#Hatay destek projeleri
Explore tagged Tumblr posts
hatayhaber · 18 days ago
Text
Hatay Hizmet Vakfı 2025 Yılı 1. Olağan Genel Kurul Toplantısı Gerçekleştirildi
Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) tarafından kurulan Hatay Hizmet Vakfı, 2025 Yılı 1. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı HBB Kisecik Yerleşkesinde gerçekleştirdi. Toplantıya, HBB Genel Sekreter Yardımcısı Uğur Kandemir başta olmak üzere, belediye yöneticileri, meclis üyeleri ve kurucu üyeler katılım sağladı. Deprem Sonrası Durum ve Yeni Projeler Görüşüldü Genel kurulda, Hatay Hizmet Vakfı’nın…
0 notes
barkoturktv · 4 years ago
Text
Pakdemirli açıkladı: Mazot ve gübre desteği ödemeleri yarın başlıyor
Tumblr media
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) kapsamında çevrim içi düzenlenen LEADER Projesi (Kırsalda Yerel Kalkınma Stratejilerinin Uygulanması) için 15 ildeki yerel eylem gruplarının (YEG) kurulmasına yönelik tanıtım toplantısına katıldı. Ülkelerin tarımsal üretimde kendine yetebilmesi ve kalkınmanın genel anlamda sağlanabilmesi için kırsal alanın hayati önem taşıdığını belirten Pakdemirli, bu alana yapılacak her türlü yatırımın kalkınmayı hızlandıracağını söyledi. ‘Kırsalın kalkınması, tarım ve gıda sektörünün kalkınması demektir’ Pakdemirli, Türkiye'nin kalkınmasının, kırsalın kalkınmasından geçtiğine dikkati çekerek, "Biliyoruz ki kırsalın kalkınması, tarım ve gıda sektörünün kalkınması demektir. Tarım ve gıda sektörünün kalkınması da ekonominin ve bağlı olarak ülkenin kalkınması demektir. Dolayısıyla tarımın, gıdanın, suyun ve ormanın olduğu bakanlığımızda, ortak buluşma noktamızda 'kırsal' vardır" dedi. ‘Kırsalda reel olarak yaklaşık 50 milyar liralık yatırım yapıldı, 350 bin yeni istihdam oluşturuldu’ Bakanlık olarak, kırsal kalkınmanın etkinliği ve sürdürülebilirliği için birçok milli program geliştirdiklerine işaret eden Pakdemirli, başta IPARD olmak üzere uluslararası programlarla işbirliği içinde başarılı projelere imza attıklarını dile getirdi. Pakdemirli, kırsalda üretimi artıran, katma değer sağlayan ve istihdamı büyütmeyi hedefleyen çok sayıda desteği ve teşvik programını hayata geçirdiklerini ifade ederek şöyle konuştu: "Bu kapsamda Genç Çiftçi, Kırsal Kalkınmada Uzman Eller, ORKÖY ve IPARD hibeleri dahil bugüne kadar toplam 480 bin projeye, reel rakamlarla 27 milyar lira hibe desteği ödedik. Bu destekler sayesinde kırsalda reel olarak yaklaşık 50 milyar liralık yatırım yapıldı, 350 bin yeni istihdam oluşturuldu." Pakdemirli, kırsala yönelik ekonomik yatırımların süresini 2025 yılına kadar uzattıkları bilgisini vererek, 1 Mart itibarıyla modern sulama sistemlerine yüzde 50 hibeli proje kabullerine başladıklarını bildirdi. IPARD-II 10'uncu Çağrı İlanı'nın başvuru sürelerini hayvancılık yatırımında 2 Nisan'a, gıda işleme tedbirini ise 9 Nisan'a kadar uzattıklarını anımsatan Pakdemirli, 2022'ye kadar manda, damızlık küçükbaş yatırımı, damızlık koç-teke alımı, kaz ve hindi yetiştiriciliği, ipek b��cekçiliği ve arıcılık yatırımlarına, konusuna göre yüzde 50 ile yüzde 100 hibe sağlayacaklarını ifade etti. Pakdemirli, Uzman Eller Projesi'ni de ülke geneline yaygınlaştırmayı hedeflediklerini söyledi. ‘701 ürünümüz tescil aşamasında bulunuyor’ Kırsal kalkınmada markalaşmaya ve coğrafi işaretli ürünlere büyük önem verdiklerini vurgulayan Pakdemirli, "Son 19 yılda Türkiye'de 688 ürünün coğrafi işareti tescil edildi. Şu anda da 701 ürünümüz tescil aşamasında bulunuyor" diye konuştu. Pakdemirli, üretici ve tüketiciyi buluşturan Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) yaklaşık 200 bin alıcı ve satıcının kaydolduğunu ve 170 milyon liralık işlem hacmine ulaşıldığını belirterek, sistemin dijitalleşen dünyanın geleceğinde Türkiye tarımını çok daha iyi noktalara getireceğini, daha büyük fırsatlar ve pazarlar sağlayacağını kaydetti. Pakdemirli, bakanlık bünyesinde kurulan Ulusal Kırsal Kalkınma Ağı'nın taşıdığı öneme dikkati çekerek, bu yapıyla kırsal nüfusun kendi birikim ve kaynaklarının farkına varması ve bunları harekete geçirmesini hedeflediklerini dile getirdi. Bu ağla küçük işletmeler ve çiftçiler için ortak başvuru modelleri geliştirilmesine yönelik projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Pakdemirli, LEADER tedbirinin de yerel paydaşların kendi bölgelerinde uygulayacakları stratejiler ve gerçekleştirecekleri projelerle ilgili karar alma süreçlerine dahil olmalarını sağladığını bildirdi. ‘LEADER yaklaşımına toplam 24 milyon 400 bin avro bütçe ayrılmıştır’ Pakdemirli, "LEADER tedbiri kapsamında, üretim kapasitesini ve istihdamı artırmayı, kırsal alanların yaşam kalitesini yükseltmeyi ve kırsal nüfusu kırsal alanda tutabilmeyi hedefliyoruz. Kırsal alanlar için sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin hazırlanması ve uygulanmasında yerel katılım ve ortaklığı teşvik etmek amacıyla geliştirilen LEADER yaklaşımına toplam 24 milyon 400 bin avro bütçe ayrılmıştır" dedi. LEADER tedbiriyle yerelin ihtiyaçlarının