#Metal Masa Ayakları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yapının esas hacmi ile modern bir versiyonda yeniden yorumlanan masa ayağı, günlük kullanım durumunda dahi hem yapıya hem de yüzeye sağlamlık ve dayanıklılık sağlamak için tamamen çelikten yapılmıştır. Ek olarak, yüzey çizilmelere ve aşınmaya karşı dayanıklıdır ve temizlenmesi özellikle kolaydır.
0 notes
Photo
Restaurant Cafelerde Kullanılan Ürünler Masa, sandalyeler ve metal masa ayakları üretimi, satış ve ihracatı hakkında detaylı bilgi alabilir, projeleriniz için destek bulabilirsiniz. Facebook sayfalarımızdan , internet sitemizden, telefon numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz. https://imalatciyiz.com #europa #italia #portugal #italy #spain #germany #instagram #deutschland #love #france #madrid #paris #cafe (İmalatçıyız.com) https://www.instagram.com/p/Cka2N_JjiqV/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes
·
View notes
Photo
Restaurant Cafe Bar Dekorasyonu
İmalatçıyız olarak cafe restaurant alanında yıllardır artan tecrübemizle müşteri memnuniyetini ön planda tutarak çalışmaktayız.Cafe tasarımı, bar bankoları, cafe restaurant sandalye modelleri, sedir loca, masa, metal masa ayakları, bistro masa ve tabureleri, proje, dış ve iç mekan alanlarında; tasarım, imalat ve montaj konusunda hizmet vermekteyiz.
https://imalatciyiz.com
3 notes
·
View notes
Photo
Restaurant Cafe Bar Dekorasyonu
İmalatçıyız olarak cafe restaurant alanında yıllardır artan tecrübemizle müşteri memnuniyetini ön planda tutarak çalışmaktayız.Cafe tasarımı, bar bankoları, cafe restaurant sandalye modelleri, sedir loca, masa, metal masa ayakları, bistro masa ve tabureleri, proje, dış ve iç mekan alanlarında; tasarım, imalat ve montaj konusunda hizmet vermekteyiz.
https://imalatciyiz.com
3 notes
·
View notes
Photo
Siesta
Metal Sandalye
Masa Ayakları
#animal#animals#animallover#photo#photos#photoshoot#photooftheday#photography#birdsofinstagram#birdwatching#bird#inspiration#instaart#instagood#cute animals#cute#pretty#kuş#animalofinstagram#animaloftheday#animalwoonz#aestheitcs#lovely#love#cool
10K notes
·
View notes
Photo
Zem Metal Çapraz Metal Masa ve Sehpa Ayakları #zemmetal #dekoratif #masaayagi #demirdograma Instagram: @zemmetal39 (Lüleburgaz) https://www.instagram.com/p/Bz-i2qzhMr0/?igshid=2g5gdlt2jatf
2 notes
·
View notes
Text
denemem-1
Batuhan dirseklerini dizlerine dayamış, yüzünü avuçlarının arasına almış bir vaziyette parkta bir bankın üzerinde oturuyordu. Birkaç günlük sakalına parmak uçlarıyla dokunduğunda çıkan, muhtemelen sadece kendisinin duyabileceğim bir sesle hipnotize olmuş gibiydi. Belli bir noktaya bakmadan donuk ve hiçbir düşünce barındırmayan gözlerle etrafını süzüyor ve rüzgârın etkisiyle dans edermiş gibi dönerek savrulan kuru yaprakları seyrediyordu.
Burada ne kadar oturduğunu tam olarak bilemiyordu. Bankın, yağmur ve güneşin amansız saldırıları sonucu oldukça şekilsizleştirdiği tahtalarda oluşan biçimsiz çıkıntıların verdiği rahatsızlıktan, epeyce bir süre oturmuş gibi hissediyordu. İsteksizce doğrulurken ayağındaki botların çevresini saran sütlü kahverengini andıran çamur tabakasına, ayağına nereden bulaştıysa! Nefretle baktı.Allah kahretsin nerden de bulaştı? bu çamur diye geçirdi içinden Oldu olası yolda bastığı yere pek dikkat etmezdim zaten. Hatta küçücük bir çocukken çamurlu su birikintilerinin içine atlayarak çamurlu suları etrafa sıçratmak vazgeçemediği bir eğlenceydi. Bu eğlencenin bedelini de kulakları fazlarıyla ödemişti.
Ağır ağır, isteksizce doğruldu.Rüzgâr kabanının yakasından ensesine soğuk bir nefes üfleyince ürperdiğini hissetti. İki eliyle kabanının yakalarını yukarı kaldırdı. Ensesini soğuk rüzgârdan korumak için boynunu biraz içeriye çekti. Şimdi, gençliğini yıllar önce kaybetmiş, yaşlı ve kambur bir insan siluetine bürünmüş bir halde ellerini de ceplerinden çıkarmadan yürümeye koyuldu.
Aslında belli bir menzili yoktu gidecek. Sadece yürüyordu. Kafasını kaldırmadan, rüzgârın başının üzerinde kalan sayıları nispeten azalmış cılız saçlarını sağa sola savurmasına aldırmadan yürüyordu. Soluk aldığında ağzından verdiği nefesle çıkan buhar yanaklarındaki kısa sakalların arasından yüzüne belli belirsiz bir dokunuş hissi bırakarak arkasinda kalıyordu.
Bir süre böylece yürümeye devam etti. Hava kapalıydı. Gökyüzünü kalın bir tabaka halinde kaplayan koyu gri bulutlar gelecek yağmuru haber veriyordu. Eve gitmek geldi aklına. Hayır eve gitmek istemiyordu. Orada kendini şu andakinden daha yalnız hissediyordu çünkü.
