#Kemal Can Parlak
Explore tagged Tumblr posts
Text
Keşfedin! Türkiye'nin en çok izlenen Twitch yayıncıları hakkında ilginç bilgiler, eğlenceli anılar ve sürpriz sıralamalar bu makalede. Twitch dünyasına bir bakış atın!
Türkiye’nin dijital dünyasında, Twitch yayıncıları adeta bir fenomen haline geldi. Peki, Türkiye’nin en çok izlenen Twitch yayıncıları kimler? Bu yazıda, Twitch platformunda yükselen ve izleyici kitlesini büyüten sevilen yayıncılara bir göz atacağız. Hazır mısınız?
0 notes
Text
CHP Marmaris’te “hukukçu başkan” gelenek oldu
https://pazaryerigundem.com/haber/187155/chp-marmariste-hukukcu-baskan-gelenek-oldu/
CHP Marmaris’te “hukukçu başkan” gelenek oldu
Cumhuriyet Halk Partisi Marmaris İlçe Gençlik Kolu 17. Olağan Kongresinde; son yılların geleneği değişmedi, yine bir hukukçu olan Avukat Haydar Aydın Gençlik Kolu İlçe Başkanı seçildi.
Ata SEVGİ /AjansCANKA
MUĞLA (İGFA) – CHP Marmaris İlçe Başkanı Avukat Ömer Bozdemir ev sahipliğinde; önceki gün Armutalan Kültür Merkezinde gerçekleşen ve tek adayla gidilen kongrede; CHP PM Üyesi Mehmet Alkin Denizaslanı, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ve Marmaris Kent Konseyi Başkanı Hakan Öner de konuk oldu. Bilindiği gibi Marmaris ilçe Başkanı iken CHP Muğla İl Başkanı Seçilen Zekican Balcı, yerine Marmaris İlçe Başkanı seçilen Ömer Bozdemir ve önceki dönem Gençlik Kolu Başkanı olan Reha Ulugergerli de yeni dönem Gençlik Kolu Başkanı seçilen Haydar Aydın gibi Avukatlık mesleğini icra ediyor.
Kongrede söz alan CHP Marmaris yeni dönem Gençlik Kolu Başkanı Avukat Haydar Aydın, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesine dikkat çektiği konuşmasında; ”Doğduğum, büyüdüğüm, sokaklarında oynadığım, formasını terlettiğim Marmaris’ime ve üyesi olmaktan gurur duyduğum partime, Marmaris Gençlik Kolu Başkanı olarak hizmet etmek için ekip arkadaşlarımla birlikte yola çıktık. Bu yolun sonunda karanlığı yırtacak, partimizi iktidar yapacağız!.. Tarih, gençliğin lokomotif görevi üstlendiği nice ilerici hareket ve devrimlerle doludur. Bu hareket ve devrimleri kendimize şiar edinecek, partimizin mücadele kültürüne sahip çıkacağız. Bu mücadele kültürü, Kuva-i Milliyeye can vermiş; orta çağ karanlığına hapsedilmek istenen bir ulusu muasır medeniyetler seviyesine çıkarmıştır. Bununla da kalmamış, gerici ve emperyalist her girişimin karşısında dimdik Tam Bağımsız Türkiye’yi savunmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ten, İsmet İnönü’den, Bülent Ecevit’ten, Turan Emeksiz’den Taylan Özgür’den, Harun Karadeniz’den, Deniz Gezmiş’den, Yusuf Aslan’dan, Hüseyin İnan’dan, Mahir Çayan’dan, Sinan Cemgil’den, güneşe benzeyen Ulaş Bardakçı’dan, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’den, Ali İsmail Korkmaz’dan, Ethem Sarısülük’ten, Abdullah Cömert’ten, Berkin Elvan’dan bize devrolan bu kültürü korumak ve ileriye taşımak görevi bizleri bekliyor yoldaşlar! Bu görevi en iyi şekilde yapacağımızdan, karşımıza çıkan ne olursa olsun üzerine yürüyeceğimizden ve geri adım atmayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin birinci partisi olan şanlı Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapana kadar durmadan ve yorulmadan çalışacağız. Çocukların yatağa aç girmediği; üniversite öğrencilerinin yoksulluktan intihar etmediği, gençlerin, gelecek kaygısıyla ülkemizi terk etmediği; çiftçinin, emeklinin, emekçinin yoksulluğa mahkum edilmediği, gençlerin uyuşturucu bataklığına ve suça sürüklenmediği Türkiye’yi hep birlikte kuracağız, kurmakla görevliyiz! Bu görev, Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesinin ilk cümlesinde, “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” denilerek biz gençlere yüklenmiştir.” dedi.
Avukat Haydar Aydın başkanlığında seçilen CHP Marmaris İlçe Gençlik Kolu Yönetim Kurulu; “İzel Soluk, Mehmet Cenk Halıcı, Mısra Sevdan, Ozan Balta, Deren Turhan, Ömerhan Kaptanoğlu, Melis Tuğrul, Doğukan Çalışkan, Alpay İlhan, Ertuğrul Ozangüç, Selahattin Orbay, Yasin Ergün, Yalçın Aşır Akyüz, Mine İlgün, Tolga Çalışkan, Gül Caner, Yusuf Mert İncedal, Özge Parlak, Tuğrul Çelik Yaraş ve İlkin Yankı Çelik’ten oluştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Kendine Müzisyen Kemal Can Parlak kimdir? Kemal Can Parlak en iyi Twitch yayıncısı ödülünün sahibi oldu! Twitch platformunun sevilen isimlerinden birisi olan Kendine Müzisyen kullanıcı adı ile paylaşımlar yapan Kemal Can Parlak ile fenomen listemize devam ediyoruz. Twitch platformunda yakaladığı başarısı ile diğer sosyal medya platformlarında da hızla yükselen ve fenomen listesinde başı çeken yakışıklı fenomen Kendine Müzisyen kull... https://www.begonya.com/kemal-can-parlak/?feed_id=180574&_unique_id=659fb3fe40e3b
0 notes
Text
ANTAKYA, Turkey—The only road heading into the center of Turkey’s southern Hatay province is already packed with traffic jams as people pour back in to vote in Sunday’s presidential and parliamentary elections.
Out of the roughly 1.1 million registered voters in the province, around 400,000 left when several earthquakes devastated the province in February. Now they are coming back, even if just for a day—and many say it’s explicitly to vote out Turkish President Recep Tayyip Erdogan. They might get good news on Sunday, when the election results could be clear, or a little later if there is a runoff vote, but for now, in the provincial capital of Antakya, there’s little on offer but heartbreak.
Up to 85 percent of the downtown either collapsed or will have to be demolished, according to the Turkish Chamber of Civil Engineers, and much of the infrastructure is out of commission: Many roads are closed, most shops remain shut, and bathroom facilities are scarce. More than 23,000 people were killed in Hatay—the highest provincial death count out of the almost 60,000 overall fatalities—and some registered voters are still missing to this day.
“We are angry, we are devastated, and we want political change,” said Ibrahim Kaja, a 26-year-old voter who traveled two hours from Adana back to Antakya, where his house lies in rubble. Kaja lost nine family members to the Feb. 6 quake, including his younger sister and older brother, who was living just below him in the same house; his brother had a wife and three children. Kaja’s niece died immediately, but he managed to dig out his 12-year-old nephew, Hisamettin, from under the rubble three days after the earthquake, only to watch him die in the car on the way to the hospital. The brother’s third child—another boy—lived but lost a leg. Kaja is adamant that if rescue teams had arrived earlier, four of his family members, including Hisamettin, could have been saved, and he largely blames their deaths on the government.
“Erdogan can never make up for this. If he’s back in power, I’ll leave the country,” Kaja said. All his remaining family members were headed in from Adana to cast their votes for opposition candidate Kemal Kilicdaroglu, who is running neck and neck with Erdogan in the polls. Kilicdaroglu may have gotten a boost with the last-minute withdrawal by another presidential candidate, Muharrem Ince, who could have leached votes from the opposition.
Sunday’s vote is the toughest fight Erdogan will face in his 20-odd years in power. His mismanagement of the economy had already soured plenty of voters this time around. But years of corruption in the construction industry, which many believe contributed to the massive death toll in February’s earthquakes, won him newfound enmity in hard-hit areas such as Hatay. The question isn’t as much whom those people will vote for as how they will be able to vote at all.
“We’re awaiting chaos on election day,” said Akin Parlak, the Republican People’s Party (CHP) head for Hatay’s Defne district. “There’s no accommodation, no food, not enough toilets. Voters won’t be able to avoid traffic jams—many will be retraumatized.”
Still, Antakya, one of Turkey’s more liberal and somewhat secular bubbles, is determined to vote, even though it might just be in the toughest province to make this happen.
Inal Buyukasik, the head of the Chamber of Civil Engineers in Antakya, isn’t optimistic. “After the earthquake, it took almost three weeks to evacuate the city because there’s only one way out. We didn’t receive immediate help after the quake for similar reasons. I worry that many people won’t be able to reach the city and will instead be stuck in traffic jams until polling stations close. You’ve seen the road—it’s narrow. There are no evacuation routes. People take voting very seriously here, but circumstances might just prevent them from doing so,” he said.
Kaja’s family could have registered to vote elsewhere in Turkey, but the deadline to do so passed just weeks after the Feb. 6 earthquake. Between burying family members, trying to save a few belongings from their collapsed homes, and finding temporary shelter, registration wasn’t on their radar. The opposition tried to push for remote polling stations to be set up, but their calls were largely ignored.
So, just days from the May 14 election date, millions of people might be making their way back home. Around 9 million people throughout 11 provinces have been displaced by the earthquakes, and their votes could decisively sway the election.
“Currently, about 4,000-5,000 people are returning to Hatay daily, and we estimate that around 200,000 voters have already made it back. We’re coordinating buses to bring back another 25,000, and on election day, we expect that around 100,000 people will be traveling to Hatay just for the day, just to vote,” said the CHP’s Parlak.
Antakya is CHP territory, he said. Any lost votes would be a potential boon to Erdogan and his Justice and Development Party, which is why so many are taking desperate measures to get to the polls.
Meanwhile, rebuilding has already started in Antakya, potentially good news for those who have been living in tents but still worrisome to architects. “This year’s earthquake hasn’t been researched enough, and even though new homes are constructed to earthquake-proof standards, they might not be safe for Hatay and the types of earthquakes we experience here,” said Mustafa Ozcelik, the head of the local Chamber of Architects. “We’ve seen the collapse of houses built to standard, and this exactly shows that more ground studies need to be conducted first.” He also wants to see Antakya rebuilt, not as a money-grubbing exercise for politicians in power but to preserve what locals boast is a diverse mosaic of cultures and peoples, including Alawis, Armenians, Jews, Christians, and Turks.
Ayfer Temiz wants just that, and she’s one of the few who has remained in Antakya throughout the disaster’s aftermath.
“We lost everything in the earthquake and received little help in return. I’m hoping for a new leader to get Turkey back on its feet. Kilicdaroglu will give us hope,” the 43-year-old said from the green spring garden where she’s currently staying with her three siblings, her husband, and her 6-year old daughter. Temiz lost her house and her parents to the quake.
“When the shaking stopped, we shouted their names into the dark, but there was no response. When the sun came up, we dug them out dead,” Temiz said. “We didn’t bury them immediately but waited for a day for rescue teams to arrive to guide us in the process and make sure we have all legal documents sorted. But no one came. We ended up digging the graves.”
Temiz has been living in a government-donated tent since February, and she says she’s expecting to see a lot of her friends this weekend, traveling in to vote from all across Turkey, even from as far away as Istanbul.
She admits that the trauma and pressure over the past months have been almost unbearable, but she never considered temporary relocation. “I figured it would be more difficult to leave and set up elsewhere. This is home—here, we share pain and hope. This weekend, we’re hoping for a new president.”
0 notes
Text
Firit Abi çok haklısın (küfür var)
#türkiye#türk#wtcnn#wtcn#ferit karakaya#kendine müzisyen#kemal can parlak#jahrein#base42#küfürsokakta#küfürlü sözler#küfürheryerde#küfürbaz#küfür etmek
14 notes
·
View notes
Link
0 notes
Text
Tevfik Fikret / Rumeli'den Babıâli'ye gönderilen şifreleri herkesden önce o öğreniyordu
Şair Tevfik Fikret, ölümünün ellinci yıldönümünde, Hayat dergisinde önemli bir yazıyla anılmıştı. İkinci Meşrutiyet devri Başbakanlık Şifre Müdür Vekili'nin oğlu Nureddin Sevin, o yazıda, şairin özelliklerini, okul yöneticiliğini ve babasının her akşam iş dönüşü arkadaşı Fikret'e neden uğradığını anlatmıştı.
Bundan altmış bir, altmış iki yıl önce pek küçük bir çocuktum. Bebek'te, bugün onun evinin adından faydalanan Aşiyan Gazinosu'nun bitişiğindeki Rumeli yakasının en eski yalısında, teyzemin kızının odasında, her çocuğu çıldırtacak kadar güzel bir oyuncak görmüştüm: Masa üstüne konmuş minimini bir ev!... Açık panjurlarından döşeli dayalı odaları görünüyordu. Çevresi parmaklıklı bahçesinin tarhlarında çiçekleri, çimenleri, ağaçları, hatta minimini insanları vardı. Fakat bunlara elimi sürmem yasaktı. Gene o günlerde bir gün, yalının taş iskelesi üstünde babam kahvesini içerken, Bebek tarafında kısa, lâcivert pelerinli, zarif giyinmiş bir beyle selâmlaşıp konuşmaya başladı; sonra bana seslenerek, "Bak, o senin bayıldığın minimini evi yapan bu beyefendidir" dedi. Ben Tevfik Fikret'i böyle fevkalâde bir insan olarak ilk tanıdığım zaman dört yaşımda ya var, ya yoktum. Meğer o, teyzemin kızının odasında gördüğüm oyuncak ev, henüz tasavvur halindeki Aşiyan'ın, yapıp yapıp beğenmediği maketlerinden biriymiş. O zaman kendisi Rumelihisarı'nda, bundan kırk sene kadar evvel istimlâk edilen iskele başındaki yalısında oturuyordu. Yol üstünde bize sık sık uğrar, kâh bizim yalının önündeki akasyaların altında, kâh taş iskelede babamla konuşurlar, buluşamazlarsa mektuplaşırlardı. Bu konuşmaların konusu, Robert Kolej'in önünde bize ait olan araziden bir kısmını alıp Aşiyan'ı kurmak üzerine oluyormuş. Nihayet 1905'te bugünkü Aşiyan'ın yeri, dostça bir anlaşma ile Fikret'e devredildi ve Aşiyan 1906'da kuruldu. Aşiyan'ın planı, süsleri, Fikret'in kendi resim ve mimarî zevkinin eseriydi; boyaları, duvarlarının kâğıtları, her odanın ayrı üslûpta döşemesi tamamiyle kendi zevkinin buluşlarıydı. Fikret yalnız kendi eviyle değil, sevdiği dostlarının evleriyle de ilgilenirdi. Aşiyan'dan bir sene sonra 1907'de, Aşiyan'ın önüne düşen arazide yapılan bizim yeşil evin planlarını da, hatta birkaç sene sonra, Aşiyan'ın yanına doğru biraz aşağısında kurulan, ablamla eniştem Prof. Feridun Nigâr'a ait beyaz köşkün planını da Tevfik Fikret çizmişti. Her şeyin güzel olmasına meraklıydı, etrafındakilerin de güzel olmasını isterdi. Aşiyan yapılalı iki yıl olmuş, 1908 yaz mevsimi gelmişti. O yazın ilk günlerinde, Sadaret (Başbakanlık) Şifre Müdür Vekilliği etmekte bulunan babam, akşamları Babıâli dönüşünde, doğru Aşiyan'a çıkmaya başlamıştı. Bir akşam, herhalde cuma günü olacak, yokuşun altında buluştular ve alçak sesle konuşarak yukarı çıkmaya başladılar. Fikret, babama bir şeyler okuyordu. Birkaç defa "millet yoludur" sözü kulağıma kadar geldi. Bizim bahçenin önüne gelince ayrıldılar. Bahçemize girerken babama sordum, "millet yolu, ne demek?" babam kaşlarını çattı, "Çocukların bileceği şey değil o; bir daha o sözü ağzına alacak değilsin" dedi. O devirde böyle şeylere alışıktık. Daha evvel bir gün annemin Çerkez tayası çatı arasında sandıkları yerleştirirken hiç duymadığım bir şarkı tutturmuştu: "Beni tahttan indirdiler, Beş çifteye bindirdiler, Topkapı'ya gönderdiler..." Ben sesin geldiği yere yaklaşırken kendisini duyduğumu anlayınca, kadıncağız büyük bir suç işlemiş gibi korkuya kapılmıştı. Söylenenleri anlamaya başladığımız günden beri dışarda bazı korkulu, müphem şeyler olduğunun farkındaydık; hafiye, sürgün, saray gibi muammalı sözlerdi bunlar. Bu "millet yolu" da onlardan biri olacak diye düşünmüştüm. Fakat birkaç gün sonra, o sözlerdeki muammalar birdenbire çözülüvermişti. Artık "hürriyet, adalet, müsavat, Mithat Paşa, Namık Kemal, Kanunu Esasî, Meşrutiyet", o heyecan içinde her gün çıkan yeni yeni gazeteler, dergiler ve Fikret'in çıkardığı Tanin. Meğer babamın akşamları eve gelmeden evvel Aşiyan'a çıkması, Rumeli'nden Babıâli'ye yağdırılan zehir zemberek şifreleri Fikret'e bildirmek içinmiş. Fikret de o sırada dostları olan diğer hürriyetseverlerle görüşürmüş. Doğacak yeni devri karşılamak için yazdığı "Millet Şarkısı"nı, her akşam Rumeli'nden yeni bir müjde getiren babama okuyormuş: Çiğnendi, yeter, varlığımız cehl ile kahre, Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz; Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare, Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz. Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol; Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşa, var ol. 23 Temmuz 1908 günü akşamı, bizim evin arkaya bakan büyük merdiven penceresinden ay doğmuş gibi kuvvetli bir ışık gelmeye başladı. Bir de yukarıya baktık ki, Aşiyan baştan başa, pırıl pırıl fenerlerle donatılmış!... Demek Fikret, Rumeli'nden şifreli telgraflar gelirken Meşrutiyet'i kutlamak için evini donanma fenerleriyle doldurmuştu. Zira senenin 364 gününde ��ç kişinin birleşmesine izin verilmezken, kimse yüksek sesle konuşmaya cesaret edemezken, Abdülhamid'in yıldönümlerinde, bütün İstanbul tımarhaneden boşanmış gibi coşar, oynar, saz takımları sabahlara kadar çalar; şehirde, Boğaziçi'nde iki keçeli evler temelinden saçağına kadar fenerlerle donatılırdı. Fikret o şenliklerde odasının lâmbasını bile yakmazdı. 19 Ağustos 1315'te (1 Eylül 1899) Abdülhamid'in 23'üncü yıldönümünü: Yine biz simsiyah, bütün Bosfor Heyecanlar, ziyalar, alkışlar, Neş'eler, naralarla çalkanıyor. İşte bir dümbelek, düdük ve demin Kıyıdan sallanıp geçen haşarı Serserinin içinde hopladığı Kayık, al, mor, turuncu, mavi, sarı. İşte bir muş, başında bir çalgı; Bir yığın sandal, orta yerde geniş, Süslü bir tekne; hep nuranur. O ne rindane, âşıkane geçiş. Yalılar, dağlar asumana kadar Bir şetaret içinde; yıldızlar, Hele mehtap, onun da bayramı var. Şu büyük cümbüşü umumîde Benzeyen gizli bir tenevvür var, Ne küçük bir pırıltı, bir şebtap, Koca ev sanki bir gunude mezar. diye tarif ettiği perdeleri inik evinde, kapkaranlık bir matem havası içinde sabahı beklerdi. İşte 23 Temmuz 1908'de aradığı hürriyet ilan edilince o da emeline kavuştuğunu sanmış ve Aşiyan'ı renk renk fenerlerle donatmıştı. Fikret'in bu hallerini görüp de onu her şeyi oldu bitti farz edecek yaradılışta, kısa görüşlü sananlar çıkıyor. Fikret, Kanunu Esasî'nin ilk günlerinde, bir taraftan çocuk gibi sevinir, yerinde durup oturamazken, diğer taraftan açık rejimin bütün güçlüklerini düşünür, çarelerini arardı. Vaktiyle "Sis"te: Hep levs-i riya dalgalanır zerrelerinde, Bir zerre-i safvet bulamazsın içerisinde; Hep levs-i riya, levs-i hased, levs-i teneffü; Yalnız bu... ve yalnız bunun ümmid-i tereffü. (...) Milyonla barındırdığın ecsâd arasından Kaç nâsiye vardır çıkacak pâk ü dırahşân? Bugünkü dille: "Zerrelerinde hep ikiyüzlülük kiri dalgalanır; dürüstlükten, temizlikten bir zerre bulamazsın içerisinde; hep ikiyüzlülük kiri, hep kıskançlık kiri; hep çıkarcılık kiri. Yükseliş ümidi yalnız bunda ve yalnız bunun. Milyonla barındırdığın vücutlar arasında temiz ve parlak çıkacak kaç alın vardır?" diye adlandırdığı İstanbul ve koca memleket elbette bir günde tertemiz olamazdı. Kanunu Esasî denilen anayasa nizamını emanet edeceğimiz nesilleri "sis" ortamında yetişen ana babaların çevresinden uzaklaştırmak lâzımdı. Yeni kuşakları, ikiyüzlülük çevresinden uzakta, fakat modern ve meşru bütün eğlence ve ihtiyaçları içinde toplayan, şehir dışında bir yerde bir okul kurmak ve orada yetiştirmek için teşebbüslere girişti. Ve bir anonim şirketin esasını hazırladı. O zaman için büyük bir yekûn olan elli, altmış bin Osmanlı altınına ihtiyaç vardı. İngiliz dostlarından Mr. Allan Ramsay derhal bu meblâğın beşte birini teşkil eden on bin lirayı temin etti.
Kızlara ilkokuldan fazla tahsil sağlayan okul yoktu
Fakat Fikret, yeni mektebi için anonim şirketi kuramadı. Bütün ümidini müdürlüğünü kabul ettiği Galatasaray Lisesi'ne bağladı. Bir taraftan da Millet Meclisi Başkanı Ahmet Rıza Bey'in millete hediye ettiği Kandilli Sarayı'nda, Galatasaray'ın programlarına eşit bir kız lisesi kurulmasına gayret etti ve "Bir Kız Mektebi İçin" manzumesini yazdı. Zira o devre kadar kızlara ilkokuldan fazla bir tahsil sağlayan okul yoktu. "Kızlarını okutmayan millet, oğullarını manevî öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir" diye çağdaşı uygarlıkta tam bir toplum olmak için millete ilk terbiyeyi verecek olan anaların, erkeklerden fazla aydın olmaları gerektiğine kaniydi.
Galatasaray Lisesi'nde Türkiye'nin ilk Türk konferans salonunu (kendisini istifaya mecbur eden miskin dedikoduların konusu konferans salonunu), milleti toplum düzenine bir an önce kavuşturmak için mutlaka okuldan başlamak gerektiğine inandığından yaptırmıştı.
Münazaraya en genç üye başkanlık etsin
Robert Kolej'de de her perşembe "Münazarat Cemiyeti" (yani uğraşmalar, mücadeleler derneği) adını verdiği öğrenci topluluğuna katılır, fakat kendisi hiçbir şeye karışmaz, müzakereleri bir kenardan iftiharla takip ederdi. Benim, koleje girdiğim 1910 yılı ilk toplantısında, şimdi büyükelçilerimizden olan Kadri Rizan'a, "İlk oturumlarda seçim yapılmadan önce en yaşlı üyenin başkanlık etmesi âdettir; biz aksini yapalım, bu ilk celseye küçüklerden biri başkanlık etsin; Kadri Efendi, siz buyrun." demiş, Kadri Efendi de kısa pantolonu ile kürsüye çıkmış ve ayakları yerden kesilmişti.
Fikret, kadınları cemiyet hayatına sokmak için, vefatından iki sene evvel, Namık Kemal'in yıldönümünde Ali Ekrem Bey'in konserli konferansına ailelerimizdeki kadınlarla beraber mutlaka gelmemizi istemiş, Ekrem Bey hem babası hakkındaki konferansını vermiş, hem flüt çalmıştı; eşi piyano, oğlu Cezmi de keman çalarak bir trio vücuda getirmişlerdi. Salon kadınlı erkekli seçkin Türk dinleyicilerle hıncahınç dolmuştu.
Fikret, fazilet ve kemal örneğiydi, herkesin de öyle olmasını isterdi. Bize ilk dersi inci gibi yazısıyla tahtaya yazdığı, "Fazıl ve kâmil şöhretine malik ve bununla müftehir olabilmek evvelâ fazl-ü kemalin ne demek olduğunu anlamak lâzımdır" sözü olmuş; bir saat fazilet ve mükemmellik hakkında öğrencilere sualler sormuş, fikirlerini almış, kendi düşünceleriyle ve misalleriyle bu iki hasletin insan karakterindeki önemini uzun uzun tartışmıştı.
Öğrencilerine "siz" diye hitap ederdi
Riyayı ifade eder diye yere doğru eğilim selâm verdiğimizi istemezdi. Terkipsiz, secisiz cümle yapmamızı tavsiye ederdi. "Bendeniz, zatı âliniz" gibi sözlerden de, "sen" hitabından da hoşlanmazdı. Öğrencilerine "siz" diye hitap ederdi. Onların da kendisine sadece "siz" diye hitap etmesini isterdi. Batılı nezaketin en seçkin örneğiydi.
Son derece temizdi. Elleri her zaman henüz sabunlanmış gibi bembeyazdı. Yakalığı sanki hiç boynuna değmemiş gibiydi. Aşiyan'ın her köŞesi çiçek gibi tertemizdi. Müsveddeleri bile inci gibi güzel yazılıydı. Bir gün vazife defterimi açıp bakarken, Defterin bir kenarını bana doğru çevirerek gözlerini gözlerime dikti. Eyvah! Akşam mürekkebi kurusun diye lâmbaya tutarken orası hafifçe sararmıştı. Hiçbir şey söylememişti; fakat o bakış kâfiydi.
Atatürk onu neden sevmişti?
Ona suç bulmak isteyenler insandan kaçarlığını ileri sürerler. O insandan kaçmaz; riyadan, ikiyüzlülükten kaçardı. Her cuma dostlarını Aşiyan'da toplar, onlarla akşam yemeği yemekten büyük zevk duyardı. İnandığından şaşmaz, eğilmez Fikret, insanın insan gibi yaşamasını en kutsal ülkü sayardı. Ferdin saadeti için aile huzuru, aile huzuru için toplum huzuru, toplum huzuru için millet ve yurt huzuru, yurt huzuru için dünya huzuru şartttı; bütün bunların hepsini sevmek, insan olmak için birinci şartttı. "Yurtta sulh, cihanda sulh" düsturunu koyan Atatürk onu bu meziyetleri için sevmişti.
1918'de, ölümünün üçüncü yıldönümünde, daha "Şehbal"deki Trablusgarp muharebeleri resimlerinden beri tanıdığım o büyük kahramanı, ilk defa Aşiyan'da 19 Ağustos 1918'de yakından görmüş ve kendisine çay vermiştim. O gün Aşiyan'ın imza defterinde, şu sözlerine attığı M. Kemal imzası hâlâ duruyor:
"Tavafı tahatturunda bulunmakla mübahi perestişkâranı Fikret". Riya ve ikiyüzlülük bilmeyen, özü sözü doğru Fikret de onun Milli Mücadelesine yetişmiş olsaydı, elbette o kahraman pereştişkârına uyacak en kudretli mısralarını -Millet Şarkısı'ndaki şu mısraları gölgede bırakacak mısralarını- yazacaktı:
Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır. ............................. Dünyada şereftir yaşatan milleti, ferdi, Silkin şu mezellet tozu uçsun üzerinden; İnsanlığı pâ-mâl eden alçaklığı yık, ez, Billâh yaşamak yerde sürüklenmeye değmez
(Nureddin Sevin, 1965, Hayat Dergisi, arşiv çalışması, dizgi: Ferruh Yazıcı)
2 notes
·
View notes
Photo
Yayıncı Kemal Can Parlak ile Özge Ürün ilişkilerini noktaladı! Ayrılık mesajı herkesi duygulandırdı
0 notes
Text
Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na 'cumhurbaşkanlığı adaylığı' yanıtı
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında, Kılıçdaroğlu'nun "Ortak görüş olursa cumhurbaşkanı adayı olurum" sözlerine yanıt verdi. Bahçeli, şunları söyledi: Katıldığı bir TV programında yoldaşı İP Başkanı'nı ters köşeye yatırıp, 'Ortak görüş olursa cumhurbaşkanı adayı olurum' sözleriyle niyetini açık etmesi, zamanlama itibarıyla üzerinde durulması gereken bir beyanattır. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçmini kazanacağından bu kadar eminse, buyursun aday olsun. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından eminse aday olsun. Korkakça değil, mertçe huzura çıksın. Elinden tutan yok, önüne geçen yok, mani yok. MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın adayı çoktan bellidir. Kılıçdaroğlu'nun önüne geçen yok, aday olmasına mani bir hal yok. Ondan bundan kahkaha bekleyeceğine, kararını belirlesin cesaretle arkasında dursun. Kılıçdaorğlu, yayladaki yoğurda mantı kesiyor, sudaki balığa soğan doğruyor, demem o ki hayal peşinde koşup duruyor. Akli ve zihni melekeleri iyice laçkalaşmıştır MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Emekli amirallerin Montrö bildirisi ile ilgili konuşan Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 104 emekli amiralin bildirisi üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. Bahçeli, "CHP Genel Başkanı, 'Emekli amiraller dünyanın neresinde darbe yapabilir' sorusunu pişkinlikle sorabilmiştir. Anlaşılan Kılıçdaroğlu, cehaletinin kurbanı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır. Kılıçdaroğlu'nun akli ve zihni melekeleri iyice laçkalaşmıştır. Sıkıştıkça denge ve kontrolünü kaybetmektedir" dedi. Bahçeli'nin konuşmalarından satırbaşları şöyle: Ramazan 3 ayların sonuncusu, 11 ayın sultanıdır. Doğru yolun açık ve parlak bir delili olan yüce kitabımızın indirildiği aydır. İnsanlığın maruz kaldığı belaların dallanıp budaklandığı bir dönemde kalp temizliğine çok ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç hali her geçen gün daha da şiddetlenmektedir. Bir yanda iç savaşlar, hakimiyet kavgaları, kutuplaşmış ülkeler, ekonomik zorluklar varken diğer yanda gözle görülemeyecek kadar büyük bir virüsün insanlığa meydan okuyuşu söz konusudur. İlkel dürtüler, ilkesiz yönetimler ne yazık ki beşeriyetin susadığı huzur ufkunu perdelemektedirler. Covid-19 salgını hayatını temel akışını kaygı verecek şekilde bozmuştur. Ramazan ayında sağduyu ve sükunet içinde orucumuzu tutarken, insanlığın hal ve gidişatını mutlaka gözden geçirmemiz zaruridir. Bayramı aslına uygun olarak karşılayabiliriz, vuslat için sabretmeliyiz. Ramazan ayı boyunca kısıtlayıcı tedbirlerle bayramı tıpkı eski günlerdeki gibi kucaklayabiliriz. Bugünkü dar boğazdan çıkabiliriz. Kurtulabilmek için seferberlik içinde hareket etmeliyiz. Covid-19'la mücadelenin başarıyla bitmesi için kurallara uymalıyız. TERÖRLE MÜCADELE Terörle mücadele kararlılık ve kahramanlıkla sürdürülmektedir. Eren Operasyonları başarıyla ve yüksek bir moralle icra edilmektedir. PKK'nın yuvalandığı yerler temizlenmektedir. Hainler Türk devletinin gücünü ve kudretini görmüşlerdir. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Onlar saklanacak biz bulacağız. Şehitlerimizin hesabını sonuna kadar soracağız. PKK can çekişmekte, her yerinden dağılmaktadır. Bu kanlı ve hain şebeke çocuklardan bile terörist devşirecek kadar haindir, şerefsizdir. HDP TEPKİSİ HDP ile ittifak kuranlar aynı zamanda çocuklarımızın düşmanıdır. Terörist Demirtaş'a müspet yaklaşanlar çocuklarımızın, kadınlarımızın, güvenlik güçlerimizin karşısında oluşmuş zillet cephesidir. 3 Eylül 2019'dan itibaren Diyarbakır'da başlayan haklı eylemlerle HDP il binaları önünde evladının peşine düşen anaları selamlıyorum. AMİRALLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA 104 emekli amiralin hazırlayıp 4 Nisan gece yarısı servis ettiği darbe bildirisini haklı çıkarmaya, ifade ve düşünce özgürlüğü kisvesi ile maskelemeye çalışanlar, milli iradeye tahammülü olmayan vesayetçi çevrelerdir. Bu bildirinin arkasında duranların kimin olduğu neyin amaçlandığı elbette bağımsız ve tarafsız mahkemeler aracılığıyla vuzuha kavuşturulacak. Bildiriye imza atmayan ancak imza sürecinde Whatsapp grubuna üye olan emekli bir amiral yayımlanmadan önce değişitirildiğini iddia etmişti. Madem öyleydi, 104 kişiden biri neden itiraz etmedi? Emekli amirallerin iradesinin infal edildiğini ön sürenler boşa uğraşıyor, çünkü her şey gün gibi ortada. Eğer bildirinin son hali İP'in yönetiminde bulunan ve ilk imzacı olan Ergün Mengi tarafından hazırlanmışsa bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir. KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ CHP Genel Başkanı, 'Emekli amiraller dünyanın neresinde darbe yapabilir' sorusunu pişkinlikle sorabilmiştir. Anlaşılan Kılıçdaroğlu, cehaletinin kurbanı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır. Kılıçdaroğlu'nun akli ve zihni melekeleri iyice laçkalaşmıştır. Sıkıştıkça denge ve kontrolünü kaybetmektedir. CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI Katıldığı bir TV programında yoldaşı İP Başkanı'nı ters köşeye yatırıp, 'Ortak görüş olursa cumhurbaşkanı adayı olurum' sözleriyle niyetini açık etmesi, zamanlama itibarıyla üzerinde durulması gereken bir beyanattır. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçmini kazanacağından bu kadar eminse, buyursun aday olsun. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından eminse aday olsun. Korkakça değil, mertçe huzura çıksın. Elinden tutan yok, önüne geçen yok, mani yok. "CUMHUR İTTİFAKI'NIN ADAYI ÇOKTAN BELLİDİR" MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın adayı çoktan bellidir. Kılıçdaroğlu'nun önüne geçen yok, aday olmasına mani bir hal yok. Ondan bundan kahkaha bekleyeceğine, kararını belirlesin cesaretle arkasında dursun. Kılıçdaorğlu, yayladaki yoğurda mantı kesiyor, sudaki balığa soğan doğruyor, demem o ki hayal peşinde koşup duruyor. Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup toplantısında milliyetçilik hakkında işkembeden sallamış. Diliyle omzunu kaşıyan CHP başkanı, sudaki balığa soğan doğruyor. Yıkık değirmende 6 ay bekleyen Kılıçdaroğlu, milliyetçiliği bana da gösterecekmiş. Milliyetçilik senin neyine? Alçak eşek binmeye kolaydır, senin milliyetçiliğin ise yalan üstüne yalan koymaktır. Kendisine tavsiyemiz nifak saçan diline hakim olsun, bizden de uzak kalsın. Bu zavallı bize sürekli, bize küçük ortak diyor. Sanıyorum tedavisi mümkün olmayan bir kompleksin içinde bocalıyor. AKŞENER'E GÖNDERME Aynı üslup İP'in başkanında da vardır. Bize devamlı 'küçük ortak' diyor. 104 emekli amirale 'zevzek' diyen bu iplikçi başı mahalle aralarında dedikodu yapar gibi konuşmaktadır. Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Büyüklüğün Allah'a mahsus olduğu inancındayız. Küçük diye hafife aldığı partimizi FETÖ oyunlarıyla ele geçirme oyunlarını unutmuş değiliz. Biz küçüğüz ama rabbim kimsenin küsuratı yapmasın. RUSYA-UKRAYNA KRİZİ Rusya ile Ukrayna arasındaki sertlik tonu sıcaklığını korumaktadır. Bu iki ülke arasında aklı selimin öne çıkmasını temenni ediyoruz. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı esas olmalıdır. Moskova yönetiminin Donbas bölgesine askeri müdahale seçeceğinin masada olduğunu ifade etmesi milli güvenliğimiz açısından endişe verici gelişmelerdir. ABD Dışişleri Bakanı'nın uyarısı gelişmelerin seyrini değiştirecek boyutta değildir. Bölgesel çatışmadan kaçınmak, diplomasinin diliyle hareket etmek muhatap her ülkenin çıkarınadır. Türkiye'nin kuzeyinde de güneyinde de kuşatma altındadır. Ukrayna ve Rusya arasındaki kutuplaşma derinleşirken eş zamanlı olarak Yunanistan'ın provoke edilmesi ateşle oynamaktır. AB ZİYARETİNDE PROTOKOL TARTIŞMASI AB'nin iki temsilcisinin ziyaretleri esnasında oturma düzeni günlerce tartışılmış, ülkemiz haksızca eleştirilmiştir. Kimin nerede ve nasıl oturacağı belliyken konuyu istismar edenler suçludur. Kimse kusura bakmasın, biz oturacağımız yeri de biliriz, buyur edip oturtacağımız yeri de biliriz. İtalya’nın acemi ve çaylak Başbakanı Sayın Cumhurbaşkanı’na 'diktatör' iftirası atmıştır. Diktatör suçlaması, posta koymak değil, küstah ve kindar bir bühtandır. Diktatör arayan kendi geçmişine bakmalıdır. BERLİN'DE HAZIRLANAN ARAŞTIRMA RAPORU Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hakkındaki sözde araştırma raporu sinsi ve sipariş bir rapordur. Partimizi, yeni hükümet sistemini ve Cumhur İttifakı'nı karalama çalışması bir senaryoya delalettir. Polis ve istihbarat kadroları MHP'ye açılmış diyorlar. Bu Alman vakfının bildiği ne varsa Türkiye'ye bildirmezse dünyanın en melanet vakfı olacağını buradan ilan ediyorum. Read the full article
0 notes
Text
Kendine Müzisyen Kemal Can Parlak kimdir? Kemal Can Parlak en iyi Twitch yayıncısı ödülünün sahibi oldu! Twitch platformunun sevilen isimlerinden birisi olan Kendine Müzisyen kullanıcı adı ile paylaşımlar yapan Kemal Can Parlak ile fenomen listemize devam ediyoruz. Twitch platformunda yakaladığı başarısı ile diğer sosyal medya platformlarında da hızla yükselen ve fenomen listesinde başı çeken yakışıklı fenomen Kendine Müzisyen kull... https://www.begonya.com/kemal-can-parlak/?feed_id=148555&_unique_id=64bffa65ab779
1 note
·
View note
Text
YouTuber Alper Rende'nin Sar Başa Film Fragmanı Yayınlandı!
Yeni haber paylaştı! https://www.mobil13.com/youtuber-alper-rendenin-sar-basa-film-fragmani-yayinlandi-22567.html
YouTuber Alper Rende'nin Sar Başa Film Fragmanı Yayınlandı!
Bir YouTuber daha beyaz perde işine girdi. YouTube’da 2.1 milyon abonesi olan Alper Rende, Sar Başa adında yeni bir komedi filmi ile beyaz perdeye giriş yapıyor. 23 Ağustos 2019’da açılışı yapılacak olan filmin oyuncu kadrosunda ise Alparslan Özmol, Ali Biçim, Kemal Can Parlak (Kendine Müzisyen), Naz Frambuaz gibi yakından tanıdığımız isimler yer alıyor. İşte detaylar..
Sizlerinde bildiği gibi artık yayıncılık denildiğinde TV yayıncılığı değilde, internet yayıncılığı çok fazla ilgi görüyor. Artık birçok kişi böylesine Youtube gibi platformlarda para kazanmaya başladı. İçerik üreticileri, çok büyük kitlelere hitap ederken, her geçen gün bu sayı artıyor.
Ancak içerik üreticileri bu platformda en fazla beyaz perdeye yönelmeye başladı. Tüm dünya genelinde olduğu gibi, ülkemiz de de büyük abonesi olan kanallar, sinemaya yöneliyor. Türkiye’de de içerik üreticilerinden birçok isim bu tarafa yönelmişti.
youtube
Youtube üzerinde 2 milyondan fazla abonesi bulunan ve Youtuber filmlerinden bildiğimiz gibi komedi teması ile beyaz perdeye adım atan Alper Rende‘nin yeni filmi Sar Başa için Youtube platformunda ilk fragman kısa süre önce yayınlandı.
Vizyon tarihi 23 Ağustos 2019.
0 notes
Text
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET KOÇAK 9-ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET FATİH SİVRİ 10-ŞEHİT BİNBAŞI ARSLAN KULAKSIZ 11-ŞEHİT ASTSUBAY ZİYA SARPKAYA 12-ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET UYAR 13-ŞEHİT ÜSTTEĞMEN İBRAHİM TANRIVERDİ 14-ŞEHİT ER ÖMER KAAN KANDEMİR 15-ŞEHİT ONBAŞI HAMZA YILDIRIM 16-ŞEHİT POLİS MEMURU İSA İPEK 17-ŞEHİT POLİS MEMURU SERDAR KAZAR 18-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ GÖKÇE 19-ŞEHİT ER BARIŞ AKKABAK 20-ŞEHİT ER MEDET MAT 21-ŞEHİT ER MANSUR CENGİZ 22-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MUHAMMET ORUÇ 23-ŞEHİT POLİS MEMURU SALİH HÜSEYİN PARÇA 24-ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET ONUR DEMİR 25-ŞEHİT POLİS MEMURU ABDULLAH ÜMİT SERCAN 26-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ACAR 27-ŞEHİT ER ABDULKADİR PEKTAŞ 28-ŞEHİT ER ABDULHALİT ARAS 29-ŞEHİT ER DOĞAN ACAR 30-ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ BEYAZIT ÇEKEN 31-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YAHYA MERTCAN 32-ŞEHİT POLİS MEMURU RESUL KAYAOĞLU 33-ŞEHİT POLİS MEMURU SAVAŞ AKYOL 34-ŞEHİT POLİS MEMURU ŞAHİN POLAT AYDIN 35-ŞEHİT ER BARIŞ AYTEK 36-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FATİH GÖKŞEN 37-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ VELİ ATEŞ 38-ŞEHİT ASTSUBAY DURSUN TAŞTİKEN 39-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YASİN GENCER 40-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İBRAHİM TAŞ 41-ŞEHİT ASTSUBAY MUHAMMET GÜRLEK 42-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HAŞİM DİRİK 43-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSA SAYDAM 44-ŞEHİT KOMİSER AHMET ÇAMUR 45-ŞEHİT ASTSUBAY NURETTİN ÖZTÜRK 46-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUHAMMET TUFAN 47-ŞEHİT KORUCU YAKUP AKTÜRK 48-ŞEHİT TEĞMEN HUBEYB TURAN 49-ŞEHİT ASTSUBAY METİN AYDEMİR 50-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI LATİF ADIGÜZEL 51-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HAKAN AKTÜRK 52-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FERDİ GEREKLİ 53-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BARIŞ AKIN 54-ŞEHİT ER MEHMET HALİL BARKIN 55-ŞEHİT ER RECEP BEYCUR 56-ŞEHİT ER ÖMER ERÜSTÜN 57-ŞEHİT ER BAHADIR AYDIN 58-ŞEHİT ER EMRE KAAN ARLI 59-ŞEHİT YÜZBAŞI ALİ ALKAN 60-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MEHMET KARA 61-ŞEHİT ER AHMET BIÇAKÇI 62-ŞEHİT ASTSUBAY KENAN CEYLAN 63-ŞEHİT POLİS MEMURU YAKUP METE 64-ŞEHİT POLİS MEMURU OKTAY UÇAR 65-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖKKEŞ KORKMAZ 66-ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH KILBEY 67-ŞEHİT POLİS MEMURU TANJU SAKARYA 68-ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ RIZA GÜNEŞ 69-ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET GILIÇ 70-ŞEHİT POLİS MEMURU İLKER NARİN 71-ŞEHİT POLİS MEMURU YILMAZ DİKMEN 72-ŞEHİT POLİS MEMURU OLGUN KURBANOĞLU 73-ŞEHİT ER YUSUF BEYLEM 74-ŞEHİT ER BATIKAN AVCI 75-ŞEHİT EMNİYET AMİRİ İBRAHİM HALİL AKSOY 76-ŞEHİT POLİS MEMURU AKİF HATUNOĞLU 77-ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET HÜSEYİN BALTA 78-ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET AKALIN 79-ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT SAVAŞ KALE 80-ŞEHİT ALBAY İLKER ÇELİKCAN 81-ŞEHİT KOMANDO UZMAN ÇAVUŞ TOLGA ARTUĞ 82-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI ÖZGÜR YATAKDERE 83-ŞEHİT ER ADNAN ERGEN 84-ŞEHİT ER UĞUR YILDIZ 85-ŞEHİT ER RESUL COŞKUN 86-ŞEHİT ONBAŞI FATİH DURU 87-ŞEHİT ER CİHAN AKSARI 88-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TAYFUR HANÇER 89-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TUĞRUL KÖSEOĞLU 90-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HARUN SALTALI 91-ŞEHİT ER MUHARREM ÖKSÜZ 92-ŞEHİT ASTSUBAY CEMRE SALİH GÖZEN 93-ŞEHİT ASTSUBAY OKAN TAŞAN 94-ŞEHİT ASTSUBAY DENİZ GÖÇKÜN 95-ŞEHİT ASTSUBAY MUSTAFA ÖZDEMİR 96-ŞEHİT BAŞKOMİSER MEHMET PARLAK 97-ŞEHİT POLİS MEMURU YUSUF YELKENCİ 98-ŞEHİT POLİS MEMURU FEHMİ ŞAHİN 99-ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ KOÇ 100-ŞEHİT POLİS MEMURU HALUK VARLI 101-ŞEHİT POLİS MEMURU BURAK ZOR 102-ŞEHİT POLİS MEMURU YALÇIN PALIT 103-ŞEHİT POLİS MEMURU YAŞAR DOĞANCAY 104-ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN ESER 105-ŞEHİT POLİS MEMURU İBRAHİM DERİNDERE 106-ŞEHİT POLİS MEMURU ADEM CAN KURTARAN 107-ŞEHİT POLİS MEMURU BEKİR FERHAT KAYA 108-ŞEHİT POLİS ERCAN HIRÇIN 109-ŞEHİT ER GÖKHAN ÇAKIR 110-ŞEHİT POLİS MEMURU AYDIN NAZİLLİOĞLU 111-ŞEHİT POLİS MEMURU KADİR ÖZKARA 112-ŞEHİT POLİS MEMURU SONER YILDIRIM 113-ŞEHİT POLİS MEMURU ŞAHİN ALTMIŞ 114-ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ ÖZTÜRK 115-ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET TUHAL 116-ŞEHİT POLİS MEMURU SERKAN ÇÖLKESEN 117-ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI OKTAY İZGİ 118-ŞEHİT POLİS MEMURU ÇAĞDAŞ ASLAN 119-ŞEHİT POLİS MEMURU SEZGİN ULUDAĞ 120-ŞEHİT POLİS MEMURU VEYSEL BURAK ERGÜL 121-ŞEHİT POLİS MEMURU CÜNEYT BANKUR 122-ŞEHİT POLİS MEMURU SERKAN SAKA 123-ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN BAYRAM 124-ŞEHİT KORUCU OSMAN İNAL 125-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ALİ SARAK 126-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ ÇAKAR 127-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ALİ BOZKURT 128-ŞEHİT BİNBAŞI YAVUZ SONAT GÜZEL 129-ŞEHİT POLİS MEMURU SÜLEYMAN ÇAKIR 130-ŞEHİT POLİS MEMURU BİRCAN İLHANLI 131-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İZZET ALPER TAŞBAŞ 132-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YUNUS ARDA 133-ŞEHİT POLİS MEMURU NEDİM ERBAY 134-ŞEHİT POLİS MEMURU EMRE AKBAŞ 135-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TOLGA TOPÇUOĞLU 136-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SİNAN UÇAN 137-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI HAKAN ÖCALAN 138-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI HASAN BÜBER 139-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI DOĞAN AKGÖBEK 140-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI ŞÜKRÜ ŞAHİN 141-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UFKU DEMİREL 142-ŞEHİT POLİS MEMURU YAŞAR UYSAL 143-ŞEHİT POLİS MEMURU SALİH EROĞLU 144-ŞEHİT POLİS MEMURU CEM TAYFUN 145-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İLKER TOSUN 146-ŞEHİT POLİS MEMURU ÖZGÜR GÜMÜŞ 147-ŞEHİT POLİS MEMURU YUSUF DİRİ 148-ŞEHİT POLİS MEMURU FURKAN ÇELİK 149-ŞEHİT ER ARİF ORHAN ŞENER 150-ŞEHİT YARBAY İHSAN EJDER 151-ŞEHİT ÜSTTEĞMEN ÜNAL DARBOĞAZ 152-ŞEHİT ASTSUBAY TURGAY TOPSAKALOĞLU 153-ŞEHİT ASTSUBAY SAMET ÇAKIR 154-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET ŞİMŞEK 155-ŞEHİT ASTSUBAY ONUR SÖNMEZ 156-ŞEHİT ASTSUBAY RAHMİ YILAN 157-ŞEHİT ASTSUBAY ÖMER KILIÇOĞLU 158-ŞEHİT ASTSUBAY FATİH TOMUŞOĞLU 159-ŞEHİT POLİS MEMURU VEDAT KILIÇASLAN 160-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA SAĞLAM 161-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UĞUR UĞURLU 162-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NURULLAH YEŞİLDAĞ 163-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KEMAL MERMER 164-ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH DİK 165-ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN ÇAKICI 166-ŞEHİT POLİS MEMURU SADIK ÖZKAN 167-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SADIK APARANGİL 168-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ CANER ÇELİK 169-ŞEHİT POLİS MEMURU NECMİ ÇAKIR 170-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BEYTULLAH TERCAN 171-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UĞUR AKYER 172-ŞEHİT ASTSUBAY ERDEM ERTAN 173-ŞEHİT POLİS MEMURU HİLMİ BARDAKÇI 174-ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN ASLAN 175-ŞEHİT POLİS MEMURU SABRİ ALTINBAŞ 176-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YAVAŞ 177-ŞEHİT TEĞMEN ALTUĞ PEK 178-ŞEHİT ASTSUBAY AHMET ÇELİK 179-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İBRAHİM BAĞCI 180-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SELİM VURAL 181-ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI ENİS KIRIMLI 182-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET GÖZÜTOK 183-ŞEHİT POLİS MEMURU SERDAL TOPRAK 184-ŞEHİT KOMİSER UMUT TUNÇAY 185-ŞEHİT YÜZBAŞI İBRAHİM BARIŞ YURTSEVEN 186-ŞEHİT SİVİL MEMUR SABRİ OĞLAK 187-ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET ÇİFTASLAN 188-ŞEHİT POLİS MEMURU CENGİZ ERDUR 189-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SEZER AYDEMİR 190-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ERGÜN KARACA 191-ŞEHİT ER SERKAN VURAL 192-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HALİL KARAKUŞOĞLU 194-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET BURAK DEMİRCİ 195-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA KATIRLI 196-ŞEHİT POLİS MEMURU MESUT DEMİRKAN 197-ŞEHİT POLİS MEMURU HAYDAR ÇETİN 198-ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ AHMET KABUKÇU 199-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA NOHUT 200-ŞEHİT POLİS MEMURU NURİ YAZANEL 201-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERKAN HAS 202-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YAŞAR YENİÖREN 203-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SAMET PİŞKİN 204-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BİRKAN GÜNDÜZ 205-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EREN KILIÇ 206-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İSLAM ÇAKAR 207-ŞEHİT POLİS MEMURU ATİLLA GÜNEŞ 208-ŞEHİT ASTSUBAY SIDDIK ULUOCAK 209-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERDAR DENİZER 210-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UFUK FESLİ 211-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KADİR KAYVENİ 212-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NECATİ YENİKAPI 213-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FARUK GEZEN 214-ŞEHİT ASTSUBAY KENAN YILDIZ 215-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ERDOĞAN KAYA 216-ŞEHİT POLİS MEMURU EROL AKTÜRK 217-ŞEHİT POLİS MEMURU KENAN ARDIÇ 218-ŞEHİT POLİS MEMURU ORHAN DİLEKÇİ 219-ŞEHİT ASTSUBAY ABDÜLKADİR ÖNER 220-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KENAN KARABACAKLI 221-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NUH ÖZDEMİR 222-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSA YÜCE 223-ŞEHİT KORUCU MEHMET AYGÜN 224-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ RAMAZAN EMET 225-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÜMİT İNAN 226-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TOLGA SAĞLAM 227-ŞEHİT POLİS MEMURU ÖNDER ERTAŞ 228-ŞEHİT POLİS MEMURU BUHARİ AĞÇELİK 229-ŞEHİT ASTSUBAY METİN KILDIŞ 230-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NAZMİ AYYILDIZ 231-ŞEHİT POLİS MEMURU AYHAN DEMİREL 232-EHİT POLİS MEMURU MEHMET ŞENOL ÇİFTÇİ 233-ŞEHİT MEVLÜDE İREM ÇİFTÇİ 234-ŞEHİT POLİS MEMURU YALÇIN YAMANER 235-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UĞUR ŞAHİN ( KIRŞEHİR) 236-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ UĞUR ŞAHİN (ADANA) 237-ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ BULDUK 238-ŞEHİT POLİS MEMURU MAHMUT BİLGİN 239-ŞEHİT POLİS MEMURU ERSİN YILDIRIM 240-ŞEHİT POLİS MEMURU GÜLTEKİN TIRPAN 241-ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ CAN ÖZTÜRK 242-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YAŞAR 243-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FAZLI ALTUNTAŞ 244-ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMÜR ERBAY 245-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ ŞAHİN 246-ŞEHİT POLİS MEMURU BAYRAM ÖZDERE 247-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ CANER VURAL 248-ŞEHİT ÜSTTEĞMEN UĞUR TAŞÇI 249-ŞEHİT YÜZBAŞI YİĞİTCAN ÇİĞA 250-ŞEHİT ASTSUBAY ÖZGÜR ERDOĞAN 251-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN ATEŞ 252-ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI ZEKERİYA BİLGEN 253-ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET BORA TAYFUR 254-ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ YUSUF HALDUN USLU 255-ŞEHİT ASTSUBAY TAMER MERİÇ 256-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ADEM AKTAŞ 257-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SELÇUK PAKER 258-ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET UNKUN 259-ŞEHİT KORUCU MURAT SEVİM 260-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA TURANLI 261-ŞEHİT POLİS MEMURU MUZAFFER CAN ERSOY 262-ŞEHİT POLİS MEMURU NURETTİN ADEMOĞLU 263-ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN ÜNALDI 264-ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI BURHAN GAFTAR 265-ŞEHİT POLİS MEMURU ADEM KELEŞ 266-ŞEHİT POLİS MEMURU TANER CİNPOLAT 267-ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMER GÜNEY 268-ŞEHİT ASTSUBAY AHMET SEMERCİ 269-ŞEHİT JANDARMAN ASTSUBAY NUSRET ATMACA 270-ŞEHİT TEĞMEN RECEP ERDOĞAN 271-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BEKİR ŞİMŞEK 272-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HÜSEYİN ŞERBETÇİ 273-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERCAN BULAK 274-ŞEHİT RECEP DURGUT 275-ŞEHİT SERDAR CEBECİ 276-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÖKSAL CİN 277-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ RECEP ASLAN 278-ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA BÜYÜKPOYRAZ 279-ŞEHİT ESRA KÖSE BAŞARAN 280-ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NEBİ ARSLAN 281-ŞEHİT POLİS MEMURU UĞUR KUTKU 282-ŞEHİT TEĞMEN ABDÜLSELAM ÖZATAK 283-ŞEHİT ASTSUBAY ÜNAL BIÇAKÇI 284-ŞEHİT UZMAN ERBAŞ NAMIK KEMAL ÖZATA 285-ŞEHİT POLİS MEMURU ARİF DEMİR 286- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA ALTINDAL 287- ŞEHİT POLİS MEMURU İSMET FATİH ALAGÖZ 288- ŞEHİT POLİS MEMURU ABDULKADİR OĞUZ 289- ŞEHİT POLİS MEMURU TAYFUN YÜCE 290- ŞEHİT POLİS MEMURU NEBİ GÜNDOĞAN 291- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HASAN TALAY 292- ŞEHİT POLİS MEMURU OSMAN YURT 293- ŞEHİT ER VEDAT DOLANÇAY 294- ŞEHİT POLİS MEHMETGÜNGÖRDÜ 295- ŞEHİT ER ARİF SUBAŞOĞLU 296- ŞEHİT YÜZBAŞI FATİH YAŞAR 297- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN ATEŞ 298- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN ÖZ 299- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YUSUF ALSANCAK 300- ŞEHİT JANDARMA UZM.ONB KADİR GENÇ 301- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HÜSEYİN ÖLMEZ 302- ŞEHİT POLİS MEMURU KEMAL YILMAZ 303- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ENVER BUĞUR 304- ŞEHİT PİYADE SÖZ. ER MUSTAFA UYĞUN 305- ŞEHİT JANDARMA AST. MEHMET DİNÇ 306- ŞEHİT JANDARMA AST. SEÇKİN ÇİL 307- ŞEHİT JANDARMA AST HALİT ZİLANİ ÇELİK 308- ŞEHİT JANDARMA ER KADİR GÖRGÜLÜ 309- ŞEHİT JANDARMA ER RECEP BODUR 310- ŞEHİT JANDARMA ER FATİH YENİAY 311- ŞEHİT JANDARMA ER MUSTAFA BİLGİLİ 312- ŞEHİT JANDARMA ER MUSTAFA NERKİS 313- ŞEHİT POLİS MEMURU VEYSİ KAKI 314- ŞEHİT POLİS MEMURU MÜCAHİT SOYDEMİR 315- ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMER FARUK SAYIL 316- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERCAN YILMAZ 317- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BURAK GÜNEŞ 318- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ONBAŞI OSMAN KAYA 319- ŞEHİT ASTSUBAY KD.ÇVŞ FEYYAZ İLHAN 320- ŞEHİT ASTSUBAY ÜST.ÇVŞ UĞUR FETİH ÖZDEMİR 321- ŞEHİT ASTSUBAY BÇVŞ. MEHMET KUTLU 322- ŞEHİT ASTSUBAY KD.BÇVŞ ERKAN TÜMER 323- ŞEHİT ASTSUBAY BÇVŞ EREN ÖRDEK 324- ŞEHİT ASTSUBAY KD.BÇVŞ RECEP GÜLEN 325- ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YENER 326- ŞEHİT ASTSUBAY ÜÇVŞ. MEHMET KORAY PINAR 327- ŞEHİT ASTSUBAY KD.BÇVŞ ERTAN AKGÜL 328- ŞEHİT ASTSUBAY KD.BÇVŞ CÜNEYT SERTEL 329- ŞEHİT ASTSUBAY KD.BÇVŞ İBRAHİM BARAN 330- ŞEHİT ER ALİ ÖZTAŞ 331- ŞEHİT SİVİL MEMUR AYŞEGÜL PÜRNEK 332- ŞEHİT SİVİL MEMUR FİLİZ KOÇAK 333- ŞEHİT SİVİL MEMUR YILDIZ DEMİRTAŞ 334- ŞEHİT SİVİL MEMUR FİGEN GÜNDÜZ 335- ŞEHİT SİVİL MEMUR GÜLŞEN YILDIZ 336- ŞEHİT SİVİL MEMUR FEVZİYE KAYİŞ 337- ŞEHİT SİVİL MEMUR GÜNER ALTINOK 338- ŞEHİT SİVİL MEMUR MERYEM YILMAZTÜRK 339- ŞEHİT SİVİL MEMUR MUSTAFA HALİLOĞLU 340- ŞEHİT SİVİL MEMUR SEDAT DURĞUN 341- ŞEHİT SİVİL MEMUR MUAMMER KOSACI 342- ŞEHİT SİVİL MEMUR ORÇUN MUNYAS 343- ŞEHİT SİVİL MEMUR MUSTAFA KÜÇÜK 344- ŞEHİT SİVİL MEVLÜT ÖKSÜZOĞLU 345- ŞEHİT SİVİL CUMALİ AKMAN 346- ŞEHİT SİVİL FATMA BERNA ATMACA 347- ŞEHİT JANDARMA AST.ÜST.ÇVŞ HÜSEYİN GÜMÜŞ 348- ŞEHİT PİYADE ÜSTEĞMEN ENES DEMİR 349- ŞEHİT PİYADE AST.KD.ÇVŞ DOĞUKAN TAZEGÜL 350- ŞEHİT ER OĞUZ ARSLAN 351- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERDAR AKIN 352- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ COŞKUN KARABULUT 353- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA KALFE 354- ŞEHİT J.ASB.ÇVŞ HAMZA KIRAÇ 355- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SELÇUK DOST 356- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YETKİN ERŞAN 357- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN KABLAN 358- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA HAKAN KAÇAR 359- ŞEHİT ASTSUBAY BURHAN KAPLAN 360- ŞEHİT ASTSUBAY ÖMER KOCA 361- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA ÇETİN 362- ŞEHİT ASTSUBAY CAN ÇALIŞKAN 363- ŞEHİT POLİS MEMURU EREN YÜCA 364- ŞEHİT ASTSUBAY ABDÜLKADİR ÇELİK 365- ŞEHİT JANDARMA ÜSTEĞMEN EMRAH ŞAHİN 366- ŞEHİT JANDARMA UZM.ONBAŞI MEHMET KARADAL 367- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FATİH EFİLOĞLU 368- ŞEHİT POLİS MEMURU ERCAN GÜNAY 369- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT DÜNDAR 370- ŞEHİT JANDARMA ÜSTEĞMEN MEHMET ÇİFTÇİ 371- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSA YILMAZ 372- ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET UYGUN 373- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İBRAHİM TETİK 374- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÜRSEL DEMİR 375- ŞEHİT POLİS MEMURU MUZAFFER TUFANER 376- ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN YILMAZ 377- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ VEDAT ÖZ 378 -ŞEHİT POLİS NEVZAT ALAGÖZ 379- ŞEHİT ASTSUBAY KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ ÖMÜR GÜLÜNAY 380- ŞEHİT POLİS MEMURU EBUBEKİR DURMUŞ 381- ŞEHİT POLİS MEMURU KAZIM ESMER 382- ŞEHİT POLİS MEMURU GAFFARİ GÜNEŞ 383- ŞEHİT POLİS MEMURU TURGUT İNANÇ 384- ŞEHİT POLİS MEMURU CEBRAİL AKSÖZ 385- ŞEHİT POLİS MEMURU OĞUZHAN GÜNAYDIN 386- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BİLAL KURTOĞLU 387- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SÜLEYMAN İYİKUL 388- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ CEMİL TURAN 389- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI AYHAN KIYMACI 390- ŞEHİT POLİS MEMURU EMRE BEKER 391- ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN OSMAN KARADUMAN 392- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HİDAYET ATMIŞ 393- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÖKHAN BAYRAKTAR 394- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EMRE TUNCA 395- ŞEHİT ASTSUBAY HALİT HALAL 396- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ RAŞİT ATCI 397- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI KUBİLAY ER 398- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUAMMER FARUK SALGAR 399- ŞEHİT POLİS MEMURU YASİN BORAN 400- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT YATARKALKMAZ 401- ŞEHİT JANDARMA ASTSUBAY GÖKHAN BAKIR 402- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YILDIRIM OFLAZ 403- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI ULAŞ AÇIKGÖZ 404- ŞEHİT POLİS MEMURU OSMAN BELKAYA 405- ŞEHİT POLİS MEMURU CEMİL KOÇ 406- ŞEHİT JANDARMA ASTSUBAY HALİL TÜRKOĞLU 407- ŞEHİT JANDARMA ASTSUBAY MUSTAFA GÖKÇELİ 408- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SABRİ ACEM 409- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA ŞAHİN 410- ŞEHİT POLİS MEMURU EMRE FISTIKEKEN 411- ŞEHİT KORUCU ABDULLAH FİDAN 412- ŞEHİT ÜSTEĞMEN İSMAİL CAZGIR 413- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ VEDAT AYKUT 414- ŞEHİT POLİS MEMURU COŞKUN NAZİLLİ 415- ŞEHİT YÜZBAŞI HALİL ÖZDEMİR 416- ŞEHİT UZM. J.V. KAD. ÇVŞ İBRAHİM ETİZ 417- ŞEHİT PİYADE ÜSTEĞMEN ERDEM KESKİN 418- ŞEHİT POLİS MEMURU VOLKAN ÇAY 419- ŞEHİT POLİS MEMURU İDRİS BOLAT 420- ŞEHİT POLİS MEMURU KENAN KUMAŞ 2015 YILININ İLK ŞEHİDİ... 421- ŞEHİT BAŞ POLİS MEMURU ALPER ZOR 422- ŞEHİT POLİS MEMURU NECDET ALICI 423- ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH MEHMET ERTUĞRUL 424- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YİĞİTALP 425- ŞEHİT POLİS MEMURU SERKAN TALAN 426- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA KARAKAYA 427- ŞEHİT POLİS MEMURU İLYAS KAYGUSUZ 428- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÖKHAN ALICI 429- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EMRE SARITAŞ 430- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI MUSTAFA SEZGİN 431- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SAMİ SAYGI 432- ŞEHİT POLİS MEMURU İSRAFİL KARGI 433- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BEKİR KELLECİ 434- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ AYCAN ÖZDİL 435- ŞEHİT JANDARMA ÇVŞ ATİLLA KAYA 436- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET POLAT 437- ŞEHİT UZMAN JANDARMA KAD. ÇVŞ. İBRAHİM AKDEMİR 438- ŞEHİT KORUCU ADNAN DURAK 439- ŞEHİT ASTSUBAY SELÇUK KARABAKLA 440- ŞEHİT BİNBAŞI TURGAY ÇELİK 441- ŞEHİT POLİS MEMURU YAŞAR YAVAŞ 442- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI TAMER AKTAŞ 443- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖZCAN MUTLU 444- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUHAMMED SAİD ÇELİK 445- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT KÜPELİ 446- ŞEHİT EMNİYET AMİRİ DOĞAN SAKARYA 447- ŞEHİT POLİS EMNİYET AMİRİ ZAFER KURT 448- ŞEHİT BİNBAŞI AHMET KARAMAN 449- ŞEHİT KORUCU RIFAT KAYA 450- ŞEHİT POLİS MEMURU SALİH TAÇ 451- ŞEHİT POLİS MEMURU ERKAN BAŞPEHLİVAN 452- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET BENLİ 453- ŞEHİT POLİS MEMURU SERKAN YILMAZ 454- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SEZGİN BURAK CANTÜRK 455- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HALİS UYSAL 456- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ CİHANGİR CAN 457- ŞEHİT ÜSTEĞMEN ONUR İLKHAN 458- ŞEHİT ASTSUBAY TEVFİK AYHAN GENÇLEŞEN 459- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KADİR DEMİRYÜREK 460- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA KARAMAN 461- ŞEHİT POLİS MEMURU OZAN ÖZMEN 462- ŞEHİT POLİS MEMURU HIDIR GENÇASLAN 463- ŞEHİT ASTSUBAY YASİN TEKİN 464- ŞEHİT JANDARMA ER MUSTAFA ÖZEL 465- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI SİNAN YAYLA 466- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ERDAL ÇETİN 467- ŞEHİT POLİS MEMURU KÜRŞAT İNAN 468- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN DANACI 469- ŞEHİT POLİS MEMURU RECEP TÜMEN 470- ŞEHİT POLİS MEMURU SİNAN KUNDURACI 471- ŞEHİT UZM.ONBAŞI FURKAN AYDEMİR 472- ŞEHİT POLİS MEMURU ABDULLAH DELİBAŞ 473- ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN YURTOĞLU 474- ŞEHİT ASTSUBAY MURAT ERDİ EKER 475- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HABİB GÖKÇE 476- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YÜCEL YILMAZ 477- ŞEHİT JANDARMA ER ÖZKAN ÖZDEN 478- ŞEHİT JANDARMA ER VOLKAN KARATEPE 479- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ETHEM HACIMAHMUTOĞLU 480- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SÜLEYMAN KUL 481- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEVLÜT ÇETİNKAYA 482- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUHAMMET YILMAZ 483- ŞEHİT POLİS MEMURU COŞKUN ÖZCAN 484- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ŞEVKET KOLANKAYA 485- ŞEHİT ÜSTEĞMEN RAHİM ÇELİK 486- ŞEHİT ASTSUBAY SERDAL UYANIK 487- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TURAN ÇELİK 488- ŞEHİT YÜZBAŞI ALPER KALEM 489- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HAKAN DUYĞAL 490- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SİNAN ORUÇ 491- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERDAR YILDIRIM 492- ŞEHİT POLİS MEMURU YUSUF ERİN 493- ŞEHİT POLİS MEMURU SERDAL ŞAKİR 494- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BURAK SARAÇLI 495- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HACI OSMAN AYYILDIZ 496- ŞEHİT PİYADE ONBAŞI MUTTALİP SOYLU 497- ŞEHİT PİYADE ER AYHAN ERDOĞAN 498- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÖKHAN ASLAN 499- ŞEHİT JANDARMA ER ADEM GÜL ( Bitlis'te vatani görevini yaparken bilinmeyen bir nedenle arkadaşının silahının kazayla ateş alması sonucu şehit olmuştur) 500- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NUMAN ÖKSÜZ 501- ŞEHİT POLİS MEMURU YÜCEL KURTOĞLU 502- ŞEHİT PİYADE UZM.ONBAŞI BEKİR ANIL ERDAL 503- ŞEHİT ASTSUBAY ADİL YURTOĞLU 504- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ÖTER 505- ŞEHİT BAŞÇAVUŞ ZAFER ÇALIŞKAN 506- ŞEHİT POLİS MEMURU ERGİN ŞARA 507- ŞEHİT JANDARMA ER SEFA UZUN ( Tunceli/Elmalı Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yaparken elektrik akımına kapılarak şehit olmuştur) 508- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET KILINÇ 509- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FERHAT AKTAŞ 510- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ CENGİZ POYRAZ 511- ŞEHİT PİYADE YÜZBAŞI RIZA FIRAT (Şehidimiz Hatay Dörtyol'da arazi arama tarama faaliyetinde kayalıklardan düşerek şehit olmuştur) 512- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ENGİN ŞAHİN 513- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET ÇAM 514- ŞEHİT POLİS MEMURU FERHAT ARSLAN 515- ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH NAİR (Şehidimiz görev esnasın da şüpheli şahısların mukavemeti neticesi yaralanarak kaldırıldığı hastahanede şehit olmuştur) 516- ŞEHİT POLİS MEMURU ERSAN GÜRPINAR 517- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ABDULLAH ŞİMŞEK 518- ŞEHİT PİYADE AST.KD.ÇVŞ ÖMER SADETTİN BAKIR 519- ŞEHİT ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ MEKAN ŞAHİN 520- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ NAZMİ KAPUCU 521- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İBRAHİM AKARSU 522- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FATİH ÖZDEMİR 523- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUAMMER ARI 524- ŞEHİT PİLOT ÜSTEĞMEN BURAK ABİKEBAHŞİ 525- ŞEHİT PİLOT ÜSTEĞMEN MÜJDAT KEREM ŞAHAN 526- ŞEHİT ASTSUBAY EKREM ÇELİK (Şehidimiz Kırklareli/Pınarhisar'da zırhlı askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olmuştur) 527- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İRFAN MERT 528- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ TUNAHAN KARTAL 529- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ KAZIM AY (Şehidimiz Ağrı Dağı bölgesinde arazi taramasında kayalıklardan düşerek şehadet mertebesine erişmiştir) 530- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN VURĞUN 531- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SEDAT SAĞIR 532- ŞEHİT ASTSUBAY ANIL GÜL 533- ŞEHİT ULAŞTIRMA UZMAN ÇVŞ VELİ DEMİRYÜREK 534- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ GÖKHAN DÜNDAR 535- ŞEHİT P.SÖZ.ER RECEP ALPMALA 536- ŞEHİT P.SÖZ.ER BESTAMİ GÜLER 537- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖZGÜR KARA 538- ŞEHİT ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ ERHAN YILDIRIM 539- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HASAN BASRİ TEK 540- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HASAN KAHRAMAN 541- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖZER SALİK 542- ŞEHİT POLİS MEMURU MÜCAHİT ERBAŞ 543- ŞEHİT PİYADE SÖZLEŞMELİ ER MEHMET DEMİR 544- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ FIRAT KILIÇ 545- ŞEHİT POLİS MEMURU YILMAZ BOZKURT 546- ŞEHİT POLİS MEMURU SERVET ILDIZ (Şehidimiz görev sırasın da trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 547- ŞEHİT G.K.K KAZIM KAVAK 548- ŞEHİT P.SÖZ.ONB. CUMA AKIL 549- ŞEHİT SÖZ.ER ALPER AL 550- ŞEHİT POLİS MEMURU FIRAT PALAMUT 551- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SELÇUK BEKİ 552- ŞEHİT BİNBAŞI KIVANÇ CESUR 553- ŞEHİT ASTSUBAY MURAT DEMİRCİ 554- ŞEHİT ASTSUBAY İBRAHİM TIRAŞ 555- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MURAT SARIGÜL 556- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EMRE TÜRKMEN 557- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FERDULLAH KAYKUSUZ 558- ŞEHİT J.ASTSUBAY Ü.ÇVŞ SALİH YILDIRIM 559- ŞEHİT KORUCU ŞEHMUS BORU 560- ŞEHİT KORUCU TAHSİN DEMİR 561- ŞEHİT POLİS MEMURU UĞUR YILDIZ 562- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ŞÜKRÜ ÖNGÜN 563- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ CANER ERDEN 564- ŞEHİT PİYADE ÜSTEĞMEN MEHMET DÜZENLİ 565- ŞEHİT POLİS MEMURU CUMA BİLEK 566- ŞEHİT POLİS MEMURU YAKUP KURT 567- ŞEHİT POLİS MEMURU OSMAN BODUR 568- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OKAN KORKUT 569- ŞEHİT POLİS MEMURU SABRİ EMİR (Şehidimiz görev esnasın da motosiklet çarpması sonucu şehit olmuştur) 570- ŞEHİT ER İSA ERGİN (Şehidimiz Ağrı Doğubeyazıt'ta askerlik görevini yaparken nöbet esnasında kalp krizi geçirmesi sonucu şehit olmuştur.) 571- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET AKPINAR 572- ŞEHİT KORUCU TUNCER AKTAŞ 573- ŞEHİT ASTSUBAY ARİF ÇAKIR 574- ŞEHİT HAVA PİYADE AST.ÜST.ÇVŞ CEYHUN MUMCU(Şehidimiz Ankara 4.üstde paraşüt kazası sonucu şehit olmuştur) 575- ŞEHİT KORUCU ABDURRAHMAN FİDAN 576- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖZGÜR TOK 577- ŞEHİT JANDARMA ER SALİH BULUT 578- ŞEHİT POLİS MEMURU YAŞAR ÖZLEM 579- ŞEHİT POLİS MEMURU EMRAH PEKDOĞAN 580- ŞEHİT POLİS MEMURU DUHA BEKER 581- ŞEHİT POLİS MEMURU RAMAZAN KIRBOĞA 582- ŞEHİT POLİS MEMURU KADİR CİHAN KARAGÖZLÜ 583- ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN TOPÇU 584- SİVİL ŞEHİT HAKAN TEKİN 585- SİVİL ŞEHİT ESRA TEKİN 586- SİVİL ŞEHİT ELİF TUTUŞ İNCE 587- SİVİL ŞEHİT AHMET BAYRAKTAR 588- ŞEHİT BAYAN POLİS MEMURU NEFİZE ÖZSOY 589- ŞEHİT BAYAN POLİS MEMURU ŞERİFE ÖZDEN KALMIŞ 590- ŞEHİT POLİS MEMURU ÖKKEŞ ÖZDEMİR 591- SİVİL ŞEHİT FAHRETTİN EKİCİ 592- SİVİL ŞEHİT BEKİR SAYAN 593- SİVİL ŞEHİT HAYRİYE SAYAN 594- ŞEHİT KORUCU ESAT YEŞİL 595- ŞEHİT KORUCU AHMET DEMİRCAN 596- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ İSMAİL YÜKSEL 597- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MESUT ARDIÇ 598- ŞEHİT POLİS MEMURU NİHAT ŞENER (Şehidimiz Adana'da zırhlı aracın kaza yapması sonucu şehit olmuştur) 599- ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH ERDOĞAN (Şehidimiz görev esnasın da silah temizliği yaparken, silahın patlaması sonucu şehit olmuştur) 600- ŞEHİT POLİS MEMURU ENGİN BALCI (Şehidimiz görev esnasın da silahının kazara ateş alması sonucu şehit olmuştur) 601- ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET EMİN ÇELİK (Şehidimiz arkadaşının silahının ateş alması sonucu şehit olmuştur) 602- ŞEHİT TEĞMEN SERDAR ALBAYRAK (Şehidimiz 10.09.2015 te Foça da eğitim esnasında seken mermi sonucu şehit olmuştur) 603-ŞEHİT KORUCU SALİH ERTEN 604 ŞEHİT POLİS MEMURU AYHAN ÖLÇER 605-ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET OFLAZ (Şehidimiz Adana'da zırhlı aracın kaza yapması sonucu şehit olmuştur) 606- ŞEHİT ER FERHAT YILDIRIM (Şehidimiz Şırnak/Uludere/Bağlıca Hilal Karakolunda vatani görevini yaparken elektrik çarpması sonucu şehit olmuştur) 607- ŞEHİT ER MUHAMMET DUMAN (Şehidimiz arkadaşının silahının kazayla ateş alması sonucu şehit oldu) 608- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ ÖMER HARUN DEMİR 609- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ONBAŞI MEHMET AŞKAR 610- ŞEHİT ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ MUSTAFA AYNA 611- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OĞUZ EMRE ERKOÇ 612- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HARUN KOÇAK 613- ŞEHİT ASTSUBAY MUSTAFA GEVREK 614- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KERİM ÖRTÜCÜ 615- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ DANİYAR 616- ŞEHİT JANDARMA ER MÜCAHİT ŞİMŞEK 617- ŞEHİT ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ ŞÜKRÜ CEYLAN 618- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ EMRAH AYTEMİZ 619- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ASLANGİRAY 620- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ HASAN HÜSEYİN GÜL 621- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YILDIRIM 622- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ AYHAN KAYA 623- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ ERDEM ÜNAL 624- ŞEHİT GÜMRÜK MUHAFAZA MEMURU UMUT SAKAROĞLU (İstanbul Atatürk Havalimanına yapılan hain saldırı da şehit olmuştur) 625- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ YUSUF ATAL 626- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ SAMET ŞARE 627- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BEHÇET AVCI 628- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YUNUS AKTAŞ 629- ŞEHİT JANDARMA ER MURAT GÖZAL (Şehidimiz Şanlıurfa'nın Harran İlçe Jandarma Komutanlığı’nda nöbet değişimi sırasında doldur-boşalt yapan askerin silahından çıkan mermiyle yaralanmış 11 gün sonra tedavi gördüğü hastanede şehit olmuştur) 630- ŞEHİTJ. ASTSUBAY ÜÇVŞ. İSMAİL DEMİR 631- ŞEHİT JANDARMA YARBAY SADETTİN ŞAHİN 632- ŞEHİT JANDARMA PİLOT YARBAY HİLMİ ÖZER 633- ŞEHİT PİYADE ER SONER SÜYLÜ (Şehidimiz Şırnak'ta vatani görevini yaparken, arkadaşının silahından çıkan kaza kurşunu ile şehit oldu. 634- ŞEHİT KÖY KORUCUSU MEHMET GENÇ 635- ŞEHİT J.ASTSUBAY ADEM ALGIN 636- ŞEHİT JANDARMA ER ORKUN ALPARSLAN 637- ŞEHİT JANDARMA ER EYÜP ÖKSÜZ 638- ŞEHİT KORUCU TURANBEG GÜNOCAK 639- ŞEHİT ASTSUBAY ÇAVUŞ KAMİL YELMEN 640- ŞEHİT ASTSUBAY ÇAVUŞ BURAK ERTEN 641- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA ALTINEL 642- ŞEHİT ER OSMAN ER 643- ŞEHİT ER YUNUS YILMAZ 644- ŞEHİT POLİS MEMURU YILMAZ GÜNDÜZ (Şehidimiz Hakkari'de nöbet değişimine giderken zırhlı aracın kaza yapması sonucu şehit olmuştur) 645- ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN HÜSEYİN ÇALIŞKAN 646- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ÜNALDI 647- ŞEHİT POLİS MEMURU SİNAN AKDEMİR 648- ŞEHİT POLİS MEMURU EROL ÖNCEL (Şehidimiz Hakkari'de nöbet değişimine giderken zırhlı aracın kaza yapması sonucu şehit olmuştur) 649- ŞEHİT POLİS MEMURU EDİP ZENGİN 650- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET ORUÇ 651- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ORUÇ 652- ŞEHİT POLİS MEMURU NİYAZİ ERGÜVEN 653- ŞEHİT BAYAN POLİS MEMURU SEVDA GÜNGÖR 654- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI GÜLŞAH GÜLER 655- ŞEHİT KOMİSER KÜBRA DOĞANAY 656- ŞEHİT KOMİSER ZEYNEP SAĞIR 657- ŞEHİT EMNİYET AMİRİ FİKRET METİN ÖZTÜRK 658- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT ALKAN 659- ŞEHİT POLİS MEMURU YUNUS UĞUR 660- ŞEHİT POLİS MEMURU HURŞİT UZEL 661- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ÇETİN 662- ŞEHİT POLİS MEMURU EYÜP OĞUZ 663- ŞEHİT POLİS MEMURU EROL İNCE 664- ŞEHİT POLİS MEMURU NEDİP CENGİZ EKER 665- ŞEHİT POLİS MEMURU MÜNİR ALKAN 666- ŞEHİT POLİS MEMURU DEMET SEZEN 667- ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ ÖNDER GÜZEL 668- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET KARACATİLKİ 669- ŞEHİT POLİS MEMURU BİROL YAVUZ 670- ŞEHİT POLİS MEMURU FATİH DALGIÇ 671- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET ÇAKIR 672- ŞEHİT POLİS MEMURU SERDAR GÖKBAYRAK 673- ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET OĞUZ KILINÇ 674- ŞEHİT POLİS MEMURU OZAN ÖZEN 675- ŞEHİT POLİS MEMURU AKİF ALTAY 676- ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN YORULMAZ 677- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN GÖRAL 678- ŞEHİT EMNİYET AMİRİ MÜNİR MURAT ERTEKİN 679- ŞEHİT ÖZEL HAREKAT DAİRE BAŞKANI MUSTAFA TECİMEN 680- ŞEHİT POLİS MEMURU KEMAL TOSUN 681- ŞEHİT POLİS MEMURU CÜNEYT BURSA 682- ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ UFUK BAYSAN 683- ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ ZAFER KOYUNCU 684- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT ELLİK 685- ŞEHİT P.ASB.KD.BÇVŞ. ÖMER HALİS DEMİR 686- ŞEHİT POLİS MEMURU FIRAT BULUT 687- ŞEHİT ÖZEL HAREKAT ŞUBE MÜDÜRÜ DURSUN ACAR 688- ŞEHİT POLİS MEMURU SERKAN GÖKER 689- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET DEMİR 690- ŞEHİT KOMİSER CENNET YİĞİT 691- ŞEHİT KOMİSER SEHER YAŞAR 692- ŞEHİT ÖZEL HAREKAT ŞUBE MÜDÜRÜ MERİÇ ALEMDAR 693- ŞEHİT POLİS MEMURU MUHSİN KİREMİTÇİ 694- ŞEHİT POLİS MEMURU HALİL HAMURYEN 695- ŞEHİT POLİS MEMURU FEVZİ BAŞARAN 696- ŞEHİT POLİS MEMURU TURGUT SOLAK 697- ŞEHİT POLİS MEMURU YAKUP SÜRÜCÜ 698- ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN GÜLHAN 699- ŞEHİT POLİS MEMURU KÖKSAL KAŞALTI 700- ŞEHİT POLİS MEMURU AYTEKİN KURU 701- ŞEHİT POLİS MEMURU ALPASLAN YAZICI 702- ŞEHİT POLİS MEMURU FARUK DEMİR 703- ŞEHİT POLİS MEMURU FERHAT KAYA 704- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN KALKAN 705- ŞEHİT POLİS MEMURU FERHAT KOÇ 706- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA SERİN 707- ŞEHİT POLİS MEMURU VELİT BEKTAŞ 708- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ŞEVKET UZUN 709- ŞEHİT POLİS MEMURU YASİN BAHADIR YÜCE 710- ŞEHİT POLİS MEMURU İBRAHİM AKIN 711- ŞEHİT POLİS MEMURU ÇAĞDAŞ TAMKOÇ 712- ŞEHİT POLİS MEMURU RAMAZAN DONAT 713- ŞEHİT P.KUR.ALB SAİT ERTÜRK 714- ŞEHİT TOPÇU ASB.KD.BÇVŞ. BÜLENT AYDIN 715- ŞEHİT P.UZMAN ÇAVUŞ HALİT YAŞAR MİNE 716- ŞEHİT POLİS MEMURU HALİT GÜLSER 717- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET AKİF SANCAR 718- ŞEHİT KORUCU EMİN AKYILDIZ 719- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA ASLAN 720- ŞEHİT BAŞ POLİS MEMURU VAROL TOSUN 721- ŞEHİT POLİS MEMURU KÜRŞAT ENGİN YILMAZ 722- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET CAN 723- ŞEHİT POLİS MEMURU SALİH AKSU 724- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN GÜMÜŞ 725- ŞEHİT POLİS MEMURU KAĞAN KILIÇ 726- ŞEHİT POLİS MEMURU RAMAZAN AKYÜREK 727- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET DEMİR 728- ŞEHİT POLİS MEMURU METİN MALKAV 729- ŞEHİT JANDARMA ER AHMET ALTUN (Şehidimiz Aksaray’da görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 730- ŞEHİT ULAŞTIRMA ER SEDAT KAYA (Şehidimiz Kıbrıs'ta vatani görevini yaparken görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 731- ŞEHİT ASTSUBAY METİN UYSAL 732- ŞEHİT PİYADE ONBAŞI ÖMER ÖNER 733- ŞEHİT PİYADE ER MİKAİL YAŞA 734- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ NUH KÜRŞAT TEMİZYÜREK 735- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ OSMAN YILDIRIM 736- ŞEHİT POLİS MEMURU ABDULLAH BOZKURT 737- ŞEHİT POLİS MEMURU HAMZA IRMAK 738- ŞEHİT JANDARMA TEĞMEN SELİM COŞKUN 739- ŞEHİT ASTSUBAY İBRAHİM BETİN 740- ŞEHİT ASTSUBAY BEKİR EREN DENİZ 741- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HASAN KELEŞ 742- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SERCAN ÖZKUL 743- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SAMET AKTAŞ 744- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA TÜNEL 745- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HÜSNÜ ERKUT 746- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ HAMDİ KARAGÖZ 747- ŞEHİT J.KOMD.ER DOĞAN KAYA 748- ŞEHİT J.KOMD. ER MUHAMMET ALİ SARI 749- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ FIRAT TORUNOĞLU 750- ŞEHİT BAŞKOMİSER BÜLENT YURTSEVEN 751- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ TONGA (Şehidimiz görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 752- ŞEHİT POLİS MEMURU ABDULLAH BIYIK 753- ŞEHİT POLİS MEMURU DURAN MELEMİR 754- ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN KOÇER 755- ŞEHİT POLİS MEMURU OĞUZ SÜNBÜL 756- ŞEHİT POLİS MEMURU YUNUS EMRE DOĞAN 757- ŞEHİT POLİS MEMURU BEKİR DENİZ 758- ŞEHİT POLİS MEMURU OSMAN ERAY KARADEMİR 759- ŞEHİT ER İSMAİL ÇİL 760- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA GÖRENOĞLU 761- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ESEN 762- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TUNCAY KÜSSEN 763- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BAHATTİN DOLMA 764- ŞEHİT KORUCU İDRİS ASLAN 765- ŞEHİT KORUCU RECEP ASLAN 766- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YUNUS EMRE 767- ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMER FARUK BOL 768- ŞEHİT KORUCU YUSUF SÖNMEZ 769- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HALİL İBRAHİM KARA 770- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KADİR KARAMAN 771- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SALİH HAYIRSÖZ 772- ŞEHİT PİYADE SÖZ. ER AHMET HİLMİ YİĞİT 773- ŞEHİT PİYADE ER TAYFUR ÇANKAYA 774- ŞEHİT PİYADE ER BAYRAM KAVCI 775- ŞEHİT TNK. ÇAVUŞ AHMET SUNA 776- ŞEHİT POLİS MEMURU NURETTİN TEKİN 777- ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET BOZOĞLU (Şehidimiz görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 778- ŞEHİT POLİS MEMURU DURMUŞ POLAT 779- ŞEHİT POLİS SONER BOZ (Şehidimiz görev esnasında meydana gelen trafik kazasında yaralanmış olup tedavi gördüğü hastanede şehit olmuştur) 780- ŞEHİT KORUCU CİHANGİR YILDIZ 781- ŞEHİT POLİS MEMURU YAKUP KILINÇ 782- ŞEHİT POLİS MEMURU NAZİF KAPLAN 783- ŞEHİT POLİS MEMURU SALİH ZENGİN 784- ŞEHİT POLİS MEMURU SİRAÇ BALPETEK 785- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET GÜLBAHAR 786- ŞEHİT POLİS EVLADIMIZ HÜSEYİN UTKU GÜLBAHAR (5 Yaşında terörün çirkin yüzüyle tanışıp şehit oldu) 787- ŞEHİT ASTSUBAY YAVUZ GÖKHAN ŞAHİN (Şehidimiz Sarayburnu açıklarında bir yük gemisinin Sahil Güvenlik botuna çarpması sonucu şehit olmuştur) 788- ŞEHİT ÜSTEĞMEN RIZA YÜCEL (Şehidimiz Sarayburnu açıklarında bir yük gemisinin Sahil Güvenlik botuna çarpması sonucu şehit olmuştur) 789- ŞEHİT ER SİNAN GÖKTAŞ (Şehidimiz Sarayburnu açıklarında bir yük gemisinin Sahil Güvenlik botuna çarpması sonucu şehit olmuştur) 790- ŞEHİT POLİS MEMURU HACI AHMET ÖZTÜRK 791- ŞEHİT KORUCU MÜSLÜM YALDIZ 792- ŞEHİT POLİS MEMURU YUSUF KENAN MUTLU 793- ŞEHİT POLİS MEMURU SERHAT ÖZTÜRK 794- ŞEHİT POLİS MEMURU ELVAN ÖZBAY 795- ŞEHİT J.ÜTĞM. ÖMER BOZKURT 796- ŞEHİT J.ASB.ÇVŞ T.MUSAP SALÇUK 797- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ MİKAİL DAŞÇİ 798- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ ADEM ÖZEN 799- ŞEHİT J. UZM.ONB. MESUT DEMİR 800- ŞEHİT POLİS MEMURU SERACETTİN KILINÇ (Şehidimiz Adıyaman'da görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 801- ŞEHİT POLİS MEMURU MUHAMMET ACAR 802- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ PEHLÜL ORUK 803- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHDİ UZUN (Şehidimiz İstanbul Bahçelievler de Bıçaklı Saldırı Sonucu Şehit Olmuştur) 804- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BÜLENT DEMİRKAYA (Şehidimiz Sarayburnu açıklarında bir yük gemisinin Sahil Güvenlik botuna çarpması sonucu şehit olmuştur) 805- ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMER SÖNMEZ 806- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MURAT DURMAZ 807- ŞEHİT POLİS MEMURU SELVET ŞİMŞEK (Şehidimiz Adıyaman'da görev esnasında trafik kazası sonucu yaralanmış olup tedavi gördüğü hastanede şehit olmuştur) 808- ŞEHİT KORUCU İDRİS DEMİR 809- ŞEHİT KORUCU TARIK AYDEMİR 810- ŞEHİT PİYADE ÜSTEĞMEN ORHAN ÜNSAL 811- ŞEHİT JANDARMA ER HÜSEYİN KAVALBACAK 812- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ KERİM ÜYE 813- ŞEHİT ASTSUBAY ENDER FATİH YILMAZ 814- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ÖZKAN BİLGİÇ 815- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA ESER 816- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ONUR ALKAN 817- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI UĞUR KARTAL 818- ŞEHİT POLİS MEMURU MERT ER (Şehidimiz Hakkari'de görev esnasında zırhlı araç kazası sonucu şehit olmuştur) 819- ŞEHİT JANDARMA ER FATİH ÇAYBAŞI 820- ŞEHİT POLİS MEMURU HARUN MAYTALMAN 821- ŞEHİT POLİS MEMURU ERHAN ÖZTÜRK 822- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ OSMAN BUDAK 823- ŞEHİT POLİS MEMURU TAYFUN DOĞAN 824- ŞEHİT POLİS MEMURU ABDÜLHAMİT KAYA 822- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET DAMA 826- ŞEHİT POLİS MEMURU BURAK MART 827- ŞEHİT POLİS MEMURU FERHAT BOZKURT 828- ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN KINCAK 829- ŞEHİT POLİS MEMURU HALİL İBRAHİM ERİÇ 830- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ERCAN ÇELİK 831- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ZEKİ UĞUR 832- ŞEHİT JANDARMA ER TUNAHAN DOKTUR 833- ŞEHİT PİYADE UZMAN ONBAŞI KERİM KEÇECİ 834- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SAVAŞ BATU 835- ŞEHİT KORUCU İHSAN TAŞ 836- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MURAT KASIM 837- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HALİT ŞİLTAK 838- ŞEHİT POLİS MEMURU GÖKHAN ÖZDEMİR 839- ŞEHİT KORUCU MUZAFFER ALADAĞ 840- ŞEHİT KORUCU MEHMET ALADAĞ 841- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ KADİR ÇELEBİ 842- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ MANSUR CANSIZ 843- ŞEHİT J.UZM.ONB. CEM KANBUR 844- ŞEHİT KORUCU YILMAZ ALPSOY 845- ŞEHİT J.ÜSTEĞMEN HARUN PARLAK 846- ŞEHİT ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ SUAT PETEK 847- ŞEHİT ASTSUBAY KD. ÇVŞ. AYDIN ERYILMAZ 848- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ GÖKHAN ŞENGÜL 849- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ ENES KOÇAK 850- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ ALİ DOĞAN KILIÇ 851- ŞEHİT J. UZM.ONB. SÜLEYMAN BUDAK 852- ŞEHİT J. UZM.ONB. SALİH TORTUM 853- ŞEHİT POLİS MEMURU BÜLENT AY (Şehidimiz Diyarbakır Bismilde görev esnasında trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 854- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ HAŞİM YENİGÜL 855- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. YUNUS EMRE UÇAR 856- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. YUNUS EMRE ARAL 857- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ NACİ YAVUZ 858- ŞEHİT PİYADE ASTSUBAY KD.ÇVŞ BAHRİ UÇUŞ 859- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ.HULİSİ EMRE DİLCİ 860- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. ENES PELİT 861- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ. SERCAN GEDİKLİ 862- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ. MURAT DEMİRCİ 863- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ. HASAN YAŞAR 864- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ. ÖMER ŞENEL 865- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. FAHRETTİN LİVÇALKAN 866- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. TOLGA AKDAŞ 867- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. SERKAN BURSALI 868- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ MÜLAZİMOĞLU 869- ŞEHİT POLİS MEMURU RAMAZAN YILMAZ 870- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ ERDİNÇ 871- ŞEHİT PİYADE UZM.ÇVŞ. ZİYA ÖZKOZANOĞLU 872- ŞEHİT ASTSUBAY ÇAVUŞ MUHAMMED KOŞAN 873- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ OSMAN KARAKUŞ 874- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YAVUZ METE 875- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HALİL GEDİK 876- ŞEHİT UZMAN ER BURAK KARAKUŞ 877- ŞEHİT UZMAN ER BURAK TÜRKOĞLU 878- ŞEHİT POLİS MEMURU MAHMUT SARITAŞ (Şehidimiz Denizli'de görev esnasında meydana gelen trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 879- ŞEHİT KOMİSER ALİ CAN DÖVÜŞCÜ(Şehidimiz Muğla Milas'ta görev esnasında meydana gelen trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 880- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ AKİF GÜLEŞ 881- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ ADEM AKATAY 882- ŞEHİT JANDARMA ER AHMET TEZCAN 883- ŞEHİT KORUCU ABDÜLHADİ İSMAİLOĞULLARI 884- ŞEHİT KORUCU AHMET DEMİR 885- ŞEHİT KORUCU MEHMET DEMİR 886- ŞEHİT KORUCU ADEM DEMİR 887- ŞEHİT KORUCU MUHSİN ZEREK 888- ŞEHİT KORUCU ENGİN ZEREK 889- ŞEHİT KORUCU MEHMET BAKINDI 890- ŞEHİT EMEKLİ KORUCU ALİ DİLEK 891- ŞEHİT KORUCU ALİ OGÜN 892- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ MEHMET İLKER ŞAHİN 893- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SACİT OLCAY 894- ŞEHİT UZMAN J. ONB. HÜSEYİN EFE 895- ŞEHİT UZMAN J. ERBAŞ HAKKI DOĞAN 896- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ ADEM ÇELİK 897- ŞEHİT ASTSUBAY BAYRAM KARA 898- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BURAK UÇAR 899- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ AHMET ECE 900- ŞEHİT KORUCU ENVER KUNDURACIOĞLU 901- ŞEHİT KORUCU ADİL KAMEL 902- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ERDAL TEKECİ 903- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ARDA ŞEN 904- ŞEHİT KORUCU ŞAHABETTİN GÖK 905- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ENES KAYA 906- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SEDAT YILDIZ 907- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MUSTAFA ALPASLAN 908- ŞEHİT J. ASTSUBAY ÇAVUŞ ÖMER FARUK DARBAŞ 909- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BURAK PERÇİN 910- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ALDA 911- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SÜLEYMAN GÜNERİ 912- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ HÜSEYİN TOSUN 913- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ TOLGA ÖZDİNÇ 914- ŞEHİT J. ASTSUBAY YUNUS ÇİÇEK 915- ŞEHİT KORUCU NURETTİN DİNÇ 916- ŞEHİT POLİS MEMURU SEFA ALTINSOY 917- ŞEHİT YÜZBAŞI ÖZGÜR ÖZEKİN 918- ŞEHİT KORUCU ÖMER ÖZBİÇEN 919- ŞEHİT KORUCU RIFAT DİLCE 920- ŞEHİT KORUCU KEMAL ÖZBEK 921- ŞEHİT KORUCU NAZMİ ÖZTUNÇ 922- ŞEHİT PİYADE ER GÖKHAN AYDER 923- ŞEHİT KORUCU REFİK KAMEL 924- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT MİMİROĞLU 925- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ORÇUN KUBAT 926- ŞEHİT ER ORHAN İRKARLI 927- ŞEHİT KORUCU REMZİ AYDOĞAN 928- ŞEHİT J. ÜSTEĞMEN MURAT ATAŞ 929- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ OĞUZHAN ÇİTO 930- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ ERDİ DEMİRER 931- ŞEHİT P. UZMAN ÇAVUŞ ALİ GÖLGE 932- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ ÇAVUŞ ONUR TUNCEL (Şehidimiz Kars/Kağızman, Denizgölü Üs Bölgesinde kaza sonucu şehit olmuştur) 933- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ TALHA EMRE ZİLELİGİL 934- ŞEHİT SÖZ. ER FURKAN HAMAMCI 935- ŞEHİT PİYADE ASTEĞMEN ÖMER BAYDİLLİ 936- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ BAYRAM AKSU 937- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ ERTAN BAYRAKTAR 938- ŞEHİT PİYADE SÖZ. ER HASAN AYDOĞDU 939- ŞEHİT UZMAN J. KD. ÇAVUŞ MUSTAFA DOBUR 940- ŞEHİT JANDARMA ER EYÜP HACIOĞLU 941- ŞEHİT JANDARMA ER ERKAN ÖZDEMİR 942- ŞEHİT PİYADE SÖZ. ER ÖZKAN ALTINOK 943- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI EVREN KARA 944- ŞEHİT J. ER LATİF AŞIKMUSLU 945- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ SÜLEYMAN GÜR 946- ŞEHİT J. ÜSTEĞMEN MURAT TAYLAN ÖNCEL 947- ŞEHİT KORUCU AHMET ADIYAMAN 948- ŞEHİT J. UZM. ONB. SERCAN ÖKLÜK 949- ŞEHİT KORUCU İHSAN ÖTER 950- ŞEHİT PİYADE SÖZ. ER ERDOĞAN ÇAMURLU 951- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ İSLAM AKYÜZ 952- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ FEHMİ ALTUNDAŞ 953- ŞEHİT PİYADE ER YUNUS KAYMAK 954- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ MESUT POLAT 955- ŞEHİT POLİS MEMURU İLHAN GÜLEÇ 956- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN CENGİZ 957- ŞEHİT POLİS MEMURU YAŞAR POLAT 958- ŞEHİT KORUCU RESUL GÖÇER 959- ŞEHİT KORUCU HİKMET KATRAN 960- ŞEHİT YÜZBAŞI OĞUZ ÖZGÜR ÇEVİK 961- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ MURAT ÖZER 962- ŞEHİT KORUCU HASAN GÜNDÜZ 963- ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN AKDERE 964- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT YILDIRIM 965- ŞEHİT JANDARMA ER UĞUR İPEK ( Şehidimiz Malatya Doğanşehir'de yol uygulaması yapan askerlerimize bir Tır'ın çarpması sonucu şehit olmuştur) 967- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ EMRAH ÇEÇEN 968- ŞEHİT KOMİSER YARDIMCISI ERDEM UÇAR ( Şehidimiz Adile Sadullah Mermerci Polis Meslek Yüksekokulu’nda eğitim sırasında kaza kurşunu ile şehit olmuştur) 969- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ LOKMAN DARGIN 970- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ AHMET YILMAZ 971- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ADNAN ULUIŞIK 972- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ ALİ POLAT ÖZBEK 973- ŞEHİT JANDARMA ER FUAT KINAY (Şehidimiz Siirt’in Kurtalan ilçesinde, nöbet sırasında yıldırım düşmesi sonucu şehit olmuştur) 974- ŞEHİT KORUCU KADRİ YILDIZ 975- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ BARBAROS YILMAZ 976- ŞEHİT PİYADE ER SÜLEYMAN AYDINDAĞ 977- ŞEHİT MUHABERE ONBAŞI OĞUZHAN KULA 978- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ SELİM ŞENER 979- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ NURİ BAŞARAN 980- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ FATİH AK 981- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ İSMAİL KOÇ 982- ŞEHİT POLİS MEMURU SEMİH TURGUT 983- ŞEHİT POLİS MEMURU İSMAİL MAVİTAŞ 984- ŞEHİT YÜZBAŞI ALPER KOCAMAN 985- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA YELİ 986- ŞEHİT JANDARMA ER BAYRAM KARDAŞ 987- ŞEHİT KORUCU MEHMET KOÇDAĞ 988- ŞEHİT KORUCU HÜSNÜ KESKİN 989- ŞEHİT KORUCU EKREM KESKİN 990- ŞEHİT KORUCU ŞAHABETTİN KESKİN 991- ŞEHİT PİYADE SÖZLEŞMELİ ER NURULLAH ÇAKIR 992- ŞEHİT ER BEYTULLAH SARI (Şehidimiz görev esnasında kalp krizi sonucu şehit olmuştur) 993- ŞEHİT ER BAYRAM İSA BATUR 994- ŞEHİT KAYMAKAM MUHAMMET FATİH SAFİTÜRK 995- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ FAZLI DOĞRUÖZ 996- ŞEHİT TOPÇU ER OĞUZHAN DEMİR 997- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ AHMET YILMAZ 998- ŞEHİT PİYADE ER OĞUZHAN KARACA 999- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ MELİH ÖZCAN 1000- ŞEHİT ÜSTEĞMEN ZAFER ER 1001- ŞEHİT ASTSUBAY ERDAL BOLAT 1002- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ TUNCAY ARSLAN 1003- ŞEHİT ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ HALİT TOPUZ 1004- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ MEHMET ARIYEŞİL 1005- ŞEHİT POLİS MEMURU ÖMER KILIÇ (Şehidimiz görevi başında geçirdiği trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 1006- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ KADER ACAR 1007- ŞEHİT PİYADE SÖZLEŞMELİ ER COŞKUN İŞLEYEN 1008- ŞEHİT J. UZMAN ÇAVUŞ BURHAN ACAR 1009- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ YAKUP ÖZEL 1010- ŞEHİT KORUCU ABDULKADİR BEKLER 1011- ŞEHİT PİYADE ER İSA NAZLIM 1012- ŞEHİT PİYADE ER SERVET TOMAK 1013- ŞEHİT PİYADE ER ÖZGÜR MUTLU 1014- ŞEHİT PİYADE ER EMRE ŞAHİN 1015- ŞEHİT PİYADE UZMAN ÇAVUŞ AHMET ŞAHİN 1016- ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ VEFA KARAKURDU 1017- ŞEHİT EMNİYET AMİRİ KADİR YILDIRIM 1018- ŞEHİT KOMİSER ERDEM YARDIMCISI ERDEM ÖZÇELİK 1019- ŞEHİT POLİS MEMURU TUGAY CAN KIZILIRMAK 1020- ŞEHİT POLİS MEMURU ADEM SERİN 1021- ŞEHİT POLİS MEMURU ADEM OĞUZ 1022- ŞEHİT POLİS MEMURU AHMET ALAN 1023- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ AKSOY 1024- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ OSMAN ŞAHİN 1025- ŞEHİT POLİS MEMURU BORA ÇELİK 1026- ŞEHİT POLİS MEMURU ÇETİN SARIKAYA 1027- ŞEHİT POLİS MEMURU DURMUŞ ÖCAL 1028- ŞEHİT POLİS MEMURU EMRE HOROZ 1029- ŞEHİT POLİS MEMURU ENES ÇİÇEK 1030- ŞEHİT POLİS MEMURU HAKAN TANRIKULU 1031- ŞEHİT POLİS MEMURU HAMDİ DİKMEN 1032- ŞEHİT POLİS MEMURU HAMİT ŞAHİN 1033- ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN BİLGİN 1034- ŞEHİT POLİS MEMURU HAŞİM USTA 1035- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN AKYÜZ 1036- ŞEHİT POLİS MEMURU HÜSEYİN DALGILIÇ 1037- ŞEHİT POLİS MEMURU İLKER UYLAŞ 1038- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ATICI 1039- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET TAŞ 1040- ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET ZENGİN 1041- ŞEHİT POLİS MEMURU METİN DÜZGÜN 1042- ŞEHİT POLİS MEMURU MURAT YILMAZ 1043- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA KEMAL DEVRİLMEZ 1044- ŞEHİT POLİS MEMURU MUSTAFA ÖZTÜRK 1045- ŞEHİT POLİS MEMURU OĞUZHAN DUYAR 1046- ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN DOĞAN 1047- ŞEHİT POLİS MEMURU OSMAN BÖRKLÜOĞLU 1048- ŞEHİT POLİS MEMURU SONER İDİL 1049- ŞEHİT POLİS MEMURU SÜLEYMAN SORKUT 1050- ŞEHİT POLİS MEMURU UĞUR ÜRKER 1051- ŞEHİT POLİS MEMURU YAKUP ÇAPAT 1052- ŞEHİT POLİS MEMURU YASİN İKE 1053- ŞEHİT POLİS MEMURU UFUK BOZGEYİK 1054- ŞEHİT ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ VOLKAN KÜLEKÇİ 1055- ŞEHİT PİYADE ÇAVUŞ FEHMİ BARÇIN 1056- ŞEHİT PİYADE ÇAVUŞ ARİF TUĞ 1057- ŞEHİT ULAŞTIRMA ÇAVUŞ GÖKSAL MUSTAFA AĞAÇYETİŞTİREN 1058- ŞEHİT MUHABERE ONBAŞI ABDÜLSAMET ÖZEN 1059- ŞEHİT PİYADE ER YUNUS EMRE DURAN 1060- ŞEHİT PİYADE ER SERDAR AMAK 1061- ŞEHİT İSTİHKAM ER KENAN DÖNGEL 1062- ŞEHİT İSTİHKAM ER UĞUR KORKMAZ 1063- ŞEHİT ULAŞTIRMA ER RAŞİT YÜCEL 1064- ŞEHİT SIHHIYE ER KAMİL TUNÇ 1065- ŞEHİT SIHHIYE ER HASAN İLHAN 1066- ŞEHİT PİYADE ONBAŞI MUHAMMED ALİ OCAK 1067- ŞEHİT PİYADE ONBAŞI AHMET TAŞ 1068- ŞEHİT PİYADE ONBAŞI MUSTAFA CİHAN 1069- ŞEHİT POLİS MEMURU NUMAN ŞERİF DATLI 1070- ŞEHİT PİYADE UZMAN ONBAŞI FATİH OLCAY 1071- ŞEHİT PİYADE BİNBAŞI BÜLENT ALBAYRAK 1072- ŞEHİT P. ASB. ÜÇVŞ. GÖKTAN ÖZÜPEK 1073- ŞEHİT P. ASB. ÜÇVŞ. ÖMERCAN YEKEBAĞCI 1074- ŞEHİT TNK. ASB.KD.ÇVŞ ÖKKEŞ KARACA 1075- ŞEHİT TOPCU ASB.KD.ÇVŞ ÖNDER PINAR 1076- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ OKTAY DURAK 1077- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ MEHMET KÖKKAYA 1078- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ OSMAN ÇELİK 1079- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ FERHAT DEMİR 1080- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ BURAK BOZ 1081- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ HASAN KAVUZ 1082- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ AKIN ACAR 1083- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ ALİ SEZAİ YALÇIN 1086- ŞEHİT P.UZM.ONB. ALİ YILMAZ 1087- ŞEHİT ASB.KD.ÇVŞ FURKAN YAVAŞ 1088- ŞEHİT ASB.KD.ÇVŞ OKAN ALTIPARMAK 1089- ŞEHİT UZMAN ÇAVUŞ RAMAZAN KARACA 1090- ŞEHİT SÖZLEŞMELİ ER MEHMET ÜNAL 1091- ŞEHİT P. SÖZ. ER MUHAMMED BOZARSLAN 1092- ŞEHİT JANDARMA UZMAN ÇAVUŞ HASAN KARADAVUT 1093- ŞEHİT PİYADE UZM.ONB. AYHAN GÜZEL 1094- ŞEHİT POLİS MEMURU BURAK YILDIZ (2017 YILININ İLK ŞEHİDİ) 1095- ŞEHİT BAŞPOLİS MEMURU YENER ARSLAN (Şehidimiz Aydın/Nazilli'de şüpheli bir aracı takip ederken, kaza sonucu şehit olmuştur) 1096- ŞEHİT POLİS MEMURU HASAN ÖZDEMİR (Şehidimiz Aydın/Nazilli'de şüpheli bir aracı takip ederken, kaza sonucu şehit olmuştur) 1097- ŞEHİT POLİS MEMURU MUAMMER NACAKOĞLU 1098- ŞEHİT J.ASB.KD.ÇVŞ HÜSNÜ BİLGİÇ 1099- ŞEHİT ASB.KD.ÇVŞ HAMZA ŞİMŞEK 1100- ŞEHİT POLİS MEMURU FETHİ SEKİN 1101- ŞEHİT J.UZMAN.ÇVŞ BİLAL EKİNCİ (Şehidimiz görev esnasın da Çorum'un Laçin İlçesi'nde meydana gelen trafik kazasında, şehit olmuştur) 1102- ŞEHİT J. ASTSUBAY ÇAVUŞ HALİT GENCER (Şehidimiz görev esnasın da Çorum'un Laçin İlçesi'nde meydana gelen trafik kazasında, şehit olmuştur) 1103- ŞEHİT ASTSUBAY SELÇUK ERDOĞAN 1104- ŞEHİT J.UZM.ÇVŞ. FARUK YÜKSEL 1105- ŞEHİT J.TEĞMEN MUSTAFA YAZGAN 1106- ŞEHİT ASTSUBAY OSMAN AÇIKGÖZ 1107- ŞEHİT P.ASB.ÜÇVŞ. KIVANÇ KAŞIKÇI 1108- ŞEHİT J.ASB.KD.ÇVŞ DURAN KESKİN 1109- ŞEHİT ASTSUBAY KD.ÇVŞ. MUSTAFA ÖZDİL (Şehidimiz görev esnasında görev yaptığı birlikte askeri aracın çarpması sonucu şehit olmuştur) 1110- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ VEYSEL ŞİRİN 1111- ŞEHİT J.UZMAN ÇAVUŞ SAMET KAYA 1112- ŞEHİT POLİS MEMURU KADİR MİRAÇ ÖZCAN 1113- ŞEHİT POLİS MEMURU MAHMUT AVA 1114- ŞEHİT POLİS MEMURU ŞENALİ OCAK 1115- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ SEVİM 1116- ŞEHİT POLİS MEMURU FURKAN DEMİR 1117- ŞEHİT POLİS MEMURU İBRAHİM KARAARSLAN (Şehidimiz görev esnasın da trafik kazasına müdahale ederken başka bir aracın çarpması sonucu şehit olmuştur) 1118- ŞEHİT P.UZM. ÇVŞ BAHATTİN BAKIR 1119- ŞEHİT P.UZM. ÇVŞ EMRE DORUK 1120- ŞEHİT P.UZM. ÇVŞ SELİM TOPAL 1121- ŞEHİT P.UZM.ONB. RAMAZAN TAŞKIN 1122- ŞEHİT P.UZM.ONB. METE CAN 1123- ŞEHİT POLİS MEMURU RECEP YANMAZ (Şehidimiz Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesinde meydana gelen trafik kazasında şehit olmuştur) 1124- ŞEHİT P. UZMAN ÇAVUŞ KEREM ÇALIŞKANCI 1125- ŞEHİT P. UZMAN ÇAVUŞ AYHAN ELMACI 1126- ŞEHİT POLİS MEMURU GÜRBÜZ ÖKSÜZ (Şehidimiz görev esnasında geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olmuştur) 1127- ŞEHİT ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ ZİYA İLHAN DAĞDAŞ (15 Temmuz Şehidi) 1128- ŞEHİT P.ÜSTEĞMEN TARIK KOÇOĞLU 1129- ŞEHİT P.ASB.ÜÇVŞ. YAHYA EFİLOĞLU 1130- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ GÖKHAN KILIÇ 1131- ŞEHİT TNK.UZM.ÇVŞ. MAHMUT USLU 1132- ŞEHİT UZM.ONB. UMUT AYTEKİN 1133- ŞEHİT TNK.UZM.ÇVŞ. MEHMET ŞAHİN 1134- ŞEHİT TNK.UZM.ONB. EMRE MÜCAHİT TOPAL 1135- ŞEHİT TNK.SÖZ.ER. ÖMER AKKUŞ 1136- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ SEDAT ATALAY 1137- ŞEHİT PİYADE TEĞMEN FURKAN YAYLA 1138- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ EMİN GÜNGÖR 1139- ŞEHİT P.UZM.ÇVŞ MURAT TEVLİM 1140- ŞEHİT ULAŞTIRMA ÇAVUŞ MESUT YAŞAR 1141- ŞEHİT POLİS MEMURU NEDİM ÖNER (Şehidimiz görev esnasında ''dur'' ihtarına uymayan sürücünün kullandığı aracın çarpması sonucu şehit olmuştur) 1142- ŞEHİT J.UZM.ÇVŞ SALİH KAYAN 1143- ŞEHİT POLİS MEMURU FIRAT ULAŞ (Şehidimiz görev esnasında geçirdiği trafik kazası sonucu şehit olmuştur) 1144- ŞEHİT AHMET OKTAY GÜNAK (Pkk'nın şehit ettiği çocuklardan sadece biri) 1145- ŞEHİT BEKÇİ İBRAHİM KETE 1146- ŞEHİT DENİZ ER HÜSEYİN KARACA (Şehidimiz görev yaptığı İzmir Foça'da çıkarma gemisinde çıkan yangında dumandan zehirlenerek şehit olmuştur) 1147- ŞEHİT P.ASB.ÜÇVŞ. YUNUS İŞCAN 1148- ŞEHİT ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ HASAN ÇOBAN 1149- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI SELMAN ÇELİK 1150- ŞEHİT PİYADE ER MEHMET ALİ ATİK (Şehidimiz Van'ın Saray ilçesinde vatani görevini yaparken geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olmuştur) 1151- ŞEHİT J UZM..ÇVŞ ALİ ŞİRİN 1152- ŞEHİT POLİS MEMURU MAHMUT ARSLAN (Şehidimiz görev başında geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olmuştur. 1153- ŞEHİT UZM.J.KD.ÇVŞ MAHMUT YILDIRIM 1154- ŞEHİT J.UZM.ÇVŞ ERKAN İMALI 1155- ŞEHİT J. YÜZBAŞI FUAT OĞUZCAN 1156- ŞEHİT J. UZM.ONB. ZİNNUR EZİM 1157 -ŞEHİT PİYADE ER HÜSEYİN KOROÇ 1158- ŞEHİT P. SÖZ. ER ONUR DENİZ 1159- ŞEHİT P. SÖZ. ER MEHMET ACIBUCU 1160- ŞEHİT ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ GÖKHAN ALTINALANA 1161- ŞEHİT GÜVENLİK KORUCUSU NEJDET ERENER 1162- ŞEHİT J.UZM.ÇVŞ. UFUK BİNGÖL 1163- ŞEHİT J.UZM.ÇVŞ YUNUS ERTÜRK 1164- ŞEHİT J.UZM.ONB. MEHMET YAVŞAN 1165- ŞEHİT GÜVENLİK KORUCUSU MANSUR SALCAN 1166- ŞEHİT POLİS MEMURU ALİ RIZA YILMAZ (Şehidimiz görev esnasında geçirdiği trafik kazasında şehit olmuştur) 1167- ŞEHİT POLİS MEMURU SEDAT BALIKÇI (Şehidimiz görev esnasında geçirdiği trafik kazasında şehit olmuştur) 1168- ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MEHMET KARATUT (Şehidimiz silahını temizlediği sırada ateş alması sonucu şehit olmuştur) 1169- ŞEHİT POLİS MEMURU BURHAN MERCAN 1170- ŞEHİT POLİS MEMURU RAMAZAN AKÇADAĞ
548 notes
·
View notes
Text
@HayretiHayran Orijinal: www.diwanairfan.tumblr.com Tercüme: www.DiwanTercume.tumblr.com Diwan Linkleri: www.DiwanLink.tumblr.com 27.10.2009/17:00 DİVANI İRFAN Seyyid Muhammed kadri hazin hazretleri Sultanıl aşıkın vel vasilin vel arifin Halifei Şah Muhammed Ali Hüsameddin Ezel cemaline ayine istedi sübhan Alemin halkına sebeb etti bir can Aşk ile bilişti can ile canan Tam aşk ve vuslettir bu Divanı İrfan Tercüme ve açıklamayı yapan Süleyman KAYA 210.s: D İ V A N Divan: Manevi olgunluğa ermiş kişilerin şiir mecmuasıdır. Başlıca iki şekilde tertip edilir. 1.nci tertip şekli : Divanın başı Cenab-ı Allah'ın nimetlerinden bahseden hamd ile başlayan bir kaside ile başlar. Zira Kur'an-ı Kerim de hamd ile başlamıştır. Sonra Cenab-ı Hak ile münacaat eden kasideler gelir. Sonra Hazreti Resul için yazılmış nat, bu natda Hazreti Resul metih edilmekle beraber, çok hatalı ve günahkârlığını ve noksanlığını arzederek şefaat ve himayesini isteyen kaside. Sonra mürşidi ve diğer şeyhler hakkındaki kaside gelir ki, yetkili yüksek zatlardan kurulu (Meclis) manasına gelen DİVAN, bundan sebep bu şiir toplumuna verilen isimdir. Seyri süluk geçiren bu zat hal ve makam aldıkça söylediği kasideler, o makamın özelliği ve bilgisini verir. Böylelikle divanın sonunda zatın en olgun hal ve makamı, seyri sülukteki konakları belli olur. Bu şekildeki tertip en esas ve güzel olanıdır. 2.nci tertip şekli : Bazı divanların yazılmasında 1.nci usul üzere yazılmamıştır. Bilhassa genel olarak divan sahibinin vefatından sonra yazılmıştır. Seyri süluku takip eden kasideler, gazeller sıraya konulmamıştır. Önemli bir faydayı elde etmek için beytin son kafiyesine göre, kaside ve gazeller sıraya konulmuştur. Kafiyesi malum olan bir kasidenin bulunması oldukça kolaydır. Fakat kafiyeye göre tanzim edilen divan da ise zatın en düşük ve en yüksek makamlarını gösteren kasideler yanyana gelebileceğinden, seyri süluk yolunu takip etmek mümkün değildir. 211.s: Hazreti Ustadın Divanı 1.nci tertip üzere tamamlanmış bir divandır. Hayatında basılmamışsa da, fakat ilk müridlerinden olmak saadetiyle zaman zaman yazdıkları kasideleri yaklaşık bir tarih sırasıyle yazdım. İlk kasidelerinde dahi yüksek makam ve vuslet olmakla beraber genel olarak ilk kasideler aşk ve istek, orta kısımdaki kasidelerde vuslet (kavuşma) son kasidelerinde ilahi marifet ve tasarruftaki sultanlık makamı görülüyor. Hazreti ustad hiç kimsenin tesiri altında kalmıyarak yalnız kendi seyri sülukunu, müşahede (görerek) ilmiyle yepyeni bir usulle yazmıştır. Buyurdu ki, bazı evliya makamın üstünde gördüğü makamlardan da bahsetmiştir. O makamı almadan söyledikleri noksan olabilir. Ben Rabbimin ve Ceddimin ve Şahımın bana lütuflarından söyliyeyim ki, ben makamı geçtikten sonra o makamdan bahsetmişim. Yani bahsettiğim makam mevcut makamdan aşağıdır. Henüz kimsenin çıkaramadığı manevi incileri, Ceddim Hazreti Resulün bereketiyle çıkararak manevi ilmi artırdım. Yine buyurdular ki, kağıt üzerinde üç çeşit nur husule geldikten sonra ben yazıyorum. Allah ve Resulü arayanlar için büyük rehber olacak bu eşsiz divandaki incelik ve yüksek edebiyatın tercümesi çok zor olmakla beraber esas açıklamayı yapabilecek bir Seyyid Kadri daha gerekir. Allahın fadıl ve keremi hudutsuzdur. Lâkin bence Dünyanın yüzbin sene ömrü kalmış olsa da Cenabı Hak has mahbubu bir Seyyid Kadri daha göndermeyecektir. Tercümede kelimenin mutlak manasını esas almayarak, edebiyat ve kasidenin genel manasına uygun tercüme usulünü tercih ettim. Cenabı Mevlâdan hepimize ilahi aşk ve tam vusletini nasip etmesini niyaz ederim. Saygılar. Süleyman KAYA 212.s: DİVANI İRFAN HAYRETİ HAYRAN'DAN AÇIKLAMA ---------------------- Divanı İrfanın her kasidesi marifetullahtan bir kapı ve usul, her kelimesi hal denizinden doğan bir inci, süluk yolunu aydınlatan ve açıklayan, ilahi ilham olan bu divanın açıklanmasını, Nasuttan lahuta kadar işaretle tane tane söyleyen imamı Ali'nin evladı yine ancak bir SEYYİD KADRİ HAZİN yapar. Bir gün "Ezim îro li meyxanê dikim perwaz di camê da" Kasidesi okunuyordu. Hazreti Ustad buyurdu ki: Bu beyte mana verene mürid olurum. Tasavvuf ilminin bu özelliğine delil olarak şunu belirteyim. Bundan 380 yıl evvel yaşamış Şeyh Ahmed Ceziri'nin, âlemde meşhur divanının manaları pek çok ulema ve meşayihi meşgul etmiş, hatta son zamanın büyük üstadlarından SAİDİ NURSİ hazretleri bile, bu divan hakkında şöyle beyan etmiştir. Melayê botî ev qisse te gotî ti kesî fehm ne kirye ji ğeyri seæîdê nûrsî "Mollayi Botî (yani Şeyh Ahmed CİZİRİ), senin dediklerini hiç kimse anlamadı, Saidi NURSİ'den başka..." Sonradan hal ve ledünni ilminin derinliğine girdiğinde, evvelki sözünü şöyle doğruladı. "Ey melayê botî ev qisse te gotî Sed weku seæîd jî rabin nizanin te çi gotî" "Ey Boti hocası senin dediklerini, SAİD gibi yüzlerce kalksa ne dediğini bilemez." Hakikaten Cizre ve etrafında bu divanın hayranı olmuş pek çok ulema ve şeyhler makamlarının açıklamasında acze düşmüşler, çokları soruştura soruştura, 213.s: yine Divanı İrfan sahibi SEYYİD MUHAMMED KADRİ Hazretlerinin açıklamasını en doğru ve güzel bularak tatmin olmuşlardır. Bir gün alim Molla Müftü Abdülkadir ve bir ilmi heyet, Şeyh Ahmed Cezirinin divanından: "Ji maadûnî ji la şeyyê me nasî sirrê qeyyûmî sicûdî fî turabî mehfî enel âalâ meqamatî." "Yokluktan, la şey'iyetten kayyumiyet sırrını bildik. Secdem toprağında mahviyetinde, bu benim en yüksek makamımdır." Beyti üzerinde aylarca izah ve münakaşada kaldılar. Birbirlerini tatmin edemediler. Hazreti Ustad Seyyid KADRİ'ye geldiler. Hazreti Ustad bu beytin hakiki manasını açıklayarak, ayeti kerime ile de ispat etti. Hepsi de kabul ettiler. Hatta müftü yemin ederek, Şeyh Ahmed Hazretlerinin bahsettiği son makamın ve beytin hakiki manasının bundan gayri olmadığını söyledi. Çünkü, ayeti kerimeyi de hakiki yeni bir mana ile Hazreti Ustad açıkladı. Evet bu ilmi, hal ile yaşayan ve eren bilir. En büyük mutasavvıfların beyan ettikleri son makamlar ve manevi ilmi artıran hakikat dürrleri, bu divanı irfanda mevcuttur. Her ne kadar bu makam ve hakikatlere varmak, haslar hasına mahsus bir ilahi fadıl ise de, muhabbet şulesi ile duyduğum ve büyük pirlerin açıkladığı bilgilerle bazı kasidelerden açıklama yapmayı faydalı buldum. 214.s: AÇIKLAMA : 1 ---------------------- İmamı Rabbani (Kds.) 294. mektubunda beyan eder ki: Allahu Teala (C.C.) 'nın sekiz hakiki sıfatının birincisi HAYAT sıfatıdır. Hayat sıfatı bütün sıfatların anasıdır. Hepsinin temelidir. Hepsinden daha öncedir. Buna en yakın olan sıfat İLİM sıfatıdır. Son Resul Hazreti Muhammed'in mebdei teayyünüdür. (Yani ilk var olmanın başlangıcıdır.) Öteki sıfatlar başka insanların mebdei teayyünleridir. Diğer mektuplarında da şu açıklamayı yapmıştır. Zati Ala mertebesinde her ne kadar başka sıfatlarında hiç değeri yok ise de (yani salik, Zati Ala'ya varınca bütün sıfatlardan geçmiştir.) diğer sıfatlar zat mertebesine yetişmeden yok olurlar. HAYAT sıfatı ise oraya yetişirde yok olur. Yine bir mektubunda büyük şeyh MUHYİDDİNİ ARABİ (Kds.) ilim sıfatından sonra VAHDET makamına erişileceğini söylüyorsa da, İmamı Rabbani Hazretleri ise, HEY makamının ilim sıfatı makamından sonra, ve çok daha büyük makam olduğunu, ancak HEYY makamından sonra VAHDET makamına erişileceğini, Şeyhi Ekberin İLİM makamında kaldığını, esasen çok büyük zatların dahi HEYY makamına ermediklerini ve hatta bahs etmediklerini söylemiştir. 215.s: Bu konuda DİVANI İRFAN'da görülen açıklama: ---------------------- Hazreti Resulden alınan VAHDET makamını Ustadımız Seyyid Muhammed Kadri Hazretleri (Ji bihna sor gulê) kasidesinde şöyle açıklamaktadır. Bu gün KIRMIZI GÜL (Hazreti Resul A.S.) kokusu, BÜLBÜL (Seyyid Muhammed Kadri'ye) ne de hoş geliyor. Seherde talihim O şirin gül dilber, mey ile mestane geliyor. O şirin dilber (Hazreti Resul) EYMEN vadisinin ZAT NURU ile beni, yüksek Şahı PİR HÜSAMEDDİN'den devr alarak, gönlüme ne de parlak güneş geliyor. Gönülden Celalli güneşim. Berrak çeşmenin ta başındandayım. Bu da üstaddan üstada geliyor. Nasıl HAL İLMİ deniziyim ben Gayb hikmetinden şaşmaz gönlümün berraklığı Üstaddan geliyor. Kevser ruhunun aslından pak cevherin neslindenim. Burçlarda yeşil kuşum, onun için uçuşum yüksekten geliyor. Uçuşum şahin uçuşudur. HEY ismile öterim. Onun için bana VAHDET makamı geliyor. Vahdet makamı çok uzaktır. (Yani herkesin erişeceği makam değildir.) Nurlu aynanın hükmü iledir. EYMEN vadisindeki TUR'a olan tecellidir ki, benim için bütün yerler mukaddes geliyor. Bu kasidede de VAHDET makamına eren Hazreti Ustad, VAHDET makamının HEYY makamından sonra olduğunu beyan etmiştir. 216.s: AÇIKLAMA : 2 ---------------------- İmamı Rabbani (Kds.) 272.nci mektubunda beyan eder ki: Hace Nakşibend (Kds.) buyurdu ki: Her görülen, her itişilen ve her anlaşılan ONDAN başkadır. Kelime-i Tevhid söylerken (LA) ile birlikte bunların hepsini yok etmelidir. Bunun için kesrette vahdeti görmek de nefi edilecektir. Nefi edilmesi lazım gelen şey, O mukaddes varlıkta bulunamaz. Hace Hazretlerinin bu sözü beni şuhuttan kurtardı. Şuhudu görmenin zevklerine bağlı kalmaya son verdi. İlimden cehle çıkardı. Marifetten HAYRETE ulaştırdı. Allahu Teala O büyük veliye bizim tarafımızdan çok iyilikler versin. Bu sözümle O büyük mürşidin müridi olduğumu, onun kölesi olmakla şereflendiğimi bildiriyorum. Doğrusu evliyadan çok azı onun gibi söylemiştir. Şahı Nakşibend Hazretleri buyurdu ki: (Bahaeddinin başlangıcı, Bayezidi Bestaminin sonu değilse, Allahu Tealanın marifeti bana haram olsun.) Bu sözü ile şimdi ne demek istediği anlaşılıyor. Çünkü, Bayezid çok yükseldi ise de Şuhuddan, Müşahededen kurtulamadı. (SUBHANİ) çerçevesinin darlığından çıkmadı. Şahı Nakşibend ise bir (LA) kelimesi ile bütün müşahedelerini, gördüklerini, bulduklarını hepsini yok etti. Hepsini Allahu Tealadan bildi. Onun bîçun dediğine, ÇUN dedi. Onun kemal gördüğünü noksanlık gördü. Onun için teşbihten ileri gidemiyen sonu, büyük hocamızın başlangıcı oldu. 217.s: Mektup daha çok kıymetli ve muazzam bilgilerle devam etmektedir. Bu makamıda geçmiş Ustadımız Seyyid Muhammed Kadri'nin Divanı İrfanından beyitler: "Nayêt bi xiyalim la nayêt bi dilem illa El minnetu lil mewla ez æebdê xudayim ez "Gelmez hayalime (LA), gönlüme de gelmez (İLLA) Mevlaya çok minnetler olsun ki, ben ALLAH kuluyum ben" "Der meqamê heyretême nûrê wehdet pêketîme Der kunûzê wesletême la wela illa wela La wela wehdet meqamim şeyxê cinn û ins û æamim Rehberim şahim husamim min tebeqatu'l-æula." "HAYRET makamındayım. Vahdet nuruna erdim. Vuslet hazinelerindeyim. İnsan ve cinlerin hepsinin şeyhiyim. Ben tabakatül uladayım. Rehberim Şahı Pir HÜSAMEDDİN'dir. WE MA ERSELNAKE İLLA REHMETEN LİL ÆALEMİN Resulünün bizzat halifesi olan Seyyid Muhammed Kadri, elbette inslerin, cinlerin ve âmden herkesin de Şeyhi olur." Bu hususu teyid eden Divanı İrfanın Beyitleri: "Li gulê ez bulbulê heq bûm wekîlê şahê mutleq bûm Bi guftara museddeq bûm sedayê teyrê kenger tê. "Güle (Hazreti Resule) Hak bülbülyüm. O mutlak Şahın vekiliyim. Sözlerimle de doğruyum. Kenger kuşu gibi bu sesimde yayılır. 218.s: "Çi nadir taca renginim bi dil cama cihan bînim Mucazê şah û yasînim heqîqet bo me rehber tê. "Ne kadar nadir renkli taçlıyım. Gönül aynasında bütün cihanı görenim. Şahı Yasin (Hazreti Resulden) icazetliyim. Bu hakikattır. O bize rehber geliyor. "Saqiyê hewdim bi tac û æizz û cahê bê misal Warisê şahê huseynim canim hem cananeyim Xurqe pûşê sebze nûrînim bi yedi'l-mustefa Teyrê keskim nûrê biskim çeng bi zer tuğraneyim." "Hazreti Resul havzının sakisiyim. Taçlı ve misli görülmemiş yüksek makamla ŞAH İMAM HÜSEYİN varisiyim. Sevgililere sevgiliyim. YEŞİL NURLU HIRKAYI Hazreti Resul MUSTAFA'nın elinden giydim. Yeşil kuşum nurlu perçemliyim. Sarı kanatlı tuğralıyım. 219.s: AÇIKLAMA : 3 ---------------------- EL FETİH SURESİ MEALİ ŞERİFİ: ---------------------- Ey EKREMÜRRESUL MUHAMMED (A.S.) Biz hakikat sana apaşikar bir fetih açtık. Geçmiş ve gelecek zenbini, Allah'ın yarlıgaması, senin üzerindeki nimetinin tamamlanması, seni doğru yola iletmesi içindir. Allah'ın sana çok şerefli bir muzafferiyetle yardım etmesi içindir. Ayeti Kerimenin Açıklanması: ---------------------- Şeyh Abdülaziz DEBRAĞ Hazretleri der ki: Fetihten maksat Müşahadedir. Yani Müşahadeye HAK 'tır. Zira Cenabı Hakkın ilmi sabıkında geçmiştir ki, halkın hepsi marifeti ilahiyeye mazhar olmayacaktır. Mazhar olmayanlarda hicap içinde kalmıştır. Cenabı Hak, onları müşahade-i fiiliyetinden ve meşahade-i zatiyesinden men etmiştir. Eğer bu perde kaldırılmış olsaydı, Hak Teâlâyı görürlerdi. Cenabı Hak bu rahmeti ile Peygamberinden hicabı giderdi. Ona müşahadesi ile ikram etti. Binaenaleyh O, haktan gelen ve Hakka dayanan hakikattan başka bir şey görmez. İşte FETHİ MUBİN ile işaretlenen budur. Ayeti Kerime de beyan edilen ZENB'ten maksat, gaflet ve Zatının turabi (maddi) asıl neş'etindeki HİCAP ZULMETİ'dir. Cenabı Hak, Peygamberinden hicabı gidermiştir. Geçmiş ve gelecekteki zenbin yarlıganması demek, o hicabın tamamen kalması demektir. Sanki Cenabı Hak şöyle buyurmuştur: 220.s: SANA AP AÇIK BİR FETİH VERDİK -HİKMETİ DE SENDEN HİCABI TAMAMEN GİDERMEK- ÜZERİNDE BİZDEN OLAN NİMETİ TAMAMLAMAK, HİDAYET VE NUSRETE KAVUŞTURMAKTIR. Çünkü hicabın giderilmesinden bir nimet, Maarifi İlahiyenin fevkinde bir hidayet ve bu haldeki NUSRETTTEN büyük bir NUSRET yoktur. EL FETİH SURESİ İLE İLGİLİ DİVANI İRFANDAN KASİDELER ---------------------- (Me ji destê te şêrîne kasidesinden tercüme) Yüzlerce aylardan daha nurlu güzel yüzlünün (Hz. Resul)Elinden mey içtim. Ondan GÖNÜL HASLIĞINI diledim. O bana sayısızca sundu. Ben de Onun güzelliği karşısında içtim. Elimi tutacak beraberliğine yalvardım. Bütün isteklerim hoş görüldü. Verdiği söz ve ahitlerini yerine getirdi. Gönlümde " İNNA FETEHNA" suresi doğdu. Bu Allah'ın Nurundan bir ayine idi ki şevki sevgiliye ve her tarafa -diyara- vurdu. Şevki cihanı aydınlattı. Bu beyitlerden anlıyoruz ki Hz. Resul, El Fetih suresinin SIRRINI ve NUSRETİNİ Hz. Ustada vermiş ve gelmiş ile geleceklerin keşfini ve ilmini vererek hicabı kaldırmıştır. Bu konuda bazı beyitler; ---------------------- DİL Jİ LEMÆÊ BÛYE MAHİR AYİNEYEK Jİ NÛRÊ XWUYAKİR SÛRE Ê İNNEHU NASİR CAE FÎ FETHU'S-SEWAB "Gönül onun lem'asından nurlandı. Nurdan bir ayine göründü. İNNA FETEHNA suresini zaferle, bize tam olarak fetih verdi." Bİ DİL CAMA CİHAN BÎNİM Jİ DÊMÊ "Gönülden Cihanı görenim yüzünden" QAFİ TA QAFAN SERANSER TEV ME DÎTİN BÊ HİCAB "Kaf'tan ta kaf'a kadar baştan başa hicabsız olarak gördüm." 221.s: AÇIKLAMA : 4 ---------------------- "Dilê min rewdeya husne ji bi nefş û sosin û lalan Şefeq da bû li ber bejnê me xemlandin ji bo yaran Me xemlek kir ji gula sor e me dil bû meqdes û tûr e Belê dil beyta meæmûr e ji rengê şah û dildaran Ji rengê şah çi yaqûtim bi can û dil çi zemrûdim Be sîne mescida cûdim ezim mesken ji bo yaran. "Gönlüm güzelliğin bahçesi, menekşe sümbül ve lâleden. Boyu önünde şafak verdi. Biz Onu yarlar için süsledik. Gönlüm MAKDES ve TUR oldu. Evet gönül Beytil MAMURDUR. ŞAH ve sevgililerin renginden. Şahın renginden nasıl bir yakutum! Can ve Gönülden nasıl bir ZÜMRÜDÜM! Sinem CUDİ dağının mesciddir. Evet yarlar için ben meskenim." (Hz. Ustaddan işittim. ZÜMRÜT, Peygamber Efendimizin, YAKUT ise diğer peygamberlerin sembolüdür.) AÇIKLAMA: Şahım Hüsameddin'in renginden (nispetinden,himmetinden) Vilayetim, Peygamberin vilayetinden, can ve gönülden de ne ACAİB? Hz. Resulün nispetinden ve nurundanım. (Yani hudutsuz) Sinem de CUDİ DAĞI MESCİDİ olup, yarlar için ben meskenim. (Hz. Nuh tufanda gemide iken, kafirler boğulduktan sonra "Ya Rabbi beni MÜBAREK BİR YERE kondur. Sen konaklıyanların en hayırlısısın" diye dua etti. Cenabı Hak duasını kabul ederek CUDİ DAĞI'nın üzerine inmesini emretti. Hz. Ustad'ın açıklamasına göre, CUDİ DAĞI'nın mübarek olmasının sebebi: Ruhlar aleminde, Hz. Resul, Peygamberler ve diğer büyük evliyaların ruhları CUDİ DAĞI üzerinde bir toplantı yapmışlardır. 222.s: Bu kasidede Hazreti Ustad der ki: SİNEM O kudsi ruhların toplandığı CUDİ DAĞI MESCİDİDİR. YARLAR İÇİN BENİM MESKEN. AÇIKLAMA : 5 ---------------------- Abdullah ARIĞ, "Allah'ı niçin anıyoruz?" isimli kitabının 459.ncu sahifesinde, Mektubatı İMAMI RABBANİ'den naklederek der ki: "Serveri Kainat (A.S) efendimize uymak dünya ve ahiret seadetinin sermayesidir. Bunun yedi derece ve mertebeleri vardır: 1. Derece: Ehli İslamın avamına mahsustur. Şeriat hükümlerini yerine getirmek ve sünneti seniyeye uymak gibi. Ki kalp ile tasdikten sonradır. Vilayet derecesine bağlı olan İTMİNANİ NEFİS'ten evveldir. Muameleleri itminani nefse erişmeyen ULEMAİ ZAHİR dahi, abidler, zahidler bu birinci derecededirler. Bu derecedeki mutabaat, yani Peygambere uymak surettedir. Hakikatte değildir. Fakat ahireti kurtarır. Allahu Teâlâ kereminden nefsin inkarına itibar etmeyip, kalbin tasdiki ile iktifa eder. 2. Derece: Peygamberimizin sözlerine ve amellerine uymaktır ki, batına taalluk eden ahlakı düzeltmek, rezil sıfatları def etmek ve batıni hastalıkları ve manevi illetleri gidermek gibi. Bunlar makamı tarikate bağlıdır. Sofiler yolunda uyulan ŞEYH'ten SEYRİ İLELLAH merhalelerini kat eden süluk erbabına mahsustur. 223.s: 3. Derece: Peygamberimizin halleri, zevkleri ve mevacidine uymaktır ki, bunlar vilayet makamına hastır. Çünkü, vilayete erişmiş nefis, mutmeine olmuş, serkeşlikten vazgeçmiş, inkardan ikrara ve küfürden İslama gelmiş ve uymakla çok çalışmakla yaptığı ibadetler suretlikten kurtulup, hakiki ibadet olmuştur. 4. Derece: Vilayeti hassanın husulundan sonra hasıl olan HAKİKAT, ameli salihanın yerine getirilmesidir. Bu derece ULEMAİ RASİHİNE mahsustur ki, bunlar Kur'an'daki müteşabihatın tevilinden nasipleri vardır. Ve sureler başındaki HURUFU MUKATTA'nın esrarından da haberleri vardır. Bunlar bid'ayı haseneden bid'ayı seyyie gibi kaçınırlar. 5. Derece Peygamberimizin kemalatından ittibadır ki, O kemalatın husule gelmesinde İLİM ve AMELİN dahli yoktur. Belki bunların husulü, MAHZI FADLI HUDA'dır. 6. Derece: Peygamberimizin makamı mahbubiyetine mahsus olan KEMALATINA uymaktır. 7. Derece: NUZUL ve HUBUTA tealluk eder. Bu dereceye geçen derecelerin hepsini içine almıştır. Bu derecede TABİ ve MATBU sanki bir olmuştur. Ulemai zahir birinci derece ile kanaat etmişlerdir. Keşke o dereceyi dahi başa çıkarsalardı. Onlar mutabaatı, şeriatın suretine maksur kıldılar. Bunun ötesinde başka derece yok sandılar. Mutabaat derecelerine erişmeye vesile olan TARİKİ SOFİYE'yi boş çalışmak zanettiler, meşayıhı anlamadılar, tanımadılar. 224.s: Hz. Resule (A.S.) ittiba ve vusletin en son makam ve üst derecesine varan Hz. Ustad Seyyid Muhammed Kadri, Divanı İrfanın çok yerinde bu vusleti eşsiz bir ifade ve hal ile beyan etmiştir. Sohbette bizzat dinledim: "Buyurdu ki, bütün hallerimde Hz. Resul bir lahza bile kalb gözümden ayrılmıyor. Maddi fikrimde dahi Asr-ı Saadetin ve Sohbetin geçtiğini bilmiyorum. Üç dört ayda bir, az bir zaman için Asr-ı Saadetin geçtiği ve 1300 seneden fazla olduğu maddi fikrime geliyorsa da, o hatırada yine kayboluyor. Bu konuda bazı beyitler: ---------------------- HAL Û EHWALAN BİBÊJİM DURR Û YAQÛTAN BİRÊJİM BULBULÊ SORGUL Jİ MİJÊM WEQTÊ ÆALEM WEK ĞEMAM WEQTÊ ÆALEM WEK ĞEMAM BÛ STÛNEK NÛR Jİ NÎVDE RA BÛ RÛH Jİ NÛRÊ NA CUDA BÛ TA BİBİT YEWMİ'L-QİYAM RÛH Jİ NÛRÊ NACUDA BÛ NAGİHAN BEDREK XWUYA BÛ EW Bİ İSMÊ HEY CELA BÛ EZ Bİ WÎ HALÊ VE MAM EZ Bİ WÎ HALÊ HEWES BÛM DER REHÊ ÆİŞQÊ CERES BÛM LEW KU EW ÆÎSA NEFES BÛM QEDRİYÉ DİL SADE CAM "Hal ve ahvalleri söyliyeyim. DUR ve YAKUT'ları serpeyim. Alem daha belirsiz iken (Yani ilk yaratılırken) ben kırmızıgül, Hz. Resulün Bülbülüyüm. O Alemden Hz. Resulün NURU bir direk gibi tecelli etti. Ruhum da kıyamete kadar O nur iledir. Nurdan ayrılmayan ruhum, ALLAH'ın HEY ismi ile parıldayan tam bir bedir oldu. Halen de bu halin aşkı ileyim. Aşk yolunun ÇINGIRAĞIYIM. Gönlü sade kristal Kadri, Onun için İsa nefeslidir. (Ölüleri diriltir ve aşk yolunun öncüsüdür.) 225.s: Xedden ji yaqûta şefaf æeqsê xwe dî qedrî li nav Teşbîhê rojê bû li av hîna me dî bû çûm ji heş. "Kristal yakut yanağında KADRİ aksini (yankısı) gördü. Suyun içinde erimiş güneş gibi yok oldu. HAZİN (Kadri) O halkalı zülfünün sayesinde kendinden geçmiş, O güzel yüzünü gördüğünden beri deli divane olmuştur. Me şuæle pertewa rûma li der dil ateş û nûre Di sojin der ceger punhan we zahir hem çi perwane Me dil tebæe bi wechê nemê bimin heçî eğyar Me dil pa bende bi zulfên tar derîn peyrûzê kaşane. "Yarin kırmızı yanağının pertev şulesi gönlümde ateş ve nurdur. Gizli aşikar yanan ciğerime pervane nedir? Yarin güzel yüzü kalbimde TAB olmuştur. (Basılmıştır.) Bundan başka her şey bana ağyardır. Yeşil kaşanesi içinde ayaklarım taze zülfüne bağlanmıştır." Qedrê pakê tebæim ma dizanit qedriya herkes. "Kadri yüksek O tertemize tab'ım. Fakat ey Kadri herkes biliyor mu?" Æaşiqê ruxsarê şemæim tebæê nûrê ruyê dost Sohtiye şemæim heqîqet şemæ û hem perwaneyim Teyrê lahûtim û dil sohtim û der dêrê xirab Fariğ ez nam û nîşan û hîleyê sed daneyim. "Kırmızı yanağı mumunun aşıkıyım. O dostun nurlu yanağının TAB'ıyım. Hakikat olarak mumundan yanık ve hem de mumum." 226.s: "Bu dünyada gönül yanık LAHUT kuşuyum. Nam ve nişanlardan arınmış YÜZ DANE ile hil'etliyim. (99 Esma ve Zat İsmi)" Ey ki seyyid qedrî daim bi yarê ra refîq Halê hundura te dil tebæe heqîqet bê xilaf. "Ey ki Seyyid KADRİ daim yar ile beraber. İçin dışın ve gönlün yar ile tab olmuş. Bu hakikattır. Hilaf değildir. AÇIKLAMA : 6 --------------------- İmamı Rabbani (kds) 290.nci mektubunun bir kısmında özetle beyan eder ki: Perdesiz olan ŞUHUD'a (BERKİ) şimşek gibi demişlerdir. Berkinin perdelenmesine (YADİDAŞT) demişler. GAYB olmıyan devamlı huzur demektir. Çünkü ŞUHUD perdelenirse GAYB olur. Bu durum mahbublarda devamlıdır. Bedenleri ruhları gibi olmuştur. Nisbetleri bütün nispetlerin üstünde olmuştur. Huzurun son mertebesinde perdesiz devamlı olanıdır. Bu durum NAKŞİ tarikatının çok büyüklerine mahsustur. Başka silsilenin büyüklerinden bir kaçına da nasip olmuştur. Evliyanın büyüklerinden ŞEYH EBUSİDİ EBULHAYR (kds) bunun açıklamasını yani, bu BERKİN devamlı olup olmadığını iki sefer şeyhinden sormuş, "BERK DEVAMSIZDIR" cevabını almıştır. Üçüncü sefer sorduğunda, Şeyhi demiş ki; "Devamlı olabilir. Fakat bu çok az kimselere nasip olur." Ebul Hayr bu cevabı alınca, raks etmiş, bu çok az rastlananlardan biridir demiş. 227.s: Divanı İrfandan bu konu ile ilgili beyitler: ---------------------- TEŞBÎHÊ MÛSA DAİM ME Jİ CAN Û DİL HUZÛRE. "Hz. Musa benzeri Gönül ve Candan daim huzurdayım." Bi dil tûrim weku nûrim ku her ez Sifet berqa şefeq sorim ku her ez. Xeberdarim ji sirra kuntu kenzeh neseb æâliyu meşhûrim ku her ez. "Gönülden TUR'ım (İlahi tecellaye mazhar) TUR'daki NUR gibiyim daima ben. BERK sıfatlıyım, şafakımda kırmızı (Hz. Ebu Bekir'den) KUNTU KENZEH sırrından haberdar, nesebi Âli ki daima meşhurum ben. Lİ TÛRÊ SÎNEYÊ DİL NÛRE NÛRE Çİ MİSBAHEK ŞERÎF BÛ LÊ MİSALÎ MİSAL Û KEWKEBA SUBHÊ SEHERGAH SEMA Û ERD Û KURSÎ PÊ ŞEMALÎ "Gönül ve sinede NURLAR NURUDUR (ZATİ NUR) Nasıl bir şerif yıldız gibi? Seher vaktindeki parlak yıldıza benzer. Yerler semalar ve kürsi onunla aydınlanmakta." QEDRİYA DİL WADİYÊ EYMEN ÇİRAYE LEW ME SEYR NÛRÊ NÛR DER ŞÛŞEYÊ CAN DÎ Bİ UMMÎDÊ QEBES "Ey Kadri, Gönül EYMEN vadisinin çırasıdır. Onun için kendini seyirdesin. Kristal vücudunda NURLAR NURU canını (RUHANİYETİNİ) görünce KABES mi zannettin" 228.s: Hazreti Ustad Sohbette açıkladı: Hazreti Musa'nın EYMEN VADİSİ'nde gördüğü KABES (ateş), kalbinde zuhur eden zat nurunun aksi idi. Ateşi gördüğü yere gidince, kendisine şöyle nida geldi: EY MUSA ŞÜPHESİZ BENİM - BEN SENİN RABBİNİM. HAYDİ PABUÇLARINI ÇIKAR. ÇÜNKÜ, SEN MUKADDES VADİ TUVA'DASIN. Lİ WADÊ CAN QEBES ÎSA NİDA HAT MİN WEKU MÛSA ÇİH BÊJİM DER HEQÊ ÆÎSA LİBASÊ QUDSİYAN BERKİM "Eymen Vadisinde Canım (Ruhum) Kabes gibi tutuştu, ışık verdi. Hz. MUSA gibi bana da NİDA geldi. Hazreti İSA hakkında da ne söyliyeyim ki? Kutsi elbiselerini giydim. Jİ SENA BERQÊ TECELLA WEKU MÛSA BİRESÎ "Sena vadisinde tecelli berkine Hz. Musa gibi seyirdeyim." Mektubatı Rebbani makamları beyan etmekle devam ediyor: MUTLAK NİHAYET: Ötelerin ötesidir. Bu huzur hasıl olduktan sonra ilerlenirse HAYRET GİRDABINA düşülür. Bu Hayrete "HAYRETİ KÜBRA" denir. Büyüklerin büyükleri içindir. Böyle olduğu kitaplarda bildirilmektedir. Büyüklerin biri bu makamda şöyle diyor. Güzelliğin beni alt üst etti Bir şey bilmiyorum aklım gitti. Büyük Mutasavvıf Hz. Celaleddini Rumi de bir beytinde: "Hayretten hayranlığa düşüyorum." der. 229.s: Bu konuda DİVANI İRFAN beyitleri: ---------------------- Ji lemæa pîrê dana bû ji rûhê canê cana bû Ji terha şeng û reæna bû şehadet min di kasê da subût û şehdeya kasê dema ew tête ixlasê Şuhûd heq me pê nasê weku mûsa li tûrê da Li tûrê dil dikim seyran li narê ez dibûm heyran Li balan ez dikim teyran li halê seyr û cezbê da Ji bala ez diçûm lala me dil bû meskena ala Æurûc me ji şahê tiffala di babê derk û fehmê da. "Şuhudum DANALARIN piri (Hz. Resulün) Lem'asından, canlar canı olan ruhundan. O genç kıvrak dilberin kâsesinden. Kâsenin subut şehdesine O ihlas ile gelince (İhlas suresi) Hakkın şuhudunu onunla bildin. Hazreti Musa'nın TUR'da olduğu gibi. Gönül Turunda seyran ederim. ATEŞİNE de HAYRAN olurum. En yüksekte uçarım cezbe ve seyr halinde. BÂLÂ'dan LÂLÂ'ya gittim. Gönlüm en ÂLÂ mesken oldu. Urucumda Tıfle Meanilerin Şahı Hazreti Resuldan, idrak ve anlayış kapısından." Teşneyê husna ezel bû ğaye û meqsûdê ma Mestê æişqim æaşiqim heyranê rûyê sadeyim Kesretê ğewğayê æalem qetæê hûşim bit welî Şahidê xilwet serayê wehdetim dil dadeyim Fariğê hingameyê hicr û wisalê yarê ra Æarifê meænayê æişqim beşqe bir sewdadayim. 230.s: "Ezel Güzelliğe (Cemalullahın susamışıyım). Gayem ve maksudum budur. Aşkın mestiyim, aşıkım, SADE YÜZÜNÜN HAYRANIYIM. Kesret Aleminin GAVGASINDAN şuurum öyle kesilmiş ki, Gönül sarayında vahdeti gören aşıkım. Yardan uzaklaşmak yahut vusletini istemek hengamesinden de kurtuldum. (Yani EBEDİ VUSLETE) erdim. Çünkü, aşk manasının arifiyim. Başka bir sevdadayım." Mektup devam ediyor: Bu hayreti Kübra hasıl olduktan sonra, MARİFET Makamı vardır. Acaba kimi bu makama kavuştururlar?.. Hayret Makamı olan KÜFRÜ HAKİKİ'den sonra, İMANI HAKİKİ'ye kavuştururlar. İşin iç yüzünü bilenlere göre, aranılan en son makam budur. Davet makamı ve şeriatın sahibine TAM uymak bu makamda olur. (Aleyhisselatü vesselam vettehiye) 231.s: MEKTUBATI RABBANİNİN BAHS ETTİĞİ BU SON MAKAMLARA UYGUN DİVANI İRFANDAN BEYİTLER VE AÇIKLAMALAR 1- MUTLAK NİHAYET ÖTELERİN ÖTESİ: ---------------------- Şey'i la şey'iyetim wer te bivê tu te nevê. "Vücudum Şey ise de, RUHUM istesemde istemesem de MUTLAKA LÂ ŞEYDİR." ---------------------- 2- KÜFRÜ HAKİKİ: ---------------------- ŞEYHİ MECZUB (kds) İhsan yolu kitabının tarikatte kadem ve seyri süluk beyanı faslında der ki: Korku ve saliki helâk etmek makamından MAKAMI REBANİ en zor olanıdır. Çünkü, tecellisi şekil ve suretler ile doludur. Bu makamın belirtisi önce cezbe ile başlar. MÜRİD zahir suretler tecelli bahrına düşer. Yani Allahu Teâlâ Subhanehu Ona ŞEYHİ yahut Hazreti MUHAMMED sureti üzere tecelli eder. (görünür) Müridin o anda aklı tamamen gitmiştir. Mürid o görünen sureti ALLAH zan eder. Ancak, hal gidip akıl avdet edince HAL olduğunu anlar. Eğer bu halde salike şeyhinden çok büyük himmet yetişmezse salik helâk olur. Çünkü, şekil ve suretlerden münezzeh Allahu Teâlâyı sûret şeklinde zan da kalır. Çok evliya bu sûret halinin sarhoşluğundan şetahatlarını söylemişlerdir. (Hallacı Mansur, Beyazidi BESTAMİ kds. gibi) Şeyhi Ekber Mühyiddini Arabi kitabında buyurdu ki: Rabbimi FERES (At) sureti üzerinde gördüm. Hz. Resul Mustafa, Rabbimi tüysüz bir genç suretinde gördüm. (Hadisi şerif taberaniden) 232.s: Sorulsa ki Rabbini bu halde yani sûret üzere gören salik, kafir olur mu? Asla olmaz! Hatta, büyük yada küçük günah bile değildir bizce. Çünkü, salikin bir zerre dahi aklı başında olmayıp ruhu her yedi kat tabakayı da delerek GERÇEK hicaba varmıştır. Salikin zannında mahbub kim ise, Allahu Teâlâ Subhanehu Ona O surette tecelli eder. Hal gidince aklı başına gelir. O suretin Allahu Teâlâ olmadığını Allahu Teâlânın suretlerden münezzeh olduğunu anlar. Hz. İbrahim Peygamberin, Yıldıza-venüs gezegenine-, Aya ve Güneşe "İşte Rabbim" demesi de belki bu halin zuhurudur. Buna uygun ŞEYH AHMED CİZERİ'nin bir beyti: SENEMA SİR Jİ SEMED ŞEWQÊ Jİ HEQ DAYE WUCÛDÊ GER ÆEZAZÎLÊ Bİ DÎTA NE DİBİR ĞEYRÊ SİCÛDÊ "Hazreti Resul için: Sırrı Allah'tan olan O PUT'un Allah'tan şevki de (mevcudata) vurmuştur. Eğer Azazil (Şeytan) onu görseydi, gayrisine secde etmezdi." Bu konuda DİVANI İRFAN beyitleri: Tu æeyn û æeyanê min Tu Nûra Dilim Ey Can Kasidesinde: "Tevhid ve Zekatım, Sevm (orucum) ve Salatım (Namazım), Haccım, Beytim ve Latim billah sensin ey can" der. Em ne muhtacê bihiştin bel ji dozex me ne tirs Wer birêj badeya gîs û bûme ez bade perest "Cennete ihtiyacım yoktur. Cehennemden de korkum yok. Sen gel de badeye GİSU'larını dök. Ben badene tapan oldum." 233.s: Zemanê weslê mehrûya telebkarim bi can û dil Were ey duxtera şêrîn me şabaş dîn û îmane Cihan û can û dil me kir şukraniya dêmê Eger pirs kit ji min æabid bi goyem hêj me erzane. "Ay yüzlünün vuslatını canu gönülden istemekteyim. Gel ey şirin sevgili (Hazreti Resul) Din ve imanım gelişine şabaştır - yoluna serpilmiştir." "Cihanı, canı, dini ve gönlü güzel yüzünün şükranına verdim. Eğer Abid ne yaptın? diye benden sorarsa, çok ucuza bile aldım, derim." Küfür gibi görünen bu ifrad muhabbet, hakikatte makam ve vuslattır. Ayeti Kerime: Ellezîne yu'minûne bi'l-ğeybi "O mü'minler ki Gaybe inanırlar." Evet iman genel olarak gaybtedir. Fakat; Nûrê îman ber rûyê yara şêrîn zahir me dît Mah û xwurşîd ew muqabil neælê payê merkebe Taliæê seæda muşerref bûme dî yarem li pêş Şukrê xwahim ez xuda ev æizz û cah û mensebe "İman nurunu O şirin yarin yüzünde apaşikar gördüm. Ay ve güneş O nur karşısında Eşşeğin nalı gibi sönük kalır." "Saadet Taliim onunla müşerref oldu ki yarimi (Hazreti Resul) karşımda gördüm. Ya Rabbi bu yüksek makam ve rütbeye çok şükürdarım." İşte, İmanı Şuhudi yar yüzünde ap aşikar görünce, GAYBİ İMANİ yoluna serpmek elbette yerindedir. Bu İMANİ HAKİKİ MAKAMIDIR. 334.s: 3- İRFAN VE İLİM MAKAMI: ---------------------- Li genca æilmê meænê ra lebê leæla te miftahe Eger şubhê gula bişkoj vebit min æilm û æirfane Eger qedrî ne kêş ê dil ji benda zulfê çûganî Vexwu daim ji dest yarê şeraba leælê rummanî. "Mana ilminin hazinelerine Kırmızı Dudakların anahtarıdır. Goncaya benzeyen dudaklarının açılması ile bende ilim ve irfan doğar. (Yani ilim ve irfanım doğrudan doğruya Hazreti Resulün ağzından) Ey KADRİ! Gönlünü Onun halkalı zülfünden çekmedikçe daima O yarin elinden, kırmızı dudak, nar taneli yanağının şarabından içeceksin." Ya Lena hezzuna ğafir cedduna taha û tahir Æilmuna æilmu'd-demair min æulûmi'l-kummela. "Bize ne çok muhabbet ve şefkat gösterici ceddim TAHA ve TAHİR (Hazreti Resul) gelir. İLMİM Onun KALB mecrasından gelen Kamiller ilmidir. 4- DAVET MAKAMI: ---------------------- Ezim layiq ji bo irşada herkes nekin inkar heqîqet peyrewim ez Æelemdarim ji neh turqa muyesser Bigo îro li burcan pur perim ez. "Herkesin irşadına layık (KUTBİL İRŞAD) benim. İnkara gelmez hakikat." 235.s: "Herkese öncüyüm. Dokuz tarikatte de ALEMİM müyesserdir. De ki (açıkla ki) : Bugün burçlarda çok kanatlı uçan benim." Were min Pîrê ciwanim ne ku min got bi devî. "Bana gel... Henüz gençlikte bu yolun PİRİ oldum. Laf ile değil bu hakikattir." Menal ey qedriyê seyyid neseb æal Bişo dil saqiyê hewda peygamber. "Çalışarak semeresini elde etmiş ey nesebi Âli - yuksek- SEYYİD KADRİ! Gönlleri temizle. Çünkü, sen Hazreti Peygamberin havuzunun sakisisin." 5- ŞERİATIN SAHİBİNE UYMAK: ---------------------- Yara ku şêrîn qabilî minnet ji zulfan gungilî Qedrî tu sultanê dilî destûr bi yezdanî hezîn Destûr bi yezdanî wefa lew dil bû ayina sefa Ustad û rehber mustefa bulbulê bağanî hezîn. "Şirinlikte kabiliyetli yar, ancak dalgalı zülflerinin minnettarıyım. Gönül sultanı KADRİ'nin izni de ALLAH'tan. Ey KADRİ! Allah'ın izni ile üstad ve rehberin Hazreti MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) dır. Gönülde safa ayinesi ve bağının bülbülüsün." 236.s: Peyrewê şahê emînim ki ewe nûra xuda Ki menem neslê huseyn serwerê şahê şuheda Murşidê rahê heqîqî bi mera zehra betul Destegîrê me şehê behrê æulûm şêrê xuda Ki menem wasilê meh pareyê sultanê meha Ki menem waqifê gencîneyê nehwît û neha. "Eminler şahı, Allah'ın nuru (Hazreti Resul) yolunun öncüsüyüm. Şehitler şahı İmamı HÜSEYİN neslindenim. Hakiki yolun mürşidi ZEHRA BETÜL bizimle, elimi de tutan ilim şehrinin kapısı, Allah'ın Aslanı İMAMI ALİ (r.a)." "Aylar sultanı, ay parçası Hazreti Resule vasıl olan benim. (99) Esmayı Hüsna hazinelerinin vakıfı benim." Ki menem baziyî çeng exder û der kewn û mekan Ki menem faniyê deryayê yeqîn mulkê beqa Ki menem qedriyê ewladê resûl ez ehlê wefa Ki menem şublê Huseyn âlê æelî æebdê xuda. "Ben o şahinim ki yeşil kanadım, bütün kevn ve mekanı kaplamıştır. Fenafillah deryası ve mülke bekada YEKİN olan benim. Hazreti Resul evladı ehli Kadri benim. İmam Hüseyin dalının âli ehli, Allah kulu benim." En son makam olan Abdaniyet makamı ile rütbelenen Hazreti Ustadın, yeşil kanadının bütün kevn ve mekanı kapladığını söylemekle hakiki rabıta şeyhi 237.s: olduğunu da açıklıyor. Çünkü, rabıta şeyhinin kamil ve mükemmel olması lazımdır. (Kendisi olgunlaştığı gibi başkalarını da olgunlaştırmaya kabiliyetli olması lazımdır.) Siracül Talibin (İsteklilere Işık) kitabında der ki: İmamı Rabbaninin Mektubatı ile Hazreti Mevlana Halidin Risalesinde, noksan şeyhin rabıtası caiz değildir. (Behcetüsseniye) adlı kitapta da, rabıtasını veren şeyh, kamil ve mükemmel değilse mürid için felakettir, der. Hazreti Şah Abdullah Dehlevi, kamil ve mükemmel olan Hazreti Mevlana Halid'e bundan rabıta iznini vermiştir. Bu (Riyazül Müştakinde) yazılıdır. Hazreti Mevlana Halid de rabıta iznini Hazreti Şeyh Osman Siraceddine, O da oğlu olan kutbil İrşad Hazreti Şah Muhammed Bahaeddine ve her ikisi de Hazreti Şahı Pir Muhammed Ali Hüsameddin'e rabıta etmeyi müsaade etmişlerdir. Hace M. Masum der ki: Birisi kayyumiyet rütbesine ulaşırsa, Alemin her zerresi ile beraber olur. Alemin düzeni onunla kaim olur. O mürşid güneşe benzer. Onun ışıkları her yere yayılır. Kamil ve mükemmel piri tasavvur eden her mürid için hazır olur. Mürid ondan feyz alır. Bununla beraber pirin bizzat hazır olması şart değildir. Ruhaniyeti tasarruf eder. Hazreti Şeyh Osman Siraceddin buyurdu ki: Ben cennetlerdeyim. Cehennem, gökler ve yerlerin her zerresinde varım. Hatta iki karınca döğüşseler, onlarla beraberim. (Siracül Talibin beyanı burada biter.) 238.s: Şahı Pir Muhammed Ali Hüsameddin buyurdu ki: Her mahluk Ali'yi bir anda isteseler, hepsinin yanında hemen hazır olurum. Herkes Ali benimledir, der. Yine başka bir sohbette buyurdu ki: Yeryüzünde benim rabıtamdan başka cevaz verilmiş rabıta yoktur. (müsaade edilmiş). Evet, cihet, mekan ve zamana tabi olmayan, la mekan (la şey) olan bu kudsi ruh, saliki en kısa yoldan ilahi huzur ve şuhuda erdirir. Bunun için Hazreti Şeyhi Ekber ve pek çok pirani izam, hakiki rabıta şeyhinin rabıtasının, zikir ve murakabeden salik için daha faydalı ve daha kısa yol olduğunu beyan etmişlerdir. Büyüklerin büyüğüne mahsus her makamın beyanını DiVANI İRFAN'da görüyoruz. İmamı Rabbani Hazretleri buyurdular ki: Acaba kimi bu nimete kavuştururlar? (Yani çok nadir olduğunu ve acaibi ifade ettiler.) Evet, Hazreti Şahı Pir, Naibe Resul Şah Muhammed Ali Hüsameddin (Kds.) 'in Cizre'de yetiştirdiği iki büyük halife Şeyhi Meczub Muhammed SAİD SEYFEDDİN ve Sultan Seyyid MUHAMMED KADRİ (Kds.) bütün bu yüksek makamları da geçtiler. O büyük Şahın kudsi nazarları ile daha yüzlercesi bu ilahi devlete erdi. Sohbette Hazreti Ustad Seyyid Muhammed Kadri açıkladı: En son yükseliş İLAHİ AZAMET perdesinde durur. Hiçbir nebi ve velinin ruhu AZAMET PERDESİNİ geçemez. 239.s: Şeyhi Meczub der ki: LEYLA İLE HİLVET ETTİM. ENBİYA SAHİLİMİZDE KALDI. ONUN NURU TECELLİ ETTİ. EY SAİD NE ACAİB YAKINLARDAN YAKINLIĞIM VARDIR. Yine İmamı Rabbani Hazretleri Mektubatta açıkladılar ki: "Bin sene sonra bu ümmetten ESHAB derecesinde gelenler olacaktır." Hazreti Ustadın berekat ve müsaadesi ile DİVANI İRFAN'dan bu kısımları açıklarken büyük aczimi itiraf ederim. Maksat bu şaheserin kayıp olmaması ve ilerde gelecek ehil ve kamillere ışık tutması ve daha güzel manalandırmasıdır. Açıklanan kısımlardan daha çok yüksek hal, makam ve irfan kasideleri DİVAN'da mevcuttur. Ona göre tetkiki gerekir. Açıklamaya yine Hazreti Ustadın üç beyti ile son verelim. "Wek şêrîn nezmê te dil ara û lu'lu kes nedî Taliæê şiæira me da ez himmetê æîsa nefes" Nazmın gibi tertemiz incileri hiçbir gönül görmedi. Çünkü şiirimde ben İsa nefesli olarak doğarım." "Sayeyê æişqa heqîqî bûme ez azade her xewf û rica Ma dibe qedrî ğemê endîşeyê ferdadeyim" "Hakiki aşkın sayesinde, her korku ve recadan de kurtuldum. Olur mu yarının endişesinde olmak (Hak huzurunda ne zaman var, ne mekan.) Onun için böyle bir düşünce de yoktur." 240.s: "Nûrê æişqê bihn kir qedrî gulşena dildarê ma Bulbulê qudsî beyanim laubalî meşrebim" "Kadri, sevgilisi (Hazreti Resulün) gül bahçesinde aşk nurunu kokladı. Kudsiyet beyan eden bülbülüm ki hiç kimseye bağlı olmadan söylerim. (O an için Cenabı Allah'tan ne ilham gelirse.) " Kereminin sonu olmayan Cenabı Mevlamızdan, biz fakirleri de sevdiklerine katarak Habibi Ekrem (A.S.) hürmetine aşk ve vuslatını bahş etmesini niyaz ederim. Elhamdülillahi Rabbil Alemin. hadime Aleresul ve Seyyid Muhammed Kadri Hazin Süleyman KAYA www.CSuleymanKaya.tumblr.com
0 notes
Text
Okurken Zamanda Yolculuk Yaptım..
Koşturmalı iş temposu, yoğunluk, yorgunluk..
Vücudun yorulmasından ziyade beynin yorulması ve konsantrasyon zorluğunun beraberinde getirdiği iş dışındaki şeylere vakit ayıramadan günlerin öylece geçip gitmesi. Ardından “Mart ne de çabuk geldi” demeler..
Hele bazı akşamlar öyle oluyor ki iş çıkışı kolumu kıpırdatmaya mecalim kalmıyor, dostlarla buluşamıyor, biraz dolaşamıyor veya en basit eylem gibi düşündüğümüz kitap okumaya bile mecalim kalmıyor.
Halbuki belli bir rutinde okuyanlar bilir, okumak düşünüldüğü gibi kolay iş değildir. Hem enerjiye hem konsantrasyona ihtiyacınız vardır. Kendinizi günlük hengameden sıyrabilmeniz gerekir. Benim gibi ağırlıklı gece okuyucusuysanız daha da fazla enerji gerekir. İşte bazı kitaplar vardır ki bunu sizin için yapar. Size sağladığı okuma konforu ve yarattığı dünya ile bambaşka alemlere sürüklenirsiniz. Böyle bir koşuşturmalı dönemde denk gelmiştim Meltem Gürle’nin Kırmızı Kazak adlı kitabına. Bu yoğunluğun içinde adeta benim için gerçek bir vahaydı.
Aslında bu kitabı geçen yayınlarımdan birinde yaptığım alıntıyla geçiştirecektim detaylı bir anlatım yapmayacaktım. Fakat yeni kitaplara başlamama rağmen bende tortu bıraktığını ve üzerinden henüz sadece günler geçmişken geri dönüp kimi yazılarını yeniden okumak istediğimi fark edince yazmaya giriştim.
Meltem Gürle 1966 doğumlu. Akademisyen. Çocukluğu İzmir'de geçmiş. Üniversite yıllarından beri İstanbul'da yaşamakta. 2009 yılından itibaren BirGün gazetesindeki köşesinde edebiyat yazıları yazıyor. İsmi tanıdıktı, daha önce birkaç yazısını okumuşluğum da vardı. Fakat Gürle' nin yazılarının takipçisi değildim. Senelerce aynı mahallede oturup merhabalaşmanın ilerisine geçemediğimiz - hani daha yakından tanısak çok seveceğimiz - insanlar gibi.. Bir nedenle dikkatimden kaçmış. Belki başka yöne baktığım için görememişim.
Kırmızı Kazak, 2009-2016 yılları arasında BirGün gazetesi için yazdığı denemelerden derlenerek hazırlanmış bir seçki. Güncel meselelerle ilgili olanlar değil de daha geniş bir zamana yayılabilecek denemeleri seçilerek bir araya getirilmiş. 100 den fazla yazısı 12 bölümde sınıflandırılmış. Yazılar gazetede çıktıkları sıraya göre değil konularına göre gruplandırılmış. Mesela bölümlerin bir tanesinin adı “Kırık Kalpler ve Kabuklular”. Bu bölümde derlediği denemeleri de bu bölüm adına yakışır nitelikte. Bu denemeleri BirGün gazetesindeki köşesinden okumadığım için de Kırmızı Kazak benim için bir yeniden okuma değil de ilk okuma oldu aslında.
Kitapları mevsimlere göre etiketlemekten haz etmem fakat kitabı gördüğüm andan itibaren ki ilk hissiyatım Can yayınlarından çıkan bu kitabın tam bir kış kitabı olduğuydu. Adıyla, kapak tasarımıyla, içeriğiyle insanın içini ısıtan türden. Kitabın adını ise çocukluk arkadaşı (Ayşen Ertango) seçmiş. Böylelikle çocukluk yıllarına ve hayata annelerinin ördüğü elişi kazaklarla başlayan nesillere selam gönderiyor.
Dedem Kemal (Üren) Usta, araba tamircisiydi. Bu kitabı ona adıyorum. Birçok konuda olduğu gibi şunda da haklı çıktı: “Otomobiller ile romanların iyisi, hızlı ve parlak olanlardan değil, zamana direneneler arasından çıkıyor”
şeklinde yazdığı kitabın daha ithaf bölümünde insanın ufkunu açmaya başlıyor Meltem Gürle. Ben de "tüm zamanları kapsayan" bir yazar olabilmeyi sorgulayarak başlıyorum okumaya. Ve okudukça görüyorum ki tüm zamanları kapsayabilen pek çok yazara yapılmış atıflarla dolu zengin mi zengin bir kitap tutuyorum elimde.
Meltem Gürle denemelerini seçip derleyerek bence son derece güzel bir iş çıkarmış. Öncelikle kitap çok akıcı. Okuru yormuyor. Belki de mesleğinin getirdiği yetenekle konuşur gibi kısa cümleler kurmuş. Paragrafları 5-6 cümleden, her bir deneme ise 3-5 sayfadan oluşuyor. Bu esnada da okuduğunuz kesinlikle yavan bir metin değil. Etkileyici benzetmeler, yerli yerinde kullanılmış deyimler ve güçlü ifadelerle dolu. Bölümler kendi içinde uyumlu denemelerden oluşmakla birlikte her yazı birbirinden bağımsız olduğu için bir çay molasında bile okunacak üç beş sayfa insanı düşündürebilecek yeterlilikte. Hatta kimi zaman kendimi kaliteli bir edebiyat blogunda zamanın farkında olmadan tüm arşivini tarıyor gibi hissettim.
Deneme türünün en sevdiğim özelliklerinden biri yazarının herhangi bir konu hakkında sanki kendisi ile konuşuyormuş gibi bir üslubu yazının geneline yayması. Aslında bu türü en iyi tanımlayanlardan biri de denemenin atası kabul edilen Montaigne benim bu hissiyatımı şu cümlesi ile çok iyi ifade etmiş:
“Herkes önüne bakar, ben içime bakarım; benim işim yalnız kendimledir. Hep kendimi gözden geçiririm, kendimi yoklarım, kendimi tadarım... Bir şey öğretmem, sadece anlatırım.” derken, deneme tarzının yazarın kendi iç dünyası olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
Meltem Gürle de denemelerinde bir izah kaygısı gütmeden, sıklıkla sade günlük yaşamda başından geçen olayları veya anılarını çeşitli kitaplardaki hikayelerle ya da kahramanlarla özdeşleştirerek adeta kendisi ile konuşur gibi ya da anılarıyla yüzleşir gibi kaleme almış. Fakat kalemi öyle etkili ki okuru yalnızca düşündürebilme gücüne değil aynı zamanda rahatsız edebilme yetisine de sahip. Bu durum aslında yazmanın ne denli güçlü bir eylem olduğunu bize tekrar hatırlatıyor,
Kitap biraz da yazarın otobiyografisi gibi. Yazarın kitabı için girizgah niteliğinde seçtiği ilk denemesi yazmayı öğrendiği sene yani birinci sınıfta yaşamış olduğu bir çocukluk anısına dair. Okurken zaman zaman öyle şaşırdım ki. Çünkü baktığınızda yazarın seçtiği konular “ne var şimdi bunda” diyecek kadar sıradan fakat okumayı tamamladıktan sonra ise sarsacak kadar vurucu.
O nedenle okudukça tam olarak neye uğradığımı anlayamadım; çok farklı duygular arasında gidip geldim. Son derece doğal, akıcı diyaloglar beni hüzünlendirdi, güldürdü, yer yer gözlerim uzaklara daldı bazen sanki yanımda konuşuyorlarmış, seslerini duyuyormuşum gibi hissettim. Güçlü anlatımıyla ve alçakgönüllü edebiyatıyla Meltem Gürle bir divanda yapılan dost sohbetinin huzurunu da, gurbette olmanın hüznünü de, çifte kavrulmuş pötibörün tadını da yaşattı. Anlattıkları zaten kendi başından geçen veya tanık olduğu, insancıllığı ve gözlem gücüyle kavradığı şeyler. O yüzden denemelerinin kısalığından ve sade anlatımından beklenmeyecek bir derinlik ve doku vardı.
100 ün üzerindeki bu denemeler içinde en sevdiklerim ve unutamayacağım Fareler ve İnsanlar , Düğme, Direnmenin Adabı adlı denemeleri oldu. Gürle’nin Dilenci Kız adlı denemesinde geç tanıştığı yazar olarak betimlediği Alice Munro’nun kitaplarını ise özellikle merak ediyorum. Sanırım ilk fırsatta göz atmak istediğim Alice Munro olacak. Ve henüz tanışmamış olduğum birkaç diğer yazar.
Kitapla ilgili sevdiğim şeylerden biri de Can Yayınları tarafından yayınlanmış olması. Can Yayınları sevdiğim bir yayıncı. Kitaplarının bir kalitesi var, baskılar, çeviriler her daim özenli. Bu kitaba da emek verildiği anlaşılıyor. Kitaba yakışan bir kapak, yazım hatasını fark etmediğim temiz bir baskı. Bu da okuma keyfine keyif katıyor. Bir de bölümlendirme ve yazıların duygu geçişleri dikkate alınarak sıralanması konusunda editör Çiğdem Uğurlu’yu da tebrik etmek lazım .
Meltem Gürle’yi daha önce hiç okumamış olanlar için unutulmayacak bir tanışma ve keyifli 412 sayfalık bir yolculuk. Yazı içerisinde yaptığı her benzetmesi veya alıntıladığı metinler yazının finalinde olağanüstü bir anlam kazanıyor ve kelimenin tam anlamıyla epigraflar denemeye cuk oturuyor. Bu yönüyle kitap kısa denemelerle de edebiyatın çok çarpıcı şeyler anlatabileceğinin oldukça iyi bir örneği. Yerinde edilmiş cümleleri ile sayfalar dolusu gevezeliğe ihtiyaç duymadan bir çırpıda insanı bambaşka düşüncelere sürüklüyor.
Kırmızı Kazak’ı okumakta kararsızsanız bir kitapçıya gidin ve kitabın içinden rastgele bir bölüm seçin. Böyle ortasından okudum, gösterge olmaz falan diye düşünmeyin. İlginç şekilde tüm kitap boyunca benzeri tadı alacaksınız..
Ama bana göre Kırmızı Kazak okunmalı, okunası. Günlük hayata ait nesneler, aşina olduğumuz tatlar, kokular bulacaksınız. Edebiyatın ara sokaklarında dolaşmayı, yeni yazarlar keşfetmeyi sevenlere özellikle tavsiye ediyorum. Pek çok ara sokağı dolaşıp sonlara geldiğinizde güzel bir yolculuk geçirmiş olarak, halinizden memnun ama yolculuktan yorulmuş şekilde hayata devam ediyorsunuz.
Yazarların kendi dünyasında etkilendikleri, beslendikleri ve aidiyet kurdukları kitapları, filmleri, müzikleri hep merak etmişimdir. Geçmiş yıllardaki yazılarımdan birinde Hasan Ali Toptaş’ın Harfler ve Notalar adlı kitabında temas ettiği yazarları ve kitapları uzun bir listede derlemiş ve kendimce bu kitapların izini sürmüştüm.
Benzer şekilde Meltem Gürle de Kırmızı Kazak’ta pek çok etkilendiği kitaba denemeleri içerisinde değiniyor. Meltem Gürle okuduğu kitaplarla, yazarlarla sanki iç içe bir hayat sürüyor ve sürekli bir etkileşim içinde. Hiç bir şekilde kitap tanıtımı yapmadan birkaç paragrafla kitaba dair çok çarpıcı analizler yapıyor. Ve gördüğüm kadarıyla okuduğu kitaplar rafa kalkmıyor, unutulmuyor. Yaşamının içerisinde ilham olmaya devam ediyor. Meraklısı için yazarın kitabında değindiği bu kitapları/yazarları listelemek istedim:
Marguerite Duras – Sevgili
Herman Melville – Moby Dick
Marcel Proust – Kayıp Zamanın İzinde
Johann Wolfgang von Goethe – Der Erlkönig Ballade – Genç Werther’in Acıları
Platon – Şölen
Fürüzan – Parasız Yatılı
Nazım Hikmet – Rubailer
Şule Gürbüz – Kambur
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Budala – Yeraltından Notlar – Karamazov Kardeşler
Gustave Flaubert – Madame Bovary
Juan Carlos Onetti – Los Adioses (Vedalar)
Thomas Van Nortwick – Somewhere I Have Never Travelled (Hiç Gitmediğim Yer - Kahramanın Yolculuğu)
Victor Pelevin – Mavi Fener
Gökkuşağı Ansiklopedisi – Mitoloji ve Efsaneler
Homeros – İlyada
Doris Lessing – Altın Defter
Franz Kafka – Yargı – Dönüşüm – Dava
Rainer Maria Rilke – Malte Laurids Brigge’nin Notları
Alain Robbe - Grillet – Kıskançlık
Lev Tolstoy – Savaş ve Barış – Anna Karenina
Lermontov – Zamanımızın Bir Kahramanı
Pablo Neruda – Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı
Zizek – Hiçten Az : Hegel ve Diyalektik Materyalizmin Gölgesi
Virginia Woolf – Deniz Feneri
Charles Dickens – Büyük Umutlar
Honore de Balzac – Sönmüş Hayaller (Üçleme) – Taşralı Bir Büyük Adam Paris’te
William Shakespeare – Kral Lear
John Steinbeck – Fareler ve İnsanlar
Ursula K Le Guin – Karanlığın Sol Eli – Mülksüzler
Anton Çehov – Küçük Köpekli Kadın (Bütün Öyküleri-8)
Alexandre Dumas – Üç Silahşörler
Daniel Defoe – Moll Flanders
Henry Fielding – Tom Jones
Alice Munro – Dilenci Kız : Flo ve Rose’un Hikayeleri
Edith Wharton – Masumiyet Çağı
Astrid Lindgren – Pippi Uzunçorap
Iris Murdoch
Charlette Bronte – Jane Eyre
Oğuz Atay – Tutunamayanlar
Patricia Highsmith
Martin Heidegger – Varlık ve Zaman
Kurt Vonnegut – Şampiyonların Kahvaltısı
Thomas Hardy – Tess
Thomas Bernhard
Bilge Karasu
Sadık Hidayet – Kör Baykuş
James Joyce – Ulysses
Celil Oker – Çıplak Ceset, Kramponlu Ceset, Bir Şapka Bir Tabanca, Yenik ve Yalnız
Alper Canıgüz – Tatlı Rüyalar
Mehmet Açar – Çok Uzaklarda Bir Yaz
Antoine de Saint Exupery – Küçük Prens
Anton Çehov – Tatlım
Erich From – İtaatsizlik Üzerine : Özgürlük Neden Otoriteye “Hayır” Demektir?
Rainer Maria Rilke – Duino Ağıtları
Cemal Süreya – Sevda Sözleri
Nurdan Gürbilek – Yer Değiştiren Gölge
Jules Verne – Arzın Merkezine Seyahat
James Baldwin – Yerli Bir Çocuğun Notları
Erich Maria Remarque – Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok – Dönüş Yolu
Jorge Luis Borges – Borges Ve Ben
Eduardo Galeano – Helena’nın Rüyaları
...
Gelelim gecenin müziğine...
🎵 Janis Joplin - Me And Bobby McGee 🎵 The Beatles - Hey Jude
Keyifli geceler.
28 notes
·
View notes
Text
OTUZ İKİ KISIM TEKMİLİ BİRDEN: CEMAL SÜREYA
1. Orta boylu, zayıf, kumral saçları dalgalı, geniş alınlı, iri kahverengi gözlü, uzun ve derin kirpikli, kar beyazı dişlerli olan oval yüzlü bir adam…
2. Doğuludur.
Erzincan doğumludur.
Göçebedir. Muhacirdir.
Sürgündür. Uçurumda açan çiçektir.
Beyaz gülüşlü bir kardelendir.
3. Nüfus cüzdanındaki adı Cemalettin Seber’dir.
Başlangıçta, Cemal Süreyya diye yazar adını.‘Y’ nin gerçek hikayesi araştırma gerektirecektir sabırlı okur için. Borcuna bu kadar sadıktır. Güvenilir insandır.
4. Zor ve olanaksız olanı dener, başarır. Belki bu nedenle düşünce kökleri derin, dünyanın ve insanların resmini çekmek için bir fotoğraf makinesi gibi kısık gözleri abartısız bir derinlik ve dikkatle çevresine dönüktür. Belki zekâsı onun için bu denli parlak; derviş yüreği gösterişsizdir.
5. Erzincan, Bilecik, İstanbul, Ankara… Sonra bütün bir Anadolu… Göçebelik hiç bitmez. Hangi şehirdeyse orası, yalnızlığın başkentidir.
6. Bütün başarılarını Ankara’da kazanır, İstanbul’da harcar.
7. 26 yılda 29 ev değiştirir, adres olarak PTT’den kiraladığı posta kutularını kullanır.
Cemal Süreya’nın, hayatı boyunca 40’a yakın ev değiştirdiği ve bunun onda bir adres sorununa yol açtığı belirtiliyor. Cemal Süreya’nın, kendi ifadesiyle 13 değişik takma ad kullanması da onun için ilginç bir anekdot oluşturuyor.
Şair, değiştirdiği evlerin sayısını, son şiir kitabı ‘Güz Bitiği’nde şöyle belirtiyor
HİÇBİR SEMTTE Hiçbir semtte berberin olmadı, 1954-1980 yılları arasında, 26 yılda 28 ev değiştirdin; Leke kuşağı nasıl bilmez seni!
Arabesk nedir diye düşünmüştünüz: Şebboy sesli bir cümbüş, eza içinde; Eşitlik midir komedya, içtenlik mi, Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın?
Yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.En son yaşadığı evin bulunduğu sokağa Cemal Süreya adı verilir. Hiçbir şeyi yoktur akıp giden sokaktan başka.
8. Haydarpaşa Lisesi’nde parasız yatılıdır. SBF’de maliye ve iktisat bölümünü seçer. Ece Ayhan, Sezai Karakoç ve Muzaffer Buyrukçu’yla arkadaş olur. İyi notlar da alan kötü bir öğrencidir.
9. Maliye müfettişliği, devletin en büyük kariyerlerindendir. Yılda 3-5 üniversite mezununun girebildiği bir memuriyettir ve bunu SBF'nin göçebe öğrencisi Cemal Süreya başarır. Hayat için, büyük bir başlangıçtır.
10. Küçük bir grup içinde Ahmet Cemil acıları yaşar. Dostoyevski hayranıdır. Yalnızdır. İçe kapanık ve çekingendir. Son derece utangaç ve sessizdir. Gidip bir dükkanda bir şeyin fiyatını soramaz. Başkalarına sordurur çoğu zaman. Bir şeyin yarım kilosunu alamaz.
Cemal Süreya’nın özellikle gençlik yıllarında kullandığı başka takma adlar ise şöyle belirtiliyor: “Pazar Postası ve Vatan gazetesindeki yazılarında Osman Mazlum, Ali Fakir, Dr. Suat Hüseyin; Papirüs dergisindeki şiir çevirilerinde Hasan Basri; Kazgan’daki şiir ve desenlerinde Cemasef; Mülkiye dergisindeki karikatür ve desenlerinde Charles Suares; Feyzi Halıcı’nın Konya’daki Çağrı gazetesinde Suna Gün; Sivas’ta çıkan Su dergisinde Ali Hakir, Hüseyin Karayazı, Adil Fırat... Ve diğerleri, Genco G��mrah, Ahmet Gürsu, Birsen Sağanak...”
11. Memuriyeti sırasında görevle gidip bir yıl kaldığı Paris’ten getirdiği arabayı satıp dergi çıkarır. Papirüs macerası belki hak etmediği ilk yenilgidir.
12. Papirüs serüveninden sonra tekrar döner memuriyete. Bu kez iddialı olarak: Maliye Tetkik Kurulu üyeliği ile başlayan çizgi Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğü ile noktalanır. Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon önyargılı teftişinde hiçbir olumsuzluk bulamayınca ‘Her şey yolunda, ama burayı pek temiz bulamadım.’ deyince Cemal Süreya da ‘Burası bir iki saat öncesine kadar hiç kirlenmemişti.’ karşılığını verir. Yüreği hariç, bütün kapıları açmıştır bakana.
13. Artık kendini memuriyette ispat etmiştir, emekli olur. Kartviziti de hazırdır: Şair ve eski genel müdür. Emekli ikramiyesini şiire yatırır. Yeni mesleği kelime kuyumculuğudur.
Cemal Süreya'nın, yayımlanan ilk şiiridir; - 1957 yılının on iki ayından bir tanesinde basılmıştır bu. şöyledir:
Ayıcılar geçti, affedilmemiş insanlar geçti Şehirler taş yürekliydi şarkısı-beyaz İnsanların büyük rüyaları vardı İnsanlar bir ölümle öldüler ki Sevgiler arasında şaşırıp Bir unuttular ki deme gitsin.
Ben olanca kuvvetimle Halatlara asılıyorum nafile Ben ayrı düşmüşüm bir kere Ayrı düşmüşüm insanlardan. Bu yıldız tutmaz mavilikte Ne deniz ne köpük kar eder bana.
Arada bir ağlamak için Onu kocaman ellerimle sevdim. Ölüm daha saçlarına gelmemişti şarkısı-beyaz Saçlarını kestim, şarapla ıslattım Saçlarını koynumda saklıyorum Arada bir ağlamak için.
Ye suların altında mavileyin Küstah bir çalparaydı ayağını uzatmış Mes'ut hatırasına balıkların. Ve kocaman küfürleriyle sarhoş Yatardı yavaşlamış tüyleriyle Gemicilerin öldürdüğü kuş.
Siraküzaya uğrayamadık Torbadaki çakıllara baktım şarkısı-beyaz Benimkilerin üstünde üç tane hilal Üç tane uzun hilal vardı, upuzun Siraküza açıklarında bahanesiz bir yaz Çalkandık durduk.
Torbadaki çakıllara baktım şarkısı-beyaz Sonra dalgalar deldi dile Sonra bir mavilik aldı her yerimizi; Nasıl hatırlıyorsan dünyayı Öyle
14. Paranın egemen kılınmak istendiği bir dünyada yalnız şövalyelerden biridir. Kalemini çıkarıp en önde hücuma geçecek diye boşuna beklenir. Düşene tekme atamaz, yüreği kaldırmaz. O vakit ne yapar? Oturup şiir yazar.
15. İnsan, şair olunca başka şey olmaz mı? Onun kadar değişik, renkli alanlara yayılan şair pek azdır. Şiir dışındaki uğraşları yalnız ekmek teknesi değildir. Yaptığı işte mutlak başarı sağlamalıdır. Yenilgiyi kabullenmek zordur.
Cemal Süreya’nın kendisi için “büyük şair” değil, “cins şair” tanımını uygun gördüğü ve şunları söylediği aktarılıyor: “Sözgelimi Baudelaire benim için cins şairdir, Victor Hugo ise büyük şairdir. Büyük şair, galiba kitlelerin duygularını veya onların isteklerini yansıtmış, büyük temalara yönelmiş kişidir. Cins şairler ise hayatı, dünyayı daha çok kendi imbiklerinden geçirmişlerdir. Abdülhak Hamit büyük şairdir, Yahya Kemal hem cins hem büyük şair. Nazım Hikmet de öyle, hem cins hem büyük şair.” Cemal Süreya, şiirini ise “Güneşten yırtılan caz, kavaldan akan gökyüzü” diye tanımlıyordu.
16. Yapısında hep ikilemler vardır. Kendini tatmin mi, yoksa topluma hizmet mi? Bocalar bu ikisi arasında. Tutkuludur Şiir tutkusunun bir yanında, kendini ispat etme, önemli, tanınan biri olma isteği de vardır.
17. Alınganlık, kırıcı yapar onu. Aniden parlar. Çok rahat arkadaş olur, dost olmaz. Arkadaşlarına çok fazla bağlanır. Çoğu zaman arkadaş yerine mürit arar. Sesinde hep uykusuz bir Türkçe vardır. Konuşurken gözlerini hep kısar. Her zaman Bir Tereddütün Romanı gibi konuşur.
18. Hoşgörünün en somut simgesidir. Bağışlayıcıdır. İnsanları iyi olan yanlarıyla sever. ‘Hayır!’ demeyi bilmediği için başına gelmeyen kalmaz. En yakın çevresinin içinde dağ başları kadar yalnızdır.
19. Gülümsemeyle hüzün yan yanadır onda. Özgürlük ve kendine güvenle lirizm; sıkıntı ve bunalımla ince alay iç içedir hayatında ve şiirinde.
20. 2000’e Doğru dergisindeki portreleri ve söz senaryoları, derginin en çok okunan sayfasıdır. 99 Yüz adıyla bir kitap yayımlar. Portre yazımında bir çığır açar.
21. Arkadaşı Muzaffer Buyrukçu’yu da kattığı bir fantezi bildiri geniş yankı uyandırır. Turgut Özal’a bir intihar çağrısı yapar: ‘Ülkemizi sizden / Sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan / Kurtarmak için / Arkadaşım Muzaffer Buyrukçu’yla / Bir önerimiz var: İntihar etmelisiniz! / Ben ve Buyrukçu bu konuda / Dostça omuz veriyoruz size. / Gelin, halkın önünde, / Üçümüz birlikte intihar edelim / Yer: Kadıköy eski iskelnin önü / Gününü ve saatini siz saptayın / Ülkemiz sizden kurtulsun / Biz de bir işe yaramış olalım’
22. Elli yıldır sustuklarını söyler düzyazılarında. Aydın, demokrat geçinenlerin ucuzlaştığı bir ortamda, taviz vermeden, boyun bükmeden, el etek öpmeden kenara çekilip ayakta, dik kalabilmeyi seçer.
23. Ahmed Arif: ''Eros'tu kendi okuyla kendini vuran.''
Ülkü Tamer, onun için ‘Cemal: Atlas okyanusunda fıratın salı / Zap suyunda Alp çiçeği’ der
Ferhan Şensoy: ''Cemal Süreya ölmüş diyorlar ilahi azrail!.. Cemal Süreya ölür mü hiç!''
Aziz Nesin: ''Jean Paul Sartre ve Cemal Süreya, dünyanın en küçük devletleri. ikisinde de bir devlet olabilecek kadar birikim var.''
Nurullah Ataç: ''Cemal Süreya mıdır nedir,(...) bir şair çıkardınız başıma.''
Tomris Uyar: ''Tanıdığı kaç kişi varsa, o kadar Cemal Süreya vardır. Hepsi değişik. Belki temel ögeleri aynı kalıyor: politikaya, edebiyata, espriye tutkusu, çalışkanlığı, dürüstlüğü.. Çok değişken biri. O yüzden ben bir tane Süreya biyografisi düşünmem. Üç tane yazılabilir. Üç tane apayrı.''
Can Yücel: ''Aşk yok gayri memlekette Cemal Süreya beri gideli.''
24. Bütün sevgililerine ‘Annem çok küçükken öldü / Beni öp sonra doğur beni’ diye seslenir.
25. Kendi kendine mektup yazar. Aşk, ona göre aynı masada mektuplaşmaktır. Ütopyası, kendi mektubunun postacısı olan kızdır. Hep âşıktır. Dört kez evlenir. Nerde bir çift göz görse tutar onu sevgilisine tamamlar.
26. Sevdiği hakkında hiç konuşmaz. İçlenmek zenaatında ne kadar usta olduğu bilinir. Hüznün kuşlarını canıyla besler.
27. Bir oğlu bir kızı vardır. Oğlu Memo Emrah’tan çok çeker. Ölümüne yakın oğlundan dayak yer. Kızının nikâhında bulunamaz. Çünkü, haberli değildir.
28. Parasız günlerinden birinde kızı Ayçe’ye şiir karalamalarını vererek ‘Bunları sakla, ileride para eder.’ der. Kızı, şiirlerinin ne kadar saçma olduğunu söyler.
29. Kadıköy sahilinde yürürken her an karşıdan Fazıl Hüsnü Dağlarca gelebilir düşüncesiyle önü hep iliklidir.
30. Şairi, şairden başkasının tanımadığına hep üzülür. Bir gün duraktaki yolcular arasında otuz yaşlarında bir adam Pazar Postası okuyordur. Hem de Cemal Süreya’nın şiirinin bulunduğu orta sayfayı… Adama ‘Nasılsınız efendim, ben Cemal Süreya’ diye yaklaşır. Adam, ‘Memnun oldum. Ben de Nuri Pakdil.’ der.
31. ‘Gün gelir anılar da değiştirir sözcüklerini’ Sezai Karakoç, Mülkiyeden arkadaşıdır. Ona hep ‘Sezo’ der. Ankara’nın hür hayalli çocuklarıdır o sıralar. Sezai Karakoç’la Ankara’da görüşmek ister. Ancak, Karakoç’un ‘Sen benimle randevu almadan görüşecek adam mısın?’ sözüne çok kırılır.
32. Elli dokuz yaşında, yedi kırlangıç ömründen dört yıl alacaklı ölür. Ölümü siyah bir kâkül gibi alnına düşürür.
388 notes
·
View notes
Text
Rocket League’in en iyileri BOOM BOOM BUCKET Turnuvası’nda buluşuyor!
Rocket League’in en iyileri BOOM BOOM BUCKET Turnuvası’nda buluşuyor!
KFC Türkiye ve Algida iş birliğiyle düzenlenecek Boom Boom Bucket Turnuvası için geri sayım başladı. Beş hafta boyunca sürecek bu heyecan verici serüvenin kazananı 50.000 TL’lik büyük ödülün sahibi olacak. Bu zamana kadarki en büyük ödül havuzuna sahip Rocket League turnuvası olan Boom Boom Bucket’ın finalleri; Berke Kantürk’ün (Vlad) sunumu, Kemal Can Parlak (Kendine Müzisyen) ve Oğuzhan…
View On WordPress
0 notes