#Pirinç Lapa
Explore tagged Tumblr posts
Text
Pirinç ayıklanırdı evlerde yemeğin yanına pilav, yada dolma içi için.
Kese kağıdıyla gelirdi eve her şey poşet moşet bilmezdik...
Bakkaldan manavdan yada pazardan fileyle dönerdi Annelerimiz Babalarımız.
Sadece Sana yağını bilirdik birde.
Vita yağının boş kutularına çiçek ekerdi annelerimiz ablalarımız...
Radyoda dinlediğimiz arkası yarınların ve maçların hala tadı damağımda,
Halit KIVANÇ
Orhan AYHAN
Necati KARAKAYA onlardı spikerlerimiz.
Servis nedir onu da bilmezdik okula giderken, bizden büyük ablaların eteğine yapışır öyle giderdik okula..
Şimdi kocaman servis aracında çocuk unutuyorlar ama bizim ablalarımız bizi hiç unutmadı ne okula giderken nede okul çıkışında...
Lapa lapa kar yağsa da kapanmazdı okullar...
Sadece pazardan pazara yıkansakta ne kepeklenirdi saçımız, ne de erkenden kirlenirdi bedenimiz..
Ruhumuz, saygımız onlar hiç kirlenmezdi..
Çoğumuz ingilizceyi,
MR ve MRS BROWN’dan öğrendik işte çat pat..
At the pıcnıc, at the sea si de böyle çizgi filmleri de bilmezdik.
Zaten çizgi filim izleyecek televizyonumuzda yoktu..
Çizgi romanlarda yaşardık aşkı,
Teksas, Tommiks, Zagor, Mandreke hergün okuduğumuz kitaplar arasında birinci sıradaydı. Okuyan okumayanla değiştirir maceradan maceraya koşardık onlarla..
Şarkılar dinlediğimiz plaklar 45’likti.
Öyle büyük stüdyolar değil küçük plakçı dükkanları vardı. Hoparlörleri dışarı konur akşama kadar kayıt yaparlardı..
Saklambaç gazetesi, Hey, Ses dergileri okurdu mahalledeki ablalar. Yazlık sinamalar yaz akşamlarının vazgeçilmeziydi. Her mahallede duvarda yada direkte afişleri asılırdı yeni gelen filimlerin, birde gelecek hafta oynayacak filimin..
Kötü adam
Erol TAŞ, Ekrem BORA.
Kızların hayalindekiler;
Kadir İNANIR, Cüneyt ARKIN, Ediz HUN, Göksel ARSOY,
Erkeklerin hayalindekiler;
Türkan ŞORAY, Filiz AKIN, Fatma GİRİK ve ismini sayamadığım ne çok sanatçılar vardı sanki aileden biriydi hepsi.
Yazlık tatil köyleri falan bilmezdik koca bir yaz mahallede sokakta geçerdi.
Bizim için yazlık da, kışlık da, tatil köyü de mahallemizdi.
Sıcaktan kavrulsak da yazı,
soğuktan donsak da kışı da aynı derecede severdik.
Anne Baba abla abi kardeş arkadaş konu komşu güzel güzel geçinip giderdik işte.
Bizler güzel çocuklardık..
Alıntıdır
19 notes
·
View notes
Text
SANCI
Gök yarılıp içinden meteorlar evine de düşse, tek malvarlığın aracın yangınlar içinde kül de olsa, hayattaki en sevdiğin kişi bir trafik kazasında can da verse, bir gece ansızın gelen depremin enkazından son anda da kurtulsan; sabah seni bekleyen hayata geri dönmek zorundasın. Toplumun sana biçtiği ama senin kendi seçimin sandığın personanı seçecek, hayata karışacaksın. Patronunun kendi emelleri için emir buyurduğu görevleri yapacak, öğle yemeğinde 59 yaşındaki aşçının bulunduğu noktaya olan öfkesini her bir pirinç tanesine işlediği lapa pilavı yiyecek, yıpranmış bedenin ve ruh halinle adına hedef dediğin esaretler için çabalamaya devam edeceksin.
Sayısız tekrar ve tecrübeyle beraber tüm bu çaresizliklerin sonucu olarak kişinin istemsizce vardığı tek nokta duyarsızlaşmak. Fakat bu; öyle yanan bir evin yanından geçerken elindeki suyu yola dökmek gibi bir duyarsızlıktan ziyade, saatlerdir üstünde oturduğu için uyuşan ayağının üstünden kalktıktan sonra gelen karıncalanma ve ağırlaşma hissiyle beraber, o sırada ayağına batmakta olan yerdeki sivri çöpü bile hissetmeme şeklinde bir duyarsızlaşma. Yani bir şeyler oluyor, oluyor ama ben artık ne olduğunu anlayamıyorum kardeşim.
Düşünceler, duygular her gün birer birer bedenimi terk ediyor. Olaylar karşısında hissizleşiyor, sadece et ve kemikten bir hal alıyorum. Üzerine derin analizler yapabileceğim eylemler yok artık. Sanat, sepet, estetik kaygılar ve ideolojiler... piramitte bile değiller artık.
artık ne bir savaşçısın, ne atın var ne gürzün / uzunca bir kırık kılıçtır artık hüzün / o denizler, o kuşlar, dağladığın yaralar / bunca kancıklığın hiçbirine değmedi
10 notes
·
View notes
Text
Pirinç pilavını güzelce kavurup iki üç damla limonu sıktık bu sefer lapa olursa suç pirinçlerin
2 notes
·
View notes
Text
Annem evliliklerinin ilk günlerinde akşam yemeği için babama pirinç çorbası, biber dolması ve pilav yapıyor. Yemeklerin hepsi pirinçten anlayacağınız. acemi kadın, bu işleri daha pek bilmiyor ve babam bol pirinçli sofrayı görünce şaşırıyor ama yine de kalbi kırılır, o kadar uğraşmış kadın diye hiç sesini çıkarmadan çorbasını içiyor, dolmayı yiyor, pilavdı derken '' eline sağlık hatun'' deyip sofradan kalkmak istiyor. tam kalkarken valide '' dur dur, tatlı da yaptım kocacım'' deyip dolaptan bir kase getiriyor. Babam kaseyi görünce artık dayanamayıp muhahaha diye gülmeye başlıyor. Kasede sütlaç var. Annem anlam veremiyor gülüşüne, hayırdır noldu bey diyor. Babam puhahaha halen gülünce annem de ona bakıp gülmeye başlıyor. Fakat acemi annem daha neye güldüğünü bile bilmiyor. Babam bir yandan, annem bir yandan böyle ahahaha hihihihi diye gülüp duruyorlar.
Bu gülme seslerine babaannem geliyor ''noluyo size be'' diyor. Babam da ''yok bir şey ana, sen bak işine'' diye cevap veriyor. Babaannem de '' gelin kısmı öyle ağzını sonuna kadar açıp gülmez, ayıp ayıp'' deyip odasına geçiyor.
O odasına geçince annem de kendi odasına geçip ağlıyor. gururuna dokunuyor kadının ama babam yanına gelip ''üzme sen kendini, sana gülmek yakışıyor, ben seni şu gamzen için sevdim, o gamzeni sakın benden gizleme'' diyor. Avucuna aldığı bir tutam pirinci anneme gösteriyor. Sıkıyor pirinçleri. Kaderimiz bizim bu taneler diyor , baya kızıyor ve günün sabahında annemi kolundan tutup o evden çok uzaklara (doğduğumuz yere) taşınıyorlar.
Ablam doğuyor evleniyor çoluk çocuğa karışıyor, ağabeyim de evleniyor o da çoluk çocuğa karışıyor, özetle hepimiz büyüyoruz ve biz büyürken de bizi büyütenler haliyle yaşlanıyor ve babam akciğer kanserine yakalanıyor, aynı zamanda damarlarının çoğu tıkalı olduğundan bir akşam üstü yoğun bakımlık oluyor. Gözlerini ilk açtığında karşısında annemi görüyor. Annem ağlayarak gülümsüyor.
Sonra anjiyo ameliyatları, kemoterapi derken o çok sevdiği bıyıkları dahil, saçı-sakalı her şeyini kaybediyor. Günden güne eriyip acı içerisinde zayıflıyor. Ağrıdan uyuyamıyor, geceleri yerlere çömelip halıları yoluyor, bir sürü kalp krizi ve yine yoğun bakımdan kurtulunca elinde yine annemin ellerini görüyor, annem ağlayarak gülümsüyor.
Ölmek istiyorum hanım diyor. Sana yük oluyorum...
Annem babamın olmayan saçlarını seviyor, zayıflamaktan çenesinin altında oluşan derilerini okşuyor '' o nasıl laf öyle bey, sen güçlü adamsın, pes etmek sana yakışmaz, hem dağ gibi oğulların var burada bak'' diyor.
Onlar konuşurken doktor kolumuzdan çekiyor '' son günlerini evde geçirsin, böylesi daha iyi'' diyor.
Ne de rahat söylüyor. Anneme anlatıyoruz kadın yıkılıyor. Hastanenin o son günü tekrar kocasının yanına gidip ellerini okşuyor, dişlerini sıka sıka '' iyi olacaksın merak etme sen'' diyor, babam da ağlıyor, ilk kez ağlıyor. Annem gözyaşlarını avucuyla silip'' canın bir şey istiyor mu? Ne yapim eve gidince hıh? Söyle bana'' diyor.
Yoğurtlu pirinç çorbası yap diyor. Böyle küçük çocukların hasta olunca annesinden çikolata, jelibon, pasta istemesi gibi hafif ağlamaklı, hafif tebessüm eşliğinde ''çorba'' diyor. O an çocukluğum aklıma geliyor, lapa lapa dışarıda kar yağarken uzun paltosuyla işten eve gelip sobanın karşısında dikilen o dağ gibi adamın omzundan kar alıp sobaya damlattığım günler aklıma geliyor. Sırtına binip denizde yüzdürdüğü gün aklıma geliyor, omuzunda maça gittiğimiz günler geliyor ama şimdi 3-5 merdiven çıkarken bile nefes nefese yoruluyor ve elleriyle yoğurup tırnaklarıyla yaptığı evine şimdi ölmek için gidiyor ve işin acı yanı bunu bildiği halde bilmezliğe veriyor.
Gülerek taburcu oluyor...
Artık şarjörün son mermisi, kalp krizinde son hak, gelince öleceğini biliyor ve kaza kurşununa gitmemek için '' tuvalete giderken beni bekleyin, orada olsun istemem'' diye oğullarına son ricasını yapıyor.
Üç gün geçiyor. İstediği o son çorbadan 2-3 kaşık zorla da olsa içip son kurşun sıkılıyor, yine mavi ışıklar altında hastaneye koşuluyor, orada hayatını kaybediyor.
komşular cenaze evi için tavuklu pilav yapmış. mahalle kalabalık. Bir sürü tencere... Annem pilava bakarken birden ağlamaya başlıyor, mutfakta sigara içen evlatlarına da ilk kez o yukarıdaki pirinç hikayesini anlatıyor. Yeni evliydik diyor, babanızın en mutlu olduğu gündü o gün diyor. O sessiz sakin adam yerleri yumruklamıştı gülerken diyor. Çok mutluydu diyor.
O an şok oluyorum. böyle nefesim kesiliyor. Ablam '' iyi misin?'' diye beni dürtüyor, ben saçlarımı yoluyorum.
babam o son kalp krizinde apar topar ambulansla hastaneye yattığı an aklıma geliyor, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve naaşını da morga götürdükleri akılıma geliyor. Ölüm evraklarını imzalarken cüzdanını bana teslim ediyorlar.
Elimde babamın cüzdanı hastane bankına oturmuş merak ve sıkıntıdan içini açıyorum. Babamın siyah beyaz fotoğrafını görüyorum. Hıçkıra hıçkıra öpüyorum. Sonra ufak gözünü açıyorum, orada küçük bir poşet gözüme çarpıyor, içine bakıyorum bir tutam pirinç. '' bu pirinç de ne ki?'' diyorum. Anlamıyorum.
Ertesi gün annem mutfakta bu hikayeyi anlatınca hemen babamın çekmecesinden cüzdanı alıp geliyorum. Ablam halen ''iyi misin?'' diyor. Ellerim titreye titreye cüzdanı açıyorum. Küçük pirinçli poşeti masaya koyuyorum. Belli ki babam yıllardır o pirinç tanelerini cüzdanında saklamış. O anki mutluluğunu hep yanında taşımış. annem görünce iyice yıkılıyor, herkes ağlıyor, biz öylece masadaki pirinçlere bakıyoruz, konuşamıyoruz ve o pirinç tanelerini mezarının dört bir yanına döküyoruz.
Huzur içinde yat sessiz sakin suskun adam.
4 notes
·
View notes
Text
Pirinç pilavı yapmayı hiç sevmiyorum normalde, riskli bir yemek. Biz pilavı yağlı ve tane tane seviyoruz. O yüzden yapması riskli bir yemek. Suyunu, ısısını ayarlayamazsın, bilmem neyini ayarlayamazsın lapa olur. Ama şu son bir aydır inat ettim, her hafta pilav yapıyorum ve giderek uzaklaşıyorum bu işte:') bugün de basmati pirinç aldım ve yapması en basit pilavmış. Sudan geçir, hiç kavurmadan at sıcak suya. Resmen beginner seviye
0 notes
Link
Nguồn: Yemek.com Xem thêm tại: https://tulinh020400.tumblr.com https://daynauan.info.vn/hoc-nau-an
0 notes
Text
KARİDES LAPA ÇORBASI TARİFİ
MALZEMELER
Karides
Pirinç
Susam Yağı
Sarımsak
Soğan
Yumurta
Yeşil Soğan
Balık Sosu
Yosun Kağıdı
Kavrulmuş Susam
KARİDES LAPA ÇORBASI NASIL YAPILIR?
Bir yosun kağıt parçasının bir kenarını tutun ve düşük alev veya elektrikli brülör üzerinde sallayın. Yanmaması için hareket ettirin. Eşit şekilde kızartmak için gim’i periyodik olarak çevirin. Alev alırsa, üfleyin ve renk değişene ve kenar yumuşayana kadar devam edin. Kızarmış sakızı plastik bir torbaya koyun ve küçük parçalara ayırın. Kenara koyun.
Büyük bir tencereyi orta yüksek ateşte ısıtın. Susam yağı, sarımsak ve soğanı ekleyin. Soğan hafif şeffaflaşana kadar yaklaşık 2 dakika tahta kaşıkla karıştırın.
Pirinci boşaltın ve suyu atın. Pirinci tencereye ekleyin ve pirinç biraz yarı saydam olana kadar 2 ila 3 dakika karıştırın.
Karidesleri ekleyin ve pembeleşmeye başlayana kadar 1 dakika pişirin. Havuç ve suyu ekleyin.
Karıştırın, örtün ve orta yüksek ateşte 20 dakika pişirin. Pişerken taşarsa biraz karıştırıp kapağını aralayın.
Isıyı orta seviyeye düşürün. Örtün ve 10 dakika daha pişirin.
Yulaf lapasını karıştırın, yeşil soğanı ekleyin ve çırpılmış yumurtaları yavaşça gezdirin. Karıştırmayın, sadece yumurta donana kadar bir dakika pişirin.
Balık sosunu (veya çorba soya sosu veya tuzu) karıştırın. Ateşten alın. Yulaf lapasını ayrı servis kaselerine koyun. Kızarmış, ezilmiş sakız ve öğütülmüş susam tohumları serpin. Hemen servis yapın.
PÜF NOKTALAR
Pirinci biraz fazla pişirin.
SSS
İÇİNE MISIR KONULABİLİR Mİ?
Tabi koyabilirsiniz. Çeşitli sebzeleri içerisine koyabilirsiniz daha güzel olacaktır.
Kaynak: https://www.koreyemekleri.net/tarif/karides-lapa-corbasi-tarifi/
0 notes
Text
günün menüsü
pirinç pilavı salata cacık 8/10
pilav biraz lapa gibi olmuş tencerenin azizliğine uğradığımı düşünüyorum dedem tabağını bitirdi sıkıntı yok demek ki
21 notes
·
View notes
Text
Hançerin Sapı
Haksızlık etme Diyorum kendime; Onurlandırıldın da, Kınandın da sen. Kendini kül dolu Bir küpe gömdün. Ters yüz ettin Sevgini eskidikçe. Güzel günler yaşadın. Çiçeklerin oldu, Bir evin örneğin; Güneş gören, Dağlara dönük balkonu. İşte bu yüzden Ağlarım ben Kestaneler çatlarken. Sabahın buğusu Gözlerimi yaşartıyor, Boynuma dolanıyor Akşam zinciri. Dağlardır beni avutan. Söyleyin bana Gözünüzü kırpmadan; Sizce dönek midir zaman? Eşkıyalar dağları Anlayamazlar. Çünkü suçtur onları Dağlara çıkartan. Darasıdır suç oysa Yaşadığımız dünyanın. Dağlar sizi Pekmez ile kararım. `Öyle yaralıyım ki; Ölmem ben artık.` Ölmem ya kanarım, Kanarım seve seve. Haksızlık etmem Suya ekmeğe Hiç bir anahtar Dönmese de kilidim de. Bekliyorum kaç zamandır; Uykusuzum,sabırsızım. Başımı acıtıyor Geceleri yastığım. Dilim kurumuş Bir su yatağı, Katı sözcüklerle Dolu tozlu ağzım. Bakıyorum eski Fotoğraflara. Hafız Burhan dinliyorum Taş plaklardan. Bir pencere çarpıyor Viran yüreğimde, Sıvalar dökülüyor Pervazından. Dörtnal giden Ürkek bir attan Düşüyorum de sanki, Takılı kalıyor Ayağım üzengiye. Sürükleniyorum Sırtüstü Çalılar,dikenler içinde. Mevsim kışa dönüyor, Hızar sesleri geliyor Dörtbir yandan. Odun taşıyor Yorgun kamyonlar. Kuşlar da gitti. Çiçekler gelecek bahara Tohum saçıyor. Ey benim umudumu Bölük bölük Eden hızarlar, Bu yıl da Kalıcıyım burda Verilmiş sözüm var. Bensiz yapamaz Lapa olur pirinç kar. Elimden tutmuş Sevecen gençliğim, Buzdan bir yolda Düşe kalka Yürümeyi öğretiyor Yeniden bana. Geçmiş deyince Sen geliyorsun aklıma. Sahi sen yaşadın mı; Var mıydın acaba? Yaşadık mı seninle Aynı zaman parçasında? Ama ellerin aklımda. İri gözlerin, Sıcaklığın geceler boyu Ve aklığın aklımda. Senin ağzın tarçın kokardı, Benimki karanfil. Birbirine karışırdı Soluklarımız. Tek başınayız şimdi ikimiz. Bende karanfil, Sende tarçın kokusu Yapayalnız,kimsesiz. Ben seni yalansız Bahar gibi sevdim. Sevgi adınaydı Milis beraberliğimiz. Sabahtan akşama Günü tarar örerdik Ve kedileri İkimizde çok severdik. İkimiz de yıldız düşkünü; Bakmaya doyamazdık Gökyüzüne. Koynunda terli ferman Bir atlı geçerdi Samanyolundan, Kimsenin göremediği Kibrit çakımı bir an. Hiç unutmam; Adına sikke bastırırdı Aşk o zaman. Yani ay doğardı Tepelerin ardından. Güzel günlerimiz oldu, Gecelerimiz İpek ve kılabtan. Omuzunda uzun saplı Eğri tırpan Ot biçmeye gidiyor Avurtları çökük Bir gölge adam. Karalar giyinmiş, Ölüm simgesi gibi Geçiyor sokaktan. Kulaklarım uğulduyor, Yapılar eğiliyor, Çinko damlar Daraltıyor gökyüzünü Alaca bir bulut Geliyor üstüme Yuvarlana yuvarlana Kurşundan bir köpekle. Haksızlık etme Diyorum kendime. Kılavuzun oldu rüzgar, Su gibi dostun. Eğer dumanlıysa Kavruk dağlar; Bil ki gülün ahı, Hançerin sapı var. Ey benim umudumu Bölük bölük Eden hızarlar, Oluklu hançer, Güle narh koyanlar; Şahmaranın başı için Payınıza düşen ne? Bir gün sorarlar.
- Metin Altıok
5 notes
·
View notes
Text
La sütlaç dediğini tarif edemezsin işte o kadar güzel olur . Şu an yapan kişi alınmasın diye yediğim, sütlaç adi altında lapa pirinç ve kutudan çıktığı hali ile aynı kalan süt karışımının adı nedir ?
3 notes
·
View notes
Note
Yemek yapmayı beceremiyorum. Yeni yeni bir şeyler yapmaya başladımama çok kötü oluyor. deneme amaçlı sadece kendim için yapıyorum ama Allah affetsin çoğu çöpe. Basit tarifler bile olmuyor bu yuzdne mutfağa girmek istemiyorum ama yemek yapmayı bilmeden de olmuyor. Hiçbir şey bilmiyorum. Nasıl yapıldığına bakmadan makarnayı bile kafamdan yapamıyorum. Ne kadar su koyulur su ne zamana koyulur yağ koyulur mu bilmiyorum. Anne hariç nasıl öğrenebilirim?
Ben anneden doğrudan öğrenmedim işin açığı. Gizil öğrenme dediğimiz farkında olmadan öğrenme yöntemiyle öğrenmişim göre göre. Ama tabi bu her yemeği direkt mükemmel yaptığım anlamına gelmiyor. Mesela ilk pilav deneyimim efsanedir bir dondurma kabını doldurmuştum pirinç koyarken :) Mahalleyi doyuracak lapa ve tuzsuz bir pilavdı 13-14 yıl öncesi düşünün :) Damda kümesimiz vardı o ara tavuklara yem olmuştu :) Öğrenci evinde rüştümü ispat ettim diyebilirim. Biraz zorunda kalmak da öğretiyor. Nefis Yemek Tarifleri isimli bir site var. Nefis Yemek Tarifleri Android uygulamasını indirmenizi tavsiye ederim. Şu bağlantıyı kullanarak indirebilirsiniz:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.nefisyemektarifleri.android
Buradan herkesin tarifini denemeyin ama, Elif, Yasemin Atalar, Fatma Damyan, Mine Yalçın Budak, Sevim ve Büşra Atalar bu hesaplardaki tarifleri harfiyen uyguladığınızda yemek kolay kolay yenmeyecek tatta olmuyor. Kafadan yapmak zaman içinde deneye yanıla ortaya çıkıyor. Önceden annemin göz kararı koyması çok tuhaf gelirdi o yüzden ondan öğrenemezdim mesela ama bi yerden sonra oturuyormuş yapa yapa. Bu sitedeki bahsettiğim yazarlardan birinin tarifini deneyin bi yine aynısı olur da başka çare düşünelim. Defter tutup ayrıntılı yazabilirsiniz şöyle yapılır böyle konur diye. Pes etmeyin deneyin bir yerden sonra mantığını kavrayacaksınız ve kolaylaşacak biiznillah. Elinize sağlık afiyet olsun şimdiden :)
2 notes
·
View notes
Text
Haksızlık etme
Diyorum kendime;
Onurlandırıldın da,
Kınandın da sen.
Kendini kül dolu
Bir küpe gömdün.
Tersyüz ettin
Sevgini eskidikçe.
Güzel günler yaşadın.
Çiçeklerin oldu,
Bir evin örneğin;
Güneş gören,
Dağlara dönük balkonu.
İşte bu yüzden
Ağlarım ben
Kestaneler çatlarken.
Sabahın buğusu
Gözlerimi yaşartıyor,
Boynuma dolanıyor
Akşam zinciri.
Dağlardır beni avutan.
Söyleyin bana
Gözünüzü kırpmadan;
Sizce dönek midir zaman?
Eşkıyalar dağları
Anlayamazlar.
Çünkü suçtur onları
Dağlara çıkartan.
Darasıdır suç oysa
Yaşadığımız dünyanın.
Dağlar sizi
Pekmez ile kararım.
‘Öyle yaralıyım ki;
Ölmem ben artık.’
Ölmem ya kanarım,
Kanarım seve seve.
Haksızlık etmem
Suya ekmeğe
Hiçbir anahtar
Dönmese de kilidimde.
Bekliyorum kaç zamandır;
Uykusuzum, sabırsızım.
Başımı acıtıyor
Geceleri yastığım.
Dilim kurumuş
Bir su yatağı,
Katı sözcüklerle
Dolu tozlu ağzım.
Bakıyorum eski
Fotoğraflara.
Hafız Burhan dinliyorum
Taş plaklardan.
Bir pencere çarpıyor
Viran yüreğimde,
Sıvalar dökülüyor
Pervazından.
Dörtnal giden
Ürkek bir attan
Düşüyorum de sanki,
Takılı kalıyor
Ayağım üzengiye.
Sürükleniyorum
Sırtüstü
Çalılar, dikenler içinde.
Mevsim kışa dönüyor,
Hızar sesleri geliyor
Dört bir yandan.
Odun taşıyor
Yorgun kamyonlar.
Kuşlar da gitti.
Çiçekler gelecek bahara
Tohum saçıyor.
Ey benim umudumu
Bölük bölük
Eden hızarlar,
Bu yıl da
Kalıcıyım burda
Verilmiş sözüm var.
Bensiz yapamaz
Lapa olur pirinç kar.
Elimden tutmuş
Sevecen gençliğim,
Buzdan bir yolda
Düşe kalka
Yürümeyi öğretiyor
Yeniden bana.
Geçmiş deyince
Sen geliyorsun aklıma.
2 notes
·
View notes
Text
Pirinç pilavı yapmanın püf noktası var mı ? Yaptığım Bulgur pilavı tel tel dökülürken pirinç pilavı hep lapa oluyor :'
33 notes
·
View notes
Text
Az Bilinen Püf Noktaları ile En Güzel Sütlü Tatlılar
Geçmişten günümüze sofraların vazgeçilmezi sütlü tatlıları sevmeyen yoktur desek çok da yanılmış olmayız. Türk ve dünya mutfağının en lezzetli köşesini oluşturan sütlü tatlıları yapmak ise her zaman yemek kadar kolay olmayabiliyor. Kimi tatlıda ölçüyü tutturmak maharet isterken kimisinde kıvamı ayarlamak için çok uğraşmak gerekiyor.
Fakat birkaç önemli noktayı kavradıktan sonra en güzel sütlü tatlılara imza atmak çok daha pratik bir hal alabiliyor. Siz de püf noktalarını öğrenmek ve en güzel sütlü tatlılar ile sevdiklerinizi mutlu etmek istek istiyorsanız içeriğimize göz atmanızda fayda var. İşte günümüz mutfağının ve geleneksel sofraların vazgeçilmezi olan en güzel sütlü tatlılar…
Damak Çatlatan Fırında Sütlaç
Hemen herkesin favori tatlısı olan sütlacın birçok tarifine rastlamak mümkün. Ancak sanıyoruz ki en çok tercih edilen ve yapımı en pratik olan türü, fırında sütlaç. Tadıyla olduğu kadar görüntüsüyle de oldukça cezbedici bir sütlü tatlı olan sütlaç için gerekenler ise tedarik edilmesi son derece kolay malzemeler.
Fırında Sütlaç Malzemeleri
1 litre süt
Yarım litre sıcak su
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağından 1 parmak eksik kırık pirinç
Fırında Sütlacın Üzerini Süslemek İçin Gerekenler
Fındık
Fırında Sütlaç Yapılışı
1. Adım: Öncelikle işe pirinçleri yıkayarak başlamakta yarar var. Bu noktada ince telli süzgece alınan pirinçleri hafif bir şekilde sudan geçirmek yeterli olacaktır. Eğer pilav yapar gibi bol suyla yıkanırlarsa pirinçlerin tüm nişastasını kaybetmesi söz konusu olabilir. Ardından tencereye koyulan pirinçlere yarım litre sıcak su eklenir ve kısık ateşte 40 dakika pişirilir. Pirinçler, pişerken birbirine yapışmaması için arada bir kaşık yardımıyla karıştırılır.
2. Adım: Pirinçler iyice lapa olduktan sonra üzerine 1 litre soğuk süt eklenir ve karışım yavaş yavaş karıştırılır. Daha sonra 40 dakika daha arada bir sütlü pirinç karıştırılarak pişirmeye devam edilir. Bu süreçte sütle pirincin iyice özdeşleşmesi sağlanır.
3. Adım: Sütlü pirinç karışımının kıvamı iyice yoğunlaştıktan sonra şeker eklenir, iyice karıştırılır ve tencere ocaktan alınır.
4. Adım: Sütlaç, bir kepçe yardımıyla kaselere doldurulur. Bu aşamada kaseleri ağzına kadar doldurmamakta fayda var. Aksi takdirde sütlaç fırında pişerken kabaracağı için kaselerden taşıp kötü bir görüntü yaratabilir.
5. Adım: Kaseler, fırın tepsisine yerleştirilir ve tepsiye yaklaşık bir parmak kalınlığında sıcak su doldurulur. Tepsiye sıcak su doldurulmasının nedeni, sütlaç yüzeyinin çatlamasını önlemektir. Son olarak tepsi fırının en üst rafına yerleştirilir ve fırın ızgara modunda 230 dereceye ayarlanır.
6. Adım: Sütlacın üzeri 6-7 dakika sonra hafif yanık renk aldığında fırın açılıp tepsi ters çevrilir. 3-4 dakika da bu şekilde pişirerek tüm sütlaçların aynı şekilde yanmasını sağlanır.
7. Adım: Tüm sütlaçlar soğuması için buzdolabında bekletilir. Sütlaçları servis etmeden önce üzerlerine bir miktar çekilmiş fındık eklenir.
Esmer Güzel Kazandibi
Tadına doyulamayan en güzel sütlü tatlılardan biri olan kazandibinin çok hafif bir lezzet olduğunu söylemek mümkün. ��zellikle yemeklerden sonra daha çok tercih edilen kazandibinin görüntüsüne bakıldığında bir tarafın yanıkken diğer tarafın nasıl bembeyaz göründüğünü düşünüyorsanız tarifimizi incelemenizi öneririz.
Kazandibi Malzemeleri
6 su bardağı süt
3 yemek kaşığı pirinç unu
3 yemek kaşığı mısır nişastası
1 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı tereyağı
3 tatlı kaşığı pudra şekeri
1 çay kaşığı tarçın
Kazandibi Yapılışı
1. Adım: Sütün tamamı tencereye alınır ve üzerine toz şeker, pirinç unu ve mısır nişastası eklenir.
2. Adım: Karışım bir çırpma teli yardımıyla pürüzsüz bir dokuya kavuşana kadar karıştırılır. Karışımın pürüzsüz olması tatlının kıvamını önemli ölçüde etkileyecektir. Daha sonra karışım yoğun bir kıvam alana kadar ocakta pişirilir.
3. Adım: Pişen tatlı ocaktan alınır ve üzerine tereyağı eklenir. Tereyağının tatlının sıcaklığıyla erimesi ve karışımla özdeşleşmesi sağlanır.
4. Adım: Fırın tepsisinin yüzeyi yağlanır. Pudra şekeri ile tarçın karıştırılıp tepsinin tüm yüzeyini kaplayacak şekilde dökülür. Pudra şekeri ve tarçın karışımını tepsiye eşit bir şekilde dökebilmek için çay süzgecinden destek alınabilir.
5. Adım: Sütlü karışımdan 2 kepçe dolusu alınır tepsiye yaydırılır.
6. Adım: Tepsi ocağa alınır ve çevirerek tepsinin tüm yüzeylerinin ateşte yanması sağlanır. Tepsinin düzenli olarak çevrilmesi, bazı bölgelerin daha yanık ve dalgalı görünmesini engelleyecektir.
7. Adım: Yakma işlemi bittikten sonra geriye kalan sütlü karışım da tepsiye dökülür ve tepsinin üzeri bir spatula yardımıyla düzeltilir.
8. Adım: Tepsi buzdolabında soğumaya bırakılır. Tatlı serinledikten sonra kazandibi dilimlere ayrılır ve spatula yardımıyla kıvrılarak rulo şeklinde sarılıp servise hazır hale getirilir.
Tarih Kokulu Keşkül
En güzel sütlü tatlılar arasında yer alan keşkül, geleneksel mutfağımızın baş köşesinde yer alan lezzetlerdendir. Oldukça pratik bir tarife sahip olan keşkülü siz de evinizde dilediğiniz zaman yapabilir ve ailenizle keyifle tüketebilirsiniz.
Keşkül Malzemeleri
5 yemek kaşığı toz badem
1 çay bardağı Hindistan cevizi
1 paket vanilya
1 su bardağı pirinç unu
1,5 su bardağı toz şeker
4 su bardağı süt
Keşkül Yapılışı
1. Adım: Pirinç unu ve toz şeker bir tencerenin içerisinde çırpma teli yardımıyla karıştırılır. Tencereye yavaş yavaş süt eklenir.
2. Adım: Karışım ocakta pişmeye alınır ve karıştırılmaya devam edilir. Bir yandan karıştırırken bir yandan da yavaş yavaş vanilya eklenir. Vanilya keşkülün hoş bir kokuya ve hafif bir tada sahip olması için kullanılır.
3. Adım: Hindistan cevizi ve toz badem de tenceredeki karışıma eklenir ve karıştırılmaya devam edilir.
4. Adım: Keşkül koyu bir kıvam aldığında ocaktan alınır ve ilk soğuğunu bırakması beklenir. Daha sonra keşkül kaselere doldurulur ve soğutularak servise hazır hale getirilir.
5. Adım: Dilenirse kaselere koyulan keşkül üzerine çekilmiş çiğ badem serpilerek süsleme yapılabilir.
Tüm bunların yanı sıra sütlü tatlı yapımı için zamanınız olmadığında veya profesyonel bir dokunuşa ihtiyaç duyduğunuzda Liva lezzetine güvenebilir ve en güzel sütlü tatlılar için online sipariş verebilirsiniz.
1 note
·
View note
Link
0 notes