#Mümtaz&039;er Türköne
Explore tagged Tumblr posts
Text
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. “Bu kitap, master tezimden sonra en kısa zamanda bitirdiğim ikinci kitap oldu. Bu süratin sebebi “kendini gerçekleştirme” duygusu ile, yüksek bir konsantrasyon ve motivasyonla yazmam olmalı. Söyleyecek sözüm vardı ve söyleyeceklerimi önemsiyordum. Derli toplu bir şekilde sunma imkânı, yani kitaba dönüştürmek bu yüzden çok cazipti. İslamcı düşünce, Türkiye için ana damarlardan biri. Türkiyenin kaderi üzerinde etkili. Üstelik eleştiriye açık olmak gibi bir özelliği olduğunu biliyorum. Benim de akademik hayatımda edindiğim bir “İslamcılık uzmanlığı” sıfatım var. Söylediklerimi önemsemesem bu kitabı kaleme almazdım. İnşallah eleştirilerim, hepimizin peşine düştüğü “hakikat arayışı”na bir nebze katkıda bulunur. Evet, bir tasavvuf büyüğünün söylediği gibi: “Hakikat aramakla bulunmaz; yine de bulanlar arayanlardır.”
Kavganın içinden geldiğim için kavga bana yabancı değil. Bazen bir nadanı ikna etmek için dil dökmek yerine, eşek sudan gelene kadar dövmenin daha iyi bir yöntem olduğunu çok nadir de olsa düşünmüyor değilim. Uzun yıllar çaba harcayıp, sabırlı, anlayışlı, tahammüllü bir adam olmak için çok gayret sarf ettim. Emek vererek, çaba harcayarak kazandığınız nitelikler galiba daha değerli oluyor. Ne kadar başardım bilmiyorum, ama bu tartışmada niyetim gerçekten kavga etmek değil. Fikir nazlı bir yaratık; zoru ve şiddeti görünce kayboluyor. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalıştım.”
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
yeni kitaplar, edebiyat haberleri
0 notes
Text
New Post has been published on Akademik Kitaplar
New Post has been published on http://www.akademikitap.com/dogum-ile-olum-arasinda-islamcilik-mumtazer-turkone.htm
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. “Bu kitap, master tezimden sonra en kısa zamanda bitirdiğim ikinci kitap oldu. Bu süratin sebebi “kendini gerçekleştirme” duygusu ile, yüksek bir konsantrasyon ve motivasyonla yazmam olmalı. Söyleyecek sözüm vardı ve söyleyeceklerimi önemsiyordum. Derli toplu bir şekilde sunma imkânı, yani kitaba dönüştürmek bu yüzden çok cazipti. İslamcı düşünce, Türkiye için ana damarlardan biri. Türkiyenin kaderi üzerinde etkili. Üstelik eleştiriye açık olmak gibi bir özelliği olduğunu biliyorum. Benim de akademik hayatımda edindiğim bir “İslamcılık uzmanlığı” sıfatım var. Söylediklerimi önemsemesem bu kitabı kaleme almazdım. İnşallah eleştirilerim, hepimizin peşine düştüğü “hakikat arayışı”na bir nebze katkıda bulunur. Evet, bir tasavvuf büyüğünün söylediği gibi: “Hakikat aramakla bulunmaz; yine de bulanlar arayanlardır.”
Kavganın içinden geldiğim için kavga bana yabancı değil. Bazen bir nadanı ikna etmek için dil dökmek yerine, eşek sudan gelene kadar dövmenin daha iyi bir yöntem olduğunu çok nadir de olsa düşünmüyor değilim. Uzun yıllar çaba harcayıp, sabırlı, anlayışlı, tahammüllü bir adam olmak için çok gayret sarf ettim. Emek vererek, çaba harcayarak kazandığınız nitelikler galiba daha değerli oluyor. Ne kadar başardım bilmiyorum, ama bu tartışmada niyetim gerçekten kavga etmek değil. Fikir nazlı bir yaratık; zoru ve şiddeti görünce kayboluyor. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalıştım.”
0 notes
Text
New Post has been published on Kültür Yayınları , Ders Kitapları , Sınav Hazırlığı
New Post has been published on http://www.kampusden.com/dogum-ile-olum-arasinda-islamcilik.aspx
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. “Bu kitap, master tezimden sonra en kısa zamanda bitirdiğim ikinci kitap oldu. Bu süratin sebebi “kendini gerçekleştirme” duygusu ile, yüksek bir konsantrasyon ve motivasyonla yazmam olmalı. Söyleyecek sözüm vardı ve söyleyeceklerimi önemsiyordum. Derli toplu bir şekilde sunma imkânı, yani kitaba dönüştürmek bu yüzden çok cazipti. İslamcı düşünce, Türkiye için ana damarlardan biri. Türkiyenin kaderi üzerinde etkili. Üstelik eleştiriye açık olmak gibi bir özelliği olduğunu biliyorum. Benim de akademik hayatımda edindiğim bir “İslamcılık uzmanlığı” sıfatım var. Söylediklerimi önemsemesem bu kitabı kaleme almazdım. İnşallah eleştirilerim, hepimizin peşine düştüğü “hakikat arayışı”na bir nebze katkıda bulunur. Evet, bir tasavvuf büyüğünün söylediği gibi: “Hakikat aramakla bulunmaz; yine de bulanlar arayanlardır.”
Kavganın içinden geldiğim için kavga bana yabancı değil. Bazen bir nadanı ikna etmek için dil dökmek yerine, eşek sudan gelene kadar dövmenin daha iyi bir yöntem olduğunu çok nadir de olsa düşünmüyor değilim. Uzun yıllar çaba harcayıp, sabırlı, anlayışlı, tahammüllü bir adam olmak için çok gayret sarf ettim. Emek vererek, çaba harcayarak kazandığınız nitelikler galiba daha değerli oluyor. Ne kadar başardım bilmiyorum, ama bu tartışmada niyetim gerçekten kavga etmek değil. Fikir nazlı bir yaratık; zoru ve şiddeti görünce kayboluyor. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalıştım.”
0 notes
Text
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
Türküm Vicdanlıyım isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. İnsanı bu hayatta var kılan ötekine karşı olarak gösterdiği vicdan refleksinin var olmasıdır. Vicdan insani olanın yüce tarafıdır. Dünyanın yaşanabilir olması için her daim vicdan mekanizması insan hayatının içinde olmadır. O zaman ancak hayatta bütün toplumlar için daha yaşanabilir imkan sunacaktır insanoğlunu.
Mümtazer Türköne bu çalışmada, Anadolu irfanının temsilcilerinde vicdani olanın izlerini sürmeye çalıştı. Anadolu insanda her daim var olagelen siyasi hesaplar gütmeden, bir çıkar gözetmeden adaleti iyilik üzerine organize edip, insanı aziz tutma geleneğinin köklerini muhafazakar aydınlarımızın dimağlarında nasıl şekillendiğinin izdüşümlerini sürmeye çalıştı.
Kürt sorunun çözülebilmesi için insanın vicdandan kaynaklanan adalet duygusunun ön planda olmasının öneminin çok büyük olduğu bu dönemde , Türköne kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman anlamaya çalışan, kimi zaman öz eleştiriye varan sorularıyla bizleri şaşırtmaktadır. Türkönenin sorularında kendi serencamının izleri de sürebilmemiz mümkündür. Kendileriyle bir dönem aynı mücadeleyi verdiği dostlarıyla sanki bir öz eleştiri anaforuna yolculuk etmektedir. Bu yolculukta, röportaj yaptığı aydınların Kürt sorunuyla ilk karşılaşmaları, pişmanlıkları, tarihi tecrübeleri ve geleceğe dair ön görülerini bütünüyle okuyucunun önüne konmaktadır.
Bu kitap, aynı zamanda Kürtlerinin ıstırabına ortak olan Anadolu vicdanın anlaşılması için okunması gereken kışkırtıcı bir manifesto niteliği taşımaktadır. Yüreklerin onarılması için gür bir çığlık özelliği taşıyan bir kitabı tarihin tam ortasına fırlatıyor Türköne. Ve tam buradan bizlere diyor ki, Kürt sorununu ne kadar kalbinizle düşündünüz? Bu soru aslında Türkiye toplumu için çok önemli bir sorudur. Anadolu vicdanı her daim adalet üzere var olmuştur. İşte bu soru bu vicdanın ne kadar gerçekçi olduğunu düşünmemizi sağlayacak çelişkileri içinde barındırmaktadır.
Bu kitap aslında bizlere ön yargılarımızdan kurtularak aklımızı özgürleştirme çağrısını yaparak tarihsel metin olma özelliğini de bünyesinde taşımaktadır. Kürtleri anlama aklımız, yıllarca Tv ekranlarından ve gazete köşelerinde yazan birkaç yazarın bakış açısına esir edilmişti. Hep daim birlikte yaşadığımız insanları kitle iletişim araçlarının diliyle anlıyorduk. Bu sorunun temelinde yatan sebep aslında bu aracı dildi. Bugün,Anadolu insanın, aracı dillerin etkisinden kurtulup, Kürt sorununa tekrar bakması gerekmektedir.
Türköne, röportaj yaptığı aydınları tanımlarken:
“Kürt olmayan ve bilhassa Türk olanlarla konuştum. Konuştuklarımın hepsi saygın ve temsil yeteneği olan kanaat önderleri. Dindarlar ve milliyetçiler. Aralarında Mustafa İslamoğlu gibi günümüzün önde gelen İslâm alimlerinden biri de var. Nevzat Kösoğlu gibi, Türk milliyetçiliği fikrinin yaşayan en büyük otoritesi de. Sadece ulusalcıları bu kitaba dahil etmedim. Her biri son derece önemli ve temsil edici önderler. İddia ediyorum ki bu kitapta yer alan kişiler Türkiyede İslâmı bir hayat biçimi olarak benimseyenleri de, milliyetçileri de temsil ediyor. Kürtler, “farklı meşreplerde Türkler, bizim hakkımızda ne düşünüyorlar?” sorusuna bu kitapta ���samimi cevaplar bulabilirler” diyerek Türk okuyucusunu bu konu etrafında tekrar düşünmeye çağırıyor.
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
güzel kitaplar , yeni kitaplar
0 notes
Text
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. “Bu kitap, master tezimden sonra en kısa zamanda bitirdiğim ikinci kitap oldu. Bu süratin sebebi “kendini gerçekleştirme” duygusu ile, yüksek bir konsantrasyon ve motivasyonla yazmam olmalı. Söyleyecek sözüm vardı ve söyleyeceklerimi önemsiyordum. Derli toplu bir şekilde sunma imkânı, yani kitaba dönüştürmek bu yüzden çok cazipti. İslamcı düşünce, Türkiye için ana damarlardan biri. Türkiyenin kaderi üzerinde etkili. Üstelik eleştiriye açık olmak gibi bir özelliği olduğunu biliyorum. Benim de akademik hayatımda edindiğim bir “İslamcılık uzmanlığı” sıfatım var. Söylediklerimi önemsemesem bu kitabı kaleme almazdım. İnşallah eleştirilerim, hepimizin peşine düştüğü “hakikat arayışı”na bir nebze katkıda bulunur. Evet, bir tasavvuf büyüğünün söylediği gibi: “Hakikat aramakla bulunmaz; yine de bulanlar arayanlardır.”
Kavganın içinden geldiğim için kavga bana yabancı değil. Bazen bir nadanı ikna etmek için dil dökmek yerine, eşek sudan gelene kadar dövmenin daha iyi bir yöntem olduğunu çok nadir de olsa düşünmüyor değilim. Uzun yıllar çaba harcayıp, sabırlı, anlayışlı, tahammüllü bir adam olmak için çok gayret sarf ettim. Emek vererek, çaba harcayarak kazandığınız nitelikler galiba daha değerli oluyor. Ne kadar başardım bilmiyorum, ama bu tartışmada niyetim gerçekten kavga etmek değil. Fikir nazlı bir yaratık; zoru ve şiddeti görünce kayboluyor. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalıştım.”
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
edebiyat dünyası
0 notes
Text
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
Türküm Vicdanlıyım isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. İnsanı bu hayatta var kılan ötekine karşı olarak gösterdiği vicdan refleksinin var olmasıdır. Vicdan insani olanın yüce tarafıdır. Dünyanın yaşanabilir olması için her daim vicdan mekanizması insan hayatının içinde olmadır. O zaman ancak hayatta bütün toplumlar için daha yaşanabilir imkan sunacaktır insanoğlunu.
Mümtazer Türköne bu çalışmada, Anadolu irfanının temsilcilerinde vicdani olanın izlerini sürmeye çalıştı. Anadolu insanda her daim var olagelen siyasi hesaplar gütmeden, bir çıkar gözetmeden adaleti iyilik üzerine organize edip, insanı aziz tutma geleneğinin köklerini muhafazakar aydınlarımızın dimağlarında nasıl şekillendiğinin izdüşümlerini sürmeye çalıştı.
Kürt sorunun çözülebilmesi için insanın vicdandan kaynaklanan adalet duygusunun ön planda olmasının öneminin çok büyük olduğu bu dönemde , Türköne kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman anlamaya çalışan, kimi zaman öz eleştiriye varan sorularıyla bizleri şaşırtmaktadır. Türkönenin sorularında kendi serencamının izleri de sürebilmemiz mümkündür. Kendileriyle bir dönem aynı mücadeleyi verdiği dostlarıyla sanki bir öz eleştiri anaforuna yolculuk etmektedir. Bu yolculukta, röportaj yaptığı aydınların Kürt sorunuyla ilk karşılaşmaları, pişmanlıkları, tarihi tecrübeleri ve geleceğe dair ön görülerini bütünüyle okuyucunun önüne konmaktadır.
