#Akademisyeni!
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bir kadın akademisyeni "Benim olacaksın" diye tehdit eden Profesör 'cahilsever' Bülent Arı çıktı!
Bir kadın akademisyeni “Benim olacaksın” diye tehdit eden Profesör ‘cahilsever’ Bülent Arı çıktı!
Bir kadın akademisyeni “Benim olacaksın” diye tehdit eden Profesör ‘cahilsever’ Bülent Arı çıktı! Bir kadın akademisyenin odasını basarak “Benim olacaksın yoksa seni işsiz bırakırım” diye tehdit ettiği için gözaltına alınan Prof. Dr. Bülent Arı’nın “Ben okumamış, cahil kesime güveniyorum. En tehlikelisi üniversite mezunları” dediği videosu yeniden gündem oldu. İstanbul Üniversitesi Siyasal…
View On WordPress
0 notes
Text
Türkiye’nin İlahiyat Fakültesi nezdinde ilk kadın akademisyeni, tarihçi yazar Bahriye Üçok, 33 yıl evvel bugün katledilmişti.
Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlenmiş, 6 Ekim 1990 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde çalan telefonun ucundaki ses, Bahriye Üçok’u “Tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdığını” söylemişti.
"Türkiye Müslümanlarının dinsel alanda zaman zaman karşılaştıkları çalkantılar, gruplaşmalar, yabancılaşmalar, tarikatçılığa itilmeler, dinini kendi öz dilinde, kendi yazısı ile okuyup anlayamamasından doğmaktadır." diyerek gerçekçi bir tespitle toplumun fotoğrafını çeken Üçok, aydın kişiliği ile dinin siyasete ve toplumun gerçek dinini öğrenmeyip din kisvesi altındaki kendisine empoze edilen gericiliğe ve cehalete nasıl alet edileceğini fark etmişti.
Kendinde, beğenmediği fikirleri cezalandırma hakkı bulan zihniyet, belki de planlı bir gelecek için Türkiye Cumhuriyet'ini modern çizgiden İslamcı ve gitgide gericiliğin hüküm süreceği bir noktaya giden yolda hain planla Bahriye Üçok’u o gün katletmişti.
Korkunç bir planın kurbanı değerli aydın Bahriye Üçok'un bu kaybı aynı zamanda evladına bir ömür boyu travma yaşatacaktı. O günü Kumru Üçok şöyle anlatıyor;
”Bombayı anneme ellerimle verdim, kargo şirketi anneme gönderilen paketi evimize iki kere getirmiş. Bizi evde bulamamışlar. İkinci gelişlerinde eve ihbarname bırakmışlar. Ben de kargo şirketine gidip paketi aldım ve eve getirdim. O paketle de 15 dakika kadar seyahat ettim. Paketi anneme verdikten sonra arkamı döndüm ve alt kata yöneldim. Annem o sırada paketi açmaya çalışıyordu. Arkamı döner dönmez bir patlama sesi duydum. Bu olayı unutmak mümkün değil. Her gün her an aklımda. Her gün rüyalarıma giriyor.”
Fikirleri ve yazdıkları için katledilmiş değerli aydın, Bahriye Üçok'u aramızdan ayrılışının 33. yılında saygıyla anıyoruz.
69 notes
·
View notes
Text
tüm dünya sokaklarda, sanatçısı, mankeni, akademisyeni, üniversite öğrencisi, müslüman olanı olmayanı ayakta. kendince protestosunda, masumun hakkını haykırışta. onurlu bir duruş sergileyerek vicdanen rahatsız olduğu o duygunun peşinde. bizim aktüeller de starbucksta kahve içmeye devam ederek entelektüel tavır sergileme peşinde. inan ki en entelektüel sensin, mazlumun yanında durmayı sevmiyorsun, bunu savunmuyorsun gerçekten anladık seni. karton bardağını daha fazla gözümüze sokmasan..
*sosyal medyada inadına şu kahve mekanlarına gidip özellikle gündeme gönderme yapıp fotoğraf paylaşanlara istinaden..
10 notes
·
View notes
Text
Ben hala cok sinirliyim ya bana pek bir sey demedi ama siniftakileri sevmesem bile bir sosyoloji akademisyeni olarak ogrencilerini asiri asagiladi
8 notes
·
View notes
Text
Yanlız Allah'a Kul Ol
1925’te İdam edilen Hani'li Salih Efendiy'e Hakim sorar:
Nerede tahsil ettiniz?
Salih Efendi: Hani'de
Hakim: Ne tahsil ettiniz?
Salih Efendi: Ulum-ı Arabiye Ulum-ı diniye-i aliye tahsil ettim
Hakim: Hangi lisanları biliyorsunuz?
Salih Efendi: Türkçe, Arapça, Farsça, Kurmanca, Zazaca, Fransızca.....
Hakim Bey hayretini gizleyemez ve Salih efendiye: Fransızca da mı biliyorsunuz? Der
Salih Efendi ise: Fransızcaya Gülistan'ı tercüme ettim cevabını verir.
Hakim Bey: İngilizce biliyormusunuz?
Salih Efendi: İngilizce'yi biraz Ermeni muallimlerinden okudum, der.
Yobaz, ve gerici diye astıkları bu değerler, şu an bile yüzlerce akademisyeni cebinden çıkacak düzeyde Ümmetin Aydın Âlimleri idi.
Yüzlerce #İslamÂlimini işte böyle yok edip, 6 Asır dünyaya Medeniyet götüren Osmanlı bakiyesi Türkiye insanını din husundan böyle cahilleştirdiler.
Rabbimiz Cellecelalühu bu necip millete tekrardan feraset ve diriliş nasip eylesin.
6 notes
·
View notes
Text
Erzurum Teknik Üniversitesi, Enerji Alanında İki Yeni Akademisyen Arıyor!
Bir Finansçı – Erzurum Teknik Üniversitesi, enerji alanında tecrübe sahibi bir profesörü daimi kadroya almak amacıyla öğretim üyesi olarak görevlendirilecektir. Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi bünyesindeki Makine Mühendisliği Bölümünde, Enerji Anabilim Dalında görevlendireceği profesör unvanı ile bir akademisyeni daimi statüde istihdam…
0 notes
Text
“Inceller kendilerini bir erkeklik hiyerarşisinin en altında görüyorlar"
“Inceller kendilerini bir erkeklik hiyerarşisinin en altında görüyorlar"
Siyaset Bilimci ve Yazar Prof. Alev Özkazanç, Akademisyen Orhan Şener Deliormanlı ve Doç. Dr. Yaşar Suveren anlattı: Inceller, çevrimiçi radikalleşmenin etkisiyle toplumsal bir tehdit oluşturabilirler.
Bu görselde, bir protesto veya eylem sırasında taşınan bir pankart görülüyor. Pankart kırmızı bir zemin üzerine siyah el yazısıyla yazılmış büyük harflerle şu ifadeyi içeriyor: "Sövüp dövüp sevemezsin." Bu güçlü mesaj, kadınlara yönelik şiddeti ve kötü muameleyi kınayan bir uyarı niteliğinde. İfade, hem sözlü hem de fiziksel şiddetin sevgiyle bağdaşamayacağını vurguluyor. Arka planda belirsiz başka pankartlar da görünüyor, ancak ana odak bu kırmızı pankart üzerinde. Protestonun amacı muhtemelen toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele gibi konularla ilgili.
Görsel: csgorselarsiv.org
Türkiye’de artan erkek şiddeti, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadın düşmanlığının derinleştiğini açıkça gözler önüne seriyor. Bu cinayetlerin ardında yatan ideolojilerden biri de son zamanlarda dikkatleri üzerine çekti: Incel ideolojisi
Cezasızlık algısının da pekişmesiyle, Incel ideolojisi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da körüklüyor ve kadınlara yönelik şiddeti meşrulaştırıyor.
Türkiye’deki kadın ve cinsiyet sorunlarının politik ve sosyal tarih ile ilişkisini inceleyen Siyaset Bilimci ve Yazar Prof. Alev Özkazanç, iletişim akademisyeni ve gazeteci Orhan Şener Deliormanlı ve Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde mizojini (kadın düşmanlığı) üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Yaşar Suveren, Incel hareketini ve bu harektin kadın düşmanlığı ideolojisini yorumladı.
"Kadın düşmanlığı merkezde duruyor"
Doç. Dr. Yaşar Suveren, Incel’lerin bugün daha çok kadın düşman�� (mizojinist) bir zihinsel tutum ve davranışı temsil ettiğini belirtti. Suveren, Incel kavramını şöyle anlattı:
"Kadınlarla sağlıklı ilişki ve iletişim kuramayan, toplumdan yalıtılmış ve bu yalıtılmışlığın nedenini kadınları suçlayarak meşrulaştırmaya çalışan bir grup bireyle karşı karşıyayız. Özetle, kişisel sorunlarını kadınları merkeze alarak suçlayan, kadınlar hakkında düşmanlığa varan fikirlere sahip, toplumla bağları zayıf ve yalnız erkeklerden söz ediyoruz."
Suveren’e göre, Incel hareketinin merkezinde kadın düşmanlığı bulunuyor. Kadınların onları bilinçli olarak dışladığına inanan bu bireyler, kadınları bir tehdit olarak görerek kendi yetersizlik ve hayal kırıklıklarını dışa vuruyorlar. Suveren, Türkiye’de de son dönemde şiddet vakalarıyla gündeme gelen Incel bireylerin şiddete eğilimli olduklarının açık olduğunu belirtti:
"Bazı ülkelerde, kendilerini Incel olarak tanımlayan bireylerin çeşitli şiddet olaylarına karıştığı bilinmektedir. Bu bireylerin örgütlü ve sistematik hareket ettiklerini söylemek mümkün olmasa da, çevrimiçi radikalleşmenin etkisiyle toplumsal bir tehdit oluşturabilirler."
"Radikalleşiyorlar"
İletişim akademisyeni ve gazeteci Orhan Şener Deliormanlı, sanal ortamların radikalleştirici etkisine değinerek şunları ifade etti:
"Discord odaları gibi sanal ortamlarda benzer düşünce yapısına sahip insanların bir araya gelmeleri, onları daha da radikalleştiriyor. Fiziki bir ortamda toplum baskısı nedeniyle geri çekilebilecekken, sanal bir ortamda bu baskı olmadığı için daha da taşkınlaşarak grup halinde hareket edebiliyorlar."
Deliormanlı, son 20 yılda sokakta büyüyen çocukların azaldığını ve ekran başında büyüyen kuşakların arttığını vurguluyor:
"Sadece evden sosyalleşen, oyunlar ve pornografiyle dışarı çıkmadan tüm biyolojik ihtiyaçlarını karşılayan bir kitle oluştu. Bu kitle, gerçek hayatta kadınlarla karşılaşma fırsatını bile bulamıyor ve buradan kadın düşmanlıklarını artırıyor."
"Kadın düşmanlığı biçimi"
Siyaset Bilimci ve Yazar Alev Özkazanç ise, Incel ideolojisinin özgün bir kadın düşmanlığı biçimi olduğunu belirtiyor. Özkazanç, Incel karakterlerinin oluşumunu şu sözlerle değerlendiriyor:
"Incel ideolojisinin merkezinde kadın düşmanlığı yer alıyor. Türkiye’de yeni görülmeye başlayan bu ideoloji, Kuzey Amerika’da dijital bir topluluk olarak ortaya çıktı. Bu topluluk, kadınların onlara karşı verici olmadığını ve asla olmayacaklarını savunuyor. Bu durum, erkeklerin kendilerini bir erkeklik hiyerarşisinde en altta görmeleriyle ilgili bir algıya dönüşüyor."
Erkeklik krizi ile bağı
Özkazanç, Incel ideolojisinin sadece kadınlarla ilgili olmadığını, aynı zamanda erkeklik hiyerarşisinin dibinde olduklarına inanan bireyler tarafından geliştirildiğini belirtiyor. Incel bireyler, erkeklik krizinin bir göstergesi olarak, kendilerini toplumun en alt basamağında hissediyorlar ve kadınlara ulaşamamanın onları bu hiyerarşide en alt seviyeye düşürdüğüne inanıyorlar.
Özkazanç, erkeklik krizinin en ağır semptomlarından birinin Incel ideolojisi olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
"Incel ideolojisi, kaybetmişlik ve umutsuzluk üzerine kurulu bir ideoloji. Bu ideoloji, şiddet içeren bir nihilizmi de beraberinde getiriyor. Türkiye’de siyasi iktidarın uzun süredir cinsel eşitlik fikrinden uzaklaşması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme gibi adımlar, bu krizi daha da derinleştiriyor ve erkeklere bir tür teşvik gibi geliyor."
https://bianet.org/haber/inceller-kendilerini-bir-erkeklik-hiyerarsisinin-en-altinda-goruyorlar-301105
0 notes
Text
Mücadelesini bilim ve aydınlığa adayan tarihçi, siyaset bilimci ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin ilk kadın akademisyeni Bahriye Üçok'u hayattan koparılmasının 34. yılında saygıyla anıyorum.
#BahriyeÜçok
#hopa #artvin #tanerekmekçi
#baskantanerekmekci#tanerbaskan#tanerekmekçi#tanerbaşkan#tanerekmekci blog#hopa#chp belediyeleri#artvin
0 notes
Text
Rusya'da yerli kanser aşısının klinik öncesi denemeleri tamamlandı
Klinik deneylerin ilk aşamasının başlatılması bekleniyor. Rusya Bilimler Akademisi Akademisyeni ve Rusya Federasyonu Sağlık Bakanlığı baş onkologu Andrey Kaprin, Rus kanser aşısının klinik öncesi denemelerinin tamamlandığını söyledi. Şu anda klinik araştırmaların ilk aşaması için izin almak üzere bakanlığa başvuru yapıldı. Kaprin, bakanlıktan izin alındıktan sonra testlere katılacak gönüllü alımının açıklanacağını açıkladı. Teste dahil edilme kararı tıbbi komisyon tarafından verilecektir. Temmuz ayı başlarında Kaprin, mRNA teknolojisine dayalı bir aşının umut verici bir gelişme olduğunu kaydetti. Geliştirme, hastadan tümör materyalinin toplanmasını, analizini ve ortaya çıkan "tümör özelliklerine" dayalı olarak kişiselleştirilmiş bir aşının oluşturulmasını içeriyor. RIA Novosti, aşının her hastanın tümörünün bireysel özelliklerine göre uyarlanmasına olanak tanıyacağını yazıyor. Read the full article
0 notes
Text
Sahte diploma dağıttığı iddia edilen Prof., ünlü üniversitenin de sahtesini kurdu!
https://pazaryerigundem.com/haber/183399/sahte-diploma-dagittigi-iddia-edilen-prof-unlu-universitenin-de-sahtesini-kurdu/
Sahte diploma dağıttığı iddia edilen Prof., ünlü üniversitenin de sahtesini kurdu!
Gerçekte olmayan Yeni Pazar Üniversitesi’ni kuran, sahte diploma dağıtan ve lise mezunu olduğu iddia edilen Prof. Dr. Ali İlseven’in, dünyaca ünlü Freud Üniversitesi’nin sahtesini kurduğu ve buradan da parayla sahte diploma dağıttığı iddia edildi.
İSTANBUL (İGFA) -Yüz kızartıcı iddia, Ali İlseven’in sahte üniversiteleriyle ilgili savcılıklara yapılan suç duyurularında ortaya çıktı.
Mağdurların avukatı Dilara Damla Öksüz, çakma Freud Üniversitesi skandalı hakkında şu bilgileri verdi:
ALMANYA’DA HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ
“Gerçekte olmayan Freud Üniversitesi www.freud-edu.de adresinde faaliyet gösteriyor. Burada da bir imla oyunu var. Sadece üniversitelerin kullanabildiği “edu” uzantısı alınmış gibi gösteriliyor. Tire işareti (-) yerinde nokta (.) olsaydı bu gerçek bir üniversite adresi olacaktı. “freud-edu.de” herkesin bir domain şirketinden alabileceği bir domain. Hiçbir belge gerektirmiyor ve birkaç dolara alınabilir bir adres. Ne yazık ki, gerçekte var olmayan üniversite şu an yayında ve kayıt almaktadır. Almanya’da olduğu iddia edilen bu üniversite gerçekte yok! Avusturya Freud Üniversitesi’ni taklit ederek algı yaratıp binlerce kişiyi dolandırmaktadır. Linkedin’de “Prof. Dr.” ünvanını kullanan Ali İlseven’in profilinde Almanya Freud Üniversitesi’nde mütevelli başkanı olduğu yazıyor.”
Bu arada İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç dururusunda; Ali İlseven, Damla İlseven ve Şerife Kalkan hakkında, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak ve Yönetmek”, “Resmi Belgede Sahtecilik” gibi çok sayıda suçtan cezalandırılması istendi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan iletişim akademisyeni Doç. Dr. Osman Vedüd Eşidir, sahte üniversitelerin sahte diplomalarını alan birçok kişi bunun sahte olduğunu biliyor ve kamu da ya da özel sektörde yükselmek için bu diplomayı kullandığını söyledi. Birçok kişinin gerçekten hiçbir şeyden habersiz dolandırıdılığını belirten Eşidir, “Bu diplomalarla Türkiye ya da Avrupa’da iş başvurusu yaparsanız sahtecilikten tutuklanabilirsiniz. Masum olduğunuzu ispatlamanız yıllarca sürebilir. ��ş başvurusu yapmadan önce diplomanızın gerçekliğini e-devletten sorgulayın.” uyarısında bulundu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
“Kripto FETÖCÜ’ler Sinsice İntikam İçin Bekliyorlar”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında, "İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ" başlıklı bir panel düzenledi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde gerçekleşen programa, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu konuşmacı olarak katıldı. FETÖ’nün Çoklu Sosyolojik Yapısı Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, küresel sömürgeci güçlerin dünyanın çeşitli bölgelerinde etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden kaos projeleri hayata geçirdiklerini belirtti. FETÖ'nün de bu tür projeler kapsamında laboratuvar ortamında oluşturulmuş bir örgüt olduğunu ifade etti. Köse, FETÖ’nün klasik sosyolojik yapılarla açıklanamayacağını ve bu örgütün çoklu sosyolojik bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Kripto FETÖ’cüler TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, FETÖ’nün en büyük tahribatının akademik camia ve Türkiye’nin nitelikli insan gücü üzerinde olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şeker, FETÖ’nün birçok genci ve akademisyeni etkilediğini, ülke yararına yapılacak bilimsel projelerin önüne geçtiğini ve hala uyuyan kripto FETÖ üyelerinin sinsice intikam için beklediğini vurguladı. FETÖ’nün Medya Stratejisi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, FETÖ’nün medya yapılanmasının üç aşamada gerçekleştiğini belirtti. İlk aşamada dini sohbetler ve propagandalar, ikinci aşamada kitle iletişim araçlarının tekelleştirilmesi ve üçüncü aşamada ise itibarsızlaştırma ve yerinden etme stratejileriyle faaliyet yürütüldüğünü anlattı. FETÖ’nün Dini İstismarı İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, FETÖ’nün dini istismar ederek, kendilerini Allah adına söz söyleyen bir misyonla tanıttıklarını ve Batı'nın bölgedeki Truva atı görevini üstlendiklerini ifade etti. Emiroğlu, bu tür örgütlerin sorgulamaya izin vermediğini ve kendilerini ilahi buyruğa en yakın grup olarak gördüklerini söyledi. Konferans, Rektör Prof. Dr. Köse’nin, Prof. Dr. Muzaffer Şeker’e katılımları dolayısıyla plaket takdimi ile sona erdi. Read the full article
0 notes
Text
SAVAŞLAR DOSYASI /// Emre Öztürk : Operasyonlar, tutuklamalar, Fransa-Rusya gizli savaşı
Operasyonlar, tutuklamalar, Fransa-Rusya gizli savaşı Emre Öztürk : Operasyonlar, tutuklamalar, Fransa-Rusya gizli savaşı Fransa’nın Ukrayna’ya asker gönderme kararı almasının ardından iki ülke arasında ‘yargı savaşları’ başladı. Fransa’nın çok sayıda Rus vatandaşını ajanlık gerekçesiyle tutuklamasının ardından Kremlin de bizzat Putin’in emriyle ülkedeki bir Fransız akademisyeni ajanlık yaptığı…
View On WordPress
0 notes
Text
1925’te İdam edilen Hani'li Salih Efendiy'e Hakim sorar:
Nerede tahsil ettiniz? Salih Efendi: Hani'de Hakim: Ne tahsil ettiniz? Salih Efendi: Ulum-ı Arabiye Ulum-ı diniye-i aliye tahsil ettim Hakim: Hangi lisanları biliyorsunuz?
Salih Efendi: Türkçe, Arapça, Farsça, Kurmanca, Zazaca, Fransızca..... Hakim Bey hayretini gizleyemez ve Salih efendiye: yani sen Fransızca da mı biliyorsunuz? Der Salih Efendi ise: evet Fransızcaya Gülistan'ı tercüme ettim cevabını verir. Hakim Bey: peki İngilizce biliyormusunuz? Salih Efendi: İngilizce'yi biraz Ermeni muallimlerinden okudum, der. İşte bu sadece hikayesini bildiğimiz sadece denizin üstünde bir köpük Sırf kendi gelecekleri için bu toprakların gerçek insanlarına Yobaz, ve gerici diye astıkları bu değerler, şu an bile yüzlerce akademisyeni cebinden çıkacak düzeyde Ümmetin Aydın Âlimleri idi.
Yüzlerce #İslamÂlimini işte böyle yok edip, 6 Asır dünyaya Medeniyet götüren Osmanlı bakiyesi Türkiye insanını din husundan böyle cahilleştirdiler. Allah böyle zihniyetlere bir daha fırsat vermesin Rabbim...
0 notes
Link
0 notes
Text
ATÜ, Cevher Hazırlama Alanında Doçent İstihdam Edecek!
Bir Finansçı – Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), cevher hazırlama alanında uzman bir doçent öğretim üyesi alımı gerçekleştirecektir. ATÜ Rektörlüğü, Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Maden Mühendisliği Bölümünde, Cevher Hazırlama Anabilim Dalında hizmet vermek üzere doçent unvanına sahip bir akademisyeni görevlendirecek. Başvuracak adayların, Maden Mühendisliği…
0 notes
Text
Ian Mosby, Sarah Rotz, Evan D. G. Fraser – Belirsiz Hasat (2023)
Gelecekte ne yiyeceğiz? gıdayı nasıl üreteceğiz? 10 milyar insanı besleyecek gıda artışını, ekolojik, toplumsal, ekonomik ve ahlaki açılardan sürdürülebilir biçimde sağlayabilecek miyiz? ‘Belirsiz Hasat��ın yazarı üç gıda akademisyeni bu sorulara yanıt ararken, gelecekteki olası krizlerle baş etmek için nelerin gerekli olduğunu çözmeye çalışıyor. Teknoloji iyimseri Evan Fraser, teknoşüpheci Sarah…
View On WordPress
#2023#Evan D. G. Fraser – Belirsiz Hasat#Ian Mosby#Isınan Gezegenimizde Gıdanın Geleceği#Koç Üniversitesi Yayınları#Mehmet Doğan#Sarah Rotz
0 notes