Tumgik
#Mendebur
magazinxhaberler · 7 months
Text
Cem Özer Mendebur adlı filmde bir imamı canlandıracak
Tumblr media
Cem Özer Mendebur adlı filmde bir imamı canlandıracak
Usta oyuncu Cem Özer, yönetmen koltuğunda Ali Aslan’ın oturduğu “Mendebur” adlı gerilim filminde başrolde yer alıyor. Cem Özer, “Mendebur” adlı sinema filmi için kamera karşısına geçti. Film, yapımcılığını Mustafa Aslan ile Cihan Dündar’ın üstlenirken yönetmen koltuğuna da ve Ali Aslan oturdu. Malatya’nın Arapgir ilçesinde çekilen film, altı üniversite mezunu arkadaşın yaşadığı hikâyeyi anlatırken, Cem Özer, daha önce Barış Pirhasan’ın 2007 yapımı “Adem’in Trenleri” filminde Hasan Hoca karakterini canlandırarak bir köy imamını başarıyla hayata geçirmişti. Şimdi ise benzer bir tema üzerine farklı bir karakterle seyirci karşısına çıkacak. Filmin oyuncu kadrosunda Cem Özer’in yanı sıra Aslı Bekiroğlu, Ahmet Kayakesen, Selahattin Taşdöğen, Şevki Özcan, Negar Pashei, Hakan Eksen, Barış Ali Çelikler, Ali Biricik, Ömer Konakçı ve Tuncay Gençkalan gibi isimler yer alıyor. Filmin gelirinin büyük bir kısmı Malatya’da depremzede ailelere dağıtılacak. Magazin X Haberler : Magazin Read the full article
0 notes
dinginsel · 10 months
Text
Ailecek tanışıklığımız olan tontiş bir teyze var, arada bir gelip beni torununa isteyip geri evine gidiyor. Mendebur suratlı yaşlı insanlardan olsaydı konuşmazdım bile ama o kadar tatlı ki, sırf onun hatrına evlenesim geliyor. Lanet olsun içimdeki insan sevgisine diye bağırdım sayın
23 notes · View notes
musfika-hanim · 7 months
Text
Allah razı olsun yani şu küçük kızçemin sabah okula giderken yükümlü olduğu sanki üzerine yapışmış o sabah agresifliği şeysinden nasipleniyorum yine. bu ergenlik geçişi nasıl mendebur bir duygudur ki benim pamuk gibi çocuğumu bile sabah ve günün belli saatleri böyle patlamaya hazır havai fişek gibi yapıyor. aman ya rabbim saatli bomba. çocukluğumuzda bedenimizdeki fiziksel değişiklikler dışında bir ergenlik mefhumu yoktu, yani ne bize ne ailemize yansımıyordu böyle bir hal. muhakkak ruhsal değişimler yaşamışızdır ama demek ki içimizde patladı her şey. düşününce yürek yemiş olmalıydık kim çekerdi bizim agresif ergenliğimizi. geriye gidiyorum büyük kızlarımda da bana hatıra kalacak, aklıma işlenmiş bir hikaye yok. gerçi çevreme bakınca benim yavrumunki yunmuş, yıkanmış, steril edilmiş, yumuşak bir ergenliğe geçiş hali fakat alışkın olmayınca buna da, bir tık eğreti ve uç duruyor. neyse geçici süreçtir biter zaten mühim değil bir de bence Allah mükafat da veriyordur sonuçta sabır hırkasını giydik :) yalnız şunu diyorum bu saatten sonra evlenip anne olacak adaylara derviş hırkası az gelir, peygamber sabrı temenni ederim. nesil ilerledikçe davranışsal olarak da çöküşlere gidiyor, elbet aile terbiyesi büyük etken gözünüzü korkutmak için söylemiyorum sadece daha zor daha meşakkatli olacak. Allah neslimizi, neslinizi ve gelecek nesilleri korusun. amin.
10 notes · View notes
sillagen · 8 months
Text
Ölünce arkamdan aman ne mendebur bir insandı denilmesi yerine bir fatiha okuyalım güzel insandı vesselam diyerek anılmak isterim. Ölenler ne kadar çabuk unutulacağını bilseydi bu dünyaya ehemmiyet vermezdi denilir tabi ama bir nevi tarla olduğundan da mühim. Bir gönülde hoş bir hatıra Allah rızası için kalmak hoşuma gider. Önceden iyi insan kavramı basit gelirdi. Ne yani sadece iyi insan mı? Gibi büyüyünce derin gelmeye başladı. O zaman büyüdüğümü anladım
16 notes · View notes
Gelmis yine meymenetsiz mendebur evin etrafında geziniyor salak salak
2 notes · View notes
kalemineiyibak · 2 years
Text
Sabahtan Geceye
Uyumak, sevdiğim; sanki penceresi açık kalan bir yüreğin boyunun ölçüsünü almasına mani olarak kaderi ve yası bir an için durdurur gibi. Bölündüm parçalara ve çok zaman geçti. Serde sen, yürekte faziletin izi kaldı. Dokunmuyorum sevdalara, başka adamların naaşlarını dahi sahiplenmiyorum da; bir sen, ta şuramda... İsminin köpürtülmüş ve kalbime mübalağa sanatı olmuş vazgeçilmezi sen... Ne kadar imkân dahilinde değilse biz olmak, o kadar çok kanıyorum, sebepten.
Kader madem seni sunmayacak öz yüzüme, şu sevmek denen ikram yürekte neden var? Bittim. Kalmadım kendime. Lal sohbetlerimin denizaşırı sana yüzüp tsunami olduğu şifahanemde hastalandım aşka. Yorgan döşek öksürüyorum sensizliğe şimdi. Gitmiyor mendebur! Seni vermiyor bana hiçbir şey. Hiçbir şeyin eşelenen miladi takviminde hicri bir şey kalıyorum sana. Ne kadar azaldıysam ve kalamadıysam o kadar kan tükürüyor zaman. Verem bekleyişlerin prosedür icabı beni jüri başkanı seçtikleri zalim aşktayım.
Oluru olmayan her şey, seni benden geri çekiyor. Bu yalnızlıkta kutsanan ve kilisenin çanıyla imana gelen gayrimüslim zulüm dergahındayım. Döndür beni yolumdan. Ölüyorum. Besmele köprülerinden Eyfel kulesine çıkarıyor beni yaşamak. Aksakallı dedenin beni kucağına alıp senden kaçırdığı hikâyelerdeyim. Çok, çok, o kadar çok özletiyor ki seni hain ülkeler, ilan edilen bağımsızlığın demokratik ikileminde arsasını rızasız kaptıran biriyim. Nereden, nereye...
Gel. Yarın olur, öbür gün olur, bilinmez bir an olur. Lütfen artık gel. Sesimi duyuramadığım ölümler yaşamın başrolü olmuş. Kurtar beni; gel. Senden başka yolu yoksa yüreğin, sözü öze ağlatmadan gel. Yara bere dökülüyorum yarınlara. Yıllar geçiyor. Hangi harcanmışlık yarayı kabuk yaparsa sensiz sensözümün celladına musalla taşı olsun bizli sevda. Kahroluyor gecenin mayın döşeyen tuzakları bile. Her gece ve her sabah, her zulüm her mükafatta seviyorum seni. Yolum yok sevmekten başka. Şiirler ağlak, gözüm kıpkırmızı bir bekleyişin mikrobik acısına yem oldu. Sensözüm, hep özüm; lütfen kalbimi bağışla. Sende demlenirken geçmiş, bende tükeniyor gelmeyiş... Parfüm gibi sensizlik kokuyor her yanım, lütfen yetiş. Şimdi söz, kalbe öz oldun; günahlarım etrafta kendi kendine pişiyor. Sevabım, sevabına yetiş. Kaybetmek istasyonunda kaçırdığım sen, bir tren Allahaısmarladık'ına yetiştin. Trenler gitsin, sen gitme.
Öze yazdım, öleyazmam seni. Artık.
Bittim, kalmadım kendime. O kadar yılın böyle çok tükenmişliği olur, sana değmesin acım. Biraz uzaklaş, patlayacak birazdan kalbimin her parçası.
"Yürek, yüreklide demlenemedi ve öldü" diyecekler.
Kapat gözlerini sensözüm; korkma sakın...
Dilara AKSOY
3 notes · View notes
tferyal · 4 months
Text
Tumblr media
1472-1532 yılları arasında yaşamış olan şair Lâmii Çelebi'nin oğlu Lemi Çelebi tarafından günümüze ulaşması sağlanan Letâifname adlı bir eseri vardır. Kitapta bir hikâye var:
Köyün birinde köpeğiyle tek başına yaşayan bir adam varmış. Köpeği köylüye hırlar, havlar sürekli korku salarmış.
Adam köylüyle hiç konuşmaz, arada köye inip kasaptan köpeğine pirzolalar, kuzu butları alır evine dönermiş.
Köylü hem adamın soğuk tavırlarından hem de kendilerinin yiyemediği en leziz etleri köpeğine yedirmesinden dolayı adamı hiç mi hiç sevmezmiş.
