Tumgik
#Kimyasal Peeling ne için uygulanır?
drkadriyeakar · 7 years
Text
Kimyasal peeling ne kadar kimyasal?
Kimyasal peeling ne kadar kimyasal?
Kimyasal peeling ne kadar kimyasal? Adında ‘Kimyasal’ olan her şeye temkinli yaklaşır olduk. Tabii olarak, yaşadığımız deneyimler, medya, dost ve arkadaş çevresinden duyulanlar ile pekişen kimyasala karşı bir uzak duruş, normal karşılanabilir. Bununla birlikte, her konuda olduğu gibi, bu konuda da yarım bilgilerle hareket etme alışkanlığımızdan kurtulamadık. Kimyasal Peeling, adı kimyasal ancak…
View On WordPress
0 notes
Text
New Post has been published on Jardin Naturel | El Yapımı Doğal Ürünler
New Post has been published on https://www.jardinnaturel.net/pirinc-sabunu-ne-ise-yarar/
Pirinç Sabunu Ne İşe Yarar?
Tumblr media
Pirinç sabunu, etken madde olarak pirinç ve pirinç yağı olarak da bilinen pirinç kepeği yağı kullanılarak yapılan bir sabun çeşididir. Pirinç A, B1, B2 ve C vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Bunun yanı sıra içerdiği protein, karbonhidrat, kalsiyum, fosfor, demir gibi mineraller sayesinde saç ve tırnakların parlak; cildin canlı ve sağlıklı görünmesine yardımcı olur.
Pirinç sabunu, pirinç lapası, pirinç tozu ve pirinç yağı gibi pirinç türevlerinden elde edilen bir sabundur. İçeriğinde parfüm, kimyasal köpürtücü, kimyasal renk verici maddelerin bulunmaması halinde cilt ve saç için oldukça faydalıdır. Pirinç sabunu, leke sabunu olarak da bilinmektedir.
Derideki hiperpigmentasyon, normal melanositlerden çok fazla melanin üretilmesi sonucu ile ortaya çıkan anormal cilt koyulaşması durumudur. Ciltteki bu lekeler çoğunlukla enflamasyon nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Vücudun verdiği bu savunma tepkisi, ciltte lekelerin oluşmasına zemin hazırlar.
Cilt Lekeleri Neden Olur?
Cilt lekeleri nedenleri arasında güneşin zararlı UV ışınları başta gelir. Güneşten gelen ve insan derisi için zararlı olan UVA ve UVB ışınları, ciltte lekelerin oluşmasına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra fototoksik etkisi olan yağların cilde uygulanıp güneş ışığına çıkılması da cilt lekelerinin nedenleri arasındadır. Fototoksik yağlar arasında limon yağı, portakal yağı, bergamot yağı, kantaron yağı gibi yağlar bulunmaktadır. Bu yağları kullandıktan sonra güneş ışığına maruz kalmamak gerekir. Bu nedenle gece kullanılmaları tavsiye edilir.
Melanin sentezi sırasında tirozinaz enzimi görev alır. Tirozinaz enziminin yükselmesi, ciltte lekelerin oluşmasına neden olmaktadır. Bu durumda cilt lekeleriyle savaşırken amaç tirozinaz enziminin çalışmasını yavaşlatmak olmalıdır. Pirinç yağı, tirozinaz enziminin yavaşlamasına yardımcı olan yağlardan biridir.
Pirinç kepeği yağı, deri altındaki mikrosirkülasyonda oldukça etkilidir. Böylece ciltte oluşmuş olan lekelerin açılmasına yardımcı olur.
Pirinç sabunu kullanmadan önce, sabun içeriğinde zehirli kimyasalların olmadığından emin olmak gerekir. Parfüm (esans), SLS (köpürtücü), sentetik renklendiricilerin kullanıldığı sabunlar yerine, doğal ve el yapımı sabunlar tercih edilebilir.
Pirinç Sabunu Faydaları Nelerdir?
Pirinç sabunu, güçlü bir leke giderici sabundur.
Pirin kepeği yağı, genetiğiyle oynanmamış nadir gıdalardan biridir. Böylece oldukça etkili bir pirinç sabunu ortaya çıkarır.
Omega 9 bakımından zengin olan pirinç sabunu, güçlü bir antioksidandır.
Güneşin zararlı ışınlarından korumaya yardımcı olur.
Pirinç yağının alerjen etkisi oldukça düşüktür. Bu sayede pirinç sabunu pek çok kişi tarafından kullanılabilmektedir.
Ciltteki kan dolaşımını hızlandırarak cildin canlı ve parlak görünmesine yardımcı olur.
Pirinç sabunu içeriğinde bulunan pirinç tozları, ciltte peeling etkisi yaratır.
Ciltteki iltihapların giderilmesine yardımcıdır.
Saçların güçlenmesinde etkilidir.
Pirinç Sabunu Cildi Kurutur Mu?
Pirinç sabunu, eğer doğru şekilde formüle edilmişse cildi kurutmaz. Bunun için içeriğinde insan sağlığına zararlı kimyasalların bulunmamasına dikkat etmek gerekir. Doğal pirinç sabunu içerisinde, sabunlaşma reaksiyonu sonucu oluşan gliserin korunmuş olmalıdır. Sabun içeriğindeki gliserin, sabundan ayrıştırılmadığı için cildi kurutma etkisi bulunmayacaktır.
Pirinç Sabunu Nasıl Kullanılır?
Pirinç sabunu suyla köpürtüldükten sonra ya da suyla ıslattıktan sonra direkt olarak cilde uygulanır. Dilerseniz bir dakika kadar ciltte bekletebilirsiniz. Daha sonra ılık su ile cilt durulanır. Sabunu her gün kullanmak mümkündür.
Pirinç Sabunu Zararları Nelerdir?
Pirinç sabunu, kaliteli yağlarla ve doğru bir formülle üretildiği takdirde cilt için herhangi bir yan etki bulundurmamaktadır. Doğal pirinç sabunu bebekler, hamileler ve emziren anneler için de uygun bir sabundur.
0 notes
Text
Yara İzi Tedavisi
Yara izi, yara, yanık, aktif sivilce ve farklı deri travmaları sonucunda oluşmaktadır. Oluştuktan sonra dışarıdan herhangi bir etki bulunmadan derinin iyileştirme mekanizması devreye girmeyeceğinde de zaman içerisinde kalıplaşarak deri üzerinde sabitleşir. Derinin her geçen gün yaşlanması ve dış etkilerden etkilenmesi ile de izler daha görünür hale gelmektedir. Bende bu yazımda yara izi nedir, neden oluşur, nasıl tedavi edilir, yara izi geçirme uygulamaları nelerdir gibi sorulara cevaplar aradım. 
Lazerle Yara İzi Geçirme
Ameliyat gerektirmeyen bir hal varsa veya gerçekleştirilecek cerrahi sonrası kalan izleri fraksiyonel lazer ile daha iyi hale getirmek mümkün olabilir.
Lazer uygulamasıyla iz tedavileri minimum 3-5 seans gerektirmektedir. Tedavi aralıkları ortalama 4 hafta kadardır. Her uygulamada yüz bölgesinde 4-5 gün vücut bölgesinde 15 gün kadar kabuk veya pullanma oluşmaktadır. Bu pullanma döküldüğünde cilt çok daha pürüzsüz bir hale gelebilir. Zaman geçtikçe iyileşme devam eder ve yalnızca 1 seansta bile fayda sağlanabilir. Bu biçimde tekrarlanan aralıklar ile gerçekleştirildiğinde izler daha homojen, yumuşak, deriye yakın bir görünüme kavuşur.
Lazer uygulamasıyla iz tedavisinde başarı oranları mevcut izin durumuna bağlı olarak değişmektedir. Tedavide jilet izlerinde sayıca bir azalma olmaz fakat izin görünürlüğü ve belirginliği azaltır. Deriden kabarık izler deri seviyesine iner, iz solacak, yumuşayacak ve kabul edilebilir bir hale gelecektir.
Dikiş İzlerine TCA
Dikiş izi tedavisinde etkili olabilecek kimyasal peeling yygulaması gerçekleştireceksiniz fakat oranı ne olacak benim yabancı kaynaklardan anladığım kadarı ile genel olarak %40 TCA kimyasal peeling uygulanmaktadır. Sizde %40 TCA ile dikiş izi, yara izi ve ameliyat izine kimyasal peeling uygulaması gerçekleştirirsiniz. Ancak her zaman düşük oranlardan başlamak daha doğrudur bu noktada %25 TCA kullanmak daha sağlıklıdır. Kimyasal peeling derinin üst katmanını soyduğundan cildi yenilemektedir. Dikiş ve yara izleri de bu yenilenme sayesinde azalarak kaybolmaktadır. Siz cildinizi yeniledikçe iz daha azalır ve en sonunda kaybolmaktadır. Ameliyat, yara ve dikiş izleri için ilk uygulamada %25 TCA kullanabilirsiniz yeterli gelmediği hallerde TCA %40 solüsyon uygulayacaksınız. Asit uygulamasında en önemli nokta asidi mümkün mertebe ince ve sağlıklı deriye temas ettirmeden uygulanır. Dikiş veya ameliyat izleri ince izler olduğundan kaynaklı asidi mümkün olduğunda ince bir pamukla izin tam ortasına uygulamanız gerekir. Asit ciltte yayıldığı zaman izin kenarlarından boşluk bırakarak tam orta noktaya uygulayalım. Bunun için bir kürdanın ucuna dolayacağınız pamuk veya iz daha ince ise bir iğnenin ucuna dolayacağınız pamuk işinizi görür. Sonra bol suyla iz olan bölgeyi bol su yardımıyla yıkayalım.
Yara İzine Cerrahi Tedavi
Ameliyat ile yara izi tedavisinde hastaya uygulanacak cerrahi yöntem izin taşıdığı özelliklere, yapısına ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Özellikle geniş, çökük, hoş görünmeyen izler gerçekleştirilecek farklı düzeltmeler ile daha ince, daha düzgün ve zarif bir hale getirilebilir. Deride geniş bir bölgeye yayılmayan, kalın bir çizgi şeklindeki yara izlerinin yer aldığı doku cerrahi yöntemler ile yerinden çıkarılarak, estetik bakımında daha iyi, daha ince ve daha az belirgin bir iz bırakacak biçimde, kesi hattında herhangi bir gerginlik durumuna izin verilmeden, tabakalar halinde onarılarak tekrar dikilebilmektedir. Gerçekleştirilen bu işleme ameliyatla iz tedavisi adı verilir. Bu uygulama genellikle lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) kullanılarak yapılır.
Ameliyat ile iz düzeltme sonrasında hastanın cildinde belirgin bir şekilde kızarık oluşması normaldir. Bir süre sonra izler kendiliğinden solar ve uygulamadan 12 – 24 ay sonra en iyi haline gelerek, izler deri ile aynı rengi almaktadır.
0 notes
Text
Siğiller Nasıl Tedavi Edilir?
Tumblr media
Siğiller ciltte kabarcık şeklinde olan sertlikler olarak vuku bulmaktadır. Bu sertlikler çoğu zaman acısız olmasına rağmen özellikle yüz bölgesinde kozmetik sorunlara yol açmaktadır. Bundan kaynaklı sizlere siğillerin tedavisi hakkında bir yazı alıntıladık ve yazının sizlere yararlı olmasını umuyoruz. Bir çok cilt izini ve tedavisini aktaracağımız blog sayfamızda siğil tedavisi hakkında bulduğumuz bu yazının yayımı hakkında izinler alınmış olup son derece yararlıdır. 
Siğil tedavisi doğrudan HPV virüsünü  yok etmekle alakalı bir durum değildir. Siğilin ciltten arındırılması vardır. Eczanelerde bulabileceğiniz, salisilik asit içeren siğil ilaçları, doktor tarafından uygulanan koter ile yakma (elektrokoterizasyon), dondurma (kriyoterapi) ve lazertedavisi gibi cerrahi yöntemler,  siğil tedavileri arasında yer almaktadır. Bunun dışında genital siğil tedavileri mutlaka bir doktor tarafından tedavi edilmelidir. TCA asiti ile - aşağıda aktaracağız- genital siğili tedavi etmek isterseniz bir uzmana danışmalısınız.  
Ne zaman bir doktor görmeliyim?
Aşağıdaki durumlarda doktorunuzu görmelisiniz:
yüzünüzde siğiller veya vücudunuzun hassas bir parçasında (örneğin cinsel organlar, ağız, burun delikleri)  siğiller varsa.
siğil etrafında, kanama veya enfeksiyon bulguları farkedersiniz (örneğin, pus veya bağlama)
siğil acı verici bir hal almışsa
siğilin rengi değişikse
siğilleriniz ve şeker hastalığınız veya HIV / AIDS gibi bağışıklık yetersizliği varsa.
Evde Siğil Tedavisi
Evde siğil tedavisinde bir çok doğal ürün kullanılmaktadır. Başta belirtmek gerekir ki evdeki siğil tedavileri  genelde tek ve yaygın olmayan yukarıdaki riskli durumları barındırmayan siğillerde uygulanmaktadır. Evde siğil tedavileri arasında ;
Toz maya ve hint yağını karıştırarak  yapılan macunun siğil üzerinde geceleri bekletilmesi
Siğile direk karbonat , sarımsak, aleo vera sürülmesi ve ardından sıcak su ile yıkanması
Siğilden kurtulmak için E ve C vitaminlerini hem harici olarak uygulanması hem de tüketilmesi
Siğil için hint yağının siğil üzerine düzenli sürülmesi
En önemlisi bağışıklık sisteminin güçlendirmesi adına beslenmeye ve egzersize dikkat edilmesi tedaviler arasında bulunmaktadır.
Siğil Tedavisinde TCA Uygulaması
Siğil tedavisinde TCA kimyasal peeling uygulaması Avrupa ülkelerinde son derece yaygın bir tedavidir. Siğil türleri arasında en çok genital siğile uygulanan TCA tedavisi etkili sonuçlar doğurmaktadır. ​Genital siğillerin asit yoluyla kurutularak ve deriden katmanlar halinde  soyulması sonucu atılması hedeflenmektedir. Sorunlu bölgeye Hpv nin türüne bağlı olarak derecelendirilebilek olan TCA  kullanılmaktadır. Genelde kullanılan oran yüzde altmıştır.
TCA genital bölgedeki siğillere dikkat bir şekilde sadece siğil yüzeyine pamuk yardımı ile sürülmelidir. Daha sonra çinko oksit oranı yüksek pişik kremleri ve niyasin yani B3 vitaminin saf formları yada içinde yüksek oranda bulunan solisyonlarla desteklemek gerekmektedir.
İlk uygulamada en fazla 2 dakka sürmesi gereken işlem sürecinde TCA , bir kaç kez Genital siğilin olduğu bölgeye çok yayılmamasına özen göstererek uygulanır. Ardından sabun yada doğal içerikli şampuan ile dezenfekte edilerek kurutulur. kurutma işleminin ardından, az önce bahsi geçen yüksek oranlı çinko oksit katkılı krem yada bepanten gibi güçlü nemlendiricilerle, TCa’n��n uygulandığı doku bölgesinin ten tengesini yeniden kazanması için sık sık uygulanır.
Kaynak : Siğil Nasıl Tedavi Edilir ? 
0 notes
dustylipscom · 7 years
Text
Hiperpigmentasyon Nedir? Nasıl Geçer? Nedenleri ve Tedavisi
Hiperpigmentasyon ! Cildiniz çok karmaşık bir organdır ve görünümü genel sağlığınız hakkındaki durumu çok fazla ifade etme gücüne sahiptir. Aslında cildiniz tüm vücudunuzun en büyük ve en ağır organıdır. Damar, doku, diğer organlar ve kemikler için koruma ve yapı sağlar.
Yalnızca “şanslı” olan ve yaşlanmaya kadar pürüzsüz, genç görünümlü cildi besleyen iyi genlere sahip olanlar değil. Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının cildinizin sağlık ve görünümü üzerinde de büyük etkisi vardır. Birçok güneş yanığı geliştiren veya doğrudan güneşe çok fazla zaman harcayan faktörler; çok sayıda işlenmiş yemek yeme; hormonal dengesizlikler; obezite; ve sigara, cilt yaşlanmasına ilişkin belirtileri önemli ölçüde hızlandırabilir. Kırışıklıklar, ince çizgiler ve belli miktarda ciltte hiperpigmentasyon veya renk değişikliği yaşlanmanın normal bir parçası olabilir, ancak cildi korumak ve iyileştirmek için yapabileceğiniz pek çok şey var.
Hiperpigmentasyonun önemli bir kısmı sağlıklı bir diyetle; Çok fazla cilde maruz kalmaya karşı koruma kullanarak; ve doğal cilt bakım ürünleri kullanarak engellenebilir.
Hiperpigmentasyon Nedir?
Hiperpigmentasyon cildin koyulaşması ve renk değişikliğidir. Çoğunlukla normal seviyesinin üstünde olan melanin, cildin pigmentasyonunu sağlayan kimyasal maddedir. Hem erkek hem de kadınları etkileyen en yaygın cilt problemlerinden biridir ve genellikle yaşla birlikte kötüleşir.
Hiperpigmentasyon cildin yüzeyinde kırmızı, kahverengi, pembe veya hatta mor görünen lekeleri, kümeleri veya çizgileri tanımlamak için kullanılabilir. Hiperpigmentasyona maruz kalan derinin alanları cildin geri kalanından daha koyu görünür ve güneşte zaman geçirdikten (melanini arttırır) sonra veya akne kopması sonrasında daha da belirginleşebilir. Artan melanin derinin epidermis tabakasında, en alttaki deri tabakasında veya her ikisinde oluşabilir. Bazı renk değişimleri, hafif sivilce izleri veya bazı çiller gibi zamanla kendiliğinden kaybolur. Fakat diğer türlerde solmaya karşı daha yoğun hiperpigmentasyon tedavileri gerekebilir.
Hiperpigmentasyon belirtileri
Çeşitli nedenlerle gelişen birkaç hiperpigmentasyon türü vardır. Bu tipler, bazıları diğerlerinden daha kolay tedavi edilebilen farklı semptomlara neden olma eğilimindedir. Üç ana hiperpigmentasyon türü, bunların en yaygın belirtileri ve semptomları arasında şunlar bulunur:
Güneş lekeleri / Güneş hasarı ▬ Bu, gençlerin veya yirmili yaşlarda başlayarak insanların cilt renk değişikliği geliştirmesinin en yaygın nedenidir. Küçük, düz ve parlak veya koyu kahverengi olabilen güneş lekeleri, cildin yüzü, göğsü, boynu ve elleri gibi en güneş ışığına maruz kalan kısımlarında gelişme eğilimi gösterir. Bunlar melanin üretiminin artması nedeniyle gelişir. Çiller, hafif-orta cilt tonlarına sahip kişiler arasında çok yaygın olan bir güneş lekesi türüdür. Açık-koyu kahverengi veya bazen kırmızı ve siyah olan küçük noktalar halinde görünebilirler. Çiller güneşe maruz kaldıkça daha koyu hale gelir ve çoğunlukla yüz, göğüs, kollar ve üst sırtta görülür.
Postinflamatuar hiperpigmentasyon (veya PIH) ▬ PIH birçok hastalık, bozukluk ya da hormonal sorunlardan kaynaklanabilecek cildin yaralanması ya da enflamasyonundan ötürü “cilt travması” türü olarak düşünülebilir. Örneğin PIH, akne, egzama, sedef hastalığı veya kontakt dermatitten kaynaklanabilir. Bunların hepsi pigmentasyonun artmasına, pembe, kırmızı veya koyu kahverengi lekelerin oluşmasına katkıda bulunur. PIH, her tür cilt tonu olan insanları etkileyebilir, ancak koyu tenli olanları daha sık etkilemektedir.
Melazma ▬ Cildin hafif-orta kahverengisine dönüşen cilt renk değişikliği türüdür. Genellikle yanaklarda, yüzün kenarlarında, burun üst kısmında, alında ve dudakların üzerinde olmak üzere yüz üzerinde gelişir. Melazma, hormonlardaki değişikliklerden kaynaklanır ve gebelik sırasında, doğum kontrol hapları kullanırken veya hormonal dengesizlik dönemlerinde ortaya çıkma eğilimi gösterir. Güneş ışığına maruz kaldıkça artar. Bazen hormonlar daha dengeli hale geldiğinde temizlenir, ancak daha sonra geri dönebilir.
Hiperpigmentasyon Nedenleri ve Risk Faktörleri
En yaygın görülen hiperpigmentasyon nedenleri şunlardır:
Çok fazla korunmasız güneşe maruz kalma ▬ Güneşten gelen UV radyasyonu, kök hücrelerinin cildin onarılmasını önleyerek, kollajen liflerini zayıflatarak ve DNA’yı değiştirerek cilde zarar verir. UV ışığı, DNA’ya zarar veren yüksek seviyede serbest radikal oluşturduğunda cilt kanseri gelişebilir. Güneşe maruz kalma, cildi çok fazla UV ışınından korumaya yardımcı olmak için üretilen melanin salınımına neden olur ve aynı zamanda maruz kalan cildin daha koyu renkte dönmesine neden olur. Cildi UV ışınlarından mahrum bıraktığında ve yeterli melanini yaparak cevap vermek için yeterli zamana sahip olmadığı zaman, kırmızı güneş yanığı kalır.
Akne, kahverengi, mor veya kırmızı noktalar ve / veya yara izi bırakabilir.
Egzama, sedef hastalığı veya dermatit gibi deri koşullarından kaynaklanan hasar.
Hamilelik veya menopoz sırasında olduğu gibi hormonal dengesizlikler veya değişiklikler.
Otoimmün bozukluklar, gastrointestinal hastalıklar, metabolik bozukluklar ve iltihabı arttıran vitamin eksiklikleri, özellikle ciltteki kan damarlarını da içeren hastalıklar.
Sigara içmek veya tütün / nikotin kullanmak.
Artan fotosensitiviteye veya bazı kimyasallara / toksinlere maruz kalmaya neden olan bazı ilaçları almak.
Zayıf bir diyet, enflamatuar gıdalar, şeker, rafine edilmiş tahıllar, sodyum ve kimyasal katkılar yüksek gıdalar
Tıraştan kaynaklanan deri hasarları, ağda, dövme, yanmalar, alerjik reaksiyonlar, kesikler vs.
Yaşlılık.
Genetik.
Hiperpigmentasyon için Geleneksel Tedaviler
Kendi başınıza hiperpigmentasyon tedavisini tezgah üstü (OTC) ürünleri kullanarak veya daha yoğun tedaviler için bir dermatolog ziyaret etmeyi seçebilirsiniz.
Birçok aktif topik hiperpigmentasyon tedavisi ve cildi aydınlatmak ve aydınlatmaya yardımcı olan çeşitli aktif kimyasal maddelerle hazırlanmış cilt bakım ürünleri vardır. Hiperpigmentasyon tedavileri olarak işlev gören kremlerde, serumlarda, soyularda ve losyonlarda bulunan bazı maddeler şunları içerir:
Varolan koyu renk lekeleri ve renk oluşumunu azaltmaya ve muhtemelen gelecekte gelişmesini önlemeye yardımcı olan hidrokinon (yaklaşık yüzde 2 konsantrasyon). Hidrokinon içeren kremlerin cildi daha yumuşak ve pürüzsüz hale getirdikleri söylenir (hamile kadınlar tarafından kullanılmamaları gerektiğini unutmayın).
Desigmentasyon kabuğu, genellikle melazma tedavisinde kullanılan bir üründür.
Kimyasal peelinglerde kullanılan salisilik veya glikolik asit.
Retinol, ayrıca Retin-A olarak da adlandırılır ve genellikle ekstre veya serum formunda uygulanır ve dermatolojinin “altın standart tedavilerden biri” olarak kabul edilir.
Bir dermatolog tarafından yapılabilen diğer hiperpigmentasyon tedavileri şunları içerir:
Cildin en üst yüzeyel tabakasını kaldıran ve karanlık lekelerin aydınlatılmasına yardımcı olan enjeksiyonlarla birlikte kullanılabilen mikrodermabrazyon.
Kimyasal peeling, salisilik asit, glikolik asit ve TCA gibi cilt yüzeyinin altındaki koyu pigmentlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olan bileşenler kullanılarak. Bunlar popüler hiperpigmentasyon akne tedavisidir, ancak güçlü olabilirler ve hassas tenli insanlar için her zaman iyi bir seçim değildir.
Renk bozulmasını gidermek için cilt altı kan damarlarını hedef alan hiperpigmentasyon lazer tedavileri. Bunlara kırmızı veya mavi ışık lazer tedavisi, güneş hasarını azaltmak için yoğun darbeli ışık (IPL) uygulamaları veya çok ciddi renk değişimlerine yardımcı olmak için fraksiyonel lazer yeniden ciltleme kullanılabilir. Hafif lazer tedavileri cildin epidermisinde işlerken, daha yoğun tedaviler dermiş ve diğer katmanlara daha derin nüfuz eder. Çok etkili olabilmelerine rağmen, bu tedavilerin dezavantajları pahalı olabilirler ve tahriş, soyma ve kızarıklık gibi reaksiyonlara neden olabilirler.
Siyah veya çok bronz cilt için ne tür hiperpigmentasyon tedavileri mevcuttur?
Tüm insanlar melanin üreten ve cilt rengini belirleyen aynı sayıda melanosite sahip olsa da, bu melanositler farklı melanin miktarları üretirler. Koyu tenli insanlar UV ışığı hasarına karşı yerleşik bazı doğal korumaya sahiptirler, çünkü daha yüksek melanin seviyelerine sahiptirler. Bununla birlikte, bunun dezavantajı, yeterli D vitamini yapmaları için daha fazla güneş ışığına maruz kalmasıdır.
Koyu tenli insanlar hâlâ hiperpigmentasyon geliştirebilir ve diğer cilt endişeleriyle uğraşabilirler; bu nedenle cilt hasarını hafif ciltli insanlar (diyet yoluyla, güneş kremi kullanarak, sigara içmeksizin vb.) ile aynı şekilde önlemeye çalışmalıdırlar. Hiperpigmentasyon için yukarıda tarif edilen risk faktörleri, cilt tonlarının tümü için geçerlidir, bu nedenle riskinizi sınırlamak, altta yatan sağlık durumlarını tedavi etmek ve cildin inflamasyon / hasarını önlemek ilk adımdır.
Renk bozulması şiddetli olduğunda, bir dermatolog, daha yoğun tedavilerin veya topikal solüsyonların koyu ciltteki hiperpigmentasyonun azalmasına yardımcı olup olamayacağını belirleyebilir. Bazı öneriler, topikal alfa hidroksi asitler, retinoidler ve güneşten kaçınma ile tam spektrumlu güneş kremi kullanmayı deniyor olabilir.
Hiperpigmentasyon Tedavisi için Doğal Yollar
1. Günışığına daha az Maruz Kalın ve Güneşlik kullanın
Çoğu sağlık otoritesi tarafından güneş ışığının tehlikelerine karşı gönderilen mesajlara rağmen, güneşe maruz kalmanın gerçekte D vitamini yapmamıza yardımcı olmak gibi tüm vücuda uzanan faydaları vardır. Bununla birlikte, cildin hücrelerinin yapısını değiştiren ve bazen kansere yol açabilen artmış serbest radikal hasarına (veya oksidatif strese) yol açan çok fazla güneşe maruz kalma size karşı gelebilir.
Cilt kanseri öykünüz yoksa ve herhangi bir nedenden dolayı gelişme riski yüksek değilse, cildinizin yeterli miktarda D vitamini elde edebilmesi için her gün güneş altında korunmayan yaklaşık 15-20 dakika harcamanızı öneriyoruz. Bununla birlikte, bu miktarın ötesinde, aşırı ultraviyole ışık maruziyeti büyük bir sorun olmaya başlayabilir.
Dermatologlar güneşin en yoğun olduğu günün en yoğun saatlerinde doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalarını (saat sabah 10 aksam 3) önerirler. Bu süre zarfında güneşte 15-20 dakikadan daha uzun süre kalacaksanız, hiperpigmentasyon, kırışıklıklar ve diğer ciddi durumlardan korunmak için güneş kremi kullanın. Cildiniz renksiz olmasa bile önlemenin cildinizi sağlıklı tutmanın en iyi yol olduğu için korumaya yönelik adımları atmanız gerekir.
Hiperpigmentasyon belirtileri olanlar veya cilt kanseri olanlar için, SPF 30 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanarak yıl boyunca güneşten korunma önerilir. Ayrıca, göz çevresinin tamamını ve şapkasını korumak için büyük yüzde 100 UV koruyucu güneş gözlüğü takabilirsiniz. Gündüz güneş kremi kullanabilir ve sonra cildinizi temizleyebilir ve geceleri hiperpigmentasyonun tersine dönmesine yardımcı olmak için ürünler uygulayabilirsiniz. Bu kombinasyon, sonuçların en üst düzeye çıkarılmasına ve gelecekteki renk değişimlerinin önlenmesine yardımcı olabilir.
Eğer güneş yanığı çekiyorsanız, yanık bölgeyi buz veya soğuk su ile soğutarak kalıcı hasarı en aza indirgemek için önlemler alın; sadece nazik sabunla temizleme; doğal nemlendiriciyi (örneğin aloe vera veya hindistan cevizi yağı) uygulamak; cildin toplanması, soyulması veya cildin iyileşene kadar çok sıcak sıcaklığa veya daha fazla güneş ışığına maruz kalmadan kaçınılması gibi önlemler almalısınız.
2. Antienflamatuvar Diyet
Sağlıksız bir diyet ve yaşam tarzı, foto yaşlanması, pürüzlü pigmentasyon, cilt hücresi yenilenmesi düşüşü, kuruluk ve sarkıklığa neden olabilir. Bu nedenle, cildin renk değişikliğine neden olan altta yatan sağlık koşullarına dikkat etmeniz önemlidir. Sağlıklı bir diyet ayrıca gerekirse kilo vermenize yardımcı olabilir (obezite cildin renk değişikliğine bağlıdır) ve akne kopmalarını önlemeye yardımcı olabilir. Diyetinizde bir sürü kanserle savaşan gıdalar da dahil olmak üzere cilt kanserine karşı bir miktar koruma sağlayabilir. Cildin sağlığını desteklemek ve gözle görülür yaşlanma belirtilerini azaltmak için yapılan en iyi gıdalardan bazıları şunları içerir:
Çilek – Cildi koruyan C vitamini ve E vitamini gibi iyi antioksidan kaynağıdır.
Yapraklı yeşil sebzeler – Serbest radikal hasarını azaltmak için C vitamini ve bitkisel besin maddelerinin mükemmel kaynağıdır.
Vahşi somon ve diğer omega-3 bakımından zengin balık türleri – Astarenzin karotenoidler içerir, oksidatif hasarı ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olurken aynı zamanda cildin esnekliğini ve nemini de destekler.
Nar, çilek, yaban mersini ve kiraz – Yara iyileşmesine yardımcı olan, serbest radikal hasarını veya renk değişikliğini önleyen antioksidanlar, vitaminler, bitkisel besinler ve elagic asit içerir.
Domatesler – Güneş yanığına karşı doğal koruyucu etkilere sahip olan ve serbest radikal hasarını azaltmak için likopenin mükemmel bir kaynağıdır.
Sarı ve turuncu sebzeler havuç, tatlı patates ve balkabagi gibi.
Yumurta sarısı – Cildin hücresel yapısını destekleyen biyotin yardımcı olabilir.
Yeşil çay – Serbest radikal temizleme yeteneklerine sahip olan polifenolleri içerir. Yeşil çay, iltihabı azaltmak için topikal olarak cilde uygulanabilir.
Hindistan cevizi yağı, zeytin yağı, avokado, badem, keten tohumu, ceviz ve diğer kuruyemiş / tohumları içeren sağlıklı yağlar – Cildi nemli tutmaya, kuruluğu önlemeye ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur.
Yukarıda belirtildiği gibi, cildin yaşlanmaya başlamasının diğer ana nedenlerinden bazıları: Güneşe maruz kalma, oksidatif stres, yüzün tekrarlayan hareketi ve dermişin kollajen ve elastinin inceltilmesi gibi nedenlerden ötürüdür. Sağlıklı bir diyetin yanı sıra, birçok yaşlanma karşıtı, cilt iyileştirici faydası olan kollajeni tüketmenizi öneririz – eklemleriniz, kemikleriniz ve sindirim sisteminiz için düzinelerce faydası vardır. Cilt dahil bağ dokusu oluşturmaya yardımcı olan insan vücudundaki en bol protein olan kollajen, doğal olarak yaşla birlikte azalır.
Kollajen ve elastin dermisin (yapısının çoğunu oluşturan deri kalınlığının en kalın tabakası) mukavemet ve gerilebilirlik özelliklerini verir. Dermis ayrıca birçok minik kan damarı ve lenf nodu içermektedir. Bu da sağlıklı cildin dolaşım ve atıkların veya toksinlerin giderilmesine yardımcı olarak genel sağlığı nasıl desteklediğidir. Daha fazla kollajen tüketimi cildin nem, elastikiyet ve mukavemetini artırmaya ve pürüzlülüğü önlemeye yardımcı olabilir. Ancak kollajen ve elastin vücudun diğer kısımlarında olduğu gibi iltihaplanma ve oksidatif stresin neden olduğu hasarlara karşı savunmasızdır. Diyetinize daha fazla kollajen almak için en iyi yollardan biri kemik sütünü tüketmek veya kollajen protein tozu kullanmaktır.
3. Doğal Cilt Bakımı Malzemelerini Uygulama
Cildinizi nazikçe temizleyerek ve hasar görmüş hücreleri pul pul dökerek çıkararak başlayın. Doğal deri temizleyicileri günde bir veya iki kez kullanın (egzersiz sonrası veya yatmadan önce). Doğal şeker fırçalamak gibi haftada bir veya iki kez pul pul dökmeye çalışın. Haftada bir veya iki kez arındırmaya çalışın, örneğin şeker ile ölü hücrelerden arındırın. Lavanta yağı ve hindistan cevizi ile yapılmış gibi doğal bir nemlendirici uygulayarak cildi nemli tutun. Aşağıdaki bileşenlerin birini veya birkaçını içeren cilt kremi veya serumunu cildi temizlemek ve kurutmak için uygulayabilirsiniz:
Meyan kökü (Glycyrrhiza glabra) ▬ Meyan kökü, doğal “cilt beyazlatması” etkileri nedeniyle uzun süredir kullanılan bir bitkiden elde edilir. Glycyrrhizin, glabridin ve likiritin de dahil olmak üzere yüksek miktarda bileşik içeren ekstrakt formunda deride melanin üretimini düşürmek ve cilt pigmentindeki değişikliklere katkıda bulunan tirozinaz enzimlerini bloke etmek için kullanılabilir. Aynı zamanda melazma, deri iltihabı, egzama, tahriş, kollajen kaybını azaltabilir ve cildin diğer maddeleri emme yeteneğini geliştirebilir. Yaklaşık yüzde 0,5 ila 1 meyan kökü ekstresi içeren bir krem arayın (bilinen bir alerjiniz varsa kaçının).
Retinoidler (vitamin A) ▬ Retin-A’nın reçetesi gerekir, ancak tezgahlarda başka türler mevcuttur. Retinoidler güneş hasarını ve koyu renk lekeleri azaltmak için en popüler ve etkili tedavilerden biridir; Ancak hassas cildiniz varsa retinolü iyi tolere etmeyebilirsiniz. Cilt bakım ürünlerinde, retinoik asit, retinol veya retinil propionat formlarında bulunur. Düzensiz pigmentasyonun azaltılmasına, elastin liflerinin güçlenmesine ve yapısal kollajenin desteklenmesine yardımcı olur. Retinoidler akne, rozasea ve dermatit ile ilişkili renk değişimini azaltmak için de kullanılabilir. Yaklaşık yüzde 1 retinol içeren bir serum arayın ve bazı kişilerin negatif tepki gösterdiğinden yavaş başlayın.
L-askorbik asit (vitamin C) ▬ Akne lekeleri ve izlerini tedavi etmek için cilt bakımında çok popüler bir bileşen. Serbest radikal hasarı ile savaşan ve kollajen üretimini artıran enzim tirozinazı inhibe ederek hiperpigmentasyonun hafifletilmesine yardımcı olur. L-askorbik asit konsantrasyonu yüzde 10 ila 15 arasında bir krem veya serum arayın ve yatmadan önce gece uygulayın. Aynı zamanda kendi ev yapımı C vitamini yüz serumunu da yapabilirsin, bu da cinsteki tüylü yağı ve aloe vera gibi diğer terapötik bileşenlerle yapılırken özellikle etkilidir.
Niasinamid (B3 vitamininin bir türevi) ▬ Niasinamid, melanozomların cildin üst tabakasına aktarılmasını engelleyerek melaninin etkilerini azaltır; cildin koruyucu bariyerini artırmaya ve cildin normalleştirilmesine yardımcı olur; cilt dokusunu artırabilir; ve yaşlanma belirtilerinin azaltılmasına yardımcı olur. Niasinamid, L-askorbik asit / vitamin C etkilerini azaltabilir, bu yüzden bu ikisini en az 30 dakika ayrı ayrı kullanın (sabahları ve yatmadan önce bir tane gibi). Yaklaşık yüzde 10 niasinamid konsantrasyonuyla bir krem veya serum arayın. Bu, retinoidlere tolere edemeyen hassas cildi olan insanlar için iyi bir seçim olabilir.
Uçucu yağlar ▬ Çay ağacı esansiyel yağı, sivilce kırılmalarını veya koyu lekelerin arkasında bırakan diğer cilt tahrişlerini önlemeye yardımcı olan anti-inflamatuar, antibakteriyel, antimikrobik ve antifungal özelliklere sahiptir. Limon esansiyel yağı da akne kopmalarını azaltmak için çok yararlıdır; yara izlerini ve yaş izlerini gidermeye yardımcı; pul pul dökülmeyi; cildi parlatmayı ve beyazlatmayı; ve cilt tonu ve dokusunu normalleştirir. Cildinizde hindistancevizi yağı bulunan esansiyel yağları kullanmanızı öneriyorum, çünkü güneş yanığına karşı koruma geliştirmeye yardımcı olur ve doğal anti bakteriyel, antiviral, antifungal ve antioksidan özelliklere sahiptir ve cilt hasarını azaltabilir.
Diğer cilt bakımı bileşenleri benzer efektleri aramak ve koyu renk lekeleri beyazlatmaya yardımcı olabilir:
Soya (Soya fasulyesi)
Elajik Asit
Alfa-hidroksi
Arbutin
Kojik asit
ubikuiton veya koenzim Q10
Ferulik asit
4. Düzenli Egzersiz
Egzersiz, özellikle terlemeye neden olduğumuz zaman, detoksifikasyon, dolaşım ve bağışıklık sistemini desteklemek için önemlidir. Egzersiz yapmak, kan akışını artırdığı ve atıkların atılmasına yardımcı olduğu için cildin sağlığını destekleyen birçok vücut temizliği, yaşlanmaya karşı etkili etkilere sahiptir. Haftanın her günü en az 30-60 dakika egzersiz yapmayı hedefleyin. Dehidrasyon ve kuru cildi önlemek için egzersiz sırasında ve sonrasında sulu kalmaya özen gösterin.
5. Takviyeler
Besin eksiklikleri, iltihaplanmaya ve zayıf cilt sağlığına katkıda bulunur ve yaşlanma belirtilerini potansiyel olarak hızlandırır. Cildin sağlık ve görünümünü iyileştirmeye yardımcı olabilecek takviyeleri şunları içerir:
Antioksidanlar, A vitamini, C vitamini ve E vitamini
Vitaminler B3 ve B5
Omega-3 yağlı asitler
Çinko
Çuha çiçeği yağı
Hiperpigmentasyon Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Şiddetli hiperpigmentasyon ile uğraşıyorsanız veya çok hassas cilt ve / veya cilt kanseri dahil herhangi bir cilt hastalığınız varsa, tezgah üstü tedavileri kullanmaya başlamadan önce kurul tarafından onaylanmış dermatologları ziyaret etmek iyi bir fikirdir. Bazı reçeteli tedavilere veya diğer terapi türlerine iyi yanıt verebilir, ancak OTC ticari cilt bakım ürünleri kullanırken çok az ilerleme ve hatta olumsuz tepkiler yaşarsınız.
Herhangi bir cilt bakımı tedavisine veya bileşene alerjiniz olmadığından emin olmak için, öncelikle bir cilt testi uygulayarak başlayın. Yüzünüzde veya göğsünüzde değil, kolunuzda veya bacağınızdaki küçük bir cilt üzerinde yeni ürünler test edin. Kızarıklık, soyulma, şişme veya kızarıklık gibi olumsuz bir reaksiyonunuz varsa, ürünü hemen kullanmayı bırakın.
Hiperpigmentasyon Hakkında Önemli Noktalar
Hiperpigmentasyon, normalde normal seviyelerin üstünde melanin nedeniyle derinin renginin koyulaşması ve renk değişikliği anlamına gelir. Hiperpigmentasyonun üç temel türü şunlardır: post-inflamatuvar hiperpigmentasyon (PIH), melazma ve güneş hasarı.
Hiperpigmentasyonun en yaygın nedenleri arasında güneşe maruz kalma; akne veya egzama gibi durumlara bağlı cilt hasarı; kötü bir diyet ve sağlıksız yaşam tarzı nedeniyle iltihaplanma; hamilelik dahil hormonal değişiklikler; sigara içmek; ve bazı tıbbi durumlar veya ilaçlar gelir.
Hiperpigmentasyona Yardımcı Olmak İçin Cilt Bakımı İpuçları
Güneş ışınlarına maruz kalmayı sınırlayın ve güneş kremi kullanın
Sağlıklı diyetle beslenin.
Enflamasyonu azaltmak için altta yatan sağlık konularını tedavi edin.
Egzersiz.
Retinol ve uçucu yağları içeren doğal cilt bakım ürünlerini uygulayın.
Facebook | Twitter | Instagram | Pinterest | Youtube
The post Hiperpigmentasyon Nedir? Nasıl Geçer? Nedenleri ve Tedavisi appeared first on DustyLips.com.
Kaynak: http://ift.tt/2BUIN2N
0 notes
itsbelinceltme-blog · 7 years
Text
Cilt Maskeleri
New Post has been published on http://www.belinceltme.com/ev-yapimi-cilt-maskeleri/
Cilt Maskeleri
Ev Yapımı En İyi 12 Cilt Maskesi
Cilt ; Günlük hayat ne kadar meşgul öyle değil mi? İş, ev, faturalar, eşiniz, çocuklarınız ve her an doğabilecek sorunlar içinde bir saniyeliğine bile rahat bir nefes almak zordur. Bütün bu stres ve gerginlik ise ciltte kırışıklık, lekeler ve solukluk olarak belirir.
Güzellik merkezine gidecek vaktiniz olmadığı ve en iyi kremleri lüks olduklarından satın alamadığınız gerçeğiyle karşılaştığınızda, muhtemelen bu konuda ne yapabileceğiniz hususunda endişeleniyorsunuz. Endişelenmeyin! Çözüm avucunuzun içinde. Evinizdeki malzemeleri kullanarak cildinizi canlandırabilir ve güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. Bu yazımızda sizlere aylarca uğraşarak elde ettiğimiz tarifleri sunuyoruz: Cildiniz için en iyi 12 ev yapımı maske!
Cildiniz sebeb etkilenir? Cilt vücudun en büyük organıdır ve patojenik ajanlara karşı ilk ve en kıymetli bariyerdir. Cildin bazı görevleri şunlardır: Vücut ısısını düzenlemek, katılmaki yapıları korumak ve dokunma ve bası hislerini sağlamak. Sıkı ve ışıltılı bir cilt sağlık belirtisidir. Yine de, cildin görünümünü ve fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilecek çok fazla iç ve dış etken bulunur.
Cildinizi etkileyen ana sebebler Aşırı derecede güneş ışınına maruziyet Aşırı derecede kimyasal madde kullanımı, örn. Makyaj, sabun gibi Alkolizm Tütün kullanımı Dengesiz ve sağlıksız beslenme Estetik bakış bakımından cilt, çok fazla kültürde güzelliğin sembolüdür. Bugün çok fazla kozmetik şirketi cildi korumak ve yenilemek için yeni yollar bulma peşinde çaba harcamaktadır. Ama siz, kimyasal maddelerle dolu olan bu lüks maskelere ihtiyaç duymayacaksınız. Evde doğal maddelerle kendiniz en iyi maskeleri hazırlayabilirsiniz.
Yüz maskeleri: Güzellik ve sağlık Yüzünüz için doğal bir maskeden daha tazeleyici bir şey olamaz: Ciltteki ölü hücreleri ortadan kaldırır, nemlendirir ve mimik çizgilerini sıkılaştırır. Ciltteki etkisine göre değişik maske türleri vardır, o yüzden hangisini hazırlayacağınızı seçmek için cildinizin ihtiyacını gözönünde bulundurmalısınız.
Etkilerine göre maske türleri 12maske-1
Gerginleştirici maske: Yaş halde uygulanır. Kuruduğunda kan dolaşımını ve hücre beslenmesini artıracak bir gerilim oluşturur.
Sıkılaştırıcı maske: Yaş halde uygulanır. Kuruduğunda cildinizi sıkılaştıracak bir gerilim oluşturur.
Soyucu (peeling) maske: Ölü hücreleri ve cilt salgılarını uzaklaştırır.
Nemlendirici maske: Cilt yüzeyinde koruyucu bir bariyer oluşturarak ve kırışıklıkları yokedip yüzünüzdeki mimik çizgilerini sıkılaştırarak cilt yüzeyinden suyun buharlaşarak kaybını önler.
Uyarıcı maske: Yüzeysel kılcal damarları uyarır ve doku beslenmesini arttırır.
Arındırıcı maske: Aşırı melanini emerek lekeleri ve sivilceleri yok eder.
Yenileyici maske: yüzeysel tabakadan ölü hücreleri uzaklaştırır, hücresel yenilenmeyi uyarır ve hızlandırır.
Loading… Unutmamalısınız ki herkesin cildi değişik yapıdadır ve bir maskenin etkisi insandan kişiye bambaşkalık gösterebilir. Yüz bakımının etkinliğini en fazla etkileyen faktör cilt tipidir; Maskelerin etkisi cildin kuru, yağlı veya karma olmasına bağlıdır. Eğer cildinizin neye ihtiyacı olduğunu biliyorsanız okumaya devam edin, çünkü altda size yüzünüz için en iyi 12 maskeyi tarif edeceğiz.
Yüzünüz İçin en İyi 12 maske Yüzünüz için günde veya gecede bir saat ayırın. Cildinizin ilgi ve özene ihtiyacı var. Maskeyi uygulamadan önce yapmanız gereken, yüzünüzdeki tüm kiri temizlemek. Unutmayın ki her seferinde kullanacağınız miktarda hazırlamanız gerekiyor, bazı maskeleri ise buzdolabında ertesi güne kadar bekletebilirsiniz. Maskeleri her gün uygulayabilirsiniz fakat cildinizi bir gün dinlendirmek en iyisidir.
Soyucu (peeling) maskeler 12maske-2
Maske #1: Bal ve badem
Bu harika soyucu maskeyi yapmak için tek ihtiyacınız bir çorba kaşığı bal ve iki adet badem. Bademleri ince bir toz elde edinceye kadar dövün ve bal ile karıştırın. Arkasından bir çay kaşığı limon suyu ekleyin. Dairesel hareketlerle yüzünüze uygulayın. Kuruması için 15 dakika bekleyin, ılık suyla durulayın. Yenilenmiş hissedeceksiniz.
Maske #2: Bal
Sıkı ve yumuşak bir cildiniz mi var? Yüzünüzün tamamına bal yayın, 15 dakika bekletin ve soğuk suyla temizleyin. Ne kadar iyi hissedeceğinizi göreceksiniz.
Maske #3: Yulaf ve yumuşaklık hissi
Bu maskeyi uyguladıktan sonra cildinizdeki yumuşaklığa inanamayacaksınız. Yarım fincan yulafı iyice ezin ve yarım çay kaşığı bal, iki çorba kaşığı süt, iki damla geranium (sardunya çiçeği) yağı ve iki damla papatya yağı ekleyin. İyice karıştırın ve parmaklarınızla dairesel hareketlerle uygulayın. 15 dakika bekledikten sonra ılık suyla temizleyin. Cildiniz bir bebeğinki gibi yumuşacık olacak. Cildiniz yağlıysa karışıma 5 damla limon suyu ekleyebilirsiniz.
Nemlendirici maskeler 12maske-3
Maske #4: Meyve
Bazı meyveler içerdikleri yüksek su miktarına bağlı olarak cildi nemlendirmede mükemmeldır. Mesela soyulmuş bir muzu ezerek yüzünüze ve boynunuza nazikçe uygulayın. 15 dakika bekleyin ve kan akımını hızlandırmak için soğuk suyla maskeyi temizleyin.
Maske #5: Salatalık
Salatalığın şaşırtıcı özelliklerini biliyorsunuz: Nefis, taze ve dengeli bir beslenme için harika bir yiyecektir. Cildinizde yaratacağı değişikliklere inanamayacaksınız, hele ki plajda çok güneş altında kalmışsanız etkisini daha iyi farkedeceksiniz. Bir salatalığı soyun ve macun kıvamına gelene dek ezin, (gözleriniz için 2 dilim ayırmayı unutmayın) tüm yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Bol soğuk suyla maskeyi temizleyin, cildinizin ne kadar taze ve nemlenmiş olacağını göreceksiniz.
Kırışıklıklar ve göz altı halkalarına karşı yenileyici maskeler Maske #6: Gergin yüz
Yine bal ve yumurta, güzellik için harika karışım. İki çorba kaşığı balı yumurta beyazıyla karıştırın. Bir çorba kaşığı limon suyu ekleyin ve yüzünüze sürerek hafifçe masaj yapın. Cildinizin gerildiğini hissedeceksiniz. 20 dakika bekleyin ve yüzünüzü yağsız sütle temizleyin.
Maske #7: Gül ve gençlik
Evet, eski zamanlarda bayanlar, kısa ömürlü olan gülün sonsuz gençlik iksiri olduğunu söylerlerdi. Denemek ister misiniz? 5 taze gülün yapraklarını macun haline gelene dek ezin ve yüzünüzde 15 dakika bekletin. Soğuk suyla temizleyin. Sonuçlarını göreceksiniz!
