Tumgik
#Laik Türkiye Cumhuriyeti
judasizm1 · 1 year
Text
Bundan 15 yıl önce...
Evet, 15 yıl önce Fetöş ile aynı yatakta yatanlar Türkiye Cumhuriye'nin kurumlarından "T.C." kısaltmasını kaldırmak istediler. Bu ülkenin evlatları ise "Bu ihanettir!" dedi.. 15 yıl önce T.C.'ne düşmanlık yapanlar mitinglerinde bayrağımız üzerinde namaz kılıp sonra çöpe atanlar bugün milliyetçilik yapıyor!
21 yıllık "ümmetçilik" reklamı (!) bitti. Ümmetçilik olsaydı bizden önce arap çocukları birleşir, yapardı. Sana noluyor ey BOP eş başkanı!..
Ve sen adı devlet olan zaat; bir vatandaş olarak senin akli dengenin bağımsız ve özgür bilim insanlarımız tarafından incelenmesini istiyorum. Bu ülkede bir mal varlığını satmak isteyen 65 yaş üstündeki insanlarımızdan nasıl "akli dengesi yerindedir" raporu isteniyorsa bizi temsil etmek isteyen her 65 yaş üstü siyasetle ilgilenenlerden de bu rapor istenmeli.. Siyasi partiler yasası ve Vakıflar yasası derhal değiştirilmeli...
Biz milletin ortak mutabakat metni olan Anayasa'mızın bekçisi ve adaletin simgesi olan Anayasa Mahkemesi için "KAPATILSIN" diyenler bu milletin ve devletin düşmanıdır..
Anadolu'muzda bir atasözümüz vardır; "Havlayan it ısırmaz.." derler.. ;) Birilerinin sarayın çitlerinin arkasından havlamayı bırakmalısı gerekiyor artık.. Millet burada, çıkın milletle yüzleşin yüreğiniz varsa..
Sonuna kadar laik Türkiye Cumhuriyeti...
Sonuna kadar Ata'mızın izinde yürümeye devam...
12 notes · View notes
gezegen-gezginn · 9 months
Text
Tumblr media
Atatürk’ün aması fakatı lakini bahanesi olmaz…….!
Yaşasın Tam Bağımsız Laik Türkiye Cumhuriyeti 🇹🇷..
105 notes · View notes
nefss-blog · 17 days
Text
Genç teğmenlerden rahatsız olanlar şöyle bir düşünün.
Diyanet işleri başı minbere neden kılıçla çıkıyor. ? Din düşmanlarına gözdağı için.
Peki teğmenler kime gözdağı veriyor.? Laik Türkiye cumhuriyeti devleti ve Atatürk düşmanlarına.
Siz bu grupta değilseniz korkmayın..
31 notes · View notes
kalansonkauaikusu · 7 months
Text
Türkiye Cumhuriyeti laiktir, laik kalacak.
35 notes · View notes
Text
Deprem olur Hatay alevi diye gitmez, yangın olur İzmir laik diye gitmez *rap ne olduğu belirsiz birisi geberir yas ilan edilir sorsan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yerseniz tabi, ben bi 22 yılın bi gününde bile yemedim bi 3 yıl daha sabredemem yetti artık..
9 notes · View notes
masadakicezahukuku · 1 year
Text
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; —Laik üniter devlettir. —Dili Türkçedir. —Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. —Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. —Başkenti Ankara'dır.
Tumblr media
56 notes · View notes
veganlogicdinamo · 8 months
Text
Erdoğan’ın Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Töreni’ndeki konuşması, yürürlükteki anayasaya aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti, din birliği üzerine kurulmuş değildir.
Laik hukuk, halkın oylarıyla seçilen temsilcilerden oluşan meclislerin, insan aklını kullanarak toplumun gereksinimlerine ve çağın evrensel hukuk ölçülerine uygun olarak kabul ettiği yasalara dayanır. Türkiye de 1923 Cumhuriyet Devrimi ile 87 yıl önce 5 Şubat’ta bu sisteme dahil olmuş, bu sayede ilerleyebilmiştir.
