#Ne Zaman Çıkacak?
Explore tagged Tumblr posts
Text
yav yine noluyor aman aman moduna girdik. biri öyle diyor biri böyle diyor ama sonuç olarak verileri girerken bir bokluk olduğu kesin. fakat bunun sonuçları hakkında (sanırım daha işlemler devam ettiği için???) kesin bi şey söylemiyor kimse. yine gelmiş insanlar YINE KANDIRILDIK falan moduna girmiş aq ben gerçekten bu dönüş hızına yetişemiyorum günde 10 kere dönüyoruz bu ne
#erdo bunlar yalan demiş o zaman kesin doğru olmalı düz mantık#birkaç saat önce birkaç güvenilir isimden gelen uğraşıyoruz çağrılarına güvenmek istiyorum şu an#bakalım sonucunda ne çıkacak#yine karanlıkta kalmayalım da lol#ampul patlasin dedik ama böyle değil dostum 🤚😂 (çok özür dilerim kafamiyi değil)#tr times
4 notes
·
View notes
Text
Windows Server 2025: Yeni Dönemde Bizi Neler Bekliyor?
Teknoloji dünyası hızla gelişmeye devam ederken, Microsoft da yeni işletim sistemleri ve sunucu çözümleriyle bu trende ayak uyduruyor. Windows Server 2025, özellikle kurumlara yönelik çözümler sunarak daha verimli, güvenli ve esnek bir altyapı vaat ediyor. Peki, Windows Server 2025 ile birlikte bizi hangi yenilikler bekliyor? Gelişmiş Güvenlik Özellikleri Güvenlik, her işletim sisteminde olduğu…
#server 2025 ne vaat ediyor#windows server 2025#windows server 2025 kubernetes#windows server 2025 ne zaman çıkacak#windows server 2025 release date#windows server 2025 yenilikler#Windows Server 2025: Yeni Dönemde Bizi Neler Bekliyor?
0 notes
Text
Nintendo Switch Pro Ne Zaman Çıkacak?
Nintendo Switch Pro Sızıntıları: 2024’te Çıkacak mı? İşte Bilmeniz Gereken 7 Çarpıcı Detay! Giriş: Nintendo hayranları, dikkat! Uzun zamandır beklenen Nintendo Switch Pro hakkında heyecan verici gelişmeler var. Peki, bu güçlü konsol ne zaman raflarda yerini alacak? 2024, Switch ailesinin yeni üyesi için doğru zaman mı? Bu yazıda, Nintendo Switch Pro’nun çıkış tarihi, özellikleri ve fiyatı…
#NintendoSwitchPro SwitchPro2024 NintendoKonsol YeniNintendoSwitch 4KSwitch GamingTeknolojisi NintendoSöylentileri TaşınabilirKonsol#NintendoSwitchProÇıkışTarihi2024 NintendoSwitchProFiyatıVeÖzellikleri YeniNintendoSwitchNezamanÇıkacak NintendoSwitchPro4KOyunDeneyimi#Nintendo Switch Pro Ne Zaman Çıkacak?
0 notes
Text
PS6 Ne Zaman Çıkacak? Oyunseverlerin merakla beklediği yeni nesil konsol hakkında tüm bilgileri burada bulabilirsiniz! Sony’nin resmi açıklamaları, sızıntılar ve tahminler ışığında PS6’nın çıkış tarihiyle ilgili güncel bilgileri ve beklentileri paylaşıyoruz. En yeni gelişmeleri takip edin ve oyun dünyasındaki yerinizi şimdiden hazırlayın!

0 notes
Text
Rockstar Games, GTA 6 için çalışanlarının 5 gün ofise dönmesini istiyor - Son Dakika Teknoloji Haberleri
Rockstar Games, Grand Theft Auto 6’nın resmi fragmanını geçtiğimiz yılın Aralık ayında YouTube kanalında yayınlamış ve çıkış tarihi belirtmişti. UZAKTAN ÇALIŞMANIZI İSTEMİYOR Yapım şirketi, 2025 yılında çıkacağını duyurduğu GTA 6’nın geliştirme sürecinin son aşamaları için Nisan ayından itibaren çalışanlarının uzaktan çalışmasını istemiyor. Şirket, merakla beklenen GTA serisinin geliştirme…

View On WordPress
#Gta 6 bilançosu#Gta 6 çıkış tarihi#Gta 6 için sistem gereksinimleri#GTA 6 ne zaman çıkacak?#Gta 6 PC&039;ye ne zaman çıkacak?#gta 6&039;nın fiyatı ne kadar?
0 notes
Text
Extraction 2 Filmi Altyazılı izle | Netflix izle
Extraction 2 cast, Extraction 2 ekşi sözlük, Extraction 2 HD Film cehennemini, Extraction 2 imdb puanı, Extraction 2 incelemesi, Extraction 2 izle, Extraction 2 izle Netflix, Extraction 2 karakterleri, Extraction 2 konusu, Extraction 2 ne zaman çıkacak, Extraction 2 olacak mı, Extraction 2 oyuncuları, Extraction 2 Türkçe Dublaj izle, Extraction 2 Türkçe Dublaj izle Jet film, Extraction 2 Türkçe Dublaj izle Netflix, Extraction 2 yorum, Extraction 2 yorumları, Extraction 3 var mı, Watch extraction 2
#Extraction 2 cast#Extraction 2 ekşi sözlük#Extraction 2 HD Film cehennemini#Extraction 2 imdb puanı#Extraction 2 incelemesi#Extraction 2 izle#Extraction 2 izle Netflix#Extraction 2 karakterleri#Extraction 2 konusu#Extraction 2 ne zaman çıkacak#Extraction 2 olacak mı#Extraction 2 oyuncuları#Extraction 2 Türkçe Dublaj izle#Extraction 2 Türkçe Dublaj izle Jet film#Extraction 2 Türkçe Dublaj izle Netflix#Extraction 2 yorum#Extraction 2 yorumları#Extraction 3 var mı#Watch extraction 2
0 notes
Text
31 çekerken yengem yakaladı
Uyandığım zaman, sabahın erken saatleriydi ve evde tek başıma olduğumu düşünüyordum. Yatağımdan kalktım ve hafif bir uyku sersemliğiyle banyoya doğru ilerledim. Yüzümü yıkayıp kendime gelmek istiyordum. Banyoya girdiğimde, aynada yansıyan çıplak bedenimi gördüm ve aniden bir heyecan dalgası hissettim. Gençliğimin verdiği enerjiyle, kendimi kontrol edemeyecekmiş gibi hissettim.
Elimi yavaşça penisime götürdüm ve onu tutarak yukarıya doğru çekmeye başladım. Sertleştiğini hissediyordum. Yavaşça avuçlarımın arasında oynatırken, gözlerimi kapatıp hayal gücümü serbest bıraktım. Aklıma gelen her erotik düşünce, beni daha da tahrik ediyordu.
Oynamaya devam ederken, birden kapının aralandığını ve Yengem Aysel’in banyoya girdiğini gördüm. O da sabahın erken saatlerinde uyanmış olacak ki, hafif uykulu gözlerle bana bakıyordu. Bir an donup kaldık. Kalbim hızla çarpmaya başladı.
Yengem, şaşkınlıkla bana bakarken, ben de ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Bir an için utandım, ama aynı zamanda bu gizli anın heyecanı da içimi kapladı. Yengemin bakışları, bedenimi baştan aşağıya süzüyordu, sanki her hareketimi dikkatle inceliyordu.
“Selim, ne yapıyorsun?” diye fısıldadı Yengem, sesi titriyordu. “Banyoda… kendimi iyi hissetmek istedim,” diyebildim sadece. Utancım yüzümden okunuyordu, ama bir yandan da bu gizli oyunun devam etmesini istiyordum.
