#Kükürt Bileşenleri
Explore tagged Tumblr posts
tibbivearomatikbitkiler · 1 year ago
Text
Ayı Sarımsağı Faydaları Nelerdir? Ayı Sarımsağı Nerede Bulunur?
Ayı Sarımsağı Faydaları Nelerdir? Ayı Sarımsağı Nerede Bulunur?
Tumblr media
#Antioksidan, #AyıSarımsağı, #BağırsakGazı, #BağışıklıkSistemi, #BitkiTıbbı, #BotanikÖzellikler, #CadıSoğanı, #Çeremüş, #ÇingeneSarımsağı, #Çinko, #DoğalAntibiyotik, #DoğalBitki, #DoğalTedavi, #GelenekselŞifalar, #KükürtBileşenleri, #OrmanSarımsağı, #SindirimSorunları, #SolucanSarımsağı, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler, #YabaniSarımsak https://is.gd/kkU3un https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/ayi-sarimsagi-faydalari-nelerdir-ayi-sarimsagi-nerede-bulunur/
Ayı sarımsağı faydaları, doğal yaşam alanları olan nemli çayırlarda, orman tabakasında, gölgeli bölgelerde ve çalılıkların altında kendiliğinden yetişen, yabani sarımsak türüdür. Bu bitkinin bilinen diğer adları arasında orman sarımsağı, cadı soğanı, solucan sarımsağı, çingene sarımsağı ve çeremüş bulunur. Ayı sarımsağı, ülkemizde doğal olarak yetişebilen ve ağır bir sarımsak kokusuna sahip olan nadir bitkilerden biridir. Tunceli yöresinde bu bitkinin koparılması cezai yaptırımla karşılanmaktadır.
Bilinen diğer isimleri : Orman sarımsağı, cadı soğanı, solucan sarımsağı, çingene sarımsağı, çeremüş, yabani sarımsak
Ayı sarımsağı, nemli çayırlarda, gölgeli yerlerde, orman tabakasında ve çalılıkların altında kendiliğinden yetişen, ağır sarımsak kokusu ile başka bitkilerle karıştırılması pek mümkün olmayan ve ülkemizde yetişebilen önemli bir bitkidir. Öyle ki, şuan için Tunceli yöresinde yetişen ayı sarımsaklarının koparılması ağır para cezasıyla cezalandırılmaktadır.
Latince bilimsel adı Allium ursinum olan ayı sarımsağı aynı zamanda ilk baharı müjdeleyen bitkilerden birisidir.
Kış uykusundan uyanan ayıların yabani sarımsak bitkisini aramaları ve iştahla yemelerinin sebebinin, kış uykusu sırasında kirlenen kanlarının ve bağırsaklarının temizlenmesi amacı taşıdığı söylenir. Ayıların bu ilgisi nedeni ile bu yabani sarımsak türüne ayı sarımsağı adı verilmiştir.
Ayı Sarımsağı Faydaları 
Ayı sarımsağı, normal sarımsağın daha güçlü bir versiyonu olarak görülebilir. Diğer sarımsak ve soğan türlerinde olduğu gibi hem yaprakları hem de kökleri tüketilebilir.  Yabani sarımsak bitkisinin yapraklarından faydalanmak için taze iken tüketilmesi önerilmektedir.
Yüksek tansiyonu düşürebilir ve kan damarlarını genişletebilir.
Doğal bir antibiyotik, antibakteriyel ve mantar karşıtı etkilere sahiptir.
Antioksidan özellikleri vardır ve çinko bakımından zengindir.
Böbrekleri ve mesaneyi temizleyebilir.
Hazımsızlık ve bağırsak gazı problemlerine yardımcı olabilir.
Cilt döküntüleri için kullanılabilir.
Ayı sarımsağı normal sarımsağa nazaran daha güçlü şifalı etkileri vardır ve normal sarımsaktaki gibi tansiyon düşürücü, kan damarlarını açıcı, antiseptik, doğal bir antibiyotik, antibakteriyel ve mantar gibi hastalıklara karşı etkili, antioksidan ve çinko açısından zengin bir bitkidir. Taze yaprakları, böbrekleri ve mesaneyi temizlemektedir.
Yabani Sarımsak bitkisinin hazımsızlık ve bağırsak gazı gibi problemlerde çok etkili olduğu söylenmektedir. Cilt döküntüleri içinde faydalı oluğu belirtilmiştir.
Ayı sarımsağı‘nın görünüm itibariyle güz çiğdemi ve müge çiçeğine benzediği belirtilmiştir. Güz çiğdemi ve müge çiçeği ikisi de oldukça zehirli ve öldürücü bitkilerdir. Yabani sarımsak bitkisini bu bitkilerden ayırt edecek en önemli özellik, ayı sarımsağının sahip olduğu ağır sarımsak kokusudur. Bu nedenle bilmediğiniz otlara karşı temkinli yaklaşmalısınız.
Bitkinin tüketilmesi veya kullanılması önerilmeden önce bir uzmana danışılması önemlidir, çünkü her bitki herkes için uygun olmayabilir. Ayrıca, bitkinin doğal yaşam alanlarına saygı göstermek ve doğada sürdürülebilir bir şekilde yetişmesine izin vermek önemlidir.
0 notes
antalya-health-life · 18 days ago
Text
Kondromin ve Eklem Sağlığı
Kondromin, eklem sağlığını destekleyen bir dizi önemli bileşeni bünyesinde barındırmaktadır. İçerdiği maddeler eklem kıkırdağını besleyerek ve koruyarak hareket kabiliyetini artırmayı hedefler. Bu sayede eklem problemleri yaşayan bireyler için oldukça faydalı olabilir. Kondromin’in eklem sağlığını desteklemenin yolları ve bileşenleri hakkında daha fazla bilgi aşağıda sıralanmıştır.
Glukozamin
Eklem kıkırdağı oluşumunda kritik bir rol oynar.
Eklem ağrısını hafifletmeye ve hareketliliği artırmaya yardımcı olur.
Genellikle kabuklu deniz ürünlerinden elde edilir.
Kondroitin Sülfat
Kıkırdak yapısına elastikiyet ve dayanıklılık kazandırır.
Eklem ağrısını ve iltihabı azaltır.
Yaşlandıkça doğal üretiminin azalması nedeniyle takviye olarak alınması önemlidir.
MSM (Metilsulfonilmetan)
Vücuttaki kükürt kaynağını destekler ve eklem sağlığına katkıda bulunur.
İltihaplanma ve kas ağrılarını hafifletir.
Cilt, saç ve tırnak sağlığını da destekler.
Hyaluronik Asit
Eklem sıvısının viskozitesini artırarak sürtünmeyi azaltır.
Eklemlerin daha rahat hareket etmesine yardımcı olur.
Cildin nemlenmesine ve esnekliğine de katkı sağlar.
Zencefil ve Zerdeçal
Antioksidan ve iltihap önleyici özellikleri ile bilinir.
Eklem ağrısını hafifletmeye yardımcı olur.
Doğal bir çözüm olarak tercih edilebilir.
Vitaminler ve Mineraller
C vitamini, kolajen üretimini destekler ve eklem sağlığına katkıda bulunur.
D vitamini, kalsiyumun emilimini artırarak kemik sağlığını korur.
Mangan, bakır ve çinko gibi mineraller eklem dokusunun yapısını destekler.
Kullanım Tavsiyeleri
Günlük dozaj genellikle yaşa, cinsiyete ve eklem rahatsızlıklarının şiddetine göre belirlenir.
Yüksek dozda alım durumunda yan etkiler gözlenebileceğinden hekim kontrolünde kullanılması önerilir.
Düzenli egzersiz ve dengeli beslenmeyle desteklendiğinde kondromin takviyeleri daha etkili olabilir.
Kısacası, Kondromin, eklem sağlığına yönelik olarak bilinen en etkili bileşenleri bir araya getirir. Bu sayede eklem rahatsızlıklarıyla mücadelede önemli bir destek sağlar.
Kondromin Kullanım Alanları
Kondromin çeşitli sağlık sorunlarının yönetiminde ve genel yaşam kalitesinin artırılmasında yaygın olarak kullanılır. Bu madde, özellikle eklem sağlığı ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi gibi alanlarda öne çıkar.
Eklem Sağlığı: Kondrominin en yaygın kullanım alanlarından biri, eklem sağlığıdır. Günlük egzersiz ve fiziksel aktivite seviyesine bağlı olarak eklemler aşınıp yıpranabilir. Kondromin, eklem kıkırdağının korunmasına ve iyileşmesine yardımcı olabilir.
Eklem iltihaplanmasını azaltır.
Kıkırdak dokusunun yenilenmesini destekler.
Hareket kabiliyetini artırır.
Bağışıklık Sistemi: Kondromin, bağışıklık sistemini güçlendiren bileşenler içerir. Antioksidan özellikleri sayesinde vücudun serbest radikallerin neden olduğu zararlardan korunmasına yardımcı olabilir. Bu, hastalıklara karşı direnci artırır ve genel sağlığı iyileştirir.
Antioksidan etkisi bulunur.
Enfeksiyon riskini azaltır.
Vücut direncini artırır.
Sporcular ve Aktif Yaşam Tarzı: Aktif bir yaşam süren kişiler ya da profesyonel sporcular için de kondromin kullanımı avantajlıdır. Spor sonrası toparlanma sürecini hızlandırabilir ve sakatlanma riskini azaltabilir.
Kas ve eklem ağrılarını hafifletir.
Spor performansını artırır.
Hızlı iyileşmeyi sağlar.
Yaşlılık ve Eklem Sertliği: Kondromin, yaşlı bireyler için de uygundur. Yaşlanma süreciyle birlikte eklem sertliği ve hareket kısıtlığı yaygınlaşır. Bu tür sorunların yönetiminde kondromin önemli bir destek sağlar.
Eklem sertliğini azaltır.
Hareket kabiliyetini artırır.
Yaşam kalitesini yükseltir.
Kronik Ağrı: Kronik ağrılarla mücadele edenler için kondromin, alternatif bir destek sağlar. Düzenli kullanım, ağrı düzeyinde azalma sağlayarak bireylerin günlük yaşantısında rahatlık sunar.
Ağrı yönetimini iyileştirir.
Kronik ağrıların şiddetini azaltır.
Yaşam kalitesini artırır.
Kondrominin bu gibi geniş kullanım alanları, sağlıklı bir yaşam sürdürmek isteyenler için ideal bir destek sağlar. Kullanım alanlarının çeşitliliği, farklı ihtiyaçlara cevap verme kapasitesini artırır ve bireylerin sağlık hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırır.
Kondromin Takviyelerinin Yan Etkileri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kondromin takviyeleri, özellikle eklem sağlığını desteklemek amacıyla kullanılır ancak her takviye gibi yan etkiler ve dikkat edilmesi gereken hususlar taşır. Kullanıcılar bu takviyeleri tüketirken aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurmalıdır.
Tumblr media
Olası Yan Etkiler
Kondromin takviyeleri kullanılırken karşılaşılabilecek bazı yaygın yan etkiler şunlardır:
Mide rahatsızlıkları: Özellikle yüksek dozlarda mide bulantısı, hazımsızlık, ve bazen ishal.
Alerjik reaksiyonlar: Kaşıntı, döküntü veya nefes almada zorluk gibi belirtiler.
Baş ağrısı: Zaman zaman baş dönmesi ve şiddetli baş ağrıları görülebilir.
Uyku düzeninde değişiklikler: Uykusuzluk veya aşırı uyku isteği gibi etkiler.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kondromin takviyelerinin kullanımı esnasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli konular şunlardır:
Dozaj Talimatlarına Uyma:
Üreticinin önerdiği günlük doz aşılmamalıdır.
Doz aşımı, yan etkilerin şiddetini artırabilir.
Tıbbi Geçmiş ve İlaç Etkileşimleri:
Kronik hastalığı olanların ve düzenli olarak ilaç kullananların doktorlarına danışmaları gereklidir.
Özellikle kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime girebilir.
Hamilelik ve Emzirme Dönemi:
Hamile veya emziren kadınlar doktor tavsiyesi olmadan kullanmamalıdır.
Fetal gelişim üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir.
Uygulama Süresi:
Uzun süreli kullanımlarda mutlaka doktor kontrolü altında olmalıdır.
Belirli aralıklarla kan testi ve diğer ölçümler yapılmalıdır.
Ekonomik ve Kalite Faktörleri
Takviye Kalitesi: Güvendiğiniz bir markayı seçmek önemlidir. Kalitesi kanıtlanmış ürünler tercih edilmelidir.
Maliyet-Fayda Dengesi: Pahalı takviyeler her zaman daha etkili değildir, bu sebeple fiyat ve kalite dengesi gözetilmelidir.
Genel Sağlık Önerileri
Kullanıcılar, kondromin takviyelerini kullanmaya başlamadan önce genel sağlık durumlarını gözden geçirmeli ve bir sağlık profesyoneline danışmalıdır.
Ek olarak, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz, kondromin takviyelerinin etkisini artırabilir. Unutulmamalıdır ki takviyeler tek başına tüm sağlık sorunlarını çözemez; sağlıklı yaşam biçimi tamamlayıcı bir rol oynar.
0 notes
erkantopuz · 3 years ago
Photo
Tumblr media
🧄Siyah sarımsak nedir❓ 🧄Beyaz sarımsaktan farkı nedir❓ 🧄Siyah sarımsağın faydaları nelerdir❓ -BÖLÜM 1️⃣- ⭐️Beyaz sarımsak, 60 gün süreyle belirli nem ve ısı koşulları altında kurutulur. Bu işlem sonucunda dişleri beyaz halde olan sarımsak siyah hale dönüşür. İşlem, sarımsağın içerisinde yer alan faydalı madde oranını artırarak daha sağlıklı hale gelmesine zemin hazırlar. Siyah sarımsak da diğer beyaz sarımsakta olduğu gibi tamamen doğal bir besin kaynağıdır. 👉🏼Bu işlem neticesinde sarımsağın içerisinde keskin kokusunu belirleyen alliin ve allicin azalır, böylelikle istenmeyen kokusunu ve tadındaki acılığını kaybeder. 👃Kokusu sebebi ile faydalarını göz ardı ederek sarımsak yemeyenleri bile ikna edecek Siyah sarımsak mucizesini sizler için inceledim. 📍Kastamonu Taşköprü’de bulunan, benzeri olmayan siyah sarımsak özellikle Kore ve Çin’de ‘uzun yaşamın kaynağı’ diye adlandırılıyor. 🏴Siyah sarımsak antioksidan özelliği ile insan sağlığına olan faydası saymakla bitmez. 🏴Tam bir vitamin ve mineral deposu olan siyah sarımsak, normal sarımsağın kurutulması ile elde edilmektedir. 🏴Sarımsağın tadını sevmiyorsanız siyah sarımsağın tadını sevebilirsiniz. Şeker oranı diğer sarımsak türüne göre daha fazladır. Yerken kurutulmuş meyve tadı alacaksınız. 🏴Siyah sarımsak, içerisinde B1, B6, C vitamini, kalsiyum, fosfor, manganez, kükürt, allil sülfür ve oleum allicine vardır. 🏴İçerisinde yer alan oleum allicine maddesi, penisilinin aktivitesine eşit miktardadır. 🏴Antiseptik, antifungal, antiviral, antioksidan ve antibakteriyel bileşenleri bulundurur. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #uyku #zayıflamakistiyorum #Kanser #sağlıklıbeslenme #annesütü #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflama #kiloalmakistiyorum #sağlıklıyaşıyoruz #detokssuyu #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşam #güneş #ciltbakımı #dolgu #diyet #saçdökülmesi #sağlıklıbeslen #zayıflama #erkantopuz #yaz #botoks #kollajen #güzelliksırları #güzellik #sağlıkhaberleri #türkkahvesi #yemektarifleri (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/CTmZ2nSt3WQ/?utm_medium=tumblr
0 notes
harikablogbu · 3 years ago
Text
Esenyurt en ucuz ve garantili akü - madeni yağ firması
Tumblr media
Bir kapasitör de enerji sağlar esenyurt kaliteli akü, ancak kimyasal bir reaksiyondan gelmez. Kondansatörler, aralarında bir dielektrik veya bir yalıtkan (elektrik iletmeyen bir madde) bulunan iki iletken plakadan yapılır. Bu plakalar bir elektrik akımına bağlandığında, akım içlerine akar; bir plaka, yüzey atomlarında negatif bir yük, diğeri ise yine yüzey atomlarında pozitif bir yük depolar. Bu farklı yüklü plakalar, iletken olmayan dielektrik tarafından ayrıldığından, elektrik enerjisini depolayan bir elektrik alanı oluşturulur. Kondansatör başka bir devreye bağlandığında elektrik enerjisini serbest bırakır (deşarj eder).
Pil bir parçalayıcıda parçalandı. Asit toplanır ve geri kalanı daha küçük parçalar halinde bile çekiçli değirmene gönderilir. Küçük pil parçaları daha sonra kurşun ve ağır malzemelerin dibe düştüğü ve plastiğin (tipik olarak polipropilen) yüzdüğü bir tekneye yerleştirilir. Bu noktada esenyurt ucuz akü plastik parçalar kepçe ile uzaklaştırılır ve sıvılar çekilir, geriye kurşun ve ağır metaller kalır. Malzemelerin her biri farklı bir geri dönüşüm “akımına” gider.
Geri Dönüşüm İşlemi Pil bir parçalayıcıda parçalanmıştır. Asit toplanır ve geri kalanı daha küçük parçalara bile çekiçli değirmene gönderilir. Küçük pil parçaları daha sonra kurşun ve ağır malzemelerin dibe düştüğü ve plastiğin (tipik olarak polipropilen) yüzdüğü bir tekneye yerleştirilir. Bu noktada esenyurt varta akü plastik parçalar kepçe ile uzaklaştırılır ve sıvılar çekilir, geriye kurşun ve ağır metaller kalır. Malzemelerin her biri farklı bir geri dönüşüm “akımına” gider.
Sorun şu ki, kükürt katodu çok uzun ömürlü olmadığı için bu pil çok uzun sürmez. Polisülfidlerin çoğu elektrolit çözeltisi içinde kolayca çözülür, bu da her deşarj döngüsü sırasında katottan gelen kükürtün bir kısmının çözelti içinde geri döndürülemez şekilde kaybolması anlamına gelir.
Biçimler DikdörtgenSert plastik kasada özel boyutlarOrtak Kullanımlar Tekerlekli SandalyelerScooterGolf ArabalarıBinilir Elektrikli OyuncaklarTeknelerRV'lerAskeri UçakTaşınabilir AraçlarSaha Ekipmanı Güvenliği DökülmezKısa devre yapıldığında yangına neden olabilir Delinir, hasar görür, yanlış şarj edilir veya bir Geri Dönüşüm Sürecinde uygunsuz şekilde atılırsa esenyurt inci akü parçalayıcı. Asit toplanır ve geri kalanı daha küçük parçalar halinde bile çekiçli değirmene gönderilir.
Küçük pil parçaları daha sonra kurşun ve ağır malzemelerin dibe düştüğü ve plastiğin (tipik olarak polipropilen) yüzdüğü bir tekneye yerleştirilir. Bu noktada plastik parçalar kepçe ile uzaklaştırılır ve sıvılar çekilir, geriye kurşun ve ağır metaller kalır. Malzemelerin her biri farklı bir geri dönüşüm “akımına” gider.
Şarj edilebilir bir NiCd pilin şarjlı durumdaki aktif bileşenleri, pozitif elektrotta nikel hidroksit (NiOOH) ve negatif elektrotta kadmiyumdan (Cd) oluşur. Elektrolit için normalde potasyum hidroksit (KOH) kullanılır. Düşük iç dirençleri ve çok iyi akım iletme özellikleri nedeniyle NiCd piller son derece yüksek akımlar sağlayabilir ve esenyurt mutlu akü hızla yeniden şarj edilebilir. Bu hücreler, -20°C'ye kadar sıcaklıkları koruyabilir. Ayırıcının (naylon veya polipropilen) ve elektrolitin (KOH, LiOH, NaOH) seçimi, yüksek akım deşarjı durumunda voltaj koşullarını, hizmet ömrünü ve aşırı şarj kapasitesini etkiler. Yanlış kullanım durumunda çok hızlı bir şekilde çok yüksek basınç oluşabilir. Bu nedenle hücreler bir emniyet valfine ihtiyaç duyarlar. NiCd hücreleri genellikle uzun bir hizmet ömrü sunar ve esenyurt yiğit akü böylece yüksek derecede ekonomi sağlar.
Kondansatörler genellikle enerjilerini çok hızlı bir şekilde serbest bırakırlar - hızlı enerji patlamaları sağlarlar. Bu, onları bir kameradaki flaşa güç vermek gibi oldukça özel görevler için kullanışlı hale getirir. Flaş, parlak ışığı oluşturmak için hızla çok fazla enerji kullanır, ardından kapasitör, bir sonraki fotoğraf için tekrar kullanılabilmesi için kameranın pilinden kendini şarj eder.
Anolit çözeltisi, katolit çözeltisi içindekilerden daha yüksek kimyasal potansiyele sahip kimyasallar içerdiğinden, iki çözelti reaksiyon esenyurt kruger akü hücresinde buluştuğunda, anolitten elektronlar iyon geçirgen zardan katolite gönderilir. Bu elektronlar yakalanır ve faydalı işlerini yapmak için gönderilir.
Pil, çekiçli değirmende, pili parçalara ayıran bir makinede parçalanır. Kırık pil parçaları daha sonra kurşun ve ağır malzemelerin dibe düştüğü ve plastiğin yüzdüğü bir tekneye yerleştirilir. Bu noktada, polipropilen parçalar kepçe ile uzaklaştırılır ve sıvılar çekilir, geriye kurşun ve ağır metaller kalır. Malzemelerin her biri farklı bir geri dönüşüm “akımına” gider.
Formatlar Tam MontajPaketlerHücreler Ortak Kullanımlar Tam Elektrikli AraçlarMikro Mobilite Cihazları Güvenlik Yüksek Voltaj–TehlikeliDelinirse, hasar görürse, yanlış şarj edilirse veya yanlış atılırsa yangına neden olabilir Geri Dönüşüm İşlemi Piller, esenyurt castrol motor yağı piller için demonte edilir.
modüller olarak adlandırılan maller birimleri. Modüller daha sonra mekanik olarak ayrılır ve bileşenler, küçük Li-ion pillerle aynı süreçte geri kazanılır. Yeni ürünlerde yeniden kullanım için lityum pillerin metallerini (nikel, demir, kobalt, lityum) ve plastiklerini geri kazanmak için mekanik ayırma ve ardından hidrometalurjik veya pirometalurjik işlem kullanılır.
Farklı türdeki pil malzemelerini ayırmak, genellikle yüksek değerli malzemelerin geri kazanılmasında bir engeldir. Bu nedenle, elektrikli araçların sürdürülebilirlik açısından başarılı olması için, sökme ve geri dönüşümü dikkate alan pil tasarımı önemlidir. Pilleri, malzemeleri ve hücre tasarımını esenyurt elf motor yağı standart hale getirmek de geri dönüşümü daha kolay ve daha uygun maliyetli hale getirecektir.
Elektrikli tahrikli araçlar ABD otomobil pazarında nispeten yenidir, bu nedenle yalnızca çok az bir kısmı kullanım ömürlerinin sonuna yaklaşmıştır. Sonuç olarak, elektrikli tahrikli araçlardan az sayıda tüketici sonrası pil mevcut olup, bu da pil geri dönüşüm altyapısının kapsamını sınırlandırmaktadır. Elektrikli tahrikli araçlar giderek yaygınlaştıkça, pil geri dönüşüm pazarı genişleyebilir.
Diğer bir konu ise, lityum katodun kükürt ile reaksiyona girdiği için, oluşturulan lityum kükürt bileşiğinin hacmi, esenyurt mobil motor yağı reaksiyondan önceki kükürt katodunun hacminden yaklaşık yüzde 80 daha fazladır. Bu genişleme katodun bozulmasına neden olur.
UltraBattery'nin üretimi de nispeten ucuz, şu anda hibrit elektrikli otomobillerde kullanılan lityum iyon pillerden yaklaşık yüzde 70 daha ucuz akü. UltraBattery için başka bir potansiyel kullanım, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklar tarafından üretilen enerjiyi depolamak ve "pürüzsüzleştirmek" için elektrik santrallerinde olacaktır. Avustralya'daki büyük ölçekli rüzgar çiftliği denemelerinde UltraBattery, geleneksel kurşun asitli pillerden daha iyi performans gösterdi.
0 notes
fenrees · 4 years ago
Text
Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir? 🦧
Canlıların ortak özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Hücresel yapı
Organizasyon
Beslenme
Solunum
Büyüme ve gelişme
Boşaltım
Hareket
Üreme
Metabolik faaliyetler
Uyarılma ve tepki verme
Üstteki özellikler farklı şekillerde olsa bile her canlıda mutlaka görülmektedir. Canlı özellikleri iyi anlaşıldığı vakit canlılar arasındaki farklılıkları ortaya koymak çok daha kolay bir vaziyet alacaktır. Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuna kısaca değindik. Şimdi detaylara geçelim.
Hücre Çeşitleri Nelerdir?
Hücre türleri temelde iki sınıfta incelenir ve bu sınıflar şöyledir:
Prokaryot hücrele
Ökaryot hücreler
İki hücre tipi arasındaki temel farklılıklardan biri zarlı organellerdir. Prokaryot hücrelerde zarlı organeller bulunmazken ökaryot hücreler bu organelleri içerir. Bakteri ve algler prokaryot hücreli canlılar arasında bulunmaktadır. Bu canlılar dışındaki her canlı (hayvan, bitki ve mantarlar) ise ökaryot hücreli canlı olarak kabul edilir. Ökaryot hücreler de kendi arasında farklılaşmaktadır. Bitki hücresi ve hayvan hücresi arasında önemli farklılıklar bulunur.
Kuark nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Bitki Ve Hayvan Hücresi Arasındaki Farklar Nedir?
Bitki ve hayvan hücreleri arasındaki farklar şu şekildedir:
Bitki hücresinde hücre çeperi vardır, hayvan hücresinde yoktur.
Bitkiler plastit içerir, hayvanlar da ise plastit bulunmaz.
Bitkilerde kofullar çoktur ve büyüktür, hayvanlar da ise tam tersidir.
Bitki hücreleri lizozom ve sentrozom bulundurmazken hayvan hücreleri bunlara sahiptir.
Canlı Organizasyonu Nasıldır?
Canlılık organizasyonu tüm doğada basitten karmaşığa doğru ilerler. Kuarklar atomları, atomlar molekülleri ve moleküller organelleri oluşturur. Bu organeller hücre için faaliyetleri üstlenirler. Hücreler bir araya gelerek dokuları ve dokular organları oluştururlar. Organlar bir sistem içerisindeki görevleri paylaşırlar. Bu sistemler de bir araya gelerek organizmayı oluşturur. Hayvanlar ve bitkilerin her biri birer organizmadır.
Canlılar Nasıl Beslenir?
Canlıların beslenme biçimi iki sınıfa ayrılır ve bu sınıflar şu şekildedir:
Ototrof beslenenler ihtiyaç duydukları organik besinleri kendileri üretirler. Organik besinleri güneş ışığı yada kimyasal enerji kullanarak tedarik ederler. Bu canlılar sadece inorganik besinleri dışarıdan tedarik ederler.
Heterotrof beslenenler ise organik besinleri dışarıdan tedarik etmek durumundadır.
Canlılar Nasıl Solunum Yapar?
Canlıların solunum yöntemleri iki grup altında incelenebilir:
Oksijensiz solunum yapanlar oksijen kullanmadan enerji parçalayabilen canlılardır. Bazı bakterilerin bu solunum tipini benimsediği bilinmektedir.
Oksijenli solunum yapan canlılar hücre içi faaliyetlerinde oksijen molekülü kullanarak enerji dönüştürürler. Verimli bir solunum yöntemi olarak bilinmektedir.
Canlılar Nasıl Sınıflandırılır?
Canlıların sınıflandırılması özelden genele doğru yapılmaktadır. Bu bağlamda düşünüldüğü vakit canlı grupları özelden genele doğru şu şekilde sıralanır: tür, cins, aile, takım, sınıf, şube ve alem. Bu gruplar arasında özelden genele gittikçe şunlar gerçekleşir:
Çeşitlilik artar.
Birey sayısı artar.
Ortak özellik ve gen sayısı azalır.
Akrabalık azalır.
Canlıların nitelikli bir biçimde sınıflandırılması canlılığın kökeni hakkında nitelikli bilgiler edinmeyi kolaylaştırır. Canlılar için yararlı ve zararlı olan pek çok şey bu sınıflandırma sistemi sayesinde tespit edilmektedir.
Hayvanlar Nasıl Sınıflandırılır?
Hayvanlar alemi iki ayrı sınıfta değerlendirilir:
Omurgasız hayvanlar: Hayvanların %95’i oluşturdukları bilinmektedir. Çoğunda iç iskelet yoktur ancak pek çoğu dış iskelete sahiptir. Bu canlılar kendi aralarında süngerler, sölenterler, solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve derisi dikenliler olarak ayrılırlar.
Omurgalı hayvanlar: Hepsinde bir iç iskelet bulunmaktadır. Kan dolaşımları kapalıdır. Eşeyli ürerler. Böbrekler vasıtasıyla boşaltım yaparlar. Kendi aralarında balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olarak adlandırılırlar. Memeliler de gagalı memeliler, keseli memeliler ve plasentalı memeliler olarak ayrılabilirler.
Hayvanların her biri çok hücreli ökaryot canlılar olarak bilinirler. Hücreleri kloroplast ve hücre duvarı içermez. Heterotrof canlılardır ve büyük bir kısmı epitel, sinir, kas ve bağ gibi dokulara sahiptir.
Canlıların Ortak Özellikleri İle İlgili Video Anlatım
Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuyla ilgili bilgilendirici videoyu da izleyebilirsiniz.
youtube
Canlıların Temel Bileşenleri Nelerdir?
Canlıların temel bileşenleri organik ve inorganik bileşiklerdir. Bu bileşikler kendi arasında çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. İnorganik bileşikler canlıların kendi başlarına sentezleyemedikleri bileşiklerdir ve daima dışarıdan tedarik edilir. Bu bileşikler genelde hücre yapısına katılırlar ve enzim üretimine yardımcı olurlar. Organik bileşiklerin özellikleri ise şu maddelerle açıklanabilir:
Yapılarındaki temel element karbondur.
Hidrojen, oksijen, azot, fosfor ve kükürt gibi elementleri de içerebilirler.
Çok sayıda atomları vardır.
Yapı maddesi ve enerji kaynağı olarak kullanılabilirler.
Canlı özellikleri göz önüne alındığında hem organik hem de inorganik bileşikler epey önemlidir.
Torna nedir, çeşitleri nelerdir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
İnorganik Bileşikler Nelerdir?
İnorganik bileşikler şu şekilde sıralanabilir:
Mineraller: Canlılar bu bileşiklere az da olsa ihtiyaç duyarlar. Mineraller moleküllerin yapısına katılır, kan basıncının ayarlanmasını ayarlar, katalizör görevi üstlenebilir, kemik ve dişlerin dayanıklılığını sağlar.
Su: Temel maddelerden biri olarak kabul edilir. Su kaybı yaşanması hücrelerin sağlığı için büyük bir risktir. Hücre içi reaksiyonlar için su şarttır. Enzimler susuz ortamda çalışamazlar.
Asit: Yakıcı ve parçalayıcı olarak iş görürler. Tatları ekşi olur. Turnusol kağıdını kırmızıya çevirirler.
Baz: Temizlik amacıyla kullanılmaları epey sıktır. Suda çözünebilirler ve elektrik akımını epey iyi iletirler.
Tuz: Vücut sıvılarındaki pH değerini ve osmotik basıncı dengelerler. Günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadırlar.
Organik Bileşiklerler Nelerdir?
Organik bileşikler şu şekilde sıralanabilir:
Karbonhidratlar: Solunum reaksiyonlarında enerji verici olarak kullanılırlar. İçerdikleri şekere göre sınıflandırılmaktadır. Hücre içinde epey kolay bir şekilde sindirilebilirler.
Yağlar: Suda çözünmezler. Enerji verici olarak kullanılırlar. Karbonhidratlar ve proteinler bazen yağa dönüştürülerek bedende saklanabilirler. Vücudu soğuktan ve darbelerden korurlar.
Proteinler: Canlı yapısında bol miktarda bulunurlar. Hücrelerin temel yapısını oluştururlar. Enzim ve hormonların yapısına katılırlar. Kan kasılmasında epey etkilidirler. Kanın osmotik basıncını dengelerler.
Vitaminler: Dışarıdan hazır olarak alınırlar. Genelde bitkiler tarafından üretilirler. Sindirilemezler. Düzenli olarak alınmaları gerekir.
Vitamin Eksikliği Hangi Sorunlara Yol Açar?
Vitamin eksikliği aşağıdaki sorunlara yol açar:
A vitamini eksikliği göz sağlığını olumsuz etkiler.
B vitamin eksikliği anemi ve beriberi gibi hastalıklara yol açar.
C vitamini eksikliği bağışık sisteminin zayıflamasına neden olur.
D vitamini eksikliği kemik sağlığını olumsuz olarak etkiler.
E vitamini eksikliği üreme sisteminde sorunlar çıkmasına neden olabilir.
K vitamini eksikliği de kanın pıhtılaşmasını geciktirir.
Bitkiler Alemi Nasıl Sınıflandırılır?
Bitkilerin sınıflandırılması şu şekilde yapılır:
Damarsız tohumsuz bitkiler: İletim demetleri bulunmaz. Çiçek ve tohum oluşumu söz konusu değildir. Karayosunları ve ciğer otları bu bitkilere mensuptur.
Damarlı tohumsuz bitkiler: İletim demetleri vardır. Tohum söz konusu olmadığı için çiçek de oluşmaz. Kök, gövde ve yaprakları vardır. Kibrit otları ve eğrelti otları bu bitkilere örnek olarak gösterilir.
Damarlı tohumlu bitkiler: İletim demetleri vardır. Kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi uzuvları vardır. Açık tohumlu ve kapalı tohumlu olarak ikiye ayrılır. Kapalı tohumlu bitkiler de tek çenekli ve çift çenekli olarak sınıflandırılırlar.
Bitkiler Nasıl Hareket Eder?
Bitkilerin hareketleri şu şekildedir:
Tropizma: Yönelim olarak da adlandırılır. Uyaranın yönüne göre gelişmektedir. Bitkinin büyüyen ve uzayan kısımlarında gözlemlenir. Bitkiler bir uyarana doğru yada uyarandan uzağa doğru hareket edebilirler.
Salınım: Uyaranın yönünden bağımsızdır. Bazı kaynaklarda ırganım yada nasti olarak da bahsedilmektedir. Işık veya ısı değişimi etkisiyle çiçek açması ve küstüm otuna dokunulduğu vakit bitkinin yapraklarının kapanması bu harekete örnek olarak verilebilir.
Canlı özellikleri arasında bulunan hareket yeteneği söz konusu bitkiler olduğunda kafa karıştırmaktadır. Pek çok kişi bitkilerin hareket etmediğini düşünür ancak bu doğru değildir.
Pigment ile ilgili detayları da inceleyebilirsiniz.
Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuyla ilgili yorumlarınızı ve sorularınızı bekliyoruz.
Kaynak: https://www.zovovo.com/canlilarin-ortak-ozellikleri-nelerdir/
0 notes
demircelikblog · 5 years ago
Text
Demir
Demir atom numarası 26 olan kimyasal bir elementtir. Simge Fe'dir (Latince. Ferrum).
Demir, dünya yüzeyinde dördüncü en yaygın mineral ve yer kabuğunda en bol bulunan metaldir. Dünyanın merkezindeki sıvı çekirdeğin tek bir demir kristali olduğu tahmin edilmekle birlikte, bir demir nikel alaşımı olması daha muhtemeldir. Dünyanın merkezinde bu kadar yüksek miktarda yoğun demir kütlesinin dünyanın manyetik alanını etkilediği düşünülmektedir.
Demir metali demir cevherlerinden türetilir ve nadiren doğada doğal formda bulunur. Metalik demir elde etmek için, cevherdeki yabancı maddeler kimyasal indirgeme ile giderilmelidir. Demir, esas olarak karbonlu bir alaşım olarak kabul edilebilecek olan çelik yapımında kullanılır.
Demir,% 96.5 demir ve% 3.5 karbon içeren bir alaşımdır, sıvı eriyik, karbon ile 1420701470K'ye ısıtıldığında oluşur ve dökme demir veya domuz olarak adlandırılır. Bu ürün ince ayrıntılı şekillerde dökülmesine rağmen, içerdiği karbonun çoğunun giderilmesi için dekarburize edilmedikçe, işlenmesi çok kırılgandır.
Kullanım alanları
Demir, tüm metallerde en yaygın kullanılanıdır ve tüm dünyada üretilen metallerin ağırlıkça% 95'ini oluşturur. Düşük fiyatı ve yüksek mukavemet özellikleri sayesinde otomotiv, gemi gövdesi yapımı ve binaların yapısal bileşenleri için vazgeçilmez bir araçtır. Çelik en bilinen demir alaşımıdır ve diğer demir kullanım şekilleri şunlardır:
Pik demir:% 4-5 karbon ve değişen miktarlarda safsızlıklar (S, Si, P, vb.) İçerir. Demir cevherinden dökme demir ve çeliğe giden yolda ara ürün olarak kabul edilebilir.
Dökme demir:% 2 ila% 4 karbon,% 1 ila% 6 silikon ve az miktarda mangan içerir. Hammadde özelliklerini olumsuz yönde etkileyen sülfür ve fosfor gibi pik demirdeki yabancı maddeler kabul edilebilir seviyelere indirgenmiştir. 1420-1470 K arasındaki erime sıcaklığı, her iki bileşenin erime sıcaklığından daha düşüktür ve demir ve karbon birlikte ısıtıldığında ilk erime ürünü olur. Mekanik özellikler büyük ölçüde bileşiminde bulunan karbon formuna dayanır. 'Beyaz' dökme demirlerde, karbon sementit veya demir karbür formundadır. Bu sert ve kırılgan bileşik beyaz dökme demirleri sertleştirir, ancak onları darbelere karşı dirençli hale getirir. Öte yandan, 'gri' dökme demirlerde, karbon, keskin kenarlı grafit pullarının stres arttırıcı özelliğinden dolayı malzemeyi kırılgan yapan serbest ince grafit pulları formundadır. Daha yakın tarihli gri dökme demir, 'sünek demir' tipinde, malzemenin tokluğunu ve mukavemetini arttırmak için, dökme demir az miktarda magnezyum ile muamele edilir ve grafit gevreğinin şekli küresel veya nodüler hale gelir.
Karbon çeliği: az miktarda manganez, kükürt, fosfor ve silikon içeren% 0.4 ila% 1.5 karbon içerir.
Dövülebilir dökme demir:% 0,2'den az karbon içeren, sert ve dövülebilir bir üründür.
Alaşımlı çelik: Çeşitli miktarlarda karbonun yanı sıra, krom, vanadyum, molibden, nikel, tungsten gibi diğer metalleri içerir ve çoğunlukla yapısal alanlarda kullanılır. Demir ve çelik metalurjisindeki son gelişmeler, çok çeşitli mikro alaşımlı çeliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur ('HSLA' veya 'yüksek mukavemetli, düşük alaşımlı'). Bu çelik alaşımlarının en önemli özelliği, çok az miktarda alaşım elementinin eklenmesiyle çok yüksek mukavemet ve tokluğun elde edilebilmesidir.
Demir (III) oksit: Bilgisayarlarda manyetik depolama birimlerinin yapımında kullanılır.
0 notes
5eturkce · 6 years ago
Text
Beceriler
Yetenek skorları kısmında bu becerilere hangi bonusların eklendiğini zarların nasıl atıldığını öğrendik. Şimdi hangi beceri ne için kullanılır biraz ondan bahsedelim.
Dayanıklılık dışında her yeteneğin etkilediği beceriler vardır. En basiti Kuvvet, sadece Atletizm becerisini etkiler. Atletizm, kişinin sadece kas kütlesi oluşturmamış, aynı zamanda bunu etkili bir şekilde kullanmayı öğrenmiş olduğunu gösterir bize. Tüm tırmanma, zıplama, yüzme, koşu ya da klasik kapı kırma gibi fiziksel eylemlerde kullanılacak beceridir. Nadir olan savaş içerisinde kullanılabilen becerilerden biri ayrıca, düşmanı tutmaya (grapple) çalışmak için bu zar atılır. Hedef direnmek için ya gücünü kullanıp Atletizm zarı atar, ya da kendine dokundurmamak için Akrobasi.
Çeviklik, üç ayrı beceriye etki eder; Akrobasi, El Çabukluğu ve Gizlenme.
Akrobasi, atletizmin yerine çok kullanılan bir beceri olsa da bu kullanım genelde yanlıştır. Tırmanırken ya da zıplarken kullanılmaz, hayır siz ne kadar Bruce Lee tarzı duvarları tekmeleyerek tırmanma tasvir etseniz de kullanılmaz. Eğer oyuncu çok ısrar ediyorsa şu şekilde basit mantık kullanılabilir. Normal duvarı tırmanma kolay bir şeydir, yani DC 10 Atletizm. Duvarlardan sekme havada taklalar atma ise çok zor, yani DC 20 Akrobasi. Cool olmaya mı çalışacak yoksa düz tırmanmayı mı deneyecek artık oyuncuya kalmış. Buradaki DC’lerin örnek olduğunu unutmayın. Neyse bu becerinin esas kullanım amacı kaygan yüzeyde düşmeden ilerleme, bir halat üzerinde yürüme, küçük kaygan taşların üzerinden sekerek dereyi geçme ve yüksekten atlayıp takla atarak hasar almama gibi durumlardır.
El Çabukluğu, genelde kleptomanik düzenbazlarımızın kullandığı bir beceri. Genel kullanım alanı yankesicilik olsa da, bazen çaktırmadan büyü yapmaya çalışan büyü kullanıcılarının bedensel bileşenleri yapabilmesi için de kullanılır. Bu büyü kısmı resmi bir kullanım değil ama bir çok DM kullanır.
Gizlenme, bu karanlığa karışma da olabilir kalabalıkta dikkat çekmeme de. Kullanım alanları tahmin edilebilir. Anlık olarak bir bekçinin arkasından sıvışmak ya da günlerce ormanda dikkat çekmeden gitmeye çalışmak bu beceri yelpazesindedir. Bunda ekspertizi olan düzenbaz dostlarıma kötü haber vereyim, maalesef 30 gizlenme zarı atmış olmanız bir çok durumda size herhangi bir avantaj sağlamaz. Yani bekçinin arkasından geçip gidersiniz ruhu duymaz ama onun direkt baktığı kapıya yanaşmanız imkansızdır. Görünmezlik gibi büyülerden yardım almanız gerekir. Görünmezlik bile yine sizi kurtarmayabilir, yere dökülmüş un ya da su birikintisi doğrudan sizi ele verebilir. Ya da bu büyüyü savaşta kullanmak istiyorsanız, kurallar gereğince sizi görüşten çıkaracak bir etken olmadığı sürece saklanamazsınız. Yanlış anlaşılmasın, herkes gizlenmeyi kullansın. Çok işe yarar ve hayat kurtarır. Ama işin suyunu çıkartmaya çalışmayın, bu beceridir sadece 9. seviye büyü falan değil.
Zeka, beş ayrı beceriyi etkiler; Arcana, Tarih, İnceleme, Doğa ve Din.
Arcana, unutulmuş büyü ritüelleri, rünler, farklı boyutlar ve bu boyutlardan gelen varlıklar, asıl olarakta arcane büyü bilgisini temsil eder. Genel olarak savaş dışı kullanılır ve karakterin bilgi almasını sağlar ama en üst seviyelerde arcana zarları ile kontrol edilebilecek bazı artefaktlar vardır. Özellikle büyücü (wizard) ve diğer arcane büyü sınıflarının bilmesi gereken bir beceridir.
Tarih, çok açıklama gerektirecek bir beceri değil sanırım. Bir bölgede kimler yaşamış, onlar ne tip yapılar yapmış, kültürleri nelermiş gibi soruların yanıtlarını verir bize. İçinizde bulunduğunuz yöre hakkında daha güncel şeyleri bilmek için de kullanılabilir, bir toplumun görgü kurallarını bilme gibi.
İnceleme, Algılama becerisi ile çok karıştırılan ve yeterince kullanılmayan bir beceridir. Bir bireyin duvarı görmesi algılama, duvarın üzerindeki rünleri farketmesi inceleme gerektirir. Odadaki eşya yığınını görme algılama, bu eşya yığınında elması bulma inceleme gerektirir. Yani ne zaman bir şeyi görmek ya da bulmak için fazladan efor sarfederseniz bu artık içgüdüsel algılama değil, aktif düşünce ve zeka gerektiren incelemedir. Halktan ya da kütüphaneden bilgi toplamak için de kullanılabilir. Savaş içi kullanımı illüzyonları farketmek içindir, büyü DC’sine karşı bu beceri zarı atılır. Unutmayın illüzyonun karşınızda duruşunu algılarınızla farkedersiniz, bunun bir illüzyon olduğunu anlamak için inceleme gerekir.
Doğa, ender bitkileri tanıma, oluşumların doğal olup olmamasını farketme, doğal hayvanlar, elemental boyutlar ve bu elementlere dair bilgiler gibi özelliklere sahip olduğumuzu gösteren beceridir. Doğa büyüsü ve druidic ritüeller Arcana yerine bu bilgi ile işlenebilir.
Din, tanrılar ve onlara bağlı topluluklar, ibadet şekilleri, dini ritüeller gibi bilgileri kapsar. Her rahibin dini bilgiye sahip olması mantıklıdır ama bu beceri karakterin tanrılar ile bağını yansıtmaz. Tanrısal boyutlar ve varlıklar ya da tam zıttı zebaniler hakkında bilgileri de bu beceride buluruz.
Akıl, beş ayrı beceriyi etkiler; Hayvan İdaresi, Sezgi, Tıp, Algılama ve Hayatta Kalma.
Hayvan İdaresi, savaştan ürken atın kontrolü ya da size saldırmak üzere olan bir ayının sakinleştirilmesi gibi durumlarda kullanılır. Dil kullanılmadığı zamanlarda ya da büyü yardımı ile hayvanlarla konuşulduğunda onları ikna etmek için de bu beceri kullanılabilir. Genel olarak hayvanların vücut dilini anlamaya da yardımcıdır.
Sezgi, genel olarak canlıların niyetini ve vücut dilini anlamak için kullanılır. Birinin yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışmak, bir grupta liderin kim olduğunu anlamak gibi durumlarda Aldatma ya da İkna zarına karşı Sezgi zarı atılır. Metagame durumu oluşmaması için DM’in Sezgi zarlarını oyuncular için onlardan gizli atması tavsiye ederim.
Tıp, hastalıklar, kalıcı yaralanmalar, büyü kullanmadan şifacılık ya da otopsi gibi durumlarda kullanılabilecek bir beceri. Oyunda kullanım alanı çok dar olduğu için, kalıcı hasar gibi mekanikleri ekleyen DMlerin oyunlarında daha işlevsel olur. Savaşta baygın bir karakter DC 10 Tıp zarı ile stabilize edilebilir.
Algılama, genel olarak pasif kullanılır ve kişinin algılarının ne kadar açık ve güçlü olduğunu belirler. Bu tüm duyu organlarımızı kapsar ve algılama tıkırtı duymaktan gölge görmeye, kükürt koklamaktan havanın bir anda soğuduğunu hissetmeye her şekilde gerçekleşebilir. Pasif beceri skorları 10 + beceri bonusudur. Gizlenme zarları düşmanların pasif algılamalarına karşı atılır. Durumsal olarak becerilere gelen avantaj ya da dezavantaj durumları pasif skora +5 ya da -5 olarak yansır. Bir köpeğin koku ile algısında avantajı yani +5′i varken, loş ışıkta nöbet tutan biri de dezavantajla yani -5 ile algılar.
Hayatta Kalma, kamp yeri bulma, avlanma, iz sürme gibi doğa ile başbaşa olduğunuz durumlarda kullanılır. Yaratıklardan organ falan toplamayı seven gruplar o tip durumlarda bu beceriyi kullanır. Maalesef bir çok DM saklanacak mağara bulmak için Doğa, iz sürmek için Algılama kullanır ve hayatta kalma çok dışlanır. Yapmayın kardeş o da.
Karizma, son dört sosyal becerimizi etkiler; İkna, Aldatma, Gözdağı ve Performans.
İkna, eğer sosyopat bir grubunuz yoksa en çok kullanılacak sosyal beceri. Bir kraldan yardım isterken ya da pazarlık sırasında, bir çok durumda kişileri ikna etmeniz gerekir. Genelde tepeden tırnağa kanla kaplı maceracılar şehre girerken “Abi cidden haydut değiliz biz, onlar saldırdı” diye dert anlatmaya çalışır. Tabii o anda tüm kılıçları ve zırhları cesetlerinden toplamamış olsalar işleri daha kolay olurdu. Ya da barbar onların kulaklarından kolye yapmasaydı. Sonuçta sosyal beceridir ama, bu zarda 30 atıp “Şimdi kaleyi bana ver soylu, mwahahahaa!” demeyiniz.
Aldatma, bariz bir yalan söyleyip çaktırmama sanatıdır. İkna ile eş zamanlı kullanılabilir. Başka açıklamaya gerek yok sanırım.
Gözdağı, bir soyluya yapılacak şantaj ya da diğer goblinleri korkutmak için birine uygulanacak vahşettir. Nerede nasıl kullanılacağına dikkat edin ama. Tüm şövalyeler üzerinize koştururken “Ee ben korkutmuştum ama...” demeyin mesela, soyluyu başarılı bir şekilde korkuttuğunuz için tehditi ortadan kaldırıyor.
Performans, müzik aletleri, dans, oyunculuk gibi şovların dışında kılık değiştirip birinin taklidini yapma durumunda da kullanılır. Sanırım şu ana kadar hiç bahşiş toplamaya çalışan ozanımız dışında kullanan olmadı.
İşin sonuna geldik ama sosyal beceriler için her grubun farklı olduğunu belirtmek gerekli. Kimi grupta ben şu soyluya bir ikna zarı atacağım denmesi çok normal görülse de, kimi grup bunları neredeyse hiç kullanmaz ve herkes karakter içinde konuşup ikna etmeye çalışır. Bu konuda bir tavsiyem yok, herkes sevdiğini yapsın ama her cümlede bir zar attırma biraz yıldırabilir. Belki burada da pasif becerileri göz önünde bulundurup sadece zor kararlarda zar attırmak en güzelidir.
Bu pasif beceri olayını atletizmde de kullanmak mantıklıdır. Eğer goliath barbarınız eski ahşap bir kapıyı kırmaya çalışıyorsa bırakın kırsın. Kırmak için DC 13′se ve barbarda +5 varsa bu pasif 15 demek. 20′lik zarda ortalama 10.5′tir, yani zarı 10 varsaymak ortalama altı bir sonucu almak demek. Eğer sonuç ona rağmen başarılıysa, cidden uğraşıp şansı buna dahil etmeye gerek var mı? 8 kuvveti olan gnome büyücü kırmayı denerse ona attır tabii. Ama sürekli iki tarafta atarsa 2.5 metrelik adamın kıramadığını 1 metrelik gnome’un indirdiği gerçeklik illüzyonunu bozan sahneler gerçekleşir.
Eğer arada ege şivem ortaya çıktıysa affedin. Ne kadar takip etmeye çalışsam da arada kaçırıyom napayım.
0 notes
haberoldu-blog · 6 years ago
Text
Mönüye alerjeni koymayan yandı
https://haberoldu.com/monuye-alerjeni-koymayan-yandi
Mönüye alerjeni koymayan yandı
Tarım ve Orman Bakanlığı lokanta, restoran ve kafe gibi toplu tüketim yerlerindeki mönülerde, tüketicilere sunulan gıdanın adının yanında, alerjen bileşenlerinin belirtilmesini zorunlu hale getirdi. Bakanlık bu bileşenleri müşteriye sunmayan yerlere de 2019 yılı sonu itibarıyla ceza kesecek. Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Bütçe Sunum kitapçığında yer alan ayrıntılara göre alerjen bileşenler arasında gluten içeren gıdalar, kabuklular ve ürünleri, yumurta ve ürünleri, balık ve balık ürünleri, yerfıstığı ve ürünleri, soya fasulyesi ve ürünleri, süt ve süt ürünleri, sert kabuklu meyveler, kereviz ve ürünleri, hardal ve ürünleri, susam tohumu ve ürünleri, kükürt dioksit ve sülfitler, acı bakla ve ürünleri, yumuşakçalar ve ürünleri yer alıyor. Ayrıca gıdanın bileşiminde etil alkol ve domuzdan elde edilen madde bulunması durumunda da aynı şekilde tüketiciler net olarak bilgilendirilecek. Bu bilgiler tüketicilerin kolayca görebileceği şekilde mönüler, yazı tahtaları, broşür benzeri araçlar vasıtasıyla tüketiciye sunulacak.
    İKLİMİ BELİRLENİYOR
Kitapçığa göre Türkiye’nin gelecekteki ikliminin belirlenmesine yönelik model çalışmalarına da başlandı. Yakın gelecekte Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde yayınlanması düşünülen ‘Paylaşımlı Sosyoekonomik Senaryolar’ ile Türkiye için iklim projeksiyonlarının geliştirilmesi planlanıyor. Google ve veri tabanı kullanılarak arazi bitki örtüsündeki değişim ve yeşillenme eğilimi izleme çalışmaları farklı bölgelerde yapılmaya da başladı. Herhangi bir alanda arazi örtüsünde meydana gelen değişimlerin uydu teknolojileri kullanılarak izlenebilmesi için Google veri tabanlarını kullanarak açık kaynak kodlu yeni bir yazılım geliştirildi.
    YERLİ TOPUM SERASI
Antalya’da 11 dekar modern seralar kurulacak ve tarla arazilerinde yapılacak çalışmalarda yeni Ar-Ge yönetimlerinin uygulanması ile yeni yerli sebze tohumlarının üretilmesi sağlanacak. Öncelikle domates, patlıcan, hıyar ve kavun çeşitlerinde çalışmalar başlatıldı. Geliştirilecek yeni çeşitlerin ülke genelinde kullanılması planlanıyor. Kışlık sebzelerden soğan, havuç, marul, kırmızı baş lahana ve brokolide gen havuzlarının genişletilmesi ve yeni çeşitlerin geliştirilmesine yönelik projeler başlatıldı.
  Kaynak: HABER7.COM
0 notes
bilgiharitasi-blog · 6 years ago
Text
Güneş Enerjisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Tumblr media
Güneş Enerjisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Güneş ve çevresinde dolanan gezegenlerden oluşan güneş sistemi dünya için, temel bir enerji kaynağıdır. Özellikle, dünyada yaşayan canlılar için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bugün kullanılan çeşitli enerji kaynaklarının büyük kısmı, güneşin sebep olduğu olaylar sonucu ortaya çıkar. Günlük güneş enerjisi ile dünya aydınlatılabilmekte; yağışlar ile su döngüsü sağlanabilmekte ve en önemlisi de, fotosentez ile canlı yaşam sürdürülebilmektedir. Hayati önemdeki bu yıldızın endüstriyel manada enerji üretimi de mümkündür. Güneş yarıçapı 700.000 km (dünya yarıçapının yaklaşık 109 katı),kütlesi 2×1030 kg (dünya kütlesinin yaklaşık 330.000 katı)olan bir yıldızdır. Güneş kendi ekseni çevresinde dönmektedir. Bu dönüş, güneş ekvator bölgesinde 24 günde, kutup bölgelerinde de 30 günde olmaktadır.Güneşin merkezinde, temelde hidrojen çekirdeklerinin kaynaşmasıyla füzyon reaksiyonu meydana gelir. Güneşin merkezinde ve yaklaşık 15-16 milyon derecedir. Güneşin yaklaşık % 90’ı hidrojendir. Güneşin korunda hidrojen çekirdekleri füzyon yaparak helyum çekirdekleri oluşmakta ve bu tepkimeler sonucu büyük bir enerji ortaya çıkmaktadır. Güneşin toplam ışıması 3.8×1026 J/saniye olduğundan, güneşte bir saniyede yaklaşık 600 milyon ton proton, yani hidrojen tüketilmektedir.  
Tumblr media
Bu sayı ilk bakışta ürkütücü gibi gelse de, güneşin kütlesi ve bu kütlenin %90’ına yakın kısmının protonlar olduğu düşünülürse, güneşteki hidrojen yakıtının tüketilmesi için daha, yaklaşık 5 milyar yıllık bir süre olduğu ortaya çıkar. Bu yönüyle güneş, insanlık için tükenmez bir enerji kaynağıdır. Dünyaya ulaşan güneş enerjisi, güneşin daha serin (yaklaşık 6000K) ve birkaç yüz kilometrelik dar bir bölgesinden gelmektedir. Bu bölge, düşük yoğunlukta (yaklaşık deniz yüzeyindeki hava yoğunluğunun 10-4 katı) iyonlanmış gazlardan oluşur ve görünür ışığı pek geçirmeyen bir bölgedir. Bu bölgedeki atomlar, sıcaklıklarıyla orantılı olarak ışıma yaparlar ve böylece bu bölgenin ışımasına yol açarlar. Dünya, güneşten yaklaşık 150 milyon km. uzakta bulunmaktadır. Dünya hem kendi çevresinde dönmekte, hem de güneş çevresinde eliptik bir yörüngede dönmektedir. Bu yönüyle, dünyaya güneşten gelen enerji hem günlük olarak değişmekte, hem de yıl boyunca değişmektedir. İlave olarak, Dünyanın kendi çevresindeki dönüş ekseni, güneş çevresindeki dolanma yörüngesi düzlemiyle 23.5 lik bir açı yaptığından, yeryüzüne düşen güneş şiddeti yörünge boyunca (yıl boyunca) değişmekte ve mevsimler de böylece oluşmaktadır. Dünyaya, güneşten saniyede, yaklaşık 4×1026 J’lük enerji, ışınımlarla gelmektedir. Güneşin saldığı toplam enerji göz önüne alındığında bu çok küçük bir kesirdir; ancak bu tutar Dünyada insanoğlunun bugün için kullandığı toplam enerjinin 15-16 bin katıdır. Dünyaya gelen güneş enerjisi çeşitli dalga boylarındaki ışınımlardan oluşur ve güneş-dünya arasını yaklaşık 8 dakikada aşarak dünyaya ulaşır.(ışınımlar saniyede 300.000 km’lik bir hızla, yani ışık hızıyla yol alırlar.) Dünyanın dışına, yani havakürenin (atmosfer) dışına güneş ışınlarına dik bir metrekare alana gelen güneş enerjisi, Güneş Değişmezi (S) olarak adlandırılır ve bunun değeri S=1373 W/m2 dir. Bu değer, tanım gereği, yıl boyunca değişmez alınabilir. Çünkü her zaman, gelen güneş ışınlarına dik yüzey göz önüne alınmalıdır. Ancak, dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi bir çember olmayıp bir elips olduğundan, yıl boyunca bu değerde %3.3 ‘lük bir değişim söz konusudur. Yeryüzüne bu enerjinin soğurma ve yansıma olaylarından dolayı 832 W/m2 lik kısmı ulaşır. Güneş Enerjisinin Üstünlükleri ve Dezavantajları Güneş enerjisinin üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir: – Güneş enerjisi tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. – Güneş enerjisi, arı bir enerji türüdür. Gaz, duman, toz, karbon veya kükürt gibi zararlı maddeleri yoktur. – Güneş, tüm dünya ülkelerinin yararlanabileceği bir enerji kaynağıdır. Bu sayede ülkelerin enerji açısından bağımlılıkları ortadan kalkacaktır. – Güneş enerjisinin bir diğer özelliği, hiçbir ulaştırma harcaması olmaksızın her yerde sağlanabilmesidir. – Güneşi az veya çok gören yerlerde biraz verim farkı olmakla birlikte, dağların tepelerinde vadiler ya da ovalarda da bu enerjiden yararlanmak mümkündür. – Güneş enerjisi doğabilecek her türlü bunalımın etkisi dışındadır. Örneğin, ulaşım şebekelerinde yapacakları bir değişiklik bu enerji tümünü etkilemeyecektir. – Güneş enerjisi hiçbir karmaşık teknoloji gerektirmemektedir. Hemen hemen bütün ülkeler, yerel sanayi kuruluşları sayesinde bu enerjiden kolaylıkla yararlanabilirler. Bugünkü bu enerjinin karşılaştığı sorunlar ise şöyledir: – Güneş enerjisinin yoğunluğu azdır ve sürekli değildir. İstenilen anda istenilen yoğunlukta bulunamayabilir. – Güneş enerjisinden yararlanmak için yapılması gereken düzeneklerin yatırım giderleri bugünkü teknolojik aşamada yüksektir. – Güneşten gelen enerji miktarı bizim isteğimize bağlı değildir ve kontrol edilemez. – Bir çok kullanım alanının, enerji arzı ile talebi arasındaki zaman farkı ile karşılaşılmaktadır. —- -Güneş enerjisinden elde edilen ışınım talebinin yoğun olduğu zamanlarda kullanılmak üzere depolanmasını gerektirir. Enerji depolaması ise birçok sorun yaratmaktadır. Güneş Enerjisinin Kullanım Alanları Güneş enerjisinin depolanabilmesi ve diğer enerji çeşitlerine dönüşebilmesi ısıl ,mekanik, kimyasal ve elektrik yöntemlerle olur. Isı depolama veya çevrimde: Özgül ısı kapasitesi yüksek ve kolay bulunur ucuz maddeler kullanılır.Su , yağ, çakıl taşı yatakları bunlar arasındadır. Mekanik depolamada güneşle çalıştırılan bir pompa yada kompresör tarafından basılan yüksek basınçlı akışkan, uygun bir ortamda toplanır. Kimyasal depolamada hidrat tuzlarından yararlanılır. Elektrik depolamada ise enerji depolaması bataryalarla (akü) yapılır. Güneş enerjisi bu çevrimlerle veya doğrudan : Kullanım suyu ısıtılması, yüzme havuzu ve limonluk ısıtılması ; kaynatma ve pişirme ; bitkisel ürünlerin kurutulması , su damıtılması , yapıların ısıtılması ve soğutulması (iklimlendirilmesi) ; soğutma, toplam enerji sistemleri ile ısı ve elektriğin birlikte üretilmesi ; sulama suyu pompalanması endüstriyel işlem ısısı üretilmesi , elektrik üretilmesi ve fotokimyasal ve fotosentetik çevrimlerin gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılır. Bu çevrimlerden en çok kullanılanlar sırasıyla; Güneş Enerjisinden Doğrudan Isı Enerjisi , Güneş Enerjisinden Doğrudan Elektrik Enerjisi , Güneş Enerjisinden Hidrojen Enerjisi, elde etmek şeklindedir.
Güneş Enerjisi Santrali Nedir?
Güneş enerjisi santrali nedir?, güneşten gelen sonsuz enerjiyi fotovoltaik modüllerin ve diğer bileşenlerin kurulumu ile elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. Güneş enerjisi santralleri hesap makinelerindeki sistemler gibidir fakat büyük ebatlarda güneş pilleri kullanılır. Fotovoltaik güneş pilleri, üzerine gelen güneş ışınlarını elektriğe çevirirler. Mevcut en temiz enerji üretim teknolojisi ve doğa dostu olan güneş enerjisi santrallerinde üretilen elektrik 10 yıl devlet garantili gelir sağlar. Aynı zamanda yapım – işletim maliyetleri ve verimli olması açısından da karlı bir enerji kaynağıdır. Güneş Enerji Santrallerinin Ana Bileşenleri Aşağıdaki Gibidir; Fotovoltaik (PV) Panel: Yarı iletken PV hücrelerin panel üzerinde birleştirilerek, gelen güneş ışınlarından doğru akım elektrik üretilmesini sağlar. İnvertör: PV panellerin ürettiği doğru akım elektriğini, şebeke elektriğine çevirir. Panel Taşıyıcı Sistemi: PV panel taşıyıcı sistemleri ve montaj aparatlarından oluşur. BOS (Balance of System): Güneş Enerjisi santrallerinin Modül, İnverter ve konstrüksiyon dışındaki kısmı BOS (Balance of System) olarak adlandırılır. Altyapı, AG – OG Kablo, Konnektör, Paralelleme Panoları, Şalt Ekipmanları, Alçak Gerilim Pano ve Salt, Trafo Postası, Orta / Yüksek Gerilim Pano ve Salt, İnşaat İşleri, Tel Çitler, Aydınlatma, Kamera Sistemleri kısımlardan oluşur. Güneş enerjisi santrali çalışma prensibi, üzerine ışık düşen malzemelerde gerçekleşen elektron hareketi yani fotovoltaik etki ilkesine dayanır. Fotovoltaik piller, üzerine düşen güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren yarı iletken malzemelerden oluşan düzenlerdir. İstenen güçte elektrik enerjisi üretimini sağlamak, merkezi şebekeye bağlı elektrik üretim sistemi ile mümkündür. Öncelikle üretilmek istenen enerji miktarı tespit edilir. Güneş ışınlarının fotovoltaik modüller üzerine temas etmesi ile DC elektrik enerjisi üretilir. Üretilen enerji, merkezi şebekeye bağlanabilen ve yüksek çevrim gücü olan invertörler aracılığı ile merkezi şebeke sistemine bağlanır. Böylelikle üretilen enerji doğrudan şebeke sistemine gönderilmiş olur. Güneş enerjisi santralleri ile elektrik üretimi; kolay kurulum avantajının yanı sıra, uzun ömürlü, çevreci ve düşük işletme maliyeti avantajları ile kullanım kolaylığı sunan enerji üretim şeklidir. Güneşten elde edilen enerji aynı zamanda sürdürülebilir enerji özellik taşımaktadır. Yapılan analizler, güneş enerjisine yapılan yatırımın tarımdan daha kârlı olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin iklim şartlarının oldukça elverişli olması ve diğer enerji yatırımlarına oranla güneş enerjisi santrallerinin fiyat avantajının olması, güneş enerjisi yatırımlarına olan ilgiyi gün geçtikçe arttırmaktadır. Güneş enerji santrali kurmak için birçok malzeme kullanılmakta olup, güneş enerjisi santrali yatırım maliyeti de kullanılacak malzemeye göre çeşitlilik göstermektedir. GES Kurulum maliyetleri, zeminin özellikleri, yöresel olarak kar ve rüzgar yükü gibi faktörlerin değişkenlik göstermesi, arazinin eğimlerinin değişkenliği, kullanılan ekipmanlar ve tasarım durumuna göre her saha için farklılık gösteren bir konudur. Güneş enerjisi santral yatırımları için finansman seçeneklerinin yanı sıra, devletin de çok ciddi teşvikleri vardır. GES yatırımları, diğer yenilebilir enerji kaynaklarına nazaran özel bir devlet teşviği almaktadır. Üretilen her MWh başına, 133 USD devlet garantili üretim bedeli alınabilen güneş enerjisi santrallerinde, yatırım maliyetleri de azalmaktadır.
GES Sistemi Nedir?
Güneş enerjisi sistem fiyatı/maliyeti en düşük sistemler olduğundan günümüzde tercih edilen yenilebilir enerji kaynaklarının başında gelmektedir. Ayrıca güneş enerjisi sistemleri sınırsız, temiz, depolaması kolaydır. Trafik ışıklarından fabrika çatılarına kadar GES sistemini bir çok alandan görmeniz mümkündür. GES Açılımı Nedir? GES’in açılımı güneş enerjisi santralidir. İngilizcesi SPP Solar Power Plant olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Güneş Enerjisi Santrali GES teşvikleri Nelerdir?
Ülkemizde güneş enerji santralleri konusunda son yıllarda teknolojik gelişmelere paralel olarak farkındalık oluştuğu gözleniyor… Ülkemizin dünya coğrafyasında yıl boyunca en iyi güneş alan konumda bulunan ülkelerden biri olması güneş enerjisinden çok daha fazla istifade edebilme şansını beraberinde getiriyor. Bu konuda ülkemizde yapılan uygulamalar son yıllarda hız kazanmaya başladı. Ülkemizde yerli ve yabancı birçok enerji sektöründe GES güneş Enerji Sistemleri konusunda gelişmeler kaydedildiği gözlenmekte… Güneş Enerji Sistemleri sektöründe büyüme adına büyük adımların atıldığı son birkaç yılda yüksek maliyet gerektiren bu sistemlerin maliyetini karşılayacak büyük firmalar bu konuda çeşitli çalışmalar yapmaya başladılar. Örneğin uluslar arasında güneş enerjisi konusunda çalışmalar yapan GÜNDER Güneş Enerjisi Derneği ülkemizde Öncelikle 100 bin çatıda güneş panelleri yardımıyla elektrik üretimi projesini hayata geçirmek için çeşitleri çalışmalara başlamış durumda… Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen etkinlikte planlanan çatı panelleri uygulamalarının önünde ne çeşit engellerin olabileceği konusunda çeşitli tartışmalar yapıldı. Problemler ortaya çıkartıldıktan sonra çözüm yolları ile ilgili çeşitli İhtisas gruplar tarafından GES sistemi derinlemesine masaya yatırıldı. Türkiye’de Güneş Enerjisi Santrali GES teşvikleri Nelerdir? Ülkemizde bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimcilerin desteklenmesi amacıyla yatırım teşvik belgesi lisanslar izinler alındıktan sonra ilgili kanun hükümlerine göre teşvik belgesinde KDV muafiyeti ve gümrük vergisi muafiyeti verilmektedir. Ayrıca devletin güneş enerjisinden elde edilen enerji satın alma garantisi vermesi teşvikler arasındadır. devlet üretilen elektriğin her KiloWatt değeri için 13.3 cent ödeme yapmaktadır. Yatırımın tamamen yerli üretimle karşılanması durumunda ek yardımlar sağlanmaktaydi ama 23 .10.2016 tarihinde lisanssız elektrik yönetmeliği tekrar değişti ve yerli ürüne teşvik kalktı. Devlet çatılar ve küçük sistemleri özendiriyor, özellikle çatı ges leri teşvik ediliyor. GES Donanımları ve Maliyet Güneş enerjisi sistemleri birçok donanımdan meydana gelmektedir. Güneş panelleri, elektrik sigortaları, akü sistemleri Off Grid sistemleri invertör sistemleri bu alanda yapıtaşı donanımlardır. Her bir donanımın ülkemizde üretilmeye başlanması ve üretime hız kazandırılması ile ülke çapında güneş enerjisinden son derece verimli bir şekilde istifade edilebilir. Dünyanın kirlenmesine neden olan karbon salınımının da önüne geçecek olan GES projeleri ile yenilenebilir enerji kaynakları yeşil enerji boyutuna kayacak. Ömür boyu kesintisiz ve bedava enerji elde etme imkanına kavuşacak olan evler fabrikalar ve tüm kuruluşlar, enerjide dışa bağımlılıktan tamamen kurtulabilecek. Destek olarak çok rüzgar alan bölgelerde halihazırda rüzgar enerjisinden istifade edilebilmektedir. Özellikle şehir şebekelerinin ulaşamadığı noktalardaki enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılabilecek güneş enerji sistemleri ile her bina birer elektrik üretim tesisine dönüştürülebilir. GES Maliyetleri Belirlenen enerji ihtiyacına göre farklılıklar gösteren maliyetleri incelediğinizde ilk bakışta oldukça pahalı bulabileceğiniz bu sistemlerin birkaç yıl içinde kendi kendilerini amorti edecek ve daha sonraki yıllarda sınırsız bedava elektrik enerjisi verecek kaynaklar olması, bu alanın cazibesini arttırmaktadır. Akü kullanılmayan güneş enerji sistemlerine ihtiyaç duyan kuruluşların maliyeti çok daha az olmaktadır. 36 derece- 42 derece enlemlerde bulunan ülkemizdeki hesaplanan güneş enerji potansiyeline bakıldığında metrekare başına 3.6 kWh enerji elde etmek mümkün olabilmektedir. Bu değer muazzam bir değer olup, günlük ortalama 7 saat güneş alan coğrafyamızda yılda 380 milyar kWh enerji üretilebilir olması, enerjide dışa bağımlılığı tamamen yok edecek bir enerji gücü sunacaktır. Türkiye’de Güneş Enerjisi  36-42 Derece Kuzey enlemlerinde bulunan Türkiye, konum itibari ile güneşli bir konumdadır. Türkiye’de yıllık güneşlenme süresi 2640 saattir. Bu değere bakıldığında metrekare başına 1.311 KW-Saat enerji potansiyelinin olduğu görülmektedir. Buna göre Güneydoğu Anadolu bölgemizde yıl boyunca 2993 saat Akdeniz bölgemizde 2956 saat Doğu Anadolu bölgemizde 2664 saat İç Anadolu bölgemizde 2628 saat Ege Bölgesi’nde 2738 saat Marmara’da 2409 saat Karadeniz bölgemizde ise 1971 saat yıllık güneşlenme süresi vardır. Bu verilerin ışığında en düşük metrekare toplam güneş enerjisi Karadeniz bölgemizde metrekareye 1120 kilovatsaat en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgemizde yıllık Metrekare başına 1460 kilovatsaat enerji potansiyelinin olduğu görülmektedir. Ülke genelinde güneş parkları için çok uygun araziler bulunmaktadır. Bu avantaj, Türkiye’nin enerji politikalarında ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinde, yurt içi elektrik üretim kaynaklarının arttırılmasında kullanılabilir. Türkiye’de üniversitelerde bu alanda çok çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Akdeniz Üniversitesinde “Akdeniz Üniversitesi Sıfır Emisyon Kampus Stratejisi” isimli projenin bir ayağı da güneş enerjisi alanına ayrılmıştır. “Güneş ve Rüzgâr Enerjisi Kullanımını Araştırma Geliştirme Ve Uygulama Merkezi” Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından kurulacaktır. “Güneş Enerjisi ile Damla Sulama Projesi” ise Dicle Üniversitesine ait bir projedir. Bu proje Ziraat fakültesinde uygulanmıştır. Bu konuda Ege üniversitesi de yoğun çalışmalar yapmaktadır. Gazi üniversitesi, Hacettepe Üniversite, Fırat Üniversitesi de bu alanda yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. 30 MW Yerli Güneş Paneli GTC Solar firmasına ait ve TÜV onayına sahip. Ülkemizde Son Durum EPDK yetkilileri Güneş enerjisi alanında elektrik üretimi için başvuruda bulunan girişimci firmalara son derece yapıcı ve olumlu yaklaşıyorlar. Lisanssız Yönetmelik tebliğ değişikliği 23-Mart 2016 tarihinde Resmi gazetede yayınlandı. Ayrıca Sevindirici bir haber olarak 19 Ocak 2015 tarihinde küçük güneş elektriği üretecek kurumların daha az bürokrasi işlemlerine maruz kalmasına yönelik olarak TEDAŞ tarafından gerekli çalışmaların yapılarak ilgili kuruma gönderildiği belirtiliyor. Belirlenen sınırın 30 KW değil 50 KW olacağı yönünde tahminler var. Bereket Enerji Grubu güneş paneli üretimine başlayan yerli firmalardan biri… Denizli Organize Sanayi Bölgesinde faaliyete giren 150 Mega Watt kapasiteli güneş paneli fabrikası, güneş enerjisini oluşturan donanımların yerli malları olması konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. Bereket Grubu bu yılın başında güneş hücresi ve Wafer gibi elemanların seri üretimini de üstlenecek. Neden Güneş Enerjisine Yönelmeliyiz Yeşil enerji alanında en temiz enerji kaynağı güneş enerjisidir. Gün boyu elektrik üreten bu sistemlerin ��rettiği enerji, akülere doldurularak gece boyunca da kesintisiz elektrik enerjisi sunabilmektedir. Özellikle şehir şebekeleri ile bağlantısı bulunmayan önemli konumlar( petrol istasyonları, fabrikalar, adalarda kurulan büyük üretim merkezleri işletmeler) için en iyi çözüm olan güneş enerji sistemlerine yönelmek hem temiz hem de kesintisiz enerji elde etmek için gereklidir. Bilim ve teknolojinin geliştiği bu çağda  evrendeki en büyük enerji kaynağı olan güneşten istifade etmek artık çağımızın bir gerekliliği haline geldi. Fosil yakıtlardan elde edilen enerji kaynakları Sanayi Devrimi’nin başladığı yüzyıllar öncesinden beri kullanılmakta ve oluşan atıklar dünyanın dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Doğaya salınan zararlı atık gazların ve maddelerin dönüşümde rol oynamaması sebebiyle hava kirliliği küresel ısınma gibi global sorunlar ortaya çıkmakta ve bu durum yeni enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılmaktadır.
Dünyada Güneş Enerjisi Teşvikleri
Dünyada güneş enerjisi alanında yatırım yapmak isteyen girişimciler için çok büyük kolaylıklar sağlanmaya başlanmıştır. Yapılan istatistiklere bakıldığında fotovoltaik güneş enerji sistemlerinin 2025 yılında maliyetlerinin 1/20 oranında azalacağı görülmektedir. Bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimciler için bütün dünyada teşvikler verilmektedir. İspanya Amerika Almanya ve Japonya dünya genelinde güneş enerjisi Kurulu’nun yüzde doksanını elinde tutmaktadır. Karbon salınımlarının önüne geçmek ve fosil yakıtlarının zararlarının önüne geçmek amacıyla yenilenebilen enerji kaynaklarına dayalı enerji üretmek isteyen girişimcilerin desteklenmesi  tüm dünyanın gündemindedir. Avusturya’da yatırım teşviki ve minimum fiyatı teşviki verilmekte Belçika’da yatırım teşviki vergi indirimi ve İhale imkanı sunulmakta, Danimarka’da minimum fiyat teşviki yapılmakta Yunanistan’da devlet yatırım teşviki vermekte İtalya’da sertifika, devlet yatırım teşviki ve minimum fiyat uygulaması ile girişimciler desteklenmektedir. Üretilen enerjinin alım garantisini veren ülkeler arasında Avusturya Kıbrıs Fransa Almanya Yunanistan Macaristan İrlanda İtalya Litvanya Lüksemburg Hollanda Portekiz, Türkiye gibi ülkeler vardır. Yatırımcıların için kapılar ardına kadar açılmıştır. Tüm dünyanın yenilenebilir enerji kaynakları arasında en temiz ve kolay olan sistemi GES güneş enerji sistemleridir. Read the full article
0 notes
aynur-dogan · 7 years ago
Text
Biyodizel Nedir?
Tumblr media
Biyodizel Nedir?
Tumblr media
      Yağlı tohum bitkilerinden elde edilmiş bitkisel yağların ya da hayvansal yağların alkolle karıştırılmasıyla elde edilmiş bir yakıt türü olan biyodizelin içinde petrol yoktur. Fakat petrol kökenli dizelle karıştırılarak yakıt olarak kullanılabilir. Biyodizel verim bakımından mazota yakın, performans konusundaysa mazotla aynıdır. Gelişmiş ülkelerde üretim ve tüketimi günden güne artmaktadır. Pek fazlaca ülke biyodizelden vergi almaz. Kullanımını teşvik eder. Biyodizel nerelerde kullanılır? Taşıt yakıtı olarak kullanılmasının yanı sıra ısınma ve havacılık sanayinde de kullanılır. Üreteç ve kalorifer yakıtı olarak da kullanılabilir. Bu alanların yanı sıra yer altı madenciliğinde de kullanımı tavsiye edilir. Biyodizeli  hususi kılan nedir? Yerli yenilebilir bir yakıttır. Sınırı olan ve tükenebilen enerji kaynaklarına alternatiftir. Ayçiçek, soya şeklinde yağlı tohumlardan yapım edildiğinden enerji tarımının gelişmesini sağlar. Üretiminin yaygınlaşması halinde ziraat üreticilerinin sosyo ekonomik durumunda iyileşme gerçekleşir. Biyodizel üretimi, istihdam yaratır.  Köyden kente göçü önlemeye destek sağlar. Ülke ekonomisine katkı sağlar. Enerjide dışa bağımlılığın önüne geçer. İnsan sağlığına kast etmez. Cemiyet sağlığına yönelik riskleri yok denecek kadar azdır. Çevre kirliliğine sebep olmaması mühim bir albeni nedenidir. Biyodizel bitkisel kaynaklı olduğundan çevreye zarar vermez. Küresel ısınmanın müsebbibi olan sera tesirini artırmaz. Havayı ve suyu kirletmez. Biyodizelin tabiatta bozulma özelliği şekerin doğada bozulma özelliğiyle paraleldir. Suda 28 gün içinde ortalama %95'i çözülür. Dizelinse çözülen miktarının % 40'larda gerçekleştiği anımsanacak olursa biyodizelin masumluğu daha iyi anlaşılır. Ek olarak biyodizeldeki kükürt miktarı dizelden fazlaca daha azdır. Bu çarpıcı tablo ABD şeklinde bazı ülkelerin göl benzeri sulak alanlarda biyodizel kullanımını mecburi hale getirmesine niçin olmuştur. Biyodizelin muhteviyatında kükürt olmadığından kükürt dioksit emisyonu olmaz. Bunun anlamı şudur, kanser yapıcı tesiri % 90 şeklinde fazlaca ciddi bir oranda azalır. Asit yağmurlarına yol açan kükürt bileşenleri biyodizelde bulunmaz. Biyodizelin ozon tabakasına yönelik tahribat oranı dizele oranla yarı yarıyadır. Karbonmonoksit salınımı dizele oranla biyodizelde % 48 daha azca olarak gerçekleşir. Sülfür emisyonu saf biyodizelde tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Taşınması, depolanması ve kullanılması dizelden daha güvenlidir.  
Tumblr media
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN ve IZLESIN. Read the full article
0 notes
fenrees · 4 years ago
Text
Arsenik Nedir?
Arsenik elementinin sembolü “As” ve atom numarası 33’tür. Periyodik tablonun 33. sırasında yer alan arsenik, kükürt ve metallerin bir arada yer aldığı birçok mineralde, saf halde yer almaktadır. Arsenik elementi, saf element kristali halindedir ve metaloid özelliğe sahiptir. Gri form endüstrisine uygun olan arsenik, birden fazla allotropa sahiptir. Arsenik elementinin birincil kullanım alanı, kurşun alaşımlarının yer aldığı materyallerdir. Araba aküsü ve mühimmatlar, bu alaşımlara örnektir. Yarı iletken elektronik aygıtlar için “n” tipi dopant özelliğindedir optoelektronik bileşik ve galyum arsenit, katkılı silikonun ardından en fazla tercih edilen yarı iletken hükmündedir. Arsenik Nedir konusuna kısaca değindik. Şimdi biraz daha detaya ineceğiz.
Arsenik Özellikleri Nelerdir?
Arsenik elementi fiziksel görünümü, gri, siyah ve sarı renklere sahiptir. Arsenik elementinin en yaygın 3 arsenik allatropu, gri, siyah ve sarı görünümündedir. En yaygın arsenik görünümü, gri renktedir. Birden fazla halkanın birleşiminden oluşan arsenik yapısı, birbirine kilitlenmiş dalgalı altı elemandan meydana gelmektedir. İki katmanlı yapıdadır ve katmanlar arasındaki bağlantı zayıflığı sebebiyle, gri arsenikler diğerlerine kıyasla daha kırılgan yapıya sahiptir. Çift katman yapısında yer alan 3 atomu, sıradaki üç atomdan daha yakın şekilde dizilmiştir. Sıradan giden en yakın komşular, çarpık oktahedral kompleks sistemini oluşturmaktadır. 5.73 g/cm3 yoğunluktaki sistemi, yakın paketleme sebebiyle maksimum yoğunluk oluşturmaktadır. Yapıda yer alan gri arsenik, semimetal özellikte olsa da amorfize edilmesi durumunda 1.2 – 1.4 eV bant aralığına dahil olarak, yarı iletken pozisyona geçmektedir. Sarı arsenik, kolayca şekil değiştirebilir ve yumuşak yapıdadır. Sarı arsenik yapısı, tetrafosforla benzerlik göstermektedir. Gri arsenik ise en stabil yapıdadır ve her iki arsenik de kolay bağlantı kurması için 4 yüzlü yapıdadır. Gri ve sarı arsenik, 3 atoma tek bağlantıyla sabitlenebilen 4 atoma sahiptir.
Pedagoji ne demek? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Arsenik İzotopları
Arsenik elementinin izotopları, doğada kararlı tek izotoptan oluşan, monoisotopik yapıya sahiptir. 2003 yılında yapılan inceleme sonucunda, 60 ila 92 aralığında değişiklik gösteren atom kütlesine erişilmiş ve değişken 33 radyoizotop ile karşılaşılmıştır. 80 – 30 arası yarı ömrü bulunan izotopları, elde edilen atom kütlesi arasında en kararlısı olarak değerlendirilmiştir. Kararlı arsenikten daha düşük kütleye sahip olan arsenikler pozitif (+) yönlü bozulma eğiliminde bulunurken, daha ağır kütledeki arsenikler negatif (-) yönlü bozulma eğilimi göstermektedir. Arsenik elementi için atom kütlesi 66 ila 84 aralığında değişiklik gösteren, minimum 10 adet nükleer izomer tespit edilmiş ve kayıtlara geçirilmiştir. Arsenik izomerleri arasında en fazla kararlılık göstereni, 111 saniyelik yarı ömrü ile 68mAs elementidir.
Arsenik Kimyası
Arsenik elementinin kimyası, türdeşleri arasında daha hafif yapıda olan fosfor ile benzerlik göstermektedir. Fosfor ile benzer elektronegativite ve iyonlaşma enerjisini barındıran arsenik, ametaller içerisinde kolaylıkla kovalent moleküler bağ kurmaktadır. Kuru havada kaldığında stabil yapısını korusa da nemli hava ve buhara maruz kaldığında, bronz rengi ile altın rengi arasında lekeler oluşturmaktadır. Oluşturduğu lekeler, zaman içerisinde siyahlaşmakta ve yüzey tabakası oluşturmaktadır.
Hava ortamında ısıtıldığında, arsenik trioksitlere yükseltgenmekte ve reaksiyon oluşturmaktadır. Reaksiyon sonucunda oluşan dumanlar, sarımsak benzeri koku yayar. Ortaya çıkan kokunun tespit edilmesi için arsenoporit ve asenür minerallerine çekiçle vurulması sonucunda anlaşılmaktadır. Fosfor bileşenleriyle aynı yapıya sahip olan arsenik, oksijenle temas ettiğinde yanmaktadır. Arsenik trioksit ile arsenik pentoksitini oluşturmak için oksijenle temasında yanmaktadır. Arsenik pentaflorürü oluşması için de florinde yanma göstermektedir. Belli başlı arsenik bileşenleri ve arsenik elementi, atmosfer basıncıyla temas etmesi durumunda, 887 K (614 Santigrat Derece) süblimine olmaktadır. Arsenik kimyası, süblimine olması durumunda, araya karışan sıvı hallere geçiş yapmadan, doğrudan gaz halini almaktadır.
Arsenik Element Bileşikleri
Arsenik bileşikleri, periyodik tablo üzerinde aynı gruba mensup olan fosfor elementiyle benzerlik göstermektedir. Oksidasyon durumlarında yaygın benzerlik gösteren arsenik, alaşım ve metaller arası bileşik ve arsenürde yer alan arsenik oranı -3, arsenitler için +3, arsenatlar ve birçok organoarsenik bileşikler için +5 değerine sahiptir. Skutterudit mineralinde yer alan As3-/4 iyonlarının meydana getirdiği tablodan anlaşıldığı gibi, kendi arasında da bağ kurabilen bileşik türüdür. +3 oksidasyon oluşması durumunda, arsenik elementi sadece elektron çiftinin etkisini barındırmakta ve tipik piramidal görüntü oluşturmaktadır.
Parapsikoloji nedir? Hakkında detaylar yazımızdadır.
Arsenik İnorganik Bileşikleri
İnorganik arsenik bileşikleri arasındaki en basit tür, arsenik trihidat olarak belirlenmiştir. Oldukça zehirli olan Arsin (ASH3) bileşeni, yanıcı türde piroforik özelliğe sahiptir. Genellikle kararlı yapıdaki bileşik, oda sıcaklığına geldiğinde yavaş şekilde ayrıştırılmaktadır. Sıcaklık seviyesi 250 derece ila 300 derece aralığında olduğunda, arsenik ve hidrojen ayrışması hız kazanır. Işık, nem ve alüminyum gibi belli başlı katalizörler sonrasında, ayrışım hızı artmaktadır. Su ve arsenik trioksit oluşumunda, arsenik yapısı hava ile temas etmekte ve kolaylıkla okside olmaktadır. Okside haliyle benzerlik gösteren reaksiyonlar, selenyum ve kükürt üzerinden meydana gelmektedir. Su içerisinde kolay ve hızlıca çözülen arsenik formları, renksiz ve kokusuz yapıdadır. Çözülmesi esnasında renksiz, kristal ve kokusuz As2O3 ve As2O5 higroskopik asit çözeltileri meydana getirmektedir. Zayıf asidik yapıdaki arsenik, yeraltı suyundaki arsenik kirliliğinin sebebi sayılmakta ve birçok insanı etkilemektedir. Sentetik arsenat yapısı, Scheelenin yeşili, kurşun hidrojen arsenatı ve kalsiyum arsenatı içerisinde barındırmaktadır. Belirtilen 3 ayrı arsenik bileşikleri, tarım ilaçlarında, zehirlerde ve böcek ilaçlarında etkili olarak kullanılmaktadır. Arsenik asit ile arsenik arasında meydana gelen protonasyon özellikleri, fosforik asit ve fosfat arasındaki farklarla benzer özelliklere sahiptir.
Arsenik İle İlgili Video Anlatım
youtube
Arsenik Alaşımları
Arsenik elementinin alaşımları, 5 element halinde sıralanmaktadır. III – V yarı iletken sayılan gallium arsenit, indiyum arsenit ve alüminyum arsenit olarak sıralanan alaşımlar, 5 element niteliğindedir. GaAs üzerinden belirtilen değerlik elektron miktarıyla, bir çift Si atom sayısı aynı ölçülere sahiptir. İki elektronun bant yapısı, birbiriyle tamamen farklılık göstermektedir. Bant yapılarının farklılığı, kütle yapısındaki çeşitliliklere yol açmaktadır. Farklı kategorideki arsenik alaşımları için II – V arasında yarı iletken arsenit yapısı ele alınmaktadır.
Arsenik Organoarsenik Bileşikler
Organoarsenik bileşik yapısı, birden çok çeşide sahiptir. I. Dünya Savaşı süresince, kimyasal silah ajanı olarak belirtilen organoarsenik bileşikler, savaş sonrasında da kimyasal silahlarda kullanılmak üzere geliştirilmeye devam etmiştir. Deride kabarcık oluşumuna yol açan lewisite ve kusmaya sebep olan adamzit, kimyasal silah ajanlarına birer örnektir. Tarih boyunca ilgi konusu olan arsenik alaşımları ve bileşiklerinden biri olan Kakodilic asit, fosfor elementinde analog yapısı bulunmayan trioksitin metilasyonu sonucunda elde edilmektedir. Çevreye rahatsızlık veren kokusu sebebiyle, kokdil adıyla anılmaya başlanmıştır.
Arsenik Biyolojik Etkileri Esansiyel İz Element Özelliği
Arsenik biyolojik etkileri ele alındığında, tavuk, keçi ve hamster gibi hayvanlar üzerinde, esansiyel ize sebep olduğu kanısına varılmıştır. Esansiyel iz oluşturan elemen yapısına dair kanıtlar elde edilse de esansiyel fonksiyonu hakkında, gözle görülür bir mekanizmaya ulaşılamamıştır. Arsenik nedir konusunu detaylı incelemeye devam ediyoruz. Şimdi Arsenik zararları’na bakalım.
Arsenik Zehirlenmesi Nedir?
Arsenik zehirlenmesi, arsenik bileşiklerinin insan vücudundaki dokuları ve temel fonksiyonları etkilemesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tarım ilaçları, böcek ilaçları ve benzer tüm zehirlerde yer alan arsenik, solunum yoluyla ve yutma yoluyla kişileri zehirlemektedir. Kanser ilaçları, boyalar, seramikler ve fare zehri gibi birçok ürünün temelinde, arsenik bileşeni yer almaktadır. Arsenik zehirlenmesi, bu türden maddelerin ağız ya da solunum yoluyla alınması durumunda kendini göstermekte ve ölümcül reaksiyonlar göstermektedir.
Ayrıca siber saldırı bilgilerini inceleyebilirsiniz.
Arsenik Nedir başlıklı içeriğimiz hakkında yorumlarınızı bekliyoruz.
Kaynak: https://www.zovovo.com/arsenik-nedir/
0 notes
bilgiharitasi-blog · 7 years ago
Text
Güneş Enerjisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Tumblr media
Güneş Enerjisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Güneş ve çevresinde dolanan gezegenlerden oluşan güneş sistemi dünya için, temel bir enerji kaynağıdır. Özellikle, dünyada yaşayan canlılar için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bugün kullanılan çeşitli enerji kaynaklarının büyük kısmı, güneşin sebep olduğu olaylar sonucu ortaya çıkar. Günlük güneş enerjisi ile dünya aydınlatılabilmekte; yağışlar ile su döngüsü sağlanabilmekte ve en önemlisi de, fotosentez ile canlı yaşam sürdürülebilmektedir. Hayati önemdeki bu yıldızın endüstriyel manada enerji üretimi de mümkündür. Güneş yarıçapı 700.000 km (dünya yarıçapının yaklaşık 109 katı),kütlesi 2×1030 kg (dünya kütlesinin yaklaşık 330.000 katı)olan bir yıldızdır. Güneş kendi ekseni çevresinde dönmektedir. Bu dönüş, güneş ekvator bölgesinde 24 günde, kutup bölgelerinde de 30 günde olmaktadır.Güneşin merkezinde, temelde hidrojen çekirdeklerinin kaynaşmasıyla füzyon reaksiyonu meydana gelir. Güneşin merkezinde ve yaklaşık 15-16 milyon derecedir. Güneşin yaklaşık % 90’ı hidrojendir. Güneşin korunda hidrojen çekirdekleri füzyon yaparak helyum çekirdekleri oluşmakta ve bu tepkimeler sonucu büyük bir enerji ortaya çıkmaktadır. Güneşin toplam ışıması 3.8×1026 J/saniye olduğundan, güneşte bir saniyede yaklaşık 600 milyon ton proton, yani hidrojen tüketilmektedir.  
Tumblr media
Bu sayı ilk bakışta ürkütücü gibi gelse de, güneşin kütlesi ve bu kütlenin %90’ına yakın kısmının protonlar olduğu düşünülürse, güneşteki hidrojen yakıtının tüketilmesi için daha, yaklaşık 5 milyar yıllık bir süre olduğu ortaya çıkar. Bu yönüyle güneş, insanlık için tükenmez bir enerji kaynağıdır. Dünyaya ulaşan güneş enerjisi, güneşin daha serin (yaklaşık 6000K) ve birkaç yüz kilometrelik dar bir bölgesinden gelmektedir. Bu bölge, düşük yoğunlukta (yaklaşık deniz yüzeyindeki hava yoğunluğunun 10-4 katı) iyonlanmış gazlardan oluşur ve görünür ışığı pek geçirmeyen bir bölgedir. Bu bölgedeki atomlar, sıcaklıklarıyla orantılı olarak ışıma yaparlar ve böylece bu bölgenin ışımasına yol açarlar. Dünya, güneşten yaklaşık 150 milyon km. uzakta bulunmaktadır. Dünya hem kendi çevresinde dönmekte, hem de güneş çevresinde eliptik bir yörüngede dönmektedir. Bu yönüyle, dünyaya güneşten gelen enerji hem günlük olarak değişmekte, hem de yıl boyunca değişmektedir. İlave olarak, Dünyanın kendi çevresindeki dönüş ekseni, güneş çevresindeki dolanma yörüngesi düzlemiyle 23.5 lik bir açı yaptığından, yeryüzüne düşen güneş şiddeti yörünge boyunca (yıl boyunca) değişmekte ve mevsimler de böylece oluşmaktadır. Dünyaya, güneşten saniyede, yaklaşık 4×1026 J’lük enerji, ışınımlarla gelmektedir. Güneşin saldığı toplam enerji göz önüne alındığında bu çok küçük bir kesirdir; ancak bu tutar Dünyada insanoğlunun bugün için kullandığı toplam enerjinin 15-16 bin katıdır. Dünyaya gelen güneş enerjisi çeşitli dalga boylarındaki ışınımlardan oluşur ve güneş-dünya arasını yaklaşık 8 dakikada aşarak dünyaya ulaşır.(ışınımlar saniyede 300.000 km’lik bir hızla, yani ışık hızıyla yol alırlar.) Dünyanın dışına, yani havakürenin (atmosfer) dışına güneş ışınlarına dik bir metrekare alana gelen güneş enerjisi, Güneş Değişmezi (S) olarak adlandırılır ve bunun değeri S=1373 W/m2 dir. Bu değer, tanım gereği, yıl boyunca değişmez alınabilir. Çünkü her zaman, gelen güneş ışınlarına dik yüzey göz önüne alınmalıdır. Ancak, dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi bir çember olmayıp bir elips olduğundan, yıl boyunca bu değerde %3.3 ‘lük bir değişim söz konusudur. Yeryüzüne bu enerjinin soğurma ve yansıma olaylarından dolayı 832 W/m2 lik kısmı ulaşır. Güneş Enerjisinin Üstünlükleri ve Dezavantajları Güneş enerjisinin üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir: – Güneş enerjisi tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. – Güneş enerjisi, arı bir enerji türüdür. Gaz, duman, toz, karbon veya kükürt gibi zararlı maddeleri yoktur. – Güneş, tüm dünya ülkelerinin yararlanabileceği bir enerji kaynağıdır. Bu sayede ülkelerin enerji açısından bağımlılıkları ortadan kalkacaktır. – Güneş enerjisinin bir diğer özelliği, hiçbir ulaştırma harcaması olmaksızın her yerde sağlanabilmesidir. – Güneşi az veya çok gören yerlerde biraz verim farkı olmakla birlikte, dağların tepelerinde vadiler ya da ovalarda da bu enerjiden yararlanmak mümkündür. – Güneş enerjisi doğabilecek her türlü bunalımın etkisi dışındadır. Örneğin, ulaşım şebekelerinde yapacakları bir değişiklik bu enerji tümünü etkilemeyecektir. – Güneş enerjisi hiçbir karmaşık teknoloji gerektirmemektedir. Hemen hemen bütün ülkeler, yerel sanayi kuruluşları sayesinde bu enerjiden kolaylıkla yararlanabilirler. Bugünkü bu enerjinin karşılaştığı sorunlar ise şöyledir: – Güneş enerjisinin yoğunluğu azdır ve sürekli değildir. İstenilen anda istenilen yoğunlukta bulunamayabilir. – Güneş enerjisinden yararlanmak için yapılması gereken düzeneklerin yatırım giderleri bugünkü teknolojik aşamada yüksektir. – Güneşten gelen enerji miktarı bizim isteğimize bağlı değildir ve kontrol edilemez. – Bir çok kullanım alanının, enerji arzı ile talebi arasındaki zaman farkı ile karşılaşılmaktadır. —- -Güneş enerjisinden elde edilen ışınım talebinin yoğun olduğu zamanlarda kullanılmak üzere depolanmasını gerektirir. Enerji depolaması ise birçok sorun yaratmaktadır. Güneş Enerjisinin Kullanım Alanları Güneş enerjisinin depolanabilmesi ve diğer enerji çeşitlerine dönüşebilmesi ısıl ,mekanik, kimyasal ve elektrik yöntemlerle olur. Isı depolama veya çevrimde: Özgül ısı kapasitesi yüksek ve kolay bulunur ucuz maddeler kullanılır.Su , yağ, çakıl taşı yatakları bunlar arasındadır. Mekanik depolamada güneşle çalıştırılan bir pompa yada kompresör tarafından basılan yüksek basınçlı akışkan, uygun bir ortamda toplanır. Kimyasal depolamada hidrat tuzlarından yararlanılır. Elektrik depolamada ise enerji depolaması bataryalarla (akü) yapılır. Güneş enerjisi bu çevrimlerle veya doğrudan : Kullanım suyu ısıtılması, yüzme havuzu ve limonluk ısıtılması ; kaynatma ve pişirme ; bitkisel ürünlerin kurutulması , su damıtılması , yapıların ıs��tılması ve soğutulması (iklimlendirilmesi) ; soğutma, toplam enerji sistemleri ile ısı ve elektriğin birlikte üretilmesi ; sulama suyu pompalanması endüstriyel işlem ısısı üretilmesi , elektrik üretilmesi ve fotokimyasal ve fotosentetik çevrimlerin gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılır. Bu çevrimlerden en çok kullanılanlar sırasıyla; Güneş Enerjisinden Doğrudan Isı Enerjisi , Güneş Enerjisinden Doğrudan Elektrik Enerjisi , Güneş Enerjisinden Hidrojen Enerjisi, elde etmek şeklindedir.
Güneş Enerjisi Santrali Nedir?
Güneş enerjisi santrali nedir?, güneşten gelen sonsuz enerjiyi fotovoltaik modüllerin ve diğer bileşenlerin kurulumu ile elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. Güneş enerjisi santralleri hesap makinelerindeki sistemler gibidir fakat büyük ebatlarda güneş pilleri kullanılır. Fotovoltaik güneş pilleri, üzerine gelen güneş ışınlarını elektriğe çevirirler. Mevcut en temiz enerji üretim teknolojisi ve doğa dostu olan güneş enerjisi santrallerinde üretilen elektrik 10 yıl devlet garantili gelir sağlar. Aynı zamanda yapım – işletim maliyetleri ve verimli olması açısından da karlı bir enerji kaynağıdır. Güneş Enerji Santrallerinin Ana Bileşenleri Aşağıdaki Gibidir; Fotovoltaik (PV) Panel: Yarı iletken PV hücrelerin panel üzerinde birleştirilerek, gelen güneş ışınlarından doğru akım elektrik üretilmesini sağlar. İnvertör: PV panellerin ürettiği doğru akım elektriğini, şebeke elektriğine çevirir. Panel Taşıyıcı Sistemi: PV panel taşıyıcı sistemleri ve montaj aparatlarından oluşur. BOS (Balance of System): Güneş Enerjisi santrallerinin Modül, İnverter ve konstrüksiyon dışındaki kısmı BOS (Balance of System) olarak adlandırılır. Altyapı, AG – OG Kablo, Konnektör, Paralelleme Panoları, Şalt Ekipmanları, Alçak Gerilim Pano ve Salt, Trafo Postası, Orta / Yüksek Gerilim Pano ve Salt, İnşaat İşleri, Tel Çitler, Aydınlatma, Kamera Sistemleri kısımlardan oluşur. Güneş enerjisi santrali çalışma prensibi, üzerine ışık düşen malzemelerde gerçekleşen elektron hareketi yani fotovoltaik etki ilkesine dayanır. Fotovoltaik piller, üzerine düşen güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren yarı iletken malzemelerden oluşan düzenlerdir. İstenen güçte elektrik enerjisi üretimini sağlamak, merkezi şebekeye bağlı elektrik üretim sistemi ile mümkündür. Öncelikle üretilmek istenen enerji miktarı tespit edilir. Güneş ışınlarının fotovoltaik modüller üzerine temas etmesi ile DC elektrik enerjisi üretilir. Üretilen enerji, merkezi şebekeye bağlanabilen ve yüksek çevrim gücü olan invertörler aracılığı ile merkezi şebeke sistemine bağlanır. Böylelikle üretilen enerji doğrudan şebeke sistemine gönderilmiş olur. Güneş enerjisi santralleri ile elektrik üretimi; kolay kurulum avantajının yanı sıra, uzun ömürlü, çevreci ve düşük işletme maliyeti avantajları ile kullanım kolaylığı sunan enerji üretim şeklidir. Güneşten elde edilen enerji aynı zamanda sürdürülebilir enerji özellik taşımaktadır. Yapılan analizler, güneş enerjisine yapılan yatırımın tarımdan daha kârlı olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin iklim şartlarının oldukça elverişli olması ve diğer enerji yatırımlarına oranla güneş enerjisi santrallerinin fiyat avantajının olması, güneş enerjisi yatırımlarına olan ilgiyi gün geçtikçe arttırmaktadır. Güneş enerji santrali kurmak için birçok malzeme kullanılmakta olup, güneş enerjisi santrali yatırım maliyeti de kullanılacak malzemeye göre çeşitlilik göstermektedir. GES Kurulum maliyetleri, zeminin özellikleri, yöresel olarak kar ve rüzgar yükü gibi faktörlerin değişkenlik göstermesi, arazinin eğimlerinin değişkenliği, kullanılan ekipmanlar ve tasarım durumuna göre her saha için farklılık gösteren bir konudur. Güneş enerjisi santral yatırımları için finansman seçeneklerinin yanı sıra, devletin de çok ciddi teşvikleri vardır. GES yatırımları, diğer yenilebilir enerji kaynaklarına nazaran özel bir devlet teşviği almaktadır. Üretilen her MWh başına, 133 USD devlet garantili üretim bedeli alınabilen güneş enerjisi santrallerinde, yatırım maliyetleri de azalmaktadır.
GES Sistemi Nedir?
Güneş enerjisi sistem fiyatı/maliyeti en düşük sistemler olduğundan günümüzde tercih edilen yenilebilir enerji kaynaklarının başında gelmektedir. Ayrıca güneş enerjisi sistemleri sınırsız, temiz, depolaması kolaydır. Trafik ışıklarından fabrika çatılarına kadar GES sistemini bir çok alandan görmeniz mümkündür. GES Açılımı Nedir? GES’in açılımı güneş enerjisi santralidir. İngilizcesi SPP Solar Power Plant olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Güneş Enerjisi Santrali GES teşvikleri Nelerdir?
Ülkemizde güneş enerji santralleri konusunda son yıllarda teknolojik gelişmelere paralel olarak farkındalık oluştuğu gözleniyor… Ülkemizin dünya coğrafyasında yıl boyunca en iyi güneş alan konumda bulunan ülkelerden biri olması güneş enerjisinden çok daha fazla istifade edebilme şansını beraberinde getiriyor. Bu konuda ülkemizde yapılan uygulamalar son yıllarda hız kazanmaya başladı. Ülkemizde yerli ve yabancı birçok enerji sektöründe GES güneş Enerji Sistemleri konusunda gelişmeler kaydedildiği gözlenmekte… Güneş Enerji Sistemleri sektöründe büyüme adına büyük adımların atıldığı son birkaç yılda yüksek maliyet gerektiren bu sistemlerin maliyetini karşılayacak büyük firmalar bu konuda çeşitli çalışmalar yapmaya başladılar. Örneğin uluslar arasında güneş enerjisi konusunda çalışmalar yapan GÜNDER Güneş Enerjisi Derneği ülkemizde Öncelikle 100 bin çatıda güneş panelleri yardımıyla elektrik üretimi projesini hayata geçirmek için çeşitleri çalışmalara başlamış durumda… Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen etkinlikte planlanan çatı panelleri uygulamalarının önünde ne çeşit engellerin olabileceği konusunda çeşitli tartışmalar yapıldı. Problemler ortaya çıkartıldıktan sonra çözüm yolları ile ilgili çeşitli İhtisas gruplar tarafından GES sistemi derinlemesine masaya yatırıldı. Türkiye’de Güneş Enerjisi Santrali GES teşvikleri Nelerdir? Ülkemizde bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimcilerin desteklenmesi amacıyla yatırım teşvik belgesi lisanslar izinler alındıktan sonra ilgili kanun hükümlerine göre teşvik belgesinde KDV muafiyeti ve gümrük vergisi muafiyeti verilmektedir. Ayrıca devletin güneş enerjisinden elde edilen enerji satın alma garantisi vermesi teşvikler arasındadır. devlet üretilen elektriğin her KiloWatt değeri için 13.3 cent ödeme yapmaktadır. Yatırımın tamamen yerli üretimle karşılanması durumunda ek yardımlar sağlanmaktaydi ama 23 .10.2016 tarihinde lisanssız elektrik yönetmeliği tekrar değişti ve yerli ürüne teşvik kalktı. Devlet çatılar ve küçük sistemleri özendiriyor, özellikle çatı ges leri teşvik ediliyor. GES Donanımları ve Maliyet Güneş enerjisi sistemleri birçok donanımdan meydana gelmektedir. Güneş panelleri, elektrik sigortaları, akü sistemleri Off Grid sistemleri invertör sistemleri bu alanda yapıtaşı donanımlardır. Her bir donanımın ülkemizde üretilmeye başlanması ve üretime hız kazandırılması ile ülke çapında güneş enerjisinden son derece verimli bir şekilde istifade edilebilir. Dünyanın kirlenmesine neden olan karbon salınımının da önüne geçecek olan GES projeleri ile yenilenebilir enerji kaynakları yeşil enerji boyutuna kayacak. Ömür boyu kesintisiz ve bedava enerji elde etme imkanına kavuşacak olan evler fabrikalar ve tüm kuruluşlar, enerjide dışa bağımlılıktan tamamen kurtulabilecek. Destek olarak çok rüzgar alan bölgelerde halihazırda rüzgar enerjisinden istifade edilebilmektedir. Özellikle şehir şebekelerinin ulaşamadığı noktalardaki enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılabilecek güneş enerji sistemleri ile her bina birer elektrik üretim tesisine dönüştürülebilir. GES Maliyetleri Belirlenen enerji ihtiyacına göre farklılıklar gösteren maliyetleri incelediğinizde ilk bakışta oldukça pahalı bulabileceğiniz bu sistemlerin birkaç yıl içinde kendi kendilerini amorti edecek ve daha sonraki yıllarda sınırsız bedava elektrik enerjisi verecek kaynaklar olması, bu alanın cazibesini arttırmaktadır. Akü kullanılmayan güneş enerji sistemlerine ihtiyaç duyan kuruluşların maliyeti çok daha az olmaktadır. 36 derece- 42 derece enlemlerde bulunan ülkemizdeki hesaplanan güneş enerji potansiyeline bakıldığında metrekare başına 3.6 kWh enerji elde etmek mümkün olabilmektedir. Bu değer muazzam bir değer olup, günlük ortalama 7 saat güneş alan coğrafyamızda yılda 380 milyar kWh enerji üretilebilir olması, enerjide dışa bağımlılığı tamamen yok edecek bir enerji gücü sunacaktır. Türkiye’de Güneş Enerjisi  36-42 Derece Kuzey enlemlerinde bulunan Türkiye, konum itibari ile güneşli bir konumdadır. Türkiye’de yıllık güneşlenme süresi 2640 saattir. Bu değere bakıldığında metrekare başına 1.311 KW-Saat enerji potansiyelinin olduğu görülmektedir. Buna göre Güneydoğu Anadolu bölgemizde yıl boyunca 2993 saat Akdeniz bölgemizde 2956 saat Doğu Anadolu bölgemizde 2664 saat İç Anadolu bölgemizde 2628 saat Ege Bölgesi’nde 2738 saat Marmara’da 2409 saat Karadeniz bölgemizde ise 1971 saat yıllık güneşlenme süresi vardır. Bu verilerin ışığında en düşük metrekare toplam güneş enerjisi Karadeniz bölgemizde metrekareye 1120 kilovatsaat en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgemizde yıllık Metrekare başına 1460 kilovatsaat enerji potansiyelinin olduğu görülmektedir. Ülke genelinde güneş parkları için çok uygun araziler bulunmaktadır. Bu avantaj, Türkiye’nin enerji politikalarında ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinde, yurt içi elektrik üretim kaynaklarının arttırılmasında kullanılabilir. Türkiye’de üniversitelerde bu alanda çok çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Akdeniz Üniversitesinde “Akdeniz Üniversitesi Sıfır Emisyon Kampus Stratejisi” isimli projenin bir ayağı da güneş enerjisi alanına ayrılmıştır. “Güneş ve Rüzgâr Enerjisi Kullanımını Araştırma Geliştirme Ve Uygulama Merkezi” Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından kurulacaktır. “Güneş Enerjisi ile Damla Sulama Projesi” ise Dicle Üniversitesine ait bir projedir. Bu proje Ziraat fakültesinde uygulanmıştır. Bu konuda Ege üniversitesi de yoğun çalışmalar yapmaktadır. Gazi üniversitesi, Hacettepe Üniversite, Fırat Üniversitesi de bu alanda yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. 30 MW Yerli Güneş Paneli GTC Solar firmasına ait ve TÜV onayına sahip. Ülkemizde Son Durum EPDK yetkilileri Güneş enerjisi alanında elektrik üretimi için başvuruda bulunan girişimci firmalara son derece yapıcı ve olumlu yaklaşıyorlar. Lisanssız Yönetmelik tebliğ değişikliği 23-Mart 2016 tarihinde Resmi gazetede yayınlandı. Ayrıca Sevindirici bir haber olarak 19 Ocak 2015 tarihinde küçük güneş elektriği üretecek kurumların daha az bürokrasi işlemlerine maruz kalmasına yönelik olarak TEDAŞ tarafından gerekli çalışmaların yapılarak ilgili kuruma gönderildiği belirtiliyor. Belirlenen sınırın 30 KW değil 50 KW olacağı yönünde tahminler var. Bereket Enerji Grubu güneş paneli üretimine başlayan yerli firmalardan biri… Denizli Organize Sanayi Bölgesinde faaliyete giren 150 Mega Watt kapasiteli güneş paneli fabrikası, güneş enerjisini oluşturan donanımların yerli malları olması konusunda önemli bir adım olarak görülüyor. Bereket Grubu bu yılın başında güneş hücresi ve Wafer gibi elemanların seri üretimini de üstlenecek. Neden Güneş Enerjisine Yönelmeliyiz Yeşil enerji alanında en temiz enerji kaynağı güneş enerjisidir. Gün boyu elektrik üreten bu sistemlerin ürettiği enerji, akülere doldurularak gece boyunca da kesintisiz elektrik enerjisi sunabilmektedir. Özellikle şehir şebekeleri ile bağlantısı bulunmayan önemli konumlar( petrol istasyonları, fabrikalar, adalarda kurulan büyük üretim merkezleri işletmeler) için en iyi çözüm olan güneş enerji sistemlerine yönelmek hem temiz hem de kesintisiz enerji elde etmek için gereklidir. Bilim ve teknolojinin geliştiği bu çağda  evrendeki en büyük enerji kaynağı olan güneşten istifade etmek artık çağımızın bir gerekliliği haline geldi. Fosil yakıtlardan elde edilen enerji kaynakları Sanayi Devrimi’nin başladığı yüzyıllar öncesinden beri kullanılmakta ve oluşan atıklar dünyanın dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Doğaya salınan zararlı atık gazların ve maddelerin dönüşümde rol oynamaması sebebiyle hava kirliliği küresel ısınma gibi global sorunlar ortaya çıkmakta ve bu durum yeni enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılmaktadır.
Dünyada Güneş Enerjisi Teşvikleri
Dünyada güneş enerjisi alanında yatırım yapmak isteyen girişimciler için çok büyük kolaylıklar sağlanmaya başlanmıştır. Yapılan istatistiklere bakıldığında fotovoltaik güneş enerji sistemlerinin 2025 yılında maliyetlerinin 1/20 oranında azalacağı görülmektedir. Bu alanda yatırım yapmak isteyen girişimciler için bütün dünyada teşvikler verilmektedir. İspanya Amerika Almanya ve Japonya dünya genelinde güneş enerjisi Kurulu’nun yüzde doksanını elinde tutmaktadır. Karbon salınımlarının önüne geçmek ve fosil yakıtlarının zararlarının önüne geçmek amacıyla yenilenebilen enerji kaynaklarına dayalı enerji üretmek isteyen girişimcilerin desteklenmesi  tüm dünyanın gündemindedir. Avusturya’da yatırım teşviki ve minimum fiyatı teşviki verilmekte Belçika’da yatırım teşviki vergi indirimi ve İhale imkanı sunulmakta, Danimarka’da minimum fiyat teşviki yapılmakta Yunanistan’da devlet yatırım teşviki vermekte İtalya’da sertifika, devlet yatırım teşviki ve minimum fiyat uygulaması ile girişimciler desteklenmektedir. Üretilen enerjinin alım garantisini veren ülkeler arasında Avusturya Kıbrıs Fransa Almanya Yunanistan Macaristan İrlanda İtalya Litvanya Lüksemburg Hollanda Portekiz, Türkiye gibi ülkeler vardır. Yatırımcıların için kapılar ardına kadar açılmıştır. Tüm dünyanın yenilenebilir enerji kaynakları arasında en temiz ve kolay olan sistemi GES güneş enerji sistemleridir. Read the full article
0 notes