biz kimin öyküsünden düştük ki
bir eksikliğin sere serpe uzanışıyız böyle
kederli tutkular
sise batırılan sesler
bunlar hep gürültü
bunlar hep düşünceye karşı kurulan pusu
sevişelim, nasıl olsa
ellerimiz manidarlık bağımlısı
ansızın başkaldırı ihtiyacını tutup masaya koydum
herkes bakıştı ve gülüştü; hahahahaha!
suyun akışını önemsemeyenlerin yüzleri uçurum dolu
düştüler oradan birbirine kuşkuyla bakanlar
düşüş: haykırışın büyük okulu
sonra hüzün geldi ve başköşeye oturdu: hoş geldiniz!
kalkmadı bir daha oradan
hüzün artık kalıcıydı
kalıcıydı kırılmış çocuklar ülkesinin başkenti gibi
yüzüme yerleşmişti hafifletici bir sebep olarak
ve ikide bir yürüyüşümü düzeltiyordu karanlıkta
karanlık; içinden ırmak geçmeyen gişe memuru
yürüyüş bozucu
eş zamanlı taşların komşusu
yeni kelimeler deniyorum
yeni anlamlar
yeni hisler
anlam arayışı ayağa kalkıp söz istedi ama susturuldu
“kimsin sen?” dedi iktidar, kimsin sen
sorusuna soruyla cevap verdim
ben şaraplar bölgesiyim, sen kimsin?
terör örgütü gibi karşılanıyor anlam arayışı
hatırlıyorum bize bir rastlantı armağan edilmişti
mutsuzluk icat edilmeden önce
babam şöyle demişti bir keresinde:
“sonbaharın temsilcisiyiz biz oğlum
o yüzden bize öyle davranıyorlar”
yeni düşler deniyorum,
yeni sessizlikler,
yeni aşırılıklar
bu bipolar bozukluk gibi bir şey mi?
sana epizot diyebilir miyim, bilmiyorum
veya bazı sözcükler öpücükten oluşmuştur
silinişi hafife alma
silinişi bulup içine gir, orada haykırış yatıyor
biri için daha acı çekmeye vaktim yok diyor avuç içimdeki örtü
yeni yıkılışlar dükkânı açılmış mahalleye, toplaşın, toplaşın!
dağın diliyle konuşuyorum:
anlam arayışının olmadığı her yer bir maske fabrikasıdır
uzaklaşmakla eş anlamlıdır gönderilmemiş mektupların uğultusu
“sıfırın kardeşiyim” ben dedim geçmişten gelene
“”sana seslenmiyorum
yüreğine sesleniyorum” dedi geçmişten gelen
özür dilerim sadakatsizlik ettim
şurası; dışa vurumlar için ayırdığım büyülü bölge
orayı vurabilirsiniz
nasıl olsa görmeyecek insanların yarıdan fazlası
13 notes
·
View notes