#Tahir ile Zühre
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte.. 🌿
8 notes
·
View notes
Text
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. - Nâzım Hikmet, Tahirle Zühre Meselesi (Yatar Bursa Kalesinde)
#Dolunayda Şiir ve Müzik Gecesi#318. Buluşma#25 Kasım 2023#Antalya#Şiir#Şiir Dinletisi#Nâzım Hikmet#Tahirle Zühre Meselesi#Tahir#Zühre#Tahir ile Zühre#Yürekbalı#Hakan Ercan#Yatar Bursa Kalesinde#Müzik: “Nâzım'a Armağan” oyunundan...#Sema#Sema Moritz#Genco Erkal#Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da#Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanında seni sevmesi şart mı#Düzenleme: Hakan Ercan#Şiir ve Müzik
8 notes
·
View notes
Text
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile Kokmaz mı aynı güzellikte?
0 notes
Text
...
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
...
4 notes
·
View notes
Text

Biz sarılmaları hep vedalarla harcadık,yalnızlıklarımızı hep kalabalıklarla.Denize kıyısı olan şehirleri hep gri bıyıklı şehirlere sattık.Anıları bırakmak gerekirken ardımızda,hep yediğimiz haltların kırıntılarını bıraktık.
Esas suç aslında, bizim içimizdeki figüran sevgilide galiba...!
Öyle deli aşklar yaşadık ki,kalıcı olmak da geçiciymiş dedirten,birkaç gerektiğinde dinlenilen şarkıda fark ettik yalnızlığı.Sahibinden satılık deniz manzaralı anılarımız oldu genç yaşlarda çoğumuzun,acısından çok satıcısıyla ilgilendik nedense.Öyle ya ,dünya küçüktü ve bunda büyütülecek bir şey de yoktu.Her gördüğümüzün bir benzettiğimiz kişisi vardı şu hayatta,Biz ruh ikizini çok farklı açılardan anladık...
Aklınızda bulunsun, Sevgisizliği çocukların uzanamayacağı yerlerde saklayın bundan sonra,öğrenmesinler çok severken bırakıp gitmeyi.Zaten bu eğitim sisteminden hayır da yok,ne öğreneceklerse bizlerden öğrenecekler.Mecbur...
Mecburiyet dedim de;Mesela ben hayatımda bir kişiye Ab-ı Hayatım dedim aruz veznine ve divan edebiyatına inat,anlamını öğrenmeden çekip gitti.Benim edebiyata küskünlüğüm hep bu yüzden.Orhan Veli'yi kötü eden havaları senede bir iki defa yaşarım ben.Sonbahar bana göre en sert geçen kıştır mesela.Sonra istanbul'a kırgınım biraz,birazda sanırım Ankara'ya irili ufaklı aşkları yüzünden,O yüzden anlarım rakı şişesindeki balığın çektiği çileyi ...
Şu hayatta insanlar Tahir mi yoksa Zühre mi olmanın ayıbı ile uğraşırken,bir yandan Edip'in mavisini,Atilla'nın mecburumunu tüketmekle meşgullerdi.Nedense,Aşkın tesadüfleri değil öküzleri sevdiğini kabul etmedi hiç biri.Ben mi ? Aşkı bilip sevgiliye sadık biri varsa gelsin Pazartesi başlasın.Kesin kararlıyım yeniden sonbaharı çetin bir kış gibi geçirmeye...
Bana iyi gelen şeyler için üzgünüm eski aşklarım,beni yarı yolda bırakın. Cemal Süreyaya hala ihtiyaç duyan,pişman olup geri dönmek isteyen bir Tomris mutlaka vardır şu hayatta .
5 notes
·
View notes
Text

Kıymetli dostlar, torunlarımı ziyaret için Konya'da bulunmaktayım.
《Bu gün 15 Ocak 2024 Mavi Gözlü Dev Nazım Hikmet’in 122.doğum günü; iyiki doğdun Nazım.
Doğum günün kutlu olsun.》
Tahir ile Zühre Türbesi, Konya'nın merkez Meram ilçesi, Meram Lisesi arkasında daracık bir sokakta, apartmanlar arasında kalmış bir yer...
Ve Tahir ile Zühre'nin hikayesi.
