#Okula Dönüş oyunu
Explore tagged Tumblr posts
ayse06yilmaz06 · 3 years ago
Link
Okula Dönüş,Okula Dönüş oyun,Okula Dönüş oyna,Okula Dönüş oyunu ,Okula Dönüş oyunları
https://www.oyunoyna.tv.tr/disney-channel/okula-donus.html
Disney prensesleri okula hazırlanmalı ve harika görünmesine yardımcı olabilirsiniz. Onlara sevimli kıyafetler ve uyumlu aksesuarlar verin ve tahtayı özelleştirin! Disney Prensesleri ile okulda harika zaman geçirin!   puan toplayın ve arkadaşlarınızla paylaşın  
Tumblr media
0 notes
bumakheeyoo · 5 years ago
Text
Öyle Dupnisa
27-29 Eylül
Katılanlar:  Deniz Tekin, Ertuğrul Usta, Abdulsamed Emlik, İrem Aygün, Hakan Tunçoğlu, Dilara Karabekmez, Nur Selin Sosyal, Mehmet Özdere, Çağdaş Ertaş, İsmail Hakkı Belli, Ömer Coşkun, Jonas Grat, Aykut Albayrak, Bahadır Bayık, Kayacan Vesek, Mehmet Tüfekçi, Recep Can Altınbağ, Doğukan Kaplan, Rahmican Seçgin, Hasan konak, Umay Akbay, Taner
1.shift: Recep, Ömer, Ertuğrul, Bahadır, Umay, Rahmican, Mehmet T.
2.shift: Deniz, Aykut, Kayacan, Samed, Dilara, Hakan, Jonas
3.shift: Hasan, Mehmet Ö., Doğukan, İrem, Taner, İsmail, Selin
(Gezi yazısını yazan arkadaşımızın bilgisayar mühendisi olmasından kaynaklanan sayı sevgisinin dışa vurumuna aşağıdaki yazıda şahit olabilirsiniz.) 
Tumblr media
                                                                                        (📷 : Mehmet Özdere)
27 Ekim Cuma günü 16:00'da dönemin ilk gezisi için kulüp odasında toplandık. Galiba önce malzeme alışverişi yapmak için yukarıda toplanıldı. Bir saat kadar geciktiğim için o kısma hakim değilim, bir daha olmayacak. Kalan zamanda bütün malzemeleri düzgünce çantalayıp aracı beklemeye başladık. 8'de binmeyi planladığımız araç yarım saatlik rötarla güney kampüsten Kırklareli'ndeki Dupnisa Mağarası’na doğru yola çıktı. Toplamda 21 kişiydik, önceki yıllaradaki ilk Dupnisa gezilerine göre biraz az kalmıştık. Bazı insanlar depremden korktuğu için gelmekten vazgeçmiş :D (Perşembe gününkü 5.7 büyüklüğündeki deprem yüzünden). Mağara ve kampın İstanbul’dan kesinlikle daha güvenli olduğu ne kadar bariz olsa da, ilginç bir tercih. 
Araçtaki 21 kişinin herhalde 14-15'i vampir oyununa katıldı. Ek not geçmeliyim aşırı sevdiğim bir oyundur, ama yüksek düzeyde suçlama ve ofansif cümleler kullanılması gerektiği için ilk kez tanışılan bir ortamda oynamak biraz gergin bir tanışma ortamı sağlıyor, en azından kendim için böyle olduğundan dolayı daha sakin bir şekilde oynamaya çalıştım. Arada da bir kaç el kontakt oynamanın ardından eğlenceli bir yolculuk geçirdik. Saat 2 civarı kamp yerine varıp, öncelikle malzeme çadırı olmak üzere çadırlarımızı kurmaya başladık.
Eskilerin otobüste yaptıkları minik toplantı sonucu olarak bindirmeli şekilde 7’şer kişiden oluşan 3’er Shift halinde girmeye karar verildi (Tulum ve kask sayısının kişi sayısı kadar olması bindirme yapmaya olanak sağladı, hatta 23 tulum vardı ve o iki fazlayı karıştırdığımızdan doları okula dönünce onları da yıkamak zorunda kaldık). 7’şer kişiden oluşan Shiftler sırasıyla 9-11-13’de kamptan ayrılacaktı. Çadır ve Shift ayarlamaları da bu sırada yapıldı. 
Saat sabah 8 olduğunda alarmlar çaldı ve kalkması gerekenler yavaş yavaş uyanmaya başladı, ben de 30 geçe civarı çadırdan dışarıya çıktım. Çıktıktan sonra Recep'in başarısız ateş yakma girişimi sonucu 1.shift kahvaltı olarak karmen ve çikolatalı ekmeğe kaldıklarını öğrendim. Bu arada öğrendiğim kadarıyla her shiftin yemeğini diğer shiftlerdeki kişiler hazırlaması gerekiyormuş. Fakat tahmin edildiği üzere sabah shifti kendi yemeğini kendi hazırladı. 
1. Shift tam olarak 9.36'da çıktı, onların çıkışıyla Hasan kampı uyandırıp bizleri odun toplamaya yolladı ve bizler odunlarımızı toplarkene Hasan ateşi yakmaya başladı. 20 yumurta ve 1 kutu beyaz peynir kullanılarak yapılan güzel bir kahvaltı yedik. İlk ekip birazcık geç girdiği için biz de ağırdan aldık ve 2. Shift olarak 11:45’de yola koyulduk.
Tumblr media
                                                                                          (📷 : Mehmet Özdere)
Turistik bölgeden çıkıp 20-25 dakikalık yolun ardından 1. Shift ile karşılaştık , tahmin ediyorum ki onlar kampa 13:00’da vardılar. Suya girip aralıklarla üşüdükten sonra ilk olarak Fosil Kol’a girmeden diğer yöne göz gezdirmemizin ardından Fosil Kol’a girdik. Galeriyi ve Güzellik Salonu’nu geçtikten sonra Güzellik Salonu’nun oradaki daralın birinden Aykut’un önderliğinde inmeye başladık. Hakan ile Deniz ise girmemeye karar verdi. Mağracılığın nasıl olduğunu daha iyi hissetmek için gidebildiğimiz kadar gitmek ve dar yerlere olabildiğince girmek istiyordum. Bunun nedeni sevip sevmeyeceğime tam olarak anlamak galiba, her yere girmek istediğimden çıkartabileceğiniz üzere çok sevdim diyebilirim. Bir süre sonra oluşumlara zarar vememek için ve Denizleri daha fazla bekletmemek için geri dönmeye karar verdik. Dönüş yolunda etaplardan biri zorluydu diyebilirim, yüksek bir eğim vardı ve 4-5 metre slab yüzeyde 2 derece tırmanış diyebilirim (çamur bir slab daha çok :D). O etabı önde çıkarken bir ara kucağımda kaya kaldı, herkese kenara güvenli biri yere geçmesini söyleyip, kenardan aşağı doğru saldım. (TAAAŞŞ demeyi ihmal etmeden tabii ki)
Ardından Hakan ile Denizin beklediği yere ulaştık, bizi beklerken hareket etmediklerinden biraz üşümüşlerdi. O yüzden daha fazla beklemeden dönüş yoluna doğru yola koyulduk. Girerken 1. Shift ile karşılaştığımız noktada bu sefer  3. Shiftin girişi ile karşılaştık. Ve yaklaşık 14:30 gibi kampa varabildik. Kampa vardığımızda içimizi biraz fazlaca ısıtan güneşin altın kasklarımızı tulumlarımızı çıkartıp biraz vakit geçirdikten sonra. Sanıyorum 3. Shiftteki arkadaşların yaptığı barbunyalı makarnayı yedik. Yorgunluğun üzerine bir şaheser gibi hissettirdi. Sonrasında ise MASTER CHEF’imiz Ertuğrulun mükemmel bulgurunu yapışını izledik.Master Chef’imizden harika tüyoları aldıktan sonra ne yapsak diye bir boşluğa düşündük. 
Ne yapsak diye düşünürken Deniz, Human Pyramid yapma fikrini ortaya attı. Tam o sırada kafamızda şimşekler çaktı ve Avrupai etkinlik olan Human Pyramid’e karşı, gelenek ve göreneklerimizi uygun olarak TALL DONKEYY (niye ingilizce derseniz, kültürümüzün önemli bir parçası olan oyunu Jonas’a tanıttığımız için. Adı tall donkey oldu). Malesef yeterince gönüllü çıkmadığı için bu eğlenceyi tadamadık.
İlk fikir olan Human Pyramid’e dönmek zorunda kaldık. İlk olarak 3 insan -2 insan-1 insan şeklinde bir denemeyle başladık kolayca başarılı olunca.  Sonrasında bir kat daha çıkarak toplam 10 kişi 4-3-2-1 şeklinde güzel bir pyramid yapmaya çalıştık. En aşağıda olduğumdan yukarıda neler yaşandığını bilmiyorum ama ilk iki denemede başarılı olunamadı. Fakat tam morallerimiz çöktüğü sırada, son bir kere odaklananıp dizilimde bir kaç ayarlama yaparak başarılı olduk. Böylelikle Human Pyramid’i maceramız sonlanmış oldu, kanıtlarımız Recep’in GoPro’sunda vardır.
Tumblr media
                                                                                    (📷 : Yii of Recop Jop)
Günün son eğlencesi ise Frizbi oynamak oldu, fakat birbirimize sıkıcı sıkıcı atmak yerine galiba ultimate frisbee denen şeklinde oyununu oynayalım dedik. Açık yeşillik alanımızda bir o yana bir bu yana koştuk. Bir tarafta Hakanın ileri düzeyde tekniği diğer tarafta ise Jonas ve Ertuğrulun birbirlerine sayı kazandırmalarıyla aşırı eğlenceli bir oyun ortaya çıktı. Kendim için de sabah mağrada bitiremediğim enerjiyi harcamak için çok iyi bir fırsat oldu. Uygun olan her kampa Frizbi götürülmeli, başka söyleyecek sözüm yok bu konuda. Unutmadan bize oyunda katılan küçük kardeşimiz Alper’e buradan selamlar, umarım büyüyünce iyi bir mağaracı olur :)
Frizbi ardından bir sonraki Ekibin gelişine yakın ateşin etrafına yerleşip ingilizce vampir oynayalım dedik. İngilizce olması işleri ilginçleştiriyor gibiydi ki 3. Shift gelmesiyle dağıldık.
Hava yavaş yavaş karırkere yemekler yendi, ateşin etrafında hepimiz dizilerek sırayla klasik muhabetlerimizi yaptık. Psycho oynandı (bu işin raconunda ayrıntıya girmek yok ama, ebe olan Ömerin ....), bebe bisküvili puding yapıldı, kontakt oynandı, alkol alınmadan bile ağaçta yükseğe çıkma yarışması yapıldı yani veya en uzun süre ağaca asılma yarışması da yaptık (tek kendi süremin 1:40 civarında olduğunu hatırlıyorum).
Bir arada bir grup olarak yürüyüşe çıktık araba yolunda, Denizler önceki kampların birinde yaşanan korkunçlu hikayeyi anlattılar. Yarım saatlik yürüyüşün ardından kampa geri döndük. 
Tumblr media
                                                                                         (📷 : Mehmet Özdere)
Bu olaylar yaşanırken sayımız yavaş yavaş azaldı… En son Doğukan, Hasan, Aykut, Aysu, Mehmet ve ben kalmıştık. Ateşin közünde Patates yapmak için tam 01:11’de patatesleri attık, deneme yanılma yoluyla 37.dk sonunda çıkan patates en iyisi olduğunu düşünüyorum.
Yatmada önce ise hatırladığım tek şey ateşin başında yavaş yavaş dönerek, söylenen kelime ile başlayan şarkı bulma etklinliği yaptığımızı hatırlıyorum. Neden ateş etrafında döndüğümüzü sorgulamayın lütfen.
Bir sonraki sabah klasik bir şekilde uyandık, bol beyaz peynirli yumurtalı kahvaltımızı yaptık ve günün etkinliği olan frisbi etkinliğine hızlı bir geçiş yaptık. Herkes güneşin altında çokca koştu terledi yoruldu. Arada soluklanmak için bilek güreşleri yapıldı tabii Mehmet herkesi teker teker yeniyordu, kendisi çok güçlü. Saat 2 gibi yola çıkmaya hazırdık fotoğraflarımızı çekilip arabaya bindik. Teker dönmek üzere iken İrem telefonunu kaybettiğini fark etti, bunun üzerine gruplar dağılarak etrafı aramaya başladı. Yaklaşık 15 dakikanın sonunda tabii ki de telefon İrem’in çantasından çıktı. Bu mahçupluğun üzerine bir sonraki kampa sucuk alma sözünü vererek yola koyulduk. 
Yemek için Kırklareli’nde mola verdik, 12 kişi Hanımeli Köfte adında küçük kenar bir dükkana girdik. Çok içten ve tatlı sahibi bizi kendin pişir kendin ye modunda ağırladı, değişik bir deneyim oldu diyebilirim. Karınlarımızı doyurmanın ardından otobüse binerek yola koyulduk. Ve yeni otobüs eğlencemize geçtik…
1. ÖYLE VİZYON ŞARKI YARIŞMASI… Yarışmanın kuralları çok basit herkes sırayla istediği şarkıyı açıyor, şarkının 2. dakikasından sonra puanlamaya geçiliyor ve herkes sırasıyla 1’den 10’a puan veriyor. Bazı çalınan şarkılar, Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer, Flying Whales (Aykut’a teşekkürler) Kırmızı Rüyalar, Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş , gibi şarkılar çaldı. Sonuncu olan şarkı ise Yaşar-Kumralım , şarkının sahibi Ertuğrul puanlama lobilerini suçluyor. Kazanan ise Dilara nın açtığı I Feel Free-Cream şarkısı oldu. Böylelikle şarkı yarışmamız sonlandı, drive linkinden röportajları dinleyebilirsiniz.
Tumblr media
-Yarışmamızın 1.si: Dilara-                                                  (📷 : Mehmet Özdere)
Otobüste hikaye tahmin etmece gibi oyunları oynadıktan sonra okula vardık, tulum sayımızın fazla olması fırçalarken üzdü diyebilirim… Bütün malzemeleri temizleyerek gezimiz sonlanmış oldu. 
Bir sonraki gün başka bir kimlik ile kulüp odasına girdiğimde, bu sefer bu koku ne abi kulüp odası leş olmuş demek yerine, gururla bu koku o tadına çıkararak süründüğümüz, var olduğu kimseler tarafından bilinmeyen bir maceranın kokusuydu dedim….(Ps: mağaracı da olacak bir dağcı)
Tumblr media
Yazan: Kayacan Vesek - Mutlu bir mağaracı                     (📷 : Mehmet Özdere)
0 notes
acid-creature · 5 years ago
Text
İnternetten Para Kazanma Tecrübelerim
İnternet ve bilgisayar denilince aklımıza hemen oynadığımız oyunlar, sohbet ettiğimiz ortamlar gelebiliyor. Oysa şu an internet, sağladığı sosyal bir ortamın dışında birçok kişi için para kazanılan bir platform. Ben de internetten para kazanma tecrübelerimi bu yazımda sizlerle paylaşacağım.
Ben, internetle geç tanışmış olsam bile ilk bilgisayarımla 8 yaşındayken tanıştım. Babam, matbaa mesleğiyle uğraştığı için işyerinin grafik tasarım alanında uğraşıyordu. Durum böyle olunca da bilgisayarı eskidi ve eskiyen bilgisayarını eve getirdi. Kendisine de yeni bir bilgisayar almıştı. Eski bilgisayar abimle bana kalmıştı ve inanın ne yapacağımı bile bilmiyordum.
O dönemlerde hatırlarım ufak çaplı bir tarzan oyunum vardı. Sürekli o oyunu oynar, akşama kadar bilgisayar başında kilitlenirdim. Artık dersleri boş vermiş, sokak oyunlarını bir kenara itmiştim ve tek amacım bilgisayarda oyun oynamaktı.
Zamanla yıllar geçmeye başladı ve artık bilgisayar oyunlarının daha iyileri ve daha da bağımlılık yapanları çıkmıştı. O zamanlarda GTA oyunu vardı ve yeni serisinin çıkmasını bekliyordum. Kısa zamanda beklentilerim karşılandı ve babamın bilgisayarcı arkadaşı bana istediğim tüm oyunları yüklemişti.
Facebook Sayfaları İle İnternetten Para Kazanma
Artık hayatımın yüzde 90’lık dilimini bilgisayar başında harcıyordum ve günde neredeyse 10 saat bile bilgisayar başında sadece oyun oynuyordum. Bir gün, internetle tanışma vaktimin geldiğini düşündüm. Babama internet bağlatmak istediğimi, bu sayede ödevlerimi de yapabileceğimi söyledim. Ödevler, işin can alıcı kısmıydı arkadaşlar. Her zaman bize bilgisayarla ilgili yapmamız gereken ödevler veremezlerdi.
İlgili Yazı
CS:GO ve Steam Üzerinden Para Kazanma Tecrübem
Günler geçti ve artık ev telefonumuza bağlı bir internet almıştık. Sosyal medya hesaplarımı kurmuş, zamanımın yüksek bir bölümünü bu sefer sosyal medyada harcamaya başlamıştım. Hal böyle olunca, bu platformlar üzerinden para kazanan insanların neler yaptıklarını merak ettim. Sonuçta evimde internet bağlıydı ve internet denilen ağdan para kazanmak da mümkündü. Ben neden yapmayayım ki?
Sosyal medyada güzel sözler paylaşılan bir sayfa kurdum. Günden güne takipçisi artmaya başladı ve değer kazandıkça sayfaya daha fazla ��zen göstermek istedim. Sayfa dev bir söz platformu haline geldiğinde, bana bir mesaj geldi. Üyelerden birisi, sayfayı satın almak istediğini söylüyordu. O zamanların parasıyla mükemmel bir para teklif etmişti ve parayı aldıktan sonra hesabı devretmiştim.
Bilgisayarla ve internetle tanışma serüveninden sonra ilk defa internet üzerinden paramı kazanmıştım. Bu durumu aileme açıkladım ve kendimle gurur duymaya başladım. Peki bu yöntemleri nasıl arttırabilirdim?
İnternetten para kazanma yöntemlerini teker teker araştırırken, bir yandan da sosyal medya platformlarında sayfa işlerimi yapmaya devam ediyordum. Araştırma yaparken günler günleri kovaladı ve o dönemlerde bu işten başka bir iş bulamamıştım. Peki üzgün müydüm? Kesinlikle değildim. Çünkü bunu tek başıma yapmam bile benim için büyük bir marifetti.
Makale Yazarak Para Kazanma
Yıllar yılları kovaladı ve artık lise çağına gelmiştim. İlkokuldan beri mükemmel bir diksiyonum ve imla kuralları bilgim vardı. Bu avantajları kullanarak da para kazanmamın mümkün olabileceğini öğrendim. Peki ne iş yapacaktım? Diksiyon dersi mi verecektim, yoksa Türkçe dersi mi? Tabii ki de hiçbirisi değil. Ben, hali hazırda kurulu olan web sitelerine makale yazacaktım.
Öncelikle internetten iş ilanlarını inceledim ve yazar arayışı içerisinde olan herkesle iletişim kurdum. Başvurularımın sonucunda tarafıma bir kişi dönüş yaptı ve yazmam gereken konuları bana iletti. Artık daha da mutluydum çünkü kendime ek bir iş edinmiştim. Hem okuyup, hem yazma hayalleri kuruyordum.
Belirtilen başlıklardaki makalelerimi güzelce hazırlayarak karşı tarafa gönderimini yapmıştım. İlk gün dönüş alamadığım için gece boyunca makalemin beğenilip beğenilmediğini düşünmeye başladım. İçim içimi yiyordu. Acaba makale yazmayı başarabilmiş miydim?
Ertesi gün normal bir şekilde kahvaltımı ettim ve okula doğru yola çıktım. Derslerde bile bu konuyu düşündüğüm için adapte olamadım ve hiçbir katılım gösteremeden geri eve geldim. Eve geldiğimde mail adresime bir cevap geldiğini gördüm. Gelen cevap, makalemin çok beğenildiği yönündeydi. İkinci bir başarıyı yine tek başıma ve kendi bildiklerimle elde etmiştim. Okul harçlığımı çıkarmam ve kendimi geliştirmem için önüme koca bir fırsat sunulmuştu. Ben de o fırsatı değerlendirmeyi bildim arkadaşlar. Makale yazarken 100 kelime başına 2 TL kazanıyordum. Yani 500 kelimelik bir  yazı yazdıysam 10 TL ücret alıyordum.
Şimdi ise 22 yaşına geldim. Hala internetin ve bilgisayarın sadece oyundan ibaret olduğunu savunan insanları gördükçe üzülüyorum. Tabii ki oyun oynayacaksınız ama nereye kadar? Önce kendinizi geliştirin, işlerinizi yapın, planınızı yapın ve arta kalan zamanlarınızda da dinlenirken rahatlıkla oyun oynayın. O zamanlardan bugüne kadar elime aldığım ve kendimi geliştirdiğim bu işlerde, hala devamlılığımı sürdürüyorum. Sizler de kendi yeteneklerinizi dışarı çıkarmak için araştırmalar yapın ve neler yapabileceğinizi izleyin.
Benim internetten para kazanma tecrübelerim bu şekilde.
  Bu Yazı İnternetten Para Kazanma Tecrübelerim İlk Olarak Şu Sitede Yayınlanmıştır: Tecrübe Konuşuyor. Yazının Kaynağı Bu Sitedir.
from WordPress https://www.tecrubekonusuyor.net/internetten-para-kazanma-tecrubelerim/
0 notes
haberoldu-blog · 6 years ago
Text
Murat Soydan'ın gerçek adına çok şaşıracaksınız!
https://haberoldu.com/murat-soydanin-gercek-adina-cok-sasiracaksiniz
Murat Soydan'ın gerçek adına çok şaşıracaksınız!
Yeşilçam’ın Murat Soydan’ı, “Rüjdan Tercan” adıyla halen öğrencisi olduğu  İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde geçmişe yolculuk yaptı.. 
996 Rujdan Tercan veya sinemadan tanıdığınız adıyla Murat Soydan, 10 yıldır  İktisadi Ticari ilimler Akedemisi öğrencisi. Geçen gün kalktı, halen öğrencisi  olduğu okula gitti. Ama imtihanlara girmek için değil, eski günleri yaşamak,  mazinin sisleri arasında kalan eski anılarını tazelemek için…İnsanoğlunun  hayatında okul anıları önemli bir yer tutar. Sarıyla yeşil arasındaki estetik  zevkin farklılığı gibi okul sıralarına ait anıların rengi de yaşanılan çağa göre  değişir. Yıllar birbirini kovaladıkça ilkokul çağları kalın bir sis bulutunun  gerisinde kalır, hayal-meyal hatırlanır. Ortaokulu biraz daha net çizgilerle  anarsınız. Lise hatıraları ise bambaşkadır. Arkadaşlık duygusu daha  kuvvetlenmiş, öğrenciler daha kişiliklerini bulmuş, sınıfta yapılan şakaların  espri dozu daha kuvvetlenmiştir. Üniversitenin ise kendinden öncekilere hiç  benzemeyen bambaşka bir havası vardır.
    Arada bir ilgi duyulan bir ilim dalında konferans veren profesörün sesini  özlersiniz ya da kantinde iki çay arasına sıkıştırılan arkadaş sohbetlerinin  buruk özlemini duyarsınız ya da imtihanların tatlı heyecanını ararsınız.
Geçenlerde İktisadî ve Ticarî ilimler Akademisi’nin eski öğrencilerinden 996  Rujdan Tercan da geçmiş günlerin hasretini yüreğinin ta derinliklerinde duydu,  ilkokulu, ortaokulu ve liseyi Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde okumuştu, ama 5  yılını verdiği akademi, İstanbul’daydı.
Murat Soydan, akademide her şeyi yıllar önceki gibi bulacağını sanıyordu. Ama  çok şey değişmişti. Değişmeyen sadece döner camlı kapı ile bastıkça gıcırdayan  koridorlardı…Kendi kendine, «Oraya gideyim» diye düşündü. «Döner kapıdan içeri  gireyim. Neşriyat bürosunun vitrinindeki kitaplara şöyle bir göz atayım.  Kantinde oturup bir çay içeyim. Mustafa ağabeyi, ‘Baba’ Hakkı’yı göreyim…»
996 Rüjdan dediklerini yaptı. Camlı kapıdan içeriye girdi. Fakat girmesiyle  birlikte okulda bir hareket başladı. 0nun öğrenciliği zamanından bu yana çok şey  değişmişti. Bir defa adı değişmişti. «Murat Soydan» olarak bir çok film  çevirmiş, çevirdiği her film ününü biraz daha arttırmıştı. Yıllarca akademinin  996 no’lu öğrencisi Rüjdan Tercan olarak girdiği kantine, bu defa yerli  sinemanın şöhretli oyuncusu Murat Soydan olarak adımını attı.
Okulun emektarlarından Mustafa ağabey yoktu, ama «Baba» Hakkı kantindeydi. Çay  ocağındaki İbrahim, Almanya’ya gitmiş, yerine Recep gelmişti. Ama hiçbiri  tanıdık değildi. Murat Soydan’ın içeriye girişiyle birlikte öğrenciler de bu  şöhretli oyuncuya ilgi göstermeye başladılar. Birkaç masadan, «Murat bey,  buyurmaz mısınız?» diye davet ettiler. Sonunda Murat Soydan masalardan birine  ilişti. Az sonra da 5 yılını geçirdiği okulun aşina atmosferine kendisini iyice  kaptırdı.
Hemen dersler bir bir sayılmaya başladı. Muhasebe profesörü Cevat Yücesoy  ölmüştü, Coğrafya Doçenti Şekip Yeğin profesör olmuş, Adana’da yeni açılan  akademiye reis olarak gitmişti. Murat’ı masaya davet eden öğrenciler de ondan,  onun zamanındaki hocalar hakkında bilgi aldı.
İnanır mısınız, Murat Soydan eski hatıralarını tazelemek amacıyla gittiği okulda  bir saat kadar kaldığı halde sinemanın lafı bile edilmedi. Mektep anıları  tazelendi, hocalardan, geçmiş imtihanlardan konuşuldu. Bu arada biz de bir  fırsatını bulup Murat Soydan’dan merak ettiklerimizi sorup öğrendik.
Murat Soydan, okulun kantininde, öğrencilerle koyu bir sohbete daldı…Murat  Soydan, akademiye 1959-60 ders yılında girmiş, ilk yıl 3 dersten sınıfta kalmış,  ama sonraki yıllarda hep tek senede sınıf geçmiş. Son sınıfa geçince «Hem okul,  hem askerlik aynı zamanda bitsin» diyerek yedek subay öğretmen olmuş. Askerlik  bitince Murat’la okulun arasına bu defa sinema girmiş. Yani Murat Soydan şimdi  akademinin son sınıfında. Fırsat bulabilirse çalışıp imtihana girmeyi ve  diplomayı almayı istiyor, ama film üstüne film çeviren yıldızın bu yıllarda  arzuladığı vakti bulması çok zor.
Biz bunları öğrendikten sonra, onlar aralarındaki konuşmaya kesijdiği yerden  devam ettiler. Sonra, Murat Soydan kantindeki «okul arkadaşlarına» bir bir veda  etti. 5 yıl önce olduğu gibi hala bastıkça gıcırdıyan koridorlardan geçip döner  camlı kapıdan dışarıya çıktı.İleride park ettiği beyaz arabasının direksiyonuna  geçip Beyoğlu’na, Yeşilçam’a doğru gaza bastı.
Türk Nostalji
MURAT SOYDAN KİMDİR?
Murat Soydan gerçek adı Rüjdan Tercan olan oyuncu 2 Ekim 1940 doğımlu. Türk sinema ve dizi oyuncusu.
Murat Soydan, 2 Ekim 1940, Babasının memuriyeti dolayısıyla Kırklareli’in Lüleburgaz ilçesinde doğmuştur. Gerçek adı Rüçhan Tercan’dır. İlk ve ortaokulu Lüleburgaz’da, liseyi Edirne’de okudu. Üniversite için İstanbul’a geldi. İktisadi İlimler Akademisi’nde okurken bir yandan da İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi bölümünü bitirdi. Aynı zamanda üniversite tahsili sırasında Tekel’de memurluk yaptı.
Askerliğini yedek subay olarak yaptıktan sonra 1966 yılında “Perde” mecmuasının açtığı yarışmayı Tanju Korel ile birlikte kazanarak sinemaya geçti.
Sanat hayatına sinemada 1966 yılında “Kolsuz Kahraman” adlı filmle başlayan Murat Soydan, 200’e yakın filmde rol aldı. Dizi filmlerde de oynayan sanatçı, bir dönem Sinema Oyuncuları Derneği başkanlığı yaptı. 1970’li yılların “Jön” oyuncularından olan Murat Soydan, birçok filmde Türkân Şoray ve Hülya Koçyiğit’le baş rolü paylaşmıştır. Murat Soydan, 2016 yılında hayatını ve filmlerini konu alan bir kitap çıkardı.
Murat Soydan 1966 yılında ”Perde” Mecmuası’nın düzenlediği yarışmada birinci seçilmiş ve «Kolsuz Kahraman» filmiyle sinemaya başlamıştır (1966). ”Dünyanın En Güzel Kadını”, «Ayşem», «Yalan Yıllar», ”Kahveci Güzeli”, ”Sana Dönmiyeceğim”, ”Nisan Yağmuru”, ”Yarın Başka Bir Gündür” gibi birçok filmin başrolünde oynayan, 1969 yılında İzmir’de ‘Över’ bahçesinde sahneye çıkan Murat Soydan halen filimlerde oynamakta ve şarkıcılık yapmaktadır.
FİLMOGRAFİSİ
O Hayat Benim – 2014 Para=Dolar – 2008 Kan Damlaları – 2007 Vatan Sağolsun – 2007 Avrupalı – 2007 Oğlum İçin – 2007 Sinekli Bakkal – 2007 Karagöz ve Hacivat – 2006 Silahların Gölgesinde – 2006 Taşa Yazılan Aşk – 2006 Asiye – 2005 Asiye ile Nazım – 2005 Akşemsettin – 2005 Babam Geri Döndü – 2005 Alaturka – 2005 Acı Hayat – 2005 Tohum – 2004
Derbent Deresi – 2004 Dudaktan Kalbe – 2004 Umutların Ötesi – 2003 Sensiz Yaşanmaz – 2002 Seni Yaşatacağım – 2002 Yeni Hayat – 2001 Güz Gülleri – 2001 Nasibim – 2001 Tutku Suçları – 2000 Ruhların Cinayeti – 2000 Dönüşü Olmayan Yol – 2000 Biri Yer Biri Bakar – 2000 Kızım ve Ben – 2000 Gece Şahinleri – 1999 Artık Dün Yok – 1999 Gölgeler Silinirken – 1999 Şampiyon – 1999 Merhaba Hüzün – 1998 Sibel – 1998 Marziye – 1998 Cinayet Var – 1998 Canısı (2) – 1997
Oyun Bitti – 1997 Baharın Son Günleri – 1997 Canısı – 1997 Bodyguard – 1996 Acı Ve Tatlı Günler – 1996 Gerçeğe Dönüş – 1996 Karanlıkta Gözlerime Bak – 1996 Zehirli Çiçek – 1996 Ekmek – 1996 Düğüm – 1995 Yahya Kaptan – 1995 Yaman Gazeteci – 1995 Afilli Kemal – 1995 Analar Ölmez – 1995 Aşkın Gücü – 1995 Kader – 1995 Issızlığın Ortasında – 1995 Zor Görev – 1994 İkimiz de Sevmiştik – 1994 Öfke – 1994 Şöhretin Bedeli – 1994 Deliler Kudurunca – 1994 Afacan Tatlı Bela – 1994 Ateş Sönüyor – 1994 Bir Kral – 1994 Dönüş – 1994 İki Küçük Yaramaz – 1994 Emekli – 1993 Behlül-i Dana Hz. (TV Filmi) (1993) Ali Semerkandi Hz. / Niyet Hayır, Akıbet Hayır (1993) Güneşi Uyandırmadan – 1993 Onu Beklerken – 1993 Yalan Yıllar – 1993 Kederli Yıllar – 1993 Gecem Ve Gündüzüm – 1993 Al Dudaklım – 1993 Lekeli Melek – 1993 Yabancı – 1993 Ben Anayım – 1992 Çıldırtan Özlem – 1992 Mailoğlu – 1992 Zor Görev – 1992 Sonsuza Yürümek – 1991 Git Gidebilirsen – 1991 Geçmişe Açılan Pencere – 1991 Siyabend-ü Xece – 1991 Yalnız Değilsiniz – 1990 Almanya Macerası – 1990 Dünya Boştur – 1990 Afacan Ateş Parçası – 1990 Dertler İnsanı – 1990 Vahşi Ve Güzel – 1989 Zulüm Treni – 1989 Oyunun Sonu – 1989 Hep Ezildim – 1989 Bebek Yüzlü – 1988 İki Zarf Bir Hayat – 1988 Kırmızı Gece – 1988 Babam Ve Ben – 1988 Bana Allah Acısın – 1988 Ümitler Kırılırsa – 1988 Toprağın Gücü – 1988 Reis Bey – 1988 Günah Olmasa – 1987 Yıllar – 1987 Çember – 1987 Hayat Kadını – 1986 Sıcak Geceler – 1986 Allah Şahidim Olsun – 1986 Ana Kucağı – 1986 Erkek Milleti – 1986 Benim Gibi Sev – 1985 Aşkım Günahımdır – 1984 Balayı – 1984 Kızgın Güneş – 1984 Sev Ölesiye – 1984 Küçük Eller – 1983 Vatan Kucağında – 1982 Sabır Taşı – 1978 Adalı Kız – 1976 Kadınlar Hayır Derse – 1975 Diriliş – 1974 Mağlup Edilemeyenler – 1974 Dert Bende – 1973 İki Süngü Arasında – 1973 Kurt Dölü – 1973 Pembe Dünya – 1973 Siyah Gelinlik – 1973 Vahşi Bir Kız Sevdim – 1972 Gönül Oyunu – 1972 Kahpe Tuzağı – 1972 Ölümle Sevişenler – 1972 Zulüm – 1972 Asi Gençler – 1972 Gümüş Gerdanlık – 1972 Falcı – 1972 Afacan Harika Çocuk – 1972 Evlat – 1972 Altın mı Aşk mı – 1971 Çapkın Ve İnsafsız – 1971 Geldi Sevdi Vurdu – 1971 Şahinler Diyarı – 1971 Yaban Ali – 1971 Aşkımı Kanla Yazdım – 1971 Ah Bir Zengin Olsam – 1971 Büyük Acı – 1971 Sevmek Ve Ölmek Zamanı – 1971 Eyvah – 1970 Saadet Güneşi – 1970
Altın Tabancalı Adam – 1970 Beleşçi Murat – 1970 Kan Kusturacağım – 1970 Kralların Öfkesi – 1970 Ölüm Fermanı – 1970 Son Söz Benim – 1970 Yaşamak İçin – 1970 Buğulu Gözler – 1970 Bülbül Yuvası – 1970 Ölüm Emri – 1970 Tehlikeli Oyun – 1970 Kızıl Vazo – 1969 Aşk Bu Değil – 1969 Ümit Dünyası – 1969 Yarın Başka Bir Gündür – 1969 Kölen Olayım – 1969 Devlerin Öcü – 1969 İntikam Yemini – 1969 Izdırap Şarkısı – 1969 Kadere Boyun Eğdiler – 1969 Nisan Yağmuru – 1969 Ömercik Babasının Oğlu – 1969 Kaderimsin – 1969 Sana Dönmeyeceğim – 1969 Ayşem – 1968 Ağla Gözlerim – 1968 Dağları Bekleyen Kız – 1968 İstanbul’u Sevmiyorum – 1968 Abbase Sultan – 1968 Yalan Yıllar – 1968 Vahşi Bir Erkek Sevdim – 1968 Dünyanın En Güzel Kadını – 1968 Kara Gözlüm Efkarlanma – 1968 Şeyh Ahmet Şeyhin Oğlu – 1968 Sevmekten Korkuyorum – 1968 Kahveci Güzeli – 1968 Cemile – 1968 Şaşkın Hafiye Killing’e Karşı – 1967 Tapılacak Kadın – 1967 Şeyh Şamil – 1967 Bir Dağ Masalı – 1967 Ayrılık Olmasaydı – 1967 Kolsuz Kahraman – 1966
(HABER7) Derleme – Nusret Odabaş
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
ayse06yilmaz06 · 7 years ago
Link
Marinette Okula Dönüş,Marinette Okula Dönüş oyun,Marinette Okula Dönüş oyna,Marinette Okula Dönüş oyunu ,Marinette Okula Dönüş oyunları
Marinette Okula Dönüş oyunu oyna,İlk gün için Ladybug ın giyinmesine ve Adrien ile buluşmasına yardım etmek için Okula Dönüş adlı bu sevimli oyunu oyna! Uzun bir yazdan sonra, onu zorlukla gördüğü için, Marinette sonunda okulda çok fazla zaman geçiriyor. Yaz boyunca birbirlerini zar zor gördüler, çünkü ikisi de süper kahramanlar olmakla meşguldü ve farklı görevlere gittikleri için, Ladybug un onu ezmek için birçok fırsatı yoktu oyunoyna.tv.tr iyi eğlenceler diler.
http://www.oyunoyna.tv.tr/disney-channel/marinette-okula-donus.html
Tumblr media
0 notes