#Amerikan Mutfak
Explore tagged Tumblr posts
hataysekshikayelerisblog · 2 months ago
Text
Çok Hızlı! (14) (Orhan 36 Y., Bursa)
Gece saat 24:00 gibi gitti Güzin. Behiye abla bana, "Kal burda!" dedi, ama "Yok!" dedim evime geçtim. Aklıma çiğdem gelmişti, yazdım ama yine cevap gelmedi.
Sabah da kapı çaldı. Açtım. Behiye abla, "Giyinip gel, kahvaltı hazır!" dedi. Ballar, pekmezler, arı sütleri ağzıma tepiyordu nerdeyse. Dün birine telefon etmişti. "Kimi alacağız?" dedim. "Alınca görürsün!" dedi. Kahvaltı bitince 9:45'de evden çıktık. Gittiğimiz yer Fatma'nın eviydi. Fatma hazır kapıda bekliyordu. Aldık Fatma'yı. "Şimdi nereye?" dedim. Bana, "İnegöl'e!" dedikten sonra dönüp Fatma'ya, "Kız sen neler yapıyormuşsun haberimiz yok!" dedi. Fatma da benim omzumu okşayıp, "Madeni beraber keşfetmişiz!" dedi. Behiye abla Fatma'ya kısaca planı, bulduğum binayı, odaları vs. anlattı ve "Senin zevkine güvenirim. Şimdi mobilya alacağız!" dedi.
İnegöl'de büyük bir mağazanın önünde durduk. Birisi kapıya geldi. Patronmuş. "Hoşgeldiniz Behiye abla!" dedi. İçeri girdik. 5 tane yatak odası, 5 takım büro malzemesi, bir sürü koltuk, yemek odası takımı vs. aldık. "Adresi ver Orhan!" dedi, verdim. Sonra patron bizi kahve içmeye odasına davet etti. Kahveler geldi. Behiye abla, "Nasıl bu sene işler?" dedi, adam anlattı, şu kadar ihracat yaptık şudur budur diye. Behiye abla, "Sinan bey kardeşim, bundan sonra hesabı kitabı Orhan bey alacak, ben neysem o odur, sana vekaletnameyi yollatırım!" dedi. Adam beni baştan ayağa süzdü. "Peki Behiye abla!" dedi. Kahvelerimiz içtikten sonra kalktık. Adam, "Abla yemek yiyelim!" dese de, "Yok!" dedi adama. Arabaya bineceğimizde adam arabanın kapısını açtı Behiye ablaya.
Otoparktan çıkarken, Behiye abla bana, "Burası görümcemin oğlu rahmetlinindi, babasından kalma iş bu, burada çalışan müdürdü buna yüzde 20 hisse vermiş, adam işi tıkır tıkır yürütüyor, rahmetli de başka başka işlere atlamış, ama hep böyle yüzde 20 ile ortak etmiş birilerini işin başına geçirmiş. Görümcemle ben de bunları çağırıp, işlerine karışmayacağımızı, paylarını da yüzde 30'a çıkaracağımızı, sadece yılda bir gelip hesap vermelerini istedik. Hepsine artık sen bakacaksın. Biliyorsun, görümcemin de kimsesi yok benden başka!" deyip göz kırptı. Fatma da arkadan uzanıp, "Artık sana karada ölüm yok kocacığım!" dediğinde, ikisi de kahkahalara boğuldular.
Bense manyaklaşmıştım, "Kızlar, bunu hazmetmem lazım, bir yerde duralım!" dedim. Meşhur bir Köfteci varmış, oraya sürmemi istediler. "Neler var başka?" dedim. "Geçen gün arabanı aldığın otomobil bayii var, aynısından Balıkesir ve Kütahya'da da var. Yatları severdi, Gemlik'te bir yat ithalat imalat ve ihracatını yapan bir tersane ve firma var. Marmara adasında bir mermer ocağı, Bandırma'da bir mermer fabrikası var. Altınoluk'ta bir otel var, 4 yıldız galiba. Bir de bu Amerikan kapı vs. yapan bir fabrika var Nilüfer Organizede!" dedi.
"Manyak mısınız, dalga mı geçiyorsunuz?" dedim. "Ha bu arada, değişik illerde onlarca ev ve dükkan. Mehmet amcandan kalan birkaç ev ve dükkan hariç!" dedi. Fatma, "Birkaç mı?" dedi gülerek. "Ya Fatma, 40 ev, kimi daire, kimi müstakil, 15 tane de dükkan, yazlıklar hariç!" dedi. "Kızlar, bunlara ben nasıl yetişeceğim, 3 muhasebeci daha lazım!" dedim. "Alırsın!" dedi gülerek. Sonra da, "Karına söyle, bundan sonraki birkaç gün boyunca tüm bu işletmeleri gezip, seni tanıtacağım!" dedi.
Dönüşte gidip inşaatı kontrol ettik. Çok hızlı ilerliyordu. Behiye abla her gördüğü ustaya 100 dolar verdi. Göremedikleri de duyup önünde sıraya girdiler. Arabaya dönünce, Fatma'ya, "Sen de gelsene kız orospu!" dedi. "Tamam yavrum gelirim!" dedi o da. "Şimdi diğer eşyaları halledelim!" dediler, perdeciye gidip hem büro hem evler için perdeler ısmarlandı. Sonra en büyük züccaciyeciden mutfak malzemeleri, küçük ev aletleri, kahve makineleri alındı. Halıcıdan halılar vs. alındı. Birkaç buzdolabı aldık odalara otel tipi, "Alkol ve diğer yiyecek içecek işi sende!" dedi behiye abla. GSM operatörüyle işlemler, laptop, telefon gibi işler de bana kaldı. Ustabaşına, 5 gün olmayacağımı, mühendis arkadaşıma da 6. günde elle tutulur birşeyler görmem gerektiğini söyledim...
5 gün boyunca her yeri gezip, herkesle tanışıp, iletişim numaralarını aldım. Günleri Altınoluk'ta otelde geçirdik. Bu arada Sevgi ve Merve sürekli yazıyordu. Güzin'in haberi vardı zaten. Hepsine iş için şehir dışına çıkacağımı yazmıştım. Hemen hergün de işlerimizi erken bitirip, kalacağımız otel odalarına çekiliyor, her geceyi farklı bir odada bol bol sikişerek bitiriyorduk. Altınoluk'ta kaldığımız ilk gece Cunda'ya gidip süper bir masa kurduk, bol deniz mahsulü, meze, balık ve rakı... Rakı, balık, ayvalık lafının hakkını verdik...
11. gün sabahı yanımda temizlik şirketinden 6 kadınla ve Güzin'le temizlik başladı. Ben bu arada gidip laptop, seyyar telefon santral vs. aldım, hepsi aynı gün kurulacaktı. Kırtasiye malzemelerini de hallettim. Bu arada veraset işleri ile genel vekaletname işlerini halletmiştik. 12. günde büro da, evler de hazırdı. Bu arada ancak 1 kez Sevgi, 1 kez Merve ile, 1 kez de karımı ve çocuğumu görebilmiştim. Kadınlar temizliği bitirip ayrdıldıktan sonra, Güzin'i merdiven altındaki gizli geçite götürüp diğer daireye geçirdim ve "Yatakları denememiz lazım!" dedim. Arka taraftaki odada, "Bundan sonra pezevengin benim, istediğimle, istediğim şekilde sikişeceksin!" dedim. "Tamam kocacığım! Ama önce sana birşey söylemeliyim..." dedi karşıma oturdu.
"Ümit... Biz onunla görücü usulü evlendik. Bunun bir sevgilisi varmış, ailesi birine vermiş, adam da bir davaya karışıp hapse girmiş... Ümit kadınla görüşmeye başlamış, eve gelmiyor, bu iş de olunca ben de Ümit'e boşanma davası açtım!" dedi. "Behiye abla ile konuşuruz. Bakarız!" dedim. Çatır çatır siktim, iki deliğinden de. Açılışı yapmıştık :)
Muhasebeci ile konuşup, evrakları almış yerleştirmiştim. Herkes sabah geldi, "Hayırlı olsun!" deyip gitti. Öğlen, Güzin'e, "Şu tapuları al, şu şekilde liste yap, şöyle yaz..." dedim. Güzin, "Niye öyle yapayım, Excelde yazarım!" dedi. Ulan bunca zamandır sadece sikiyor, bu kadınların özelliklerini öğrenecek ilgiyi göstermiyordum, kafama dank etti.
Karım ve kızım yazlıktan dönmüştü. Ona işin boyutlarını anlattım. Karım, "Hayatım, kızımızın hayatı kurtulur, istersen eve gelme, bu işin üstesinden gel!" dedi. Zamanla sistem oturacaktı. Fatma zaman zaman Behiye abla ile geliyor, zaman zaman Sevgi'yle ve arka sokaktan daireye giriyorlardı. Çeşit çeşit seks oyuncakları aldık. Hiç zorlanmadan harika zamanlar geçiriyoruz. Bazen Muhittin abi, Fatma ve Behiye abşa takılıyorlar. Ben arada işlere bakmak için şehir dışına çıkıyorum, o gün hangisi müsaitse onu yanıma alıyorum...
3 aydır sürüyordu bu böyle. Ama bir gün ilginç bir şey oldu, Güzin, bir bayanın beni görmek istediğini söyledi. "Kim?" dedim. "Kiracı!" dedi, isim ve adres verdi. Güzin'in takip ettiği listeden baktım, 2 aydır kira yatırmayan, ama öncesi düzenli ödenmiş bir daire idi. İçeri giren kadını tanıdım, Fatma'nın oturduğu binadaki kamyoncunun karısı idi. Hani o kafam gibi göğüsleri sütyeninden taşan, penye şortunun altından kocaman götünü sergileyip çöp bırakan kadın. Başında türban, üstünde pardesü, o günden farklıydı. Beni görünce tanıdı, renkten renge girdi, ama bozuntuya vermedi.
"Buyrun!" dedim oturdu. Güzin çay getirdi. Güzin, ona aldığım çeşit çeşit mini etek, değişik renklerdeki gömlekler ve içine giydiği çeşit çeşit çamaşırlarla müthiş görünüyordu. Kamyoncunun karısı beni tanımıyormuş gibi yaparak, "Merhaba, ben Filiz. Şu adres, şu dairede oturuyorum..." dedi. Ona ayak uydurdum, "Buyrun, konu nedir?" dedim. "Kocam şu nakliyat firmasında şöfor olarak çalışıyordu, geçen ay kaza yaptı trafikte, suçlu çıkmamasına rağmen şirket işten çıkarıp, hakedişlerini vermedi. Kocamın kırıkları var, evde yatıyor, o nedenle 2 aydır kira ödeyemedik. Kocam iyileşip yeni bir işe girene dek kira borçlarımızı ertelemenizi rica etmeye geldim..." dedi.
"Kaza tutanağı vs. var mı?" dedim. Çıkardı çantasından. Doğru söylüyordu. Hemen hemen tüm işletmelerimiz bu Nakliyat şirketiyle çalışıyordu. İnegöl'deki Salih beyi aradım hemen. Nakliyat şirketinin adamı kıdemsiz ihbarsız, hatta hastane masraflarını vermeden işten attığını söyleyip, çalışanın hakkını yiyen firma ile çalışamayacağımızı bildirip, "İşleri kesin hemen, diğer firmalarımızdaki arkadaşları da arıyorum!" dedim.
Biz ikinci çaylarımız içerken, Güzin, "Nakliyat şirketinin patronu bilmem kim bey arıyor!" dedi. "Bağla!" dedim telefonu mikrofona alıp. "Orhan bey... dedi adam, girizgahtan sonra, "Arkadaşlarımız bir hata yapmış, o beyin kayıplarını telafi edip, hastane masrafı vs., yüzde 50 zamlı maaşla tekrar girişini yaptırdım, gereken ilgi gösterilecektir! Sanırım akrabanızmış?" dedi. "Evet akrabam, gereken ilgiyi bekliyorum. Teşekkür ederim!" deyip kapadım telefonu. Adamların toplam işlerimizde yurtiçi ve dışında günde 20 tırını kullanıyorduk neredeyse, bu ilgi normaldi.
"Filiz hanım işlem halloldu şimdi. 2 aylık kirayı siliyorum. Şu kartımı da alın, başka bir durum olursa ararsınız!" dedim. Kadın, "Orhan bey nasıl öderim bu iyiliğinizi?" dedi. Gram bozuntuya vermeden, "Ne borcu, bu insanlık vazifemiz!" dedim. Ama içimden bir ses gizli kapıyı kullan diyordu :) Kadını yolcu ettim. O gün kendimce izin günümdü, eve gittim akşam, kimse ile görüşmeden. Kızımla oynayıp, karımla oturdum, sohbet edip, kız uyuduktan sonra da seviştim.
Ertesi gün öğlen cep telefonum çaldı, bilmediğim bir numara. "Buyrun?" dedim. "Merhaba Filiz ben..." dedi kamyoncunun karısı. "Orhan bey dün sizin yanınızdan eve gelince aradılar kocamı, dediklerini yaptılar, 2 aylık ücret yattı hesabına, ayrıca hastane masrafları karşılandı ve iş başı yapana dek avans ta yatırmışlar, hem de hepsi zamlı. Bugün de gelip resmen özür diledi İK müdürü. 2 aylık kirayı takdim edeyim, bir de bizim memleketin meşhur içli köftesinden yaptım, teşekkür için..." dedi. "Kirayı istemem, ama içli köfteye de hayır demek ayıp olur. Lakin büroda değilim, diğer ofisteyim!" dedim. "Siz adresi verin, getiririm ben!" dedi. Arka sokağın adresini verdim :)
20 dakika geçmeden aradı, "Geldim ben, ama burası ev?" dedi. "Yok ofis, açıyorum kapıyı!" dedim. Güzin'e de, "1 saat yokum!" dedim. Güzin kıskanç ama meraklı gözlerle baktı, halen alışamamıştı başkalarını sikmeme. Gizli geçitten geçip arkadan sürgüledim kapıyı. Filiz elinde bir poşetle daire kapısına geldi. İçeri buyur ettim. Mantosunu aldım, başörtüsünü kendi çıkardı. Oturtup, "Birşey içer misin?" dedim. "Gazoz var mı?" dedi. Saydım koladan biradan viskiye. "Kola o zaman." dedi. İçeri geçip kolaya votkayı kaktırdım :)
"Nasıl büro burası, ev gibi?" dedi. "Daha çok dinlenme bürosu, orda yorulunca bu tarafa kaçıp, konsantre olup toplantıları da burda yapıyoruz!" dedim. "Hımm!" dedi. Koladan bir koca fırt çekti ve "Mmmmhhh, soğuk soğuk iyi geldi KOLA!" dedi, kola kelimesini vurgulayarak. Zaten tadını anlamaması imkansızdı. İçli köfteden aldım bir tane, gerçekten de muhteşem olmuştu, hafif ılıktı halen. Kafamı kaldırdığımda Filiz kolayı kafaya dikmişti bile :) İnce bir basma mı desem etek giymişti, ama etek dizlerindeydi. Oturunca toplanmıştı. Üstünde yapışan bir triko bluz vardı. "Bir tane daha?" dedim kolayı gösterip. "Olurrr!" dedi. Kola votkayı yaptım, bu kez votka kola oldu demeliyim. Bardağı eline verirken parmaklarımız değdiğinde komple elektrik geçti vücudumdan.
İkinci bardağı bitirdiğinde, "Geçen sefer yaptığım terbiyesizliği affedersin değil mi?" dedi. "Anlamadım?" dedim. "Zevkliymişler dedim koridorda sana. Bak, kocam kamyoncu, yol çıkar nerde iş bulursa oraya yollanır, ayda bilemedin 3-4 gün evde kalır. O dışarıda işini hallettiğinden beni unuttu zaten, ayrıca gelince de anası danası çocukları vs. derken bana zamanı kalmaz. Yani ayda bir kez kadın olurum, onda da kadın değil amcık olurum tabir yerindeyse, siker bırakır. (içkinin etkisi ile ağzı giderek bozuluyordu) Ee, siz de haftalarca günlerce yanda yukarıda o kadar sikişince... O akşam seni içeri çekmek istedim biliyor musun?" dedi.
"O zaman şimdi çek!" dedim. Ayağa kalkıp koltuğunun yanına gittim, fernuarı açıp yarağımı uzattım. Hemen ağzına aldı. Biraz yaladıktan sonra, "O iki orospuyu bağırttığın kadar ses çıkarabilir misin benden?" dedi. Meydan okuyordu orospu. O yarağımı yalarken eğilip eteğinin altından 2 parmak hareketimi yaptım. Öküz karı yarağımı ısırdı zevkten. Öyle böğürüyordu ki, Güzin sanırım gizli kapıyı 2 kez yokladı, içeride ne oluyor diye...
Filiz, "Oha orospu çocuğu!" dedi nefes nefese, ne de olsa kamyoncu dili kullanıyordu karı. "Şu desti gibi göğüslerini sikeyim azıcık!" dedim. Hemen soyunduk. Yarağımı göğüslerinin arasına alıp kafasına dil atmaya başladı. "Götün açık mı?" dedim. "Hayırrr!" dedi. İçimden (O zaman götünü sonra açarım!) dedim. Karının amına kafamı soksam girerdi. "Neler girdi lan buna, folloş?" dedim. "Ne bulursam soktum amk çocuğu!" dedi. İçimden geldi kadını tokatlamaya başladım. Ben tokatladıkça, "Vur amk çocuğu!" diye inliyor, amcığını bana itiyordu...
Göğüs uçlarını parmaklarımla sıkıştırıp çektikçe kadın deliriyordu. Uzanıp çekmeceden en büyük Zenci yarağını çıkardım. Daha kimse alamamıştı. Soktukça daha yok mu diyecek gibiydi kadın. Kilosu çok olan kadının amı da mı büyük oluyordu nedir, hepsini aldı kadın. Kamyoncu kocasının bunu neden sikmediği belliydi. Zenci yarağını ellerine bırakıp, yarağımı ağzına verdim. Kadın o kocaman Zenci yarağını köküne kadar aldı amına. Ağzım açık seyrederken, beni ağzıyla boşaltıp, pomlalamaya devam etti Zenci yarağını. Koltkta kadını izliyordum. Kadın orgazm ola ola devam ediyordu...
Yarım saat sonra durdurdum. "Kalk giyin, bu alet sana hediyem!" dedim. Küsüp gitti.
[Orhan]
55 notes · View notes
sillagen · 3 months ago
Text
İlk defa bizden ayrı şehirdr ve evde yaşıyorlar.İlk defa evlerine geldim. Ev durumunu degerlendirirsek. Tuvalet ve banyoları tertemizdi o kadar temizdi ki kız evleri ile yarışır. Bu kadar beklemiyordum. Bulaşık yıkama kültürleri sıfır, ocak berbat bununla birlikte amerikan mutfak olduğu için çok dağınık görünüyordu. Bir de utanmadan abla bugün son iki kaşığı kullandım diyor. Rezil. Bir odanın gunesligi yok. Bunu niye takmadiniz diyorum. İhtiyaç hissetmedik. Güneşlik için nasıl bir ihtiyaç gerekli olabilir Allah aşkına. Çarşaf yataktan çıkmış bunlara verdiğimiz lastikli şeyi bugün seninle geçirelim abla diyerek taktı. Adamın yatağının yarısında çarşaf yok. Rahatsızlık duymamış ✍️🏻 dolapları beklediğimden düzenli helal olsun. Çamaşırları ben katlarim diyince gözleri parladı. İnsanoğlu bu kadar çabuk mu mutlu olur ya. Ev şu an mis gibi. Bunun üstüne çay içeceğim bir şey de yiyeceksin dedi. Yemek istemiyorum diyorum geldiysen yiyeceksin diyor jdjfjfj
35 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
İĞNELİ
-Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan, o marketlerden aldığın katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!
- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk hayat mücadelesine zaten yenik başlayacak, Ajda Pekkan akıllım...
- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın yaptığı salçalardan satın almıyorsan, kanserojen ihtiva eden katkılı salçaları hem yiyecek, hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)
- "Erişte yap! " demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına köy pazarından erişte satın al be kadın (!). Erişte ne mi? Annene sor, kayınvalidene sor, mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum...
- Pazardan kese yoğurdu alıp, ayran yapmışlığın yok, bir dene daha önce ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,
- Dört tane biberi, üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak zahmetine katlanmıyorsan; önüne konan o hazır, ne olduğu belli olmayan turşuları zıkkımlanacaksın, içinde koruyucu olduğu için miden ağrıyacak, sen de gidip doktorların başını ağrıtacaksın geçimsizim...
- Yaz aylarında 5 -10 kg. biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan, Avrupa kapılarından dönen aflatoksinli, kiremit tozlu ve boya katkılı toz biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum...
- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya, börülce vb. organik yiyecekleri hazırlayıp derin dondurucunda kışa hazırlamazsan, marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu bilmediğin renkli kutulardaki, lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin hazırcım...
- Limon, şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan; kolon kanseri yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları içeceksin. "Dondurmam Kaymak" filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı söylüyor? Gıda boyası, şeker su karışımı... Afiyet olsun beslenme özürlüm!
- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim Türk köftesini yapmazsan-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan, küçük çocukları suni oyun bahçesinde "dondurma" diye sattığı kremayla kandıran "büyük şeytan" Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini yiyeceksin, ondan sonra da "kilo aldım, damar sertliği yaşıyorum, halsizim, şekerim yükseldi! "diye çare aramaya koşacaksın. Onlar da seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar. Bu kez de böbreklerin, karaciğerin, miden zarar görecek, ondan sonra da ''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl ağlayacaksın. Düşüncesizim!
- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çin'den gelen bal yedirirsen çocuğuna; o çocuk hem fiziksel, hem ruhsal olarak eksik gelişir, daha doğrusu gelişmez, gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!
- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli, nur yüzlü büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız, şimdi herşeyin hazırı ve kolayı var dersen! '' hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara katlanırsın.
Çok bilmişim!
- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine, kedi çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin tembel teneke...
- Un, yumurta ve şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin; çocuğunun eline cips ve şekerleme verirsin, ondan sonra "bu çocuk obez oldu!" diye doktora götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!
- Uykundan feragat edip, okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp, meyva suyu ya da süt koymazsan; vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğunun sabahın erken saatinde, o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor musun? Adı ebeveyn olan insancık!
- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla geziyorsan, bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm var, belim kalınlaştı, gıdığım sarktı, damarlarım elektrik kablosu gibi sertleşti, karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın. Hareket özürlüm!
- Artık "altın günlerinizi" bile pastanelerde yapıyorsunuz, pastanenin bol yağlı, kremalı güzel görüntülü, ama doğal olmayan hazır şerbetler ve ne idüğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak için de, çayı şekersiz içiyorsun. Kısır bile bu yediklerinden çok daha doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!
- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış, yıkanmış sebze almanı kabul ettim de, kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucuda korunanını satın alan seni nasıl anlayayım be kadıncağız(!)...
- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın halde en pahalı yemek olan suşi yiyip, eve dönerken etrafını kolaçan ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası yiyen ya da diğer tezgâhdaki nohutlu pilava saldıran sen değil misin?
Yalancı sosyetem...
Alıntı
10 notes · View notes
dezavantajlari · 4 days ago
Text
Amerikan Mutfak Dezavantajları
Amerikan mutfaklarının, özellikle açık alan tasarımları ve genişliği ile popülerliği artmıştır. Ancak, bu tasarımların bazı...
Amerikan Mutfak Dezavantajları yazısı ilk önce DezAvantajları üzerinde ortaya çıktı.
... devamı için sitemize gidin
0 notes
haber-euro-turk · 2 months ago
Text
Doğanın en güçlü demir, çinko, manganez ambarı! Hücrelere oksijen taşıyor, yorgunluğu önlüyor
ÇİLEK Tatlı, lezzetli ve sulu olan çilekler güçlü bir tada ve lezzetli bir tada sahiptir. Keklerden, dondurmalardan, tatlılardan, smoothielerden şekerlemelere kadar çeşitli mutfak hazırlıklarında yaygın olarak kullanılır. Bir fincan veya 144 gram çilek, önerilen günlük alımın %4’ü olan 0,6 miligram demir içerir. Amerikan Kızıl Haçına göre, çilekler demir açısından zengin meyveler arasındadır ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gohiba · 3 months ago
Text
GOHİBA ONLİNE SHOPING
En İyilerin En Uyguna Satıldığı Gohiba fırsatlarla Geldi! Siz daha www.gohiba.com u denemediniz mi ?
Gohiba ile ilgili kafanıza takılan her konuda yorumlar kısmına yazabilirsiniz.En güvenilir ve popüler online alışveriş platformlarından Gohiba ; başta ev tekstili olmak üzere en iyi ürünleri en uygun fiyata sunuyor.
Gohiba da Ne Tür Ürünler Mevcut?
25 yıl önce ev tekstili markaları olarak başlayan Gohiba, • Havlu : el havlusu, banyo havlusu, baş havlusu, yüz Havlusu, Bone, • Çift Kişilik ve Tek Kişilik Nevresim Takımı, • Çift Kişilik ve Tek kişilik Pike Takımı, • Çift kişilik ve Tek Kişilik Yatak Örtüsü, • Bornoz ve Bornoz Takımı, • Yatak çarşafları, • Çok Amaçlı Örtüler, • Hurç, • Koltuk ve Çekyat Örtüsü, • Yastık Kılıfı, • Yorgan ; Silikon wellsoft elyaf yün yorgan modelleri, • Alez ; Tek kişilik alez çift kişilik alez yastık aleti, • otel konsepti ürünler, • Ortopedik Yastık, • Seyahat yastığı, • MUTFAK GEREÇLERİ; tabak, kahvaltı takımı, yemek Takımı, servis tabakları, kahve fincanı, bardak takımları, kadeh takımları, katlanır sepet, katlanır tabak, katlanır tepsi, katlanır huni, amerikan servis, supla, çatal kaşık bıçak seti, düzenleyiciler, • banyo aksesuarları, banyo tekstili, banyo düzenleyiciler, kirli sepeti, paspas takımları, halılar, • Kırlent, kırlent iç yastığı, battaniye, dekorasyon ürünleri, • KADIN GİYİM, • ERKEK GİYİM, • BEBEK GİYİM, • ÇOCUK GİYİM, • GIDA ÜRÜNLERİ, • ELEKTRİKLİ VE ELEKTRONİK ÜRÜNLER, Ve daha nice kategoride yüzlerce ürün Gohiba da…. A GOHİBA DA ÜRÜNLER NEDEN UCUZ?
Gohiba toptan fiyatlar ile bireysel satışlar yapan bir online alışveriş sitesi. Tanıtım amaçlı yüksek kalite, müşteri deneyimi yüksek ürünleri siz değerli müşterilerimiz ile buluşturuyor. Cüzi karlar ve kargo bedava imkanı ile size sunuyor. Siz de Üye olup ekstra fırsat ve kampanyalardan faydalanabilirsiniz.
ÜRÜNLERİNİZİN KALİTESİNE GÜVENİYOR MUSUNUZ ?
Gohiba; her ürünü değil, denenmiş ve memnun kalınmış ürünleri sizlerle buluşturuyor. Bu anlamda müşterilerimize kapıda ödeme imkanı ve koşulsuz iade imkanı sunuyoruz.
ÖDEMELERİMİ NASIL GERÇEKLEŞTİREBİLİRİM?
Tüm kredi kartlarına taksit imkanı mevcut, alışveriş kredisi, kapıda ödeme nakit, kapıda ödeme kredi kartı, kapıda ödeme nakit, havale gibi farklı ödeme seçenekleri mevcuttur.
TOPTAN SATIŞLARINIZ MEVCUT MU ?
Evet toptan satışlar ile ilgili talebinizi [email protected] a yazabilirsiniz.
ÜRÜN ÇEŞİTLERİNİZİ NASIL GÖREBİLİRİM?
Bizi ' www.gohiba.com ' dan ve 'gohiba.brand' İnstagram ve Facebook sayfamızdan takip edebilirsiniz.
Gohiba ile ilgili kafanıza takılan her konuda yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
ÖZEL İNDİRİMLER, EV DEKORASYONU VE GÜNLÜK HAYATI KOLAYLAŞTIRAN BİLGİLENDİRİCİ VİDEO VE SHORTSLAR İÇİN KANALIMIZA ABONE OLUP BİZİ TAKİP EDEBİLİR, ABONELERE ÖZEL ÇEKİLİŞLERDEN FAYDALANABİLİRSİNİZ.
#gohiba #alışveriş #evtekstili #havlu #onlinealışveriş #tekstil #toptanevtekstili #evtekstilimarkaları #nevresim
1 note · View note
fallenangelfromhell · 4 months ago
Text
Sevgilim,
Bugün en zor günlerinden biriydi sensizliğin, dün kollarında olup tekrar seni kendi ellerimle bırakmak çok zordu. Beş dakikacık uyuyabilmiştim kollarında, uyurken zaman çok daha hızlı geçti ama işte. Doyamadım. Sensiz uyandığım her gün içimde bir nefret doğuyor. Ama söz verdim ya sana, iyi olacağım dedim. İyi olmaya çalıştım. Yerini yönünü kaybetmiş, evinden çok uzaklara düşmüş bir çocuk gibiydim. Annesinin memesini arayan bir bebek gibi belki de. Her zerremle seni istedim tüm gün, içimden hiçbir şey yapmak gelmedi. Akşam sesini duyana kadar tek tek fotoğraflarımıza videolarımıza baktım. Sesini duyunca da içimde bir şeyler ezildi sanki özlemle. Sanki ilk duyduğum gün ki gibi heyecanla çarptı kalbim. Sonra gittin. Biliyorum gitmen gerekiyordu. Bu süreye ihtiyacımız olduğunu. Ama içim daraldı yine. Sanki tanıdık bir sokağa sapmıştım da, geri kayboldum sonra. Sen gidince duramadım evde, çıldırmış gibi kıyafetler aradım buldum çıkardım. Giyinip dışarı attım kendimi. Biraz hava alırsam, iyi gelir dedim. Yürüdüm yürüdüm, uçak gördüm. 4 tane saydım. 4 kere seni çok sevdiğimi söyledim gökyüzüne, sen duy istedim. Dudaklarımdan dökülen her ‘Seni Seviyorum’ cümlesi ile senin tenini okşayabilmek belki de bir öpücüğümü kondurabilmek istedim. Sonra eve döndüm. Döndüm de, duramadım yine. Çıktım gittim, sigara aldım. Biliyorum bıraktırdın bana, çok da iyi yaptın. Ama bu ara senin kokun olmayınca, ona sarıyorum işte. Çok içmiyorum, gerçekten. Tekrar döndüm eve. Kendi yalnızlığıma. Hiçbir arkadaşımı da bulamadım. Zaten kimse dolduramaz senin açtığın o koca boşluğu. Oyun oynamak istedim, o sırada sen oyuna girdin. Ben oynayamayınca, senin oynayışını izledim discordda. Kenardan köşeden. Sonra kalktım gecenin bir yarısı, o klasik kahvaltımızı hazırladım. Dedim ki söz verdim. Tutmalıyım. Tutmalıyım ki bu ayrılık bitsin bir an önce, hızlıca toparlanıp dönelim birbirimize. Bunu da başarı saydım kendime. Sen duymasanda, görmesende benimle gurur duy istedim. Sonra iki el oyun oynadım. Bunu da sensiz yapmayı öğrenmeliydim. Ah ne zormuş. En iyi oyun arkadaşım yokken oyun oynamak. Ama yaptım. Hem de kazandım. Kendi başıma rank yükselip göstereceğim sana. Sonra yine döndüm bomboş yatağıma. Düşündüm. Bugün seninle benim için tasarladığım evi sana anlatamamak çok içimde kalmıştı. Sıktım parfümünü yastıklarıma kokunu içime çeke çeke düşündüm. Dedim mektupta anlatırım, belki bir gün okur.
Sevgilim evimizin bahçesiyle başlamak istiyorum sana anlatmaya. Güzel bir Ege köyünde olsun evimiz. Bahçesine hem mutfaktan, hem de salondan çıkılsın. Bahçesinin bir tarafında havuz olsun. Mutfak ve salon çıkışının olduğu taraftan. Havuzun bir ayağında barbekü alanımız, seninle yine o barbeküye afyon sucuğu atarız. Küçük bir bahçe takımımız olsun. Havuzun diğer ayağında küçük bir japon bahçesi yapalım. Güzel çiçeklerin arasında küçük bir balık havuzu. Yanında bir çift kişilik hamak. Böylece güzel yaz akşamlarında yıldızları sarılarak izleyebiliriz. Hatta oraya küçük bir teleskop da koyabiliriz. Bana demiştin ya takım yıldızlarını öğren diye, öğrendiğim her şeyi sana gösterip anlatırım. Kocaman bir ağacımız olsun, ona ağaç ev yapalım. Ama kendimiz yapacağız, öyle kolaya kaçıp usta tutmak yok. Küçükken herkes istemiştir ağaç evini, hem sana küstüğümde gidip oraya saklanırım bir kaç kurabiyeyle alırsın gönlümü. Sonra evimizin ilk katı salon, mutfak ve misafir banyosundan oluşsun. Mutfağımız amerikan tarzında olsun ama kocaman bir adamız olsun. Yukarıdan asma ışıklandırmamız olsun. Duvara monteli küçük bir içki şişesi rafımız olsun. Burada biten şişelerin içine su doldurup küçük figürler koyup sergileriz. Çift kapılı buzdolabı ve o mutfak adasının bir tarafı kesme tahtası olmazsa olmaz biliyorsun. Salonumuz ise L koltuk ile güzel bir şömineyle olsun. Koltuğun önüne sehpa koymayalım ama, ben seninle koltukta boğuşurken yere yuvarlanırım canım acımasın. Hem şöminenin önüne uzanırız. Bazı kış geceleri cama vuran yağmur ile şöminenin ateşinde uyuruz. Ha illa olsun ayağımı uzatırım dersen, portatif pratik bir şeyler buluruz yine. Banyo ise güzel bir hilton duşakabini olan bir banyo olsun. Tamam bu banyo daha çok misafirler için ama havuzdan çıkınca birlikte burada duş alırız, ve ikimiz de büyük bir duşa kabinde olmayı seviyoruz. Arka bahçede ise hem boş güzel bir piknik alanımız olur, hem de marshmellow için bir ateş çukuru yaparız. Biliyorsun yanmış marsmellowu ilk seninle yedim ve biliyorum onu yerken ki surat ifademi çok seviyorsun. Fotoğrafını bile çekmiştin. Evet, bunu yazarken sitemkar bir şekilde kaşlarım çatıldı ve dudaklarım büzüldü.
Gelelim üst kata. Üst katta küçük bir misafir odamız olur. Aynı zamanda merdiven altı bir ardiyemiz olur. İkimizin tatlı bir oyun odası da olur. Orada her türlü hobimizi yapabiliriz. Bilgisayarlarımız bir köşede L kesim geniş bir masada kuruluyken, bir büfe koyarız arkamıza. O büfede yaptığımız güzel legoları sergileriz, küçük figürlerimiz ve koleksiyonlarımız olur. Alt kısımlarda ise kutu oyunlarımız olur. Yerde kaymayan bir kilim olur, orada hem spor yapabiliriz hem de kutu oyunlarımızı oynayabiliriz. Duvarda senin gitarlarını led ışıklarla asarız, sen arada çıkarıp benim için çalabilir kendini de geliştirebilirsin. Camın önünde ise güzel bir okuma köşemiz olur. Bilgisayarlarımızın kurulu olduğu masada ikimizinde küçük buzdolapları olur, içerisinde atıştırmalıklarımız ve içeceklerimiz olur. Burası bizim iki kişilik gizli odamız olur. Aa hatta bak misafir odalarını aşağı kata arka cepheye yaparız iki tane üst kat için daha hoş fikirler buldum şimdi yazarken. Bu hobi odasının bulunduğu kata iki tane de çocuk odası ayırırız. Çocuklarımız bize katılana kadar o odalarda saklambaç bile oynayabiliriz. Bir tane çamaşır odası yaparız, banyoya sıkıştırmak yerine ayrı bir odada çamaşır makinemiz, kullanmasam bile kurutma makinemiz ve hatta ütümüz olur. Bu odaya temizlik malzemelerimiz için güzel bir dolap yaptırıp süpürgemize de bölme yaptırırız. Ben sevmem ortalıkta görünmesini. Ama havanın güzel olduğu günler o ateş çukuru olan tarafa, bahçeye bir ip gerer orada kuruturum çamaşırlarımızı. Seninle o çarşafların arasında da eğleniriz bence. Bu kat hobilerimize ve çocuklarımıza ait olacağı için çok da büyütmeyiz yine banyoyu. Ama misafir banyosundan farklı olarak bir de küvet ekleriz buraya. Küçük sade bir küvet. Ama yine de ikimizin de sığabileceği bir küvet olur. Yan yana değil de daha çok benim sana yaslanabileceğim boyutta. Bu kata bir de küçük bir sinema odası yaparız. Salonun tam üzerine. Güzel bir ses sistemi, geniş puflar ve minik ama çok rahat bir koltuk veya yatakla.
Gelelim en üst kata. Bu katın tavanları öyle düz olamaz. Çatı katı olacak çünkü. Düzleyip üzerine çatı istemem. Bu katta sadece iki oda, bir banyomuz olacak. Yatak odamız çok geniş, havadar ve bol camlı olacak. Hatta yıldızları gösteren bir camımız dahi olacak. Yatağımız çok geniş olacak ama biz yine birbirimize sokulup sarılarak uyuyalım. Gereksiz eşya koymayalım yatak odamıza, olabildiğince ferah olsun. Ama bir televizyon şart, yoksa seninle nasıl NBA izleriz. Diğer oda bizim ikinci yatak odamız olacak. Aynı zamanda giyinme odamız da tabii. Bu odada sadece gardırobumuz ve yatağımız olacak. Ve oyuncaklarımız. Öyle bir sistem kuracağız ki bu odaya sadece bizim bileceğimiz bir sistem olacak. Bol bol her duvarda ve tavanda ayna da olacak bu odanın. Tabii yatağı da sabitlememiz gerekecek. Sen anladın beni. Belki de gardrobu da ayırırız bu odadan. Evet evet. Ayıralım. Ona küçük bir oda yaparız. Giyinme odamızda gardrop yanına hatta en üstü cam olan bir çekmece de koyarız. Orada takılarımız olur. Toz tutmadan düzenli dururlar. Güzel bir ışıklandırmayla sergileriz. Ve gelelim en heyecanlı yerlerden birine, bizim banyomuz. Kocaman olmalı. Yatak odamız kadar. Bir köşesinde kocaman bir jakuzimiz olur, yanları modern bir fayansla kaplanmış. Hemen bitişiğinde duşakabin olur. Ama duşakabinin iki kapısı olur biri jakuziden açılır diğeri normal. Ve duşakabinimizde duş başlıklarımız tavan boyunca farklı ayarlarda olur, aynı zamanda yan duvardan gibi bir sürü seçeneğimiz olur. Siyah fayanslı bir banyo düşünüyorum. Jakuzinin olduğu köşede geniş bir cam, manzaraya da hakim olabileceğimiz. Pencere ve jakuzinin birleştiği yerler mum dolu olur. Çift kişilik bir lavabo, boy boy aynalar ve güzel bir masaj yatağı. Boyu ayarlanabilir ve yumuşak olmalı. Bir sürü masaj yağı, esanslı kokular bulunmalı. En çok da vanilya özlü. Tabii bakım köşemiz de olacak. Bakım ürünleri için çok güzel ve kullanışlı tasarlanmış bir banyo dolabımız.
Bitti mi sandın? Yok bitmedi. Küçük bir planım daha var ve bence biz bunların hepsini yapabileceğiz, şimdiki sana çok zor ve pahalı gelse bile. Bir de evimizin gizli bodrumu olacak. Cidden yerin altında ama. Burada da bir playstation alanı olacak, deri koltuk güzel bir televizyonla birlikte. Biraz ötesinde bilardo masamız olacak. Belki minigolf, langırt veya atari gibi şeyler bile olabilir. Sen hangisini istersen. Belki yukarıdaki sinema odasını buraya çekebiliriz onları artık tasarlarken hallederiz. Burada minik bir kokteyl barımız da olacak. Bana da küçük bir x-box alanı açarız. Orada dans etmeli oyunlar oynarım. Vr oyunlar için bir alan da olur hem. Burası da küçük funland’imiz olur.
Yani sevgilim, o küçük Ege köyüne hayallerimizi sığdıracağımız güzel bir ev yaparız. Belki bu Ege’de değil, Amerika’da olur. Ama nerede olduğunun bir önemi yok, bizim olsun yeter. Ha bir de terası olsun, bak ben onu unuttum. İkinci katta geniş bir asma teras, yatak odamızda ise küçük şirin bir balkonumuz olsun.
Düşününce ne güzel tasarlamışım ama dimi sevgilim, hayallere layık bir ev. Ama sen olmazsan çok sıkıcı olacak bir ev. Seninle yuvaya dönüşecek bir ev. O yüzden çabucak gel sevgilim. Ama beni anlayıpta gel, gözlerini açıpta gel. Gerçekte kimin iyi kimin kötü niyetli olduğunu anlayıpta gel. Beni bir daha kimsenin incitmesine izin vermeyecek biri olarak gel. Çünkü biliyorsun, ben incinmeyi hak etmiyorum. Ben senin lotus çiçeğinim, bataklıkta bile açmış bir çiçeğim. Hala güzelim. Beni kirletmeyecek şekilde gel bana. Gel ki o ev bizim cennetimiz olsun. Gel ki oyun odamızdaki devasa Darth Vader legosu gerçek olsun.
Saatler önce yastığıma sıktığım parfümün, ilk başta çok parfüm parfümdü. Tam olarak sen değildi ama seni andırıyordu. Ama üzerinde yattıkça ben, saçlarımın kokusu karışmış. İşte şimdi tam olarak sen kokuyorsun. Durup durup gömüyorum o yastığıma burnumu. Ama bitecek o şişe biliyorum, az çünkü. İnternette de yok stoğu, bulamadım. O bitmeden gel olur mu? Burnum senin kokundan mahrum kalmasın. Zaten beni sinek ısırdı bugün, tam sol köprücüğümün kenarından. Bir gün sende ısırmıştın, tam olarak aynı yeri. Morarmıştı hafiften. Sana fotoğrafını atmıştım. Hala daha duruyor. Bak sen yoksun diye, sinekler yemeye başladı senin yerlerini. O yüzden bir an önce toparlayalım kendimizi. Ben güçleneyim, sen akıllan. Oyun yerine, dil çalış. Ve hızlıca kollarına girip yaptıklarımı mektuplardan değil de, göğsüne koyduğum kafamı kaldırıp bıcır bıcır sana anlatayım. Sen de öp sıkıldıkça beni, yine kıkırtılarıma dolsun senin öpücüklerinin sesleri.
Seni çok özledim aşkım. Biliyorum bu bize iyi gelecek. Sabrediyorum onun için. Küçük de olsa bir şeyler başarmaya çalışıyorum. Burs başvurumu da yarın yazacağım, bugün zor geldi bana biraz. Ama yazacağım. Sen bana gelirken, papatyalar al olur mu? Taç yapalım birlikte. Hem geldiğini de anlarım. Gelirken wonka çikolata da getir. İlk günümüz gibi olsun. Yeniden boynumda taşıyabileceğim bir kolyem de olsun. Şuan tek umudum bunlardan da çok, doğum gününü seninle geçirebilmek. Yeni yıla ayrı girmemiş olmak ve yıldönümümüz için planladığımız o yemeğe seninle çıkabilmek. Yıldönümümüzde ayrılalı 6 ay olmuş olacak. Bence ikimizin de ihtiyacı olan süreye yeterli ve yeni bir başlangıç için çok hoş bir gün. Umarım yıldönümümüzde bana papatyalar getirirsin.
Sevildiğini bilerek yaşa sevgilim bensiz günlerini, ne zaman stress veya başka kötü duygular bulursa seni benim sana olan sevgimin sıcaklığını hisset.
Seni çok seviyorum, sana iki elimin sırtı kadar aşığım. Hoş kal birtanem…
1 note · View note
evgormobilya · 5 months ago
Text
Tumblr media
AMERİKAN MUTFAK DEKORASYONU ÖNERİLERİ
Amerikan Mutfak Nedir?
Amerikan mutfak, genellikle oturma odası veya yemek odası ile birleşik olan, açık planlı mutfak tasarımıdır. İlk olarak 20. yüzyılın ortalarında popülerleşen bu konsept, alanın daha geniş ve ferah görünmesini sağlar. Aynı zamanda yemek hazırlarken sosyal etkileşimi artırdığı için çok tercih edilir.
Avantajları ve Dezavantajları
Günümüzde ev dekorasyonunda popülerliğini hızla artıran Amerikan mutfak konsepti, açık alan planlaması ve modern estetiğiyle dikkat çekiyor. Hem estetik hem de işlevsel açıdan pek çok avantaj sunan bu tasarım, bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor.
Avantajları
• Sosyal Etkileşim: Açık plan tasarımı, ev sahiplerinin misafirleriyle yemek yaparken bile sohbet etmelerine olanak tanır. • Alan Tasarrufu: Küçük alanlarda bile geniş bir görünüm sağlar. • Modern Görünüm: Şık ve modern bir estetik sunar.
Dezavantajları
• Koku ve Gürültü: Yaşam alanı ile birlikte konumlanması sebebiyle, yemek kokuları ve mutfak gürültüsü oturma alanına yayılabilir. • Düzen Gerekliliği: Dağınıklık daha belirgin olur, sürekli düzenli olmak gerekir.
Amerikan Mutfak Dekorasyonunda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Amerikan mutfak dekorasyonu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Bu noktalar, mutfağınızın hem estetik hem de işlevsel olmasını sağlar. Renk seçimi, malzeme ve mobilya tercihleri, aydınlatma düzenlemeleri gibi konular, mutfağınızın genel atmosferini ve kullanım kolaylığını doğrudan etkiler.
1- Renk Seçimi
Amerikan mutfaklarında renk seçimi oldukça önemlidir. Ferah bir his yaratmak için açık renkler tercih edilmelidir. Beyaz, krem, açık gri gibi nötr tonlar, mutfağınızın daha geniş ve aydınlık görünmesine yardımcı olabilir. Canlı renkleri ise aksesuarlarda veya detaylarda kullanarak mutfağa karakter kazandırabilirsiniz.
2- Malzeme ve Mobilya Seçimi
Mutfak dolapları, tezgahlar ve diğer mobilyalarda kaliteli malzemeler kullanmak hem uzun ömürlü hem de estetik açıdan hoş bir mutfak yaratmanıza yardımcı olur. Ahşap dolaplar sıcak bir atmosfer sağlarken, paslanmaz çelik detaylar modern bir dokunuş katar. Granit veya kuvars tezgahlar hem dayanıklı hem de şık bir görünüm sunar.
3- Aydınlatma
Doğru aydınlatma, Amerikan mutfaklarının vazgeçilmez bir parçasıdır. İşlevsel aydınlatma için tezgah üstü aydınlatmaları kullanabilir, dekoratif aydınlatmalarla da mutfağınıza şıklık katabilirsiniz. Sarkıt lambalar, spot ışıklar ve dolap altı LED aydınlatmalar, hem pratik hem de estetik çözümler sunar.
0 notes
viperhan · 5 months ago
Text
Mersin Erdemli Tömük Palmiye 2 Sitesi 2+1 Satılık Eşyalı Yazlık
Yeni İlan https://www.vipemlak.com/konut/satilik-daireler/mersin-erdemli-tomuk-palmiye-2-sitesi-21-satilik-esyali-yazlik/?utm_source=TR&utm_medium=Tumblr+%230&utm_campaign=SNAP%2Bfrom%2BV%C4%B0PGAYR%C4%B0MENKUL
Mersin Erdemli Tömük Palmiye 2 Sitesi 2+1 Satılık Eşyalı Yazlık
Tumblr media
Mersin Erdemli Tömük Palmiye 2 Sitesi 2+1 Satılık Eşyalı Yazlık Mersin Erdemli Tömük Bölgesi yazlık gözde bir mevkii’dir.  Ayrıca Tatil ve güvenli konaklama imkanı sağlayan güzel bir turizim bölgesidir. Palmiye 2 Tatil Sitesi Eşyalı Satılık Daire içerisinde geniş amerikan mutfak ve oturma alanı mevcuttur. Dağ deniz cepheli dairemiz yaz ayalarında oldukça ferahtır . Deniz ve […]
0 notes
birpaylass · 1 year ago
Text
Amazon Nedir Satış Nasıl Yapılır
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/amazon-nedir-satis-nasil-yapilir.html
Amazon Nedir Satış Nasıl Yapılır
Tumblr media
Amazon Nedir Satış Nasıl Yapılır Amazon, 1994 yılında kurulan ve günümüzde dünyanın en büyük çevrimiçi perakende platformlarından biri olan Amerikan şirketidir. Amazon, başlangıçta kitap satışıyla başlamış olsa da şu anda elektronik, giyim, ev eşyaları, mutfak gereçleri, spor malzemeleri, oyuncaklar ve birçok farklı kategoriye ait ürünleri içeren geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır.
Amazon’da satış yapmanın birkaç farklı yolu vardır:
Bireysel Satıcı Olarak Satış Yapmak: Bu yöntemde, kendi kullanıcı hesabınızı oluşturup, Amazon’un “Bireysel Satıcı” planına kaydolabilirsiniz. Bu plan altında, belirli bir ücret karşılığında (her ürün satışı için belirli bir ücret veya aylık abonelik ücreti gibi), ürünlerinizi Amazon’da listeleyebilir ve satış yapabilirsiniz. Bu seçenek genellikle daha az miktarda ürün satan veya düşük hacimli satış yapan bireysel satıcılar için uygundur.
Profesyonel Satıcı Olarak Satış Yapmak: Bu yöntemde, Amazon’un “Profesyonel Satıcı” planına kaydolmanız gerekmektedir. Bu plan, daha yüksek hacimli satış yapan ve daha geniş bir ürün yelpazesine sahip olan satıcılar için uygundur. Profesyonel Satıcı planı için aylık bir abonelik ücreti ödersiniz, ancak her ürün satışı için ayrı bir ücret ödemezsiniz. Profesyonel Satıcı olarak kaydolduktan sonra, ürünlerinizi listeleyebilir, özel promosyonlar ve kampanyalar oluşturabilir ve Amazon’un diğer satıcı araçlarından faydalanabilirsiniz.
Amazon FBA (Fulfillment by Amazon): Bu yöntemde, Amazon’un depolama, paketleme ve nakliye hizmetlerini kullanarak satış yapabilirsiniz. Amazon FBA’ya kaydolduktan sonra, ürünlerinizi Amazon deposuna gönderirsiniz ve Amazon, siparişleri alır, ürünleri paketler ve müşterilere gönderir. Bu yöntemle satış yapmak, depolama ve lojistik süreçlerini sizin yerinize Amazon’un yönetmesini sağlar. Ancak, Amazon FBA hizmeti için ek ücretler ödersiniz.
Reklam (Amazon Nedir Satış Nasıl Yapılır)
Amazon Nedir Nasıl Satış Yapılır
Katara Ne Satılır Satış Fikirleri
Boğa Burcu ve Özellikleri
Koç Burcu Özellikleri
Isı Yalıtımı Nedir Nasıl Yapılır
Amazon’da satış yapmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:
Amazon Seller Central hesabı oluşturun: Amazon Seller Central, satıcılar için yönetim panelidir. Burada hesap oluşturabilir ve satış işlemlerinizi yönetebilirsiniz.
Ürünlerinizi listeleyin: Satmak istediğiniz ürünleri, Seller Central hesabınıza giriş yaparak Amazon veritabanında bulunan ilgili kategoriye göre listeleyin. Ürünlerinize açıklama, fiyat, stok durumu ve görseller ekleyin.
Siparişleri yönetin: Satışlarınızı takip etmek ve müşteri siparişlerini yönetmek için Seller Central’ı kullanın. Müşterilerinizin siparişleri Amazon tarafından size bildirilecektir.
Ürünleri gönderin (isteğe bağlı): Amazon FBA kullanıyorsanız, ürünlerinizi Amazon deposuna göndermeniz gerekecektir. Bu adımı takip etmek için Seller Central hesabınızdaki FBA seçeneklerini kullanabilirsiniz.
Müşteri hizmetleri ve geri bildirim yönetimi: Amazon, müşteri hizmetleri ve geri bildirim yönetimi konusunda satıcılara destek sağlar. Teknoloji Müşterilerden gelen sorulara ve geri bildirimlere yanıt vermek önemlidir.
Amazon’da satış yapmak için detaylı talimatları ve gereksinimleri öğrenmek için Amazon’un resmi satıcı kaynaklarını incelemeniz önemlidir. Ayrıca, yerel yasalara ve vergi gereksinimlerine uymanız da önemlidir.
Amazonda Satış Yapmak için Ne Gerekli?
Amazon’da satış yapmak için aşağıdaki gereksinimlere ihtiyacınız olacaktır:
Şirket veya Bireysel Hesap: Amazon’da satış yapmak için bir şirket hesabı veya bireysel satıcı hesabı oluşturmanız gerekmektedir. Şirket hesabı, bir şirket veya tüzel kişi olarak satış yapmanızı sağlar, bireysel hesap ise kişisel olarak satış yapmanıza olanak tanır.
Vergi Kimlik Numarası: Satış yapmak için vergi kimlik numaranızı sağlamanız gerekecektir. Bu, ülkenizin veya bölgenizin vergi yasalarına uymanızı sağlar.
Banka Hesabı: Satışlarınız için bir banka hesabına ihtiyacınız olacak. Amazon, satışlarınızı bu hesaba aktaracaktır.
Ürün Listeleme Bilgileri: Satmak istediğiniz ürünlerin detaylı bilgilerini ve listeleme için uygun görselleri sağlamanız gerekecektir. Ürün açıklaması, fiyat, stok durumu, marka, kategori gibi bilgileri doğru ve eksiksiz olarak girmeniz önemlidir.
Lojistik ve Nakliye: Ürünlerinizi Amazon deposuna göndermek için lojistik ve nakliye planlaması yapmanız gerekebilir. Amazon FBA kullanmayı tercih ederseniz, depolama ve nakliye hizmetlerini Amazon’a devredebilirsiniz.
Müşteri Hizmetleri ve İncelemeler: Müşteri hizmetleri sağlamak ve müşteri incelemelerini yönetmek önemlidir. Müşterilerden gelen sorulara ve geri bildirimlere zamanında yanıt vermek, müşteri memnuniyetini sağlamak için önemlidir.
Amazon’un resmi satıcı kaynaklarına başvurarak, satıcı hesabı oluşturma süreci ve gereksinimler hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşabilirsiniz. Ayrıca, yerel yasalara ve vergi gereksinimlerine uymanız da önemlidir.
0 notes
amiralgayrimenkul · 7 months ago
Text
🌴 Kissimmee FL'da Hayalinizdeki Villa! 🏠
🌊 Sahile Yakın, Lüks ve Konforlu Yaşam Alanınız!
🏖️ Florida'da plajlara yakın, müstakil, havuzlu ve bahçeli 180m2 (NET!) lüks villa satışta! 🌴🌞
✨ Öne Çıkan Özellikler:
- 🛏️ 3 Yatak Odası (1 Ebeveyn Banyolu) & Full Eşyalı
- 🍽️ Modern Amerikan Mutfak ve Büyük Yemek Masalı Salon
- 🌅 Havuz & Geniş Balkon & Büyük Teras
- 🚗 2 Araçlık Kapalı Otopark + Açık Otopark (Toplam 4 Araç!)
- 🏊 Havuz Manzaralı Odalar
🛠️ 1993 Yapımı ve 2022'de Yenilenmiş Çatısı Dahil Tamamen Tadilatlı!Tüm eşyalar sıfır ayarında ve evle birlikte hediye!!!
📍 Konum Avantajları:
- Disney World’a 20 dakika
- Orlando Merkez’e 20 dakika
- Sea World’e 25 dakika
- Universal Stüdyoları’na 30 dakika
- Havalimanına 30 dakika
📌 Arsa Büyüklüğü: 759m2
👀 Villa hakkında daha fazla bilgi ve detaylı tur için videoyu izleyin ve hesabımızı takip edin! 🎥✨
📞 *Not: Benimle iletişime geçmek isterseniz, lütfen WhatsApp üzerinden arayın. Yurt dışında yaşadığım için Türkiye telefonumu sadece WhatsApp üzerinden kullanıyorum. Teşekkürler!
youtube
0 notes
nazarproperty · 7 months ago
Text
🌳 Alanya Kızılcaşehir'de Muhteşem Prefabrik Ev ve Arsa! 🏡
Alanya'nın doğal güzelliklerinden biri olan Kızılcaşehir'de, şehrin merkezine ve denize sadece 6 km mesafede, doğayla iç içe bir prefabrik ev ve arsa sizleri bekliyor! 🏞️ 1+1, 30 m² büyüklüğündeki bu ferah ev, Amerikan mutfak ile kullanışlı bir tasarıma sahip. Toplam arsa büyüklüğü 324 m² olan arazide, 2 ton kapasiteli su deposu, limon, zeytin ve portakal ağaçları da mevcut. 🌳 Elektrik ve su sorunu olmayan bu müstakil bahçeli prefabrik ev, size huzurlu ve keyifli bir yaşam sunuyor. Bu eşsiz fırsatı kaçırmayın! 🏡💫
🌳 Magnificent Prefabricated House and Land in Alanya Kizilcasehir! 🏡
In Kızılcaşehir, one of the natural beauties of Alanya, only 6 km from the city center and the sea, a prefabricated house and land in touch with nature are waiting for you! 🏞️ This spacious house of 1+1, 30 m² has a useful design with American kitchen. The total plot size is 324 m² and there is a water tank with a capacity of 2 tons, lemon, olive and orange trees. 🌳 This detached garden prefabricated house with no electricity and water problems offers you a peaceful and pleasant life. Don't miss this unique opportunity! 🏡💫
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
📞+90 532 637 68 87 ☛ https://nazaremlak.com
0 notes
bayircommunity · 9 months ago
Text
Amerikan Mutfak Modelleri ve Fiyatları
Amerikan mutfak modelleri ve fiyatlarını içeren yazımızdır. Amerikan mutfak dolabı modelleri , klasik Amerikan mutfak dekorasyonu tasarımlarını içermektedir. Amerikan mutfak alırken dikkat etmeniz gerekenler gibi Amerikan mutfak dekorasyon konularına değinilmiştir. Amerikan mutfak tasarımları ile alakalı güncel bilgiler ve Amerikan mutfak dolabı satın alma işlemleriniz için içeriğimizi detaylı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
SOSYAL YAŞAMDA DEĞİŞİME DOLUDİZGİN
SANA ve VİTA Dönemi
1950’lerin ikinci yarısından öte, bazı temel gıda maddelerinin sıkıntısı çekiliyordu. “Sana” ve “Vita” yağ kuyruğu meselâ… “Sana” paketi, el kadardı, “Vita” ise 20 kiloluk tenekelerde satılırdı. Daha ziyade büyük ailelerin, lokantaların tercihiydi ve hiçbir şeyi ziyan etmeyen halk, bu tenekelere ya üstten tahta kulp takar su taşımada kullanırdı; ya da içlerine toprak doldurup duvar diplerine dizer çiçek ekerdi.
Her Ürünün Ayrı Kuyruğu Vardı
Hangi malın hangi bakkala geldiğini duyan, orada kuyruk olurdu; kahve için “kahve kuyruğu”, şeker için “şeker kuyruğu” gibi… “Gedikpaşa Caddesi”ndeki fırına bitişik bakkala gelen “pirinç” için annem beni de kuyruğa sokmuştu. O da arkalarda bir yerde galiba “şeker” için kuyruktaydı. Semtin yegâne doktoru olan anneme saygı duyan esnaf, gelen malzemeden alacağımız kadarını ayırırdı. Annem ayrıcalığı sevmezdi, mutlaka sıraya girerdik. Sıramız gelince de sakladığı yerden çıkarır verirdi.
Güleryüzlük Tombul Ekmekler
O alışverişlerden en çok aklımda kalanı, sırtlarında hangi fırına a,t oldukları yazılı minik etiketler taşıyan ekmeklerin kiloluk olmasıydı; fiyatları da 30 kuruştu. Üzerinde adeta dişlerini göstererek gülümseyen ağız benzeri yarığı ile yuvarlak ve tombul bir yüz gibiydiler. Fırının vitrininde sıra sıra dizilip yoldan geçenlere gülücük atarlardı. Odun ateşinde pişen bu halis esmer buğday ekmeğinin dilimleri büyük ve doyurucu olurdu. İki annem ile ben onu çabuk bitiremezdik, bu yüzden 15 kuruşa yarım ekmek alırdık.
Sonra beyaz ekmek ve francala modası çıktı, herkes elektrikli fırınlarda pişen hamurları yemenin keyfine varıp mide fesadına uğradı. Şimdilerde sündürülmüş "sandviç" gibi 300 gramlık bir şeyi "ekmek" diye alıyoruz ya, helâl olsun, bize...
Tepsi Börekleri, Kebapları
Ekmek haricinde, belli saatlerde, evlerden tepsi börekleri, tepside çeşitli kebaplar, et yemekleri, pişirme ücreti karşılığı fırına gönderilirdi. “Fırınlı ocaklar” çıktıktan sonra, mahalle fırınları yavaş yavaş gözden düştü.
Buz Konan Dolaplar: Buzdolapları
Alışverişlerimiz sırasında, bazen de kuyrukta beklerken, bir kamyonete yüklenmiş uzun buz kalıplarının kasap ve lokantalara dağıtıldığını görürdüm. Kesitleri kare biçiminde ve üzerleri talaşla kaplı olurdu, hatta çuval ile sarıp sarmalanırdı. Taşımak için de boyları bir metreyi bulan buzlara iki ucundan kanca takılırdı. Sonradan öğrendim ki, etler veya soğuk tutulması gereken yiyecekler için bunlar, özel fabrikalarda üretiliyordu. Dükkâna veya lokantaya gelince de özel dolaplara konuyordu.
Telli Dolap Dönemi
Çoğu şeyi taze alır ve tüketirdik, evde bayatlaması bir yana, henüz “buzdolap”ları evlerimize girmediği için “tellİdolap”larımız vardı. Sineğe, böceğe engel olmak için ince tel kaplı, bazen çekmecesi de olan, ahşap kafeslerdi. Raflarına ekmek, kısa süreli et veya kıyma, sebze konurdu. Bir sonraki öğünde yemek üzere, artan yemekler de saklanırdı. Çekmecelerine çatal, kaşık konurdu. Mutfağın esintili bir yerine yerleştirilir ve hava cereyanı, doğal kuruluğunu ve serinliği sağlardı.
Derken kasaplardaki buzluklar ile telli dolap birleşti ve yabancıların “frigidare” (soğutucu) dedikleri “Buzdolabı” önce gazete reklamlarında belirdi ve hızla evlere girdi.
Mutfak m Makine Dairesi mi?
Yeni gelişmeler, icatlar, buluşlar ile birlikte, yaşam tarzımız da değişiyordu. Rafları süsleyen mütevazı kap kaçak dolaplara girdi., Ocakların biçimi değişti, Hanımların gün boyu yaşadıkları, büyük bir özenle adeta oturma odası olarak da kullanılan mutfaklar, Batı’nın yaşam tarzına göre yeniden düzenlendi. Kahvaltı ve yemek masası, eskilerin dokunulmaz saydıkları misafir odasının salon salamanje denilen kısmına taşındı.
Derken sınır kapıları, işçi olmak amacıyla insanlar Avrupa’ya ihraç ediliı6ken; biriktirdikleri Türk lirasını, Dolar ve Marka çeviren ev kadınları da yurtdışı çıkarması yaptılar. Amerikan Pazarlarında gördükleri mutfak araç gerecinin daha da fazlasını ele geçirmek üzere ortalığı tozu dumana kattılar. Sonuçta mutfaklar, çeşitli kesici, dilimleyici, sıkıcı, sarıcı, öğütücü, yoğorucu aletler; çeşitli fincan, bardak, tabak çanak takımları; fırınlı ocaklar, ızgaralar; bulaşık makinesi, buzdolabı, hatta çok nadir de olsa çamaşır makinesinin yer aldığı bir makin odasına dönüştü.
Sonra ne oldu? Artıklar bulaşan bu makinelerin temizlenmesi sorun oldu. ☹ Giderek yavaş yavaş az kullan9lan makineler terkedildi, paylaşıldı… ve yeni yapılan binalarda ya en azından bir kahvaltı köşelisi yapıldı veya sahipleri tarafından tadil edilerek genişletildi. Salon ve oradalş yemek masası, yüzyılların geleneğine uyularak, Misafi Odası dokunulmazlığına büründü.
Hayat bir döngüden ibaret, tüm yaşanmışlıklara selam olsun 😊
Sevgiyle ve sevgide kalın dostlarım.
Selma Mine
Not: Fotoğraflar alıntı olup, tarafımdan düzenlenmiştir.
2 notes · View notes
remaxsunset · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ankara/Çankaya Mutlukent Mah. 4+2 Villa Satışta!
✅ 330 m² brüt ✅ 290 m² net ✅ Ahşap Doğrama ✅ Kuzey-Güney-Doğu Cepheli ✅ Amerikan Mutfak ✅ Şömine, Seramik Zemin ✅ Giyinme Odası, Çamaşır Odası ✅ Isıcam, Jakuzi ✅ Spot Aydınlatma ✅ Termosifon ✅ Fiber İnternet ✅ Sauna, Hamam ✅ Ses Yalıtımı, Isı Yalıtımı ✅ 24 Saat Güvenlik ✅ Çocuk Oyun Parkı ✅ Alışveriş Merkezi ✅ Belediye, Eczane ✅ Hastane, Cami
--------------------------------
📅 Detaylı Bilgi İçin;
🌐 www.remaxsunset.com.tr
📲 0312 241 43 43
📍 Konum: Ümitköy / Ankara
-------------------------------
👔 Yetkili Danışmanımız;
📲 0535 327 46 27
-------------------------------
0 notes
haber-euro-turk · 2 months ago
Text
Doğanın en güçlü demir, çinko, manganez ambarı! Hücrelere oksijen taşıyor, yorgunluğu önlüyor
ÇİLEK Tatlı, lezzetli ve sulu olan çilekler güçlü bir tada ve lezzetli bir tada sahiptir. Keklerden, dondurmalardan, tatlılardan, smoothielerden şekerlemelere kadar çeşitli mutfak hazırlıklarında yaygın olarak kullanılır. Bir fincan veya 144 gram çilek, önerilen günlük alımın %4’ü olan 0,6 miligram demir içerir. Amerikan Kızıl Haçına göre, çilekler demir açısından zengin meyveler arasındadır ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes