#Bölük

[proofhead]

Kayıp Bölük

Askerliğin son aylarıydı. Her ne kadar tek şeridi çıkartıp teğmen rütbesini taksam da gözüm rütbe falan görmüyor, bir an önce terhis olup eve dönmek, “onu” bıraktığım gibi bulmak istiyordum. Gözlerinde ve kalbinde hala benim olduğumu bilmek istiyordum. O günlerden elimde kalan son fotoğraf Zırhlı birlik okulunu bitirdikten sonra esas birliğim de yakın bir tugaya çıkınca iyiden iyiye ortamın…

[sonmahikan]

BİZİ DİĞER İNSANLARDA AYIRT EDEN KUSURLARIMIZ DEĞİLMİDİR BAZEN FARKLI KILAN BU OLMUYORMU TABİ BAZENDE ZOR DURUMDA BIRAKAN, DEDİMYA ZOR DURUM BUNDAN SEBEP BOCALADIM HER SEFERİNDE YENİDEN BAŞLAMAYA, GÜNÜN SONUNDA HEP YİNE KENDİMLE KALDIM HEP. TAKİ BİR GÜN BİRİYLE KARŞILAŞINCAYA KADAR BÜTÜN SAVUNMANIZI İNDİRİYORSUNUZ VE O GÜN EN DERİN SIRLARINIZI DAHİ AÇIĞA ÇIKIYOR. SİZ DPĞRU VEYA YALNIŞ KİŞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRSÜNÜZ MÜHİM OLAN ELBET BU DEĞİL SİZ SADECE SIRTINIZDAKİ YÜKTEN KURTULDUNUZ YADA BİRİNDEN HER NEYSE ARTIK.

[kamtarir]

Odağım bölük pörçük hedefe ulaşmak gibi bir çabanın içine sığamıyorum

[yolguncesi]

Beni yaşama bağlayıp onu çok sevdiren duygu ile içimi parça parça eden, huzur çeperlerimi yıkan duygu aynı.

Bu duyguyu genelde yazarak bastırdım ve bir yerden sonra patlak verip yazıdan taştı. Şimdi yazabileceğim kadar yoğunlaşamıyorum ve bu durum beni iyice daraltıyor.

Mengeneyle sıkıştırılmış gibi bir hale dönüyorum. Böyle zamanlarda kendime nefes alma fırsatı tanımıyorum ki düşünme fırsatı tanıyayım. Her şey bölük pörçük. Aklımda uçuşan düşünceler de öyle. Üretkenliği yitirmek en büyük korkum.

Şimdi ona, yani içimdeki konuşamayan çocuğa sığınmanın tam zamanı değil midir?

Biliyorum ki heyecanımın hiçbir zaman yitip gitmeyeceği bir ruh var onda… Beni sarıp sarmalar…

[deniz-mehtap]

Gidelim Buradan...

Gidelim buradan... Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim...

Gidelim buradan... Burası bizim değil. Nasıl başederiz bu kadar saçmalıkla? Her şeye sıfırdan başlanabilecek bir yerlere gidelim...

Gidelim buradan... İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan... Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan. Soru sorma artık bana. Soru sormayayım sana. Her türlü sorunun tedavülden kalktığı bir yerlere gidelim...

Gidelim buradan... Burada insanlar kötü. Hep bir şeyler anlatmamızı bekliyorlar, hep bir şeyler anlatmamızı isteyecekler, bitmeyecek bu hiç bitmeyecek. Kimseye bir şey anlatmak zorunda kalmayacağımız bir yerlere gidelim...

Gidelim buradan... Bak uyuyamıyorum yine. Senin de uykuların defolu, bölük pörçük. Huzur içinde uyuyabileceğimiz bir yerlere gidelim...

Gidelim buradan... Ya sen bana gel ya da ben geleyim sana. Sonra gidelim... Hadi...

[gecedenn]

Kafamın içi dağınık, bölük pörçük düşünceler çöplüğü sanki

[japonyamesken]

Bütün bu süreçte çok güzel bir şey fark ettim, içimde iyi bir ses yaratmayı başarabilmişim. Zaman zaman susuyor, çekiniyor ama fırsat bulduğu anda fısıltıyla bile olsa konuşuyor. Bir ömür boyu içimdeki en baskın sesin eleştirel bir ses olduğunu düşünürsek bunlar ne güzel adımlar sevgili jurnal.

Düşüyorum, üzülüyorum, ağlıyorum ama kalkıp devam etmeye çalışıyorum ve bunun hızına kendim de şaşırıyorum 🧿. Önceden her şey siyah ve beyazdı benim için; artık esnemeyi, grileri, renkleri öğrendim görebiliyorum.

Bugün liseden bi' arkadaşımla buluştum, çok iyi geldi, hayat bizi nerelerde buluşturuyor hiç belli olmuyor gerçekten.

Gece çok uykusuz, hüzünlü ve bölük pörçük geçti, ama şimdi hazırlanıp "welcome drinks"e gideceğim, çünkü bu seneki mottolarımızdan birisi neydi, "just show up ♧"

29.08.2024

[sen-de-oku]

Hayat dediğin başlangıçların ardında kalanlardır. Bölük, pörçük.

Cemal Şakar (Adı Leyla Olsun)

[bilmece]

Saçma sapan bölük pölçük bir uyku uyudum. Ne güne hazırım ne haftaya.

Yaşayalım bakalım.

Gün aymış diyorlar?

[kaybedenlerinhikayesi]

Gidelim buradan ... Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan ... Burası bizim değil. Nasıl baş ederiz bu kadar saçmalıkla? Her şeye sıfırdan başlanabilecek bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan ... İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan ... Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan. Soru sorma artık bana. Soru sormayayım sana. Her türlü sorunun tedavülden kalktığı bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan. Burada insanlar kötü. Hep bir şeyler anlatmamızı bekliyorlar, hep bir şeyler anlatmamızı isteyecekler, bitmeyecek bu hiç bitmeyecek. Kimseye bir şey anlatmak zorun-da kalmayacağımız bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan ... Bak uyuyamıyorum yine. Senin de uyku-ların defolu, bölük pörçük. Huzur içinde uyuyabileceğimiz bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan. Ya sen bana gel ya da ben geleyim sana.

Sonra gidelim. Hadi. ..

[aylakadaminiz]

Gidelim buradan…

Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık.

Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan…

Burası bizim değil.

Nasıl başederiz bu kadar saçmalıkla? Her şeye sıfırdan başlanabilecek bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan…

İlaçlarını yanına alma.

Kitaplarımı almayayım ben de.

Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan…

Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan.

Soru sorma artık bana.

Soru sormayayım sana.

Her türlü sorunun tedavülden kalktığı bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan.

Burada insanlar kötü.

Hep bir şeyler anlatmamızı bekliyorlar, hep bir şeyler anlatmamızı isteyecekler, bitmeyecek bu hiç bitmeyecek.

Kimseye bir şey anlatmak zorunda kalmayacağımız bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan…

Bak uyuyamıyorum yine.

Senin de uykuların defolu, bölük pörçük.

Huzur içinde uyuyabileceğimiz bir yerlere gidelim.

Gidelim buradan.

Ya sen bana gel ya da ben geleyim sana.

Sonra gidelim.

Hadi…

ALİ LİDAR / GİDELİM BURADAN

[sade1-adam]

"Bu canım dünyanın orta yerinde hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize yalan mı?

Gözünü sevdiğim karıncalar

işte: hamsiler sürü sürü

arılar bölük bölük geçer

leylekler tabur tabur

ya bizler?

boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

bizler bölük bölük, bizler tabur tabur

bizler sürü sepet

yalnız birbirimizi öldürmüşüz."

Bedri Rahmi Eyüboğlu

[yakazakalb]

"Yırt at gitsin" demişti kitabın sahibi. At gitsin. Biraz öfkeli ve çok da üzgündüm. Hiç düşünmeden kitabı dikeylemesine ciltli kısmından üç yerinden ayırdım ve dört parçaya böldüm yavaşça. Kalktım gittim çöp kutusuna attım. oturduğum yere geri dönüp oturdum. Tam o esnada gelen bir pişmanlık bütün ruhumu sardı. "Ben niye o kitabı bölük pörçük edip çöpe attım." Sonra kitaba kitap yurdundan baktım. Yorumlara falan. Tam 15 bin satmış. Bi okusaydın bee yırtmadan dedim. Allah'tan yırtmamıştım. Aldım çöp kutusundan kitabı ve okumaya başladım.

Çok tuhaftı. benim kitaba başlama hikayem kitabın konusuydu.

Çöpe atıp fırlattığımız sonra da "aaa ben neden hayatımı çöpe attım" diye hayıflanıp çöpten hayatlarımızı toplamaya çalışmamızı anlatıyordu.

Daha kitabı biraz okudum ki anladım; Gazali 'nin bu âlemin mümkün âlemlerin en iyisi, en güzeli ve en tamı olduğunu söylediği görüşünü anlatan bir kitap olduğunu. Sonunu da tahmin edebiliyordum.

Hani hepimizin acaba şöyle değil de böyle bir hayatım olsaydı diye düşündüğü olmuştur zaman zaman..

Mesela benim pişmanlıkla değil de merakımdan böyle değil de şöyle bişey yaşasaydım diye aklımdan geçirdiğim olmuştu bi kaç kere. Ne oldu sonra biliyor musunuz. Rüyamda gördüm o hayatları. Ve o hayatları yaşamadığıma şükrettim. Tıpkı kitaptaki gece yarısını kütüphanesi gibi.

Evet çöplük gibi hissettiğimiz yaşamlarımız olabilir ama bu yaşamlar tek taraflı ya da dümdüz baktığımızda böyle görünür. Genel perspektifte böyle değildir bize öyle gelir. Ama biz hayatımıza şöyle bir çıkıp uzaktan bakamadığımız için bunu anlayamayız.

Ama bilelim ki pek çok sır hikmet ve güzellik barındırır hepimizin hayatı.

.

[girifit]

sırtımdaki yüklerden bahsedeceğim biraz sana. ister ağla ister bağır çağır, umrumda değil. sadece konuşacağım, biraz da ağlayacağım. yılların yükünü taşıdım omuzlarımda. şimdi uykularım defolu, bölük pörçük. okuduğum satırlar hep eksik, yazılarım yaralı. nefesim alkol ve sigara karışımı. içimde zerre kadar umut yok. hayallerim alındı ellerimden. çok kan döktüm. ama geri alamadım. susmayı bırakıyorum artık. sustukça ezildi içimde bir şeyler. gitgide eksiliyorum ve en acısı, bunun farkındayım. hiçbir şey yapmıyorum, farkında olmama rağmen. odamın perdesi günlerdir kapalı. doğacak güneşe dair inancım yok artık, o güneşi dahi görmek istemiyorum. odam dağınık, ruhum gibi. parça parçayım, farkındayım. her geçtiğim sokakta bir parçamı daha bırakıyorum. biraz daha eksilişime göz yumuyorum. çekildim köşeme, olan biteni seyrediyorum. annem arıyor, açamıyorum. titrek sesim duyulsun istemiyorum. beni bu denli güçsüz kılan her olayı unutmak istiyorum. bu yazdıklarımı veda say. bir daha ne zaman yazacak gücü bulurum kendimde, bilmiyorum. gecelerce akan kanları bir bez parçasıyla sarıp ilerlemeye çalışıyorum. olmuyor. tek bir adım dahi atamıyorum. beni affet demeyeceğim kimseye. gittiğim insanlardan bir anlayış da beklemiyorum. dolan gözlerime lânet ediyorum. dolaşıyor dilim hafiften. anla, biraz içtim. anca böyle gidilir bu yolda. kızma bana. yapacak, yaşayacak gücüm yok benim. anlasana biraz. şu bir haftada her günüm hastanede geçti. serumlarla ayakta durdum ama sana ses etmedim. anla artık. çok yoruldum.

[venusunruhu]

"bu canım dünyanın orta yerinde

hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize

yalan mı? gözünü sevdiğim karıncalar

işte: hamsiler sürü sürü

arılar bölük bölük geçer

leylekler tabur tabur

ya bizler?

boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

bizler bölük bölük, bizler tabur tabur

bizler sürü sepet

yalnız birbirimizi öldürmüşüz."

[cninzihni]

Ütopik düşünceler vol bilmemkaç: Özellikle tarihiyle ünlü yerlere yapılan evlerde mimariye dikkat edilmemesi beni felaket üzüyo ya. Harika bir tarihi eserin yanında dümdüz bi' apartman oluyo mesela, boyaları bölük pörçük falan. Böyle yerlerde bina projesini tasarımsal olarak da göze güzel gelecek şekilde onaylasa keşke devletim