Rutubet kokan, yan duvarları yarısına kadar sarının en iğrenç tonuyla boyanmış, mozaikleri yer yer dökülmüş, dar döner merdiven bir mezarı andırıyordu. Duvarların kalan yarısı da pek iç açıcı bir renkte sayılmazdı doğrusu. Tavandan sarkan elektirik kablosunun ucundaki, kendini bile aydınlatmakta zorlanan ampul, bastığınız yeri bir yerlere takılıp düşmeyeceğiniz kadar ancak aydınlatırdı. Tabi yine de dikkati elden bırakmamak gerekirdi.
Merdivenleri yarım tur çıktığınızda karşınıza çıkan, neredeyse yüz yıllıkmış gibi görünen daire kapısı ise merdivendeki iğrenç sarı renge nispet edercesine zevksiz boyanmış kalın bir boya tabakasıyla karşılardı misafirlerini. Ağır tahta kapının üzerinde tarihi eserlerde görmeye alışık olduğunuz cinsten oymalar vardı. Bronz kaplama topuzun avuç içine gelen kısmı yıllardır kullanılmanın vermiş olduğu sedefimsi parlaklığa sahipken parmakların ulaşamadığı bölgelerde boz rengi kir tabakası hüküm sürüyordu.
Bu ağır tahta kapıyı açabilmek için, anahtarı saat yönünde çevirirken aynı anda topuzundan tutarak kendinize doğru çekmeniz gerekirdi.
Eğer elleriniz dolu olarak bu kapının önüne geldiyseniz, efendisinin önünde saygıyla eğilen bir köle gibi onun önünde eğilmeli, elinizde ne varsa ona sunmalı ve karşısında boş ellerle, saygıyla durmalısınız. Ancak iki elinizde boşta iken bu kapıyı açmaya cüret edebilirdiniz.
Anahtarı kilide sokup birkaç defa çevirince kapının kilidi metal bir tokmak ile kalın bir tahta parçasına vurulduğunda çıkan tok bir sese benzer tıkırtılar çıkararak açılırdı. Kapının arkasında kalan duvara sabitlenmiş, ince bir tahtanın üzerine vidalarla tutturulmuş kanca şeklinde üç adet askılık vardı. Bu kancaların uçları, asılacak elbiseleri delmemesi için ucuz plastikten, sarı, mavi ve pembe renkli, Pembe olan aslında kırmızıydı eskidikçe rengi açılmıştı, küçük kapaklarla kapatılmıştı. Ben anahtarlarımı genellikle en baştaki sarı kapaklı kancaya asarım.
Dar ve kısa bir koridor, birkaç adım sonra L şeklinde sola dönüyordu. Oturma odası, onun karşısında mutfak. Biraz ilerde sağda yatak odası ve biraz daha ilerde tuvalet ve banyo vardı. Alelade bir apartman dairesiydi.. Bu bölgedeki evlerin çoğu da bu plana göre yapılmıştı.
Oturma odasına, beyaz boyalı, eski moda kapı kolu olan, böyle bir evde başka türlüsü de düşünülemezdi zaten, yarıdan fazlası buzlucam olan, daire kapısıyla karşılaştırıldığında tüy gibi hafif bir kapıdan girilirdi.
Odaya girince, pekte büyük olmayan dört bölmeli tek kanatlı pencereyi örten perdelerle bir anlığına bile olsa göz göze gelmemeniz imkânsız gibi bir şeydi. Perdeler günün büyük bir bölümü kapalı olurdu. Hatta haftanın büyük bir bölümü. Ancak hafta sonları açılırdı. Yâda tatil günlerinde.
Sol taraftaki duvara dayalı pekte yeni sayılmayan bir kanepe, akşamları yorgunluğumu alacak kadar rahat sayılırdı. Koyu füme rengindeki döşemesinin belli bir şekle benzetilemeyen karmaşık bir deseni vardı. Birkaç yerinde de birkaç ufak leke. Yürürken defalarca ayak parmağımı çarptığım dışarıya doğru açılı ahşap ayakları beklide! bu evdeki en tehlikeli nesneydi.
Kanepenin karsısında kestane rengi, eskicilerde görmeye alışık olduğunuz tarzda ahşap bir televizyon sehpası ve hemen kanepenin solunda küçük portatif bir masa bulunuyordu.
Portatif masa hem yemek hem de çalışma masası olarak oldukça kullanışlıydı. Evde ki zamanının büyük bir bölümünü bu oturma odasında ve bu eşyalarla paylaşırdı Batuhan.
Hava biraz daha soğumuştu. Batuhan sırtını biraz daha kamburlaştırıp, boynunu bir kaplumbağanın boynunu kabuğunun içine çekmesi gibi kabanının içine doğru çekti. Yere bakıyordu yürürken. Yamuk dörtgen şeklinde, kırmızı siyah ve gri renklerde kesme taşlardan yelpazeye benzer bir desen oluşturacak biçimde döşenmiş arnavut kaldırımın üzerinde bir sağ bir sol botunun ucu görüntüye giriyordu.
Gözlerini Arnavut kaldırımdan ayırarak başını yukarı kaldırdı. Elli metre kadar ileride beton elektrik direğinin hemen yanından bir tabela yaya yoluna doğru uzanıyordu. Bu tabela yerden 3 veya dört metre yüksekliğe, dört tane beton vidasıyla dış cephesi kırmızı tuğla ile örülmüş bir binanın duvarına sabitlenen L şeklinde bir metal parçasına iki yerinden zincirle asılmıştı. Rüzgârın etkisiyle yumurtadan yeni çıkmış bir kuş yavrusunun çıkardığı sese benzer bir sesle gıcırdayarak sallanıyordu.
Tabelanın üzerinde kalın kırmızı kenar çizgileriyle çevrelenmiş siyah zemin üzerinde turkuaz renkli büyük harflerle LOKANTA yazıyordu.
Çok yaşlı olmayan, yetişkin bir insanın iki koluyla hiç zorlanmadan sarabileceği büyüklükte ki gövdesi, açık yeşil ve kahverenginde kâğıt gibi ince kabukla kaplı çınar ağacının altından, kuru yaprakların üzerine basarak lokanta tabelasının olduğu yöne doğru ilerledi.
Gökyüzünde ki koyu gri bulutların yüklerini daha fazla taşıyacak güçleri kalmamış olmalı ki taşıdıkları yağmur damlalarını teker teker yeryüzüne bırakmaya başladılar. Batuhan evden çıkarken yanına bir şemsiye almayı akıl etmemiş ya da umursamamıştı. Kovanı karıştırılan bal arıları gibi yüzüme saldıran yağmur damlaları, canını yakmıyor, şefkatli bir anne eli gibi yüzünü okşayarak çenesinden yere damlıyordu. Adımlarını hızlandırdı.
Lokantanın turkuaz renge boyanmış, büyük camlı ön cephesini boydan boya kaplayan kırmızı ve beyaz şeritli tentenin altına gelince durdu. Sırtım lokantaya dönük caddeye baktı. Yağmur şiddetini ve yoğunluğunu, etrafımdaki görüntüyü ince bir tülün ardından bakıyormuş gibi bulanıklaştıracak kadar arttırmıştı. Gökyüzünden yeryüzüne milyonlarca ipek iplik iniyordu sanki. Yere çarpan yağmur damlaları esen rüzgârla caddenin üzerinde ince bir sis tabakası oluşturuyordu...
Seyrek de olsa gelip geçen otomobiller, yer yer yamalı asfaltın üzerinde ince bir tabaka oluşturan yağmur sularını yararak ilerliyorlardı.
Araçların gelmediği bir sırada, caddenin diğer tarafındaki kafeteryaya gitmek için hareketlenen Batuhan, hızlı adımlarla caddenin karşısına geçti.
Botlarını kapının önündeki kalın keçeden yapılmış paspasa birkaç defa sildikten sonra, metal kapıyı ittirerek kafeden içeri girdi.
İçerisi soluk sarı renkte, pek parlak olmayan ışık yayan loş bir aydınlatmaya sahipti. Gözleriyle oturacak bir yer ararken garsona;
Az şekerli bir kahve lütfen! diye seslendi. Cam kenarında iki kişilik, kare şekilli, koyu renkli ahşap masanın yanına, ceviz yeşili avangart döşemeli berjere yerleşti.
Yağmur damlaları arkalarında iz bırakarak iri damlalar halinde camdan aşağı süzülüyorlardı.
Garson biraz sonra kahvemi getirdi.
İçerken bir yandan da son günlerde yaşadıklarını düşünüyor ve bir anlam vermeye çalışıyordum.
Birkaç gün önce çocukluk arkadaşı aramış ve önemli bir konu hakkında görüşmek istediğini söylemişti. Yanına gelmek için adresini vermesini istemiş, Batuhan’ın ısrarlarına rağmen konu hakkında bir ipucu vermeyip, “gelince her şeyi anlatacağım, yarın görüşürüz” diyerek telefonu kapatmıştı.
Bir gün sonra tekrar arayıp acil bir işini çıktığını birkaç gün sonra geleceğini söyleyip, ben seni arayacağım diyerek telaşla telefonu kapatmasından sonra, üç gün geçmesine rağmen ne aramış, ne mesaj göndermişti. Üstelik Batuhan defelarca aramasına rağmen cep telefonundan bir türlü ulaşamamıştı.
Batuhan ve Aşkar birlikte büyümüştü. Aşkar Ataman. İsmi gerçekten de çok garip gelmişti Batuhan’a ilk duyduğunda. Garip değil de değişik aslında. Aşkar; kuyruğu ve yeleleri siyah olan savaş atı anlamına geliyordu. Anlamını öğrendiğinde çok beğenmişti Batuhan. Ataman ise saygı değer anlamına geliyordu.
Aşkar Ataman; kuyruğu ve yeleleri siyah, saygıdeğer savaş atı. İsim ve soy ismin tam anlamıyla bütünleşmesi.
Kahvesini bitirdiğinde hava kararmaya başlamış, sokak lambaları teker teker vınlayarak yanmaya başlamıştı.
Ne kadar istemese de artık eve gitmenin vakti gelmişti.
Hesabı ödeyerek evin yolunu tuttu. Yolda konuyu tekrar tekrar düşünmüş, Aşkar’ın ne söyleyeceği, hala neden gelmediği veya aramadığı ile ilgili bir türlü mantıklı bir cevap bulamamıştı.
Taksi, siyah boyalı, tek kanatlı demir apartman kapısının önünde frenlerinden ıslık sesine benzer tiz sesler çıkartarak durdu. Arkasında bir duman bulutu bırakarak uzaklaşan taksi, sokağın köşesini dönerken, yağmur dinmiş olmasına rağmen kaldırımla asfaltın birleştiği yerde küçük bir pınar gibi akan yağmur suyunun üzerinden atlayarak kaldırıma, oradan da apartman girişini yükselten üç basamaklı merdivenlerin üzerine çıkan Batuhan,. demir kapıyı anahtarıyla açıp kapıyı itti.
Yağsız menteşeler, her zamanki gibi sokak lambasının vınlamasını bastıran, çığlık atar gibi, insanın içini ürperten bir sesle geriye doğru açıldı. Bu çığlık sesi akşamın bu saatinde daha da yüksek çıkıyordu sanki.
Sokak lambasının cılız ışığında merdiven lambalarını yakan elektrik anahtarını buldu ve açtı.
Hiçbir şey olmamıştı.
Zaten kendini bile zor aydınlatan ampul artık çalışmıyordu. Telefonunun ışığını yakarak merdivenlerden dikkatlice yukarı çıkmaya başladı. Parlak ışık sadece nereye doğrultursa orayı aydınlatıyor, merdivenin daha az ışık alan bölgelerindeki karanlığı daha da koyulaştırıyordu.
Döner merdivenlerde sağ omzuyla duvardan destek alarak yarım tur yukarı çıkıp ahşap daire kapısının önüne geldi.