TAHİR İLE ZÜHRE MESELESİ
Birbirlerini çok sevmiş ama kavuşamamış olan Tahir ile Zühre türbesini ziyaret ettim.
Tahir ile Zühre'nin hikayesi: 13. yüzyılda yaşanmış.
O dönemde Konyada yaşanmış bir hikayeden ziyade; bir destan.
Arzu ile Kamber, Ferhat ile Şirin, Mecnun ile Leyla, hatta Romeo ile Jüliyet'in hikayesi ne ise bunların ki de aynı.
13. yüzyılda Konya'da yaşanan aşk destanı; o yıllar da bir Sultan ın ve Vezirinin çocukları olmuyor, buna bir çare ararken bir ak sakallı bilge onlara, bir elmayı ikiye böler ve yarısını Sultana diger yarısını da vezire verdikten sanra, derki sizler bu yarım elmaları yiyeceksiniz, yedikten dokuz ay sonra Sultanın kızı, vezirin oğlu olacak, isimlerini de Zühre ve Tahir koyacaksınız der, ak sakallı bilgenin dediği gibi dokuz ay sonra çocukları olur ve onların büyüyüp evlenme çağı geldiğinde evlendireceksiniz der.
Tahir ile Zühre birarada büyürler, birgün Zühre Tahir'i öper, Tahir buna tepki gösterir, Biz kardeşiz beni neden öptün der, Zühre'de kardeş olmadıklarını anlatır, Tahir'i inandırır.
İkisinin arasındaki aşk gün geçtikçe büyür.
Tahir ile Zühre 'nin babaları durumu biliyor ama Zühre'nin annesi durumu bilmiyor.
Zühre'ye gizli gizli aşk besleyen köle kara çalı bunların aşkını kıskanır, aralarını bozmak için Zühre nın annesini ikna eder ve annesi de Sultanı ikna ederek Tahir'i Mardin kalesi zındanına koyarlar 7 sene zındanda kaldıktan sonra Tahir tekrar Konya'ya döner, Zühre'nin dadısının yardımıyla tekrar buluşmaya başlarlar.
Buluşmalarını, köle kara çalı yine görür ve Zühre nın annesine söyler.
Tahir'i sultanın askerleri yakalayıp, ellerini ve ayaklarını bağlayıp Beyşehir gölünde bir kayıga koyarlar.
Ölmek üzere iken göl beyi Tahir kurtarır sarayına götürür.
Ama gölbeyinin de üç kızı vardır.
Orada bir müddet kaldıktan sonra; boylu poslu yakışıklı olan Tahir e göl beyinin kızları aşık olurlar ve aralarında kavgaya başlar, gölbeyi durumu öğrenir ve Tahir'in kellesini ertesi gün vurduracaktır.
Gölbeyinin kızlarından birisi yardım ederek Tahir'i kurtarır.
Tahir tekrar Konya'ya gelerek, Zühre nin dadısının yardımıyla görüşmeye başlarlar.
Zühre yi adım adım takip eden köle kara çalı, durumu tekrar kızın annesine anlatır.
Sultanın askerleri Tahir e saldırırlarken , Zühre vaziyeti görünce Tahiiiir diye bağırmaya başlar, Tahir de Zühre ye bakarken, askerler yere düşen Tahir i lime lime doğrarlar.
Tahir'i o vaziyette gören Zühre, Tahir'in yanıbaşında oracıkta ölür.
Zühre'ye aşık olan kara çalı da kendini hançerliyerek ölür.
Tahir ile Zühre'nin öldükleri yerde iki gül biter, Tahir in mezarında kırmızı gül, Zühre'nin mezarında beyaz gül biter.
Onları mezarlarında bile buluşturmayan köle kara çalı, ikisinin mezarının ortasında biter.
Size şimdi Şair Nazım Hikmet 'in yazdığı bu şiiri sizlerle paylaşıyorum.
Saygı ve selâmlarımla.
TAHİR İLE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta.
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
Mesala bir barikatta dövüşürken.
Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken.
Mesela damarlarında denerken bir serumu ölmek ayıp olurmu.
Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin o bunun farkında değil.
Ayrılmak istemezsin ondan.
Ama o senden ayrılacak.
Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şartmı.
Yani Zühre Tahir'i sevmeseydi yahut hiç sevmeseydi artık.
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden.
Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
NAZIM HİKMET
10 notes
·
View notes
Text

Tahir olmak ta ayıp değil, Zühre olmakta.
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte,
yani yürekte...
Seversin dünyayı dolu dizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak, yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı...?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden.
Tahir olmakta ayıp değil ,
Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
Nazım Hikmet RAN
6 notes
·
View notes
Text
Al yüreğimi eline,
Bak sıcacık değil mi,?
Nasıl da güm güm atıyor,
Yerinde duramıyor,
Senin aşkında dile geliyor,
Al beni sar diyor adeta,
Öp beni, sev beni diyor,
Yüreğim senindir sevgili,
Biz sevda bahçesinin gülü ve bülbülüz,
Leyla ile Mecnun,
Kerem ile Aslı,
Ferhat ile Şirin,
Arzu ile Kamber,
Tahir ile Zühre,
Yusuf ile Züleyha,
Nasıl aşkları yıllardır dillerde dolaşıyor,
Varsın bundan böyle de,
Bizim aşkımız düşsün dillere,
❤️❤️🌹🌹😘😘
4 notes
·
View notes
Text
İstanbul Bakırköy'de “Nâzım Hikmet ve Piraye” söyleşişi gerçekleşti
https://pazaryerigundem.com/haber/208046/istanbul-bakirkoyde-nazim-hikmet-ve-piraye-soylesisi-gerceklesti/ -
İstanbul Bakırköy'de “Nâzım Hikmet ve Piraye” söyleşişi gerçekleşti

İstanbul Bakırköy Belediyesinin her hafta İspirtohane Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Bakırköy Muhabbeti” etkinliği, bu hafta 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla özel bir söyleşi ile taçlandı. Şair ve yazar Turgay Fişekçi’nin gerçekleştirdiği “Nâzım Hikmet ve Piraye” söyleşisi, dinleyicileri aşk ve edebiyat dolu bir yolculuğa çıkardı.
İSTANBUL (İGFA) – Vatandaşları birbirinden güzel söyleşilerle buluşturmaya devam eden Bakırköy Belediyesi, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel bir söyleşi gerçekleştirdi. “Bakırköy Muhabbeti” kapsamında düzenlenen söyleşi kapsamında, şair ve yazar Turgay Fişekçi “Nâzım Hikmet ve Piraye”yi anlattı. Edebi kişiliğiyle gönüllerde ve hafızalarda taht kuran şair Nâzım Hikmet’in, aşkı Piraye’ye yazdığı şiirlerin ve mektupların okunduğu söyleşide duygu dolu anlar yaşandı. Soru ve cevap bölümüyle vatandaşların Nâzım’ı daha yakından tanıdığı söyleşi sonrasında şair ve yazar Turgay Fişekçi okurları için kitaplarını imzaladı.
“BU SÖYLEŞİLER İNSANİ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKILMASI AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”
Nâzım Hikmet ve Piraye’nin hikayesinin insani değerlere bir örnek oluşturduğunu ve bunu Bakırköy’de paylaşabilmekten mutluluk duyduğunu belirten şair ve yazar Turgay Fişekçi, “İspirtohane Kültür Merkezi’nin çevresine, düzenlenmesine hayran kaldım. Bu kültür merkezine kimlerin emeği geçtiyse ayrı ayrı hepsine teşekkür etmek gerekir. Burada çok sıcak bir dinleyici topluluğuyla yüz yüze geldim. Dinleyicilerin yüzlerine baktığımda ne kadar ilgili olduklarını gördüm.
Nazım ile Piraye arasındaki bu sevgi ilişkisi, gelecekte Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin gibi bir halk hikayesine dönüşecek önemli bir ilişki. Tutku, derinlik, yoğunluk, fedakarlık, özveri… Yani insanı insan kılan ne kadar özelliğimiz varsa bu özellikleri Nazım ve Piraye’nin ilişkisinde karşılıklı olarak görebiliyoruz.
Nazım ile Piraye ilişkisindeki o mektupları okumak bile bize insanlığın ölmediğini gösterebilir. Hep ‘İnsanlık öldü mü?’ diye düşünüyoruz ama böyle eskimeyecek yüce değerler de var ve bu sayede belki de insanlık hala varlığını sürdürebiliyor. Bakırköy’de gerçekleştirilen bu söyleşiler insani değerlerimize sahip çıkılması açısından çok önemli ve bence bütün belediyelere örnek olması gereken bir davranış. İnsanları kültür ve sanatla ne kadar buluşturabilirsek o kadar insan yanımız gelişiyor. O yüzden bu etkinliklere katkı veren herkese çok teşekkür ederim” dedi.
Bakırköy Belediyesi’nin kültürel etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Bakırköy Muhabbeti” serisi, 21 Şubat Cuma günü saat 14.00-16.00 arasında yazar Yazar Fuat Sevimay’ın “Edebiyat Üzerine” söyleşisi ile devam edecek.

0 notes
Note
Barışmaktan başka şansım yok. Burada yaşayamam yoksa. :( Senin de önereceğin bir şiir varsa tavsiyelere açığım. Ben genelde gündüz izliyorum ya gece izleyince film aklımda kalarak uyuyorum, rüyalarım çok hoş olmuyor. Ya ben ezan sesini çok anlayamadım. Filmle de bağdaştıramadım. Dediğim film seriyle tam bağlantılı mı bilmiyorum ama bizim filmdeki anne bu filmde de var.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın Desem ki ve Nazım Hikmet'in Tahir ile Zühre şiirlerini çok severim ben de. Dediğin Devlet ve Ben şiirini okudum şimdi beğendim kendimden de parçalar görebildim şiirde.
Filmdeki ezanı ben şöyle düşünmüştüm. Hatırladığım kadarıyla filmin başında ortadoğuda bir ülkede bir araştırma yapıyorlardı sanırım kazı çalışması gibi o esnada konsepte giriş yapıyorlardı. Exorcist yani şeytan çarpması da dinlerden geldiği ve dinler de orta doğu kültüründen geldiği için kullanmak istemiş olabilirler diye düşündüm. O aynı anne karakteri de varsa seriyle bağlantısı vardır ya fkdhfkdjd izleyeyim ben de onu müsait bir anımda
0 notes
Text
TÜRK HİKAYE GELENEĞİ VE DESTANLARI:
HALK HİKAYESİ: Hikâye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikâyeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir. Türk edebiyatı verimleri içinde 16.asırdan itibaren görülmeye başlanan, genellikle aşıklar tarafından nazım-nesir (şiir-düz yazı) karışık bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden, yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikâyelerdir.

HALK HİKAYELERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
Türk edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek Dede Korkut Hikayeleridir.
Genellikle aşk konusunun işlendiği halk hikayelerinde zaman zaman kahramanlık konularıyla dini konuların işlendiği de görülmüştür.
Nazım – nesir karışık olarak anlatılan bu hikayelerin gelişip yayılmasında saz şairlerinin önemli bir fonksiyonu vardır.
Konuları Bakımından Halk Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Kahramanlık Hikayeleri
Aşk ve Kahramanlık Hikayeleri
Halk hikayeleri sınıflama:
Destanlar ve Destanımsılar
Tarihler ve Menkıbeler
Aşk Hikayeleri
Masallar, Fıkralar ve Efsaneler
Halk Hikayelerinin İçerik Özellikleri
Aşk Konulu Halk Hikâyeleri
Tahir ile Zühre
Ercişli Emrah
Aşık Garip

Kahramanlık Konulu Aşk Hikâyeleri
Köroğlu
Kaçak Nebi
Aşk ve Kahramanlık Konulu Halk Hikâyeleri
Kirmanşah
Şah İsmail
TÜRK DESTANLARI:
1. Destan: Toplumu geniş ölçüde ilgilendiren olayları konu edinen 8-11 heceli dizelerden oluşan ve kıta sayısı yediden yedi yüze kadar varan anonim veya bireysel halk şiirlerine destan denir.
2. Destan: Milletlerin yaşadıkları tarihî olayların efsanevî ve mitolojik unsurlarla yoğrularak oluşturduğu millî karakter taşıyan uzun manzum eserlerdir.
Destan Türüne İlişkin Bazı Önemli Hususlar
Destanlardan tarihî kaynak olarak faydalanılabilir.
Destanlar, mitlerden sonra en eski ikinci tür olarak kabul edilir.
Destanlar, kutsal anlatılar değildir.
Epik destan geleneğine göre anlatı hemen başlayıp hemen bitmez.
Anlatı durağanlıktan coşkunluğa doğru bir seyir izler.
Anlatı yeniden durgunluğa ulaşarak son bulur.
Yeryüzündeki en eski epik destan geleneği, Türklere aittir.

İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DESTANLARI
1.Yaratılış Destanı
2.Saka Destanları a. Alp Er Tunga Destanı ( İ.Ö. 7. yy) b. Şu Destanı ( İ.Ö. 4. yy)
3. Hun-Oğuz Destanları a. Oğuz Kağan Destanı ( İ.Ö. 4. yy) b. Attila Destanı
4. Göktürk Destanları a. Bozkurt Destanı ( İ.Ö. 2. yy) b. Ergenekon Destanı (7-8. yy)
5. Siyenpi Destanı
6. Uygur Destanları a. Türeyiş Destanı (8-9. yy) b. Göç Destanı (8-9. yy)
İSLAMİYET SONRASI TÜRK DESTANLARI
Manas Destanı (8-9.yy)
Cengiz Han Destanı (13.yy)
Satuk Buğra Han Destanı (13.yy)
Danişmend Gazi Destanı (11.yy)
Köroğlu Destanı (16.yy)
TÜRK EFSANELERİ:
Sözlü kültür ortamında yaratılan ve sözlü edebiyat geleneğinin bir türü olan efsanenin en yaygın olarak kabul gören tanımı “gerçek veya hayalî muayyen şahıs, hâdise veya yer hakkında gerçek olduğuna inanılarak anlatılan hikâye” şeklindedir.
Efsanelerin Özellikleri (özet bilgi)
Efsaneler çoğunlukla olağanüstü olayları, insanüstü güçleri ele alır; olayları gerçekten uzaklaştırarak anlatır.
Efsanelerde kısmen kutsiyet vardır.
Anonim halk edebiyatı ürünleridir.
Günlük konuşma diliyle yazılır.
Dinî motiflere ve tarihten izlere çokça rastlanır.
Halk edebiyatına ait başlıca efsaneler şunlardır:
Karacaoğlan Efsanesi
Şah-ı Meran (Şahmeran)
Yabangülü (Ege’de Bir Çingene Efsanesi)
Karacadağ
Pamukkale Travertenleri
Anavarza Efsanesi
Sarıkız Efsanesi …

Türk Menkıbeleri:
Din ulularının ya da tarihe geçmiş yiğit kimselerin olağanüstü, yüce yanlarını anlatan, dilden dile yayılıp gelen öykü.
Türk Masalları :
Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikâyelerine masal denir.

Cevap:C
1 note
·
View note
Text
Hayatta hepimiz verdiğimiz savaşlarla tanınırız. Hepimiz tek kişilik kaleleriz Aslında. hazırlıklı hazırlıksız savaşlardan geçeriz. İsimler farklı olsa da savaşlar benzerdir: kan, gözyaşı, acı ve benzeri şeyler. Bir de benzersiz verdiğimiz savaşlar vardır, adı aşktır. Hayata geliş hikayemizde bile bir aşk yatar. Doğa kanunları kadar sert olan bu kanun, her insana cennetteki yasak elmayı yedirmiştir. İlk insan Adem ve Havva’dan bu yana olan bu yasak elma, İsrafil sûra-yı üfledikten sonra yer yüzünde tek bir insan kalsa bile devam edecektir. 624 yıllık bir hükümdarlığı olan Osmanlı İmparatorluğu, 36 hükümdarı ile yıkılışında aşk çok büyük bir rol oynarken, ortalama 70 yıl süren naçizane ömrümüzde aşkın bizi yıkmaması düşünülse bile değildir. Üstelik kalemizin tek bir hükümdarı var iken, tarihin tozlu raflarından tutun hayata geliş hikayemizde yerli yersiz hissettiğimiz her şeyin içinde, aldığımız oksijende bile bir aşk vardır. Dünya klasikleri üzerine bakarsak Romeo ve Juliet, Şah Cihan ve Mümtaz Mahal, Mahal, Tahir ile Zühre, Frida ile Diego gibi bildiğimiz kadar bilmediğimiz aşklar da vardır. Bu eşsiz, benzersiz his aslında bize en çok benzeyen eşi bulmak içindir. Bu da hayatın tatlı bir oyunudur. Sokrates gibi bir felsefecinin bile yapı taşını bozmuş olan bu üç harfli his, aşk gerçekten bir savaş mıdır, yoksa hayata karşı olan savaşımızda bize en güzel sığınak mıdır?
0 notes
Text
Bir bankta oturuyorum. Belediye binasının önünde. Yanımda Nazım Hikmet’in heykeli var. Birlikte oturuyoruz. Yan yana. Kafamın bozuk olduğu gecelerde buraya yürür, Nazımla sohbet ederim. Bir de sürekli buralarda dolanan bir köpek var. Her oturduğumda yanıma gelir. Ona biraz yemek getirdim. Üçümüz birlikteyiz. Oturuyoruz. Bu saatlerde pek kimse geçmiyor burdan. Ama geçenler olunca onları izliyorum. Bu gece, yaklaşık 100 metre ileride ki bankta bir adam oturuyor. Yağmur var. Kapüşonunu takmış. Elleri cebinde. Öyle boşluğa bakıyor. Sigara yaktı şimdi benim gibi. Kim bilir onun ne derdi var, o da sığamamış evlere. Benim gibi. Oturuyoruz karşılıklı.
Neden? Diye soruyorum Nazım’a. O güzelim mavi gözlerini dikip bakıyor bana. Yağmur yağıyor bir yandan. Sadece yağmurun sesi var. Başka hiç ses yok. Bu saatleri seviyorum. Bir kadın için bu saatte tek başına dışarda olmak Türkiye’de yaşarken zor. Ama umrumda değil. Korkmuyorum. Artık mezarlığın yanından gece yarısı geçerken de korkmuyorum mesela. Artık korkmuyorum. Başıma bir şey gelmesi, artık beni korkutmuyor. Artık karanlıktan korkmuyorum.
Nazım, bana gülümsüyor. Ben ona şiir okuyorum. Robert Frost. Gidilmeyen yol. Artık yol yok diyorum. Yol ayrımı da. İç geçirerek anlatmayacağım bunu ben diyorum. Nice yaşlar, nice çağlar sonra. Gülümsüyor Nazım. Sürekli gülümsüyor. Şiiri diyorum, silemiyorum aklımdan. Silemediğim başka şeyler de var. İnce, sarı renkli bir zincirin ucuna asılmış bir yonca mesela.
Tahir ile Zühre meselesini konuştuk biraz. Sonra Tahir, hiçbir şey kaybetmedi tahirliğinden. Ve elma kendiliğinden yeşildi. Evrensel bir yeşil. Kuşku götürmez üstelik.
Şimdi bir adam düşün. Sana ait. Yine aynı adamı başkalarına ait olabilirmiş gibi düşün. Aynı anda. Hayır, çıldırmıyorsun. Bir sakin olalım. Bir adamın hem Piraye’si hem Vera’sı olamazsın. Biraz dürüst olalım. Şimdi düşün; bir adam ki göğsündeki zehiri akıtacak kadınlara sahip olsun. Kadınlar. Birçoklar. Göğsündeki engin zehirde yüzecek, zehri içecek birçok tane kadın. Çağlayan düşün. Volkanlar. Sonu gelmez patlamalar. Herbiri ile yeniden yeşeren, yeniden acıtan, yeniden yaralayan; üreyen, bölünen acılar düşünün. Kızamıyorsun, kırılamıyorsun. Büyük bir huzursuzluk silsilesi. Adam sana ait, adam sana ait değil. Deli işi, anlıyor musun?
Bunu ancak şiirle delirenler anlar. Aksi büyük bir boşluk.
Pişmanlık? Saçmalama. İnsan hiç ölümcül bir hastalığa yakalandığına şükreder mi? Eder.
Sezen Aksu’dan Sarı Odalar’ı dinliyoruz şimdi Nazımla. Sonra da köpekle birlikte eve yürüyeceğiz. Beni sağ salim getirdiğinden emin olmak istiyor hep.
0 notes
Text
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
Yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
Meselâ denerken damarlarında bir serumu
Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
Ama o bunun farkında değildir
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
5 notes
·
View notes
Video
youtube
By KaPTaN - TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ - ( Nazım HİKMET ) #Şiir
#bykaptan#by kaptan#şiir#şiiri#şiirleri#şiirler#nazım hikmet#yeni şiir#tahir ile zühre#tahir zühre meselesi
31 notes
·
View notes