Bu gerçekler ortadayken, 2024’te adliyelerde şeriat çığlıkları atanları savunmak, yurttaşlığı ve laikliği “yapay din” olarak göstermek, laikliği savunanlara “lümpen faşist” demek, bu ülkeye yapılabilecek büyük bir kötülüktür.
Bugün Türkiye’de laik hukuk yerine şeri hukuk geçerli olsaydı ne ben bugün bir gazetede bunları yazabilirdim ne kadınlar toplumda hak ettikleri yere gelebilirdi ne de şeriatı savunan Meral Akşener bir siyasi partinin genel başkanı olabilirdi!
Birilerinin amacı Türkiye’de ortaçağ gericiliğini geçerli kılmaksa bilsinler ki biz yurtsever devrimciler ve gerçek Cumhuriyetçiler, anayasal düzeni ve hukuk devletini savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!
#laiklik #5Şubat1937
7 notes · View notes
yagmurayblr · 3 months
Text
Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik üniter devlettir, dini ve din kardeşi yoktur.
2 notes · View notes
bohemkokusu · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bütün kutlamaları kaçırmış olsam da çok mutluyum.
Yaşasın Tam Bağımsız, Laik
Türkiye Cumhuriyeti!
5 notes · View notes
rvw4 · 11 months
Text
Suriye gibi
Filistin gibi
Suudi gibi
İran gibi olmamak için
Yaşasın tam bağımsız laik Türkiye Cumhuriyeti!
3 notes · View notes
hetesiya · 2 years
Text
BİRİNCİ MECLİSTE MUHALEFET
Tumblr media Tumblr media
Ahmet Hulusi KIRIM
İlk dönem Cumhuriyet tarihi, ülkenin en karmaşık ve bilinmeyen dönemlerinden birini oluşturur. Savaşı başarıya ulaştıran birinci meclis içerisinde cereyan eden siyasi tartışmalar karartıldığı için doğru olarak bilinmez.Mustafa Kemaltarafından temsil edilen birinci grup ile Trabzon mebusuAli Şükrü, Hüseyin Avni, Lazistan mebusu Ziya Hurşit’inde içinde bulundukları ikinci grubun(İkinci Müdafaa-i Hukuk Gurubu)siyasal yönelimleri, proğramatik görüşleri maalesef resmi tarihçe tahrif edilmiştir.
Resmi tarih görüşüne göre; İkinci grup ve onun önderleri Hüseyin Avni, Ali Şükrü, Ziya Hurşit Beyler hilafeti kurmak isteyen, Osmanlı kurumlarının muhafazasını amaçlayan şeriat yanlısı, dinci, gerici insanlardı. Mustafa Kemal önderliğindeki birinci grup ise; çökmüş Osmanlı kurumları ve kültürünü ortadan kaldırıp yerine modern, laik, devrimci demokratik kurumlarla, rasyonel bir ideoloji ve mantalite getirme hedefiyle hareket eden ve sonunda bunu başaran radikallerin gurubuydu.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en demokratik meclisi olan birinci mecliste bir yılı aşkın süre örgütsüz mücadele eden muhalif mebuslar1922 Temmuz’unda İkinci Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Gurubunu kurarak,siyasal mücadelelerini meclisin tatil edildiği 1 Nisan 1923’e kadar örgütlü siyasal yapı içerisinde sürdürdüler.