Bu kitap, aynı zamanda Kürtlerinin ıstırabına ortak olan Anadolu vicdanın anlaşılması için okunması gereken kışkırtıcı bir manifesto niteliği taşımaktadır. Yüreklerin onarılması için gür bir çığlık özelliği taşıyan bir kitabı tarihin tam ortasına fırlatıyor Türköne. Ve tam buradan bizlere diyor ki, Kürt sorununu ne kadar kalbinizle düşündünüz? Bu soru aslında Türkiye toplumu için çok önemli bir sorudur. Anadolu vicdanı her daim adalet üzere var olmuştur. İşte bu soru bu vicdanın ne kadar gerçekçi olduğunu düşünmemizi sağlayacak çelişkileri içinde barındırmaktadır.
Bu kitap aslında bizlere ön yargılarımızdan kurtularak aklımızı özgürleştirme çağrısını yaparak tarihsel metin olma özelliğini de bünyesinde taşımaktadır. Kürtleri anlama aklımız, yıllarca Tv ekranlarından ve gazete köşelerinde yazan birkaç yazarın bakış açısına esir edilmişti. Hep daim birlikte yaşadığımız insanları kitle iletişim araçlarının diliyle anlıyorduk. Bu sorunun temelinde yatan sebep aslında bu aracı dildi. Bugün,Anadolu insanın, aracı dillerin etkisinden kurtulup, Kürt sorununa tekrar bakması gerekmektedir.
Türköne, röportaj yaptığı aydınları tanımlarken:
“Kürt olmayan ve bilhassa Türk olanlarla konuştum. Konuştuklarımın hepsi saygın ve temsil yeteneği olan kanaat önderleri. Dindarlar ve milliyetçiler. Aralarında Mustafa İslamoğlu gibi günümüzün önde gelen İslâm alimlerinden biri de var. Nevzat Kösoğlu gibi, Türk milliyetçiliği fikrinin yaşayan en büyük otoritesi de. Sadece ulusalcıları bu kitaba dahil etmedim. Her biri son derece önemli ve temsil edici önderler. İddia ediyorum ki bu kitapta yer alan kişiler Türkiyede İslâmı bir hayat biçimi olarak benimseyenleri de, milliyetçileri de temsil ediyor. Kürtler, “farklı meşreplerde Türkler, bizim hakkımızda ne düşünüyorlar?” sorusuna bu kitapta “samimi cevaplar bulabilirler” diyerek Türk okuyucusunu bu konu etrafında tekrar düşünmeye çağırıyor.
Türküm Vicdanlıyım Mümtaz'er Türköne
Akademik Kitaplar , Kültür Sanat Kitapları
0 notes
Text
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık isimli kitabın yazarı Mümtaz'er Türköne olarak belirtilmiştir. “Bu kitap, master tezimden sonra en kısa zamanda bitirdiğim ikinci kitap oldu. Bu süratin sebebi “kendini gerçekleştirme” duygusu ile, yüksek bir konsantrasyon ve motivasyonla yazmam olmalı. Söyleyecek sözüm vardı ve söyleyeceklerimi önemsiyordum. Derli toplu bir şekilde sunma imkânı, yani kitaba dönüştürmek bu yüzden çok cazipti. İslamcı düşünce, Türkiye için ana damarlardan biri. Türkiyenin kaderi üzerinde etkili. Üstelik eleştiriye açık olmak gibi bir özelliği olduğunu biliyorum. Benim de akademik hayatımda edindiğim bir “İslamcılık uzmanlığı” sıfatım var. Söylediklerimi önemsemesem bu kitabı kaleme almazdım. İnşallah eleştirilerim, hepimizin peşine düştüğü “hakikat arayışı”na bir nebze katkıda bulunur. Evet, bir tasavvuf büyüğünün söylediği gibi: “Hakikat aramakla bulunmaz; yine de bulanlar arayanlardır.”
Kavganın içinden geldiğim için kavga bana yabancı değil. Bazen bir nadanı ikna etmek için dil dökmek yerine, eşek sudan gelene kadar dövmenin daha iyi bir yöntem olduğunu çok nadir de olsa düşünmüyor değilim. Uzun yıllar çaba harcayıp, sabırlı, anlayışlı, tahammüllü bir adam olmak için çok gayret sarf ettim. Emek vererek, çaba harcayarak kazandığınız nitelikler galiba daha değerli oluyor. Ne kadar başardım bilmiyorum, ama bu tartışmada niyetim gerçekten kavga etmek değil. Fikir nazlı bir yaratık; zoru ve şiddeti görünce kayboluyor. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalıştım.”
Doğum ile Ölüm Arasında İslamcılık Mümtaz'er Türköne
kitap okuyoruz
0 notes