#KL-15-A-1922
Explore tagged Tumblr posts
Text
KSRTC – Munnar – Bangalore – [ATC38]
KSRTC – Munnar – Bangalore – [ATC38]
KSRTC ATC 38 Munnar – Bangalore
KSRTC ATC 38 Munnar – Bangalore
KSRTC ‘Sabari Air Bus’ Munnar – Bangalore (via Adimaly, Kothamangalam, Perumbavoor, Thrissur, Kozhikode, Kalpetta, Sulthan Bathery, Gundalpet, Mysore, Mandya) – at Munnar.
Departure at Munnar : 15:30 Arrival at Bangalore : 07:15
Departure at Bangalore : 16:00 Arrival at Munnar : 07:50
View On WordPress
#ATC 38#ATC38#Ernakulam Bangalore KSRTC Super Deluxe Bus#Hill Rider#Interstate#Interstate Rider#Kerala State Road Transport Corporation#KL-15-A-1922#KSRTC#KSRTC (Kerala)#KSRTC Munnar#KSRTC Munnar Bangalore Bus#KSRTC Munnar Bangalore Bus Timings#KSRTC Munnar Sabari Air Bus#KSRTC Munnar to Bangalore Bus#KSRTC Sabari#KSRTC Sabari Air Bus#KSRTC Super Deluxe#Munnar Bangalore Super Deluxe#Munnar Sabari Air Bus#Munnar to Bangalore Bus#Munnar to Bangalore Bus Timings#Sabari Air Bus
0 notes
Text
106 yıl önce donarak öldüler! SARIKAMIŞ DRAMI
Sinan MEYDAN-Sözcü
��Gelecek kuşaklara ibret olsun ki, biz, tüm millet, yanlış yaratılmış bir adamın arkasında kurtuluş aradığımız için feleğin dediği güne düştük.” (Köprülülü Şerif İlden, Sarıkamış, s. 239)
Aralık 1914'e götüreceğim. 106 yıl önce bugünlerde donarak ölen kahraman evlatlarımızın yürek burkan gerçek hikâyesini; “ölüme yürüyüşü”, Sarıkamış dramını anlatacağım.
TOPRAK DONMUŞTU
Tarih: 25 Aralık 1914.
Yer: Sarıkamış.
Askerler eksi 30 derecede dinmek bilmeyen tipiden korunmaya çalışarak bellerine kadar gelen yeni yağmış kara bata çıka tek sıra halinde yürüyorlar. Uzayıp giden asker sırasında birbiri ardına düşen askerler görülüyor. Önce ayakları donuyor. Düşenlerin çoğu bir daha kalkamıyor. O anın tanıklarından Köprülülü Şerif (İlden) şöyle diyor: “Biz belki on bin kişiden çok insanı bir günde karların altında bıraktık ve geçtik.” (Köprülülü Şerif İlden, Sarıkamış, s. 213.)
Bir köy evinin önünde yatan, üstleri karla örtülmüş cesetler görülüyor. Hilmi Bey, evin kapısını açtırıyor. İçeride, odun tomrukları gibi üst üste dizilmiş cesetler var. Soğuktan bronz heykeller gibi duruyorlar, hiç bozulmamışlar. Yarbay Aziz, duygularını gizleyerek “Bunları niçin defnetmediniz?” diye soruyor. Hilmi Bey, çaresizce başını öne eğiyor, “Toprak donmuştur. Kazma işlemez” diyor. (Alptekin Müderrisoğlu, Sarıkamış Dramı, s. 196.)
GİZLENEN DRAM
Enver Paşa, basına sansür uygulayarak Sarıkamış dramını tam 7 yıl gizlemeyi başardı. Kamuoyu Sarıkamış dramını, ancak harekâta katılmış olan 9. Kolordu Kurmay Başkanı Emekli Yarbay Köprülülü Şerif (İlden)'in 1922'de, önce Akşam Gazetesi'nde çıkan, daha sonra da kitap olarak basılan “Sarıkamış” adlı eserinden öğrenebildi.
Peki, ama Sarıkamış dramı nasıl yaşandı? Bu dramın sorumluları kimlerdi?
KÖPRÜKÖY VE AZAP MUHAREBELERİ
29 Ekim 1914'te Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın isteğiyle Osmanlı donanması Rus limanlarını bombaladı. Böylece Osmanlı, I. Dünya Savaşı'na girdi.
Kafkas Cephesi'nde Hasan İzzet Paşa'nın komutasında 9. 10. ve 11. kolordular ile bir süvari tümeninden oluşan 3. Ordu vardı. Resmi belgelere göre bu ordu -Jandarma ve menzil birlikleri hariç- 97 bin kişi kadardı. (ATASE Arşivi, Kls.2, Dos. 8-B, F. 4, 4-2.) Bazı kaynaklar bu sayının 190 bin kişi olduğunu yazıyor. (İlden, s.43.)
1 Kasım 1914'te Ruslar, Sarıkamış üzerinden Erzurum Köprüköy'e saldırdılar.
Kasımın başlarındaki Köprüköy ve Azap muharebelerinde 3. Ordumuz Rusları geri çekilmeye zorladı. Bunda başarılı da oldu. Ancak Rusları söküp atmak mümkün olmadı…
Kar yağmaya başlamış, dağlar karla kaplanmıştı. 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, o karda kışta, yarı aç yarı çıplak bir savunma ordusuyla düşmanın üzerine daha fazla gitmeyi uygun bulmadı. Harekatı durdurdu. 3. Ordu Köprüköy'de beklemeye başladı.
HAREKAT KARARI
Enver Paşa, bir kuşatma harekatıyla Rus ordusunun yok edilmesini, böylece 40 yıldır düşman elindeki Kars'ın, Sarıkamış'ın kurtarılmasını istiyordu. Osmanlı Orduları Genelkurmay Birinci Başkanı Fridrich Bronsart von Schellendorf ve müttefik Alman subayları da bu düşüncedeydi.
Enver Paşa, Genelkurmay İkinci Başkanı Hafız Hakkı Bey'i durumu incelemesi için Kafkas Cephesi'ne gönderdi. Hafız Hakkı Bey 2 Aralık'ta Erzurum Köprüköy'e geldi. Burada Hasan İzzet Paşa ve kurmaylarıyla görüştü. 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, 10. Kolordu Komutanı Ziya Paşa ile 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa o koşullarda bir harekata karşı çıktılar. (Ali İhsan Sabis, Harp Hatıralarım, II, s.268.)
Enver Paşa, Alman Bronzard Paşa ile birlikte 13 Aralık'ta 3. Ordu Karargahı'nın bulunduğu Erzurum Köprüköy'e geldi.
15 Aralık'ta Sarıkamış Harekatı için bir toplantı yaptı. O toplantıda Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa'nın gözlerinin içine bakarak –mealen- şunları söyledi:
“3. Ordu, Sarıkamış'ta Ruslara karşı bir harekata hazır değildir. Ordu zayıftır, eksikleri çoktur. Yiyeceği yoktur. Askerlerin çoğu yazlık elbiselidir. Her yer karla kaplıdır. Soğuk sıfırın altında 40 dereceyi buluyor. Askeri mahvederiz.”
Enver Paşa öfkeyle konuştu:
“Köprüköy ve Azap'ta Rusları yenenler bu askerler değil mi? Kimse ‘giyeceğimiz, yiyeceğimiz yok' demiyor! Hepsi ‘saldıralım' diyor. İşte buradaki herkes ‘saldıralım' demiyor mu?”
Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa'nın sözünü keserek “Senden korkuyorlar da ondan!” dedi.
Bunun üzerine çok sinirlenen Enver Paşa, “Dua edin Harbiye'den hocamsınız! Yoksa sizi Divan-ı Harbe verirdim!” diyerek toplantıyı bitirdi.
Enver Paşa İstanbul'dan hareket ederken 10. Kolordu Komutanı Ziya Paşa'yı emekli etmişti. Onun yerine Hafız Hakkı Bey'i “Paşa” yapıp bu göreve atamıştı. O bölgeleri çok iyi tanıyan 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa'yı da emekli etmiş, onun yerine de Ali İhsan Paşa'yı getirmişti. 11. Kolordu Komutanlığı'na ise Abdülkerim Paşa'yı atamıştı.
Harekâta karşı çıkan 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, 18 Aralık gecesi istifa etti. 19 Aralık'ta Enver Paşa, 3. Ordu Komutanlığı'nı bizzat üzerine aldı.
Bile bile ölüme yürüyüş
3. Ordu'ya acil erzak lazımdı. Taarruz halinde asker aç kalabilirdi. Askerin kışlık giysisi de yoktu. 100 bin takım kışlık giyecek taşıyan gemiler Karadeniz'de Ruslar tarafından batırılmıştı.
Enver Paşa, cepheyi ziyaret ettiğinde ordunun perişan halini gördü. Ertesi gün orduya yayımladığı bir bildiriyle askerlere şöyle seslendi: “Askerler! Hepinizi ziyaret ettim. Ayağınızda çarığınız, sırtınızda paltonuz olmadığını da gördüm. Fakat karşınızdaki düşman sizden korkuyor. Yakın zamanda saldırarak Kafkasya'ya gireceğiz!” (İlden, s. 146, 147.)
Görülen o ki, Enver Paşa -Hafız Hakkı Paşa'nın da desteğiyle– on binlerce vatan evladının canı, kanı pahasına, bilerek isteyerek büyük bir kumar oynadı.
Taarruz planına göre 9. 10. ve 11. kolordular 25 Aralık'ta Sarıkamış'ta buluşup hep birlikte Ruslara saldıracaktı.
22 Aralık'ta Sarıkamış Harekatı başladı. 11. Kolordu Aras Vadisi'ndeki asıl Rus kuvvetlerine saldırdı. 9. Kolordu Bardız, 10. Kolordu Oltu yönünde güçlükle ilerledi. Enver Paşa da 9. Kolordu'yla birlikteydi. Askerimiz büyük fedakarlıklarla Oltu'ya ve Bardız'a girdi.
Enver Paşa'nın kuşatma kollarını 15 kilometre doğuya kaydırması, birlikler arasında haberleşmenin iyi olmaması, yorgun askerin dondurucu soğukta hiç dinlendirilmeden yürütülmesi, yıpratıcı gece taarruzları ve kötü hava koşuları, ordunun saldırı gücünü azalttı.
En önemlisi de Hafız Hakkı Paşa'nın komutasındaki 10. Kolordu planlandığı gibi 25 Aralık'ta Sarıkamış'a ulaşmayı başaramadı.
Hafız Hakkı Paşa -Rusların eline geçtiği düşüncesiyle- harekat planını değiştirdi. Elinde Ruslardan kalan ve dağları, tepeleri değil, sadece yolları gösteren bir harita vardı. O haritaya bakıp 15 km daha kuzeyden, Kotor-Kars yönünden Sarıkamış'a gitmeye karar verdi. Yolu uzatmıştı. Ayrıca haritada görünmeyen Allahuekber Dağları'nı aşması gerekecekti. (İlden, s. 159.)
Zavallı askerler güçlükle yürüyorlardı. Bazılarının üzerinde köyden getirdikleri kıyafetleri vardı. Bazıları üşüyor, titriyor, bazıları ise donup öylece kalıyordu.
Dahası var: Yanlış hesaplar, iletişimsizlik, kötü yönetim yüzünden 31. ve 32. tümenler yanlışlıkla tam dört saat birbirine kurşun sıktılar. 2000 askerimizi bu şekilde kaybettik. (İlden, s. 168.)
25 Aralık'ta Enver Paşa, az bir kuvvetle de olsa Sarıkamış önlerindeydi. Eşi Naciye Sultan'a “Cici Sultanım” diye başlayan son bir mektup yazdı: “Şimdiye kadar asker ve zabitler hiç kusursuz savaştılar. Ayaklarında çarık, sırtlarında palto bile yok… Sarıkamış önlerine çok az kayıpla geldik! Allah nasip ederse başarı kesin gözüküyor. Her şey biraz da Hafız'a bağlı… Eğer başarılı olmazsam ben de en son askerimle birlikte öleceğim…”
Hafız Hakkı Paşa ortalarda yoktu. Enver Paşa, gece karanlığında, iki alay askerle Sarıkamış'a saldırdı. Fakat 9. Kolordu Komutanı Ali İhsan Paşa'nın, “Bu soğukta, gece karanlığında taarruz olmaz” ısrarıyla taarruzu durdurdu. O gece eksi 30 derecede ormanda kalan askerlerin çoğu donarak can verdi. Türk taarruzuyla şaşıran Ruslar önce çekildiler, ancak taarruz durunca toparlanıp geri döndüler.
Allahuekber Dağları'nda kar bir metreyi aşıyordu. Asker saatte ancak bir kilometre ilerleyebiliyordu. Hafız Hakkı Paşa hızlı yürüsünler diye askerlerine sırt çantalarını attırdı. 10. Kolordu ancak 27 Aralık'ta Sarıkamış'a gelebildi. 13 bin kişiden geride sadece 3000 kişi kalmıştı.
General Yudaniç, 1 Ocak 1915'te Bardız-Sarıkamış üzerinden bir kuşatma harekatı başlattı. Enver Paşa ise 9. ve 10. kolorduları birleştirip Hafız Hakkı Paşa'nın emrine verip cepheden ayrıldı.
4 Ocak'ta Hafız Hakkı Paşa geri çekilme emri verdi. Ancak yine geç kalmıştı. 9. Kolordu ile Kolordu Komutanı Ali İhsan Paşa, Ruslara esir düştü. Sarıkamış'ta esir olmaktan son anda kurtulan Hafız Hakkı Paşa ise çok geçmeden tifüsten hayatını kaybetti.
8 Ocak'ta Enver Paşa, İstanbul'a döndü.
Peki, Sarıkamış'ta kaç şehit verdik? 90 bin mi? Hayır! Resmi belgelere ve bazı yerli yabancı tanıklara göre Sarıkamış'ta 30-35 bin şehit verdik. Bence bu sayı 40 binden az değil… General Yudaniç'in günlüğüne göre 20 bin civarında da esir verdik. Yine General Yudaniç'in günlüğüne göre Sarıkamış'ta Rus ordusu da -çoğu donarak- toplam 26 bin civarında kayıp verdi. (Tuncay Öğün, “Sarıkamış Harekatı”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. Ek-2 s. 479.)
Sorumlu kim?
Sarıkamış dramının bir numaralı sorumlusu hiç tartışmasız Enver Paşa'dır.
1- Sarıkamış Harekatı, Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın kararıyla yapıldı.
2- Enver Paşa, 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'nın ve 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa'nın tüm itirazlarına rağmen, onları görevden alarak harekatı gerçekleştirdi.
3- Enver Paşa, hiçbir savaş tecrübesi olmayan Hafız Hakkı Paşa'ya fazla güvendi. Enver Paşa'nın 10. Kolordu'yu teslim ettiği Hafız Hakkı Paşa'nın çok ciddi askeri hataları oldu.
4- Enver Paşa, kendi ordusunun giyecek, yiyecek, top, tüfek bakımlarından Rus ordusundan daha zayıf olduğunun farkındaydı.
5- Enver Paşa, havaların bozduğunu, her yerin karla kaplandığını, eksi 30 derecede yarı aç yarı çıplak bir savunma ordusuyla kilometrelerce yürümenin “ölüme yürümek” olduğunu görüyordu.
6- Enver Paşa hayallerine, ihtiraslarına yenildi. Önce Batum'u, Ardahan'ı ve Kars'ı Ruslardan geri alacak, sonra Kafkas Müslümanlarını Rus boyunduruğundan kurtarıp Turan hayalini gerçekleştirecekti.
7- “Enver Paşa'yı, Osmanlı Genelkurmayı'ndaki Alman komutanlar etkiledi!” veya “Enver Paşa Hafız Hakkı Paşa'nın kurbanı oldu!” ya da “Komutanlar planları tam uygulayamadılar!” diyerek Enver Paşa'nın Sarıkamış dramındaki rolünü hafifletmek ise tarihçiye yakışmaz. Enver Paşa, o Alman komutanlara ve o Hafız Hakkı Paşa'ya çok güveniyordu.
Enver Paşa, büyük bir vatanseverdi. Ancak “akıl” değil, “duygu” adamıydı. Sarıkamış'ta aklıyla değil, duygularıyla hareket etti. Tecrübeli komutanların uyarılarına kulak asmadı. Enver Paşa, tecrübesizdi. Bu büyüklükte bir orduyu hiç yönetmemişti. Yeri gelince “durmayı”, yeri gelince “geri çekilmeyi” bilmiyordu. Askeri strateji bakımından bunlar büyük eksiklerdi.
Köprülülü Şerif İlden “Sarıkamış” adlı anılarını şöyle bitiriyor: “Gelecek kuşaklara ibret olsun ki biz, tüm millet yanlış yaratılmış bir adamın arkasında kurtuluş aradığımız için feleğin dediği güne düştük.” (İlden, s. 239.)
Haksız mı?
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/sinan-meydan/104-yil-once-donarak-olduler-sarikamis-drami-2925291/
Sarıkamış şehitlerini rahmet ve minnet içinde anıyoruz. Ruhları şadolsun...
10 notes
·
View notes
Text
Gelecek kuşaklara ibret olsun ki, biz, tüm millet, yanlış yaratılmış bir adamın arkasında kurtuluş aradığımız için feleğin dediği güne düştük.” (Köprülülü Şerif İlden, Sarıkamış, s. 239)
Sarıkamış'ta donarak can veren askerlerimiz.
Bugün 31 Aralık 2018… Yarın yeni yıl…
2019 herkese, hepimize sağlık, mutluluk, huzur getirsin.
Bugün sizleri tam 104 yıl geriye, Aralık 1914'e götüreceğim. 104 yıl önce bugünlerde donarak ölen kahraman evlatlarımızın yürek burkan gerçek hikâyesini; “ölüme yürüyüşü”, Sarıkamış dramını anlatacağım.
TOPRAK DONMUŞTU
Tarih: 25 Aralık 1914.
Yer: Sarıkamış.
Askerler eksi 30 derecede dinmek bilmeyen tipiden korunmaya çalışarak bellerine kadar gelen yeni yağmış kara bata çıka tek sıra halinde yürüyorlar. Uzayıp giden asker sırasında birbiri ardına düşen askerler görülüyor. Önce ayakları donuyor. Düşenlerin çoğu bir daha kalkamıyor. O anın tanıklarından Köprülülü Şerif (İlden) şöyle diyor: “Biz belki on bin kişiden çok insanı bir günde karların altında bıraktık ve geçtik.” (Köprülülü Şerif İlden, Sarıkamış, s. 213.)
Bir köy evinin önünde yatan, üstleri karla örtülmüş cesetler görülüyor. Hilmi Bey, evin kapısını açtırıyor. İçeride, odun tomrukları gibi üst üste dizilmiş cesetler var. Soğuktan bronz heykeller gibi duruyorlar, hiç bozulmamışlar. Yarbay Aziz, duygularını gizleyerek “Bunları niçin defnetmediniz?” diye soruyor. Hilmi Bey, çaresizce başını öne eğiyor, “Toprak donmuştur. Kazma işlemez” diyor. (Alptekin Müderrisoğlu, Sarıkamış Dramı, s. 196.)
GİZLENEN DRAM
Enver Paşa, basına sansür uygulayarak Sarıkamış dramını tam 7 yıl gizlemeyi başardı. Kamuoyu Sarıkamış dramını, ancak harekâta katılmış olan 9. Kolordu Kurmay Başkanı Emekli Yarbay Köprülülü Şerif (İlden)'in 1922'de, önce Akşam Gazetesi'nde çıkan, daha sonra da kitap olarak basılan “Sarıkamış” adlı eserinden öğrenebildi.
Peki, ama Sarıkamış dramı nasıl yaşandı? Bu dramın sorumluları kimlerdi?
KÖPRÜKÖY VE AZAP MUHAREBELERİ
29 Ekim 1914'te Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın isteğiyle Osmanlı donanması Rus limanlarını bombaladı. Böylece Osmanlı, I. Dünya Savaşı'na girdi.
