#Emniyet Müdürü
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı Abdulkadir Yüce'nin Oğlunun Düğünü
Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı Abdulkadir Yüce‘nin oğlu Mustafa Çağrı Yüce, muhteşem bir düğün töreni ile hayatını Nicole Elizabeth ile birleştirdi. Düğün, coşkulu bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşti ve unutulmaz anlara sahne oldu. Bursa’da uzun süre Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğü görevini üstlenen Abdulkadir Yüce, bu özel gününde aile, dostlar ve meslektaşları ile bir araya geldi. Düğün,…
#Abdulkadir Yüce#Aile#Arkadaşlar#Bursa#Düğün#Emniyet Müdürü#Gemlik#Mustafa Çağrı Yüce#Nicole Elizabeth#Sabit Akın Zaimoğlu#sosyal etkinlik#yerel haber
1 note
·
View note
Text
Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik'in Yerine Yavuz Doğan Atandı
Ayhan Bora Kaplan liderliğindeki suç örgütüne yönelik yürütülen kapsamlı soruşturma çerçevesinde, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik gözaltına alındı. Bu gelişmenin ardından, Murat Çelik’in yerine Yavuz Doğan atandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü, suç örgütüne yönelik operasyonlarını sürdürürken, üst düzey emniyet yetkililerinin de bu süreçte görev değişikliklerine tabi tutulduğu belirtildi.…
View On WordPress
0 notes
Text
İlk kurum ziyareti emniyetten
Altınova İlçe Emniyet Müdürü H. Kürşat Seçer, Altınova Belediye Başkanlığı görevine seçilen Yasemin Fazlaca’yı ziyaret etti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca’ya “hayırlı olsun” ziyaretinde bulunan Altınova İlçe Emniyet Müdürü H. Kürşat Seçer, “Başkanımıza ve yeni ekibine çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu. “Her zaman yanındayız” Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden…
View On WordPress
0 notes
Text
Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan dualarla anıldı
Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, vefatının 23. sene- i devriyesinde İl-İlçe protokolünün katılımıyla kabri başında dualarla anıldı. Yoğun katılımın yaşandığı anma programı sonrasında mevlit okutulurken, şehidin anısına düzenlenen resim sergisiyle program son buldu. YOĞUN KATILIM Diyarbakır Emniyet Müdürü iken 2001 yılında uğradığı hain saldırı sonucu 5 polis memuruyla birlikte şehit edilen…
View On WordPress
0 notes
Text
🔵GÖKBEY Helikopterleri'nden 1500 saatlik uçuş
🔸TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu: "TUSAŞ tarafından geliştirilen GÖKBEY Helikopterleri, üretilen 4 adet prototip ile toplam 1500 saatin üzerinde uçuş yaparak kalifikasyon testlerini tamamlamıştır."
🔴Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na 57 adet GÖKBEY Helikopteri teslim edilecek
🔸Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
"Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatı bu yıl sonunda yapılacak. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na 7 adet, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na 4 adet, Jandarma Genel Komutanlığı'na 3 adet, Emniyet Müdürlüğü'ne 3 adet, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na 3 adet olmak üzere toplamda 20 adet GÖKBEY Helikopteri'nin teslimatı 2026 yılı içerisinde tamamlanacak.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için ilave 57 adet GÖKBEY'in seri üretimine yönelik planlamalar ise devam ediyor."
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii
35 notes
·
View notes
Text
Görevlendirildiği İslahiye'de, depremzedeler için bağışlanan yardım malzemelerini çalıp, resmi otobüs ile evine götüren Tekirdağ, Çevik Kuvvet Şube Müdürü 4. Sınıf Emniyet Müdürü Yadigar Işık, seni de
UNUTMADIK!🤬🤬🤬
39 notes
·
View notes
Text
Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de ..
En güzel müze ..
Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var..
Türkiye'de ilk ...
Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi..
Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ?
ilk kadın Doktor Safiye Ali
ilk kadın Hemşire Esma Deniz
İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale
İlk kadın Gravürcü Aliye Berger
İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz
İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen
İlk kadın Muhtar Gül Esin
İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek
İlk kadın Vali Lale Aytamam
İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan
İlk kadın Bakanı Türkan Akyol
İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut
İlk kadın Ressam Mihri Müşfik
İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman
İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan
İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş
İlk kadın veteriner Sabine Aydemir
İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza
Alpar
İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli
İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu
İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer
İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın
İlk kadın Polis Fikret Hanım
İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz
İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk
İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel
İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil
İlk kadın Opera Sanatç��sı Semiha Berksoy
İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik
İlk kadın Hakim Suat Berk
İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın,
İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan
İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman
İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç
İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu
Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu
Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hemde deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de..
Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
22 notes
·
View notes
Text
Alıntıdır
Diyarbakırlı Şehidimiz, Kürsat Yılmaz'ın kardeşi Zülküf Yılmaz 'ın Özgür Ozel'e mektubu .,
“BENCE HEPİMİZE”
Sn Özgür ÖZEL
Babamın dedesi Mehmet YILMAZ Rus harbinde savaşmış 4 yıl esir düşmüş sonra esir takasıyla ülkesine dönmüş ve Türkiye Cumhuriyetine Elazığ Arıcak ilçesinde karakol çavuşluğu yapmıştır! Ama kimse ona sen Diyarbakırlı Zazasın olamazsın dememiştir.
Yetmemiş Babam Ekrem YILMAZ Diyarbakır Ergani Öğretmen lisesinde okumuş 41 yıl bu ülkeye öğretmenlik yapmış kimse babama bir gün dönüp sen Diyarbakırlısın Zazasın öğretmenlik yapamazsın dememiş!
Yetmemiş ablam Yonca Çıbuk bu ülkede 30 yıldır hemşire olarak görev yapmış ve halen yapmaktayken kimse dönüp ona sen Diyarbakırlı Zazasın hemşirelik yapamazsın dememiş!
Ağabeyim Mehmet Kürşad YILMAZ Ankara Beytepe Jandarma Uzman okulunu kazandığında, 18 yıl bu ülke için özel harekatından, istihbaratına kadar her biriminde asker olarak görev yapmasından tut bu ülke için canını verip Şehit düştüğü güne kadar kimse ona Diyarbakırlı Zazasın’da demedi! Hatta ve hatta devlet övünç madalyası verdi!
Yetmedi bu ülke bana şahsıma önce Akademisyen olma yolunu açtı. Daha ileri giderek dedi ki; Ey Zülküf YILMAZ bundan sonra Diyarbakır’da polisimi sen seç sen eğit dedi! Devlet güvenliğini bana, yani Diyarbakır’lı birine emanet etti!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bana hep şunu söyledi!
BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ. KANUNLARA UYDUĞUN SÜRECE BU ÜLKEDE, DOKTOR, ÖĞRETMEN, POLİS, ASKER, SAVCI, HAKİM, EMNİYET MÜDÜRÜ, JANDARMA GENEL KOMUTANI, KAYMAKAM, VALİ, MİLLETVEKİLİ, BAKAN, BAŞBAKAN VE HATTA CUMHURBAŞKANI OLDUN... GELECEKTE DE OLMAMAN İÇİN HİÇ BİR
ENGEL YOK. ÇÜNKÜ BİZ TEK DEVLETTE BİRÇOK ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİZ. BENDEN SAHİP OLDUĞUM HERŞEYİ İSTE!!
EKMEĞİMİ, SUYUMU, AŞIMI PAYLAŞIRIM SENİNLE... DİĞER ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİMLE
PAYLAŞTIĞIM GİBİ... ÇÜNKÜ BU ÜLKE HEPİMİZİN !!
-AMA BİR GÜN YAHUDİ VE ERMENİLERİN GAZINA GELİP BENDEN TOPRAK İSTERSEN , MERAK ETME,
BENCİLLİK ETMEM. SENİNLE ONUDA PAYLAŞIRIM..
ALTI SENİN OLUR, ÜSTÜ BENİM !!
O yüzden sakın bizim adımıza olmayan bişey varmış gibi konuşma. Zaten ben TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin sahibiyim …
Zülküf Yılmaz
6 notes
·
View notes
Text
instagram
Diyarbakır Emniyet Müdürü Şehit Ali Gaffar Okkan'ı şükran, saygı ve özlemle anıyoruz. Ruhu şad olsun..
18 notes
·
View notes
Text
dostlarım az önce yurtta 29 ekim kutlama amacıyla yurttaki kızların -ortalama 4k kişi- aşağı inmesiyle bahçeye çıkıp ilk önce saygı duruşu onun ardından istiklal marşı ve andımızı okuduk. sonra 10. yıl ve izmir marşını okuduk ve 29 ekim bayramımızı kutlamak için şarkılar açıp dans ederken bi anda yurda koskaoca il emniyet müdürü yanında birkaç polis geldi ve şarkılar kesildi. meğerse geçen gece size anlattığım protesto olayından müdüre hanımımızın uykusu kaçtığından, benim düşüncem bizden bunun acısını çıkarmak için polisi çağırmış. bahane de şey: tekrardan örgütleneceğimizi dışarı çıkmaya çalışacağımızı falan sanmış. aynn knk yalan! sırf geçen gecenin hırsını çıkartmaya çalışıyor. neyse ki il emniyet müdürü müdüre hanımla konuştu ve müdürenin de bunu onayladığını söyledi bla bla bla... neyse işte il emniyet müdürüyle birlikte tam marşları söyleyip istiklal marşını okuyacakken yurda rektör geldi hsisnidnsje şaka mı? bi anda karşımıza rektör çıktı. rektör dibimizde beraber şarkı söyleyip istiklal marşını okuduk çok ani gelişen değişik olaylar oldu ama çok tatlıydı.. sonrasında odaya çıktık ve yurdun wp grubunda tam 00:00'da camlara çıkıp istiklal marşı okunacağı ve telefon fenerleri açılacağı yazıyordum yaptık bunu ama yine akpli insanlar, yobaz insanlar kendilerini belli ettiler. bir kısım insan gruba şey yazmış: "şu an yaptığınız şey sadece gürültü kirliliği, işte yarın işimiz var, uyuycaz ses yapmayın.." hah salaklara bak kaç kere kutlanıyor be 100. yıl, noldu ya battı mı? bayramımızı kutluyoruz salaklar. ayrıca sanki ne kadar sürdü max 10 dk camda durduk sonra herkes camını kapatıp odasına çekildi... ama yine de organize olup böyle şeyler yapmak çok hoştu her ne kadar çıkıntılık yapanlar olsa da.. ülkenin yobazı çok şekerim yapacak bir şey yok 29 ekim cumhuriyet bayramınızı kutluyorum nice 100. yıllara iyi geceler🥳
7 notes
·
View notes
Text
'' KADIN MÜZESİ ''🌹❤ Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de .. En güzel müze .. Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var.. Türkiye'de ilk ... Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi.. Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ..?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ..?
ilk kadın Doktor Safiye Ali ilk kadın Hemşire Esma Deniz İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale İlk kadın Gravürcü Aliye Berger İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen İlk kadın Muhtar Gül Esin İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek İlk kadın Vali Lale Aytamam İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan İlk kadın Bakanı Türkan Akyol İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut İlk kadın Ressam Mihri Müşfik İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş İlk kadın veteriner Sabine Aydemir İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza Alpar İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın İlk kadın Polis Fikret Hanım İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil İlk kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik İlk kadın Hakim Suat Berk İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın, İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem de deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de.. Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
Alıntı
4 notes
·
View notes
Text
“Düşmanlarımız, bizi dinin tesiri altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklama ve çökmemizi buna bağlıyorlar; bu hatadır! Bizim dinimiz, hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak bilim ve bilgiyi kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu bilim ve bilgiyi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak mecburiyetindedir. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kayıtlarla bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK (1923 - Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II, s. 86)
.. .
Şimdi gidin düşünün! Ülkemizin vatan sever Diyarbakır Emniyet Müdürü rahmetli Gaffar Okkan'ı ve 5 polisimizi şehit edenleri (hizbullahçı hüda-par) gazi meclisimize sokmak isteyenlere mi oy vereceksin yoksa Kuvâ-yi Milliye diyelere mi oy vereceksin?
Yaşadıklarınız yetmedi mi? Şanlı ordumuzun kışla olarak kullandığı alanları bile satanların kim olduğunu hala anlayamadınız mı?
Oy verirken bir kez daha düşün! Bilim, akıl, vicdan ve sevgiye oy ver lütfen; geleceğine oy ver...
Ve ülkemizde dini en çok kullananlar batı düşmanı gibi görünen Türkiye Cumhuriyeti'mizin düşmanı batı batılıların beslemeleri tarikatlar ve cemaatlerdir. .
16 notes
·
View notes
Text
#Cennetü_Bakideki_Tek_Osmanlı_Sultanı
Cenazesi Fransa da, Onyıl Morgda Bekleyen Son Osmanlı Halifesi
Bunu Okuduğumda Hep Hüzünlenirim...
🌹 BİR SULTAN 🌹
ABDÜLMECİD EFENDİ
18 Kasım 1922 Yılında halife seçilen Abdülmecid Efendi, Cumhuriyet sonrasi 3 Mart 1924 yılında ani bir kararla, 17 kişilik ailesiyle birlikte sürgüne gönderilmek üzere akşam dolmabahçe sarayına, dönemin İstanbul emniyet müdürü polislerle gelir; Abdulmecid efendi o esnada Kuran'ı Kerim okumaktadır. Müdür ve polisler odaya girer "45 dk zamanınız var! Hazırlanın sürgüne gönderiliyorsunuz" derler. İtiraz etse de, emrin Ankara'dan (A.....k) geldiği anlatılır. Okumakta olduğu Kur'an-ı Kerim'i kapatır, ellerini semaya kaldırarak, "Ey Allah'ım görüyorsun uğruna can ve cananlar verdiğimiz vatanımdan sürgün ediliyorum, gurbet ellerde ölürsem, beni Peygamber Efendime komşu eyle" der ve apar topar ailesiyle birlikte hazırlanırlar, yine apar topar Haydarpaşa Tren garına getirilirler. Önce Belçika ordan da Fransa'ya gönderilir.
Abdulmecid Efendi Fransa'da Müslümanlarla Camilerde buluşur, Müslümanlar üzüntülerini dile getirirler hürmet ve izzette bulunurlar, Çaresizliklerini bildiklerinden yardım etmek isterler ama Abdulmecid efendi asla kabul etmez. Haydarabad Nizamı (Pakistan) Osman Han, Halifemize yardım etmek ister fakat kabul görmeyince, o dönem genç bir kız olan Darüşşevar sultanı büyük oğlu Azam Cah için ister. Buradaki önemli detay şayet dünür olursak yardım edebilirim düşüncesidir. Müslümanların ricası üzerine kızını Haydarabad Prensine verir ve dünür olurlar. Yine yardımları kabul etmez ama. Abdülmecid efendi ve ailesi uzun yıllar Fransa'da yaşar çok yokluklar çekerler, 1944 yılında hastalanır. Hasta yatağında vasiyet eder. Ölünce Vatanına, Türkiye'ye Defnini vasiyet eder, uzun sürmez ve vefat eder.
Kızı Darüşsevar Sultan Haydarabad prensiyle evli olmasından dolayı Pakistan vatandaşıdır ve Türkiye'ye rahat girebilmektedir. Babasının vasiyetini yerine getirebilmek için (Özellikle inönü’ye) defalarca Türkiye'ye gelir ve yetkililere yalvarır. Hatta "Bulgaristan sınırından Türk tarafına girişe defnedelim dönüp gidelim" diye yalvarır. Ama asla izin verilmez.
Bir umut diye tam 10 yıl boyunca yani 1944 ile 1954 yıllarında Türkiye'ye defni için Fransa'da morgda babası Abdülmecit efendiyi bekletmiştir. Fakat Türkiye’ye İsmet İnönü defnedilme vasiyeti kabul edilmez. Daruşsevar Sultan hem umre, hem de babasının 10 yıldır morgda bekleyen cesedinin defni için Suudilerden, Türkiye Hükümetine girişimde bulunup bu konuda yardımcı olmalarını ricaya gider. O dönem Sudiler talebi kabul ederler ve hemen Türk Hükümeti ile irtibata geçip durumu ve talebi iletirler, ama malesef bu talep de kabul görmez. Suudi‘ler de Bu duruma çok üzülür ve bir anlam veremezler. Abdülmecit’in naaşının, Arabistan topraklarına defnedilmesini kabul ederler. Morgdan alınan cesed Arabistana getirilir, o dönemin Suudi yetkilileri Peygamber Efendimizin ailesinin ve sahabelerin Kabristanı olarak bilinen Cennet-ül Baki (Cennet bahcesi) Mezarlığına defnedilmesini isterler ve buraya defin edilir. Böylece son halifenin duası da kabul olur ve Peygamber efendimize komşu olur.
Tam 10 yıl Türkiye’ye defnedilmek icin morgda bekletmek. Evladlar için vefa borcu, hükümet için züldü.
Gelelim Abdülmecid Efendi’nin kızı Darüşşevar Sultan’a. Onda Türkiye'ye dair kalan tek hatıra giderken sarayın bahçesinden oynamak için aldığı bir taş... Bu taşı ölene kadar saklamıştır. Darüşşevar Sultan, aynı zamanda önemli bir ressam olan babası; Halife Abdülmecid Efendi’ye de ilham vermiş ve Halife Abdülmecit efendi, kızının bir kısmı bugün Dolmabahçe Sarayı’nda hala mevcut olan çok sayıda tablosunu yapmıştır. Darüşşevar Sultan 2006 yılında 92 yaşında Londra’da vefat etti. Daha önceden babasına izin vermeyen yetkililere bir nevi küserek "Beni Türkiye’ye defin etmeyin" diye vasiyet ettiğinden dolayı, Brookwook Müslüman Mezarlığı’nda, annesi Mehisti hanımın yanında toprağa verilmiştir... Ruhları Şad, Mekânları Cennet Olsun, Âllah Gani Gani Rahmet Eylesin..🤲
Hoşça Sağlıcakla Kalın Ama En Önemlisi, Tarihine Sahip Çıkan, Tarihini Bilen, Adam Gibi Adam Kalalım Âllah'a Emanet Olun ...
Esat Çoğal
Alıntıdır..
3 notes
·
View notes
Text
Altınova’da zafer kutlandı, şehitler anıldı
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıl dönümü, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinedeniyle Altınova’da törenler düzenlendi. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıl dönümü, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi nedeniyle Altınova’da törenler düzenlendi. Törende duygulu anlar yaşandı. Şehitliklere ziyaret 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıl dönümü, Şehitleri Anma Günü ve…
View On WordPress
#Altınova#Çanakkale#Belediye Başkanı#Emniyet Müdürü#Fırat Zorlu#Halil İbrahim Kazar#Halis Kürşat Seçer#Jandarma#Kaymakam#Metin Oral#Milli Eğitim Müdürü#Polis#Subaşı#Yalova#Zeki Gürsu#Zeki Sitar#Şehit
0 notes
Text
Bir Saat 16 Dakika Uzunluğunda Bir Hakaret: Kedicik Belgeseli
140Journos isimli yapının Adnan Oktar tarikatı üzerine hazırladığı Kedicik isimli belgesel bir dış ses tarafından anlatılmıyor. Anlatı belgesele tek tek kendilerine özel mekânlardan bağlanan, “işinin ehli” oldukları imasıyla davet edildikleri belli bazı kişilerin görüşlerini takip ederek örülüyor. Kimler yok ki bu güvenilir uzman ekip içinde? Dönemin Emniyet Müdürü Furkan Sezer, araştırmacı gazeteci Barış Terkoğlu, gazeteci Nagehan Alçı, mağdur avukatı Eser Çömlekçioğlu ve dönemin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Psikiyatri Klinik Şefi Prof. Dr. Sefa Saygılı.
Bu uzmanlar takımı arasında, en çok konuşan ve aslında anlatının belkemiği sayılabilecek bir isim daha var. İzleyicinin bilinçdışında inandırıcı ve bilirkişi olarak kodlanması için bu gazeteci, avukat ve psikiyatrist gibi uzmanlar arasına yerleştirildiği aşikâr biri: tam 18 yıl boyunca tarikatın bizzat müridi olan, tarikat için çalışan, bu çalışmanın karşılığını tam 18 yıl boyunca almış ve tam 18 yıl sonra tarikat/örgütten ne olduğu asla açıklanmayan bir sebepten koparak itirafçı olmuş Özkan Mamati isimli bir şahıs. 140Journos ekibi Mamati’yi, muhtemelen Mamati’nin kendi evi olan malikâne-vari, lüks bir mekânda ziyaret ediyor/ağırlıyor ve yapım boyunca bu eski örgüt üyesine emekli bir MİT ajanıymışçasına saygıda kusur etmiyor; öyle ki kendisine gösterilen bu hürmetle birlikte Mamati belgeselin adeta kahramanı konumunda, son derece belirgin bir gururla ve süslemeli bir dille yapıyla ilgili şok edici detayları uzun uzun veriyor. İlk fırsatta tarikatla olan ilişkisinin 18-19 yaşında başladığını, “düşünsenize, karşınızda sizden 15 yaş büyük insanlar var�� ne bilebilirsin, hayata karşı ne öngörün olabilir, reflekslerin ne olabilir, ne algılayabilirsin?” diye açıklayarak seyircinin empati rezervlerine saldırıyor, kendini aklama teşebbüslerine giriyor. Detay detay anlattığı kumpasları, genç kadınları tarikata dahil etmek için izlenen türlü pislikleri “öyle olmuş, en iyi yol bulunmuş, o geliyor, bu gidiyor” gibi cümlelerle, adi bir tecavüz şüphelisi (muhtemelen suçlusu) utancıyla değil, adeta bir FBI ajanı bilgiçliğinde bizimle paylaşma “nezaketini” gösteriyor.
Bu çok sinsi ve insanı küfürlere gark ettiren bir yöntem, zira bu sahne, belgeselin devamında da politik bir sorgulamayı engellemek adına bu gasp edilen empati ve acıma hislerini sömürmeye odaklanacağının ve böyle başka numaralara başvuracağının da ilk işareti olarak karşımıza çıkıyor. Bu manipülasyon şöleni Adnan Oktar’ın gizli gey bir “manyak” olduğunu ima eden psikiyatrist Sefa Saygılı, “Kedicikler diye gülmüş geçmişim, işin vahameti görememişim” diye günah çıkartan Nagehan Alçı, tarikatın İslamcı yayın ve siyasetçilerle bağının altını çizen seküler haklılık ve bilimsellik temsilcisi Barış Terkoğlu’nun söylediklerinden oluşturulan anlatıyla ilerliyor. Bir yandan da konuşanın söylediklerine ve oluşturması gereken ruh haline göre özenle seçilmiş ve hiç susmayan müzikler, izleyenin bilinçdışına saldırıyor. Oktar’ın önünde dizilmiş genç kadınların Oktar’ı övgüye boğduğu ve ancak yabancılaşarak izlenebilen tuhaf TV kayıtlarından görüntüler, izleyicinin zihninde kendisinin de zamanında bu tarikatı ciddiye almayarak ortak olduğu kolektif şaka tarihini uyarmak, uyandırmak adına adeta “hınzır” denebilecek komedi unsurlarıyla bezeli bir müzikle destekleniyor; sanki izleyicinin kendini suçlu hissetmesi hedefleniyor ama bu suçlu hissedişin işin politik tarafını irdeleyecek kadar derinleşmesi de engellenmek isteniyor.
Başka bir sahnede, Oktar’ın evrim karşıtı fikirlerini anlatan Barış Terkoğlu tarafından gelen seküler müdahaleye Harry Potter’ın ses dünyasını hatırlatan ve bu şekilde olayın “irrasyonelliğini” vurgulayan bir müzik eşlik ediyor. Velhasıl yapım boyunca ortalama bir T.C. izleyicisinin kafasında depolanmış tüm kültürel referanslara çekinmeden başvuruluyor. Olay ajitasyon ve manipülasyon aracılığıyla orasından burasından kırpılıp, bir tür duygu tüccarlığı vasıtasıyla maddi sebepleri ve rasyonel tarafları olan bir gerçeklikten çıkartılarak bir realite şovuna dönüştürülüyor. 40 yıl boyunca gözümüzün önünde devlet-sermaye-din ortaklığında süregiden bir suç, yine gözümüzün önünde bir Flaş TV yayınına indirgenmek istiyor.
Özetle Kedicik, Adnan Oktar’ın cinsel ilişkiye giremediği ve giremediği için de kendine plastik kadınlardan oluşan bir harem kurduğunu ima ediyor. Toplum kurbanı zavallı bir incel’in dramını mı izliyoruz, yoksa sapık gey bir adamın kadınlardan intikamını mı? İzleyici kendi algılanan endişesine bağlı olarak istediği seçeneği seçebilir. Bu korku filminde mağdur konumunda yalnızca hayatları kararan kadınlar yok, Mamati gibi 18 yıl ne yaptığı belirsiz eski örgüt üyesi de kurban gibi sunuluyor. Kendini mehdi sanan gey bir psikopatın 40 yıl boyunca yaptığı kötülükler anlatısı, av-avcı gibi Kırmızı Başlıklı Kız’vari şiddetli metaforlar, isteyenin daha sonra egzersiz yaparken veya kitap okurken dinleyebileceği bir çalma listesi olarak derlenip Spotify’da özel tüketime de açılan son derece ajitatif müzikler, uzman konuşmacı kadrosu ve kahramanlaştırdığı itirafçı/mağdur Mamati vasıtasıyla bir üçüncü sayfa hikâyesi olarak senaryolaştırılıp daha büyük bir suçu gizliyor. Devletin ve sermayenin izni ve teşvikiyle yıllarca TV’den canlı yayınlanan, bu iznin çizdiği çerçeve ile toplumun basitçe “salak salak işler” diye küçümsemesi sağlanan, ünlülerin ve siyasi figürlerin desteğiyle rahat rahat istediği yerde top koşturabilen bir örgütün yaptıklarını iktidarsız bir gizli geyin kan donduran intikam hikâyesine indirmeye yelteniyor. Bu tiyatronun, bir saat boyunca örgütün suçlarını bir kriminolog havasıyla soğukkanlılıkla anlatan eski müridin kahramanlaştırılarak ve şanlı Türk polisinin daha önce neden yapmadığı anlaşılamayan ani müdahalesi övülerek polis propagandasının zirvesinde bitirilmesine ise diyecek söz kalmıyor. Oktar tarikatının hayatlarını kararttığı kadınlarla aynı ölçüde değil, şüphesiz, ama bu “video’’ son derece sinsi bir şekilde izleyiciyi de istismar ediyor. Kadın düşmanı, LGBTİ+ düşmanı, halk düşmanı, kim bilir kimi/neyi (s)aklamak için çekilmiş, mağdur kadınları çocuksulaştıran, onları “manipülasyona açık, korunması gereken saf ve temiz kadınlarımız” olarak resmetmesiyle bir kere daha istismar eden, tüm normatif kodları ve teknikleri kullanarak izleyiciyi de bu kadınlar gibi “robotlaştırıp” bu istismara ortak etmek için sinsice çalışan bir hakaret şov izliyoruz aslında. Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu göz önünde tutmaksa, şu ana kadar saklanan şey her ne ise, bize göstere göstere hâlâ korunmak isteniyor.
3 notes
·
View notes
Text
Cemal Enginyurt
Bu provokasyonun sorumlusu Erdoğan, Soylu, Belediye Başkanı, Vali, Emniyet Müdürü ve onların kontrolündekilerdir. Polisimiz emir kuludur. Talimat neyse ona göre hareket ederler. En büyük provakatör Süleyman Soylu'dur. Erzurum Valisi, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanı SUÇLUSUNUZ
1 note
·
View note