Bir elinde anahtar diğer elinde telefonla bu kapıyı açmak zor oldu için telefonu cebine koydu. Telefonun parlak ışığı cebinden dışarıya cılız bir ışık huzmesi yayıyordu. El yordamıyla anahtar deliğini buldu ve anahtarı itti.
Kapının topuzundan tutup anahtarı çevirmeye fırsat bulamadan kapı sağa doğru gerileyerek yavaş yavaş ardına kadar açılmıştı…
2. Bölüm
Aşkar bugün belkide hayatının en kötü günlerinden birini yaşamıştı.UTGA(*) da askeri uçakların aviyonik sistemlerinin millileştirilmesi için yıllardır birlikte çalıştığı mühendis arkadaşı Hakan’ın cenaze töreninde yaşadıklarının etkisinde hala kurtulamamıştı. Ölüm nedenini duyduğundaki şaşkınlığı üzerinden bir türlü atamıyordu. Hakan’ın Mogan gölü kıyısında ıssız bir bölgede aracının içinde kendini vurması inanılacak şey değildi.
Hakan’la beraber çok vakit geçirmişti inançlarından dolayı intihar etmesi imkansız gibi bir şeydi. Hakan nerdeyse dahi seviyesinde zeki bir bilgisayar mühendisiydi. Bir o kadar da hayata bağlı, yaşamayı seven biriydi. Aşkar’ da Hakan’la aynı inançlara sahip olmasından dolayı bu intihar olayına aklı hiç yatmıyordu. Ayrıca intihar etmesi için de bir sebep göremiyordu Aşkar.
Morali bozuk bir halde Yenimahalle'de ki evinin bulunduğu sitenin garajına doğru sürdü otomobilini.
Garaj kapısı, arkasından birtakım mekanik sesler duyulduktan sonra bir elektrik motorundan çıkan uğultuyla beraber yukarıya doğru kalkarak açıldı. Otomobil, egzozundan çıkan ses boş otoparkta yankılanarak park yerine kadar ilerlerken fotoselli aydınlatma lambaları birer birer yanarak otoparkı aydınlatıyordu.
Aşkar, otomobilden inerek asansöre yöneldi. İlerledikçe, az önce yanan fotoselli aydınlatma lambaları ardından teker teker sönerken, otopark karanlık serin ve nemli bir mağara havasına bürünüyordu.
Cebinden, tam ortasında bir çip bulunan bir lira büyüklüğünde yuvarlak madeni anahtarı çıkararak, bir kenarındaki delikten geçirmiş olduğu siyah kevlar ipten tutup asansörün girişindeki kontrol panelinde bulunan yuvasına oturttu. Kontrol panelinde anahtara uygun bir yuva, apartman girişlerindeki dia fon kameralarını andıran bir kamera ve yanıp sönen küçük kırmızı bir ışıktan başka bir şey yoktu.
Bu işlem Aşkar'a çocukluğunda ki jetonlu telefonları hatırlatıyordu her keresinde. İlkokul çağlarında en yakın arkadaşı Batuhan'la ortasına delik açtıkları bir jetonu telefon kulübesindeki ankesörlü telefona atar, masal servisini çevirerek jetonun süresi bitene kadar masal dinlerlerdi. Sonra ortasındaki delikten iple bağladıkları jetonu geri çeker tekrar tekrar atarak bıkana kadar masal dinlemeye devam ederlerdi.
Burada ise bu yuvarlak madeni anahtar telefon etmekten daha farklı bir iş için kullanılıyordu.Cihazın ortasındaki çipte kimlik bilgileri, dna tanımlama kodları,parmak izi bilgileri ve GPS vericisi bulunuyordu. Bir bakıma askerlerin boyunlarına astıkları künyenin teknolojik versiyonuydu. Zorlu doğa şartları ve yüksek ısı gibi yıpratıcı etkilere dayanacak özellikte yapılmıştı. Bu cihaz UTGAda çalışan tüm üst düzey personele ajans tarafından verilir ve yüksek güvenlikli, özel izinle girilen bölüm ve binalara girişte, buna ev de dahil, kullanılırdı.
Birkaç saniye sonra kontrol panelinin ekranında retina taraması için gözünü RSC' (*retina tarama kamerası) sına hizalamasını bildiren mesaj belirdi.Çipin içindeki bilgiler ile retina bilgileri karşılaştırılacak ve eşleşirse asansörün kapıları açılacaktı. Bu güvenlik prosedürü ajansın üst düzey mühendislerini ve projelerini korumak için aldığı önlemlerden yalnızca bir tanesiydi.
Kontrol panelini üzerinde yanıp sönen küçük kırmızı ışık yeşile dönerken panelden ince kısık bir bipleme sesi duyuldu. Hemen sonra asansörün kapıları hafif bir hava akımı yaratarak açıldı....
Asansör küçük bir sarsıntıyla yukarıya doğru hareketlendiğinde, telefondan gelen iki kısa titreşimle düşüncelerinden sıyrılan Aşkar alışkanlığın vermiş olduğu refleksle telefonu açarak gelen bildirimlere hızlıca göz attı.
Son gelen okunmamış bildirim, eposta hesabına Hakan'dan bir ileti geldiğini belirtiyordu.E-posta hesabına giriş yapacakken dairesinin bulunduğu 7.kata gelen asansörün kapıları iki yana kayarak tekrar açıldı. Aşkar e-postayı evde okumaya karar vererek ve hızlı adımlarla daire kapısına yöneldi. Dairenin girişinde de asansöre binerken uygulamış olduğu güvenlik prosedürünün benzeri vardı. Vakit kaybetmeden anahtarı yuvaya oturtup retina taramasını tamamladı ve dairesine girdi.
Merakla ve acele adımlarla çalışma odasına giderek dizüstü bilgisayarını çantadan çıkarıp masanın üzerine açtı.
İletiyi ilk aldığında Hakan'dan bir e-posta almasının imkansız olduğunu düşünmüştü.Nede olsa Hakan'ı daha birkaç saat önce toprağa vermişlerdi.Ölü bir adamın eposta göndermesi normal şartlarda mümkün değil diye aklından geçirdi.
Bilgisayarını açtıktan sonra ekranda beliren "erteleme şartlı gönderiler: Planlı gönderileri bir sonraki açılışta göndermek için lütfen parolayı girin" mesajını gördükten sonra ölü bir adamında e- posta gönderebileceği fikri eski gibi imkansız gelmiyordu.
Bu mesaj ekranda belirdikten sonra bir sayaç onbeş saniye geri sayım yapıyor, bu zaman içinde doğru parola girilmezse daha önceden hazırlanan iletiler yine daha önceden belirlenmiş alıcılara e-posta olarak atılıyordu. Bilgisayarı kapatmak, kırmak,yada bu sayacı durdurmak için aklınıza gelecek bütün yöntemleri denense bile süreci durdurmanız imkansızdı.iletiler ve alıcı listesi başka bir sunucuda depolanıyor, bilgisayar açıldığı anda iletileri gönderme emri sunucuya gidiyordu.Gönderimi iptal etmek içinde onbeş saniye süreniz vardı.Doğru parola girilmezse her halükarda döngü tamamlanıyor ve iletiler belirlenen adreslere gönderiliyordu.
Bu küçük programı Hakanla beraber tasarlamışlardı. Fikir Aşkar' dan gelmişti, Hakan da kodlarını yazdığı bu küçük makroyu işletim sistemine entegre etmişti.Bu küçük makro Hakan ,Aşkar ve birkaç arkadaşın daha bilgisayarına eklenmişti.Buda kendi aldıkları basit bir güvenlik önlemiydi.
Bu iletinin Aşkar'a gelmesinin tek bir anlamı vardı.Parolayı bilmeyen birisi Hakanın bilgisayarını açmıştı......
Aşkar e-postahesabına giriş yaparak Hakan'dan gelen iletiyi açtı. İletide şöyle yazıyordu.
"Aşkar, bu epostayı aldığında, eğer ben yanında değilsem ve parolamı unutmadıysam başım gerçekten belada demektir.Bunun bir şaka olmadığından emin olabilirsin"...
Bunun bir şaka olmadığından adı gibi emindi Aşkar, çünkü daha birkaç saat önce katıldığı cenaze töreni şakaya hiç benzemiyordu.E posta şöyle devam ediyordu;
"Ekteki dosyalarda üzerinde çalıştığımız aviyonik siztemlerle ilgili gizli kodlar, yazılımdaki seysürefer takip,konum izleme ve navigasyon konusunda yaşadığımız sorunları çözeceğine inandığım bazı eklentiler var.Problemin çözümünün ne kadar basit olduğunu gördüğünde sende çok şaşıracaksın.
Bu belgeleri canın pahasına koruyup güvenilir ellere ulaşmasını sağlamalısın.yoksa yılların emeği boşa gider.
Bir daha görüşeceğimizi sanmıyorum.
Hoşçakal.
Hakan ERDEMLİ"
Dosyaların içeriğini görmek için neredeyse meraktan ölecekti ama yinede dosyaları indirmesi veya açması durumunda bilgisayarında içeriklere dair izler bırakma riski merakını yenmesi gerektiğini söylüyordu. Aşkar ekteki dosyaları indirmeden kendi "erteleme şartlı gönderiler" makrosuna ekledi. Gönderilecekler listesine de güvenebileceği bir iki adres daha ekleyip işlemi sonlandırdı.
2.bölüm sonu...
2 notes
·
View notes
Text
Neo Bahçe
Masa Ayakları Masa ayakları kullanılacak olan ortamın özelliklerine, kullanım ihtiyacına göre, alüminyum kromaj kaplama, eloksallı alüminyum, elektrostatik boyalı, döküm ya da boyalı olarak üretilebilir. Farklı renk seçeneklerinde boya ile çeşitlilik sağlanabilir. Metal ayak tabanı ve dikme ölçüleri, üzerine eklenecek olan masa tablasının özelliği ve büyüklüğüne göre değişir. Görüntü güzelliği ve işlevsellik bir arada olan bir kombin sağlamak, alacağınız verimi de arttıracaktır. Masa ayakları ürünlerimiz kare masa tablasına uyan tek dikmeli levha tabanlı ya da dikdörtgen masa tablaları için üretilen iki dikmeli ağırlıklı levha tabanlı modeller ve levha tabansız tek ve iki dikmeli modellerdir. Paslanmaz, eloksallı, boyalı, kromajlı şekillerde tercih edebileceğiniz ürünlerimiz size demonte halde ulaştırılabilir. Taban levhaları da masanın özelliğine göre, kare, yuvarlak ya da dikdörtgen olabilir. Bar masalarına, cafe, otel, avm masalarına, bahçe sehpa ve masalarına uyan ölçü ve çeşitte metal masa ayakları imal ediyor, ihtiyacınıza göre farklı dizayn ve malzemede ürün sunabiliyoruz. Masa ayakları ürünlerimiz, uzun ömürlü kullanım için, hem iç ortamlarda hem de dış ortamlarda kullanılabilecek özellikte ve dayanıklılıktadır. Masa tablalarınıza göre size çok sayıda seçenek sunulmaktadır. Metal masa ayakları, katlanır mekanizma ilaveleri ile size farklı bir kulanım alanı yaratır. Dar mekanlar için tercih edilebilir katlanır mekanizmalar, gerektiğinde depolanıp saklama kolaylığı da sağlar. Tüm modellerimizde zemin uyumu sağlamak için ayak ayar mekanizması da kullanılmıştır. Metal Sandalyeler Şık görünüm ve rahat oturum birleştirilerek, metal sandalyeler ürün grubumuz tasarlanmıştır. Kendi imalatımız olan ürünlerimizde, oturma alanında dayanıklı polipropilen ya da policarbon malzeme kullanılmış, ayak kısımlarında metal profillerle model tamamlanmıştır. Plastik malzeme kullanılan kısımlarda, mat, parlak, şeffaf ve transparan görünümler tercih edilebileceği gibi, değişik renklerde de seçim yapılabilmektedir. Mekanınızın ihtiyacına ve konseptine göre mükemmel ve farklı bir hava yakalamanız, yeni metal sandalyeler tasarım modellerimizle mümkün. Eos ürün grubumuzun örümcek ve X şekilli metal ayaklı modelleri, Laser ve Mac Pc bar ürünlerimizin polipopilen şık gövde ve metal ayak modelleri, yine alüminyum ayaklar üzerine geçirilen polipropilen gövde ile gio modelimiz ve paslanmaz metal gövdeli, policarbon oturma alanlı aria modellerimiz en çok rağbet gören ürün gruplarımızdır. Metal sandalyeler metal kısımlarında, aria modelimizdeki gibi, kendi etrafında dönme ve oturma alanı yüksekliği için ayar mekanizmaları kullanılabilmektedir. Tüm modellerde raht oturabilmeyi sağlamak için, ayak koyma alanları mevcuttur. Mekanlarınızın havasını değiştirecek olan metal sandalyeler uygun fiyatlarla, toptan satışınıza sunulmuştur. Paslanmaz ve oksitlenmez metal alanları sayesinde iç ve dış mekan kullanımlarına uygundur. Oturma alanlarında kullanılan plastik malzemeler, dış hava koşulları ve güneş ışınlarına karşı dirençlidir. Plastik malzemenin anti statik özelliği sayesinde toz tutmaz, su ile kolaylıkla temizlenebilir. Siesta Sandalye Siesta Sandalye olarak sizlere geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Piyasadaki kısıtlı ürün seçeneğine alternatif, tasarımcılarımızın yoğun çalışmaları neticesinde oluşturulan, mükemmel bar ve organizasyon sandalyesi modelleri uygun fiyatlarla sizlerin yeni konseptler yaratmanıza yardımcı olacaktır. Eos bar ürün grubumuz kompakt polipropilen kabuk oturum bölgesi ve şık metal ayaklarıyla, laser ve MC pc bar modellerimizin estetik metal ayaklı yapılarıyla, bar sandalyesi ve cafe sandalyesi olarak mekanlarınıza şıklık katacaktır. Metal ayaklı tüm modellerimiz, her türlü zeminde kullanılabilmesi amacıyla, plastik tıpalar ile tamamlanarak Siesta Sandalye olarak satışımızın iddialı bir ürün grubu haline gelmesi sağlanmıştır. Düğün, davet ve organizasyonlarınız, kokteylleriniz, her türlü etkinliğiniz için, policarbon malzemeden üretilmiş, şeffaf transparan ya da renkli transparan opera bar ve chiavari bar modellerimiz Siesta Sandalye seçeneklerine yeni bir alternatif olacaktır. Organizasyon sandalyelerimize oturma kısımlarında, özellikle klasik sandalye görünümü verilmiş ve rustik oyma detayları ile ürünümüz davetlerinize yakışacak bir havaya büründürülmüştür. Siesta Sandalye ürün grubumuzu sadece bar, cafe, otel, organizasyon gibi alanların dışında evlerin mutfak masalarında, mutfak adası etrafındaki yemek alanlarında kullanabilirsiniz. Ares bar ve maya bar modelleri 65 ve 75 cm yükseklik seçenekleri, cam elyaf katkılı sağlam polipropilen malzemesi ve rahat oturumu ile, uzun yıllar konfor ve şıklığı birleştiren, vazgeçilmezleriniz olacaktır.
1 note
·
View note
Photo
Ceviz ağacının doğallığı bozulmadan işlenmesi ile ürettiğimiz kütük masa, özel üretim endüstriyel metal ayakları ile toplantı masası, yemek masası ya da ofis masası olarak kullanıma uygundur.
#kütükmasa #cevizmasa #ofismasası #ahşap #ofis #çalışmamasası #büromobilyası #içmimar #w #dekorasyonfikirleri #kütük #woodworks #ahsap #metalayak #evdekorasyon #ofisdekorasyon #toplantimasasi #yemekmasasi #tasarımmasa #cevizağacı
1 note
·
View note
Text
0 notes
Photo
Restaurant Cafelerde Kullanılan Ürünler Masa, sandalyeler ve metal masa ayakları üretimi, satış ve ihracatı hakkında detaylı bilgi alabilir, projeleriniz için destek bulabilirsiniz. Facebook sayfalarımızdan , internet sitemizden, telefon numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz. https://imalatciyiz.com #europa #italia #portugal #italy #spain #germany #instagram #deutschland #love #france #madrid #paris #cafe (İmalatçıyız.com) https://www.instagram.com/p/Cka2m4HDUJ-/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note
·
View note
Link
1 note
·
View note
Photo
Metal Masa Ayakları
Paslanmaz, krom, alüminyum ve döküm malzemeden profil boru eğimli ve bükümlü tasarımsal ayaklarda dahil tüm kategorileri sitemizde inceleyebilirsiniz.Adet ve süre belirtip teklif alabilirsiniz.
https://imalatciyiz.com/ayaklar
2 notes
·
View notes
Text
Glam Moly Balkon Bahçe Teras 7 Parça Masa+Sandalye Takım Şemsiye Hediyeli
Glam Moly Balkon Bahçe Teras 7 Parça Masa+Sandalye Takım Şemsiye Hediyeli
Glam Bahçe Masası Takımı, mekanın büyüklüğü ve ihtiyacınız doğrultusunda bahçe, teras, veranda, hobi bahçesi ya da balkonunuzda rahatlıkla kullanılabilir. 6 kişilik kullanım için üretilmiş olan dikdörtgen forma sahip ürün, güneşten korunmanızı sağlamak üzere tasarlanan ve masa üzerine monte edilebilen bir adet de şemsiye içerir. Ürün eşliğinde mekanınıza şık ve estetik bir görünüm kazandırabilir, sevdiklerinizle birlikte hoşça vakit geçirebilirsiniz.
