#CemMansur
Explore tagged Tumblr posts
the-mustache-guy-la · 5 years ago
Text
Y.4. Flaps Club Youtube Kanal İncelemesi
Tumblr media
1-1.5 sene evvel, bir sabah Youtube’a girdiğimde sohbetinden pek keyif aldığım Celâl Şengör’ün 3-5 dakikalık bir röportajına denk geldim. Celâl Hoca her zaman ki gibi hevesli ve heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Söyleşiyi yapan kanalı daha önce görmemiştim, söyle bir sayfalarına girdim, henüz 2-3 tane video vardı. Dedim ki bu adamları takibe alayım ilginç bir şeyler çıkacak gibi buradan. Nitekim kısa surede epey ilginç ve işime yarayan içerikler çıktı. 
Flaps Club yaptıkları içeriklerden önce pazarlama taktiği açısından oldukça başarılı bir işe imza atmıştı. O da ‘‘Elit Olmaktan Korkmayın.’’ sloganıyla çıkışlarını Celâl Şengör’le yapmış olmalarıydı. Celâl Şengör serisi aynı zamanda şimdiye kadar yapmış oldukları en uzun seri oldu. 
Flaps Club’deki arkadaşların (ki hiçbiriyle tanışmışlığım yok, ama vasatlıktan uzak, düzgün işler yapmaları ve benim de entelektüel olarak beslemem münasebetiyle hissettiğim vicdani borca istinaden bu yazıyı hazırlamak istedim.) yaptıkları işin önemi akademide, entelektüel camiada ve sanat cemiyetinde bilinen önemli münevverleri bize bu röportajlarla tanıtıp, bu zâtların birikimlerinden (gerek röportajlar, gerekse isimlerinden yola çıkıp eserlerine ulaşma olanağı vasıtasıyla) yararlanma imkanı sağlamış olmaları.
2018 içerisinde Celâl Şengör’den sonra daha önce adını hiç duymamış olduğum ve kendisini tanıyınca gerek rasyonel, gerekse irrasyonel derinliğine hayran kaldığım Ahmed Güner Sayan ile yaptıkları röportaj serisi geldi. Ahmed Güner Sayan Hocayla bir ‘‘Hasan Âli Yücel ve Nazım Hikmet’’ bölümü yaptılar ki arada açıp tekrar tekrar izlerim. 
2019′da ise vites yükseltiler ve yayınladıkları video ve röportaj yaptıkları entelektüellerin sayısı ciddi arttı. Felsefe zemini üzerinde geçen Gökhan Uğur röportajı 2019′un ilk serisiydi. Zaman zaman muhabbete tutunmak, konuların derinliği itibariyle güçleşse de ayrı bir lezzeti olan bir röportaj olmuştu. 
Vaktiyle 157 IQ’suyla çocukluğundan beri dikkat çekmekle kalmayıp, düzgün Türkçesi ve anlaşılması ve anlatılması zor olan sosyolojik ve felsefik konuları son derece yalın bir şekilde anlatan Yalın Alpay ile tanıştırdılar izleyicileri. Müteakiben de benim pek içine giremediğim fakat yine de fevkalade değerli olan Devrim Erbil röportaj serisi hazırlanıp yayınlanmıştı. 
Derken sonrasında adı bana adı bir yerlerden tanıdık gelen İlker Canikligil röportajı geldi. İlker Canikligil’in yönetmen olması ve Sinema Televizyon bölümünde bir süre akademisyen olarak görev yapmasından da kaynaklı, sinema üzerine yapılan sohbet oldukça keyifli ve akıcı bir hatta ilerlemişti. İlker Canikligil’in tabii bir de kimseye eyvallahı olmadan bam bam söylemek istediklerini dile getirmesi videoların seyir zevkini artırıyordu. Bu videolarda İlker Canikgil’e maruz kalma sürem biraz sınırlı kalmış olsa da, İlker Canikligil’in (benim de üzerine bir yazı hazırlayacağım) Flu TV adlı Youtube kanalında hazırladığı şahane içeriklerle o açık da kapatılmış oldu. 
TekeTek programında Celâl Şengör ile Ahmet Arslan diye bir felsefe hocası, ‘‘Bilim Tarihi’’ diye bir program yaptıklarında haberdar oldum Ahmet Hocadan. Sonrasında harika bir program daha yaptıklar bu ikili, bu sefer ‘‘Ortaçağda Bilim Ve Felsefe’’ tarihi üzerine, ki o da tadından yenilmez bir program olmuştu. Flaps Club’ün Ahmet Arslan Röportajı da oldukça başarılı ve Yunan Felsefesi üzerinden başlayıp dallanan bir sohbete dönüşmüştü. Müteakiben Levent Ürer serisi yayınlandı ve sosyoloji çerçevesine kaydı sohbet. Benim bir mühendis olarak pek de mürekkep yalamışlığım olmayan bu alanla ilgili fikir sahibi olmam yönünde oldukça faydası olmuştu bu röportajın. 
Herhalde kaderin hoş bir oyunu olsa gerek sonrasında astronomi üzerine çalışan Talat Saygaç Hoca ile olan röportajları yayınladılar ve biz sayısalcılar biraz olsun kendimizi evimizin konforunda hissettik bu vesileyle. Talat Hoca’nın serisi ile eş zamanlı olarak Serhan Bali serisini de yayına sokmaya başladılar. Serhan Bali ile olan sohbet ise tamamen Klasik Batı Müziği (şuraya benim Klasik Batı Müziği çalma listemi de sıkıştırayım) etrafında dönen çok keyifli bir sohbetti. Sonrasında düzeltildi mi bilemiyorum ama videoların ilk yayınlanan versiyonlarında ses kalitesiyle ilgili bir problem vardı. Bu talihsizliğin de müzikle ilgili olan ilk röportaja denk gelmesi hoş bir ironi olarak yerini aldı. 
Bu seriden sonra öyle bir tanıtım videosu yayınladılar ki, nabzımın yükselmesinin yanında aklıma gelen ilk düşünce bir mağaza camı cümlesinden başka bir şey değildi... ‘‘patron çıldırdı!!’’ Şimdiye kadar yeterince ilginç ve değerli münevveri tanıtmamışlar gibi, resmen NBA all star kadrosu gibi bir kadro hazırlamışlardı. Sonbahar boyunca Pazartesi günleri hariç, hergün bu kadrodan birinin röportajı yaynılanacaktıö hem de 10 hafta boyunca.
Bu süreçte Salı günleri gerek Flu TV’deki ‘‘Olmaz Öyle Saçma Tarih’’ programı vasıtasıyla tanıdığım ve benim de bıyık ikizim olan Emrah Safa Gürkan, nam-ı diğer ESG ile tarih ve kültür üzerine röportajları. Çarşamba günleri dün (29 Ocak 2019) itibariyle yine Flu TV’de ‘‘Sanat Sohbetleri’’ adlı programa başlayan Bager Akbay ile yarı felsefik sanat sohbetleri.  Perşembe günleri televizyon kanallarında bilimsel konuların tartışıldığı açık oturum programlarından gözünüzün aşina olabileceği Sinan Canan serisinde beyin, sinir sistemi ve sonunda da düşünme üzerine videolar yayınladılar. Benim de daha önce ‘‘Türkiye Tarihinde Müzik ve Klasik Batı Müziği Tarihi Üzerine’’ başlıklı yazımda bahsetmiş olduğum Cem Mansur ile orkestra şefliği, müzik, gençlerde müzik eğitimi gibi konuların etrafında geçen röportajlar yayınladılar. Cumartesi günlerini adını daha evvel hiç duymadığım Kadir Köymen ile girişimcilik üzerine olan röportaj serisine ayırmışlardı. Şu an doktora aşamasında devam ettirdiğim mühendislik eğitimim dahilinde hiç finans veya muhasebe eğitimi almadığım için pasif gelir, yatırım, piyasa incelemesi gibi konuların ele alındığı bu seri de kafamda daha önce olmayan yeni fikir ve soruların ilk kıvılcımlarını atmış olması nedeniyle değerlidir benim için. Pazar kahvaltılarımda ise 10 hafta boyunca bana bir beyin cerrahı olan Türker Kılıç eşlik etti. Türker hoca serisi benim için bir hekim klişesi olan, tıp harici alanlarda da okuyan, aydın, entelektüel ve hitabı kuvvetli hekim figürünü tekrar edip kuvvetlendirmesi münasebetiyle çok keyifli izlediğim sohbetler sundu. Gerek beynin çalışması, gerekse sosyal konularda beyan ettiği değerli fikirleri ile daha evvel bakmadığım pencerelerden bir süredir üzerine kafa yorduğum meselelere bakarken buldum kendimi Türker Hoca ile yapılan röportaj sayesinde. Flaps bütün bunlara ek olarak Spotify hesabında röportaj yaptığı kişilerin sevdikleri şarkılardan oluşan keyifli çalma listeleri paylaşıyor. Ve Flaps Club’ün Youtube kanalı haricinde bir de websitesi mevcut. Fakat, burayı çok kurcalama fırsatı elime geçmedi henüz, o sebeple yalan yanlış bilgiler vermemek adın o damara girmiyorum.
Bu haftanın yazısı biraz uzun oldu ama Flap Club’de bu harika münevverlerle benim buluşmama vesile olan arkadaşlara olan vicdan borcumu ödemek istiyordum ve bu vesileyle de ‘‘anlamanın ve öğrenmenin mutluluğunu’’ yaşamayı sevenlerle değerli bir kaynağı daha paylaşma imkanı bulmuş oldum.  Haftaya bir müzik tanıtımı yazısında görüşmek üzere.
Keyifli günler ve esenlikler sizinle olsun.
~tmg~
1 note · View note