Tumgik
#Tele-tıp
siegram-com · 15 days
Text
Telesağlık Devrimi: 7 Adımda Evden Sağlık Hizmetlerine Erişmenin Sırrı!
Telesağlık Devrimi: 7 Adımda Evden Sağlık Hizmetlerine Erişmenin Sırrı! Giriş Sağlık hizmetlerine erişim, modern toplumun en temel ihtiyaçlarından biridir. Ancak yoğun iş temposu, uzak mesafeler veya mobil kısıtlılıklar nedeniyle herkes kolayca sağlık hizmetlerine ulaşamayabiliyor. İşte tam bu noktada devreye giren telesağlık, evden sağlık hizmetlerine erişimin yeni ve devrimci bir yolunu…
0 notes
inovasyoncom · 3 months
Text
Tumblr media
Sağlık sektörü, inovasyonun en önemli ve etkileyici olduğu alanlardan biridir. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, sağlık hizmetlerinde de büyük dönüşümler yaşanmaktadır. Bu dönüşümler, hasta bakımını iyileştirmek, hastalıkları daha erken teşhis etmek ve tedavi süreçlerini daha etkili hale getirmek amacıyla yapılmaktadır. İşte sağlık sektöründe inovasyonun bazı inovasyon örnekleri:
Tele-tıp: Hastaların doktorlarla uzaktan iletişim kurmasını sağlayan tele-tıp, özellikle pandemi döneminde büyük bir ivme kazanmıştır. Bu sayede, hastalar evlerinden çıkmadan sağlık hizmeti alabilmektedir.
Yapay Zeka: Yapay zeka teknolojileri, hastalıkların erken teşhisi ve tedavi planlarının oluşturulmasında kullanılmaktadır. Örneğin, görüntüleme teknikleriyle kanser hücrelerinin tespiti yapay zeka sayesinde daha hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilmektedir.
Giyilebilir Teknolojiler: Akıllı saatler ve diğer giyilebilir cihazlar, kullanıcıların sağlık verilerini sürekli olarak izlemekte ve bu verileri sağlık profesyonelleriyle paylaşmaktadır. Bu, kronik hastalıkların yönetiminde büyük kolaylık sağlamaktadır.
3D Baskı: 3D baskı teknolojisi, kişiye özel protezler ve implantlar üretmek için kullanılmaktadır. Sağlık sektöründe inovasyon, sadece teknolojik yeniliklerle sınırlı değildir. Aynı zamanda, sağlık hizmetlerinin sunumunda yeni modeller geliştirilmekte ve bu modeller, daha erişilebilir ve sürdürülebilir sağlık hizmetleri sunmayı amaçlamaktadır. Örneğin, mobil sağlık klinikleri ve evde bakım hizmetleri, sağlık hizmetlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktadır.
Sağlık sektöründe inovasyon, hem bireylerin hem de toplumların genel sağlığını iyileştirmekte ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmaktadır. Bu yenilikler sayesinde, gelecekte daha sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşam mümkün olacaktır.
0 notes
eksim · 9 months
Text
Mobil Sağlık Hizmetleri: İnsan Sağlığına Yenilikçi Yaklaşım
Mobil sağlık hizmetleri, günümüzün dinamik ve teknoloji odaklı sağlık sektöründe önemli bir yer tutmaktadır. Bu hizmetler, tıbbi bakımın ve sağlık hizmetlerinin insanlara daha erişilebilir olmasını sağlayarak, sağlık sektörünü dönüştürme potansiyeline sahiptir. Mobil sağlık hizmetleri, tıbbi yardımı ve danışmanlığı, hasta takibini ve tedavi süreçlerini, geleneksel sağlık hizmetlerinden farklı olarak, mobil cihazlar aracılığıyla sunmaktadır.
Mobil sağlık hizmeti, geniş bir yelpazede hizmet sunma esnekliği sağlar. Bu hizmetler, tele-tıp uygulamaları, sağlık uygulamaları ve taşınabilir cihazlar aracılığıyla tıbbi danışmanlık, teşhis, tedavi ve takip gibi birçok sağlık hizmetini içerebilir. Mobil sağlık hizmetleri sayesinde, hastalar, sağlık uzmanlarıyla görüntülü görüşmeler yapabilir, tıbbi verilere anında erişebilir ve uzaktan tıbbi yardım alabilirler. Bunun yanı sıra, taşınabilir sağlık cihazları sayesinde bireyler kendi sağlık verilerini takip edebilir ve bu verileri sağlık profesyonelleriyle paylaşabilirler.
Mobil sağlık hizmetlerinin en büyük avantajlarından biri, coğrafi engelleri ortadan kaldırarak ve zaman kısıtlamalarını azaltarak, insanlara her yerden ve her zaman sağlık hizmetlerine erişim imkanı sunmasıdır. Özellikle uzak bölgelerde yaşayan veya yoğun iş temposu içinde olan bireyler için, mobil sağlık hizmetleri, sağlık bakımına kolay ve hızlı bir erişim imkanı sağlayarak yaşamlarını kolaylaştırır.
Mobil sağlık hizmetleri, sağlık sektöründe devrim niteliğinde bir değişim getirerek insanlara daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri sunmaktadır. Veri güvenliği gibi bazı zorlukları olsa da, mobil sağlık hizmetlerinin gelecekte sağlık bakımının vazgeçilmez bir parçası olması beklenmektedir. Bu yeni yaklaşım, insan sağlığını desteklemek ve iyileştirmek için teknolojiyi etkin bir şekilde kullanma potansiyeline sahiptir.
0 notes
gelmeyin · 9 months
Text
Mobil Sağlık Hizmetleri: Sağlık Hizmetlerinde Dönüşümün Öncüsü
Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte sağlık hizmetleri de geleneksel sınırlarını aşarak yeni bir boyut kazanmıştır. Bu dönüşümün öncülerinden biri de mobil sağlık hizmetleridir. Mobil sağlık, bireylere ve toplumlara daha erişilebilir, kişiselleştirilmiş ve etkili sağlık hizmeti sunma fırsatı sunar. Bu hizmetler, tıbbi danışmanlık, teşhis, tedavi, izleme ve rehabilitasyon gibi çeşitli alanlarda uygulanabilir.