yerel yönetimler tarafından karşılanmasının ve tüm tarafların katılımının sağlamasının teşvik edildiğine dikkati çeken Pakdemirli, şu değerlendirmede bulundu: "Projenin ikinci aşamasında Balıkesir, Burdur, Bursa, Çankırı, Elazığ, Erzincan, Giresun, Hatay, Isparta, Karaman, Kütahya, Mardin, Muş, Uşak ve Yozgat'tan oluşan 15 ilimizde yeni YEG'lere yönelik farkındalık oluşturma, kapasite geliştirme ve yerel kalkınma stratejilerinin hazırlanması amacıyla uzmanlarımız saha çalışmalarını yerel temsilcilerle beraber sürdürmektedir. Daha önce 12 ilimizde olduğu gibi 15 ilimizde yeni YEG'ler kurmayı, yerel kalkınma stratejilerini hazırlatmayı, kadınlarımızı ve gençlerimizi kırsal alanda daha etkin hale getirmeyi ve yerel kalkınmada rol almalarını sağlayarak girişimcilik ruhunu ve kırsaldaki dinamikleri sürdürülebilir üretime yönlendirmeyi sağlıyor ve hedefliyoruz." ‘Mazot ve gübre desteğini yarın itibarıyla 81 ilde 2 milyon 103 bin 884 çiftçimize ödüyor olacağız’ Pakdemirli, çiftçilere yönelik mazot ve gübre desteğine değinerek, "Mazot ve gübre desteğini yarın itibarıyla 81 ilde 2 milyon 103 bin 884 çiftçimize ödüyor olacağız. Destek miktarımız 4 milyar 79 milyon 656 bin 503 lira" dedi. Destek ödemesinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarına göre yapılacağı bilgisini veren Pakdemirli, şunları kaydetti: "TC kimlik numarasının son hanesi 6 ve 8 olanlar veya vergi kimlik numarasının son hanesi 1, 3, 5, 6, 7, 8, 9 olanlara, yarın saat 18.00'den sonra, kimlik numarası veya vergi kimlik numarasının son hanesi 4 olanlar 2 Nisan saat 18.00'den sonra, kimlik ve vergi kimlik numarasının son hanesi 0 ve 2 olanlar 9 Nisan saat 18.00'den sonra ödemelerini alacaklar." Read the full article
0 notes
gonulluluk · 5 years ago
Text
TOG projeleri:
Tumblr media
"Sen Gençsin, Güç Sensin", bilim, kültür/sanat, spor ve sosyal sorumluluk alanlarında hayallerinin peşinden koşan ve bu uğurda çaba sarf eden gençlere destek olmak amacıyla Eti ve TOG tarafından hayata geçirilen bir sosyal sorumluluk projesidir.
Tumblr media
GSK ve TOG proje ortaklığında Bağlanamam Sağlıklı Gençlik Hareketi olarak 2013 yılında başlayan proje, 2017 yılından itibaren yenilenen yüzüyle Sağlıklı Gençlik Hareketi olarak Sağlık Yolculuğu’na devam ediyor.Proje, Türkiye genelinde uygulanacak olup gençleri sağlık okuryazarlığı temelinde güçlendirerek kişisel gelişim süreçlerini desteklemeyi ve gençler aracılığı ile daha sağlıklı bir Türkiye için yatırım yapmayı hedeflemektedir.İki yıl sürecek olan projede 69.800 kişiye sağlık okuryazarlığı çalışmalarıyla ulaşılması hedefleniyor. Sağlıklı Gençlik Hareketi, GSK ‘ın proje ortaklığında 1 Nisan 2017-1 Nisan 2019 tarihleri arasında Türkiye genelinde uygulanıyor.
Projenin hedefleri
Gençlerin sağlık konusunda tutum ve davranışlarının iyileştirmek
Gençlik sağlık imkanlarına erişimini desteklemek,
Toplum içinde temel sağlık bilgisini gençler aracılığıyla yaygınlaştırmak ve sağlık hizmetlerine erişimi arttırmak
Daha sağlıklı bir topluma dönüşüm için “Sağlık Okuryazarlığı”nı arttırmak
Gençlerin kişisel gelişim sürecini desteklemek
Gençlerin kendi sağlığı ile ilgili kararlara aktif katılımını sağlamak
Tumblr media
GSK ortaklığında gerçekleştirilen proje; gençler aracılığı ile başta bedensel söz hakkı olmak üzere çocukların hakları ve haklarının korunması konusunda bilgi, değer ve davranışlar bakımından donanımlı hale gelmelerine destek olmayı amaçlıyor.TOG gönüllüleri tarafından geliştirilmiş olan uygulama çocukların; çocuk hakları ve hak ihlallerinin önlenmesi konularında güçlenmelerine destek olmayı hedefler.Güncel olarak projenin uygulandığı iller:
Aksaray, Ankara, Aydın, Erzurum, Hatay, İstanbul, İzmir, Karaman, Konya, Niğde, Samsun, Siirt
Proje hedefleri:
Toplum Gönüllüsü gençler 3 ders saati boyunca okullarda 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile proje etkinliklerini gerçekleştirirken;
Bir arada yaşama, insanın değeri ve hakları konusunda düşünme süreçlerini geliştirmeyi
Çocuğun insan hakları ve hakların korunmasının önemi konusunda farkındalıklarını geliştirmeyi
İyi ve güvende hissetme hakkı ve buna bağlı olarak bedensel söz hakkı, onay kavramı ve “hayır” deme hakkı ile destek mekanizmaları konusunda bilgi edinmelerini
İhtiyaç duyduklarında destek isteyebilecek cesareti kazanmalarını hedefler.
Tumblr media
Yarınlara Uçuyoruz projesi, gençlerin toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirlerini hayata geçirmek için farklı şehirlere seyahat etmeleri ve projelerini gerçekleştirmelerine katkı sağlayarak hem gençlerin kişisel gelişimlerine hem de gençlerin enerjilerini toplumsal faydaya dönüşmesine katkıda bulunmayı hedeflenmektedir. Toplum Gönüllüleri Vakfı yürütücülüğünde, Sivil Toplum için Destek Vakfı koordinasyonunda ve Pegasus Hava Yolları’nın mali desteğiyle hayata geçen Yarınlara Uçuyoruz projesine; Türkiye’deki 18-29 yaş arası gençler, gençlik grupları ve gençlerle çalışan Sivil Toplum Kuruluşları (STK) başvuru yapabilecektir.
