#Her gece hayalimde düşümde
Explore tagged Tumblr posts
yusuf-krk · 1 year ago
Text
Tumblr media
Gönül Hanem 🌹
Tumblr media
Seni sevmek
Her gün hasretinden ölmek
Hayallerde düşlerde
Saçlarına yıldız takmak gibi
Seni sevmek
Çölde susuz kalmak gibi
Gece gündüz ateşlerde yanmak gibi
Dinlediğim bu şarkıda yine seni bulmak gibi
Seni sevmek
Acı verse de
Öyle güzel bir şey ki
Aklımda
Hayalimde düşümde
Kalbimde
Hep sen varsın
Ya bir daha göremezsem
Ölünce sevemezsem seni ...
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️ 🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
143 notes · View notes
kral-adam-58 · 3 years ago
Text
Seni sevmek
Her gün hasretinden ölmek
Hayallerde düşlerde
Saçlarına yıldız takmak gibi
Seni sevmek
Çölde susuz kalmak gibi
Gece gündüz ateşlerde yanmak gibi
Dinlediğim bu şarkıda yine seni bulmak gibi
Seni sevmek
Acı verse de
Öyle güzel bir şey ki
Aklımda
Hayalimde düşümde
Kalbimde
Hep sen varsın
Ya bir daha göremezsem
Ölünce sevemezsem seni ...
7 notes · View notes
seray-seray · 4 years ago
Text
Tumblr media
Gözlerinden öğrendim ben her şeyi,
Hüznü, neşeyi vede sevmeyi.
Önce gözlerime sonra özüme düştün,
Senden başkasını görmüyor gözüm.
İsmini hece hece yazdım her yere,
Geri dönüşü yok, ok yaydan çıktı bir kere,
İsyanları oynuyor bu yürek yine,
Senden başkasını görmüyor gözüm.
İsyanım sana değil kahpe feleğe,
Gündüz hayalimde gece düşümde.
Beden başka yerde ruh başka yerde,
Senden başkasını görmüyor gözüm.
Ayten Özgün
48 notes · View notes
rebelpuppet · 4 years ago
Text
Yalnızlığım
Tumblr media
Uyuyamıyorum…
Geceleri gözlerim açık kalsın istiyorum hep. Nedendir bilmiyorum ama gündüzleri zor gelir oldu artık! Yaşlılık mı dersiniz, yorgunluk mu bilmiyorum ama uyumak istemiyorum. Gece kahvesinin kokusu daha çekici geliyor bana. Hatta üşümüyorum bile artık soğuk kış gecelerinde.
Kimseler yok yanımda. Sadece bir sivrisineğin vızıltısıyla konuşuyorum. Sonra onu da boğup öldürüyorum zaten, bozmasın huzurumu diye.
Neden “Huzurevi” dediklerini şu sıralar daha iyi anlıyorum. Çok huzur akla zarar galiba. Derdim yok, tasam yok ya da tam tersi. Ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. Sadece gönlümle, kalbimle, düşüncelerimle ve koltuğumla baş başayım. Onu biliyorum.
Hele bazı geceler var ki, Efes’in sponsorluğunda, karanlık bir odada tek başına koltuğumda. Bütün şarkılar bana sanki o gece. Mum ışığına bile ihtiyaç duymuyorum. Hayalimde, düşümde, her kadehimin bitişinde bir garip yaşam düşüncesi alıyor. Garip ama yine de tek başına… Gerek görmüyorum o yüzden görmeye.
Belki gerçekleri görmek korkusudur uykusuzluğum. Rüyama girecek belki de gerçekler. Korkuyorum artık düşlemekten bir şeyleri. Karşıma ne çıkacağını bilemez oldum. Konuşmak bile istemiyorum birileriyle. Duvarlarla konuşmak daha çekici geliyor bana… Şikayetim yok, insanlarla konuşmaktansa duvarlarla konuşmayı tercih ederim. Duvarlar ne duymak istemediğim aptal itirazlarla karşıma çıkıyor, ne de aklımı bulandırıp doğru dürüst düşünmemi engelliyor. Duvarların hep zamanı var. Hep oradalar ve beni dinlemeye hazırdır. Dinlemese de olur, zaten kim dinliyor ki.
Konuşuyorum duvarımla sonra düşünüyorum etrafımdakileri. Herkes bir şeylerin peşinde, derdinde. Ama neyin peşindeyiz anlamıyorum. Kısır döngüye kaptırmışız kendimizi çalışıp, didinip duruyoruz. Kendiyle başbaşa kalan, kendiyle ilgilenen kimse yok. Bir şeyler olup bitiyor sürekli etrafta, sürekli meşgulüz ne zaman ki canımız yanıyor o zaman unutuyoruz dünyayı, o zaman içimize dönüyoruz. O zaman başlıyoruz işte kendimizle konuşmaya. İlla acıyacak mı bir taraflarımız!? Halbuki uzaktan bakınca yaşamak gayette güzel görünüyor. Ama öyle olmuyor işte!
İşte o yüzden hiç kimseleri istemiyorum, kimselere ihtiyaç duymuyorum. Kendimi dinlemek hep iyi geliyor bana. Hiç niyetim yok huzurumu bozmaya, düzenimi değiştirmeye. Ben duvarımı karalamak istiyorum, onunla konuşmak istiyorum. Huzurevimi değiştirmesin kimse. Kimse başını göğsüme yaslamasın, kimse sıkıca sarılmasın zaten koltuğum tek kişilik, çok sıkıntı olur. Hem param kendi içkime ancak yetiyor.
Kendimle ilgili her doğruma rağmen yine de düşünüyorum acaba sıkıntım, derdim, tasam ne diye!? Şizofrenik bir vak’a mı acaba benim ki? Sonra baktım ki şizofreniye bile bağlayamıyorum durumu. Diyorum ya yanımda kimseleri istemiyorum diye!
“Doğrusu, yanlışı, ağrısı, sancısı, gözyaşı, ayrılık, pişmanlık, dargınlık”… Şarkı sözü değil mi olsun yine de hepsi benim.
Hani diyor ya Feridun Düzağaç; “Bir sevgilim var benim, düşlerimden ibaret”…
Hah işte bu!
Bu arada, çok düşündüm ve hala düşünüyorum.
Kadehim bitti, kim dolduracak?
1 note · View note
ahlals · 4 years ago
Text
Tumblr media
" Kalbime bir sızı oturdu yine, yattığın yerde iyi misin sen?" Başımı koyduğum topraktan çektim yavaşça. Bir balık nakşetmişti rüyama, bir gece yarısı bana Gümüş Somon'lardan bahsettiği hikayesini anlattığı ilk gecede toprağın altında yatan kadın. Bir tabut var demişti, bembeyaz suretleri parlayan somonları altın ışıklar içerisinde, bir tabuttan, gerçek ve öz dünyalarına dönen ruhlar olarak tasvir etmişti. Ama ben onu somut görmüştüm hayalimde. Üç balık, ikisi büyük ve biri küçük. En büyüğü önderlik ederek önde, arkadaki ortanca küçüğü korur vaziyette. Ben arkadaki en küçüğün görselini yakalayabilmiştim zihnimde. Kırmızı kadifeden bir kaplaması olan tabutun baş ucundaki delikten sarı altın ışıklar arasında akıp gidiyorlardı. Onları izledim düşümde.
Sabah kalktığımda yanımda cansız bir beden duruyordu.
Bir balık olup denizinde süzülememişti, bir kuş olup uçamamıştı; bir kul olup taptı.
Öldüğü gün dedem yakarmıştı. Kenara çekilmiş, öylece tapınmıştı ölen sevdalısı için.
Onun sözleri kulağımda çınladı, onun gidişi ruhumu hırpaladı. Canım yandı, yanmaya gittikçe devam etti. En sonunda bende bir can bırakmadı, kalp bırakmadığı gibi. Sarmak istedim onu kollarım arasına. Ölü olduğunu bilmeden göğsüne sokuştuğum zamanlardaki gibi.
Kolları bana dolanmadı. Avuçları saçlarıma değmedi. Gözleri açılmadı.
Bana veda etmedi.
Ama ben her gün buraya, ona veda etmek için yeniden selamlamaya geldim.
"Sen iyi misin ki benim olmadığım yerde?"
- Areus/Alıntılar by Ahlal Günay
0 notes
etaali · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Gündüz hayalimde gece düşümde Her derdime derman İmam Hüseyin Yılın on’ki ayın seherlerinde Her dertlere derman İmam Hüseyin
3 notes · View notes
guncelpdfindir-blog · 6 years ago
Text
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde Konya “Kök Şehir”; Konya “Köken Şehir”… Konya, bin yıldır “Kutsal Belde”, “Aziz Şehir”, “Belde-i Emin” olarak bilinir… Konya “Belde-i Muhayyeredir”. Hazreti Muhammed Mustafa’ya “Hicret” için izin verilen üç beldeden biridir. Konya, Selçuklular’ın Payitahtı; Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel kökenidir. Anadolu’da İlk Türk Devletini kuran Selçuklular’ın Kınık Boyunun adı ile Osmanlı İmparatorluğunu kuran Kayı Boyunun adını taşıyan köylerin biri Konya’nın sağında, biri solundadır. Konya, son bin yılın maddi ve manevi kültür birikimini, halk kültürü zenginliklerini hala koruyarak, zenginleştirerek, çoğalarak yaşayan şehirdir. Bin yıllık bir tarihin yapıcısı olan bu şehrin ve insanlarının kültür birikimi de elbette muhteşem olacaktır. Bu durumu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20/21 Mart 1923’de Konya ziyaretinde, “Türk Ocağı” hatıra defterine şöyle yazarak dile getirmiştir: “Konya muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya asırlardan beri tüten büyük bir nurun ocağıdır; Türk asrının (kültürünün) esaslı menbağlarından (kaynaklarından) biridir.” Bin yıllık muhteşem bir kültür sürecini yaşayan Konya’nın binbir zenginliği, binbir güzelliği vardır. Konya’nın tarihsel zenginliği de derin anlamlı bir zenginliktir. Her Kadim Başkent’in ruhu olur, hafızası olur, rengi olur, kokusu olur, tadı olur. Seyit Küçükbezirci, elli yıldır, beş yüzü aşkın yazıyla Konya’yı kaleme alır. Derin değerlerini, maddi manevi zenginliklerini bir bir ortaya çıkarmaya çalışır; herkesle de, okurlarıyla da paylaşır. “Memleket Şehir Kitapları” olarak sunduğumuz, 90 yazıdan oluşan “GÜNDÜZ HAYALİMDE, GECE DÜŞÜMDE”, adlı bu çalışma Konya üstüne edebi tadda bir nehir anlatıdır.
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde
0 notes
kitabinipdfindir-blog · 7 years ago
Text
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde Konya “Kök Şehir”; Konya “Köken Şehir”… Konya, bin yıldır “Kutsal Belde”, “Aziz Şehir”, “Belde-i Emin” olarak bilinir… Konya “Belde-i Muhayyeredir”. Hazreti Muhammed Mustafa’ya “Hicret” için izin verilen üç beldeden biridir. Konya, Selçuklular’ın Payitahtı; Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel kökenidir. Anadolu’da İlk Türk Devletini kuran Selçuklular’ın Kınık Boyunun adı ile Osmanlı İmparatorluğunu kuran Kayı Boyunun adını taşıyan köylerin biri Konya’nın sağında, biri solundadır. Konya, son bin yılın maddi ve manevi kültür birikimini, halk kültürü zenginliklerini hala koruyarak, zenginleştirerek, çoğalarak yaşayan şehirdir. Bin yıllık bir tarihin yapıcısı olan bu şehrin ve insanlarının kültür birikimi de elbette muhteşem olacaktır. Bu durumu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20/21 Mart 1923’de Konya ziyaretinde, “Türk Ocağı” hatıra defterine şöyle yazarak dile getirmiştir: “Konya muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya asırlardan beri tüten büyük bir nurun ocağıdır; Türk asrının (kültürünün) esaslı menbağlarından (kaynaklarından) biridir.” Bin yıllık muhteşem bir kültür sürecini yaşayan Konya’nın binbir zenginliği, binbir güzelliği vardır. Konya’nın tarihsel zenginliği de derin anlamlı bir zenginliktir. Her Kadim Başkent’in ruhu olur, hafızası olur, rengi olur, kokusu olur, tadı olur. Seyit Küçükbezirci, elli yıldır, beş yüzü aşkın yazıyla Konya’yı kaleme alır. Derin değerlerini, maddi manevi zenginliklerini bir bir ortaya çıkarmaya çalışır; herkesle de, okurlarıyla da paylaşır. “Memleket Şehir Kitapları” olarak sunduğumuz, 90 yazıdan oluşan “GÜNDÜZ HAYALİMDE, GECE DÜŞÜMDE”, adlı bu çalışma Konya üstüne edebi tadda bir nehir anlatıdır.
Gündüz Hayalimde Gece Düşümde
0 notes
nebukadnezarstuff · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Feridun Düzağaç - Tek Başına 🎵🎸🎶🎷🎵🎻🎶🎺🎵🥁🎶📯 🎧 🎧 🎧 Bir sevda çekerdi kalbim sessiz tek başına Varamaz, dokunamazdı elim umutsuz yarasına Biliyorum kavuşmak imkansız Anlıyorum, yaşamalıyım sensiz tek başına, Tek başına… Her gece hayalimde, düşümde Her kadehin bitişinde Bi garip bi buruktu içim aklımdan her geçisinde Biliyorum kavuşmak imkansız Anlıyorum, yaşamalıyım sensiz tek başına, Tek başına… Tek başına… Tek başına... #instagram #like4like #likeforlike #instadaily #vsco #vscocam #vscodaily #vscosize #vscoturkey #vscoinsta #vscoph #vscogood #vscophile #vscgrid #travel #tagforlike #socality #naturellovers #streetdreamsmag #photolover #photographer #photoshoot #photooftheday #instagood #l4l #istanbullove #istanbul (Istanbul Province)
0 notes
yusuf-krk · 4 years ago
Text
Tumblr media
Seni sevmek
Her gün hasretinden ölmek
Hayallerde düşlerde
Saçlarına yıldız takmak gibi
Seni sevmek
Çölde susuz kalmak gibi
Gece gündüz ateşlerde yanmak gibi
Dinlediğim bu şarkıda yine seni bulmak gibi
Tumblr media Tumblr media
Seni sevmek
Acı verse de
Öyle güzel bir şey ki
Aklımda
Hayalimde düşümde
Kalbimde
Hep sen varsın
Ya bir daha göremezsem
Ölünce sevemezsem seni ...
#DİLDAR 💕💕
97 notes · View notes
marsmelov-blog2 · 8 years ago
Text
VAZGEÇTİM
Her gece yatağımda uykusuz Bir o yana bir bu yana dönüp durdum Görmek için düşümde hayalimde Duymak için sesini Kaç kere uzandı ellerim telefona Aşkı, oyun bilişin aklıma geldi VAZGEÇTİM.. Gezip durdum perişanlar gibi Kâh sahillerde kâh tenha sokaklarda Hayal kurup sen diye Ağaçlara, dağlara, taşlara sarıldım Elleri güldürecektim halime İhanetin aklıma geldi VAZGEÇTİM.. Açıp ellerimi yalvardım tanrıya Bir defacık tutmak için ellerini Koklamak için saçlarını Adaklar adayacaktım evliyalara Umursuzluğun aklıma geldi VAZGEÇTİM.. Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin Acılardan zevk alır hale getirmiştin Yinede Görmek için seni, şeytana uyup Bir daha bozacaktım yeminimi Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi VAZGEÇTİM.. Paylaştığımızı sandığım Güzel günler hatırına Suçlu benmişim gibi Af dileyecektim, gözlerine bakıp, Her türlü cezana razı olacaktım Boynumu büküp, Bir daha gelecektim kapına Başkasını Başkasını sevdiğin aklıma geldi VAZGEÇTİM....
0 notes
ahlals · 4 years ago
Text
" Kalbime bir sızı oturdu yine, yattığın yerde iyi misin sen?" Başımı koyduğum topraktan çektim yavaşça. Bir balık nakşetmişti rüyama, bir gece yarısı bana Gümüş Somon'lardan bahsettiği hikayesini anlattığı ilk gecede toprağın altında yatan kadın. Bir tabut var demişti, bembeyaz suretleri parlayan somonları altın ışıklar içerisinde, bir tabuttan, gerçek ve öz dünyalarına dönen ruhlar olarak tasvir etmişti. Ama ben onu somut görmüştüm hayalimde. Üç balık, ikisi büyük ve biri küçük. En büyüğü önderlik ederek önde, arkadaki ortanca küçüğü korur vaziyette. Ben arkadaki en küçüğün görselini yakalayabilmiştim zihnimde. Kırmızı kadifeden bir kaplaması olan tabutun baş ucundaki delikten sarı altın ışıklar arasında akıp gidiyorlardı. Onları izledim düşümde.
Sabah kalktığımda yanımda cansız bir beden duruyordu.
Bir balık olup denizinde süzülememişti, bir kuş olup uçamamıştı; bir kul olup taptı.
Öldüğü gün dedem yakarmıştı. Kenara çekilmiş, öylece tapınmıştı ölen sevdalısı için.
Onun sözleri kulağımda çınladı, onun gidişi ruhumu hırpaladı. Canım yandı, yanmaya gittikçe devam etti. En sonunda bende bir can bırakmadı, kalp bırakmadığı gibi. Sarmak istedim onu kollarım arasına. Ölü olduğunu bilmeden göğsüne sokuştuğum zamanlardaki gibi.
Kolları bana dolanmadı. Avuçları saçlarıma değmedi. Gözleri açılmadı.
Bana veda etmedi.
Ama ben her gün buraya, ona veda etmek için yeniden selamlamaya geldim.
"Sen iyi misin ki benim olmadığım yerde?"
Tumblr media
Areus /Alıntılar by Ahlal Günay
0 notes