Mobil sağlık hizmetleri, özellikle uzak bölgelerde yaşayan veya sağlık kuruluşlarına erişimi sınırlı olan insanlar için hayati bir rol oynar. Tele-tıp uygulamaları ve uzaktan sağlık kontrol sistemleri, hastaların uzman doktorlarla görüntülü görüşmeler yapmasını, tıbbi verilerini paylaşmasını ve uzman tavsiyesi almasını sağlar. Bu yöntem, kırsal alanlarda yaşayan bireylerin sağlık hizmetlerine eşit ve zamanında erişimini artırır.
Mobil sağlık hizmeti, sadece bireylerin değil, sağlık profesyonellerinin de iş akışını ve hasta takibini kolaylaştırır. Mobil uygulamalar sayesinde sağlık çalışanları, hasta kayıtlarını güncelleyebilir, tedavi planlarını düzenleyebilir ve hasta takibini gerçek zamanlı olarak yapabilirler. Bu da sağlık hizmetlerinin verimliliğini artırırken aynı zamanda hataları en aza indirir.
Ancak mobil sağlık hizmetlerinin getirdiği yeniliklerin yanı sıra bazı zorluklar da bulunmaktadır. Veri güvenliği, kişisel mahremiyet ve teknolojiye erişim gibi konular, mobil sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler arasında yer alır. Bu sorunların çözümü için güçlü bir düzenleyici çerçeve ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi önemlidir.
Mobil sağlık hizmetleri sağlık sektöründe önemli bir dönüşümü temsil ediyor. Bu hizmetler, insanların daha kolay, daha hızlı ve daha etkili bir şekilde sağlık hizmetlerine erişmesini sağlayarak sağlık alanında çeşitli fırsatlar sunuyor. Ancak, bu teknolojinin güvenliği ve erişilebilirliği konusundaki endişeleri de göz önünde bulundurarak, dengeli bir yaklaşım benimsenmesi ve sürekli olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
0 notes
kamuweb · 3 years
Text
Türkiye’deki ilk sanal tele-tıp stajı başarıyla tamamlandı
Türkiye’deki ilk sanal tele-tıp stajı başarıyla tamamlandı Hekimim sosyal medya aracılığıyla ülkedeki bütün tıp fakültesi öğrencilerine duyurduğu sanal staja internet üzerinden katılan öğrencilere, genel anlamda ve hasta-hekim özelinde iletişim becerileri, tele-tıp yöntemini kullanma alanları ve tekniği, hekim olurken kendilerini geliştirmelerinin yollarını içeren eğitimler verildi. Ayrıca tele-tıp yöntemini hastanemizde uzakt... Devamı ve Detaylar için https://www.kamuweb.com/egitim/turkiyedeki-ilk-sanal-tele-tip-staji-basariyla-tamamlandi.html memur alımı kamu personel alımı
0 notes
veganlogicdinamo · 3 years
Text
YOK EDİCİ ÇILGINLIK
Geçen gün TELE 1 kanalının akşam haberlerinde karşıma çıktı. Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Omicron varyantının Covid-19 salgınının sonunu getireceğine yönelik iddialara çarpıcı bir yanıt vermiş:
“Omicron’dan sonra yenileri gelebilir, Zeta gelebilir. Hatta ekosistemi böyle tahrip edersek SARS-CoV-3 gelebilir. Yani virüs bir gen kayması yaşarsa çok farklı bir yapıyla, daha farklı patojenite ile, klinik ağırlıkla dünyada bir Covid-22’den bahsetme durumuna gelmiş oluruz.”
Aynı gün İngiltere’de hayvancılık sektöründe hızla yayılan kuş gribi yüzünden yaklaşık 1 milyon kanatlı hayvanın öldürüldüğünü okudum. Hatta tavukların katledilerek çöpe atıldığı korkunç bir video izledim.
Ölü hayvan bedenlerinin vinçlerle toplanıp çöp gibi atılmasını normalleştiren insanlar, bu haber karşısında dehşete kapılmadı ama hastalığın bir insana geçtiği tespit edildiğinde olay medyada yer buldu.
Bütün bilimsel araştırmalar gösteriyor ki hayvansal üretim tesisleri, gelecekteki salgınlar için mükemmel üreme alanları!
AKLIYLA ÖVÜNEN İNSANIN ÇUVALLADIĞI ALAN: YEMEK
Bu konuda son sözü, tıp araştırmacısı, yazar Mike Anderson’a bırakacağım:
“Yemek söz konusu olduğunda insanlar gezegendeki en aptal hayvanlardır. Yediğimiz hayvanları korumak için milyarlarca vahşi hayvanı öldürüyoruz. Yediğimiz hayvanları beslemek için çevremizi yok ediyoruz. Açlıktan ölmek üzere olan insanları beslemekten çok, yediğimiz hayvanları beslemek için daha fazla zaman, para ve kaynak harcıyoruz.
En büyük ironi ise bu hayvanları yetiştirmek için harcadığımız onca masraftan sonra onları yiyoruz ve onlar bizi yavaş yavaş öldürüyor... Ve bu çılgınlığı görmek yerine, hayvanları yiyerek sebep olduğumuz hastalıklara çare bulmak için yine milyonlarca hayvana işkence edip öldürüyoruz.”
Umarım insanlık yakın zamanda bu aptalca çılgınlığın farkına varır; hayvan ve doğa katliamını sürdürdüğü sürece kendi türünü de yok edeceğini anlar...
