#5 yıllık planlama
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ar-Ge İçin Planlama Stratejileri
Bir şirketin sürdürülebilir büyüme ve rekabetçi avantaj sağlama yeteneği, büyük ölçüde Ar-Ge (Araştırma ve Geliştirme) çabalarına bağlıdır. Başarılı bir Ar-Ge stratejisi, şirketin teknolojik yenilikleri takip etmesine, ürün ve hizmet kalitesini iyileştirmesine ve pazar payını genişletmesine yardımcı olur. Bu yazıda, etkili bir Ar-Ge planlama stratejisi oluşturmanın en iyi yollarını…
View On WordPress
0 notes
Text
İNSANLAR NEDEN DEĞİŞİME AÇIK DEĞİLDİR? SESLİ DÜŞÜNCE Bir psikiyatristin makalesinde yenilik ve değişime gösterilen şiddetli direncin kiside bir sorun olduğunu gösterdiğini yazıyordu. Hayat cesaretlilere parlar!! Değişim hayatın karşı konulamaz kuralıdır. Doğa – içinde barındırdığı milyonlarca tür canlıyla birlikte- her an, durmaksızın değişir. Doğadaki canlıların hepsi varlıklarını değişebilme yeteneklerine borçludur. Değişime direnen canlılar elenir; uyum gösterenler soylarını devam ettirir. Doğanın kanunu böyledir. Toplumsal değişim de doğa kanunlarına benzer. Biz istesek de istemesek de içinde bulunduğumuz çevre, koşullar, ilişkilerimiz, konumumuz… değişir. Hayat bizi sürekli değişime zorlar Değişime uyum gösteremeyenler yok olurlar ama insan aklı değişimi kabullenmekte zorlanır. Çoğu insan içinde bulunduğu ortamı hiç değişmeyecekmiş gibi görür, değişen koşullara uyum göstermek yerine mevcudu (statükoyu) korumaya çalışır. Değişime direnir. Gerek insanlar gerekse şirketler için değişimin önündeki en büyük engel alışkanlıklardır. Alışkanlıklar o kadar güçlüdür ki çoğu insan bunları aşmakta zorlanır. Değişimi yönetip başarılı olmak demek, insanın kendisini tutsak eden alışkanlıklarının üstesinden gelebilmesi demektir Bizi Alışkanlıklarımız Yönetir Alışkanlıklar son derece güçlüdür. Bizim her türlü davranışlarımızı -kimi araştırmacılara göre %95’ini- alışkanlıklarımız yönetir. Hayatımızın yönlendiren bütün kararları alışık olduğumuz şekilde alırız. Seçimlerimizin sadece %5’ini düşünerek yaparız. Hayatımızın büyük bölümünü düşünmeden yönetmek bize atalarımızdan kalmış milyonlarca yıllık bir mirastır. Evrimsel biyoloji, insan beyninin tehlikeyle baş etmek ve hayatta kalmak üzere tasarlandığını; hayati konularda insanın aklıyla değil sezgileriyle karar aldığını söyler. Bu nedenle insanın nasıl bir tehlikeden kendini kurtarması için düşünmesine gerek yoksa, günlük hayatını da sürdürmek için düşünmesine gerek yoktur. Hepimiz bir çok konuda hiç düşünmeden, zihnimizde oluşmuş kalıpları ve kısa yolları (heuristics) kullanarak karar alır ve harekete geçeriz. Zihnimizdeki bu kısa yolların hepsi, bizim alışkanlıklarımızın oluşturduğu kısa yollardır. Alışkanlıklarımız bizi yönetirlerken, “sorun-çözüm” veya “sıkıntı-rahatlama” gibi neden sonuç ilişkilerinde, hiç düşünmeden kısa yollar (heuristic) kullanarak karar alır.
Değişim insanların güvenlik duygularını tehdit eder çünkü her değişiklik belirsizlik içerir. Nedenleri iyi anlatılmamış, içeriği hakkında yeterli bilgi verilmemiş değişiklikler insanlarda tedirginlik yaratır. Bilgisizlik, değişime karşı direnci artırır. Bu nedenle değişimi yönetmek için etkili bir iletişim yapmak gerekir. İnsanları değişimin her aşamasından haberdar etmek, olası tepkileri içtenlikle dinlemek, sorunları anlamaya çalışmak ve samimi bir iletişim ortamı yaratmak gerekir. Değişimin kabul edilmesi için etkili ve sürekli bir iletişim şarttır. Değişime olan direnci azaltmak için değişimden etkilenecek olan insanları mümkün olduğu ölçüde değişimin bütün süreçlerine dâhil etmek gerekir. Katılımı yükseltmek direnci düşüren en etkili yöntemdir. Özellikle değişimden en çok etkilenecek olanların değişimin planlama ve uygulama aşamalarına katılmaları muhtemel direnci azaltır. Değişimin parçası olan herkes daha az endişe duyar ve değişimi daha kolay kabullenir. Değişime direnç göstermenin bir sebebi de, her değişimin insani ilişkileri yeniden düzenlemesidir. Değişimin bir gereği olarak çalışanların mevcut iş arkadaşlarından ayrılması ve başka bir yöneticiye rapor edecek olması, yeni ortamda eski havanın oluşmayacağı varsayımı, değişime karşı tepkileri kaçınılmaz kılar. Ayrıca dünyayı algılama ve yorumlama şekline bağlı olarak insanların değişime tepkileri farklılık gösterir. Bazı insanlar daha tutucu bir kişiliğe sahiptirler ve doğaları gereği değişime herkesten daha temkinli yaklaşırlar, değişimi sevmezler. Bazılarının kişilikleri ve karakterleri ise değişime açıktır. Bu insanlar prensip olarak değişimi sever ve benimserler. Değişimi yönetenlerin insanlardaki bu duyguları da yönetmesi gerekir. Sadece bireysel farklılıklar değil, bir topluma hâkim olan kültür de insanların değişime karşı tutumlarını belirler. Bazı toplumlar değişimi kucaklarken bazıları değişime kapalı olurlar. Türkiye kültürü değişime direncin az olduğu esnek bir yapıya sahiptir. Bu nedenle Batı toplumlarının çoğunda değişimi yönetmek daha zorken Türkiye’de değişimi yönetmek daha kolaydır. Her değişim güç dengelerini de değiştirir. Kural olarak her değişim sonucunda bazıları ellerindeki gücü kaybederken bazıları daha güçlü olurlar. Değişimden kişisel olarak zarar görecek olanlar, doğal olarak değişime direnirler. İnsanın gücünü ve gelirini kaybetme korkusu, değişime olan direnci artırır. Bir kurumdaki değişim sırasında esas yönetilmesi gereken konu budur. Bu durumu yönetmek için kurumun liderinin ön plana çıkması ve değişim konusundaki kararlılığını herkese açıkça ifade etmesi gerekir. Lider geri planda kalırsa değişim başarılı olmaz. Değişimin insanları şu ya da bu nedenle tedirgin ettiğini anlamak, değişimi yönetmenin en önemli şartıdır. Değişime direnç gösteren insanlara içtenlikle destek olmak, onlara yardım etmek, iyi yönetilen değişim ile kötü yönetilen değişim arasındaki en önemli farktır.Direnç gösterenleri görmezlikten gelmek ya da cezalandırmak direnci ortadan kaldırmayacağı gibi paniği de artırabilir. Böyle bir yaklaşım dirençleri nispeten az olan insanları da değişime karşı tepkisel bir duruma sokar.Değişim hayatın değişmez kuralıdır. Değişim sürekli ve kaçınılmazdır. İnsanların da şirketlerin de hayatın değişim üzerine kurulu olduğu bilinciyle davranması gerekir. Hepimiz için önemli olan, değişim zamanının geldiğini fark edip zaman kaybetmeden değişimi yönetmektir. Değişim, doğru zamanda yapılırsa işe yarar ve başarılı olur. Eğer zamanlama kaçırılırsa değişimin bir kıymeti kalmaz. İş işten geçtikten sonra yapılan değişimin hiç bir etkisi olmaz.Doğa bize esnek olmanın değişime uyum sağlamada en önemli güç olduğunu öğretiyor.Değişimin dirençle karşılaşması son derece doğaldır. Değişimi yöneten her liderin en önemli görevi insanlardaki bu direnci yönetmek ve değişimin yolunu açmaktır.
4 notes
·
View notes
Text
İngiltere Aile Birleşimi Vizesi: Başarılı Başvuru İçin Kapsamlı Rehber
İngiltere'de yaşayan eşiniz veya partnerinizle bir araya gelmek için aile birleşimi vizesi başvurusunda bulunmayı düşünüyorsanız, bu sürecin en önemli detaylarını sizler için derledik. Doğru hazırlık ve eksiksiz belgelerle başvurunuzun olumlu sonuçlanma şansını artırabilirsiniz.
Temel Uygunluk Kriterleri
İngiltere aile birleşimi vizesi için öncelikle aşağıdaki temel şartları karşılamalısınız:
İngiltere'de yasal olarak ikamet eden bir eş/partnere sahip olmanız
18 yaşından büyük olmanız
Geçerli ve resmi bir evlilik/partnerlik belgenizin bulunması
Mali yeterlilik şartlarını karşılamanız
İngilizce dil yeterliliğinizi kanıtlamanız
Mali Yeterlilik Şartları
İngiltere Hükümeti, aile birleşimi başvurularında mali yeterlilik konusuna büyük önem vermektedir. Sponsorunuzun (İngiltere'deki eşiniz/partneriniz):
Yıllık en az £18,600 gelire sahip olması
Son 6 aylık maaş bordroları ve banka hesap özetlerini sunabilmesi
İstihdam durumunu belgeleyen resmi evrakları sağlaması gerekmektedir
Dil Yeterliliği Gereklilikleri
Başvuru sahiplerinin İngilizce bilgisi konusunda:
En az A1 seviyesinde İngilizce bilgisine sahip olmaları
Onaylı bir sınav merkezinden alınmış geçerli bir dil sertifikası sunmaları
IELTS, Trinity College veya diğer kabul edilen sınavlardan birinden yeterli puan almaları beklenir
Başvuru Sürecinde Dikkat Edilecek Noktalar
Belge Hazırlığı
Tüm belgelerin orijinal ve güncel olmasına dikkat edin
Tercüme gerektiren belgeleri yetkili tercümanlar aracılığıyla hazırlatın
Belgelerin İngilizce veya çift dilli olmasını sağlayın
Online Başvuru
Başvuru formunu eksiksiz ve doğru bilgilerle doldurun
Gerekli harçları zamanında ödeyin
Biyometrik verilerin alınması için randevu alın
Destekleyici Belgeler
İlişkinizin gerçekliğini kanıtlayan fotoğraflar, yazışmalar
Ortak finansal sorumlulukları gösteren belgeler
Birlikte yaşam kanıtları (varsa)
Başvuru Sonrası Süreç
Başvurunuz tamamlandıktan sonra:
Ortalama değerlendirme süresi 12 haftadır
Priority servis ile bu süre 6 haftaya inebilir
Başvurunuz onaylanırsa 2.5 yıllık vize verilir
Sık Yapılan Hatalar ve Önlemler
Eksik veya güncel olmayan belgelerle başvurmak
Mali gereklilikleri tam olarak karşılamamak
İlişkinin gerçekliğini yeterince kanıtlayamamak
Dil yeterliliği konusunda hazırlıksız olmak
Uzun Vadeli Planlama
İlk vizeniz onaylandıktan sonra:
2.5 yıl sonra vize yenileme başvurusu yapmanız gerekecek
Toplamda 5 yıl sonra süresiz oturum başvurusunda bulunabilirsiniz
Bu süreçte İngiltere'de yaşam şartlarınızı korumaya özen gösterin
İngiltere aile birleşimi vizesi başvurusu, detaylı hazırlık ve dikkatli planlama gerektiren bir süreçtir. Tüm gereklilikleri eksiksiz karşılamak ve doğru belgelerle başvurmak, başarı şansınızı önemli ölçüde artıracaktır. Gerekirse bir göçmenlik uzmanından profesyonel destek almaktan çekinmeyin.
Bu yazıda belirtilen bilgiler genel rehberlik amaçlıdır ve başvuru sürecinde yasal danışmanlık yerine geçmez. Her başvuru kendi özel koşullarına göre değerlendirilir.
#ingiltere#ingiltere aile#ingiltere aile birleşimi#ingiltere aile birleşimi sınavı#ingiltere aile birleşimi sınavı kursu#ingiltere akademi#ingiltere a1 sınavı#ingiltere a1 sertifikası#ielts life skills#ielts life skills a1#ielts aile birleşimi#ingiltere b1 vatandaşlık sınavı#ingiltere evlilik sınavı#ingiltere aile birleşimi vizesi#ingiltere aile birleşimi vizesi dil sınavı#ingiltere aile birleşimi vizesi dil sertifikası#ingiltere nişanlılık vizesi#ingilizce aile birleşimi#a1ingiltere aile birleşimi sınav soruları#ptehomea 1#home office#türkiye
0 notes
Text
Bireysel Emeklilik Avantajları
Bireysel emeklilik sistemi, geleceğinizi güvence altına almak için önemli bir araçtır. İşte bireysel emekliliğin sunduğu avantajlar:
1. Düzenli Birikim İmkanı
Bireysel emeklilik, düzenli olarak birikim yapma fırsatı sunar. Aylık veya yıllık katkı payları ile bütçenize uygun bir plan oluşturabilirsiniz, bu da disiplinli bir tasarruf alışkanlığı kazandırır.
2. %30 Devlet Katkısı
Türkiye'deki bireysel emeklilik sisteminde, yaptığınız katkı paylarının %30'u kadar devlet katkısı alırsınız. Bu, birikimlerinizi artırmanın etkili bir yoludur.
3. Çeşitli Yatırım Seçenekleri
Bireysel emeklilik, farklı yatırım fonları arasından seçim yapmanıza olanak tanır. Hisse senetleri, tahviller ve karma fonlar gibi seçeneklerle portföyünüzü çeşitlendirebilirsiniz.
4. Emeklilik Döneminde Güvence
Emeklilik döneminde düzenli bir gelir elde etmenizi sağlar. Bu sayede, huzurlu bir yaşam sürme imkanı bulursunuz.
5. Esneklik
Bireysel emeklilik sisteminde, katkı paylarınızı değiştirme veya artırma esnekliğine sahip olursunuz. Bu, değişen yaşam koşullarınıza uyum sağlamanızı kolaylaştırır.
Sonuç
Bireysel emeklilik, geleceğinizi güvence altına almak için önemli bir adımdır. Erken planlama yaparak, finansal özgürlüğünüzü artırabilir ve huzurlu bir emeklilik dönemi geçirebilirsiniz. Unutmayın, her birikim bir adım daha ileriye götürür!
#anadoluhayat#anadoluhayatemeklilik#bireyselemekliliksistemi#bireyselyatırımcılar#Bireysel Emeklilik#Bireysel Emeklilik Avantajları#Anadolu Hayat Emeklilik Paketleri
1 note
·
View note
Text
Yıldırım deprem riskine karşı kentsel dönüşümle güçleniyor
https://pazaryerigundem.com/haber/186270/yildirim-deprem-riskine-karsi-kentsel-donusumle-gucleniyor/
Yıldırım deprem riskine karşı kentsel dönüşümle güçleniyor
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, gerçekleştirdikleri imar plan uygulamaları ve kentsel dönüşüm çalışmaları ile deprem riski altındaki güvensiz ve sağlıksız konutları yıkarak yerine; modern, güvenli, sağlıklı konutlar inşa ettiklerini ifade etti.
BURSA (İGFA) – Muhtemel depremden Yıldırım’ın en az zararla çıkması için kentsel dönüşüm projelerine hız veren Yıldırım Belediyesi, ilçenin 22 farklı noktasında kamu ve özel sektör eliyle kentsel dönüşüm çalışmaları yürütüyor. Göreve geldiği 2019 yılından bu yana ilçeyi adeta bir şantiye alanına çeviren Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, öncelikle gerçekleştirdikleri imar plan ve uygulamaları ile güvensiz yapı stoğunun yenilenmesi ve yeni sosyal yaşam alanlarının kazandırılmasını sağladı ve on binlerce hak sahibini yeni tapularına kavuşturdu. Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, ilçenin 22 farklı noktasında yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yaklaşık 7 bin konut ve 820 işyeri ürettiklerini söyledi.
DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI İVME KAZANDI
Yıllardır devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarından istenilen sonuçların alınamamasının merkezinde imar ve planlama ile ilgili problemlerin yer aldığını ifade eden Başkan Oktay Yılmaz, “İmar uygulama planlarına kalıcı çözüm getirerek Yıldırım’da hizmetin önündeki en büyük engeli kaldırdık. Bu minvalde imar uygulamalarımıza başlayarak, 15 bin hak sahibine tapularını teslim ettik. Kısa süre içerisinde bu sayıyı 40 bine çıkaracağız. Mülkiyet problemini ortadan kaldıran, özellikle ilçemizin riskli alanda yeni ve güvenli yaşamın önünü açan imar ve plan uygulamaları bu şehir için adeta sessiz bir devrimdir. Bu uygulamalar ile 68 bin metrekare spor alanın, 36 bin metrekare sağlık alanını, 680 bin metrekare yeşil alanını, 93 bin metrekare sosyal ve kültürel alanı, 78 bin metrekare cami alanını ve 250 bin metrekare okul alanını bedelsiz olarak ilçemize kazandırdık” diye konuştu. Yıldırım’da 3 bin 100 hektar planlanabilir alan olduğunu ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 2019-2024 döneminde 320 hektarlık alanda planlama çalışmalarının tamamlandığını söyleyerek, “5 yıllık yönetim dönemimiz içerisinde planlanabilir alanda yüzde 27 oranında tapu yenilemesi yaparak hak sahiplerine imar parseli tapularını teslim ettik. Yine imar uygulaması ve düzenlemesi yaptığımız bölgelerde kaçak yapılaşma önceki dönemlere göre ciddi oranda azalıyor. Vatandaşlarımız doğru projeleri gördükçe, dönüşüme olan inançları arttıkça kaçak yapılaşmadan uzaklaşıyor. Değirmenönü ve Karapınar Mahalleleri’nde buna yakından şahitlik ediyoruz” dedi.
“YAŞAMI DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”
Yıldırım’ı dönüştürmeye kararlı olduklarını aktaran Başkan Yılmaz, “Bizim ihtiyacımız olan eski binaları yıkıp yerlerine yenilerini yapmak değil. Değişen hayat şartları ve artan yaşam standartları ile birlikte insanlarımızın ihtiyaçları, beklentileri de değişti. 20 yıl önce belki böyle bir durum yoktu ama bugün yaptığınız her konut her daire için bir otopark alanı planlamak neredeyse zorunlu hale geldi. Kentsel dönüşümü planlarken, yeşil alanların, sosyal donatı alanların, geniş ulaşım arterlerinin sadece bugünün değil yarınların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yapılması elzem hale geldi. Güvensiz, sosyal alanları ve ulaşım aksları yetersiz bölgelerimizi, güvenli konutlar, yaşam standartları yüksek, ulaşım ağı gelişmiş, ortak kullanım alanları ile desteklenmiş yaşam alanlarına dönüştürüyoruz” sözlerini kaydetti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Başkan Erhan Kılıç “Buca’da planlı bir dönüşüm gerçekleştireceğiz”
BUCA Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bucalı iş insanlarıyla buluştuğu toplantıda, görev süresi boyunca yaptıkları en büyük çalışmanın ilçenin yeniden planlanması olduğunu vurgulayarak, “Buca’da planlı bir dönüşüm gerçekleştireceğiz” dedi. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bucalı iş insanları ile Mevlana Tesisleri’ndeki Neva Kafe’de düzenlenen kahvaltıda buluştu. Başkan Erhan Kılıç, buluşmada Buca’ya hizmet ile geçen 5 yılını ve projelerini özetledi. Yarının Buca’sı hedefleri doğrultusunda yaptıkları çalışmaları anlatan Başkan Kılıç, çok yakın zamanda hayata geçirilecek Sporium Spor Merkezi, eski battaniye fabrikası alanına yapılacak Kültür Merkezi, Buca Pazar Yeri alanına yapılacak 700 kişilik gösteri merkezi, Çamlıkule’ye yapılacak pazar yeri ve cemevi projeleri hakkında bilgi verdi. https://www.youtube.com/watch?v=4Exb-JNoLgw “KENTİ YENİDEN PLANLADIK” Görev süresince en önem verdikleri çalışmanın ilçenin yeniden planlanması olduğunu belirten Kılıç, şöyle konuştu: “Bu kent ıslah imar planları ile büyümüş bir kent. Yeni bir planlama şarttı. Güney revizyon planları dediğimiz alan, çok ciddi bir alan. Menderes Caddesi’nin aşağı bölgesi; Yenigün, Göksu, Yeşilbağlar… Bu alanı kapsayan bir plan. Hastanenin önünden geçerek Belediye önüne kadar gelen yeni bir yol açılacak. İlk etapta yapılaşma az olduğu için buradaki çalışmalar hızla ilerleyecektir.” “PLANLI BİR DÖNÜŞÜM İSTİYORUZ” Dönüşümün yerel müteahhitlerle yapılması taraftarı olduğunu söyleyen Başkan Kılıç, “Çaldıran, Ufuk, Seyhan mahallelerimiz için de planlarımızı yaptık. Yani biz kentimizde planlı bir dönüşüm gerçekleştirmek istiyoruz. İçinde büyük bulvarların, sosyal donatı alanlarının olduğu güzel yaşam alanları yaratmak istiyoruz. İnsanlar Avrupa’da sokağa çıktıklarında, beş on metre yürüdüklerinde parkla karşılaşıyorlar. Bizim çocuklarımızın da hakkı” dedi. BENZİNLİK GELİRLERİ BUCA’YA KALACAK Başkan Kılıç, belediyeye ait benzinliklerle ilgili davayı kazandıklarına da değinerek, çok yakın zamanda benzinlikleri Bucamar’ın işleteceğini söyledi. “ESKİ TREN YOLU HATTI ÇOK GÜZEL OLACAK” Başkan Erhan Kılıç, ilçeyi Berlin Duvarı gibi ikiye ayıran Buca Demiryolu Hattı’nı yeni bir turizm rotasına dönüştürecek bir proje hazırladıklarını hatırlattı. Yakın zamanda hayata geçecek bu proje ile eski tren yolu hattının çok güzelleşeceğini belirten Kılıç, “2.8 kilometre uzunluğunda, yürüyüş yollarının olduğu, yemyeşil bir post modern mimariye sahip çok güzel çalışma olacak” diye konuştu. “TEMİZLİKTE DEVRİM YAPTIK” Geçmiş dönemlerde çöp toplama işlerinin ihale usulü yapıldığını kaydeden Kılıç, Buca’ya yeni temizlik araçları kazandırarak bu konuda bir devrim yaptıklarını ifade etti. Erhan Kılıç, “Büyükşehir Belediyemizin desteği ile yeni araçlar aldık. Bu bizim için bir devrimdir. Yıllık maliyeti 200 milyon liraya varan bir rakamdan bahsediyoruz. Bu para artık cebimizden çıkmıyor” dedi. Read the full article
0 notes
Text
0 notes
Text
Otomotiv Girişim Platformu Yatırımcıyla Girişimciyi Buluşturacak! İkinci el araç pazarına getirdiği yeniliklerle adından söz ettiren Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş, Otomotiv Girişim Platormu isimli küresel çapta bir platform kurdu. Karakaş, elektrikli araç pazarının önümüzdeki 10 yıllık gelişimini, ikinci el ve sıfır araç pazarlarının kısa ve orta vadedeki süreçlerini, otomotiv girişimleri, yatırımları, finansmanı, hizmetleri ve teknolojilerini küresel çapta takip ettiklerini, araştırmalar yaptıklarını ve bu doğrultuda böyle bir girişim platformu kurmaya karar verdiklerini söyledi. Karakaş, bu araştırmaların bir sonucu olarak, Türkiye’nin küresel çapta Uzak Doğu, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri arasında, ikinci el araç pazarı ticaretinin merkezi olacağını, elektrikli araç pazarına bölgesel çapta üs konumunu alacağını ve en önemlisi otomotiv-finans-teknoloji alanında girişimlere ev sahipliği yapacağını ifade etti. Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında temelleri atılan ve 2023’ün ilk günlerinde kurulan Otomotiv Platformu, otomotiv sektörünü, finans ve teknoloji odağında geliştirmeyi hedefliyor. Platform ile “OtoFinans” ve “OtoTech” açılımlarıyla, otomotivle ilgili tüm girişimlere ev sahipliği yapmayı hedeflediklerini dile getiren Karakaş, bu konuda geleneksel yöntemlerin dışında çözümler üreteceklerini, bunu da ulusal pazarın dinamiklerine bağlı kalmadan gerçekleştireceklerini ifade etti. “Otomotiv sektörü girişimcilerine ve yatırımcılarına rehberlik” Karakaş, sektörün global çapta trendleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Pandemi sonrası küresel çapta ve özellikle otomotiv sanayisinde yaşanan üretim krizleri, daha sık irdelenmeye başlanan iklim ve çevre sorunları, yükselen enflasyonun etkisi, insanların satın alma tercihlerini ve tutumlarını, markaların da üretim ve pazarlama anlayışlarını kökten değiştirmeye başladı. Küresel markalar ikinci elde yenileme hizmetine ciddi yatırımlara başladı. Yeni nesil gelir modeli uygulamaları ortaya çıktı. Yenilikçi-çeşitli-kolaylaştırıcı finansal çözümlerin üretildiği, satış sonrası hizmetlerin öne çıktığı, araç kullanım maliyetlerinin 360 derece yönetileceği bir sürece geçildi. İşte tüm bu trendlere, gelişimlere, girişimlere ve yatırımlara Türkiye’nin ev sahipliği yapması ya da 5 bin kilometrelik bir hatta merkezi konumu üstlenmesini te��vik etmek istiyoruz. Küresel çapta, otomotiv sektörünün yeni girişimcilerine, yatırımcılarına kılavuzluk yapacağız. Hızla büyüyen, ikinci el ve elektrikli araç pazarında Türkiye merkezli fırsatlar sunuyor, ilişki ekosistemimizi, elimizdeki verileri ve deneyimlerimizi paylaşmayı istiyoruz.” Globalde örnek otomotiv yatırımcı ağı modellerini incelendi Karakaş şöyle devam etti; “Küresel piyasalarda otomotiv sektörüne ait girişimleri, iş birliklerini ve yatırımları incelediğimizde, üretici firmaların yatırımcı ilişkileri, iştirak yönetimi ticari iş birlikleri, sektör içi-sektör dışı ticari iş birlikleri olduğunu gözlemledik. Her birinin hem sektörden hem sektör dışından olup, aynı zamanda uluslararası sermaye piyasalarına kote olduklarını gördük.” Hedef sektörde küresel ölçekli markalar yaratmak Otomotiv Girişim Platformu, global çapta girişimler başlatmayı ve bu girişimlerin, yatırımcılarına ciddi kazançlar getirmesini sağlamayı hedefliyor. Her bir girişim için alınan yatırımlarla, globalde büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birlikleri yapabilen, küresel pazarlarda söz sahibi olmaları amaçlanıyor. Kurucu Karakaş, “Uygun bulduğumuz girişimleri, güçlü bir planlama ile halka arz için hazırlamak ve yatırımcı gruplarından alınan sermaye, satış gelirleri, yatırım bankaları ile ticari olarak yapacağımız anlaşmalarla mali yapımızı güçlendirmek. Böylece uluslararası sermaye piyasalarında işlem gören küresel markalar üretmek.” diyor. OGP’nin 3 yıllık planı 250 yatırımcıya ulaşmak Otomotiv Girişim Platformu, ilk etapta kategorize edilen girişim alanlarına dair minimum 250 yatırımcıya ulaşmayı planl
ıyor. Sonrasında en az 25 büyük ölçekli yatırımcı ve büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birliklerimizi gerçekleştirerek Türkiye’den yenilikçi, global otomotiv girişimi markaları çıkarmak hedefleniyor. Girişimciler, [email protected] e-posta adresi üzerinden başvuruda bulunabiliyor.
0 notes
Text
Otomotiv Girişim Platformu Yatırımcıyla Girişimciyi Buluşturacak! İkinci el araç pazarına getirdiği yeniliklerle adından söz ettiren Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş, Otomotiv Girişim Platormu isimli küresel çapta bir platform kurdu. Karakaş, elektrikli araç pazarının önümüzdeki 10 yıllık gelişimini, ikinci el ve sıfır araç pazarlarının kısa ve orta vadedeki süreçlerini, otomotiv girişimleri, yatırımları, finansmanı, hizmetleri ve teknolojilerini küresel çapta takip ettiklerini, araştırmalar yaptıklarını ve bu doğrultuda böyle bir girişim platformu kurmaya karar verdiklerini söyledi. Karakaş, bu araştırmaların bir sonucu olarak, Türkiye’nin küresel çapta Uzak Doğu, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri arasında, ikinci el araç pazarı ticaretinin merkezi olacağını, elektrikli araç pazarına bölgesel çapta üs konumunu alacağını ve en önemlisi otomotiv-finans-teknoloji alanında girişimlere ev sahipliği yapacağını ifade etti. Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında temelleri atılan ve 2023’ün ilk günlerinde kurulan Otomotiv Platformu, otomotiv sektörünü, finans ve teknoloji odağında geliştirmeyi hedefliyor. Platform ile “OtoFinans” ve “OtoTech” açılımlarıyla, otomotivle ilgili tüm girişimlere ev sahipliği yapmayı hedeflediklerini dile getiren Karakaş, bu konuda geleneksel yöntemlerin dışında çözümler üreteceklerini, bunu da ulusal pazarın dinamiklerine bağlı kalmadan gerçekleştireceklerini ifade etti. “Otomotiv sektörü girişimcilerine ve yatırımcılarına rehberlik” Karakaş, sektörün global çapta trendleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Pandemi sonrası küresel çapta ve özellikle otomotiv sanayisinde yaşanan üretim krizleri, daha sık irdelenmeye başlanan iklim ve çevre sorunları, yükselen enflasyonun etkisi, insanların satın alma tercihlerini ve tutumlarını, markaların da üretim ve pazarlama anlayışlarını kökten değiştirmeye başladı. Küresel markalar ikinci elde yenileme hizmetine ciddi yatırımlara başladı. Yeni nesil gelir modeli uygulamaları ortaya çıktı. Yenilikçi-çeşitli-kolaylaştırıcı finansal çözümlerin üretildiği, satış sonrası hizmetlerin öne çıktığı, araç kullanım maliyetlerinin 360 derece yönetileceği bir sürece geçildi. İşte tüm bu trendlere, gelişimlere, girişimlere ve yatırımlara Türkiye’nin ev sahipliği yapması ya da 5 bin kilometrelik bir hatta merkezi konumu üstlenmesini teşvik etmek istiyoruz. Küresel çapta, otomotiv sektörünün yeni girişimcilerine, yatırımcılarına kılavuzluk yapacağız. Hızla büyüyen, ikinci el ve elektrikli araç pazarında Türkiye merkezli fırsatlar sunuyor, ilişki ekosistemimizi, elimizdeki verileri ve deneyimlerimizi paylaşmayı istiyoruz.” Globalde örnek otomotiv yatırımcı ağı modellerini incelendi Karakaş şöyle devam etti; “Küresel piyasalarda otomotiv sektörüne ait girişimleri, iş birliklerini ve yatırımları incelediğimizde, üretici firmaların yatırımcı ilişkileri, iştirak yönetimi ticari iş birlikleri, sektör içi-sektör dışı ticari iş birlikleri olduğunu gözlemledik. Her birinin hem sektörden hem sektör dışından olup, aynı zamanda uluslararası sermaye piyasalarına kote olduklarını gördük.” Hedef sektörde küresel ölçekli markalar yaratmak Otomotiv Girişim Platformu, global çapta girişimler başlatmayı ve bu girişimlerin, yatırımcılarına ciddi kazançlar getirmesini sağlamayı hedefliyor. Her bir girişim için alınan yatırımlarla, globalde büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birlikleri yapabilen, küresel pazarlarda söz sahibi olmaları amaçlanıyor. Kurucu Karakaş, “Uygun bulduğumuz girişimleri, güçlü bir planlama ile halka arz için hazırlamak ve yatırımcı gruplarından alınan sermaye, satış gelirleri, yatırım bankaları ile ticari olarak yapacağımız anlaşmalarla mali yapımızı güçlendirmek. Böylece uluslararası sermaye piyasalarında işlem gören küresel markalar üretmek.” diyor. OGP’nin 3 yıllık planı 250 yatırımcıya ulaşmak Otomotiv Girişim Platformu, ilk etapta kategorize edilen girişim alanlarına dair minimum 250 yatırımcıya ulaşmayı planl
ıyor. Sonrasında en az 25 büyük ölçekli yatırımcı ve büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birliklerimizi gerçekleştirerek Türkiye’den yenilikçi, global otomotiv girişimi markaları çıkarmak hedefleniyor. Girişimciler, [email protected] e-posta adresi üzerinden başvuruda bulunabiliyor.
0 notes
Text
Otomotiv Girişim Platformu Yatırımcıyla Girişimciyi Buluşturacak! İkinci el araç pazarına getirdiği yeniliklerle adından söz ettiren Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş, Otomotiv Girişim Platormu isimli küresel çapta bir platform kurdu. Karakaş, elektrikli araç pazarının önümüzdeki 10 yıllık gelişimini, ikinci el ve sıfır araç pazarlarının kısa ve orta vadedeki süreçlerini, otomotiv girişimleri, yatırımları, finansmanı, hizmetleri ve teknolojilerini küresel çapta takip ettiklerini, araştırmalar yaptıklarını ve bu doğrultuda böyle bir girişim platformu kurmaya karar verdiklerini söyledi. Karakaş, bu araştırmaların bir sonucu olarak, Türkiye’nin küresel çapta Uzak Doğu, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri arasında, ikinci el araç pazarı ticaretinin merkezi olacağını, elektrikli araç pazarına bölgesel çapta üs konumunu alacağını ve en önemlisi otomotiv-finans-teknoloji alanında girişimlere ev sahipliği yapacağını ifade etti. Otomerkezi.net’in CEO’su Muhammed Ali Karakaş Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında temelleri atılan ve 2023’ün ilk günlerinde kurulan Otomotiv Platformu, otomotiv sektörünü, finans ve teknoloji odağında geliştirmeyi hedefliyor. Platform ile “OtoFinans” ve “OtoTech” açılımlarıyla, otomotivle ilgili tüm girişimlere ev sahipliği yapmayı hedeflediklerini dile getiren Karakaş, bu konuda geleneksel yöntemlerin dışında çözümler üreteceklerini, bunu da ulusal pazarın dinamiklerine bağlı kalmadan gerçekleştireceklerini ifade etti. “Otomotiv sektörü girişimcilerine ve yatırımcılarına rehberlik” Karakaş, sektörün global çapta trendleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Pandemi sonrası küresel çapta ve özellikle otomotiv sanayisinde yaşanan üretim krizleri, daha sık irdelenmeye başlanan iklim ve çevre sorunları, yükselen enflasyonun etkisi, insanların satın alma tercihlerini ve tutumlarını, markaların da üretim ve pazarlama anlayışlarını kökten değiştirmeye başladı. Küresel markalar ikinci elde yenileme hizmetine ciddi yatırımlara başladı. Yeni nesil gelir modeli uygulamaları ortaya çıktı. Yenilikçi-çeşitli-kolaylaştırıcı finansal çözümlerin üretildiği, satış sonrası hizmetlerin öne çıktığı, araç kullanım maliyetlerinin 360 derece yönetileceği bir sürece geçildi. İşte tüm bu trendlere, gelişimlere, girişimlere ve yatırımlara Türkiye’nin ev sahipliği yapması ya da 5 bin kilometrelik bir hatta merkezi konumu üstlenmesini teşvik etmek istiyoruz. Küresel çapta, otomotiv sektörünün yeni girişimcilerine, yatırımcılarına kılavuzluk yapacağız. Hızla büyüyen, ikinci el ve elektrikli araç pazarında Türkiye merkezli fırsatlar sunuyor, ilişki ekosistemimizi, elimizdeki verileri ve deneyimlerimizi paylaşmayı istiyoruz.” Globalde örnek otomotiv yatırımcı ağı modellerini incelendi Karakaş şöyle devam etti; “Küresel piyasalarda otomotiv sektörüne ait girişimleri, iş birliklerini ve yatırımları incelediğimizde, üretici firmaların yatırımcı ilişkileri, iştirak yönetimi ticari iş birlikleri, sektör içi-sektör dışı ticari iş birlikleri olduğunu gözlemledik. Her birinin hem sektörden hem sektör dışından olup, aynı zamanda uluslararası sermaye piyasalarına kote olduklarını gördük.” Hedef sektörde küresel ölçekli markalar yaratmak Otomotiv Girişim Platformu, global çapta girişimler başlatmayı ve bu girişimlerin, yatırımcılarına ciddi kazançlar getirmesini sağlamayı hedefliyor. Her bir girişim için alınan yatırımlarla, globalde büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birlikleri yapabilen, küresel pazarlarda söz sahibi olmaları amaçlanıyor. Kurucu Karakaş, “Uygun bulduğumuz girişimleri, güçlü bir planlama ile halka arz için hazırlamak ve yatırımcı gruplarından alınan sermaye, satış gelirleri, yatırım bankaları ile ticari olarak yapacağımız anlaşmalarla mali yapımızı güçlendirmek. Böylece uluslararası sermaye piyasalarında işlem gören küresel markalar üretmek.” diyor. OGP’nin 3 yıllık planı 250 yatırımcıya ulaşmak Otomotiv Girişim Platformu, ilk etapta kategorize edilen girişim alanlarına dair minimum 250 yatırımcıya ulaşmayı planl
ıyor. Sonrasında en az 25 büyük ölçekli yatırımcı ve büyük ölçekli yatırım bankalarıyla ticari iş birliklerimizi gerçekleştirerek Türkiye’den yenilikçi, global otomotiv girişimi markaları çıkarmak hedefleniyor. Girişimciler, [email protected] e-posta adresi üzerinden başvuruda bulunabiliyor.
0 notes
Text
Sıfır araç alırken nelere dikkat etmeliyiz
Sıfır araç alırken nelere dikkat etmeliyiz
Bu yazımızda sizlere sıfır araç alırken nelere dikkat etmeliyiz, doğru zamanlama doğru planlama doğru araç alınacak vaktin yılın başında mı yılın sonunda mı olması gibi yine Devlet teşvikleri beklenmeli mi Kredi kampanyalarını beklenmeli mi hangi zamanda hangi aracı almak doğru veya bunların hiçbirisi mi şeklinde bütün sorularınıza bu yazımızda yardımcı olmaya çalışacağız. Sektörde çok değişkenlik söz konusu olduğu için bu soruların farklı farklı cevaplandırma doğru olacaktır bu yazımızda bunlarla alakalı konulara değineceğiz.
Araç Almak İçin yıl sonunu beklemeli miyiz?
Değerli okurlarımız sektörde sıfır açılırken aklınızda olan soru işaretlerinin başında Araç Almak İçin yıl sonunu beklemeli miyiz? Acaba yıl sonunda araç fiyatları biraz daha avantajlı olabilir mi? sıfır araç fiyatları düşecek mi gibi sorular aklınızdan geçiyor olabilir bu sorunun yüzde Yüz cevabı kesinlikle yıl sonunu beklemenin avantajlı olabileceğini ya da yüzde yüz dezavantajlı olabileceğini söylemek çok doğru değildir. Son üç dört yıllık Türkiye piyasasına baktığımızda önceki yıllara göre otomotiv sektöründe konjektör tamamen değiştiği. Önceki yıllarda göre bundan 4-5 yıl öncesinden kadar yılın başındaki fiyatlar yıl sonu Biraz daha düşük olabiliyordu fiyat olarak daha avantajlı alınabiliyordu fakat bu durum son 3-4 yıldır biraz daha değişti. Yılın başında örnek veriyorum şu anda 150.000 lira olan bir aracın fiyatı yıl sonuna kadar Türkiye piyasasında dünya genelindeki ekonomik sıkıntılardan kaynaklı ve de Döviz kurların ki
Sıfır Araç Almak Ne Zaman Mantıklı ? artışlara bağlı olarak araç fiyatları yükselmekte. Hatta yıl başında itibaren her ay fiyatlar artmakta olup yıl sonuna kadar araç fiyatları daha yüksek seviyelere ulaştığı gözlemlenmektedir. Bu sebepler le yılın başında almadığınız 150 Bin TL aracın yıl sonuna geldiğinizde 200 Bin TL gibi rakamlara kadar yükseldiğini görmek mümkündür bu yüzden bu noktada kesinlikle yıl sonu beklemenin bir avantajı olduğunu düşünmüyoruz
Önceki Yılla Ait Sıfır Aracı Yeni Yılda Almak Karlı mıdır
Değerli okurlarımız yine sıfır araç alırken merak edilen sorulardan birisi de Önceki Yılla Ait Sıfır Aracı Yeni Yılda Almak Karlı mıdır yani 2020 yılındayız şu anda aralık ayına geldik ve bir araç almayı planlıyoruz 2021 yılı ocak ayını beklemek mantıklı mı sorusunun cevabı bizce ocak ayını beklemek mantıklı değil. Çünkü tüm bayiler ve de tüm markalar 2020 model bir aracı 2021 yılı ocak ayında satması durumunda fiyatlarında indirim yapmazlar Çok İstisnai durumlar dışında bunlarda belirli Modellerin Stokunun Bitirmek için Markalar İndirim Yapsa da genelde Yeni Yılda Fiyatlar Değişmez. Burada insanların araç fiyatları Ucuzluyor Düşüncesinin Asıl Temeli yeni yılda bayilerin yeni model araçları biraz daha pahalıya satması ve bir önceki yıl modellerin yeni modele göre ucuz kalmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin 2020 model Bir aracın fiyatı aralık ayında 200 bin ise 2021 yılı ocak ayına da aynı fiyattan satılmakta Sadece 2021 model aynı aracın fiyatının daha yüksekte olması 2020 model aracı daha avantajlı olduğunu düşündürmektedir.
Trafiğe Çıkış Tarihinin Aracı Satarken Bir Faydası Oluyor mu?
Yine merak edilen sorulardan birisi de 2020 model araç aldım ama 2021'de trafiğe çıkışlı olarak görünmek te bu durum satarken bir avantajı olur mu ? Bize göre sektöre baktığımızda ve değerlendirdiğimizde bir avantaj yaramıyor çünkü 2020 model yılı bir aracın 2021 yılında trafiğe çıkışlı Bir olması aracın modelini değiştirmiyor. Dolayısıyla 2021 model bir araca göre biraz daha düşük piyasaya sahip olmakta Değerli okurlarımız sıfır araç alırken yılın başında mı sonunda mı Kampanya beklemek mi Beklememek mi kredi kampanyaları olur mu gibi soruların hepsini bir kenara bırakın doğru zaman sizin aracı almaya karar verdiniz andır bizim tavsiyemiz bu yöndedir. Read the full article
0 notes
Text
"Az gelişmiş aşklar ülkesi olarak dünya milletleri arasında ön sıraları işgal ediyoruz. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre ancak Nijerya ve Gana bizden daha az gelişmiş. Aşık olma oranı yüz binde 42. Beş yıllık plan %100 gerçekleştiği takdirde bu oran 1980'de yüz binde 86 olacak. Gene yeterli değil. Planlama örgütünde herkes evli olduğu için, meselenin üzerinde çok durmuyorlar. 5 yıllık planın uygulanmasına geçeli bizim sınıftan yalnız Güner aşık oldu; o da bir bar artistine. Cinsi aşk olduğu için sayılmadı. Aşkta geriyiz de başka şeylerde ileri miyiz sanki? Yalnız trafik kazalarında birinciyiz. Buyrun bakalım. Binde dört onda iki. Gururumuza dokunuyor. Selim kadar olamıyoruz. Ayrıca, büyük şehirlerde bir bakıma yüksek görünen bu oran, köylere doğru gittikçe azalıyor. Milli gelirin dağılımı gibi. Aşk sağlığı enstitüsünün bültenine göre, 1 yıl içinde sadece 12,716 muhallebicide buluşma, 7008 durakta buluşma (bunun 1825'i gerçekleşmemiş), 1462 çeşitli açık yer gezintisi (parklar, kırlar, adalar vs.) ve yalnız 612 sinema locası olayı tespit edilmiş. Buna gizli aşkları da ekleyin. Gizli aşk sayısının da, ihtimal hesaplarına göre 4,600 kadar olduğu tahmin ediliyor. Emniyet genel müdürlüğünün tespit ettiğine göre de (yuvarlak olarak) 126,800 bakıp da iç geçirme, 44,000 otobüs ya da dolmuşta hafifçe temas, 4,200 peşinden gidip de vazgeçme, 850 eve kadar izleme ve 15,700 uzaktan aşık olma ve sadece (bu sayı kesin) 814 ümitsiz aşk olayı kaydedilmiş. Bu arada, park bekçileri, 82,000 kadar çifti düdük çalarak, tabanca çekerek ve benzeri tehditlerle korkutmuş. Parklar, bahçeler ve kırlar genel müdürlüğüne göre de, 60,000 papatya sevgi falı için koparılmış ve aşıkların üzerinde uzandığı 28,000 metrekarelik bir sahanın çimleri ezilmiş. Tahmini zarar, yarım milyon lira civarında."
-Oguz Atay-
2 notes
·
View notes
Text
Adım Adım Kadın Erkek Eşitliği
1843 Tıbbiye mektebi bünyesinde kadınlar ebelik eğitimi almaya başladı. 1847 Kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye yayımlandı. 1856 Köle ve cariye alınıp satılması yasaklandı. 1858 Arazi Kanunnamesinde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hükmü yer aldı. Böylece kadınlar ilk kez miras yoluyla mülkiyet hakkını kazandı. 1858 Kız Rüştiyeleri açıldı. 1869 Kadınlar için ilk sürekli yayın olarak nitelenen (haftalık) Terakk-i Muhadderat dergisi yayımlandı. 1869 Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlandı. 1870 Kız öğretmen okulu Dar-ül Muallimat açıldı. 1871 Mecelle'nin (Osmanlı Medeni Kanunu) uygulanması için çıkarılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile; evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması, zorla evlendirmelerin geçersiz sayılması düzenlendi. 1876 Kanun-i Esasi (ilk Anayasa) kabul edilerek temel haklar düzenlendi. Kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi. 1897 Kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı. 1913 Kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladı. 1914 Kadınlar tüccarlık ve esnaflığa başladı. 1914 İnas Darülfünunu adı altında kızlar için bir yüksek öğretim kurumu açıldı. 1921 Darülfünunda karma öğretime geçildi. 1922 Yedi kız öğrenci Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı. Haziran 1923 Nezihe Muhittin'in başkanlığında ilk kadın partisi olan Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması girişiminde bulunuldu, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe partinin kuruluşuna onay verilmediğinden dernekleşmeye gidildi. 29 Ekim 1923 Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı. 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğrenim Birliği) çıkarıldı. Böylece eğitim laikleştirilerek tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı. Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı. 17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu'nu kabul edildi. Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanındı. 4 Nisan 1926 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi. 1930 Belediye yasası çıkarıldı. Yasa ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. 1930 Kadın ve çocukların korunmasına ilişkin ilk düzenleme Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile yapıldı. 1930 Doğum izni düzenlendi. 10 Haziran 1933 Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu. 26 Ekim 1933 Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları verildi. 5 Aralık 1934 Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. 8 Şubat 1935 Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18'e ulaştı. 8 Haziran 1936 İş Kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi. 1937 Kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması 1935 tarihli 45 sayılı ILO sözleşmesi ile yasaklandı. 1945 Analık sigortası (doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile düzenlendi. 1949 Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi 5417 sayılı yasa ile sağlandı. 1950 İlk kadın belediye başkanı (Müfide İlhan) Mersin'den seçildi. 1952 Sağlık Bakanlığı bünyesinde ana çocuk sağlığı hizmetleri verilmeye başladı. 1965 Gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kürtaj hakkı tanınmasını düzenleyen Nüfus Planlaması Hakkında Kanun çıkarıldı. 22 Aralık 1966 Eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan 1951 tarihli 100 sayılı ILO sözleşmesi onaylandı. 26.03.1971 İlk kadın bakan (Türkan Akyol) atandı. 1975 Birleşmiş Milletler tarafından Mexico City'de Birinci Dünya Kadın Konferansı düzenlendi ve bunu takiben 1975-85 yılları arasındaki dönem "Kadın On Yılı" olarak ilan edildi. 27 Mayıs 1983 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kürtajla sona erdirilmesi ve gönüllü cerrahi sterilizasyon yöntemlerine izin verilmesi Nüfus Planlaması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle sağlandı. Kürtaj için evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi. 1985 Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) imzaladı ve sözleşme 1986 yılında yürürlüğe girdi. 1985 5. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadın konusu ilk kez bir sektör olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi. 1987 Devlet Planlama Teşkilatı'nda Kadına Yönelik Politikalar Danışma Kurulu kuruldu. 1989 İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı yurt çapında 13'e ulaştı. 24 Ocak 1989 İçişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı. 29 Kasım 1990 Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159. maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi. İptal kararı 2 Temmuz 1992 tarih ve 21272 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. 1990 Tecavüz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu'nun 438. maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yürürlükten kaldırıldı. 14 Nisan 1990 Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, ilk kadın kütüphanesi ve bilgi merkezini açtı. 1990 Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bünyesinde, şiddete uğrayan kadınlara ve çocuklara destek hizmeti vermek üzere ilk kadın konukevleri açılmaya başlandı. 2000 yılı itibariyle bu sayı yediye yükselirken kapasiteleri 170'e ulaştı. 1990 422 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kadının statüsü ve Sorunları Başkanlığı kuruldu. 25.10.1990 tarihinde kadın sorunları konusunda ulusal mekanizma olarak Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSSGM) 3670 sayılı kanunla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak kuruldu ve 24.06.1991 tarihinde de Başbakanlığa bağlandı. Eylül 1990 Yerel yönetimler kadın konusunda özellikle şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmet vermeye başladı. Türkiye'deki ilk kadın sığınma evi Bakırköy Belediyesi tarafından açıldı. 1991 48. Hükümet döneminde ilk kadın vali (Lale Aytaman) Muğla iline atandı. 17-20 Şubat 1992 Birleşmiş Milletler Uluslararası Kadının İlerlemesi İçin Araştırma ve Eğitim Merkezinin (INSTRAW) toplantısında, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Türkiye'de kadın konusunda odak noktası olarak kabul edildi. 1993 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı işbirliği ile "Kadının kalkınmaya Katılımını Güçlendirme Ulusal programı Projesi" uygulamaya başlandı. Kadının Statüsü ve Sorunları genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü proje kapsamında; eğitim programları, araştırma projeleri, pilot projeler ve istatistik/yayın faaliyetleri yürütüldü. 16 araştırma projesinin yanı sıra pek çok eğitim programı ve pilot proje desteklendi, araştırma projelerinin bir kısmı ve toplumsal cinsiyet temelinde farklı konularda oluşturulan özet göstergeler kitap haline getirildi. Ayrıca cinsiyete dayalı veri tabanı oluşturulması amacıyla Devlet İstatistik Enstitüsü'nde Toplumsal Yapı ve Kadın İstatistikleri Şubesi kuruldu. 1993 İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı açıldı ve yüksek lisans programı vermeye başladı. Bugün Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı açarak Yüksek Lisans Programı veren üniversite sayısı dörde ulaştı. 1993 Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini açtı. 25 Haziran 1993 Türkiye'nin ilk kadın başbakanı (Tansu Çiller) hükümeti kurdu. 5-8 Aralık 1993 Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı ve Ankara Üniversitesi. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliği ile "Kadın Kimliği Kongresi" düzenlendi. Kongre gündemini; kadın emeğinin biçimleri, siyasette kadın kimlikleri, kadın bedeninin tanınması, kadın imgesinin üretimi ve dolaşımı, sanatın içinden kadın ve kadın örgütlenme biçimleri başlıklı konular oluşturdu. 1993 Halk Bankası'nca kadınları girişimciliğe özendirmek amacıyla kadınlara özel, düşük faizli kredi uygulaması başlatıldı. 1994 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü bünyesinde, şiddete uğrayan kadınlara hukuki ve psikolojik danışmanlık, girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi konularında hizmet vermek amacıyla Bilgi Başvuru Bankası (3B) kuruldu. 5 Nisan 1994 Dünya Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti .Hükümeti arasında imzalanan İkraz Anlaşması gereğince başlayan İstihdam ve Eğitim Projesi'nin alt bileşenlerinden Kadın İstihdamının Geliştirilmesi Projesi (KİG) Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yürütülmeye başlandı. Proje kapsamında on altı araştırma projesi gerçekleştirildi, on üç tanesi kitap haline getirildi. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nde kitap, makale, tez, seminer, konferans dokümanları ve gazete kesiklerinin derlendiği ve Ankara'nın tek kadın kütüphanesi olarak da nitelendirilebilecek bir Dokümantasyon Merkezi kuruldu. 1000 saydamdan ve web sayfasından oluşan "Kadınlara Görsel Tanıklık" adlı kadın fotoğrafları arşivi oluşturuldu. Kadınların çalışma yaşamlarına dair "Kadın Çalıştıkça" adlı bir belgesel/tanıtım filmi yaptırıldı. Toplumsal cinsiyet yaklaşımını ana plan ve programlara yerleştirmek için resmi, özel ve sivil toplum kuruluşları çalışanlarına yönelik olarak kullanılması planlanan ve modüler bir eğitim materyali olan Toplumsal Cinsiyet Eğitim paketi hazırlandı ve pilot uygulamaları yapıldı. Haziran 2000 tarihinde proje sonuçlandı. 1994 Türkiye Kahire'de yapılan Birleşmiş Milletler Nüfus ve Kalkınma Konferansına katıldı. Konferans'da kadının statüsü ve sağlık ilişkisini vurgulayan "üreme sağlığı" kavramı üzerinde duruldu ve kadın sağlığında "bütüncül" bir yaklaşım benimsendi. Bu yaklaşım doğrultusunda Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde ilgili kesimlerden sağlanan katılımla "Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması Ulusal Eylem Planı" hazırlandı. 1998 yılında kamuoyuna sunulan Eylem Planı 6 ana çalışma grubu tarafından oluşturuldu. Kadının Statüsü grubunun koordinasyonunu Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü üstlendi. 1995 Kurulduğundan bu yana, açtığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kadın sığınağını açtı. 1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Dünya Bankası Japon Hibe Fonundan 1993 yılında elde edilen finansman ile ülkemizde kadın girişimcilere sağlanan finans ve finans dışı hizmetlerin neler olduğunu ve kadın girişimcilerin bu hizmetlere ulaşımlarını ortaya koymak üzere bir araştırma projesi olan Küçük Girişimcilik Projesi gerçekleştirildi. Proje kapsamında belli illerde alan çalışmaları yapıldı ve elde edilen bilgiler kitap haline getirildi. Şubat 1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce gönüllü kadın kuruluşları arasındaki iletişim ve dayanışmayı güçlendirmek, bilgiyi yaygınlaştırmak için aylık "Kadın Bülteni" çıkarılmaya başlandı. 11 sayı yayımlandı. 08-11Haziran 1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Sinop'ta sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları temsilcileri, parlamenterler, gazeteciler ve akademisyenlerin katıldığı, "Türkiye'de Kadına Yönelik Politikaların Oluşturulması" konulu dört gün süren bir toplantı düzenlendi. 4. Dünya Kadın konferansı öncesi yapılan bu toplantıda, kurumsallaşma, siyasal alan, çalışma yaşamı, kadın sağlığı ve eğitim konularında kadına yönelik politikalar belirlendi. 17-19 Temmuz 1995 Avrasya ülkeleri kadınları arasındaki işbirliğini geliştirmek, Pekin Konferansında Türkiye ile birlikte hareket edebilmelerine yardımcı olmak amacıyla KSSGM ve Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA) işbirliği ile "Pekin'e Giderken; Avrasya Ülkeleri Kadınları İşbirliği Kongresi" başlıklı bir toplantı gerçekleştirildi. Kongrenin sonuç bildirgesinde bir işbirliği grubu oluşturulması tavsiye edildi. Bu doğrultuda 27-29 Mart 1996 tarihleri arasında Ankara'da "Avrasya Ülkeleri Kadınları işbirliği Grubu Birinci Toplantısı" gerçekleştirildi. Toplantıda bu işbirliğinin kurumsallaşması için bir protokol hazırlandı, protokolün yürürlüğe girmesi için yedi katılımcı ��lkenin imzasının tamamlanması gerekmektedir. 30 Ağustos 8 Eylül 1995 Türkiye Pekin'de yapılan ve 189 ülkenin katıldığı 4. Dünya Kadın Konferansı'na katılarak taahhütleri çekincesiz olarak kabul etti. Kasım 1995 Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından bölgedeki kadınların durumunun iyileştirilmesi ve kalkınma sürecine entegre edilmesi amacıyla planlanan Çok Amaçlı Toplum Merkezlerinin (ÇATOM) ilki Urfa'da açıldı. 2000 yılı itibariyle bölgedeki sayısı 21'e ulaştı. 1996 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce, 4. Dünya Kadın Konferansı'nda kabul edilen eylem planı ve taahhütler çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, gönüllü kadın kuruluşları, siyasal partiler, sendikalar, meslek örgütleri ve basının katılımı sağlanarak ulusal eylem planı hazırlandı. 1996 Kadın Çalışmaları alanında ilk yüksek lisans diploması İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı tarafından verildi. 1996 4. Dünya Kadın Konferansında verilen taahhütler gereğince Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda gönüllü kadın kuruluşlarının katılımıyla kadın sorunlarının yoğunlaştığı dört alanda; eğitim, sağlık, hukuk ve istihdam komisyonları oluşturuldu. 29 Haziran 1996 Anayasa Mahkemesi Türk Ceza Kanunu'nun erkeğin zinasını suç olarak düzenleyen 441. maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle iptal etti. 27.12.1996 tarih ve 228600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararda verilen bir yıllık süre içinde yasal düzenleme yapılmaması nedeniyle erkeğin zinası 27.12.1997 tarihinden itibaren suç olmaktan çıktı. 1996 Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde "Kırsal Kalkınmada Kadın Daire Başkanlığı" kuruldu. 1997 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda 13 il valiliği bünyesinde "Kadının Statüsü Birimleri" kuruldu. 22 Mayıs 1997 Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte, kendi soyadını da kullanabilmesi Medeni Kanun'un 153. maddesinde yapılan değişiklikle sağlandı. 19.11.1997 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün önerisi üzerine İçişleri Bakanlığı'nca nüfus cüzdanlarında medeni hal kısmında "evli/ bekar/ dul/ boşanmış" gibi ifadelerin yerine sadece "evli" veya "bekar" ifadelerinin kullanılmasını düzenleyen genelge yayımlandı. 18 Ağustos 1997 Zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla çıkaran 4306 sayılı kanun yürürlüğe girdi. 13-14 Kasım 1997 Türkiye Cumhuriyeti, amacı uzman bakanların çalışma alanları ile ilgili konularda Avrupa Konseyi faaliyetlerine etkin bir şekilde katılmalarını teşvik etmek olan Kadın-Erkek Eşitliğinden Sorumlu Avrupa Bakanlar Konferansı'nın dördüncüsüne ev sahipliği yaptı. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce İstanbul'da gerçekleştirilen konferansa Avrupa Konseyine üye 40 ülkeden 38'i katıldı. 176 kişinin katıldığı konferans sonucunda üye ülkelerin eşitlik politikalarına yön verecek bir deklarasyon hazırlandı. 23 Haziran 1998 Anayasa Mahkemesi kadının zinasını suç olarak düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 440. maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle iptal etti. Gerekçeli karar 13.03.1999 tarih ve 23638 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. 17 Şubat 1998 743 sayılı Türk Medeni Kanun'un yerini almak üzere Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Türk Medeni Kanunu Tasarısı Adalet Bakanlığı ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün ortaklaşa yaptığı bir toplantı ile kamuoyunun bilgisine sunuldu. 21 Ekim 1998 Adalet Bakanlığı, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, ve kadın kuruluşlarının oluşturduğu gündem sonucunda bekaret kontrolünün, ancak takibi şikayete bağlı suçlarda, mağdurun rızası alınarak, ırza geçme gibi re'sen takip edilen suçlarda ancak hakim kararı ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı izni ile yapılabileceğini düzenleyen bir genelge yayınladı. 1998 İçişleri Bakanlığı'nca nüfus cüzdanlarında yapılan düzenlemeye paralel olarak Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nce verilen dul ve yetim tanıtım kartlarındaki "Emekliye Yakınlığı" bölümünde yer alan "dul kadın vb." ifadelerin yerine sadece "eşi, kızı, oğlu, annesi, babası" gibi ifadelerin kullanılması sağlandı. 1998 Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin ana hedefleri çerçevesinde Türkiye'de kadının durumunu değerlendirmek amacıyla bir Araştırma Komisyonu kuruldu ve hazırlanan rapor kitap olarak Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yayımlandı. 17 Ocak 1998 Aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını düzenleyen 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlüğe girdi. 1998 Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle aile reisinin beyanname vermesi esası kaldırılarak kadınların kocalarından ayrı olarak beyanname vermesi sağlandı. 1998 Ankara Barosu Kadın Hukuku Komisyonu tarafından Ankara Adliyesi içinde şiddete uğrayan kadınlara hukuki danışmanlık ve psikolojik destek hizmetleri vermek üzere Kadın Danışma Merkezi kuruldu. 1999 İstanbul Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'ni kurdu. 20 Mart 1999 Barolar bünyesindeki Kadın Hakları/Hukuku Komisyonları arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla "Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonları Ağı (TÜBAKKOM)" kuruldu. Giderek artan komisyonların sayısı 2001 yılı itibariyle kırk civarındadır.. TÜBAKKOM bünyesindeki Kadın Danışma Merkezlerinin kurumsallaşmış olarak sayısı iki olmakla birlikte pek çok komisyon danışma hizmetleri de vermektedir. Eylül 1999 Türkiye, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Önleme Sözleşmesi'ni onaylarken koyduğu aile hukukunu ilgilendiren 15 ve 16. maddelerine ilişkin çekinceleri kaldırdı. 1999 Kadın erkek eşitliği açısından önemli değişiklikler içeren Medeni Kanun Tasarısı hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu. 16 Aralık 1999 Kadınların yaşadığı ayrımcı uygulamaların giderilmesine yönelik kurumsal mekanizmaların oluşturulması çalışmaları çerçevesinde Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve Norveç Büyükelçiliği işbirliği ile "Eşitlik Ombudu Ne Kadar İşlevsel? Norveç Deneyimi" konulu bir konferans düzenlendi. 14 Mayıs - 14 Haziran 2000 Kadın sorunlarını gündeme getirmek, tartışmalara her yöredeki kadınların katılımını sağlamak amacıyla Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, valilikler, barolar, üniversiteler ve gönüllü kadın kuruluşlarının işbirliği ile ülke genelinde "2000 Yılı Kadın Toplantıları" adı altında panel, konferans, şenlik, sergi vb. yaklaşık 200 etkinlik gerçekleştirildi. 01 Mart 2000 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yapılan çalışma çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde "Kadın Erkek Eşitliği Daimi Komisyonu" kurulmasına dair hazırlanan teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda görüşülerek, anılan Komisyon yerine "Kadın Erkek Eşitliğini İzleme Kurulu" kurulması yönünde karara varıldı. Kurulun oluşturulması TBMM içtüzüğünde değişiklik yapılmasına dair çalışmaların tamamlanmasını beklemektedir. 16 Mayıs 2000 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu işbirliği ile Avrupa Birliğine uyum sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliği açısından Anayasanın değerlendirildiği "Avrupa Birliğine Giriş sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Kadın Erkek Eşitliği Politikaları" konulu panel düzenlendi. 5-9 Haziran 2000 Türkiye, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformunun sonuçlarının değerlendirilmesi, tam olarak uygulanmasının sağlanması, yeni eylem ve girişimlerin belirlenmesi amacıyla New York'ta yapılan "Kadın 2000:21.Yüzyıl İçin toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kalkınma ve Barış" konulu Birleşmiş Milletler Genel Kurul Özel Oturumuna katıldı. Türkiye tarafından teklif edilen, kadın erkek eşitliği bakış açısının ana plan ve politikalara yerleştirilmesi, kota uygulamaları ve diğer araçlarla olumlu ayrımcılık politikalarının geliştirilmesi, erken ve zorla evlendirme ile namus cinayetlerinin kadınlara yönelik şiddet türleri arasında yer almasının yanısıra diğer temel konulardaki önerilerin Sonuç Belgesinde yer alması sağlandı. 8 Eylül 2000 Ek İhtiyari Protokol Türkiye tarafından imzalandı. Onay aşaması için Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alındı. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin daha etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Ek İhtiyari Protokol ile Sözleşmenin taraf devletler tarafından ihlali durumunda kişilere ve kişilerden oluşan gruplara başvuru hakkı tanınmakta ayrıca uygulamaları denetlemek üzere Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) Komitesine yapılacak şikayetleri kabul etme ve inceleme yetkisi tanınmaktadır. 26 Ekim 2000 Kadına yönelik uluslararası sözleşme ve konferanslarda, eşitlikçi bir toplumsal yaşamın gereği olarak vurgulanan ders kitapları ve müfredatın eğitimin ilk basamağından başlayarak cinsiyetçi öğelerden ayıklanması hedefi doğrultusunda Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce "Eğitim Materyallerinde Cinsiyetçi Ögeler" konulu panel ile "Ders Kitaplarında Cinsiyetçilik 1928'den Günümüze" konulu fotoğraf sergisi düzenlendi. Toplantıya ilişkin dokümanların derlendiği "Eğitim Materyallerinde Cinsiyetçi Öğeler" adlı kitap ile ayrıca "Ders Kitaplarında Cinsiyetçilik" adlı bir araştırma kitap olarak yayımlandı. 24 Kasım 2000 Ülkemizde giderek artmakta olan töre cinayetlerine karşı kamuoyu oluşturmak üzere "25 Kasım Kadınlara Karşı Şiddete Hayır Günü" nedeniyle Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve Şanlıurfa Valiliği işbirliği ile "Kadına Yönelik Şiddet" konulu bir panel düzenlendi. Panel resmi düzeyde töre cinayetlerine karşı duruşun zeminini oluşturdu. 17 Şubat 2001 Türk Medeni Kanunu'nun yıldönümü nedeniyle TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmekte olan Medeni Kanun Tasarısının eşitlikçi özünün korunarak yasalaşması için Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve kadın kuruluşları tarafından kamuoyu oluşturma faaliyetlerinde bulunuldu. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce "Türk Medeni Kanunun'un Kabulünün 75. Yıldönümü 2001 Gündemimiz: Tasarının Yasalaşması" konulu, tasarı ile öngörülen değişikliklerin değerlendirildiği bir panel gerçekleştirildi. Kadın dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla "Medeni Yasa Tasarısı İçin Hep Birlikte" yürüyüşü gerçekleştirildi. Nisan 2001 Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün katkılarıyla Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Raporu'nda, eşitlik politikaları için bir alt yapı oluşturulması, hazırlanan tüm plan ve politikaların bu madde ile uyumlu olması gerekliliğinin sağlanması, aynı zamanda devletin eşitliği sağlamak için olumlu ayrımcılık dahil her türlü tedbiri almasının yolunu açmak üzere Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesine bir fıkra eklenmesi önerisi; ulusal mekanizma olan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü teşkilat yasasının çıkarılması; farklı statü hukukuna bağlı olarak çalışanların doğum izinlerine ilişkin farklı düzenlemelere son verecek ve ebeveyn izni müessesesini tesis edecek kanun tasarısının yasalaşmasının yanısıra ilgili her konuda işbirliğine gidilmesini öngören kısa ve uzun vadeli hedeflerin yer alması sağlandı. 16 Mayıs 2001 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce, Kadın-Erkek Eşitliğini Ana Plan ve Politikalara Yerleştirme Stratejisini benimseyen ülke örnekleri konusunda bilgilenmeyi sağlamak üzere Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı Devlet Sekreteri'nin deneyimlerini aktardığı "Kadın-Erkek Eşitliğini Ana Plan ve Politikalara Yerleştirme: Hollanda Deneyimi" başlıklı bir konferans düzenlendi. 21 Haziran 2001 TBMM Adalet Komisyonunca kabul edilen Türk Medeni Kanunu Tasarısı Genel Kurula sevk edildi. 27-29 Haziran 2001 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce, Norveç Büyükelçiliğinin katkılarıyla Ankara'da "Türkiye'de Kadın Politikaları ve Kurumsallaşma" konulu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya ilgili kamu kuruluşları, üniversitelerin Kadın Araştırma ve Uygulama Merkezleri ile gönüllü kadın kuruluşları temsilcileri katıldı. Toplantıda, hukuk, eğitim, çalışma yaşamı ve şiddet başlıkları altında çalışma grupları oluşturularak önümüzdeki dönem için hedefler belirlendi. 22 Kasım 2001 Yeni Türk Medeni Kanununun TBMM tarafından kabulü 1 Ocak 2002 Yeni Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesi 30 Temmuz 2002 CEDAW Ek İhtiyari Protokolünün onaylanması.
Not: Kanunlar kağıt üzerinde uygulayan yok...
12 notes
·
View notes
Text
TFF, Fuchs Sports Türkiye ile 2. ve 3. Lig yayın hakkı anlaşması imzaladı
TFF, Fuchs Sports Türkiye ile 2. ve 3. Lig yayın hakkı anlaşması imzaladı
Türkiye Futbol Federasyonu, Lüksemburg merkezli Fuchs Sports Türkiye firmasıyla 5 yıllık TFF 2. Lig ve TFF 3. Lig yayın hakkı anlaşması imzaladı. Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Merkezi'nde gerçekleşen imza törenine; TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF 1. Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Stratejik Planlama ve Yeni Proje Geliştirme Sorumlusu İbrahim Burkay ve Fuchs Group Associates…
View On WordPress
0 notes
Text
Bursa'nın yol haritasına anketli katkı
https://pazaryerigundem.com/haber/183978/bursanin-yol-haritasina-anketli-katki/
Bursa'nın yol haritasına anketli katkı
Bursa’nın yol haritasını belirleyecek olan ‘2025-2029 Stratejik Plan’ çalışmalarını Türkiye’ye örnek bir katılımcı anlayışla sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, “Kentin geleceğinde benim de görüşüm yer alsın” diyen vatandaşlar için www.bursa.bel.tr/anket adresi üzerinden başlattığı anket çalışmasını sürdürüyor.
BURSA (İGFA) – Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in 17 ilçeyi ziyaret ederek başlattığı Bursa’nın 2025-2029 stratejik plan çalışmaları, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla sürdürülüyor.
Sivil toplum kuruluşlarından akademik odalara kadar tüm paydaşların görüşlerini toplayan Büyükşehir Belediyesi, Bursa’nın yol haritasını belirleyecek olan stratejik plan çalışmalarında halkın da düşüncelerini önemsiyor.
2025-2029 Stratejik Planı’nı ortak akılla oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Derya Özgök, www.bursa.bel.tr/anket adresi üzerinden yapılan anket çalışmasıyla 5 yıllık dönemde odaklanılacak alanların belirleneceğini belirtti.
Vatandaş görüşlerinin stratejik planın oluşturulmasında önemli faktör olduğunu dile getiren Özgök, “1 Nisan itibariyle Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planlama çalışmalarına başladık. Çalışmalarımız, tüm paydaşlarımızı kapsayacak şekilde Başkanımız Mustafa Bozbey’in katılımcılık anlayışıyla devam ediyor. Bizim en önemli paydaşımız olan vatandaşlarımızın görüş ve önerilerini ayrıca önemsiyoruz. Anket çalışmasıyla odaklanacağımız alanları ve önceliklerimizi Bursalılarla birlikte belirleyeceğiz. Anket çalışmasını bu yüzden önemsiyoruz. Vatandaşlarımız, www.bursa.bel.tr/anket adresine girerek görüşlerini bizimle paylaşabilir. 28 Haziran’da başlatılan vatandaş beklenti ve öneri anketi, 31 Temmuz’da sona erecek” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Buca Belediye Meclisi 5 Temmuz Çarşamba günü Yarın Toplanıyor.
Buca Belediye Meclisi 5 Temmuz Çarşamba günü Yarın Toplanıyor. Belediye Meclis Gündemi 1- Üzüm Kent İmar İnş. San. ve Tek. Hizmetler A.Ş.’nin dilekçesi ve ekinde sunulan yönetim kurulu kararı ile, “Mülkiyeti Belediyemize ait bulunan Kaynaklar 29 Ekim Mahallesi eski 1527 parsel yeni 52105 ada 65 parsel nolu 9.037,82 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ticaret Mahkemesinin belirleyeceği bedel üzerinden sermayesinin 0’ü Belediyemize ait olan Üzüm Kent İmar İnş. San. Tek. Hizm. A.Ş’ye “İlçemizdeki çiftçiliğin özendirilmesi ve gelişmesi amacıyla kompos tesislerin kurulması, seracılık, yumurta tavukçuluğu ve diğer çiftçilik faaliyetlerinde kullanılmak üzere Ayni Sermaye olarak tahsisi konusundaki talepleri üzerine 05.04.2023 tarih ve 2023/39 sayılı Meclis Kararı ile 52105 ada 65 parsel nolu taşınmazın söz konusu şirkete ayni sermaye olarak verilmesinin “Kabulüne” karar verilmiştir. Üzüm Kent İmar İnş. San. ve Tek. Hizmetler A.Ş.’nin dilekçe ile yukarıda ada, parsel ve yüzölçümü bilgileri verilen Belediyemiz taşınmazının, mülkiyetinin Üzüm Kent İmar ve İnş. San. Teknik Hizmetler A.Ş.’ye devir edilmek suretiyle Ayni Sermaye olarak konulması talep edildiğinden; 05.04.2023 tarih ve 2023/39 sayılı Meclis Kararının, Belediyemize ait 52105 ada 65 parsel nolu 9.037,82 m2’lik taşınmazın “intifa hakkı” suretiyle ayni sermayeye konu edilecek ise süresinin belirlenmek suretiyle, “TASHİH” edilmesini, Mülkiyetinin devri şeklinde ayni sermaye artışına konu edilecek ise anılan Meclis kararının bu yönde TASHİH edilmesi istemine dair önerge. 2- Buca İlçesi, Buca Koop Mahallesi, 205 Sokak, No:97 adresinde bulunan taşınmazın zemin üstü kamulaştırma işlemlerinin yapılabilmesi için 2020-2024 yıllarını kapsayan Buca Belediyesi VII. Beş Yıllık İmar Programına Ek olarak alınması istemine dair önerge. III- KOMİSYONDAN GELEN RAPORLARIN GÖRÜŞÜLMESİ 1- İzmir İli, Buca İlçesi sınırları içinde yaklaşık 208 hektarlık alanda “Buca İlçesi Kentsel Yerleşik Alan 1. Etap Planlama Bölgesi”ne (Barış, Çamlık, Dicle, Laleli, Menderes, Şirinkapı, Ufuk, Yaylacık, Yiğitler Mahallesi) yönelik 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu Hizmet Alım İşi sunulmuş olup; konunun açıklığa kavuşturulması istemi incelenmiş olup; İmar ve Bayındırlık Komisyonunca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. 2- Buca İlçesi, Kuruçeşme Mahallesi, 203/47 Sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 19/f maddesi kapsamında, zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi incelenmiş olup; İmar ve Bayındırlık, Çevre ve Sağlık ile Esnaf Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. Adalet ve Kalkınma Partili Komisyon Üyesi B***** K***** S****’in KABUL oyuna karşın, söz konusu sokağın yapılan yerinde inceleme sonucu ‘’Yol Boyu Ticaret Olarak Teşekkül Eden Konut Alanları’’ tanımına uygun olmadığı anlaşıldığından, Diğer Komisyon Üyelerinin RED oylarıyla, Kuruçeşme Mahallesi, 203/47 Sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında, zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi önergesinin Hukuk Komisyonunca oy çokluğu ile REDDİNE dair rapor. 3- Buca İlçesi, Mustafa Kemal Mahallesi, 50151 ada, 2 parsele ilişkin 694/38 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi incelenmiş olup; İmar ve Bayındırlık, Çevre ve Sağlık ile Esnaf Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. Adalet ve Kalkınma Partili Komisyon Üyesi B***** K***** S****’in KABUL oyuna karşın, söz konusu sokağın yapılan yerinde inceleme sonucu ‘’Yol Boyu Ticaret Olarak Teşekkül Eden Konut Alanları’’ tanımına uygun olmadığı anlaşıldığından, Diğer Komisyon Üyelerinin RED oylarıyla, Mustafa Kemal Mahallesi, 50151 ada, 2 parsele ilişkin 694/38 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında, zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi önergesinin Hukuk Komisyonunca oy çokluğu REDDİNE dair rapor. 4- 8192 Ada 3 Parsel sayılı taşınmazda bulunan Belediyemize ait 1.956,48m²’lik hisse ile ilgili; anılan taşınmaz üzerinde inşa edilecek öğrenci yurdu için Tınaztepe Üniversitesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması; ayrıca Tınaztepe Üniversitesi’den ecrimisil ile ilgili tahakkuk ettirilen tutarın alınmaması ve talep tarihinden itibaren Tınaztepe Üniversitesi’nden ecrimisil tahakkuk ettirilmemesi talebinin de görüşülerek bir karar alınması istemi incelenmiş olup; 31.12.2021 tarih ve 131359 sayılı Başkanlık Olur’u ile yapı ruhsatı ve yapı kullanma belgesi ile ilgili Rektörlükçe yapılan başvuruların “Hisse karşılığı ecrimisil alınması kaydıyla” kabul edildiği görülmüştür. Söz konusu Olur’un 5393 sayılı Belediye Kanununun Başkanın Görevleri başlıklı 38. maddesinin ‘’e) bendinde: Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek.’’ ve ‘’p) bendinde: Kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.’’ bendleri gereği verildiği komisyonumuzca görülmüştür. Ayrıca, 5393 sayılı Belediye Kanununun Meclisin Görevleri başlıklı 18. maddesinin ‘’h) bendinde: Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beşbin YTL'den fazla dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarını sulh ile tasfiyeye, kabul ve feragate karar vermek.’’ bendinde sadece dava konusu alacaktan feragat edilmesi’’ Meclisin görevleri arasında tanımlanmıştır. Yine 5393 sayılı Belediye Kanununun 38. maddesinin ‘’f) bendinde: Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek.’’ Belediye Başkanının görevleri arasında tanımlanmıştır. Bu nedenle, söz konusu önerge de ecrimisil ile ilgili tahakkuk ettirilen tutarın alınmaması ve talep tarihinden itibaren ecrimisil tahakkuk ettirilmemesi hususundaki talebin yukarıdaki açıklamalar dayanağında Meclisimizin görevleri arasında yer almadığından; bu hususun anılan mevzuatlar kapsamında Başkanlık Makamınca değerlendirilmesine, ayrıca, 8192 Ada 3 Parsel sayılı taşınmazda bulunan Belediyemize ait 1.956,48m²’lik hisse ile ilgili; anılan taşınmaz üzerinde inşa edilecek öğrenci yurdu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması; talebinin Belediyemizin ve Kamunun menfaatleri göz önünde bulundurulmak kaydıyla 5393 sayılı Belediye Kanununun 18. maddesinin ‘’e) bendi gereğiİmar ve Bayındırlık ile Hukuk Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. Belediyemizin ve Kamunun menfaatleri göz önünde bulundurularak anılan taşınmaz üzerinde inşa edilecek öğrenci yurdu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması yerine; söz konusu hissenin satılmasının uygun olacağı değerlendirilerek talebin Plan ve Bütçe Komisyonunca oy birliği ile REDDİNE dair rapor. 5- Buca İlçesi, Çamlık Mahallesi, 38763 ada, 18 parsele ilişkin 843 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi incelenmiş olup; İmar ve Bayındırlık, Çevre ve Sağlık ile Esnaf Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. Cumhuriyet Halk Partili Komisyon Üyesi T**** K*********’nun RED oyuna karşın, söz konusu sokağın yapılan yerinde inceleme sonucu ‘’Yol Boyu Ticaret Olarak Teşekkül Eden Konut Alanları’’ tanımına uygun olduğu anlaşıldığından, Diğer Komisyon Üyelerinin KABUL oylarıyla, Çamlık Mahallesi, 38763 ada, 18 parsele ilişkin 843 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında, zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi önergesinin Hukuk Komisyonunca oy çokluğu ile KABULÜNE dair rapor. 6- Mülkiyeti Belediyemize ait 42659 ada, 11 parsel, Blok Nizam 2 (iki) kat imar durumlu ve yapı kayıt belgeli taşınmaz malın, 7143 sayılı Vergi ve diğer bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin Kanununun 16. maddesi hükümleri gereğince satışının yapılması istemi incelenmiş olup; https://www.youtube.com/watch?v=t92_c59ypKg İmar ve Bayındırlık, Hukuk ile Plan ve Bütçe Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. IV- KOMİSYONLARA HAVALE EDİLEN, HENÜZ KARARA BAĞLANAMAYAN ÖNERGELERİN GÖRÜŞÜLMESİ 1- Buca İlçesi, Adatepe Mahallesi (tapuda Tınaztepe Mahallesi), 21N-IIb imar paftada, 50045, 5072 ve 5073 adanın ortasında kalan, yürürlükteki 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda “Park Alanı” kullanım kararında kalan kamuya terkli alanda yapılması önerilen 5.00 metre x 8.00 metre ebadında toplamda 40.00 m2 ’lik Trafo Alanı Belirlenmesine İlişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği istemi. 2- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, Belediye hizmetleri çerçevesinde yapılacak çalışmalar esnasında uygulanacak esasların belirlenmesi için KVKK yönetmeliğinin görüşülerek karara bağlanması istemi. 3- Daha yaşanabilir fiziki ve sosyal çevreyi sağlayabilmek amacıyla, İlçemiz sınırlarında yaklaşık 545 hektarlık alanda “Buca İlçesi Kentsel Yerleşik Alan 3. Etap Planlama Bölgesi”ne (Murathan, İzkent, Çağdaş, Cumhuriyet, Karanfil, Gaziler, Şirinkapı, Yaylacık, Adatepe, Aydoğdu Mahalleleri) yönelik İmar Planı Revizyonu önerisi hazırlanmış olup; konunun açıklığa kavuşturulması istemi. https://www.youtube.com/watch?v=WZo2b4zqhAE Read the full article
0 notes