Yengem, yavaşça bana doğru ilerledi. Elini uzatarak, oynadığım penisi tutup sıkıca kavradı. “Bunu sen mi yapıyorsun?” diye sordu, gözlerinde bir parıltı vardı. “Evet,” dedim, artık utangaçlığımın yerini arzuya bırakmıştı.
Yengem, penisi ağzına alarak emmeye başladı. Islak dudakları ve dilinin hareketiyle, vücudumda bir elektriklenme hissettim. Başını yukarıya aşağıya hareket ettirerek, penisi derinlemesine yutmaya çalışıyordu. Ağzının sıcaklığı ve nemli dokunuşları, beni çıldırtıyordu.
“Oh, Aysel,” diye mırıldandım, ellerimle başını tutarak ritmini kontrol etmeye çalıştım. Yengem, emmeye devam ederken, gözleriyle bana bakıyor ve dudaklarını hareket ettirerek daha fazla zevk vermeye çalışıyordu.
“Yatağa gidelim,” dedim, artık kendimi zor tutuyordum. Yengem, penisi ağzından çıkardı ve gülümseyerek bana baktı. “Peki, ama senin için özel bir şeyler yapmam gerekiyor,” dedi.
Yatak odama doğru ilerlerken, heyecandan kalbim çıkacak gibiydi. Yengem, benden önce yatağa uzandı ve bacaklarını açarak beni davet eder gibi baktı. Penisim, heyecandan iyice sertleşmişti.
Üzerine doğru eğildim ve Yengemin bacaklarının arasına yerleştim. Penisimi eline alarak, amının girişine sürttüm. Islaklığını hissedebiliyordum. Yengem, gözlerini kapatmış, başını geriye atmış, zevkten inliyordu.
“İçeri gir,” diye fısıldadı. Penisimi amının içine yavaşça soktum. Sıcak ve dar amının duvarları, penisi sıkıca kavrarken, Yengem de kalçalarını hareket ettirerek bana eşlik ediyordu.
Yavaşça, ama derinlemesine girip çıkmaya başladım. Yengemin inlemeleri artıyor, kalçaları daha da hareketleniyordu. Penisim, amının içinde kaybolup çıkarken, her hareketimle ikimiz de daha da çok zevk alıyorduk.
“Daha hızlı,” diye mırıldandı Yengem, kalçalarını tokatlayarak ritmi arttırmamı istedi. Ben de onun isteğine uyarak, sertçe ve hızlıca girmeye başladım. Yengemin inlemeleri, artık neredeyse çığlıklara dönüşmüştü.
Kalçalarımı tokatlar gibi vurarak, penisi amının derinliklerine kadar sokuyordum. Yengem, başını geriye atmış, saçları yastığa dağılmış bir şekilde zevkten çıldırıyordu. “Selim, oh evet, devam et,” diye inliyordu.
Hızımı arttırdıkça, ikimizin de orgazm olacağı hissine kapıldım. Penisim, amının içinde bir ileri bir geri gidip gelirken, Yengemin de kasılmalar yaşadığını hissedebiliyordum.
“Geliyorum,” diye fısıldadım, kalçalarımı sertçe vurduğumda, penisimden güçlü bir boşalma hissettim. Yengem de aynı anda, kalçalarını daha da sıkılaştırarak orgazm oldu.
Birlikte yatağa yığılmış bir şekilde, nefes nefese kaldık. Yengemin terli vücudu, benimle temas ediyordu. Penisim, hala amının içindeyken, ikimiz de bu gizli ve tutkulu anın verdiği hazla sarhoş olmuştuk.
Yengem, gözlerini açarak bana baktı ve gülümsedi. “Bu, çok özel bir an oldu,” dedi. “Seninle böyle bir şey yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.”
Ben de gülümsedim, ama bir yandan da utanç ve suçluluk duygusu hissediyordum. “Biliyorum, yanlış bir şey yaptık,” dedim. “Ama bu anı asla unutamayacağım.”
Yengem, başını kaldırarak dudaklarıma doğru ilerledi. Öpüşmeye başladık, ama bu öpücük, tutkulu ve arzulu bir şekilde ilerledi. Dilimizle birbirimizi keşfederken, aramızdaki gizli bağ daha da güçleniyordu.
Öpüşmekten kendimizi alamıyorduk. Yengemin ellerini bedenimde gezdirirken, ben de onun saçlarını okşuyordum. Öpüşmek, dokunmak ve hissetmek… Bu anın verdiği zevk, kelimelerle tarif edilemezdi.
Bir süre sonra, Yengem bana baktı ve fısıldadı, “Bunu tekrarlayabilir miyiz?” Gözlerinde bir istek ve arzu vardı. “Tabii ki,” dedim, “Ama bu bizim aramızda kalmalı.”
Yengem, gülümseyerek onayladı. “Aramızda bir sır olarak kalsın,” dedi. “Ama bir daha ki sefere, seni daha da çılgına çevireceğim.”
Yatakta yanyana uzanırken, bu gizli ilişkinin heyecanı ve arzusu içimi kaplamıştı. Yengemle aramızdaki bu tutku dolu bağlantı, beni hem korkutuyor hem de heyecanlandırıyordu.
“Bundan sonra ne olacak?” diye sordum, merakla.
Yengem, başını kaldırarak gözlerimin içine baktı. “Bunu zaman gösterecek,” dedi. “Ama şunu bil ki, bu anı asla unutmayacağım ve seninle her anı yaşamak istiyorum.”
Bu sözler, içimi garip bir duyguyla doldurdu. Yengemle aramızdaki bağ, sadece cinsellikten ibaret değildi. Birbirimizi anlıyor ve hissediyorduk. Bu gizli ilişki, bizi birbirimize daha da bağlıyordu.
Yavaşça kalktım ve Yengeme baktı. “Ben biraz temizleneyim,” dedim. “Sen de hazırlan, sonra kahvaltı yapalım.”
Yengem, gülümseyerek onayladı. Yatak odasından çıkarken, bu sabah yaşadığımız tutkulu anın izleri hala üzerimdeydi. Banyoya doğru ilerlerken, aklımda sadece Yengemle yaşadığım bu sıradışı deneyim vardı.
Suyun altında, kendimi temizlerken, aklımdan geçen düşüncelerle boğuşuyordum. Yengemle aramızdaki bu gizli ilişki, beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Bu tutku dolu anların, hayatımı nasıl etkileyeceğini merak ediyordum.
Yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım. Yengem, giyinmiş ve hazırlanmış bir şekilde beni bekliyordu. Kahvaltı masasına oturduk ve sessizce kahvaltımızı yaptık.
Yengemle göz göze geldiğimizde, aramızdaki gizli anlaşmayı hatırladık. Birbirimize gülümsedik, ama bu gülümseme, sadece ikimizin anlayabileceği bir sırrı paylaşmanın verdiği hazdı.
Kahvaltıdan sonra, Yengem evden ayrıldı. Ben de kendimi toparlayıp dışarıya çıktım. Aklımda hala bu sabahki tutkulu anlar vardı, ama aynı zamanda bir huzursuzluk da hissediyordum.
Yürürken, aklımdan geçen düşüncelerle mücadele ediyordum. Yengemle olan bu gizli ilişki, beni hem cezbediyor hem de suçluluk duygusuna boğuyordu. Bu tutkunun nereye gideceğini, nasıl bir sonuca ulaşacağını merak ediyordum.
Güneşli bir günün tadını çıkarırken, aklımda Yengemin güzel yüzü ve tutkulu dokunuşları vardı. Bu gizli ilişki, hayatımı beklenmedik bir şekilde değiştiriyor ve her anımda beni etkisi altına alıyordu.
Yengemle aramızdaki bu sır, beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Bir sonraki buluşmamızda neler yaşanacağını merakla beklerken, bu tutkulu ilişkinin beni nereye götüreceğini zaman gösterecekti.
Yengem Aysel’in gizemli gülümsemesi, aklımdan çıkmıyordu. Bu yasak ilişki, bana hem haz veriyor hem de içimi bir korku kaplıyordu. Ama bir gerçek vardı, bu tutkulu anların verdiği zevk, her şeye değerdi.
Yürümeye devam ederken, aklımda sadece Yengem ve onun sıcak dokunuşları vardı. Bu gizli aşkın, hayatımı nasıl etkileyeceğini merakla bekliyordum. Tutkunun ve arzunun peşinde, bu sıradışı yolculuğun beni nereye götüreceği, merak ve heyecanla doluydu.
Bu ilk bölüm, Yengemle aramızdaki gizli tutkunun başlangıcını anlatıyordu. İkimizin de kendini kaybettiği, arzunun ve şehvetin doruklara ulaştığı bir andı. Ama bu hikaye, sadece bir başlangıçtı. Yengemle aramızdaki bu gizli ilişkinin, daha neler getireceği, gelecek bölümlerde ortaya çıkacaktı.
Yengem Aysel’in gözlerindeki arzu, aklımdan çıkmıyordu. Bu tutkulu anların verdiği haz, beni kendine bağlıyordu. Ama bu hikaye, sadece cinsellikten ibaret değildi. Aradaki bağ, daha derin ve karmaşık bir şekilde gelişecekti.
Tutkunun ve arzunun peşinde, bu yasak ilişkinin sırlarını keşfetmeye hazırdım. Yengemle aramızdaki bu gizli anlaşma, bizi nereye götürecekti? Zaman, her şeyi gösterecekti.
Bu ilk bölüm, sadece bir başlangıçtı. Yengemle aramızdaki bu tutkulu maceranın, daha neler yaşanacağını ve neler hissedeceğimizi, gelecek bölümlerde sizlerle paylaşacağım. Hazır mısınız bu tutkulu yolculuğa eşlik etmeye? O zaman, bu hikayenin peşinden gelin ve aramızdaki sırrı birlikte keşfedelim.
Yengem Aysel’in gizemli gülümsemesi, hala aklımda… Bu hikaye, sadece başlamıştı.
63 notes
·
View notes
Text
Nasıl Yani? (2) (Kerim 31 Y., İzmir)
Ertesi gün sabah tam 9:30'da geldi Elif, poğaçalar ve çay hazırdı. Kasadan 4.000 Dolar çıkarıp verdim, "Al, bununla git altınlarını al tekrar!" dedim. "Ya işlesin..." dedi. "Ana parayı kenara koyalım, yatırım böyle yapılır. 15.000 Dolar paran var bundan hariç!" dedim. "Nasıl yani?" dedi. Aldığım kripto paralar iyi gidiyordu. "Gelip bakmak ister misin?" dedim elimi yine bel hizasında kaldırıp. "Hayırrr!" dedi ve elimden çekip kaldırdı. İçerdeki odada bulunan çekyata doğru gittik. "Oturup kalkarken kal��alarım acıyor. Sütyen her sürttüğünde göğüs uçlarım sızlıyor, ama akşamdan beri o sızılar bana dünkü harika sevişmemizi anımsatıyor, çok güzeldi. İyi ki dokundun bana!" deyip, pantolonumu ve boxerimi sıyırdı. Önümde diz çöktü.
Önden düğmeli kot eteğinin düğmelerini ben ekrandan bakıp dış kapıyı açtıktan sonra merdivenlerden çıkana dek tek tek açmış, neredeyse külodu görünecek kadar yırtmaçlandırmıştı. Kamera ile izlediğimi bilmiyordu.
Önce yarağımın kafasını küçük küçük öpücüklerle ıslatıp, sonra ağzına aldı. Taşaklarıma kadar inip toplarımı dudaklarının arasında çekiştirip, tekrar eliyle sıvazladığı yarağımı ağzına alıyor, "Mmmhhh, çok kalın, çok büyük, sıcacık ve çok tatlı!" diyordu. Uzun uzun emdi yarağımı. "O kadar uzun süredir emmedim ki, çok güzelmiş, unutmuşum, hem bu kadar tatlısını hiç emmemişim!" deyip hiç susmuyor, sıvazlarken konuşuyor, emerken ara verip konuşuyordu...
Ayağa kalkıp soyundu ve çekyata sırtüstü yattı. İki eliyle elimi tutup iki parmağımı amcığına sürtmeye başlayıp, "Anlatacaklarımı dinler misin?" dedi. "Anlat!" dedim parmaklarımın arasına aldığım klitorsiyle oynarken. "Bak, kocamla 6 aydır sevişmedim, hayatımda hiçbir zaman da başka erkek olmadı sana kadar, ama 6 aydır seks aklıma bile gelmezdi. O ilk akşam mesaj attığında hiçbir şey olmamasına rağmen genç kız gibi heyecanlandım. Ama telefonda, Paran bu kadar oldu dedin ya, o sesin şiir gibi geldi. Ben parayı sevmezdim bu kadar, ama kazanmak başkaymış!" dedi. Arada parmaklarım hızlanıp yavaşladıkça, "Ohhh!" çekiyor bir eliyle bacağını okşayıp diğeriyle göğsünü avuçluyordu. "Hele, Geleceksen gelirim diye yazdın ya Cumartesi büroya, o an nasıl sikişmek sikilmek istedim anlatamam!" dedi.
"O zaman neden kaçtın ilk gün?" dedim. "Hazırlıksızdım! Kocam sikmeyince kendime bakmadım ki hiç, kıl yumağı gibiydim, iğreneceğinden, sikmeyeceğinden çekindim. İki kez sokağın başına kadar geldim çıktıktan sonra, tekrar geri gittim!" dedi. Gülümsedim. "Bu mu kıllıydı?" dedim eğilip emmeye başladım amcığını ve "Kıllı da olsa yalar sikerdim!" dedim dişlerim arasına alıp amcık dudaklarını. "Ahhhhh! Kıllı da sever misin yani?" dedi. "Bu kadar güzel amcığın her halini severim!" dedim. "Sik o zaman, bu güzel amcık güzel yarağını özledi dünden beri!" dedi.
Yarağımın kafasını dayadım sokmadan, fırçalar gibi amcık dudaklarına sürtüyor, dün ısırdığım yerleri, göğüslerinin uçlarını dişlerimle çekiştirip ısırıyordum. "Ahhhh, ohhh, evet, canımı yak, akşam seni düşünürken heryerim sızlasın!" diyordu. Yarağımı içine kaydırıp gitgele başladım. Ayaklarını tamamen kaldırıp neredeyse çenesine gelecek gibi bitişik tutarak amına gömdüm yarağımı. "Ohhh, ez aşkım, kemiklerimden ses gelsin!" diye inliyordu. Sikişirken bambaşka biri oluyordu o dışardan baktığındaki narin kadın. Neredeyse ağzından çıkacak kadar sert köklüyordum yarağımı amının dibine dibine. "Ohhhh, ahhhh!" diye inlerken kendimi tutamadım daha fazla ve "Geliyorum!" dedim. "Çıkma! Akşam Eczaneden hap aldım, bu sabah da hapa başladım, içimi doldur aşkım!" dedi. İkimiz de aynı anda kasıla kasıla boşaldık...
"Bana ne oldu anlamıyorum!" dedi 5 dakika yanyana uzandıktan sonra. "Neden?" dedim. "Ben uslu uslu yatar gıkım çıkmadan sevişirdim. 9 yıldır evliyim ve bir elin parmaklarını geçmez orgazmlarımın sayısı, ama kendimi tanıyamıyorum. Şu an bile 5 kez orgazm oldum!" dedi. Omzumda yatıyordu, göğüsleri göğsüme değerken, "İştahın var mı daha?" dedi elini yarağıma atıp. "Ben de götünü avuçlayıp, "Burdan yedin mi hiç?" dedim. "Hayır!" dedi. "İster misin?" dedim. "Çok kalın!" dedi yarağımı sıkıp. "Çok zevk alacaksın, çünkü canın yanacak!" dedim gülerek. "O zaman öğleden sonra olur mu?" dedi saate bakıp. Saat 11:00 olmuştu. "Eve gidip Mehmet'i kontrol edeyim. Çocuk 13:00'de gelir, onu annemlere bırakır gelirim! Hem sen paralarımıza para kat biraz!" dedi gülerek. Ben sigara yakıp, yattığım yerden onu seyrederken, kalkıp gülerek öpücük atarak giyinip gitti...
Kadında gerçekten şans vardı. Piyasa aşağı yöne dönmüşken onun parası katlanıyordu. Ya da ben işimde çok iyiydim. Önce bana mesaj atıp, saat 14:00 gibi geldi. Cumhuriyet altınlarını masaya koyup, "Bunlar senin kasada dursa olur mu, evde kaptırırım diye korkuyorum!" dedi. Altınları kasaya koyduk.
"Sana sürprizim var!" dedi. Bu kez üzerinde o ilk günkü siyah eteği vardı, eteğini kaldırıp götünü döndü, incecik siyah bir G-String giymişti. "Hayatımda ilk kez alıp giydim. Az önce burdan çıkınca aldım!" dedi. "Çok yakışmış!" dedim götünü avuçlayıp. "Beğendinse çeşit çeşit var, alırım!" dedi. "Çok beğendim! Hazır mısın?" dedim. "Hazırım, ama çok zamanım yok haberin olsun, istersen sabah gelirim yaparız :)" dedi. "Gel buraya!" dedim. Tutup çekyata götürüp domalttım, eteğini çözüp aldım. Hazırlıklı gelmişti, çantasına uzanıp Bebe yağı çıkardı ve "Bundan sürer misin?" dedi. Parmaklarımla yedirdim biraz, parmağımı sokup gevşettim göt deliğini. Yine de benim kalın yarağıma göre daracıktı pembemsi göt deliği.
Yarağımın kafasını götüne dayayıp ittirmeye başladığımda, bacaklarını iyice ayırmaya çalışıyor, "Ohhh, çok acıyorrrr, ohhhh, lütfen sok aşkımmmm, çok acıyor ohhh!" diye inliyordu. Onca acıya rağmen tamamını aldı götüne. Ben küçük küçük ileri geri gidip gelirken, "Ohhhhh, yırtıldı götüm!" diye inliyordu. "Götünün bekaretini aldım yavrum, bundan sonra hep isteyeceksin!" dedim kalçalarına yine beş parmağımın izi çıkarken. "Vur erkeğim, vur, her deliğimden sik kanata kanata, ne olur tokatla kıçımı!" diye yalvarıyordu. 10 dakika anca siktim ve daha fazla tutamadım kendimi, döllerimi fışkırttım. Elif, "Birşey daha öğrendim sayende!" dedi. "Nedir?" dedim. "Götünden sikilirken bile orgazm olabiliyormuş insan!" dedi gülüp beni öperek. Giyinip gitti.
İyi ki gitmiş, yarım saat sonra karım geldi. Biraz hoşbeşten sonra, "Bunu küçük baldızın gönderdi!" deyip, masaya 700 Dolar koydu ve "Eniştem beni kırmaz, bu kadar param var, benim için işletsin!" dediğini söyledi. "Sevmediğimi biliyorsun bunları!" dedim. "Maalesef, anlattım ama anlamadı. Riskleri de söyledim, ama istersen çağır bir de sen anlat!" dedi. "Söyle yarın öğlen 12:00-13:00 arası gelsin borsanın öğle seansı başlamadan!" dedim. Küçük baldız Funda muhteşem güzel bir kızdı. Bukle bukle sapsarı saçları, uzun ince bacakları, kalemle çizilmiş gibi yüz hatları, yemyeşil gözleri olan bir kızdı. Çok talibi vardı, sonra gidip sırf avukat diye bir öküzle evlendi.
Büyük bacanakla çok iyi anlaşırdım da, avukatı her gördüğümde gırtlaklayasım geliyordu. Dangalak ve patavatsızdı. Villayı yeni yaptırıp taşındığımızda, havuz başında ilk mangal yakışımızda Funda'nın hatrına onları da çağırdık. Çoluk çocuğun, kaynanam ve kayınpederin yanında, "Birader, uyuşturucu kaçakçılığına mı başladın, bu kadar kısa zamanda bu kadar parayı nereden buldun?" demişti. Ben de altta kalmamak için, "Hee, nekadar lazımzsa söyle, senden para almam!" deyip bozmuştum şerefsizi. Büyük bacanak gülmekten ölmüştü tüm gece.
Gece çalışma odama geçince telefona baktım, "Götümün üstüne zor oturuyorum, ama bu muhteşemmiş!" yazmıştı Elif. "Yarın uğrama, karım ve baldızım gelecek!" yazdım. "Tamam :(" yazıp yolladı. Hemen ardından da, "Seni biraz azdırayım mı?" yazıp, amının dudaklarını iki parmağıyla açarak resmini çekip yolladı ve "Bu yine ıslak!" yazdı. "Para kazanmam lazım, hem sana hem bana!" yazdım.
Ertesi gün öğlen (karımla birlikte gelecekler diye beklerken) Funda tek başına geldi. Bacanak nedeniyle çok sık görüşemiyorduk. Ama sanki o ışığı sönmüş gibiydi. O an öyle hissettim. Riskleri tek tek anlattım. Bol kazanç olduğunu, ama bir anda sıfırlandığını da anlattım. "Enişte bana bu para şimdi lazım değil, ama ileride bunun çok fazlası lazım olacak!" dedi. Anlam veremediğim için, "NASIL YANİ?" dedim. "Zamanı gelince enişteciğim! Ben arasıra uğrar durumu sorarım, elime geçerse biraz daha getiririm!" dedi. Ve gitti.
Karımı arayıp durumu anlattım. "Funda'da tutukluk gördüm, hayırdır, sorun mu var?" dedim. "Sonra konuşuruz!" dedi. Saat 16:00'da borsadaki alım satım emirlerimi vermiştim ve işime birkaç saat ara verebilirdim. Elif'e, "Kaçabilirsen gel, bir saat vaktim var!" yazdım. 15 dakika sonra kapıdaydı. Kapıdan girdi direk eteğini indirdi, altında bir şey yoktu. "Ne olur çabuk sok, tüm gün gel demeni bekledim, sırılsıklamım!" diyerek masaya ellerini dayayıp domaldı. Ayağa kalkıp alttan amcığına soktum yarağımı. Gerçekten de fırın gibi yanıyor ve vıcık vıcıktı. Daha birkaç sokup çıkarmayla orgazm olmaya başladı. "Ne yaptın kız, tüm gün parmakların içinde hazırladın mı?" dedim Elif Ahlar Ohlar içinde titreyerek orgazm olurken. "Sen gel dedin ya, külot giymediğime pişman oldum, yolda bacaklarımdan aka aka geldim, iyi ki ev yakın!" dedi gülerek.
Yarağımı amcığından çıkarıp göt deliğine dayadım. "Ohhhhh, evet!" dedi. Bastırdığımda, dünden daha büyük bir acıyla bir an öne çekildi. Dün yırtılmamıştı ama şimdi yırtılmıştı götü. Yarağım girip çıktıkça daha çok kan oluyor bu da beni kırmızı görmüş boğa yapıyordu. "Götün kanıyor, alışamadı koca yarağıma!" dediğimde, "Ohhh, kanasın, daha çok sok, tokatla kıçımı tokatla, vur aşkım!" diye inliyordu. Yapış yapış olmuş yarağımla götünün dibini buluyor, sonra kafasına kadar çekip tekrar köklüyordum. Dünkü tokatlardan kalçaları kirli sarı ile mor arası olmuş, ama ben bugün daha çok tokatlıyordum. Acıdan bu kadar zevk alır mıydı ki insan?
Böğüre böğüre boşaldık ikimiz de. Nerdeyse 20 dakikada hem amdan hem götten sikmiştim. Çantasından bir külot çıkardı, bir de ped, götünün olduğu kısma koyup, külodu giydi. Beni öpüp, "Beni sikmeni seviyorum!" dedi ve gitti.
[Kerim]
128 notes
·
View notes
Text
Kalabalıktan hoşlanmaman umurlarında değil, kimse senden bu yüzden hoşlanmayacak, kimse sessizliğini anlamayacak; kimse içinde kopan fırtınaları, omzunda eksik olan eli, buz tutmuş kalbini, gölgelerden saklanmak istediğini, yatağın altına süpürdüğün ağlama seslerini duymayacak. Herkes, her zaman bekleyecek. Ve seni çok sevdiğini iddia edecek bu insanlar, senin için ne kadar acı çektiklerinden bahsedecekler, aslında hep kafalarında kurdukları bambaşka bir seni beslemeye devam ederken. Sana dans etmeyi sevdiren kişi olma ihtimalini sevecekler, senin içinde sakladığını düşündükleri kahkahayı dudaklarına ulaştırabilme ihtimalini. Sende sevdikleri şey hep kendileriyle ilgili olacak. Gülümseyemediğini fark ettiklerinde, dans edemediğinde ve ayaklarına bastığında ilk seni suçlayacaklar, sevilmeyi bilmediğinde zaten sevilmeyi hak etmediğini söyleyecekler ve sen onca zaman onları incitmemek için kendi kendini yaralarken onlar, bir gün seni terk edip giderken iki kez düşünmeyecekler. Hep terk ettiler, her zaman terk edecekler. Ama sende her zaman kötü olmaya devam edeceksin, bir gün bir başkası çıkacak ve seni ne kadar çok sevdiğini, diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu söyleyecek ve seni diğerlerine benzetmeye çalışırken öncekilerin yarım bıraktığı şeyi tamamlayacak, sen yok olacaksın ama onların hiç bir haberi olmayacak. Seni bir çamur gibi işleyemediklerini fark ettiklerinde ellerini kirlettiğin için hesabını senden soracaklar. Sen hiç sevilmemiş olacaksın, sevmenin ne demek olduğunu da hiç bir zaman anlamayacaksın...
138 notes
·
View notes
Text

Dışarıda bir dünya var. Bazen ayaz, bazen meltem. İnsanlar koşuşturuyor, zaman kendi ritminde akıyor, sokaklar her gün yeni adımlarla dolup taşıyor. Ama ben, pencerenin gerisinde, sadece izliyorum. Bazen parmaklarımı cama koyuyorum, sanki oraya dokununca dışarıya biraz daha yaklaşacakmışım gibi. Ama cam soğuk… Dışarısı da öyle mi bilmiyorum. Bildiğim tek şey, içeride hapsolduğum bu odanın sıcaklığı bile artık beni ısıtmıyor. Kendimle baş başa kalmaya alışalı çok oldu. Belki de hiçbir zaman kalabalık olmayı beceremedim. İnsanlar ne kadar yakın olursa olsun, hep bir adım geride durdum. Beni anlamayacaklarından korktum belki, ya da ben onları anlayamamaktan… Penceremden izlediğim dünya ne kadar uzaksa, ben de kendime o kadar uzağım bazen. İçimde çözülemeyen düğümler var, adına bile karar veremediğim duygular. Sevgi mi, özlem mi, hüzün mü? Yoksa hepsi birden mi? Geceleri daha zor oluyor. Işıklar sönünce, sokaklar sessizleşince yalnızlık daha da belirginleşiyor. Pencere camında yansımamı görüyorum; gözlerim yorgun, yüzüm donuk. Bazen düşünüyorum; ben bu pencereden bakmasam, dünya beni fark eder miydi? Ama olsun… Yine de her sabah pencerenin perdesini aralıyorum. Belki bir gün, dışarı çıkacak cesareti bulurum diye. Belki bir gün, birisi pencerenin gerisinde beni beklemek yerine, yanıma oturur diye.
22 notes
·
View notes
Text
Hayat hep değişiyor. Bugün ağır gelen şeyler, belki yarın daha hafif olacak. Belki beklediğim haber gelecek, belki ummadığım bir fırsat çıkacak karşıma. Belki de sadece zaman, içimdeki tüm bu karmaşayı alıp götürecek. Ne olursa olsun, biliyorum ki bir gün bu ana dönüp baktığımda kendimle gurur duyacağım. Çünkü düştüğüm kadar, kalkmasını da öğrendim. Her seferinde daha güçlü, daha dirençli oldum ve ne olursa olsun, devam etmeyi seçtim.
21 notes
·
View notes
Text

Bakışları ürkek bir tay gibiydi. Ne zaman görsem, kalbimin ritmi hızlanırdı, sanki çıkacak gibi. O beni görünce, önce gülümser sonra saklanırdı. Evlerinin önünde dururdum bazen saatlerce bir kez görebilmek için. Bazen cama gelirdi. Ben gizli gizli bakardım. Bazende görürdü beni. Ben öyle bakardım ki..! Belki bakışımı severde, sever beni diye. Onun kedisi vardı. Kediyi severdi. Benimse bir kedim bile yoktu. Onun kedisini kıskanırdım. Ne olurdu yani derdim. O kedi keşke ben olsaydım. Yada o kedi kadar sevilseydim. Sonra yıllar geçti, yine sevmedi. Dedim. __ güzelsin ama kalbin beş kuruş etmiyor. Keşke yüzün değilde sadece kalbin güzel olsaydı. Sustu..Gittim. Yıllar sonra gördüm. Biraz geç olmuştu. Âmâ bu sefer sevdi..yorgundum ama yinede sevindim.💔❤
#my post#my writing#art#my art#story#my story#love#about love#aşka dair#woman#black and white#beautiful women
32 notes
·
View notes
Text
Apple'ın katlanabilir iPhone endişesi: Üzerinde çalışmaya devam ediyor - Son Dakika Teknoloji Haberleri
Apple’ın kapaklı ve katlanabilir bir iPhone tasarımı üzerinde çalıştığı iddia edildi. Halen geliştirilme aşamasında olan ve firmanın 2024-2025 yılları arasındaki seri üretim planlarında yer almayan bu cihazın, 2026 ve sonrasında dolaşıma girmesi bekleniyor. Macrumors’un haberine göre, Apple’ın Asyalı bir tedarikçiyle görüşme halinde olduğu ve şirketin standartlarını karşılayamaması durumunda…

View On WordPress
#iPhone&039;un katlanabilir tasarımı#Katlanabilir iPhone nasıl olacak?#Katlanabilir iPhone ne zaman çıkacak?#Katlanabilir iPhone olacak mı?
0 notes
Text
Ya ne zaman karşımıza adam gibi seven biri çıkacak?????
36 notes
·
View notes
Text
Götveren Karım!
Karımı fotoğraf çekimlerinden sonra hafta içinde Hasan abinin bulduğu adam ne kadar sosyal medya varsa, forum sitesi varsa, Eskort reklam sitesi varsa hepsine fotoğrafları ve kısa tanıtım yazılarını, Burcu ablanın telefon numarasını iletişim yazarak yüklemişti. Hasan abi fotoları çekerken karımın yüzü görünmeyecek demişti, ama resimlerde karımın göz bölümünde buğu vardı, kalan kısım belli oluyordu. Dikkatli bakan karımı tanıyan biri güldüğünde yanağındaki gamzeden veya boynundaki benden iyi kötü çıkartabilirdi. Biraz tedirgin oldum, ama zaten bizim akrabalardan bu işe bakacak kimse olmadığı için çok dert etmedim.
Hafta içi işten ne zaman dönsem Burcu abla bizim evdeydi. Yine bür gün eve geldiğimde salonda oturmuşlar gelen mesajlara, yapılan yorumlara bakıp gülüşüyorlardı. Oğlan odasında oyuncaklarıyla oynarken karım ve Burcu abla karımın bedenini satması konusunda eğleniyorlardı. Tabii ben böyle düşünüyordum, karım orospuluk yapmayı kafasında benim kadar büyütmemişti. Burcu ablanın zaten umurunda değildi, sonuçta sikilen onun namusu değildi.
"Nasıl gidiyor?" diye sorduğumda, Burcu abla, birkaç telefon araması geldiğini, ancak rakam ve mekan konusunda Hasan abinin kesin talimatı olduğu için anlaşamadıklarını söyledi. "Neymiş o talimatlar?" dedim. "Mekan sadece sizin ev olacak. Polis ve fuhuş konusu için sizin ev en güvenli yer. Ücret de sadece gecelik olacak, öyle iki saat kısa kısa bir sürü müşteri olmayacak, bu yüzden 1.000 dolar civarı alacağız!" dedi Burcu abla.
Aslında Nalan çalışacak ama kazancı Hasan abiye, borçlara, bankadaki senetlere, karımın kıyafet ve kuaför harcamalarına gidecek, bize yine bir şey kalmayacak diye düşündüm, biraz da moralim bozuldu. Hep orospuların iyi kazandığını sanırdım, ama iş karımın orospuluğuna gelince öyle olmuyordu.
Aynı hafta çarşamba günü akşam 6 gibi eve geldiğimde Burcu abla yine bizdeydi. Karım da giyiniyordu, ama gece kıyafeti, sanki dışarı çıkacak gibi özeniyordu. "Hayırdır, bir yere mi gidiyorsunuz?" dedim. Burcu abla, "Yok, iş çıktı, 8'de gelecek biri var!" dedi. "Aaa, kimmiş?" dedim. Burcu abla, "Nerden tanıyacaksın oğlum dedi, gençten, 20'li yaşlarında biri!" dedi. Telefonunu bana gösterip, "Bak profiline!" dedi. Baktım. Çok toy görünüşlü, beyaz tenli, ufak tefek, paylaştıklarından anladığım kadarıyla babası çok zengin bir gençti. Zaten 1.000 dolar parayı bir gece için zengin olmayan biri veremezdi.
Karım bu arada gözüne kalem çekip dikkatlice rimelini sürüyordu, yine kıpkırmızı parlak ruj sürmüştü. Krem renkli kısa ama yırtmaçsız bir dar etek, üzerinde kolları açık beyaz bir bluz vardı. Bacaklarında da beyaz ince çorap vardı. Bu kıyafetleri de daha önce görmemiştim. "Beyaz konsepti mi var?" dedim şakayla.
Karım çok ciddi makyaj yaptığı için cevap vermedi, ama Burcu abla, "Bu genç dedi daha önce hiç milli olmamış, amı kuyu gibi olmuş orospulardansa ev hanımı, iyi aile kadını diye Nalan'ı seçmiş. İki gündür heryerden iyice araştırmış Nalan'ı. Yani dedi senin anlayacağın bu gece zifaf var, (gülerek) Berkecan'la Nalan gerdeğe girecekler. Gelinlik giy dedim de, Nalan evlendiğinizdeki gelinliği giyemedi, o zaman daha zayıfmış, üzerine olmadı!" dedi.
Karım da bana dönüp eteğini kaldırıp, "Baaak!" dedi, külodunu gösterdi. Beyaz incecik tül gibi dantelli, amına gelen kısmı yarık şeklinde açık, sexy bir külottu. Külotta o açık kısmı, külot çıkmadan Berkecan sikini karımın amına yerleştirebilsin diye yapılmıştı. Bluzun içinde de yine beyaz bir sutyen vardı.
Saat 8'e doğru gelirken oğlanın pijamalarını da alıp Burcu abla ben ve oğlumuz bizim evde karımı yalnız bırakıp Hasan abilere gittik. Burcu abla oğlumu içeri odaya aldı, dünyanın oyuncağı vardı. Şaşırdım, "Aaa abla hazırlık yapmışsınız?" dedim. "Bizim çocuğumuz yok ya, senin oğlan bize çok iyi geliyor!" dedi. Ben de içeri Hasan abinin yanına gittim. Hasan abi, "Hoş geldin!" deyip bir kadeh rakı da bana koydu. Keyfi yerindeydi, piyasa tabiriyle otobüs çalışmaya başlamıştı.
Hasan abi, "Aferin bizim kızlara, aferin Burcu, bulmuşsunuz süt gibi zengin çocuğunu. Hem sevaptır ilk kez milli olacak, hem de bunların çevresi geniştir. Şansımız tutarsa kısa zamanda epey para toparlarız!" dedi. Ben de, "Çok iyi olur abi!" dedim. Hasan abi, "Sana da aferin, herkes karısını orospu yapamaz. Ama sen tabii fındık kadar taşaklarınla zaten Nalan seni donunda sallıyordur (alaycı şekilde gülerek). Oğlan senden mi, emin misin?" dedi sırıtarak. "Aman abi, tabii ki benden, yok daha neler!" dedim.
Burcu abla içeride oğlanı oyalayıp uyuturken biz de tavla oynadık Hasan abiyle. Karımın işi gecelik olduğu için sabaha kadar Hasan abilerde kalacaktık oğlumla. Biz tavla oynarken Hasan abi ha bire boşalan bardağıma rakı koyduğu için epey çarpıldım. "Abi ben bittim!" deyip kanepenin kenarına kıvrıldım, uyumuşum.
Sabah 8 gibi uyandım, baktım Hasan abi de kanepede uyumuş, içerde Burcu abla benim oğlanla sarılmış uyuyordu. İşe gideceğim için üstümü başımı değişmek için bizim eve geçtim. Eve girdiğimde karım ve Berkecan mutfaktaydı. Karımın üzerinde saten şeffaf bir gecelik vardı, içinde külot sutyen hiçbir şey yoktu. Çok pahalı bir geceliğe benziyordu. Bu masraflara dayanmak zordu, karımın gerçekten çok çalışması lazım diye düşündüm. Berkecan giyinikti.
Karım bana, "Hoş geldin!" deyip Berkecan'ın çayını koydu. Berkecan da, "Abi hoş geldin!" dedi. "Hoşbulduk aslanım!" dedim. Biraz Berkecan'la sohbet ettim, karım benim kahvaltımı da hazırlarken. Berkecan nişanlıymış, 6 ay sonra evleneceklermiş. Babasının özel okulu varmış, orada finans bölümünde çalışmaya başlamış. Düzgün, hayırlı, ehlinamus bir kızmış nişanlısı. Anlattığı kadarıyla kapalı bir kızmış. Zaten aslında tutucu bir ailesi varmış...
Kahvaltı bitince Berkecan ayakkabılarını ve montunu giyerken, karım, "Yine gel Berkecan, çok tatlısın!" dedi, dudağına bir öpücük kondurdu. Berkecan biraz mahcup öptü karımı. Karım da, "Çekinme Ersin abinden!" dedi. Ben de gülümseyerek onayladım başımla. Berkecan rahatlamıştı. Karımı tekrar dudağından öperken iki eliyle de götünü avuçlayıp sıktı. Berkecan öyle ateşlenince, karım, "Gel istersen yatağa, gitmeden önce bir psta daha at!" dedi. Berkecan, "Yok abla sağol, çok boşaldım, hakikaten sağol!" dedi. Karım da, "Güzel yorumlar yaz, yine gel!" deyip yolcu etti Berkecan'ı.
Ben de işe gidecektim. Yatak odamıza giyinmeye gidince, yerde ve yatağın üzerinde kullanılmış prezervatifler gördüm. Karım da yanımdaydı, "Berkecan'ın arkadaşları aman prezervatifsiz sikme demiş, hastalık bulaşır demiş, o yüzden prezervatifsiz yapmadı!" dedi. Aslında tüm bu insanlar için karım pis bir orospuydu, ama karım gayet neşeliydi tersine. "Ne oldu, hoşlandın mı Berkecan'la sikişirken?" dedim. "Saçmalama, ne ilgisi var, iş işte!" dedi. "Peki, nasıldı?" dedim. "Ne anlatayım, sikti işte!" dedi. "İyi peki!" dedim. Karım beni yolcu etmeden duşa girdi, ben de işe gittim.
Akşam eve geldiğimde yine Burcu abla bizdeydi ve karım makyaj yapıyordu. İkisi de şarkı söylüyor, bir yandan da bizim oğlan Burcu ablasıyla oynuyordu. "Ne oldu, hayırdır?" dedim. Burcu abla, "Berkecan'ın iki arkadaşı varmış, onlar gelecek birazdan!" dedi. "Oo iki kişi 2.000 dolar ha, vay canına!" dedim. Burcu abla, "Yok, 1.000 dolar. Nalan'ın ücretini yarı yarıya 500-500 ödeyecekler!" dedi. "E Hasan abi ne dedi?" dedim. "Tamam dedi oğlum, gecelik 1.000 dolar işte, bir kişi iki kişi ne fark eder, zaten Nalan bir tabur askeri bayıltır!" dedi gülerek. Karım da, "Aman ablaaa yapma sen de!" deyip kahkaha attı.
Karımın üzerinde dün gece gördüğüm şeffaf saten beyaz gecelik vardı, başka bişey yoktu, ama makyajlıydı yine. Burcu abla, "Hasan abin dedi ki, Ersin evde kalsın, ne olur ne olmaz, iki genç var!" dedi. "Tamam abla!" dedim. Burcu abla oğlumuzu alıp kendi evlerine gitti. Ben de salonda TV açtım, karım içerde makyajına devam etti.
Saat 8 olmadan kapı açıldı, biraz erken gelmişlerdi. İki genç vardı kapıda, aynı Berkecan gibi temiz yüzlü çocuklardı. Biri çok uzun boylu ama zayıftı, diğeri normal ben boylarda, o da zayıftı. Uzun boylu olan Mahir, kısa boylu olan Mete'ymiş. İkisini içeri buyur ettim, biraz tedirginlerdi. Salonda sigara ikram ettim, ikisi de kullanmıyormuş. Uzun boylu Mahir basketbolcuymuş, aslında babası kapıcıymış, Berkecan'ın babasının okulunda burslu okumuş. Kısa boylu Mete'de hacı sakalı vardı, o da Berkecan'la aynı hocadan arapça dersi alıyormuş. Bunlar bayağı sofuydu, ama iş sikmeye gelince biz namussuz oluyorduk. Neyse, tatsızlık çıkartmadan çocukları dinledim.
Biz konuşurken karım içeri girdi, şeffaf geceliği ile memeleri dik, dolgun ve belirgin, bacak araları ışıktan görünür şekilde, "Hoş geldiniz gençler!" dedi. Yaklaşlıp ikinin de dudaklarını hafifçe öptü ve "Hanginiz önce kocam olacak?" dedi. Nalanın bu sözü hoşuma gitti, çünkü ikisi birden aynı anda karımı gurup mu sikecek diye endişeleniyordum, birer birer olması daha iyiydi.
Mete bana parayı ödeyip karımla beraber yatak odasına gitti. Koridorda karımın götünü avuçluyordu Mete yürürken. Yatak odamız girince kapıyı kapattılar. Ben de Mahir'le kaldım salonda. Mahir'in 2 metreye yakın boyu vardı, hayatını basketbola adamış, oradan kazanacağı parayla yaşamayı planlayan, aslında gariban bir gençti. O da kendi payına düşen 500 doları bana verdi ve "Abi hayatımda hiç sevgilim olmadı, ilk olacak, erken boşalırsam diye de korkuyorum, Nalan abla çok çok güzel!" dedi. "Korkma oğlum, boşalırsan Nalan ablan yardım eder tekrar kaldırır, sonuçta sabaha kadar sizin!" dedim. "Teşekkürler abi!" dedi Mahir. Sonra da, "Mete çok kadınla birlikte oldu, o alışkın!" dedi.
Biz konuşurken içerden karımdan, "Ayyy!" sesi geldi, ama alışkındım, hep yapıyordu o sesi amına yarak ilk girince. Fakat bu sefer farklıydı, karımın sesi devam ediyordu. Mahir de gülüyordu. Ben de güldüm, ama endişe de ettim Mete bir kötülük yapıyorsa diye. Karımın sesleri durmadı, ama boğuk boğuk gelmeye başladı. "Ben bir bakayım!" dedim, kalktım yatak odamıza gittim.
Kapıyı açınca karım yatağın üzerinde domalmıştı, Mete de arkasında, ama hafif dizlerinden ayaktaydı, karımın üzerine tırmanmıştı. Karımın yüzü yatakta yan duruyor, Mete bir ayağını öne almış, ayağıyla karımın yanağına bastırıyordu. Ben içeri girince Mete durdu, karım başını kaldırıp bana baktı, "Ne oldu?" dedi. "Çok ses çıkıyor, saat 10 oldu, millet duyacak!" dedim. Dikkatli bakınca Mete'nin sikinin karımın götünde olduğunu gördüm. Ben hiç karımın götünü sikmemiştim, hatta Hasan abi de karımın götünü sikmemişti. Mete'nin haberi yoktu, ama karımın bakire götünü sikiyordu aslında.
Belli ki karım masaj salonundan aldığı sprey jeli iyice sürmüştü götüne, çünkü yağ gibi hareket ediyordu Mete'nin siki karımın götünün içinde. Mete bana dönüp, "Abi bak!" dedi, sikini karımın götünden çıkarttı, sonra hızlıca pat diye soktu. Karım yine, "Ayyy!" dedi. Aslında Mete karımın götünün içinde gidip gelerek sikmiyordu, hep sokup çıkartıyordu. Karımın göt deliği kapanmaz olmuştu sokup çıkartmaktan. Mete iyice genişletmişti karımın götünü.
Karım bana, "Sen git, birşey yok!" dedi. "Tamam, ama bağırma artık!" dedim. Karım da Mete'nin uzattığı ayağının başparmağını ağzına aldı, emzik gibi onu emerek, götünü deldirmekten çıkan sesini azalttı. Ben de odadan çıkıp Mahir'in yanına döndüm. "Abi, Mete Nalan ablayı götten sikiyor, değil mi?" dedi. "Evet, nasıl anladın?" dedim. "Yolda konuştuk, Mete göt hastası. Göte girmek için sikin taş gibi olması lazım diye macun filan yedi. Umarım Nalan ablanın canını çok yakmaz!" dedi. "Yok, merak etme Nalan ablana birşey olmaz!" dedim.
Yarım saate sesler kesildi, Mete ve karım hızlı adamlarla banyoya koştular. Gidip baktım, karım klozetteydi, Mete duştaydı. İçeri yatak odasına geçtim, pencereleri açıp havalandırdım odayı. Çarşafı topladım, yenisini serdim.
Mete ve karım banyodan çıkınca tekrar yatak odasına geldiler, Karım, "Gel devam Meteciğim, lütfen!" dedi. Yatakta domalıp yüzünü çarşafa yaslayıp iki eliyle götünün yanaklarını iki yana açtı. Götü kıpkırmızıydı, tahriş olmuştu. Mete'nin siki halen kazık gibiydi, sanırım macun etkisindendi ve halen boşalmamıştı. Karımın arkasına geçip sikini hızlıca karımın götüne soktu. Karımdan yine, "Ayyy!" sesi çıktı.
Mete sikini çıkartıp kalkıp çekmecelere gidip karımın bir külodunu aldı, karımın ağzına soktu. "Ersin abi haklı, çok ses yapıyorsun!" dedi. Tekrar başladı karımın götüne sokup çıkartmaya. Karım bana başıyla dışarı çık işareti yaptı, çıktım. Salonda Mahir kıyafetlerini çıkartmış, sadece külotla kalmış, TV'deki diziyi izliyor, bir yandan eli külodun içinde sikiyle oynuyordu. "Abi hazırlanıyorum da, kusura bakmazsın değil mi?" dedi. "Rahat ol Mahirciğim!" dedim.
Sanırım yarım saat sonra sesler kesildi. Mete çıktı banyoya girdi. Karım yatak odasından çıkmayınca merak ettim bakmaya gittim. Yatakta yatıyordu, beni görünce, "Baksana kanamış mı?" dedi, ayaklarını kaldırıp götünün yanaklarını açtı. Baktım, "Kızarmış biraz, ama birşey yok gibi!" dedim, o an da döller aktı karımın götünden. Havluyla sildim, "Temiz bak, birşey yok!" dedim. "Biraz tansiyonum düştü herhalde, bir bardak su getirir misin? Ne zormuş yaa. Boşalmadı bir türlü!" dedi.
Biz konuşurken Mahir girdi yatak odasına, "Burası çok kötü kokuyor, ben yapamam burada. İçerdeki odada yapalım!" dedi. Ben hemen, "Olmaz orası, çocuğumuzun odası. Salona geçin!" dedim. Mahir karımı yataktan kollarına alıp rahatça kaldırıp kucağına alıp salona taşıdı. Ben de karıma aspirinli su hazırladım. Mahir salonda karımın memelerini yalayıp ısırırkan bir eliyle de amıyla oynuyordu, aşağı inip ayaklarını yalıyordu arada. Ben aspirinli suyu verdim karıma, içti ama bitkindi.
Mahir karımın tadına bakmayı bitirince boxerini çıkarttı. Siki uzundu, aslında boyuna orantılıydı. Kendi gbi siki de ince gibiydi, ama herhalde 18 cm filan vardı uzunluğu. Karım da sikini gördü Mahir'in, ama bitkinlikten hiç tepki vermedi. Sadece bacaklarını iki yana açtı. Mahir hemen karımın bacak arasına girip sikini soktu, karım yine, "Ayyy!" dedi. Mahir'in bu çok hoşuna gitti. Çok hızlı şekilde kökleye kökleye sikmeye başladı karımı. Karım zorlanacak diye düşünüyordum, ama çok tepkisizdi.
Mahir 5 dakka siktikten sonra, "Abla ölü gibisin ama!" dedi. Karım da, "Yok birtanem, sen devam et, durma lütfen!" dedi. Mete de banyodan çıkıp gelmiş kanepeye oturmuştu. Mete, Mahire, "Sendeki yarak bende olsa var ya ne delerdim bu götü!" dedi. O terbiyeli çocuklar gitmiş yerine piçkuruları gelmişti sanki. Mahir de, "Denesem mi acaba?" dedi. "Tabii oğlum!" dedi Mete. Karımı yüz üstü çevirdiler, karımın domalacak hali yoktu.
Mete yaklaşıp karımın göt yanaklarını ayırıp göt deliğini açığa çıkardı ve "Ben genişlettim zaten!" dedi. Mahir de sikini eliyle tutup karımın götüne soktu. Karımın sesi çıkmadı, ama Mahir, "Offf, haklıymışsın Mete, amdan çok daha güzel bu!" dedi. Mahir itekleye itekleye sikinin hepsini soktu karımın götüne, sonra da üzerine yatıp bir kolunu karımın ensesine yaslayıp sadece belini hareket ettirerek karımın göt deliği içinde gidip gelmeye başladı. Çok sürmeden de vücuduyla iyice karımı ezerek götünün içine akıtmaya başladı ohlaya ohlaya.
Mete, "Aferin lan, milli oldun, hem de hem amdan hem götten!" dedi, sonra da bana, "Abi havluyu bir de şu spreyi getirir misin içerden?" dedi. Havluya karımın götündeki dölleri temizleyip güzelce jelledi. Siki yine taş gbi kalkmıştı. Bu sefer Mahir karımın göt yanaklarını iki eliyle ayırdı, Mete soktu sikini karımın götüne. "Domaltmadan böyle yatarak daha iyimiş lan, hiç yapmamıştım!" dedi. O da aynı Mahir'in yaptığı gibi sadece belini oynatarak karımın götünün içinde kaydırıyordu sikini. Ben de çok tahrik olmuştum, ama karımı böyle ezdikleri için de üzülüyordum. Yine de sikim odun gibi olmuş zonkluyordu.
Mete tüm ağırlığıyla karımın götünü sikerken ensesini öpüyor, kulağının arkasını yalıyordu. "Abla götverensin sen!" diye fısıldıyordu, bana da, "Abi normal sikişler unutulurmuş, ama kadınlar götünü sikenleri hiç unutmazmış. Nalan abla da hep beni hatırlayacak!" dedi. Sonra Mahire dönüp, "Aç iyice ablanın götünü!" dedi, kendi de elleri üzerinde yükselip ağırlığını aldı karımın üzerinden ve bu sefer zıplaya zıplaya kökleye kökleye götünü sikmeye başladı karımın.
Her köklediğinde karım, "Ayyy!" diyordu. O şekilde karımı bağırta bağırta 10 dakika kadar götünden sikti, kendi de ter içinde kaldı ve "Ahhh!" diyerek sikini sıkıca tutarak kalktı karımın üzerinden. Çabuk bir hareketle karımı sırt üstü çevirip başını kendi bacakları arasına alıp yüzüne fışkırttı döllerini.
Karım yüzünü silmedi bile. Bir bana baktı, bir Mete'nin agresifleşmiş yüzüne baktı. Mahir de iyice azmış, siki kalkmıştı yine. Hemen hızlıca karımın bacakları arasına girip amını sikmeye başladı, ama yüzü döllü olduğu için karımın yüzüne yaklaştırmıyordu kendini. Çok uzun sikini karım nasıl o kadar rahat alıyor diye düşündüm bir yandan. 18 cm'lik bu yarak bu kadar kolay giriyorsa karımın amına, benim küçük sikimi hiç hissetmemiş demek evliliğimizden beri diye içimden geçirdim.
Mahir çok hızlı sikiyordu, temposunu ayarlayamamıştı, tahmin ettiğim gibi 3 dakika sürmeden karımın amının içine boşaldı. Mahir karımın üzerinden kalkınca, karım bana kısık sesle, "Havluyu verir misin?" dedi, amından döller akıyordu. Ben de havluyla sildim Mahir'in döllerini karımın amından.
62 notes
·
View notes
Text
Çiğköfte cipsi çıkmış jebxjrndlendjrbdjr bir şeyin bokunu da çıkartmayın abicim dubai çikolatasının cipsi ne zaman çıkacak acabaaa
14 notes
·
View notes