Modern tarzı sayesinde bahçe dekorasyonunuzu kusursuz biçimde tamamlayacak olan ürün ile mekanınızı bambaşka bir atmosfere büründürebilir ve keyifli bir yaşam alanına dönüştürebilirsiniz. Şıklığın yanı sıra konforlu bir kullanım ve dayanıklılık da vadeden masa takımını uzun yıllar boyunca sorunsuzca kullanabilirsiniz.
Glam Bahçe Masası Takımı Kullanım Kolaylığı Sağlıyor
Glam Bahçe Masası Takımı; 1 adet dikdörtgen masa, 6 adet kolçaklı sandalye ve bir adet güneş şemsiyesi içeriyor. Masa yüzeyi tamperli cam olan ürünün; masa ayakları, sandalye gövdeleri ve şemsiye gövdesi metal, sandalyelerin oturma bölümü ve güneş şemsiyesi ise kumaş materyal kullanılarak üretiliyor. Ürün gri tonu ile beğeni topluyor. Islak bezle silinerek temizlenmesi öneriliyor. Cam masa ölçüleri 150 x 90 x 70 cm, sandalye ölçüleri 55 x 72 x 92 cm, şemsiye çapı ise 2.5 m'den oluşuyor. İşlevsel Özellikler Cezbediyor
Dayanıklı ve zarif görünümlü tamperli buzlu cam masa yüzeyi kolay temizlenebilir olma özelliğiyle kullanıcılardan tam not alıyor. Uzun süre oturmaya son derece uygun ergonomik yapıya sahip kolçaklı sandalyeler ise rahatlığıyla ön plana çıkıyor. Bu yönüyle kalabalık yemek sofralarında ya da çay saatlerinde geçirilen güzel zamanların ve yapılan uzun sohbetlerin tadını doyasıya çıkarmanızı sağlıyor. Dayanıklı kumaştan imal edilen masa şemsiyesi, güneşten korunmanızı sağlayarak masada dilediğinizce vakit geçirmenize imkan tanıyor. Bu amaçla ayrıca bir şemsiye edinmenize gerek bırakmayan ürün, açık renk şemsiye kumaşı sayesinde ise ışığı kesmiyor ve masayı karartmıyor. İhtiyaç olmayan zamanlarda kapatılabileceği gibi, masadan tamamen de çıkarılabiliyor.
Balkon Bahçe Teras 8 Parça Masa+Sandalye Takımı 1 Camlı Masa 6 Sandalye 1 Şemsiye 1 Adet+H6 Cam Masa Ölçüleri:150x90x70cm Gövde:Metal 35x15 / 42x14mm Masa Yüzeyi: 5mm buzlu cam
6 Adet Sandalye(Kumaş) Ölçüleri:55x72x92cm Metal Gövde: 42x14mm ve 27x15mm
1 Adet Şemsiye Ölçüleri: Çap 2.5m, H2.3m 6 Telli metal gövde 12x18mm Kumaş: 160g polyester
0 notes
Link
BYKIR DESIGN
CAFE RESTORAN PASTANE AÇICAĞIZ NASIL BİR DEKORASYON YAPMALIYIZ?
Yeni açılacak Kafe Pastane Dekorasyonuna nasıl başlayabiliriz?
Kafe, Pastane Dekorasyonu yapılacak işyerine bina da, mekân seçilirken 3 kısım düşünerek alan ayrılması gerekmektedir. 1. Kafe, Pastane Mutfak Yiyecek İçecek Üretim Alanı Tasarımı Ne Şekilde Yapılmalı? 2. Pastane, Unlu mamuller, Kafe, Restoranlarda Ürünlerin Teşhiri İçin Vitrin Alanı, Servis ve Kasa Fikirleri. 3. Müşteriler İçin kapalı ya da açık mekânlarda yeme içme alanı tasarımı.
1. KAFE, PASTANE MUTFAK YİYECEK İÇECEK ÜRETİM ALANI TASARIMI NE ŞEKİLDE YAPILMALI?
Pastane Mutfağı olarak dekorasyon alanı için seçilen yerin yiyecek ve içecek üretimine uygun hale gelmesi gerekmedir. Sağlığa uygunluk kurallarına göre mutfak yer ve zeminin mikrop ya da bakteri barındırmaması için, aralarında derz boşluğu kalmayacak şekilde parlak yüzeyli porselen seramikle kaplanması gerekmektedir. Kafe ve Pastane, Restoran mutfaklarının tasarlanması sırasında üretim alanlarının mutlaka önceden İç mimari projelendirmesi yapılmalıdır. Kullanacak personele rahat çalışma alanları bırakılmalı buna göre önceden tesisat alt yapılarını hazırlanması saklama, yiyecek üretimi ve yıkama bölümlerinin birbirine çok yakın olmaması gerekmektedir. Seçilecek endüstriyel paslanmaz mutfak eşyaları ve tezgâh ekipmanlarının aralarında temizlenmesi zor alanlar bırakılmamasına dikkat etmek lazımdır. Pastane ve Kafe Mutfak alanları için kesinlikle toz koku ya da ses geçirmeyecek şekilde kapılar tasarlanmalıdır. Kapıların üzerinde mutlaka servis sırasında olumsuz çarpışmaları önlemek için göz hizasında cam boşluğu bırakılmalıdır. Pastane Restoran Kapılarında alt kısmına tekmelik yapılmalı zaman içerisinde aşınmaları önleyecektir.
2. PASTANE, UNLU MAMÜLLER, KAFE, RESTORANLARDA ÜRÜNLERİN TEŞHİRİ İÇİN VİTRİN ALANI, SERVİS VE KASA FİKİRLERİ.
Pastane ve Kafeler de yiyecek teşhir dolapları standart olarak paslanmaz malzemeden üretilir. Sizin dekorasyonuna uygun olarak ahşap ya da mermer kaplayabiliyoruz. Dekorasyonunuza uygun olarak ön ve yan paneller Kaplanabilir. Camlı vitrini müşterileri çekmek için özel aydınlatmalarla kuyumcu tezgâhı gibi aydınlık olmasını sağlayabiliriz. Bunu için pasta tezgâhı yerleşim planı yapılır. Sıcak unlu mamuller, soğuk pasta kısmı ve nötr unlu mamuller ve paketleme hazırlık alanı olarak pastane kafe tezgahları planlanır. Kasa kısmını genelde kafe, pastane ve restoranlar için en arka kısma yerleştirmekteyiz. Kafe ve pastanelerde servise yardımcı mobilyalar nelerdir? Servant Dolabı Nedir? : SERVANT ne demek, Pastane, Kafe, Otel, Restoranlar için Servis Dolabı’ nın isimidir. İstenilen ölçüde, renk, model ve fonksiyonda üretim yapabiliriz. İç tasarımı peçete tabak bardak çatal için bölünebilir ihtiyaca göre frenli tekerlek takılıp ve yer değiştirtebilir. Kilit takılabilir. Servant dolabını mdf malzemeden üretmekteyiz. Servant dolabı restoranlarda, pastane, restoran sektöründe çalışan işyerleri için ihtiyaçtır.
Servant Dolabı Modelleri:
Restoran Servis Dolabı Modelleri
3. Müşteriler İçin Kapalı ya da Açık Mekanlarda Yeme İçme Alanı tasarımı
Yeni kafe, pastane restoran dekorasyon trendleri nelerdir. Bunun için ilk önce tasarlanacak kafe pastane mekânın yerleşim planı ve görsel çalışmaları hazırlanır. Restoranın duvarlarında görselliğe önem vermekteyiz. Pastane dekorasyonunda duvarlar üzerine ışıklı ve ahşap lambriler yapılabiliriz. Kafe nin duvarlarında ahşap ya da hasırla birlikte dekoratif çalışmalar güzel olabilir. Bu da 2018 kafe,restoran trendlerin de Egzotik Uzakdoğu Ekletik Dekorasyon havası yaratır. Restoran koltuk sandalyeleri oldukça sağlam yapılmaktadır. Uzun ömürlü olması için özel kafe sandalyesi üretimi yapmaktayız. Seçilecek kumaşlar leke tutmama özelliğine sahip olmasını tercih etmekte, istenilen dekorasyona uygun keten kumaş kullanmaktayız.
Pastane Kafe Masaları Metal ya da ahşap ayak tercih edilebilir. Kafe ve restoran için özel ölçüde yuvarlak düz masa tablası üretilir. Masa ayakları elektrostatik boyalı ve döküm ayaklı olabilir.
Yeni Trend Restoran Bar Kafe Pastane Masa Tasarımları Nelerdir?
Restoran Bar ya da Kafeler İçin Sedir Oturma Grupları Modelleri Neler Olmalı. Sedir restoranlarda loca oturumu şeklinde yapılır. İster düz restoran locası ya da Yarım Ay, Hilal şeklinde Restoran Bar Kafe Locası üretimi yapılmaktadır. Kafe restoranlarda kullanılan kumaş leke tutmama özelliğine sahip yanmaz kumaştır.
BYKIR DESIGN
#mobilya#dekorasyon#içmimar#özeltasarım#bykir#bykirdesign#istanbul#nişantaşı#mobilya dekorasyon özeltasarım koltukdöseme koltuktakımı nişantaşı
0 notes
Photo
ZİGON SEHPA ÖLÇÜLERİ: Üst Çap:34cm Yükseklikleri:58cm-55cm-52cm ORTA SEHPA ÖLÇÜLERİ: Genişlik:50cm Uzunluk:90cm Yükseklik:42cm ÜRÜN MALZEME ÖZELLİKLERİ: Üst Tabla 1. sınıf 18 mm yonga levha Ayakları metal Yonga levha: Odun hammaddesinin dalı,kabuğu gövdesi vs nin farklı çalışma prensibine sahip öğütücülerde küçük parçalara yani yongalara ayrıştırıldıktan sonra bu yongaların tutkal, sertleştirici madde ve hidrofobik özelliğini sağlayan maddelerle karıştırılıp katman katman serpilerek preslenmesiyle ortaya çıkan ahşap esaslı bir malzemedir. Kalite bakımından mükemmelliği, dekor bakımından ise modayı yansıtır. Mobilya üreticilerinin ve dekoratörlerin dostudur KURUCU FİRMA ”SAMİM MOBİLYA” 1981’DEN BERİ SİZLERLEYİZ 📍Seyhan Mah.630/1 Sokak No:24 Buca/İZMİR 🌍www.izmiralindamobilya.com 📱05330320141 #ortasehpa #masa #masasandalye #zigonsehpa #zigonsehpalar #ortasehpa #sehpa #sehpamodelleri #evdekorasyonu #izmiralindamobilya #oturmaodasıdekorasyonu #salondekorasyonu #sandalye #zigon #salondekoru #mutfak #hediye #mutfakdekorasyonu #dekorasyon #evdekoru #dekorasyonfikirleri #mutfakdekorasyon #evdekor #evimşahane #sizdengelenler #golddekor #goldsehpa #evimevimgüzelevim #homesweethome #dekorasyonönerileri #metalzigon (İzmir Alinda Mobilya) https://www.instagram.com/p/CJ9al7hJNtA/?igshid=plu7rn3pmy1i
#ortasehpa#masa#masasandalye#zigonsehpa#zigonsehpalar#sehpa#sehpamodelleri#evdekorasyonu#izmiralindamobilya#oturmaodasıdekorasyonu#salondekorasyonu#sandalye#zigon#salondekoru#mutfak#hediye#mutfakdekorasyonu#dekorasyon#evdekoru#dekorasyonfikirleri#mutfakdekorasyon#evdekor#evimşahane#sizdengelenler#golddekor#goldsehpa#evimevimgüzelevim#homesweethome#dekorasyonönerileri#metalzigon
0 notes