Maske #8: Yoğurt
Kırışıklıklar tecrübe ve olgunluk işaretidir ama kimsenin hoşuna gitmez. Bu maskeyle kırışıklıkları giderebilirsiniz. Bir bardak yoğurdu bir çay kaşığı rezene tohumu ve bitkinin ezilmiş yaprağıyla ile karıştırın. Yüzünüze sürdüğünüzde homojen bir krem halinde olmalıdır. 20 dakika bekledikten sonra ılık suyla temizleyin. Her gün uygularsanız cildiniz müteşekkir olacaktır.
Akne, sivilce ve leke maskeleri 12maske-4
Maske #9: Domates
Domatesin ciltte çeşitli etkileri vardır: Nemlendirme, sıkılaştırma, soyma. Eğer can sıkıcı siyah noktalar ve sivilcelerden kurtulmak istiyorsanız, bir domatesi ikiye bölün ve yüzüne koyun. 15 dakika bekleyin ve ılık suyla temizleyin. Sonuçları göreceksiniz!
Maske #10: Limon
Limon binlerce alanda kullanımı olan bir meyvedir. Lekeleri de yok ettiğini de kim tahmin edebilir! Bir çorba kaşığı balı bir çorba kaşığı limon suyuyla karıştırın. Pamukla cildinize uygulayın ve 20 dakika bekletin. Maskeyi pamukla ve maden suyuyla temizleyin. İyice temizlediğinizden emin olun çünkü cildinizde limon kalırsa güneşe maruziyet durumnda koyu renk lekelere sebeb olabilir.
Uyarıcı maskeler 12maske-5
Maske #11: Çilek
Cildinizde kuruluk hissediyorsanız nemlendirmek ve beslemek için bu harika doğal kremi kullanın. Birkaç çileği ezin ve balla karıştırın. Yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Soğuk suyla temizleyin ve güzelliğinize enerji katttığını göreceksiniz.
Maske #12: Besleyici krem
Peeling sonrası hücrelerinizi uyaracak besleyici bir krem uygulamanız çok iyi olur. 1 çorba kaşığı bal, 1 çorba kaşığı maden suyu, 1 çay kaşığı gül suyu ve 1 çorba kaşığı yoğurt veya sütü karıştırın. Yüzünüze pamukla uygulayın ve 15 dakika bekletin. Bol soğuk suyla yıkayın ve aynada kendinize bakın. Değişiklikleri mutlaka farkedeceksiniz.
Cildinize yardım edin İstediğiniz maskeyi seçebilirsiniz ama unutmayın ki cildiniz sağlığınızı yansıtır. Cildinizi genç ve diri tutmak için dengeli beslenmeli, günde 2 litreden fazla su içmeli, sigara ve alkolden uzak durmalısınız.
kaynak: sagligabiradim.com
0 notes
Text
New Post has been published on Jardin Naturel | El Yapımı Doğal Ürünler
New Post has been published on https://www.jardinnaturel.net/tuz-maskesi-nedir/
Tuz Maskesi Nedir?
Tumblr media
Tuz maskesi ciltteki akne ve siyah nokta sorunlarından kurtulmak için tercih edilen doğal yöntemlerden biridir. Ciltteki ölü hücrelerin atılmasında etkili olan doğal tuz maskesi, içeriğinde bulundurduğu vitamin ve mineraller sayesinde cildin beslenmesine de yardımcı olur. Cilt hücrelerinin çoğalmasına katkı sağlayarak yaşlanma etkilerini yavaşlatır. Böylece daha canlı, diri ve sağlıklı bir cilde sahip olmak mümkün olur.
Bu doğal yüz maskesi erkek kullanıcılar için de oldukça uygundur. Her yaştaki insanın rahatlıkla uygulayabileceği tuz maskesi, cildin elastik yapısını da destekler. Böylede pürüzsüz ve güçlü bir cilt yapısı ortaya çıkar.
Bu içerikte tuz maskesi nedir, tuz maskesi ne işe yarar, tuz maskesi nasıl kullanılır, tuzun cilde faydaları, tuz cildi beyazlatır mı, tuzun cilde zararları konuları hakkında bilgi bulabilirsiniz.
Tuz Maskesi Nedir?
Tuz maskesi, içeriğinde doğal tuz bulunduran bir çeşit cilt maskesidir. Pütürlü yapısı ile ciltteki ölü hücrelerin atılmasında da etkili olan doğal tuz maskesi, kan akışını hızlandırdığı için selülit oluşumunu engellemeye yardımcı olur.
Erkekler için yüz maskesi önerileri arasında yer alan tuz maskesi, cildin nemlenmesini ve beslenmesini sağlar. Ayrıca ciltte bakteri oluşumunu önleyerek cildin akne ve siyah noktalardan arınması için tercih edilir.
Tuz maskesi kullanırken doğal, yani işlenmemiş tuz kullanılması tavsiye edilir. Doğal tuz, %40 sodyum ile %60 klordan oluşan bir mineraldir. Kimyasal formülü NaCl olan tuz, doğal olarak elde edildiğince cilt bakımı için oldukça etkilidir.
Tuz, içeriğinde sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum minerallerini içermektedir. Sivilcelere kesin çözüm olarak tuz maskesi tercih edilmesi oldukça etkili bir yöntemdir. Cildi dış etkenlerden korumaya yardımcı olan tuz, ciltte matlık, kuruluk, kızarıklık, sivilce, çatlak, selülit ve siyah nokta gibi cilt sorunları ile başa çıkmayı kolaylaştırır. Kimyasal işlemlerden geçmemiş olan doğal tuz, sivilce lekelerine çözüm önerisi de olmaktadır.
Tuz Maskesi Ne İşe Yarar?
Tuz maskesi, ciltteki bakterilerin ortadan kaldırılmasını sağlayarak akne oluşumunu önleyen bir alternatiftir. Cilde tuz uygulanması, o bölgede hipertonik bir ortam oluşturur. Aşırı yoğun olan bu ortam, ciltte bulunan suyun tuz tarafından emilmesini sağlar. Böylece gözenekler kurur. Ciltteki zararlı bakteriler, suyun emilmesiyle birlikte yaşam ortamlarını kaybederler. Böylece cilt yüzeyine barınamayacak hale gelirler. Bu da akne oluşumunu önler ve pürüzsüz bir cilt sağlar.
Tuz ile uygulanan yüz maskesi, anti bakteriyel özelliği ile akne ve siyah nokta oluşumunu engellemesinin yanı sıra ölü hücrelerin atılmasında da oldukça etkilidir. Ciltteki kan akışını hızlandırarak deri elastikiyetinin artmasını ve selülit probleminin giderilmesini sağlar. Cilde doğal tuz ile masaj yaparak ölü hücrelerden arınmak mümkündür.
Tuz Maskesi Nasıl Kullanılır?
Tuz maskesini evde kendiniz hazırlayabileceğiniz gibi doğal içerikler üreten markalardan da temin edebilirsiniz. Jardin Natural Doğal Tuz Maskesi ile cildinizdeki sivilce ve siyah nokta sorunlarından kurtulmanız mümkün olacaktır.
Jardin Natural Tuz Maskesi bir miktar temiz su ile karıştırılarak kullanılır. Yüz için 1 çay kaşığı Jardin Natural Tuz Maskesi, 1 çay kaşığı temiz su ile karıştırılır ve cilde uygulanır.
​Maskenin içeriğinde bulunan doğal bileşenlerin etkisini göstermesi adına 7 – 15 dakika kadar maskenin ciltte bekletilmesi önerilir. Hassas cilde sahip kişiler tuz maskeni ciltlerinde 7 dakika; yağlı ve akneli cilde sahip kişiler tuz maskesini ciltlerinde 15 dakika kadar bekletebilirler. Daha sonra cilt, temiz su ile yıkanır. Yıkama işlemi esnasında maskeyi çıkarırken, yüzünüzü ıslatıp parmak uçlarınızla masaj yaparak çıkarabilirsiniz. Böylece ürünün peeling özelliğini arttırmak mümkün olur.
Kuru ve hassas cilt tipine sahip olanlar maskeyi haftada en fazla 2 defa, yağlı cilt tipine sahip olanlar ise en fazla 3 defa uygulayabilirler. Maske tüm cilt tipleri için uygundur.
Jardin Naturel Tuz Maskesi içeriğinde beyaz kaolin kili, kırmızı Fransız kili, Tuz Gölü doğal tuzu ve toz haline getirilmiş hatmi çiçeği bulunur.
Beyaz kaolin kili, aknelerin kurutulmasında etkili doğal bir malzemedir. Ciltteki gözeneklerin derinlemesine temizlenmesini sağlayan kaolin kili, cildi aynı zamanda besler. Hassas cildin yatışmasını sağlar ve ölü hücrelerin ciltten uzaklaştırılmasına yardımcı olur.
Kırmızı Fransız kili, ciltteki kan dolaşımını hızlandırarak canlı ve parlak bir görünüm sağlar. Ciltteki dokunun güçlenmesini ve hücre oluşumunu destekler. Güneşin verdiği hasarları onarmada etkilidir.
Doğal Tuz Gölü tuzu, ciltte bulunan bakterilerin yok edilmesine yardımcı olarak akne oluşumunu durdurur. Cilde uygulanan tuz, ciltte hipertonik bir ortam meydana getirir. Bu aşırı yoğun ortam, ciltteki suyun tuz tarafından emilerek gözeneklerin kurumasına yardımcı olur. Ciltte bulunan zararlı bakteriler, yaşam ortamlarının kuruması nedeniyle cilt yüzeyine barınamayacak duruma gelirler. Böylece bakterilerin akne oluşumu engellenerek pürüzsüz bir cilt sağlanır.
Hatmi çiçeği, bakteriyel enfeksiyonla savaşarak ciltteki yaraların onarılmasını ve lekelerin iyileştirilmesini sağlar.
Tuz Maskesi Nasıl Yapılır?
Evde tuz maskesi yapmak isteyen kişileri 1 bardak ılık suya 3 yemek kaşığı doğal tuz ekleyip erittikten sonra ciltlerini bu su ile temizleyebilirler. Böylece tuzun etkilerini görmek mümkün olacaktır. Yüz maskesi uygulamalarında süreklilik önemli olduğu için düzenli aralıklarla uygulanması tavsiye edilir.
Ciltteki ölü hücrelerden arınmak için doğal tuzu zeytinyağı ya da Hindistan cevizi yağı ile karıştırarak cildinize masaj yapabilirsiniz. Bu uygulamaları cilt hassasiyetinize göre haftada 1 ile 3 defa uygulayabilirsiniz.
Tuzun Cilde Faydaları Nelerdir?
Tuzun cilde faydaları oldukça fazladır. Yüz maskesi için tercih edilen doğal tuz, cildin doğal şekilde beslenmesine ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. Tuzun cilde faydaları aşağıda yer almaktadır.
Çatlamış olan cildin nemlenmesine yardımcı olur.
Cildi ölü hücrelerden arındırır.
Ciltteki gözenekleri temizler.
Gözeneklerin kurutulmasına yardımcı olur.
Cildi nemlendirir ve derinlemesine besler.
Sarkma ve kırışıklık gibi yaşlanma etkilerini yavaşlatır.
Cilde yumuşak bir his kazandırır.
Ciltteki hücrelerin çoğalmalarına yardımcı olur.
Cildin elastikiyetini arttırarak genç ve diri kalmasına yardımcı olur.
Ciltte selülit oluşumunu önlemeye destek olur.
Kuru ve hassas ciltlerin yatışmasında yardımcı etki sağlar.
Kan dolaşımını hızlandırarak cilde pürüzsüz bir görüntü canlılık katar.
Ciltte meydana gelen kaşıntıyı ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
Ciltte bulunan hafif lekelerin giderilmesinde etkilidir.
Ciltteki zararlı bakterilerin yaşam ortamını engelleyerek sivilce oluşumunu önler.
Tuzun Cilde Zararları?
Yüz maskesi kullanacak kişiler tuz cilde zarar verir mi sorusunun cevabını da merak etmektedir. Tuz maskesi içeriğindeki tuz, doğal ve işlenmemiş tuz olursa zarar verme ihtimali düşer. Ancak unutmamak gerekir ki doğal kozmetik ürünlerinde de hassasiyet yapma ve tahriş etme gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Tuz da gereğinden fazla kullanılırsa cildin tahriş olmasına neden olabilir.
Ciltte yanma, kızarıklık ve cilt yanığı gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumların yaşanmaması adına tuz maskesini önerildiği şekilde kullanmak gerekir. Kontrollü kullanım ile tuzun cilde faydalarından yararlanmak mümkün olacaktır.
Tuz Cildi Beyazlatır Mı?
Doğal tuz, ciltteki hafif lekelerin giderilmesinde etkili olmaktadır. Ciltteki gözenekleri derinlemesine temizleyen tuz maskesi, cilde canlılık, ışıltılı ve parlaklık kazandırır.
0 notes
Text
Cilt Maskeleri
Ev Yapımı En İyi 12 Cilt Maskesi
Cilt ; Günlük hayat ne kadar meşgul öyle değil mi? İş, ev, faturalar, eşiniz, çocuklarınız ve her an doğabilecek sorunlar içinde bir saniyeliğine bile rahat bir nefes almak zordur. Bütün bu stres ve gerginlik ise ciltte kırışıklık, lekeler ve solukluk olarak belirir.
Güzellik merkezine gidecek vaktiniz olmadığı ve en iyi kremleri lüks olduklarından satın alamadığınız gerçeğiyle karşılaştığınızda, muhtemelen bu konuda ne yapabileceğiniz hususunda endişeleniyorsunuz. Endişelenmeyin! Çözüm avucunuzun içinde. Evinizdeki malzemeleri kullanarak cildinizi canlandırabilir ve güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. Bu yazımızda sizlere aylarca uğraşarak elde ettiğimiz tarifleri sunuyoruz: Cildiniz için en iyi 12 ev yapımı maske!
Cildiniz sebeb etkilenir? Cilt vücudun en büyük organıdır ve patojenik ajanlara karşı ilk ve en kıymetli bariyerdir. Cildin bazı görevleri şunlardır: Vücut ısısını düzenlemek, katılmaki yapıları korumak ve dokunma ve bası hislerini sağlamak. Sıkı ve ışıltılı bir cilt sağlık belirtisidir. Yine de, cildin görünümünü ve fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilecek çok fazla iç ve dış etken bulunur.
Cildinizi etkileyen ana sebebler Aşırı derecede güneş ışınına maruziyet Aşırı derecede kimyasal madde kullanımı, örn. Makyaj, sabun gibi Alkolizm Tütün kullanımı Dengesiz ve sağlıksız beslenme Estetik bakış bakımından cilt, çok fazla kültürde güzelliğin sembolüdür. Bugün çok fazla kozmetik şirketi cildi korumak ve yenilemek için yeni yollar bulma peşinde çaba harcamaktadır. Ama siz, kimyasal maddelerle dolu olan bu lüks maskelere ihtiyaç duymayacaksınız. Evde doğal maddelerle kendiniz en iyi maskeleri hazırlayabilirsiniz.
Yüz maskeleri: Güzellik ve sağlık Yüzünüz için doğal bir maskeden daha tazeleyici bir şey olamaz: Ciltteki ölü hücreleri ortadan kaldırır, nemlendirir ve mimik çizgilerini sıkılaştırır. Ciltteki etkisine göre değişik maske türleri vardır, o yüzden hangisini hazırlayacağınızı seçmek için cildinizin ihtiyacını gözönünde bulundurmalısınız.
Etkilerine göre maske türleri 12maske-1
Gerginleştirici maske: Yaş halde uygulanır. Kuruduğunda kan dolaşımını ve hücre beslenmesini artıracak bir gerilim oluşturur.
Sıkılaştırıcı maske: Yaş halde uygulanır. Kuruduğunda cildinizi sıkılaştıracak bir gerilim oluşturur.
Soyucu (peeling) maske: Ölü hücreleri ve cilt salgılarını uzaklaştırır.
Nemlendirici maske: Cilt yüzeyinde koruyucu bir bariyer oluşturarak ve kırışıklıkları yokedip yüzünüzdeki mimik çizgilerini sıkılaştırarak cilt yüzeyinden suyun buharlaşarak kaybını önler.
Uyarıcı maske: Yüzeysel kılcal damarları uyarır ve doku beslenmesini arttırır.
Arındırıcı maske: Aşırı melanini emerek lekeleri ve sivilceleri yok eder.
Yenileyici maske: yüzeysel tabakadan ölü hücreleri uzaklaştırır, hücresel yenilenmeyi uyarır ve hızlandırır.
Loading… Unutmamalısınız ki herkesin cildi değişik yapıdadır ve bir maskenin etkisi insandan kişiye bambaşkalık gösterebilir. Yüz bakımının etkinliğini en fazla etkileyen faktör cilt tipidir; Maskelerin etkisi cildin kuru, yağlı veya karma olmasına bağlıdır. Eğer cildinizin neye ihtiyacı olduğunu biliyorsanız okumaya devam edin, çünkü altda size yüzünüz için en iyi 12 maskeyi tarif edeceğiz.
Yüzünüz İçin en İyi 12 maske Yüzünüz için günde veya gecede bir saat ayırın. Cildinizin ilgi ve özene ihtiyacı var. Maskeyi uygulamadan önce yapmanız gereken, yüzünüzdeki tüm kiri temizlemek. Unutmayın ki her seferinde kullanacağınız miktarda hazırlamanız gerekiyor, bazı maskeleri ise buzdolabında ertesi güne kadar bekletebilirsiniz. Maskeleri her gün uygulayabilirsiniz fakat cildinizi bir gün dinlendirmek en iyisidir.
Soyucu (peeling) maskeler 12maske-2
Maske #1: Bal ve badem
Bu harika soyucu maskeyi yapmak için tek ihtiyacınız bir çorba kaşığı bal ve iki adet badem. Bademleri ince bir toz elde edinceye kadar dövün ve bal ile karıştırın. Arkasından bir çay kaşığı limon suyu ekleyin. Dairesel hareketlerle yüzünüze uygulayın. Kuruması için 15 dakika bekleyin, ılık suyla durulayın. Yenilenmiş hissedeceksiniz.
Maske #2: Bal
Sıkı ve yumuşak bir cildiniz mi var? Yüzünüzün tamamına bal yayın, 15 dakika bekletin ve soğuk suyla temizleyin. Ne kadar iyi hissedeceğinizi göreceksiniz.
Maske #3: Yulaf ve yumuşaklık hissi
Bu maskeyi uyguladıktan sonra cildinizdeki yumuşaklığa inanamayacaksınız. Yarım fincan yulafı iyice ezin ve yarım çay kaşığı bal, iki çorba kaşığı süt, iki damla geranium (sardunya çiçeği) yağı ve iki damla papatya yağı ekleyin. İyice karıştırın ve parmaklarınızla dairesel hareketlerle uygulayın. 15 dakika bekledikten sonra ılık suyla temizleyin. Cildiniz bir bebeğinki gibi yumuşacık olacak. Cildiniz yağlıysa karışıma 5 damla limon suyu ekleyebilirsiniz.
Nemlendirici maskeler 12maske-3
Maske #4: Meyve
Bazı meyveler içerdikleri yüksek su miktarına bağlı olarak cildi nemlendirmede mükemmeldır. Mesela soyulmuş bir muzu ezerek yüzünüze ve boynunuza nazikçe uygulayın. 15 dakika bekleyin ve kan akımını hızlandırmak için soğuk suyla maskeyi temizleyin.
Maske #5: Salatalık
Salatalığın şaşırtıcı özelliklerini biliyorsunuz: Nefis, taze ve dengeli bir beslenme için harika bir yiyecektir. Cildinizde yaratacağı değişikliklere inanamayacaksınız, hele ki plajda çok güneş altında kalmışsanız etkisini daha iyi farkedeceksiniz. Bir salatalığı soyun ve macun kıvamına gelene dek ezin, (gözleriniz için 2 dilim ayırmayı unutmayın) tüm yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Bol soğuk suyla maskeyi temizleyin, cildinizin ne kadar taze ve nemlenmiş olacağını göreceksiniz.
Kırışıklıklar ve göz altı halkalarına karşı yenileyici maskeler Maske #6: Gergin yüz
Yine bal ve yumurta, güzellik için harika karışım. İki çorba kaşığı balı yumurta beyazıyla karıştırın. Bir çorba kaşığı limon suyu ekleyin ve yüzünüze sürerek hafifçe masaj yapın. Cildinizin gerildiğini hissedeceksiniz. 20 dakika bekleyin ve yüzünüzü yağsız sütle temizleyin.
Maske #7: Gül ve gençlik
Evet, eski zamanlarda bayanlar, kısa ömürlü olan gülün sonsuz gençlik iksiri olduğunu söylerlerdi. Denemek ister misiniz? 5 taze gülün yapraklarını macun haline gelene dek ezin ve yüzünüzde 15 dakika bekletin. Soğuk suyla temizleyin. Sonuçlarını göreceksiniz!
Maske #8: Yoğurt
Kırışıklıklar tecrübe ve olgunluk işaretidir ama kimsenin hoşuna gitmez. Bu maskeyle kırışıklıkları giderebilirsiniz. Bir bardak yoğurdu bir çay kaşığı rezene tohumu ve bitkinin ezilmiş yaprağıyla ile karıştırın. Yüzünüze sürdüğünüzde homojen bir krem halinde olmalıdır. 20 dakika bekledikten sonra ılık suyla temizleyin. Her gün uygularsanız cildiniz müteşekkir olacaktır.
Akne, sivilce ve leke maskeleri 12maske-4
Maske #9: Domates
Domatesin ciltte çeşitli etkileri vardır: Nemlendirme, sıkılaştırma, soyma. Eğer can sıkıcı siyah noktalar ve sivilcelerden kurtulmak istiyorsanız, bir domatesi ikiye bölün ve yüzüne koyun. 15 dakika bekleyin ve ılık suyla temizleyin. Sonuçları göreceksiniz!
Maske #10: Limon
Limon binlerce alanda kullanımı olan bir meyvedir. Lekeleri de yok ettiğini de kim tahmin edebilir! Bir çorba kaşığı balı bir çorba kaşığı limon suyuyla karıştırın. Pamukla cildinize uygulayın ve 20 dakika bekletin. Maskeyi pamukla ve maden suyuyla temizleyin. İyice temizlediğinizden emin olun çünkü cildinizde limon kalırsa güneşe maruziyet durumnda koyu renk lekelere sebeb olabilir.
Uyarıcı maskeler 12maske-5
Maske #11: Çilek
Cildinizde kuruluk hissediyorsanız nemlendirmek ve beslemek için bu harika doğal kremi kullanın. Birkaç çileği ezin ve balla karıştırın. Yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Soğuk suyla temizleyin ve güzelliğinize enerji katttığını göreceksiniz.
Maske #12: Besleyici krem
Peeling sonrası hücrelerinizi uyaracak besleyici bir krem uygulamanız çok iyi olur. 1 çorba kaşığı bal, 1 çorba kaşığı maden suyu, 1 çay kaşığı gül suyu ve 1 çorba kaşığı yoğurt veya sütü karıştırın. Yüzünüze pamukla uygulayın ve 15 dakika bekletin. Bol soğuk suyla yıkayın ve aynada kendinize bakın. Değişiklikleri mutlaka farkedeceksiniz.
Cildinize yardım edin İstediğiniz maskeyi seçebilirsiniz ama unutmayın ki cildiniz sağlığınızı yansıtır. Cildinizi genç ve diri tutmak için dengeli beslenmeli, günde 2 litreden fazla su içmeli, sigara ve alkolden uzak durmalısınız.
kaynak: sagligabiradim.com
Cilt Maskeleri
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıklıklar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
bilmisler · 6 years
Text
Doğal Cilt Maskeleri
https://bilmisler.com/dogal-cilt-maskeleri/
Doğal Cilt Maskeleri
Tumblr media
Cilt vücudumuzun en dış katmanıdır ve kötü etkilere ilk maruz kalan kısımda odur. Günlük hayat koşuşturması içerisinde çoğu zamanda ihmal edilir ve öyle anlar gelir ki ne yaşadığınız ne hissettiğiniz cildinizden sizi ele verir hale gelir. Yaşadığınız tüm stres, üzüntü ve gerginlikler cildinizde birer leke, kırışıklık ya da renk solukluğu olarak geri döner. Cildinize eğer düzenli bakım yapmazsanız bu olumsuzluklar artarak devam edecektir. Cilt bahsedilen durumlar dışında aşırı güneşe maruz kalındığında, aşırı kimyasal ya da makyaj ürünü kullanıldığında, fazla alkol ya da sigara tüketildiğinde, sağlıksız ve düzensiz beslenildiğinde de etkilenen canlı bir dokudur.
Kadın erkek ayrımı yapmadan herkes için önemli görülen cilt sağlığı aslında ufak vakit ayrıldığı zaman evde bile baş edebileceğiniz bir konudur. Yoğun iş temposu ya da maddi imkansızlıklar nedeniyle güzellik merkezlerine gidemeyen kişiler için evde kendi imkanları ile hazırlayabilecekleri harika cilt maskesi tarifleri bulunmaktadır. Sizler için hazırladığımız doğal cilt maskeleri başlıklı yazımızı dikkatli incelediğinizde cildiniz için ilk adımı atmış olacaksınız ve tariflerimizi deneyerek kendinizi şımartacaksınız.
Doğal cilt maskeleri genel olarak alınmak istenen sonuca göre isimlendirilmektedirler. Sıkılaştırıcı maske, nemlendirici maske, gerginleştirici maske, soyucu maske, yenileyici maske, uyarıcı ve ya arındırıcı maske gibi isimlerle telaffuz edilen bu maskeler görüldüğü gibi işlem sonunda cildin alacağı sonucu işaret ederler. Şimdi sizlere bu maskelerden birkaç tarif sunacağız. Mygrizzly.Com
Soyucu (Peeling) Maske Tarifi
Bu maske tarifi için kullanılacak malzemeler;
1 çorba kaşığı bal
2 adet badem
1 çay kaşığı limon suyu
İlk önce ezilerek ince toz haline getirilen bademler bir kap içerisindeki bal ile karıştırılır. Sonra içerisine limon ilave edilir ve iyice karıştırılır. Hazırlanan karışım yuvarlak hareketlerle yüze uygulanır ve 15 dk kuruması için beklenir. Kuruyan maske ılık su ile yüzden temizlenir ve cildin ölü deriden temizlenerek yenilenmesi sağlanır.
Nemlendirici Maske Tarifi
Bu maske tarifi için kullanılacak malzemeler;
1 adet orta boy salatalık
Salatalık su tutucu özelliği çok fazla olan bir sebzedir. Taze ve dengeli beslenme içinde oldukça iyi bir tercih olan salatalık nemlendirici maske olarak ta fayda sağlar. Bu tarif için salatalık soyulur ve iyice ezilerek macun kıvamına getirilir. İlk başta iki dilim gözlere kapamak için ayırmayı unutmamalısınız. Hazırlanan macun kıvamındaki karışım tüm yüze sürülür ve iki dilim gözlere kapatılarak 15 dk beklenir. Süre sonunda soğuk su ile güzelce yıkanan yüz tazelenmiş ve nemini korumuş olacaktır.
0 notes
bilmisler · 6 years
Text
Doğal Cilt Maskeleri
https://bilmisler.com/dogal-cilt-maskeleri/
Doğal Cilt Maskeleri
Tumblr media
Cilt vücudumuzun en dış katmanıdır ve kötü etkilere ilk maruz kalan kısımda odur. Günlük hayat koşuşturması içerisinde çoğu zamanda ihmal edilir ve öyle anlar gelir ki ne yaşadığınız ne hissettiğiniz cildinizden sizi ele verir hale gelir. Yaşadığınız tüm stres, üzüntü ve gerginlikler cildinizde birer leke, kırışıklık ya da renk solukluğu olarak geri döner. Cildinize eğer düzenli bakım yapmazsanız bu olumsuzluklar artarak devam edecektir. Cilt bahsedilen durumlar dışında aşırı güneşe maruz kalındığında, aşırı kimyasal ya da makyaj ürünü kullanıldığında, fazla alkol ya da sigara tüketildiğinde, sağlıksız ve düzensiz beslenildiğinde de etkilenen canlı bir dokudur.
Kadın erkek ayrımı yapmadan herkes için önemli görülen cilt sağlığı aslında ufak vakit ayrıldığı zaman evde bile baş edebileceğiniz bir konudur. Yoğun iş temposu ya da maddi imkansızlıklar nedeniyle güzellik merkezlerine gidemeyen kişiler için evde kendi imkanları ile hazırlayabilecekleri harika cilt maskesi tarifleri bulunmaktadır. Sizler için hazırladığımız doğal cilt maskeleri başlıklı yazımızı dikkatli incelediğinizde cildiniz için ilk adımı atmış olacaksınız ve tariflerimizi deneyerek kendinizi şımartacaksınız.
Doğal cilt maskeleri genel olarak alınmak istenen sonuca göre isimlendirilmektedirler. Sıkılaştırıcı maske, nemlendirici maske, gerginleştirici maske, soyucu maske, yenileyici maske, uyarıcı ve ya arındırıcı maske gibi isimlerle telaffuz edilen bu maskeler görüldüğü gibi işlem sonunda cildin alacağı sonucu işaret ederler. Şimdi sizlere bu maskelerden birkaç tarif sunacağız. Mygrizzly.Com
Soyucu (Peeling) Maske Tarifi
Bu maske tarifi için kullanılacak malzemeler;
1 çorba kaşığı bal
2 adet badem
1 çay kaşığı limon suyu
İlk önce ezilerek ince toz haline getirilen bademler bir kap içerisindeki bal ile karıştırılır. Sonra içerisine limon ilave edilir ve iyice karıştırılır. Hazırlanan karışım yuvarlak hareketlerle yüze uygulanır ve 15 dk kuruması için beklenir. Kuruyan maske ılık su ile yüzden temizlenir ve cildin ölü deriden temizlenerek yenilenmesi sağlanır.
Nemlendirici Maske Tarifi
Bu maske tarifi için kullanılacak malzemeler;
1 adet orta boy salatalık
Salatalık su tutucu özelliği çok fazla olan bir sebzedir. Taze ve dengeli beslenme içinde oldukça iyi bir tercih olan salatalık nemlendirici maske olarak ta fayda sağlar. Bu tarif için salatalık soyulur ve iyice ezilerek macun kıvamına getirilir. İlk başta iki dilim gözlere kapamak için ayırmayı unutmamalısınız. Hazırlanan macun kıvamındaki karışım tüm yüze sürülür ve iki dilim gözlere kapatılarak 15 dk beklenir. Süre sonunda soğuk su ile güzelce yıkanan yüz tazelenmiş ve nemini korumuş olacaktır.
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıkl��klar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıklıklar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıklıklar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıklıklar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
Text
Botoks estetik amaçlı olarak hangi durumlarda uygulanır?
Botoks aslında bir toksindir. Asıl adı Botulinum toksinidir. Yılan zehiri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu toksin insanlarda gıda zehirlenmesine yol açan bir bakteri olan Clostridium botulinum tarafından üretilir. 
Başlıca 8 farklı botulinum nörotoksini vardır. İnsanda tedavi amaçlı kullanılan Botoks, bu alt grupların içinde en güçlüsü olan botulinum toxin tip A’dan üretilerek saflaştırılmış ve zararsız hale getirilmiş bir proteindir. 
Normalde, beynimiz kaslarımıza sinir yolu ile elektriksel uyarılar göndererek kasılmalarını sağlar. Bu elektriksel uyarılar, sinir-kas birleşim yerinde bulunan asetilkolin adı verilen bir madde aracılığı ile kaslarımıza ulaşır. Botoks, bu maddenin salgılanmasını durdurarak, uyarıların kasa ulaşmasını ve buna bağlı olarak kaslarımızın kasılmasını önler. Böylece uygulanan bölgede geçici olarak kısmi bir felç oluşur.
Ülkemizde ve dünyada kaç yıldır uygulanıyor? 
1960’lı yıllarda Botoks şaşılık tedavisinde kullanılmak üzere denenmeye başlamıştır. Bu çalışmalar Botoks’un fazla aktif olan kasların etkinliğini azaltmak için kullanılabilmesi fikrini doğurmuştur. Dünyada Botoks son 15-20 yıldır milyonlarca kişinin tedavisinde kullanılmıştır ve 70’ten fazla ülkenin Sağlık Bakanlıklarınca onaylanmış bir ilaç olarak kullanımı hızla artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde Botoks’un estetik amaçlı kullanımı son 10 yılda belirgin olarak artmıştır.
Güvenli bir yöntem midir? 
Günümüzde Botoks, son derece güvenli laboratuvarlarda üretilmekte ve çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. İlaç yalnızca uygulandığı bölgede etkili olmakta ve vücutta sistemik bir etkiye yol açmamaktadır. Tüm dünyada yüzbinlerce hastanın tedavisinde kullanılmış olan Botoks’un kalıcı bir soruna yol açtığı hakkında bir bilgi yoktur. Botulinum toxin tip B ile ilgili ise henüz çok detaylı çalışma sonuçları bildirilmemiştir. 
Botoks kimlere uygulanabilir? 
Botoks hemen herkeste güvenle kullanılabilecek, bilinen ciddi bir yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak bazı durumlarda kullanımından kaçınılması önerilmektedir: •    Botoksun bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen henüz klinik çalışmaların olmamasından dolayı gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.  •    İlacın anne sütüne karışıp karışmadığı tam olarak kanıtlanamadığından emziren annelerde kullanımı önerilmemektedir.  •    Yine kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasına rağmen  çok gerekli olmadıkça 12 yaşın altındaki çocuklarda uygulanmamalı veya çok dikkatle uygulanmalıdır.  •    Bazı kas hastalıklarında (Myastenia Gravis, Eaton-Lambert  Sendromu) kullanımı önerilmez. •    Aminoglikozid grubu antibiyotikler veya kalsiyum kanal blokörü ilaçları kullananlarda, kas gevşetici ve anestezik ilaçları almakta olanlarda kullanımı önerilmemektedir.  •    Pıhtılaşma bozuklukları olanlarda da uygulama alanlarında sorunlu kanamalara yol açabileceğinden önerilmemektedir.
Hangi durumlarda uygulanır? 
Botoks Plastik Cerrahi’de başlıca deri kırışıklıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak bunun dışında Göz, Kulak-burun-boğaz, Nöroloji, Dermatoloji, Gastroenteroloji, Anüs hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’da birçok kullanım alanı vardır. Şaşılık, yüz ve gözkapaklarında gelişen kas spazmları, boyun eğriliği (tortikollis), spazma bağlı gelişen ses bozuklukları, tükrük bezi fistülleri, uzuvlarda gelişen kas katılıkları, felçli hastalardaki spazmın ve yüzdeki kontrolsüz seyirme ile kendini gösteren tiklerin tedavisinde, aşırı el, ayak ve koltukaltındaki aşırı terlemelerin tedavisinde, yüz felcinde simetriyi yeniden sağlayabilmek amacıyla, yutma güçlüğüne yol açan yemek borusunun spazmotik rahatsızlıklarının (akalazya) ve diğer bazı sfinkter işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda migren tedavisinde de etkili olduğu bildirilmektedir. Bunun dışında aşırı şişmanlığın tedavisinde, anal çatlaklarda (fissür), vajinismusta, mideden yemek borusuna kaçış (reflü) tedavisinde ve yenidoğanlarda bazı ayak anomalilerinde kullanımı sözkonusudur
Estetik amaçlı olarak nerelerde kullanılıyor? 
Yüzdeki çizgilenmeler, mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması ve üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirmesi ile ortaya çıkar. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılması mümkündür. Kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Kaşların arasındaki çizgiler kişinin çatık kaşlı ve kızgın bir bakış ifadesine sahip olmasına neden olur. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler ise kişiye daha yaşlı bir görünüm verir. Botoks uygulaması bu ifadeyi ortadan kaldırırken, aynı zamanda kaşların da hafifçe kalkmasına sebep olur.
Botoksun estetik amaçlı kullanıldığı bölgeler şöyle sıralanabilir:  •    Alındaki yatay çizgiler, •    İki kaş arasındaki (glabella) dikey oluklar, •    Gözlerin dış kenarında kaz ayağı şeklinde yayılan ince kırışıklıklar, •    Burun kökündeki yatay çizgilenmeler, •    Ağız çevresindeki ince kırışıklıklar (sigara çizgileri), •    Dudak köşelerindeki dik çizgilenmeler, •    Çene ucundaki çizgilenmeler, •    Boyunda uzunlamasına oluşan bantlar, Botoks ile geçici olarak ortadan kaldırılabilmekte ya da hafifletilebilmektedir. Alın, kaşların arası, göz kenarları ve ağız çevresi dinamik çizgilerin en sık görüldüğü alanlardır. Botoks’un estetik amaçla en sık kullanıldığı bölge alın ve göz çevresidir.Ayrıca, kaşların dış kısmına kaş kaldırma amaçlı olarak enjeksiyon yapılabilir.
Botoks nasıl uygulanır? Uygulama öncesinde, uygulama sırasında ve uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Botoks uygulamaları ağrılı mıdır?  Isıya oldukça duyarlı olan Botoks üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınır. Botoks, 2-4 mililitre steril ve katkı maddesi içermeyen normal serum (fizyolojik tuzlu su çözeltisi) ile sulandırıldıktan sonra, tedavi edilmek istenen kasların içine çok ince uçlu bir enjektör ile enjekte edilir. Uygulama, hasta oturur veya yarı oturur pozisyonda iken yapılmalıdır. Botoks uygulanmadan önce cilt temizliği için alkol içermeyen bir antiseptik kullanılmalıdır, çünkü alkol Botoks’un aktivitesini engellemektedir. İşlem sonrasında hasta enjeksiyon yapılan bölgeyi ovuşturmamalıdır. Botoks şeker hastalarının kullandığı çok ince iğneler ile enjekte edildiği için, batma hissi çok hafif ve kısa sürelidir. İlacın verilmesinden sonra yine çok kısa süreli bir yanma hissi oluşabilir. Bunların dışında bir rahatsızlık duyulmaz ve uygulama tamamlandığında genellikle hiçbir ağrı kalmaz. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremlerin kullanılması, uygulamanın hemen sonrasında da enjeksiyon yapılan bölgeye hafifçe buz uygulaması ağrıyı ve şişlik oluşmasını azaltır.
Botoks’un etkisi ne zaman başlar? Ne kadar sürer, kalıcı bir uygulama mı? Ne sıklıkla yinelemek gerekir? Botoks uygulamasını izleyen 6-36 saat içinde etki başlar. Etkinin en üst düzeye çıktığı dönem ise 7-14 gündür. Botoks’un etkisini gösterdiği sinir-kas birleşim bölgesinde 3-6 ay içinde yeni sinir yolları oluşur ve kas işlevi bu süre sonunda geri döner. Bu nedenle bir  doz Botoks tedavisi yaklaşık 3-6 ay süren bir etki sağlar. Tedavi genellikle herhangi ciddi bir allerjik reaksiyona yol açmadan istenildiği kadar tekrarlanabilir. Genellikle yılda 2-4 uygulama gerektirmektedir. Şikayetler zamanla değişkenlik göstereceğinden tedavi sonrasında tekrar bir uygulama için gereken süre kişiden kişiye değişkenlik gösterir. 
Tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?  Botoks’un ciddi bir yan etkisi yoktur ve deneyimsiz kişilerin uygulamasına bağlı yan etkiler bile ilacın etkisi geçici olduğundan, genellikle 3 ay içinde tamamen düzelir. Cilt kırışıklıklarını düzeltmek için kullanımı sonrasında nadir de olsa bildirilen bazı yan etkiler gözkapağı düşüklüğü, çift görme, uygulama alanında ufak morarma ve kızarıklıklar, alt gözkapağının sarkmasıdır. Deri kırışıklıklarının tedavisinde bilinçli ve deneyimli eller tarafından uygulandığında yan etkisi çok azdır. Çok nadir olarak, baş ağrısı veya yanlış yere uygulama sonucu geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilir. Enjeksiyon alanında nadiren 2-3 gün sürebilen hafif kızarıklık ve morluk görülebilir, ancak makyajla kolayca kapatılabilir. Diğer hastalıkların tedavisinde uygulandığı bölgeye bağlı olarak hafif yutma güçlüğü, boyun ağrısı, başağrısı, bazen gripal enfeksiyonlara benzer bulgular görülebilir. Doğru bölgelere, doğru dozda uygulanmadığı takdirde yüz mimiklerinin geçici olarak kaybı, istenmeyen kasların felci gibi durumlar söz konusu olabilir.
Alerji yaptığı söylentileri var, bu doğru mu?  Botoksun allerji yapma ihtimali çok düşüktür. İçerdiği proteinlere karşı hassasiyeti olanlarda çok hafif allerjik reaksiyonlara neden olabilse de, bunlar genellikle ciddi bir soruna yolaçmaz.  Botoks etkisiz kalabilir mi? Botoksa karşı bağışıklık kazanılabilir mi?  Botoks uygulamalarında % 3-5 oranında ilaca karşı direnç tespit edilmiştir. Bu direncin Botoks’a  karşı oluşan antikorlara bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak bu direnç gelişimi daha çok ilacın yüksek dozlarda, daha sık aralıklarla kullanılmasının gerektiği durumlarda tanımlanmaktadır. Uygulamalar sırasında tek seferde 100 ünitenin aşılmaması ve ikinci bir uygulamanın ilk uygulamadan en az 3 ay sonra yapılması durumunda direnç olasılığının azalacağı ifade edilmektedir. Deri kırışıklarının tedavisinde kullanılan dozlar düşük olduğundan direnç oluşma olasılığı çok azdır.
Yüz şişkinliği yapar mı?  Botoks ile yüze yapılan dolgu uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır. Botoks bir dolgu maddesi değildir ve yüze uygulanan miktarı çok düşüktür (genellikle 0.5-1 ml). Bu nedenle yüzde belirgin bir şişkinliğe yol açmaz, oluşan çok hafif ödem 2-3 gün içerisinde geçer.
Dolgudan farkı nedir? Hangisi daha avantajlıdır? Plastik cerrahların yüz kırışıklıkları için Botoks dışında kullandıkları yöntemler dermabrazyon (zımparalama), kimyasal veya lazer soyma (peeling), hastanın kendisinden elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları ya da ticari olarak hazır bulunan kollajen veya hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır. Zımparalama ve soyma işlemleri ile hastadan elde edilen yağ ve doku kokteyli enjeksiyonları az da olsa cerrahi bir işlem gerektirmektedir.  İngiltere'de yayımlanan The Times dergisinin bir haberinde Botox ve Dolgu Maddeleri kullanımı ile ilgili bilgi verilmiştir. Bu bilgi ülkemizdeki bazı gazetelerde de çeviri yapılarak yayınlanmıştır.  Bu haberin Türkçeye çevirisi sırasında yapılmış olan önemli hatalar sebebiyle halkımız yanlış olarak bilgilendirilmiştir. TPRECD olarak, bu konudaki uygulamaların plastik cerrahların yetki, sorumluluk  ve uzmanlık alanında olması sebebiyle, halkımızı doğru olarak bilgilendirmek istiyoruz:  
Botox estetik amaçlı olarak özellikle göz çevresindeki cilt kırışıklıklarının düzeltilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca,çok uzun yıllardan beri bir ilaç olarak tıbbin değişik alanlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Botoxun estetik amaçla kullanılmasındaki etkisi geçicidir. Etkisi yaklaşık 6 ay sürer. Kişi elde ettiği sonuçtan memnun ise birkaç kez tekrarlanabilir. Botox, cilt kırışıklıklarına sebep olan mimik kaslarını geçici olarak devre dışı bırakarak etksini ortaya koyar. (Botox, haberde yazıldığı gibi bir dolgu maddesi değildir). Botox tıpta değişik amaçlarla çok uzun yıllardır kullanıldığı için, güvenilir olduğunu kanıtlanmıştır. Uzman doktorlar botoksu güvenle kullanmaktadırlar.  
Dolgu maddeleri cilt kırışıklıklarının içini doldurarak kırışıklık düzeltilmesi için kullanılır. Dolgu maddeleri genel olarak 2 çeşittir:  1- Kalıcı olanlar,  2- Geçici olanlar.  
Enjekte edilen yağ, doku kokteyli, kollajen ve hiyaluronik asit gibi dolgu maddelerinin etki mekanizması botokstan tamamen farklıdır. Bunlar kırışıklıklar altında dolgunluk oluşturarak kırışıklıkları azaltır ve daha genç bir görünüm verirler.   
Kalıcı olan dolgu maddelerinin kullanılmasının yan etkileri ve zararlarının olması sebebiyle, günümüzde kullanılması hemen hemen sonlanmıştır. Derneğimiz bunların kullanılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim, yazıda bahsedilen sorunlar kullanılmaması gereken  kalıcı dolgu maddelerinin hala yetkili ve uzman olmayan, ve çoğunlukla doktor bile olmayan kişiler tarafından uygulanmasının sonucunda ortaya çıkmaktadırlar.  
Geçici dolgu maddeleri ise cilt kırışıklıklarının tedavisinde güvenle kullanılabilir. Bunlar sıklıkla yüz bölgesi ve bazen ellerdeki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılır. Etkileri ortalama olarak 6 ay- 18 ay arasında sürer. Kişi sonuçtan memnunsa tekrarlanabilir.    Geçici dolgu maddeleri normalde insan derisinde bulunan bir maddeden yapılırlar. Geçici dolgu maddeleri tıbbi olarak güvenilirdir. Bunların da etkisi botoks gibi geçicidir ve tekrar edilmesi gerekir. Kullanılacak yöntemin seçilmesi sırasında dikkat edilmesi gereken nokta, hastaya tüm seçenekler sunulduktan sonra hasta ile birlikte, hastaya en uygun yöntemin seçilmesidir.
Botoks pahalı bir uygulama mıdır?  Botoks ısıya oldukça duyarlı olduğu için üretildiği laboratuvardan kullanıldığı ana kadar sürekli olarak soğuk zincirler içinde korunarak taşınmaktadır. İlacın üretilmesinde kullanılan teknoloji hassasiyet gerektirdiğinden yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Sonuçta ilaç Türkiye şartlarında bir miktar pahalı gibi görünmektedir. İlaç yüz kırışıklıklarının tedavisinde kullanıldığında genellikle bir şişedeki dozu markasına bağlı olmak üzere iki-üç kişiye yetmektedir, bu da masrafını bir miktar azaltmaktadır. Ayrıca, birçok pahalı kozmetik ürünün Botoks’la kıyaslanamayacak kadar az etki yaratabilmek için daha fazla masraf gerektirmesi ve sürekli kullanım gerekliliği gözönüne alındığında Botoks aslında aşırı pahalı bir ürün sayılmaz. 
Botoks kremi denilen kremler aynı etkiyi gösteriyor mu?  Piyasada bulunan kremler deriye uygulanır ve yüzeysel olarak derinin özellikle üst tabakalarını etkiler ve kremler sadece yüzeysel ince kırışıklıklarda faydalı olabilirler. Botoks ise hekim tarafından uygun görülen kasların doğrudan içine enjekte edilir ve kas kasılması sonucu oluşan dinamik kırışıklıkları etkin bir şekilde giderir. Etki mekanizmaları tamamen farklıdır. Ancak, botoks tedavisini izleyen dönemde, tedaviye ek olarak kullanılabilirler.
Çok talep var mı?  
Botoksun kullanım alanı artmakta ve yüz kırışıklıklarındaki etkinliği nedeniyle milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelmiştir. Plastik cerrahların uyguladığı cerrahi dışı tedaviler arasında, botulinum toksini uygulaması ilk sıraya oturmuştur.
Botoks yeni kırışıklıklara yol açar mı? Botoks’un etkisi uygulandığı bölge ile sınırlıdır, vücutta dolaşmaz ve kırışıklıklara yol açmaz. Botoks’un etkisinin mimik kaslarına bağlı dinamik kırışıklılar üzerine olduğu unutulmamalıdır. Güneşe ve diğer etkenlere bağlı kırışıklıkların tedavisi için diğer yöntemlerin kullanılması gerekir. 
Botoks uygulamalarına devam etmezsem kırışıklıklarım daha kötü olur mu? Botoks etkisi 3-6 ay civarında sona erdiğinden kırışıklıklar yavaş yavaş ilacın uygulanmasından önceki konumuna döner.  Kırışıklıkların olmadığı döneme alışan hasta için eski haline dönmek kırışıklıkların arttığı şeklinde yorumlanabilse de aslında cilt yavaş yavaş tedavi öncesi durumuna geri döner. 
Migrene de etkili olduğu doğru mu?  Botoksun migrene bağlı başağrılarına etkisi olduğunun görülmesi, aslında estetik amaçlı botoks uygulanan hastalarda tesadüfen ortaya çıkan bir sonuç... Bu konudaki ilk bilimsel veriler 1998-2000 yıllarında ortaya çıktı ve botoks uygulamasının gerçek migren hastalarında, migrene bağlı başağrısı nöbeti sıklığını ve şiddetini; ayrıca başağrısı ile birlikte olan kusmaları azalttığı gösterildi. Botoksun bu etkiyi hangi yolla sağladığı henüz tartışmalı ve bu konuda araştırmalar sürüyor.
Terlemeye karşı da kullanılıyor, bu yaygın bir uygulama mı?  Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Piyasada sadece bir tip Botoks mu var? Hayır. Bugün piyasada botulinum toksin tip A iki ayrı firma tarafından üretilen iki ayrı marka olarak bulunuyor. Bunlardan ilki Botox® (Allergan), diğeri ise Dysport® (Ipsen) adıyla satılıyor. Botulinum toksin tip B ise daha çok nörolojik hastalıklarda kullanılıyor ve Myobloc®  veya Neurobloc®  adıyla bulunuyor.
Botoks kimler tarafından uygulanmalıdır? Görüldüğü gibi botulinum toksininin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Botoks tedavisinden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi ve komplikasyon riskinin en düşük düzeyde olabilmesi için botoksu kullanan kişinin mutlaka bölgenin anatomisine, kasların yerleşimine ve hangi işlevi gördüğü bilgisine hakim, uzman bir hekim olması gereklidir.  Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak uygulanmasında yetkili, sorumlu ve uzman olan  doktorlar Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarıdır. Bunların dışında, bu ilaçların uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ama elde edilen sonuçların güvenirliğinin daha da artması için ve hastalarımızın güvenliği için, Derneğimiz bu uygulamaların Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzman doktorları tarafından uygulanmasının önemine dikkati çekmekte ve halkımıza bu yönde tavsiyede bulunmaktadır.    
Botox ve geçici dolgu maddelerinin estetik amaçlı olarak cilt kırşıklıklarının düzeltilmesinde kullanılması hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ve bunların kendisine uygulanmasını isteyen kişilere Estetik Plastik Cerrahi ve Dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz. 
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes