#5 çayı
Explore tagged Tumblr posts
Text
amasyada her yerde minik minik kedicikler var o kadar şirinler ki hüğ
#mağazaların raflarına falan yatmışlar#a101'in mağazasında bile vardı#o kadar şekerlerdi ki..#bi de turistik sokaklarda hep beleş elma çayı ve kolonya ikram ediyolardı bayıldım#gittim on litreliğini aldım çayın kdpwşsldks#beğendim ayol#ırmak kenarında gitarıyla şarkı söyleyen bi çocuk vardı#sesini beğendik gittik dinledik dans etti bizim kızlar birbirleriyle doeşamdns#kaldığımız yurttan çuk hoşlanmadım sadece#ama biz altı kişilik odada kaldık ve aşırı sıcaktı oda baya dardı falan#genelde en fazla 5 kişilik odalar#bu arada aklınızda bulunsun seyahatseverle istediğiniz şehirde kalabiliyosunuz#teyit etmiş olduk#otel masrafımız olmadı hehehehe#23
8 notes
·
View notes
Text
--
Gece pikniğinden selam.selammm.
Hukuk binasının duyunca Hogwart'taki gibi bi ortak salon hayal ettiğim (abart) öyle olmayan ama yine de cozy ortak salonundan selam hem de.
Hem deee B12ciğimi beklerken selam. Nereden bilebilirdim B12 eksikliğimi Hollanda'nın gidereceğini 💘
5 saat uykuyla duruyorum. 8 saat çalıştım. Ve 2.5 saat dutch dersine girdim. Şimdi de akşam çayı 🙃
Bugün hukuk bölümünün Amerika ekibiyle tanıştım. Toplantı agendasının ilk maddesi benimle tanışmaktı. Nedenini açıklayamadığım bi biçimde çok eğlendim ve sevdim.
Yapay zeka beni ve hayatımı böyle çizdi, ahh çok tatlı ama bilmiyor ki burnouta çok yakın.
My arkadash B12ciğim arıyor, çıkıp onu karşılayacağım, what a lovely night isn't it?🍀
24 notes
·
View notes
Text
İyi pazarlar
Bir Airbus A380 Atlantik üzerinde uçmaktadır..
Derken, Mach 2 hızıyla bir F-17 görünür.
Avcı jetinin pilotu yavaşlar, Airbus'un yanına yaklaşır ve
yolcu uçağının pilotunu telsizden selamlar:
"Sıkıcı bir uçuş değil mi meslekdaşım, bak şimdi beni izle !"
Jeti aniden hızlandırır, ses bariyerini kırar, hızla baş döndürücü bir yüksekliğe çıkar, neredeyse nefes kesen bir dalışla deniz seviyesine alçalır..
Sonra son hızla A380’in yanına geri döner ve yavaşlayıp ;
“Ne dersin, nasıldı?” diye sorar.
A380'in pilotu cevap verir:
"Çok etkileyici, şimdi de sen beni izle !"
Jet pilotu A380'i izler, ancak hiçbir şey olmaz.
Airbus aynı hızla dümdüz uçmaya devam eder.
Beş dakika sonra, Airbus pilotu telsizden şöyle haber verir:
"Nasıldı arkadaşım, sen buna ne dersin?"
Jet pilotunun kafası karışmıştır: “Ne yaptın ki ?” der.
Airbus kaptanı güler ve şöyle der:
"Ayağa kalktım, bacaklarımı gerdim, tuvalete gittim,
kendime bir bardak tarçın çayı, bir dilim havuçlu kek aldım
ve sonraki üç gece için işverenim tarafından ödenecek
5 yıldızlı bir otelde .……… buluşma ayarladım.."
Hikayenin ana fikri ;
Gençken, hız ve adrenalin harikadır, ancak yavaşladıkça ve olgunlaştıkça,
rahatlık ve huzur da küçümsenmemelidir😄
Buna S.O.S. denir: Slower. Older. Smarter.
(daha sakin, daha olgun, daha akıllı)
Tüm sevgili S.O.S. arkadaşlarıma 😊
22 notes
·
View notes
Text
"Yapraklar Yeniden Renk Değiştirdiğinde".
5. Bölüm "Sıradan gibi görünen herhangi bir manzara"
«Eski Evdeki Kafe»
Satıcı: — Çok teşekkür ederim!
Kafe Müşterisi: Burası gerçekten şık bir kafe, değil mi?
Kafe Müşterisi: — Evet! Çay ve anmitsu gerçekten çok lezzetliydi!
Shiho: …Sanırım sıradaki biziz.
Saki: Bu eski ev-kafesini dört gözle bekliyordum. Bunu Shizuku-senpai bulmuş, değil mi?
Shizuku: Evet, dergide gördüm. Eski bir evden dönüştürülmüş bir kafe ve—
Shizuku: Burada çay içebileceğimiz verandalar bile var, manzarayı seyrederek!
Tsukasa: Verandada çay içmek… Gerçekten Japon tarzı! Ben de dört gözle bekliyorum!
Satıcı: — Beklediğiniz için teşekkür ederim. Dört kişilik, doğru mu? Hemen sizi alayım.
Shiho: Ah… Demek ki sıramız gelmiş.
Satıcı: Lütfen şu masalara oturun.
Shiho: Teşekkür ederiz.
Shiho: (Demek böyleymiş verandada oturmak. İlginç.)
Shiho: (Aslında, bu eski ev havası gerçekten hoş, bir kafe haline getirilmiş.)
Shiho: (Atmosfer biraz evimize benziyor… Ama burada oturmak başka bir his.)
Shiho: Hmm, acaba çayı burada duran tepside mi getirecekler? Neyse, hadi yan yana oturalım—
Tsukasa ve Saki: …………
Shiho: Ne oldu?
Tsukasa & Saki: Bu…
Tsukasa & Saki: Bu gerçek bir engawa-a-a-a-a-a-a-a!*
Not: Engawa, Japon geleneksel evlerinde dışarıya doğru uzanan dar bir alan olup, veranda gibi bir işlev görür.
Shizuku: ...Bu kadar mı etkileyici?
Saki: Ama ben hayatımda ilk kez gerçek bir engawada oturabileceğim bir kafe görüyorum!
Tsukasa: Ben de...! Engawada sandalyeler ya da masalar olur diye düşünmüştüm, ama... direkt orada oturabileceğimizi beklemiyordum!
Tsukasa: Rüzgarla birlikte çayı içmek… Gerçekten çok hoş!
Shizuku: Hıhım. Beğenmenize sevindim. O zaman ikili gruplar halinde oturalım ve tepsiyi alalım.
Saki: Ehehe… Hava çok güzel ve sıcak… Gerçekten çok keyifli zaman geçireceğiz.
Saki: Keşke böyle bir zaman evde de geçirebilsem...
Tsukasa: Gerçekten, aileyle böyle rahatlayıcı anlar yaşamak ne güzel olurdu.
Tsukasa: Balkonumuzda da böyle bir çay saati yapalım, bu kafedeki gibi!
Saki: Ooo, harika bir fikir! Bunu ailelerimize söylemeliyiz!
Tsukasa: Evet. Ben de isterim ki annem ve babam da rahatlasın!
Shizuku: Siz ikiniz sanırım anın tadını çıkarıyorsunuz.
Shiho: Eğer eğleniyorsanız, buna sevindim.
Shizuku: Evet, o zaman biz de...
Shiho: Eh?
Shizuku: Evet, Shii-chan. Aaa!
Shiho: Hayır, "Aaa!" demeye gerek yok. Ben anmitsuyu kendim yiyebilirim...
Shiho: Hem zaten sen neredeyse hiç bir şey yemedin!
Shizuku: Öyle sayılmaz, hem ayrıca, senin keyifle yediğini görmek bana yetiyor, doydum bile.
Shiho: Yine mi böyle söylüyorsun...
Shizuku: …Hıhı. Uzun zamandır Shii-chan'la böyle vakit geçirmemiştim.
Shizuku: Son zamanlarda çok festival vardı ve çok meşguldün.
Shiho: Evet.
Shiho:...Ama sanırım verandamızda da böyle vakit geçirebiliriz...
Shizuku: Gerçekten, çayı verandamızda da içebiliriz.
Shizuku: Ama evimizin etrafında bir çit var, bu yüzden dışarıyı izleyemiyoruz.
Shizuku: Şehir manzaralarını ve geçen insanları izlemek gerçekten hoşuma gidiyor.
Shiho: Hımm…
Shiho: (Sanırım öyle. Bunu hiç anlamıyorum…)
Shizuku: Mesela… Bak, şu aile çok samimi görünüyor, değil mi?
Shiho: Eh?
Shizuku: Küçük kız, babasını elinden tutarak gülümseyerek çekiyor. Muhtemelen bir yere yetişmeye çalışıyorlar.
Shiho: Gerçekten. O kadar güçlü çekiyor ki, biraz acımasız görünüyor…
Shiho: (Bir şekilde bakıldığında, gerçekten birçok farklı insan var.)
Shiho: (...Ve o insanlar — arkadaşlar mı? Birlikte fotoğraf çekiyorlar ve çok mutlu görünüyorlar.)
Shiho: (Yanlarındaki adam… Ah, tek başına yakitori yiyor. Muhtemelen onu o tezgâhtan aldı.)
Shiho: (Ah, üç tane birden yedi… ...Gerçekten büyük bir iştahla yiyor.)
Shizuku: Bunu izlerken — bu sanki bir tablo gibi değil mi?
Shiho: Tablo?
Shizuku: Evet. Bu şehirde birçok insan var ve her birinin kendine özgü duyguları ve önemli anları var...
Shizuku: Ve bu sahne bu yerden gözüküyor…
Shizuku: Bana büyük bir tabloyu izliyormuşum gibi geliyor ve bu çok güzel.
Shiho: Büyük bir tablo…
Shiho: (Bunu hiç düşünmemiştim.)
Shiho: (Genellikle bu, çok anlamlı olmayan sıradan bir sahne gibi olur…)
Shiho: …Gerçekten güzel bir manzara.
Rin: (Ah... Shiho-chan gülümsüyor.)
Rin: (Biraz daha rahat görünüyor, değil mi? Bu iyi, harika☆)
Rin: (Bu tür rahatlatıcı çay saatleri gerçekten çok eğlenceli görünüyor!)
Rin: (Len ile bizim Sekai'de de böyle bir şey yapmayı düşünmeliyim!)
2 notes
·
View notes
Text
bir şey itiraf edeyim mi?
hatırlıyorum. Geçen 5 yılı eksiksiz hatırlıyorum..
üzgünüm, çok üzgünüm, ne yazık ki, belki kahretsin ki, hatırlıyorum. Sahilleri unutmadım. Beni götürdüğün hiç bir sahili unutmadım, zaten nasıl unutayım? Elimi yakan sigaran, gecenin bir vakti gelip yanımda sızmaların, nasıl? Kahve içtiğin bardağın, sigaran da, getirdiğin gül de duruyor, ben nasıl? Kuzguncuk sahili de duruyor olduğu yerde. oturduğumuz bank bile. memlekette inanılmaz bir çay edebiyatı sürüp gidiyor, edebiyatını geçtim, herkes kahvaltıda mutlaka bir bardak içiyor, ben senin çayına attığın şeker sayısını, o şekeri benim karıştırdığımı, nasıl unutayım? Önünde bana araba çarpan banka, hani aslında sana uzak olan ama 8 dakikada yanıma geldiğin, o banka da hala aynı caddede, önünde kuyruklar uzuyor öylece, hala. benim de işim düşüyor o bankaya ara sıra. şimdi, tekrar etmekten usandım ama; nasıl? seni ilk kez gördüğüm köprü de aynı yerinde, daha kötüsü sık sık geçiyorum da ordan. Kendine yastık yaptığın hırkam da duruyor dolapta mesela. küresel ısınmaydı, delinen ozondu, sera gazlarıydı, şuydu buydu derken mevsimler de bozdu fakat hala yağmur denen mevzu varlığını sürdürüyor ve ben bana dinlettiğin o türküleri nasıl? Hastayken getirdiğin selpak bile dururken ben, seni, nasıl? insan birlikte ahmet kaya dinlediği birini nasıl unutabilir ki? “gelirken ekmek al” dediği ve ona yemek yaptığı bir adamı, nasıl unutsun bir kadın?
biraz ağlayalım mı?
çünkü hatırlıyorum.
üzgünüm, çok üzgünüm, ne yazık ki, belki değil bu kez hakikaten kahretsin ki, hatırlıyorum. çok içtiğin bir gece, nasıl bana kıyamayıp geldiğini, konuşurken kendini bırakıp bana söylediğin her şeyi, ben seni kaç şiddetinde sarstığımı ve nasıl bir enkaza çevirdiğimi, unutmadım. utanmadan gelip o yıkıntıların arasında seni aradığımı, bulduğumda çok eksilmiş olduğunu, bana bakıp “hatırlamıyorum” dediğini, unutmadım. karşımda son kez içtiğin ve şekerini benim atmadığım, benim karıştırmadığım, bir kupa kahveyi nasıl hızla yudumladığını, gitmek ve gitmek ve gitmek için nasıl aceleci davrandığını, yüzüme nasıl bakmadığını, bir iki kez gözün değdiğinde öyle rastlantısal bir şekilde, nasıl ceset çiğner gibi bir surat takındığını, unutmadım. beni o evde bıraktığında dünyanın ve gökyüzünün hızla nasıl küçüldüğünü, hatırlıyorum hala. o gün görünürde oturduğum fakat aslında yığılıp gömüldüğüm evde olduğu gibi duruyor yerinde..
yaşadığın semtin, çalıştığın yerin, yaşadığın mahallenin, mezun olduğun lisenin dahi sokaklarına “hatırlıyorum” yazmak istedim. hatırlıyorum, çünkü bunu hak ettim. seninle hayatımda sadece bir kez geçtiğim sokakları bile hatırlıyorum. bana ince ince anlattığın o sızını, seni telefona nasıl kaydettiğimi, bütün mimiklerini, babanı ve belalı, ağrılı başını, unutamıyorum. özlemekten bahsetmeye yüzüm yok ve bunun sebebini, beni öldürüp bir başkasına gidişini unutamıyorum.
her neyse. her şey öylece duruyorken ben de değişemedim işte. Başım hala ekseriyetle ağrıyor, çayı ve yalanlarını hala sevmiyorum.
fakat seni hala. seni hala. seni, hala…
4 notes
·
View notes
Text
Kendim için çok güzel şeyler yapıcammmm
1 krom alarak takviye ile çikolata istediğime çare bulucam
2 demir ve d vit alarak uyku sorunum
3 makyaj çantama göz damlası eklicem ve kirpiklerime vitamin veren bi maskara alcam e nabızdan doktorun yazeığı damlayı buldum şimdilik onu aldım
4 dgsyle bölümü tamamlıcam
5 pilatese devam
6 hafta sonu sçlrım papatya keratin
7 her akşam nane çayı içicem
8 kış alışverişi
Şimdilik bunlar
3 notes
·
View notes
Note
Sabah acile gittim antibiyotik ve ağrı kesici verdi zaten ama uzun süredir bu sıkıntıyı yaşadığım için ağrı kesici fayda etmedi resmen. Diş macunu koyayım birde. Senin dediğin çay burda var mı bi bakayım araştırayım.. çok teşekkür ediyorumm. Sen nasıl oldun iyisin dimi?
💖
1.Buz terapisi uygulayabilirsiniz. Buz çok şiddetli ağrıları bile azaltabilecek etkiye sahip. Bu sebeple de bir buz torbasını beze sararak ağrıyan tarafa koyun ve bekleyin.
2.Diş ağrısı denilince ilk akla gelen yöntemlerden birisidir. Zencefil, derindeki ağrının geçmesine yardımcı olur. Hatta su ile karıştırarak bir pamuk yardımıyla ağrıyan bölgeye dokundurursanız, ağrı azalacaktır.
3.Adaçayı. Doğal olarak yapılan adaçayı da diş ağrısına oldukça etkilidir. Gün içerisinde iki kere tüketmeniz de yeterli olacaktır. Çürük diş ağrısına hangi bitki çayı iyi gelir diye merak ediyorsanız işte adaçayı bu sorunuzun cevabı olacaktır.
4.Papatya çayı. Vücudunuzu rahatlatmaya yardımcı olan papatya çayı ağrıdan uyuyamama sorununuzu çözecektir.
5.Diş ağrısını gidermek için çörek otu, maydanoz suyu, susam sağı ve papatya çayının yanı sıra bitkisel birçok yöntem daha mevcuttur. Ağızdaki bakterilerin yok olmasını sağlayan buğday çimi suyu bunlardan bir tanesidir. Bakterileri yok ederken aynı zamanda ağrıya yol açan çürüğü de uyuşturur.
6. 1- Diş fırçalamak çürüğe sıkışmış ve ağrıya neden olan besinleri uzaklaştırmaya yardımcı olur. Dişlerin diş ipi ile temizlenmesi ve fırçalama ağrının azalmasına neden olur. 2- Sirkeli su ve tuzlu su gargarası diş ağrılarını kısmen uyuşturur.
7. “Diş sızlamasına ne iyi gelir?” sorusunun cevabı kesinlikle karanfildir. Hatta dişle ilgili her sorunda akla ilk gelen bitkisel çözüm karanfildir. Karanfil çiğnemek diş sızlaması ve hassasiyetine giderir. Dilerseniz karanfil çiğnemek yerine karanfil yağının iyileştirici gücünden de faydalanabilirsiniz.
Bunların hepsini senin için internetten araştırdım.İnşallah işine yararlar.Bunların içinde bence en iyisi ve etkilisi sonuncu olanı yani karanfil yağı ve ya karanfil diş ağrısına birebirdir.Deneylendi ve onaylandı ;)
3 notes
·
View notes
Text
Kocaeli Büyükşehir'den yalnızlığı unutturan hizmetler
https://pazaryerigundem.com/haber/200040/kocaeli-buyuksehirden-yalnizligi-unutturan-hizmetler/
Kocaeli Büyükşehir'den yalnızlığı unutturan hizmetler
Kocaeli Büyükşehir’in “Geniş Ailem”, “Hayata Tutun”, “Gönül Kazan” ve “Hayatın İçindeyim” projeleri büyük ses getirdi
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli’de sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini hayata geçiren Büyükşehir, 2024’te de hizmette sınır tanımadı. 65 yaş üstü vatandaşlara hitap eden “Geniş Ailem”, “Hayata Tutun’”, “Gönül Kazan” ve “Hayatın İçindeyim” projeleri ile çınarlar yalnızlıklarını unuttu.
3 BİN KİŞİYE 7 BİN KEZ HİZMET
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 65 yaş üstü veya engelli vatandaşlar için başlattığı projeler büyük ses getiriyor. Bu bağlamda Büyükşehir, “Geniş Ailem” projesi ile Kocaeli’nde ikamet eden 65 yaş üstü veya engelli vatandaşlara hastaneye gidiş-dönüş, doktor randevusu, resmi kurumlarla olan bağlantısı, barınma ve ev temizliği ihtiyacı, alışveriş, ilaç, sıcak yemek, fatura ödeme ve maaş çekme gibi temel ihtiyaç konularında destek verdi. Proje kapsamında 3 bin 32 kişi 7 bin 101 kez hizmet aldı.
RESMİ İŞLEM, SOSYAL VE SAĞLIK DESTEĞİ
Sağlık sorunları, maddi imkânsızlık veya kimsesizlik gibi nedenlerle dışarı çıkamayan bireyler için sosyal-kültürel faaliyetlerin yanında temel ihtiyaçlarını karşılamaları için de destek sunuldu. Bu kapsamda kayıtlı olan 3 bin 32 kişiye 7 bin 101 kez hizmet verildi. 65 yaşın üstünde veya engelli vatandaşlar için hastane randevusu alma, muayenede refakat, sağlık taraması (tahlil), reçete yazdırma eczane işlemleri ve sağlık kurulu işlemleri gerçekleştirildi. Diğer yandan yaşlı bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla çeşitli eğitimler verildi. Maaş, noter ve fatura ödeme gibi işlemler de yine Büyükşehir tarafından yapıldı.
204 HANE HAYATA TUTUN İLE HAYATA BAĞLANDI
Büyükşehir Belediyesi’nin 65 yaş üstü vatandaşlar için başlattığı diğer hizmet ise “Hayata Tutun” projesi. Bu proje ile 65 yaş üstü vatandaşların evlerindeki yaşamları kolaylaştı. Yürümekte ve oturup kalkmakta zorluk çeken
vatandaşlar için banyo içi katlanabilen tabure, banyo içi ve ihtiyaç duyulan alanlarda sabit tutunma barı, tuvalet kenarlarına mafsallı tutunma barı hizmeti sunuldu. Bu kapsamda 204 hanede uygulama yapıldı. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile yaşlanma sürecine bağlı günlük yaşam aktivitelerindeki zorlukların önüne geçilerek olası ev kazaları önlenmiş oldu.
GÖNÜL KAZAN İLE 484 BİN 997 ÖĞÜN VERİLDİ
Büyükşehir, geride bıraktığımız 2024 yılında “Gönül Kazan” projesiyle yemek yapabilecek güçten yoksun bin 64 kişi ve aileye 542 bin 602 öğün hazır yemek ikram etti. Bu kapsamda ihtiyaç sahiplerini unutmayan Büyükşehir; hasta, yaşlı veya engelli olup yemek yapabilecek güçten yoksun kişilere günlük iki öğün hazır yemekleri (kahvaltı-yemek) kapılarına ulaştırdı. Kocaeli genelinde dağıtılan öğün sayısı 2024 yılında 542 bin 602 öğün oldu.
HAYATIN İÇİNDEYİM İLE AKTİF YAŞLANMA SAĞLANDI
Büyükşehir’in “Hayatın İçindeyim” projesi 65 yaş ve üzeri bireylerin yaşam kalitesini arttırmayı ve toplumsal hayata daha aktif bir şekilde katılmalarını sağlıyor. Bireylere çeşitli hobi kulüpleri ve aktiviteler sunularak kendilerini yeniden keşfetmelerine zemin hazırlanıyor. Böylelikle özgüven kazanımları ve yalnızlık duygusundan uzaklaşmaları hedefleniyor. Bu bağlamda 2024 yılında 10 bin 885 vatandaşa hizmet sunuldu. Zihinsel sağlığı yerinde olan, hareket kısıtlılığı olmayan ve programlara katılım için fiziksel zorluğu bulunmayan çınarlarımız için yedi farklı hobi kulübü oluşturuldu. “Yeşil Sevenler Kulübü”, “Sağlıklı Yaşam Kulübü”, “Kültür Kulübü”, “Akademi Kulübü”, “Sanat Kulübü”, “Torun Kulübü” ve “5 Çayı Kulübü” gibi alanlarda bireyler sosyal açıdan aktif hale geliyor ve yaş gurubu arasında güçlü bağlar kuruluyor. İlgi alanlarında kaliteli vakit geçiren çınarlarımız aynı zamanda sosyal hayatın içerisinde kalarak hobi alanlarını geliştirebiliyor.
BİLGİ İÇİN 153’Ü ARAYIN
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ”Hayatın İçindeyim” projesinden faydalanmak isteyen 65 yaş üstü vatandaşlar, 153 Çağrı Merkezi ya da https://ebelediye.kocaeli.bel.tr/SosyalHizmetler/HayatinIcinden
linkine tıklayarak başvuru yapabiliyor.
0 notes
Text
Askerdeysen nöbet tuttuğum lojmanın 200 metre ilerisinde bi fırın vardı her nöbete gittiğim günün gecesi açlıktan ölme çizgisine geldiğim için bu fırına gitmek için niyet eder otobüsle yanından geçerken nerden koşarak gelmeliyim aradaki mesafeyi görmeliyim diyip iyice süzerdim yolu ama bi türlü gidemezdim korkudan. bi gün aşırı soğuktu sigara soğuk havada içince adamın ağzına yapışıyor su içip sigara içerek geçebileceğini düşündüm gecenin ama açlık soğuktan daha can sıkıcı olmuştu. Balkanlar’da 1900’lü yıllarda kışla nöbeti tutan köylü bi oğlan gibi hissetmiştim :D kendime ait tek kararım yok hayatım bok gibi seçimlerim dandik yarrak gibi bi hayatın içinde bi anda bulmuştum kendimi hiç bir yetkim yok deli gibi eziliyorum sürekli bulaşık yıkıyorum derdim tasam bitmiyor bütün bunlar yetmezmiş gibi bi de açlıktan her gece ölümden dönüyordum :D Kayseri’nin gece havası çok pis gündüz don atlet gezsen yanıyorsun gece mont giysen donuyorsun inanılmaz bi saçmalık. bütün cesaretimi toplayıp kararımı verdim yetti bu kadar dedim yetmeliydi de olanlar sürekli evirip çevirip aynı şeyleri düşündüğüm günlerden anlardan dakikalardan gelecek kaygımdan tüfeğin ağırlığından montun saçmalığından neden niye sorularımdan vadide zambaktan her şeyi sikiyim her şeyi herkesin aq hepsinin en çok midemin aq yeter artık diyip tüfeğimi sırtıma astım bıraksam daha rahat edebilirdim ama yapmadım ve fırına doğru koşmaya başladım koşarken ne olacak biri görecek mi ne olacak biri görecek ne olacak diye düşüne düşüne fırının önüne geldiğimde nefes nefese kalmıştım kapıyı ittim açılmadı cama kafamı dayadım içeriden saate baktım saat 4:30 içeride ışıklar yanıyor ama kapı kilitli aşırı sinirliyim nefes nefesteyim yakalanmaktan çok korkuyorum çoğu şeyden korkuyorum Bi çocuk sesi duymuş kapıyı açtığını bile görmedim çocuk karşımdaymış seslenince fark ettim buyur asker ağa dedi hay aq geldi gene 1900lü asker kafam dedim s.a dedim as dedi abi çok açız bize 1 ekmek verir misiniz bayat da olsa yeriz dedim adam üzüldü aq ahsjahahah çocukluğum da böyle garibanlarla geçti üzülme aq bu benim rutinim diyemedim herif bana hayatımda ilk kez gördüğüm bi şey verdi adı sert ekmek desen değil tuzlu desen değil güzel desen değil taze olsa güzel olur desen değil hamur işi ama garip bu Elflerin hobitlere verdiği peksimet gibi bişi ismi KETE KETEEEEE TAM 5 tane KETE çayınız var mı güzel olur çayla dedi yok dedim adam bana pet şişe içine çay koydu biraz ılık biraz sıcak 2 plastik bardak verdi koşa koşa geri gittim Rıdvan diye Ankaralı bi çocuk vardı ona çayı ve KETEYİ GÖSTERDİM beraber yedik aşırı iyi hissettim bi yandan da fakirliğime isyan ettim ama karnım toktu soğuk artık umrumda değildi bitti dertler dedim wksajdjsjsj ama bitmedi o fırına 1 kez daha gittim adam bana başımıza bela aldık der gibi baktığı içn parayı alması konusunda baya ısrar ettim ve verdim bi daha gitmedim ondan sonra sağlık olsun adamdan da Allah razı olsun .
1 note
·
View note
Text
Hamilelikte Tüketilebilecek 5 Güvenli Bitki Çayı
Hamilelikte Bitki Çayları ve Doğal Çözümler Hamilelik dönemi, anne adaylarının hem fiziksel hem de psikolojik olarak dikkatli ve özenli olması gereken bir süreçtir. Bu dönemde beslenme alışkanlıkları büyük bir önem taşır. Bitki çayları, hamilelikte anne adaylarının beslenmesine dahil edilebilecek doğal çözümler arasında yer alabilir. Ancak, her bitki çayı hamilelikte güvenli değildir. Bu…
#ıhlamur çayı#anne adayı#bitki çayları#doğal çözümler#Hamilelik#nane çayı#papatya çayı#rooibos çayı#sağlıklı beslenme#zencefil çayı
0 notes
Text
Fas, tarihi dokusu, kültürel zenginlikleri ve egzotik atmosferiyle her yıl binlerce turisti kendine çeken eşsiz bir destinasyondur. Çöl deneyiminden otantik pazarlarına, göz alıcı mimariden Akdeniz kıyılarına kadar farklı deneyimler sunan bu ülke, her türden gezginin ilgisini çeker. Fas turları, hem tatil hem de keşif dolu bir seyahat arayanlar için unutulmaz anılarla dolu bir serüven vadediyor.
1. Fas'ın Başlıca Şehirleri
Fas’ın önemli şehirleri, kültürel ve tarihi mirasıyla kendine hayran bırakır. Fas turları kapsamında mutlaka görülmesi gereken şehirler şunlardır:
Marakeş: Kırmızı Şehir olarak bilinen Marakeş, canlı pazarları, tarihi sarayları ve ünlü Jemaa el-Fnaa Meydanı ile turistlerin gözdesidir.
Kazablanka: Modern mimarinin yanında Atlantik sahilleriyle tanınan bu şehir, aynı zamanda Fas'ın ekonomik merkezidir.
Fez: Tarihi medreseleri ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan eski şehri (medina) ile Fas’ın kültürel kalbidir.
Rabat: Fas’ın başkenti olan Rabat, sakin atmosferi, plajları ve tarihi yapılarıyla dikkat çeker.
2. Çöl Turları ve Doğa Deneyimi
Fas çöl turları, ülkenin en popüler aktivitelerinden biridir. Sahra Çölü'nde deve safarisi yapmak, yıldızlarla dolu gökyüzünün altında kamp kurmak ve yerel Berberi köylerini ziyaret etmek bu turların öne çıkan özellikleri arasındadır. Ayrıca Atlas Dağları’nda trekking yaparak doğanın farklı yönlerini keşfetmek isteyenler için de çeşitli alternatifler mevcuttur.
3. Fas’ın Otantik Pazarları ve Alışveriş Deneyimi
Fas, otantik pazarlarıyla ünlüdür ve bu pazarlar yerel kültürü deneyimlemek için mükemmel bir fırsat sunar. Baharatlar, deri ürünleri, halılar, seramikler gibi el yapımı ürünler Fas pazarlarının vazgeçilmezleri arasındadır. Marakeş ve Fez’deki labirenti andıran pazarlar, ziyaretçilere alışverişin ötesinde kültürel bir keşif yaşatır.
4. Fas Mutfağı ve Gastronomi Turları
Fas mutfağı, baharatların zengin kullanımıyla ünlüdür ve yerel lezzetler, her ziyaretçinin damağında unutulmaz bir tat bırakır. Tagine, kuskus, harira çorbası ve nane çayı, Fas mutfağının başlıca tatları arasında yer alır. Gastronomi turlarında, ziyaretçilere hem yerel mutfakları tanıma hem de geleneksel yemeklerin yapımını öğrenme fırsatı sunulur.
5. Fas Turlarının Avantajları
Fas turları, ziyaretçilere hem rahat hem de güvenli bir seyahat imkânı sunar. Uzman rehberler eşliğinde yapılan turlar, turistlerin ülkeyi derinlemesine keşfetmesini sağlar. Ayrıca grup turları, daha ekonomik seçenekler sunarken bireysel seyahatlerde karşılaşılabilecek zorlukları da ortadan kaldırır. Fas turlarına katılan gezginler, ulaşım, konaklama ve gezi rotalarının önceden organize edilmesinin rahatlığını yaşar.
6. Fas’ı Ziyaret Etmek İçin En İyi Zaman
Fas’ı ziyaret etmek için en uygun dönemler ilkbahar (Mart-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Kasım) aylarıdır. Bu mevsimlerde hava ılıman olur ve çöl gezileri için ideal koşullar sağlanır. Yaz aylarında sahil bölgeleri serin kalırken, çöl bölgelerinde sıcaklık oldukça artar.
7. Fas Turlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Fas’a seyahat ederken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır:
Kıyafet tercihleri: Özellikle kırsal bölgelerde ve dini alanlarda ziyaretçilerden daha muhafazakâr giyinmeleri beklenir.
Dil: Fas’ta Arapça ve Fransızca yaygın olarak konuşulur. Ancak turistik bölgelerde İngilizce de anlaşılmaktadır.
Pazarlık: Pazar alışverişlerinde pazarlık yapmak yaygındır ve alışverişin bir parçası olarak kabul edilir.
Fas Turlarıyla Büyülü Bir Deneyim
Fas, kültürü, tarihi ve doğal güzellikleriyle her köşesinde farklı bir hikâye saklayan bir ülke. Fas turları, gezginlere hem keşfetme hem de dinlenme fırsatı sunarken, unutulmaz anılar biriktirme şansı da verir. Sahra Çölü’nde gün batımını izlemek, Marakeş’in canlı sokaklarında kaybolmak ya da Atlas Dağları’nda yürüyüş yapmak, Fas’ın sunduğu benzersiz deneyimlerden sadece birkaçıdır. fasturizm.com olarak, bu büyülü yolculuğun bir parçası olmanız ve Fas’ın gizemli dünyasını keşfetmeniz için size en iyi turları sunmaya hazırız.
0 notes
Text
Enerji Veren Bitkisel Çaylar ve Tarifleri
Gün boyu zinde kalmak ve enerjinizi yüksek tutmak, hem fiziksel hem de zihinsel performansınızı artırır. Yorgunlukla mücadele etmek için bitkisel çaylar, doğanın sunduğu en etkili çözümlerden biridir. Bu çaylar, metabolizmayı hızlandırır, stres seviyelerini azaltır ve konsantrasyonu artırır. Bu yazıda, enerji veren bitkisel çaylar ve tarifleri hakkında bilgiler vereceğiz.
Enerji Veren Bitki Çayları ve Tarifleri
Enerji Veren Bitki Çayları ve Tarifleri 1. Yeşil Çay: Doğal Enerji Kaynağı Yeşil çay, en popüler enerji verici bitkisel çaylardan biridir. İçeriğinde bulunan kafein, enerji seviyelerini artırırken L-theanine adlı amino asit, sinir sistemini sakinleştirir ve odaklanmayı artırır. Bu sayede, yeşil çay hem zihinsel hem de fiziksel enerjiyi artırarak uzun süreli bir zindelik sağlar. Tarif: - 1 tatlı kaşığı yeşil çay yaprağı - 250 ml sıcak su Yeşil çay yapraklarını sıcak suya ekleyip 3-5 dakika demleyin. Fazla demlenmesi, acı bir tat bırakabilir. Düzenli tüketildiğinde metabolizmanızı hızlandırır ve gün boyunca enerjik kalmanıza yardımcı olur. 2. Mate Çayı: Güney Amerika’nın Güç Kaynağı Mate çayı, Güney Amerika’da yüzyıllardır enerji artırıcı olarak tüketilen bir bitkidir. İçeriğindeki yüksek oranda kafein, gün boyunca ihtiyacınız olan enerjiyi sağlar. Ayrıca mate çayı, antioksidanlar açısından zengindir ve vücudu toksinlerden arındırır. Tarif: - 1 tatlı kaşığı mate yaprağı - 250 ml sıcak su - 1 dilim limon Mate yapraklarını sıcak suya ekleyip 5-7 dakika demleyin. Bir dilim limon ekleyerek hem tadını zenginleştirebilir hem de C vitamini desteği alabilirsiniz. Mate çayı, özellikle spor öncesi ya da yoğun bir gün öncesinde enerjinizi artırmak için mükemmel bir tercihtir. İlginizi Çekebilir; Çinko ve Selenyumun Sağlığa Faydaları 3. Zencefil Çayı: Bağışıklık ve Enerji Dopingi Zencefil çayı, sadece enerji vermekle kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirim sorunlarını hafifletir. Zencefilin içerdiği gingerol, kan dolaşımını hızlandırarak enerji seviyelerini artırır. Aynı zamanda doğal bir anti-inflamatuardır. Tarif: - 1 küçük parça taze zencefil (rendelenmiş) - 250 ml sıcak su - 1 tatlı kaşığı bal Taze zencefili sıcak suya ekleyip 10 dakika demleyin. Bal ile tatlandırarak enerji artırıcı etkisini destekleyebilirsiniz. Sabahları tüketildiğinde, gün boyu zinde kalmanıza yardımcı olur. 4. Ginseng Çayı: Zihinsel ve Fiziksel Gücü Artıran Bitki Ginseng, eski Asya kültürlerinde yüzyıllardır kullanılan bir enerji kaynağıdır. Ginseng çayı, hem zihinsel hem de fiziksel performansı artırır. Özellikle iş yoğunluğunda ya da stresli dönemlerde tüketilmesi, odaklanmayı artırarak enerji seviyelerini yükseltir. Tarif: - 1 tatlı kaşığı kuru ginseng kökü - 250 ml sıcak su Ginseng kökünü sıcak suya ekleyip 5-10 dakika demleyin. Ginseng çayı, düzenli tüketildiğinde stres seviyelerini azaltır ve uzun süreli enerji sağlar. 5. Biberiye Çayı: Beyin Fonksiyonlarını Güçlendiren Doğal Çay Biberiye, enerji artırıcı etkisiyle bilinen bir bitkidir. Biberiye çayı, kan dolaşımını hızlandırarak beyine daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Bu da zihinsel netlik ve odaklanma sağlar. Özellikle öğleden sonra enerjinizi kaybettiğinizde tüketebileceğiniz ideal bir çaydır. Tarif: - 1 tatlı kaşığı kurutulmuş biberiye yaprağı - 250 ml sıcak su Biberiye yapraklarını sıcak suya ekleyip 5-7 dakika demleyin. Gün ortasında tüketildiğinde enerjinizi artırır ve zihinsel yorgunluğu giderir. 6. Nane Çayı: Ferahlatıcı ve Canlandırıcı Nane çayı, ferahlatıcı etkisiyle bilinir ve enerji seviyelerini hızla artırır. Nane, içeriğindeki mentol sayesinde sinir sistemini uyararak uyanıklık sağlar. Ayrıca sindirim sistemini rahatlatır ve stres seviyelerini düşürür. Tarif: - 1 tatlı kaşığı taze nane yaprağı - 250 ml sıcak su Taze nane yapraklarını sıcak suya ekleyip 5 dakika demleyin. Sabahları ya da öğleden sonra yorgun hissettiğinizde nane çayı tüketerek enerji seviyenizi hızla yükseltebilirsiniz. 7. Tarçın Çayı: Kan Şekerini Dengeler ve Enerji Verir Tarçın çayı, kan şekeri seviyelerini dengeleyerek ani enerji düşüşlerinin önüne geçer. Özellikle tatlı krizleri sırasında tarçın çayı tüketmek, enerji seviyenizi dengeler ve gün boyunca zinde kalmanızı sağlar. Tarif: - 1 çubuk tarçın - 250 ml sıcak su Tarçın çubuğunu sıcak suya ekleyip 10 dakika demleyin. Tarçın çayı, tatlı isteğinizi bastırırken aynı zamanda metabolizmanızı hızlandırarak enerji seviyelerinizi artırır. 8. Kuşburnu Çayı: C Vitamini Deposu Kuşburnu çayı, yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir ve enerji seviyelerini artırır. C vitamini, vücuttaki hücresel enerji üretiminde rol oynayan önemli bir vitamindir. Kuşburnu çayı, özellikle soğuk havalarda enerjinizi korumanıza yardımcı olur. Tarif: - 1 tatlı kaşığı kuru kuşburnu - 250 ml sıcak su Kuşburnu meyvelerini sıcak suya ekleyip 10-15 dakika demleyin. Sabahları ya da öğleden sonra tüketerek enerji seviyenizi artırabilirsiniz. İlginizi Çekebilir; Vegan ve Vejetaryenler İçin Bağışıklık Destekleyici Multivitaminler 9. Ginkgo Biloba Çayı Ginkgo Biloba, yüzyıllardır Çin tıbbında kullanılan bir ağaç türüdür. Yapraklarından elde edilen çay, bilişsel fonksiyonları iyileştirmeye ve dolaşım sistemini desteklemeye yardımcı olabilir. Ayrıca; - Hafızayı güçlendirme, - Konsantrasyonu artırma, - Antioksidan etkiler gösterme gibi faydaları bulunur. Ancak, Ginkgo Biloba çayının etkileri üzerine yapılan araştırmalar halen sınırlıdır ve yan etkileri olabileceği için doktorunuza danışmanız önemlidir. 10. Tulsi Çayı Tulsi, Hindistan’da kutsal bir bitki olarak bilinir ve geleneksel tıpta sıkça kullanılır. Tulsi çayı, stresle başa çıkmaya, bağış��klık sistemini güçlendirmeye ve genel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olur. Aynı zamanda; - Antioksidanlar açısından zengindir, - Sindirimi destekler, - Zihinsel uyanıklığı artırır. Rahatlatıcı etkisi sayesinde günün yorgunluğunu atmanıza yardımcı olabilir. 11. Ashwagandha Çayı Ashwagandha, özellikle Hint tıbbında önemli bir yere sahip olan ve adaptogen özellikleriyle bilinen bir bitkidir. Ashwagandha çayı, stresi azaltma, enerji seviyelerini artırma ve bağışıklık sistemini güçlendirme konusunda etkili olabilir. Ayrıca; - Uykusuzluğu gidermeye yardımcı olur, - Zihinsel berraklığı artırır. Ancak, Ashwagandha’nın etkileri üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle tüketmeden önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. 12. Gotu Kola Çayı Gotu Kola, geleneksel Asya tıbbında uzun süredir kullanılan bir bitkidir. Yapraklarından elde edilen çay, stresle başa çıkma ve odaklanma yeteneğini artırma konusunda yardımcı olabilir. Bunun yanında; - Cilt sağlığını iyileştirme, - Dolaşımı destekleme, - Bağışıklık sistemini güçlendirme gibi faydaları vardır. Gotu Kola çayının yan etkileri olabileceği için özellikle kronik rahatsızlıkları olanlar doktorlarına danışmadan tüketmemelidir. Enerji veren bitkisel çaylar, doğanın sunduğu en etkili çözümlerden biridir. Yeşil çaydan zencefile, ginsengden nane çayına kadar birçok farklı bitki, enerji seviyenizi yükseltir, odaklanmanızı artırır ve yorgunluğu azaltır. Günlük hayatınıza bu çayları ekleyerek doğal bir enerji kaynağı sağlayabilir ve zinde kalabilirsiniz. İlginizi Çekebilir; Demir Emilimini Artıran Besinler ve Vitaminler Sağlıklı Beslenme ve Bağışıklık Sistemi Güçlendirme Fermente Gıdaların Sağlığımıza Faydaları Read the full article
0 notes
Text
Doğal Yöntemlerle Beyaz Saçlara Veda: Etkili Maskeler
Saç Beyazlamasını Önlemek İçin Doğal Yöntemler
Saç beyazlaması, birçok insanın karşılaştığı yaygın bir problemdir. Stresten beslenmeye kadar birçok faktör bu durumu etkileyebilir. Ancak, doğal yöntemlerle beyaz saçları önlemek ve mevcut beyazları doğal rengine döndürmek mümkündür. İşte bu konuda etkili olabilecek bazı yöntemler:
1. Siyah Çay Maskesi 2-3 poşet siyah çayı bir bardak sıcak suda demleyin. Demlenen çayın soğumasını bekledikten sonra saçınıza uygulayın ve 30 dakika bekletin. Ardından durulayın. Düzenli kullanımda saç rengindeki koyulaşmayı gözlemleyebilirsiniz.
2. Kına Maskesi Kına tozunu suyla karıştırarak bir macun hazırlayın ve saçınıza uygulayın. Birkaç saat beklettikten sonra iyice durulayın. Kına, saçı besleyerek doğal rengini korumaya yardımcı olabilir.
3. Sarımsak ve Zeytinyağı Maskesi Birkaç diş sarımsağı ezin, zeytinyağıyla karıştırarak saçınıza sürün. 30 dakika bekledikten sonra durulamak yeterlidir. Bu karışım saç köklerini güçlendirir.
4. Hindistancevizi Yağı ve Limon Suyu Karışımı Hindistancevizi yağı saçları beslerken, limon suyu da rengini koyulaştırmaya yardımcı olur. İki malzemeyi karıştırarak saçınıza uygulayın. Haftada birkaç kez kullanımı önerilir.
5. Siyah Susam Tohumları Siyah susam tohumları saç rengini koyulaştırmak için etkilidir. Bu tohumları öğütüp şerbetle karıştırarak saçınıza uygulayın. Günlük tüketim de fayda sağlayabilir.
6. Amla Tozu Amla tozu, saç rengini koyulaştırmanın yanı sıra saç sağlığını artırır. Su ile karıştırarak macun yapın ve saçınıza uygulayın. 30-60 dakika bekledikten sonra durulayın.
Bu doğal yöntemlerin etkisi kişiden kişiye değişebilir. Sabırlı ve düzenli kullanım fayda sağlayacaktır. Herhangi bir doğal çözümü kullanmadan önce alerji veya cilt hassasiyeti kontrolü yapmanızda fayda vardır.
Daha fazla bilgi ve detaylar için https://www.medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz. Kaynak Yazı Linki: https://www.medihaber.net/sac-beyazlamasini-onleme-dogal-yontemlerle-koyulastirma-ipuclari/
Saç Beyazlamasını Önleme: Doğal Yöntemlerle Koyulaştırma İpuçları
0 notes
Video
youtube
TEST 7 7.Hafta TÜRK AFİŞ TASARIMINA BAKIŞ (TEMEL TASARIM 2.Dönem Test S... Türk Grafik Tasarım Tarihi 7. TÜRK AFİŞ TASARIMINA BAKIŞ Soru 1: İ. Hulusi Görey’i dönemin diğer sanatçılarından (çağdaşlarından) ayıran en önemli özellik, aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ Sanat ve tasarım eğitimini, içinde bulunduğu toplumun yapısına uygun olarak eserlerine yansıtmış olmasıdır. Afiş tasarımları üretmiş olmasıdır. Akademik bir eğitim almamış olmasıdır. Afişlerinde illüstrasyona yer vermesidir. Kitap kapakları tasarlamış olmasıdır. Cevap : Sanat ve tasarım eğitimini, içinde bulunduğu toplumun yapısına uygun olarak eserlerine yansıtmış olmasıdır. Soru 2: Denizyolları afiş tasarımlarıyla bilinen tasarımcımız aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) İ. Hulusi Görey Mengü Ertel ✔ Gülümser Aral Üretmen Aydın Erkmen Münif Fehim Özerman Cevap : Gülümser Aral Üretmen Soru 3: Milli piyango Afiş Tasarımcısı denilince akıllara aşağıdaki hangi isim gelmelidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ İ. Hulusi Görey Bülent Erkmen Gülümser Aral Üretmen Sadık Karamustafa Münif Fehim Özerman Cevap : İ. Hulusi Görey Soru 4: Eğer bir sergi afişi tasarlamak istersek aşağıdaki hangi afiş türünü yapmış oluruz? (Çoktan Seçmeli) Sosyal içerikli Ticari ✔ Kültürel Propaganda Reklam Cevap : Kültürel Soru 5: Holywood film afişleriyle ünlü Türk Afiş tasarımcısı aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Savaş Çekiç İ. Hulusi Görey Bülent Erkmen ✔ Emrah Yücel Sadık Karamustafa Cevap : Emrah Yücel Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi Türkiye adına uluslararası düzeyde gerçekleştirilen bir yarışma platformudur? (Çoktan Seçmeli) Ankara Film Festivali Afiş yarışması İzmir Avrupa Caz Festivali Afiş yarışması Genç Sanat; Afiş yarışması ✔ Grafreedesign Grafist Cevap : Grafreedesign Soru 7: 2021 yılına kadar Uluslararası 4. kez afiş yarışması düzenleyen posterland.org, aşağıdaki hangi üniversite tarafından koordine edilmiştir?. (Çoktan Seçmeli) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Marmara Üniversitesi ✔ Kütahya Dumlupınar Üniversitesi 9. Eylül Üniversitesi Cevap : Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Soru 8: Tekel idaresi için hazırladığı Rize Çayı afişinde, siyah beyaz tekniğiyle yazıyı 1960’lı yıllara göre çok daha iyi çözümleyen tasarımcı aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) İ. Hulusi Görey Minif Fehim Mengü Ertel Bülent Erkmen ✔ Atıf Tuna Cevap : Atıf Tuna Soru 9: Turgay Betil’in özellikleri aşağıdaki hangi seçenekte toplanmıştır? (Çoktan Seçmeli) ✔ İlüstrasyona özel önem veren afiş sanatçısı, afişleri Polonya'dan İtalya'ya, değişik ülke müzelerinde sergilendi, harika kitap kapakları yaptı; tasarımlarında mizaha yer verdi. Tekel, Sümerbank, milli piyango afişleri tasarladı, Almanya’da eğitim aldı. Tiyayro afişleri tasarladı, tasarımlarında metaforlar kullandı, tasarımları dünya müzelerinde sergilendi. Yerel kültürden çok etkilendi, mizahı, hicvi ele aldı ve konularıyla bütünleştirdi. Logo ve kitap kapakları da tasarladı. Web tasarımları yaptı, Holywood film afişlerini tasarladı, Vintage tarzı Türkiye serisi tasarımlarıyla ünlendi. Cevap : İlüstrasyona özel önem veren afiş sanatçısı, afişleri Polonya'dan İtalya'ya, değişik ülke müzelerinde sergilendi, harika kitap kapakları yaptı; tasarımlarında mizaha yer verdi. Soru 10: THY’nın logo tasarımı, aşağıdaki hangi hayvan figürünün stilize edilmiş halidir? (Çoktan Seçmeli) Yalı Çapkını Kuşu Kartal ✔ Yaban Kazı Hindi Doğan Cevap : Yaban Kazı Afiş Tasarımı Nedir? Afişler, matbaanın icat edilmesinden önce az sayıda üretilebilen ama matbaanın icat edilmesinden bu yana pazarlama, duyuru ve farkındalık amacıyla yoğun olarak kullanılan ve üretilen bir iletişim aracıdır. Başlangıçta genellikle metinlerden oluşan afişler, önceleri gazete sayfalarını süslerken, zaman ile resimlemelerin (Görsel 1) ve daha sonra da fotoğraf ve tipografinin de kullanıldığı, halkın yoğun olduğu yerlerde sergilenmeye başlanan grafik ürünler oldu. Şimdilerde ise birçok matbaa şirketi sadece afiş basımına odaklanmıştır. Elbette dijital çağın getirdiği olanaklar sayesinde etkileşimli afiş tasarımları da kullanılır olmuştur. “Afiş, bir bilginin ya da mesajın hedef kitleye basılı ve çoğaltılmış bir şekilde aktarımını sağlayan bir iletişim aracıdır. Afiş, sergilendiği her alanda toplumsal değerleri, özellikleri, düşünceleri yansıtır. Belli bir amacı gerçekleştirme boyutunda afişin toplumsal rolü oldukça fazladır. Afişler, gündelik yaşamda hem iç hem de dış mekânlara asılabildikleri için toplumla iç içe olma ve toplumun her kesimine taşıdıkları mesajları iletebilme gücüne sahiptirler” Afişler, çoğunlukla müzeler yerine sokaklarda kültürel, sosyal ve politik görüşleri gösteren benzersiz bir sanatsal ifade biçimi ve ürünlerdir. Afişler kısa sürede okunabilir, göze çekici gelebilir, yaratıcı fikirleri içerebilir, algılanabilir, vurgulanması gereken konuya odaklanılabilir, asılacağı yere göre boyutlandırılabilir
0 notes
Text
Saygı ve Özgürlük Söylencesi Üzerine Bir Anımsama
✍🏻 Anıl Güven
https://www.gundemarsivi.com/saygi-ve-ozgurluk-soylencesi-uzerine-bir-animsama/
Dili geçmiş zamandan bir geceydi işte. Bitirimhanede barbut masası dağılmış; son demlenen çaydan yudumlar alınıyordu. Kakofoniye varan uğultunun arasından sızan en önemli tümce: Büyük pastayı kim indirdi? Konuşmalar bir anda kesildi. Herkes bir diğerinin yüzüne bakarken, kazananın olmadığı bir oyundu! Kaybeden mi? Herkes.
“ E, oğlum yüzlük, binlik Marklar kedi kafası iriliğinde deste desteydi…”
Kiminin başı önünde kiminin dünya bilmem neresinde!
Ganyotaya bakan Hasan’ın düşen her elden aldığı % 5’lik çıkmayı sorgulamak kimsenin usuna gelmedi. Para mekan sahibinin kasasına girmiş, o da içerideki son havayı kokladıktan sonra, sessizce dışarı çıkmış; cırlop mu cirlop fıstık yeşili E 200 Mercedes’ine binip Krefelder Caddesinin bitimindeki ışıklardan sonra Hansaring’e giriş yapmıştı.
“Minerva’nın baykuşu ancak karanlık çöktükten sonra uçar.”*
Umut başka bir geceye sarkmıştı.
Fındıkçı Bahri: ”Kazım, sen çekip çıkarma mı yoksa fırlatma mısın?”
Kazım, oturduğu kırmızılı koltuktan şöyle hafifçe başını düşünürcesine eğmeçledi:”Yok be abi, anam beni pamuk tarlasında çömelmiş, işerken bakmış bir tuhaflık var… Toprağa düşecekken avuçlamış…”
“Haydi ya?”
“Amma salladın ha!”
“Yani sen, doğarken bile anana şaka mı yaptın Kazım?”
“Öyle gibi görülse de maalesef öyle olmamış. Anamın kanaması durmamış… Hastaneye yetişemeden at arabasında can vermiş.”
Ortalığa geniş bir sessizlik örtüsü serildi. Uzun bir süre kimse konuşmadı.
Rüzgar Memet, Fındıkçı Bahri’ye bakarak: “Kazım’ın yetim büyüdüğünü biliyorsun. Babası senin en yakın dostun. Onun bunun geçmişini kaşıyacağına onların anılarına saygı göstermeyi öğren artık.”
Ortam ansızın gerilince, Köylü Ziya’dan sonra işletmede söz sahibi olan Talebe söze girdi: “Beyler herkes çayını kahvesini içsin, içmeyenler de ufak ufak yürüsün… Kazım, Selahattin kapıları pencereleri açın, içerisi havalansın.”
Davidoff Signature purosundan geniş bir duman aldı. Fındıkçı Bahri’ye doğru uzun uzun baktı. Ağzındaki dumanı olduğu gibi onun yüzüne doğru üfledi: “Bir daha bu işletmeden içeri adım atmayacaksın. Tamam mı? Bizim yanımızda çalışan kardeşlerimize; ne sen ne de bir başkası, onların anılarıyla, onurlarıyla sarataka yapamaz! O elindeki çayı iç ve çık git bu mekandan!”
Derin bir sessizliğin ardından Fındıkçı Bahri oturduğu geniş koltuktan yavaşça ayağa kalktı. Kapıya doğru yürüdü… Erketeci Kazım’ın yanında durdu. Onun yüzüne bakmadan: ”Özür dilerim.” dedi… Uzaklaştı. Uzaklaştıkça bedeni küçüldü, görünmez oldu.
“Söz atma özgürlüğünü kendinde gören kişi önce karşısındakinin insan olduğunu, bundan dolayı da ona saygı duyulması gerektiğini bilmeli. Kimseden ne Kazım’ın ne de benim düşüncelerimize saygı göstermesini istemiyoruz. Ama insana ve onun geçmişindeki acılara saygı duyması gerekir. Bunu bilmeyen birinin de burada bizim içimizde yeri yoktur.“
Meşe ağacından yontulmuş sehpanın üzerinde duran orta şekerli Türk kahvesinden bir yudum aldı… Ardından da kardeşi Mustafa’ya dönerek: “Senin bugün dersin yok mu?”
“ Var. Öğleden sonra.”
“Sen git, dinlen. Temizlik yapıldıktan sonra ben de kapatır eve gelirim.”
28 Nisan Atina
Anıl Güven
* Hegel’in sözü
#saygı #özgürlük #haddinibilmek #tarladadoğumhikayesi #eskibirhikaye #saygiveozgurluk #toplum #deneme #insaningizledligiyaralar
0 notes
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/afrikanin-kuzeydeki-kapisi.html
Afrika’nın Kuzeydeki Kapısı
Resmi adı Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti. Sıradanlıktan uzak, katalog gezi güzergâhlarıyla alakasız, tarihi, kültürü ve kimliği farklı bir ülke Cezayir. Dünyanın 16’ncı petrol, 10’uncu en fazla doğalgaz çıkarılan ülkesi. Para birimi Cezayir dinarı (DZD). 1 lira yaklaşık 5 DZD. Benzinin litresi yaklaşık 9 lira ve suyun 10 lira olduğunu düşünürseniz gerçekten sudan ucuz. Ekonomi iyi, ülke varlıklı sayılabilir ama bireylerin çoğu fakir. Fakat bu durum onların güler yüzünü hiç etkilemiyor. İyimserliğin ulusal bir özellik olarak kabul edildiği Cezayir’de halk misafirperverliğe aşırı önem veriyor. Milli içecekleri nane çayı. Bir misafirliğe gittiğinizde çay ve hurma ikramı ‘hoşgeldiniz’ demek. Hatta misafirden en az 3 bardak çay içmesi bekleniyor. Bu arada bir evde yemek yediğinizde, yemeğin bir kısmını tabakta bırakmalısınız; bu, ev sahibinin sizi yeterince doyurduğunu gösterirmiş.
Bu kadar pozitif ve yardımsever olmaları ara sıra ‘acaba bir iş mi gelecek başımıza’ dedirtmiyor değil! Sürekli ikram ve ısrarla yardım etme çabalarının yanında, nakit yardımı önerecek kadar cömert insanları görünce ne kadar da önyargılıymışız diye utandığımızı itiraf etmeliyim.
Mağrip’in kalbindeki ülkeyle aynı adı taşıyan başkent Cezayir’i gezmek için 3 gün yeterli. 267 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek minaresi ve Afrika’nın en uzun yapısı Djamaa el Djazaïr ile başlayın tura. Burası bir camiden fazlası. Yapımı 1 milyar dolardan fazlaya mal olmuş, ibadet yerinin yanısıra, müze, kütüphane, tiyatro, otel, AVM ve eğlence parkı bile var.
Fazla gezmiyoruz burada; modern binaları görmek için değil, gerçek Mağrip ruhunu hissetmek için en çok vakti Kasbah’a ayırdık. Kasbah; geleneksel mimarinin etrafında köklü bir topluluk duygusuyla varlığını sürdüren kentsel yapı demek… 1500’lerde Osmanlılarca etrafı surlarla çevrilen, dar sokakların otantik evleri birbirinden ayırdığı, ortak kullanım alanlarına sahip bir yer Kasbah. İç içe geçmiş her bina birbirinden güzel ayrıntılara sahip. Surların sağlam olduğu dönemde Kasbah’a girmek için 5 ya da 6 farklı kapı kullanılır ve her gece biri açık tutulurmuş. İçeride yaşayanlar o kapıyı bilir, farklı bir kapı deneyen kişilerse öldürülürmüş. Kasbah Fransa’ya verilen bağımsızlık mücadelesinin ana üssü olmuş; ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
Kasbah’tan sonra misyonerlik döneminden kalan ve siyahi tasvir edilen İsa figürüyle farklı bir önemi olan Notre Dame d’Afrique Kilisesi’ni gezin. Buradan da fayans duvarları, ahşap oyma işçiliğinin nadide örnekleri ve harikulade mermerleriyle Osmanlı izleri taşıyan 1576’da yapılmış görkemli saray Palais des Rais’e geçebilirsiniz. Her yerini fotoğraflamak isteyeceksiniz. Yakınında yine UNESCO tescilli müthiş bir tarihi eser olan Keçiova Camisi var.
Gezerken kentin her yerinden görülen 90 metrelik üç tane palmiye yaprağı anıtı dikkatinizi çekecek. Bağımsızlık mücadelesinde ölen Cezayirliler anısına dikilmiş. Sömürgecilik tarihinde yaşananların gözler önüne serildiği Ulusal Mücahit Müzesi bu anıtın altında. Ziyaret ederken hassaslaşmamak mümkün değil.
Cezayir yazları aşırı sıcak bir ülke. Bu nedenle ekimden mayıs ayına dek plan yapmak için çok uygun.
KİRAZ VE HURMA ÜLKESİ
Müze geziniz biter bitmez El Hamma Botanik Bahçesi’ne geçin ve belki de Fransızların bu ülkeye yaptığı tek iyilik olan bu cennet bahçesinde ruhunuzu sakinleştirin. Yemyeşil ağaçlar, yürüyüş yolları, çeşmeler ve müzelerin olduğu 54 hektarlık dev bir bahçe. Büyük ölçüde çöl olan ülkede böylesine büyük yeşil alan görmek gerçekten şaşırtıcı. Aslında şaşırtıcı olan Cezayir’in ilginç coğrafyası; bir yanı Akdeniz’e dayanan ülkenin bir kısmı neredeyse hiç yağmur almazken bazı bölgelerde Londra’dan daha fazla yağış var. Hatta bu durumdan ötürü Cezayir’e ‘kiraz ve hurma ülkesi’ diyorlar. Bu arada ülkeye has ‘deglet nour’ dünyanın en iyi hurması, dönerken bol bol getirin.
Ülkenin bambaşka yüzü Sahra Çölü’nü ve orada yaşayan Berberi halkları, turizm cenneti Oran’ı, köprüleriyle ünlü Konstantin’i ve M’zab Vadisi’ni görmeden buralardan ayrılmayın. Cezayir, Afrika’nın ne kadar kuzeyinde olursa olsun yazları aşırı sıcak bir ülke. Bu nedenle ekim ayından mayısa dek, yani bugünlerde plan yapmak için çok uygun. Birçoğunuzun listesinde olmayan bir ülke Cezayir, bizim de öyleydi ama gördüklerimiz, dinlediklerimiz ve hissettirdikleriyle iyi ki gitmişiz dedirtti…
‘BALIKLARIN ECELİYLE ÖLDÜĞÜ TEK YER’
– Tarım olanakları kısıtlı, bolca yetişen iki ürün bakla ve incir.
– 1.200 kilometre kıyısı olmasına rağmen balıkçılık yaygın değil. Bu nedenle de “Akdeniz’de balıkların eceliyle öldüğü tek ülke Cezayir’dir” diyorlar…
– Restoranlarında alkol servisi yasak. Oteller bu kapsamın dışında.
– Ülkede iki resmi dil var; Arapça ve Berberice. Herkes Fransızca konuşuyor. Dünyadaki en büyük 2’nci Frankofon ulus. Resmi dil olmamasına rağmen dergiler, gazeteler ve pek çok televizyon kanalı Fransızca yayın yapıyor.
– Cezayirli hâkimlerin yüzde 60’ı, avukatların yüzde 70’i, ülkedeki öğrenci nüfusunun yüzde 60’ından fazlası kadın.
0 notes