İKİNCİ GRUBUN KURULMASI
Meclis çalışmaları içerisinde ki kırılmanın esas nedeni, giderek meclis yani halkın egemenliği yerine kişi egemenliğine gidişin bazı mebuslarca kabul edilmemesi olmuştur. 1921 Anayasasının vermiş olduğu bir yetkiyle, hem yürütme hem de yasamanın başı olan M. Kemal’e meclis yetkilerini kullanma hakkı gibi olağanüstü yetkiler de verilmişti. Bu durum yakın zamandaEnver, Cemal, Talatkişisel yönetiminin sıkıntılarını yaşayan bazı mebusların zihninde kuşkuya yol açıyordu. Bu mebuslar geçmişin de etkisiyle, tüm yetkilerin tek kişinin elinde toplanmasına karşı çıkıyordu. Anayasanın ayrı bir yasa ile düzenlenmesini öngördüğü Bakanlar Kurulunun görev ve sorumluluklarını düzenleyen yasanın çıkarılmamış olması, Meclis başkanlık divanının tarafsızlığı sorunu ve İstiklal mahkemeleri de iktidar ile muhalefet arasında sürekli tartışma konusu oluyordu.
1921 Mayıs’ından 1922 Temmuz’una kadar geçen sürede yoğun tartışmalara neden olan sorunları konu başlıklarıyla şöyle özetlemek mümkündür.  Bakanlar Kurulunun görev ve sorumlulukları  Meclise ait yetkilerin kullanılış biçimi Başkumandanlık yasası  Milletvekili seçimlerinde aday gösterme yönteminin uygulanışı  Meclis başkanlık divanının tarafsızlığı İstiklal mahkemeleri  Temel hak ve Özgürlükler
Bu konu başlıkları daha sonra kurulacak olan İkinci Grubun 7 maddelik ilk programında aynen yer almıştır. Bakanlar Kurulunun görev ve sorumluluklarının düzenlenmesi konusu iktidar ile muhalifler arasındaki çatışmanın en önemlilerinden biridir. 1921 Anayasasının 7. maddesine göre Bakanlar kurulunun görev ve sorumlulukları için ayrı bir yasa çıkarılması hükme bağlandığından Anayasanın kabulünden 10 gün sonra Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey’in teklifi üzerine yasayı hazırlamak için komisyon kuruldu. Komisyonun hazırladığı yasa tasarısında,”kuvvetler ayrılığı”ilkesinden hareketle yasama ve yürütme birbirinden ayrılıyor, kabine sistemine geçiş öngörülüyordu.1.12.1921 tarihli meclis oturumunda söz alan M. Kemal öneriyi ve kuvvetler ayrılığı ilkesini eleştirip reddini isteyince yasanın kabulü engellenmiş oldu.
Yetkilerin kullanılış biçimiyle ilgili en temel tartışma konularından birisi de Başkumandanlık sorunudur. Cephelerde savaşın kötüye gittiği bir dönemde M. Kemal Meclis yetkilerini kullanma gibi olağanüstü yetkilerle donatılarak Başkumandanlığa getirilmişti. Muhalif mebuslar M. Kemal’in Başkumandanlığa getirilmesini desteklemekle birlikte Meclis yetkilerinin sınırlı bir süre için dahi olsa bir kişiye devrini kabul etmemişlerdir. Muhaliflerin ikinci grup olarak örgütlenmelerinde bu yasanın önemli rolü olmuştur.
Olağanüstü yetkilerle kurulanİstiklal Mahkemelerive bu mahkemelerin yaptığı haksız uygulamalar da bir başka tartışma konusu olmuştur.İstiklal Mahkemeleri 11. Eylül. 1920’de asker kaçakları sorununu çözmek amacıyla kurulmuştu.Mahkemelerin nerdeyse her konuda yetkili olması, keyfi ve vahşi uygulamalar yapması Mecliste tepki uyandırmış, yetkilerinin sınırlandırılması için önergeler verilmiştir.
Muhalif mebuslar ülkede yasa hakimiyetinin sağlanması, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması konusunda da duyarlık gösterip sert eleştiriler yapmışlardır.
İkinci grubun kuruluşundan sonra muhalifler daha önce eleştirdikleri uygulamaları kendi görüşleri doğrultusunda çözmek amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuşlar ve bunların önemli bölümünden sonuç almışlardır. Örneğin bu çaba sonucunda, Bakanların seçiminde M. Kemal tarafından aday gösterme yöntemi, Başkomutana verilen sınırsız yetkiler ve İstiklal Mahkemeleri kaldırılmış, en önemlisi hukukun üstünlüğü ile kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına alanHürriyet-i Şahsiye yasasıçıkarılmıştır.
Tartışma konuları ve tarafların görüşleri incelendiğinde tartışmanın ana temasının Demokratik Cumhuriyetçiler, Muhafazakar Hilafet-Saltanatçılar çatışması olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.Kaldı ki ikinci grup kurulmadan önce yapılan yasal düzenlemelerle de saltanat sorunu büyük ölçüde çözülmüş bulunuyordu. O noktadan sonra tartışılan esas olarak yeni Türkiye’nin rejimi ve onun taşları idi. Temel çatışmada yanlardan birisini yürütmenin üstünlüğünü savunan bürokratik seçkinciler, diğerini ise yasamanın üstünlüğünü savunan “demokratlar”teşkil ediyordu.
ALİ ŞÜKRÜ BEY’İN KATLİ
26 Mart 1923 günü akşamı ikinci grup sözcülerinden Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey aniden ortadan kaybolur.İkinci gruba mensup mebusların ısrarlı talepleri karşısında Başbakan Rauf Bey harekete geçer ve yapılan soruşturmada cinayetiM. Kemal’in muhafız komutanı Topal Osman’ın işlediği anlaşılır.Cinayet failinin, M. Kemal’in muhafız komutanı olması, en tepeden örgütlü bir cinayetin gerçekleştirildiğini zihinlerde çağrıştırır. Ortamın gerginleşmesi üzerine katilin yakalanması kararı alınır.Muhafız bölüğü Komutanı İsmail Hakkı tarafından, Topal Osman teslim olmasına karşın 9 adamıyla birlikte infaz edilir. Böylece Deli Halit Paşa cinayetinden sonra bir cinayet daha tarihin kirli sayfalarında yerini alır.
Ali Şükrü Bey, Trabzonlu olup, 1844 yılında doğmuştur. Bahriye zabiti olup, 1904 senesinde Deniz Kurmay Subayı olarak orduya katılmıştır. Saltanatçı ve Hilafetçi olan Ali Şükrü Bey, İttihat ve Terakki’nin kendinden olmayanı barındırmak istememesi üzerine askerlikten istifa etmiştir. Ali Şükrü Bey, aktif siyasi hayatına son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda başladı. Parlamento tarihimizin en kısa ömürlü(12 Ocak 1920-16 Mart 1920) meclisinde Trabzon Mebusu olarak görev yaptı. Meclisin feshinden sonra Birinci Büyük Millet Meclisine Trabzon mebusu olarak iştirak etti.
TBMM’nin en faal, ateşli, muhalif mebuslarından olan Ali Şükrü Bey, siyasi tartışmalarda çok sık konuşan ve mevcut hükümeti fütursuzca eleştiren kişi olarak temayüz etti. İlk icraatı olarak Meclisin açılışından hemen sonra“Men’i Müskirat Kanunu’nun (İçkinin yasaklanması kanunu)çıkarılmasına önayak oldu.
Ali Şükrü Bey’i ölüme götüren en önemli iki neden, Bursa’nın Yunanlılar tarafından işgali üzerine, Meclis de yapılan gizli celselerde hükümete ve komutanlara yönelik sert eleştirileri ile Lozan müzakerelerinin kesilmesi üzerine Meclis de, hükümete ve M. Kemal’e aşırı saldırganlığıdır. Bursa işgalinde sorumlu komutanların cezalandırılmasını istemiş, Lozan müzakerelerinde iseMisak’ı Milli’dentaviz verilmesini şiddetle eleştirmiş hatta bir keresinde M.Kemal ile yumruk yumruğa gelmiştir.
Bursa tartışmaları, gurupların bir daha uzlaşmalarına imkan olmayacak surette ayrılmalarına sebep oldu.Bu ayrılık, Lozan Konferansı kesildiğinde, Meclis’deki gizli celselerde had safhaya varacak, muhaliflerin elebaşısı olarak gözüken Ali Şükrü’nün 20 gün sonra caniyane bir surette katledilmesine kadar sürüp gidecektir. Kısaca ifade edilmek gerekirse, bütün faaliyet ve mücadeleleri meyanında, bu iki gizli celse müzakerelerindeki tartışmalar, O’nun bazı muktedir çevrelerce ortadan kaldırılmasını düşündürtecek ve istetecek bir olumsuz siyasi gelişmeye neden olmuştur.
Ali Şükrü bey’in katlinin yarattığı olumsuz havanın da etkisiyle 1 Nisan 1923’de Meclis seçimlerini yenilenmesine karar verilir. Seçim kararının alınmasından sonraki en önemli gelişmelerden biri deHıyanet-i Vataniye kanununun değiştirilmesidir.İkinci grubun direnmesine karşın yasa kabul edilmiştir. Bu değişiklikten sonra artık birinci grup dışında ki siyasi grup ve örgütlerin faaliyetlerini sürdürme olanağı kalmamış ya da en azından vatan hainliğiyle suçlanma tehlikesi doğmuştur.
Mevcut gelişmeler sonucu, ikinci grubun seçimlere grup olarak katılmama kararını almasını takiben birinci grup yalnız başına kalmış, iki dereceli güdümlü seçimler sonucu ikinci grup tarih sahnesinden silinmiştir.
İKİNCİ GRUP NİÇİN TASFİYE EDİLDİ?
Kurutuluş savaşı döneminde kalıcı bir sistem olarak M. Kemal tarafından tek parti yönetimini kurma y��nünde irade belirlenince bu yönetim biçiminin önünde engel oluşturacağı açık olan ikinci grubun niçin tasfiye edildiği hemen anlaşılır. Çoğulculuğu reddeden seçkinci anlayış muhalefet odaklarını hoş karşılamamış ve bu odakları ortadan kaldırmıştır.
İkinci grup faaliyet gösterdiği süreçte dönemi olağanüstü kılan konularda muhalefet etmemiş, muhalefetini esas olarak iç politikada kurumsallaşma eğilimi gösteren otoriter yapıya yöneltmiştir. Grup M. Kemal’in kişi tahakkümü anlayışına tavır almış, Meclis egemenliği kavramına dayanarak ülkede kanuna dayalı, temel hak ve özgürlüklere saygılı yönetimin kurulması için siyasal çaba göstermiştir.
Ali Şükrü ve Topal Osman’ın katliyle M. Kemal bir taşla iki kuş vurmuş, hem azılı bir muhalifini ortadan kaldırtmış hem de Topal Osman’ı öldürterek ilk cinayetin kanıtlarını ortadan kaldırmıştır.
İkinci grubun verdiği siyasal mücadele Birinci Meclisin günümüzde de ülkenin en demokratik Meclisi olarak anılmasını olanaklı kılmıştır.12.12.2022
KAYNAKÇA Ahmet Demirel-Birinci mecliste muhalefet Falih Rıfkı Atay-Çankaya Kadir Mısırlıoğlu-Ali Şükrü olayı. Cemal Şener-Topal Osman olayı.
Yukarıda ki makale ”sosyalizm.org” da yayınlanmıştır…
1 note · View note
judasizm1 · 9 months
Text
Tumblr media
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti değerleri pazarlık konusu DEĞİLDİR. Pazarlık konusu yapan kim olursa olsun VATAN HAİNİDİR, ALÇAKTIR, O.Ç.dur (Operasyon Çocuğu).
Kim ki bu pazarlığın paydaşı olursa onu LANETLİYORUM!.
Telefonunda fetöşün bylock'u çıkan TFF başkanı zaat istifa etmeli.
Fenerbahçe ve Galatasaray dik durup sahaya çıkmadan ülkemize dönsünler. Biz Türk Ulusu olarak onların yanındayız. Yok arapların baskılarına boyun eğerlerse ben artık Fenerbahçe taraftarlığını bırakacağım. Galatasaraylı dostlarımız da aynı şeyi yapabilirler.
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
..
ATA'M İZİNDEYİZ..
7 notes · View notes
pazaryerigundem · 2 months
Text
15 Temmuz Bursa’da törenlerle anıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/183471/15-temmuz-bursada-torenlerle-anildi/
15 Temmuz Bursa’da törenlerle anıldı
Tumblr media
 Tüm Türkiye’de olduğu Bursa’da da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında çeşitli etkinlikler ve programlar düzenlendi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “15 Temmuz, milletimizin demokrasiye olan bağlılığının ve cumhuriyetin kazanımlarına sımsıkı sahip çıkma kararlılığının en somut göstergesidir” dedi.
BURSA (İGFA) – 15 Temmuz darbe girişiminin sekizinci yıldönümünde, şehitler Bursa’da da farklı programlarla anıldı. Bursa Valiliği koordinasyonunda düzenlenen etkinlikler kapsamında Vali Mahmut Demirtaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey başta olmak üzere Bursa protokolü ilk olarak Hamitler Şehitliği’ni ziyaret etti. Burada şehit mezarlarına kırmızı karanfiller bırakan protokol üyeleri, şehitleri dualarla andı. Bursa protokolü daha sonra Pınarbaşı Şehitliği’ni ziyaret etti. Burada da tüm şehit mezarlarına kırmızı karanfiller bırakıldı ve şehit yakınları ile bir araya gelindi. 15 Temmuz fotoğraf sergisi ise Ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisi’nde ziyarete açıldı. Ulucami’de ise şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Mevlid-i Şerif programı düzenlendi.
Tumblr media
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Bursa Valiliği’nin koordinasyonunda demokrasi ve bayrak yürüyüşü düzenlendi. Atatürk Heykeli önünden başlayıp 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda sona eren yürüyüşe, Vali Mahmut Demirtaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey başta olmak üzere Bursa milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, şehit yakınları, siyasi parti temsilcileri, askeri erkân, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yürüyüşün ardından Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kuran’ı Kerim tilaveti ile devam etti. 15 Temmuz şehitlerinin isimlerinin tek tek okunduğu program, protokol konuşmalarıyla devam etti. Vali Mahmut Demirtaş, o karanlık geceyi aydınlığa, sabahı ferahlığa kavuşturan şehitlere Allah’tan rahmet dilerken, şehadeti göze alarak hainlere karşı mücadele eden gazileri minnetle andığını dile getirdi. 15 Temmuz’un her şeyden önce kahraman Türk milletinin tarihe altın harflerle yazdığı kutlu bir destan olduğunu söyleyen Vali Demirtaş, bu yıl ‘milletin zaferi’ temasıyla gerçekleştirdikleri etkinliklerde 15 Temmuz zaferini her yönüyle anlattıklarını belirtti.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, DEMOKRATİK VE LAİK BİR HUKUK DEVLETİDİR”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, hiçbir gücün milletin iradesinin üstünde olmadığını söyledi. Milletin iradesine karşı yapılan darbenin, milletin zaferiyle sonuçlandığı günü andıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “8 yıl önce şehit düşenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimizi de minnetle anıyorum. İyi ki vardılar. Milletimizin darbelere karşı nasıl dayanışma gösterdiğini o gece hep beraber gördük. O günkü o insanlara selam olsun. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve demokrasimizin korunması için canını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz, milletimizin demokrasiye olan bağlılığının ve cumhuriyetin kazanımlarına sımsıkı sahip çıkma kararlılığının en somut göstergesidir. O gece milletimizin iradesine, haklarına ve özgürlüklerine yönelik hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya ilan ettiği gündür. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, güçler ayrılığı ilkesine dayanan demokratik ve laik bir hukuk devletidir. Bu ilke demokrasimizin teminatı ve güvencesidir” diye konuştu.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ SAVUNMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Güçler ayrılığının yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olarak çalışması anlamına geldiğini hatırlatan Başkan Bozbey, bu dengenin özgürlüklerimizin ve adaletin de koruyucusu olduğunu söyledi. 15 Temmuz gecesinin  aynı zamanda bu ilkenin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini anlatan Başkan Bozbey, güçler ayrılığının sadece hukukun üstünlüğü değil, aynı zamanda bireylerin hak ve özgürlüklerinin de güvencesi olduğunu ifade etti. Bu ilkeye sahip çıkmanın, demokrasiye, adalete ve cumhuriyete sahip çıkmak olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Cumhuriyetimizin kazanımları, halkımızın refahı, eşitliği ve özgürlüğü için büyük önem taşımaktadır. Eğitimde, sağlıkta, sanayide ve teknolojide elde ettiğimiz başarılar, demokratik ve laik bir düzenin meyveleridir. Bu kazanımlar milletimizin azmi, çalışkanlığı ve birlik ruhuyla elde edilmiştir. Bizler bu değerlere sahip çıkarak onları korumak ve geliştirmekle yükümlüyüz. Bugün burada cumhuriyetimizin ve demokrasimizin temellerine saldıranlara karşı her zaman uyanık ve bilinçli olacağımızı ilan ediyoruz. Dün nasıl her türlü darbelere karşı çıktıysak, darbelere nasıl boyun eğmediysek bugün de yarın da asla boyun eğmeyecek, demokrasiyi, adaleti, milletin egemenliğini ve lTürkiye Cumhuriyeti’ni savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde cumhuriyetle daha aydınlık yarınlara ulaşmasını diliyorum” dedi. Protokol konuşmalarının ardından program, ‘Türkiyem Benim’ adlı tiyatro gösterisi, Hayati İnanç şiir dinletisi, Arslanbek Sultanbekov konseri ve 15 Temmuz temalı belgesel gösterimleriyle devam etti. 15 Temmuz programı, gece tüm camilerde selâ okunmasıyla ve dua edilmesiyle sona erdi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
yemisenlioglu · 4 months
Text
Tumblr media
☀️🇹🇷___cCc T. C. cCc___
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin
[2] resmî bayramıdır.
[3] 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bu gün, İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir.
Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.
Uzun yıllar "Gençlik ve Spor Bayramı" adıyla kutlanan bayram,
Atatürk Yılı kabul ve ilan edilen
1981'de dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren tarafından yapılan değişiklikle "Atatürk'ü Anma,
Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır….
🇹🇷Laik CUMHURİYET Fazilettir….
🇹🇷Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene….
☣️☀️🇹🇷cCc @yemisenlioglu cCc
0 notes
zofluoglu · 6 months
Text
Tumblr media
YAŞASIN LAİK ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ 🇹🇷 GÜNAYDIN
0 notes
ozel-buro · 6 months
Text
ARAŞTIRMA DOSYASI /// Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN : TÜRKİYE VE ILIMLI İSLAM
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN : TÜRKİYE VE ILIMLI İSLAM Türkiye Cumhuriyeti laik ve çağdaş bir ulus devlet olarak , ılımlı İslam anlayışını savunan ve dinsel bir gelenekten gelen Müslüman demokrat bir siyasal parti tarafından çeyrek yüzyıllık bir zaman dilimi içinde yönetilmektedir .Batı ülkelerinde görülmeyen bir biçimde gündeme gelen bu demokratik siyasal gelişme ,Türk devleti üzerinden hem İslam…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes