Tumgik
#Adı Zehra
egesizizmir · 27 days
Text
"Ben hiç deniz görmemişem." diye farklı bir noktaya takıldı.
"Sen gördün mü?"
"Gördüm tabi. Deniz çocuğuyum ben. Memleketimde var."
"Nere ki memleketin?"
"Denizli."
Güldü Zehra. "Adı bile denizli."
Alican'da güldü. "Öyle."
"Uzak mı buraya?"
"Eeee biraz."
Denizli'de deniz yok ki Alican diye bağırdı içinden. DENİZLİ'DE DENİZ YOK Kİ OĞLUM. SALAK MISIN?
38 notes · View notes
icu-fetish · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Adı Zehra - Girl in hospital
12 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 10 months
Note
Selamünaleyküm. Size bir şey sormak istiyorum. Zehra abla vardı burada hesabını kapatıp gitti. Behitçi adı kullanıyordu. Haberiniz var mı ondan. Ulaşılamıyor uzun bir süredir.
Ve aleyküm selam anonim. Hesabını kapatıp numarasını değiştirmiş. Bir bilgim yok.
3 notes · View notes
yalnzardc · 1 year
Text
Hz Ali Radıyallahuanh'ın nesebi  :
Hazreti Ali bin Ebû Talib bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdümenaftır. Ve Emirü'l-Müminin
Hazreti. Ali orta boylu, sarı gözlü, etine dolgun, başının ön kısmı savaşlardan berelenmişti
Şehit edildiği gün altmış üç yaşındaydı. Hilafeti dört yıl, dokuz ay sürdü
Eşleri :
Hazreti Fatımatü'z-Zehra'dan (r.a.) sona birbirinin ardınca dokuz hatunla evlenmişti. Hazreti Fatima'nın sağlığında, hiçbir hatunu ona ortak olmadı.
1. Kilaboğulları'ndan Hizam bin Rebia bin Halid'in kızı Ümmü Mena'yı aldı.
2. Temimoğulları'ndan Halidoğlu Mes'ud'un kızı Leyla'yı aldı.
3. Asım kızı Esma'yı aldı.
4. Bir kişinin Ümmü Veledi olan Ümmü Habib'i aldı.
5. Ebi'l-As bin Rebia'nın kızı Ümame'yi aldı.
6. Hem de Hanifoğulları'ndan Cafer bin Kays'ın kızı Havle'yi aldı.
7. Hem de Ürve bin Mes'ud'un kızı Ümmü Sa'd'ı aldı.
8. Yine Kilaboğulları'ndan İmriü'l-Kays bin Adiyy kızı Ümmü Muhtarı aldı.
Emirü'l-Müminin Hazreti Ali şehit edildiği gün üç hatunu kalmıştı. Birisi Esma, birisi Ümmül Benin ve birisi de Havley'di.
Çocukları :
Emirü'l-Müminin Hazreti Ali'nin Hazreti Fatımatü'z-Zehra (r.a.) ile başka hatunlarından on beş oğlu oldu.
Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Hazreti Muhsin Hazreti Fatima'dandı. (r.a.). Hazreti Muhsin yaşamadı, öldü.
Hazreti Abbas, Hazreti Cafer, Hazreti Abdullah, Hazreti Osman, Ümmül Benin'dendir.
Abdullah, Cafer ve Osman Kerbela olayında büyük kardeşleri Hazreti Hüseyin'in önünde şehit edildiler.
Üç oğlunun adı da Muhammed'di. Birisi Muhammed-i Ekber ki, Muhammed bin Hanife diye meşhurdu. Ca'fer kızı Havle'dendi. Bu havle, Hanifoğulları'ndandı.
Ve biri de Muhammed Evsat'tı ki Ebû As Kızı Ümame'den doğmuştu.
Ve birisi de Muhammed-i Esgar'dı ki Esma'dandı.
Ümmü Habib'den Amr adında bir oğlu vardı.
Dört oğlunun adı zikredilmemiştir.
Ve on sekiz de kızı vardı.
İki kızı Fatıma'dandı. (r.a.) Birisi Zeyneb-i Kübra ve birisi de Ümmü Gülsüm'ü Kübra idi.
Öteki iki kızından birisinin adı, Remile'ydi. Birisi Remiletü'l-Kübra, öbürü de Remiletü'l-Suğra idi. Bunlar da Ümmü Said'dendi.
Hazreti Ali (r.a.) öteki beş kızı da azatlı hatunlarındandı.
Kalanı da Ümmü Veled'lerindendi. Bu kızlarının da adları şöyleydi. Ümmü Hani, Müymune, Zeyneb-i Kübra, Zeyneb-i Suğra, Fatima, Umame, Hadice, Ümmü Seleme, Ümmü Şükür, Ümmü Cafer, Hamame, Ümmü Müseyyeb
ve bir de küçücük kızı vardı. Adı Harise'ydi. Ümmü Muhar'dan doğmuştu
Hz Ali Radıyallahuanh'ın şehadeti :
Onu öldürmek üzre Abdurrahman b. mülcem ramazan ayının 17. Cuma gününü kararlaştırdı ve küfe de de beklemeye başladı. Kendisine verdan ve şebib b. nahve adında iki adam da yardımcı olmak üzre anlaştılar.
Hz Ali radıyallahuanh o hün mescide girince Abdurrahman onun ardınca yürüdü ve sırtına zehirli kılıç vurdu. O yakalanırken hz Ali'yi evine götürdüler.3 gün sonra vefat etti.
Onun ardından hz. Hasan radıyallahuanh'a biat ettiler.
6 notes · View notes
aykutiltertr · 4 months
Video
youtube
Ankara Mı Yanacak - Ceylan & Dodo ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Uşşak...   ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/QwW63jaHG2A ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Ankara Mı Yanacak - Ceylan & Dodo ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Uşşak Sebare Ankara Düğünü) Şarkı Adı: Ankara Mı Yanacak Düet: Dodo Söz & Müzik: Özgür Koç & İrem Zehra Koç Aranjör: Coşkun Kıvılcım Klip Yönetmeni: Eyüp Dirlik Mix & Master: Koray Püskül Bağlama: Kutay Özcan Ritim: Yaşar Akpençe Gitar: Soyhan Şenyaylar Bass Gitar: Savaş Akbaba Studio: CK Rec ANKARA MI YANACAK Yine kaldın bir başına Kim elinden tutacak Gidersen git ardından Ankara mı yanacak Sincan mı yanacak Gölbaşı mı yanacak buralar mı yanacak Gidersen git ardandan Ankara mı yanacak İstanbul mu yanacak İzmir mi yanacak buralar mı yanacak İki damla yaş akacak Ondan bana ne olacak Gidersen git ardından Ankara mı yanacak Haymana mı yanacak Polatlı mı yanacak buralar mı yanacak Gidersen git ardandan Ankara mı yanacak İstanbul mu yanacak İzmir mi yanacak buralar mı yanacak Gidersen git ardından Ankara mı yanacak Çankaya mı yanacak Bursa mı yanacak buralar mı yanacak Ceylan Diskografisi Albümleri 1984: Yaktı Beni (Şah Plak) 1984: Bir Gün Bana Döneceksin (Şah Plak) 1985: Kaderin Tuzakları (Şah Plak) 1985: Yolun Açık Olsun/Garip Anam (Şah Plak) 1986: Seni Sevmeyen Ölsün (Şah Plak) 1986: Sevmek Günah mı/Asker Türküsü (Şah Plak) 1987: Bırakmam Seni (Şah Plak) 1988: Sev Beni Seveyim Seni (Şah Plak) 1988: Sana da Güvenilmez/Ağlama Yar (Şah Plak) 1989: Vallah - Hep Ezildim (Ceylan Müzik) 1989: Allah Aşkına (Cem Müzik) 1990: Kadersiz Doğmuşum/Arabacı (Ceylan Müzik) 1990: Beni Bende Bitirdiler (Ceylan Müzik) 1991: Gurbet Yolcusu (Şenay Müzik) 1991: Hayret Nasıl Yaşıyorum (Bayar Müzik) 1992: Geri Ver Beni (Bayar Müzik) 1993: Şantaj & Montaj (Özdemir Plak) 1994: Kritik Etme Beni (Özdemir Plak) 1995: Kır Çiçeğim/Ayrılmam (Özdemir Plak) 1996: Canımdan Ayırdılar (Prestij Müzik) 1997: Güldestim (Prestij Müzik) 1998: Ağlayı Ağlayı - Le Le Kirvo (Prestij Müzik) 2000: Zeyno (İdobay) 2001: Can Cana (Universal-S Müzik) 2003: Söyle (S Müzik) 2004: Gelsene (Özdemir Plak) 2005: Ah Gönlüm (Özdemir Plak) (Mü-yap sertifikası: Altın) 2006: Pirimi Ararım (Prestij Müzik) 2007: Sana Söz (Özdemir Plak) 2008: Bir Daha mı? (Özdemir Plak) 2009: Türkülerin Ceylan'ı (Seyhan Müzik) 2011: Ceylan Arabesk 2012: Kendisi Lazım 2014: Hım Hım Yar (Entarisi Dım Dım Yar) 2014: Bana Bir Şey Söyle 2016: Ceylan'dan 2016 (Ceylan Müzik)[3] Single'ları 2014: Çeker Giderim 2017: Koptum Bu Gece (feat. Melodi) 2017: Kara Kız Kurbanın Olim 2018: Tillillo 2019: Severim Ama Güvenemem ki (feat. Melodi) 2019: Mamudo 2019 2019: Cennetim Ol 2020: İlle de Sen 2020: Ne Feryat Edersin Divane Bülbül 2020: Bir Sivaslı Uğruna 2021: Islanmış Kirpiklerin 2021: Birileri Kandırmış 2021: Mashup 2021: Senin Kadar Hiç Kimseyi Sevmedim 2021: Eski Tadım Yok Artık 2022: Sen Affetsen Ben Affetmem 2022: Yansın Ankara 2022: Van'a Gel Muş'a Gel 2022: Ne Sayarsan Say 2022: Pişmanlıklar Diliyorum (feat. Devran Şengümüş) 2023: Ne Gelirse Sevdadan Gelir 2023: Cane 2023: Ankara mı Yanacak? (feat. Dodo) 2024: Sormaz mıyım? (feat. Alişan) Dodo Dodo: Sanki bütün evren şarkı söylememe karşıydı Bursa’da maddi zorluklar içinde bir yaşam sürerken müzik sevdasının peşine düşen Dodo, karşılaştığı tüm güçlüklerle mücadele etti ve sonunda hayaline ulaştı. “Dolunay Dolunay” şarkısıyla TikTok’ta ünlü oldu, YouTube’da haftalarca trendler listesinde kalmayı başardı. Dodo ile hikayesini konuştuk. Zamanla daha iyi mekanlarda sahneye çıktım. Sadece 25 liraya bütün gece sahne aldığım bile oldu. Sevdiğim işte büyümeye çalıştığım için her şeye göz yumdum. Aileme katkıda bulunabilmek için bir dönem kahvede ve halk pasajında da çalıştım. Müzik yapabilmem için önümde çok engel vardı. Sanki bütün evren şarkı söylememe karşıydı. EMEĞİME ORTAK OLMAK İSTEYEN İNSANLARLA KARŞILAŞTIM ◊ Profesyonel müzik dünyasına adım atışınız nasıl oldu? - Sosyal medyadaki ilgi üzerine bir yapım şirketi aradı, konuşup anlaştık. Şarkımız çıktı. Ancak istediğimiz sonuçları alamadık. Artık müzikle vedalaşmayı düşündüğümüz esnada karşımıza Erol Köse çıktı, bizi kendimize getirdi. Her konuda yönlendirdi, çok ilgilendi. “Dolunay Dolunay” adlı şarkıyı birlikte yaptık. 1 hafta gibi kısa bir sürede milyonlara ulaştı. Bu beni daha çok umutlandırdı.
0 notes
haytaogluyunus · 9 months
Text
Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 05 OCAK (1975)
TÜRK EDEBİYATININ VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN ÖNEMLİ KALEMLERİNDEN, FİKİR ADAMI,
BÜYÜK ŞAİR
ARİF NİHAT ASYA’ININ
 ÖLÜMÜN YIL DÖNÜMÜ. RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmet Arif Nihat Asya[1] (7 Şubat 1904, Çatalca, İstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara),[2] Türk şair, öğretmen ve siyasetçidir.
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerindendir. Sade bir üslupla millî değerleri ve dini heyecanları işleyen şiirler yazmıştır. "Bayrak, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Fetih Davulları, Selimler, Kubbeler, Süleymaniye" en tanınmış şiirleridir.[3] Bayrak şiirinden dolayı Türk edebiyatında Bayrak şairi olarak da anılır.[4] 9. dönem TBMM'de milletvekili olarak görev yapmıştır.
1904'te Çatalca'nın İnceğiz köyünde doğdu. Asıl adı Mehmet Arif'tir.[5] Tokatlı Zîver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım'ın tek çocuğu idi.[6] Şairin bilinen en büyük dedesi Kapusuz Hacı Ahmet, Tokat'a bağlı Kapusuz köyünden İstanbul'a göçmüş ve orada debbağlıkla uğraşmış olan bir âhî ustasıdır.[6]
Henüz bebekken babası veba hastalığından hayatını kaybetti; annesi yeni bir evlilik yapıp Filistin'e gitmesi üzerine üç yaşından itibaren akrabalarının yanında yetiştirildi.[7]
Öğrenim hayatı Örçünlü Köy Mektebinde başladı. Babaannesinin ölümünden sonra onun bakımını üstlenen halası ile birlikte Balkan Savaşı'ndan kısa bir süre önce İstanbul'a göçtü; Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mekteplerinde öğrenim gördükten sonra I. Dünya Savaşı yıllarında Gülşen-i Maarif Rüştiyesi'ne devam etti. Bu dönemde hakim olan milliyetçi duyguların etkisiyle şiire başladı.[7] Bazı destancıların Haseki’de okuyarak sattıkları harp destanları onu şiire yönelten ilk örneklerdi.[3] Orta tahsilini parasız yatılı olarak Bolu ve Kastamonu liselerinde tamamladı. Millî Mücadele'ye destek verenlerin durağı haline gelen Kastamonu'daki öğrencilik dönemi onun kişiliğini ve sanatını etkiledi.[7] Bu döneme şiire ilgisi arttı, hocası Enver Kemal Bey'in yönettiği Gençlik adlı dergide ilk şiirlerini yayımladı.
Öğrenimine Dârü'l-Muallimîn-i Âliye (sonraki adı Yüksek Muallim Mektebi, bugünkü İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu) Edebiyat Bölümü'nde devam etti. İlk şiir kitabı olan Heykeltıraş, 1924 yılında bu okulda öğrenci iken yayımlandı.[7] Yüksek Muallim Mektebi son sınıfındayken ilk eşi olan Hatice Semiha Hanım'la evlendi.[6] Bu evlilikten iki çocuğu oldu.
1928'de mezun olduktan[2] sonra edebiyat öğretmeni olarak Adana'ya tayin oldu. Adana Kız Lisesi ve Erkek Lisesi'nde öğretmenlik ve idarecilik yaptı.[3]
Adana'da öğretmenlik yaptığı dönemde 1933 yılında Üsküdar Mevlevihanesi'nin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'le tanışan Arif Nihat, dervişlik çilesini çekip Mevlevilikte şeyhlik makamına kadar yükseldi. Millî şiirlerin yanı sıra tasavvufi şiirler yazdı. Şair, 1940 yılında, Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı 5 Ocak günü yapılan tören için Bayrak adlı şiiri ile tanındı ve Bayrak Şairi olarak anılır oldu.[4] Şiir, önce Görüşler dergisinde yayımlanmış; daha sonra da Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor adlı şiir kitabının 1946'da çıkan ilk baskısında yer almıştır.[6]
1941 yılında ilk evliliğini sonlandıran şair, kimya öğretmeni Servet Akdoğan ile ikinci evliliğini yapmış ve bu evlilikten de bir kız, bir erkek çocuk sahibi olmuştur.[6]
Malatya Lisesi'ne müdür olarak atanıp Adana'dan ayrılan şair, Malatya Lisesi Müdürü iken Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ile yaşadığı sert tartışma nedeniyle huzursuzluk yaşadı.[6] Üç yıl kadar Malatya'da çalıştıktan sonra yeniden edebiyat öğretmeni olarak Adana Erkek Lisesi'ne döndü. 1948'de Edirne Lisesi'ne sürgün edildi.[6]
1950 Türkiye genel seçimlerinde Demokrat Parti'nin listesinden Seyhan (Adana) adayı oldu. Seçimleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Dönemin sonunda aktif politikayı bırakma kararı aldırarak öğretmenliğe döndü. Kısa bir süre Eskişehir Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Çok uzun bir zaman kalmamış olmasına rağmen şiirinde Eskişehir'in çok yer alması ve bu şehirde çok benimsenmiş olması onun 5. dönem Eskişehir milletvekilliği yaptığı, Bayrak şiirinin Eskişehir'de yazıldığı gibi yanlış bilgilerin günümüzde birçok kaynakta yer almasına yol açmıştır.[6] Arif Nihat Asya, 1955 yılından itibaren Ankara Gazi Lisesi'nde ve Ankara Polis Koleji'nde edebiyat öğretmenliği[8] yaptı. Kıbrıs'ta görevlendirilip iki yıl da Lefkoşa Erkek Lisesi'nde görev yaptıktan sonra 1962'de Ankara'ya döndü ve Gazi Lisesi'nden emekliye ayrıldı.
Emekliye ayrıldıktan sonra Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. Aralık 1974'ün sonlarında hastalanarak hastaneye kaldırıldı. 5 Ocak 1975'te öldü. Kabri, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.
Edebi yaşamı
Milliyetçi şiirleriyle tanınan Arif Nihat Asya, yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirler yazmıştır. Şiirlerinde halk ve divan edebiyatı nazım şekilleri yanında modern edebiyatın nazım şekilleri de yer almıştır. En çok kullandığı nazım şekli ise Rubaidir; rubailerden oluşan beş ayrı kitap yazmıştır. İşlemiş olduğu başlıca temalar kahramanlık ve tarih duygusu, din, aşk, tabiat ve memleket güzellikleridir.[3] Şiirleri arasında, Ebced hesabı'yla tarih düşürdüğü manzumeler de önemli bir yer tutar.
Şiirlerinde günlük Türkçeyi bir sanat dili haline getirerek kullanan Arif Nihat'ın rahat, özentisiz ve sade bir üslubu vardır.[3] Şiiri üzerinde Yahya Kemal'in açık tesiri görülmektedir.[3] Sosyal ve siyasal konuları, yurt gözlemlerini, arkadaşlarını, yakın çevresini, tarihi konuları, dini meseleleri, aşkı, tabiatı konu alan nesir türünde eserleri bulunur.
Eserleri
Kitapları
Kanatlarını Arayanlar
Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor
Kubbeler
Ses ve Toprak
Top Sesleri
Dualar ve Aminler
Kökler ve Dallar
Aramak ve Söyleyememek
Fatihler Ölmez ve Takvimler
Ayın Aynasında
Rübaiyyat-ı Arif 1
Rübaiyyat-ı Arif 2
Şiirleri
Heykeltıraş (1924)
Yastığımın Rüyası (1930)
Ayetler (1936)
Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor (1946)
Kubbe-i Hadrâ (Mevlana üzerine, 1956)
Kökler ve Dallar (1964)
Emzikler (1964)
Dualar ve Aminler (1967)
Aynalarda Kalan (1969)
Bütün Eserleri (1975-1977)
Rubaiyyat-ı Ârif (rubailer, 1956)
Kıbrıs Rubaileri (rubailer, 1964, 1967)
Nisan (rubailer, 1964)
Kova Burcu (rubailer, 1967)
Avrupa'dan Rubailer (1969)
Şiirler (Ahmet Kabaklı derledi, 1971)
Bütün Eserleri (1975-1977, Ötüken Yayınları)
Bayrak (1940) [9]
Çocuk ve Ağaç
Bayrak Şiiri
Düz yazıları
Kanatlar ve Gagalar (özdeyişler, 1946)
Enikli Kapı (makaleleri, 1964)
1 note · View note
bernamegeh · 1 year
Text
Nil Kayaalp Kimdir
Voleybolcu Nil Kayaalp, 11 Ekim 2005 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Kimlikteki adı Nil Zehra Kayaalp dir. Öğrenimine İstanbul’da başladı.Sporla ilgilendi. Voleybol amatör takımlarında oynadı. Profesyonel olarak ilk defa Bursa Nilüfer Belediyesi ve İstanbul BBSK Voleybol takımında forma giyerek adım attı. 2022 senesi kariyerinin zirvesi oldu ve Fenerbahçe Voleybol takımına transfer…
View On WordPress
0 notes
teknoaslan · 1 year
Text
Zehra Güneş Kimdir? Boyu, Kilosu, Yaşı, Sevgilisi, Nereli, Burcu
Zehra Güneş Kimdir? Boyu, Kilosu, Yaşı, Sevgilisi, Nereli, Burcu #zehragunes #zehragunes18 #zehragunesfanclub #zehraguneslove #zehragunesedit #zehragunesfannn #zehragunes🙈 #voleybok #kadınligi #kadınlarligi #voleybol #voleyboloyna #kadinlarligi #magazin
Zehra Güneş, Türk bir voleybolcudur ve orta oyuncu pozisyonunda görev almaktadır. 7 Temmuz 1999 tarihinde İstanbul’un Kartal ilçesinde doğmuştur. Şu anda VakıfBank SK ve Türkiye kadın millî voleybol takımında oynamaktadır. Adı Soyadı: Zehra GÜNEŞ Zehra GÜNEŞ kaç yaşında, nereli, nerede yaşıyor? Memleket: İstanbul – 7 Temmuz 1999 tarihinde İstanbul’un Kartal ilçesinde dünyaya geldi. Zehra Güneş…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
antalyamemurlarcom · 2 years
Text
Avukat Zehra Leyla Yıldırım İletişim Bilgileri
Tumblr media
Av. Zehra Leyla Yıldırım İstanbul Barosu Avukatlar, İstanbul Medeni Hukuk,Antalya İş Hukuku, Tüketici Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Miras Hukuku, İstanbul Ağır Ceza Avukatı, Boşanma Avukatı, Aile Avukatı, Milletler Arası Hukuk, Yabancılar Hukuku, Aile Hukuku, Tazminat Hukuku, İcra Mahkemesi Davaları Hizmeti Vermekteyiz. (Bu kısımda açıklama yer alacaktır.) Özgeçmiş Adres (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, 34430, Beyoğlu/İstanbul Telefon +90 (212) 393 07 00 E-Mail [email protected] Whatsapp Avukatın whatsapp özelliği aktif ise sol alta çıkan butona tıklayın. Örnek Hukuk Bürosu Bu kısımda hukuk bürosu adı yer alacaktır. Arabuluculuk Hizmeti Bu kısımda avukat arabuluculuk hizmeti bilgileri yer alır. Üniversite Mezun olduğunu üniversite yer alacaktır.) Online Görüşme Bu kısımda avukat premium paketine sahip üyeler online görüşme seçeneği yer alır. Avukatın Bürosuna Nasıl Giderim? (Bu kısımda avukatlık bürosu bilgileri yer alacaktır.) adresine gidebilmek için, aşağıdaki yer alan “Yol Tarifi Al” butonuna tıklayarak, açılan sayfadan yol tarifi alıp koordinat bilgisine göre ilgili adrese ulaşabilirsiniz. Avukat Zehra Leyla Yıldırım İstanbul Barosu‘na kayıtlıdır. Avukatın adresi (İstanbul Barosu) İstiklal Caddesi, Orhan Adli Apaydın Sokak, No:2, Beyoğlu-İstanbul’dadır. Premium Avukat Telefon, Adres, Çalışma Saatleri ve İletişim Bilgileri - Yukarıda yer alan bilgiler size aitse ve web sitemizde yayınlanmasını istemiyorsanız, [email protected] adresinden bizimle iletişime geçerek bilgilerinizin kaldırılması talebinde bulanabilirsiniz. - Talebiniz 3 iş günü içinde gerçekleştirilecektir. - Avukata soru sormak için aşağıda bulunan YORUM YAZ kısmından sorunuzu iletebilirsiniz. - Avukat bilgilerini düzenleme ve yeni kayıt ekleme için tıklayınız. AVUKAT SOSYAL MEDYA HESAPLARI Instagram Facebook Twitter Youtube Read the full article
0 notes
Note
Adın iclal mi? Benim dee 😁 Hiç adaşima denk gelmemisti
Hayır, Zehra :)) bir talebemin adı İclal
0 notes
netbilge · 2 years
Text
Elçin Zehra İrem kimdir? Nereli? Elçin Zehra İrem kaç yaşında? Elçin Zehra İrem boyu kaç, Elçin Zehra İrem hangi dizilerde oynadı, instagram
Elçin Zehra İrem kimdir? Nereli? Elçin Zehra İrem kaç yaşında? Elçin Zehra İrem boyu kaç, Elçin Zehra İrem hangi dizilerde oynadı, instagram
Elçin Zehra İrem kimdir? Nereli? Elçin Zehra İrem kaç yaşında? Elçin Zehra İrem boyu kaç, Elçin Zehra İrem hangi dizilerde oynadı, Elçin Zehra İrem instagram adresi ne? Kanal D’nin günlük dizisi Hicran’da canlandırdığı Hicran karakteri ile geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü oyuncu Elçin Zehra İrem instagramda @eelcinz kullanıcı adı ile bulunur. 22. 5 bin takipçisi vardır. Elçin Zehra…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
turkudostu61 · 2 years
Text
Cemal Enginyurt
Rüşvet ağı ve borsa spekülasyonu iddialarında adı geçen AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'na çifte koruma polisi verilmiş. Biz diyoruz ki: 4.5 milyon dolar lık yatı nasıl aldın? Eski kocan Ünsal Ban'a 70 milyon borcu nereden verdin? Siz korumaya alıyorsunuz. YAZIK.
0 notes
fourchettah · 2 years
Text
Çalıkuşu
Tumblr media
Mutlaka Okumanız Gereken Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin'in ilk defa 1922'de tefrika edilmeye başlanıp 1923'te kitap olarak yayımlanan, 1937'de büyük değişikliklerle tefrika edilen romanıdır. Eserin sinema, televizyon dizisi, tiyatro ve bale uyarlamaları vardır.
Gerçek Hikayesi
Romanın gerçek bir hayat hikâyesine dayandığı ve romanda adı geçen öğretmen Feride'nin, Zeyniler köyünde öğretmenlik yapan Feride Polat olduğu söylenmektedir. Kuşadası'nda bir ev restore edilerek kültür merkezi haline gelmiştir. Zeyniler Köyü'nde de romanın anısını yaşatmak için "Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu Evi" adıyla bir tesis açılmıştır.
Yazılışı ve yayınlanışı
Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu'nu ilk olarak "İstanbul Kızı" adıyla dört perdelik bir piyes şeklinde kaleme almış ve Darülbedayi'ye sunmuştur.
Yazının devamı için tıklayınız
Ancak yazar, gerek Dârülbedayi piyesin içeriğindeki köy sahnelerini hoş karşılamadığı. Gerekse kendisi eseri Türkçeyi iyi konuşamayan o zamanki kadın oyunculara oynatmak istemediği için eseri geri çekti ve "Çalıkuşu" adıyla romana çevirdi. Babasının mesleği ve öğretmenliği dolayısıyla Anadolu'yu gezip görmüş olan. Reşat Nuri Güntekin, Anadolu'nun yoksulluğunu ve eksiklerini gerçekçi bir bakış açısıyla eserine yansıttı.
Çalıkuşu, 1 Ağustos 1921 - 1 Aralık 1921 tarihleri arasında Vakit gazetesinde tefrika edildi ve büyük bir ilgi gördü. İyi bir aileye mensup neşeli bir genç kızın Anadolu'ya giderek öğretmenlik yapması kurtuluş mücadelesi veren Türk toplumu için bir umut. Türk edebiyatı için de Anadolu'ya geçişin sembolü idi. Feride'nin macerasını gerçekmişçesine benimseyen halk arasında onun bir roman kahramanı değil. Yaşayan biri, yazarın kız kardeşi olduğuna dair söylentiler çıkmıştı. Reşat Nuri, Çalıkuşu'ndaki esas konunun tamamen fantezi olduğunu ifade etmiştir.
1922, 1923, 1924, 1928 yıllarındaki ilk dört baskıdan sonra Reşat Nuri, 1937'de eseri önemli ölçüde değiştirerek okuyucuya yeniden sundu. Yazar, bu değişikliğin "tamamıyla şekle ait" olduğunu ifade etmişse de içeriğe ait önemli değişiklikler yapıldığı tespit edilmiştir. Özellikle Feride'nin çocukluğu, okul yılları. Kâmran’a olan aşkı ve nişanlanmasının anlatıldığı birinci bölümde değişiklik yapıldı. Bu bölüm bir anlatıcı tarafından anlatılmak yerine Feride'nin günlüğüne yazdığı şeylerden oluşan bir bölüm haline getirildi.
Kahramanlar
Feride: Romanın ana kahramanıdır. Anne ve babasını erken yaşta kaybetmiş, Fransız mektebinde okumuş, Anadolu'da öğretmenlik yapan İstanbul terbiyesi almış güzel genç bir kızdır. O kadar güzeldir ki Anadolu'da gittiği yerlerde ya "Gülbeşeker" diye çağrılacak ya da hiç makyaj yapmadığı halde "aşırı boyanmakla" suçlanacaktır. İçli, iradeli ve kültürlüdür. Feride birçok kişinin cesaret edemeyeceği işlerde yapardı. Meselâ her teneffüs okullarındaki ağaca tırmanır ve daldan dala atlardı. İşte bunu gören muallim ona “Bu kız insan değil çalıkuşu” diye bağırmış ve o günden sonra Feride’nin adı Çalıkuşu olarak kalmıştır.
Kâmran: Feride'nin kuzeni ayrıca nişanlısıdır. Çok kibar ve yakışıklı bir İstanbul beyefendisidir. Feride'yi aldatarak Anadolu'ya kaçmasına sebep olur.
Besime: Feride'nin teyzesi, Kâmran'ın annesidir.
Ayşe: Feride'nin Tekirdağ'da yaşayan teyzesi, Müjgan'ın annesidir.
Müjgan: Feride'nin en değer verdiği kuzenidir.
Munise: Tüm kızların adının Zehra veya Ayşe olduğu bu köyde, adı farklı olan tek kız çocuğudur. Feride onu evlat edinir ve Munise, Feride'ye annelik için çok genç olduğunu düşünür ve bu yüzden ona abla anlamına gelen "Aba" der. Kitabın sonrasında bir hastalığa yakalanır ve doktorlar ona çare bulamadığı için ölür.
Hayrullah: Feride'nin Anadolu'da tanıştığı iri yarı, temiz kalpli doktordur. Feride'ye sahip çıkmak için onunla kâğıt üzerinde evlenir.
Seyfettin: Feride'nin eniştesi, Kâmran'ın babası.
0 notes
maghaberleri · 6 years
Text
Adı Zehra final mi yapıyor?
Fox TV’nin sevilen dizileri arasında yer alan Adı Zehra dizisi, sevenlerini şaşırttı. Adı Zehra dizisi cumartesi akşamı yayınlanan İnsanlık Suçu dizisine fark atarak başarısını ispatladı ama bu başarı FOX TV için yeterli olmadı. Kanal dizinin 26 Mayıs cumartesi günü yayınlanacak bölümle final yapmasına karar verdi. İşte detaylar… Adı Zehra sadece durumu idare ediyor! Dizi Final […]
Adı Zehra final mi yapıyor? yazısı ilk önce Magazin Haberleri üzerinde ortaya çıktı.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/adi-zehra-final-mi-yapiyor/ http://ifttt.com/images/no_image_card.png
1 note · View note
etaali · 2 years
Text
Tumblr media
"İran'da Rejim Değişikliği" Batılı Devletlerin 40 yıllık gündemi...
Bunun ne çarşafla ilgisi var ne de iddia edildiği uzere Diktatoryal yapıyla.
Batı, kendi güdümünde bir yönetim istiyor, mesele bu. Mutevası, uygulanış biçimiyle pek ilgilenmez.
Çevremizdeki yönetim biçimleri ve bunların batıyla ilişkisi ortada. Irak ve Suriye deneyimleri belli. IŞİD gibi bir yapıya vücut veren Batı'nın "İnsan Hakları" iddiası samimi olabilir mi?
Ülkemiz ıdeolojik mahalleleri, maalesef bu konuda henüz toplumu emperyalist kuşatmadan koruyacak bir yetkinlikte değil. Ve hatta son olaylar gösterdi ki, Cübbeli Mahalleyle Muhalefete akredite mahalle, aynı oyun havasında buluşabilen iki orta oyuncu...
Bu çok acınası bir durum. Bir rezil hâl... Ülkemiz aydınlanma ve bilinç seviyesi açısından hepimizi düşündürmesi gereken bir süreç yaşadık kaç gündür. Saçlarını kazıyan Selahaddin Demirtaş ile İşgalci İsrailli Aktivistler aynı fotoğrafta buluştular. Onlara Tekfirci kesimler hoparlör oldu. Faşist mahalleler aynı semtin insanı olduklarını ilan etti. Normalde bir Türk Faşisti Araptan nefret eder ama burada ortaklaştılar. Suud'un fonladığı Tv'ler, seküler oturumlar düzenledi, bakar mısın? Testereyle adam doğrayanlar doğranmış eti siyanürle yok pişirip çuvala koyanlar yaptı bunu. Bizim tatlı su solcularımız onlarla el ele verdi. Eliniz kurusun...
Hani bir deyim var ya "At izi it izine karştı" diye. Tam öyle oldu. Hatta fazlası...
Ve bunların hepisi bir yere, İslâm İnkılâbına vurdu. 2009 "Yeşil Fitne" denilen dönemde de aynısını yaptılar ve hatta o zaman sembol olarak kullandıkları da sakallı-çarşaflı figürler idi... Mir Huseyn Musevi ve eşi Zehra Nehravad üzerinden gidiyorlardı. Kollarında ise yeşil bez bağlı. O dönem renkli devrim modaydı çünkü. Ki, başörtüsünü hiç konu dahi etmiyorlardı. Oysa o günlerde de aynı bugünkü mahfillerdi etki potansiyeline sahip olanlar. Mesele başörtüsü değildi yani. Şimdi de değil. Hesap başka.
Başörtüsü değil ama, bunca yaşanmışlığın etrafımızda döndüğü, 5 milyon Suriyeli'nin sabah akşam kovulduğu, 15 Temmuz'u yaşamış bir ülkede hâlâ batının düdüğüyle oyun havasına dahil olan solundan sağına, İslamcısından LGTB'sine kadar toplumu emperyalizmin çıkarına yazmaya hevesli taifeden nasıl korunacak bu ülke?
FETÖ'nün algı operasyonları farklı biçim ve muhtevada hâlâ tedavülde. Komşumuz İran'a karşı neredeyse onu aratmayacak kötülük ehli yine korosunu kurmuş durumda.
Çok acı bir durum bu. Aynı Fetullah Gülen gibi Amerika'dan ülkesine kötülük yayanı, bizim insanımıza aktivist olarak tanıtıyorlar. Sürecini bilmesek, yutturacaklar kadını. Bunu yapan, sabah-akşam bize emperyalizm, bağımsızlık falan anlatan...
Hadi İran'da başörtüsü, ya Libya'da neydi mesele? "ABD'nin oyunuydu" diyen sol-mualif kesim şimdi aynı ABD'nin yelkenini şişirdiği gemiyle İran'ı, Libya'ya çevirmek icin yolcu topluyor...
40 kişi öldü olaylarda, o hâlâ kan peşinde. Biri saçını kesiyor, diğeri Suriye'den İran'a tayin olmuş etki ajanslarının elemanlarıyla tv stüdyolarından "Devrim" yapıyor. Ki, bazısı da bizdeki Hendek planını İran'a uygulamaya çalışan Kürt-Türk-Arap Faşizminine çanak... Ellerinden gelse IŞİD'i dahi çağıracak denli gözleri dönmüş.
Yaşanan hadiselere "İran'da Devrim!" adı koyulan tuzak, milyon milyon halk basiretinde bozulunca, moral bozukluğunu organize ol(a)madıklarına bağladılar.
Utancınız büyüsün sizin, daha ne organize, topunuz geldiniz yetmedi mi?
"İftira ettiler bana, onun için cezaevindeyim" diyen adama iftira mektubu dahi yazdırdınız, kel bıraktınız adamı, daha ne olsun?
Normalde sabah akşam birbirinize sövdüğünüz kesimler, o nasıl paslaşmalardı öyle?
Bir yalan hamurunu hep beraber açmıyor muydunuz?
Biriniz yorulunca diğeri geçmiyor muydu klavyenin başına, gece boş geçmesin; Sanal devrim sahipsiz kalmasın diye...
Olmadı... Devrimci halk sahip çıktı ülkesine, yenildiniz.
Yenilenmeniz gerekiyor, arınmanız, emperyalizmin kapsama alanından çıkmanız için kendinizi imâr etmeniz gerekiyor.
O halka, halklarımızın tamamına özür borcunuz var sizin. Siz günahı temsil ettiniz, "saçının teli göründüğü için kadın öldürdüler" diye bir yalan 40 insani ayırdı bu dünyadan. Babaların gözyaşını, annelerin feryadını duymadınız siz. Çünkü vicdan özürlüsünüz.
Vataseverlerden helallik almanız gerekiyor, Vatanlarına sahip çıkmak için ölenlerden af dinlemeniz gerekiyor normalde. Ancak ne sizde o ahlak ne de muhatapta sizi görecek göz kaldı.
Ki bizim insanımız Emperyalizmden çok onun maşasından nefret ediyor.
Halklarımıza ettiğiniz kötülüğü görmeniz için Irak ve Suriye'ye ve hatta Libya'ya bakmasına bakıyorsunuz siz, ama görmüyorsunuz. Görm(e)diğiniz için de o yıkımlara İran'ı dahil etmek için gönüllü yazılıyorsunuz Beyaz Baretli oluşa... Beyaz Baret'in onca yalanı sizlerin televizyonlarında yayımlanmadı mı, ülkemin solcuları?! Sahi siz bu kadar balık hafızalı mıydınız? Dedir bu Gurup Yorum Marşıyla Emperyalizme asker yazılmak?!
Hamdolsun, her şeye rağmen Anadolu ruhu var ülkemin yine... Kendinden menkul bir feraseti var. Yunus'un, Mevlana'nın tesiri var. Nasıl ki, İran Milleti binmiyorsa, Türkiye Milleti de binmiyor sizin treninize, lokomotifiniz Amerikan Emperyalizmi, Makinist Siyonizm çünkü. O küçümsediğiniz, kıt aklınızla yönlendireceğinizi umduğunuz halk biliyor bunu.
Ne Fatih'in arka sokakları ne Beyoğlu Meyhaneleri, ne iktidara yalakalık ile kendine alan açmaya çalışan taife ne de muhalefetten istikbal devşirmeye hedefli ülke bünyesine cerahat kesim... Rabbim halklarımızı korusun sizden. Bağımsızlığımızı da...
Ve sen Ey Halkım, Halklarımız!
Sorunların, sıkıntıların var biliyorum.
Biliyorum slogan atanların imza atarken aynı olmadıkları nice tecrübelere sahipsin.
Aman ha aman! Göbek bağını kendin kes yine. Nâmahrem eli değdirme bu coğrafyaya.
Hayini çoktur, hayininin rengi de çoktur ülkelerimizin.
Yılanı, çıyanı...
5 notes · View notes
seyyahe-iavare · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
Saçmalardan Seçmeler
Boş yapmaya geldim. Daha doğrusu mağaramda yapacaktım sonra baktım ki burdan çıkış yapmamışım bari burdan yapayım dedim :) Arkadaşlar bu elimde görmüş olduğunuz :) tamam tamam bu gördüğünüz tişörtler işte erkek reyonundan kendime aldığım hediyeler şşş aramızda kalsın. Ders çalışırken kontes takılamıyorum üzgünüm. Gerçi benden zaten kontes olmaz ya işte :) Tişörtlerin renklerine bakınca durup durup beyleri bu renkleri giymeye nasıl ikna ettiler acaba düşünmekten kendimi alamıyorum. Hadi sarı yine giyilir de pembe ya ben bile alırken üç kez düşündüm hatta alırken somon olarak almıştım. Aslında bakmayın ben rahatlık, ucuzluk falan bunların peşinde görünüyor olsam da en azında iki erkeği bu renkleri giymekten alıkoymayı hedefliyordum :)) Kadın reyonlarını hepten boykot etmekten de korkmuyor değilim aslen. Hatırlayan varsa kışın da iki tane polar almıştım aynı mantıkla ama Allah var onların renkleri çok güzeldi :) Kadın reyonunda şöyle bir tişört 25-40 lira bandında, zulüm bu ya. Erkek reyonunda 15-20 liraya satılıyor. Bir de pamuklu mis gibi. Kadınlarınki polyester mi ne acayip rahatsız bir kumaş. Hele ki benim mevsim koşullarına iki kat fazla uyum gösteren bu özerk bölgemde hepten yakıyor. Bi de hep mi kadın kıyafetleri konuşulacak biraz da beylerin kıyafetlerini ele alalım :) (İroni yapıyorum sakın. Aşk olsun ben öyle bir insan mıyım? İki taraftan da diğerine ne.)
İşte öbür taraftan anne tarafındaki kız kuzenler arasındaki lanet ortadan kalkıyor galiba şşş nenem bize büyü yapıldığını düşünüyor kimseye söylemeyin siz yine de :) Kızların makus talihi tersine dönecek galiba kuzenlerden birini vereceğiz nasipse ve hayırlıysa inşallah. (Evet Zehra, Kübra. Ben sana ayrıntıları veririm sonra kızlarla konuşma daha ultra gizli tutuluyor, ben burdan Kübra’ya bahsetmemiştim sahi değil mi :) Dayım, damat adayını soruşturacakmış nereye soracağını bilememiş. Babam da görev yaptığı yere sorsun diyordu. Mantıklı ama yine de milletin dediğiyle hareket edilmiyor. Siz ölçün, tartın dedim. Dönüp babama biliyorsun “Sana da zamanında sorduğun kişi, ‘Abi, kızım olsa ben verirdim. Gözün kapalı verebilirsin, daha iyisini bulamazsın’ demişti. Ders aldığı bir hoca. Sonra gördük ne olduğunu...” dedim. Annem, şaşırarak kim diye sordum. Adı lazım değil deyince anladı. Annemin hafızadan çıkarmış olması sevindirici bir hareket doğrusu :) Babamla bu konuyu bu kadar rahat konuşabilmek de... Ben ne çektim buraya gelene kadar beee. Ama geldim ya hamd olsun gerisi mühim değil. Sonunda bu konu travmatik bir vaka olmaktan çıktı ya onlar için ben zaten halletim. Ara sıra zihnim acı hatıraları geviş getirmese.. Onun da çaresi başka nasip.  Dün Muhammed’le asırlar sonra oturup film izledik. İyi geldi birlikte bir şeyler yapmak. Bitirmem gereken testler vardı ama o an bir daha gelmeyecekti. Bugün 2 saat uykumdan feda eder kapatırım arayı ama ona dair kaçırdıklarım geri gelmeyecek biliyorum. Hem derdini bana rahat açmasına zemin hazırlamam lazım. Ortada büyük bir sıkıntı var söylediğinden beri gönlüme dert olan elimi kolumu bağlatan bir şey. Dua ediyorum hayırla sonuçlansın tüm bu meseleler. Çok mutlu olsunlar hayırla diye. Rabbim lutfetsin. 
Öbür yandan Zeynep, beni rüyasında görmüştü bugün onu hatırlattı. Ben inanıyorum olacak dedi. Bir motivasyon konuşması yaptı. Yaşlanmışım arkadaşlar eskiden şak diye anlar uzun süre aklımda tutardım bir şeyleri, ama artık zorlanıyorum. Zeynep’in rüyası bana kendi rüyamı ve uyandığımda kalbimde kalan o hissi hatırlattı. Evet pes etmemeliyim dedirtti. Zeynep atandı geçen sene. Geçenlerde konuşurken de bi anda gözleri dolu bir şekilde keşke kendi öğretmenliğimi sana devredebilsem, çocukların bana değil sana ihtiyacı var demişti. Bu nasıl bir cümle benim için nasıl bir sorumluluk ve ne kadar kıymetli bir cümle ne kadar anlatabildim bilmiyorum. Onun da çok iyi bir öğretmen olmaya çalıştığından hi�� şüphem yok hem de...
Olacak biiznillah.. Bu defa olmazsa bir sonrakinde muhakkak olacak Rahman murad ederse. Dua edelim de bir defayla olsun hayırla, zira bir takım mızırdanmalar söz konusu işsizliğimden sebep. Amcama şikayet edildim hatta :) Geçeeeer. Ben ne yaptığımı, ne niyetle yaptığımı biliyorum ya gerisine kulak tıkamak gerek;) Hatta görmezden gelme yöntemini izlerseniz bir süre sonra söz konusu davranışta sönme gözlenecektir. Ders çalıştığımı da güzelce belli edeyim şöyleeee :))  Yeterince boş yaptım mı acaba? Bence yaptım. Saçmalardan seçmeler seansımız burada sona ermiştir. Çok güzel mesajlarım var biraz deşinizi meşgul edeceğiz. En azından benim mağaranın deşi benle doluyor :) Özletiriz inşallah kendimizi. Gözden ırak olan duadan ırak olmasın aman ha mübarekler :)
11 Ağustos 2020, İstanbul
11 notes · View notes