Tumgik
#Olm bir insan nası yapar bunu
Text
Hani şu an senin yüzünden mutsuz ya Allah bin belani versin
1510
15 notes · View notes
arzuilgaz · 6 years
Text
Hamileyim.
Yani öyleymişim.
Bana da sürpriz oldu :)
Çılgınca sevinip, ağlama isteği oluşmadı bende.
Deli gibi her şeyi araştırıp, sürekli bebek, çocuk, annelik gibi şeylere de bakmıyorum.
Bir iki kitap aldım, aklıma gelirse de hafta hafta gelişimi takip ediyorum...
Yani aslında düşündüğümde, eskisi kadar çocukları sevmediğimi görüyorum, çünkü eskiden sokakta tanımadığım çocuklarla bile sohbet edip, başlarını okşamama karşın şu an pek de görmüyor gibiyim onları.
Ama tabi algıda seçicilik bu olsa ki, hamile olduğumu öğrendiğimden beri, gözüm özellikle bebekli annelere, eşlere gidiyor.
Esasen şu an için hiçbir şey hissetmiyorum, yorgunluk, uyku hali, ara ara mide bulantıları ve tansiyon düşmesinden kaynaklı baş dönmeleri dışında.
Abi insan bu kadar uyur mu ya! 
Kalkamıyorum yerimden.
Çakılmışım sanki.
Yataktan kalkıyorum, koltuğa uzanıyorum, koltuktan kalkıyorum, minderlere uzanıyorum, minderlerden kalkıyorum, halıda yatıyorum...
Hepsi de sırf sıkıntıdan!
Çünkü inanılmaz bir şekilde kendimi ayağa kaldıramıyorum...
Ben ki, eeeey ben!
“Aman bu hamilelerde bence abartıyor, hasta değiller ki hamileler, kendilerini bırakmamaları lazım, kötü hissetseler de, çabalamaları lazım bence!”
diyen ben.
Ah ben.
Olm kalkılmıyor lan!
Çok ciddiyim!
Ben normalde 40 derece ateşle İzmit’ten Pendik’e işe giderdim, sırf yatarsam daha kötü olurum diye, bu öyle bir şey değilmiş!
Valla değil!
Tüm önyargılarım için, siz güzel kutsal annelerden özür diliyorum!
O nedenle aşerme hususunda daha bir şey demiyorum, çünkü eskiden bunun psikolojik olduğunu düşünürdüm ama henüz başıma gelmedi, gelmesinden de tırstığım için çenemi ve bu konuda ki düşüncelerimi kapıyorum. Net.
Kokular var bir de.
Abi o duyu nası bir hat safhaya çıkıyor belli değil, İstanbul’da olup, Konya’da ne piştiğini kokudan anlayabilirsin yani o derece, abartmıyorum.
Ha bu iyi bir şey mi? Asla değil, çünkü kokular o kadar şiddetli ki, kendi yaptığın yemeği yiyemiyorsun, başka birinin yemeğini de eğer mutfağa girdiysen yiyemiyorsun, ağır kokan şeyleri zaten yiyemiyorsun, yani genel olarak yiyemiyorsun ama sonra böyle bir acıkma geliyor, Allahım o nasıl bir acıkma! Elin ayağın kesiliyor, yemişim lan kokusunu deyip, abanıyorsun.
Valla enteresan.
Gel gelelim eşe. 
Şimdi Allah için, çok güzel, iyi yürekli bir eşim var, Allah ondan razı olsun. Yemek yapmamışım, çamaşır yıkamamışım, evi pislik götürüyor, hiiiiiiiç bir şey demez, ima bile etmez, bir şeyi ACİL olarak eksikse ya tatlı dille ya da “ben bunu nasıl yapabilirim” şeklinde bana yöneltir...
Hal böyle olunca aslında hem çok rahat ediyorsun ama öte yandan da bazı şeyleri yerine getiremediğin için hepten sıkılıyorsun, çünkü zaten yatmaya alışık değilsin ve şimdi üstelik yatmaktan başka bir şey yapmıyorsun! Felaket... E o da öyle iyi davranınca sallıyorsun yani bir yerde, böyle höt höt biri olsa, valla insan geberse yine kalkar yapar yani bence. Amaaaan bu kadınlar da hiçbir şeyden memnun olmaz arkadaş!
Ama o da tabi seviniyor, baba olacak sonuçta. Ki bence onun bu sabrı ve çocuklarla olan ilgi alakasıyla, bizimki kesin beni asla sevmeyip babacı olur gibime geliyor da bakalım, nasip.
Bir de şey var, şimdi içimde bir canlı yaşıyor, her ne kadar bunu şu an hissetmesem, hatta bazen unutsam da, bazen diyorum ki; “Kızım bak aklından geçenlere falan dikkat et, karnında masum bir yavrucak var ve her şeyi, HER ŞEYİ, seninle beraber yaşıyor! Aman diyorum! Tabi sonra bu geçiyor, yine hayata saçma sapan devam ediyorum, sonuçta buraya bir an önce adapte olsa iyi olur! 
Ya şunu da anlamıyorum - duygusuz, ruhsuz birinin teki olabilirim - mesela şimdi biz bu yavrucağın kalp atışını dinlemeye gittik, millet orda salya sümük ağlıyor, ben? Sesi dinledim sadece, hepsi bu yani. Bende kesin bir anormallik var diyeceğim ama kovayım ben, normal herhalde.
O değil de, yavrucakta eğer erken gelmeye kalkmazsa kova olacak.
YANDIM!
Daha doğrusu bence babiş yandı.
Bir evde iki kova? 
Bilemiyorum...
Ha bir de korku durumu.
Doğumdan korku.
Anneliği becerememe korkusu.
Hayatın artık minnak bir şeyin etrafında döneceği olma korkusu.
Falan filan işte...
Uykusuz geceler, yapılamayan keyifler, gidilemeyen yerler vs. vs.
Çocuk yapmak aslında çok mantıksız ama çocuksuz da bir hayat düşünemiyorum. Ne yani, bomboş mu gideceğiz bu dünyadan ya, hoş tabi bu tamamen Allah vergisi ve şükür sebebi.
Onca insan var, senelerce uğraşıp çocuk sahibi olamayan.
O yüzden bazen bencillik yaptığımı düşünüyorum.
Beklemeden, uğraşmadan lütfedilmiş bir yavru, “Neden kendine bu düşüncelerle eziyet ediyorsun be güzelim?” diyorum, diyorum demesine de... Ne bileyim ya, galiba ben de böyle yaşıyorum bu olanları.
İlla herkes gibi olmak zorunda değilim, dimi?
Ablam ya.
Yemin ederim benden daha çok sevindi. 
İş yerine gidip daha günaydın demeden, içeri girer girmez kollarını iki yana açıp “BEN TEYZE OLUYORUUM” diye haykırmış.
Resmen 12 sene beni beklemesinin sebebi teyze olmaktı ve şahane şekilde bunu her fırsatta kanıtlıyor.
Çocuk daha 8 haftalık, yani yok gibi bir şey, barbunya kadarmış, gitmiş bana hamile kıyafeti almış, yok bilmem çatlak kremleri, hamile yastıkları.
Bu akşam da bebek arabası bakmaya gidiyormuş.
Psikopat anneydi, psikopat teyzeliğe terfi etti.
Deli kız :))
Yani kısaca çok mutlu olduğum söylenemez, özellikle şu birşey yapamama/isteksizlik hali de bunun aksine pek yardımcı olmuyor ama bakalım, Allah izin eder de kucağıma alırsam (herkesin dediği gibi) o zaman görecekmişim, sevinmek, mutlu olmak neymiş!
3 notes · View notes