#22 Mayıs 2020
Explore tagged Tumblr posts
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
19 Aralık 1978’de sabahleyin evimize gelen gazeteleri açtığımızda ailece dehşete kapılmıştık. Gazetelerdeki fotoğraflar tüyler ürpertecek düzeyde inanılmaz korkunçtu. Kadın, çocuk, yaşlı, genç insanlar evlerinin içinde; kimileri yataklarında uyurlarken katledilmiş; üst üste yığılmış cesetleriyle siyah-beyaz fotoğrafların içinden dehşet veren bir karanlık vahşet yansıyordu.
Toplamda 120 insanımız bir hafta süren bir katliamla canlarını kaybetmiş, arkasından 200'ün üzerinde ev yakılmış, 100'e yakın işyeri tahrip edilmişti. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza almıştı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise hala ulaşılamadığını biliyoruz.
Bu karanlık olaydan sadece iki yıl sonra Mayıs ve Temmuz aylarında Çorum’da bir kanlı tezgâh sonrası 57 canımızı daha kaybettik.
Tıpkı Sivas’ta, Madımak Oteli’nde aydınları göz göre göre yakıp, yok edip suçluların, insan kılıklı yaratıkların adalet önüne çıkarılmadan kaybolmalarıyla; geriye kalan acı, utanç ve 35 insanımızın dinmeyen özlemini bize bırakmaları gibi oldu.
Peki, bu ülkenin en aydınlık yüzü olan insanlarımız ne yaptı?
Nefreti, kini, öç almayı bırakın, bu kanlı olaylar sonrasında asla ırkçı, bölücü, ayrımcı söylemlerle hiç kimseyi birbirine karşı kışkırtmadılar.
Kavgalarını, kırgınlıklarını ve acılarını sazla, sözle türkülerle kendi dizlerine vurarak dile getirdiler.
Uygar bir insanda görebileceğimiz bir tavırla: ‘’İncinsen de incitme’’ felsefesiyle yaşadılar.
‘’Âlem çiçek olsa, arı ben olsam, Dost dilinden tatlı bal bulamadım.’’ diyen Pir Sultan Abdal’ın yolundan dostluğun izini sürdüler bu topraklarda.
Yaşadıkları her dışlanmada Şeyh Edebali’nin öğüdünü dinleyip sustular:
‘’Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır’’
Dışarıya çıkaramadıkları acılarını yeri gelince türkülerle, deyişlerle, semahlarla tıpkı Mahsuni Şerif gibi ilaca dönüştürmeyi de bilmişler:
‘’Mahsuni Şerif'im dindir acını, Bazı acılardan al ilacını…’’
İnsanları etnik kökenine, dinine ya da diline bakarak ayırt edenlere ne güzel cevap vermiş Âşık Veysel:
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın, ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün, ben sac mıyım?
Bu güzel toprakların Türk Milleti çatısı altında var olmasından bu yana, her zaman en uygar, en aydın, en bütünleştirici, en hoşgörülü halk olarak yaşayıp hepimize ayna tuttu Alevi yurttaşlarımız.
Ama biz biliyoruz ki, Yunusun dediği gibi:
İnsan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.
Öyleyse : ‘’ Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun.’’
Tüm canlarımızın ruhları şad olsun, toprakları aydınlık olsun.
Gülsen Dede- Aralık 2020
2 notes · View notes
aykutiltertr · 4 months ago
Video
youtube
Ben Buyum - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Maya 8/8 Düyek Disk...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/PNB3qqvaWwM ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Ben Buyum - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Maya 8/8 Düyek Disko Beste Hakkı Bulut) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤   https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNgWzFc_2cF6lJrOheQKGlg ➤ ESER ADI                   : BEN BUYUM ➤ SÖZ GÜFTE               : HAKKI BULUT ➤ BESTE - MÜZİK         : HAKKI BULUT ➤ USÜL                          : 8/8 DÜYEK ORYANTAL - DİSKO ➤ MAKAM - BATI DİZİ : UŞŞAK - MİNÖR ➤ THM AYAK                :  MAYA AYAĞI ➤ ARANJÖR                  :  SİNAN TOPRAK ➤ ENSTRÜMANLAR    :  YAYLI GRUP KEMAN, ELEKTRO BAĞLAMA, NEY,  DİLSİZ KAVAL ➤ KİMLER OKUDU       : FATİH BULUT, HAKKI BULUT ➤ FİRMA - ŞİRKETİ      : ST MÜZİK (SİNAN TOPRAK MÜZİK) ➤ KÜNYE                       : Fatih Bulut ''Ben Buyum" isimli çalışması, video klibi ile ST Müzik Youtube kanalında ve Sinan Toprak Müzik Prodüksiyon etiketi ile tüm Yapım:Sinan Toprak Müzik Prodüksiyon Prodüktör: Sinan Toprak Genel Koordinatör: Bilal Menteş Söz-Müzik: Hakkı Bulut Müzik Yönetmeni: Sinan Toprak Düzenleme: Cüneyt Yalmaz Klip: Recep Yenigün                             ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ne köşküm, sarayım, ne servetim var Ne malım, ne mülküm, ne şöhretim var Sana bir saltanat vaat edemem ki Yalnız seni seven temiz bir kalbim var Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Yalanla kuramam aşkın temelini Allah'tan korkarım, aldatamam seni Yeminler uydurup çalamam kalbini Aşkın öldürse de, mahvetse de beni Ben buyum, seversen, canım sana feda Ben buyum, sevmezsen, bana de elveda Razıyım, bir ömür böyle geçip gitsin Zaten gülmek yasak bana bu dünyada Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim İstemem en güzel günlerin zehrolsun İstemem o güzel gençliğin mahvolsun İstemem sen beni acıyıp sevesin İstemem benimle ızdırap çekesin Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (40 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi. Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı. 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Vay Aklıma 24 Mayıs 2024 şarkıcıları2010'ların şarkıcıları 21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar DMC sanatçıları
0 notes
kadinrehberimm · 8 months ago
Text
AKDO Kimdir?
AKDO kimdir? Can Akdoğan kimdir? AKDO kaç yaşında, nereli, boyu ve kilosu, burcu, sevgilisi kim? AKDO şarkıları nelerdir? AKDO sosyal medya hesapları nelerdir? gibi merak edilen soruların yanıtına yazımızda yer verdik. AKDO Kimdir? Akdo lakabıyla bilinen Can Akdoğan, 22 Mayıs 2000 yılında Bursa’da doğmuştur. Küçüklüğünden beri müzikle uğraşmıştır. 2020 yılında yaptığı müzik altyapıları ile…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
egitim-ve-is-hayati · 9 months ago
Text
Innovation Campus Programı’nın Depremden Etkilenen Gençler ve Kadınlar İçin Özel Kontenjan Açtığı Kodlama ve Programlama Eğitimi İçin Başvurular Başladı Samsung Electronics ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye iş birliğiyle hayata geçirilen, gençlere geleceği şekillendiren teknolojilerde tekn...
0 notes
level999comtr · 1 year ago
Text
Sonraki Valorant Gece Pazarı 2023 tarihleri
Sonraki Valorant Gece Pazarı 2023 tarihleri ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/12/12/sonraki-valorant-gece-pazari-2023-tarihleri/ ••• Bir sonraki Valorant Gece Pazarı ne zaman? Umarız uzun zamandır aradığınız silah görünümlerinden bazıları koleksiyonunuza eklenmiştir. Değerli Valorant puanlarınızı kullanıp kullanmayacağınızdan emin değilseniz, size ne kadar süre içinde karar vermeniz gerektiğini ve pazarınızdan hayal kırıklığına uğradıysanız bir sonrakine kadar ne kadar bekleyeceğinizi söyleyebiliriz. Valorant görünümleri elbette herhangi bir rekabet avantajı sunmuyor, ancak havalı görünmek ve rakiplerinize FPS oyununda üstünlük sağlarken onlara bakacakları güzel bir şey vermek bunun avantajlarını sunuyor. Çoğu Valorant silahı ve bıçağı için sezonluk kaplamalardan renkli desenlere ve korkutucu tasarımlara kadar her şeyle, bir sonraki Valorant Gece Pazarı'nda mutlaka beğeneceğiniz bir şey olacak. Valorant Gece Pazarı 2023 Bir sonraki Valorant Gece Pazarı 13 Aralık 2023'te gerçekleşecek ve alışılmadık üç hafta boyunca devam edecek ve 8 Ocak 2024'te sona erecek. Daha sonra Bölüm 8, Perde 1'in 9 Ocak 2024'te başlamasını bekliyoruz. Valorant Gece Pazarına nasıl erişilir: Piyasa ilk açıldıktan sonra ilk giriş yaptığınızda ana menünün sol tarafında bir bilgi istemi görünecektir. Dilediğiniz zaman ekranın sağ üst kısmında, mağaza sekmesinin yanında yer alan Tarot kartı sembolüne tıklayarak Gece Pazarı'na dönebilirsiniz. Her Gece Pazarı size Select, Deluxe ve Premium katmanlarından indirimli olarak satın alabileceğiniz altı rastgele silah görünümü sunar. İsterseniz birkaç eski görünümü de takas edebilirsiniz. Seçiminiz değiştirilemez, halihazırda sahip olduğunuz görünümleri içermez ve iki hafta sonra kaybolur. Tipik olarak, perde başına yalnızca bir Gece Pazarı vardır, ancak Bölüm 1 Perde 3'ten bu yana her perdede bir Gece Pazarı bulunmaktadır, dolayısıyla tutarlıdırlar. Önceki Valorant Gece Pazarı tarihleri Aralık 2020'deki ilkinden bu yana önceki Gece Pazarı tarihlerinin tümü burada. 11 Ekim 2023 - 30 Ekim 2023 (Bölüm 7, Perde 2) 9 Ağustos 2023 - 28 Ağustos 2023 (Bölüm 7, Perde 1) 14 Haziran 2023 - 27 Haziran 2023, 7 Haziran lansmanındaki aşağıdaki sayılar (Bölüm 6, Perde 3) 5 Nisan 2023 - 25 Nisan 2023 (Bölüm 6, Perde 2) 15 Şubat 2023 - 27 Şubat 2023 (Bölüm 6, Perde 1) 7 Aralık 2022 - 4 Ocak 2023 (Bölüm 5, Perde 3) 28 Eylül 2022 – 11 Ekim 2022 (Bölüm 5, Perde 2) 20 Temmuz 2022 - 2 Ağustos 2022 (Bölüm 5, Perde 1) 18 Mayıs 2022 - 31 Mayıs 2022 (Bölüm 4, Perde 3) 6 Nisan 2022 - 19 Nisan 2022 (Bölüm 4, Perde 2) 9 Şubat 2022 - 22 Şubat 2022 (Bölüm 4, Perde 1) 9 Aralık 2021 – 21 Aralık 2021 (Bölüm 3, Perde 3) 29 Eylül 2021 – 12 Ekim 2021 (Bölüm 3, Perde 2) 28 Temmuz 2021 – 10 Ağustos 2021 (Bölüm 3, Perde 1) 2 Haziran 2021 – 15 Haziran 2021 (Bölüm 2, Perde 3) 8 Nisan 2021 – 20 Nisan 2021 (Bölüm 2, Perde 2) 11 Şubat 2021 – 23 Şubat 2021 (Bölüm 2, Perde 1) 10 Aralık 2020 – 11 Ocak 2021 (Bölüm 1, Perde 3) Yeni Valorant Gece Pazarı görünümleri Aşağıdaki mevcut tüm uygun Night Market koleksiyonlarının yanı sıra, Valorant 7. Bölüm, 3. Perde sırasında mevcut Night Market havuzunda aşağıdaki görünüm setleri de mevcut olacaktır: Hayaller (Bölüm 7, Perde 1) Güncel Valorant Gece Pazarı görünümleri Sihirbaz (Bölüm 6, Perde 3) LİMİT YOK (Bölüm 6, Perde 3) Kara borsa (Bölüm 6, Perde 2) Oni (Bölüm 6, Perde 2) Rakım (Bölüm 6, Perde 2) Araxy'ler (Bölüm 6, Perde 1) Hayal (Bölüm 6, Perde 1) Luna (Bölüm 6, Perde 1) İyon Bölüm 5 (Bölüm 5, Perde 3) Ruh çekişmesi (Bölüm 5, Perde 3) Abisal (Bölüm 5, Perde 3) Kriyostaz (Bölüm 5, Perde 3) Kohaku ve Matsuba (Bölüm 5, Perde 2) Kızılcanavar (Bölüm 5, Perde 2) Sarmad (Bölüm 5, Perde 1) Yağmacı 2.0 (Bölüm 5, Perde 1) Kaosun başlangıcı (Bölüm 5, Perde 1) Yabancı Avcısı (Bölüm 4, Perde 3) Neptün (Bölüm 4, Perde 3) Titanmail (Bölüm 4, Perde 3) Karalama tomurcukları (Bölüm 4, Perde 2) çaba (Bölüm 4, Perde 2) Takım Ası (Bölüm 4, Perde 2) Gaia'nın İntikamı (Bölüm 4, Perde 2) Şehiraltı (Bölüm 4, Perde 1) Dicle (Bölüm 4, Perde 1) Kar yağışı (Bölüm 3, Perde 3) Büyücü 2.0 (Bölüm 3, Perde 3) Işıltılı Kriz 001 (Bölüm 3, Perde 3) Nunca Olvidados (Bölüm 3, Perde 2) Valorant'a Git! Cilt 2 (Bölüm 3, Perde 2) Keşif (Bölüm 3, Perde 1) Menşei (Bölüm 2, Perde 3) Bağlı Diyarlar (Bölüm 2, Perde 3) Minimum (Bölüm 2, Perde 3) Terkedilmiş (Bölüm 2, Perde 3) Silvanus (Bölüm 2, Perde 2) Sihirbaz (Bölüm 2, Perde 2) Piyade (Bölüm 2, Perde 2) Başbakan 2.0 (Bölüm 2, Perde 2) Valorant'a Git! Cilt 1 (Bölüm 2, Perde 1) Göksel (Bölüm 2, Perde 1) Ufuk (Bölüm 2, Perde 1) Prizma II (Bölüm 2, Perde 1) Kışwunderland (Bölüm 1, Perde 3) Duygu (Bölüm 1, Perde 3) Çorak (Bölüm 1, Perde 3) İyon (Bölüm 1, Perde 3) yağmacı (Bölüm 1, Perde 3) Yerçekimsel Uranyum Nöroblaster (Bölüm 1, Perde 2) Vur (Bölüm 1, Perde 2) Benlik (Bölüm 1, Perde 2) Kamalı ��izgi (Bölüm 1, Perde 2) Bulutsusu (Bölüm 1, Perde 2) Oni (Bölüm 1, Perde 1) Prizma (Bölüm 1, Perde 1) Egemen (Bölüm 1, Perde 1) Astar vurmak (Bölüm 1, Perde 1) Çığ (Bölüm 1, Perde 1) Dışbükey (Bölüm 1, Perde 1) Sakura (Bölüm 1, Perde 1) Acele etmek (Bölüm 1, Perde 1) Galleria (Bölüm 1, Perde 1) Aristokrat (Bölüm 1, Perde 1) Lüks (Bölüm 1, Perde 1) Yeni Valorant Gece Pazarı hakkında bilmeniz gereken her şey bu. Daha fazla Valorant kılavuzu için Valorant artı işaret kodları özetimize ve ayrıca yeni Valorant karakterlerinin mevcut ajanlarla karşılaştırıldığında nerede olduğu da dahil olmak üzere mevcut meta hakkında bilgi sahibi olmak için Valorant katman listemize göz atın. Kaynak: pcgamesn
0 notes
kurtlukiraz · 1 year ago
Link
Geçen yılın ilk aşamasında Kovid-19 nedeniyle ileri bir tarihin ertelenmesi, ardından 2020 yılı için iptal edilmesi Cannes Film Festivali çeşitleri tercih edilen çeşitli filmler, sonbahar döneminde Cannes2020 etiketiyle Venedik, Toronto, San Sebastian şeklinde festivallerde gösterilmişti. Variety'nin haberine bakılırsa, bu sene 11-22 Mayıs tarihleri ​​arasında planlanan festivalin temmuz ayına ertelenebileceği konuşuluyor. Ay sonuna kadar festivalin tarihiyle ilgili net bir karar almayı planlayan festival yönetiminin, seçenek olarak kabul edilen 5-25 Temmuz arası bir festival periyodundan vazgeçilerek bir alternatif olarak ele alınmaya başlanıyor. Festival yönetiminin gidişatından bu yana kati bir üslupla devam eden mevzu, bahis ise, 2021 Cannes Film Festivali'nin koşulları ne olursa olsun geçen senenin aksi durumda olarak ne olursa olsun gerçekleşmesi. Ocak dönemi sonuna kadar Cannes'ın akıbetinin belli olması planlanıyor.
0 notes
gundemburadadedim · 1 year ago
Link
Geçen yılın ilk aşamasında Kovid-19 nedeniyle ileri bir tarihin ertelenmesi, ardından 2020 yılı için iptal edilmesi Cannes Film Festivali çeşitleri tercih edilen çeşitli filmler, sonbahar döneminde Cannes2020 etiketiyle Venedik, Toronto, San Sebastian şeklinde festivallerde gösterilmişti. Variety'nin haberine bakılırsa, bu sene 11-22 Mayıs tarihleri ​​arasında planlanan festivalin temmuz ayına ertelenebileceği konuşuluyor. Ay sonuna kadar festivalin tarihiyle ilgili net bir karar almayı planlayan festival yönetiminin, seçenek olarak kabul edilen 5-25 Temmuz arası bir festival periyodundan vazgeçilerek bir alternatif olarak ele alınmaya başlanıyor. Festival yönetiminin gidişatından bu yana kati bir üslupla devam eden mevzu, bahis ise, 2021 Cannes Film Festivali'nin koşulları ne olursa olsun geçen senenin aksi durumda olarak ne olursa olsun gerçekleşmesi. Ocak dönemi sonuna kadar Cannes'ın akıbetinin belli olması planlanıyor.
0 notes
cointahmin · 1 year ago
Text
cointahmin.com olarak aktardığımız üzere Bitcoin (BTC), 27 bin dolarlık güçlü manisi aşmaya çalışırken, Bitcoin boğaları için 4 telaş verici grafik açıklandı! Pekala, Bitcoin (BTC) fiyatı ne olacak? İşte detaylar…Uzmanlar açıkladı: Bitcoin fiyatı için bu 4 grafik kritik!Bildiğiniz üzere Bitcoin, Federal Rezerv’in ABD Bankacılık krizi ortasında niceliksel sıkılaştırmayı duraklatacağı beklentileriyle 2023’te yaklaşık yüzde 60 artışla 27 bin dolar düzeyine kadar yükseldi. Tekrar de BTC fiyatı kararlı bir biçimde 30 bin dolarlık düzeyin üstünde kalmayı başaramadı. Bu kilit ruhsal düzeyde alımların tükenmesi, geçtiğimiz hafta 25 bin dolarlık düzeye hakikat bir fiyat düzeltmesine neden oldu. Değişik bir biçimde bu düşüşle bir arada Bitcoin’in birçok klâsik finansal ölçütle olan korelasyonu güç kazandı. Pekala, Bitcoin (BTC) fiyatı için sırada ne var?ABD dolar endeksi çift taban yaptıDoların önde gelen yabancı para ünitelerinden oluşan bir küme karşısındaki gücünü ölçen ABD dolar endeksi (DXY), 14 Mayıs’ta sona eren haftada %1,4 artışla 102,70’e yükseldi. Bu yükseliş doların Eylül 2022’den bu yana en güzel haftasına işaret etti. Farklı bir formda, doların yükselişi, 100,75 civarında emsal bir yatay fiyat düzeyine yakın iki düşük nokta ile teyit edilen potansiyel bir çift taban formasyonunu geride bıraktı. Çift taban formasyonu yükselişin aksine döndüğü bir formasyon ve DXY’nin önümüzdeki birkaç ay içinde 105,85’e gerçek yükselebileceğini gösteriyor.DXY’nin çok satım eşiğinin yalnızca beş puan üzerinde 35’e ulaştıktan sonra toparlanan haftalık göreli güç endeksi (RSI), Bitcoin fiyatı için yükselişin devam edeceğine dair ipuçları veriyor. Bunun ana nedeni, Bitcoin ve DXY ortasındaki haftalık negatif korelasyonun güçlenmesi ve 14 Mayıs itibariyle katsayının -50 civarında olmasıdır. Hafta başında en son ABD tüketici fiyat endeksi (TÜFE) raporu, manşet enflasyonun Nisan ayında bir evvelki ayın %5’ine kıyasla %4,9’a düştüğünü gösterdi. Lakin, çekirdek enflasyon %5,5 artarak altta yatan fiyat baskılarının yapışkan kaldığını gösterdi ve bu da şimdilik Fed’in faiz indirimi beklentilerini soğuttu. Bloomberg’den John Authers, “Rakamlar açıklanmadan evvel %84 olarak görülen gelecek ay faiz artırımına ‘ara verme’ ihtimali, vadeli süreç ve swap piyasalarında neredeyse katılığa yükseldi.” kelamlarını aktardı.Fed’in duraklaması tahvil piyasasında istikrarın sağlanmasına yol açabilir. Pimco’dan Erin Browne ve Emmanuel Sharef’e nazaran tarih, istikrarlı faiz oranlarının ABD Hazine tahvilleri için uygun fakat pay senetleri için makûs olduğunu gösteriyor:Fed’in en yüksek faiz oranında en az altı ay duraklaması ve ABD’nin resesyona girmesi halinde, tarih son faiz artışını takip eden 12 aylık getirilerin 10 yıllık ABD Hazine tahvilleri için yatay seyredebileceğini, S&P 500’ün ise keskin bir biçimde satılabileceğini gösteriyor.Dolayısıyla, risk iştahının azalması dolar için muazzam olurken, Bitcoin’in kısa vadede 30.000 doları geri kazanamama riskini artıracaktır.Altın fiyatı kilit dönüş noktasına yakınABD Bankacılık krizinin ortasında altının fiyatı yaklaşık yüzde 15 artarak ons başına 2.000 doların üzerine çıktı. Bitcoin ile ortasındaki müspet korelasyon da 14 Mayıs itibariyle 0,82 olan haftalık katsayısı ile daha da güçlendi. Lakin altının rallisi, fiyatını 2.075 dolar civarındaki berbat şöhretli yatay direnç düzeyine getirdi. Mart 2022’de bu düzey, altının pahasını %22’ye varan oranda düşüren keskin bir düşüş evresinin tetiklenmesinde tesirli oldu.Benzer biçimde, Ağustos 2020’de düzeyin direnç olarak test edilmesi %18’lik bir fiyat düşüşünden evvel gerçekleşti. Uzmanlara nazaran senaryonun 2023’te tekrarlanması halinde, altının fiyatı 1.850 dolar civarındaki 50 haftalık üssel hareketli ortalamasına (50 haftalık EMA; kırmızı dalga) yanlışsız düşebilir. Altının haftalık RSI kıymeti de 70 düzeyindeki çok alım pahasının etrafında seyrederek misal bir aşağı taraflı senaryoya işaret ediyor. Kıymetli metalin Bitcoin ile olumlu korelasyonunun bir sonucu olarak, Bitcoin de 2.
çeyrekte emsal bir düzeltme görebilir.ABD M2 para arzı azalıyorM2, dolanımdaki nakit ile banka ve para piyasası hesaplarındaki dolarları ölçer. M2 sayısı, Covid-19 salgını sırasında Fed’in niceliksel genişlemesi nedeniyle yüzde 40’tan fazla artarak Ocak 2022’de 21,84 trilyon dolarla doruğa ulaştı. O vakitten bu yana Mayıs 2023’te doruktan yüzde 4’ün üzerinde bir düşüşle 20,81 trilyon dolara geriledi.Bugüne kadar dört kere gerçekleşen M2 arzındaki yüzde 2’den fazla düşüş, üç depresyon ve bir panikten evvel gerçekleştiği için uzmanlara nazaran borsa için makûs haber. Diğer bir deyişle, M2’deki değerli düşüş, ekseriyetle ABD pay senedi endeksleriyle birlikte hareket eden Bitcoin (BTC) için yeni düşük düzeylerin habercisi olabilir. Şu anda Bitcoin ile Nasdaq-100 endeksi ortasındaki haftalık korelasyon katsayısı 0,92’dir.Bitcoin fiyatı “Rising Wedge” grafiği fiyatı 15 bin dolara çekebilirBitcoin, yükselen bir kama formasyonu üzere görünen potansiyel kırılma noktasına bağlı olarak 15.000-20.000 dolar fiyat aralığına gerçek ilerliyor üzere görünüyor.Teknik analistler için yükselen takoz, iki daralan, yükselen trend çizgisi tarafından tanımlanan bir aralık içinde fiyat yükseldiğinde ortaya çıkan bir düşüş dönüş formasyonudur. Uzmanlara nazaran fiyat, alt trend çizgisinin altına düştükten sonra azamî kama yüksekliği kadar düşerek çözülür. Bu BTC fiyat formasyonu teyit edilirse, bilhassa üstte belirtilen makro göstergeler göz önüne alındığında, Bitcoin fiyatı 2023 yılında 15.000 dolara kadar gerileyerek mevcut fiyat düzeylerinden yaklaşık yüzde 45 oranında düşecektir.
0 notes
hazanhanfendisi · 5 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
03:22 / 12 Mayıs 2020
48 notes · View notes
aktuelbul · 5 years ago
Link
0 notes
aykutiltertr · 5 months ago
Video
youtube
Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/KDYXReIjuNc ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör Vahde Beste Ahmet Satılmış ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤   https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNgWzFc_2cF6lJrOheQKGlg ➤ ESER ADI                :  ANTEP^TEN ÖTEDİR MARAŞ'IN YOLU ➤ SÖZ GÜFTE            : YUNUS TAŞKIN ➤ BESTE - MÜZİK      : AHMET SATILMIŞ ➤ USÜL                       : 4/4 VAHDE BALAD ➤ MAKAM - DİZİ        : HİCAZ - MAJÖR ➤ ARANJÖR              : ERCAN BAL (BAL RECORDS) ➤ ENSTRÜMANLAR : ZURNA, ELEKTRO BAĞLAMA, ➤ KİMLER OKUDU    : FATİH BULUT, HÜSEYİN KAĞIT, DİLBER AY, DİCLE DİLGE, AYNUR POLAT, LATİF DOĞAN, FATMA ESEN, NEŞET ABALIOĞLU ➤ FİRMA - ŞİRKETİ   : DARK'N DARK MUSIC Fatih Bulut'un, Dark'n Dark Music etiketiyle yayınlanan "Antep'ten Ötedir Maraş'In Yolu" isimli tekli çalışması, video klibiyle netd müzik'te. Söz: Yunus Taşkın Müzik: Ahmet Satılmış Düzenleme: Ercan Bal ( Bal Records ) Yönetmen: Bekir Şenlik / Honeybee İstanbul Produktör : Firuz Anlı                             ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Antepten ötedir maraşın yolu Geçmez oldu burdan gardaşın yolu Kapımı çaldı da bir kara haber Kırıldı gönlümün kanadı kolu N’oldu gardaş  n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Geleceksin diye gözüm yoldaydı İçimdeki ataş o gün soldaydı Nere gittin gardaş neydi acelen Keşke kalan ömrüm senin olaydı N’oldu gardaş  n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (40 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri[1]) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi.[1] Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı.[2] 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Vay Aklıma 24 Mayıs 2024 Kaynakça Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. Gösterilen kaynaklar kaynak gösterme şablonları kullanılarak dipnot belirtme biçemine uygun olarak düzenlenmelidir. (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) ^ a b c "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2021. Kategori: Yaşayan insanlar1984 doğumlularKayseri ili doğumlu müzisyenler2020'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılarDMC sanatçıları
0 notes
aynurantt · 3 years ago
Text
Tumblr media
19 Aralık 1978’de sabahleyin evimize gelen gazeteleri açtığımızda ailece dehşete kapılmıştık. Gazetelerdeki fotoğraflar tüyler ürpertecek düzeyde inanılmaz korkunçtu. Kadın, çocuk, yaşlı, genç insanlar evlerinin içinde; kimileri yataklarında uyurlarken katledilmiş; üst üste yığılmış cesetleriyle siyah-beyaz fotoğrafların içinden dehşet veren bir karanlık vahşet yansıyordu.
Toplamda 120 insanımız bir hafta süren bir katliamla canlarını kaybetmiş, arkasından 200'ün üzerinde ev yakılmış, 100'e yakın işyeri tahrip edilmişti. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza almıştı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise hala ulaşılamadığını biliyoruz.
Bu karanlık olaydan sadece iki yıl sonra Mayıs ve Temmuz aylarında Çorum’da bir kanlı tezgâh sonrası 57 canımızı daha kaybettik.
Tıpkı Sivas’ta, Madımak Oteli’nde aydınları göz göre göre yakıp, yok edip suçluların, insan kılıklı yaratıkların adalet önüne çıkarılmadan kaybolmalarıyla; geriye kalan acı, utanç ve 35 insanımızın dinmeyen özlemini bize bırakmaları gibi oldu.
Peki, bu ülkenin en aydınlık yüzü olan insanlarımız ne yaptı?
Nefreti, kini, öç almayı bırakın, bu kanlı olaylar sonrasında asla ırkçı, bölücü, ayrımcı söylemlerle hiç kimseyi birbirine karşı kışkırtmadılar.
Kavgalarını, kırgınlıklarını ve acılarını sazla, sözle türkülerle kendi dizlerine vurarak dile getirdiler.
Uygar bir insanda görebileceğimiz bir tavırla: ‘’İncinsen de incitme’’ felsefesiyle yaşadılar.
‘’Âlem çiçek olsa, arı ben olsam, Dost dilinden tatlı bal bulamadım.’’ diyen Pir Sultan Abdal’ın yolundan dostluğun izini sürdüler bu topraklarda.
Yaşadıkları her dışlanmada Şeyh Edebali’nin öğüdünü dinleyip sustular:
‘’Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır’’
Dışarıya çıkaramadıkları acılarını yeri gelince türkülerle, deyişlerle, semahlarla tıpkı Mahsuni Şerif gibi ilaca dönüştürmeyi de bilmişler:
‘’Mahsuni Şerif'im dindir acını, Bazı acılardan al ilacını…’’
İnsanları etnik kökenine, dinine ya da diline bakarak ayırt edenlere ne güzel cevap vermiş Âşık Veysel:
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın, ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün, ben sac mıyım?
Bu güzel toprakların Türk Milleti çatısı altında var olmasından bu yana, her zaman en uygar, en aydın, en bütünleştirici, en hoşgörülü halk olarak yaşayıp hepimize ayna tuttu Alevi yurttaşlarımız.
Ama biz biliyoruz ki, Yunusun dediği gibi:
İnsan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.
Öyleyse : ‘’ Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun.’’
Tüm canlarımızın ruhları şad olsun, toprakları aydınlık olsun.
Gülsen Dede- Aralık 2020
10 notes · View notes
aynurant · 4 years ago
Text
Tumblr media
19 Aralık 1978’de sabahleyin evimize gelen gazeteleri açtığımızda ailece dehşete kapılmıştık. Gazetelerdeki fotoğraflar tüyler ürpertecek düzeyde inanılmaz korkunçtu. Kadın, çocuk, yaşlı, genç insanlar evlerinin içinde; kimileri yataklarında uyurlarken katledilmiş; üst üste yığılmış cesetleriyle siyah-beyaz fotoğrafların içinden dehşet veren bir karanlık vahşet yansıyordu.
Toplamda 120 insanımız bir hafta süren bir katliamla canlarını kaybetmiş, arkasından 200'ün üzerinde ev yakılmış, 100'e yakın işyeri tahrip edilmişti. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza almıştı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise hala ulaşılamadığını biliyoruz.
Bu karanlık olaydan sadece iki yıl sonra Mayıs ve Temmuz aylarında Çorum’da bir kanlı tezgâh sonrası 57 canımızı daha kaybettik.
Tıpkı Sivas’ta, Madımak Oteli’nde aydınları göz göre göre yakıp, yok edip suçluların, insan kılıklı yaratıkların adalet önüne çıkarılmadan kaybolmalarıyla; geriye kalan acı, utanç ve 35 insanımızın dinmeyen özlemini bize bırakmaları gibi oldu.
Peki, bu ülkenin en aydınlık yüzü olan insanlarımız ne yaptı?
Nefreti, kini, öç almayı bırakın, bu kanlı olaylar sonrasında asla ırkçı, bölücü, ayrımcı söylemlerle hiç kimseyi birbirine karşı kışkırtmadılar.
Kavgalarını, kırgınlıklarını ve acılarını sazla, sözle türkülerle kendi dizlerine vurarak dile getirdiler.
Uygar bir insanda görebileceğimiz bir tavırla: ‘’İncinsen de incitme’’ felsefesiyle yaşadılar.
‘’Âlem çiçek olsa, arı ben olsam, Dost dilinden tatlı bal bulamadım.’’ diyen Pir Sultan Abdal’ın yolundan dostluğun izini sürdüler bu topraklarda.
Yaşadıkları her dışlanmada Şeyh Edebali’nin öğüdünü dinleyip sustular:
‘’Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır’’
Dışarıya çıkaramadıkları acılarını yeri gelince türkülerle, deyişlerle, semahlarla tıpkı Mahsuni Şerif gibi ilaca dönüştürmeyi de bilmişler:
‘’Mahsuni Şerif'im dindir acını, Bazı acılardan al ilacını…’’
İnsanları etnik kökenine, dinine ya da diline bakarak ayırt edenlere ne güzel cevap vermiş Âşık Veysel:
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın, ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün, ben sac mıyım?
Bu güzel toprakların Türk Milleti çatısı altında var olmasından bu yana, her zaman en uygar, en aydın, en bütünleştirici, en hoşgörülü halk olarak yaşayıp hepimize ayna tuttu Alevi yurttaşlarımız.
Ama biz biliyoruz ki, Yunusun dediği gibi:
İnsan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.
Öyleyse : ‘’ Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun.’’
Tüm canlarımızın ruhları şad olsun, toprakları aydınlık olsun.
Gülsen Dede- Aralık 2020
32 notes · View notes
gozel · 3 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
https://kizilbayrak56.net/ana-sayfa/kizil-bayrak-yazilari/dunya/almanyanin-degismeyen-gundemi-irkcilik-ve-fasist-hareketler
Almanya’nın değişmeyen gündemi: Irkçılık ve faşist hareketler
                               C. Ozan            
               Hitler faşizmi şahsında faşizmin en berbat halini yaşamış Alman toplumunda faşizmin tekrar yükselişe geçmesi kaygı vericidir. Alman sermaye sınıfı kriz koşullarında faşist hareketleri sınıf mücadelesine karşı dalga kıran olarak el altında tutmaya devam ediyor. Alman burjuvazisinin faşizme daha ne kadar yol vereceği onun ihtiyaçlarına ve daha da önemlisi toplumsal güç dengelerine bağlıdır.            
Irkçılık ve ırkçı saldırılar Almanya’nın değişmeyen gündemlerinden biri olmaya ve gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Almanya ırkçılık suçunda sicili en kabarık ülkelerden biridir ve bunun tarihi çok eskiye dayanıyor. Öncesi bir yana, ikinci emperyalist paylaşım savaşından sonra ırkçı saldırıların yeniden tırmanışa geçmesi, 1990’lı yıllara, yani “duvarların” ve Doğu Bloku’nun yıkıldığı, sözüm ona “demokrasi ve özgürlüğe” kulaç atıldığı yıllara rastlar.
O tarihten bu yana, ülkenin değişik yerlerinde sayısız ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Bunlardan en çok bilinen ve hafızalarda kalanları şunlardı:
- 23 Kasım 1992, Mölln: 3 Türkiyeli öldürüldü.
- 29 Mayıs 1993, Solingen: Aynı aileden 5 Türkiyeli yakıldı.
- 18 Ocak 1996, Lübeck: Çoğu çocuk 10 Afrika kökenli insan öldürüldü.
- 7 Ekim 2003, Overaht: 3 kişi öldürüldü.
- 2000-2007 yılları arası NSU cinayetleri: 8’i Türkiyeli 10 kişi öldürüldü.
- 22 Temmuz 2016, Münih: Bir alışveriş merkezine düzenlenen saldırı sonucu 10 göçmen öldürüldü, 36 kişi yaralandı.
- 2 Haziran 2019, Kassel: CDU’lu Kassel valisi Walter Lübcke öldürüldü.
- 9 Ekim 2019, Halle: Bir Sinegog’a araba yüklü patlayıcıyla yapılan saldırı başarısız olunca, yolda geçen bir kadın ile Türkiyeli bir esnaf öldürüldü.
- 1 Ocak 2019, Bottrop: 8 göçmen yaralandı. - 20 Şubat 2020, Hanau: 9 göçmen genç öldürüldü.
Bunların dışında yaşanan çok sayıda ırkçı saldırı sonucu Almanya’da 1990-2020 arası toplam 200’den fazla kişi katledildi. Bu rakamlara bizzat polisin ırkçı saiklerle katlettiği göçmenler dahil değil kuşkusuz. Çünkü sadece sivil faşistlerin katliamları ırkçı saldırı kategorisine giriyor, resmiler değil!
Bu kabarık faturaya rağmen, ırkçı örgütlenme ve saldırılar önlenmek şöyle dursun, aksine gün gittikçe artmaya devam etti. Geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın Bavyera eyaletinde yayınlanan bir rapor ülkedeki ırkçı-faşist örgütlenmenin ve saldırıların vardığı korkunç boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Bahsi geçen rapor eyalet meclisindeki Yeşiller grubu tarafından hazırlandı. Grubun, eyaletteki radikal sağ örgütlere karşı strateji geliştirme sorumlusu Cemal Bozoğlu, 25 meclis araştırma önergesinden elde ettiği bilgi ve belgeleri rapor haline getirerek kamuoyu ile paylaştı. “Bavyera’daki aşırı sağcılar” başlığıyla hazırlanan, resimler ve istatistik tablolarıyla desteklenen 27 sayfalık kapsamlı rapor durumu ayrıntısıyla ortaya koyuyor. Yeşiller bu tür raporları 2014’ten bu yana her yıl düzenli olarak hazırlıyor.
Raporda onlarca ırkçı-faşist örgüt, bunların özellikleri, yaptıkları eylemler, vakalardaki artışlar, polisin ve istihbaratın yaklaşımı, talepler, öneriler ve uyarılar ayrıntısıyla yer alıyor. Raporun Bavyera’dan çıkması önemli. Zira Bavyera, Almanya’nın coğrafik olarak en büyük ve ülkenin en zengin eyaletlerinin başında geliyor. Allianz, BMW, Leoni, Audi, Schaeffler, MAN, Adidas, Media-Saturn-Holding GmbH, Siemens, Netto ve dünyaca tanınmış daha onlarca firmanın merkezi bu eyalette yer alıyor. Eyalette sağcı parti CSU (Christlich-Sozial Union) 1960’lardan bu yana kesintisiz bir şekilde hükümette bulunuyor. Muhafazakar (konservatif) ve gelenekçi özellikleriyle tanınan, kendine has bir şivesi olan, kendini Almanya’dan ayrı gören ve hatta zaman zaman ayrılmayı dillendiren bir eyalet Bavyera. Bu özellikleri ve başka birtakım etkenlerden dolayı, doğu eyaletlerinde olduğu gibi ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yüksek olduğu ve ırkçı-faşist örgütlerin üslendiği temel alanlardan biri durumunda. Dolayısıyla bu tipik ve deyim uygunsa “steril” bölgeden yansıyan veriler oldukça önemlidir ve tüm ülkeyi kesen niteliktedir.
Sayıda, çeşitlilikte ve yöntemlerde artış
Raporda en dikkat çeken hususlardan biri ırkçı-faşist örgütlerin sayısındaki artıştır. Kendilerini özellikle tarihteki gerici-faşist sembollerden esinlenerek isimlendiren, kimisi yasaklanan, kimisi ise hala faaliyet yürüten onlarca oluşum, örgüt ve partiden bahsediliyor. Önemli bir kısmı raporda da yer alan, Almanya’daki ırkçı-faşist yapılanmaların bazıları şöyle sıralanıyor:
Partiler:
•      AfD
•      NPD
•      Die Rechte
•      Pro NRW
•      Der 3. Weg
Faal olan örgütler:
•      Old School Society
•      Freie Kamaradschaft Dresten
•      Nauener Gruppe
•      Gruppe Nordadler
•      Kamaradschaft Aryans
•      Devrim Chemnitz
•      Gruppe Freital
•      NSU 2.0
•      Reichbürger
•      Wodans Erben Germanien
•      Viking Security Germania
Yasaklananlar:
•      Blood and Honour Division
•      Combat 18
•      Weisse Wölfe Terrorcrew (WWT)
•      Atermedia Deutschland
•      Heimattreue Deutsche Jugend
•      Collegium Humanum
•      Freitliche Deutsche Arbeiterpartei
•      Viking-Jugend-WJ
•      Nationale Offensive
•      Deutsche Aternative
•      Nationalistische Front
•      Atomwaffen Division
Sayılan bu kabarık listenin dışında, raporda adı geçen irili ufaklı daha onlarca oluşum var. Adı geçen “yasal” partilerin dışında bu örgütlerin çoğu yarı-legal ya da illegal faaliyet yürütüyorlar. Yine çoğu, legal veya illegal yollardan edindikleri silahlara sahipler. Sayı ve çeşitlilikteki bu artış yapılan eylemlere de yansıyor.
1945’ten bu yana Almanya’daki en yoğun saldırılar 2019’da yaşandı. Resmi rakamlara göre son bir yıl içerisinde ülke çapında, 1.000’i hafif veya ağır yaralama olmak üzere, toplam 22.337 ırkçı saldırı gerçekleşti. Anayasayı Koruma Örgütü’nün verilerine göre, 13 bini şiddet yanlısı olmak üzere, Almanya’da 24 binden fazla kişi “aşırı sağcı” olarak nitelendiriliyor. Bunların işledikleri suçlar arasında, mültecilere, göçmenlere, yabancılara, siyasetçilere yönelik saldırılar ile mala zarar verme, tehdit, baskı, nefret suçları, iftira vb. sayılmaktadır. Saldırılar, mülteci akınının tırmanışa geçtiği 2013’ten itibaren yükselerek 2016’da doruğa çıkıyor. Sonraki yıllarda düşse bile 2019’da tekrar yükseliyor. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer (CDU), ülkede 50 civarında aşırı tehlikeli radikal sağcının yaşadığını ve bunların izlendiğini açıkladı.
Sayılardaki bu artış Bavyera için verilen rakamlardan da görülebiliyor. Eyalette ırkçı motifli saldırılar önceki yıl 1.771 iken, 2019’da 2.042’ye yükseldi. Göçmen yurtlarına saldırı 18’den 25’e, politik motifli ırkçı saldırılar 198’den 296’ya (bunlardan sadece 5’nin faili yabancı), nefret suçları 659’dan 793’e, ırkçı motifli tehditler 44’ten 48’e, nefret suçları 180’den 293’e yükseldi. Anti-Semitik saldırılarda da %40 artışla son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaşıldı. Bavyera’da toplam 2.570 ırkçı tespit edildi. Bunlardan 1.000’i şiddet eğilimli. 2019’da çeşitli birey ve kurum temsilcilerine yönelik cezai işlem gerektiren, 20’si şiddet içerikli toplam 158 saldırı (2018’de 8 idi) gerçekleşti. Yine politikacılara yönelik saldırılar 44’ten 51’e yükseldi vs. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Bütün bu saldırıları, hazırlanan ölüm listeleri tamamlıyor. Almanya çapında toplamda 85 bin kişilik ölüm listelerinden bahsediliyor. Bunlardan 2.000’i Bavyera’da yaşıyor. Lağvedildiği iddia edilen NSU’nun da 10 bin kişilik ölüm listesi vardı. Öldürülen CDU’lu politikacı Walter Lübcke’nin de bu listede yer aldığı söyleniyor. Lübcke yabancılar sorunu konusunda ılımlı politikalarıyla tanınıyordu ve bu yüzden sık sık Neonazilerin tehditlerine maruz kalıyordu. Bavyera polisi de 15 değişik ölüm listesi tespit etti.
Neonazilerin propaganda, eylem ve örgütlenme yöntemlerinde de önemli değişiklikler var. Eskisi gibi bir avuç “dazlaktan” ibaret değiller artık. Toplumun her kesiminden taraftar bulmakta zorlanmıyorlar. Özellikle çağın yeni iletişim aracı olan internet ve sosyal medyayı çok yoğun kullanıyorlar. Var olan örgütlerin en az yarısının internet ortamında örgütlendikleri iddia ediliyor. Kullandıkları diğer bazı araçlar basın, spor kulüpleri, futbol taraftar grupları, müzik grupları, gece kulüpleri vs.dir. Bunların içinde dövüş sporları ve atış poligonları önemli bir yer tutuyor. İnsanlar buralarda bedensel ve psikolojik olarak şiddete hazırlanıyorlar. Hanau katliamının faili olan faşistin de kısa bir süre önce Bavyera’dan geldiği ve burada silahlı atış talimi yaptığı ortaya çıktı. Ticari amaçlı da kullanılan bu tür yerlerin dışında, emlakçılar, müzik stüdyoları, “sosyal” amaçlı görünen bazı dernekler vb. üzerinden de maddi kaynak sağlanıyor. Sadece Bavyera’da Neonazi bağlantılı 22 emlak bürosu var örneğin. Bu bürolar vasıtasıyla hem maddi kaynak ve hem de özellikle illegal olanlara barınma olanakları sağlanıyor. Başta küçük kasabaları olmak üzere Almanya’nın her yerinde Almanlar için “kurtarılmış bölgeler” yaratmayı hedeflemekten bazı mahallelerde sopalı ve silahlı devriye atmaya kadar varan bir kudurganlık söz konusu.
Irkçı-faşistlerin sadece sivil alanda değil, polis ve ordu içinde de çeşitli örgütlenmelere gittikleri çeşitli defalar basına yansıdı. Frankfurt polisi içerisinde bulunan ve NSU davasını takip eden Türkiyeli bir avukata karakol bilgisayarından tehdit mektupları göndermeleri üzerine ortaya çıkan NSU 2.0 adlı oluşum buna bir örnektir.
Neonaziler kültür-sanat alanına da eskisi gibi mesafeli değiller. Özellikle müziği bir örgütlenme aracı olarak gittikçe daha fazla kullanıyorlar. Almanya’nın birçok kentinde onlarca müzik grupları mevcut. Sırf Bavyera’da 10 müzik grupları var. 2019’da bunların 5 konserleri yasaklandı. Nürnberg’de‚ “Patriot TV” diye bir televizyon kanalları var. Bunun dışında her yıl ulusal ve uluslararası onlarca seminer, konferans, kongre, konser ve kültür festivali düzenliyorlar.
Irkçı-faşistlerin yeni el attıkları alanlardan biri de işçi sınıfıdır. Eskiden girmeleri oldukça zor olan sınıf alanına gittikçe daha fazla yoğunlaşıyorlar. Sendikalara ve özellikle de işçi temsilciliklerine sızma çabaları var. Bavyera’da ve Baden-Wüttemberg’de bazı önemli işletmelerin işçi temsilciliklerine girmeyi başardıkları da bir gerçektir. Gerek bu çabaların bir ürünü olarak ve gerekse de genel siyasal atmosferin etkisiyle, faşist ideoloji ve örgütlenmelerin işçi ve emekçi tabanı içindeki etkisi de gün geçtikçe artıyor. Mesela Ver.di ve IG-Metal üyeleri içinde AfD seçmeni olanların oranının %20-25 civarında olduğu ileri sürülüyor. Sendikaların, bünyelerinde bilinen ve tespit edilmiş faal faşistlere yönelik herhangi bir yönelimi ve tavrının olmaması da cesaretlerini arttırıyor.
Gittikçe artan bu yoğun propaganda ve örgütlenme faaliyeti, parlamenter alanda sağlanan başarı ile taçlanıyor. Irkçı-faşistlerin öne çıkan yeni odağı olan AfD en son 2017 genel seçimlerinde %12,6 oy oranı ve 89 milletvekiliyle Alman meclisindeki üçüncü büyük ve aynı zamanda ana muhalefet partisi konumuna yükseldi. AfD’nin bu seçim başarısı ne tesadüf ne de geçici bir durumdur. Aksine, yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi, son derece yoğun ve istikrarlı bir taban çalışmasına dayanıyor. Bu açıdan son derece ciddiye alınması gereken tehlikeli bir gidişatla karşı karşıyayız. AfD’nin meclisteki varlığı, ırkçı-faşist hareketi güçlendiren, cesaretlendiren ve meşrulaştıran bir rol oynuyor. Bu‚ “kravatlı faşistlerin” her konuşması sokaklarda yankısını buluyor.
Bu bir yana, birçok AfD’li, yerel faşist gruplarla doğrudan ve dolaylı ilişkilere sahiptir. Mesela AfD içinde öne çıkan iki faşist olan Thüringen ve Brandenburg eyaletlerinin başkanları Björ Höcke ve Andreas Kalbitz, çeşitli yerel faşist organizasyonların düzenledikleri panel ve konferansların aranan konuşmacıları arasındalar. Özellikle AfD’nin gençlik örgütü “Junge Alternative” ve partinin “halkçı-milliyetçi” olarak nitelenen kanadı yerel ırkçı örgütlerle bağlantı ve örgütlenme faaliyeti yürütüyor. Kamuoyunda artan tepkiler üzerine bu halkçı-milliyetçi kanat AfD tarafından lağvedildi. Yakın zamanda Anayasayı Koruma Örgütü (Alman istihbarat teşkilatı) tarafından AfD “şüpheli”, “Junge Alternative” ise izlenmesi gereken örgütler listesine dahil edildi. AfD’nin Bavyera’da 5.100 üyesi var.
Zemin hazırlayan, kollayan ve aklayan devlet
Almanya’da yakın zamana kadar, ırkçı-faşistler tarafından işlenen onca cinayete, suikastlara, tehditlere ve ölüm listelerine rağmen, bu hareketler ciddi bir tehlike olarak ele alınmadı. Aksine, neredeyse yaşanan her ırkçı saldırı ve cinayet “münferit” diye nitelendirilerek önemsizleştirildi. Buna karşılık hiçbir dayanağı olmayan “sol terör”den bolca bahsedildi. Böylece, gerçekte var olan ve toplumu tehdit eden sağ terör görmezden gelinerek gölgelendi. Gittikçe yakın bir tehlike ve tehdit haline gelen faşistlerden bahsedilirken bile, onları gerçek isimleriyle nitelemekten kaçınıldı. En fazlasından “aşırı sağ” olarak nitelendirildiler. Böylece anti-faşist hareketler ile faşist hareketler, devletin iradesi dışında ortaya çıkmış, birbirlerinin karşıtı aşırı uçlar olarak sunuldu. Sol sağa eşitlenerek anti-faşist mücadele gözden düşürülmeye çalışıldı.
Oysa dost da düşman da biliyor ki devlet sağ ile sol arasında bir hakem değil bizzat “sağ”ın kendisidir, en hafif deyimle sağdan yanadır. Her defasında bir avuç Neonazi’yi “demokrasi ve fikir özgürlüğü” kisvesiyle, binlerce polis korumasında yürütenler, onlar yürüsünler diye binlerce insana barikat kuran, anti-faşistleri gözaltına alıp tutuklayanların kimden yana olduğu açık değil mi?
Her gün göz önünde yaşanan bu çıplak gerçek bir yana, bundan daha önemli olan ise ırkçı-faşist hareketlerin yeşerdiği alanı kimin düzlediğidir. Irkçı-faşist hareketler işsizlik, yoksulluk, savaş ve göç gibi, kapitalizmin doğrudan sonuçları olan uygun sosyal ve ekonomik zeminde boy verirler. Yani kısacası devlet, faşist hareketlerin kaynağı olan objektif koşulları yaratmakla kalmayıp, bu nesnel zeminde ortaya çıkan sonuçlara yaklaşımda da, yani sübjektif olarak da faşistleri koruyup kollayan bir pozisyondadır. Bunun en bariz ve en çarpıcı örneği NSU davasıdır. Ortaya serilen tüm kanıtlara rağmen devletin bu cinayetteki rolü “ustaca” inkar edildi. Tüm suç birkaç kişiye yüklenerek, neredeyse olay “münferit” olarak görüldü. İlk defa bir ırkçı katliamda en yüksek ceza olan “ömür boyu hapis” cezası verildi. Ki bunu da mağdurların verdikleri yoğun mücadelenin bir başarısı saymak gerekiyor. Yoğun kamuoyu baskısı olmasa bu kadarı bile olmazdı.
Devletin ırkçı-faşist saldırı, katliam ve cinayetlere yaklaşımı Bavyera raporunda da ayrıntısıyla yer alıyor. Açılan davalarda olay tüm kapsamıyla ele alınmıyor. Eğer kamuoyunda yeterince bir sahiplenme yoksa, olay “münferit” olarak ele alınıp en düşük cezalarla geçiştiriliyor veya takipsizlikle sonuçlanıyor. Alman anayasasında ırkçı motiflerle işlenmiş suçlar “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamında ele alınıyor. Fakat bir “hukuk” devleti olmakla övünen Alman devletinde pratikte işler hiç de böyle yürümüyor. Verilen cezalar son derece yetersiz ve caydırıcılıktan uzaktır. Geçmişte yaşanmış Solingen, Möll, Lübeck katliamlarının failleri bugün aramızda dolaşmaya devam ediyorlar. Açılan davaların hiçbirinde tüm bağlantılar ortaya çıkarılmadı. Çünkü eğer sonuna kadar gidilirse iş gelip kendilerine de dayanabilir. Altından savcılar, emniyet yetkilileri, istihbaratçılar, bürokratlar ve hatta akademisyenler çıkabilir. O yüzden sol ve ilericilere karşı oldukça tez canlı olan devlet, sıra “kendi” çocuklarına gelince son derece isteksiz davranıyor.
Bavyera’da aranan 92 Neonazi “bulunamıyor” örneğin. Oysa bahsi geçen örgütler son derece tehlikeli örgütlerdir. Bu örgütlerin yakalanan bazı üyeleriyle birlikte, içerisinde ağır silahların da bulunduğu cephaneler ortaya çıkıyor. Yine bunlardan bazıları Avrupa ve hatta dünya çapında bağlantılara sahipler. Örneğin “Blood and Honour Division” ve onun silahlı kanadı olarak bilinen “Combat 18”, Amerika menşeili bir örgüttür. Amerika’da 5 cinayetten sorumlu tutuluyor. Alman polisi, faşist örgütün Amerikalı bir temsilcinin gelip Almanya’dakileri ziyaret etmesini sorun etmiyor. Yine bunlardan bazıları hedeflerinin iç savaş çıkarmak olduğunu söyleyebiliyorlar. Ya da bazıları “X günü” denilen bir günde devlet yöneticilerine eş zamanlı şok saldırılar düzenleyerek düzeni altüst edip, yönetimi ele geçirmekten bahsedebiliyorlar vs. Bütün olup bitenler karşısında devletin tutumunda şaşılacak bir şey yok yine de. Tümüyle Hitler’in polis teşkilatı olan “Gestapo”nun altyapısı üzerine kurulmuş ve yurtdışından birer birer geri getirilen eski Nazi kadrolarının eğittiği bir teşkilattan daha fazlası da beklenemez zaten.
Fakat 2019’da Kassel Valisi Walter Lübcke’in öldürülmesi ve Halle’de Sinagog’a yapılan saldırı, devletin ırkçı-faşistlere yönelik tavrını kısmen değiştirmişe benziyor. Demirel’in bir zamanlar, “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz!” dediği gibi, her koşulda ırkçılara arka çıkan Alman devleti, son bir yılda ilk defa “sağcı terör” kavramını kullanmaya başladı. Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU)‚ “Almanya’nın aktüel en büyük iç güvenlik sorunu sağcı terördür” demeye başladı. Yasal silah edinme kısmen zorlaştırıldı. Çünkü işler beklemedikleri şekilde çığırından çıkmaya başladı. Legal ve illegal olarak hızla silahlanan Neonazilerin hazırladıkları ölüm listeleri, iktidardakiler de dahil politikacılara kadar uzanmaya başladı. Öyle ki ele geçirilen bazı ölüm listelerinde, Yeşiller milletvekilleri Cem Özdemir, Claudia Roht, Robert Habeck ve Toni Hofreiter gibilerin isimleri de yer alıyordu. Bu yılın kış aylarında yapılan bir operasyonda toplam 12 Neonazi tutuklandı. Buna rağmen şüpheli Neonazilerin tam sayısı, bunların sahip oldukları silahlar, ölüm listelerinde kimlerin yer aldığı, silahsızlanmaya dönük bir adımın atılıp atılamayacağı gibi sorular açıkta kalmaya devam ediyor. Kısacası, Davutoğlu’nun bir zamanlar IŞİD’ciler için kullandığı, “eyleme geçmeden tutuklayamıyoruz” türünden bekle gör politikası, Alman sermaye devleti için de geçerliliğini koruyor.
“Irkçılık zehirinin” panzehiri sınıf mücadelesidir!
Hanau katliamından sonra Angela Merkel, “Irkçılık bir zehirdir” demişti. Evet, doğru, ırkçılık bir zehirdir. Ama onun açıklamasına eklemeyi unuttuğu bir şey var. Bu zehrin sahibi kimdir ve kim bunu silah olarak kullanmaktadır? Irkçılık, kapitalizmin kaynaklık ettiği savaş, işsizlik, yoksulluk, zorunlu kitlesel göç ve daha envai çeşit sosyal sorunlar zemininde yeşeren, burjuvaziye ait bir ideolojidir. Burjuvazi bu zehirli ideoloji sayesinde işçi ve emekçi hareketini bölüp parçalayarak, düzene karşı çıkmasını engeller. Çoğunlukla azınlıkta olan belli bir toplumsal kesimi günah keçisi ilan etmek ve toplumdaki tüm melanetlerin sebebi olarak onları göstermek, egemen sınıfların başvurduğu çok eski bir taktiktir. Almanya bunu en iyi yapan ülkelerden biridir. Geçmişte Yahudilerdi bu günah keçisi, bugün ise yabancılar, göçmenler veya Müslümanlardır. Oysa şimdi oldukça aktüel olan mezbahanelerdeki durumun gösterdiği gibi, bu ülkede “yabancılar” veya göçmenler en ağır şartlarda çalışan ve en ağır sömürüye maruz kalanların başında geliyorlar. Buna rağmen bu insanları bu ülkelerin ekonomisinin sırtında bir yük olarak lanse etmek burjuva riyakarlığından başka bir şey değildir.
Irkçılık zehrinin biricik panzehiri sınıf mücadelesidir. Milliyetçilik ve ırkçılığın ayrıştırıcı ve ötekileştirici özelliğine karşılık, sınıf mücadelesi birleştiricidir. Sınıf mücadelesi, hangi ulustan, dinden, renkten veya mezhepten olursa olsun tüm emekçilerin aynı sınıfsal çıkarlara sahip olduğunu ve birlikte mücadelesini öğütler. Tüm uluslardan ve inançlardan emekçilerin eşitliğini ve ortak mücadelesini mümkün kılacak olan sınıf mücadelesi olmadan, faşizmin ve ırkçılığın kaynağı olan kapitalizmi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Faşizme karşı mücadele etmek elbette önemlidir fakat bu tek başına yetersiz ve eksiktir. Tüm öteki sorunlar gibi, faşizm sorununun da kesin ve kalıcı çözümü için, anti-faşist mücadele aynı zamanda anti-kapitalist mücadele ile birleştirilmelidir. Anti-kapitalist bilinç temelinde örgütlenmiş bir işçi sınıfı, düzenin basit milliyetçi tuzaklarına kolay düşmez. Onun çok eski olan, “böl, parçala, yönet” oyununda figüran olmayı kabul etmez. Dolayısıyla işçilerin birliği ve halkların kardeşliği için sınıf mücadelesinin dışında bir yol yoktur.
Hitler faşizmi şahsında faşizmin en berbat halini yaşamış Alman toplumunda faşizmin tekrar yükselişe geçmesi kaygı vericidir. Alman sermaye sınıfı kriz koşullarında faşist hareketleri sınıf mücadelesine karşı dalga kıran olarak el altında tutmaya devam ediyor. Alman burjuvazisinin faşizme daha ne kadar yol vereceği onun ihtiyaçlarına ve daha da önemlisi toplumsal güç dengelerine bağlıdır. George Floyd eylemleri şahsında sokaklara çıkan yüzbinlerce genç, bu işin öyle kolay olmayacağına dair umut verdi. Fakat bundan da önemlisi, toplumsal güç dengelerinde benzersiz bir rol oynayan işçi sınıfının sahneye çıkıp çıkmayacağıdır. İşçi sınıfının sahne aldığı yerde faşistlerin esamisi okunmaz. 50. yılında öğretmeye devam eden 15-16 Haziran büyük işçi direnişi günlerinde, bugün topluma kan kusturan faşistler kuyruklarını kısıp kaçacak delik arıyorlardı. Dönemin değerli ozanı Aşık İhsani bu gerçeği, “15-16 Haziran’ı olan bir ülkede faşizm fazla yaşamaz!” dizeleriyle kayda geçmişti.
0 notes
kurtlukiraz · 1 year ago
Link
Geçen hafta, 11-22 Mayıs tarihleri ​​arasında düzenlenmesi planlanan Cannes Film Festivali'nin ertelenme ihtimalinin belirdiği haberler çıkmış, festival yönetiminin yeni eski dönem olarak temmuz ayını hedeflediği belirtilmişti. Cannes cephesinden gelen açıklamayla dairenin sonucu resmileşti. Festival, ortaya çıkan ilk haberlerde yer alan bilgilere paralel olarak 6-17 Temmuz tarihlerine ertelendi. Geçen yılın ilk aşamasında Kovid-19 nedeniyle ileri bir tarih ertelenen, ardından 2020 yılı için iptal edilen Cannes Film Festivali'nin eklenmesi tercih edilen çeşitli filmler, sonbahar döneminde Cannes2020 etiketiyle Venedik, Toronto, San Sebastian benzer biçimdeki festivallerde gösterilmişti.
0 notes
gundemburadadedim · 1 year ago
Link
Geçen hafta, 11-22 Mayıs tarihleri ​​arasında düzenlenmesi planlanan Cannes Film Festivali'nin ertelenme ihtimalinin belirdiği haberler çıkmış, festival yönetiminin yeni eski dönem olarak temmuz ayını hedeflediği belirtilmişti. Cannes cephesinden gelen açıklamayla dairenin sonucu resmileşti. Festival, ortaya çıkan ilk haberlerde yer alan bilgilere paralel olarak 6-17 Temmuz tarihlerine ertelendi. Geçen yılın ilk aşamasında Kovid-19 nedeniyle ileri bir tarih ertelenen, ardından 2020 yılı için iptal edilen Cannes Film Festivali'nin eklenmesi tercih edilen çeşitli filmler, sonbahar döneminde Cannes2020 etiketiyle Venedik, Toronto, San Sebastian benzer biçimdeki festivallerde gösterilmişti.
0 notes