#Nâmî
Explore tagged Tumblr posts
Text
Viranem başkalarının köşkü'nden daha iyidir.
467 notes
·
View notes
Text
FITIR SADAKASI (FİTRE) NEDİR?
Fıtr sözlükte “Orucu açmak”, fitre de “Yaratılış” anlamına gelir. Buna “Fıtır sadakası” denir ki, fıtrat sadakası, yani sevap için verilen yaratılış atıyyesi demektir. Dini bir terim olarak şöyle tanımlanır: Ramazan Bayramı'na yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları mâlî bir ibadettir.
Fıtır sadakası, Ramazan orucunun farz kılındığı hicretin 2. yılı Şaban ayında, zekâttan önce meşru kılınmıştır. Bu bir yardımlaşma olup, orucun kabulüne, ölüm sırasındaki sıkıntılardan ve kabir azabından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye ve onların da bayram sevincine katılmalarına bir yardımdır.
Fitre hadis deliline dayanır. İlgili hadisler aynı zamanda onun uygulama şartlarını da belirler.
FITIR SADAKASI (FİTRE) İLE İLGİLİ HADİSLER
Abdullah İbn Ömer’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Peygamber fitrenin, insanlar Bayram Namazı'na çıkmadan önce verilmesini emretmiştir" (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV, 183.)
Abdullah İbn Ömer’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ’ (ölçek) hurma ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.” (Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12 .)
Ebû Said el-Hudrî (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste fitre verilebilecek maddeler ve miktarları şöyle belirlenir: “Biz Peygamber devrinde fitreyi, yiyecek maddelerinden 1 sâ’ olarak verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir) idi.” (Buhârî, Zekât, 74; A. İbn Hanbel, III, 73, 98.)
İbn Abbas (r. anhümâ)’nın naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Rasûlullah (s.a.s) oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul bir zekât, kim de namazdan sonra öderse, herhangi bir sadaka olur.” (Buhârî, Zekât, 70, 71, 77; Müslim, Zekât, 12 , 13, 16)
Abdullah b. Sa’lebe (r.a) şöyle nakletmiştir: “Rasûlullah (s.a.s) Ramazan Bayramı'ndan bir veya iki gün önce bir konuşma yaparak şöyle buyurdu: “Buğdaydan, arpadan veya hurmadan 1 sâ’ını hür veya köle, küçük veya büyükler için sadaka olarak veriniz.” (A. İbn Hanbel, V, 432.)
İbn Abbas’ın rivayet ettiği hadis şöyledir: “Fitre sadakası buğdaydan iki müd’dür.” (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV, 183.)
FİTRE İLE YÜKÜMLÜ OLMAK İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?
1. Müslüman: Fitre yükümlüsünün Müslüman olması gerekir. Ancak Şâfiî Mezhebi'nden bir görüşe göre, gayr-i müslim bir kimsenin, bakmakla yükümlü olduğu Müslüman yakınının fitresini ödemesi gerekir.
2. Mal varlığı: Hanefîlere göre fitre sadakası ile yükümlü sayılmak için, kişinin Ramazan Bayramı'nın birinci günü, temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Zekât nisabından farklı olarak, sahip olunan malın “artıcı (nâmî)” özellikte olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması gerekmez. Temel ihtiyaçlar mesken, elbise, ev eşyası, binit, silah, hizmetçi, ailenin bir yıllık geçim masrafları ve borçlarıdır. Nisap miktarı iki yüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın veya bunların kıymetine denk bir maldır.
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise, fıtır sadakasının vücûbu için, zenginlik ölçüsü olan nisaba mâlik olmak şart değildir. Temel ihtiyaçlarının dışında, bayram gün ve gecesinde yetecek kadar azığa sahip olmak yeterlidir.
3. Ehliyet: Ebû Hanife, Ebû Yûsuf ve diğer üç mezhep imamının ortak görüşüne göre, fıtır sadakasının mâlî yönü ağır bastığından dolayı bununla yükümlülük için akıllı ve ergen olmak şart değildir. Bu yüzden küçüğün ve akıl hastasının malından da velisinin fitre vermesi gereklidir. Fitrenin ibadet yönünü üstün kabul eden, Hanefîlerden İmam Muhammed ve Züfer’e göre ise, küçüklerin ve akıl hastalarının malından fıtır sadakası gerekmez.
4. Velâyet ve bakmakla yükümlülük: Bir kimsenin, kendi dışındaki kişinin fıtır sadakası ile yükümlü sayılması için, bu kişinin onun velâyeti altında olan ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerden olması gerekir. Buna göre bir kimse velâyeti altında bulunan küçük çocuklarının veya akıl hastası olan yakınlarının fitresini vermekle yükümlüdür. Ramazan Bayramı'ndan önce vefat eden oğlunun çocukları da bu kapsamdadır. Buna karşılık kişinin bakımlarını üstlenmiş olsa bile, ana babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fıtır sadakası vermesi gerekmez. Bununla birlikte vekâletleri olmadığı halde bu kişiler için fıtır sadakası verse, bu yeterli olur. Böylece yoksullar bununla Bayram Namazı'ndan çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar.
5. Vakit: Hanefîlere göre, fıtır sadakası Ramazan Bayramı'nın 1. günü fecrin doğuşu ile vâcip olur. Çünkü fitre bayrama ait kılınmıştır. Böylece oruç tutmanın yasaklandığı bir günde, fitre ile yoksul Müslümanların sevinçle bayrama katılmaları amaçlanmıştır.
Fitre, Ramazan Bayramı'ndan bir veya iki gün öncesi ile Bayram Namazı arasında ödenir. Böylece yoksullar bununla, Bayram Namazı'ndan çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar. Bununla birlikte fitre, Ramazan!ın girmesinden
itibaren, hatta Ramazan ayı girmeden önce de ödenebilir. Bayram gününden sonraya kalırsa, yükümlülük düşmez ve ilk fırsatta ödenmesi gerekir.
Fakihler fitrenin bayram günü sabah vakti girdikten sonra ve namaz kılınmadan önce verilmesinin müstehap olduğu hususunda görüş birliği içindedir. Dayandıkları delil, Abdullah İbn Ömer (r. anhümâ)’den rivayet edilen şu hadistir: “Hz. Peygamber fitrenin, insanlar bayram namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir” (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV, 183.)
FITIR SADAKASI (FİTRE) NELERDEN VERİLİR?
1) Arpa, kuru hurma ve kuru üzümün fitre miktarı, şer’î ölçüye göre yaklaşşık 3 kg., örfî ölçüye göre ise 3,33 kg. olur.
2) Buğday ve aynı hükümde olan, buğday unu ve kavut için ise şer’î ölçüye göre yaklaşık 1,5 kg., örfî ölçüye göre ise 1,66 kg. olur.
Bu iki tür ölçekten (şer’î ve örfî ) birisini tercih etmek mümkün olmakla birlikte örfî ölçek daha fazla olduğu için yoksulların yararınadır ve daha çok sevap kazanmaya sebep olur.
Yukarıdaki dört cins gıda maddesi yerine kıymetleri de verilebilir. Ancak yoksullar bu maddelerin kendilerine muhtaç oldukları zaman, fitreyi kendi cinslerinden vermek daha faziletlidir
FITIR SADAKASI (FİTRE) KİMLERE VERİLİR?
Fitre, verileceği yerler bakımından her durumda zekâtın benzeridir. Ayet-i kerimede açıklanmıştır. "Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe Suresi 60)
Bir kimse fitresini bir veya bir kaç yoksula verebilir. Birden çok kimseler de fitrelerini bir kaç yoksula veya tek yoksula verebilirler.
Fitre yükümlünün bulunduğu yerdeki yoksullara verilmelidir. Başka yerlere gönderilmesi mekruhtur.
FITIR SADAKASI (FİTRE) KİMLERE VERİLMEZ?
Fitrenin, Tevbe Sûresi'nin 60. ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir.
Ayrıca fitre verilecek kişi, bu şartları taşısa bile; Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına fitre verilmez.
FITIR SADAKASI (FİTRE) NE ZAMAN VERİLİR?
Hanefîlere göre, fıtır sadakası ramazan bayramının 1. günü fecrin doğuşu ile vâcip olur.
Fitre, Ramazan bayramından bir veya iki gün öncesi ile bayram namazı arasında ödenir. Böylece yoksullar bununla, bayram namazından çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar. Bununla birlikte fitre, Ramazan'ın girmesinden itibaren, hatta Ramazan ayı girmeden önce de ödenebilir. Bayram gününden sonraya kalırsa, yükümlülük düşmez ve ilk fırsatta ödenmesi gerrekir.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, İslâm İlmihali
2020 FITIR SADAKASI (FİTRE) MİKTARI NE KADAR?
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı 2020 yılı ramazan başlangıcından 2021 yılı ramazan başlangıcına kadar olan sürede en düşük sadaka-i fıtır miktarını 27 TL olarak belirledi.
Belirlenen bu miktar, “asgari miktar” olup, sadaka-i fıtırda verilecek meblağ konusunda bir üst sınır bulunmuyor. Bu konuda ideal olanın, herkesin kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağı vermesi olarak belirtiliyor. Söz konusu yardım, gıda gibi ayni olarak veya para şeklinde nakdi olarak ödenebilir.
6 notes
·
View notes
Text
On this day, 10 August, in Ottoman history
10 August 1854 - wedding of Fatma Sultan: daughter of Sultan Abdülmecid and Gülcemal Kadınefendi, she married Galib Paşa at Dolmabahçe Palace. With him she had Cemile Hanımsultan, who died in infancy. Galib Paşa died on 15 September 1858.
10 August 1862 - birth of Fatma Saliha Sultan: daughter of Abdülaziz and Senior Imperial Consort Dürrinev, she was Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’s younger sister. At the age of 13, she was betrothed to İbrahim Hilmi Paşa, son of the Khadive of Egypt, but when her father was deposed, Abdülhamid II broke the engagement. On 20 April 1889, she married Ahmed Zülküf Bey (later Paşa). Their only child, Kamile Hanımsultan, died at the age of 6. In 1924, when the Dynasty was expelled from Turkey, she first went to Rome, to Damascus and in the end settled in Cairo. She died in 1941 and was buried there, in the Abbas Hilmi mausoleum.
10 August 1916 - wedding of Fatma Ulviye Sultan: daughter of Mehmed VI Vahideddin and Senior Imperial Consort Nazikeda, she married Ismail Hakkı Okday Bey in Dolmabahçe Palace. On 4 June 1917, their only child, Suade Hümeyra Hanımsultan, was born. The couple would divorce in 1922.
10 August 1960 - death of Hamîde Ayşe Sultan: daughter of Abdülhamid II and Müşfika Kadınefendi, she was born on 2 November 1887 in Yildiz Palace. She is the author of “My father, Sultan Abdülhamid”, which she published under the name Ayşe Osmanoğlu. She married Dâmad Ahmed Nâmî Beyefendi in 1911, and had three children with him: Sultanzade Ömer Nami (1912), Aliyye Hanımsultan (1913), Sultanzade Osman Nami (1918). The couple divorced in 1921 when Ayşe met Lieutenant Colonel Mehmed Ali Bey at a banquet in Dolmabahçe Palace. He was married with children, though, so he first had to divorce his wife before he could marry the princess. His son from his first wife wrote in his memoirs that his mother couldn’t stop crying after the news. Nevertheless, Ayşe Sultan and Mehmed Ali Bey got married on 3 April 1921 in Yildiz Palace. A year later, she gave birth to Sultanzade Abdülhamid Rauf Bey. When the Dynasty was exiled, she moved to France with her family - where Mehmed Ali died in 1937 - until 1952, when she was admitted in Turkey again. She died at the age of 72 and she was buried in the Yahya Efendi Cemetery.
#history#ottoman history#on this day in history#on this day in ottoman history#fatma sultan daughter of abdulmecid i#saliha sultan daughter of abdulaziz#ulviye sultan daughter of mehmed vi#ayse sultan daughter of abdulhamid ii#late ottoman empire
15 notes
·
View notes
Photo
Kurban Kimlere Vaciptir? Kurbanın nisabı nedir?, Kurban kimlere vacip olur? , Nâmî ve nâmî olmayan mallar nelerdir?, Kadınlar kurban keser mi? , İslam’da kurban mükellefiyeti. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/kurban-kimlere-vaciptir-6417.html #kurban #bayram #kurbanbayramı #istanbul #kurbanbayrami #turkey #olsun #türkiye #islam #bodrum #beautiful #sun #bayramımız #holiday #uae #travel #allah #kuran #eidmubarak #çok #vacation #lovely #turkiye #blue #tatil #weather #namaz #tunisiansindubai #mübarak #iyibayramlar
0 notes