#6 Kişi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kalkan-6 Operasyonunda 121 Kişi Yakalandı
Düzensiz göçmenlere yönelik yılbaşı gecesi düzenlenen “Kalkan-6” operasyonunda 121 kişi yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzensiz göçmenlere yönelik yılbaşı gecesi düzenlenen “Kalkan-6” operasyonunda 121 düzensiz göçmenin yakalandığını bildirdi. Bakan Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, insan kaçakçılığı yaparak, Türkiye’yi düzensiz…
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/ecffe23d7129346f8d3733786573f4f8/b3897f5f83d7104c-0a/s540x810/f490e3d679220ceedd1439e609dec5496968a700.jpg)
View On WordPress
0 notes
Text
İSTER ANONİM OL SOR, İSTER İLETİ AT!
1- Hiç öpüştün mü? Öpüştüysen kaç kişiyle?
2- Hiç seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle?
3- Farklı bir yerde seks yaptın mı? Yaptıysan nerede yaptın?
4- En çok tahrik olduğun ��ey nedir?
5- Seks yapmak için para kabul eder miydin? Paranın miktarı ne kadar olmalı?
6- En son ne zaman seks yaptın?
7- En son ne zaman mastürbasyon yaptın?
8- Mastürbasyon yapmayı seviyor musun? 10 üzerinden puanla.
9- Ne sıklıkla mastürbasyon yapıyorsun?
10- Aşık olmadığın biriyle seks yapar mısın?
11- Oral seks yapmak mı, yapılması mı?
12- En son ne zaman porno izledin?
13- Tanımadığın biriyle seks yaptın mı?
14- Öpüşmeni 10 üzerinden puanla.
15- Seksini 10 üzerinden puanla
16- Değişik bir fantezin var mı? Varsa nedir?
17- Bir kızın strapon ile sikilişini izler misin?
18- Alkollüyken seks yaptın mı? Nasıldı?
19- İlişki sırasında konuşur musun, konuşulmasını ister misin?
20- En çok girdiğin porno sitesi hangisi?
21- En çok sevdiğin porno kategorisi nedir?
22- Bir arkadaşınla yatmak ister miydin?
23- Bir kadının inlemesi seni tahrik eder mi?
24- Bir erkeğin inlemesi seni tahrik eder mi?
25- Hiç Tumblr'dan biriyle yattın mı?
26- Tumblr'dan biriyle yatmak ister miydin?
27- Cinsellik hakkında kimsenin bilmediği bir şeyini itiraf et.
28- Birlikte olduğun kişiyle en fazla kaç yaş fark vardı?
29- Birlikte olduğun en genç kişi kaç yaşındaydı?
30- Birlikte olduğun en yaşlı kişi kaç yaşındaydı?
31- En çok nereye boşalmayı seversin?
32- Birisinin sana mastürbasyon yapması hoşuna gider mi?
33- Mastürbasyon yapan birini izlemek seni tahrik eder mi?
34- Ev dışında hiç mastürbasyon yaptın mı? Yaptıysan neresiydi?
35- Herhangi bir cisimle mastürbasyon yaptın mı? Yaptıysan neydi?
36- Kaç parmağınla mastürbasyon yapıyorsun?
37- Hiç birine nude yolladın mı? Yolladıysan kaç kişiye?
38- Hiç tanımadığın birine nude yolladın mı?
39- Hiç tanımadığın birine nude yollamak ister miydin?
40- Arkadaşına bir anda habersiz nude yollamak ister miydin?
41- Yeni tanıştığın biriyle yattın mı?
42- Yeni tanıştığın biriyle yatar mısın?
43- Birisi seni nasıl baştan çıkartabilir?
44- Bir kadında sence en tahrik edici yer neresidir?
45- Bir erkekte sence en tahrik edici yer neresidir?
46- Erken boşalır mısın?
47- Grup seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiydiniz?
48- Grup seks yapmak ister miydin? Kaç kişiyle yapmak isterdin?
49- Bakirliğini aldığın birisi oldu mu?
50- Bekaretini aldığın birisi oldu mu?
51- Bir hafta içinde tahminen kaç kere boşalıyorsun?
52- Bir günde en fazla kaç kere boşaldın?
53- Seksten sonra ne yaparsın?
54- Penisin boyutu mu, işlevi mi daha önemli? Neden?
55- Penisinin boyu kaç cm?
56- Sevdiğin porno yıldızı var mı? Varsa ismi nedir?
57- İlk buluşmada seviştiğin oldu mu?
58- İlk buluşmada biriyle sevişmek istedin mi?
59- Seks sırasında hiç video kayıt yaptın mı?
60- Bakireliğini/Bakirliğini kaç yaşında kaybettin?
61- Göğüs bedenin nedir?
62- En sevdiğin pozisyon nedir?
63- En sevmediğin pozisyon nedir?
64- Sana iğrenç gelen bir fantezi var mı?
65- Seni tahrik eden bir fantezi var mı?
66- İç çamaşırının rengi nedir?
67- Sütyeninin rengi nedir?
68- En sevdiğin iç çamaşırı rengi?
69- En sevdiğin sütyen rengi?
70- Mastürbasyon yaparken birilerinin seni izlemesini ister miydin? Neden?
71- Sanal sekste en önemli şey sence nedir?
72- Penisin ile oynamayı seviyor musun?
73- Göğüslerin ile oynamayı seviyor musun?
74- Göğüs uçlarının emilmesi seni tahrik ediyor mu?
75- Bakirelik önemli midir?
76- Bakire olmayan biriyle evlenmeyi düşünür müsün?
77- Telefonunda nude var mı?
78- Telefonunda porno var mı?
79- Nude arşivin var mı?
80- Sakso çeken bir kızı izlemek sana nasıl hissettirir?
81- Seks sırasında annen/baban arasa telefona cevap verir misin?
82- Hiç çıplak uyudun mu? Uyur musun?
83- Sütyenle mi, sütyensiz mi uyursun?
84- Öpüşürken dilini kullanıyor musun?
85- En sevdiğin pozisyon nedir? Nedeni var mı?
86- Bir kadının en çok neresine boşalmayı seviyorsun? Nedeni var mı?
87- Bir erkeğin en çok neresine boşalmayı seviyorsun? Nedeni var mı?
88- Son izlediğin porn videosunun linkini atar mısın?
89- Son izlediğin porn videosunun konusu neydi?
90- Vücudunun sana göre en seksi kısmı neresi?
91- Seksting yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle yaptın?
92- Seksting yapmayı seviyor musun?
93- Şuan ne kadar çok seks yapmak istiyorsun 0-10 puanla?
94- Şuan ne kadar çok mastürbasyon yapmak istiyorsun 0-10 puanla?
95- Sakso yapılmasını/yapmasını sever misin?
96- Oral yapılmasını/yapmasını sever misin?
97- En çok seks yapmak istediğin yer neresi? Neden?
98- Güzel bir seks için en önemli şey nedir? Neden?
99- Seks yaparken ne olursa libidon düşer?
100- Aynı kişiyle bir günde en fazla kaç kere birlikte oldun?
101- Sperm tatdın mı? Tadı nasıldı?
102- Sperm yuttun mu?
103- Sperm yutmayı seviyor musun?
104- Anal yaptın mı? Anal yapmayı seviyor musun?
105- Hiç orgazm taklidi yaptığın oldu mu?
106- Senin veya partnerinin komik erken boşalma hikayesi var mı?
108- Seks yaparken arkada müzik çalmasını sever misin?
109- Seks yaparken sence prezervatife gerek var mı?
110- Public ortamda seks yaptın mı? Yapmadıysan yapmak ister miydin?
111- Sarhoşken seks yaptın mı?
112- Göğüs bedenin nedir?
113- Beğendiğin göğüs bedeni nedir? Küçük-Orta-Büyük?
114- Günde birden fazla kişiyle seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle?
115- Hard seks mi, soft seks mi? Neden?
116- Grup seks hakkındaki düşüncendir?
117- Üçlü seks yaptın mı? Yapmadıysan, yapmak ister miydin?
118- Dörtlü seks yaptın mı? Yapmadıysan, yapmak ister miydin?
119- Üçlü yapma imkanın olsa 2 erkek-1 kadın mı, yoksa 2 kadın-1 erkek mi? Neden?
120- Bir köleye sahibelik yapmayı ister miydin?
akıma uyalım bakalım
353 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/1b6a9ac07f8b094c274980086d94fa08/57065fa2448a6023-98/s540x810/07413806c053d5aa39ed14389d0dd845067767b4.jpg)
Salihn Wynmenor
Yüksek Elflerin en iyi büyücülerinden ve en iyi subaylarından birisiydi. Kendisi her zaman eşitliği, bilgeliği ve nezaketi savunan bir Yüksek Elf oldu. Kendi ailesini on bir yaşındayken kaybettiği için kimsesiz çocukları korumak ile görevlendirdi kendisini ve ırkı fark etmeksizin bütün çocukları koruyabildiği kadar korudu, servetini onlarla paylaştı ve elinden geldiği kadar onlara merhametli olmayı öğretti. Salihn Wynmenor henüz yirmi sekiz yaşındayken Yüksek Elf hekimleri tarafından çocuk doğuramayacağını öğrendi ve bu onun için ateşe atılmaktan daha büyük bir azaptı. Her zaman bir oğlu olmasını istedi fakat tanrılar bu isteğini kesin bir dil ile reddetti. Yüksek Elflerin en güçlü büyücülerinden birisiydi ama elinden gelen hiçbir şey yoktu. Yıllarını üzülerek, savaşarak ve diğer çocuklara annelik yaparak geçirmeye devam etti. Savaş karşıtı bir büyücü olsa da insanlar ile girdiği hiçbir savaşı kaybetmedi ve Gadagard Kalesi savaşında General Vika'yı henüz altı yaşındayken diri diri yanmaktan kurtararak Enrilth'e götürdü. Leydi Salihn yaşadığı senelerin hepsinde Elflerin iyiliğin savundu fakat insanlarla olan savaşlardan da hiçbir zaman memnun olmadı. Leydi Salihn'e göre savaş olmadan da güzel bir yaşam mümkündü fakat Selu Quessir Dominyonu için bu geçerli değildi. Bunca baskıya rağmen Leydi Salihn alevlerin içinden kurtardığı o çocuğu kendi çocuğu gibi büyüttü, okuttu ve en sonunda generalliğe yükselerek Yüksek Leydi Elenwen Vedmaic'in baş koruması olduğu günleri gördü fakat sevginin diğer hisleri yok etme gibi bir kötülüğü olduğunu unuttu. Kurtardığı o çocuğu canı pahasına seviyordu. General olmasını ya da herhangi bir kıdeme yükselmesini umursamadı ve her defasında ona anne şefkatiyle yaklaştı. Karşısında hala altı yaşındaki çocuk varmış gibi davrandı ve büyüdüğünü hiçbir zaman kabullenmedi. General Vika ise Elenwen Vedmaic'in güzelliği ve altından saçları karşısında nefes alamaz bir durumdaydı. Yüksek Elflerin en güzel hanımı da onun için eriyor fakat bir insana aşık olmayı kabul edemiyordu. Leydi Salihn birçok şeyin farkındaydı fakat sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapıyor ve normal yaşantısına devam ediyordu. Her şey yolunda seyrederken Dominyon, İnsan Krallığının Başkenti Windripcliff'e girdi ve Salihn Wynmenor için bu olay sonun başlangıcı oldu. Ateşlerin içinden çekip çıkardığı ve canı pahasına koruduğu çocuk, Kral Yokuşu'nun başlangıcında karnına bir hançer sapladı. Leydi Salihn, General Vika'yı parçalara ayırabilecek kadar büyük bir büyü gücü barındırıyordu bünyesinde fakat gücünü kullanmadı. Karşısında duran kişi General ya da Yüksek Leydi koruması değildi kendisine göre. Karşısında hala tir tir titreyen ve senelerce konuşamayan altı yaşındaki o çocuk vardı ve bir su kadar temizdi. Oğlu olarak görüyordu kendisini hançerleyen kişiyi ve her şeye rağmen kılına dahi zarar gelmesini istemiyordu ki ona zarar vermemeyi ve canı pahasına büyüttüğü çocuğun gözlerinin içine bakarak ölmeyi seçti. Leydi Salihn Wynmenor hayata gözlerini yumarken en son duyduğu sözler General Vika'ya aitti.
"Sessiz bir şeyle terk edilmiş bir şey arasındaki farkı anlaman gerekiyor. Hiçbir zaman gerçek bir anne olamadın. Doğurmayı bile beceremeyen bir Yüksek Elf olarak ölüyorsun."
Salihn Wynmenor; 6. Çağ'ın İlk Mevsiminde büyüttüğü ve hayatını adadığı çocuk tarafından Windripcliff'te hançerlenerek öldürüldü. Ölüsü ise bizzat kendisini öldüren General Vika tarafından Ehkalion'da ateşe verildi. Leydi Salihn'in yanan bedeni karşısında son konuşmayı kendisinin ölüm emrini veren Dominyon'un Yüksek Leydisi Elenwen Vedmaic yaptı.
"Yüksek Elfler arasındaki bir hain olarak öldürüldü. Dominyon'un bilgilerini insanlara sızdıran ve bunu gözler önünde yapan bir hain olmasına rağmen bizler; elferin en yüceleri ve en donanımları affetmeyi severiz. O'nu da eskiden bizlere ihanet etmiş Yüksek Elfler gibi affediyoruz ama bundan bir ders çıkarmamız gerektiğini sonsuza kadar hatılayacağımızı biliyoruz. General Vika'ya da ayrıca teşekkürlerimi sunuyor ve bir hain olduğunu bilmesine rağmen O'nu hayatta tutma çabasını tebrik ediyorum. Bu yüzden içinde bulunduğumuz bu onurlu görevi size vermek istiyorum General. Gözyaşı Leydisi Salihn Wynmenor'un ateşini yakabilirsiniz."
Kadim Yazıtlarda, Leydi Salihn'in öldükten hatta ve hatta yakılırken bile yüzünde saf bir gülümseme olduğu anlatıldı.
Salihn Wynmenor sadece Yüksek Elfler için değil, bütün ırklar tarafından sevilen yegane elflerden birisiydi ve bunun gururu ile yaşadı hayatı boyunca. Yüksek Elfler tarafından Gözyaşı Leydisi olarak anılsa da Kadim Yazıtlarda anıldığı isim çok daha farklı oldu.
Kızıl Leydi Ilgım, Salihn Wynmenor'u hiçbir zaman tanıyamadı. Kızıl Leydi, General Vika ve Yüksek Elflerden kaçarken öldürülmüştü Salihn Wynmenor fakat kendisini tanımamasına rağmen anlatılan şeylere bütün kalbiyle inandı ve kendisinin mezarını Ehkalion'da ziyaret etti. Kızıl Leydi Ilgım kendi elleriyle kadim yazıtlara Leydi Salihn Wynmenor için yazılmış olan Gözyaşı Leydisi yazısını sildi ve oraya Anne yazdı. Bu zamandan sonra ise Yüksek Elfler hariç bütün ırklar Salihn Wynmenor'u kendi ırklarının annesi olarak hatırladılar.
117 notes
·
View notes
Text
İSTER ANONİM OL SOR, İSTER İLETİ AT!
1- Hiç öpüştün mü? Öpüştüysen kaç kişiyle?
2- Hiç seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle?
3- Farklı bir yerde seks yaptın mı? Yaptıysan nerede yaptın?
4- En çok tahrik olduğun şey nedir?
5- Seks yapmak için para kabul eder miydin? Paranın miktarı ne kadar olmalı?
6- En son ne zaman seks yaptın?
7- En son ne zaman mastürbasyon yaptın?
8- Mastürbasyon yapmayı seviyor musun? 10 üzerinden puanla.
9- Ne sıklıkla mastürbasyon yapıyorsun?
10- Aşık olmadığın biriyle seks yapar mısın?
11- Oral seks yapmak mı, yapılması mı?
12- En son ne zaman porno izledin?
13- Tanımadığın biriyle seks yaptın mı?
14- Öpüşmeni 10 üzerinden puanla.
15- Seksini 10 üzerinden puanla
16- Değişik bir fantezin var mı? Varsa nedir?
17- Bir erkeği strapon ile siker misin? (Sana yapman için para verecek)
18- Alkollüyken seks yaptın mı? Nasıldı?
19- İlişki sırasında konuşur musun, konuşulmasını ister misin?
20- En çok girdiğin porno sitesi hangisi?
21- En çok sevdiğin porno kategorisi nedir?
22- Bir arkadaşınla yatmak ister miydin?
23- Bir kadının inlemesi seni tahrik eder mi?
24- Bir erkeğin inlemesi seni tahrik eder mi?
25- Hiç Tumblr'dan biriyle yattın mı?
26- Tumblr'dan biriyle yatmak ister miydin?
27- Cinsellik hakkında kimsenin bilmediği bir şeyini itiraf et.
28- Birlikte olduğun kişiyle en fazla kaç yaş fark vardı?
29- Birlikte olduğun en genç kişi kaç yaşındaydı?
30- Birlikte olduğun en yaşlı kişi kaç yaşındaydı?
31- En çok nereye boşalmayı seversin?
32- Birisinin sana mastürbasyon yapması hoşuna gider mi?
33- Mastürbasyon yapan birini izlemek seni tahrik eder mi?
34- Ev dışında hiç mastürbasyon yaptın mı? Yaptıysan neresiydi?
35- Herhangi bir cisimle mastürbasyon yaptın mı? Yaptıysan neydi?
36- Kaç parmağınla mastürbasyon yapıyorsun?
37- Hiç birine nude yolladın mı? Yolladıysan kaç kişiye?
38- Hiç tanımadığın birine nude yolladın mı?
39- Hiç tanımadığın birine nude yollamak ister miydin?
40- Arkadaşına bir anda habersiz nude yollamak ister miydin?
41- Yeni tanıştığın biriyle yattın mı?
42- Yeni tanıştığın biriyle yatar mısın?
43- Birisi seni nasıl baştan çıkartabilir?
44- Bir kadında sence en tahrik edici yer neresidir?
45- Bir erkekte sence en tahrik edici yer neresidir?
46- Erken boşalır mısın?
47- Grup seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiydiniz?
48- Grup seks yapmak ister miydin? Kaç kişiyle yapmak isterdin?
49- Bakirliğini aldığın birisi oldu mu?
50- Bekaretini aldığın birisi oldu mu?
51- Bir hafta içinde tahminen kaç kere boşalıyorsun?
52- Bir günde en fazla kaç kere boşaldın?
53- Seksten sonra ne yaparsın?
54- Penisin boyutu mu, işlevi mi daha önemli? Neden?
55- Penisinin boyu kaç cm?
56- Sevdiğin porno yıldızı var mı? Varsa ismi nedir?
57- İlk buluşmada seviştiğin oldu mu?
58- İlk buluşmada biriyle sevişmek istedin mi?
59- Seks sırasında hiç video kayıt yaptın mı?
60- Bakireliğini/Bakirliğini kaç yaşında kaybettin?
61- Göğüs bedenin nedir?
62- En sevdiğin pozisyon nedir?
63- En sevmediğin pozisyon nedir?
64- Sana iğrenç gelen bir fantezi var mı?
65- Seni tahrik eden bir fantezi var mı?
66- İç çamaşırının rengi nedir?
67- Sütyeninin rengi nedir?
68- En sevdiğin iç çamaşırı rengi?
69- En sevdiğin sütyen rengi?
70- Mastürbasyon yaparken birilerinin seni izlemesini ister miydin? Neden?
71- Sanal sekste en önemli şey sence nedir?
72- Penisin ile oynamayı seviyor musun?
73- Göğüslerin ile oynamayı seviyor musun?
74- Göğüs uçlarının emilmesi seni tahrik ediyor mu?
75- Bakirelik önemli midir?
76- Bakire olmayan biriyle evlenmeyi düşünür müsün?
77- Telefonunda nude var mı?
78- Telefonunda porno var mı?
79- Nude arşivin var mı?
80- Sakso çeken bir kızı izlemek sana nasıl hissettirir?
81- Seks sırasında annen/baban arasa telefona cevap verir misin?
82- Hiç çıplak uyudun mu? Uyur musun?
83- Sütyenle mi, sütyensiz mi uyursun?
84- Öpüşürken dilini kullanıyor musun?
85- En sevdiğin pozisyon nedir? Nedeni var mı?
86- Bir kadının en çok neresine boşalmayı seviyorsun? Nedeni var mı?
87- Bir erkeğin en çok neresine boşalmayı seviyorsun? Nedeni var mı?
88- Son izlediğin porn videosunun linkini atar mısın?
89- Son izlediğin porn videosunun konusu neydi?
90- Vücudunun sana göre en seksi kısmı neresi?
91- Seksting yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle yaptın?
92- Seksting yapmayı seviyor musun?
93- Şuan ne kadar çok seks yapmak istiyorsun 0-10 puanla?
94- Şuan ne kadar çok mastürbasyon yapmak istiyorsun 0-10 puanla?
95- Sakso yapılmasını/yapmasını sever misin?
96- Oral yapılmasını/yapmasını sever misin?
97- En çok seks yapmak istediğin yer neresi? Neden?
98- Güzel bir seks için en önemli şey nedir? Neden?
99- Seks yaparken ne olursa libidon düşer?
100- Aynı kişiyle bir günde en fazla kaç kere birlikte oldun?
101- Sperm tatdın mı? Tadı nasıldı?
102- Sperm yuttun mu?
103- Sperm yutmayı seviyor musun?
104- Anal yaptın mı? Anal yapmayı seviyor musun?
105- Hiç orgazm taklidi yaptığın oldu mu?
106- Senin veya partnerinin komik erken boşalma hikayesi var mı?
108- Seks yaparken arkada müzik çalmasını sever misin?
109- Seks yaparken sence prezervatife gerek var mı?
110- Public ortamda seks yaptın mı? Yapmadıysan yapmak ister miydin?
111- Sarhoşken seks yaptın mı?
112- Göğüs bedenin nedir?
113- Beğendiğin göğüs bedeni nedir? Küçük-Orta-Büyük?
114- Günde birden fazla kişiyle seks yaptın mı? Yaptıysan kaç kişiyle?
115- Hard seks mi, soft seks mi? Neden?
116- Grup seks hakkındaki düşüncendir?
117- Üçlü seks yaptın mı? Yapmadıysan, yapmak ister miydin?
118- Dörtlü seks yaptın mı? Yapmadıysan, yapmak ister miydin?
119- Üçlü yapma imkanın olsa 2 erkek-1 kadın mı, yoksa 2 kadın-1 erkek mi? Neden?
120- Bir köleye sahibelik yapmayı ister miydin?
Şunu buraya bir koyalım🤺
175 notes
·
View notes
Text
Merhaba Hasan bizler Samsun dan evli çiftiz 2002 yılında evlendik eşim Uğur memur ben Beyhan emlakçılık yapıyoruz . Şuan eşim 39 ben 38 yaşlarındayız oldum olası seksi çok severim lise yıllarında arkadaşlarım ile anal ve oral seks yapıyorduk evlenene kadar bekaretimi koruyarak geldim görücü usulü ile eşimle evlendim memur olduğu için birde artık normal seks yapmak istediğim için kabul ettim 1 ay içerisinde nişan düğün yaptık fakat kocamdan umduğum siki bulamadım 11 cm kadar uzuyordu birde çok ince bir siki vardı birgün sevişirken senden önce hep arkadan veriyordum beni sikenlerin en küçük sikli adam 18 cmydi senin sikinden tat almıyorum dedim üzülmüştü ne istediğimi sordu bende bir yolunu bulup ya sikini uzattır ve kalınlaştır yada beni boşa herkes kendi yoluna gitsin dedim 2 gün sonra bana bir video izletti videoda 2 bizim gibi bir çift internetten birilerini buluyor evlerinde seks partisi düzenliyorlardı o gece sabaha kadar seks yaptık ve biz nasıl yaparız diye konuştuk hemen evdeki laptop tan sahte bir adres yazdık hemen 5 10 kişi ekledi ortalama 1 ay içinde 400 den fazla arkadaşımız olmuştu Uğur olmadığı zamanlarda konuştuğum bir çift vardı yakındık birbirimize eşime telefon ettim bu akşam misafirler gelecek rakı balık al dedim erken gel hazırlık yapalım dedim normalde 6 gibi gelirdi o akşam 5 olmadan geldi hemen banyoya girdi bende girdim etek traşımızı koltuk altlarımızı tamizledik saat 8 gibi kapımız çaldı gelen arkadaslarımızdı buyur ettik tanışma faslı çay falan derken rakı sofrası kurduk saat 11 gibi 4 dümüzde cakır keyif olmuştuk Esmeray eşimin kucağına oturdu bende soyunup Alparslan ın kucağına çıktım öpüşmeye başladık elleri o kadar nazikti ki sanki masaj yapıyor gibi nazik nazik okşuyordu sevişmeye başladık kendi ellerimle soyuyor üstünden çıkardığım her parça giğsinin yerini öperek emmeye başladım artık ikimizde çırılçıplak olmuştuk siki hem kalın hemde çok uzundu bir taraftan sakso çekmeye bir taraftan elimle sikini 31 çekiyor gibi asağı yukarı sıvazlıyordum daha önce de çok sikiştiğim için alışıktım sakso çekmeye eşimde Esmeray ı yere uzatıp 69 pozisyonuna geçmişlerdi Alpaslan beni kucağına alıp yatak odasına götürdü yatağa uzattı birden yüklendi hepsini içime soktu sanki ilk defa sikiliyormuşum gibiydim . Hızlı bir tempoda devam ediyor beni zevkin doruklarına çıkartıyordu of harika sikiyorsun Alparslan parçala beni amım götüm sana feda olsun doldur döllerinle diyordum ben inledikçe o daha sert vuruyordu birden içime soktu durdu içime boşalmaya başladı hiç kımıldamadan duruyordu komple içime boşalmıştı ufalmaya başlayınca içimden çıktı karısı ve eşim bizi izliyormuştu karısını çağırdı domalttı göt deliğine soktu karısı yatağın kenarındaydı beni ayaklarımdan çekti amımı yalamaya başladı kocamda o 11 cm lik sikine 31 çekiyordu bende Esmeray da zevkin doruklarına çıkıyorduk
O gece sabaha kadar seks yaptık Alparslan ve Esmeray tayin olana kadar hemen hemen her gün seks yaptık şimdilerde internet üzerinden pek dürüst çift bulamıyoruz ama arayışımız devam ediyor sizlere bol sikişli zevk dolu geceler diliyoruz .
62 notes
·
View notes
Text
Tatlı Komşum! (8) (Furkan 31 Y., Manisa)
Ertesi gün Hatice, "Biz bu hafta sonu gitmeyeceğiz, oğlum arkadaşları ile kalacakmış, müsaitsen Cumartesi akşamüzeri çıkıp Pazar akşamı dönmek kaydıyla kısa bir tatil yapalım mı?" dediğinde, "Uzaklaşmak iyi gelir!" dedim. Aslında aklıma Ankara'ya Boris'lere gitmek geldi, ama bunu konuşmadan ne diyeceğini bilemiyordum. Cumartesi akşamüzeri Hatice'nin arabasıyla yola çıktık. "Nereye gidiyoruz?" dedim. "Bursa'ya!" dedi. "Ne yapacağız Bursa'da?" dediğimde anlattı. "Benim lisedeyken bir sınıf arkadaşım vardı, Büşra. Hukuk okudu, Bursa'da görev yapıyor. Seni anlattım, ne zamandır alıp getir diyordu, ona gidiyoruz!" dedi...
Vardık Bursa'ya. Asansörden inip dairesine geldiğimizde, kafamda daha önce canlanan, nemrut, saçlarını topuz yapmış, döpiyes giymiş, kara kuru, çatık kaşlı kadının aksine, Büşra hanım, bukle bukle kıvırcık uzun saçları, omuzlarını açıkta bırakmış kırmızı güllerle bezeli belden büzgülü, önü arkasına göre daha kısa olan, beyaz uzun elbisesi içinde siyah gözlerini ortaya çıkaran bembeyaz tenine sanki ışık saçan gülümsemesi ile karşıladı. Hatice ile sarmaş dolaş oldular. Bana da yine o sıcak tebessümle, "Hoşgeldiniz Furkan bey!" dedi.
Çok şık bir dairede, açık mutfaklı bir yemek odasında, çok güzel bir masa hazırlanmış, mumlar yakılmış, masaya çeşit çeşit mezeler, bardaklar dizilmiş, 5-6 çeşit de alkol şişesi köşede yerini almıştı. Fakat masada 4. bir servis daha açılmış olmasına rağmen başka kimse yoktu. Masaya geçtik. Bunlar hemen servis yapmaya başladılar. Tabağı gösterip, "Beklemeyecek miyiz?" dedim. Büşra, "Çağırsam mı çağırmasam mı karar veremedim..." deyince, Hatice hemen atladı, "Kim?" diye. Büşra, "Yok, öyle ciddi bir birliktelik değil, öyle takılıyoruz işte, o yüzden siz de o da rahat edebilir mi bilmiyorum!" dedi. Hatice, "Çağır, çağır!" diye atladı hemen. Ama benim aklım Büşra'da olduğundan pek sesimi çıkarmadım. Büşra da benim sessiz kalmamı istemediğim anlamında anladı ve aramadı.
Nasıl tanıştığımız gibi detaylardan sonra Büşra, "Teşekkür ederim Furkan, bu güzel kadının uzun yıllardır ilk kez bu kadar mutlu olduğunu gördüm sayende!" dedi. Ben de, "Onun bana yaşattığı mutluluğun yanında hiç kalır!" dedim. Hatice uzanıp yanağımdan öptü. Daha ilk kadehler bitmişti ki, Büşra'nın telefonu çaldı. Büşra açıp, "Arkadaşlarım var... Manisa'dan arkadaşım ve sevgilisi... Tamam gel, tanışırsınız!" dedi.
15 dk sonra onun da hukukçu olduğunu öğrendiğimiz kişi elinde bir şişe şarap ve iki küçük buketle geldi. Birini Hatice'ye birini de Büşra'ya verdi. Kendi kendime (Dallamasın Furkan, elin boş götün yaş geldin!) dedim. "Mert ben!" dedi elini uzatıp. Tanıştık, oturduk. O an Hatice'nin telefon çaldı. "Efendim?" diye açtı. "Hı hı, Büşra'dayız, sorun yok, tamam tamam, onların da sana selamı var!" dedi kapattı. "Ahmet... bize vardınız mı diye soruyor!" dedi. Mert aval aval bakıyordu. Büşra, Mert'e, "Kocası!" dediği anda Mert'in suratındaki ifade, Hatice, Büşra ve benim kahkahalarla gülmemize neden oldu. Mert, "Kocası mı?" dedi. Ben de, "Şanslı adamım!" dedim sadece. Mevzuyu anlatıp ortamın tadını bozmadık hiçbirimiz. Bir ara hanımlar mutfağa geçince, Mert soran gözlerle bana baktı. Parmaklarımla yuvarlak yapıp, "Top!" dedim gülerek. "Haaaa!" dedi o da gülmeye başladı. Sus işareti yaptım...
"Müzikli bir yerlere gidip biraz kurtlarımızı dökelim!" dediler. Çıkıp bir mekana gittik. Onları tanıyorlarmış, bize güzel bir loca verdiler, dans pistine bakan. Sonra hanımlar dans etmek istedi, ben ve Mert kalkmadık. Onlar önümüzde dans ederken, Mert kulağıma eğilip, "Gerçekten çok şanslı adamsın, Hatice çok güzel kadın!" dediğinde, "Valla ben de senin aynını düşündüm, nekbet ters bir kadın beklerken Büşra'ya bak, hayat fışkırıyor!" dedim. "Evet, eğlenilecek kadın!" dedi. Evlenilecek demediği dikkatimi çekti...
Bir ara nerden çıktı anlamadığımız iki kişi bizim hatunlara doğru yanaştı, ama iki dakika içinde birileri adamları alıp kapı dışarı etti. Gece 01:30 gibi hanımlar daha çok, biz de bayağı çakır olup, eve geri döndük. "Biz üzerimizi değişeceğiz!" deyip gittiler. İkisi de kısa saten askılı gecelik giyip geldi. Bize de şort tişört çıkardıklarını söylediler. Bana tam uydu giydiklerim, meğer Hatice dün alıp bavuluna koymuş. Birer kadeh viski konuldu. Hatice alkol sınırını aşmıştı, ikili koltukta otururken kahkahalarla gülüyor, hiç toplanma gereği duymadan tepiniyor, kah öpüyor kah boynuma sarılıyordu. Büşra ise topladığı bacaklarıyla Mert'in oturduğu koltuğun kolçağına tünemiş oturuyor, o da Hatice'ye eşlik ediyordu.
Mert'le birbirimize baktık, olacaklar belliydi. Ben kafamı salladım OK! der gibi, o da aynı hareketi yaptı. Mert kalktı, gelip Hatice'yi elinden tutup kaldırdı, belinden tutup kendine çekip dudaklarını dudaklarına aldı. Ben de aynını Büşra'ya yaptım. Hatice bir an kendini çekip, "Ay durun, ne oluyoruz, biz şimdi grup mu olduk?" deyip kahkahayı bastı. Büşra ise halinden memnun nefessiz öpüşüyordu benimle...
Sonraki geçen bir saatte amlar yalanıyor, yaraklar ağızlarda dolaşıyor. Büşra ile Hatice sürekli aramızda yer değiştiriyordu. Daha sikmeden bir saat oynaştık. Büşra, "Hadi gel bakalım Furkan bey, Hatice'nin neden bu kadar mutlu olduğunu anlayalım!" deyip, yarağımı tutup amcığına sürtmeye başladı. Sonra da ilginç bir hareketle komple yarağımı içine aldı. Beni kendine çekmemiş, kendisi bana doğru gelmişti yattığı yerden, yani o bana soktu amını. Mert çoktan domalttığı Hatice'nin amına gömmüş, Hatice, "Ohhhh ne güzel, ohhhh sikiliyorum, hem sikişenleri seyrediyorum, rüya gibi!" diye inliyordu. Tüm olayı Büşra idare ediyor, ben kalçalarını avuçlamışken kafamı göğüslerine bastırıp emdiriyor, saçlarımdan çekip dudaklarımı kemiriyor, ya da boynumu emiyordu...
Hatice orgazm olmuş, ama Mert halen amında hareket halindeyken, kucağımdaki Büşra'nın oturup kalkışlarından zıplamasından doruğa yaklaştığı anlaşılıyordu. Mert Hatice'yi bırakıp yanımıza geldi. Niyetini anlamıştım, Büşra'nın belinden bastırdım. O hareketsizlikte Mert yarağını götüne dayadı. Büşra yarağı göt deliğinde hissedince bir an kaçmak istedi, ama ben belinden bastırdığım Mert de kalçalarından tuttuğu için kaçamadı. Mert'e bakıp, "Iııhh, yapma!" dedi, ama Mert çoktan yarağının başını sokmuştu bile. Yarağım arkadan giren yarağın yarattığı basınçla daha da daralan amcığında kısıldı. Ben hareketsiz dururken, Mert arkadan pompalamaya başladığında ben de onun geri çektiği anlarda ileri ittiriyor, iki taraflı Büşra'yı kudurtuyorduk...
Büşra, "Ohhhh hiç denememiştim, offfff, ahhhhh, harikasınız, ağzıma da yarak olsa keşke, ohhhhhhh çok güzellllll, Hatice görüyor musun of nasıl sikiyorlar!" diye inliyor, ardı ardına kasılıp orgazm oluyordu. Hatice gelip orta parmağını yarak gibi Büşra'nın ağzına soktuğunda, emmeye çalışıyor, ama aldığı zevkten inlemelerini kontrol edemiyordu. Önce Mert, sonra da ben boşaldım. İki deliğinden de döller akarken Büşra koltuğa devrilip, "Offff, öldürdünüz beni! Hatice yok böyle bir zevk, seni de alsınlar aralarına!" diye konuşup duruyordu. Hatice dudaklarını büküp, "Ben de istiyorum!" dedi şımarık çocuk edasıyla...
Kafalar bayağı yerine gelmeye başlamıştı. Birer kadeh viski daha konuldu. Kadınlar gidip birer duş alıp geldiler. Sonra da bizi duşa gönderdiler. Soğukla ılık arası aldığım duş daha da canlandırdı. Odaya geri döndüğümde, Büşra ile Hatice çıplak ve hazırdı. Yatak odasına geçtik. Bu kez Mert alta yattı, Hatice üzerine çıkıp hazır yarağı amına aldı, yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı. Mert avuçladığı memeleri sıkıyor, uçlarıyla oynuyordu. O ara Büşra önümde diz çöküp yarağımı ağzına aldı, bir süre emip iyice ıslattı ve Hatice'nin götüne kendi eliyle dayayıp sokmama yardımcı oldu. Hatice daha rahat almak için Mert'in üzerine kapaklanmış, Mert'in dudaklarını dilini emiyor öpüyordu...
Santim santim içinde kayan yarağım köküne kadar girdi götüne. Ben hareket ettikçe Mert geri çekiyor, ben geri çekince amcık ona kalıyordu. Kafamı çevirdim, Büşra elinde cep telefonu Hatice'nin amcığını ve götünü çekmeye çalışıyor, resmen yerlerde sürünüp uygun açıyı bulmaya çalışıyordu. Hatice, "Bu çok güzel, ohhh çok güzel, ohhh nasıl bir zevk buuuu!" diye inliyor, "Furkan'ım, ya hep istersem?" diye bağırıyordu. Ben, "İstersen sikeriz yavrum! Mert'le Büşra gelir canın isteyince amını götünü sikeriz!" deyince, "Ohhhh, ohhh!" diye inliyor, vıcık vıcık amcık sularından Mert'in yarağı 'Şlop şlop!' ses çıkarıyordu...
Hatice, "Offff, orgazmlar bitmiyorrrr, Büşra, amım götüm saçlarımın telleri bile orgazm oluyor, ohhhhhh! Offf, yoruldum!" diye inleye inleye durdu ve aramızdan kayıp yıkıldı yatakta. Elimle yarağımı sıvazlayarak Büşra'yı önümde diz çöktürüp ağzına yüzüne göğüslerine fışkırttım döllerimi. Hatice hiçbir şeyden geri kalmak istemiyor gibiydi, doğrulup Mert'in yarağını avuçladı ve "Sen de beni yıka!" dediğinde, Mert boşalmaya başlamıştı heryerine. Herkes pert bir şekilde bir kenara kıvrılıp uyudu...
Sabah, daha doğrusu öğlen uyandığımda Mert'le Hatice halen yataktaydı. Kalktım. Büşra mutfakta, başı ağrıyor olsa gerek, kendine soda limon hazırlıyordu. Önünü kapatmadığı kimono türü kısa bir sabahlık giymişti. Usulca arkadan yanaşıp yarağımı dayadım götüne, ellerimi koltuk altından geçirip göğüslerini avuçladım. "Dur, dur ne yapıyorsun?" deyince, "Başını geçireceğim!" dedim. Gülm eye başladı. Dediğimi yaptım, mutfak tezgahına domaltıp güzelce siktim. İkimiz de boşaldığımızda, kendi sesimizden duymadığımız sesler geliyordu yatak odasından. "Ohhhh, Mert, harika, çok iyi geldi bu sabah sabah, ohhhh!" diyen Hatice'nin sesi...
Giyinip dışarda kahvaltıya gittik. Kahvaltı sonrası biz geri dönüş için yola çıktık. İlk yarım saat hiç konuşmadık. Sonunda sordum, "Pişman mısın yoksa?" diye. "Pişman değilim, aksine çok sevdim, ama senin ne düşündüğünü bilemediğim için sustum!" dedi. "Bence de çok güzeldi, hem de uyumlu olduğumuz bir çifte denk geldik!" dedim. "Buna çok sevindim, kahvaltı yaptığımız yerde Büşra ile tuvalete giderken, Furkan ve Mert hakkımızda ne düşünüyor acaba diye konuştuk!" dedi. "Büşra tecrübeli gibi geldi?" dedim. "Yok, o da ilk kez yapmış! Hatta biz ilk dışarıdan gelip sarhoşlama o gecelikleri giydik ya, o zaman ben, bu kıyafetle yanlarına gidersek odalara bile götürmeden orda sikerler bizi dedim, Buşra da, siksinler kızım, zaten sikilirken seyretmek ve seyredilmek nasıl birşey diye merak ediyordum diye güldü, ama grupseks yoktu olayın içinde!" dedi. Ben de, "Bir dahaki sefere biz onları ağırlayalım!" dedim. "Olur aşkım! Mert de senin kadar iyi sikici, ne zaman isterlerse gelsinler!" dedi...
Hava kararmıştı. Otobandaki tesisleri gösterip, "Çek şuraya, kuytu bir yere yanaş!" dedim. Hatice, "Bu kadar çok am göt sikiş muhabbeti yapınca sen de kudurdun benim gibi değil mi?" dedi. En kuytu kısma park etti. Arka koltuğa geçip pantolonu sıyırdım. Arkası bana dönük kucağıma gelip, yarağımı amına aldı, oturup kalkmaya başladı. "Ohhh, acaba bizi seyredenler var mıdır, ohhh, Furkanımmm!" diye diye, hem kendisi orgazm oldu, hem beni boşalttı.
[Furkan]
65 notes
·
View notes
Text
ÖNEMLİ DUYURU:
Artık fazla geliyor çoğunuz. Burası Tumblr, 3391km adında bir kitapta geçenleri gerçekleştiremezsiniz. Siz yokken biz vardık ama bizler kendimizden 6-10 yaş büyük insanlara duygu beslemedik. Tamam beni tanıyan tanıyor, kırmamak için sohbet falan ediyoruz ama iyice cıvkı çıktı bunun. Farkındayım kanınız kaynıyo ama aramızda kuşak farkı var. Günde 3-4 kişi bu şekilde geliyorsunuz, hepinizi dinliyorum, destek vermeye çalışıyorum. Bi mesafe koyalım aramıza çünkü pedofili değilim. Uzun süredir psikolojik destek veriyorum erkekli/kızlı bundan öteye geçmeyelim, Ha sohbet etmek isterseniz ederiz, tanışırız. LÜTFEN 18 YAŞ ALTI KARDEŞLERİM DUYGU BESLEYECEKSE YAZMASIN. 1970lerde yaşamıyoruz 14 yaşındaki kızı kaçırmam babanız gibi.! Burada 18 yaş altında konuştuğum, karakterini sevdiğim, desteğe ihtiyacı olan kızlar var evet ama duygu beslemiyoruz... Yani bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Ben EGE değilim. Türkiye'de yasayan bir gencim. O kitabında 20-30 sayfasını okuyup, bir tekmede çöpe fırlattım.
239 notes
·
View notes
Text
ETHİCASİGORTA - DRAGON+ (6)
Kasko sigortası, araç sahiplerinin karşılaşabilecekleri olası risklere karşı korunmalarını sağlayan önemli bir sigorta türüdür. Ancak, birçok kişi için kasko sigortasının maliyeti önemli bir faktördür. Kasko fiyatları, aracın özelliklerine, sürücünün tecrübesine ve sigorta şirketinin sunduğu hizmetlere göre değişiklik gösterebilir. Kasko teklifi almak, araç sahiplerinin farklı sigorta şirketlerinin sunduğu fiyatları karşılaştırarak en uygun ve avantajlı seçeneği bulmalarını sağlar. Bu blog yazısında, kasko sigortası hakkında detaylı bilgi alabilir ve kasko teklifi alma süreci hakkında ipuçları bulabilirsiniz. Hayalinizdeki kasko sigortasını uygun fiyatlarla almak için doğru adımları atmayı ihmal etmeyin.Kasko fiyatları karşılaştırması yaparak en uygun kasko teklifini alın.
Kasko Teklifi Al
Kasko teklifi al ararken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var. Öncelikle, kasko fiyatları karşılaştırması yaparken bütçenizi doğru şekilde belirlemelisiniz. Bu noktada, farklı sigorta şirketlerinin sunduğu fiyatları karşılaştırmak için https://www.ethicasigorta.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
Ardından, poliçenizin kapsamını ve teminatlarını detaylı bir şekilde incelemelisiniz. Hangi durumlarda ne tür bir koruma sağlayacağınızı bilmek, doğru kasko teklifini almanıza yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, ekstra hizmetler ve avantajlar konusunda da bilgi sahibi olmalısınız.
Son olarak, kasko teklifi almak için online form doldururken tüm bilgilerinizi doğru ve eksiksiz bir şekilde girmeniz önemlidir. Yanlış veya eksik bilgiler vermek, size uygun olmayan bir kasko fiyatları almanıza sebep olabilir. Bu nedenle, gerekli dikkati göstererek doğru teklifi alabilir ve aracınızı güvence altına alabilirsiniz.
Kasko Fiyatları
Kasko sigortası, araç sahiplerinin olası kazalar ve hasarlara karşı korunmasını sağlayan önemli bir sigorta türüdür. Her araç sahibinin kasko sigortası yaptırması önerilir ve bu sigortanın fiyatları, birçok farklı faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Araç markası, modeli, yaş ve sürücü geçmişi gibi faktörler, kasko fiyatları üzerinde etkili olabilir. Kasko sigortası yaptırmak isteyenler, farklı sigorta şirketlerinden kasko teklifi alarak fiyat karşılaştırması yapabilirler. Ethica Sigorta'nın kasko fiyatları hakkında detaylı bilgi almak ve teklif almak için web sitesini ziyaret edebilirler.
604 notes
·
View notes
Text
PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI
=============================
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor.
.
Soru: Pekiyi kaç Müslüman var?
YANIT: 1,4 milyar Müslüman;
~1 milyar Asya,
~400 milyon Afrika,
~44 milyon Avrupa,
~6 milyon Amerika kıtasında yaşıyor.
.
👉Yâni Dünyada 1 Musevi’ye karşın 100 Müslüman var...
.
İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha varsıl/zengin, daha eğitimli ve daha mucitler?
.
Tarafsız ve bilimsel yollarla belirlenmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün.
.
👉Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert EİNSTEİN bir Yahudiydi.
👉Psikanalizin babası Sigmund FREUD bir Yahudiydi.
👉Karl MARKS Yahudiydi.
.
Tüm İnsanlığa varsıllık/zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım;
👉Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
👉Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
👉Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
👉Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
👉Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
👉Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
👉Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
👉Bernard Katz nöromasküler iletişim kaslarla sinir sistemi arası iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
👉Andrew Schally endokrinoloji metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
👉Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini geliştirdi.
👉Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
👉Stanley Cohen embriyoloji embriyon ve gelişimi çalışmaları dalında Nobel aldı.
👉Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
👉Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
👉Benno Strauss paslanmaz çeliği,
👉Isador Kisse sesli filmleri,
👉Emile Berliner telefon mikrofonunu,
👉Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
👉Stanley Mezor ilk mikro işlem çipini icat etti.
👉Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
.
~Son 100 yıl içinde Yahudiler yalnızca bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken,
~1.4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı.
.
Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler?
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara, işadamlarına, markalarına bakalım;
* Ralph Lauren (Polo),
* Levi Strauss (Levi's Jeans),
* Howard Schultz (Starbuck's),
* Sergei Brin (Google),
* Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
* Larry Ellison (Oracle),
* Donna Karan (DKNY),
* Irv Robbins (Baskins & Robbins),
* Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts),
* Richard Levin (Yale Üniversitesi'nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
* Michael Douglas,
* Dustin Hoffman,
* Harrison Ford,
* Woody Allen,
* Tony Curtis,
* Charles Bronson,
* Sandra Bullock,
* Billy Crystal,
* Paul Newman,
* Peter Sellers,
* George Burns,
* Goldie Hawn,
* Cary Grant,
* William Shatner,
* Jerry Lewis,
*Peter Falk...
Yönetmenler ve Yapımcılar arasındaki Yahudiler:
* Steven Spielberg,
* Mel Brooks,
* Oliver Stone,
* Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),
* Neil Simon (The Odd Couple),
* Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),
* Michael Mann (Starzky and Hutch),
* Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus),
* Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
* Ivan Reitman (Ghostbusters) ,
* Kohen Kardeşler,
* William Wyler.
* William James Sidis
.
Sorun kendinize;
250’lik IQ derecesiyle dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dindendir?
Dünya tarihinde IQ'su 250-300 arasında olduğu söylenen ismi çok da bilinmeyen biri var o kişi William James Sidis. Bir zamanlar yaşayan en zeki insan olarak bilinen W.James Sidis, 1 Nisan 1898'de New York'ta doğdu.
.
Sorun kendinize;
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
.
Yanıtı şudur;
Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir).
.
SORU:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
.
YANIT:
Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için. Büyük oranda din eksenli, sorgusuz, araştırmasız, ezberci ve dayatmacı eğitim verdikleri için Müslümanlar güçsüzdür.
.
Oysa gezegenimizde yaklaşık 1 MİLYAR 477 MİLYON Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam dünya nüfusu içinde;
Her 5 kişiden biri Müslüman olup
Her bir Hindu'ya 2 Adet Müslüman düşmektedir ve her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır ve her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
.
Nedeni eğitimsizliktir!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır. Bunların kalitesi de başka bir sorundur.
.
Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiçbirinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?
YANIT; Kalitesiz ve ezberci eğitim...
.
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK
.
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan Dünyasında okuma yazma bilenlerin oranı
% 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur.
15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma, yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir.
.
Müslüman ülkelerde durum bunun tersidir: 100 kişiden sadece 40’ı okuma yazma bilir ve herkesin okur yazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır!
Bunların %50’si ilkokulu, yalnızca %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
.
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK
.
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir.
Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir. Her 1 milyon Müslüman kişiye yalnızca 1 bilim insanı düşmektedir.
.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür.
Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN?..
YANIT: Kalitesiz, ezberci eğitim ve ARGE’ye araştırma geliştirmeye yeterli kaynak ayrılmaması.
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma, geliştirme bütçesi olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma, geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
.
SONUÇ
İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur. Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır. Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
~Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir.
~Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
~Hristiyan Singapur'da bu oran % 58'dir.
.
Gelecek BİLGİ temelli toplumların olacaktır.
İlginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.
Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte;
Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve
Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır.
Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.
.
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir.
Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir.
Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur:
İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
.
CEVAP: Eğitim yoksunluğu. Tam anlamıyla söylersek; KALİTELİ ve ÇAĞDAŞ EĞİTİM YOKSUNLUĞU.
Çok kesin biçimde söylersek;
~AKILCI OLMAYAN,
~EZBERCİ,
~TESLİMİYETÇİ,
~DİN EKSENLİ,
~ÇAĞDIŞI EĞİTİM.
.
Araştırmayı yapan:
Dr. Faruk SALEEM
İslamabat - PAKİSTAN
22 notes
·
View notes
Text
SORU POSTU 👻
1-Birinci soruyu soran kişi soru postunu paylaşan kişi hakkında en merak ettiğin şeyi sor
2-Başkası yaptığında başkası adına utanacağın bir şey
3-Gerçek aşk nedir
4-Başka bir gezegende yaşyabilsen bu hangisi olurdu
5-Olmasini istediğin anda olan bir şey oldu mu(keşke bunu dilemeseydim dediğin)
6-Hayatını değiştiren bir olayı anlat
7-Bugün nasılsın ? iyiysen neden kötuysen neden
8-Ff
9-Bir fotoğrafını paylaş
10-Senin için anlamı çok olan ama diğer kişiler için sıradan olabilecek bir şey(senin için neden önemli)
11-Sevdiğin birine söylediğin ve daha sonra pişman olduğun bir yalan
12-Bu dünyada bir şeyi değiştirebilsen neyi değiştirirdin
13-Sonsuza kadar sadece bir günü yaşayacak olsan bunun hangi gün olmasını isterdin
14-Seni hayal kırıklığına uğratan bir olay
15-Tumblrda en sevdiğin 3 blog
16-3 tane sevdiğin kitabı bizimle paylaş
17-Kesinlikle izlemelisiniz dediğin 3 film
18-Hayatta mucizelere inanır mısın
19-İnandığın ama halk dilinde hurafe olan bir şey var mı
20-Sezen aksu'nun dediği gibi : ....... (tamamla)
21-Bir film karakteri olsan bu hangisi olurdu ve neden
22-En sevdiğin çicek
23-En sevmedigin yemek nedir
24-Keşke gerçek olsaydı dediğin bir şey
25-Türk dizi tarihinde en iyi ilk 3 dizi
26-Wp de en son kimle konuştun
27-Yerin dibine girseydim dediğin bir an
28-Mitolojiye inanir misin
29-İnternetsiz bir hayat senin için ne anlam ifade ediyor
30-Kaç tane sevgilin oldu
31-Kıskançlık dozun hangi seviyede
32-Takıntılı olduğun bir durum
33-Senin için vazgeçilmez dediğin bir özellik
34-Karşı cinste dikkat ettiğin 3 şey
35-Hayaller gerçekleştirilmek için mi varlar yoksa gerçekleşmesini her yoluyla izlemek için mi neden?
36-İnsanların bayılarak yediği ama senin nefret ettiğin bir şey
37-10 dakika önce ne yapıyordun
38-Fobin var mı
39-Üşengeçlikte sınır tanimam diyerek yaptığın bir şey
40-Birini çekici yapan 3 şey
41-Sır söyle
42-En son favorilerine eklediğin 3 ürün
43-Ön yargıya sahip olduğun bir şey var mı
44-Sosyal mecra üzerinde gösteriğin kişilik gerçek sen mi yoksa olmak istediğin mi
45-Rahatlamak icin yaptığın bir şey
46-Hayatınızdaki kaç arkadaşınıza gerçekten güveniyorsunuz?
47-İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?
#soru#soru postu#sorun#kesfet#keşfet#alıntı#sevgi#kitap#kitap alintilari#spotify#kitap sözü#kitaplar#kitapkurdu#sorun gelsin#hayalhanem
776 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/aa40e4081fbfe90fa72675728e06b539/6140b82f2f5213da-2a/s540x810/9a41a5a2f62be9284eb926ae6d964ef2c2c926c2.jpg)
"ATALAR TAŞA KAZIYIP YAZMIŞLAR
BİZ OKUMAKTAN ACİZİZ "...
BİLGE KAĞAN YASASI:
EN ESKİ TÜRK ANAYASASI "TÖRE"
1. Tengri (yaratan) Tektir.
2. Her kim ki, Tengri'den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın.
3. Bir İl(Ülke), bir Kağan, bir Tengri..
4. Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir. Kim ki, töreye uya kutlanır. Kim ki, töreye kıya katlanır..
5. Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.
6. Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.
7. Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak.
8. Ana-babaya ve ataya tazim(saygı) duyulacak.
9. Hısmına sarılacak, komşusunu gözetecek.
10. Er kişi yalan söylemeyecek.
11. Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.
12. Kim ki, bir ırza musallat olursa, canından olacak.
13. Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.
14. Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya(cehennem) uçacak.
15. Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.
16. Baş kaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek.
17. Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak.
18. Kin ve gururdan uzak olunacak.
19. Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.
20. Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak.
21. Kızı isteyen Kağan da olsa, bey de olsa, kız istediğine verilecek.
22. Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.
23. Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.
24. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.
25. Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın.
26. Güçlüyken affet, zayıfken sabret.
27. Yazgına asi olma.
28. Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma.
29. Herkes adaletle iş görecek.
30. Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.
31. Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.
32. Kağan o dur ki, adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa, İl yok olur. İl olmazsa, budun kul olur.
33. Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin!
"Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?"
(Bilge Kağan Yazıtı - 730
Orhun Irmağı yakınları, Ötügen-Moğolistan)
45 notes
·
View notes
Text
✍️
Uzun ve yorucu bir günün ardından genç bir kadın sonunda trendeki koltuğuna oturdu, evine huzurlu bir yolculuk umuduyla. Gözlerini kapadı, çok ihtiyacı olan bir dinlenmeye hazır.
Ancak umutları, yanında oturan, telefonunu çıkaran ve tüm vagonun duyabileceği kadar yüksek sesle konuşmaya başlayan adam tarafından hızla yıkıldı.
"Merhaba tatlım, ben John! Trendeyim," diye duyurdu.
“Evet biliyorum saat 6:30, 4:30 değil ama uzun bir toplantı yaptım. “
"Hayır tatlım, hesaplar'dan Cathy ile birlikte değildim - patronla beraberdim, yemin ederim. “
"Hayatımdaki tek kişi sensin. Evet, eminim canım. “
Tam on beş dakika boyunca sohbet uzadı, sesi boşluğa hakim ve etrafındakilerin sabrını test etti.
Sonunda genç kadın bıktı. Ona yaklaştı, sonra yüksek sesle telefonuna konuştu:
"John, sevgilim, telefonu kapat ve yatağa geri dön. “
Tren vagonu kahkahaya boğuldu ve John'un yüzü kırmızıya döndü. Anında kapattı.
Ve o günden sonra, John bir daha halk içinde yüksek sesli telefon görüşmesi yapmadı.
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/4d7b7b779c16f14021a86ae64349fc9c/016b9754546f9484-72/s540x810/3d732f02b44277ef55d62597f04b562dd2db7fe7.jpg)
23 notes
·
View notes
Text
POZİTİVİZM (BİLİMCİLİK) SAFSATASI
❓Pozitivizm (Bilimcilik) Fikri Neden Tutarsızdır?
Bilim farklı bir şeydir, bilimcilik farklı bir şeydir.
Pozitivizm (bilimcilik); sadece gözlem, ölçü ve deney yoluyla elde edilen bilgilerin kabul edilmeye lâyık olduğunu öne süren felsefî düşüncedir.
Yani pozitivizm (bilimcilik), naturalizm (doğacılık) ve materyalizm (maddecilik) fikirleri ufak farklar dışında birbirleriyle neredeyse üçüz kardeş gibidir.
Peki bu felsefî görüş mantıksal açıdan niye hatâlı ve tutarsızdır? Tarafsız ve doğruyu arama niyetiyle düşünen bir insanın, bilimcilik felsefesinin yanlış olduğunu görmemesi imkânsızdır. Çünkü:
1. Epistemoloji’de bilginin tek kaynağı gözlem değildir. Çünkü doğru bilginin üç yolu vardır:
“1- Akıl, 2- Duyular, 3-Haber”.
Meselâ mantıksal ve matematiksel birçok kural bilimsel gözlemin dışındaki zorunlu gerçeklerdir. Örneğin mantıktaki “Çelişmezlik” (Ar: Adem-i Tenâkuz / Ing: Non-Contradiction) ilkesi sadece akıl ile bilinmektedir.
Yine mesela "3’ten 8’i çıkarırsak sonuç -5 eder." kuralı mantıkî açıdan tamamen doğrudur. Ama bu gerçek hayatta test edilemez. (Misâlen dış dünyada üç nesneden beş nesne çıkarılamaz.)
Yine geçmişte yaşayan kişiler ve tarihi olaylar ile ilgili zihnimizdeki bilgiler de (mütevatir) haber vasıtası ile bilinmektedir.
2. “Pozitivizm” fikri daha ilk bakışta kendi kendini yanlışlayan bir görüştür. Çünkü eğer birisi "Tek gerçek, doğadaki bilimsel çalışmalar yoluyla elde edilen bilgilerdir." fikrinin doğru olduğuna inanıyorsa aslında bu görüşü savunması mantıksız olur çünkü inandığı bu fikrin kendisi de doğa bilimleri, gözlem ve deney vasıtasıyla elde edilmiş bir fikir değildir. Yani fizikten veya kimyadan "Sadece doğadaki bilimsel çalışmalar sonucu ulaşılan bilgiler geçerlidir." şeklinde bir bilgi ortaya çıkamaz. O zaman bu kişi, bilim yoluyla elde edilmemiş bu görüşü savunursa kendiyle çelişir.
3. Bilimin kendisinin dayandığı birçok temel varsayım da doğa bilimleri ile elde edilmiş değildir.
Meselâ "Evren/Doğa ve diğer insanlar gerçektir." düşüncesi bir bilimciye göre sadece bir ön kabuldür. Çünkü bu fikir, mümkün olan çok sayıda yaklaşımdan sadece birisidir.
Veya "Doğada belli yasalar vardır, bu yasalar her yerde ve her zaman değişmeden işlemiştir ve aynı şekilde işleyecektir." düşüncesi de tamamen bir kabuldür. Çünkü bilim, gelecek ile ilgili bir şey söyleyemez. Bunu bir "Tümevarım Problemi" olarak isimlendirebiliriz.
4. Bilimsel çalışma yapan materyalistler, maalesef sadece gözlemlerini anlatmak yerine insanlara "Gördünüz mü otuz denemenin otuzunda da aynı sonuç çıktı. Demek ki bin sene önce de aynen böyle oldu, bundan bin sene sonra bile bu olay böyle gerçekleşecektir." diyerek veya "Gördünüz mü şu anda hep anne-baba birleşmesi sonucu insanlar doğuyor o zaman İsa peygamber babasız yaratılmış olamaz." diyerek gözlemden ayrılıp bir de "geçmiş zaman ve gelecek zaman" hakkında hüküm vermektedirler. Hâlbuki bahsedilen bu konular bizim için gözlem sahasının konusu değildir. Hem "Gözlenemeyen şeylerden bize bahsetmeyin." deyip hem de gözlem dışı konularda konuşmak bir çelişki değil midir?
Bilim, deney ve gözlem yapmaktan ibâret ise bilim kelimesinin ardına sığınıp gelecek hakkında kesin sözler söylemek bir çeşit falcılık sayılmaz mı?
6. Aynı şekilde “güzel ve çirkin” gibi kavramlarının karşılığı bilimsel verilerden elde edilemez. Meselâ iki sanat eserinden hangisinin daha güzel olduğu meselesi bilimsel bir alan değildir. En fazla iki eserden birisine bakıldığında hangi hormonların devreye girdiği gibi gözlem sahasındaki olaylar bilimsel alana girebilir. Hepsi bu. Yani sanat ve estetik de bilimsel değildir.
7. Yine bilim bize ahlâkî değerler açısından da bir yaşam şekli sunamaz. İyi-kötü, doğru-yanlış kavramları ve "Ben hayatımda hangi ahlâkî değerleri dikkate almalıyım?" soruları da bilimsel çalışma sahasının dışındadır. Yani bilim, dünyanın sosyal düzeninin şu anda hangi durumda olduğunu bize söyler ama hangi durumda olması gerektiğini söyleyemez. Bundan sebep "hayatın amacı" gibi kavramlar da bilimin konusu olamaz.
SONUÇ
O hâlde varlık konusunda insanların aklına sınır koyma çabası neden? "Hayır! Beş duyu organınla algılayamadığın şeyler yoktur. Onları kabul edemeyiz!" diye mantıksız bir baskı yapmak niye?
İnsanoğlunun duyuları henüz bazı şeyleri algılayamıyor diye "O şeyler yoktur!" demek; tıpkı doğuştan itibâren gözleri görmeyen birisinin "Dört duyu organım ile algılayamadığım şeyler yoktur. Renklerin varlığını kabul etmiyorum." demesi gibidir. Varlığın sadece bizim 5 duyumuzla algılayabildiğimiz şeylerden ibâret olduğu iddiası nereden çıktı? Bu gereksiz ve dayanaksız sınırlama hangi amaçla insanlara dayatılıyor?
"Benim algılayamadığım şeyler yoktur. Var olduğunu kabul etmem." demek ve bunda ısrar etmek "Henüz keşfetmediğimiz canlı türleri, mekânlar, maddeler vb. şeyler yoktur." sözü gibi hatalıdır. "Henüz bana ulaşmayan hiçbir olay yaşanmamıştır." demek kadar da mantıksızdır.
Elbette bu maddeleri arttırmak mümkündür.
Sonuç olarak net bir şekilde bilmemiz gereken şey şudur:
“Bir şeyin kabul edilebilir olması için illâ ki "bilimsel yöntemle gözlenebilir olması" şart değildir.” Ve yine bilinmelidir ki “Bilimsel olmayan, gözlenemeyen her şey hurâfedir.” diye dayatmanın aslında ta kendisi hurâfedir. Hiçbir mantıklı dayanağı olmayan bir görüştür.
(...)
👤 Mehmet Yalçın, 2020
📖 “Gerçek Mucize” Çalışmasından...
14 notes
·
View notes
Text
Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi gönderen arkadaşımıza medeni ceseretinden dolayı teşekkür ederim.
Selam arkadaşlar ben 39 yaşımdayım bembeyaz bir tenim var ismim Poyraz 183 boyunda 90 kiloyum trans kadınım çocukluğumda evimizde 7 kız vardı onları birçok kez sevişirken yakalamışlığım var lezbiyenler gibi birbirleriyle sevişirlerdi en büyük ablam öğretmen olarak atandı 14 yaşımdaydım o zamanlar arkadaşlarım 31 çekiyor ben bakıyordum hatta onlar 31 çekerken ağzıma almak geliyordu içimden. Lise başlamıştı ergenlik döneminde ablalarım annem bana o kadar narin davrandılar ki kendimi kadın gibi hisseder olmuştum lise 2 deyken çok yakışıklı bir arkadaşım vardı ismi Hasan Hüseyin di Hasan birgün TRT den davetiye aldığını 6 kişi gidebiliriz dedi ablalarım ben hasan hep birlikte gittik ablam Hasan a kur yapıyordu program başlamadan ışıklar kapatıldı ablam Hasan ın sikini tuttuğunu sanıyordu ama Hasan la yer değişmiştik benim sikimi avucunun içine aldı okşadı pantolonumun üzerinden hoşuma gitmişti ama istemsizdim ışıklar yanmadan Hasan ile yeniden yer değiştirdik program başladı reklam arasında yine lambalar kapanmıştı dikkatlice Hasan ın sikine bakıyordum loş bir ışık vardı ablam ( bilmeden bana yaptığını ) Hasan ın sikini tuttu resmen çadır kurmuştu Hasan ablam eğildi Hasan'ın sikini ağzına aldı tam o sırada başlama anonsu yapıldı hemen apar topar yerine oturdu Hasan ın siki rahat 20 santim vardı çadır kurmuştu belliydi program umurumda değildi Hasan ın sikine aşık olmuştum ne kadar uzun belli oluyordu ama kalınmı bilmiyordum gece TRT de bitmiş servis ile eve gidiyorduk ablam Hasan a telefon numarasını verdi birbirlerine çağrı attılar ilk biz indik eve gittiğimizde ablamı anneme şikayet ettim annem kızmadı bile sabah okula gittim Hasan a okul çıkışı bize gidelim evde kimse yok 31 çekeriz dedim o da am sikmek göt sikmek dururken 31 mi çekeceğiz dedi sen gel ben birşeyler bulurum dedim okul çıkışı bize gittik.
Banyodan ablalarımın kirli iç çamaşırını getirdim sırf Hasan ın sikine yakından bakabilmek için soyundu bende soyundum lan oğlum sen kız gibisin bu ne dedi bende istersen senin kız arkadaşın olurum ne dersin dedim sikini tutup ağzıma aldım Hasan a sakso çekmeye başladım Hasan kendinden geçti boşaltana kadar saksoya devam ettim bütün döllerini yuttum tekrar ağzıma aldım sertleşince kıçımı Hasan a verdim Hasan bir hamlede sert bir şekilde bastırdı hepsini içime soktu bekledi bekledi sonra birden çıkardı tekrar soktu hızlı hızlı girip çıkmaya başladı saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım ablam girmiş odaya bizi izliyordu eli amındaydı Hasan ablamı çağırdı ablam adetliyim adetten sonra dedi . Söz verdi o kısmı başka zaman yazacağım umarım beğenirsiniz teşekkür ederim
28 notes
·
View notes
Text
Tatlı Komşum! (7) (Furkan 31 Y., Manisa)
Tatilin 4. günü sabahı kahvaltıdan sonra havuzda yüzdüm, karım yine odada kaldı. Bara gittim, her zamanki barmen yoktu, stajyer biri vardı. Tuvalete gidip dönüşte soda alayım dedim. Aşağı indim. Tuvaletten çıktığımda, inleme ile nefes alıp verme arası bir ses duydum. Sandalye labirentine usulca girdim. Benim Olga'yı siktiğim yere 5 metre kala durdum, loş ışıkta etrafa baktım, aynı yerde o günkü zenci temizlikçi kadın domalmış, barmen arkadan amına sokmuş gidip geliyordu. Kadının kafası benden tarafayken, barmen önündeki kalça ve amcığa odaklanmış, gidip geliyordu. O an ne kadar dikkat etsem de kadın beni gördü, ama kaçmadı, geçen gün onun beni seyrettiği gibi ben de onun sikişmesini izledim. Elimle okey işareti yaptım, gülümsedi bembeyaz dişleri ile. Barmen ise kendi derdinde, bir an önce boşalma sevdasındaydı. O an sandalyeye çarptım, barmen korkmuştu, toparlanmadı bile hemen diğer kapıdan kaçtı.
İki adımda zencinin yanına gittim ve "Yarım kaldın!" deyip elimi amına attım. "Please, lütfen!" dedi. Ben de, "Akşam şu numaralı villaya gel, saat 23:00'de!" dedim. "Neden?" dedi toparlanırken. "Hem para kazanırsın, hem bundan kimsenin haberi olmaz, işini kaybetmezsin!" dedim. "Ben fahişe değilim!" dedi sert��e. "Öyle demedim, sen gel!" dedim. Dönüp çıktım. Gün içinde 2 kez daha karşılaştık. Bir defasında, "İsmin ne?" dedim. Etrafa bakınıp, "Aishe!" dedi. Nijeryalıymış, öğrenci değişimle otelcilik okumuş. O gün akşama dek ne seviştik, ne de içtik, sessiz kontrat sanki, detoks yaptık.
Gece saat 22:30'da ekiple buluştuk, "Size sürprizim var!" dedim. Merak ettiler, ama söylemedim. Onların odaya geçtiğimizde votkaları içerken saat 23:00 oldu, ama Aishe'nin gelip gelmeyeceğinden emin değildim. 5 dakika sonra cam tıkırdadı. Açtım, Aishe, içeri aldım. Ekiple tanıştırdım. Aishe, "Gördüm sizi daha ilk günden!" dedi. Aslında tuvalete girerken beni gördüğünü, çıkışımda bilerek ses çıkardığını anlattı. Olayın en başından beri en girişken olanımız Boris'ti. Sanırım o da benim gibi hiç zenci sikmemişti ve bu hayaliymiş gibi Aishe'yi ayağa kaldırdı. Galiba yerel kıyafetlerinden biriydi üzerindeki, boynundan bağlı, rengarenk. Çözdüğünde, koca bir çarşafı andıran elbiseyi ayaklarına düşürdü.
Hepimiz birlikte Aishe'nin çevresini sardık. Kadınlar birer birer göğüslerini öperken, ben yere çökmüş amcığını dilliyor, kalçalarını avuçluyor, Boris ise dudaklarını koparırcasına öpüyordu. Aishe'nin ayakları yerden kesiliyor, aldığı zevkten başı dönüyor, tutmasak düşecek gibi oluyordu. 5 Dakika sonra yatakta yatan Aishe'nin amını emen Olga bana domalmış, ben amcığına sokmuşken, Boris Aishenin ağzına vermiş, Ebru da Boris'e amcığını yalatıyordu.
Boris ilk siken oldu Aishe'yi, ben karısını sikmekle meşgulken. Sonra ben Aishe'yi götünden sikerken Olga ise Ebru'nun amını parmaklarıyla sikiyor, amını ve götünü emiyordu. Kadınları hem amdan hem götten birer kez siktik o gece. Sabaha karşı 03:00 gibi Ebru ile birlikte odalarından çıktığımızda, takati kalmamış Aishe, Boris ve Olga'nın arasında kıvrılmış uyuyordu...
Tatil sonuna dek her akşam aynı şeyler yaşandı, hatta son gece barmen de aramıza katıldı 6 kişi olduk. Dönüşte karımı ve oğlumu memlekete bıraktık. Standart her yaz kış yaptığımız gibi bir hafta sonra karımı ve oğlumu almaya gittim. Karımda bir tuhaflık vardı. Bana, "Biraz dışarı çıkalım!" dedi. Gidip bir kafeye oturduk. Karım özellikle kuytu bir köşe seçmişti. "Ne oluyor?" dedim. Karım, "İyi kötü 10 yıl geçirdik beraber, ama artık farkındaysan olmuyor!" dedi. "Bu ne demek?" dedim. Karım, "Boşanmak istiyorum!" dedi. Evet aslında severek evlenmiştik, ama sonrasında aşk alışkanlığa dönmüş, son bir yıldır sanki ikimiz de birbirimize yük oluyor gibiydik...
"Ne oldu?" dedim. Karım, "15 tatilde buraya geldiğimde üniversiteden bir arkadaşımla karşılaştım. Oturup bir kahve içtik, o evlenip ayrılmış. Sadece eski okul anıları olarak başladı sohbet, ama sonrasında telefon trafiği başladı. Önce mesaj, sonra konuşma, derken senin de Ebru ile yakınlaşmanı görüyordum. 5 aydır konuşuyor yazışıyoruz. Şimdi bir haftadır burdayım ve hergün buluşup, akşama dek konuşuyoruz..." dedi.
Sanki onca haltı yiyen ben değilmişim gibi, karıma, "Aldatmadın değil mi?" dedim. "Hayır! Sana ve kendime o saygısızlığı yapmam. Tayin istedim zaten buraya, bakanlıkta tanıdığı varmış ayarlandı, yaz sonunda burada başlayacağım!" dedi.
Bunu bu kadar sakin karşılamama ben bile şaşırdım. Oğlumuzun kiminle kalacağını konuştuk. Evi konuştuk, zaten 6 taksit ödemiştik. Kredi borcu duruyordu ve satsam ancak krediyi kapatırdım. Herhangi bir şey istemediğini söyledi ve anlaşmalı boşanmaya karar verdik. Oğlumuza nasıl açıklayacağımızı bilemedik. Dilekçemizi hazırlamıştı, imzasını bile atmış. Adli tatil bitiminde tek celsede boşandık. Oğlumuz üzülse de, her tatilde benimle olacaktı, bazen hafta sonları da, çok olgun karşıladı. Karım, pardon eski karım eşyalardan da almadı...
Ebru buna üzülmüş görünse de içten içe seviniyordu. Bu arada Hatice yaz boyunca hemen hemen her hafta bir kez geldi. Bazen akşamları gelip kaldı... Olga da bir kez uçakla geldi, Cumartesi günü akşama dek aşk yuvamızda Ebru ve benimle oldu, akşam geç vakit Ebru evine gidince de, Olga ile sabaha kadar beraber uyuduk! Boris'in niye gelmediğini sorduğumuzda, onun Aishe için Antalya'ya gittiğini, kendisininse oraya değil bize gelmek istediğini anlattı. Pazar günü havaalanına bıraktım Olga'yı...
Kış gelince sorunlar çıkmaya başladı. Evi satmayıp krediyi ödemeye çalışıyor, oğlana para yolluyor ve kendi geçimimi sağlamaya çalışıyordum. Bu arada Ebru'nun karşı çıkmalarına rağmen, Cevat bahçe içinde bir dubleks ev almış, oraya taşınma planları başlamıştı. Herkesin kendi derdi vardı.
Ebru'nun dükkana gittim bir gün, moralim bozuktu. "Erken çıkabilir misin?" dedim. "Olur!" dedi. Çıkıp birkaç bira alıp piknik alanına sürdüm arabayı. İkimiz de düşünceliydik. Ebru, "Biz taşınacağız, yani senin dairenin avantajı bitecek, senin orayı kiraya ver, gelen kirayı ben de takviyelerim krediyi ödersin. Aşk yuvamızı derleyip toplayalım, sen oraya taşın, nasıl olsa kirasını veriyorum ben zaten!" dedi. 3-4 gün içinde evi boşaltıp, evdeki eşyalarla boyayıp badana yapıp eski eşyaları attığımız aşk yuvamıza taşındım. Bundan en çok Hatice memnun oldu. Ama halen Ebru'nun Hatice'den haberi yoktu...
Aralık ayıydı, kar yağıyordu. Ebru aradı, "Cevat abin seni çağırıyor, kış bahçesinde karda mangal yakıp sucuk yapacakmışsınız!" dedi. Mangalı yakıp masaya oturduğumuzda Cevat konuşmaya başladı. "Bizim oğlanlar... (içeriden sesleri geliyordu. Biri odasında kulaklıkları takmış sağında arkanda diye bir silahlı oyun oynuyorken (E-sporcu olacakmış), diğeri Bas gitarıyla kendince beste yapıyordu (müzik yapmak istiyormuş), Bizim oğlanların akılları bir karış havada! Ebru ile konuştuk. Ben artık işlere yetişemiyorum. İşi sana öğreteyim, ben kenara çekileyim. Hatta ileride sana küçük ortaklık bile verebilirim başarılı olursan. Benimle çalışır mısın?" dedi. O günkü maaşımın tam iki katı bir rakamı da, "Bu da maaşın, altına da şirket arabası veririz. Sat arabanı, evin kredisini kapat. Sen bize iyi bir dost oldun, iyi de bir ortak olursun!" dedi. (Zaten karını ortak kullanıyoruz! diyesim geldi).
Kabul etmemek aptallık olurdu. Ertesi gün SGK ile vs. uğraştım. 11 yıllık kıdem tazminatım da iyi para tuttu. Arabamı da satıp evin kredisini de kapattım, elimde kalanı da bankaya yatırdım. Haftanın neredeyse her akşamı Hatice, ya oğlan yatınca, ya da alış veriş bahanesiyle bana iniyor, sikişip gidiyordu. Öyle bir hal aldı ki, çöp dökmeye çıkınca bile uğruyordu, tabii Ebru'nun olduğu akşamlar hariç.
Bir gün Hatice erken geldi, saat daha 21:00 falandı. Yüzü gergin ve ağlamış gözler şişmişti. Ne olduğunu sordum. "Oğlum... Bu akşam benimle konuşmak istediğini söyledi. Geçen yaz benim buraya geldiğim günlerden bir tanesinde babasını... " dedi (ağlamaya başlayıp) "Kahya ile bizim tarım makinalarını yedek parçalarının durduğu depoda sikişirken yakalamış, çocuk yaz boyu çok sessizdi, babasıyla da oldukça az iletişim kuruyordu, ergenlik tripleri sandık. Uzun uzun araştırmış babasının neden böyle olduğunu... Bu akşam sonradan mı olduğunu sordu. Tüm olayı anlattım. Bana, Peki sen ne yapıyorsun anne dedi. Lise 2'ye gidiyor, artık herşeyi biliyor!" dedi.
"Ne dedin?" diye sordum. Hatice, "Boynumu büktüm! Ama babasını suçlamıyor, bunun hastalık gibi bir şey olduğunu ve tedavisinin olmadığını kabullenmiş, onun da korkusu duyulursa. En sonunda bombayı da patlattı, Furkan abi iyi biri anne dedi. Hadi git, akşamları ben uyuyunca nereye gittiğini biliyorum dedi..." dedi. Son 1 yılda değişen gelişen bunca şey zaman zaman beni şaşırtıyordu, ama Lise 2'ye giden bir çocuktan beklenmeyecek olgunluk da etkilemişti beni...
İşyerinde işler zaten iyi gidiyordu. Bir tane ana tedarikçi ile çalışıyorduk, ama bunu aşmamız gerektiğini söyledim. Üretimde süper akıllı bir Makine mühendisi vardı, daha 26 yaşında, ama İngilizce süper, onun maaşını zamlandırdım. Yeni bir üretim bandını devreye soktuk. İngiltere'den bir firmaya da mal satmaya başladık. Bunlar Cevat'ın o kadar hoşuna gitti ki, fabrikaya hiç gelmez oldu. Müstakil evinin bahçesini ekiyor,biçiyor, kazıyor, havuzu temizleyip, sabahtan bira içmeye başlıyordu...
Ebru bir akşam aşk yubamıza geldiğinde, Ayşe'nin kocasına yakalandığını ve boşandığını, ama sevgilisinin korkup ilişkiyi bitirdiğini anlattı ve "Morali çok bozuk, karşı dairede kaldı o da, çağırsam sakıncası var mı?" diye sordu. Girip çıkarken hiç denk gelmemişti. "Çağır!" dedim. Ayşe geldiğinde ona da bira açtık. Ebru'nun, (Morali çok bozuk!) dediği Ayşe bülbül gibi şakıyordu. Ebru daha benle sevişmeden çağırmıştı Ayşe'yi, kadının da gitmeye niyeti yoktu. Ayşe karşımızda tekli koltukta, biz ikili de oturuyorduk. Ebru'nun omzuna elimi atıp kendime doğru çektim. Belki Ayşe anlar kalkar gider diye, Ebru da yanağımdan öptü.
Aslında Ayşe'nin otelde olanlardan haberi olduğunu tahmin ediyordum, ama ne olursa olsun dedim, Ebru'nun dudaklara yapıştım. Ebru hiç çekinmeden karşılık verdiğinde elimi kalçalarına atıp sıkmaya, diğer elimle de göğüslerini okşamaya başladım. Ebru elini eşofmanımın üzerinden yarağıma attığında kazık gibiydi zaten. Göz ucuyla Ayşe'ye baktım, bira şişesini apış arasına kıstırmış bizi seyrediyordu. Elimi uzatıp, "Gel!" dedim. Kalkıp Ebru'nun arkasına geçti ve boynunu öpmeye başladı. Elini Ebru'nun koltuk altından geçirip göğüslerini okşamaya başladığında, Ebru da elini geriye atıp Ayşe'nin kalçalarını avuçlamıştı...
Ebru Ayşe'yi ayağa kaldırıp soydu ve aramıza yatırdı koltuğa. Ben koltuktan inip amına dilimi gömdüğümde, Ebru da Ayşe'nin göğüslerini emiyordu. Ayşe, "Ohhh, hiç iki dil aynı anda dolaşmamıştı vücudumda, ne güzelmiş bu, hem amım dilleniyor, hem göğüslerim, ohhhhhh!" diye inlemeye başlamıştı bile. Ebru kalkıp dizlerimin arasına yatıp yarağımı emip ıslattı. Bir süre sonra yarağımı tutup Ayşe'nin amına kendi eliyle soktu. Sonra da kalkıp Ayşe'nin ağzına amcığını götürüp koltukta dikildi. Ben Ayşe'yi sikerken, önümde Ayşe Ebru'nun amını dilliyordu. Hafif domalmış haldeki Ebru'nun göt deliği davetkar duruyordu. Orta parmağımı soktum götüne, ikisi de piston gibi çalışırken, kadınlar inlemelerini kontrol edemiyordu. Ayşe orgazm olduktan sonra Ebru'nun götüne sokup, güzelce sikip, döllerimi püskürttüm...
Sigaralarımızı yakınca Ebru anlattı. "Bugün Olga aradı. Konuşurken seni sordu, iyi, Furkan da biliyorsun boşandı, çok sık görüşüyoruz dedim. Sonra Boris ile bizi özlediklerini, bir gün Ankara'ya beklediklerini söyledi. Biz de özledik Furkan'la beraber. Dur bakalım, Ankara'ya gelme işini ayarlamaya çalışalım dedim. Meğer Ayşe kapı ağzındaymış, duymuş konuşulanları, sonra sorunca da ben de anlattım. Aslında ikimizin de grup seksi özlediğinin farkındaydım, Olga gelip gideli bayağı oldu. Ayşe de grup seksi merak ettiğini söyleyince, böyle bir plan yaptık!" dedi. Ben de, "Plana ne gerek vardı, açık açık söyleseydiniz ya :)" dedim.
[Furkan]
61 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/92693e608aa029070099e9bcb0f01a7a/a3ca6f1c42d08694-36/s540x810/88657ea27ca3e5118541fdde404725aab6e7cb77.jpg)
EN ESKİ TÜRK ANAYASASI
Bilge Kağan ve kardeşi Kültigin yazıtlarına kazılan Bilge Kağan yasaları en eski Türk Anayasasıdır. Buna Türk "Töresi" denir.
Madde 1: Tengri tektir.
Madde 2: Her kim ki, Tengri'den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın.
Madde 3: Bir İl (ülke), bir Kağan, bir Tengri.
Madde 4: Bir kına iki kılıç girmez. Bir Hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir. Kim ki, töreye uya kutlanır. Kim ki, töreye kıya katlanır.
Madde 5: Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.
Madde 6: Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.
Madde 7: Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak.
Madde 8: Ana-babaya ve ataya tazim (saygı) duyulacak.
Madde 9: Hısımına sarılacak, komşusunu gözetecek.
Madde 10: Er kişi yalan söylemeyecek.
Madde 11: Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.
Madde 12: Kim ki, bir ırza musallat olursa, canından olacak.
Madde 13: Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.
Madde 14: Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya (cehennem) uçacak.
Madde 15: Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.
Madde 16: Başkaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek.
Madde 17: Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak.
Madde 18: Kin ve gururdan uzak olunacak.
Madde 19: Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.
Madde 20: Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak.
Madde 21: Kızı isteyen Kağan da olsa, bey de olsa, kız istediğine verilecek.
Madde 22: Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.
Madde 23: Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.
Madde 24: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.
Madde 25: Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın.
Madde 26: Güçlüyken affet, zayıfken sabret.
Madde 27: Yazgına asi olma.
Madde 28: Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma.
Madde 29: Herkes adaletle iş görecek.
Madde 30: Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.
Madde 31: Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.
Madde 32: Kağan o dur ki, adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa, İl yok olur. İl olmazsa, budun kul olur.
Madde 33: Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin!
"Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?"
Kaynak: Bilge Kağan Yazıtı. Yazıtın dikiliş tarih: İS-730.
Yer: Ötüken-Moğolistan.
36 notes
·
View notes