Kafkas Cephesi'nde Hasan İzzet Paşa'nın komutasında 9. 10. ve 11. kolordular ile bir süvari tümeninden oluşan 3. Ordu vardı. Resmi belgelere göre bu ordu -Jandarma ve menzil birlikleri hariç- 97 bin kişi kadardı. (ATASE Arşivi, Kls.2, Dos. 8-B, F. 4, 4-2.) Bazı kaynaklar bu sayının 190 bin kişi olduğunu yazıyor. (İlden, s.43.)
1 Kasım 1914'te Ruslar, Sarıkamış üzerinden Erzurum Köprüköy'e saldırdılar.
Kasımın başlarındaki Köprüköy ve Azap muharebelerinde 3. Ordumuz Rusları geri çekilmeye zorladı. Bunda başarılı da oldu. Ancak Rusları söküp atmak mümkün olmadı…
Kar yağmaya başlamış, dağlar karla kaplanmıştı. 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, o karda kışta, yarı aç yarı çıplak bir savunma ordusuyla düşmanın üzerine daha fazla gitmeyi uygun bulmadı. Harekatı durdurdu. 3. Ordu Köprüköy'de beklemeye başladı.
HAREKAT KARARI
Enver Paşa, bir kuşatma harekatıyla Rus ordusunun yok edilmesini, böylece 40 yıldır düşman elindeki Kars'ın, Sarıkamış'ın kurtarılmasını istiyordu. Osmanlı Orduları Genelkurmay Birinci Başkanı Fridrich Bronsart von Schellendorf ve müttefik Alman subayları da bu düşüncedeydi.
Enver Paşa, Genelkurmay İkinci Başkanı Hafız Hakkı Bey'i durumu incelemesi için Kafkas Cephesi'ne gönderdi. Hafız Hakkı Bey 2 Aralık'ta Erzurum Köprüköy'e geldi. Burada Hasan İzzet Paşa ve kurmaylarıyla görüştü. 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, 10. Kolordu Komutanı Ziya Paşa ile 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa o koşullarda bir harekata karşı çıktılar. (Ali İhsan Sabis, Harp Hatıralarım, II, s.268.)
Enver Paşa, Alman Bronzard Paşa ile birlikte 13 Aralık'ta 3. Ordu Karargahı'nın bulunduğu Erzurum Köprüköy'e geldi.
15 Aralık'ta Sarıkamış Harekatı için bir toplantı yaptı. O toplantıda Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa'nın gözlerinin içine bakarak –mealen- şunları söyledi:
“3. Ordu, Sarıkamış'ta Ruslara karşı bir harekata hazır değildir. Ordu zayıftır, eksikleri çoktur. Yiyeceği yoktur. Askerlerin çoğu yazlık elbiselidir. Her yer karla kaplıdır. Soğuk sıfırın altında 40 dereceyi buluyor. Askeri mahvederiz.”
Enver Paşa öfkeyle konuştu:
“Köprüköy ve Azap'ta Rusları yenenler bu askerler değil mi? Kimse ‘giyeceğimiz, yiyeceğimiz yok' demiyor! Hepsi ‘saldıralım' diyor. İşte buradaki herkes ‘saldıralım' demiyor mu?”
Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa'nın sözünü keserek “Senden korkuyorlar da ondan!” dedi.
Bunun üzerine çok sinirlenen Enver Paşa, “Dua edin Harbiye'den hocamsınız! Yoksa sizi Divan-ı Harbe verirdim!” diyerek toplantıyı bitirdi.
Enver Paşa İstanbul'dan hareket ederken 10. Kolordu Komutanı Ziya Paşa'yı emekli etmişti. Onun yerine Hafız Hakkı Bey'i “Paşa” yapıp bu göreve atamıştı. O bölgeleri çok iyi tanıyan 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa'yı da emekli etmiş, onun yerine de Ali İhsan Paşa'yı getirmişti. 11. Kolordu Komutanlığı'na ise Abdülkerim Paşa'yı atamıştı.
Harekâta karşı çıkan 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, 18 Aralık gecesi istifa etti. 19 Aralık'ta Enver Paşa, 3. Ordu Komutanlığı'nı bizzat üzerine aldı.
Bile bile ölüme yürüyüş
3. Ordu'ya acil erzak lazımdı. Taarruz halinde asker aç kalabilirdi. Askerin kışlık giysisi de yoktu. 100 bin takım kışlık giyecek taşıyan gemiler Karadeniz'de Ruslar tarafından batırılmıştı.
Enver Paşa, cepheyi ziyaret ettiğinde ordunun perişan halini gördü. Ertesi gün orduya yayımladığı bir bildiriyle askerlere şöyle seslendi: “Askerler! Hepinizi ziyaret ettim. Ayağınızda çarığınız, sırtınızda paltonuz olmadığını da gördüm. Fakat karşınızdaki düşman sizden korkuyor. Yakın zamanda saldırarak Kafkasya'ya gireceğiz!” (İlden, s. 146, 147.)
Görülen o ki, Enver Paşa -Hafız Hakkı Paşa'nın da desteğiyle– on binlerce vatan evladının canı, kanı pahasına, bilerek isteyerek büyük bir kumar oynadı.
Taarruz planına göre 9. 10. ve 11. kolordular 25 Aralık'ta Sarıkamış'ta buluşup hep birlikte Ruslara saldıracaktı.
Köprülülü Şerif'in (İlden) 1922'de yayınladığı ‘Sarıkamış' adlı kitabı.
22 Aralık'ta Sarıkamış Harekatı başladı. 11. Kolordu Aras Vadisi'ndeki asıl Rus kuvvetlerine saldırdı. 9. Kolordu Bardız, 10. Kolordu Oltu yönünde güçlükle ilerledi. Enver Paşa da 9. Kolordu'yla birlikteydi. Askerimiz büyük fedakarlıklarla Oltu'ya ve Bardız'a girdi.
Enver Paşa'nın kuşatma kollarını 15 kilometre doğuya kaydırması, birlikler arasında haberleşmenin iyi olmaması, yorgun askerin dondurucu soğukta hiç dinlendirilmeden yürütülmesi, yıpratıcı gece taarruzları ve kötü hava koşuları, ordunun saldırı gücünü azalttı.
En önemlisi de Hafız Hakkı Paşa'nın komutasındaki 10. Kolordu planlandığı gibi 25 Aralık'ta Sarıkamış'a ulaşmayı başaramadı.
Hafız Hakkı Paşa -Rusların eline geçtiği düşüncesiyle- harekat planını değiştirdi. Elinde Ruslardan kalan ve dağları, tepeleri değil, sadece yolları gösteren bir harita vardı. O haritaya bakıp 15 km daha kuzeyden, Kotor-Kars yönünden Sarıkamış'a gitmeye karar verdi. Yolu uzatmıştı. Ayrıca haritada görünmeyen Allahuekber Dağları'nı aşması gerekecekti. (İlden, s. 159.)
Zavallı askerler güçlükle yürüyorlardı. Bazılarının üzerinde köyden getirdikleri kıyafetleri vardı. Bazıları üşüyor, titriyor, bazıları ise donup öylece kalıyordu.
Dahası var: Yanlış hesaplar, iletişimsizlik, kötü yönetim yüzünden 31. ve 32. tümenler yanlışlıkla tam dört saat birbirine kurşun sıktılar. 2000 askerimizi bu şekilde kaybettik. (İlden, s. 168.)
25 Aralık'ta Enver Paşa, az bir kuvvetle de olsa Sarıkamış önlerindeydi. Eşi Naciye Sultan'a “Cici Sultanım” diye başlayan son bir mektup yazdı: “Şimdiye kadar asker ve zabitler hiç kusursuz savaştılar. Ayaklarında çarık, sırtlarında palto bile yok… Sarıkamış önlerine çok az kayıpla geldik! Allah nasip ederse başarı kesin gözüküyor. Her şey biraz da Hafız'a bağlı… Eğer başarılı olmazsam ben de en son askerimle birlikte öleceğim…”
Hafız Hakkı Paşa ortalarda yoktu. Enver Paşa, gece karanlığında, iki alay askerle Sarıkamış'a saldırdı. Fakat 9. Kolordu Komutanı Ali İhsan Paşa'nın, “Bu soğukta, gece karanlığında taarruz olmaz” ısrarıyla taarruzu durdurdu. O gece eksi 30 derecede ormanda kalan askerlerin çoğu donarak can verdi. Türk taarruzuyla şaşıran Ruslar önce çekildiler, ancak taarruz durunca toparlanıp geri döndüler.
Allahuekber Dağları'nda kar bir metreyi aşıyordu. Asker saatte ancak bir kilometre ilerleyebiliyordu. Hafız Hakkı Paşa hızlı yürüsünler diye askerlerine sırt çantalarını attırdı. 10. Kolordu ancak 27 Aralık'ta Sarıkamış'a gelebildi. 13 bin kişiden geride sadece 3000 kişi kalmıştı.
General Yudaniç, 1 Ocak 1915'te Bardız-Sarıkamış üzerinden bir kuşatma harekatı başlattı. Enver Paşa ise 9. ve 10. kolorduları birleştirip Hafız Hakkı Paşa'nın emrine verip cepheden ayrıldı.
4 Ocak'ta Hafız Hakkı Paşa geri çekilme emri verdi. Ancak yine geç kalmıştı. 9. Kolordu ile Kolordu Komutanı Ali İhsan Paşa, Ruslara esir düştü. Sarıkamış'ta esir olmaktan son anda kurtulan Hafız Hakkı Paşa ise çok geçmeden tifüsten hayatını kaybetti.
8 Ocak'ta Enver Paşa, İstanbul'a döndü.
Peki, Sarıkamış'ta kaç şehit verdik? 90 bin mi? Hayır! Resmi belgelere ve bazı yerli yabancı tanıklara göre Sarıkamış'ta 30-35 bin şehit verdik. Bence bu sayı 40 binden az değil… General Yudaniç'in günlüğüne göre 20 bin civarında da esir verdik. Yine General Yudaniç'in günlüğüne göre Sarıkamış'ta Rus ordusu da -çoğu donarak- toplam 26 bin civarında kayıp verdi. (Tuncay Öğün, “Sarıkamış Harekatı”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. Ek-2 s. 479.)
Sorumlu kim?
Sarıkamış dramının bir numaralı sorumlusu hiç tartışmasız Enver Paşa'dır.
1- Sarıkamış Harekatı, Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın kararıyla yapıldı.
2- Enver Paşa, 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'nın ve 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa'nın tüm itirazlarına rağmen, onları görevden alarak harekatı gerçekleştirdi.
3- Enver Paşa, hiçbir savaş tecrübesi olmayan Hafız Hakkı Paşa'ya fazla güvendi. Enver Paşa'nın 10. Kolordu'yu teslim ettiği Hafız Hakkı Paşa'nın çok ciddi askeri hataları oldu.
4- Enver Paşa, kendi ordusunun giyecek, yiyecek, top, tüfek bakımlarından Rus ordusundan daha zayıf olduğunun farkındaydı.
5- Enver Paşa, havaların bozduğunu, her yerin karla kaplandığını, eksi 30 derecede yarı aç yarı çıplak bir savunma ordusuyla kilometrelerce yürümenin “ölüme yürümek” olduğunu görüyordu.
6- Enver Paşa hayallerine, ihtiraslarına yenildi. Önce Batum'u, Ardahan'ı ve Kars'ı Ruslardan geri alacak, sonra Kafkas Müslümanlarını Rus boyunduruğundan kurtarıp Turan hayalini gerçekleştirecekti.
7- “Enver Paşa'yı, Osmanlı Genelkurmayı'ndaki Alman komutanlar etkiledi!” veya “Enver Paşa Hafız Hakkı Paşa'nın kurbanı oldu!” ya da “Komutanlar planları tam uygulayamadılar!” diyerek Enver Paşa'nın Sarıkamış dramındaki rolünü hafifletmek ise tarihçiye yakışmaz. Enver Paşa, o Alman komutanlara ve o Hafız Hakkı Paşa'ya çok güveniyordu.
Enver Paşa, büyük bir vatanseverdi. Ancak “akıl” değil, “duygu” adamıydı. Sarıkamış'ta aklıyla değil, duygularıyla hareket etti. Tecrübeli komutanların uyarılarına kulak asmadı. Enver Paşa, tecrübesizdi. Bu büyüklükte bir orduyu hiç yönetmemişti. Yeri gelince “durmayı”, yeri gelince “geri çekilmeyi” bilmiyordu. Askeri strateji bakımından bunlar büyük eksiklerdi.
Köprülülü Şerif İlden “Sarıkamış” adlı anılarını şöyle bitiriyor: “Gelecek kuşaklara ibret olsun ki biz, tüm millet yanlış yaratılmış bir adamın arkasında kurtuluş aradığımız için feleğin dediği güne düştük.” (İlden, s. 239.)
Haksız mı?
3 notes
·
View notes
Text
Ver La boda de Rosa película completa en línea 2020 | [Full HD]
Ver pelicula La boda de Rosa 2020 online completa en espanol latino ver La boda de Rosa online peicula completa , La boda de Rosa pelicula completa en español latino , ver La boda de Rosa 2020 pelicula completa en chilena
#=================》 ▶️ Ver Pelicula La boda de Rosa online Lenker til en ekstern side.
📥 Descargar : https://tinyurl.com/yylxhtokLenker til en ekstern side.
#=================》 Ver y Descargar Películas online gratis de audio latino Estrenos y todo tipo de peliculas completamente gratis , español y sin cortes en calidad HD. Repelis el mejor sitio de películas. Descargar películas gratis. RePelisPlus Película La boda de Rosa 2020 completa del 2020 en español latino y subtitulada. Descargar gratis ⚫ Title original : La boda de Rosa , ⚫ Runtime : 100 min , ⚫ Status : In Production, ⚫ Release Date : 21 August 2020, ⚫ Tagline : , ⚫ Genres : Comedia | ⚫ Production Companies : Tandem Films Turanga Films Setembro Cine Movistar+ ⚫ Production Countries: Spain |
pelicula La boda de Rosa pelicula es Rosa tiene un trabajo extenuante, un hermano mandón, un padre pegado como un mejillón, una hermana que no echa una mano, una hija que tras haberse emancipado vuelve a casa con dos bebés y un novio al que no consigue ver el pelo. Demasiado acostumbrada a poner a todo el mundo primero que a sí misma, Rosa se encuentra, a punto de cumplir cuarenta y cinco, no solo con que no tiene control sobre su vida, sino que por el camino que va, no lo va a tener nunca. Rosa decide dar un giro y tomar las riendas de su vida, o al menos intentarlo. Quiere cumplir el sueño de tener un negocio propio, pero antes, quiere casarse y embarcarse en un matrimonio muy especial.
pelicula La boda de Rosa 2020 online en chile espanol ver La boda de Rosa online pelicula Audio Latino castellano La boda de Rosa 2020 pelicula completa Subtitulada en espanol La boda de Rosa 2020 repelis online latino La boda de Rosa 2020 películas chilena netflix ver La boda de Rosa 2020 peliculas gratis Ver y Descargar La boda de Rosa 2020 Gratis Ver La boda de Rosa Pelicula Completa en Chile pelicula La boda de Rosa online - Una película divertida sobre un tonto que hace algo extraño o se vuelve estúpido y está involucrado en algo tonto que hace reír al público. ) la vida real y los acontecimientos reales de una persona Este género casi siempre es serio y puede contener emociones fuertes, por ejemplo, la película Last Note By Nusakambangan
Derechos protegidos Los derechos de propiedad: (ver La boda de Rosa online pelicula ) se aplican a toda la vida de los autores y hasta el septuagésimo año después de su muerte. Derechos de reproducción y distribución Derecho a la comunicación pública Derecho a establecer derechos morales: tienen una duración ilimitada porque son indispensables e indispensables
Paternidad de la obra: el autor tiene derecho a reclamar la obra y a negar la integridad falsa: el autor tiene derecho a oponerse a cualquier deformación, mutilación u otra modificación de la obra "La boda de Rosa pelicula completa "Retirada del comercio Según el artículo 46 de la LDA, los autores individuales tienen derecho a una tarifa que es proporcional al trabajo que han realizado para producir el trabajo, incluso si el productor asigna los derechos de transmisión
Cinematografía La boda de Rosa pelicula online Tendencias Estilo trascendental Contiene obras de directores como Robert Bresson, Dreyer, Ozu, Tarkovsky, Ingmar Bergman, George White, Béla Tarr, etc. (ver el gran estudio de Paul Schrader) a este tema)
En los Estados Unidos, gran parte de la industria cinematográfica se centra en Hollywood La boda de Rosa ver online en California. En muchas partes del mundo hay otros centros regionales, como Bollywood, con sede en Mumbai, cine hindi. la industria cinematográfica india, que produce la mayor cantidad de películas en el mundo Aunque el costo de la producción cinematográfica ha llevado al hecho de que la producción cinematográfica se ha concentrado bajo los auspicios de los estudios cinematográficos, recientemente se ha avanzado en la producción de películas. Las películas obtenidas a precios accesibles han permitido que las producciones cinematográficas independientes prosperen
La película se usa para una variedad de propósitos, incluyendo educación y propaganda. Si el propósito es principalmente educativo La boda de Rosa ver pelicula online, una película se llama "película educativa". Algunos ejemplos son la grabación de lecciones y experimentos académicos o una película basada en una novela clásica, que puede ser total o parcialmente propagandística, como las películas de Leni Riefenstahl en la Alemania nazi, los trailers de las películas de guerra de los Estados Unidos durante la Segunda Guerra Mundial. o las películas artísticas bajo Stalin de Sergei Eisenstein. También pueden ser obras de protesta política, como en las películas de Andrzej Wajda o más sutiles en las películas de Andrei Tarkovsky. La misma película puede ser vista como educativa por algunos y propaganda por otros,
El arte del cine requiere una combinación de diferentes habilidades creativas y artísticas ver pelicula La boda de Rosa online en espanol, también en los campos de dramaturgia, actuación, fotografía (diseño de iluminación, Kadrage o área de imagen, diseño de películas y edición de sonido) personas Los que están significativamente involucrados en una película se conocen como colaboradores. Debido al alto costo de una película, los problemas económicos generalmente siempre se tienen en cuenta. En Europa, las películas suelen depender de la financiación de las películas.
En 1890, Thomas Edison construyó un laboratorio en Nueva Jersey, que se convirtió en el primer estudio de cine del mundo. Algunos consideran que su asistente William KL Dickson es el diseñador del primer dispositivo de película, el Kinetoscope, aunque no fue un dispositivo de grabación real. Finalmente fue en Francia en 1895 que los hermanos Lumière llegaron al cine, el primer dispositivo que se puede llamar auténticamente cine La boda de Rosa pelicula completa en español latino.
Película de 8 mm: La boda de Rosa pelicula netflix, lanzada por Eastman en 1932, de la película de 16 mm. Tenía que ser aún más conveniente y accesible con la cinta de 16 mm, pero solo a la mitad. se realizaron en un lado, la cinta se rotó y se grabó en el otro. Las cintas llegaron en rollos de 7,5 m, por lo que el resultado final utilizable fue de 15 m. El chasis fue de 4,37 mm x 3,28 mm
Del altavoz al sonido digital En 1922, tres ingenieros alemanes mostraron: Hans Vogt, Joseph Massolle y Benedict Engel La boda de Rosa pelicula para ver su primera película sonora en Berlín. Usaron el nuevo proceso que habían inventado. El cantante Warner Brothers Jazz comenzó a trabajar en 1927 en la era del cine sonoro.
1920 1920 La boda de Rosa peliculas completas online latino Béla Lugosi se mudó a Hollywood. Su nombre sigue siendo un concepto hoy. DW Griffith creó su primer experimento de sonido, The Street of Dreams. Añadió sonido a partes de la película muda. En 1924, el productor de cine Walt Disney presentó una caricatura por primera vez.
0 notes