#Erdoğan Kaya
Explore tagged Tumblr posts
Text
"yıldız tozları serpiyor melekler yatağına... yastağında deniz, yorganında orman kokusu..."
#Mücevher#Cem Adrian#Çok güzel söylemişler#Yılmaz Erdoğan#Selda Bağcan#Okan Bayülgen#Mustafa Alabora#Demet Evgar#Mert Fırat#Cem Yılmaz#Selçuk Yöntem#Zülfü Livaneli#Rutkay Aziz#Demet Akbağ#Mazlum Kiper#Haluk Bilginer#Gülten Kaya#Tanrı Aslında Sever Hepsimizi#❤️
112 notes
·
View notes
Text
Oral: Sporcularımızla gurur duyuyoruz
Altınova Belediyespor Güreş Takımı, Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’ı makamında ziyaret etti. Geçtiğimiz hafta çeşitli illerde yapılan müsabakalarda dereceye giren güreşçiler, Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’ı makamında ziyaret etti. Güreşçileri kutlayan Başkan Oral, başarılarının devamını diledi. Ziyarette çalışmalar hakkında bilgi veren Altınova Belediyespor Güreş…
View On WordPress
#Altınova#Belediye Başkanı#Burak Kaya#Erkan Uysan#Güreş#Kaan Kaya#Metin Oral#Mutafa Bayram#Sabahattin Erdoğan#Spor#Yalova#Yağlı Güreş#İsmail Kaya
0 notes
Text
Fetullahçı Enes Kanter, ‘Size Fetullah Gülen’in selamını getirdim. Erdoğan ülkemi mahvetti, ülkem için dua et’ diyerek Papa’dan medet umuyor.
Bunlar her kılığa girer, her role bürünür, her yere sızarlar.
Bunlar sosyal medya sayfalarında Atatürk, Che, Pir Sultan, Ahmet Kaya, gibi maskelerle her türlü fitne, yalan, iftira, tezviratı ibadet addederek yayıyorlar.
Nasıl bir karaktersizlik bu?..😡🤬
18 notes
·
View notes
Text
Bursa İnegöl'de 2024 yılında 761 ağaç dikildi
https://pazaryerigundem.com/haber/193181/bursa-inegolde-2024-yilinda-761-agac-dikildi/
Bursa İnegöl'de 2024 yılında 761 ağaç dikildi
Milli Ağaçlandırma Bayramı kapsamında Akbaşlar kırsal mahallesi bölgesinde fidan dikme etkinliği gerçekleştirildi. 500 fidan toprakla buluştu.
BURSA (İGFA) – Bir gencin sosyal medya paylaşımı üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hazırlanan genelge ile ilk kez 2019 yılı Kasım ayında “Geleceğe Nefes Ol” sloganıyla başlayan Milli Ağaçlandırma Bayramı, bu yıl 6’ncı kez kutlandı.
11 Kasım tarihinde, saatler 11.11’i gösterdiğinde ülke genelinde milyonlarca fidan aynı anda toprakla buluştu. İnegöl’de de Kaymakamlık uhdesinde Orman İşletme Müdürlüğü ve İnegöl Belediyesi organizasyonuyla fidan dikim etkinliği gerçekleştirildi.
İNEGÖL BELEDİYESİ 2024 YILINDA 761 AĞAÇ DİKTİ
Akbaşlar kırsal mahallesi bölgesinde gerçekleştirilen Milli Ağaçlandırma Bayramı fidan dikim etkinliğine ilçe protokolü de katıldı.
Öğrencilerin de yer aldığı etkinlikte, fidan dikimi öncesi bir konuşma yapan İnegöl Belediye Başkan Yardımcısı Melih Ateş, ilk kez 6 yıl önce kutlanmaya başlayan Milli Ağaçlandırma Bayramı kapsamında, yine ülkece hep birlikte fidanları toprakla buluşturmak için bir arada olduklarını söyledi. 2019 yılından bu yana her yıl 11 Kasım’da Milli Ağaçlandırma Bayramı kapsamında milyonlarca fidanın toprakla buluştuğunu kaydeden Ateş, “11 Kasım Milli Ağaçlandırma Gününün bu yılki teması İnsanlığa Nefes olarak belirlendi. Bizler de şehrimizde Akbaşlar Kırsal Mahallemiz sınırlarındaki bu alanda 500 fidanı toprakla buluşturuyoruz. Yeşil İnegöl için el ele çalışıyoruz. İnegöl’ümüzün yüzde 49’u ormanlarla kaplı. İnegöl’de tüm kurumlarımızla yeni ormanlar oluşturmak için çalışıyoruz. İnegöl Belediyesi olarak biz şehir merkezimizde koruluk alanlar oluşturup yeni ağaçlar dikiyoruz. 2024 yılında Park ve Bahçeler Müdürlüğümüz marifetiyle 761 adet yeni fidan dikimiyle şehir merkezinde yeşil alan miktarımızı arttırdık. Bugün burada yapılan etkinliğe de İnegöl Belediyesi olarak araç ve makine ekipman desteği sağladık. Bu vesileyle burada fidanların toprakla buluşmasına katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlarımıza, vatandaşlarımıza, gençlerimize teşekkür ediyorum” dedi.
İnegöl Orman İşletme Müdürü Okan Kaya ise “Ülkemizde 6 yıldır yaptığımız ağaçlandırma faaliyetleriyle geleceğe nefes, insanlığa nefes olabilmek için burada olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Kaymakam Eren Arslan da 2019 yılından beri milli ağaçlandırma bayramı olarak kutlanan 11 Kasım’da yurdun dört bir yanında fidanların toprakla buluştuğunu ifade etti. Konuşmaların ardından alanda bulunan 7’den 77’ye herkes fidan dikimine destek verdi. Fidanlar el birliği ile toprakla buluşturularak can suyu verildi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Democracy & Turkey
My notes from 2019:
Defining the Problem
The nature of Turkish democracy remains undecided; it is still the unconsolidated archetypal hybrid regime it was when the idea of Turkish democracy itself began (Turan, 2015); therefore, explanations of the outcomes of the struggles towards democratisation today should be informed by discussions of the past (Capoccia & Ziblatt, 2010). The fact that the majoritarian scope of democracy is at risk of descending back into the authoritarianism it attempted to free itself from is nothing new. The history of Turkish democracy generally conforms to this unfortunate tendency. The history of the modern Republic tells us that it is not unusual for a party to be in pursuit of a democratic agenda only so far as it remains in their own interest. This pattern is traceable from the 1960s to the present era, and it has been explored in detail by other authors (Ahmad, 1977; Heper, 1985; Özbudun, 1995). This makes clear that a strategic commitment to democracy, rather than an authentic commitment, is one of the tenets of Turkish democracy (Kaya & Whiting, 2019).
Nonetheless, strategic commitments to democracy which oppose normative, attitudinal commitments to democracy, or as Pridham (1995) coins it, ‘positive democratic consolidation,’ can still result in real democratisation. ‘Positive democratic consolidation’ can emerge from what were originally strategic commitments, even under difficult structural conditions; provided the contextual and institutional factors are in good order, thereby leading actors to form binding commitments to democratic practices (Alexander, 2002; Przeworski, 1998; Salamé, 1995). The fact however remains that no incentives for elite-led consolidation have existed in Turkey in the past. Furthermore, there are none to be seen in Turkey under the Justice and Development Party (AKP – Adalet ve Kalkinma Partisi) at present (David, 2016). Pluralistic democracy is not encouraged by the dominant structure of Turkish democracy, which was born out of multi-party democracy and which has formed its framework to this very day. Çınar and Sayın have illustrated the tendency Turkish democracy has of functioning within the framework of a certain historical paradigm – one which ‘reinforces an anti-pluralist attitude’ and ‘routinises a zero-sum perception of politics in which only one party wins.’ (2014, p. 367).
The history of Turkish democracy is a story of two elites, the tutelary and the often centre-right populist, in a tug-of-war for control over the state; both claiming a right to power on the basis of the national interest or majority support (Tas, 2015). Liberalism and pluralism have become collateral damage in this struggle for control of the state, as they are both of little importance to either elite. The lack of concern for these concepts can be seen clearly in the enactment of four major coups and the embargo on various Islamist, Kurdish, and leftist parties (Öktem, 2011). In 1961, clauses were added to the constitution specifying distinct divisions of power, and in 1982 clauses were added which limited the prime minister’s power. Yet the introduction of such liberal measures came to nothing. Retrospectively, these policies can be seen having been employed by one of the elite groups in order to restrict the power of the opposing elite, thereby increasing their own power. It was in this manner that the AKP, acting as the most recent embodiment of the centre-right populist tradition, gained control of the state and removed the threat of military intervention from the tutelary elite, under the guise of majoritarian democratic practice. The distinctive characteristic of the AKP was the centralisation of power; originally into the hands of the party, and afterwards into the hands of its president, Recep Tayyip Erdoğan (Kaya & Whiting, 2019).
The nature of Turkish democracy is such that the decisions of the elected representatives have frequently been overridden by the tutelary capacity of the armed forces, in the guise of protecting a national interest that is not defined by any voter’s interests. Under this tutelary democracy, the state has ostracised, ‘‘othered” and attempted to remove the political rights of certain minorities that posed a threat to the established order (Celik et al. 2017). The AKP first viewed minorities in the state as potential allies; due to the fact that in the past, they had experienced an antagonistic relationship with the tutelary elite. Circumstances quickly changed, and when support from minorities was no longer crucial and actually threatened the state’s control over the population, the AKP followed in the steps of its predecessors (Kaya & Whiting, 2019). The state once again became a tool for the suppression, criminalisation and ostracisation of minority groups – regardless of whether they were violent or nonviolent in nature, they were proclaimed to be a threat to Turkish democracy.
Democracy as a Contested Concept
Academic definitions pertaining to democracy typically emphasise the institutions and processes related to democratic government. Robert Dahl (1971) argues that democracy corresponds with the mechanisms and rituals of representative government. Thus, provided the citizens are free to participate in open and honest electoral processes and that these elections result in the formation of representative governments, the prerequisites of democracy are satisfied. It is entirely reasonable, therefore, to anticipate that most individuals will conceive of democracy using terms such as free and fair elections, multiparty competition, and majority rule. Somewhat unsurprisingly, research which requires participants to select from a range of possible choices by which to describe democracy frequently reveals that concepts such as voting, elections and procedural choice are identified as principal defining traits (Dalton et al., 2007).
As a procedure-based conceptualisation of democracy, the concept of polyarchy was introduced by Dahl. Thus, he was able to generate a distinction between political democracy and idea-normative democracy (1971). The embracing of competition and participation is a critical aspect of the development of a polyarchy. Thus, all citizens must define their political preferences and communicate them to their fellow citizens via the electoral process. As a consequence, governance can be deemed as taking effect through both collective and individual action, while precluding any interference occurring by means of discrimination (Dahl, 1971).
Opposition to the government in power is crucial since an authoritarian system with one dominant party constitutes a threat to democracy. Thus, governments who are stable should exercise tolerance towards the opposition, provided that the wider populace demonstrate respect for the government. It is therefore clear that in Dahl’s view, in order to be considered a democracy, any given government must act in a responsive manner towards its citizens. In addition to this requirement, Dahl (1971) identifies eight other requisites for democracy: freedom of association, freedom of speech, the right to vote, the right of politicians to campaign for support, the availability of alternative information sources, free and fair elections, institutional guarantees, and institutions capable of enacting government policies.
Huntington’s Third Wave of Democracy (1991) extends upon the concept of democracy first proposed by Dahl, defining democracy as a political system in which the most authoritative decision-takers are chosen through regular, fair elections wherein competing candidates vie for votes from amongst almost the entire adult population. Like Dahl, Huntington focuses upon the dimensions of contestation and participation as crucial determinants that are capable of defining and comparing a political system as democratic in character. The critical determining trait of democracy, albeit not the only determinant, is the presence of free and fair elections (Huntington, 1991). In contemporary society, populist politicians aim to safeguard their robust electoral command by falling prey to electoralism. Thus, for populist leaders, elections are the only features which are capable of legitimising democracy.
The definition employed by Joseph Schumpeter in Capitalism, Socialism and Democracy conceives of democracy as an institution-based means of reaching political consensus where, by compelling the populace to make decisions through electoral processes, the common good is recognised as preeminent (1942). Thus, these procedural arrangements comprise an unstandardised conceptualisation of democracy. Moreover, whilst Schumpeter recognises that free, fair and regular elections will determine what is beneficial or disadvantageous for any given society, he contends that the common good cannot be deemed to exist as a simple or objective phenomenon.
Democracy is simply a process of collective decision-making, albeit a powerful one, wherein members of a society chose their rulers. Yet, basing decisions on majority rule or on the results of voting or referendums poses hazards in the absence of sufficient legal and institutional restrictions (Schmitter & Karl, 1991); since it is critical that ethnic, religious, political rights be shielded by phenomena such as constitutional reviews or court rulings. Thus, any regime which limits democratic participation on the grounds of ethnicity, religious background, literacy, wealth, or profession cannot be deemed a democracy.
Democracies allow rival visions, interests and ideologies to compete through fair, regular elections where citizens can choose from amongst these contesting dogmas in accordance with their comparative strengths and weaknesses. In this sense, criticism of procedural definitions of democracy tends to be orientated towards democratic procedures, particularly elections, whilst failing to consider other facets of democracy. According to Terry Lynn Karl, simply equating democracy with the electoral process is a fallacy. Whilst fair and free elections which are conducted on a regular basis are important in a democracy, this type of political regime comprises much more than this one trait alone. Any definition must move beyond mere electoralism and consider the accountability of elected representatives who are held responsible for their actions once democratically installed into office. Thus, the vertical accountability of elected representatives and rulers to the electorate serves to maintain or even enhance standards and effectiveness in a democratic regime (2000).
In addition, studies which are elections-focused tend to ignore the importance of civil liberties within democracy. Norris (2000) is a significant scholar who provides a definition of democracy that includes concepts of political liberalism. For her, democracy is three-dimensional. The first dimension is subjecting positions of government power to pluralistic competition amongst parties and individuals. The second dimension is that parties come into power through free, fair and periodic elections which are participated in by equal citizens. The third dimension is that successful competition and democratic participation is ensured by civil and political liberties to assemble, organise, speak, and publish with freedom (Sahin, 2016).
Liberalism, for Zakaria (1997), is placed at the centre of any authentically democratic state. They go yet further to claim that a liberal autocracy is preferable to an electoral regime that lacks liberal practices, as the civil rights of the populace are of primary importance. Diamond (1999) joins in proposing that those facets of democracy that are not centred around elections must be considered of equal importance, because it is only in political liberalism that civil rights are ensured. In order for a liberal democracy to exist, limited definitions of democracy, centred around merely the concept of free and fair elections, must be discarded (O’Donnell et al., 1986).
Such procedural definitions trivialise the link between public desires and government actions, by operating under the assumption that democracy is defined by its ability to follow procedure. Yet, Sartori (1995) considers democracy’s history; that democracy was only a political form a century ago, and economic aid was not expected of the state. He writes that for over a century, democracy did not require economic gain and prosperity to be considered sustainable. It was only as Western democracy developed that liberal policy was altered, and constitutional matters began to centre more round ideas of “who gets how much of what.” Sartori suggests that it was only then that definitions of modern democracy became further mingled with economies (1995).
Within this context, the effects of the differences between formal and substantive definitions of democracy is a grave matter for Heller (2000). The core logic behind liberalism’s advocacy of procedural democracy in its own right is based upon the logic of associational autonomy; a logic which is impaired by the endurance of social inequality within a state. Socio-economic conditions often prevent marginalised communities from securing or exercising basic human rights in developing nations. Autocratic political action may be the end result when a formalistic version of democracy fails to rid a society of such limitations, heightening social tensions. Thus, Heller proposes that democracy be measured not only by its procedural standards but by the outcomes created by its democratic practice (Sahin, 2016).
That is why, in addition to these solely ‘political’ definitions, there exists another conceptualisation of democracy which tends to emphasise the social and economic aspects of the phenomena. That is to say, democracy can also be circumscribed by its consequences. These are commonly conceptualised as freedom and autonomy, with democratic institutions constituting the intermediaries through which these objectives are attained. Since individuals readily identify with ideals such as liberty, recognition of the generally accepted outcomes of democracy may engender wide support for democracy, irrespective of whether individuals actually fully comprehend the nature of democratic institutions (Dalton et al., 2007). Whilst other political systems might seek the same goals as democracy, there exists a glaring inconsistency between ideologies such as autocracy and the desire for freedom and rights.
Additionally, it is frequently claimed that the desire for democracy in emerging nations equate simply to a desire for improved living standards. Thus, democracy is often closely identified with the affluence encountered in advanced societies and an endorsement might equate more to a wish to mimic this economic success than to the desire to uphold specific political standards. Consequently, economic advancement, social welfare and economic security might well be postulated as critical components of democracy. One survey of attitudes amongst Eastern Europeans in 1990 found that when asked to select from amongst three political values and three economic values regarded as crucial to their own country’s advancement, most respondents equated democracy with prosperity, security and equality (Dalton et al., 2007).
There exist three principal choices which can be employed when defining democracy, to wit: institutions and processes, freedoms and rights, and social gains. Whilst individuals will propose alternative characteristics if required to provide an unstructured response, the three categories outlined above are effective both as a framework through which to examine the clear support for democracy demonstrated in contemporary opinion polls and as a means of evaluating the implications of the desire for democracy (Dalton et al., 2007). Each of these three choices conveys different subtexts in relation to the public attitudes and values which shape the drive towards democracy.
The Peculiarity of Contemporary Turkey
The rule of Recep Tayyip Erdoğan is representative of a particular era. This particular era is one in which the lines generally drawn between nationalism, populism, and Islamism have become blurred. This is what is meant by Jenny White’s term ‘Muslim nationalism,’ a type of nationalism unique to this era. This is the nationalism “of a pious Muslim Turk whose subjectivity and vision for the future is shaped by an imperial Ottoman past overlaid onto a republican state framework, but divorced from the Kemalist project.” (2014, p. 9). Anti-establishment rhetoric such as this was fodder for Islamist politics prior to the founding of the AKP by Erdoğan and his companions in August 2001. The AKP’s political predecessor, the Welfare Party (RP – Refah Partisi), gained success in appealing to the population within Turkey’s lower socio-economic brackets. Their complaints and desires, namely that they were disadvantaged politically and economically by the late neoliberal practices of the Kemalist regime, were addressed by the RP (Tas, 2018).
These excluded groups demanded to be treated as first-class citizens. RP and its motto ‘Living Humanely’ is one illustration of the attention that was paid by RP to Turkey’s urban and rural poor (Göle, 1996). AKP differed from RP, leaving behind their antecedent’s discursive neoliberal criticism and choosing a free-market policy, driven by the International Monetary Fund (IMF). Yet this anti-establishment sentiment remained at the core of their rhetoric, and pious Turks that felt culturally alienated under the secular Kemalist regime were the target populace. At its core, this anti-establishment rhetoric was in fact a victimhood narrative. A dichotomous narrative which put the secular elite in the role of the oppressors and the estranged pious masses in the role of the victims. Erdoğan, in claiming himself to be among “the long-excluded genuine sons of the nation” (Taşkın, 2008, p. 55), defined himself as one of the oppressed masses and used the alienation felt by the impoverished Turkish populace to strengthen his political discourse.
Anti-elitist sentiment and a victimhood narrative fuelled the AKP in its rise to power. The AKP presented itself as the representative of communities which felt marginalised by the Kemalist ‘Old Turkey.’ This criticism of the Kemalist regime was embraced by liberals, Islamists, and Kurds and played a role in AKP’s rise to the top; allied with the ostracised Turkish population. Turkey’s liberal agenda gained political momentum, fuelled by the support given by Western politicians, Turkey’s desire to join the EU, and the progressive populism of ex-Islamists-cum-conservative-democrats. The spectre of democratisation seen in the distance of the Turkish political landscape increased public optimism. Solutions to large problems, including the protection of human rights matters, the treatment of ethnic and religious minorities, and civilian control of the military, seemed possible (Tas, 2018).
Yet this optimism was not shared by all. Multiple ineffective Kemalist offensives were launched against the AKP. On the 27 April, 2007, “E Memorandum,” an indirect intervention by the Turkish military, took place. Simultaneously, large anti-government Republic Rallies occurred. In 2008, a closure case took place in the Constitutional Court. The AKP reacted by enforcing numerous trials, the most notable being the 2008 Ergenekon and the 2010 Sledgehammer trials. These trials resulted in the reduction of the military’s tutelary power, as hundreds of military officers, both retired and active, were charged with planning a coup. Turkey’s judiciary was Kemalist-dominated until the constitutional referendum initiated by the AKP on the 12 September, 2010. This ‘necessary evil’ of defeating the secular establishment became paradoxical for the AKP; working against the purposes for which the Party was formed. The AKP came to face a sort of existential crisis, as the anti-Kemalist rhetoric and victimhood narrative through which it had gained its popularity was no longer appropriate (Yabanci, 2016; Tas, 2018). Separating itself from the victimhood narrative it had created was no easy feat, and therefore the AKP was left with the task of finding new oppressors.
In order to explain its authoritarian stance following the 2013 Gezi Protests, Erdoğan began to apply conspiratorial tactics. The enemy was now Western Imperialism, which threatened the Turkish nation. This enemy was not only composed of Western imperialists, but its domestic collaborators: Kurds, Gülenists, and the liberal and secular population of Turkey. From this point onwards, an increasingly anti-Western, communitarian, and Sunni-Islamic brand of Muslim nationalism was represented by the AKP. Politics, under the AKP, became a war between the national and non-national (Celik et al., 2017; Tas, 2018). Current president Erdoğan continues making it clear which side he is on: i.e., the side of his own conceptualisation of the native and the national.
Will be updated for 2020-2024.
0 notes
Video
youtube
Ölüyorum Kederimden - Bahar Gelir ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 4/4 Çift ... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/iiNdC6HbwJA ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Ölüyorum Kederimden - Bahar Gelir ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 4/4 Çift Düm Beste Mustafa Sayan) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : ÖLÜYORUM KEDERİMDEN SÖZ GÜFTE : MUSTAFA SAYAN BESTE - MÜZİK: MUSTAFA SAYAN USÜL : 4/4 SOFYAN ÇİFT DÜM MAKAM - DİZİ : H��CAZ - MAJÖR Söz : Mustafa Sayan Müzik : Mustafa Sayan Düzenleme : Semih Erdoğan Müzik Direktörü : Selami Şahin Mix – Mastering : Emre Kıral Stüdyo Kayıt : Kaya Müzik Kemanlar : İstanbul Strings Perküsyon : Cengiz Ercümer Kanun : Müslüm Karaduman Ney : Eyüp Hamiş Ud : Yıldıran Güz Bas Gitar : Turgay Çelik Am B Kederimden Ölüyorum Em B Em El içine çıkmaya yüzüm kalmadı Bm A Em Ömrüm hiç gibi geçti Em Em C B Derdin ne diye soran olmadı B A Em Ah, ömrüm hiç gibi geçti Em Em C A B Derdin ne diye soran olmadı Am B Çaresizlik içindeyim Em B C Am F#mF#B Karanlık dünyama ışık tutan olmadı B Ah, ömrüm hiç gibi geçti Em Em C B Derdin ne diye soran olmadı B A Em Ah, ömrüm hiç gibi geçti Em Em C B Derdin ne diye soran olmadı Bu içerik için hata bildir Bahar Kapıda yeni sunucusu Bahar Gelir kimdir, nereli? Bahar Gelir kaç yaşında? Zahide Yetiş neden ayrıldı? Bahar Kapıda Bahar Gelir'in sunumuyla ekrana geliyor. Her pazar 19:00'da ekrana gelen programda merak edilenler yanıt buluyor. Bahar Gelir'in renkli sunumuyla yarışanlar ödüle, izleyiciler hem yemeğe hem de sohbete doyacak! Yemeğinden kültürüne, eğlencesinden hüznüne, hasatından pazarına, vakitli vakitsiz Anadolu’nun her köşesinden meraklı ve keyifli sohbetler ‘’Bahar Kapıda’’ programıyla Kanal 7’de… Peki ama Bahar Gelir kimdir? Bahar Gelir kimdir? Bahar Gelir, 28 Mart 1989'de Malatya'da doğmuştur. Aslen Malatyalı olan Bahar Gelir, Koç burcudur. Eğitim hayatını İzmir'de tamamlamış olan Bahar Gelir, Liseden mevzun olduktan sonra "Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü"nü kazanmıştır. Bahar Gelir Müzisyen Genel Bakış Şarkılar Albümler Dinle Videolar Soran Sorana Soran Sorana · 2024 Sen Olamazsın Sen Olamazsın · 2022 Bilsem ki İlla da · 2017 İlla da İlla da · 2017 Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık · 2024 Padişah İlla da · 2017 Alın Yazımsın Zekai Tunca 50. Yıl Ustaya Saygı · 2020 Aşkzede İlla da · 2017 Versinler Versinler · 2024 Gel Gör Beni İlla da · 2017 Ölüyorum Kederimden İlla da · 2017 Bahçada Yeşil Çınar Eflatun Türküler · 2016 Haydi Haydi Yallah İlla da · 2017 Mustafa Sayan Doğum 20 Nisan 1945 (79 yaşında) Çanakkale, Türkiye Tarzlar Arabesk · Türk sanat müziği · Klasik Türk müziği Meslekler bestekâr · söz yazarı · Şarkı yorumcusu · orkestra şefi Çalgılar Keman Müzik şirketi Ogün Plak · Kervan Plak · Emre Plak · Türküola Müzik · Harika Plak · AJS Müzik · ATI Müzik · Özmüzik Plak · Marka İstanbul Prodüksiyon İlişkili hareketler Ferdi Tayfur İbrahim Tatlıses Müslüm Gürses Orhan Gencebay ��nemli çalgılar Keman Mustafa Sayan (d. 20 Nisan 1945, Çanakkale), Türk söz yazarı, besteci, orkestra şefi, keman virtiözü ve şarkı yorumcusudur. Diskografi Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1973 Mahalle İşi İki Telli / Haydan Gelen Huya Gider Kervan Plak 45'lik 1976 Saba Taksim / Rast Taksim Emre Plak 1979 Akşamdan... Akşama! 1980 Kader Ağı Türküola Müzik 1982 Melodik Hicaz Taksim - Çöl Kızı / Uşşak Taksim - 8 Telli Keman İle Ogün Plak 45'lik Tanrı İstemezse 2008 Alaturka İstanbul AJS Müzik 2009 Ağlatan Keman ATI Müzik 2013 Hıçkıran Keman Özmüzik Plak Kralların Bestekarı 2014 Kemanın Gözyaşları Marka İstanbul Prodüksiyon Yönetmenliğini yaptığı sanatçılar ve albümler Sanatçılar Yönettiği albümler Ferdi Tayfur Sen de mi Leyla · Yaktı Beni · Nisan Yağmuru · İnsan Sevince · Kurtuldum · Yuvasız Kuşlar · Batan Güneş · Ben de Özledim · İçimde Bir His Var - Ya Benimsin Ya Toprağın · Hapishane (Görüş Günü) / Gönül Oyunu · Benim Gibi Sevenler / Söz Geçmiyor Gönlüme · Durdurun Dünyayı / Boynu Büküğüm
0 notes
Text
Sakarya Milletvekillerinden Bayraktar’a ziyaret
Sakarya Milletvekilleri Sayın Çiğdem Erdoğan, Sayın Lütfi Bayraktar, Sayın Murat Kaya, Sayın Ali İnci ve Sayın Ertuğrul Kocacık, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ı ziyaret etti. Bayraktar, “Değerli Milletvekillerimizle çok faydalı bir görüşme gerçekleştirdik. Bundan sonra Sakarya’mız için daha fazla bir araya gelme, istişarelerde bulunma ve birlikte…
View On WordPress
0 notes
Text
Sakarya Milletvekillerinden Bayraktar’a ziyaret
Sakarya Milletvekilleri Sayın Çiğdem Erdoğan, Sayın Lütfi Bayraktar, Sayın Murat Kaya, Sayın Ali İnci ve Sayın Ertuğrul Kocacık, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ı ziyaret etti. Bayraktar, “Değerli Milletvekillerimizle çok faydalı bir görüşme gerçekleştirdik. Bundan sonra Sakarya’mız için daha fazla bir araya gelme, istişarelerde bulunma ve birlikte…
View On WordPress
0 notes
Link
Dilan Polat'tan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup! Avukatı gönderilmesini istemedi
0 notes
Text
İzmir Büyükşehir belediye Meclisinde komisyonlar belli oldu kim hangi komisyonda ?
Meclis Birinci Başkan Vekilliği görevine CHP’li Altan İnanç, İkinci Başkan Vekilliği’ne ise CHP’li Mehmet Atilla Baysak seçildi. GRUP BAŞKANVEKİLLERİ VE SÖZCÜLERİ BELLİ OLDU CHP Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır, CHP Grup Sözcüsü ise Elvin Sönmez Güler oldu. AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Grup Sözcüsü ise Nail Kocabaş oldu. MHP Grup Başkanvekili ve Grup Sözcüsü ise Bahadır Altınkeser oldu. DİVAN KATİP ÜYELERİ SEÇİLDİ CHP’den Mustafa Vatansever, Uygar Kanmış, Doğukan Maltepe, Sultan İpekli Aksoy, Cumhur İttifakı’ndan ise Enes Uğuz seçildi ENCÜMEN ÜYELERİ SEÇİLDİ Encümen Üyeleri CHP’den Saadet Çağlın, Erol Güngör, Kazım Umdular, Zafer Levent Yıldır, Hidayet Petin oldu. ESHOT İDARE ENCÜMEN ÜYELERİ SEÇİLDİ ESHOT İdare Encümenleri gizli oy ile seçildi. CHP’den Erhan Erdil, Mehmet Türkbay, Leman Tunus olarak belirlendi.�� BİRLİKLER Ege Belediyeler Birliği’ne CHP’den Sedef Cem, Tarihi Kentler Birliği’ne CHP’den İsmail Sarı, Devrim Akseki, Onur Topuz seçildi. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ne CHP’den Osman Yurtseven, İbrahim Öz, Banu Gençkan seçildi. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği’ne CHP’den Savaş Dağdeviren, Aras Kaynarca, Özgür Korkmaz, Erdal Karagöz, Yalçın Kaya, Leman Tunus, Elvin Sönmez Güler, Hatice Semerci, Cumhur İttifakı’ndan Sezgin Özgen, Ferhat Uysal, Bahadır Altınkeser ve Adem Öztürk seçildi. MECLİS İHTİSAS KOMİSYONLARININ ÜYELERİ BELİRLENDİ İmar ve Bayındırlık Komisyonu: CHP’den Zafer Levent Yıldır, Esra Koçdemir, Nilüfer Bakoğlu Aşık, Mustafa Genç, Aras Kaynarca, Onur Topuz, Yağmur Yudakul Özkan, Cumhur İttifakı’ndan Uğur İnan Atmaca, Selma Kısa. Çevre ve Sağlık Komisyonu: CHP’den Saadet Çağlın, Mustafa Vatansever, Raife Karabatak, Tülay Horasan, Günay Önder, Hatice Semerci, Metin Erkan, Cumhur İttifakı’ndan Mustafa Bahar, Gizem Akyüz Duman. Plan ve Bütçe Komisyonu: CHP’den Candaş Yeter, Tamer İmal, Hazer Öztürk ışık, Onur Saatli Görkem çolak, Zümer Timur Mert, Şepnem Türe, Cumhur İttifakı’ndan Kazım Erten, Ercan Tekin. Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu: CHP’den Hacer Taş Gültepe, Nurcan Adıgüzel, Tuğçe Gülcüler, Ferdi Hepyılmaz, Ege Batu Eltez, Neriman Baltacı Türkeri, Gökalp Erhan Güzel, Cumhur İttifakı’ndan ise Dilaver Kişili ile Fırat Eroğlu. Ulaşım Komisyonu: CHP’den Barış Dalgıç, Çiler Güler, Osman Yurtseven, Ulaş İsmail Şenol, Niyazi Arslan, Ufuk Akyol, Eşref Çakır, Cumhur İttifakı’ndan Bahadır Altınkeser ve Ümit Cingöz. Hukuk Komisyonu: CHP’den Rıfat Özer, Mehmet Türkbay, Muhittin Cumhur Şener, İpek Kul, Ümran Göçen, Ceren Türer Uykal, Ahmet Cemil Balyeli, Cumhur İttifakı’ndan Burçin Kevser Sevil, Özgür Kaner. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu: CHP’den Mehmet Atilla Baysak, Aras Kaynarca, Ali Eren Alibeşeoğlu, Celal Yıldız, Volkan Koçanalı, Ayhan Kaya, Hazel Öztürk Işık, Cumhur İttifakı’ndan Abdulhakim Evin, Hilal Sadıkoğlu Akar. Turizm ve Fuarcılık Komisyonu: CHP’den Onur Saatli, Melda Erbaykent, Seyhan Müşerref Kuralı, Aylin Özdemir, Metin Kıral, Hüseyin Okan Ürkmez, Savaş Dağdeviren, Cumhur İttifakı’ndan Serkan Özbek, Derya Pala. Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonu: CHP’den Ali Bor, Gazanfer Yavaş, Şükrü Süreroğlu, Nail Kahraman, Selçuk Karakülçe, Deniz Vural, Erdal Karagöz, Cumhur İttifakı’ndan Halil Deveci, Hasan Aytaç Baştuğ. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu: CHP’den Hacer Taş Gültepe, Neriman Balcı Türkeri, Semiha Memiş Saraç, Gizem Çetinkaya Ülker, Bilge Kasırga Sözcü, Hatice Semerci, İbrahim Öz, Cumhur İttifakı’ndan Hakan Yıldız, Burçin Kevser Sevil. Kent Konseyi Komisyonu: CHP’den Erdoğan Çoban, Banu Ayhan, Nurcan Adıgüzel, Mehmet Çıtak, İsmail Yüzer, Bekir Gündoğdu, Rıfat Özer, Cumhur İttifakı’ndan Hakan Yıldız, Mesut Yaşar Aybar. Engelsiz İzmir Komisyonu: CHP’den Leman Tunus, Devrim Akseki, Semiha Memiş Saraç, Raife Karabatak, Günay Önder, Doğukan Maltepe, Memet Eren, Cumhur İttifakı’ndan Emrah Erol, Yetkin Yıldız. Sokak Hayvanlarını Koruma Komisyonu: CHP'den .Hidayet Petin, Selçuk Karakülçe, Yağmur Yurdakul Özkan, Esra Koçdemir, Hediye Kaya, Memet Eren, Erdal Karagöz, Cumhur İttifakı’ndan İsa Nezir, Feyzullah Ergin. Deprem ve Afet Komisyonu: CHP’den Barış Dalgıç, Tuğçe Gülcüler, Ali Eren Alibeşeoğlu, Rüzgar Sönmez, Ahmet Cemil Balyeli, Niyazi Arslan, Mustafa Genç, Cumhur İttifakı’ndan Nail Kocabaş, Okan Bildirici. Esnaf, Meslek Odaları ve Tüketiciyi Koruma Komisyonu: CHP’den Mehmet Mithat Salepçioğlu, Yakup Yenice, Muhittin Cumhur Şener, Osman Selim Tok, Bekir Gündoğdu, Ayhan Kaya, Mehmet Çıtak, Cumhur İttifakı’ndan Latif Aydemir, Hakan Kalfaoğlu. Sosyal Politikalar Komisyonu: CHP’den Şükrü Süreroğlu, Gizem Çetinkaya Ülker, Mehmet Cengiz Sarıoğlu, Banu Gençkan, Kamil Taşal, Mustafa Vatansever, Yakup Yenice, Cumhur İttifakı’ndan Sebahattin Güzel, Erdal Seyitler. Kentsel Dönüşüm ve Konut Politikaları Komisyonu: CHP’den Saygın İkiz, Nilüfer Bakoğlu Aşık, Yunus Nadi Ergen, Ufuk Aykol, Ali Bor, İsmail Sarı, Hediye Kaya, Cumhur İttifakı’ndan Adem Öztürk, Sezgin Özgen. Kooperatifler ve Pazar Yerleri Komisyonu: CHP’den Banu Ayhan, Doğuş Bayır, Mehmet Mithat Salepçioğlu, Abdulvahap Batıhan, Gazanfer Yavaş, Erhan Erdil, Celal Yıldız, Cumhur İttifakı’ndan Mehmet Emin Davran, İsmail Hancı. Deniz, Kıyı Alanları ve Limanlar Komisyonu: CHP'den Altan İnanç, Gözde Çelik Özoğul, Gazi Gençoğlu, Ümran Göçen, Erol Güngör, Nuri Caferoğlu, Ferdi Hepyılmaz, Cumhur İttifakı’ndan Ferhat Uysal Mesut Yaşar Aybar. Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Komisyonu: CHP’den Ege Batu Eltez, Mükremin Zülkadiroğlu, İsmail Sarı, Dinçer Gözmen, Ahmet Güney, Saygın İkiz, Umut Ergül, Cumhur İttifakı’ndan da Oktay Salduz, Mehmet Çeltikcoğlu. Çocuk Hakları ve Çocuk Dostu Kent Komisyonu: CHP’den Osman Selim Tok, Orhan Berber, Kamil Taşal, Ender Beyazyıldırım, Özge Özkarakaş Eseroğlu, Sultan İpekli Aksoy, İsmail Yüzer, Cumhur İttifakı’ndan Sebahattin Güzel, Hilal Sadıkoğlu Akar. Gençlik, Üniversiteler ve İstihdam Geliştirme Komisyonu: CHP’den Ender Beyazyıldırım, Şepnem Türe, Yalçın Kaya, Görkem Çolak, Emel Ürper, Sedef Cem, Candaş Yeter, Cumhur İttifakı’ndan Enes Uğuz, Sercan Akman. Organize Sanayi Bölgeleri Komisyonu: CHP’den Kazım Umdular, Gözde Çelik Özoğlu, Kamil Taşal, Volkan Koçanalı, Mükremin Zülkadiroğlu, Uygar Kanmış, Ulaş İsmail Şenol, Cumhur İttifakı’ndan Hüsnü Boztepe, Erdem Öksüz. İleri Yaş Çalışmaları Komisyonu: CHP'den Abdulvahap Batıhan, Seyhan Müşerref Kuralı, Metin Kıral, Gökalp Erhan Güzel, Tülay Horasan, Melda Erbaykent, Cumhur İttifakı’ndan Yusuf Mert, Mustafa Öztürk. Yılın En Çalışkan ve Başarılı Kadın Siyasetçileri Hacer Taş ve Seher Canerler https://www.youtube.com/watch?v=jjRBFD9zalQ&list=PLd_PqdoHX47lb1ZG-g_Yim4xaVK3BxeVl&index=9 Read the full article
0 notes
Text
AK Parti Sakarya heyeti, 31 Mart yerel seçimlerine doğru son hafta çalışmalarını koordine etmek için İl Başkanlığında toplandı.
AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever’in Başkanlığında yapılan toplantıya, TBMM KEFEK Başkanı, Milletvekili Çiğdem Erdoğan, Milletvekilleri Ali İnci, Ertuğrul Kocacık, Murat Kaya, İlçe Başkanları, İlçe Belediye Başkan Adayları, İl Yürütme Kurulu Üyeleri, İlçe SKM Başkanları, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları katıldı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/ak-parti-sakarya-heyeti-31-mart-yerel-secimlerine-dogru-son-hafta-calismalarini-koordine-etmek-icin-il-baskanliginda-toplandi-10708.html
#sondakika #haber #istanbul #Sakarya #türkiye #ankara #haberler #sondakikahaber #takip #SBB #gündem #asker #galatasaray #tbt #turkiye #vatan #bilgi #bayrak #mhp #instagram #rte #magazin #15temmuz #video #chp #ultraslan #pöh #YusufAlemdar #akp #gundem
0 notes
Text
Ayaz Erdoğan - Gülüm
Ayaz Erdoğan – Gülüm Letra netd müzik Ayaz Erdoğan – Gülüm Ayaz Erdoğan’ın, DMC etiketiyle yayınlanan “Gülüm” isimli tekli çalışması, video klibiyle netd müzik’te. Söz & Müzik: Ayaz Erdoğan Düzenleyen: Ayaz Erdoğan Mix&Mastering: Buğra Kunt Yönetmen: Umut Kumral Devecioğlu Görüntü Yönetmeni: Recep Fakiroğlu Yardımcı Yönetmen: Raziye Yağmur Kaya Lyricsksiyon: Halil Sayar Işık: Muhammet…
View On WordPress
0 notes
Text
Türkiye Taekwondo Federasyonu Aday Hakem Kursu Sonuçları açıklandı
01 – 04 Haziran 2023 tarihleri arasında İstanbul ilinde yapılan Aday Hakem Kursu’nda başarılı olan kursiyerlerin tescilleri Merkez Hakem Kurulu’nun 5 Haziran 2023 tarih ve 14 sayılı kararıyla onaylanarak açıklandı. ADAY HAKEMLİĞE TERFİ EDEN HAKEMLER 1 ADEM AYKUT ÖZER İSTANBUL 2 AFRA NURAY AYKINER İZMİR 3 AHMET KÜRŞAT TECER İSTANBUL 4 AHMET KÜSKÜ İSTANBUL 5 AHMET TALHA ÖZTÜRK İSTANBUL 6 ALEYNA AKÇAY İSTANBUL 7 ALEYNA ATMACA İSTANBUL 8 ALİ ER BİLECİK 9 ARZU ÖZTÜRK ANKARA 10 ASLI AKAR İSTANBUL 11 AYSEL TUNCAY KONYA 12 AYŞE KURT SİVAS 13 AYŞENUR GÜLEŞCİ İZMİR 14 AYŞENUR SÖZER İSTANBUL 15 AZİZE DEVELİ İSTANBUL 16 AZİZE DİKMEN TOKAT 17 AZRA MARAŞLI İSTANBUL 18 BARIŞ SUSAM ESKİŞEHİR 19 BATIN GÖRKEM TANRIÖVER ISPARTA 20 BERFİN ERDOĞAN İSTANBUL 21 BERKE ÖZTÜRK İZMİR 22 BERNA NUR ATEŞ ISPARTA 23 BETÜL EŞKİLER İSTANBUL 24 BETÜL TORUNOĞLU KOCAELİ 25 BEYZA GÜL ORUÇ İSTANBUL 26 BEYZANUR KAYAYURT TOKAT 27 BEYZANUR KIZIL SAMSUN 28 BİLAL KÜSKÜ İSTANBUL 29 BURCU SEZGİN İSTANBUL 30 CAFER ÖZTÜRK İSTANBUL 31 CANSEL CEYLAN İSTANBUL 32 CANSU AYDIN TEKİRDAĞ 33 CANSU DURMUŞ İSTANBUL 34 CELAL ÇİL İSTANBUL 35 CEMAL TUZ İSTANBUL 36 CEREN SOYTÜRK İSTANBUL 37 CEVAD HAKAN ÇAKIR KOCAELİ 38 ÇAĞLA GÖNÜLTAŞ İSTANBUL 39 ÇİĞDEM UMSULU ALIRSATAR İZMİR 40 DEMET SARAÇ TOKAT 41 DİLARA KAYA ESKİŞEHİR 42 DOĞUKAN ATAŞ SİNOP 43 DUHAN BERKİN KETMEN EDİRNE 44 EDİBE AYGÜN İSTANBUL 45 EFSUN SOLAK İSTANBUL 46 ELİF ÇAPKIN İSTANBUL 47 ELİF EGİN İSTANBUL 48 EMİR KARASU KOCAELİ 49 EMİRHAN ALBAYRAK İSTANBUL 50 EMİRHAN KUTSAL İSTANBUL 51 EMRAH KAYA ESKİŞEHİR 52 ERENCAN DEMİR İSTANBUL 53 ESMANUR BAŞAR İSTANBUL 54 ESRA ŞAHİN İSTANBUL 55 EVA DÜLEKER ANKARA 56 EVİN YEŞİL İSTANBUL 57 EYÜP DENİZ İSTANBUL 58 FARUK İSLAM İSTANBUL 59 FATİH GÜLDÜR İSTANBUL 60 FATİME CESUR İSTANBUL 61 FATMA ASLANATA İZMİR 62 FATMA ESİN EROL İSTANBUL 63 FURKAN GÜNES İSTANBUL 64 FURKAN KABAGÖZ İSTANBUL 65 GİZEM AKSU İSTANBUL 66 GİZEM DEMİRKOL EDİRNE 67 GİZEM MERCAN İSTANBUL 68 GÖKÇE KAYA İSTANBUL 69 GÖRKEM NUR BOSTANCI İSTANBUL 70 GÜNEY ACUN İSTANBUL 71 GÜRSEL KILIÇ İSTANBUL 72 HABİBE RUKİYE HASYAR İSTANBUL 73 HAKAN AYLA İSTANBUL 74 HAMZA ONUR KORKMAZ İSTANBUL 75 HASAN KILIÇ İSTANBUL 76 HASAN ÖZGÜR GÜÇLÜ İSTANBUL 77 HASRET AKSOY İSTANBUL 78 HATİCE CEREN KARAMAN İSTANBUL 79 HATİCE ERBEY ANKARA 80 HAVVA KARALİ İSTANBUL 81 HAYRUNNİSA AYCAN YILDIZ İSTANBUL 82 HİLAL BENGİSU ÇIBIK ANKARA 83 HİLAL BEYZA ÇİL İSTANBUL 84 HİLAL ÇÖKER TEKİRDAĞ 85 HİLAL NUR GÜL İSTANBUL 86 HÜLYA KOÇAK İSTANBUL 87 HÜSEYİN BERK EMANETOĞLU YALOVA 88 HÜSEYİN KAYA İSTANBUL 89 HÜSEYİN ŞİŞMAN İSTANBUL 90 HÜSNA KESKİN İSTANBUL 91 HÜSNA NUR KESİK İSTANBUL 92 İLAYDA İLTEM İSTANBUL 93 İLKER İNGİNAR EDİRNE 94 KADİR EFE ESKİŞEHİR 95 KEZBAN KARDUZ İSTANBUL 96 KORAY BULDUK EDİRNE 97 KORAY CAN ÜNKARACALAR İSTANBUL 98 KÜBRA DOĞAN İSTANBUL 99 LEYLA YILMAZ TOKAT 100 MAHMUT DÖNGÜL DENİZLİ 101 MEDİNE SARIUSTA İSTANBUL 102 MELEK OKCAN KOCAELİ 103 MELİKE KARASU KOCAELİ 104 MELTEM DENİZ ŞİMŞEK İSTANBUL 105 MERVE DÖNMEZ İSTANBUL 106 MUHAMMED EMİN ÇEBİ İSTANBUL 107 MUHAMMET YILMAZ İSTANBUL 108 MÜCTEBA TOKGÖZ İSTANBUL 109 NACİYE SEVDE SAVAŞ İSTANBUL 110 NAİLE GEZER ÇORUM 111 NAZİLE AKBAŞ İSTANBUL 112 NESİM KÜSKÜ İSTANBUL 113 NESLİŞAH ATALAY İSTANBUL 114 NUR DEMİR KIRKLARELİ 115 NUR ÜNAL İSTANBUL 116 NURŞEN DOSANOĞLU İSTANBUL 117 OĞUZ TAN İSTANBUL 118 OĞUZCAN ÇALAYIR İZMİR 119 OKAN YILMAZ İZMİR 120 ÖZLEM DURMAZ TEKİRDAĞ 121 ÖZLEM KAYA İSTANBUL 122 PINAR ÇİFTÇİ İSTANBUL 123 RABİA GENCER İSTANBUL 124 RAFET İSLAM İSTANBUL 125 RESUL GÜLEÇ İSTANBUL 126 RUMEYSA ALKAN İSTANBUL 127 RUVEYBE AMASYA KAYSERİ 128 SAHRA ELİYAZICI ZONGULDAK 129 SELAMETTİN DEMİRCAN İSTANBUL 130 SELÇUK ÖZTÜRK İSTANBUL 131 SEMANUR TOPRAK İSTANBUL 132 SENEM KEMALOĞLU İSTANBUL 133 SERRA BAYDAR İSTANBUL 134 SERYA EDİZ İSTANBUL 135 SEVDA KURUCA İSTANBUL 136 SEYDİ BATTAL GAZİ ÖZÇINAR İSTANBUL 137 SEYFETTİN AYDIN İSTANBUL 138 SHAHIN FATEHPOUR İSTANBUL 139 SİNEM NUR SAYLAĞ EDİRNE 140 SİNEM YALAP İSTANBUL 141 SUDE YILDIZ İSTANBUL 142 SUDENAZ İRKEN İSTANBUL 143 SÜMEYYE RABİA HOŞAP İSTANBUL 144 SÜMEYYENUR DİLARA TÜRK İSTANBUL 145 ŞEVVAL ÇAKIR İSTANBUL 146 ŞEVVAL GÜL İSTANBUL 147 ŞEVVAL YENİ İSTANBUL 148 ŞEYMA ÖZTÜRK ANKARA 149 ŞÜKRİYE İZMİR İSTANBUL 150 TUBA NARİN TEKİRDAĞ 151 TUBANUR TÜRKMEN EDİRNE 152 TUĞBA SUZEN İSTANBUL 153 TUĞÇE KADER ESEN İSTANBUL 154 TÜLAY SEYREK İSTANBUL 155 UĞUR TUZCU KAYSERİ 156 UMUT GÖKTUĞ ELMAZ İSTANBUL 157 VEYSEL DOĞAN İSTANBUL 158 YAĞMUR KOCAGÜLLE İSTANBUL 159 YAREN BAHÇE İSTANBUL 160 YASEMİN KURUCA İSTANBUL 161 YASEMİN RAHAT İSTANBUL 162 YASEMİN ZEKİYE ARIK KAYSERİ 163 YASİN YETİŞ KAPTAN İSTANBUL 164 YUNUS EMRE BAYAT İSTANBUL 165 ZEYNEP KURT SİVAS 166 ZEYNEP SUDE BAYGÜN YALOVA 167 ZEYNEP USLU İZMİR 168 ZİYA ALPEREN SAVAŞ İSTANBUL Read the full article
0 notes
Text
Yeşil Satranç Turnuvası’nın 10’uncusu KSO’da gerçekleştirildi
https://pazaryerigundem.com/haber/191726/yesil-satranc-turnuvasinin-10uncusu-ksoda-gerceklestirildi/
Yeşil Satranç Turnuvası’nın 10’uncusu KSO’da gerçekleştirildi
Kocaeli Sanayi Odası’nın öncülüğünde düzenlenen ‘Yeşil Satranç – Yeşil Sanayi Buluşmalarının 10’uncusu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla, Kocaeli Sanayi Odası ev sahipliğinde gerçekleştirildi
Çevre ve iklim değişikliğine karşı sanayi kuruluşlarının AB Yeşil Mutabakatı’na uyumu yoluyla rekabet güçlerini artırmalarını sağlamak için farkındalık yaratmak amacıyla Kocaeli Sanayi Odası’nın öncülüğünde düzenlenen ‘Yeşil Satranç – Yeşil Sanayi Buluşmalarının 10’uncusu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla, Kocaeli Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlendi. Kocaeli’de uzun bir aradan sonra düzenlenen satranç turnuvasının temasının ‘Cumhuriyet’ olması ise coşkuyu daha da artırdı. 2-3 Kasım tarihlerinde Kocaeli Sanayi Odası Merkez Binası’nda gerçekleştirilen Yeşil Satranç – Yeşil Sanayi Buluşmaları 10. Cumhuriyet Satranç Turnuvası’na bölgeden 96 sporcu ve velileri katıldı.
‘KIRMIZI ÇİZGİMİZ CUMHURİYET’ SÖYLEŞİSİ
Turnuvanın ikinci gününde, Turnuva Organizatörü ve Kocaeli Sanayi Odası Odavizyon Dergisi Yayın Sorumlusu Belma Özgen Akbay, ‘Kırmızı Çizgimiz Cumhuriyet’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide velilerin de Kocaeli’de satrancın gelişmesi için neler yapılması gerektiği yönünde fikirleri dinlendi, karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Söyleşiye katılanlar talep ve şikayetlerini, Türkiye Satranç Federasyonu Genel Merkezi’ne iletilmek üzere Belma Özgen Akbay’a verdiler.
KAZANAN SPORCULARA ÖDÜLLERİ VERİLDİ
96 sporcunun 3 kategoride 2 gün boyunca ‘Cumhuriyet’ coşkusu ile şah çektiği turnuva sonunda KSO Konferans Salonu’nda ilk 10’a giren sporculara ödülleri verildi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısı ile Kocaeli Sanayi Odası öncülüğünde ve ev sahipliğinde düzenlenen turnuvada, Turnuva Organizatörü Belma Özgen Akbay turnuvanın gönüllü kadın hakemleri Meltem Karadağ, Nurcan Altay ve Irmak Topoğlu’na hem söyleşide hem ödül töreninde teşekkür ederken, hakemler hem gönüllülükleri hem de başarılı yönetimleri ile velilerden büyük alkış aldı. Veliler satranç turnuvasını düzenleyen Belma Özgen Akbay’a, ‘Yeşil Satranç’ın her turnuvasına destek olan Kocaeli Sanayi Odası’na, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na teşekkür ettiler.
8 yaş ve altı kategorisinde Arden Türk turnuvayı da ilk sırada bitirdi. Özgür Gönül 2’nci, Kuzey Balkaya 3’üncü olurken, ilk 10’a sırası ile giren diğer sporcular Ömer Eymen Erdoğan, Mete Özcan, Selin Yalçın, Yağız Sönmez, Mert Bulut Demirkır, İbrahim Deniz Kandemir ve Ömer Yiğit Güllü oldu.
12 yaş ve altı kategorisinde ilk 3’te sırası ile Mustafa Ellbeşoğlu, Milli sporcu Ali Mete Dere ve Aras Gökçe yer aldı. Kategoride sırası ile ilk 10’da yer alan diğer satranç sporcuları; Koray Kavaklıoğlu, yine milli sporcu Güneş Bilgili, Ayeser Levent Akbay, Hamdi Eymen İpek, Selim Kara, Yusuf Kaya ve Metehan Çavdar oldu.
Açık kategoride ilk 3’e giren sırası ile 7’nci sınıf öğrencisi Mehmet Kıvanç Demir, 2’nci Mehmet Aşkın Taşan ve 4’üncü sınıf öğrencisi, Milli sporcu Mehmet Emir Alim oldu. Kategoride sırası ile ilk 10’da Yunus Emre Artal, Çınar Bektaş, Eren Ayaz, Uras Ceylan, Bülent Çıtlak, Adnan Ulaç Öztaş ve Metin Ergün yer aldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
■ Başak KAYA-Evren DEMİRDAŞ AKP ve ittifak ortağı HÜDA PAR'ın Batman mitingi sonrası çöplüğe dönüşen meydandaki görüntüleri tepki çekti. Türk Bayrakları miting sonrası yerlere atıldı. Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP listelerinden milletvekili adayı olan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Batman'da önceki gün ortak miting düzenledi. Çoğunlukla HÜDA PAR flamalarının görüldüğü mitingde konuşan Erdoğan, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. Miting sonrası ise büyük bir skandal yaşandı, Türk bayrakları yerlere atıldı. TÜRKLÜĞE ALERJİSİ VAR Zekeriya Yapıcıoğlu'nun “Türk Bayrağı yerine Türkiye bayrağı denilsin”, “Ey Kürdistan artık sahibin var”, “Anayasadan Türk milleti kimliği kaldırılsın”, “Özerklik ve federasyon fikirleri de tartışılsın” gibi söylemleri bulunuyor. HÜDA PAR, devletin Şeyh Said ve Said-i Nursi için özür dilemesini de istiyor. “Laiklik” ve “Türklük” üzerine kurulan Cumhuriyetin Kürtlere ve Müslümanlara eziyet yaptığını iddia ediyor. Kadın erkek eşitliğine inanmayan parti karma eğitime de karşı çıkıyor. VATANDAŞLAR İSYAN ETTİ Türk Bayrağına yapılan saygısızlık tepki çekti. Sosyal medyada “Bize ezansız, bayraksız, dinsiz diyenlerin mitingi.. Yerli ve milli buysa biz almayalım, 200 lirayı alan arkasına bakmadan kaçmış” paylaşımları yapıldı. CHP Batman İl Başkanı Hikmet Duruş da “Türk Bayrağına yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyorum'' dedi.Atmadan önce böyle salladılarBATMAN'daki Cumhur İttifakı'nın mitingi başlarken meydandaki görüntü farklıydı. AKP'li görevliler katılımcılara çok sayıda Türk Bayrağı dağıttı. Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan'ın konuşmak için platforma çıktığı sırada ve sonrasında meydandakiler ellerindeki bayrakları sallayarak coşku yaşadı. Miting alanında HÜDA PAR ve AKP flamalarının Türk Bayrağından fazla olduğu gözlendi.Millet İttifakı'ndan tepki:Bu görüntüler içimizi acıttıBATMAN'da Türk Bayrağının yerlere atılmasına Millet İttifakı partilerinden tepkiler geldi. İşte o yorumlar: CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: “Türk Bayrağının yerlere atıldığını görmek içimizi acıttı. Erdoğan, bir koluna Bahçeli'yi, bir koluna Destici'yi, koynuna da HÜDA PAR'ı aldı. Türk bayrağının isminin değişmesini öneren, bayrakla, milletle sorunu olan bir siyasi partiye mevcut cumhurbaşkanı tarafından kol kanat gerilmiş olmasını özellikle kendisini milliyetçi olarak tanımlayan tüm seçmenlerin takdirine bırakıyoruz.”■ DP Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt: “AKP mitinglerinde Türk Bayrağını sadece milletin gözünü boyamak için kullanıyor. Batman'daki olay da bunun en açık göstergesidir. Türk Bayrağı'ndan Türk isminden rahatsız olan HÜDA-PAR ile birlikte miting yapan Erdoğan, Türk Bayrağı'nın yerlere atılmasını görmezden geldi. Türk milleti, Türk Bayrağı için canını vermekten çekinmeyen insanlar AKP'nin gerçek yüzünü görmeli ve tanımalıdır. Yazıklar olsun.”■ İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır: “Bayrağın ne anlama geldiğini bilmeyenler bayrağın kıymetini de bilemezler. Türk bayrağı bu millet için kutsaldır ve ortak değerimizdir. Türk bayrağına yapılan bu saygısızlığı şiddetle kınıyorum. AKP mitinginden sonra yaşanan bu görüntüler hem iktidar partisinin, hem de ortağı HÜDA-PAR'ın gerçek yüzünü de ortaya çıkarmıştır.”Erzurum'da da bayrak taşıyanlar taşlanmıştıBATMAN'da Türk Bayrakları yerlere atılırken, Erzurum'da Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Erkem İmamoğlu'nun mitinginde yaşananlar akıllara geldi. Toplantı alanına baskına gelen ve bozkurt işareti yapan 200-250 kişilik bir grup hem İmamoğlu'na hem de onu dinlemeye gelenlere taşlar yağdırdı. 17 KİŞİ YARALANMIŞTI Taşlayan grup, her fırsatta ‘vatan, millet, bayrak' edebiyatı yapan, kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan kişilerden oluşuyordu. Ama taşladıkları ve yaralanmalarına neden oldukları insanların hepsinin ellerinde Türk Bayrakları bulunuyordu. İmamoğlu CHP'li olmasına rağmen miting alanında partisinin flamalarının az sayıda olduğu dikkat çekmişti. İmamoğlu'nun 7 Mayıs'taki Erzurum mitingine taşlı saldırıda 17 kişi yaralanmış, gözaltına alınan 15 kişi ise serbest bırakılmıştı.
0 notes