#Kalp yetmezliği
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kalbinizin Güçsüz Olduğunu Gösteren 3 Belirti
Kalp sağlığımız, yaşam kalitemizi ve günlük aktivitelerimizi doğrudan etkileyen hayati bir unsurdur. Ancak birçok insan, kalbinin zayıfladığını gösteren uyarıcı belirtileri göz ardı edebilir. İşte, kalp sağlığınızın zayıfladığını anlamanıza yardımcı olabilecek üç önemli işaret: Bacaklarda Şişlik Bacaklarda aniden ortaya çıkan ve sürekli devam eden şişlikler, kalp yetmezliğinin bir göstergesi…
0 notes
Text
#Kalp#Kalp krizi belirtileri#Kalp damar tıkanıklığı belirtileri#Kalp ritim bozukluğu#Kalp yetmezliği belirtileri#Kalp çarpıntısı#Taşikardi#Kalp doktoru#Kalp yetmezliği#Göğüs sıkışması
0 notes
Text
#Kalp#Kalp krizi belirtileri#Kalp damar tıkanıklığı belirtileri#Kalp ritim bozukluğu#Kalp yetmezliği belirtileri#Kalp çarpıntısı#Taşikardi#Kalp doktoru#Kalp yetmezliği#Göğüs sıkışması
0 notes
Text
Her uzaklığın ardında seni düşleyen bir kalp var. Seni asla unutmayacak.
4 notes
·
View notes
Text
öncelikle selamün aleyküm. kalp yetmezliği olan, burcu balık olan, tansiyon rahatsızlığı olan, psikolojik bunalımları olanlar. please dinlemesin. +25
6 notes
·
View notes
Text
FAKÜLTE HASTANESİ VE OTOGAR
Sevgili defter, sen bilirsin tabi, benim travmamdır aileden ayrılıp yolculuk yapmak. Bu sebeple ablamı izmire uğurlamaya bütün sülale gelmiştir üniversite okurken, ben çantamla tek başıma gitmişimdir daima. Yatılı okul travması.
Bu sebeple olsa gerek otogarlar, hava limanları, terminaller, garlar benim bekleme fantezim olan yerler. Ama kalabalıkta değil. Gecenin sakin anları olmalı.
Geçen gece fakültede tahlil sonuçlarını da sakince beklemek hoşuma gitti açıkçası. Fakülte hastanesine gelen hastalar genelde ölmek için geliyorlar. Valla öyle. Misal dedem beyin kanaması geçirmiş, normal hastane biz müdahale edemeyiz dedi hop transfer edildi. O. Amca kalp yetmezliği eşliğinde bypass olamaz dedi özel hastanedeki profesör fakülteye gönderdiler. Doktorlara kızmıyorum. Yanlış anlaşılmasın, bize hastanız ölüyor diyemiyorlar işte, ölmemek için ufacık bir dala tutunma derdinde oluyor insan.
Gece hastanede röntgen çektirecekken iki hasta gelmiş, havzada inşaattan düşen bir işçi, önce havza devlet hastanesine, sonra samsun araştırmaya sevk, boyun kırılmış, biz ameliyat yapamayız demişler haliyle, aslında samsun araştırmanın cerrahları iyidir, ama işte ölüyor hastanız diyemiyorlar işte. Çıkmadık candan umut kesilmiyor. Doktor geldi hasta yakınlarına durumu anlattı, boyun kırık, solunumu kesilebilir haberiniz olsun dedi, ağlamalar, o ölüm hüznü.
Beklemek hoşuma gidiyor. Erdem bayazıtın şiiri gibi.
"Nice akşamlar bilirim ki
Karanlığını
Bir millet hastanesinde
Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda
Başını kalorifer borularına gömmüş
Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden
Haber sormaya korkan
Genç kızların yüreğinden almıştır."
Bir çocuk gelmiş. 3 yaşında. Vezirköprüden sevk o da. Uyuyor. Yüzünün yarısı kanmış da temizlemişler. Düşmüş. Öyle güzel uyuyor ki.
Onu taşıyan hademe reels izliyor. Gece 3. Bu reels batağına hepimiz düşüyoruz da be güzel kardeşim, millet acısıyla hastane koridorunda, saygı hak ediyorlar.
Yine sinirlendik tabi. Eskiden mp3 çalarımızdan dinlerdik müziğimizi. Anam babam bu reels işi bizim bozuk milleti iyice bozdu.
Gece 4e kadar bekledim. Kas gevşeticimi aldım geldim. Taş gibiymişim. Tabi sgk borcumu ödemediğim için ilacı almadım evdekilerle idare ettim.
Beklemek demişken ülkenin ücra sayılacak yerlerinde bile otobüs, uçak beklediğim o günler geldi aklıma. Gece 4te osmancıkta uyuyan güvenliğin yanında otobüs bekledim, adını hatırlamadığım bir havalimanında bilmediğim bir havaş durağının karşısındaki camide uyuyakaldım, kayseride sokakta kaldım, erzincanın soğuğunda abdest alınca bu sevapla daha namaz kılmam dedim misal. Hopanın köpeklerine gece dörtte az taş atmadım. Adam yerler zira. Trabzon havalimanında bjkli taraftarlarla uyudum. Esenlerde cezaevinden çıkınca elimde çöp poşetleriyle sabaha kadar beklemiştim. Meğer oradaki camiyi kapatıyorlarmış gece millet uyuyor diye. Caminin avluda poşetin üstünde namaz kılarken arkadan tinerci yaklaşınca namazı bozup küfür edip "oğlum bak mapustan yeni çıktım benim başımı belaya sokma siktir git." Deyip namaza devam etmiştim. Dudullu kamil koçta ki sokak köpekleri. İçeri de girmezsin be.
Bekliyoruz. Seviyoruz mu bilinmez. Ama çekiyoruz. Yaşıyoruz. Allah hep mutluya gitmeyi beklemeyi nasip etsin. Yoksa nezarethanede de bekledim tek başıma. Herhalde hayatımın en kötü anlarından birisidir. Çağlayan eksi yedi. Ağustos geliyor benim anılar 8.yılda depreşiyor. İlk tutuklama. Tek başıma karanlıkta 2.5 saat. Ayakkabı bağcıklarını bu yüzden alıyorlar işte. Çocuktuk be defter. Çocuktuk. Büyüdük. Maldık. Akıllandık. Ağlıyorduk. Ağlayamaz olduk. Dur ağustosa gelmeden başlama.
Uzun oldu. Sonuç olarak bir kardiyoloji yolu gözüktü. Gideriz artık.
Ofisime geçiyorum. En önemli şeyi unuttuk ki babam hediye alıyor. Sümen takımı. Puahahahah. İsimlik. Avukat serco p... vay be. Müvekkil duasına çıkıyorum yarın.
Ya nasip.
Vesselam.
5 notes
·
View notes
Text
Aort Kapak Yetmezliği: Göz Bebeğiniz Kalbinizin Sırrını Açığa Çıkarıyor!
Ciddi aort kapak yetmezliğinin göz bebeğinizde gizlenen belirtisini keşfedin! Kalp sağlığınız için bu hayati ipucunu kaçırmayın. #AortKapakYetmezliği #KalpSağlığı #GözBebeğiBelirti ❤️👁️
2 notes
·
View notes
Text
O günden sonra kendinde yaptığı hiç bir değişiklikten haberim olmadı, gitmek buymuş aslında. "Bilmemek", kaç kez boyadı saçlarını, küt denedi mi hiç, dünyaya inat ayakkabıları hep topuklu mu hala..
Bilmemekmiş aslında gitmek, yahut tam oradan başlıyormuş, içinde olanı karşında hiç görmemek. Bir bir eksilen günaydın mesajlarından ve ekseriyetle öpüşsüz sonlanan bir çok iyi gecelerden..
Ne yaptığı, nasıl olduğu, uykusuz mu, iyi mi acaba'ları bir daha hissedememekten.
Yani, gitmek bir yanını dönüşsüz şekilde kaybetmekten başlıyormuş, bir yön söz konusu değilmiş ve konunun yol ile hiç bir ilgisi yokmuş..
*_Bir hoşçakal'a sığmaz,merhaba ile başlamadığı gibi._*
Delik bir kalp ile yaşamaktan söz açıp, yetmezliği ile sonlanmakmış..
4 notes
·
View notes
Text
Anısına Saygı ile... "Çok yoruIdum sevgiIi; daha fazIa yorma beni. Ben fazIasıyIa ödedim zaten, uğrunda kaybettikIerimin bedeIini" Cemal Süreya Dizeleri coğrafya coğrafya, dilden dile, defterden deftere, ağızdan ağza dolaşan bir şairdi Cemal Süreya. Konu Cemal Süreya olunca, onun hakkında anlatılacak liste de uzar gider, sonu gelmez. Her şeyi kendi kıyısında yaşamış, kendi kıyısından yürütmüş, herkese ulaştırmıştı. Cemal Süreya'nın ölüm nedeni; şeker koması, akciğer ödemi, kalp yetmezliği olarak resmi kayıtlara geçmişti. Şair Cemal Süreya'nın öldüğünde hiç kimse cenazesini almaya gitmemişti. Yani düşünün bir şair ölüyor, ve yalnız bırakılıyor. Şair Sunay Akın, Cemal Süreya'nın neden hemen gömülmediği ve cenazede yaşanan ilginç bir olay üzerine yazmıştı: Cemal Süreya’nın naşını aldık, Şişli Camii’nin önünden cenaze arabasına koyduk. Hani o arabalarda cenaze kime aitse, ismi yazılı olan bir tabela vardır. Bir baktım, orada ‘Cemal Süreyya’ yazıyor, iki Y’yle… Tashih var!!! Ya hoca gidiyor ve son tabelada tashih var! Cemal Süreya’nın naşının Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin morgunda olduğunu duyunca hemen soluğu orada aldım. Hatay Lokantası’nın sahibi Mehmet Ali Işık, Cemal Süreya’nın amcasının iki çocuğu ve oğlu Memo’dan başka kimse yoktu. Oysa bir gün önce gece evinde telefonlara hep ben bakmıştım. Herkes Hoca’nın nerde olduğunu, paraya ihtiyacımız olup olmadığını sorup, mutlaka geleceğini söylemişti. Ben Numune Hastanesi’nin morguna gittiğimde bir kalabalıkla karşılaşacağımı umut ediyordum. En azından bir 25-30 kişi oluruz diyordum ama saydığım insanlar dışında kimse yoktu. Hatay Lokantası’nın sahibi Mehmet Ali Işık, maddi olarak gereken her şeyi üstlendi. Cenaze arabası geldi. Cenaze arabasına Cemal Süreya’yı koyacağız. Çünkü cenaze bir gün sonra Şişli Camii’nden kaldırılacak. Cenaze arabasına bindik. Ben önde, Cemal Süreya’nın oğlu Memo ve Mehmet Ali Işık arkada oturuyordu. Şoförün Numune Hastanesi’nden çıktıktan sonra güzergahı belli: Birinci köprüden, Ankara asfaltından karşıya geçecek, bizi Şişli’ye bırakacak. Yol güzergahına girmeden önce, bir anda aklıma Cemal Süreya’nın bir dizesi geldi. O da şu; Gömmeden önce biraz gezdirin beni… Şoföre dedim ki: – Köprüye asfalttan gitmeyeceğiz, – Nerden gidelim abi, başka hangi yol var? – Harem’e gideceksin ama sahil yolundan gideceğiz! – Abi, işimiz var. Daha başka cenazeler var, onları taşıyacağım. Adamı zar zor razı ettik. Ve Harem’e doğru yola çıktık. Kız Kulesi’nin önünden geçtik. Cemal Süreya demişti ya hani bir şiirinde; “Kız kulesinin düş getiren pay senetleri, kısa günde kapış kapış gitti…” Cemal Süreya’ya tarihi yarımadayı gösteriyorum. Martıları, vapurları, Kız Kulesi’ni… Üsküdar’a geldik. Ve Kuzguncuk’a doğru giderken dedim ki içimden; Kuzguncuk’tan geçerken hemen orada bir kahve var. Ve Can Yücel hep orada oturur. İster misin Can Yücel orada olsun… Eğer Can Yücel oradaysa arabayı durdurtacağım ve diyeceğim ki: Hocam bak Cemal Süreya’yı gezdiriyoruz.Kuzguncuk’a geldik, kahveye baktım. Can Yücel yok! Hemen içeriye doğru giren sokağa baktım, 70-80 metre ilerde Can Yücel elleri arkada yürüyordu. “Hocaam! Hocaam!” diye bağırdım. Şoföre “Dur!” dedim. “Duramam abi, cenazelere yetişeceğim” dedi. Durmadı… içimde uktedir. Demek ki biz birkaç saniye önce gelsek, Cemal Süreya’yı taşıyan cenaze arabasının önünden Can Yücel geçecekti. Hiç unutamam o anı… Sonrası ertesi gün, namaz için Şişli Camii’ne gittik. Hocayı son yolculuğuna uğurlayacağız. Çok enteresan bir şey oldu: Hiç kimse bilmez bunu… Bir kadın geldi; siyah şapkalı, siyah paltolu… Çok şık ve çok güzel bir kadın… Filmlerden çıkmış gelmiş gibi… Cemal Süreya’nın kız kardeşi Perihan Hanım gidip onunla bir şeyler konuştu. Tanıyordu, dedim demek ki… Acaba akrabası mıydı? Gittim, sordum Perihan hanıma… Perihan hanım cevap verdi: “Suna o…” dedi.
Suna, Cemal Süreya’nın ilk aşkı! Ve hatta belki de ‘Üvercinka’… Cemal Süreya Üvercinka’nın kim olduğunu hiç söylemedi ya da bana söylemedi. Ama onun Suna’yı nasıl sevdiğini, Suna’nın hayatındaki yerini çok iyi biliyorum. Yıllardır hiç görüşmemişlerdi. Ama Suna kalktı, Cemal Süreya’nın son yolculuğunda onu yalnız bırakmadı, geldi… Cemal Süreya’nın naaşını aldık, Şişli Camii’nin önünden cenaze arabasına koyduk. Hani o arabalarda cenaze kime aitse, ismi yazılı olan bir tabela vardır. Bir baktım orada ‘Cemal Süreyya’ yazıyor, iki Y’yle… Tashih var!!! Ya hoca gidiyor ve son tabelada tashih var! Araba trafiğe çıktı, trafik sıkışık… Ben gerideyim ama görüyorum bir kadın koşuyor tabelaya doğru… Anladım durumu.. Yetiş, yetiş, dedim… Koştu, koştu… Ve son anda bir kadın parmak uçlarıyla ikinci Y’yi sildi… Ve araba trafiğe öyle çıktı, Cemal Süreya uzaklaştı… Cemal Süreya, “Öyle çirkin isim mi olur?” dediği, hiç sevmediği Kulaksız’daki, Kulaksız Mezarlığı’na gömüldü. Hocam derdim ona önceden, sohbetlerimizde; “Van Gogh’u da oraya gömmek lazım.” Gülerdik… Cemal Süreya’nın bugüne kadar hiç kimseye anlatmadığım son yolculuğu Kulaksız’da işte böyle bitti…...Sunay Akın
9 notes
·
View notes
Text
"Tıbbi açıdan ölüm nedeni, kalp yetmezliği. Kalbi, kan pompalayamayacak kadar güçten düşmüş. Ama bana sorarsanz, onun ölümüne aşkı sebep oldu. Sözcüğü sözcüğüne, aşk hastalığı."
5 notes
·
View notes
Text
ödevimin konusu kalp yetmezliği yardım etmek isteyen erkolar varsa buyursun iyi bilirler
5 notes
·
View notes
Text
Ne çok acı var,
Bugün bir tarafta 1 yaş doğum günü kutlaması yaparken
Bir tarafta 10 yaşında bir çocuğun kalp yetmezliği haberiyle telaşla aranıyorum,
çaresizlik kadar kötü bir şey yok.
1 hafta öncede polikliniğinime bir kadın ağlayarak girip annesiyle ilgili fikir, yardım istedi.
Başta afallıyor insan ama dinleyip elinden geleni yapınca huzur denilen şey yükleniyor.
O kadın tekrar geldi bana bu sefer gülüyordu, annesini de getirmişti.
Biri ağlayan, biri gülen iki değişik insandı sanki.
5 notes
·
View notes
Text
Nozokomefobi
Nozokomefobi, aşırı hastane korkusuna verilen isimdir. Nozokomefobi, Yunanca νοσοκομεῖον (nosokomeion) "hastane" ve φόβος (phobos) "korku" sözcüklerinden gelir.
Depremin ikinci günü dişim kırıldı ve hala hastaneye gidemedim. Geçen hafta bir şekilde cesaret edip randevu aldım ancak birkaç saat sonra randevumu iptal ettim. 2021 yılındaki hastane tecrübelerimden sonra, hastane ve doktorlarla ilgili korkularım çoğaldı. Hastaneye gidip muayene olma düşüncesi bile psikolojimi olumsuz etkiliyor. Bununla nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum henüz ancak Ramazan gelmeden o dental ünite oturmam gerektiğini biliyorum.
Bir de bazen bazı ismi lazım olmayan sitelerde, aşağıda paylaşacağım bazı hikayelere denk geliyorum ve okurken bile nefessiz kalıyorum, saatlerce kendime gelemiyorum. Hastanelerden ve doktorlardan çok korkuyorum. Rabbim muhtaç etmesin ama eksikliklerini de göstermesin...
"yazar arkadaşa geçmiş olsun diyorum.. bu arada benim yaramı da deşmiş oldu yazar arkadaş.. annemi kaybedeli bugün 37 gün oldu.. annem hastanede dahiliye servisinde yatıyordu… dahiliye servisinin dr larını, asistanlarını ısrarla uyarmama rağmen beni ciddiye almadılar. annemin boğazında, yemek borusunda birşey olduğundan şüpheleniyordum.. artık yemek yiyemiyor ve konuşamıyordu.. asistan dr lar beni dinlemedi.. 26 ocak günü annemin nefesi değişti.. hızlı hızlı nefes almaya başladı. o günde annemin diline bakmak için nörolog dr gelecekti. nörolog tamda annemin nefesinin kötüleştiği o ana denk geldi. ve bana sordu ne zamandır böyle nefes alıyor hasta diye.. bende yaklaşık 10 dk dır böyle dedim. bunu hemen yoğun bakıma alıyoruz dedi dr. sonra diğer dr larda geldi. sonra bizi ve yan yataktaki hastayı dışarı çıkardılar. sonra orası bir karıştı. içeriye 5-6 tane dr girdi. aneztezi dr da dahil. yaklaşık 20 dk sonra dr lardan biri dışarı çıkıp " bu hasta en son ne zaman yemek yedi diye sordu.. dedim en son 8 gün önce yemek yedi, damardan besleniyor 8 gündür dedim. dr ' hastanın boğazından bişey var, nefesini engellemiş, hastayı entübe ettik dedi? ne? hastanın boğazında birşey mi var? eee ben 10 gündür söylüyorum hastamızın boğazında veya nefes borusunda birşey var diye!! diye cevap verdim dr a. dr yoğun bakıma atacağız dedi ama 10 dk sonra bu sefer içerden çıkan başka bir dr çıktı ve hastanın kalbi durdu, döndürmeye çalışıyoruz dedi.. ve toplam 1 saatin sonunda uzman dr çıkıp ' maalesef döndüremedik' başınız sağolsun dedi.. ve ekledi, hastanın boğazından et parçası çıktı diye. annemin bacağı kasım ayında emboli sebebiyle ampute edilmişti ve bacak iyileşmediği için tekrar ameliyat olması gerektiğinden değerleri ameliyata hazır hala getirmek için yatırılmıştı dahiliye/ nefroloji bölümüne.. troid ve kalp yetmezliği vardı ek olarak. 82 yaşındaydı.. annem belki yine ölecekti, belki ameliyattan çıkamayacaktı ama o gün, o şekilde ölmeyecekti. özellikle dahiliye bölümündeki asistan dr ların hiçbir *** bilmediklerine ikna oldum.. dua etsinler annem yaşlıydı, başka hastalıkları vs vardı.." yazan: allasiz kozmonot
3 notes
·
View notes
Text
Aort Yetmezliğinin 9 Belirtisi ve Tedavisi Aort yetmezliği, kalbin aort kapağının düzgün bir şekilde kapanmaması sonucu, kalbin sol ventrikülüne geri akan kanla karakterize edilen bir kalp kapak hastalığıdır. Read the full article
0 notes
Text
İşte kalp hastalıklarındaki 11 belirti...
https://pazaryerigundem.com/haber/191091/iste-kalp-hastaliklarindaki-11-belirti/
İşte kalp hastalıklarındaki 11 belirti...
Kalp hastalıklarının dünyadaki en yaygın ölüm nedenlerini oluşturduğu biliniyor. Uzmanlar, bu rahatsızlıkların belirtilerinin yakından tanınması ve zamanında müdahale refleksi sayesinde, meydana gelebilecek ciddi komplikasyonların önlenebildiğini belirterek, kalp hastalıklarındaki 11 belirtiyi paylaştı.
İSTANBUL (İGFA) – Kalp hastalıklarının ne kadar iyi tanınırsa, önlenmelerinin de o kadar kolaylaşacağını paylaşan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, kalple ilgili ihmal edilmemesi gereken 11 belirtiyi paylaştı:
Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı, kalp krizinin en bilinen belirtisi. Göğsün ortasında veya sol tarafında sıkışma, baskı veya ağrı hissi olarak tanımlanabilir. Bu ağrı, sol kola, çeneye veya sırta yayılabilir. Göğüs ağrısı genellikle kalbe giden kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum, acil tıbbi müdahale gerektirir.
Nefes darlığı: Nefes darlığı, özellikle efor sırasında veya dinlenme halinde ortaya çıkabilir. Bu belirti, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle akciğerlerde sıvı birikmesi sonucu oluşur. Nefes darlığı; kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığının bir işareti olabilir. Tedavi edilmezse, durum daha da kötüleşebilir.
Çarpıntı: Kalp hastalıklarının belirtileri arasında yer alan çarpıntı; kalp atışlarının hızlı, düzensiz veya güçlü hissedilmesi durumudur. Çarpıntı; anksiyete, fazla kafein ve yoğun egzersiz nedeniyle oluşabilse de, düzensiz kalp ritmi gibi ciddi kalp problemlerinin de belirtisi olabilir. Bu semptom, felç riskini artırabileceği için bir hekim tarafından takibi kritiktir.
Baş dönmesi ve bayılma: Ani baş dönmesi veya bayılma, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle beyne yeterli oksijen ulaşmamasından kaynaklanır. Bu belirtiler, kalp kapak hastalıkları, aritmiler veya kalp yetmezliği gibi ciddi kalp sorunlarının işareti olabilir.
Soğuk terleme: Aniden başlayan soğuk terleme, kalp krizinin yaygın bir belirtisidir. Bu belirti, vücudun strese veya ağrıya yanıt olarak salgıladığı adrenalin nedeniyle oluşur. Soğuk terleme, acil tıbbi müdahale gerektiren bir kalp krizinin belirtisi olabilir.
Ödem: Bu belirti; ayak bilekleri, bacaklar veya karın bölgesinde vücudun sıvı tutması nedeniyle ortaya çıkar. Kalp yetmezliği, böbrek fonksiyon bozuklukları veya damar tıkanıklıkları nedeniyle oluşabilir. Tedavi edilmezse, durum ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Yorgunluk: Kalp hastalıklarının belirtilerinden biri olan sürekli yorgunluk ve halsizlik hissi, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle dokulara yeterli oksijenin ulaşamamasından kaynaklanabilir. Yorgunluk; kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığının bir işareti olabilir. Bu belirti günlük basit aktiviteleri bile zorlaştırabilir.
Mide bulantısı ve kusma: Mide bulantısı ve kusma, özellikle kadınlarda kalp krizinin yaygın belirtilerinden biridir. Sindirim sistemi problemleriyle karıştırılabilse de, bu belirtiler kalp krizinin genellikle erken evrelerinde ortaya çıktığı için kaynağının detaylıca araştırılması çok önemlidir.
Çene veya sırt ağrısı: Çene veya sırt ağrısı, kalp krizinin atipik belirtilerindendir. Bu ağrılar, göğüs ağrısı olmadan da ortaya çıkabilir ve özellikle kadınlarda yaygındır. Çene veya sırt ağrısı, özellikle diğer kalp krizi belirtileriyle birlikte görülüyorsa, acil tıbbi müdahale gerektirir.
Egzersiz toleransında azalma: Daha önce rahatça yapabildiğiniz egzersizleri yapmakta zorlanıyorsanız veya egzersiz sırasında aşırı yorgunluk hissediyorsanız, bu durum kalbin yeterince kan pompalayamaması anlamına geldiği için altta yatan bir kalp rahatsızlığına işaret edebilir.
Hızlı veya düzensiz nabız: Hızlı veya düzensiz nabız, kalp ritim bozukluklarının bir işareti olabilir. Bu durum, kalp atışlarının hızlanması veya yavaşlaması şeklinde ortaya çıkar. Aritmiler, felç veya kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Hızlı teşhis ve tedavi, komplikasyonları önlemek açısından hayatidir.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Video
youtube
Kalp Yetmezliği Belirtileri: Nefes Darlığı, Yorgunluk ve Daha Fazlası!
0 notes