0 notes
erkantopuz · 4 years
Photo
Tumblr media
🔎En Yoğun Sorduğunuz Sorulardan biri olan; 👉🏼Kanser hastaları pandemi döneminde hastaneye gitmeli mi? 🔎Covid-19 pandemisi sürecinde sağlık uygulamalarında hayatımıza dijital sağlık yönetimi ve tele-tıp kavramları girdi. Yani teknolojinin sağladığı imkanlarla örneğin görüntülü görüşme yöntemleri ile hastalarla gerekli konsültasyonlar, tedavilerinin takibi, yan etki değerlendirilmesi, diyet kontrolü, sağlıklı yaşam tavsiyeleri, sağlık eğitimi gibi hizmetler güvenli bir şekilde verilebiliyor. 📞Bu görüşmelerin verimli olabilmesi için görüşme öncesi hastalara sormak istedikleri soruları yazıp hazırlanmalarını tavsiye ediyoruz. ⚠️Ancak kemoterapi, immünoterapi veya özel tetkik gibi hastaneye gitmelerini gerektiren durumlar olduğunda tedavilerini aksatmamaları, ertelememeleri ve gerekli önlemleri alarak hastaneye gitmeleri çok önemli. ⚠️Bu yüzden kanser hastalarımızın sağlığını düşünerek 1 eylül itibari ile internet üzerinden hasta bakmaya başladık. Hastalarımızın tedavisinin devam etmesi içinde hastane içinde ekstra önlem aldık. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #uyku #zayıflamakistiyorum #Kanser #sağlıklıbeslenme #annesütü #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflama #kiloalmakistiyorum #sağlıklıyaşıyoruz #bitkiseltedavi #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşam #coronavirus #ciltbakımı #dolgu #diyet #saçdökülmesi #sağlıklıbeslen #zayıflama #erkantopuz #coronavirus #botoks #kollajen #güzelliksırları #güzellik #sağlıkhaberleri #türkkahvesi #yemektarifleri (Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi) https://www.instagram.com/p/CGzLzb5hJAW/?igshid=mchz14203s36
0 notes
doctortekno · 4 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "İTÜ ARI Teknokent ’ten Çıkan Yerli Tele-tıp Yazılımı New York'ta Kullanılacak" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. https://doctortekno.com/itu-ari-teknokent-ten-cikan-yerli-tele-tip-yazilimi-new-yorkta-kullanilacak/
0 notes
mehmetkali · 7 years
Text
Emirates, uçak içi tıbbi destek standartlarını belirliyor http://ift.tt/2nDiesu
İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, uçuş esnasında meydana gelebilecek acil bir tıbbi durumda gerekli ilk yardım için kabin ekibine verdiği eğitimler ve uçak içi sağlık teçhizatı ile fark yaratıyor
Uçuş esnasında yolcu sağlığını öncelikleri arasında bulunduran Emirates Havayolu, bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Emirates mürettebatı zorunlu kılınan kapsamlı bir eğitim programından geçtikten sonra güncel eğitimler ve uçuş sırasında tıbbi malzemelerin kullanımı ile ilgili de ek özel eğitimlere dâhil oluyor.
En fazla uluslararası trafiğe sahip havayolu olan Emirates, haftada 3,500’ten fazla uçuş gerçekleştiriyor. 2016’da bu sayı 194,000’den fazla idi. Bu 12 ayda havayolu, tıbbi acil vakalar nedeniyle farklı rotalara 60’tan fazla uçuş yönlendirmesi yaşadı.
Tek bir uçuş rotasının değişmesi Emirates’e; rotanın niteliğine bağlı olarak yakıt, yeme-içme servisi, iniş ve kalkış ücretleri, hava navigasyon ve yolcu rezervasyon maliyeti, gelecek bağlantılar, kabin ekibi ve yolcular ile ilgili diğer maliyetlere bağlı olarak 50,000 Dolar’dan başlayarak 600,000 Dolar’dan fazlasına kadar mal olabiliyor.
Emirates Başkan Yardımcısı ve Operasyon Direktörü Adel Al Redha, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada: “Uçuş rotalarının değişiklik maliyetlerini karşılama beklentisine asla giremeyiz; yolcularımızın iyi durumda olması bizim için her zaman birinci öncelik. Her havayolu, tıbbi acil durumlar ile farklı yollarla ilgileniyor, bu açıdan herhangi uluslararası bir düzenleme yok. Emirates’te, yaptığımız her şeyde olduğu gibi, yolcularımızın güvenliği ilk sırada. Uçuş esnasında tıbbi olarak acil bir durum meydana geldiğinde ekibimiz, gerekli değerlendirmeyi yapabilecek, durumdan etkilenen yolculara en iyi çözümü sunacak eğitim ve teçhizata sahip.” dedi.
Ekip eğitimi ve teçhizat
Emirates, 2016 yılında kabin ekiplerine ve pilotlara, herhangi bir vakada yolcuların durumunu değerlendirmelerini mümkün kılacak şekilde yaklaşık 23,000 saat eğitim verdi. Tüm Emirates kabin ekipleri, BAE Genel Sivil Havacılık Otoritesi tarafından zorunlu kılınan kapsamlı bir eğitim programından geçtikten sonra güncel eğitimler ve uçuş sırasında tıbbi malzemelerin kullanımı ile ilgili de ek özel eğitimlere dâhil oluyorlar.
Emirates kabin ekibinin aldığı medikal eğitim hem teoriyi hem de pratiği kapsıyor. Bu eğitimler ekipleri, genel durumları tanıma ve bu durumlar ile başa çıkma ve daha da önemlisi az görülen fakat hayati tehlike taşıyan vakalara müdahale etme konusunda hazırlıyor.
Konular arasında temel hayati destek (CPR); astım, kalp düzensizliği, nöbet ve alerjik tepkiler gibi tıbbi durumlar; travma ile ilgili vakalar ve acil doğum bulunuyor. Pilotlar da Hipoksi, Sıtma, Dang Humması, Travma, CPR ve boğulma ve mesleki sağlık konuları gibi eğitimlere katılıyorlar.
Emirates aynı zamanda, yıllık bakım maliyeti 1,7 milyon Dolar’dan fazla olan, uçaktaki tıbbi ekipmanların kurulumuna 7 milyon Dolar’dan fazla yatırım yaptı. Her bir Emirates uçağındaki ekipmanlar arasında: acil tıbbi kitler, oksijen şişeleri, solunum cihazları, bir kalp ritmi düzenleyici, bir tele tıp ünitesi ve bir adet, ekibe yolcunun durumunu eş zamanlı olarak değerlendirmede 7/24 yardımcı olacak, uzman tıbbi danışmanlara bağlanılmayı sağlayan uydu tıbbi danışmanlık servisi.
Doğru çağrıyı yapmak
Ortalama olarak, toplam her 100,000 yolculu uçuşta Emirates ekibi, tıbbi danışmanlık servisine yaklaşık 20 çağrı yapıyor. Bu çağrıların birçoğu rota değişikliğine neden olmuyor ancak profesyonel danışmanlık ekibinin daha doğru karar vermesine ve özellikle uçuşta gönüllü tıbbi doktor yoksa yolcuya doğru desteği sunmasını sağlıyor.
Emirates’in bünyesindeki havacılık tıbbi uzmanlarının, uçuş planlamacılarının ve operasyon kontrolörlerinin hepsi tıbbi görüşler, uçak içi tıbbi teknolojiler ve eğitim tekniklerindeki ilerlemeler de dahil olmak üzere rota değişikliği protokollerinin detaylı senaryo planlaması ve düzenli güncellemeleri için yakın çalışıyorlar.
Al Redha, ayrıca: “Eğer bir uçuş rotasında değişiklik oluyorsa, amacımız durumdan etkilenen yolcuya en kısa zamanda tıbbi desteği sağlamaktır. Tıbbi danışmanlarımız ve Emirates’in kendi operasyon kontrol takımı aracılığı ile yolcunun en uygun yardımı alabileceği, havalimanının yolcuları ve uçağı yeterli bir şekilde destekleyebileceği yeri belirliyoruz. Seçilen rota, tıbbi masrafların yüksek olduğu bir yer olabilir, bu sebeple yolcular seyahate çıkmadan önce en uygun seyahat sigortasını temin etme konusunda gerekli araştırmayı yapmalı”. dedi.
Emirates hakkında:
Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 83 ülkede 155 destinasyona taşıyor. 257 adet geniş gövdeli Airbus ve Boeing uçakla faaliyet gösteren Emirates’in toplam değeri 108 milyar doların üzerinde 221 uçak siparişi bulunuyor.
Emirates Training College, Dubai United Arab Emirates. February 2015. Photographer: Gabriela Maj
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2oiLckS via IFTTT
0 notes
kamu365 · 5 years
Text
Koronavirüs ‘Tele tıp’ta talep artışına neden oldu
13 Mart 2020, Cuma 12:38
İstanbul
Osman BAKIR / İSTANBUL, (DHA) – KORONAVİRÜS (COVID-19) vakalarının Türkiye’de de görülmeye başlanması, Beşiktaş Belediyesi Online Tıbbi Danışmanlık Hizmeti’nde talep artışına sebep oldu. Evlerinden hizmeti kullanarak doktorlarla iletişime geçen vatandaşlar, dışarı çıkmadan en küçük hastalıklarını bile tedavi edebiliyor.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılarak hayatı olumsuz etkileyen koronavirüsün (COVID – 19) ilk vakaları Türkiye’de de görüldü. Vakalarla birlikte kalabalık ortamlardan uzak durmak isteyen vatandaşlar, alternatif yöntemlere yöneldi. Beşiktaş Belediyesi’nin bu yıl hizmete soktuğu Online Tıbbi Danışmanlık Hizmeti de vatandaşların tercih ettiği yöntemlerden birisi. Bu hizmet sayesinde vatandaşlar, ücretsiz şekilde dışarıya çıkmadan doktorlara ulaşıp sorunlarını anlatıp tedavi olma şansı buluyor.
DR. GÖKER : “EVDEN ÇIKMADAN DOKTORA ULAŞMAK MÜMKÜN”
Tele tıp uygulamasıyla vatandaşlara hizmet veren Dr. Bülent Koray Göker, uygulama sayesinde vatandaşların evlerinden çıkmadan tedavi olduklarını söyledi. Vatandaşların hastanelere gittiği zaman enfeksiyon kapma riskine sahip olduklarını ifade eden Doktor Göker, “Beşiktaş Belediyesi, kendi bünyesi içinde Beşiktaş’ta yaşayan vatandaşlara 2020 yılından itibaren evlerinden ve işlerinden doktorlarla birebir görüşebilecekleri bir uygulama geliştirdi. Uygulama kapsamında Beşiktaş Belediyesi’nin web sitesine girilerek T.C. kimlik numarasıyla Beşiktaş’ta ikamet edildiğini kanıtlayarak açılan ekranda size sunulan doktorlarla görüntülü görüşmek yada mesajlaşmak, dosyalarınızı paylaşmak, tıbbi sonuçlarınızı paylaşmak gibi bir hizmetten yararlanıyorsunuz. Bu görüşmelerde doktorlara günümüzün popüler ve panik yaratan konusu olan koronavirüs hakkında çok soru sorulmaya başlandı. Kişiler evlerinde ikamet ederken bir doktorla görüşmenin lüksünü yaşıyorlar. Bir doktora gitmek için evden çıkmak gerekiyor. Toplu taşıma kullanmak ve toplum içine karışmak gerekiyor. Bunun sonucunda da enfeksiyon kapma riskiyle baş başa kalıyorsunuz” dedi.
“KORONAVİRÜS VAKALARINDAN SONRA TALEP ARTTI”
Dr. Bülent Koray Göker, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs vakalarının görülmeye başlanmasının ardından kendilerine ulaşan vatandaş sayısında artış yaşandığını ifade etti. koronavirüsün toplumda soru işaretleri yarattığına da değinen Dr. Göker, “Koronavirüs ile birlikte talep oldukça arttı. Çünkü insanlar sosyal medyada çok fazla şey duyuyorlar. Bazılarına inanıyorlar, bazılarına inanmıyorlar. Doğrusunu öğrenmek istiyorlar. Bunu öğrenmeleri gereken yer ise bir uzman. Ufak tefek şeylerin çözümlenmesinde ‘tele tıp’ uygulaması çok faydalı. Biz bu uygulama sayesinde insanların gereksiz yere hastanelere gitmesine, gereksiz yere hastanelerde bulunmasını engellediğimizi düşünüyoruz. Daha çok hastaya daha kısa süre içerisinde ulaşmayı sağlayan ve mesafeleri ortadan kaldıran bir uygulama. Dünyada kullanımı oldukça yaygın. Özellikle koronavirüs hastalığının yayılmasından sonra özellikle Fransa’da kullanımı oldukça arttı. Çünkü insanlar evden çıkmak istemiyorlar. Hasta olmayabilir, ya da hastalık şüphesi olabilir. Ama sokağa çıkarsa, hastaneye giderse özellikle hastalığı kapma riski yükseliyor. Sağlık Bakanlığımız bir şüphe varsa 14 gün evde kalmayı öneriyor. Bu uygulama sayesinde insanlar evlerinden doktorlara ulaşabiliyorlar. Beşiktaş Belediyesi’nin bu uygulaması örnek bir davranış. Dünyada artık ‘tele tıp’ uygulaması hastalıkların yüzde onunu tedavi etmeye başladı. Ülkemizde de umut ediyoruz ki en kısa sürede yönetmelikler çıkarak halkımıza ‘tele tıp’ hizmeti sunulmaya başlanacaktır” şeklinde konuştu.
ARI : “EVİMDEN SAĞLIK HİZMETİ ALMAK ÇOK GÜZEL”
Tele tıp uygulamasını kullanarak doktorla görüşen Anıl Arı, doktora ‘tele tıp’ uygulamasıyla ulaştığını söyledi. Kısa sürede aldığı bilgilerle kendini rahatlattığını da söyleyen Arı, “Beşiktaş Belediyesi’nin web sitesine girerek ‘Online Tıbbi Danışma’ hizmetini buldum. Oraya başvurarak Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı bir doktorla direk yüz yüze görüşme imkanı sağladım. Zaten bir hastalığım vardı, boğazlarımda sıkıntı vardı. Ülkemizde de görülen koronavirüsten sonra kendimden açıkçası şüphelendim. Doktor Bey’e canlı olarak bağlanarak şikayetlerimi anlattım. Doktor Bey’de hem koronavirüs hem de normal grip hakkında bilgiler verdi. Bu hizmetten sonra toplu taşıma araçlarında ne gibi önlemler almam gerektiğini, maske takıp takmamam gerektiği hakkında evimden birebir tıbbi danışmanlık hizmeti verdi. Bu konuda da Beşiktaş Belediyesi’ne ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a teşekkür ediyorum” diye konuştu.
DHA
The post Koronavirüs ‘Tele tıp’ta talep artışına neden oldu appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/2wUyOwC via IFTTT
0 notes
nobetcieczane-blog · 6 years
Text
Beykoz Nöbetçi Eczane 15 Ağustos 2018
Beykoz Nöbetçi Eczane 15 Ağustos 2018
Beykoz NÖBETÇİ ECZANE 15 Ağustos 2018 İstanbul BEYKOZ NÖBETÇİ ECZANE ilçesindeki nöbetçi eczanelerin listesi eklenmiştir. BEYKOZ NÖBETÇİ ECZANE nöbetçi eczaneler listesi ve Beykoz NÖBETÇİ ECZANE 15 Ağustos 2018 listesine ulaşabilirsiniz. İstanbul BEYKOZ NÖBETÇİ ECZANE nöbetçi eczaneleri.
ÇAYIR ECZANESİ
Adres : Ortaçeşme Mahallesi Çayır Caddesi 176, Beykoz
Adres Tarifi: Emsey Tıp Merkezi Yanı
Tele…
View On WordPress
0 notes
myfikirler-blog · 6 years
Text
Uzay ekonomisi: 347 milyar dolar
Sovyetler Birliğinin 4 Ekim 1957 tarihinde uzaya fırlattığı Sputnik 1 ile başlayan Uzay Çağı hükmünü sürdürüyor. Uzay teknolojileri arkeolojiden tarıma, çevre teknolojilerinden sağlığa hemen her sektöre büyük katkı sunuyor...
GEÇTİĞİMİZ hafta, Uluslararası Uzay Haftası’ydı. Uzay ekonomisinin, insan yaşamına ne gibi etkileri olduğu, günlük yaşantımızı nasıl iyileştirdiği, gelecekte neler olabileceği konularında etkinlikler düzenlendi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin Uzay Forumünda küresel uzay ekonomisinin insanlığa getirdiği yararlar değerlendirildi.
Günümüzde uzay çalışmalarıyla ilgilenen bir avuç ülke dışında kalan ülkeler de uzay çalışmalarına ilgisiz kalamıyor. Uydulardan gelen bilgiler, yediğimiz sebzelerden kullandığımız araçlara, sağlıklı çevrelerden hükümet politikalarına kadar her alanda herkesi ilgilendiriyor.
EN GÜVENİLİR SEKTÖR
Uzay çalışmaları büyük ölçüde hükümetlerin tekelinde. Çünkü bu sektörde maliyet, astronomik. Uydu işletmecileri ise iletişimi temin etmekten sabit ve mo-bil uydu hizmetlerine kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Küresel uzay endüstrisi her yıl dengeli oranlarda büyüyor. 2016 yılında tahmini 347 milyar dolar civarında bir büyüklüğe ulaşan endüstri, pahalı olmakla birlikte en güvenilir sektör olduğunu ispatlıyor. Uzayla ilgili ekonomik etkinliklerin yüzde 60’mı ticari mal ve hizmetler oluşturuyor. Uzay ekonomisinin bir kolu uydu yapımı, fırlatma hizmetleri, yer istasyonları ve ilgili ekipmanları kapsarken diğer kolu dünyanın gözlenmesi, coğrafi lokasyon hizmetleri, meteoroloji bilgileri ve navigasyon cihazlarından oluşuyor.
OECD raporuna göre G20 ülkelerinin (Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye, İngiltere, ABD, Avrupa Birliği ) hepsi, ulusal uzay programlarına sahip ve bunun için gayrisafi iç hasılalarının oldukça küçük bir yüzdesini bu programlara ayırabiliyor.
İNSANLIĞA FAYDASI BÜYÜK
Uzay ekonomisinin en zengin ülkeden en yoksuluna kadar her topluma faydası bulunuyor. Bu faydalar ne?
■ Her şeyden önce uydular aracılığıyla gelen bilgiler, insanlığa sosyoekonomik faydalar sağlıyor. Bunlar sağlık, ulaşım, kamu güvenliği, çevrenin gözetimi ve temizliği, tarımsal kaynakların iyileştirilmesi, bilgisayar teknolojisi, endüstriyel üretkenlik, yeni pazarların yeni iş sahalarının açılması, artan verimlilik, artan rekabet, yeni ürünlerin ortaya çıkması, yeşil teknolojilerin geliştirilmesi ve en önemlisi kurtarılan hayatlar.
■ Uyduların tespit ettiği temiz su kaynakları, toprağın nasıl işlenmesi gerektiği bilgileri, yiyecek dağılımı, çevre yönetimi, eğitim imkanlarının geliştirilmesi, enerji depolama, tele-tıp ağlarının kurulması ve genişletilmesi, doğal felaketlerin önceden haber alınması, insanların uyarılması ve sonrasında yapılacak kurtarma çalışmaları, uydulardan gelen bilgiler doğrultusunda kolaylıkla yapılabiliyor.
■ NASA’nın kullandığı teknolojiler de insanlığın hizmetine sunuluyor. Uzay Mekiği görevlerinde astronotların tükettiği temiz suyun elde edilmesinde kullanılan filtre sistemleri dünyada bir milyardan fazla kişinin temiz suya ulaşmasını sağlıyor.
■ Astronotlar için geliştirilen ve uzayda büyük bir sorun olan, besin maddelerinin bozulmadan saklanması ve güvenle tüketilmesi yöntemleri, dünyada uygulanıyor. Tarım alanları genişletiliyor, mahsul hastalıklardan muaf hale getiriliyor, hasat edilen ürünler güvenle saklanabiliyor.
■ Uzay sektöründe çalışan bilim adamları, demir-krom hibrid batarya sistemlerini, elektriği olmayan köyler için de kullanıyor. Bunlar uzun ömürlü, kolay kullanılabilen, güvenilir bataryalar.
■ Etrafımızda dönen uyduların hepsi ticari ya da askeri değil. Bazı uydular kurak lık gözlemcisi (Drought Monitor), bazıla- rı da Açlık Erken Uyarı Sistemi (Famine Early Warning Sytems) olarak çalışıyor, Bunlar kuraklığın ya da açlığın başlamakta olduğu bilgisini alınca, erken ve acil olarak müdahale edilmesine imkan tanıyor.
■ Uzaydan arkeolojik araştırma yapmak bile mümkün. Hatta daha etkili. Amerikalı bilim insanı Sarah Parcak, uydu verilerini kullanarak Mısır’da kumlara gömülü 17 piramit, bin kadar mezarlık ve üç bin 100 kadar eski yerleşim birimi belirledi. NASA da, Maya uygarlığının gün yüzüne çıkmamış, ormanlık alanda saklı kalmış eserlerini, uydularla buluyor.
■ Bu da çevrecileri sevindirecek bir çalışma. Uydular 2012 yılında Antarktika’da, imparator penguenlerini saydı ve daha önce tahmin edilenin iki katı sayıda olduklarım tespit etti.
0 notes
fhcam · 7 years
Photo
Tumblr media
Tele-tıp projesinin kapsamı genişledi Hastanelerdeki işlemlerin dijital ortama taşınmasının bir ayağı olan Tele-tıp projesinin kapsamı genişledi. Star’dan Ahmet Fatih Erturan’ın haberine göre, Sağlık Bakanlığı, Elazığ Devlet Hastanesi’nde çekilen bir röntgen filmini kısa bir sürede Ankara’ya aktarılarak yorumlanması sağlamak için yeni bir sistem kuruyor.
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
ÇİLEK Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 5-6 Aylar | Ca,Na,Ho | Yaprak,Kök ve Meyvesi Çilek, Erdbeere, Fragaria vesca L. Orman çileği Walderdbeere  Yabani çilek  Familyası: Gülgillerden, Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Çilek yaprakları; Fragariae folium Çilek kökü; Fragariae radix Çilek meyvesi; Fragariae fructus Çileğin genellikle yapraklarından, nadiren köklerinden çay ve natürel ilaç yapılır. Meyveleri taze olarak yenildiği gibi salata ve pasta yapımında kullanılır. Botanik: Çileğin oldukça çok alt türü mevcuttur. Bunlardan bazıları a) Amerika çileği (F.SSP.Americana), b)Kaliforniya çileği (F.SSP. Cali-fornica), c) Orman çileği (F.SSP.Vesca), d) Beyaz çilek (F.Alba) ve e) Pembe yapraklı çilek (F.Roseiflora) sayabiliriz. Bizi ilgilendiren Avrupa ve Asya’nın Batı ve Güneybatı Asya ve Türkistan’a kadar oldukça geniş alanda yabani olarak yetiştiği gibi kültür bitkisi olarak ta oldukça çok yetişir. Bizi ilgilendiren yabani olarak yaşayan orman çileğidir. Diğer türler birçok özelliklerini kaybettiklerinden şifa maksadıyla pek kulanı¬lmazlar. Kısa kazık şeklindeki kökleri kışı ölmeden geçirir ve eski yaprak ve gövdesi kökü dondan koruyacak şekilde örter. Gövde dikey olup genellikle 10-20 cm’de nadiren 30 cm’i bulur. Yaprakları üçü bir arada uzun bir sap üzerinde ters yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivri, kenarları derin kertikli veya dişli, oradan ana damar uzanır ve bundan sağlı sollu yan damarlar kenarlara kadar uzanır. Yaprakları altı ipek gibi narin küçük tüylerle donanmıştır. Üst kısmında ise bu tüyler çok sey¬rektir. Çiçekleri 5 adet, beyaz oval veya kalp şeklindedir. Taç yaprakları ortada 10-20 adet, çok küçük döllenme tozlukları ve de ortada sarımsı bir göbek mevcuttur. Sarımsı göbek çiçekleri döllendikten sonra yavaş yavaş meyveye dönüşür. Önce sarı sonra sarımsı yeşil, sonra kırmızımsı yeşil ve nihayet koyu kırmızı olarak meyveye dönüşür. Çiçekleri yukarı doğru yükselen gövdelerinden başka yanlara doğru uzanan ve sürünen sürgünleri mevcuttur ve bu sürgünler sayesinde kısa zamanda bulun¬duğu yerde kümeler oluşturur.  Hasat zamanı: Çilek yaprakları Mayıs’tan Temmuz’a kadar toplanır, soğuk suyla yıkanır, havada ve güneşli bir yerde kurutulur. Çilek kökleri Temmuz’dan Ekim’e kadar veya Nisan ayında söküldükten sonra yıkanır ve ince şeritler halinde kesilir ve havadar güneşli bir yerde kurutulur.  Birleşimi:  1) Çileğin yaprağı %3,5-5 arasında Tanen türevleri, Pedunculagin, Agrimoniin, Procyamidin B-3, Ellagitannin ve Catechin türevleri içerir.  2) Flavonitlerden; Quercetin, Quercitrin ve Rutosid 3) Carbonikasitlerden; Tarçın asidi, Kahve asidi ve Chlorogenasit 4) Anorganikasitlerden; Salisilik asit Meyvelerinde; 1) Vitaminlerden; B1, B2, B3 vitaminleri (Thiamin, Riboflavin ve Niacin), C-vitamini ve Karotin (Pro-A vitamini) 2) Minerallerden; Fosfor, Kalsiyum ve Demir 3) Ayrıca; Protein, Sabit yağlar, Ham şeker ve çok az miktarda uçucu yağ içerir. Çilek kökünde; Tanin oranı yapraklara göre fazla fakat flavonit oranı düşüktür. Diğer maddeler ise hemen hemen aynıdır.  Araştırmalar: 1) Türkiye’de hamile olan bir kadın doktora gider ve kadın doktoru çok Çilek (meyvesi) yemesi halinde çocuğunun çok zeki olacağını söyler. Kadın çok çilek yer ve çocuk 2 yaşında kendi kendine okumayı tele¬viz-yondan öğrenir.(Show TV) 2) Ailemde 4. çocuğa hamile iken bol bol çilek yemişti ve Şamil bugün 5 yaşında ve Ana okulu’nun en zeki çocuğu olduğu öğretmenler tarafından söyleniyor.  Özellikleri: Yaprakları serinletici ve ekşimsi tattadır.  Tesir şekli: Damarları daraltıcı, idrar arttırıcı ve iltihapları önleyicidir. Kullanılması: a) Komisyon E’nin 01/02/1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre başta; Çilek yaprağı başta mide-bağırsak nezlesi, ishal, bağırsak tembelliği, karaciğer hastalıkları, sarılık, romatizma, sinir¬lilik, böbrek rahatsızlıkları, idrar yolları rahatsızlıkları, idrar yolları taş ve kumları, kalpkan dolaşımı zafiyetine karşı ve kan temizlemek ve de metabolizmayı çalıştırmak için kullanılır.  b) Halk arasında; 1) Meyvesini hamile kadınlar çok yerlerse çocukları zeki olabilir. 2) Yaprakları; Mide-bağırsak üşütmesi, iltihaplanması ve ishal, romatizma, nikris, idrar yolları ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Haricen ise diş eti iltihaplanması, ağız içi yaraları ve iltihaplanmasına karşı gargarası yapılır. Çayı: İki kahve kaşığı Çilek yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su doldurulur, 5-10 dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çilek (Çilek meyvesi): Bileşimindeki maddelerden dolayı sindirimi kolay-laştırıcı ve iştah açıcı özelliklere sahiptir. Çilek taze olarak yendiği gibi pasta reçel ve yoğurt yapımında da kullanılır.  Yan tesiri: Bilinen bir yan tesiri yoktur fakat bazı hassas kişilerde çilek meyvesi alerji yapabilir. Bu nedenle çileğe karşı alerjisi olan kimselerin yememesi gerekir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
İkinci dalgada kaygı bozukluğu ve depresyon uyarısı
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bilimsel ve Sosyal Platformu olan Psikiyatrim, dünyanın çeşitli ülkelerinden bilim insanlarını bir araya getiriyor. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen canlı yayında bu sürecin İtalya ve Türkiye’de ruh sağlığı üzerindeki etkileri konuşuldu. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, pandeminin ikinci dalgasında kaygı bozukluğu ve depresyon görülebileceğine dikkat çekti.
Üsküdar Üniversitesi, pandemi sürecinde dünyadaki gelişmeleri takip etmeye, dünyanın çeşitli ülkelerindeki uzmanlarla görüş alışverişinde bulunmaya devam ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Koordinarü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bilimsel ve Sosyal Platformu olan Psikiyatrim’de (www.psikiyatrim.org) gerçekleştirilen yayının moderatörlüğünü gerçekleştirdi.
“İtalya’dan Mesajınız Var: Covid-19 Salgını Sırasında Ruh Sağlığı ve Psikososyal Konuların Değerlendirilmesi” başlıklı yayına İtalya’dan canlı olarak bağlanan Bologna Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Biyomedikal ve Nöromotor Bilimler Bölüm Başkanı Dr. Alessandro Serretti, ülkesindeki gelişmelerle ilgili bilgi verdi.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bu süreçteki ruhsal sorunları anlattı: “Akut Stres Bozukluğu, kaygı ve travmatik yas “
Bu süreçte ülkemizdeki uygulamalardan bahseden Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Pandemi döneminde erişkinler, ergenler ve çocuklar olmak üzere genel toplum, daha önce tanıları konmus ve tedavileri devam eden psikiyatri hastaları, Covid-19 olan hastalar, Covid-19 nedeniyle yakınını kaybeden ve hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının etkilendiğini belirtti. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybeden kişilerin alınan önlemler nedeniyle sevdikleri, arkadaşları ile birlikte cenaze törenlerini yapma, taziye evi gibi yas tutma sürecini kolaylaştıran ritüelleriyapamamaları gelecekte travmatik yas gelişmesine yol açabilecektir. Ayrıca hastalanmanın oluşturduğu damgalanma duygusu ve izolasyon gibi olumsuz durumlar uzun dönemde depresyona yol açabilecektir” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz ve arkadaşları üç çalışma gerçekleştirdi
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bu süreçte arkadaşları ile birlikte gerçekleştirdiği Covid-19 Ruh Sağlığı Barometre Çalışması, COVID-19 Fobi Değerlendirme Ölçeği Geliştirme ve Covid-19’da sağlık kaygısı ve psikolojik dayanıklılığı değerlendiren üç çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek bu çalışmaların sonuçlarına ilişkin bilgiler de verdi.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: “Katılımcıların %86’sında genel kaygı arttı”
Yaklaşık bin 300 kişide gerçekleştirilen Covid-19 Ruh Sağlığı Barometre Çalışmasına değinen Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, şu bilgileri verdi:
“Bu çalışmaya katılanların %86’sında genel kaygının arttığı (özellikle 2/3’te sağlık kaygısı yüksek), %48’i güvensiz, %42’si karmaşık, %34’ü ise korku dolu ve panik olduğu saptandı. Burada önemli olan nokta var ki insanların yüzde 95’i ellerini daha fazla yıkama, sosyal izolasyon ve sosyal mesafeye dikkat ettiklerinden söz ediyorlardı. Başlangıçta belirsizliğe bağlı kaygının arttığı saptanırken; süreç içinde çok fazla bilgi sahibi olmanın (bilgi kirliliği nedeniyle) kaygıyı artırdığını gördük. Yine önemli bir nokta mesela Çin’de yapılan bir çalışmada 35 yaşın üstündeki hastalar daha çok kaygı yaşadığı ortaya çıkmışken bizim araştırmamızda daha çok gençlerde kaygının artmış olduğunu gördük. Özellikle gençlerde, kadınlarda ve bekârlarda daha fazla artış olduğunu gördük. Covid-19 sırasında oluşabilen bu kaygı, korku ve kaçınmayı ölçebilecek 22 maddelik yeni geliştirilen Covid-19 Fobi Ölçeği tüm bilim dallarında yeni araştırmalar yapılırken kullanılabilecektir.”
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: “İkinci dalgada kaygı bozuklukları ve depresyon görülebilir”
Pandemi bittikten sonra işini kaybedenler ve olası maddi sıkıntılar nedeniyle yaşanacak sorunlar yüzünden bir başka dalganın beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, şunları söyledi: “Bu dalga özellikle travma sonrası stres bozuklugu ve yaygın kaygı bozukluğu gibi kaygı bozuklukları ve depresyon olabilecektir.”
Pof. Dr. Nesrin Dilbaz: “Bazı psikiyatri hastaları tedavilerini aksattı”
Ayrıca pandemi sırasında olağan hastaların yardıma ulaşamadıklarını, pandemi sırasında birçok merkez ve kliniğin gerçekten yardıma ihtiyacı olan ruhsal hastalığı olan hastalarını göremediklerini (psikiyatri poliklinikleri ve servislerinin COVID servise dönüştürülmesi nedeniyle) kaydeden Pof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Bu dönemde bazı psikiyatri hastalarının hastalık bulaşacağı endişesiyle hastaneye gelmediklerini hatta bir kısmının da ilacı kestiğini gördük. Buna bağlı olarak son iki üç haftadır hasta başvurularının arttığını saptadık. Kronik ruhsal hastalığı olanlar, depresyon, kaygı bozukluğu olanlarda yeni yeni hastalıkların alevlendiğini gözlemledik. Tüm dunyada olduğu gibi bizim ülkemizde de Kliniğe başvuranlarla klinikte, kliniğe başvurmayanlarla tele-psikiyatri yoluyla (telefon veya dijital platform kullanılarak) yardım etmemiz önemliydi” diye konuştu.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Bu dönemde bu uygulama daha yaygın kullanılmaya başlandı. NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nde ücretsiz bilgi hattı ve yine ücretsiz psikoloji toplantıları uygulamaları ile birçok kişiye ve/veya hasta ve hasta yakınının bizlere kolay ulaşmalarına olanak sağladık” dedi.
Dr. Alessandro Serretti, Covid 19’un psikiyatri üzerine etkileri hakkında bilgi verdi
Dr. Alessandro Serretti, Covid-19 salgını sürecinde en fazla etkilenen ülkelerden biri olan İtalya’daki gelişmeleri aktararak İtalya’da kendi klinikleri Covid-19 salgınında klinikteki düzenlemelerden bahsetti. Dr. Alessandro Serretti 17 yataklı klinikteki hasta sayısının güvenli mesafe nedeniyle hasta yatak sayısının 11’e indirildiğini, buna göre demans, duygu durum ve yeme bozuklukları merkezlerinde de çalışma programlarında değişiklikler yapıldığını söyledi.
Dr. Alessandro Serretti: “Manik ve şizofreni hastaları alevlenme yaşadı”
İtalya’da Covid-19 salgınının psikiyatri üzerinde etkisini anlatan Dr. Alessandro Serretti, normal bakım ile gelen psikiyatri hastalarının sayısında belirgin bir azalma olduğunu, ancak bazı psikopatolojilerde artış olduğundan bahsetti. Dr. Alessandro Serretti, özellikle mevsim nedeniyle manik hastalar veya şizofrenik hastaların akut alevlenmesine benzer biçimde İtalya’da da bazı psikopatolojinin arttığını söyledi.
Dr. Alessandro Serretti: “Anksiyete başvuruları arttı”
Bazı klinik olgulara değinen Dr. Alessandro Serretti,71 yaşındaki bir demans hastasının nasıl ajite olduğundan, 43 yaşındaki bir erkeğin alkol kullanımının artışı gibi örneklere değindi. Dr. Serretti, İtalya’da da özellikle anksiyete nedeniyle hastaneye başvuruların arttığını kaydederek rehabilitasyon için başvuruların azalmasına rağmen anksiyete nedeniyle başvuruların arttığını kaydetti. Dr. Alessandro Serretti, özellikle toplum ruh sağlığı gibi rehabilitasyondan sorumlu olan merkezlere başvuruların azalmasına bağlı olarak relapsların (hastalığın tekrarlaması) arttığından bahsetti. Alkol ve madde kullanımında da bir artış olabileceğine de değindi.
Dr. Alessandro Serretti: “Tele-psikiyatri uygulamaları kullanıldı”
Dr. Alessandro Serretti, ülkemizde olduğu gibi İtalya’da da bu süreçte tele-psikiyatri uygulamalarının öneminin arttığını belirterek dijital ortamlardan hastalarına yardımcı olduklarını belirtti. Özellikle hastaların ve hastalara bakım veren hekimlerin ve diğer personelin korunmasına da önem verildiği kaydeden Dr. Alessandro Serretti, ayrıca bir çağrı merkezi aracılığıyla ruhsal olarak yardıma ihtiyacı olan insanlara da yardım ettiklerinden bahsetti.
source https://saglik.kocaali.com/ikinci-dalgada-kaygi-bozuklugu-ve-depresyon-uyarisi/
0 notes
fhcam · 7 years
Photo
Tumblr media
Hekim açığına tele-tıp formülü Sağlık Bakanlığı'nın hayata geçirmeyi planladığı ‘Tele-Tıp’ projesi ile sistem sayesinde hem acil vakaların teşhis ve tedavi süresini kısalacak hem de hekimler telekonferans yöntemiyle vatandaşın radyolojik bilgileri veya raporları üzerinde bilgi alışverişi yapacak.
0 notes