güç olarak kavrayan insan ve toplum ilişkileri ürettiği için, Friedrich Engels’in deyimiyle insanı insanlıktan çıkarırlar adeta. İnsanlıktan çıkmadan var olmak adeta mümkün değildir. Ama mesele ‘tuzun çürütülmesine’, insan haysiyetini koruyan çekirdeğin çürütülmesine müsaade etmemekte, ahlaksızlığa direnebilmekte yatıyor.

Örgütlü Kötülük ve Saçmanın İdaresi

Ahlaksızlığı erdemi olarak kavrayan çürümüşlük iş hayatımızda, kurumlarda, sendikalarda, derneklerde partilerde en yaygın olarak karşılaşılan olgudur çağımızda. Yetenek, beceri, zekâ, etkinlik ve nüfuz bakımından daha üstün olduğuna inanılan insanların “hakkından gelmek” için ahlaksızlar kötülüklerini örgütlü hale getirirler. Bu nedenle onların oluşturduğu çevre için “örgütlü kötülük” deniyor. Örgütlü kötülük bugün en yaygın bulaşıcı ahlaki hastalıktır.

Örgütlü kötülük, ilkesizliği ilke edinen postmodern saçma ile çalışır. Her duruma ve koşullara hemen uyar ve kendisini hep asıl olduğunun zıddı gibi, yani kötü değil, iyi, çirkin değil, güzel, bencil değil, yardımsever, yalancı değil, dürüst gibi göstermeye çalışır.

Örgütlü kötülük toplumumuzda öyle bir safhaya ulaşmıştır ki bugün; bundan artık endüstrileşmiş bir durum olarak bahsetmek hiçbir şekilde yanlış olmayacaktır. Zira kötülük yapmayı ücretli meslek haline getirmiş yaygın bir kesim vardır. Bu nedenle ahlaksızlık endüstrileşmiştir derken, kötülüğün yalnızca yaygınlığına ve örgütlülüğüne dikkat çekmek istemiyorum; bununla örgütlü ahlaksızlığın aynı zamanda artık bir gelir kaynağı ve ticaret nesnesi olduğunu da vurgulamak istiyorum. Kötülük artık pazarlanmak üzere “değer” üretiyor ve bunun için borsa kuruyor.

Örgütlü ahlaksızlığın bir cinsiyeti yoktur. Yerine göre erkekliği de kullanılıyor kadınlığı da; sağcılığı da kullanılıyor solculuğu da; en “basit” kişilerden en yüksek unvana ve mertebeye sahip kişileri de kullanıyor; en alttaki mevkileri de kullanıyor, en yukarıdaki mevkileri de. Örgütlü kötülük her tarafta, ahlaksızlık kâr getiren bir zanaat haline gelmiştir.

Sıklıkla en masum ve en dürüst sandığımız kişiler çıkabiliyor kurulmuş bir tezgâhın ardından. En saf ve en temiz sandığınız bir kişi karşınıza iftiracı olarak dikilebiliyor. Entrikalarla dolu yaşam dünyamızda kötülüğün alıcısı çoktur ve herkesi ayartmaya çalışır.

Çürümeye Direniş Tek Çare

Ahlaksızlığın örgütlü bir şekilde yaygın olduğu dünyada aklı nasıl koruyacağız, gerçeği nasıl bulup takip edeceğiz?

Bu sorunun tek bir yanıtı vardır. Yöntemsel şüpheci bir yaklaşımı her daim bir tutum olarak geliştirmek yapılması gereken ilk şeydir. René Descartes bu konuda bugün bize en çok lazım olandır. “Düşünüyorum, o halde varım” düsturu, bilgi kirliliğinin her tarafta olduğu ve kendisini gerçekmiş gibi göstermeye çalıştığı, manipülasyonların, hileciliğin, yalanın, dolanın, sahtekârlığın gırla gittiği günümüzde en iyi düşünsel panzehridir. Yukarıda işaret ettiğim kaynaklar bu yöntemle kaleme alınmıştır ve tuzu çürütmeye karşı korumanın en önemli düşünsel araçlarını sunarlar.

Düşünürken, fikir oluştururken, karar verirken, hep gerçek olgulara ve gerçek verilere dayanmak, iyi niyetimizin ve samimiyetimizin kötüye kullanılma tehlikesine karşı mümkün tek doğru yoldur. Gerçek olgulara ve verilere dayanmak tek çaredir, çünkü bugün artık dünya, siyasetinin açıkça ve resmi olarak başvurduğu “posttruth dünya”, yalanın gerçekmiş gibi gösterildiği dünyadır. Tüm günlük ilişkilerimize kadar sinmiş bir durumdur ahlaksızlığın para etmesi.

Sözün bir kadri kıymeti kalmamıştır artık. Yeterli ekonomik, politik, bürokraside sahip olunan yeterince etkili ilişkilere sahip değilseniz ıslak imzalı sözleşmelerin dahi bir geçerliliği kalmamıştır. Bu durum, tam da Hobbes’un ‘herkesin herkese karşı savaş’ yürüttüğü durum olarak betimlediği durumun kendisidir. Zira savaş durumunda sözün kıymeti kalamaz, söze güven olmaz.

Emeklilik yaşına gelmiş bir akademisyenin dahi, hatta gerçeğin peşinde olduğunu iddia eden sözüm ona bir felsefe profesörlerinin bile yüzü kızarmadan yalan söyleyebildiği, dedikodu yapabildiği, çıkarı için gerekirse her şeyini ticaret nesnesi yapabildiği, herkesi feda edebildiği, yaygın tabir ile “satabildiği” bir dünyada yaşıyoruz artık. Toplumların en üst seviyesinde temsili görevde bulunan yetkililer herkesin gözünün içine baka baka yalan söyleyebiliyor ve bu, toplumun büyük bir kesimi tarafından iyi yalan söyleyebildiği için ödüllendirilebiliyor.

Gerçek insani değerler tüm dünyada gittikçe daha çok değersizleştiriliyor, hiçleştiriliyor. Ve bu gelişmeler Almanya’da Nazizm’in iktidara geldiği, İkinci Dünya Savaşı’na ön gelen evrede gözlemlenen ve yaşanan gelişmelere çok benziyor. Bu nedenle zaman, dürüstlük, yardımlaşma, dayanışma, eşitlik ve özgürlük, hakir görene karşı ezilenlerin yanında olma gibi insani değerlere dört elle daha çok sarılma, tuza sahip çıkma, çürümeye inat ahlaklılığı yaşatma zamanıdır. Çağımızda, gerekirse ağır bedeller ödemeyi göze alarak direnemeyen hiç kimse gerçek anlamda “yaşadım” diyemez.

Prof. Dr. Doğan Göçmen

[facts4u2know]

Hobson's Choice

5/26/24

Thomas Hobson was the owner of a livery stable in London in the late 19th century. He had a firm rule that customers had to take the horse nearest the stable door or make do with no horse at all. The phrase Hobson’s Choice refers to an apparently free choice when there is no real satisfactory alternative – the necessity of making a choice between objectional alternatives.

An article in the May 11-17 issue of “New Scientist” addresses the rate of climate change. Global warming continues to increase because greenhouse gas emissions continue to increase at a faster rate than they can be removed from the atmosphere. Climate scientists agree that the global crackdown on air pollution since the 1970s, which has reduced man-made planet-cooling aerosol gasses like Sulphur dioxide, accelerates the rate of global warming. Current predictions are that the rate of global warming up to 2050 will be about 26% faster than that from 1970 to now.

What can be done about this dilemma is classic Hobson’s Choice and the choice here is to stay the course – continue all efforts to reduce greenhouse gas emissions and at the same time reduce air pollution because air pollution is deadly. What other choice could there be?

[cavenewstimes]

Enjoy This Tale of a Low-Stakes Campus Screwup That Has Nothing to Do With the Middle East

The Slatest Students did not care for a commencement speaker, reportedly hand-selected by the school’s president, who spoke mostly about Bitcoin and his own inspirational wristband company. Photo illustration by Slate. Photos by hudopa/Flickr https://www.flickr.com/photos/hudopa/ and Buchandbee/Getty Images Plus, Tibrina Hobson/Getty Images, and Jeremy Thomas/Unsplash. An Ohio State University…

[sporadiceagleheart]

4th of July edit and tribute to angels and missing kids Sirita Jimmina “BooBoo” Sotelo, Emma Ochsner, Saffie-Rose Brenda Roussos, Lily Peters, Lucy Morgan, Star Hobson, Olivia Pratt Korbel, Elizabeth Shelley, Sara Sharif, Charlotte Figi, Jersey Dianne Bridgeman, Sidra Hassouna, Sloan Mattingly, Audrii Cunningham, Ava Jordan Wood, Skylar Annette Neese, Lily Rose Diaz, Riley Faith Steep, Angela Bugay, Madeleine McCann, Inga Gehricke, Summer Wells, Haleigh Cummings, Morgan Nick, Shirley Temple, Judy Garland, Judith Barsi, Heather O'Rourke, Caroline Previdi and Catherine Violet Hubbard, Louis XVII, Emily Grace Jones, Makenna Lee Elrod, Eliahna Torres, Maite Rodriguez, Jackie Cazares, Layla Salazar, JonBenèt Ramsey, Destiny Riekeberg, Johnny Cash, John Denver, Michael Jackson, Alan Rickman, Gene Wilder, Jack Albertson, Toby Keith, Bing Crosby, Abraham Lincoln, Dr. Martin Luther King Jr., Dr. Seuss, Andre the Giant, Terry Funk, Bray Wyatt, Tristyn Bailey, Andy Griffith, Don Knotts, Lee Williams, Matthew Perry, Michael Gambon, Avicii, Young Dolph, Colonel Sanders, Fred Rogers, Christopher Plummer, Ed Asner, Ana Ofelia Murguía, Paul Newman, Madge Sinclair, Robert Guillaume, Emily Grace Navarra, Lois Janes, Rose Pizem, Gracie Perry Watson, Eybymia "Effie " Babanatsou, Lily, Katelyn Nicole Davis, God told Noah it's gonna rain, Ark, Serenity Gail Elmore, Ava Cole Nichols, Emilie Alice Parker, Bella Bond, Kaylee Jade Gonsalves and Madison and Rachel Joy Scott, Barney and friends, SpongeBob SquarePants, PAW Patrol, Annie, Uncle Sam, Lord Jesus Christ, Thomas Jefferson, Assassin's creed Brotherhood,

[elrik-j]

You can have a lot of fun with twitch.

I wonder how that little girl is out there, walking to school, coming back, realing, writing, weaving, everything. I wonder how it is, I'll meet her someday.

Clut, Clout, Clear Cleanse, Christmas, Present.

Christmas, Present.

Tagsz, Lagsz, Spamszs.

Until it's time, sleep until.

Until its time, stay unstill

When it's time, sleep until

Will end be.

Excude me, that will be appropriate.

Hi, im super sorry, im just wanting to be adopted.

im just wanting to get adopted.

Please im sorry, so sorry, im so, im simon thomas hobson, im trying to- I want to get adopted.

And not just by a king, Auvric Religion.

[ultraheydudemestuff]

John H. Morgan Surrender Site

40132 Ohio Route 518

West Point OH 44492

The John H. Morgan Surrender Site is the place where, during the American Civil War, Brig. Gen. John Hunt Morgan, the leader of Confederate troops responsible for Morgan's Raid, surrendered to Union troops following the Battle of Salineville. The site is located on State Route 518 at a crossroads between the villages of Gavers and West Point in Wayne Township, Columbiana County, Ohio, about 60 miles northwest of Pittsburgh, Pennsylvania. In June 1863, Brigadier General John Hunt Morgan took command of a force of 2,500 Confederate men in Kentucky. The purpose of the detachment was to recruit volunteers from the border state and to provide a distraction for Union General Ambrose Burnside who was planning an invasion of Tennessee. Morgan's superior, General Braxton Bragg, specifically ordered Morgan not to cross the Ohio River into Union territory.

     Morgan disobeyed his orders and, from June 11 to July 26, 1863, his troops conducted the raid in an area that ranged from Tennessee to northern Ohio. Morgan ransacked the countryside and disrupted telegraph and railroad lines as he moved north. He was pursued by a division of Union cavalry commanded by Brig. General Edward H. Hobson, who, together with reinforcements dispatched by Maj. General Ambrose Burnside, caught up to Morgan's force at Buffington Island and forced the raiders to escape northward.

     In Columbiana County, fears increased as Morgan's Raid approached. There were exaggerated reports that his force numbered as many as 10,000 men. The day before the surrender, residents of New Lisbon, Ohio, mobilized when they heard that Morgan was in Salineville in Columbiana County.  The final armed engagement of the raid occurred around 8 a.m. July 26 near the border of Carroll, Columbiana and Jefferson counties.  Brig. Gen. James M. Shackelford arrived and talked surrender terms with Morgan. 

     Morgan reportedly surrendered under what was called the "Surrender Tree." The location was at the northernmost point in which a Confederate command pierced Northern territory during the Civil War, except for the St. Albans Raid in Vermont.  Morgan and more than 60 of his officers were imprisoned in the Ohio Penitentiary in Columbus. On the night of Nov. 27, 1863, Morgan and six others escaped from the prison, with a plan originated by Thomas Hines. The site of his surrender was listed with the National Register of Historic Places on April 23, 1973 for its military significance.

[if-you-fan-a-fire]

"Police Court: ROBBERY IS CHARGED, BUT TWO MEN DENY IT," Toronto Star. September 9, 1912. Page 5. ---- Malcolm McCollam, 238 Gladstone Ave., and Bert Small Held by the Police. ---- MANY ARE SENT DOWN ---- John Guthrie Tried to Stop Arrest and Got 30 Days-Young Man Wanted to Die. ---- After being released from jail on Saturday morning as a discharged vagrant, Bert Small, of Wheeling, W. Virginia, was arrested the same night on a charge of highway robbery. With him is Malcolm McCollum, of 238 Gladstone avenue, these being the two men who the police claimed attacked Eugene Latchford, of 35 Moutray street.

Both were charged in the Police Court with robbery and begging. They denied their identity, and the prosecution will not attempt to prove it until to-morrow.

Obstructed the Police. From the way John Guthrie approached Constable Davis while the latter was making an arrest, and ordered him to "hands off," Magistrate Denison got the impression that he was trying "to run things" in the north of the city. For obstruction he goes to jail for 30 days.

The father of Reginald Dodson declared the boy was but fifteen, though he looked so much more that the magistrate refused to allow him to go up to the Juvenile Court. He is the young man caught on Saturday while shoplifting in the T. Eaton store. The boy goes to jail for 10 days.

On the story that he was going to work for the Hydro-Electric, but did not, Alfred Brookman is alleged to have obtained board and lodging in the house of Mrs. Alice Clark for two weeks, by false pretences. The complaint was for $6, but beyond listening to Brookman's plea of not guilty. Magistrate Denison did not proceed with the case.

Three Years for Robbery. Wm. Davis goes to jail for 60 days. and Wm. Dunning [pictured] to the penitentiary for three years, for robbing a store at 913 Queen west.

"Wasn't near the place," Dunning protested, "every time anything happens around there. they take me whether I'm guilty or not."

"Yes," the Crown replied "the last time you were taken with a pair of chickens in your arms."

Martin Scarrett, the man past middle-age, who was arrested on the complaint of a girl fourteen years of age, will not be tried for a week. The girl. it is claimed, is partly an imbecile. Scarrett's ball was fixed at $2,000.

The defendant, Ellen Ware, is colored, while the complainant, Benjamin Coulster, is a white youth. He told the magistrate that they met on Sherbourne street without an introduction, and that before they separated he had been robbed of $17.

"Was in Buffalo on the night he mentions," the woman protested, so more witnesses must be brought.

Five Days for Each Word. "Hello kid," cost Franco Gaillo five days per word, unless somebody comes to his rescue with two dollars. The explanation of Interpreter Motta was that he stepped in front of two strange girls, took off his hat, and said the above words very politely. Magistrate Ellis said such was disorderly conduct, and the prisoner hadn't the two-dollar fine.

Four men brought in by Constable Hobson from Queen and Yonge last night declared they but sang on the street. The officer declared it was a motion song which jostled people off the sidewalk. They were: John Smith. Thomas Honan, Thomas James, and Joseph Anderson. The fines being a dollar and costs each or 30 days in jail.

Tried to Suicide. Arthur W. Strickland was remanded for a week when he came before. Magistrate Denison, charged with attempting to commit suicide.

"Guilty!" said Strickland and he was remanded to have the jail doctors examine his mental condition.

[Dunning was 27, with a past jail term, worked as a boiler operator, and was convict #F-458 at Kingston Penitentiary. He was reported in June 1913 for talking, and lost all remission for that month. He was reported again in February 1914 (ten days lost remission), April 1914 (3 days in solitary) and August 1914 (ten more days lost remission). All for impertinence, quarreling and refusing to work. He was released in mid-1915.]

[msangelamcpage]

My 13th GGF Thomas Hobson (Hobson Choice)

[saturdaynightmatinee]

CALIFICACIÓN PERSONAL: 6 / 10

Título Original: Ghosts of the Ozarks

Año: 2022

Duración: 107 min

País: Estados Unidos

Dirección: Matt Glass, Jordan Wayne Long

Guion: Sean Anthony Davis, Jordan Wayne Long, Tara Perry

Música: Matt Glass

Fotografía:   Jason Goodell  

Reparto: Thomas Hobson, Phil Morris, Tara Perry, Tim Blake Nelson, Angela Bettis, David Arquette, David Aaron Baker, Joseph Ruud, Neva Howell, Brandon Gibson, Scott Dean, Graham Gordy, Ed Lowry, Skylar Olivia Flanagan, Aaron Preusch, Taylor Alden, Corbin Pitts, Skyler Elyse Philpot, Tommy Terry Pantera Wageman

Productora: HCT Media

Género: Thriller; Horror; Mistery

https://www.imdb.com/title/tt11186952/

TRAILER: