#ANTLAŞMA
Explore tagged Tumblr posts
hukukvebilisimdergisi · 1 month ago
Link
0 notes
alzheimerkalp · 8 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
ikimiz de susuyorduk. sanki aramızda gizli bir antlaşma vardı. oysa o bir tek harf fısıldasa ben çığlık çığlığa ağlayacaktım.
136 notes · View notes
dizimdedinlen · 1 year ago
Text
Dinle, Müzeyyen. Ben kimisine öyle bir değer biçtim ki, o kişi canıma okusa bile onun canı hep sağ olsun istedim. Aynı değeri hiç görmedim. Üzüldüm mü? Evet. Yine de hiç kızmadım. Çünkü o değeri, ona ben biçtim; kafama dayanmış bir silah yoktu. Karşılıklı olacağına dair bir antlaşma da imzalamadık. Sözün özü, kimse kimseyi sevmek zorunda değildir; sen de zorunda hissetme, Müzeyyen. Bana verebileceğin sahte bir sevgi ise, at tokatını ve sahici olup kapat kapılarını.
35 notes · View notes
olumlerandevu · 1 year ago
Text
Dinle, Müzeyyen. Ben kimisine öyle bir değer biçtim ki, o kişi canıma okusa bile onun canı hep sağ olsun istedim, aynı değeri hiç görmedim. Üzüldüm mü? Evet. Yine de hiç kızmadım. Çünkü o değeri, ona ben biçtim; kafama dayanmış bir silah yoktu, karşılıklı olacağına dair bir antlaşma da imzalamadık. Sözün özü; kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, sen de zorunda hissetme, Müzeyyen. Bana verebileceğin sahte bir sevgi ise, at tokatını ve sahici olup kapat kapılarını.
27 notes · View notes
doriangray1789 · 7 months ago
Text
SEVAP ENFLASYONU
Kurban Kapıkule’nden çıktı mı 4 bin TL civarında, Türkiye de 11 bin TL.. yani sevaba yurtdışında gir 2,5 kat daha ucuz…
Peki neden?
Hayvan yok hayvan, kurbanlık hayvan sayısı azaldı
Ayrıca
Yem pahalı bir hayvanın maliyeti yükseldi yani
ibadetin bile enflasyonu oluştu..
İlginç bir Durum diyanetin bütçesi arttıkça sevaba girmenin maliyeti artıyor
“- memleket yönetmek başka bir şeydir herşeyin harcı değildir, Koyun güdemeyen devlet yönetemez” diyordu..
2009 yılına kadar ülkede et fazlası vardı.. kırmızı et ihraç ediyorduk derken cart hayvan ve et ithalatına vergisiz izin verildi sonuç
Hayvan sayısında Afrika ülkelerinin bile gerisindeyiz
balıkçılıkta da durum farklı DEĞİL Afrika’yla balıkçılık üzerine antlaşma yapıldı
9 notes · View notes
yasamsallik · 1 year ago
Text
"Alıntı" Haydar Köse...
Diyanet İşleri Başkanlığı, 130 bin imamı (eşleriyle birlikte) günlüğü 920 liradan, antlaşma yaptıkları 5 yıldızlı otellerde bir haftalık tatile gönderiyor..!
Ülke ekonomik buhran içinde, yoksulluk ve işsizlik diz boyu..
Pandemi de küçük esnafa yapılmayan yardımın parasıyla, imamlara süper lüx tatil yaptırılıyor..
Anlaşma yapılan otellerin sahibi de kimmiş yahu diye sorarsanız.?
TBMM eski başkanı, Atatürk'e kin ve nefret kusan İsmail Kahraman.!!
Şimdi, maaşlarımızdan kesilen vergiler, alışverişlerde ödediğimiz KDV'ler, ÖTV'lerin bu ''the imams holiday'' için harcanacak. Gidecek parayı bir hesaplayalım..
920 X 7 = 6.440 TL (bir imam için)
920 X 7 = 6.440 TL (bir imam eşi için)
130.000 imam X 12.880 TL = 1.674.440.000 TL...
Bir milyar, altıyüz yetmişdört milyon, dörtyüz bin LİRA..
Söylenecekler bu kadar.. Şimdi dağılabilirsiniz..!!
31 notes · View notes
muhteva · 6 months ago
Text
Tumblr media
#ayetler üzerinden kısa bir tefekkür
İşte size "Kur'an'ın özeti" sayılabilecek bir âyet!
📍İnsanın parmak izi nasıl ki onun kimliğini taşıyorsa Kur'an'ın da kimliğini taşıyan sûreler ve âyetler vardır. Bana "Kur'an'dan öyle bir âyet göster ki o âyet Kur'an'ın özeti olsun" deseler, tereddütsüz şu âyeti gösteririm:
"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, istemek zorunda kalanlara ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!" (el-Bakara 2/177)
Bu âyet üzerine bir kitap yazılabilir. Bu âyette neler yok ki?
Biz sözü çok uzatmadan olabildiğince özet bir tarzda âyetin verdiği mesajlara kısaca değinelim:
1. Allah nazarında iyi insan olmak o kadar basit değildir. Zaman zaman Allah nazarında "iyi insan" olmayı basit bazı şeylere bağlayabiliyoruz. Bir çoğu şekilden, kalıptan öteye geçmeyen bazı şeyleri yaptığımızda kendimizi bir şeyler yapmış ve üstün insan olmuş gibi düşünebiliyoruz. İbadet yaparken elimizin, kolumuzun şeklinin şu ya da bu olması, kıble yönü olarak şuraya ya da buraya dönmemiz, orucu hurma ile mi yoksa su ile mi açtığımız, dua yaparken ellerimizi ayrı mı yoksa birleştirerek mi tuttuğumuz gibi konular bizim Allah katında iyiliğimizin ölçüsü değildir. (Bu konular önemsizdir demiyorum. İyi insan olmayı yalnızca bu tip şekilsel davranışlara indirgemenin yanlış olduğunu söylüyorum.)
2. Allah katında iyilik (el-Birr) sonuç itibarıyla özü-sözü doğru olmak (sıdk) ve takva ile doğru orantılıdır. İyi olanlar (ebrar) aynı zamanda sadık ve muttaki olanlardır. Bu üç kavram birbirinden ayrı düşünülemez.
3. Bir insanın iyi, sâdık (özü-sözü doğru) ve muttaki (takva sahibi) olabilmesi onun üç alanda eksikliklerini tamamlamış olmasına bağlıdır: İman, ibadetler ve güzel ahlak. Bunların yalnızca birisi iyi insan olmak için yeterli değildir.
4. İyi insan olmak için her şeyden önce sağlam bir imana sahip olmak gerekir. İyi insanı bir binaya benzetirsek iman o binanın temelidir. Temeli sağlam olmayan binanın üst katları ne kadar sağlam olursa olsun o bina yıkılmaya mahkûmdur.
5. İyi insan, başta namaz ve zekât gibi ibadetlerini yerine getiren kimsedir. İbadetlerini aksatan bir kimse Allah katında iyilik mertebesine nail olamaz.
6. İyi insan, sadece farz olan zekâtını vermekle yetinmez. Nefsindeki mal ve mülke olan tutku ve sevgiye rağmen, güç ve imkânları ölçüsünde en yakınlarından başlayarak insanlara maddî olarak yardımda bulunmaya gayret eder. Öyleyse iyilik sadece edebiyatı yapılacak bir şey olmayıp aynı zamanda başkalarının maddî refahı için de gayret göstermeyi gerektirir.
7. İyi insan olmak aynı zamanda güvenilir olmayı, sözünde durmayı, anlaşmalarına riayet etmeyi gerektirir. Sözünde durmayan insan iyi insan olamaz.
8. İyi insan sabırlı insandır. Hayat bir imtihandır ve imtihanda kimi zaman varlıkla kimi zaman zorluklarla sınanırız. Hastalık, maddi sıkıntı, savaş gibi sıkıntı zamanlarında da Allah'a itaat eden, metanetini ve sabrını koruyan insan iyi insandır.
🤲🤲Rabbimiz bizleri bu âyette vasıflarını saydığı iyi, sâdık ve takva sahibi müminlerden eylesin.
Soner Duman
11 notes · View notes
pateralba · 9 days ago
Text
Düzenlemenin, antlaşma ve ilkelerinin altını oyduğunu, haklarını tehdit ettiğini ve yerli Maori halkı karşıtı söylemleri teşvik ettiğini düşünen milletvekilleri, Yeni Zelanda Parlamentosu'nda karşı çıktığı yasa tasarısını yırtıp atan Hana-Rawhiti Maipi-Clarke önderliğinde haka dansı yapıyor.
1 note · View note
derdiderun · 2 years ago
Text
Tumblr media
Sıkıntı İçinde Saklanan Rahmet
Yüce Mevla, bazı kurallarını sevgi ile kendine çağırırken, bazılarını acı, sancı, fakirlik, sıkıntı ve zorluk kemendiyle kendisine çeker. Onları zikre, fikre, tövbeye, uyanmaya duaya davet eder.
Yüce Allah mahzun gönülleri sever. Hastalık, fakirlik ve musibetler insanı mahzun eder, kibrini kırar, insana acizliğini hatırlatır. İbret alanın kalbini inceltir, fikrini düzeltir, Allah’a yöneltir.
İman ve ibret gözüyle bakılırsa, başa gelen sıkıntı ve musibetler içinde saklanmış ilahi lütuflar görülür. Bu lütuf bazen işin sonunda, bazen daha sonra, bazen ahirette anlaşılır.
Hz. İbrahim a.s ateşe atılmasaydı, ondaki halil (dostluk) sıfatı ortaya çıkmaz, kalbindeki ilahi aşkı, vefası ve safası bilinmezdi.
Hz. Yusuf a.s. kuyuya atılmasaydı ve köle diye satılmasaydı Mısır’a sultan olup tahta çıkamazdı. Zindana hapsedilmeseydi temizliği ve mertliği anlaşılmazdı. Mısır’da ve civarında kıtlık olmasaydı, halk Hz. Yusuf’un dirayetini ve Allah katındaki kıymetini bilemez, putların acizliğini göremez, tevhid inancına ulaşamaz, belki de Hz. Yakup a.s., Hz Yusuf’la a.s. buluşamazdı.
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Hudeybiye’de müşrikler tarafından engellenip Mekke’ye giremeden geri dönmüştü. Müslümanları zora sokan bir antlaşma yapılmıştı. Bazı sahabiler ve özellikle Hz. Ömer (radıyallahu anh) “Dinimiz adına ne büyük bir zillet!” diye üzüntüden kahrolmuştu. Hz. Ömer r.a. o anda bu sıkıntının gerisinde saklı zaferleri göremediğinden, din gayretiyle feryat ediyor, antlaşmanın yırtılıp atılmasını istiyordu. Hz. Peygamber s.a.v. ise;
-Ben Allah’ın takdirine ve hükmüne tabiyim, deyip teslimiyet gösteriyordu.
Çok geçmedi, yüce Allah Fetih Suresini indirerek; “Biz sana apaçık bir fetih verdik. Yakında emin bir şekilde Mescid-i Haram’a gireceksiniz.” müjdesini verdi. Zahirde kayıp, yıkım ve zillet gibi görülen durum, büyük bir fetihle sonuçlandı.
İnsanların, “kaybettim, bittim, iflas ettim” deyip ümitsizliğe düştüğü noktada, dirayet ve feraset sahipleri hiç endi��e etmeden, edebini bozmadan sabırla bir çıkış yolu arar, sıkıntının içinde veya arkasında saklı hayra ulaşıp “İşte aradığım buydu!” diye sevinirler.
Bizim için hayrın nerede olduğunu ancak Yüce Rabbimiz bilir. O şöyle buyumuştur; “Siz bazen bir şeyden hoşlanmazsınız, halbuki o şey sizin için daha hayırlı olabilir. Yine siz bir şeyi seversiniz, fakat o sizin için şerli, zararlı olabilir.” (Bakara, 216)
|Semerkand Dergisi - Dilaver Selvi
26 notes · View notes
cemyafilmarsiv · 9 months ago
Text
Yedi Numara: Antlaşma
3 notes · View notes
haytaogluyunus · 11 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 06 OCAK (1693)
OSMANLI TÜRK DEVLETİNİN
HAKANI/HÜKÜMDARI
IV. MEHMET (AVCI MEHMET) ‘İN
 ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmed /Avcı Mehmed (2 Ocak 1642, İstanbul - 6 Ocak 1693, Edirne), 19. Osmanlı padişahı ve 98. İslam halifesidir. Sultan İbrahim'in Hatice Turhan Sultan'dan olan oğludur. Babasının tahttan indirilmesinin ardından 1648'de 6 yaşında tahta çıkan en genç padişah oldu. Ava düşkünlüğünden dolayı "avcı" lakabıyla anılmıştır. 39 yıllık saltanatıyla Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahıdır. Saltanatında Batı'da en geniş sınırlara ulaşılmıştır.
Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi. İnşaatı 60 yılda bitirilemeyen Yeni Cami ve Külliyesi tamamlandı. 1658-1680 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Hünkar Kasrı, Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı inşa edildi.
Yönetimi
1652 yılında malî durumu düzeltmesi için Tarhuncu Ahmet Paşa'yı sadrazam yaptı. Gereksiz giderleri azaltan ve tüm görevlilere vergi koyan sadrazam devletin gelirini artırdı. Ancak rakipleri tarafından padişahın gözünden düşürüldü ve öldürtüldü. Ardından gelen sadrazamlar devlet işlerinin daha da bozulmasına neden oldular. Askerin bir bölümüne ayarı bozuk para verilmesinden ve bir bölümüne ise hiç aylık verilmemesinden ötürü İstanbul'da ayaklanma çıktı. Ayaklananların padişaha verdikleri bir listedeki 30 devlet adamı ve saray ağası öldürtüldü ve cesetleri Sultanahmet Meydanı'nda bir çınar ağacına asıldı. Bu olaya Vaka-i Vakvakiye (Çınar olayı) denir.
1656 yılında Çanakkale boğazı önlerinde Venedik donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması ağır bir yenilgi aldı ve Bozcaada ile Limni Venediklilerin eline geçti, ayrıca Çanakkale Boğazı kontrol altına alındı. Bu durum İstanbul'da büyük paniğe yol açtı. Aynı yıl iç ve dış sorunlara çözüm bulmak üzere Turhan Sultan tarafından sadrazamlığa Köprülü Mehmet Paşa getirildi.
Köprülüler dönemi
Bucaş Antlaşması sonucu Osmanlı sınırları
IV. Mehmed ve Hatice Turhan Sultan'dan tam yetki alan Köprülü, İstanbul ve Anadolu'da güvenliği sağladı. Venediklileri yenilgiye uğratarak Bozcaada ve Limni'yi geri aldı. Ölümünden sonra yerine Fazıl Ahmet Paşa geldi. Fazıl Ahmet Paşa Avusturya'dan Uyvar Kalesini alıp Vasvar Antlaşması'nı imzaladı. Venediklilerden de Girit'teki Kandiye kalesini aldı ve 24 yıl süren Girit savaşına son verdi. IV. Mehmed sadrazam ile birlikte ‎Lehistan seferine çıktı ve 1672 yılında Bucaş Antlaşması'nı imzaladıktan sonra Edirne'ye döndü. Lehistan'ın antlaşma şartlarına uymaması yüzünden ertesi yıl yeniden sefere çıkıldı ve savaş 1676 yılında son buldu. Aynı yıl Fazıl Ahmet Paşa ölünce IV. Mehmed sadrazamlığa Köprülü ailesinin yetiştirdiği Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı getirdi. IV. Mehmed sadrazamla birlikte Rusya'nın ele geçirdiği Çehrin kalesini geri almak için sefere çıktı. Kalenin alınmasının ardından 1678'de Edirne'ye döndü. 1681 yılında Ruslarla yirmi yıl süreli bir barış antlaşması yapıldı.
Yine bu dönemde Eylül 1675'te İngiltere ile imzalanan bir antlaşmayla, I. Elizabeth döneminden beri bu ülkeye tanınmış olan imtiyazlar sistemli bir şekilde özetlendi ve söz konusu imtiyazlar ve kapitülasyonların yürürlükte olduğu belirtildi.
İkinci Viyana kuşatması
Ana madde: İkinci Viyana Kuşatması
İkinci Viyana Kuşatması öncesi Osmanlı sınırları
IV. Mehmed döneminin en önemli olayıdır. IV. Mehmed'in sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ordu ile birlikte Viyana'ya kadar gitmiştir, kuşatma esnasında Belgrad'ta bulunan padişah kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İstanbul'a dönmüştür. 1683 yılında gerçekleşen kuşatma iki ay sürmüş, Tuna Nehri'nin kuzeyinden gelen düşman kuvvetleri yüzünden Osmanlı Ordusu iki ateş arasında kalıp, ağır kayıplar vererek Belgrad'a çekilmiştir. Yenilginin sorumlusu olarak görülen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Belgrad'ta idam edilmesi sonrasında Sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa getirilmiştir.
Kuşatma sonrası
Ana madde: Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları
Kuşatmanın ardından Avusturya, Lehistan ve Venedikliler birleşerek karşı saldırıya geçtiler. Bu dönemde Estergon, Peşte ve Budin kaybedildi. Venedikliler Ayamavra, Preveze, Mora ve Atina'yı ele geçirdiler. Ordu Mohaç Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğradı. Tüm bu gelişmeler IV. Mehmed'e karşı bir güvensizlik yarattı. Ordu ayaklanarak padişahın tahttan indirilmesini ve yerine kardeşi Şehzade Süleyman'ın geçmesini talep etti. Bu talep kabul gördü ve IV. Mehmed 1687'de tahttan inmek zorunda kaldı.
IV. Mehmed tahttan indirildikten sonra iki oğluyla birlikte Edirne Sarayı'na kapatıldı ve 10 Ocak 1693'de orada hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Eminönü'nde Yeni Cami Turhan Valide Türbesi'nde annesi Turhan Validenin yanına defnedildi.
2 notes · View notes
byesingul · 11 months ago
Text
Tumblr media
Geç içimden…Hadi şimdi!Duyduğum tüm sevgi sözcüklerini unutturacak şeyler söylemen seni daha az romantik yapmaz Bay B aksine seni daha tutkulu ve sevecen yapar.Ördüğün duvarların benim duvarlarımla öpüşüyor olması senin kalbine ulaşamayacağım anlamına da gelmez…Küçük bir çocuk gibi hassas ve kırılgan olduğunu görüyorum.İkimizinde kendi içimizde verdiğimiz büyük savaşlar birbirimizin içinden nazikçe geçerken sadece kalbimiz değil tüm bedenimiz yanıp tutuşuyor…Büyük bir antlaşma imzalıyoruz gizli,sessiz…Ve ikimizde hissediyoruz oyun bizim için daha yeni başlıyor ❤️‍🔥
4 notes · View notes
panoptik · 1 year ago
Text
Hodan, Gesvip ve Şahsım
Rivayete göre içkinin içine atılan birkaç hodan yaprağı aşıklara cesaret verirdi. Buna karşın akıl hastalarını teskin etmek için de etkiliydi. Zembil çiçeği olarak bilinen bu bahar bitkisi melankoliyi önleyen bir etkiye sahiptir, öyle ki antik yazar Pilinius ondan "neşe veren bitki" olarak bahseder ve şarabın içine katılarak içildiği anlatılır.
Üçüncüyü de bitirdi ve hala istediği doyuma ulaşabilmiş değil, onu biraz olsun tanıyorsam artık sıvı bir şeyle devam etmeyeceğini biliyorum. İkimiz de birbirimize karışmadan bir köşede kendi başımıza ne yapmak istiyorsak onu yapmamız gerektiğini biliyoruz. Var olan her şeyi ortadan ayıran, hiç konuşulmadan kabul edilen, görülmeyen bir antlaşma bu. Bedeli ödenmedi sanıyorsanız yanılırsınız, her şeyin elbet bir bedeli vardır. Belki hiç konuşmadık ama hangimiz sizi tanıdığım 28 yıldır böyle şeylerin bedelini ödememiştir ki?
4 notes · View notes
isvicreninsesi · 2 years ago
Text
'Sınırlar, Lozan Antlaşması, 1923-2023' sergisi açıldı
Tumblr media
VAUD- Serginin açılışında konuşan Lozan Belediye Başkanı Grégoire Junod; “Lozan'da gerçekleşen ve adı barış antlaşması olarak geçen bu antlaşma ne yazık ki 100 yıl sonra bile barışı getirememiştir” dedi. Lozan Belediyesi ile Lozan Tarih Müzesi tarafından Kurdistan'ın dört parçaya bölünmesi ve bölge coğrafyasının kadim halklarının soykırım çemberinden geçirilmesiyle hatırlanan Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılı dolayısıyla gerçekleştirilen karma sanat sergi, ziyaretçiye açıldı. Lozan Tarih Müzesi'nde “Sınırlar, Lozan Antlaşması, 1923-2023' adıyla hazırlanan serginin açılışına Lozan Belediye Başkanı Grégoire Junod, Demokratik Kürt Toplum Merkezi temsilcileri, Lozan 2023 Komitesi adına Sevgi Koyuncu, İsviçreli çok sayıda siyasi parti temsilcisi, Türkiyeli ve Kurdistanlı onlarca sanatçı, yazar ve siyasetçi katıldı. Lozan Tarih Müzesi Direktörü Laurent Golay sergiye ilişkin bir açıklama yaptı. Golay, şunları belirtti: “Bu sergi, davetlileri Lozan Antlaşması öncesi yaklaşık dokuz ay süren konferansın öne çıkan noktalarına ve mekanlarına geri dönmeye davet ediyor. Beau-Rivage Sarayı veya şu anki Clinique Cecil gibi Lozan'ın tarihi kurumları gibi, yine birçok uluslararası delegasyona ev sahipliği yapan Vaud Kantonu’nun başkentinde o yıl yaşananları merkezine alıyor. Projenin amacı, dönemler arasında bağlantılar kurmak ve çağdaş sanatsal ifadeye yer vermektir.” Ardından katılımcıları selamlayarak bir konuşma yapan Lozan Belediye Başkanı Grégoire Junod, Antlaşma sonrası bölge haritasının yeniden şekillendirildiğini hatırlattı. Junod, “24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, ihtilaf sonrasında yapılan anlaşmalar arasında etkilerini hâlâ sürdüren tek anlaşmadır” dedi. Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılı kapsamında düzenledikleri 'Sınırlar, Lozan Antlaşması, 1923 - 2023' sergisiyle bölge halklarının yaşadığı yıkım ve acılar üzerinden etkisinin hala sürdüğünü dile getiren Junod, “Bu sergi bir anma sergisidir. Lozan'da gerçekleşen ve adı ‘barış antlaşması’ olarak geçen bu antlaşma ne yazık ki 100 yıl sonra bile barışı getirememiştir” diye konuştu. Özellikle Kürtler, Ermeniler, Rumlar başta olmak üzere halklara acılar çektiren antlaşmanın 100’üncü yılında düzenledikleri bu sergiyle bir geriye dönüşü ele aldıklarını söyleyen Junod, bu sergi anma olarak tasarlandığını yineledi. Sergi boyunca Lozan'daki farklı halk grupları, yanı sıra Lozan Antlaşması'nın etkilerini yaşayan Kürtler, Ermeniler, Rumlar ve Türklerin antlaşmanın kendi taraflarından ele alınacağı bir dizi etkinlik düzenlenecek. 'Sınırlar, Lozan Antlaşması, 1923 - 2023' sergisi, 8 Ekim'e kadar Lozan Tarih Müzesi'nde ziyaretçilere açık olacak. Read the full article
2 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Arkadaki donanma ağırlığı İngiliz savaş gemilerinden oluşan itilaf devletlerine aittir
dönemi biraz hatırlatalım
30 Ekim 1918
-Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır. Padişah Vahdettin, "Koşullar ne kadar ağır olursa olsun, bir an önce ateşkes anlaşmasını imzalayın. Zaman içinde İngiliz dostluğunu elde ederiz..." talimatını verir. -Ve heyet Antlaşma'yı, Limni Adası''nın Mondros Limanı'nda Agamemnon adlı İngiliz savaş gemisinde imzalar. Agamemnon, 3 bin yıl önce aynı coğrafyada Truva'yı istila eden Aka'ların Komutanı'nın adıydı. Osmanlı Devleti'nin ölüm fermanı, 3 bin yıl sonra Agamemnon adlı savaş gemisinde imzalanıyordu. -Bu Antlaşma'yla Osmanlı Devleti fiilen sona erer. Ancak, Antlaşma bir başarı olarak tanıtılır. Osmanlı Meclisi, antlaşmayı oybirliğiyle onaylar. Osmanlı PTT’si, Antlaşma için anma pulları çıkarır. -Oysa, İstanbul dahil Anadolu'nun işgali başlar.
sonra 1920 de İstanbul işgal edilir fiilen son bulan Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması ve bölüşülmeli gereklidir bu nedenle 1921 Sevr anlaşması imzalanır
devam etmeye gerek var mı?
O ZAMAN BİR KİŞİ ÇIKAR VE
“GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER” der…
21 notes · View notes
hamitbaydaroglu · 2 years ago
Text
Tumblr media
Bunlar, Türkiye savaşta yenildiği için galip devletlerin antlaşma şartları değil.
Muhalefetin seçim vaadlerinden bazıları.
Başka söze gerek var mı?
5 notes · View notes