#Pensilvanya
Explore tagged Tumblr posts
Text
Şelale Evi -Doğanın Kalbi
Frank Lloyd Wright tarafından 1935-1939 yılları arasında tasarlanan Şelale Evi Kaufmann ailesi için bir hafta sonu evi olarak tasarlanmış, doğayla bütünleşen benzersiz bir mimari şaheserdir. Pensilvanya'daki bu eşsiz yapı, modern mimarinin öncüsü ve unutulmaz eserlerinden biridir. - Şelale Evi, Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanan eşsiz bir mimari şaheserdir. - Doğayla bütünleşen bu yapı, modern mimarinin öncüsü ve unutulmaz eserlerinden biridir. - Wright'ın organik mimari anlayışı, doğal çevreye uyumlu ve işlevsel bir yapı ortaya çıkarmıştır. - Sütunlu tasarımı, zorluklarla karşılaşsa da, mimari açıdan ileri görüşlülüğün ve yapısal mükemmeliyetin bir örneğidir. - Şelale Evi, uluslararası tanınma ve saygı görmüş, ödüller kazanmış ve mimari tarihinde önemli bir yere sahiptir. Gelin döneminden bir asır önde olan bu yapıyı hep beraber inceleyelim..
Şelale Evi / Dök Mimarlık
Şelale Evi Planlaması
Giyim perakendecisi olan Kaufmann ailesi, küçük bir şelalenin yanında, üzerinde birkaç kulübe bulunan bir arazinin sahipleridirler. Aslen Pittsburgh'da yaşayan aile, o yıllarda bölgedeki çelik endüstrisinin ilerlemesinin sonucu olarak getirdiği hava kirliliğinden dolayı Pittsburgh “Dumanlı Kent” olarak anılıyordu. Bu nedenle Kaufmann ailesi de diğer tüm şehir sakinleri gibi, fırsat buldukça Pittsburgh’un güneydoğusunda yer alan Appalachian Dağları’ndaki Bear Run ırmağı kıyısında tatil yapıyorlardı. Bu şelale ailenin 15 yılı aşkın bir süredir gelip gittiği bir alan olmuştur. Fakat kulübelerin şelaleyi görmemesi en büyük sorunlardan başı çekmiyormuş. En sonunda kulübelerinin de yıkılmaya başlanmasıyla birlikteyse aile yeni bir evin yapımı hakkında düşünmeye başlamıştır.
Kaufmann Ailesi / Dök Mimarlık Ailenin babası Edgar Kaufmann, oğlunun Wright'ın Taliesin Fellowship adındaki okuluna gitmesi ile oluşan yakınlık sayesinde Wright'a ulaşabilmiş ve onunla iletişime geçerek, şelale manzarası olan bir ev isteğini dile getirmiştir. Araziyi gördükten sonra ise Wright Edgar'a: “Eviniz benim hayal gücümde zaten şekil almıştır. Tam olarak Johann Sebastian Bach ahenginde olacak.” Araziyi gördükten sonra Frank Lloyd Wright Arazinin tam olarak ölçümleri yapıldıktan sonra Wright, ailenin şelale gören bir ev hayalinin tam tersi olarak bölgesel ağaçları ve kayaları koruyarak, binayı şelalenin üzerine yapmayı önermiştir. “Ben sizin şelale ile yaşamanızı istiyorum, sadece bakmanızı değil. O hayatınızın bir parçası olmalı”. Yapıyı şelalenin üstüne yapmak için Edgar'ı ikna etmeye çalışan Wright
Şelale Evi yapım aşamaları / Dök Mimarlık Fikrinin kabulü üzerine Wright çizimlerine başlamak istemiş fakat 7 ay boyunca projeye dair tek bir çizik atamamıştır. Bir gün Kaufmann ailesinden bir telefon almıştır. Aile projeye bakmak istediklerini söylemiştir. Wright bunu kabul eder ve onları, bizde sizi bekliyorduk diyerek ofisine davet eder. Buluştuklarında ise çok hızlı bir şekilde eskiz çizmeye başlar ve yanında çalışanlarına temize geçirmeleri için verir. Söylenildiğine göre eskizleri temize geçirenler kalemleri yeterince hızlı dahi açamamışlardır. Fikirler Wright’ın adeta kafasından çizimlere akmıştır.
Şelale Evi minyatürü / Dök Mimarlık Bu kararın sonuçları hem Kaufmann'ları hem de Mimari dünyasını şok etmiştir. 1935'ten 1939’ye kadar yapımı süren Şelale Evi Kaufmann ailesi tarafından 1939’den 1963’e kadar hafta sonu ve tatil evi olarak kullanılmıştır. 1964’te bir mimari simge olan Şelale Evi müze haline getirilmiştir. Günümüze kadar 4 milyondan fazla ziyaretçi aldığı kaydedilmiştir.
Şelale Evi Mimarisi
Frank Lloyd Wright'ın mimarlık kariyeri boyunca tasarladığı ve hayata geçirilen 500’ün üzerinde projesi bulunmaktadır. Bu yapıların büyük bir kısmını müstakil evler ve villalar oluşturmakla beraber bu projelerin tasarımsal ve kavramsal olarak birçok ortak noktası vardır. Frank Lloyd Wright kendi mimari prensipleri doğrultusunda tasarımlarını şekillendirmiştir. Şelale Evinde ise bu prensiplerin çok büyük bir çoğunluğunu görmek mümkündür.
Evin girişinde yer alan İngilizce "Şelale Evi" tabelası / Dök Mimarlık Sesi yapının her yerinden duyulabilen şelale, yakın çevre ve mevcut arsadan çıkan taşlardan oluşturulmuş taş duvarlar ve teraslar bir uyum içinde birleşerek Wright Organik Mimari anlayışını ortaya çıkarmıştır. Frank Lloyd Wright, dikey mimariyi değil yatay mimariyi tercih etmiştir. Yapının hacimlerini dikey olarak uzatmak ve işlevlendirmek yerine yatay doğrultuda genişletmeyi seçmiştir.Şelale Evinde de bu özellik yaşamaktadır. Hacimleri, yatay yönde genişleyerek üretilmiştir. Hacimler fonksiyonlarına göre genişleyerek yapının genel algısını oluşturmaktadır. Terasın ve döşeme plaklarının, pürüzsüz ve çıplak görünümde bırakılması yapının yatay düzlem ile oluşturduğu algıyı vurgulamak amacı ile hususi olarak tasarlanmıştır.
Evin dış cepheleri ve yapısı / Dök Mimarlık Bina yapısı üzerinde bulunduğu toprağı kucaklamalı ve onunla bir bütün oluşturmalıdır. Frank Lloyd Wright Wright tasarımlarında yapının peyzajına verdiği önem ile tanınmaktadır. Şelale Evinin de üzerinde bulunduğu kayalık alan ve şelale ile güçlü ilişkisini hissetmek işten bile değildir. Yapının üzerine oturduğu kayalıklar, binanın temelini oluşturmakta ve yapıya sağlam bir destek sağlamaktadır. Kat planları İç mekan yapısındaki sadelik ve serbest plan kullanımının önemi Frank Lloyd Wright’ın prensiplerinden birisidir. İki katlı bu yapının giriş katına büyük bir antre, küçük bir depo odası ve büyük bir oturma odası konumlandırılmıştır.. Wright, yarattığı bu geniş mekanı duvarlar ile odalara bölmemiş, ürettiği mekanları açık ve serbest bırakarak kullanıcıya kullanım rahatlığı sağlamıştır. Müzik köşesi, yemek köşesi gibi alanlar belirlemiş fakat bu alanları dahi mekansal açıklığı koruyarak tasarlamıştır.
Evin iç mimarisi / Dök Mimarlık İkinci kattaysa iki yatak odası, iki banyo ve evin babası Edgar Kaufmann’ın şahsi ofisi bulunmaktadır. Aynı zamanda ikinci katta Wright tarafından ailenin manzara isteğini gerçekleştiremediği için bir nevi kendisini affettirmek için tasarladığı üç adet teras vardır ve bu teraslardan yapının içerisinde bulunduğu muhteşem doğa ailenin istediği şekilde seyredilebilmektedir.
Frank Lloyd Wright'ın Mimarisi ve Yapının Oluşumundaki Zorluklar
Frank Lloyd Wright'ın eşsiz tasarım anlayışı, Şelale Evi'nin inşa sürecinde bazı zorlukları beraberinde getirmiştir. Bu sorunlardan biri, evin konumunun aslında Wright'ın tasarımını gerçekleştirmek için gereken genişliği sunmamasıdır. Yasal düzenlemeler ve alan kısıtlamaları, istenen ev boyutları için uygun bir zemin oluşturamamıştır. Bu meydan okumayı aşmak için Frank Lloyd Wright, evi sütunlar üzerine inşa etmeye karar vermiştir. Bu strateji sayesinde, izin verilen alandan daha fazla yer kaplamadan istenen boyutta bir ev tasarlamak mümkün olmuştur. Zamanının ötesinde bir çözüm olan bu yaklaşım, mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ancak, bu sütunlu tasarım fikri Frank Lloyd Wright ile ev sahibi Edgar Kaufmann arasında bazı anlaşmazlıklara yol açmıştır. Kaufmann, sütunların tasarımının bir danışman firmanın mühendisleri tarafından gözden geçirilmesini istemiştir. Bu talep, Wright'ın tasarımına duyulan güveni sarsmış ve onu sinirlendirmiştir. Bu gerilim sonucunda Wright, projeden çekileceğini ve çizimlerini geri istediğini bildirmiştir. Ancak, Kaufmann'ın talebinin kabul edilmesi ve durumun düzeltilmesiyle anlaşmazlık sona ermiştir. Yapının inşası ilerledikçe, sütunların altına destek olarak yerleştirilen tahta iskeletin kaldırılması gerektiğinde işçilerin bu görevi yerine getirmekte tereddüt ettiği bir durum yaşanmıştır. Frank Lloyd Wright, bu sorunu bizzat çözmek üzere yapıya gelmiş ve işçilere tahtaları kaldırmalarını emretmiştir. Tahtalar kaldırıldığında, yapının planlandığı gibi kendi ağırlığını taşıdığı görülmüş ve Wright'ın tasarımının ne kadar sağlam ve işlevsel olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Şelale Evi'nin renk paleti, Frank Lloyd Wright'ın birleşik ve organik kompozisyon anlayışına uygun olarak sınırlı tutulmuştur. Wright, beton yüzeylerde hafif bir kehribar tonu ve çelik kısımlarda kırmızı renk kullanarak yapının doğal çevresiyle uyum içinde olmasını sağlamıştır. Bu renk seçimi, organik mimari prensiplerine uygun olarak yapının çevresine yumuşak bir entegrasyon sağlarken, yapıyı çevresinden ayıran sert bir kontrasttan kaçınmıştır. Frank Lloyd Wright'ın öncü tasarım anlayışı ve Şelale Evi'nin inşa sürecinde yaşanan zorluklar, hem mimari tarihindeki ileri görüşlülüğün bir örneği hem de yapısal mükemmeliyetin bir kanıtı olarak bugün hala hatırlanmaktadır. Bu benzersiz yapının evrildiği zorluklar, onun daha da değerli ve ilham verici bir eser haline gelmesine katkıda bulunmuştur.
Şelale Evi'nin Kazandığı Ödüller ve Tanınmışlığı
Şelale Evi, sadece yerel değil uluslararası düzeyde de büyük bir tanınmışlığa sahip olan, geçmişiyle örülmüş prestijli bir yapıdır. UNESCO Dünya Mirası için aday gösterilmesi, bu eşsiz yapının ne denli önemli ve etkileyici olduğunun bir kanıtıdır. Hem uzak hem de yakın geçmişte yoğun ilgi görmüş olan Şelale Evi, günümüzden yıllar sonra dahi ödüller kazanmaya devam etmektedir. 1938 yılında, dünyaca ünlü Time Magazine tarafından Ocak sayısının kapağında yer alarak tüm dünyanın dikkatini çekmiştir. Bu göz alıcı başarı, Şelale Evi'nin sadece mimari açıdan değil, kültürel ve estetik anlamda da ne denli etkileyici olduğunun bir göstergesidir. Şelale Evi'nin büyüleyici etkisi, 28 farklı yeri içeren prestijli "Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler" listesine girmesiyle daha da pekişmiştir. Smithsonian tarafından belirlenen bu liste, dünya genelindeki en önemli ve etkileyici mekanları içermektedir. Şelale Evi'nin bu listede yer alması, yapısal ve görsel açıdan ne denli etkileyici olduğunun bir kanıtıdır. 1966 yılında ise Şelale Evi, "Ulusal Tarihi Yerler" ilan edilerek Amerika'nın tarihî ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak resmen tanınmıştır. Bu unvan, yapıya duyulan saygının ve öneminin bir ifadesidir. Ayrıca, 1991 yılında Amerikan Mimarlar Enstitüsü üyeleri tarafından "Amerikan Mimarisi'nin En İyi Eseri" seçilmiş olması, Şelale Evi'nin mimari açıdan ne kadar değerli bir yapı olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu ödül, yapıya duyulan hayranlığın ve takdirin bir yansımasıdır. 2007 yılında Amerikan Mimarlar Enstitüsü AIA'in düzenlediği ankette ise Şelale Evi, "En Sevilen Mimari Yapılar" listesinde 29. sırada yer alarak adını bir kez daha duyurmuştur. Bu, yapıya olan ilginin ve sevginin uzun yıllar boyunca nasıl devam ettiğinin bir göstergesidir.
Sıkça Sorulan Sorular
- Kim tarafından tasarlanmıştır ve nerede bulunmaktadır? - Şelale Evi, ünlü mimar Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanmıştır. Pittsburgh, Pensilvanya'da yer almaktadır. - Hangi dönemde inşa edilmiştir? - Şelale Evi, 1935 ile 1939 yılları arasında inşa edilmiştir. - Hangi mimari tarza sahiptir? - Şelale Evi, modern ve çağdaş mimari tarzının örneklerinden biridir. - Yapının öne çıkan özellikleri nelerdir? - Şelale Evi, doğayla uyumlu organik mimari anlayışı, yatay kolon tasarımı ve doğal çevresiyle bütünleşen yapısıyla dikkat çekmektedir. - Şelale Evi'nin kazandığı ödüller ve tanınmışlık düzeyi nedir? - Şelale Evi, uluslararası tanınma ve saygı görmüş, prestijli ödüller kazanmış ve hatta UNESCO Dünya Mirası adayı olmuştur. - Yapının inşası sırasında karşılaşılan zorluklar nelerdi? - Yapının inşası sırasında, tasarımın gerektirdiği genişliği sunmayan zemin ve sütunlu tasarımın kabul edilmesi gibi zorluklarla karşılaşılmıştır. - Şelale Evi'nin mimari etkisi nasıl değerlendirilmektedir? - Şelale Evi, mimari tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmekte ve Frank Lloyd Wright'ın öncü tasarım anlayışının bir örneği olarak değerlendirilmektedir. - Şelale Evi'nin iç mekanında ne gibi özellikler bulunmaktadır? - İç mekan, Wright'ın serbest plan kullanımı ve doğal ışıkla oynama gibi mimari prensiplerini yansıtan geniş, açık ve işlevsel alanlara sahiptir. Ayrıca, doğal malzemelerin kullanımı ve manzaraya odaklanan düzenlemeler iç mekanı benzersiz kılmaktadır. - Şelale Evi'nin sütunlu tasarımı nasıl bir çözüm sunmuştur? - Yapının sütunlu tasarımı, zeminin gerektirdiği genişliği sunmadığı durumda bile istenen boyutta bir ev tasarlamayı sağlamıştır. Bu yaklaşım, mimari açıdan ileri görüşlülüğün bir örneğidir. - Şelale Evi'nin renk paleti nasıl seçilmiştir ve ne amaçla kullanılmıştır? - Wright, beton yüzeylerde hafif bir kehribar tonu ve çelik kısımlarda kırmızı renk kullanarak yapının doğal çevresiyle uyum içinde olmasını sağlamıştır. Bu renk seçimi, organik mimari prensiplerine uygun olarak yapıya doğal bir entegrasyon sağlamaktadır.
Şelale Evi Hakkında Düşüncelerim
Bu yapının asıl gayesi olan doğallığı yakalamış ve onu böylesine etkileyip değiştirmiş olması, bir mimarinin nasıl derin bir etkisi olabileceğine ve mimarlık gibi sanat dallarının dünyayı ve bütün insanları nasıl yönlendirebileceğine vurgu yapmaktadır. Böylesine büyük çapta bir etkiyi oluşturmak ve yeni bir yaklaşım türü yaratmak kesinlikle küçümsenecek bir şey değil. Wright ise bunu şüphesiz ki çok temiz bir şekilde yapıyor. Bir akım oluşturmak ve bu akımın bütün dünyayı etkisine alıp üstünden neredeyse bir asır geçmesine rağmen bu etkiyi hala daha dünyaya hissettirmesi kesinlikle yadsınamaz bir başarı. Şelale Evi hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Sizce bu yatay kolon anlayışı yapıya bir kusur oluşturuyor mu? Eksik veya hatalı bir yönü var mı? Eğer hala göz atmadıysanız benzer dönemde yapılmış ve aynı Şelale Evi gibi döneminin çok çok ötesinde olan Villa Savoye incelememizi de buradan okuyabilirsiniz. Mimar: Frank Lloyd Wright Mimari Tarz: Modern-Çağdaş Mimari Yıl: 1935-1939 Yer: Pittsburgh,Pensilvanya,ABD
Read the full article
#1935#1939#20.yüzyıl#algı#amerika#appalachian#beton#doğa#doğalörgü#FrankLloydWright#JohannSebastianBach#pensilvanya#pittsburgh#şelaleevi#sütunlar#taş#yataymimari#yereldoku
0 notes
Text
Pensilvanya Üniversitesi & Tüm Merak Edilenler
Pensilvanya Üniversitesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin önde gelen ve köklü üniversitelerinden biridir. Kısaca Penn veya UPenn olarak da anılan bu üniversite, 1740 yılında kurulmuş ve o tarihten bu yana eğitimde mükemmeliyeti, araştırmayı ve topluma hizmeti benimsemesi ile tanınmaktadır. Toronto Üniversitesi hakkında bilgi almak için tıklayın. Read the full article
0 notes
Text
Herkes seçim haritasında gidişatı belirleyecek olan pensilvanya sonuçlarını acaba kırmızı mı mavi mi diye beklerken pensilvanyanin sapsarı çıkma ihtimalini düşünen tek kişiydim. Psikolojimi bozdular fkdjdj
7 notes
·
View notes
Text
Trump vuruldu.
ABD’nin Pensilvanya eyaletinde eski ABD Devlet Başkanı Donald Trump uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı.
4 notes
·
View notes
Text
Suç fenomenine sosyolojik yaklaşım, özellikle Birleşik Devletler'de, I. Dünya Savaşı'ndan sonra gelişmiştir. Edwin Sutherland (1924) suçlu davranışın diğer insanlarla ilişkide, bir iletişim sürecinde öğrenildiğini belirtmiştir. Yasaya saygı konusundaki elverişsiz yorumlar onu elverişli yorumlara doğru ittiğinde birey suçlu olur. "Kişiler, diye gözlemler Sutherland, suçlu modellerle ilişki içinde olduklarından, suç karşıtı modellere sahip olmadıklarından suçlu duruma düşerler." Bu tahlilde, Fransa'dan Gabriel Tarde'ın altını çizdiği özenmenin etkisi gözükmektedir.
Öte yandan Pensilvanya Üniversitesi'nden Prof. Tharsten Sellin, kültür çatışmalarına dikkati çeker. Genelde devlet ve en önemli sosyal grup davranış normlarını belirlese de bunlar tek güçler değildirler. Yine de sadece baskın grubu ilgilendiren değerler yasayla devamlı kılınır.
Picca, Georges. 1992. Kriminoloji. (Çev. Ebru Erbaş). İstanbul: İletişim Yayınları. s.57.
6 notes
·
View notes
Text
Yapay zekanın "düşüncelerini" açığa çıkaran elektronik dil geliştirildi | Independent Türkçe
0 notes
Text
Rivoluzione Repubblicana: Trump e il Senato
De Ficchy Giovanni La mentre la vittoria presidenziale di Donald Trump sembra sempre più certa, dopo aver vinto anche in Pensilvanya, ora ha un netto vantaggio in Viscounsin e Massachusset. La fox annuncia ” Donald Trump è il 47^ Presidente degli Stati Uniti d’America” !! la Cina si prepara a una rivalità più accesa mentre Trump proclama la vittoria, e si prepara ad altri quattro anni di aspra…
0 notes
Text
Fetö elebaşısı gebermiş.
Mezarına bir tas su dökenin de avradını..
#Fetö #FetöGeberniş
#FetullahGülen
#Pensilvanya
1 note
·
View note
Photo
Gülen'in Ölümüyle FETÖ İçinde Güç Savaşları Başladı 1999 yılından bu yana ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan ve 15 Temmuz darbe girişiminin mimarı elebaşı Gülen’in ölümünün ardından örgüt içindeki tartışmaların büyümesi bek https://bursahabermedya.com/gulenin-olumuyle-feto-icinde-guc-savaslari-basladi/ #BursaGündem #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
Text
FETÖ elebaşı Gülen'in ölümü hakkında bilinenler: Fetullah Gülen nereye gömülecek, yerine kim gelecek?
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen'in öl*m haberi, örgütün sosyal medya hesapları aracılığıyla duyuruldu ve gündeme bomba gibi düştü. Gülen’in sağlık durumunun uzun süredir kötü olduğu biliniyordu; demans, diyabet ve kalp sorunları gibi çeşitli sağlık problemleri yaşıyordu. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin sorumlusu olan Gülen, yıllardır ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşıyordu ve Türkiye’nin iade taleplerine rağmen ABD tarafından geri verilmemişti.
Fetullah Gülen nerede gömülecek?
Gülen’in öl*münün ardından en çok merak edilen konulardan biri, nereye defnedileceği oldu. Örgüte yakın kaynaklar, Gülen için Pensilvanya'da özel bir mezarlığın hazırlandığını iddia ediyor. 2021 yılında Anadolu Ajansı'nın bir haberine göre, Pensilvanya'daki "Gurbet Mezarlığı" adında bir alan, FETÖ mensuplarının cenazeleri için kullanılmaya başlanmıştı. Bu mezarlık, Gülen’in defnedileceği yer olarak speküle ediliyor. Mezarlığın, örgüt mensupları arasında “gurbet” ismiyle anılması, Gülen’in burada toprağa verileceği yönündeki iddiaları güçlendiriyor. Aynı mezarlıkta, Gülen’e yakın isimlerden Salih Sal Dinçer’in de defnedildiği biliniyor.
Fetullah Gülen kimdir?
Gülen, 1999 yılında kendi isteğiyle ABD’ye gitmiş ve darbe girişiminden önce de FETÖ yapılanması ile devletin birçok kademesine sızma girişimlerinde bulunmuştu. Özellikle eğitim kurumları ve medya üzerinden geniş bir etki alanı oluşturan Gülen, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti. Türkiye, o tarihten bu yana FETÖ ile mücadeleyi sürdürmekte ve örgütün finans kaynaklarını kurutmak için uluslararası arenada baskı yapmaktadır. Gülen’in öl*mü, örgüt içindeki güç dengelerini de etkileyebilir ve FETÖ'nün geleceği hakkında yeni soruları gündeme getirebilir.
Gülen’in öl*mü ve sonrasında yaşanan gelişmeler, Türkiye ve ABD arasındaki diplomatik ilişkilerde de yeni bir sayfa açabilir. Türkiye, uzun süredir Gülen’in iadesini talep ediyordu ancak bu talepler karşılık bulmamıştı. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerde yıllardır devam eden bir gerginlik unsuru olmuştur.
Fetullah Gülen'in yerine kim gelecek?
Fetullah Gülen'in ölümüyle birlikte FETÖ içerisindeki liderlik tartışmaları da alevlendi. Yaklaşık 40 yıldır bu yapıyı araştıran uzmanlara göre, örgüt içerisinde Gülen’in yokluğunda bir kolektif yönetim modeli oluşturulmaya çalışılıyor. Ancak bu modelin sürdürülebilir olup olmayacağı belirsiz.
Uzmanlara göre, Gülen'in yerini doldurabilecek iki ana isim ön plana çıkıyor: Mustafa Özcan ve Abdullah Aymaz. Mustafa Özcan’ın örgütün finansal ve iş dünyası konularında güçlü bir etkisi olduğu bilinirken, dini liderlik vasfının sınırlı olduğu belirtiliyor. Avrupa sorumlusu Abdullah Aymaz ise, Gülen’in ideolojik çizgisini sürdürebilecek önemli bir isim olarak görülüyor. Ancak uzun vadede örgütün parçalanabileceği ihtimali de uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Mustafa Özcan kimdir?
1951 yılında Gediz'de doğan Mustafa Özcan, 1975 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde göreve başladı. İzmir’de 1977 yılında müftü yardımcılığı görevine getirilen Özcan, aynı yıl Fetullah Gülen ile tanışarak cemaatin içine dahil oldu. Diyanet'teki kariyeri boyunca klasik bir vaiz profili sergileyen Özcan, emekliliğinden sonra FETÖ��nün en kilit isimlerinden biri haline geldi.
Mustafa Özcan, özellikle örgütün Türkiye’deki sivil lideri ve Kaynak Holding’in başındaki isim olarak biliniyor. Gülen’in ölümünden sonra FETÖ içerisindeki en güçlü adaylardan biri olarak gösterilen Özcan, örgütün finansal yapısını kontrol eden ve birçok kritik kararı yöneten isimlerden biri olarak tanımlanıyor.
Abdullah Aymaz kimdir?
Abdullah Aymaz, 1949 yılında Kütahya'da dünyaya geldi. İzmir İmam Hatip Lisesi ve İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’nde eğitim aldıktan sonra 1970'li yıllarda Fetullah Gülen'in ilk talebeleri arasında yer aldı. FETÖ’nün kuruluş aşamasında yer alan 14 kişilik çekirdek kadroda bulunan Aymaz, örgüt içinde “Hüseyin Bayram” ve “Safvet Senih” gibi kod isimleri kullandı.
Aymaz, 1971 ve 1980 yıllarında iki kez tutuklanmasına rağmen her iki davada da beraat etti. 1999 yılında Gülen ile birlikte ABD’ye kaçtı, daha sonra ise Almanya’ya giderek Avrupa imamlığı görevini üstlendi. Halen Almanya'da yaşayan Aymaz, FETÖ'nün en üst düzey karar organı olan "Başyüceler Heyeti" içinde yer alıyor ve Gülen’in ölümünden sonra örgütün liderliğine aday isimlerden biri olarak görülüyor.
1 note
·
View note
Text
FETÖ Lideri Fetullah Gülen Öldü
FETÖ Lideri Fetullah Gülen Öldü Son dakika haberine göre, FETÖ terör örgütünün kurucusu ve elebaşı Fetullah Gülen hayatını kaybetti. ABD'nin Pensilvanya eyaletinde uzun süredir ikamet eden Gülen'in ölüm haberi, dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Kendilerine yakın bir sosyal medya hesabından yapılan duyuruya göre elebaşı Fetullah Gülen'in öldüğü duyuruldu. Fetullah Gülen, 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de gerçekleştirilen darbe girişiminin baş sorumlusu olarak tanınmış ve yargı süreci devam eden FETÖ yapılanmasının lideri olarak biliniyordu. Türkiye'nin talebiyle defalarca iadesi istenen Gülen, hayatının son yıllarını ABD'de geçiriyordu. Ölüm sebebiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Read the full article
0 notes
Text
Elon Musk'tan siyasi eylem komitesini destekleyen seçmenlere 1 milyon dolar vaadi
Ankara Amerikalı milyarder Elon Musk, salıncak eyaletlerde eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald Trump’ı destekleyen siyasi eylem komitesinin kampanyasını imzalayanların arasından 5 Kasım’a kadar her gün seçilecek kişiye 1 milyon dolar vereceğini belirtti ve ilk ödülü verdi. Musk, Pensilvanya eyaletinin Harrisburg kentindeki mitingde, Trump’ın seçim kampanyasını…
0 notes
Text
Harris'in mitinginde "Filistin'e özgürlük" sloganı atan protestocu salondan çıkarıldı
ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, Pensilvanya eyaletinin Wilkes-Barre kentinde dün seçmenlere hitap etti. Seçimin kritik eyaletlerinden birinde düzenlenen mitingde, bir kişi “savaş suçlusu” diye bağırdı ve “Filistin’e özgürlük” sloganı attı. Protestocu, eylemin ardından güvenlik tarafından salondan çıkarıldı. Harris, protestoya: “Şu an bir esir anlaşması ve…
View On WordPress
0 notes
Text
Joe Biden Kimdir Hayatı
ABD başkanı Joe Biden, 20 Kasım 1942 tarihinde ABD, Pensilvanya, Scranton’da dünyaya geldi.Tam ismi Joseph Robinette Biden, Jr.’dır. Babası Joseph Robinette Biden Sr., annesi Catherine Eugenia Finnegan’dır. Valerie, James Brian, Francis W. Adlarında 3 kardeşi bulunmaktadır.1953 senesinde Biden ailesi Delaware, Claymont’a taşındı.İlkokul, ortaokul ve liseyi Claymont’da okudu ve 1961 senesinde…
0 notes
Text
SON DAKİKA: Trump'ın mitinginde ateş açıldı
SON DAKİKA HABERİ: ABD’de başkan adayı Donald Trump’ın Pensilvanya eyaleti’ndeki mitingi sırasında ateş açıldı. Trump gizli servis ajanları ve polis tarafından uzaklaştırıldı. Araca bindirilerek hastaneye götürülen Trump’ın kulağında bir kanama olduğu görüldü. Son dakika haberi! Pensilvanya Eyaleti’ndeki mitingi sırasında kürsüde konuşma yapan başkan adayı Donald Trump, silah sesleriyle yere…
0 notes
Text
ABD’de Türkiye’yi gururlandıran 25 Türk öğrenci belirlendi
https://pazaryerigundem.com/haber/178925/abdde-turkiyeyi-gururlandiran-25-turk-ogrenci-belirlendi/
ABD’de Türkiye’yi gururlandıran 25 Türk öğrenci belirlendi
StudyinAmerica.com Eğitim Danışmanlığı’nın her yıl gerçekleştirdiği ABD’de lisans eğitimi alan Türk öğrenciler arasından seçilen 2024 yılının en başarılı mezunları açıklandı. ‘ABD’deki En Başarılı 25 Türk Öğrenci’ listesindeki öğrenciler, fizikten biyolojiye yapay zekadan sağlığa uzanan pek çok dalda yaptıkları araştırmalar ve başarılarıyla kendi alanlarındaki en önemli kuruluşların dikkatlerini çekiyor.
ABD (İGFA) – Son 15 yıldır “ABD’deki En Başarılı 25 Türk Öğrenci” listesini yayınlayan StudyinAmerica.com sitesi, geçtiğimiz günlerde 2024 yılı listesini duyurdu. İstatistiklere göre Amerika’da şu anda 10 bin 844 Türk öğrenci eğitim görüyor. Bunlardan 3,605 tanesi lisans eğitimi alıyor. 2024 yılında Amerika’ya öğrenci gönderen ülkeler listesinde Türkiye 11. sırada yer alıyor. Üniversite eğitimi için ABD’yi tercih eden Türk öğrencilere önemli destekler sunan StudyinAmerica.com’un kurucusu Tamer Türkman, listeyi hazırlarken akademik başarıların yanı sıra üstün liderlik özelliklerini değerlendirdiklerini, üniversitelerle olan yakın ilişkileri sayesinde dekanların listedeki öğrencilerin çoğunu kendisine önerdiğini ayrıca diğer Türk öğrencilerin görüşlerine de başvurduklarını belirtti.
ÇOK YÖNLÜ KRİTERLERLE SEÇİLİYOR
Bu yılki araştırmayla ilgili bilgi veren StudyinAmerica.com’un kurucusu Tamer Türkman, “En başarılı 2024 mezunlarını seçerken yalnızca akademik başarılarını değil, çevrelerine öncü olma özelliklerini de değerlendirdik. Bu öğrenciler sınıflarının ilk sıralamasına yer alıyor ve 4 üzerinden minimum 3.7 not ortalamasıyla Summa veya Magna Cum Laude Onur ödülüyle geçen ay mezun oldular. Ayrıca gönüllü çalışmalar yaparak topluma yarar sağlayıp, edindikleri iş tecrübeleriyle de yaşlarından ileride bir olgunluk sergiliyorlar. Bu öğrencileri seçerken bir diğer kriter de sahip oldukları karakterleri, çevrelerine ilham vererek etkilemiş olmalarıdır. Bu öğrenciler çok yönlü, zeki ve güçlü karakterlere sahipler” dedi.
KARİYERLERİNE EN BÜYÜK KURULUŞLARDA İLK ADIMLARINI ATTILAR
StudyinAmerica.com’un kurucusu Tamer Türkman şöyle devam etti; “Seçmiş olduğumuz 2024 mezunu en başarılı öğrenciler kusursuz bir şekilde Türkiye’yi okullarında temsil etmiş ve sadece Türkiye’nin değil dünyanın liderleri olmak için kendilerini hazırlamışlardır. Henüz okurken astro fizikten astro biyolojiye, yapay zekadan nöro bilime kadar çeşitli araştırmalarda yer alarak dünyanın geleceğine yön verebilecek potansiyellerini göstermişlerdir. Pek çoğu da bu çalışmalarıyla ödüller almıştır ve önlerini açacak yeni teklifler almışlardır. Listede yer alan 25 öğrenciden pek çoğu, ABD’nin alanlarındaki en köklü şirket ve kuruluşlarında kariyer yaşamlarına ilk adımlarını atarken bir kısmı da akademik hayatlarına devam etme kararı aldı” şeklinde konuştu.
UZAYDA, SAĞLIKTA, SPORDA TÜRK ÖĞRENCİLERDEN BÜYÜK BAŞARI
Listeye giren öğrencilerin StudyinAmerica.com sitesinde yayınlanan akademik özgeçmişleri arasında dikkat çeken proje ve araştırmalar yer alıyor. Princeton Üniversitesi mezunu İnci Karaaslan, NASA’nın 2025’te başlayacak Yıldızlararası Haritalama ve İvme Sondası (IMAP) proje ekibinde yer alarak atom ışın kaynaklarının kalibrasyonu için cihaz tasarladı, astronotların giysilerindeki ay tozunun azaltılması için lazerli temizleme sistemi geliştirdi. Pensilvanya Üniversitesi’nde biyomühendislik alanındaki bitirme teziyle üniversitenin en prestijli ödülü Rose Award’u alan Yael Sadioğlu, tez konusu ile ilgili olarak Amerikan Senatosunda sağlık politikaları hakkında görüşülmekte olan iki kanun tasarısı kapsamında sunum gerçekleştirdi.
Türk öğrenciler 2024’te sportif başarılarıyla da öne çıktı. Lise yıllarında FIBA Türk Milli Takımı’nda oynayan Chicago Üniversitesi mezunu Kerem Öztürk, okulunda NCAA’de oynayan ilk Türk sporcu olmasının yanı sıra bu sene Amerika’nın akademik olarak ilk 10 sıralamasında yer alan bir üniversiteden mezun olan tek Türk sporcu da olmayı başardı.
AMERİKA’NIN 25 EN BAŞARILI TÜRK MEZUNU ŞU ŞEKİLDE SIRALANDI:
Selin Gören Yale University
Muammer Efe Karaca Harvard University
Liora Nasi Kazado Princeton University
Güneş Şarsel Northwestern University
Alara Kalfazade Brown University
Tuan Dolmen Columbia University
Azra Haseki Harvard University
Aydın Ata Gültekin Duke University
Deniz Küçükerbaş Princeton University
Yael Sadioğlu ( Wharton) University of Pennsylvania
Leonardo Zapparoli Yale University
Alara Karahan Georgetown University
Emre Parmaksız Princeton University
Selin Öz Columbia University
Mehmet Deniz Birlikçi Carnegie Mellon University
Ceren Dide Türk University Of Chicago
İbrahim Ulaş Ayyılmaz Pomona College
Ecem Uluegeci Harvard University
Arda Akman University Of California
İnci Karaaslan Princeton University
Derin Sezercan Columbia University
Kerem Öztürk University Of Chicago
Mina Terzioğlu Tufts University
Bora Bulut Boston University
Melisa Özdoyuran Northwestern University
Amerika’nın 25 En Başarılı 2024 Türk Mezunları
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes