#28mart
Explore tagged Tumblr posts
filyokusu · 8 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
gülümsediğim şükrettiğim şeyler listesi 28mart'24
çocukların eşit kollu teraziye bayılması ve birbirlerini tartmak istemeleri, telefon kılıfımı değiştirdiğime kadar dikkatle incelemeleri, yavuz selimin sarılması, beylerle futbol maçı yapmak, öğle arasında yatağıma gelip 45 dakika uzanmak, gamzenin beni iftara daveti ve havanın güzelliği. bahar gelmiş can��m.
25 notes · View notes
nazenderr · 6 years ago
Text
Tumblr media
Huşu için üzerinde Allah lafzı yazan bir karpuz çekirdeğine ihtiyaç var mı? Karpuzun yaprağı, meyvesi, rayihası, rengi, tadı yetmiyor mu?
Bir damlacık su, bir kar tanesi, bir çift kiraz, bir çocuk gülümsemesi, bir kumru iniltisi yetmiyor mu?
Vakarla susan kayaların, denizde yüzen balıkların, yumurtayı çatlatıp çıkan yavruların, göçmen kuşların, ayın, yıldızların, göldeki kamışların kalp atışları duyulmuyor mu?
62 notes · View notes
sewdadandir · 7 years ago
Text
Tumblr media
Özlemin en büyüğü yaşanılmışlaradır,
İnsan çok özleyince,
Çok çok özleyince,
Kokusunu duyabiliyor,
Sokaklarını içinde taşıdığı kentlerin .....
“Seninle bir gün geçirmeyi
Gün sonunda, giysilerimin sen gibi kokmasını seviyorum.....”
🖤
136 notes · View notes
y4mur · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Böylede bir belge var 😅 #dogumgunu #doğumgünü #dogumbelgesi #doğumbelgesi #1988 #28mart
1 note · View note
hisseyyah · 4 years ago
Text
ÖLÜM, ÖLMEK
Gerçekten çok garip geliyor insana..Ertelenen bir arama, geç kalınan af dileyişler, geç gelen farkındalıklar, anın güzelliğini kaçırmalar, içinden geleni söyleyemeyişler insanın omzunda bir yük olarak duruyor.
O yüzden içinizden geleni yapın; taktiksiz, tertemiz ve içten. Kazanıp kaybetmenin bir önemi yok, ölüm var.
Bir kitapta şöyle okumuştum;
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık!
Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz.
#Akçakızınsenicokseviyor
Tumblr media
#28mart
22 notes · View notes
legendekilevrek · 7 years ago
Photo
Tumblr media
#28mart #izmir2018 #gördünmübakyirmiyedioldum (İzmir Province)
0 notes
mmormenekse · 3 years ago
Text
Her an aklımda olup seni düşüneceğimi düşünmemiştim. İş yaparken, müzik dinlerken hep aklımdasın. Kendimi kaptırmaktan korkuyorum. İlerde bende beğenmediğin bir şey çıkar diye endişeliyim.
28Mart
0 notes
uzaydanhaberler · 7 years ago
Photo
Tumblr media
#astronomitarihindebugun #tarihtebugun #bilimtarihi #uzay #bilim #sciencehistory #uzaydanhaberler #28Mart #1802
3 notes · View notes
aydinnn37-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Kawasaki Z1000SX gibi birşeyler 🙄😅 Platoda ne işi var bunun Bayılıyorum kawasaki yeşilinede..
|28Mart|
2 notes · View notes
merduy-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
İlk buluşma 🎀 #28mart 🌹
0 notes
ferkull · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Ben Olsaydım Beni Hiç Kırmazdım . Sen Olsaydın Seni Hiç Sevmezdin... Ne ben Sen olabildim Ne sen Beni sevebildin. Öyle arada , derede Sensiz, bensiz Bir sarmaşık Sevdamız... . ferkul 28mart 2017 15:00
0 notes
legendekilevrek · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Ve bir çeyrek asır da böylece biter... Hatırlayıp kutlayan hatırlamayıp kutlamayan veya hatırlayıpta kutlamayan herkes var olsun. Herkes olduğu yerde kimiside benim yamacımda hep olsun mutlu olsun... "İnsan her yaşın acemisidir." derler ya bende bu yaşın acemisiyim ama yavaş yavaş öğreniyorum. #28mart #izmir2017 #yaşyirmialtı (İzmir, Turkey)
0 notes
mmormenekse · 3 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Böyle fotoğraflar çekilmek isterim.
28Mart
0 notes
y4mur · 9 years ago
Photo
Tumblr media
#2015 #28mart #dogumgunum ayni zaman #27mart @seymanurbkm ninda #dogumgunu #selfie si bu sene de ayni kadro ama yeni foto yok.. öyle işte... pek keyfim yok bu aralar... sabah snapchatte isyan cektim zaten 😂öpüyorum herkesi... 🎉👼🎊
2 notes · View notes
uzaydanhaberler · 8 years ago
Photo
Tumblr media
#astronomitarihindebugun #tarihtebugun #bilimtarihi #uzay #bilim #sciencehistory #uzaydanhaberler #28mart #1935
1 note · View note
kkkelebekkk · 14 years ago
Video
youtube
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?  En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.  -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-  Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.  Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!  Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'  Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,  Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!  Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,  Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.  Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,  Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!  Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:  Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.  Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...  Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!  Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,  Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,  Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;  Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.  Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...  Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.  Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,  Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.  Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;  Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;  Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;  Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.  Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,  Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.  Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;  O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...  Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,  Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.  Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,  Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.  Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,  Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.  Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...  Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!  Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;  Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?  Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?  Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.  Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,  Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;  Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;  'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.  Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:  İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.  Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...  O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,  Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,  Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!  Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!  Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.  Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...  Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.  Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?  'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.  Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...  Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.  'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;  Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;  Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,  Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;  Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,  Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;  Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,  Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,  Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;  Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;  Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...  Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.  Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,  Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,  Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...  Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,  O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;  Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;  Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,  Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...  Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,  Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber. 
Mehmet Akif Ersoy
1 note · View note