#6 Ekim 2017
Explore tagged Tumblr posts
ziyapasa-01 · 4 months ago
Text
___///HANİYE İçin "YAS" Kararı Tartışma YARATTI❗️❗️❗️
📌3 Ekim 2008 Hakkari, PKK Saldırısı 15 ŞEHİT, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ❗️
📌5 Ağustos 2012 Hakkari, PKK'NIN Saldırısı 8 ŞEHİT, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ❗️
📌6 Eylül 2012'DE Afyon, Korkunç Patlamada 25 Şehit, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ❗️
📌18 Eylül 2012 Bingöl, PKK'NIN Saldırısı 10 ŞEHİT, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ❗️
📌10 KASIM 2012 Siirt, Helikopter Kazası, 17 ŞEHİT, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
📌11 Mayıs 2013 Reyhanlı, Bombalı Saldırı 52 ŞEHİT, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
📌2013 Reyhanlı Saldırısı, 52 KİŞİ Öldü, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
📌2017 IŞİD'İN Reina Saldırısı,
39 KİŞİ KATLEDİLDİ, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
📌2020 İdlib, 33 MEHMETÇİK ŞEHİT EDİLDİ, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
📌2023 Pençe Kilit Harekatı, 12 asker ŞEHİT OLDU, MİLLİ YAS İLAN EDİLMEDİ.❗️
Tumblr media
10 notes · View notes
hanikurumsaldik · 2 years ago
Photo
Tumblr media
👑 Instagram’ın resmen iOS’ta yer alması 6 Ekim 2010 tarihine rastlar. Ve Instagram’ın hikayesi böylece resmen başlamış olur.
👑 Instagram Android cihazlara açılınca bir günden kısa bir süre içinde 1 milyondan fazla indirildi.
👑 Facebook'a satılmadan önce 30 milyon kullanıcısı olan Instagram Eylül 2017 itibarıyla 800 milyon kullanıcıya ulaştı.
3 notes · View notes
sonmuzik · 22 days ago
Text
Hadise Kimdir?
Tumblr media
Hadise Kimdir?
Hadise kimdir? Hadise nerede ve ne zaman dünyaya geldi, müzik hayatına nasıl adım attı, çalışmaları nelerdir? Detaylar Hadise Kimdir? Hadise nerede doğmuştur? Hadise aslen nerelidir? Ünlü sanatçı Hadise Belçika da doğmuştur. Aslen Sivaslıdır. Hadise şuan kaç yaşında? Hadise hangi burç? Pop müzik sanatçısı Hadise şuan 32 yaşında ve terazi burcudur. Hadise Kimdir? Bilinen sahne ismi ile Hadise ya da tam ismi ile Hadise Açıkgöz, 22 Ekim 1985 yılında Belçika’da dünyaya geldi. Hadise’nin annesi Sivas Yıldızeli ilçesi Fındıcak köyünden, babası ise Merkez, Yavu köyündendir. şarkıcı aslen Sivaslıdır. Hadise aslen Sivaslı’dır. Annesinin ismi Gülnihal babasının ise Hasan Açıkgöz’dür. 4 kardeştir, 2 kız ve bir erkek kardeşi vardır. Çok küçük yaşlarda müziğe karşı ilgi duymaya başladı. Ekonomi ve Çağdaş Diller eğitimi aldı. Ancak, müzik tutkusuna yenik düştü ve müziğe yönelmeye başladı. Ailesi, bu konuda Hadise’ye destek verdi. Şimdilerin ünlü şarkıcısı Hadise, 2003 yılında Belçika’nın “Popstar” yarışması olan “Idool” isimli yarışmaya katıldı. Ancak, finale kalan 10 isim arasında yer alamadı. Böyle olmasına rağmen birçok yapımcının dikkatini çekmeyi başardı. Kısa bir süre sonra 2 Brains isimli şirket Hadise’ye sözleşme teklifi götürdü. Teklifi kabul eden Hadise, yapımcıları Yves Gaillard ve Serge Ramaekers ile birlikte kayıt sürecine başlamak için stüdyoya girdi. Hazal Kaya Kimdir? Türkiye’de de albümler yaparak çok sayıda dinleyicinin beğenisini kazanan Hadise, O Ses Türkiye yarışmasın da Beyazıt Öztürk‘ünde bulunduğu programda jüri üyeliği yaptı. Şu an, O Ses Çocuklar isimli yarışma programında jüri üyeliği yapıyor. Hadise’nin albümleri 2005 – Sweat 2008 – Hadise 2009 – Fast Life 2009 – Kahraman 2011 – Aşk Kaç Beden Giyer? 2014 – Tavsiye 2017 – şampiyon EP'leri 2009 - Düm Tek Tek 2021 - Aşka Kapandım Dizi & Filmler 2018 - Jet Sosyete 2024 - Esas Oğlan TV programları 2003 - Idool 2003 2006 - Popstar Alaturka 2011-2020 - O Ses Türkiye 2014-2016 - O Ses Çocuklar 2021 - O Ses Türkiye Rap Ödülleri 2006 33. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Kadın Solist 2007 TMF Awards Best Urban (En İyi Kadın Yıldız Sanatçı) 2008 MTV Avrupa Müzik Ödülleri En İyi Türk Sanatçı 2009 TMF Awards Best Urban (En İyi Kadın Yıldız Sanatçı) MTV Avrupa Müzik Ödülleri En İyi Türk Sanatçı 36. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Pop Müzik Kadın Solist Yılın Şarkısı (Düm Tek Tek) 2010 1. Balkan Müzik Ödülleri Balkanlar'da 2009'un En İyi Kadın Şarkıcısı Balkanlar'da Türkiye'den En İyi Şarkı (Fast Life) 2011 MTV Avrupa Müzik Ödülleri En İyi Türk Sanatçı 3. AB Kalite Zirvesi Ödülleri En İyi Pop Müzik Sanatçısı 2012 8. Altın Objektif Ödülleri En Başarılı Kadın Pop Sanatçısı 6. GSÜ EN Ödülleri En İyi Kadın Pop Şarkıcısı 9. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri En İyi Kadın Pop Müzik Sanatçısı 2013 3. Pal FM Müzik Ödülleri En İyi Alternatif Single (Visal) 4. Elle Stil Ödülleri Yılın Kadın Müzik Starı 2014 4. Pal FM Müzik Ödülleri En İyi Sahne Performansı 11. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri En İyi Şarkı (Visal) İstanbul FM 20. Altın Ödülleri En İyi Pop Kadın Sanatçı 2018 15. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri En İyi Kadın Pop Müzik Sanatçısı 45. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Klip (Farkımız Var) 2019 46. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Kadın Şarkıcı Sosyal Medya Ödülleri En İyi Instagram Kadın Müzik Sanatçısı PowerTürk Müzik Ödülleri En Güçlü Sosyal Medya Yönetimi 2021 47. Altın Kelebek Ödülleri En İyi Kadın Şarkıcı 2022 PowerTürk Müzik Ödülleri En Güçlü Kadın Sanatçı 7. Türkiye Gençlik Ödülleri En İyi Kadın Sanatçı 2023 17. GSÜ EN Ödülleri PowerTürk Müzik Ödülleri En Güçlü İşbirliği ("İmdat" feat. Murda) 2024 Onedio Ödüllerİ En İyi Kadın Şarkıcı Read the full article
0 notes
musispoedmacarsiv · 1 month ago
Text
24 Ekim 2024 Lyon Beşiktaş Maçı
*OL Stadyumu'nda saat 22:00'de başlayacak olan UEFA Avrupa Ligi Lig Aşaması 3. maçı. Karşılaşmada Alman hakem Harm Osmers görev alacak. Temsilcimiz ilk galibiyetini ve hatta ilk puanını arıyor. Lyon'a karşı bazı olumsuz anılar da var. 2017'deki çeyrek final eşleşmesinde burada olaylar yaşanmıştı. Bu yüzden güvenlik gerekçesiyle bugün seyircimizden yoksun olacağız. Kritik bir viraj dolayısıyla. Zinciri kıralım ve siftahı yapalım. Yürekten başarılar Kara Kartal'a.
*TRT Spor'dan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk yarıdan 0-0 sonucu çıktı. Lyon'un bir golü VAR'dan döndü. Bir de kazandığı penaltı yine VAR aracılığıyla frikiğe çevrildi. Tek kale oynayan bir Lyon da mevcut. Buna rağmen şansımız yanımızda. Şimdi bu fırsatı değerlendirip ikinci yarıda dirilmemiz gerek.
*71. dakikada Gedson Fernandes'in attığı golle Beşiktaş 1-0 öne geçti. İnanılmaz gerçekten! Müthiş! Arkaya harika sarktı ve tek dokunuşta bitirdi. Öyle ilaç gibi geldi ki. Atamayanlara attık adeta.
*Beşiktaş 1-0'lık zafere imza attı ve 3 puana yükseldi. Lyon ise 6 puanda kaldı. Adeta bir kaptı kaçtı hali yaşattık Fransız ekibine. Şahane oldu gerçekten ve şimdi Kara Kartal, Avrupa'daki serüvenine yeniden başlayacak. Tebrikler tüm ekibe.
0 notes
gundemarsivi · 1 month ago
Text
Tumblr media
Bu Millet, O Millet Mi? (2)
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
Değerli Dostlar,
Türkler, İslam’ı kabul etmeden önce şu iki çok güzel niteliğe sahiptiler: Akılcılık ve Kadına Saygı. Peki, nasıl oldu da Orhun kitabelerinin kanıtladığı uygarlığın yaratıcısı olan Türkler, 1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından dalga dalga Anadolu’ya geldikten ve İslam’ı benimsedikten sonra hem “akılcılığını” hem de “kadına değer verme” özelliklerini yitirip ilkelleşti?
Değerli Dostlar,
Türkler İslam’la karşılaştıklarında, beyinlerine, birbirleriyle çelişen, çoğu Allah’a, Hz. Muhammed’e ve Kuran’a hakaretler içeren uydurma hadisler ve sünnetler boca edildi!
Daha sonra muskalar, üfürükler, büyüler, sihirler, gaipten haber vermeler, kurşun dökmeler, fal bakmalar, Müslümanlığı kabul etmiş Türklerin beyinlerini çöplüğe dönüştürdüler!
İslam dinine aykırıdır diyen yobaz din adamları, matbaayı Anadolu’ya sokmadı.
Gök bilimciliğinde gözlem ve deney merkezi olan Rasathaneyi, ‘meleklerin bacaklarının gözetlendiği yer’ olarak tanımlayan yobaz din adamları, Osmanlı padişahına yıktırdılar!
1809 yılında veba salgını İstanbul’u kırıp geçiriyordu. Dinci yobazlar, vebanın salgın bir hastalık olmadığını, çünkü peygamberin hadislerinde bunun böyle yazıldığını ve bu nedenle sağlık önlemleri almanın İslam’a aykırı düşeceğini ilan ettiler. Hastalığa yakalanmak istemeyen padişah, İstanbul’dan Edirne’deki sarayına kaçtı, kullarını vebayla baş başa bıraktı. Osmanlı hükümetindeki dinci yobazlar bununla da kalmadı, vebanın sorumluluğunu Galata ve Kasımpaşa’daki hanlarda yaşayan “fahişelere” yükledi, bu zavallı kadınları toplattı, odalarını mühürletti, vebanın kol gezdiği sokaklara attı…
Değerli Dostlar,
Peki, Türklere uydurma dini kabul ettiren yobazlar başarılı oldular mı, Hıristiyan Avrupa ile baş edebilecek konuma gelebildiler mi?
Bu sorunun cevabını, 6 Ekim 2014 tarihinde, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez şöyle verdi:
“Allah, Müslümanlara temizlik alışkanlığı edindirmek için abdesti farz kıldı ama hâlâ İslam âlemi temizliğin ne olduğunu, suyu kullanmayı bile bilmiyor.”
Değerli Dostlar,
Günümüzde, İlahiyat fakültelerindeki akademisyenler, uydurma hadisleri, uydurma sünnetleri çocuklarımıza ders olarak öğreterek, Türklerin, içine yuvarlandıkları pislikten çıkmasını engellemeye çalışmaktadırlar.
Peki, hadisçilerden hesap sormayacak mıyız?
Değerli Dostlar,
Günümüz Türkiye’si Kadına Yönelik Şiddette, 36 ülke arasında BİRİNCİDİR.
Ocak 2011-Ağustos 2017 sürecinde Türkiye’de 2 BİN 6 YÜZ 36 kadın cinayeti işlenmiştir.
Diyarbakır’da Kuran Kursu’ndan çıktıktan sonra kaybolan ve cesedi 18 gün sonra dere yatağında çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin soruşturmada, aralarında anne, ağabey ve amcanın da bulunduğu 12 zanlı tutuklandı.
Türkiye, Narin olayı ile çalkalanırken bir kötü haber de Tekirdağ’dan geldi.
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde, 2 yaşındaki kız çocuğu Sıla cinsel saldırıya uğramıştı. Hastaneye kaldırılan Sıla otuz gün sonra öldü.
Olayla ilgili annenin de aralarında olduğu 5 şüpheli tutuklandı.
Narin’in ardından böylesine korkunç bir haber daha gelince sormamız gerekmez mi, “Bu Millet, O Millet mi?”
Eğer Bu Millet, O Millet değilse, O Millet bu duruma nasıl geldi?
Bu olaydan etkilenen araştırmacı gazeteci Murat Ağırel, Adalet Bakanlığı verilerini incelemiş. İşte ulaştığı, yüzümüze tokat gibi inen gerçekler:
Cumhuriyet başsavcılıklarında soruşturma evresinde gelen dosya sayısına göre “cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlara” dair dosya sayısı 187 bin 336. Bu dosyalardaki şüpheli sayısı 200 bin 611. Bu verinin çocuklarla ilgili ayrıntıları şöyle:
“Çocukların cinsel istismarı” ile ilgili dosya sayısı 66 bin 138. Bu dosyalardaki şüpheli sayısı 69 bin 773 kişi!
Peki, bu dosyaların kaçı mahkemelere yansımış?
Çocukların cinsel istismarı ile ilgili 66 bin 138 dosyanın 31 bin 216 tanesine dava açılmış. Görülen davalarda 6 bin 656 dosyada mahkûmiyet kararı çıkmış ve 7 bin 88 kişi ceza almış.
Peki, nasıl oldu da Türk Milleti böyle bir “bataklığa” battı?
Değerli Dostlar,
Oğuz Türkleri, yani “O MİLLET” Anadolu’ya ayak bastıkları 1071 yılından 1918 yılına kadar geçen sürede, 500 yıldan fazla bazı güç odaklarının sürekli düşmanlığıyla karşı karşıya kaldı. İşte şimdi, o düşmanlara kısaca bakalım.
MEVLANA’NIN TÜRK DÜŞMANLIĞI (1207-1272, Konya)
21 yaşında Konya’ya gelen, Türkçe bilmeyen Mevlana’nın Farsça iki şiir kitabı vardır: Mesnevi ve Divan-ı Kebir.
Mevlana’nın Türkler hakkında yazdıkları:
“Oğuz Türkleri kaba, çirkin, bayağı bir varlıktır.”
“Oğuz Türkleri kindar, kan dökücü, işkenceyi seven insanlardır.”
“Türk güçlü kuvvetlidir ama akılsız ve kan dökücüdür.”
Mevlana Türk düşmanı olduğu gibi, erkek sevgilisi Şems ile birlikte kadın düşmanıydılar!
OSMANLI’NIN TÜRK DÜŞMANLIĞI (1453-1918)
Osmanlı Devleti’ni kuran Türklerdir. Osmanlı’nın 36 padişahından ilk ikisinin anaları, babaları ve eşleri Türk’tür. Diğerlerinin anaları ve çiftleştikleri kadınlar Avrupalı Hristiyan ve Yahudi KÖLELERDİR. Osmanlı bunlara “cariye” adını takmıştır. Osmanlı Haremindeki kadınların tümü bu cariyelerdir. Hareme asla tek bir Türk kadın alınmamıştır.
Osmanlı, Türklere Anadolu’da okul AÇMAMIŞTIR, öğretmen VERMEMİŞTİR, Türkçe kitap VERMEMİŞTİR, Türkçe gazete VERMEMİŞTİR, hastalıklardan kırılan Türklere hastane AÇMAMIŞTIR, sağlık ocağı AÇMAMIŞTIR, doktor VERMEMİŞTİR, hastabakıcı VERMEMİŞTİR, eczane AÇMAMIŞTIR, ilaç VERMEMİŞTİR.
Osmanlı, Sünni-Hanefi dışında inanç sahiplerinin tümünü “kâfir” ilan etmiştir. 40 BİN Alevi Türk’ü kılıçtan geçirmiştir.
Osmanlı’da Türk düşmanlığı Fatih Sultan Mehmet’le başlamıştır. Öz ve üvey anneleri ve de Harem’den çiftleştiği kadınların hiçbiri Türk değildir. Son Türk sadrazam Çandarlı Halil Paşa’yı boğdurttuktan sonra Fatih, devletin yönetim kademelerindeki Türklerin hepsini kovmuş, yerine Devşirmeleri getirmiştir.
Fatih dönemi ve sonrası yetişen şair ve yazarlar sürekli olarak Türklere hakaret içeren şiirler, yazılar yazmışlardır. İşte onlardan bazıları:
“Türk iti şehre gelince Farisice ürer.”
“Sakın Türk’ü insan sanma!”
“Baban bile olsa Türk’ü öldür!”
“Sırtını kürke, kapını Türk’e alıştırma.”
“Etrakı bi-idrak” yani “Akılsız Türkler.”
“Pis Türkler!”
“Türk değil mi, Merzifon eşeği. Eşek değil, köpekten de aşağı!”
Osmanlı, aynı zamanda KADIN DÜŞMANIYDI.
Yapılan nüfus sayımlarında kızlar, kadınlar SAYILMAZDI! Yani kızlar ve kadınlar insan yerine konulmazlardı!
Osmanlı’da kadın “mal” ve “köle” olarak görülürdü. Günümüz şeriatçıları da aynı görüştedir.
Osmanlı’da köle kadınların satıldığı “Avrat Pazarları” vardı. Böyle pazarlardan birine giden bir müşteri, gözüne kestirdiği kadının ağzını açtırıp dişlerine bakar, kadının vücudunda tepeden dizlere kadar her tarafını elleriyle yoklardı. Hatta, kadının geceleri horlayıp horlamadığını anlamak için köle kadını bir geceliğine “ödünç” olarak evine götürürdü.
Osmanlı devleti köle kadın satışlarından vergi alırdı. Devletin gelirlerinin en başında köle kadın satışlarından alınmış vergiler yer alırdı.
BİR MİLLETİN YENİDEN DOĞUŞU
Ünlü İngiliz tarihçi Lord Kinross’un “ATATÜRK” adlı kitabının alt başlığı şöyledir: “Rebirth of a Nation” yani “Bir Milletin Yeniden Doğuşu”. Gerçekten de Atatürk, yüzyıllar boyu eğitimsiz ve mesleksiz bırakılmış, aşağılanmış, hakaretlere uğramış, işkence görmüş, kitlesel olarak öldürülmüş Türk milletinin, yani “O Milletin” yeniden doğuşunu gerçekleştirmiştir.
Ancak bu dönem çok kısa sürmüş, Devrimci Atatürk’ün 10 Kasım 1938 tarihinde ölümünden hemen sonra Türkiye’nin yönetimi önce Amerikan Mandacılarının, daha sonra da ilkel şeriatçıların eline düşmüştür!
Ve geldik bugüne…
Değerli Dostlar,
Vatan ve Hürriyet şairi Namık Kemal şöyle sorar:
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara mâderini?”
Devrimci Mustafa Kemal Atatürk, yanıt verir:
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini.”
Mâder, ana demektir. Türkler vatana, Anavatan derler.
Devrimci Atatürk, Anavatan’ı kurtarmış, “O Millete” yeniden hayat vermişti.
Değerli Dostlar,
Benim bir tek sorum var:
Bahtı kara Anavatanımızı kurtaracak, çukura batmış “Bu Milleti” bir kez daha “O Millete” dönüştürecek Türkler bir araya gelebilecekler mi?
Yılmaz Dikbaş
0 notes
aykutiltertr · 3 months ago
Video
youtube
Rüzgar Gülü - Teoman ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör Disko Rock Beste Te...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/Lmb75MbYpfQ ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Rüzgar Gülü - Teoman ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör Disko Rock Beste Teoman) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           : RÜZGAR GÜLÜ SÖZ GÜFTE       : TEOMAN BESTE - MÜZİK : TEOMAN US��L                  : 4/4 C DİSKO MAKAM - DİZİ   : NİHAVEND - MİNÖR ARANJÖR          :? Söz Müzik Teoman, Teoman'ın şarkılarından oluşan bir derleme/best of albüm de yer alır. Albümde şarkılar Sezen Aksu, Candan Erçetin, İzel,Hayko Cepkin gibi çeşitli sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. "İstanbul'da Sonbahar" adlı şarkıda Nil Karaibrahimgil'e Teoman da eşlik ediyor.                             ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Intro: Bm    G     D    F# Bm                             G Kır evinin verandasında                                            D Bir rüzgar gülüne rastladım                       F# İnsanmışçasına                             Bm Konuşmaya başladım   Bm                                       G Dedim benim kadar yalnızsan                                  D Tek gecelik bir aşksan                               F# Omuzlarına abanan                                 F#               Bir anıdan kaçıyorsan F# Dibe vurduysan ya da hala düşüyorsan   Bm                    A            F# Bir yaz günü bir yaz günü   Bm            A                    F# Hiç bu kadar üşüdün mü Bm                   A          F# Rüzgar gülü rüzgar gülü Bm             A                      F# Hiç ölümü düşündün mü?   Bm                              G Hayalimdeki adsız kadın                               D Sanki ağzımda tadın                        F# Eminimki sen de                             Bm Hep kendini aradın   Bm                                   G Evimin yolu beni unutmuş                                       D Otellerin soğukluğunda                                     F# Tüm bu garip duygular                          F# Bir tür iç kanama F# Dibe vurduysan ya da hala düşüyorsan Teoman Teoman, 2013 yılında İstanbul'da sahnede. Genel bilgiler Doğum 20 Kasım 1967 (56 yaşında) Beyoğlu, İstanbul, Türkiye Tarzlar Alternatif rock, pop rock Meslekler Şarkıcı, Söz yazarı, Besteci, Gitarist, Yönetmen, Oyuncu Çalgılar Vokalgitarukulelemızıka Etkin yıllar 1986-2011, 2012-günümüz Müzik şirketi İstanbulNR1Avrupa İlişkili hareketler Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Mavisakal Resmî site teoman.com.tr Eş Ayşe Kaya (e. 2012; b. 2015)[1] Çocukları Zeyno Şazi Yakupoğlu[2] Fazlı Teoman Yakupoğlu[3][4] (d. 20 Kasım 1967, İstanbul[5]), Türk şarkıcı, söz yazarı ve bestecidir. 1997 yılından itibaren çıkardığı solo albümlerle Türkiye'de popüler rock müzik alanında tanınmış bir müzisyendir. Kariyerindeki ilk 10 albümünde kolay akılda kalan, akustik çalgıların baskın olduğu, sıkılgan ve melankolik şarkılar üreten Teoman,[6] 2021 ve 2023'te yayımladığı son iki albümünde ticari kaygılardan uzak konsept şarkılardan oluşan albümler üretmiştir.[7][8] Albümlerinin yanı sıra turne, film müziği ve düetleriyle, özel hayatı ve rock yıldızı imajını tamamlayan tavırlarıyla gündeme gelmiştir Diskografi Ana madde: Teoman diskografisi Teoman (1997) O (1998) Onyedi (2000) Gönülçelen (2001) Teoman (Teo) (2003) En Güzel Hikayem (2004) Renkli Rüyalar Oteli (2006) İnsanlık Halleri (2009) Aşk ve Gurur (2011) Eski Bir Rüya Uğruna... (2015) Gecenin Sonuna Yolculuk (2021) Aşık Bir Adam - cover albüm (2023) Ben, Zargana, Deus Ex Machina (2023) Yayınları Fasa Fiso (Nisan 2018) Sayın Bay Rock Yıldızı (Mayıs 2024) Kaynakça ^ a b "Ve Teoman boşandı". Radikal. 31 Mart 2015. 26 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. ^ a b "Teoman'ın kızına verdiği isim şaşırttı". Cumhuriyet.com.tr. 27 Aralık 2013. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2022. ^ "Teoman'ın Kural'a açtığı davaya ret". 19 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. ^ "MÜYORBİR Asil Üye Listesi" (PDF). muyorbir.org. 19 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. ^ "Teoman kitap yazdı: Fasa Fiso | NTV". web.archive.org. 1 Ağustos 2022. 1 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2022. Dış bağlantılar Vikipedi'nin kardeş projelerinden Teoman (şarkıcı) hakkında daha fazla bilgi edinin Commons'ta ara Commons'ta dosyalar Vikisöz'de ara Vikisöz'de alıntılar Vikiveri'de ara Vikiveri'de veri Resmî site Discogs'ta Teoman diskografisi
0 notes
paganizmturkiye · 4 months ago
Text
Modern Hekate Festivalleri
Bu, Tanrıça Hekate onuruna düzenlenen ve çağdaş Hekatean gelenekleri tarafından en sık atıfta bulunulan modern festivallerin bir listesidir. Bazıları tamamen yeni, bazıları ise zaman içinde değişmiş veya kaybolmuş eski kutlamalara dayanmakta veya onlardan esinlenmektedir.
Kutsal Ateşler Ayini (Rite of Her Sacred Fires) [Mayıs Dolunayı]
Sorita d'este tarafından Mayıs 2010'da "Hekate: Her Sacred Fires" adlı adanmışlık antolojisinin yayınlanmasını kutlamak amacıyla düzenlenmiştir. Bu festivalin amacı Hekate Soteira ve Dünya Ruhunu kutlamak, desteği ve rehberliği için ona sevgi ve şükranlarımızı sunmak ve kendimizi yolunda yürüyenler olarak yeniden adarken onun kutsamasını talep etmektir.
Nemoralia/ Meşaleler Festivali/ Hekate'nin İdes'i [13 - 15 Ağustos]
Nemoralia Diana'nın en eski ve en büyük festivallerinden biriydi. M.Ö. 6. yüzyıldan bile önce ortaya çıkmış olabilir ve en azından M.S. 1. yüzyıla kadar, belki de daha uzun süre kutlanmıştır. Başlangıçta, Diana'nın ay ve doğa ile ilişkilendirilen eski bir bölgesel versiyonu olan Diana Nemorensis'e adanmıştı. Adanmışlar ritüel olarak saçlarını yıkar ve çiçek taçları takar, ardından meşaleli bir geçit törenine katılırlardı. Herkes katılmakta özgürdü, ancak Diana dışlanmışların koruyucusu olduğu için kadınlar ve köleler erkeklerle eşit tutulurdu. Nemoralia günlerinde avlanmak yasaktı ve av köpekleri çiçek çelenkleriyle süslenerek alaya katılırdı. Nemi Gölü'ndeki (Diana'nın Aynası) kutsal alana varıldığında, adanmışlar Tanrıça'ya yardım, koruma ve şifa için minnettarlık ya da dilek sunumu olarak plaketler ve kurdeleler bırakırlardı. Bazı adakların kil veya ekmekten yapılan vücut parçaları, insan veya çocuk biçimleri, adanmışın dilekleriyle ilgili diğer sembolleri içeren heykelcikler olmasıdikkat çekicidir ki bu daha sonraki Hıristiyan uygulamalarına çok benzemektedir. Nemoralia'nın, 15 Ağustos'ta kutlanan ve İtalya'nın (ve Yunanistan'ın!) birçok yerinde benzer adak geleneklerini takip eden ve en önemli Hıristiyan Bayramlarından biri olarak kabul edilen Meryem'in Göğe Yükselişi Yortusu'nun arkasındaki neden olması çok muhtemeldir.
Festivali Hekate'yle ilişkilendirmenin birçok farklı nedeni vardır; özellikle Diana Kültü'yle olan bağlantıları, festivalin "Meşaleler Festivali" olarak adlandırılması ve birçok Hekate sembolü taşıması. Belki de en güçlü bağlantı, Nemoralia'yı açıkça "Hekate'nin İdes'i*" olarak adlandıran MS 1. yüzyıl şairi Stratius'tan gelmektedir.
Modern zamanlarda, çoğunlukla karışıklık nedeniyle diğer Hekatean geleneklerle birleşmiş ve genellikle Brimo, Deine, Agriope, Taurodrakaina gibi Hekate'nin daha saldırgan yönlerinin kutsallaştırılması / yatıştırılması olarak tanımlanmıştır. Geleneksel olarak, bu ayinlere hazırlanırken hiçbir hayvan yenmemelidir. Tanrıçaya adaklar adayın, doğaya ve suya yakın olun, saçlarınızı ritüel olarak arındırın ve çiçekler takın, şarkı söyleyin ve neşeli olun.
*Mart, Mayıs, Temmuz veya Ekim aylarının 15. günü veya eski Roma takvimindeki herhangi bir ayın 13. günü
Hekate Psychopompos/Nekyia Günü [1 Kasım]
Temel olarak Halloween’in Hekatean eşdeğeri veya bir önceki gecenin Samhain ayinlerinin devamı, ölülere saygı, hatırlama ve onlarla çalışma.
Hekate Cthonia Bayramı (Hekate'nin Gecesi) [16 Kasım]
Hekate'yi yer altına ait (kitonik) yönleriyle onurlandırın. Yer altı (kitonik) aleme trans yolculuğu yapmak veya Hekate'nin rehberliğinde gölge çalışması yapmak için ideal bir gecedir. Tamamen modern bir festivaldir, belki de sebebi birilerinin bir noktada Deipnon'u yıllık bir şeyle karıştırması olabilir.
Hekate Trioditis Günü [30 Kasım]:
Kavşakların, değişimlerin ve geçişlerin Hekate'sinin onurlandırıldığı gün.
Çeviri Kaynağı: https://www.tumblr.com/hekatecovenant
Kaynaklar:
“Keeping Her Keys: An introduction to Hekate’s Modern Witchcraft” by Cindy Brannen.
This post about Nemoralia and Hekate’s Night: https://www.patheos.com/blogs/hearthwitchdownunder/2017/08/investigating-hekates-night-august-13.html
This post about Hekate’s November Festivals and their possible ancient sources: https://www.patheos.com/blogs/hearthwitchdownunder/2016/11/tracing-hekates-november-festivals.html 
The CoH official website: http://hekatecovenant.com/rite-of-her-sacred-fires/
0 notes
pazaryerigundem · 4 months ago
Text
Turizmde ilk 6 ay rekor kırdık
https://pazaryerigundem.com/haber/185135/turizmde-ilk-6-ay-rekor-kirdik/
Turizmde ilk 6 ay rekor kırdık
Tumblr media
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, 2024 yılı ikinci çeyrek turizm rakamlarını Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen basın toplantısında açıkladı.
İSTANBUL (İGFA) – Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ilk 6 ayda 26 milyon 136 bin 764 ziyaretçiyi Türkiye’de ağırladıklarını belirterek, 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 13.91’lik bir artış sağlayarak tüm zamanların rekorunu kırdıklarını açıkladı.
Bakan Ersoy, ilk 6 ayda 23,7 milyar dolarla rekor turizm geliri elde ettiklerini ve 2024 yılı sonunda 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar hedefimiz doğrultusunda ilerlediklerini kaydetti.
“YIL SONU HEDEFİMİZ OLAN 60 MİLYON ZİYARETÇİ ORANINI YAKALAYACAĞIMIZI ŞU ANKİ RAKAMLAR GÖSTERMEKTEDİR”
Almanya’daki “2024 Avrupa Futbol Şampiyonası” ve Fransa’daki “2024 Yaz Olimpiyatları” nedeniyle yaz döneminde Türkiye’ye yönelik ziyaretçi artış oranında hafif bir düşüş yaşandığına dikkati çeken Ersoy, “Eylül itibarıyla, yani bu turnuvaların etkisinin tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte tekrar artış oranlarında yükselme göreceğiz. Ekim, kasım ve aralık rakamlarıyla birlikte yıl sonu hedefimiz olan 60 milyon ziyaretçi ve ortalama yüzde 6’lık bir artış oranını yakalayacağımızı şu anki rakamlar göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Ersoy, bu yaz Çeşme ve Bodrum’daki doluluk oranlarının azalmasına dair çıkan haberlere ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Buradaki tek etken Avrupa’da turnuvaların olması değil. Yunan adalarının Türklere daha rahat vize veriyor olması etkili olmuş olabilir. Türk ziyaretçilerin geçen seneye oranla daha kısa süreli konaklıyor olması doluluklara etki etmiş olabilir. Ama burada konunun özü aslında Çeşme ve Bodrum bölgelerinde sezonun kısa olması, sezonun 12 aya yayılamamış olması ve ağırlıklı olarak tek pazar endeksli bir sektör oluşmuş olmasıdır. 2018’de biz göreve başladıktan sonra hayata geçirmek için oluşturduğumuz ilk proje, Ege Turizm Merkezleri projesiydi. Beraberinde Ege Turizm Merkezleri Çeşme ve Didim projeleri. Didim projesi aslında Bodrum Havalimanı merkezli bir projeydi. Yani havalimanı olarak Bodrum kullanılacaktı. Bu projeler bir sezonun 12 aya yayılması üzerine kurgulanmıştı. 12 aya yayılmak için gerekli olan spor aktiviteleri, kültür sanat merkezleri ve etkinlik performans alanları planlanmıştı. Bu proje gerçekleştiği zaman söz konusu merkezler, Antalya, İstanbul gibi direk uçuşlarla başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok noktasına bağlanıyor olacaktı. Ama projeye yerel yönetimler, biz her seferinde ‘lütfen bu projeye siyasi yaklaşmayın, bölgenin buna ihtiyacı var’ diye uyarmamıza rağmen siyasi yaklaştı. Birçok hukuki süreç başlatıldı. Projenin gelişimi yavaşlatıldı, önü tıkandı. Şu an çok yavaş da olsa ilerliyor. Ama eğer bu süreç bu şekilde tıkanmasaydı, 2018’de başladığımız süreç şu anda hayata geçmiş olacaktı ve biz bugün Çeşme ve Bodrum’la ilgili bir konuşma yapmak zorunda kalmayacaktık.”
Tumblr media
Turizmde kişi başı gecelik harcamayı önemsediklerini vurgulayan Bakan Ersoy, şu bilgileri verdi:
 “Bizi bugün rakip ülkelerle kıyaslıyorsanız, aslında yabancı ziyaretçi verileriyle kıyaslamanız lazım. 2017’de (yabancı turistlerde kişi başı gelirde) 80 dolarla devraldığımız rakam, 2018 ve 2019’da 87 dolara çıktı. 2020 Kovid kaynaklı 105 dolar ekstrem bir durum, 2021 itibariyle Kovid sonrası normalleşme başlıyor ve 75 dolar, 2022’de 95, 2023’te ilk 6 ayda 103 dolara çıkıyor, 2024’te de 109 dolar olarak açıklanıyor. Aslında 2018’de açıkladığımız nitelikli turiste geçiş stratejimizin başarıyla gittiğinin göstergesidir bu.”
Mehmet Ersoy, turizmde bu yıl ilk 6 ayda 23.7 milyar dolar rekor bir gelir elde edildiğine dikkati çekerek, “Bu yıl 3. ve 4. çeyreklerde de bu rekor devam edecek. İnşallah 60 milyar dolar yıl sonu hedefimizle uyumlu bir şekilde süreci götüreceğiz.” dedi.
Bu arada Kültür Yolu Festivalleri kapsamında bu yıl ayrıca birçok uluslararası ünlü sanatçının da konser vereceğini ifade eden Bakan Ersoy, bu isimler arasında Mariinsky Orkestrası, Deutsches Berlin Senfoni Orkestrası ve Chris Botti’nin yer aldığını aktardı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
hakansuayada · 10 months ago
Link
0 notes
kurtlukiraz · 1 year ago
Link
Ekim ayında başlayacak olan Kore dizilerini sizler için derledik. Sadece bazı günlerin hemen hemen tam olarak netleştiği için gösterimlerdeki değişimler yaşanabilir. 1) Mükemmel Anlaşma – 6 Ekim Benzer adı taşıyan ödüllü bir webtoon'dan uyarlanan “The Perfect Deal”, liseden beri dost olan yirmili yaşlarındaki üç genç uzun bir aradan sonra ilk kez içki tatmak için bir araya gelme öyküsünü konu alıyor. İçlerinden ikisi, ötekini kaçırıyormuş gibi görünen sonuçlar sonrasında beklenen bir durum alır ve arkasından gelen vakalar üçünü de karanlıkta ve bunalımlı bir yola gitmek. 2) Güçlü Kadın Kang Nam Soon – 7 Ekim
0 notes
gundemburadadedim · 1 year ago
Link
Ekim ayında başlayacak olan Kore dizilerini sizler için derledik. Sadece bazı günlerin hemen hemen tam olarak netleştiği için gösterimlerdeki değişimler yaşanabilir. 1) Mükemmel Anlaşma – 6 Ekim Benzer adı taşıyan ödüllü bir webtoon'dan uyarlanan “The Perfect Deal”, liseden beri dost olan yirmili yaşlarındaki üç genç uzun bir aradan sonra ilk kez içki tatmak için bir araya gelme öyküsünü konu alıyor. İçlerinden ikisi, ötekini kaçırıyormuş gibi görünen sonuçlar sonrasında beklenen bir durum alır ve arkasından gelen vakalar üçünü de karanlıkta ve bunalımlı bir yola gitmek. 2) Güçlü Kadın Kang Nam Soon – 7 Ekim
0 notes
cozumavukatlik · 1 year ago
Text
Maden İşçisi Kıdem Tazminatı
Maden işçisi kıdem tazminatı 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilen şartların yerine getirilmesi halinde söz konusu olmaktadır. Maden işçinin işten haksız çıkarılması veya kendi haklı sebebi ile işten ayrılması durumunda alınan maden işçisi kıdem tazminatını ödeyen taraf işverendir.
Maden işçisinin kıdem tazminatı alması için bazı şartlar bulunmaktadır. bu şartlardan en önemlisi ise maden işçisinin aynı iş yerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekmektedir. İşçinin bu tazminatı talep edebilmesi için; iş sözleşmesini haklı neden ile fesih etmiş veya işverenin haksız neden ile işten çıkarmasıdır.
Maden işçisi veya işverenin iş sözleşmesini feshetmesi için haklı nedenleri İş Kanunu 24. Ve 25. Maddelerinde yer almaktadır. Kanunda maden işçisinin kıdem tazminatını kazanabilmesi için; haklı sebeple iş akdini feshedebileceği durumlar üç ana başlıkta toplanmıştır;
Sağlık sebepleri
İyi niyet ve ahlaka uymayan sebepler
Zorlayıcı sebepler
Maden işçisi kıdem tazminatı için zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Ancak maden işçileri için zamanaşımı konusu birtakım farklılıklar göstermektedir. 25 Ekim 2017 tarihi öncesi haksız işten çıkarılan işçilerin zamanaşımı 10 yıldır. 25 Ekim 2017 tarihinden sonra haksız işten çıkarılan işçiler için ise zamanaşımı 5 yıldır.
Maden ve Yeraltı İşlerinde Çalışan İşçilerin Hakları
Yıllık izin süreleri diğer işçilere göre 4 gün daha fazla olmaktadır.
Yer altında çalışan işçiler, iş güvencesi kapsamına alınırken 6 aylık kıdem şartı aranmaz.
Haftalık olarak 37,5; günlük olarak 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz. Daha fazla çalıştırılması için olağanüstü durum olmalı ve her saat dilimi için %100 zamlı ödeme yapılmaktadır.
Maden işçilerinde geçici iş ilişkileri kurulamaz.
Ücretleri, asgari ücretin en az 2 katı olmalıdır.
Emeklilik hak edişlerinde fiili hizmet zammı uygulanmaktadır.
Yer Altı Maden İşlerinde Çalışan İşçilerin Fazla Çalışma Ücreti Nasıl Hesaplanır?
Maden işçilerinin çalışma saatleri haftalık 37,5 günlük ise 7,5 saat olması gerekmektedir. Bu işçilerin belirlenen çalışma saatlerinden fazla çalışması için ise kanun gereği olağanüstü şartların bulunması gerekmektedir. Ancak yer altı ve maden işçileri belirlenen saatlerinden fazla çalışıyorsa; mesai saatleri dışında olan her saat için %100 zamlı ödeme almaktadır.
Örneğin 18.000 TL maaşı olan yer altı veya maden işçisinin günlük normal mesai ücreti 600 TL’dir. Saatlik ücreti ise 80 TL’ye tekabül etmektedir. Buna karşılık olarak fazladan çalıştığı her saat için 80 TL’yi % 100 zamlı olarak almaktadır.
Tumblr media
0 notes
devrimcikadinlar · 3 years ago
Photo
Tumblr media
Prof. Beyza Üstün: Deniz biziz
12:51 22 HAZİRAN 2021
HUKUK
1
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan HDP geçmiş dönem milletvekili ve Ekoloji Komisyonu üyesi Prof. Emine Beyza Üstün, katledilen Deniz Poyraz’ı andı. Beyza, “Önce suç gerçekten tanımlanmalı sonra suçun gerçek failleri bulunmalı. Biz  o dönem siyaseten sorumluluk aldıysak eğer, biz bunun için çabaladık. Şengal'de yaşanan olaylar Kobanê’de yaşanmasın diye çabaladık” dedi. Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu 24’ü tutuklu olmak üzere 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 3’üncü duruşmasının 7’nci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü Salonunda görülmeye devam ediyor. ‘Deniz biziz’ HDP geçmiş dönem milletvekili ve Ekoloji Komisyonu üyesi Prof. Emine Beyza Üstün davanın esasına ilişkin savunma yapmak üzere söz aldı. HDP İzmir İl örgütüne yönelik yapılan saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı anarak sözlerine başlayan Beyza,  “Deniz biziz Deniz bizim yoldaşımız. Deniz’in bizi temsil ettiği her anı ve mücadelesi için emeği ve kadın mücadelesini bizimle birlikte büyüttüğü için saygıyla anıyorum. Annesine sabır diliyorum” dedi.  ‘Yaşananların resmi’  Deniz’in katledilmesinin ve Kobanê Davası’nın Türkiye halklarının yaşadıklarının bir resmi olduğunu ifade eden Beyza, “Saldırgan özel eğitim almış, seçilerek zamanlaması tam da bu davaya ve davayla birlikte açılan diğer süreçlere denk getirildi. Bu davada tahliye olan siyasetçi arkadaşlarımızı önce sloganlarla uğurladık sonra İzmir’de bu saldırganın silahından çıkan kurşunla bir mesaj iletilmek için saldırgan görevlendirildi. Son derece organize edilmiş, bu dosya da yaşadığımız gibi. Hem  size hem bize bir gözdağı olarak son derece net bir şekilde kamuoyuna iletildi. Bu davada olduğu gibi. Zor bir dava size kolaylıklar diliyorum” ifadelerini kullandı.  ‘Azmettirme davası’ Kobanê Davası’nın bir azmettirme davası olduğunun altını çizen Beyza, “Bu dava HDP’nin HDP ile birlikte yol alan özgürlük arayışına çıkanlara karşı, egemen sistemin bozulması paniğiyle azmettirme davası. Bize dijitaleri verdiler. İçerisinde sayılar uçuşuyor. Dijitallerde bir şey olduğunu düşünmüyorum ama inceleyeceğim ve eksik bir şey olursa ekleyeceğim” şeklinde konuştu.    ‘Biz yargılanıyorken önergeler reddedildi’ Kobanê eylemleri sırasında ve sonrasında parti olarak, konunun siyasi boyutunun araştırılması, o süreçte yaşanan olayların, gerçeklerin ortaya çıkarılması için Meclis’te  defalarca araştırma önergeleri verdiklerini hatırlatan Beyza, “İlk önerge 6 Ekim 2014 tarihinde grup başkanvekilimiz tarafından verildi. Son verilen önerge 15 Ekim 2020, yani biz gözaltındayken verildi. Biz ağır cezada yargılanırken, bu konuyla ilgili gerçeklerin açığa çıkması, araştırılması için verilen önergeler Meclis’te iktidar tarafından reddedildi” dedi.  ‘Siyasi bir müdahaledir’ Gerçeğin ortaya çıkarılmasının bu topraklarda barış isteyen herkesin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Beyza, “Biz bu sorumluluğu, halkın iradesini arkasına alan arkadaşlarımız Meclis’e sundu, sunduk. Sürekli bu topraklarda eşit ve barış içinde yaşamı inşaa etmek için çabaladık. Biz ağır ceza mahkemelerinde yargılanırken de bu araştırma önergeleri verildi ancak bizi kötü itham eden partilerin oylarıyla reddedildi. Yanlış kişileri yargılıyorsunuz. Bu siyasi bir müdahale. Biz iddialarla suçlanıyoruz. Usulsüz olarak özgürlüğümüz elimizden alınmış durumda. Bu müdahale siyasi olarak HDP’ ye, HDP’ nin politikalarına, programına, HDP siyasetini benimseyen parlamentoda temsiliyetini HDP’ ye veren halkların iradesine siyasi olarak yapılmış müdahalelerdir” şeklinde konuştu.  ‘Bu topraklarda barışı inşa edeceğiz’ Tutukluluğun devamı kararında iddia edildiği gibi bir kaçma niyetinin olmadığının altını çizen Beyza, “Suçlu değilim, ortada işlediğim bir suç ve suçlu olmadığım gibi karartacağımız bir delil de yoktur. Biz bu topraklarda ‘bu suça ortak olmayacağız’  diyen akademisyenler  ceza aldık çoğumuz ise beraat aldık. Sorumluluk alıyoruz, kararlıyız bu topraklarda barışı inşa edeceğiz” diye belirtti.  ‘Katliam büyüyordu ve Türkiye'ye de geliyordu’ Beyza, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki sürecin Türkiye halklarının iradesine bir darbe olduğunu belirterek,  “Bu davaya konu olaylar aslında 6 Ekim günü başlamadı. Bu olaylar Şengal’e müdahalenin başladığı günden beri içimizde siyaseten tartışılan, adım adım DAİŞ’in sürdürdüğü katliamları önlemek için neler yapabiliriz diye konuşuyorduk. Toplantılarımızda  ilk gündem maddesi, IŞİD saldırısını durdurmak için ne yapabiliriz mücadelesi içindeydik. Her il ve ilçede bütün Ezidi ve Kürt halklarının yakınları başta olmak üzere herkesin teyakkuz halinde olduğu bir dönemdi. Katliam büyüyordu ve Türkiye'ye de geliyordu. O sınırın bir hükmü yok” sözlerine yer verdi. ‘Dosyada İŞİD kelimesi geçmiyor’  Beyza, 7 Ekim 2014 tarihine kadar bir olayın yaşanmadığına vurgu yaparak, “İlgili yetkililerle görüşüp ‘bu nasıl önlenebilir’ çabası içindeydik. Sadece Türkiye değil, dünya kamuoyuna da çağrı yapılıyordu. Eğer bu davanın adı Kobanê olayları ise tek bir kelime IŞİD geçmiyor. Sanırım Kobanê olaylarında yaşanan tüm süreci oraya aktarırsınız. Buna güvenim var. Bunu yapacağınızdan eminim çünkü bu gerçek” sözlerini kullandı.  ‘Dayanışma çağrılarını her türlü yaparız’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Ekim 2014’te yaptığı “Kobanê düştü düşüyor” açıklamasını da hatırlatan Beyza, “Bu açıklamadan sonra ölümler yaşandı. Biz ise sizin sonradan eklediğiniz açıklamada ‘provokasyona gelmeyin’ açıklaması yaptık. Türkiye siyasetini özgürlüğe taşıyan, bu kadar önemli bir partinin  kimliği bu dava içinde 3 tane tweete bağlanıyor. Biz dayanışma çağrılarını her türlü yaparız. Parlamentoda da yaparız. Siyasete de bu çağrıyı yaparız. Tüm açıklamalarımızda bu var. En ufak bir azmettirme kelimesi geçmeyen tweet, bu davanın gerekçesi olarak sizin dosyanızda delil olarak duruyor” şeklinde konuştu.  ‘Ölümlerin faillerinin bu salonda oturması gerekiyor’ Daha önce Şengal’de koruyamadıkları hakları Kobanê’de  korumak için mücadele etiklerini ifade eden Beyza, “Bu bizim borcumuzdu. Ama 7 Ekim’den sonra ciddi anlamda ölümler yaşandı. Biz bu ölümler yaşanmasın diye siyaset yapıyoruz, bunlara neden olacak en ufak bir tutumuz olamaz. Biz bu topraklarda kardeşliğin, barışın, yan yana duruşun siyasetini örmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu ölümlerin faili kimse bu salonda onların oturması gerekiyor biz değil” dedi.  ‘7 Haziran’dan sonra sistem değiştirildi’ Sürecin sonucunda bir algının yürütüldüğünü dile getiren Beyza, “Kalıcı barış talebini, Kürt sorunu başta olmak üzere, tüm sorunların çözümünü üstlenen partiye karşı bu siyasi algı yürürlüğe sokuldu. 7 Haziran seçimlerinden sonra adım adım tüm sistem değiştirildi. Halkın iradesini temsil edenlerin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 2016’dan 2020’ye kadar süren süreçte HDP’li  belediyelerin tümüne kayyımlar atandı. Başta kadın eşbaşkanları tutuklandı. En son HDP’nin kapatılması davasına kadar süreç geldi” şeklinde konuştu.  ‘Soylu ve Erdoğan’ın söylemleri dosyaya konulsun’  ‘Nasıl Kobanê sadece ismiyle yeterli değilse IŞİD'in  yaptığı katliamların o dosyaya aktarılması gerekiyor’ diyen Beyza, “Bunun gibi bugün dahil olmak üzere her defasında dava açılmadan önce ve sonra toplumsal alanda açıklama yapan MHP başkanı olmak üzere dönemin atanmış ‘İçişleri Bakanı Soylu'nun ve şimdi hükümetin başındaki Erdoğan’ın’ bu tarihlerdeki tüm sözlerinin bu dava dosyasında olması gerekiyor. Kendileri azmettiricilerdir. Yargıya müdahale ediyorlar. Algı oluşturuyorlar. Bu dava siyasi bir dava siz de bunu biliyorsunuz” diye belirtti.   ‘7 Haziran halkların iradesinin Meclis’e taşındığı tarih’ 7 Haziran 2015 tarihinin HDP’nin halkların iradesini Meclis’e taşıdığı tarih olduğunu vurgulayan Beyza, “Kapatma davasının iddianamesi de 7 Haziran'da verildi. Bu tarihlerin, bu günler denk getirilmesi çok zor. Siyasi iktidar yaratmaya çalıştığı bir algıyla, yürütülen dava ve iddianamelerin tam tamına bir torba iddia olduğunu görüyoruz. Bu davanın adı Kobanê ise tüm süreci ele almamız gerekiyor ama bu dava Türkiye sınırları içinde yaşanan olaylar ise bunun iddianamesi bu değil” sözlerine yer verdi.  Şengal katliamı Şengal’de yaşanan katliamları bildiklerini ifade eden Beyza, “Orada tüm halklar katledildi, kadınlar ve çocuklara el konuldu. Bunların yansıması hala devam ediyor. Bu katliamdan nemalananlar bunu tarihe yayarlar. 3 Ağustos 2014’te Ezidilere katliam yapıldı. Katliamın yaşandığı bu topraklara bu kadar yakın olan kadın siyasetçiler olarak Şengal’de yaşananları hazmedemiyoruz. Biz her 3 Ağustos’ta  bulunduğumuz yerde HDP’li  siyasetçiler ve tüm yoldaşları olarak kırmızı karanfil bırakırız suyun kenarına. Bulunduğunuz yerde rastlarsanız bilin ki o karanfilleri kadınlar bırakmıştır” dedi  ‘Egelleyemediğimiz için kendimizi affetmiyoruz’ Beyza devamında şunları dile getirdi: “Egelleyemediğimiz için kendimizi affetmediğimiz Şengal katliamın ardından bugün hala katliamlar devam ediyor. 2017’de Kırşehir’de  Kırşehir  polisi biri 5 diğeri 7 yaşındaki Ezidi kardeşi, IŞİD’li  olduğu belirtilen bir kişinin evinden kurtarıyor. Şengal katliamından 3 yıl sonra yaşanıyor bu. Tarih 31 Temmuz 2020 yani biz daha tutuklanmadık, bize müdahale yapılmadı. Şengal katliamı sırasında 16 yaşında olan Zozan K., isimli bir kadın Sincan’da hemen yanı başımızdan IŞİD’li olduğu  belirtilen bir kişinin elinden akrabaları tarafından satın alınarak kurtarılıyor. Kadının tecavüze uğradığı psikolojik olarak sorunlar yaşadığı belirtiliyor. Bu tarihte daha bize müdahale yapılmadı. 2 Mart 2021’de yer bu sefer Ankara’nın Keçiören ilçesinde, burada dibimizde tutuldukları evden internetteki köle pazarlarında satışa çıkarılan Ezidi kadınlar, yakınları tarafından açık artırmayla satın alınıyor ve hızlıca  Türkiye’den çıkarılıyor. Bunlar sadece erişebildiğim haberler." ‘Suç tanımlanmalı’ Beyza, 6-8 Ekim olaylarını yaratanın Êzidîlere yönelik IŞİD katliamları ve saldırıları olduğunu dile getirdi. Beyza şöyle devam etti: “O dönemdeki tüm provokasyonları tek tek konuşmamız lazım. Sadece 6-8 Ekim olayları dediğiniz süreçte ölenlerle bir illiyet bağı kurulmaya çalışarak bunu çözemeyiz. Önce suç gerçekten tanımlanmalı sonra suçun gerçek failleri bulunmalı. Biz  o dönem siyaseten sorumluluk aldıysak eğer, biz bunun için çabaladık. Şengal'de yaşanan olaylar Kobanê’de yaşanmasın diye çabaladık. Ve her engel olamadığımız olaylardan kendimizi sorumlu tutuyorduk. Çünkü halklar iradesini bize teslim etmişti. Biz yaşamı özgür kılmaya çalışıyoruz yaptığımız siyaset düzleminde.”  Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.
JIN NEWS
10 notes · View notes
multecibekes · 4 years ago
Text
İşte Brüksel’de deşifre edilen suikast timi.
Avrupa’da Kürt kanaat önderlerine yönelik suikast girişimi iddiaları bir kez daha gündemde.
Paris’te üç Kürt kadın aktivistin infaz olayında ismi iddialar arasında sıkça geçen Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’nın görevini bırakmasıyla başlayan tartışmalarda bilgiler ortaya çıkıyor.
KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar’a Brüksel’de suikast hazırlığı kapsamında keşif yaparken deşifre edildiği öne sürülen Zekeriya Çelikbilek’in Türk Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Paris Büyükelçiliği’ndeki fotoğrafları ortaya çıktı.
Fransız gazetesi de “Le Journal du Dimanche”, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’nın görevi bıraktığını duyurmasının hemen ardından diplomatik dokunulmazlığa sahip elçinin faaliyetleri hakkında çarpıcı bir haber yayınladı. Haberde eski büyükelçinin Fransa’daki yasadışı faaliyetleri, MİT bağlantısı ve Sakine Cansız cinayetindeki rolü ve planlandığı iddia edilen diğer suikast girişimleri yer aldı.
Özgür Politika’nın manşetten duyurduğu yeni haber şöyle:
"Brüksel’deki Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) binası önünde Haziran 2017’de Mercedes Classe E marka siyah bir otomobil dolaşıyordu. Bir süreden beridir keşif faaliyetleri yapılıyor, istihbarat toplanıyordu. KNK çevresinde 14 Haziran günü en az üç kez tur atan araç, polis takibindeydi. Aslında Kürt yetkililerin birçok kez şüpheli şahıslar konusundaki uyarısı, Belçika polisi tarafından önce ciddiye alınmamıştı. Teknik ve fiziki takip yapılınca, olayın ciddiyeti anlaşıldı. Araçtakiler KNK çevresinde keşif faaliyeti yaptıktan sonra yakındaki tünele girdi. Peşlerine takılan polis, “aracın hızlı gittiğini” gerekçe göstererek durdurdu. Arabada üç kişi vardı. Polis, araçtakileri indirdi. Yapılan kontrolde şüphelilerin kimlikleri tespit edildi, fotoğrafları çekildi. Polis, rutin bir yol kontrolü izlenimi verdi.
Belçika yargısı ve polisi, suikast teşebbüsüne ilişkin bu soruşturmayı gizli yürütüyor. Dosyaya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre; binlerce sayfalık bir soruşturma dosyası oluşturuldu.
zeker
Araçtaki üç kişiden olan Zekeriya Çelikbilek, eski bir asker. Fransız Journal de Dimanche gazetesi de 14 Mart günü üç kişinin adını deşifre etmişti. Fransız vatandaşı Çelikbilek, araç durdurulduğu sırada 6-7 aydır Paris’in Argenteuil banliyösünde ikamet ediyordu. İkinci kişi Yakup Koç’tu. Üzerinde Türk polisi olduğunu gösteren bir kimlik tespit edilmişti.
ANF’nin elde edilen bilgilere göre Yakup Koç’un kod adı “Albay”. Brüksel’deki “operasyonun” organizatörlüğünü yapıyordu. Üçüncü kişi ise Belçika’da yaşayan 'Kürt kökenli’ Hacı Akkulak.
Soruşturmayı yürütenler, Mercedes’in polis kontrolüne takılmasından iki gün sonra, 16 Haziran’da tehdidin daha da belirginleştiğini fark ediyor. “Türkiye kökenli dört kişinin” Belçika’ya geldiği ve burada bir apartman dairesi kiraladıkları vurgulanıyor. İçlerinden biri keskin nişancı. Hedeflerinde KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar vardı.
zekeriya
Dosyaya yakın kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre; Belçika polisi araç durdurulduktan birkaç ay sonra bir operasyon gerçekleştirdi. Çelikbilek ve Yakup Koç gitmişti. Belçika polisi bunları sorgulamak yerine, casus ağının Belçika ayağını hedef almayı tercih etmişti. Baskınlardan biri Gent’te gerçekleşti. Necati Demiroğulları isimli Sakaryalı olduğu tahmin edilen bir Türk ile Akkulak’ın evleri arandı, birçok materyale el konuldu.
Bu operasyona götüren süreç, Akkulak’ın itiraflarında gizli. Akkulak, kendisine yapılan muhbirlik teklifini kabul ettikten sonra olayın suikasta kadar vardığını anlayınca hem Kürt kurumlarını hem de Belçika polisini durumdan haberdar etti. Akkulak’ı Türk suikast timine yönlendiren kişinin Necati Demiroğulları olduğu öğrenildi. Polis tarafından evine baskın yapılan Demiroğulları da bildiklerini itiraf etti. Demiroğulları’nın Yakup Koç’un damadı olduğu ve materyal destek sağladığı öğrenildi.
Her ikisinin itirafları, suikastçı timinin özellikle Paris’teki Türk Büyükelçiliği ile yakın ilişkileri olduğunu gösteriyor. Hatta Çelikbilek’in, Hacı Akkulak’a, özel bir görüşme sırasında Paris’te üç Kürt kadın devrimcinin katledilmesinde de rol oynadığını söylediği belirtiliyor. Zaten Belçika’daki bu soruşturma, Paris Katliamı’na ilişkin yeni bir soruşturma açılmasına önemli katkı sağlamıştı. Mayıs 2019’da Paris savcılığının yeniden başlatmaya karar verdiği soruşturmada, katliamın emrini verenler ve suç ortakları hedefleniyor. Üç kadın devrimcinin aile avukatları katliamla bağlantılı Avrupa’daki geniş ve halen aktif olduğu düşünülen bir ağ olduğunu belirtiyor.
zekeriya
ANF’nin elde ettiği fotoğraflar, Belçika’daki suikast timini deşifre ederken, bağlantılarını da açık bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Çelikbilek’in hem Türk Cumhurbaşkanlığı hem de Türk Büyükelçiliği ile ilişkileri göze çarpıyor. Fotoğraflardan biri, Çelikbilek ile Türk Büyükelçi İsmail Hakkı Musa arasındaki yakın bağa işaret ediyor. Bu karede kimliklerini tespit edemediğimiz iki kişi daha var. Fotoğraflar arasında Büyükelçilik içerisinde çekilmiş iki kare var. Biri, basın açıklaması yapılan masada çekilmiş. Çelikbilek, bir diğer fotoğrafta Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beştepe’deki sarayının bahçesinde görülüyor. Üzerinde koyu mavi bir takım elbise var. Başka bir fotoğrafta başındaki komando beresi dikkat çekiyor.
Yakup Koç’a ait fotoğraflar, 2008 ve 2011 yılları arasına ait. Biri Bratislava yolunda çekilmiş, diğeri Fransa’nın ünlü Mont Saint-Michel adasında çekilmiş. Birçok mekânda “turist” kılığında çekilmiş fotoğraflar dikkat çekiyor.
Bu fotoğraflar suikast timinin Saray ve Türk Büyükelçiliği ile bağlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor.
zekeriya
Belçika’da yürütülen soruşturma dosyasında da bu casus ve suikast ağının Avrupa’daki “eylemlerinin İsmail Hakkı Musa tarafından koordine edildiğine” işaret ediliyor. İsmail Hakkı Musa, üzerindeki şüphelerin daha da güçlendiği bir dönemde, görev süresinin dolduğu açıkladı. Yerine Türkiye’nin Tunus Büyükelçisi geçecek.
PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in, 9 Şubat 2013’te katledilmesinin ardından tüm izler Ankara’yı işaret ediyordu. Yürütülen soruşturma, ortaya çıkan belgeler, tanıklıklar ve itiraflar, suikastların MİT tarafından organize edildiğine kesinlik kazandırdı. İsmail Hakkı Musa da son birkaç yıldır şüpheliler arasındaydı. Bir dönem MİT Müsteşarlığına vekalet eden ve daha sonra MİT’in iki numaralı ismi olan İsmail Hakkı Musa’nın Paris’e atanması, casus ağları ve suikast teşebbüslerinin yoğunlaştığı bir döneme denk geliyor.
Musa, 1980’li yılların sonlarında Fransa’da üniversite eğitimi görmesi için gönderildi. Sonra da farklı düzeylerde görevler aldı. 1 Kasım 2011’de Brüksel Büyükelçisi olarak atandı, ancak uzun sürmedi. Ekim 2012’de merkeze çekilerek, MİT Müsteşar Yardımcılığına atandı. Brüksel’deki bir yıllık süre içerisinde özellikle Türk camileri, dernekleri, selefiler ve ırkçı oluşum ülkücülerle yoğun temas içerisinde olan İsmail Hakkı Musa, Belçika istihbaratının da dikkatini çekmişti.
Musa, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın seçimlerde aday olmak için istifa etmesi üzerine 10 Şubat 2015’e MİT Müsteşarlığı’na vekaleten atandı. Bu görevini 10 Mart 2015’e kadar devam ettirdi. Musa’nın MİT sorumluluğu yaptığı dönemler ile Brüksel ve Paris’e büyükelçi olarak atandığı dönemler, MİT marifetli ağır suçların işlendiği dönemlere denk geliyor.
Musa, Temmuz 2016’daki devlet içi çatışmadan sadece dört ay sonra Paris’e büyükelçi olarak atandı. Büyükelçi atandığı dönem, aynı zamanda Türk devletinin, camiler dahil birçok alanda istihbarat örgütlemesini güçlendirdiği bir dönemi ifade ediyor. İsmail Hakkı Musa’nın Paris’teki büyükelçiliğe taşınmasından bir ay kadar sonra, Paris Katliamı’nın tetikçisi Ömer Güney’in 17 Aralık 2016’da cezaevinde şüpheli bir şekilde ölmesi de dikkat çekiyor."
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 notes · View notes
anonimbirbulut · 4 years ago
Text
Ben ağlamam dedikçe hayat beni sınarcasına sorunlar çıkarttı karşıma. Senede bir kez sessizce, kimse görmeden ağlattı. Kocaman yükler bindi sırtıma. Dayanamam dedikçe yenisi eklendi. Bu hastalık ona değil bana gelsin diye dua ettirdi. Öldüğüne inanmak istemediğimden mezarına gitmediğim kişileri aldı yanımdan. Bu sefer son olsun artık hastalıklar bulmasın onları diye yalvarırken diğer sene tekrar başka bir hastalık ve her hastalığın ardından bir ameliyat kovaladı peşi sıra beni. Ben ağlamam dedikçe ağlatacak sebepler çıkardı karşıma. Ben güçlüyüm dedikçe gücümü sınadı. Ben hala ağlamam güçlüyüm demek istiyorum. Bu son olsun. Artık hastalık kapımın önünden bile geçmesin. Sevdiklerim benden uzakta hastane koridorlarında, ameliyathane içinde değil yanımda olsun. Yoruldum
3 mayıs 2016
24 mayıs 2017
6 mayıs 2018
4 nisan 2019
1 ekim 2020
25 notes · View notes
aykutiltertr · 3 months ago
Video
youtube
Denizin Tuzu - Yaşar ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 8/8 Düyek Oryantal Bes...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/SN6ngomC5aM ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐  Denizin Tuzu - Yaşar ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 8/8 Düyek Oryantal Beste Alper Arundar) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           :  DENİZİN TUZU SÖZ GÜFTE       : YAŞAR & ALPER ARUNDAR BESTE - MÜZİK : ALPER ARUNDAR USÜL                  : 8/8 DÜYEK ORYANTAL MAKAM - DİZİ   : HİCAZ - MAJÖR ARANJÖR          : ? Denizin Tuzu Yaşar Eski Yazlar (Revised)                             ŞARKI SÖZÜ ve AKORU B                                      C                 Denizin tuzu yerlerde senin yüzün ellerde Em                    B              Am           B Bakma bana şimdi öyle dargınım sana    x2 B                             C Döktün su elime koydun el yerine Em                 B               Am           B Başka başka yerlerde ayrıyım sana Em                 B              Am           B Şimdi başka yerlerde ayrıyım sana   Em                           Am                       Em                  B Yalnızca yıllar mıydı geçen bizden yalnızca gözyaşı mı Em                                B                     Am             B Yalnızca yalan mıydı söylediklerin dargınım sana   2x Em         B              Am         C                 B Bilmem yerini yurdunu bulamam yolunu Em         B              Am         C                 B Bilmem yerini yurdunu soramam yolunu Em                             B                        Am              B Yalnızca yalan mıydı söylediklerin dargınım sana     x4 Yaşar Doğum Mehmet Yaşar Günaçgün[1] 5 Nisan 1970 (54 yaşında) Adana, Türkiye Tarzlar Türk pop müziği Meslekler Şarkıcı ,Şair, Aktör Çalgılar Vokal, Gitar Etkin yıllar 1990-günümüz Müzik şirketi Topkapı (1996-2007) Lirik (1996-2000) Tempo (1998-2000) Seyhan (2007-günümüz) Mehmet Yaşar Günaçgün ya da bilinen adıyla Yaşar (d. 5 Nisan 1970, Adana), Türk pop müzik şarkıcısı. Diskografi Albümler, Tekliler, EP'ler 1996: Divane 1997: Divane Remixes 1998: Esirinim 2001: Masal 2002: Masal Remixes 2003: Sevdiğim Şarkılar 2003: Sevdiğim Şarkılar Remixes 2005: Hatırla 2006: Sevda Sinemalarda 2008: Dem 2008: Gençlik Marşı (Tekli) 2010: Eski Yazlar 2011: Eski Yazlar - Revised 2013: Cadde 2017: Şehir Yalnızlığı 2021: Küller Alevlenmeye Başladı/Camları Tükenmez Pencerelerin (Single) 2022: İhanet Ettin (e.e. Tansel D.) (Single) 2022: Var Mı? (Barbaros Büyükakkan ile Düet) (Single) Listeler Albüm Tekli En yüksek Türkiye Türkiye[4] Avrupa Birliği Avrupa[5] Sevda Sinemalarda "Hayırdır İnşallah" 1 77 "Sevda Sinemalarda" 3 — "Başımda Sevdan" 20 — "Kayıkçı" — — "Şarkı Halinde Kal" 17 — Çeyrek "Ebruli" 10 — Dem "Cezayir Menekşesi" 7 — Kitap Yalnızlık Dört Bin Perde, Ağustos 2003, (Şiir kitabı) Kuş Ökseleri, Akustik Şiirler, Hazırlayan: Kadri Karahan, Ocak 2013, (Şiir Kitabı) Gelen Yolcu, Öykü kitabı, Yazan: Sıtkı Silah, 'Artısı' adlı öykünün seslendirmesi (2013) Yazarlık Kral Magazin, Nezleli Karga (24.01.2007 - 09.05.2007), Haftalık Yazı Kral Magazin, Otomatik Portakal (30.05.2007 - 11.07.2007), Haftalık Yazı KAFA Dergisi, EKİM 2014, Sayı: 2, Arka Kapak yazısı KAFA Dergisi, ARALIK 2014, Sayı: 4, Yazı: An Gelir... KAFA Dergisi, ŞUBAT 2015, Sayı: 6, Yazı: f.r.i.e.n.d.s KAFA Dergisi, MART 2015, Sayı: 7, Yazı: nia nia KAFA Dergisi, MAYIS 2015, Sayı: 9, Yazı: Müzisyen olmasaydım ne olurdum BAVUL Dergisi, AĞUSTOS 2016, Sayı: 11, Yazı: Arkadaşım, Yoldaşım, Dedem: Attilâ İlhan KAFA Dergisi, MAYIS 2021 Müzisyenler Özel Sayısı: Cezayir Menekşesi Radyo Programları NEŞELİ KARGALAR - Pal FM (Levent Erim ile Birlikte) (2009) HER DEM YAŞAR - TRT FM (2011-2012) Oyunculuk 2000: Ağlayan Kadın (Ali), 2001: Kimse Beni Sevmiyor (Ruhi), 2008: Benim Annem Bir Melek (Kendisi) 2010: Yahşi Cazibe (Kendisi) 2014: Arkadaşım Hoş Geldin (Konuk Sanatçı - Otele Gelen Müşteri) 2017: Güldüy Güldüy Show Çocuk 23. Bölüm (oğlu Kerem ile katıldı, alacaklı rolünde) 2018: Murat Güneş - Beş Mevsim (video klip) Katkıda Bulunduğu Reklam Filmleri 2007: Turkcell Milli Takıma Destek (sesiyle) 2010: Pakpen 2011: Panda Dondurma 2012: Arçelik 2015: Demirdöküm Kombi 2022: Helis Serina Bodrum reklam filmi Dış bağlantılar Yaşar Resmî Web Sitesi 1 Ekim 2007 Yaşar Resmî Facebook Sayfası 18 Şubat 2021 Yaşar Resmî Twitter sayfası 26 Ağustos 2011 Yaşar Resmî Instagram sayfası 17 Nisan 2016 t Yaşar Resmî Spotify sayfası 22 Ocak 2021
0 notes