0 notes
emlakhaberi · 6 years ago
Text
MIPIM 2019, Salı Günü Kapılarını Açıyor
Tumblr media
12-15 Mart 2019 tarihlerinde gayrimenkul sektörünün dünya liderlerini ağırlayan ve Fransa’nın Cannes şehrinde buluşturacak olan MIPIM 2019, Türkiye’den 206 firma ve kuruluşu temsil eden bir heyetle yer alacak. Fransa’nın Cannes şehrinde gerçekleştirilecek olan fuarda Türkiye, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı düzeyinde üst düzey temsiliyet sağlayacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve T.C Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut’unda katılım sağlayacağı MIPIM,bu yıl 30’uncu kez kapılarını açacak. Alkaş’ın Türkiye temsilciliğini yaptığı dünyanın önde gelen gayrimenkul fuarı MIPIM 2019, dünya gayrimenkul sektörünün dev oyuncularını, 12 – 15 Mart tarihleri arasında Cannes’da bir araya getirecek. Uluslararası yatırımcılar açısından Türkiye’ye yarar sağlayacak iş görüşmelerinin hem T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de katılımcı şirketler ve birlikler düzleminde yapılacağı MIPIM 2019, 12 Mart Salı günü kapılarını açacak.Türk şirketler için kartvizit alışverişinin ve iş görüşmelerinin yoğunlaşacağı coğrafyalar yine Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Uzakdoğu ülkeleri ile Rusya olarak ön plana çıkıyor. Bu doğrultuda, planlanan B2B sayısının ise fuara katılan tüm Türk firmaları için4.000’e yaklaşması düşünülüyor.B2B’lerin geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da yakın ve orta vadedeki işbirlikleri için zemin oluşturacağı öngörülüyor. MIPIM 2019 , “GELECEĞİ ETKİLEMEK” ANA TEMASIYLA GAYRİMENKULDE GELECEK 30 YILIN TRENDLERİNİ TARTIŞACAK. Bu yıl toplamda 21.500 metrekarelik alanda temsil edilecek olan MIPIM’de ziyaretçi kişi sayısı ise 26.000’e ulaşmış durumda. MIPIM 2019’ da 360’ın üzerinde konuşmacı da görüşlerini paylaşacak. Toplam 100 konferans ve oturumda 30 uncu yılını geride bırakan fuarda gayrimenkul sektörünün gelecek 30 yılına dair öngörülerde bulunulacak. Türkiye’nin 206 kurum ve kuruluşla toplam 1.020 m2 bir alanda temsil edileceği fuara katılacak uluslararası firma sayıları ise şöyle: proje finansman alanında 5.000, geliştirici alanında 4.800, mimarlık alanında 2.000, mülk sahibi alanında 1.600, hizmet sağlayıcı alanında 4.000, portföy yönetimi ve ikincil piyasalar alanında da 5.400 kuruluştan kayıt sağlandı. İstanbul Ticaret Odası önderliğinde 5. kez kurulacak olan İstanbul Çadırı’nda, Emlak Konut ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul İmar İnşaat projeleri başta olmak üzere, GYODER ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) bünyesinde yer alan yatırımcı kuruluşlar ve mimarlık, değerleme, hukuk konularında lider firmalar yer alacak. İMİB, Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş, Gülan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş, I CAN BUY Uluslararası GAY. YAT. A.Ş, Hasanoğlu Şirketler Grubu, Oral Mimarlık Gayrimenkul Paz. A.Ş, Fuzul Yapı İnşaat A.Ş, Sabri Paşayiğit Mimarlık, Yeditepe Gayrimenkul Yatırım A.Ş, Entegre Proje Yönetim ve Danışmanlık, Dome + Partners, Kalyon Holding Sanayi Ticaret A.Ş, Hergüner Bilgen Özeke Avukatlık Ortaklığı, BOSS4 Gayrimenkul İnşaat ve Dış Ticaret A.Ş, Aksan Hukuk Bürosu, Aremas Gayrimenkul, Cathay Invest Gayrimenkul Geliştirme ve Optimal Proje Yönetimi ve İnşaat İstanbul Çadırı’nda yer alacak firma ve kuruluşlarımızdan olacak.İTO önderliğinde fuarda yer alan 21firma ve kuruluş için de B2B görüşmeler gerçekleşecek. Uluslararası başarıları ile dikkat çeken Tabanlıoğlu Mimarlıkise,“Tersane İstanbul” projesiyle MIPIM Ödülleri 2019’da “Geleceğin En İyi Mega Projesi” kategorisinde finalistler arasında yarışacak. MIPIM Uluslararası Alanda Çok Önemli Bir Tanıtım Ortamı Dünyanın önde gelen fuarlarından biri olan MIPIM’in binlerce katılımcı ve ziyaretçiyi aynı platformda buluşturması açısından önem taşıdığına değinen T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Türk inşaat sektörü ve alt sektörleri son 30 yıldır hızlı bir gelişim göstermiştir. İnşaat sektörü ve bu sektöre bağlı sanayi dalları ile büyüme için itici güç olmuştur. Sanayi ve hizmetler sektörleri de inşaat sektöründeki gelişmeye bağlı olarak kendilerini yenilemiştir. İnşaat sektörü sadece yurt içinde değil yurtdışında da yaptığı projeler ile kendinden söz ettirerek önemli bir marka olma konumuna ulaşmıştır. Dünyanın en büyük 250 uluslararası inşaat firması arasında 46 Türk firması bulunmaktadır ve bu bakımdan da Türkiye Çin’den sonra 2. sırada yer almaktadır.MIPIM gibi uluslararası fuarlar en önemli tanıtım ortamlarından biridir. Bu tür fuarlara destek veren Türkiye; birçok sektörde olduğu gibi yapı sektöründe de dünyanın sayılı ülkeleri arasında yerini almıştır. 30. kez kapılarını açacak ve 100 ülkeden katılımcının beklendiği MIPIM’de  Türkiye’nin, 206 kurum ve kuruluşla temsil ediliyor olması da bu fuara verilen önemin bir göstergesidir. MIPIM’in saygın katılımcılarından temennim; kârlı fırsatları keşfedip uluslararası ortaklar ve yatırımcılarla tanışmaları, özel görüşmeler, sosyal ve ticari faaliyetler sırasında potansiyel iş ortaklarıyla iletişim kurmaları, kilit sektörleri ve gayrimenkul merkezlerini öğrenmeleri ve olağanüstü büyüklükteki uluslararası gayrimenkul projeleriyle tanışmalarıdır.” diyen Murat Kurum, bu büyük organizasyonun tüm katılımcılar için yararlı işbirliklerine zemin oluşturmasını dileyerek, MIPIM’de yer alan tüm katılımcıları tebrik etti. MIPIM TÜRKİYE 2020 İLE İSTANBUL, GLOBAL GAYRİMENKUL YATIRIMCILARININ BULUŞMA NOKTASI OLACAK MIPIM 2019’un ana teması olarak belirlenen “Geleceği Etkilemek”içeriğine değinen ALKAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, MIPIM’ in sırasıyla uluslararası yatırımcıların kendi alanında en iddialı isimlerini, şehir plancılarını, uluslararası yatırımları kendi coğrafyalarına çekmeye kararlı belediyeleri, turizmde yeni fırsatlar arayan otel gruplarını bir araya getirdiğini vurguladı. “MIPIM 2019’ a yine ilk günkü heyecanla katılıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum’ un da fuara katılacak olması ve bizlere destek vermesinden ötürü kendisine müteşekkiriz. Bu Türk markalarının global arenada devletimizin desteği ile uluslararası yatırımcılarla bir araya gelecek olması anlamına da geliyor. Zira MIPIM dünya gayrimenkul sektörü tarafından çok önemsenen ve önemsenmesi gereken bir platform. 30 yıldır hiçbir taviz vermeden ilk günkü heyecanı ile kapılarını açıyor olması MIPIM’in öneminin en büyük göstergesi. Bu yılki ana temanın geleceği etkilemek başlığını taşımasının da son derece yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü MIPIM’in 30 sene sonra da gayrimenkul etkinlik hizmetlerinin farklı teknolojilerle sunulduğu sektörün yine en önemli buluşma mekanı olmaya devam edeceğine inanıyorum” diyen Avi Alkaş, MIPIM TÜRKİYE için görüşmelerin sürdüğünü ve 2020 yılında MIPIM’ i Türkiye’ de gerçekleştirmek için hedef koyduklarını belirtti. Türkiye’den geçen yıl 250 kurum ve kuruluşun MIPIM’e katıldığını ve 4 bin 120uluslararası B2B görüşmeye imza attıklarını belirten ALKAŞ Genel Müdürü Yonca Aközer, “MIPIM sadece bizim için değil dünya için de çok önemli bir organizasyon. Alkaş olarak  en büyük hedefimiz Türk firmaların bu fuardan verim almaları. Bu sebeple, B2B toplantılar organize etmek, uluslararası yatırımcılara Türkiye’ nin yatırım potansiyelini anlatabilmek açısından oldukça önemli. Ayrıca MIPIM 2019’ da bu sene RE360’ı da duyuruyoruz. RE360 ile sektörü ikinci kez bir araya getirerek,  MIPIM Türkiye’yi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştık. MIPIM ve MIPIM Türkiye birbirini tamamlayan iki unsur olacak. MIPIM UK (İngiltere) var, MIPIM Asya var neden MIPIM Türkiye olmasın diye yola çıktık ve gerçekten çok heyecanlanıyoruz. Çünkü, yaklaşık 5-6 yıldır MIPIM’in Türkiye’ye gelebilmesi için çok özel çalışmalar yapıyoruz. Bu dönemde iki kez RE360 gayrimenkul buluşmasını düzenledik ve sektörün tüm paydaşlarını bu platformda bir araya getirdik. RE360 Buluşması, MIPIM Türkiye’nin provasıydı ve burada başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Yabancı ortağımızın da bu hedefteki inancı bizleri motive ediyor. 2020’de MIPIM Türkiye’yi hayata geçireceğiz ve İstanbul’u global gayrimenkul yatırımcılarının buluşma noktası haline getireceğiz.” dedi. MIPIM 2018’E TÜRKİYE KATILIMI:MIPIM 2018’de toplamda 1.600 metrekarelik bir alanda gayrimenkul şirketleri, şehirler ve mimarlarla temsil edilen Türkiye, fuarda 250 kuruluş ve 657’ye yakın kişiyle yer aldı. Uluslararası şirketlerle yapılan B2B sayısı ise 4.120’ye ulaştı. MIPIM’deTürkiye, Balıkesir,  Beyoğlu, Gaziantep, İstanbul, Hatay, Bursa-Osmangazi ve Sivas belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşları önderliğinde temsil edildi. Fuara katılan firmalar arasında  AND Gayrimenkul, Aremas, Artaş (Tema İstanbul), Bemes, Beyoğlu’nu temsilen BIG, Boytorun Mimarlık, Coldwell Banker, Çelen Grubu, Eczacıbaşı Gayrimenkul,  Elemeği Project Solutions, Emre Arolat, Esas Gayrimenkul,  Ferko, Fiba Gayrimenkul, GAD Architecture&Gökhan Avcıoğlu, Halk GYO, İstanbul Airport City, İstanbul Gayrimenkul Çadırı ile İTO, İki Design Group,  Kuzu Grup, Lal Gayrimenkul Değerleme, Muum Mimarlık, Otis, Oyak İnşaat,  ProPlan Proje Yönetimi, Rönesans Gayrimenkul, Sabri Paşayiğit Mimarlık, Sanko, Tabanlıoğlu Mimarlık, Tahincioğlu Gayrimenkul, Tekfen Gayrimenkul, Teknik Yapı, Turkcell ve YPU dikkat çeken isimler arasında yer aldı. MIPIM 2018’de yer alan mesleki toplum kuruluşları arasında ise Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD), Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK), Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER), İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıları Birliği (İMMİB), TURKISHCERAMICS ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) vardı. Read the full article
0 notes
kredivepara-blog · 5 years ago
Text
Devlet Destekleme Kredisi Veren Kurumlar 2020
Devlet destekleme kredisi veren yerler sayesinde nakit ihtiyaçlarınızı kolayca karşılamak istemez misiniz? Devlet destekleme kredisi farklı sektörlerde verilmektedir. Bu sektörler arasında: Hayvancılık sektörü, Tarım sektörü, İşletme sektörü yer alır.
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu hibe destek projeleri kapsamında destek sağlamaktadır. Devlet destekleme kredisi kapsamında desteklenen yatırımlar şu şekilde sıralanabilir: Meyve ve sebzelerin işlenmesi, Meyve ve sebze pazarlanması, Süt ve süt ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, Bitkisel üretimin çeşitlenmesi, Kanatlı et ve et türlerinin işlenmesi ve pazarlanması. İlginizi çekebilir: Devlet Destekli Evlilik Kredisi Nasıl Alınır? Bu alanlarda desteklerden faydalanmak için TKDK resmi internet sitesini ziyaret etmeniz gerekir. Başvuru için gerekli olan belgelerinizi bizzat TDK il koordinatörlüğüne ilettiğiniz zaman başvuru süreciniz başlamış olur.
Tarım Kredi Kooperatifleri Devlet Destekleme Kredisi
Tarım Kredi Kooperatifleri Ziraat Bankası ile yaptıkları iş birliği ile birlikte çiftçilikle uğraşan esnafların rahat bir nefes almasına yardımcı oluyor. Verilen krediler uygun faizli, hatta kimi zaman sıfır faizli olabiliyor. Krediden faydalanmak için tarım ya da hayvancılık sektöründe aktif faaliyet göstermek gerekiyor. Kredi kullanabilmek için başvuru yapan kişinin düzenli ve sabit bir geliri bulunması gerekiyor. 18 yaşından küçük kişilerin başvuru yapması halinde bankaya kefil göstermeleri ya da velileri ile birlikte başvuru yapmaları gerekiyor. Tarım Kredi Kooperatifleri desteklerinden bazıları arasında: Sıfır faizli traktör kredisi, Sıfır faizli koyun kredisi, Faizsiz sütçü yetiştiriciliği, Etçi kombine sığır yetiştiriciliği, Yüzde 50 faiz indirimli arıcılık kredisi yer alır. Kredi destekleri en fazla 100 bin TL olabilir.
Devlet Tarafından Verilen Küçük Atölye ve Fabrika Kurma Desteği
Küçük Atölye ve Fabrika Kurma Desteği Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilmektedir. Bu destek kapsamında: Ülke ekonomisi canlanacak, İşsizler iş bulabilecek, İşsizlik önlenecek, Başarılı iş fikirleri hayata geçirilebilecek. Desteklerden; Üretime katkıda bulunmak girişimciler, İşçiler, Emekçiler, İş kurmak isteyenler, Hayvancılık yapanlar faydalanabilirler. Bakan kredi hakkında bolca işçi alımı yapılacağını ve iş yeri açmak isteyen kişilere anahtar teslim edileceğini belirttiler.
Traktör Yenileme Devlet Destekleme Kredisi
Devletten verilen traktör yenileme desteği ile işiniz için gerekli olan traktörü zorlanmadan satın alabilirsiniz. TKDK kurumuna başvuru yaparak bu desteği alabilirsiniz. Destek kapsamına Türkiye’nin bir çok ili girmektedir. Destek üst miktarı en çok 30 bin TL olabilir. Desteği 72 ay vade ile kullanabilirsiniz. Başvuru yapmak için son tarih 2020 yılıdır. Devlet traktör kredisi ile yalnızca belirli iller için traktörlerin yüzde 50’si desteklenmektedir. Yani elinizde belirli bir miktar peşinat bulunması gerekiyor. Bu kredi desteğinden faydalanabilecek iller aşağıdaki gibidir: Karaman, Van, Ağrı, Çorum, Hatay, Afyon, Konya, Yozgat, Mardin, Şanlıurfa, Denizli, Çanakkale, Burdur, Uşak, Mersin, Nevşehir, Çankırı, Karaman, Aydın, Ankara, Samsun, Ordu, Isparta, Diyarbakır, Afyon, Balıkesir, Ardahan
Halkbank Devlet  Traktör Kredisi
Halkbank traktör kredisi kapsamında belirli bir kısma istihdam sağlanması ve dışa olan bağımlılığın azaltılması amaçlanmaktadır. Kredi sayesinde ham madde kaynağı oluşturulmuş olur ve ödemeler dengesi oluşur. Tarım sektörü ile uğraşan kişiler bu krediden faydalanabilirler. Çeltik, tarım, sera yapımı ve işletmesi için bu kredi türüne başvuru yapın. Devlet Destekli Konut Kredisi Nasıl Alınır? hakkında yazımızdan konuyla ilgili detayları öğrenebilirsiniz. Read the full article
0 notes
gulnarhaberleri-blog · 6 years ago
Text
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Ülke Direktörü Grede’den Başkan Kocamaz’a Ziyaret
Gülnar Haberleri Yeni Bir Haber Yayınladı... https://www.gulnarhaberleri.net/birlesmis-milletler-dunya-gida-programi-ulke-direktoru-grede%c2%92den-baskan-kocamaz%c2%92a-ziyaret/
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Ülke Direktörü Grede’den Başkan Kocamaz’a Ziyaret
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ülke Direktör Yardımcısı Suhukrub Khojimatov Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı makamında ziyaret etti.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ülke Direktör Yardımcısı Shukrub Khojimatov Başkan Kocamaz’a Dünya Gıda Programı’nın Türkiye’de ki Suriyelilere ve diğer mültecilere yönelik çalışmalarını anlattı. Ziyarette Türkiye’de ki mültecilerin beslenme, barınma ve istihdam  sorunlarının çözümü noktasında neler yapılabileceği konuşuldu.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, Dünya Gıda Programı olarak neler yaptığından bahsederek, Başkan Kocamaz’ı çalışmalar hakkında bilgilendirdi.
Türkiye’de mültecilerle ilgili en önemli problemin istihdam olduğunu söyleyen Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, belediyelerden bu konuda destek beklediklerini ifade etti. Grede, “Dünya Bankası İŞ-KUR’u ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı mali açıdan destekliyor ancak 1.4 milyon mültecinin sadece 30 bini çalışabiliyor. Biz sadece mültecilere yardımcı oluyoruz. Ancak kalkınma ajansı hem mültecilere hem de Türklere yardımcı oluyor. Biz Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı olarak belediyelerde mültecilerin çalıştırılması hususunda bir projemiz var. Her aileden bir yetişkin belediyede istihdam edilirse ve ücretleri Avrupa Birliği’nden sağlanan kaynakla İŞ-KUR üzerinden Belediyelere ödenebilir” dedi.
Gaziantep, Kilis, Hatay ve Adana ile görüşmelerini tamamladıklarını ifade eden Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Ülke Direktörü Nils Grede, olumlu bir geri dönüş almaları halinde projeyi Avrupa Birliği’ne sunabileceklerini ifade etti.
 “Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, Türkiye’nin üstelendiği yardımsever görevin içini dolduramadılar”
Türkiye’nin insanı ve vicdani görev üstelenerek, geçmişten gelen kültür değerleriyle birlikte vatansız kalan insanlara kucak açtığını söyleyen Başkan Kocamaz, “Gerek Birleşmiş Milletler gerek Avrupa Birliği, Türkiye’nin üstelendiği bu yardımsever görevin içini dolduramadılar. İki yıl önce Budapeşte’ye gittiğimde bin 200 mültecinin ülkeye kabul edilip edilmeyeceği konusunda referandum vardı.  Ama şu anda Türkiye’de 4 milyon mülteci var. Her zaman insani değerlere öncelik verdiğini iddia eden Avrupa maalesef bu konuda sınıfta kaldı. Türkiye’ye ‘Siz Suriyelileri konuk edin, biz bunun karşılığını vereceğiz’ dediler ama o sözlerinde de durmadılar” dedi.
Suriyelilerin ve mültecilerin istihdam edilmesi konusunda planladıkları projeleri anlatan Grede’ye, Mersin’de yapılan anketlerde bir numaralı sorunun Suriyeli vatandaşlardan kaynaklanan sorunlar, ikinci en büyük sorunun ise istihdam olduğunu ve Büyükşehir Belediyesi olarak hizmet için nitelikli personel çalıştırmak istediklerini ifade eden Başkan Kocamaz, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın 4 ay önce açıkladığı rakama göre Türkiye’nin verdiği destek 30 milyar doları aştı. Türkiye’de işsizlik oranı %11 civarında. Bu Türkiye genelinde de Mersin genelinde de böyle. Burada bazı belediyelerde Suriyeli işçiler çalışıyor, ücretini de İŞ-KUR veriyor. Ancak ücretini İŞ-KUR ödese de bizim Mersin’e hizmet için nitelikli personel yetiştirme zorunluluğumuz var. Belediyeler işsizlerin istihdam edildiği yerler olarak görülmemeli. Bizler nitelikli personellerle hizmet üretmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Suriyelilerin mutlaka bir şeylerle meşgul edilmesi gerektiğini aksi taktirde patlamaya hazır bomba gibi Türklerle çatışmaya girecek duruma geldiklerini ifade eden Başkan Kocamaz, “Gece geç saatlere kadar oturup, gürültü yapıp çevrelerine rahatsızlık veriyorlar. Mahallede böyle bir olay olduğunda bizim insanımız rahatsızlık duyuyor. Çatışma noktasına geldiler. Çok şükür ki bastırıldı. Biz 2016 yılında Suriyeliler konusunda bir çalıştay yaptık. Daha önce de bunlarla ilgili bir araştırma yaptık. Yaptığımız araştırmaya göre bu insanların %79’u bir daha Suriye’ye dönmeyi planlamıyor. %11’i durum düzelirse giderim diyor. Yalnızca %10’luk bir bölüm dönmeyi düşünüyor. Biz bu çalışmaların raporlarını hükümete ilgili makamlara ilettik” dedi.
0 notes
barkoturktv · 5 years ago
Text
İmamoğlu: Kahramanı kim olacaksa olsun; bu millet kurtulsun yeter
Tumblr media
Ekrem İmamoğlu, çalıştayda yaptığı açılış konulmasından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, “Kanal İstanbul, İstanbul’un tarım arazilerini nasıl etkileyecek” sorusuna, “İstanbul’un mevcut tarım alanının neredeyse yüzde 10 civarındaki kısmını Kanal İstanbul yok ediyor. Kanal İstanbul, bir travma. Kanal İstanbul, öyle stratejik bir proje falan asla değil. Kanal İstanbul, bir emlak işi. Emlak geliştirme işi. Kanal İstanbul masası yıkılmıştır. Bence yıkılmıştır. Bakın, her gün sallanıyoruz. Depremi konuşacağız. Yüz binlerce insanın canını konuşacağız, malını konuşacağız. Bu ülkenin ekonomisini konuşacağız. İstanbul depremi eşittir, bu ülkeye en an 400-500 milyar dolar. Niye 400-500 milyar dolar? Bu kadar büyük bir tehdidi siyasi malzeme yapmayın. ‘Emredin gelelim’ diyorum. Talimat verin, gelelim. Bütün egolarımızı bu masanın üzerinden sıyırıp, atalım. ‘Ben, o masanın hamalı olmaya hazırım’ diyorum. Ben, o masanın her konuda mücadelesini veren insan olmaya da hazırım. Kahramanı kim olacaksa olsun, umurumda değil. Bu millet kurtulsun yeter” yanıtını verdi.
Tumblr media
KÜÇÜKÇEKMECE / İSTANBUL Birincisi ve ikincisi, sırasıyla İzmir ve Hatay Büyükşehir Belediyeleri tarafından düzenlenen, “Üretimin Desteklenmesi, Planlanması ve Ürünlerin Pazarlanması” çalıştaylarının üçüncüsü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından gerçekleştirildi. Küçükçekmece’de düzenlenen çalıştaya; İBB’nin ilgili birimleri ile Muğla, Mersin, Eskişehir, Antalya, Ankara, Çanakkale, Adana, Aydın, Hatay, İzmir ve Tekirdağ Büyükşehir Belediyeleri’nden yetkililer katıldı. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi de çalıştaya katılarak, destek verdi. Çalıştayda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, toplantıyı, “Türkiye’ye bütüncül bir tarım felsefesi oluşturmada önemli bir yolculuk bu” sözleriyle tanımladı. “MERKEZİ HÜKÜMETİN KONUSUDUR DEYİP 2 ADIM GERİ ÇEKİLEMEYİZ” İmamoğlu, çalıştayın açılış konuşmasında özetle şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediye’mizin koordinasyonunda başlayan, daha sonra Hatay’da devam eden, burada da üçüncüsünü yaptığımız bir toplantı bu. Sadece tarım konusunda değil, farklı konularda 11 büyükşehir belediyemizin, Türkiye’ye mutlak yenilikçi birtakım fikirleri, projeleri ya da felsefeleri üretme mecburiyeti olduğunu her yerde ifade ediyoruz. Konuştuğumuz 11 büyükşehir belediyesi, Türkiye’nin neredeyse yarısı. Bu kadar büyük bir nüfusa ve potansiyele sahip kentlerin rutin belediyecilik hizmetleri yapması asla beklenemez. Sorumluluğumuzun büyük olduğunu biliyoruz. Bu manada tarımı, teknolojiyi konuşuyoruz. Ama bilinmelidir ki, eğitimi de konuşmalıyız. Bu kadar insanın kentte yaşadığı bir ortamda, eğitimle ilgili de bizim bir felsefe geliştirmemiz, belediyeler olarak hangi eksiği, hangi açığı kapatabiliriz diye fikirler ortaya koymak, hatta uygulamalar geliştirmek zorunluluğumuz vardır. Türkiye’de konu, merkezi hükümetin konusudur deyip, 2 adım geriye çekilecek büyükşehir belediyeleri asla değiliz ve olamayız. Her konu, bizim konumuz olmalıdır; muhatabıyız. Elimizden geleni de yapmak zorundayız. Benim bakışım bu. Biliyorum ki, diğer belediye başkanlarımızın da bakışı bu yönde.” “ÇOK DEĞERLİ KADROLARIMIZ VAR” “İstanbul, ilginç bir dönem yaşadı. 2019’da üst üste bir yerel seçim deneyimi yaşadık. Her ne kadar birincisini ‘Biz yaşadık’ diyorsak da ikincisini hep birlikte yaşadık. Çünkü, bütün Türkiye’nin demokrasi mücadelesine dönüştü. Buradan hepimizin çıkarımları var. Hukuka aykırı bir ortamda dik duruşu, bir arada duruşu hep beraber sahiplendik. Her partiyi katarak söylüyorum; bütüncül bir demokrasi mücadelesi verildi ve bu anlamda, bir daha buna meyillenecek bir süreç ya da hata, ülke tarihinde olmayacaktır diye düşünüyorum. Seçimler bitti; çıkarımlarımızı yaptık. Sorumluluklarımız başladı. Hepimiz iş başı yaptık ve artık işimiz çok. Bu manada bütün hedeflerimizi, etkin ve verimli çalışmalarımızı ülkemizi daha aydınlığa nasıl kavuşturabiliriz noktasında geliştirmek zorundayız. Bundan da hiç kuşku duymuyorum. Çok değerli kadrolarımız var. Ülkemizin ciddi sorunları var. Çok değerli bir coğrafyaya sahibiz. Önemli bir toprak varlığımız var. Bunun farkında olmak ve bunu geliştirmek zorundayız. Ne yazık ki yanlış politikalar, bizi birtakım sıkıntılara itiyor. Bu yanlış politikalarla ülke, yanlış yönlere savruluyor. Özellikle tarım, bunlardan bir tanesi. Bunlara dönük de bizim çok etkin rol almamız şart.” “10 BİN YILLIK TARİHİN SORUMLUSU BİR BELEDİYE BAŞKANIYIM” “Bugün kentlerimizde olsun, kırsalda olsun büyük bir yoksulluk yaşandığını, nereye gidersek gidelim, gözlemliyoruz. Bu yoksulluk, bu kötüleşen ekonomik göstergeler ve birtakım zorlama makyajlarla sürecin işlemediğini hepimiz biliyoruz. Anadolu, Trakya dediğiniz zaman, tam da bu neolotik devrimin başladığı toprakların üzerindeyiz. Tarım devriminin, tarımın başladığı toprakların üzerindeyiz. 10 bin yıl önce, bu topraklar tohumun keşfedildiğini görmüş. Buralarda çiftçilik başlamış. Böylece yerleşik bir yaşam ve uygarlık birikmeye başlamış bu topraklar üzerinde. Sadece ülke için değil, dünyaya mesaj verebilme potansiyeline sahiptir bu topraklar tarımla ilgili atacağı adımlarda. Bu bereketli toprakların üzerinde anlamsız oynamaların yerine, ısrarlı bir şekilde, ‘Şu tarafından su kanalı geçireceğim, bu tarafında şunu yapacağım…’ Bu kadar verimli toprakları yok etmek yerine, dünyaya, geleceğin tarımı adına mesajlar verebilen, teknolojik ve tarımsal gelişimi sağlayan adımları atma mecburiyeti vardır bu toprakların. Ben kendimi, 10 bin yıllık tarihin sorumlusu bir belediye başkanı olarak görüyorum. Bu topraklarda yaşayan ve görev alan her bireyin de 10 bin yıllık kültürün bugünkü temsilcileri olarak; Anadolu’ya, Trakya’ya ihanet etmeden işini yapma mecburiyeti olan bireyler olduğumuzu düşünüyorum.” “17 YILDA 700 BİN ÇİFTÇİ AZALIMI VAR” “Bugün net olarak tarımda ithalatçı bir ülkeyiz. En temel ürünlerin yoğunlukla ithal edildiği bir duruma geldik. Bu, bizim için çok üzücü. 17 yılda ekim alanlarımızda 30 milyon dönüm, çiftçi kayıt sistemine dahil çiftçi sayısında 700 bin kişi azalma var. Bu, büyük bir sayı. Yurttaşlarımıza, yeteri miktarda sağlıklı gıdayı sağlama konusunda ne kadar iş yapmamız gerektiğinin de önemli bir verisi. Çiftçi sayısının azalmasını, kır-kent dengesinin bozulmasının, ülkemizdeki sağlıksız yapılaşmanın da tetikleyicisi olarak görüyorum. Dengesiz göç, insanların bir tarafta mutsuz olup, diğer tarafa sığınmacı gibi gitmesi, kente o şekilde ulaşması, orada yapılaşmayı da yaşamı da niteliksiz hale getiriyor. Orada, kentteki yoksulluk yaşanmaya başlıyor.” “SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ” “Tarım ve gıda rejimi kurma konusunda İstanbul’da ciddi adımlar atmanın başlangıcındayız. Bir kısmını başlattık. Bunun tümüyle hem kentteki hem kırdaki yoksulların yanında olmanın bir modeli olacağını da görüyoruz. Bu büyük kentte tüketimi planlarken, üretimi de desteklemenin bir modelini geliştirdiğimizin farkındayız. Türkiye’de kırsal alan ve köyler, hızla boşalıyor. Ülkemiz, bu manada gıda güvenliğini de yitiriyor. Buna seyirci kalmayacağız. Kırsal niteliği ağır basan mahallelerimizin kent refahından yararlanmaları için gerekli altyapı ve üstyapı çalışmalarına başladık. Tüm Türkiye’de, kentsel ve kırsal yaşam arasında bir dayanışma ağı kuruyoruz. Bu anlamda örnek köylerimizin imalatına başladık. Buraları karşılıksız destekleyeceğiz. Kırsalın yeniden yeşillendirilmesi, orada üretimin yeniden canlandırılması bizim asli görevimiz olacak. Diğer kentlerimizle olan iş birliğimizle, Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticiyi de desteklemenin modelini geliştiriyoruz. Atalık tohumlarımızla üreteceğimiz sağlıklı ve temiz ürünlerimizi halkımızın sofrasına nasıl ulaştırırız? Halk, bundan nasıl emin olarak o ürünleri satın alır? Zincirin halkalarını sağlıklı hale getireceğiz.” “SAĞLIKLI VE UCUZ GIDA ERİŞİMİNİ SAĞLAMAK NİYETİNDEYİZ” “Bu manada iki kavramımız çok önemli. Hem ‘Halk Marketleri’ni çok önemsiyoruz hem ‘Halk Lokantaları’nı çok önemsiyoruz. Bunu, İstanbul’un 39 ilçesinde yaygınlaştırmanın bir felsefesini oluşturuyoruz. Sağlıklı ve ucuz gıda erişimini sağlamak niyetindeyiz. Başta öğrencilerimizin, asgari ücretle bu kentte geçinmeye çalışan insanlarımızın sağlıklı beslenmesi konusunda da onlara katkı sunan, çok yenilikçi projelerimizi hayata geçireceğiz. Titizlikle düşünülmüş, katılımcı bir anlayışla çerçevesi çizilmiş, İstanbul Büyükşehir tarım ve gıda politikalarını sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Benzer modelleri, şüphesiz kendi özgünlükleri içinde tüm belediyelerimiz ortak bir anlayışla yaşama geçirdiğinde, bu modelin çalışacağından ve sorunları sistematik biçimde ortadan kaldıracağından eminim.” “İNSANLARA BİR MODEL SUNACAĞIZ” İmamoğlu, açılış konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin sorduğu sorular ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şunlar oldu: “Daha önce büyükşehir belediye başkanları ile yaptığınız toplantılarda ne konuşulduğunu merak ediyoruz. Nasıl bir zincir olacak? Bir model üzerinde anlaşıldı mı? Onun için net bir adım atıldı mı?” - Bugün üçüncü ayağı. İzmir, ilk koordinasyonu başlatan şehrimiz. İzmir’den sonra Hatay. Bugün, istanbul’dayız. Zaten bu toplantılardan -çıkartmak istediğimiz sonuç şu: Birincisi; sağlıklı gıdayı insanlara ulaştırabilmek. Sağlıklı gıda, şu anda toplumun en küçük çocuğundan en yaşlısına kadar kentin sorguladığı bir konu. Temelde bakışımız şu: Üretimin yapıldığı alanlara kadar sürece dahil olabilmek. Bu manada bir çalışma yürütüyoruz. İkincisi; aradaki maliyeti artırıcı unsurları azaltabilmek. Bu manada örneğin, İstanbul’un yakın bölgesindeki üreticileri desteklemeyle birtakım politikalar geliştirmek. Birçok şey sıralanabilir yukarıdan aşağıya. Bu masa niye önemli? Örneğin Mersin, ciddi bir üretim şehri. Adana, Antalya, Hatay aynı. Hem buralarda üretimin sorunları tartışılıyor hem de tüketimin. Bu anlamda; bu halkalar, bu toplantılar sonucunda birleşecek ve biz, insanlara bir model sunacağız. Burada elbette ki piyasayı belirleyici farklı özel sektör dinamikleri de var. Ama belediyeler burada topyekun hareket ederse, dinamik bir tavır alırsa, biz, bu işin gıda yönünde çok ciddi düzelmeler sağlayacağını öngörüyoruz. Elbette biz hükümet değiliz, bakanlık değiliz, kanun çıkarma yetkisine sahip değiliz. Böyle bir haddimiz, hakkımız yok. Elimizdeki imkanlarla, bu süreci bir prototip gibi, nasıl düzenlenebileceği ve şekil verilebileceği konusunda sağlıklı bir model geliştirdiğimizde, diyeceğiz ki; ‘Ey Ankara bak; böyle bir model var. Bunu, siz uygulayabilirsiniz.’ Aslında bu işin, bu aşamasındayız. Ama esas olan, Türkiye’nin tarım politikaları, Türkiye genelinde bir desteklemeyle, sübvanseyle yönetilme şansına sahip olmalı. Bunu da biz, açıkçası büyükşehir belediyeleri olarak bir nevi, bir ders niteliğinde, önemli bir mevzu olarak sağlığımızı etkileyen, topraklarımızın verimliliğini etkileyen bir biçimiyle, bir neticeye kavuşturma çabası içerisindeyiz. İnşallah sorduğunuz sorunun net cevabını, belki bir-iki toplantıdan sonra, bahara girmeden ya da baharın içerisinde bütün Türkiye’ye sunmak ve müjdelemek istiyoruz. “KANAL İSTANBUL BİR TRAVMA” “İstanbul, tarım arazilerinin de olduğu bir büyük şehir ama bazı büyük projelerin tarım arazilerine olan etkisi geçtiğimiz günlerde tartışılmıştı. Kanal İstanbul da bunlardan biri. Eğer olursa, tarım arazilerini nasıl etkileyecek?” - İstanbul’un mevcut tarım alanının neredeyse yüzde 10 civarındaki kısmını Kanal İstanbul yok ediyor. Şehirleşme etkisi? Bu zaten tahmini mümkün olmayan bir seviyeye doğru gider. Kanal İstanbul, bir travma. Kanal İstanbul, öyle stratejik bir proje falan asla değil. Kanal İstanbul, bir emlak işi. Emlak geliştirme işi. Yani; ‘Yaparız, satarız, para kazanırız!’ Bakın bu kadar net söylüyorum. Efendim Boğaz geçişiymiş, Boğaz’ı korumaymış… Hayır! Bu kadar uzun yıllardır analiz ettiğim, her yönüyle insanı dinlediğim, serbest piyasadan, bu işi yapan inşaatçı firmalardan, başka kurumlara kadar… Takip ettiğim bilim insanlarından dinlediğim kısmıyla bunu tarif ediyorum: Suyunu yok edecek. Tatlı su rezervlerini ciddi anlamda etkileyecek. Aynı zamanda, oluşturduğu, 8 milyon insanı hapsettiği ada, toprağa verdiği zarar, depremle ilgili oluşturduğu tehditleri üst üste koyduğunuzda büyük bir travma… Düşünülmesi bile benim uykularımı kaçırıyor. İnşallah tüm hukuksal çabamızla bu işi engelleyeceğiz. Tabii ki toplumun da iradesiyle engelleyeceğiz. Toplumun bunu reddettiğini ve istemediğini görüyorum. Siyasi mekanizmalar üzerinden ‘olur’ veren halkın da vicdanen ‘olur’ vermediğini de biliyorum ben. Hissediyorum bunu. Yani, siyasi tarafı olduğu parti desteklediğinden dolayı, ‘Evet’ diyor ama vicdanının bunu kabul etmediğini biliyorum. Deprem konuşmamız lazım. Depremle hiç alakası olmayan, bu kentte yeni bir şehir var etme çabası içerisindesiniz. Neredeyse 1 milyon 100 bin tanımlı var orada, bence 2 milyonu aşar. Daha bu şehirde on binlerce riskli yapının sorununu çözemedik. Bunu çözelim. Bu masada konuşulacak konu o. Kanal İstanbul masası yıkılmıştır. Bence yıkılmıştır. Bakın, her gün sallanıyoruz. Depremi konuşacağız. Yüz binlerce insanın canını konuşacağız, malını konuşacağız. Bu ülkenin ekonomisini konuşacağız. Tekrar söylüyorum. İstanbul depremi eşittir, bu ülkeye en an 400-500 milyar dolar. Niye 400-500 milyar dolar? Bir günlük zararı tariflemiyorum burada. Yıllara sarih bu ülkenin depresyonunu, ekonomik kayıplarını, moralsizliğini üst üste koyduğunuzda bu rakam bile az kalır. Bu kadar büyük bir tehdidi siyasi malzeme yapmayın. ‘Emredin gelelim’ diyorum. Her yerde söylüyorum. Bu kadar ağır söylüyorum. Talimat verin, gelelim. Bütün egolarımızı bu masanın üzerinden sıyırıp, atalım. ‘Ben, o masanın hamalı olmaya hazırım’ diyorum. Ben, o masanın her konuda mücadelesini veren insan olmaya da hazırım. Kahramanı kim olacaksa olsun, umurumda değil. Bu millet kurtulsun yeter.” Read the full article
0 notes