Tumgik
#Haroşa
orgu-evi-blog · 1 year
Text
Artan İplerden Bardak Altlığı Modeli / Tığ İşi / Anlatımlı Yapılışı - Örgü Dantel Oya El İşi
Örgülerimizden artan ipleri değerlendirmek için yapmış olduğum model, tığ işi bardak altlığı. Renk renk yapın. İster kullanın isterseniz satın.Tek renkte örebilirsiniz her sırayı farklı renkte yapabilirsiniz.Yapımı kolay ve zevkli, çabuk biten bir örnek.Çok detaylı anlattığım için yeni öğrenen arkadaşlar sizler de rahatlıkla yapabilirsiniz. BEĞENİ ATMAYI ve ABONE OLMAYI UNUTMAYAN TÜM…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
orgutube · 14 hours
Video
youtube
🎀 Örgüye Yeni Başlayanlar İçin En Tatlı Bebek Patiği! 🧸💖 🎀
Herkesin kolayca yapabileceği, sıcacık mı sıcacık bir bebek patiği örmeye ne dersiniz? 👶🧶 İki şişle haroşa ve lastik örgü teknikleriyle, elinize aldığınızda sizi mutluluktan uçuracak bu şirin patiklerin yapımını detaylarıyla anlattık. 💫
Eğer “Ben örgü yapamam ki!” diyorsanız, bir de bu videoyu izleyin! 😍👀 İlk patiklerinizi örüp minik ayakları sarıp sarmalamak hiç bu kadar kolay olmamıştı! Üstelik küçük süslemelerle onları kendi tarzınıza uygun hale getirebilirsiniz. 🎨✨
💡 Neler Öğreneceksiniz? 🔹 Bebek patiği nasıl örülür? 🔹 Haroşa ve lastik örgü teknikleri 🔹 Patiği süsleme ve farklı tasarım fikirleri
Hazır mısınız? Örgü dünyasına adım atmak için bu videoyu izleyin ve ilk bebek patiğinizi bizimle birlikte yapın! 🌈💕
🔗 https://youtu.be/0pqzEE0NxUM
Beğendiyseniz bu gönderiyi reblog yapmayı ve bizi takip etmeyi unutmayın! 📌💫
0 notes
marstabirsehir · 6 months
Text
SİZ AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
DİDEM MADAK
62 notes · View notes
aynodndr · 8 months
Text
Tumblr media
Kaç çileden çıkar bir hayat.
Kaç tane ilmek atarsın
Mutluluğu tam üstüne göre örmek için.
Kaç acı azaltır, kaç fırsat arttırırsın!
Ya ipin kalın gelir ya da şişin...
Bir de şekil vermeye uğraşırsın;
Haroşa bir ters, bir düz.
Bir de arada kaçırdın mı,
Söküp söküp baştan başlarsın.
Ters düz olmuşsun bir de bakarsın....
4 notes · View notes
sseresserpe · 2 years
Quote
'90 yazı, Padova'da sokakta yürüyen, karşıdan gelen elleri omuzlarına bağlanmış adam otuz küsur yıl önce doktorların hamile kadınlara mide bulantısına karşı talidomıd yazmasını ve dilden dile dolaşan bir fıkrayı çağrıştırıyor: Müstakbel anne bir yandan talidomidi yutup bir yandan da bebeğine kazak örüyormuş, bir sıra haroşa, bir hap, bir sıra haroşa, bir hap. Bu sahne karşısında dehşete kapılan arkadaşı, dur, ne yapıyorsun, bu yaptığın yüzünden bebeğin kolsuz doğabilir, bilmiyor musun diye çıkışmış, kadın da onu biliyorum da kol örmeyi bilmiyorum demiş
Seneler \ Annie Ernaux
3 notes · View notes
hetesiya · 8 months
Text
Tumblr media
SİZ AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!"
Didem Madak
https://x.com/insanokurx/status/1753815016254374279?t=3kX9kztBH4unp_5dyqo2cA&s=35
1 note · View note
falancaportal · 9 months
Text
Görenin Sipariş Vereceği Haroşa 2 Şiş Patik Modeli
New Post has been published on https://renklihobi.com/gorenin-siparis-verecegi-harosa-2-sis-patik-modeli/
Görenin Sipariş Vereceği Haroşa 2 Şiş Patik Modeli
İçindekiler
2 İlmek Patik Modeli Malzemeler
Görenin Sipariş Vereceği Patik Örneği Yapılışı
Şiş ile yapılan en kolay patik modeli karşınızda. Sizler ayak ölçüsüne göre de ilmek sayısını ayarlamak ve modelin düzgünce oturması için uygun yün ve şiş seçmelisiniz. Patiği kişiselleştirmek için renk değişiklikleri veya ek süslemeler ekleyebilirsiniz. Yaratıcılığınızı kullanarak kendi tarzınıza uygun örgü patik modelleri örebiliriniz.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
İki şiş kullanarak hazırlanan babet patik modelini mutlaka her çeyiz için yapmalısınız. İki renkli ve havalı olan bu örgü çok kolay yapılış tekniğine sahip. Kolay patik örnekleri içinde renkli bir örneği sizlerin beğenisine sunuyoruz. Şişe 55 ilmek atılarak 2 renk 2 ilmek patik modelinin yapılışı gerçekten çok kolay. Bu güzel şiş örgüye patiğin orta kısmındaki renkli bölümden başlanıyor. Bu bölüm ilk örülüp tamamlanıyor ve sonra yan taraflar örülmeye başlanıyor. Orta kısmında ilmekler ikiye ayrılıyor ve eksiltme yapılarak örülüyor. Tamamı sürekli düz örülen tor örgüden yapılan bit model olduğundan herkes kolayca örebilir. Alıntı videoda ayrıntılı yapılışını izleyerek, dilediğiniz renklerde ve her ayak numarası için örebilirsiniz. Kolay gelsin.
Görmelisiniz: Gelinlere Çeyizlere Yakışan Anında Biten Patik Modeli
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
2 İlmek Patik Modeli Malzemeler
2 renk orta kalınlıkta ip
3,5 numara şiş
Makas
Dikmek için iğne
Görenin Sipariş Vereceği Patik Örneği Yapılışı
Kaynak Youtube: canselin örgü dünyası
youtube
0 notes
kucukorguevi · 1 year
Video
youtube
KAĞIT İP İLE HAROŞA ÇANTA YAPIMI - KÖE-Etkinlik
Oldukça seveceğiniz hafif çok amaçlı kullanabileceğiniz bir çanta yaptık. İsterseniz çeşitli aksesuarlar ile zevkinize göre süsleyerekte kullanabilirsiniz.
0 notes
“Dans edemeyeceksem devrim benim değildir.”
“Kendini rahat bırak Çido 
Kollarını gevşet Çido 
Adımları takip et Çido 
Karşı tarafı iyi dinle Çido 
Müziği duymuyorsun, ritmine de odaklan Çido 
Gevşe Çido, gevşe Çido, gevşe Çido” 
Hahhhh, bu nasıl devrim ayol, kendime çizdiğim tüm talimatlar ve dışarıdan aldığım tüm uyaranlar ile ben nasıl devrim yapacağım ki, ancak evirip çeviriyor ve totomla dağları deviriyorum. Emma Ablamı anlamam çok uzun sürdü, aşağıda daha mantık çerçevesinde zamazingolar ile (for zamazingos, scroll down) açıklamaya çalıştığım ikililikler oldu ancak onlara da bir dur demek ve zihnin de kendi akışına bırakmak istiyorum. 
Akış ne ola ki? Nehir diyorlar, akışına bırak diyorlar. Bacım ben yüzme bilmiyorum, hayatım kendi akışı ile devam etseydi şu an evli, çocuklu ve mutsuz olacaktım. Her daim akışı kontrol etmek zorunda olan, kendi bedeni ve zihnini eğitmek ve bir ilerisine taşımanın yollarını arayan benim gibi kadınlar için bırakmak ne denli zor. Hele ki bunca sorumluluğu, bir şeylerin yönetimini, organizasyonunu yapan insanlar için daha da zorlaşmakta, bir de totoya mukayet olmaya çalışmaktan dansı bile sınırlı alanlarda yaparken imkansız hale gelmekte. Yoksul veya alt sınıftan olmanın dansa getirdiği muhafazakarlığı saymıyorum bile. Dans ettim diye dayak tehditlerine maruz kalmamı şuraya iliştireyim de azcık kurban olayım. Bedene kayıtlanan travmalara dair koca koca litaratürler var, dileyenler içine dalabilir elbette. Ben daldım, çıktım ama hala yüzme bilmiyorum. 
Kendi kişisel tarihimin dansla buluşması elbetteki otuzlarıma denk gelecekti, elbetteki özgürleşen benliğim beş çayına susamışçasına müziğe doğru koşacaktı. Bedenim ile kurduğum bağlantıyı kaybetmemek için metronomunu anlamasam da müziğin ritmine bırakmayı tercih edecektim. Hayatımda dostluğa dair ağzıma sıçanlara selam olsun, onlardan kaçmak için bir soda ile sarhoş olup saatlerce dans etmeyi onlar sayesinde yaptım. Onlardan kaçış, bedene yaklaşma ve gelen iltifatlar ile dansın bir dayak sebebi değil, aslında bir ifade ediş biçimi olduğunu gördüm. O an kırgınlıkların, kızgınlıkların ifade ediş biçimi de olsa coşkusu mükemmeldi.  Olabildiğince ama olabildiğince sıkıcı, uyku getirici, ve zerre anlamadığım akademik toplantı sonrasında kelli felli profesörler ile delicesine dans ettiğim gece ise dedim ki Çido seni seviyorum (şşşş, nadir zamanlar, keyfini çıkar). 
İmvroz’a dansa aşık olanlar oldu, yıllar önce kokusuna ve rüzgarına aşık olduğum ve umutsuz aşklardan vazgeçtiğim adaya. Ve oranın sürgün Rumları gibi taşıdılar tekneler ile dansı buraya, İzmir’e. Smyrna Balfolk olarak koydular adını, ben de dedim ki geçmiş ve şimdiki zaman arasında bir bağlantı kuruyor, balo ve folklorü birleştiriyor, mithiiiş. Sınıf atlama anksiyetesi yaşayan ben, birbirinden ayrı gayrı düşlediğim balo ve folklorü birleştiren bir oluşumun içinde olmalıyım. Neticede herşey kişisel tarih ile de kesişmekte. Evet, kesişim alanlarına da takıntılıydım o dönemde. 
Çemberler, danslar, yeni dostluklar, bolca kahkaha, yeni müzik alemleri, toplaşmalar… Neşeli toplumun da hayalini kurmuş muydun Emma Abla? Ama devrim de kişisel imiş ve yüzyıllar gibi süren yıllar alıyormuş. Nedir bu mazurka, çember dansı aç da beraber dans edelim hoca, diye sokak ağzı ile gevrek gevrek konuştuğum zamandan bu zamana geçen sürede ne oldu tanrım bana? Büyük T’ler yitti gitti de, yerine müziğin ve dansın tanrıçası mı sardı benliğimi? 
--- 
“Ben işte miraç gecelerinde 
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, 
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, 
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin 
Bir şiir aradım. 
Geçen üç yıl boyunca 
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. 
Ülkem olmayan ülkemi 
Kayboluşumu aradım. 
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. 
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm 
Haroşa bir hayat bırakmak için. 
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.”  (D. Madak)
Didem ablam evet çok güzelsin ama çok melankoliksin, bu bünyeye fazla geliyor bu melankoli. Ben de kedere yuvarlandım bir süre boyunca, benim olmayan kederlerin sadece izdüşümünü yaşadım. Benim değildi acı, bizimdi ve o biz’in kim olduğunu da bilmiyordum. İşte o kederle ettiğim dans ile mazurka bir anlam ifade etmeye başladı, sadece aşk değil keder de tek beden olarak dans edebilirmiş. Keşke İzmirli güzellerin arasında yerini bulup dans edebilseydin, keşke Didem abla kedilerin ve senin olduğun eve gelip seninle evin salonunda dans edebilseydim. Belki eşlikçin olmuştur, ha? 
Ve Amorroma. 
Hayvani sesler ile duyguları anlatmak daha rahat. Offf of. Evet dans oldukça arkaik ve hatta hayvani bir şey. Bir bütün olduğunu tekrar ve tekrar hissettiriyor, parçalanmış ve parçalanacak olan tüm atomların tekrar birleşiyor o an. Sanki sanki, evet yıldız tozuyuz dedirtiyor. Yükseldim dememde haklıyım çünkü yerçekimi kalmadı ki o zamanda. Çok masalsı, o alemde realite olmasın lütfen. Mantıklı ve makul cevapları orada aramak istemiyorum, lütfen suçluluk duygusu da beri geçsin. Evet, bu duyguları daha önce hissettim, İmvroz’da… Ama aşkın bu hali değildi, aşkın dans haliydi ve o an orada yaşanacak bir şeydi. Geceden sabaha, şeker kokulu parfümden kedi tuvaleti kokusuna. Bunların hepsi uzatılan elmadan bir ısırık almak gibiydi, önemsiz. Bastırılan ve belki korkulan tüm duyguların dışavurumu. Belki gevşeme yudumunun sarhoşluğu, belki karşıdaki kişi ile uyumun getirisi. Her ne ise olağandışı, olağanüstü ve sihirli bir şeydi. Sağlak bir insan olarak, sağ elimin bu kadar güzel olduğunu hissetmemiştim. Gevşe çido diye direktifler olmadan, kendiliğinden salmıştım bedenimi. Saatlerce sürecek meditasyonlardan daha nirvanatik anlar bütünüydü. Hatırlamalar içerisinde yüz yok, ses yok, sadece dans var. O anlar sadece bedenimde bir uyuşukluk olarak hatırlanıyor, kan akışı mı kalp atışı mı? Önceki hayatımda bir yaprak olayım, kuruyayım ve döküleyim, o da bir toprak olsun ve üstüne düşeyim. Belki de öyledir. Parçalandık ve birleştik neticede. 
Duygular geçer, biter, gider. Bu geçicilik içinde onları yaşamayı, hayatımda farklı renkleri görmeyi sevdim. Geçtiğinde ise yerine başkaları gelir. Akışına bırakmayı mı öğreniyorum? Yüzme dersi almaya başladım, doğru. Boğulursam can kurtaranım Muinar olacak ve artık Leylam var. 
Dansın her halini seviyorum, bu haline ise aşık oldum. Şükran.
Zamazingo Time 
“Dans edemeyeceksem devrim benim değildir.” E. Goldman 
Bu söylemi her daim anarşist bakış açısı ile değerlendirmiş, akışkan hayatlar ile bağlantısını ‘hissedememiştim.’ Beden zihin ikilemine dair tüm yoga camiası ve psikolojik alt yapısına dair okumalar yaparken de bunun bütünlüğünü algılayamamışım. Dans etmek, akışkanlık, zihnin susması, bedenin konuşması, müzik ile bedenin bütünleşmesi, kalp atışı, şeker kokulu parfüm, ellerin birleşmesi ile yoğun enerji akışı. 
Yaşam ve ölüm üzerine yoğun düşüncelerin gark olduğu dönemlerde fark ettim ki bu ikililik ile beden-zihin ikililiği çok paralel gidiyor. Sanki beden yaşamı, zihin ise sonluluğunun bilincinde olarak ölümü temsil ediyor. Teorik fasofisolar ile bazen zihnin ölümsüzlüğünün arayışına giriyorum yine ve yeniden. Ölüm istenci teorisini yazdığı dönemde Freud, sevgili kızını kaybetmiş ve onun kederiyle ölüm istencinin psikolojideki yerini açıklamış. Binlerce insanın ölümünü ekranlarda izledik, kişisel tarihimizde ise cenaze yıkama odalarında gezindik ve çok sevdiğimiz yakınlarımızı kaybetme korkusu ile hayata değil ölüme tutunduk. Zihnimiz bunca acı karşısında durmak istiyor. Ama kırmızı pabuçları giymişçesine beden de dans ile buradan kaçacak, durmak bilmez hayat pistinde dansını devam ettirecek. Çelişkiler yumağı ise bu dönemde karşımıza çıkıyor. Labirentin içindeki tehlikeleri biliyor, ölümü her an dibimizde hissediyoruz. O zaman dans, maşallah, inşallah hocam. Hocalar devrindeyiz doğru. No, no politaka yok. 
Bu zamazingolar bu gün için yeter, devamı elbette gelecek çünkü makul ve mantıklı cevaplar arıyorum. 
31.05.23
0 notes
conteurdhistoire · 4 years
Text
Haraşolar!
Bolşevik İhtilali üzerine memleketlerinden kaçıp Türkiye'ye gelmiş olan eski aristokratlar, burada kağıttan çiçekler, alçıdan resimlikler, elbise askılıkları filan yapar, satarlardı Türkçe bilmedikleri için de ellerindeki malları göstererek
- Haraşo! Haraşo! derlerdi.
Bundan ötürü bütün İstanbul onlara Haroşa derdi. Haroşa Rusça'da "iyi, güzel" demektir.
Agah Özgüç, Türk Sinemasında İlkler, Yılmaz Yayınevi, 1990, s.32.
1 note · View note
orgu-evi-blog · 1 year
Text
Bağcık (Kordon) Yapılışı - Örgüler ve Kıyfetler İçin / Anlatımlı Yapılışı / Örgü Dantel Oya El İşi
Patik, bere, bebek yeleği ve hırkası gibi örgüleriniz de kullanabileceğiniz bağcık ve kordon modeli. Tığ işi yapımı kolay bir model. Ücretsiz kanalıma abone olarak takipte kalabilirsiniz. patik,bebek patiği,lif, salon takımı,oda takımı,mutfak takımı,dantel takımlar,çeyizlik modeller,havlu kenarı,dantel,örgü,bere,şal, tığ işi, el işi,el örgüsü, kenar danteller boncuk oyası, şiş oyası, boncuk işi,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
knittingbordado · 5 years
Text
İki şişle SADECE HAROŞA ile patik yapımı /2. Bölüm/ En Kolay patik örneği // Kolay patik modelleri
İki şişle SADECE HAROŞA ile patik yapımı /2. Bölüm/ En Kolay patik örneği // Kolay patik modelleri
[ad_1]
Tumblr media
YouTube
[ad_2]
Tumblr media
YouTube
View On WordPress
0 notes
selenofill · 3 years
Note
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayımÇok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayımSüt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
En sevdiğim, yüreğimi dağlayan şiiri...
Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım?
Ben de çok severim🌃
9 notes · View notes
aynurant · 4 years
Text
Tumblr media
Kaç çileden çıkar bir hayat.
Kaç tane ilmek atarsın
Mutluluğu tam üstüne göre örmek için.
Kaç acı azaltır, kaç fırsat arttırırsın!
Ya ipin kalın gelir ya da şişin...
Bir de şekil vermeye uğraşırsın;
Haroşa bir ters, bir düz.
Bir de arada kaçırdın mı,
Söküp söküp baştan başlarsın.
Ters düz olmuşsun bir de bakarsın....
6 notes · View notes
sseresserpe · 3 years
Text
N'anlarsınız Bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin allahını bilirim bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
Süt içtim acım hafiflesin diye Çikolata yedim bir köşeye çekilip Zehrimi alsın diye Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz İlahiler öğrendim. Siz zehir nedir bilmezsiniz Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin Bir şiir aradım. Geçen üç yıl boyunca Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. Ülkem olmayan ülkemi Kayboluşumu aradım. Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Bir ters bir yüz kazaklar ördüm Haroşa bir hayat bırakmak için. Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
2 notes · View notes
bucaginyazari · 3 years
Text
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin allahını bilirim bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
Süt içtim acım hafiflesin diye Çikolata yedim bir köşeye çekilip Zehrimi alsın diye Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz İlahiler öğrendim. Siz zehir nedir bilmezsiniz Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin Bir şiir aradım. Geçen üç yıl boyunca Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. Ülkem olmayan ülkemi Kayboluşumu aradım. Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Bir ters bir yüz kazaklar ördüm Haroşa bir hayat bırakmak için. Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
2 notes · View notes