Günün birinde adamın köpeği ölmüş. Adam da tutmuş evinin bahçesine köpeğine bir türbe yapıp gömmüş.
Tabi köylü daha da kurulmuş adama türbe falan derken.
O esnada köye yeni bir kadı gelmiş. Köylüler kadıya hayırlı olsun, hoşgeldiniz ziyaretine gitmiş. Kısa bir hoş beş ve tanışma faslından sonra kadı köylülere yaramaz bir durum var mı diye sormuş.
Köylüler de köpeği ölen adamı anlatıp şikayet etmişler, ölen köpeğine türbe yaptığını söylemişler.
Kadı çok sinirlenmiş ve hemen zabitlere emir verip derhal huzuruma getirin bu mendeburu demiş.
Zabitler hızla gidip adamı yaka paça alıp kadının huzuruna dikmişler. Kadı adama: “Bre mendebur sen ne biçim ademsin? Ne menem dinden, hangi fasık mezhepdensin de itini kuzu butlarıyla besler, geberince bir de leşine türbe yaparsın?” diye kükremiş.
Adam köylülerin kendisini şikayet ettiğini anlamış ve kadıya “Muhterem efendim siz müştekileri, müddeileri dinlemişsiniz lâkin hüküm vermeden önce müdafi olarak beni de dinlemeniz şeriatın gereğidir” deyince kadı asık suratla “de ne diyeceksen” demiş.
Bunun üzerine adam “Efendim o köpek benim can yoldaşımdı. Beni korur, evime hırsızın, uğursuzun varmasını önlerdi. Nice kabiliyetleri, üstün vasıfları vardı. Bir de vasiyetinden 500 akça size bırakmıştı” deyince kadı şöyle bir sakalını sıvazlamış, az düşünmüş ve “Allah Allah… Bu köyün halkı ne haset, ne fesat insanlarmış. Mübarek hayvana ne iftiralar etmişler. Neyse, mesele ayan oldu. Rahmetlinin cenazesine yetişemedik, bari ruhuna bir Fatiha okuyalım” demiş…
Bunca yaşanan hadise karşısında takınılan vurdumduymaz tavırlar bana bu hikayeyi hatırlattı nedense…
Alıntı
1 note · View note
dontlistend911 · 6 months
Text
[ Monolog BahaSajaKarta ]
Eps. 1 " Prasangka rasa "
-----
Ada rasa yang tak cukup diwakili dengan kata tak senang, Cinta telah berbatas tipis dengan kecemburuan dan benci. Seolah olah, peran antagonis harus memainkan lakonnya sebelum selesai acara. Sampai kursi tempat dulu saya bercengkrama "patah". Dikecup rayap rayap nakal yang menyaksikan kebersamaan kita.
Akhirnya pencapaian tertinggi dalam memudar adalah hilang rasa, membuih tak terhingga dan lenyap. mendebur kencang bagai ombak dan surut. Terbit dengan gembira dan tenggelam menyesali asa. Penyesalan selalu lahir dari kombinasi dendam,kecewa dan masih cinta. Aku kini menegaskan dalam-dalam, Perihal seribu pertanyaan soal mengapa aku harus membencimu setelah tidak lagi bersama. aku bahkan telah memahami bahwa meninggalkan bukan satu satunya cara memperbaiki. aku juga meyakini bahwa menemukan lagi bukan cara belajar yang tepat untuk mendewasakan diri. Aku juga telah menerka bahwa kelemahan rasa terletak dari hilangnya rasa percaya. akupun telah mengusik waktu untuk belajar soal memprioritaskan temu.
Setidaknya..
walaupun saat ini kamu tidak bersedia percaya,
aku kini siap bersikap lebih baik soal mengikhlaskan rasa.
DontListenD911
0 notes
sondakika02com · 8 months
Text
0 notes
gundemarsivi · 10 months
Text
Tumblr media
İki Fıkra ile Çokça Çelişki
✍🏻 Hayati Sarnık
4. Murat içki içmeyi yasaklamış. Bekri Mustafa ve arkadaşları merdiven altı bir yerde arkadaşları ile şarap içerken baskın yapmışlar. Tedbili kıyafet içinde veziri de yanında… Bir masaya oturmuşlar. Bekri seslenmiş “Şarap içer misiniz ağalar?” İçeriz demişler. 2 bardak doldurup vermiş. Şaraplar bitince yine seslenmiş. “Doldurayım mı ağalar?” 4. Murat ayağa kalkmış “Bre mendebur, ben Sultan Murat’ım. Yanımdaki de vezirim.” deyince, Bekri “Buyrun cenaze namazına” demiş bu deyime Sultan şaşırmış “Ne demek o?” Bekri “Sabah bizi astıracaksın. Cenaze namazımızı kılarsın herhalde” deyince de Sultan dışarıdaki zaptiyeleri çağırmış. “Bakın bu adama. Bu her yerde içki içebilir. Burayı basmayın. Burası serbest” demiş. Sonra da Hz. Bekri Mustafa Efendi olunca, öldüğünde Türbe yapılmış. O şimdi Hazreti! Gelen geçen Türbe önünde durup dua ediyorlar Pirimize.
***
Benzer bir olay Neyzen Teyfik ile olmuş. Beşiktaş’ta sandalcılık yapıyormuş. Neyzen’in gece sandalına binmiş Sultan ile veziri. Neyzen tabii tanımıyor onları. Neyzen’den Üsküdar’a bırakması istenmiş. Biraz açılınca boğaza, Neyzen livar*dan testiyi çıkarmış. “Şarap içer misiniz ağalar?” demiş. İçeriz demişler. Birer bardak şarap vermiş. Boğazın ortalarında birer bardak daha teklif etmiş Neyzen. Sultan kızmış “Sen, bize nasıl şarap ikram edersin Densiz?” deyince Neyzen de “Ulan bir bardak içtiniz, biriniz sultan, biriniz vezir oldu. Birer tane daha içerseniz, biriniz Allah biriniz peygamber olacaksınız. Vermiyorum ulan size şarap!” demiş.
*Livar: Sandalcının oturduğu yerin altındaki kapaklı dolap.
***
Kadının Ne İşi Olur Cennette? Tövbeee, tövbeeee. Orada şarap var, huri var, gılman var. Vur patlasın çal oynasın….
Eminönü’de Osmanlı kadınlar hapishanesi var. İmamevi deniyor bu binaya. Sağdaki ağacın altında Hz. Bekri Mustafa’nın Türbesi var. (Aralarında 10 metre var.) Bizans surlarının bir kulesi. Bektaşi hocası varmış. İmam Cafer diye. O da içermiş. Yaşlanınca vasiyet etmiş. “Beni bu kulenin en üstüne gömün” diye. Kulenin son katına bir mezar yapıp içine koymuşlar. Yıllar sonra kadınlar da hırsızlık yapıp suç işlemeye başlayınca, İmam Cafer’i giriş katına indirip zemine gömmüşler. Üstünüde 2 kat kadınlar hapishanesi yapmışlar. Fakat kadınlara yiyecek / içecek vermiyorlarmış. Küçücük pencerelerden aşağıya el sallayarak su ve yiyecek istiyorlarmış. Halk da gece gidip uzun merdivenlerle küçük pencerelerden yemek ve içecek ihtiyaçlarını uzatıyorlarmış. Aşağıda İmam yukarıda hapis kadınlar. Hiç insaf yok. İmam Cafer’i ziyarete gittim iki defa, onarım vardı giremedim.
Hayati Sarnık
1 note · View note
musfika-hanim · 1 year
Text
size pamuk pamuk bulut videoları göndermek istiyorum ama tumblr müsaade etmiyor. mendebur şey.
10 notes · View notes
morkedisblog · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Cezayirlilerin bağımsızlık mücadelesini hep takdir ettim bilmem hatırlayan var mı?Cemile Buhayrata yazılan şiiri de paylaşmıştım kadına her türlü işkkenceyi (copla tecavüz de dahil)yaparlar o bir Fransız avukatla evlenir en şaştığım şeydir düşman devletin ırkdaşı ve vatandaşıyla nasıl evlenebilir bir kadın neymiş?Cezayirli direnişçilerin avukatıymış tatara titiri sonraları o avukat asala teröristlerinin de avukatlığını üstlenir bu 1966 yılı yapımı Cezayirin bağımsızlık savaşını anlatıyor Tunus ve Faslıların hatta Libyalıların da vardır sömürgenlere karşı direnişleri Filistinlilerin de ama suriyeliler korkaktırlar kadınları sex ve doğurmaktan başka şeyden anlamazlar beyinsizdirler onların uzantıları da vardır ülkemizde insan edebildiğimiz kadar edebildiğimiz ama gine tam kıvamına gelmemişlerdir göz kırpıştırıp dudak büzüştürüp palyaço makyajlı mendebur suratlarıyla dolanır dururlar dünyanın en çirkin utanmaz kadınlarıdırlar neee bugün yazmadım diye suriyeli bacılarımı unuttum mu sandınız😠pakilerin bağımsızlık savaşı aslında Hindistanlılara bağlıdır onlar ingilizlere başkaldırınca bunlar da ayaklandılar sonra Hindistana karşı isyan ettiler onları da sevmem yani ne bileyim ben hoşlanmam bu Müslüman ırklardan, batılılar Hristiyanlığı kendi geleneklerine uydurmuşlar reform yapmışlardır Hristiyan dininden diye bir ingiliz fransızı-alman italyanı kendinden üstün görmez ama bizim dangalak siyasal islamcılar hem arap parası hem ingiliz usa parası hem arap kaltak vajinası aşkıyla pis araplara taparlar Müslümanlar halâ 1400 yıl öncesinin çöl cahiliyetindeler Berberi/Peştun/Süryani/Mısırlı/Fars-Acem İslamiyeti seçince barbarlaştılar Türklerle İslamiyet asla yanyana gelmemeliydi şerefimizi ve cesaretimizi kaybettik Malezya-Endonezyalılara da rahat battı oooohhhh gine rahatladım isteyen assın isteyen kessin ama arabistandan çıkan hiç bir inanç iyi ve barışçıl hiç bir kişi de akıllı yol gösterici olamaz hıhıhı dine araplara herkese hakaret var polislere de sözüm eski Şarkıdaki gibi"sakın geç kalma erken gel"😴Kiiiimmm vallahi insan olsunlar çıt demem😈
0 notes
patlicangil · 1 year
Text
Mendebur Lemur kimdir? Mendebur Lemur kimdir? Twitch ve Youtube platformunda elde ettiği geniş hayran kitlesini diğer sosyal medya platformlarına da aktarmayı başaran başarılı sosyal medya fenomeni şuan sosyal medya kullanıcılarının trend listesinde yerini alıyor. Sosyal medya dünyasının başarılı teknoloji sitesinin sahibi olan Mendebur Lemur kullanıcı isimli Hakan'ın hayatı hakkında takipçilerinin sık sık arama motorl... https://www.begonya.com/mendebur-lemur-kimdir/?feed_id=139572&_unique_id=6489871da6c90
0 notes
rawrrwa · 1 year
Text
apa yang salah?
jendela bus yang mengawang pulang?
ombak laut yang mendebur panjang?
apa yang salah?
ribuan tanya yang meletup binasa?
kias kata yang menyiksa asa?
apa yang salah?
aksa? atau rasa?
kau duduk menjerat tawa di mata, sedang aku terengah rebah menutup luka.
membawa sambutan dan pelukan, senyata itu rumahmu.
rumahku? senjata pembunuh. pelan, dan berdarah-darah.
apa yang salah?
benar kata pria pujangga, titik temu, haruslah sama, untuk berada di titik balik, yang hampa seruak bencana.
0 notes
aburasoba · 2 years
Text
Badai dan gelombang
Sesekali gelombang pasang bukan untuk dihadapi, Kar. Kadang kala kita juga harus sadar bukan, kapal apa yang sedang kita kendarai. Ini semua bukan tentang menyerah sebelum hilang di lautan, tapi masih banyak jalan yang akan menuntun kita ke dermaga yang kita impikan.
Adakalanya, kita memang tidak perlu berjibaku dengan badai, dan beradu tentang siapa yang paling kuat, kemudian berdiri pongah siapa yg paling bertahan, kita adalah dua makhluk Tuhan yang sama-sama sedang bekerja, mencari sebagian dari karunia-Nya.
Kita tidak perlu selalu kuat, tidak perlu. Kita tidak perlu selalu sedia, tidak perlu. Kita tidak perlu selalu ada, tidak perlu. Alam selalu seimbang, Kar. Tidak melulu selalu terang, kadang ada mendung. Biarkan kita menjadi manusia sebagaimana mestinya. Jangan melawan, sebab yang melawan hanya ia yang belum mampu bersyukur.
Disini, di atas kapal ini. Biar sesekali kita lihat gelombang pasang itu yang kian mendebur debur karang, biar kita saksikan gulungan ombak menghantam apa yang ia temui. Biar kita tunggu ia selesai bekerja, dan kita lanjutkan perjalanan ini. Hidup adalah tentang pilihan, Kar. Dan pilihlah yang membuat mu hidup sebagaimana manusia semestinya.
— Kara & Dira, episode tidak selalu harus
1 note · View note
muzlumantii · 5 years
Text
Ne zaman 8.sınıf ya da 12.sınıf ile ilgili bir şey düşünsem rüyama giriyor bi salın beni gözünüzü seveyim
6 notes · View notes